Thesis Search




SEARCH RESULTS

Information extraction from sales flyers using semi-supervised learning

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Nesnelerin ve metinlerin algılanması ve bunların imgelerden çıkarılması, son 30 yılda hala mükemmelleştirmeye çalıştığımız büyük bir zorluk oldu. Görüntü öğreniminde Derin Öğrenme ve Makine Öğrenimi tekniklerindeki mevcut ilerleme ve özellikle satış broşürleri gibi birçok bilgiye sahip olan görüntü için amaç lokalizasyonu, amaç son yarım on yılda bir tartışma konusu olmuştur ve son zamanlarda çok parlak gelişmeler görmüştük. bu alt-görevlerden en az birini çözmeye çalışmakta ve yerelleştirmeyi ve resimlerden ve dijital belgelerden satış broşürleri olarak tanınmasını hedeflemektedir. Bu tezde, satış broşürlerinden bilgi çıkarımı için 3 adımdan oluşan otomatik bir öğrenme algoritması sunduk: birincisi, daha hızlı bölge evrişimsel sinir ağı (Faster RCNN) çerçevesinden ilham alan satış broşürlerinde nesnelerin (Ürünler) tespiti ve Özellik haritası olarak Artık Sinir Ağı. İkinci adım, satış broşürlerindeki metnin Optik karakter tanıma yöntemiyle algılanması ve çıkarılması ve son olarak her bir ürünün fiyat ve açıklama gibi bilgilerle birleştirilmesi amacıyla birleştirme algoritmasıdır. Üç farklı birleştirme algoritması sunduk ve bunları aralarında karşılaştırdık: İşlev algoritması (1) (nesne ve metin arasındaki mesafelerle birleştirme)% 74,% 64 Geri Çağırma, F1 Puanı% 69 ve Doğruluk% 67 kesinliğe ulaştı. İşlev algoritması (2) (Nesne, metin ve nesne üzerindeki metin arasındaki mesafelerle birleştirme)% 76,% 70'i Geri Çağırma, F1 Skoru% 73 ve Doğruluk% 71 kesinliğe ulaştı ve ana katkımız Convolutional sinir ağı CNN'in birleşimi oldu. ve Çok Katmanlı Perceptron (MLP)% 85, Geri Çağırma% 80, F1 Skoru% 82 ve Doğruluk% 81'i buldu.

Inheritance of awn traits in bread wheat

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Bitki Islahı ve Genetiği Bilim Dalı
Bu araştırma, 2018-2019 yıllarında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü serasında kurulmuştur. Deneme dört ebeveyn hattın (Gönen, Massagio, Hat 31 ve Ziyabey) arasında yapılan melezlerden elde edilen üç F2 kombinasyonunda kılçıklılık özelliğinin kalıtımını ve bazı önemli agronomik özelliklerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. 2018 yılında Ege Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme tarlasında dört farklı ebeveynin arasında melezlemeler gerçekleştirilmiştir. Melezler; Hat 31 X Gönen, Gönen X Massagio, Gönen X Ziyabey and Ziyabey X Gönen şeklinde yapılmıştır. 2018 yılı Eylül ayında F1 bitkileri ebeveynleriyle birlikte tesadüf parseller deneme desenine göre serada saksılara ekilmiştir. Çiçeklenme döneminde bitkiler kendilenmeye bırakılırken bazı bitkilerde geriye melezleme yapılmıştır. Geriye melezlemeler şu şekilde gerçekleştirilmiştir; (Gönen X Massagio) x Gönen, (Hat 31 X Gönen) X Gönen, (Ziyabey X Gönen) X Gönen and (Ziyabey X Gönen) X Ziyabey. 2019 yılı Şubat ayında hem kendilenmiş F2 tohumları ve hem de BC1F1 tohumları ebevenyleriyle birlikte tesadüf parseller deneme desenine göre serada saksılara ekilmiştir. Bitki boyu, ust-boğum uzunluğu, bayrak yaprak uzunluğu ve genişliği gibi özelliklerin ölçümleri hasattan önce yapılmıştır. Kılçık durumu, başak uzunluğu, başakçık sayısı, başak ağrlığı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı ve başak indeksi gibi özelliklerin ölçümleri de hasattan sonra yapılmıştır. Kılçık durumu özelliğinde kılçıksızlık özelliğinin baskın olduğu ortaya koyulmuştur. Bitki boyu, başak uzunluğu, başakçık sayısı, başak ağırlığı ve başakta tane sayısı Hat 31 X Gönen melezinde en yüksek değerlere sahip olmuştur. Üst-boğum uzunluğu ve bayrak yaprak alanı özelliğinde Ziyabey X Gönen kombinasyonu en yüksek değere sahip olduğu belirlenmiştir. Başak indeksinde Gönen X Massagio kombinasyonunun en yüksek değere sahip olduğu bulunmuştur. Son olarak, başakta tane ağırlığında Ziyabey X Gönen ve Hat 31 X Gönen kombinasyonlarının değerleri aynı olup en yüksek olarak saptanmıştır.

Initiatives for BIM adoption in the leading countries

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Yapı İşletmesi Bilim Dalı
Son yıllarda inşaat sektörü, teknoloji, proje prosedürleri ve hatta organizasyonel yapılar açısından yeni bir değişim dalgası yaşamaktadır. Bina Bilgi Modellemesi (BIM), AEC endüstrisinde gelişen bir teknolojik ve prosedürel değişimdir. Projeden faydalanılması, sadece verimliliği artırmakla kalmayıp hataları azaltan, aynı zamanda üretkenliği artıran bir işbirliği seviyesi sağlar. Pek çok gelişmiş ülke BIM'i kendi inşaat endüstrilerindeki faydaları nedeniyle benimsemiştir ve bu nedenle uygulama ve uzmanlığı konusunda öncü ülkeler haline gelmiştir. Araştırmanın amacı, BIM görevlilerini ve önde gelen ülkelerde desteği ve uygulamayı teşvik eden girişimleri gözden geçirmekti. Ayrıca, incelenen bazı ülkelerin projelerinde başarılı BIM kullanımı ile ilgili vaka çalışmaları tartışılmış ve sunulmuştur. Araştırma bulguları, önde gelen ülkelerin çoğunun BIM'in kamu projelerinde kullanılmasını zorunlu kıldığını göstermektedir. Birleşik Krallık, Singapur, Finlandiya, Norveç ve Danimarka ulusal bir BIM yetkisi geliştirirken, ABD ve BAE sırasıyla ajanslar ve Dubai belediyesi tarafından BIM şartlarına sahiptir. Hükümet, kurumları aracılığıyla çeşitli girişimleri sunarak BIM uygulamasının başlıca itici gücü olarak görülmüştür. Bu çabalar, proje ekiplerinin artan işbirliğiyle daha verimli olmaları ve endüstride verimlilik artışı gibi somut faydalar sağladı. Üç farklı ülkeden dört vaka çalışması da sunuldu. 2014-2017 döneminde başlayan bu büyük ölçekli projelerin çoğu halen devam etmekte olup, BIM'in nasıl uygulandığını ve bununla ilgili zorlukların nasıl karşılandığını ve sonraki faydalarını açıkça göstermektedir. Sonuç olarak, bu araştırma, BIM'in uygulanmasındaki zorluklara rağmen, hükümetlerin ve tüm sektör oyuncularının dahil olduğu özel sektörün, önde gelen ülkelerde başarılı BIM'in benimsenmesine yönelik olarak tutarlı bir şekilde çalıştığını göstermektedir. Buna ek olarak, İngiltere gibi hükümet tarafından uygulanan BIM stratejisi ve BIM politikaları geliştiren ülkeler, endüstri artık BIM seviye 2 uyumlu olduğu için geri kalanı daha geride kalmıştır.

Innovation principles and their possible application in social design

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Bu çalışma, sosyal problemleri çözmesi veya azaltması amaçlanan ürün tasarımındaki olası uygulamalarla beraber stres faktörünün konseptlerini (yani çevre, kaynak ve bilgi düzeyi tarafından sebep olunan zorlayıcı koşullar), kırılmazlık, biriken tecrübe, bağlam ve diğer konseptlerden çıkan platformları inceler. Belge, beş bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm Kültürel, Bilimsel, Deneysel ve Lojistikt olan dört bilgi alanından literatürün teorik olarak incelenmesiyle ilişkilidir. İkinci bölümde, farklı literatür kaynakları ve bilgi alanlarından gelen fikirler ve kavramlar, nihai amacı bibliyografik incelemeye dayalı ifadeler üretmek olan üçgenleme yöntemi ile birleştirilmiştir. Üçüncü bölüm, ikinci bölümde değinilen ifadelerin daha da geliştirilmesini içermektedir ve bu ifadelerden sosyal tasarımda yeniliği teşvik etmek için literatür incelemesinden çıkartılan bir dizi ilke önerilmektedir. Dördüncü bölüm, önerilen ilkeler ile mevcut tasarımla ilgili literatürdeki benzerlikler, farklılıklar ve fırsatları tanımlayan bir karşılaştırmayı içermektedir. Böylelikle kurumlar ya da kuruluşlar tarafından yürütülen sosyal tasarımda en zengin olan yenilik çerçevesi yaratılabilecektir. Son olarak beşinci bölümde sonuçlar, zorluklar ve uygulamanın olası fırsatları sunulmaktadır.

Institutional environment and entrepreneurial cognitive antecedents in shaping new venture start-up intention: An investigation of higher education students of Ethiopia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 İşletme Bilim Dalı
Gelişmekte olan ülkelerde kurumsal güçlerin girişimcilik faaliyeti üzerindeki etkisi konusunda yeterince araştırma yapılmamıştır. Ayrıca, araştırmacılar tarafından kurumların girişimcilik üzerindeki dolaylı etkilerini araştırmak için çağrıda bulunulmaktadır. Bu nedenle, Kurumsal Teori ve Planlı Davranış Teorisi'ni kullanarak, bu tezin amacı kurumsal çevrenin (düzenleyici, bilişsel ve normatif kurum) algısı, ve girişimci bilişsel faktörlerin (Kişisel tutum ve Algılanan davranışsal kontrol), Etiyopya'daki lisans öğrencilerinin girişimcilik niyeti üzerindeki etkisini analiz etmektir. Böylece, bu çalışma, literatüre yeni görüşler ekler ve gelecekte yapılacak olan çalışmalar için bazı araştırma önerilerinde bulunur. Çalışmada, hem nitel hem de nicel veri toplama ve analiz tekniklerinin aynı anda uygulandığı çeşitlendirilmiş bir karma yöntem tasarımı kullanılmıştır. Nicel veriler üç üniversiteden 431 öğrenciden anket tekniği kullanılarak toplanmış ve yapısal eşitlik modellemesi ile analiz edilmiştir; Nitel veriler ise 15 öğrenciden yüz yüze mülakat ile toplanmıştır ve tematik analiz tekniği ile analiz edilmiştir. Ayrıca, Etiyopya'daki üniversite öğrencilerinin girişimcilik niyetini etkileyen kurumsal faktörlerin önemli yönlerini ortaya çıkarmak için ikincil veriler de kullanılmıştır. Araştırmanın bulgulara göre hem düzenleyici hem de bilişsel kurumların öğrencinin girişimcilik niyeti üzerinde önemlibir etkiye sahip olmadığı ortaya koyulmuştur. Bu nedenle, politika yapıcılar veya diğer ilgili kurumlar, genç nesillerin girişimcilik niyetini artırmak için destekleyici, düzenleyici ve bilişsel kurumsal güçlerin oluşturulmasına vurgu yapmalıdır. Çalışmadan beklediği gibi, bulgur, girişimcilik niyeti için normatif kurumsal düzenlemelerin diğer kurumsal çevre özelliklerinden çok daha önemli olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, gelişmekte olan bir ekonomide kurumsal çevre kavramsallaştırması, yerel geleneklerin girişimciliği teşvik etme rolünü asla hafife almamaktadır. Anahtar Kelimeler: Etiyopya, Girişimcilik Niyeti, Kurumsal Teori, Planlı Davranış Teorisi

Integrated approach for pm characterization: A comparative analyses between ICP-MSMS and pixe, source location, source apportionment and probabilistic health risk assessment

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Çevre Mühendisliği Bilim Dalı
Parçacık Kaynaklı X-ışını Emisyonu (PIXE) ve İndüktif Olarak Birleştirilmiş Plazma Kütle Spektrometresi (ICP-MSMS), kırsal ve kentsel alanlardan PM2.5 ve PM2.5-10'u karakterize etmek için kullanılmıştır. Bunu, PIXE ve ICP-MSMS arasında PM metal bileşenleri için çözüm potansiyellerine dayalı olarak sahaya özgü karşılaştırmalı analizler izledi. Coğrafi birikim indeksi (Igeo) ve pozitif matriks faktorizasyon (PMF) modeli PIXE ile ölçülen PM metal kaynaklarının paylaştırılması ve profili için birlikte kullanılmıştır. HYSPLIT modeli, toz modeli, mineral toz izleyicileri ve uydu görüntüleri, bu çalışmanın alıcı yerlerinde yakalanan hava partiküllerinin potansiyel kaynaklarını / kaynağını bulmak için birleşik bir metodoloji olarak kullanılmıştır. Son olarak, Monte Carlo'nun olasılıksal yaklaşımını kullanarak, iyi PM'ye maruz kalmanın sağlık riski değerlendirmesi gerçekleştirilmiştir (PM2.5). İki yöntemle Na, Mg, Al, S, Ca, Ti, V, Cr, Mn, Fe, Ni, Cu, Zn, As, Se, Br, Rb, Sr, Zr, Mo ve Pb içeren 21 çözülmüş eleman gösterilmektedir. : PIXE için algılama yüzdesinin (% BDL) altındaki yüzde,% 0 (Zn için) ve% 83 (Mo için) arasında, Ca, S, K, Cl ve Na gibi önemli işaretleyicilerle% 4,% 8,% 11 arasında değişmiştir. Sırasıyla, % 12 ve% 21. ICP-MS için, % BDL, % 0 (Mg için) ve% 98 (Se için) arasında değişirken Na, Al, Ca, Cr, V ve S gibi önemli belirteçler, saptamaların% 0 ila% 1'i arasındaydı. Hem regresyon analizi hem de mutlak bağıl fark, özellikle kabuklu türler için iki yöntem arasında çok iyi bir pozitif ilişki gösterdi. Hava kütlelerinin geri yörüngeleri, reseptörlere Bulgaristan, Yunanistan, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkelere karışan kirleticiler izledi. Yeme içme yoluyla günlük maruziyet dozları en yüksek, en sonunda inhalasyon ve son olarak da dermal emilimdir. Yeme içme, erişkin yaş grubundaki dozun% 85'ine ve çocuk yaş grubunda% 94'üne katkıda bulunmuştur. Tahmini risk, yani tüm metaller için artan yaşam boyu kanser riski (ILCR), 10-6'nın kanser eşik değerinin altındaydı. Duyarlılık analizine dayanarak, hem çocuklarda hem de yetişkin yaş gruplarında kanser riski üzerindeki en az ve en yüksek çarpma parametreleri sırasıyla ortalama (AT) ve maruz kalma süreleri (ED) idi. Anahtar Kelimeler: Hava Partikül Maddesi, Parçacık Kaynaklı X-ışını Emisyonu, İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometresi, Pozitif Matriks Faktorizasyonu, Sağlık Riski Değerlendirmesi.

Integrating GIS and multi-criteria decision making techniques (AHP and TOPSIS) for earthquake hazard map generation and analysis: Case of Kucukcekmece region

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Depremler ve yol açtığı tehlikeler insanoğlu ve çevresi üzerinde yaygın sosyo ekonomik ve çevresel yıkımlarla sonuçlanan şiddetli etkilere yol açmaktadır. Önlemler alınmaksızın depremlerle ilişkilendirilen bu risklerin gelecekte insan topluluklarını ciddi anlamda etkilemesi kaçınılmazdır. Bu etkiler, planlama, müdahale ve risk azaltma stratejisinin geliştirilmesine bağlı olarak etkin ve kapsamlı bir Afet ve Acil Durum Yönetimi ihtiyacını doğurmaktadır. Mekansal teknolojilerdeki son gelişmeler mekansal verinin gün geçtikçe karmaşık bir hal alması ve mekansal veriye olan talebin artmasıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi problemlerinin çözümünde yeni olanaklar yaratmaktadır. Bu durum verilecek kararların net olması, anlamlı ve etkin bir biçimde başarılması amacıyla karar verme sürecinin kalitesinin iyileştirilmesi sağlayan Çok Ölçütlü Karar Analizi (ÇÖKA) yöntemlerinin geliştirilmesine ön ayak olmuştur. ÇÖKA yöntemleri afet yönetimine dahil olan paydaşların, karar gruplarının ve ilgili ölçütlerin süreç içinde katılımcı bir biçimde yer almalarına olanak sağlamaktadır. Temel bir yaklaşımla, çok ölçütlü mekansal bir karar problemi, ilgili değerlendirme ölçütlerine dayanarak bir veya birden fazla seçenek içerisinden mekansal olarak tanımlanmış bir seçeneğin seçilmesini içermektedir. Seçenekler mekansal olarak tanımlanmakta ve analizin sonuçları bu mekansal düzenlenişe göre şekillenmektedir. CBS terminolojisi içinde, seçenekler, ölçüt değerleriyle ilişkilendirilmiş olan noktasal, çizgisel ve alansal objelerin toplamı olmaktadır. Çok ölçütlü mekansal karar analizi, mekansal veri setlerinin birbirleriyle bütünleştirilmesi ve birbirine dönüşümüyle bir bileşke karar çıktısını oluşturan işlemlerden ibaret olmaktadır. Çok ölçütlü karar verme süreçleri, girdi harita verisi ile çıktı harita verisi arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadır. Bu süreçler, belirli karar verme kurallarına göre mekansal verilerin düzenlenmesini ve karar vericinin tercihlerini içermektedir. Mekansal çok ölçütlü karar analizinin önemli bir özelliği ölçüt değerlerine dayanan mekansal olguların değerlendirilmesini ve değerlendirme ölçütlerine dayanan karar vericinin tercihlerini içermesi olmaktadır. Karar seçeneklerinin belli bir düzen içinde sıralanmasını başaran prosedür karar kuralı olarak adlandırılmaktadır. Karar verici, karar kuralı yardımıyla seçeneklerin en iyi şekilde nasıl sıralanacağını veya hangi seçeneğin öbürüne tercih edileceğini belirlemektedir. Karar kuralı, seçenek bilgisiyle karar vericinin tercihlerini, bütünsel bir değerlendirme için birleştirmektedir. Literatürde çok ölçütlü karar problemini çözmeye yönelik birçok karar kuralı tanımlanmış ve uygulama alanı bulmuştur. Özellikle CBS tabanlı karar vermede toplamlı karar kuralları (additive decision rules) en iyi bilinen ve geniş çapta uygulama alanı bulan çok ölçütlü karar verme yöntemleridir. Bu çalışmada çok ölçütlü karar kurallarından AHY ve TOPSIS yönteminin birlikte kullanılması amaçlanmaktadır. 1970'li yıllarda Thom

Integrating gum production and selected forest ecosystem services into forest management plans using linear programing: A case study in Sudan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Orman Amenajmanı Bilim Dalı
Orman kaynaklarının ekolojik bütünlüğünün bozulmadan çok amaçlı planlanması gerekliliği nedeniyle, günümüzde geleneksel orman amenajmanı bakış açısı değişmelidir. Bu çalışmada, Sudan'da Okalma ormanı için parasal olarak kolay değerlendirilebilen odun üretimine ek olarak, diğer orman fonksiyonları öne çıkarılmıştır. Odun üretimi yanında, sakız üretimi, toprak koruma ve su üretimi fonksiyonları, orman amenajman planlarınına entegre edilmeye çalışılmıştır. Bahse konu fonksiyonlar, öncelikle orman yapısı ile ilişkiye getirilmiş ve sakız üretimi, toprak kaybı, odun üretimi, ve su üretimi matrisleri oluşturulmuştur. Daha bu fonksiyonların entegre edildiği bir planlama modeli kurulmuş ve LINGOTM yardımıyla çözülmüştür. Odun üretiminin en iyilenmesi veya sakız üretiminin en iyilenmesi gibi amaçlar ile eşit eta akışı ve belirli miktar ve hizmet kısıtı içeren 6 planlama stratejisi geleştirilmiştir. Tüm stratejiler karşılaştırıldığında, 25 yıl sonrasında, odun üretimini maksimize etmeyi amaçlayan STR2, en yüksek su üretimi NBD'i (1,859.4 milyon €) verirken STR5 en düşük toprak kaybının NBD'i vermiştir (245.5 bin €). Sakız üretimini maksimize eden stratejiler arasında, STR1 idare süresinin sonunda en yüksek sakız NBD'i (764.3 bin €) üretmiştir. Sonuçta, orman amenajman planlarının çok amaçlılığı dikkate alacak şekilde planlaması önerilmiştir.

Integrating software defined networking approach into wirelessmultimedia sensor networks

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Bu araştırma çalışması, kablosuz algılayıcı ağların bazı kritik konularını ele almakta ve bu konuların çözümü için, bilgisayar ağlarında yeni bir kavram olarak ortaya çıkan yazılım tanımlı ağ yaklaşımını önermektedir. Yazılım tanımlı ağ yaklaşımının mevcut ağları yönetmede yeni bakış açısı ortaya koyması, pratiklik ve birlikte çalışabilirlik özellikleri nedenleriyle, aktif IEEE standartları projelerine paralel olarak standardizasyon çalışmaları devam etmektedir.Bu tez çalışmasında, yazılım tanımlı ağ yapısının, daha az enerji tüketimi ve uygulamaya özel adaptasyon için ağın soyutlanması ve yönetiminin basitleştirilmesi özellikleri üzerine yoğunlaşılarak, kablosuz algılayıcı/eyleyici ağlara uygun olduğu gösterilmiştir. Başarım değerlendirmesi için, önerilen mimarinin modeli ve benzetimi Riverbed Modeler Yazılımı ile gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, oluşturulan modelin fiziksel olarak gerçeklemesi de yapılmıştır. Geliştirme çalışmasında ağ işlemcisi olan ARM tabanlı CC2538EVM modülü smartRF06EB uygulama işlemcisiyle birlikte kullanılmıştır. Oluşturulan topoloji içerisinde ağ işlemcisi hem tek başına hem de, mevcut algılayıcılarının, butonlarının ve diğer arayüzlerinin kullanılabilmesi için smartRF06EB borduyla birlikte kullanılmıştır. Gelişmiş mimarinin benzetimi için çeşitli trafik türleri içeren senaryolar gerçekleştirilmiştir. Oluşturulan mimari içerisinde yazılım tanımlı ağ denetleyicisine gömülü merkezi bir topoloji-farkında yönlendirme mekanizması yer almaktadır. Aynı zamanda, karşılaştırma amacıyla geleneksel bir protokolün benzetimi de gerçekleştirilmiştir. Benzetim sonucunda, güç tüketimi açısından çok daha iyi, gecikme ve verimlilik açısından biraz daha iyi gelişmeler elde edilmiştir. Anahtar kelimeler: WMSN, SDN, SDN Denetleyici, Kablosuz Algılayıcı Ağlar, Yazılım Tanımlı Ağlar, Gömülü Sistemler.

Intellectual capital and its impact on financial performance of firms listed in borsa Istanbul

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Maddi olmayan varlıklar, fiziksel ve finansal sermayenin yansıra örgütsel faaliyetleri destekleyen doğası nedeniyle, Entelektüel Sermaye (intellectual capital-IC) olarak da değerlendirilmekte ve bilinmektedir. IC'ye ilişkin çeşitli tanımlamalar bulunmaktadır. Bunların çoğu IC'yi bilgi-bazlı ekonomi bağlamında tanımlamaktadır. IC'nin ölçülmesinde çeşitli yöntemler kullanılmakta olup, bunların en yaygın olanı IC Katma Değer Katsayısı (VAIC) ile öne çıkan Pulic's yöntemidir. Bu tez, IC ve üç IC bileşeninin (İnsan Sermayesi Etkinliği (HCE), Yapısal Sermaye Etkinliği (SCE) ve Kullanılan Sermaye Etkinliği (CEE)) şirket performansı üzerindeki etkisini incelemektedir. Bu amaçla, Borsa İstanbul'da 2004-2015 yılları arasında işlem gören finans sektörü dışındaki şirketler üzerine analizler yapılmıştır. Şirketlerde performans üç farklı kategoriye ayrılmıştır: piyasa, finansal ve üretkenlik performansı. Piyasa performansı fiyat kazanç oranı (FKO) ve piyasa değeri-defter Değeri (PD); finansal performans aktif karlılığı oranı (AKO), öz kaynak karlılığı oranı (ÖKO) ve hisse başına kar (HBK); üretkenlik performansı ise aktif devir hızı (ADH) oranları kullanılarak ölçülmüştür. Çalışmada panel veri analizi kullanılmıştır. Bulgular, HCE'nin kriz öncesi ve sonrası üretkenlik performansı ve finansal performansına olumlu etkisine işaret etmektedir. SCE'nin kriz öncesinde FKO üzerinde olumlu etkiye sahip olurken, kriz sonrasında AKO ve ÖKO üzerinde aynı etkiye sahip olduğu görülmüştür. CEE'nin ise kriz öncesinde PD ve FKO'ye olumlu etkiye sahip olduğu görülmüşken, üretkenlik performansına (ADH) olumsuz etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. CEE kriz sonrasında ise, piyasa, üretkenlik (ADH) ve finansal (AKO ve ÖKO) performanslara olumlu etkilere sahip olduğu görülmüştür. HEC, SEC ve CEE üçlüsünden oluşan VAIC'ın kriz öncesinde piyasa (MB) ve finansal (AKO ve ÖKO) performanslara olumlu etkiye sahip olduğu görülmüştür. Buna ilaveten VAIC'nin kriz sonrasında üretkenlik performansı (ADH) ve finansal performansın tüm faktörleri üzerinde önemli bir olumlu etkiye sahip olduğu görülmüştür.

Intercultural impacts of social media usage for international students in their educational situations: The case study on African students in Sakarya University

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Kültürel Çalışmalar Bilim Dalı
Bu çağdaş dünyada, genel olarak teknoloji ve özelde sosyal medya, uluslararası öğrencilerin eğitim durumlarına uyum sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu tez, sosyal medya kullanımının Sakarya Üniversitesi'ndeki Afrikalı öğrenciler üzerindeki kültürlerarası etkilerini incelemektedir. Sosyal medya kullanımının kültürlerarası etkilerini analiz etmek için, farklı nitel araştırma yöntemleriyle Sakarya Üniversitesi'ndeki Afrikalı öğrencilerden 2019-2021 eğitim-öğretim yılında deneysel veriler toplanmıştır. Birincil kaynaklar özellikle görüşmelerden toplanmış ve ikincil bilgi kaynakları metodolojik olarak incelenmiştir. Kültürler arası uyum teorilerine dayalı analiz ile bu araştırmada üç temel bulgu ortaya çıkmıştır. Akademik uyum sürecinde, kültürel hareketliliği teşvik eden kültürel sermaye teorisi, öğrenme ortamını analiz etmek için kullanılmıştır. Sosyal medya kullanımının, Sakarya Üniversitesi'ndeki Afrikalı öğrencilerin özellikle eğitim amaçlı kültürlerarası ortama uyum sağlamasına yardımcı olduğu tartışıldı. Dil engellerinin Afrikalı öğrencileri eğitimlerinde strese ve hüsrana sürüklediği bulunmuştur. Sosyal medya kullanımı, Türkçe öğrenmenin pedagojik ve iletişim araçlarını belirlemektedir. Psikolojik uyumda, ev sahibi kültürdeki belirsizliği ve kaygıyı gösteren AUM teorisi, kültürler arası etkileşim becerilerini geliştirmek için de kullanılmaktadır. Sonuç olarak sosyal medya kullanımı, Afrikalı öğrencilerin bir yabancı ülkedeki vatan hasreti duygularını hafifletmektedir. Sosyo-kültürel uyumda, kültürleşme modeli teorisi, ev sahibi ortamdaki kültürel değişikliklerin koşullarını tasvir etmek için kullanılmıştır. Kültürler arası temaslarda sosyal medya kullanımının öğrenciler arasında etkili iletişim sağlamak için olumlu bir strateji olduğu doğrulanmıştır. Son olarak sosyal medya kullanımının eğitime uyum sürecinde önemli bir rol oynadığı sonucuna varılmıştır.

Intercultural sensitivity of Turkish and Malaysian prospective teachers of English

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 İngilizce Öğretmenliği Bilim Dalı
Kültürlerarası duyarlılık, yabancı kültürlere karşı esnek tutumlarda bulunmak olarak tanımlanır. Uzmanlar tarafından sıkça vurgulansa da bu konuda öğretmen adayları ile az araştırma yapılmıştır. Kültürlerarası duyarlılık alanında iki farklı ülkedeki öğretmen adaylarını kıyaslayan fazla çalışma da bulunmamaktadır. Bu çalışma, alandaki ihtiyacı doldurmak adına şu sorulara cevap aramaktadır: 1) Türk ve Malezyalı İngilizce öğretmen adaylarının mevcut kültürlerarası duyarlılık seviyeleri nedir? 2) Öğretmen adaylarının kültürlerarası duyarlılık seviyeleri a) ülkeye, b) üniversitedeki senelerine ve c) cinsiyete bağlı olarak değişkenlik göstermekte midir? Çalışma, Malezya ve Türkiye'deki iki üniversitenin İngilizce Öğretmenliği bölümlerinin birinci ve dördüncü sınıf öğrencileriyle yürütülmüştür. Toplamda 202 öğretmen adayı Chen ve Starosta (2000) tarafından geliştirilen Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeğini cevaplamıştır. Öğretmen adaylarının arasındaki farklılıkları saptamak amacıyla betimleyici istatistik ve t-testleri uygulanmıştır. Sonuçlar, öğretmen adaylarının kültürlerarası duyarlılık seviyelerinin yüksek olduğunu göstermiştir (3.89). Kültürel Farklılıklara Saygı yapısının en yüksek ortalama değere (4.32), Etkileşimsel Özgüven yapısının ise en düşük ortalama değere (3.56) sahip olduğu görülmüştür. Etkileşimsel Özgüven, kültürlerarası duyarlılık yapıları arasında orta düzeyde duyarlılığın bulunduğu tek yapı olarak ortaya çıkmıştır. Türk öğretmen adaylarının kültürlerarası duyarlılık ortalamaları (4.01) Malezyalı öğretmen adaylarının ortalamalarından (3.90) daha yüksek çıkmış, fakat bu fark istatistiksel olarak anlamlı ve büyük bulunmamıştır. Ancak, yapılar kıyaslandığında Etkileşimsel Katılım ve Etkileşimsel Atiklik maddelerinde Türk katılımcılar daha yüksek ortalamalara sahip olmuşlar ve Türk ve Malezyalı öğretmen adaylarının arasındaki bu farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Veriler adayların okudukları sene ve cinsiyetlerine göre kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı farklar tespit edilmemiştir.

Interdependence among units; case study of Ghana health insurance system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
İşletmelerin sahiplerine karşılıklı bağımlılık yardımı çalışması, kuruluşlarındaki çeşitli sektörlerin, bölümlerin veya birimlerin başkalarının üretkenliğine veya performansına nasıl bağımlı olduklarını anlar. Bazı araştırmacılar, bireyler ve gruplar arasındaki karşılıklı bağımlılığın ve müteakip etkileşimin organizasyonun temelini oluşturduğunu ileri sürdüler (Grant, 1996). Karşılıklı bağımlılığı anlamak, organizasyonun tasarım yapısını da etkiler. Kurumlar arası etkileşimi teşvik eder, hiyerarşi farklılaşmayı en aza indirir ve örgütsel gerginliklere girer. Dolayısıyla, kuruluşlar uygun olmayan karşılıklı bağımlılık, bu temel süreçleri aksatabilir, üretkenliğe müdahale edebilir ve alt çizgiyi etkileyebilir, (Alder, 1995), bilgi akışının ve çaba koordinasyonunun etkili olmasını gerektirir. Etkin örgütsel bağımlılık, aynı zamanda, Van de Ven (1980) 'in etkili bir iş ilişkisinin merkezi bir bileşeni olduğu için, bir kuruluşun uzun vadeli başarısının belirgin bir bileşenidir. Bu çalışma, bir kuruluşun başka bir kuruluşa olan bağımlılığının kendileri arasındaki ilişkiyi nasıl yönlendirdiğini ve kurumlar arası ilişkilerin etkin koordinasyonunu ve yönetilmesini sağladığını inceler.

Interest-free banking: Challenges, opportunities and prospects in Somalia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Finans Bilim Dalı
Bu çalışmanın temel amacı, Somali'nin Mogadişu şehrinde faizsiz bankacılık hakkındaki beklentiler, fırsatlar ve İşletme zorlukları belirli kaynaklarla Deneysel olarak analiz etmektir. Çalışmada görsel inceleme tasarımı kullanılmış olup ve çalışım örnekleme Somali Mikrofinans çalışanları, ticari banka çalışanları, kamu çalışanlar, girişimciler ve diğerlerinden oluşmaktadır. Birincil veriler bir anket yardımı ile tabakalı örnekleme ve Basit rasgele örnekleme tekniği kullanılarak toplanmış ve Birincil veriler toplanırkan 185 anket üzerinden 165'i Çalışmada kullanılmıştır. Toplanan veriler önce istatistiksel olarak kodlanmış ve SPSS programı kullanılarak analiz edilmiş daha sonra sonuçlar frekans tablolarda ve şekillerde sunulmuştur. Veriler daha sonra, ortalama ve yüzdeler gibi açıklayıcı istatistikler bakımından analiz edilmiştir. Çalışma, bir taraftan işgücü, mevzuat, yasal çerçeve, sermaye ihtiyaçı gibi faktörler üzerinden faizsiz bankacılıkla ilgili farkındalık ve genel anlayışı sağlamali üzerine diğer taraftan ekonomik büyüme, yatırımcı ilgili ve yatırımların teşvik edilmesi gibi faizsiz bankaların gelecek potansiyeli üzerine odaklanır. Çalışma, bankalar için ilave kaynak, ilave yatırım fırsatları, banka müşterisi olmayanların finansal hizmetlere erişimi ve ilave istihdam olanakları aracılığı ile faizsiz bankacılığın ekonomide bir büyüme sağlayacığı şeklinde bir değerlendirme ortaya koyar. Bu hedefe sormada bir taraftan toplumda farkındalık yaratmalı, faizsiz bankacılık konusunda ilgili Personeli eğitiminli ve işlevsel pazarlama teknilkerini kullanmalı, diğer taraftan hukümet organları aracılığı ile Sharia ile uyumla bir şekilde yasal çerçeveyi oluşturmak gerekir. Anahtar Kelimeler: İslami Finans, Faizsiz Bankacılık, Kâr ve Zarar Paylaşımı, Somali.

Inter-imperial rivalry in the gulf at the turn of the 20th century:the case of Kuwait

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Uluslararası Osmanlı Çalışmaları Bilim Dalı
19. yüzyılın ikinci yarısı yoğun bir imparatorluklar arası rekabete sahne oldu. Yüzyılın bitimiyle birlikte dünya büyük güçler arasında bölündü: Britanya, Fransa, Rusya, Almanya ve belli bir ölçüde de Osmanlı İmparatorluğu. Osmanlı İmparatorluğu'nda meydana gelen değişiklikler bu emperyal rekabeti 19 yüzyılın ikinci yarısında, Basra Körfezindeki Kuveyt gibi, imparatorluğun küçük bölgelerine dahi sirayet ettirdi, Kuveyt ismen Osmanlı İmparatorluğu'na bağlıydı ve El-Sabah hanedanının başında bulunduğu bir aşiret sistemi ile yönetiliyordu. Mübarek El-Sabah (1837-1915) 1896'da iktidara geldi. İktidara geliş koşulları, kendisi ile Osmanlı İmparatorluğu arasında daha sonraları emperyalist bir çatışmaya yol açacak diplomatik bir krize sebep oldu. Kuveyt'teki çatışmanın tarafları ağırlıklı olarak İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu ve Mübarek El Sabah'tı. Yine de bu, diğer güçlerin Kuveyt'e girmeye çalışmadığı anlamına gelmiyordu. Fransa, Rusya ve Almanya, Britanya ile rekabet ederek bu çatışmanın niteliğini belirlemede etkin bir rol oynadı, özellikle de Almanya. İmparatorlular bölgesel güçlerden bağımsız bir şekilde hareket etmiyordu. İki tarafın da örtüşen çıkarları emperyal-yerel ittifak eksenleri oluşturdu. Karşılığında bu bölgesel güçler de bazı büyük güçleri kendi yanlarına davet ederek Arabistan'daki bu çatışmayı genişlettiler. Kuveyt'in 20. yüzyılın başında tanık olduğu bu iç emperyalist çatışma, bölge tarihinde sadece emperyalist bir çatışma oluşturmakla kalmamış, o dönemin olayları aynı zamanda bölgenin modern tarihini de şekillendirmiştir.

Internal lean manufacturing practices and operational performance: A meta-analysis approach

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Üretim ve Pazarlama Bilim Dalı
Herhangi bir firmanın temel amaçları arasında maliyetleri mümkün olduğunca düşük tutmak vardır ve bu, birçok işletmenin belirtilen kapasitelerinin altında çalışmaya zorlandığı ve diğerlerinin faaliyetlerine son verdiği COVID-19 döneminde daha da kritik hale gelmiştir. Pandemiden önce de ulusal ve uluslararası firmalar, küreselleşme, yıkıcı teknolojiler ve giderek daha yenilikçi özelliklere sahip ucuz ürün ve hizmetlere yönelik artan talebin şiddetlendirdiği rekabet karşısında zorlanmaktaydılar. Bu talebi kazanmak ve sürdürmek, rekabeti savuşturmak ve artan değerle verimlilik elde etmek için firmalar, yalın üretim stratejisi de dahil olmak üzere farklı üretim tekniklerini kullanarak operasyonlarını düzene sokmaya çalışıyorlardı. Bu nedenle, içsel yalın üretim uygulamalarının operasyonel performans üzerindeki etkisine ilişkin tartışma, önemli bir bilimsel ve pratik ilgi konusu olmaya devam etmektedir. Bu konuda önemli miktarda teorik ve ampirik çalışma yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Ancak yapılan çalışmalarda tutarsız sonuçlar elde edilmekte olması bir meta analiz yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu çalışma, gözlemlenen tutarsızlıkları ve dolayısıyla içsel yalın üretim uygulamaları ile operasyonel performans arasındaki ilişkinin daha net bir resmini elde etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada kullanlan içsel yalın üretim uygulamaları Shah ve Ward (2003) tarafından önerilen bir modelden elde edilmiş olup istatistiksel süreç kontrolü, toplam önleyici bakım, sürekli akış, çalışan katılımı, kurulum süresinin azaltılması ve çekme üretimi içermektedir. Çalışmanın bağımlı değişkeni olan operasyonel performans ise malzemelerin hızlı teslimatı, üretim esnekliği, artan üretkenlik, hata oranlarında azalma, ilk geçiş verimi, azaltılmış teslim süresi, daha düşük üretim maliyetleri, yüksek ürün kalitesi ve atık minimizasyonu açısından ölçülmüştür. Çalışmada dünya çapında 2010-2020 yılları arasında yayılmış 30 makaledeki 7.075 firma örnek hacmi olarak kullanmıştır. Meta analiz sonuçları bir bütün olarak içsel yalın uygulamalar ve bireysel uygulamalar ile operasyonel performans arasında güçlü bir pozitif ve anlamlı ilişki olduğunu göstermiştir.

International adoption framework of green building guidelines in developing countries

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2012 Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
Yeşil bina kavramları gelişmenin bir sonucu olarak, bir çok ülke kendi yeşil bina konseylerini kurduve ilkelerini oluşturdu. Bu tezde, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında yeşil bina hareketinde yeni olan gelişmekte olan ülkelerde yaygın yeşil bina kurallarının nasıl uygulanabileceği üzerinedir. Bu gelişmekte olan ülkelerin yeşil bina kılavuzların kullanımı hızlandırmak için bir yol haritasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tezin üç ana hedefi vardır: (1) Endonezya'da ve Türkiye'de yeşil binanın benimsenmesi için bir uygulama stratejisi önermek; (2) bu stratejiyi doğrulamak ve geliştirmek için önceki çalışma ve daha ileri durumdaki ülkelerle karşılaştırmak; ve (3) gelişmekte olan ülkelerde inşaat sektöründe yaygın bir yenilik olarak yeşil bina kurallarının ne kadar kavrandığını görmek. Bu tezçalışmasında, gelişmekte olan ülkelerde yeşil bina kurallar benimsenmesi çerçevesinde üç gelişmekte olan ülke bazalınmıştır: Hindistan, Endonezya ve Türkiye. Bu üç ülke benzer şartlara sahip olduğu halde yeşil bina konusunda farklı kurallar uygulamış ve farklı ilerlemeler kaydetmiştir. Bulgular Hindistan, Endonezya ve Türkiye'de anket sonuçlarının karşılaştırılmasına dayanarak, bu tez gelişmekte olan ülkelerde oluşturulan yeşil bina kurallarının benimsenmesi hakkında bir çerçeve çizmektedir.

International financial integration: A complex network analysis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Uluslararası Ticaret Bilim Dalı
Finansal entegrasyon yeni bir kavram olmadığı gibi küreselleşme de yeni bir fenomen değildir. Finansal entegrasyon; sınır ötesi sermaye hareketliliğindeki engellerin kaldırılması, deregülasyon politikaları, teknolojinin evrimi ve artan uluslararası işbirliği imkanları ile hız kazanmıştır. Yine de, dünya tamamen entegre olmaktan uzaktır ve artan sınır ötesi sermaye akışlarından gerçekten fayda sağlamayı başaran birkaç ülke vardır. Yapılan tez çalışması, uluslararası finansal ağın analiz tipolojisine ve evrimine ağ yaklaşımı ile ışık tutmaktadır. Ana veri kaynağı, IMF tarafından yayınlanan Eşgüdümlü Portföy Yatırım Anketi (CPIS) olup, 2004'ten 2015'e kadar olan dönemi kapsamaktadır. Analizde 70 ülkeye yer verilmiştir. Finansal ağ kalıplarını ve evrilmesini değerlendirmek için kullanılan ağ parametreleri: ağ yoğunluğu (network density), kümelenme katsayısı (clustering coefficient), düğüm merkeziliği (node centrality), aradalık merkeziliği (betweenness centrality), yakınlık merkeziliği (closeness centrality) ve merkezler ve otoriteler (hubs and authorities – HITS Algorithm). Bu tez çalışmasında, karmaşık bir ağ modeli kullanarak, finansal ağın haritasını çikarılması ve onun topolojisini ve emrimini analiz etmek amaçlanmaktadır. Bu tezin ampirik sonuçlarına göre, dış varlığı elinde bulunduran ülkeler artmaktadır, lakin en büyük portföy ($ cinsinden) ABD tarafından tutulmakta ve finansal ağdaki en etkili ülke olarak mutlak liderliğini sürdürmektedir. Japonya, İngiltere, Lüksemburg, Fransa ve Almanya da ağda oldukça etkili görünmektedir. Bu ülkeler büyük miktarda uluslararası çapta yayınlanmış finansal varlıklara sahiptir. Genel olarak, yapılan tez çalışmasının bulguları önceki çalışmaların sonuçları ile uyumludur. Finansal ağ merkez-çevre yapısıdır ve ağın merkezinde bulunan az sayıdaki ülke ve hem kendi arasında hem de geri kalan çevre ülkelerle finansal ilişkiler sürdürmektedir. Çevresel olarak sınıflandırılan ülkeler, merkez ülkelerle ilişkiler kurma eğilimindedir ve bu ülkelerin diğer ülkelerle bağlantı kurma konusunda daha az istekli oldukları görülmektedir.

International maritime piracy as a threat to the world security: International legal mechanisms of combat and counteraction with the Ukrainian expertise

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Makale, modern dünyada deniz haydutluğunun ortaya çıkması ve yayılması sorununu ve bu olumsuz fenomenle mücadele yollarını ele almaktadır. Bu çalışmada modern dönemde deniz haydutluğunun gerçekleşme süreçleri ve uluslararası hukuk düzenine olan olumsuz etkileri incelenmiştir. Deniz haydutluğu ile mücadele için uluslararası yasal çerçevenin oluşturulması ve geliştirilmesi sorunu incelenmekte olup, dünya topluluğu tarafından bu fenomenle mücadele etmek için alınan pratik örgütsel önlemler analiz edilmektedir. Uluslararası güvenliğe bir tehdit olarak deniz haydutluğundan doğan sorunlarının analizi incelenmektedir ayrıca, bu suçla mücadelede uluslararası yasal ve örgütsel iş birliği biçimleri ve dünya toplumunun bunu en aza indirgemek ve ortadan kaldırmak için aldığı önlemler analiz edilmekte olup çözüm yolları incelenmektedir. Deniz haydutluğundan en çok zarar gören devlet olarak Ukrayna'nın deniz haydutluğuyla mücadeledeki rolü dikkat çekmektedir. Bu çalışmada, Ukrayna'nın kendi vatandaşlarını deniz haydutluğu saldırılarından korumak için olası diğer eylemleri hakkında analizler yapılmıştır.

Internet of things based hybrid home automation system control via android app

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Devreler ve Sistemler Bilim Dalı
Her şeyin interneti olarak da bilinen internetin üçüncü dalgası, hayatımızın her parçasının internet bağlantısına bağlı olduğu bir kavramdır. Nesnelerin interneti çoğalması (IoT), tüketici ürünleri, işletmeler ve yaşam tarzımız üzerinde büyük yankı uyandırıyor. Apple, Google ve Samsung gibi çok uluslu şirketler, şu anda sektördeki bu yeni patlama için yeni platformlar ve çözümler geliştirmektedir. Neredeyse herkesin bir akıllı telefonu var ve oldukları kadar taşınabilirler, böylece ev aletlerini kontrol etmek ve gözetleme kameralarını izlemek için idealdirler. Bu tez, gömülü bir Linux sistemi ile düşük maliyetli Wi-Fi yongalarının, özel bir Android uygulamasıyla etkileşimli mikro denetleyici birimleriyle tam TCP / IP yığını ile entegrasyonunun, fiziksel olarak bağlı donanımın gerçek zamanlı verilerini vermek için nasıl kullanıldığını göstermektedir. Kameranın canlı akışı, elektronik cihazların kontrolü ve atmosferik parametrelerin gerçek zamanlı ölçümleri, kişiselleştirilmiş bir Android mobil uygulaması aracılığıyla internet üzerinden görülebilir ve kontrol edilebilir. Mikrodenetleyici teknolojisinin elektronik minyatürleştirilmesi, ölçeklenebilir, kişiselleştirilebilir ve düşük maliyetli hibrid ev izleme ve kontrol sistemi önermemize olanak sağlamıştır.