Türkİye’de Güzel Vakİt Geçİrmenİn İpuçları

Bazen konfor alanımızın dışına çıkmaktansa alışageldiğimiz ortamlarda bizim gibi düşünen insanlarla birlikte olmayı tercih ederiz. Türkiye’nin kültürü gerçekten kendisine özgü olduğu için, uluslararası öğrenciler tüm bu yeni bilgi, norm ve geleneklerle karşılaştıklarında kendilerini bunalmış hissedebilir. Bu noktada yapabileceğiniz en doğru şey, bu yeniliklerin hepsini kabul etmek. Böyle bir tutum sayesinde ben de sadece Türkiye’yi değil, aynı zamanda kendimi de keşfettim. Artık en sevdiğim yemek İskender Kebabı oldu. Bir Hristiyan olarak Uludağ Camiinin güzelliklerini görmek ve İslam dinini içeriden incelemek ufuk açıcı bir deyim oldu benim için. Türkiye’de en güzel anılarımdan biri ise Ankara kalesinde sokak müzisyenleriyle dans etmekti. Siz de kesinlikle böyle özel anları kaçırmayın! Kültür hakkında sadece okumayın veya insanlarla sadece konuşmayın, onu yaşayın ve hissedin!

Memleketiniz ne olursa olsun, ‘Türkiye’ veya ‘Osmanlı İmparatorluğu’ kulaklarınıza yabancı gelmez. Fakat bu isimlerin kaynaklarını kendi gözlerinizle görmek istemez misiniz? Sadece tek bir ülkenin sınırları içerisinde efsanevi Truva’yı, doğal dünya harikalarından Pamukkale’yi, ‘uzaylılar tarafından inşa edilen’ Kapadokya’yı, sultanların evi Topkapı Sarayı’nı ve daha birçok dünyaca ünlü yeri ziyaret edebilirsiniz. Ben de buraları her ziyaret ettiğimde kendimi tarihin bir parçası olarak hissediyorum.

Türkiye o kadar çekici bir ülke ki, her sokakta en az on milletten insan bulabilirsiniz. Sayısız yaşanmışlık, hayat görüşü, gelenek... Hiç beklemediğiniz bir kişi hayatınızda çok önemli olabilir. Belki Türk bir yeni arkadaşınız sizi üniversitenize yakınlaştıracak, belki sizinle aynı ülkeden gelen bir arkadaşınız Türkiye’yi sizden önce keşfettiği için size önemli tavsiyeler verebilecek, belki de daha önce hiç duymadığınız bir ülkeden gelen bir arkadaşınız ülkesi hakkında size hayran bırakıcı şeyler öğretecek. Konuşmaktan korkmayın! Bu ülkenin size verebileceği en güzel şey insanlardır.

Siz ülkenizi daha iyi bir akademik kariyer ve iş hayatı için bıraktınız. Bunun için elinizden geleni yapın. İstediğiniz bölümde kendinizi geliştirmek için olabildiğince derslere katılın ve sıkı bir şekilde çalışın. Elbette hocalarınız sizden çok şey isteyebilir, ders çalışmak da çok vaktinizi alabilir. Ancak geleceğinizin temelini sadece kitaplarla atamazsınız. İletişim ağınızı genişletmelisiniz. Üniversitenizin kariyer, spor veya farklı alanlarla ilgili kulüplerine mutlaka katılın. Hayat sadece ders çalışmak değildir. Tecrübe kazanmak için fırsat beklemeyin, fırsat bulun, bulamıyorsanız kendi fırsatınızı yaratın.