Thesis Search




SEARCH RESULTS

İç savaş ve Taif anlaşması bağlamında Lübnan'ın sosyo-ekonomik durumu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu tezin amacı, Lübnan İç Savaşı (1975-1990) ve Taif Anlaşması bağlamında Lübnan'ın son dönem sosyo-ekonomik durumuna ışık tutmaktır. 15 yıl ve 6 ay süren savaşın Lübnan üzerinde derin bir etki bıraktığı ve hastalık, yoksulluk, beyin göçü, kentsel altyapı yetersizliği, tarım sektörünün ihmal edilmesi, işsizlik, devlet kurumlarının yetersizliği gibi birçok sosyo-ekonomik soruna neden olduğu savunulmaktadır. 1989 yılında, Lübnan iç savaşının tarafları olarak, siyasi grupların ve milis kuvvetlerinin liderleri, karşılıklı bir anlaşmaya varıp savaşı sonlandırmak için Taif / Suudi Arabistan'da bir araya gelmiştir. Taraflar, Taif Anlaşması adı altında, savaşı bitiren ve ülkenin kaderini bugüne kadar değiştiren bazı siyasi reformlar üzerinde mutabakata varmışlardır. Bu anlaşmanın esas amacı, dini toplulukları temsil eden siyasi gruplar arasında karşılıklı birliktelik olarak adlandırılan kuralı yenilemek ve korumak olmuştur. Tez çalışması, Lübnan'ın önceki başbakanlarından olan Rafik Al Hariri'nin Lübnan ekonomisini oluşturmada, Lübnan Vergi Sistemi'nin meydana getirmede ve özelleştirmenin kabul edilmesini kolaylaştırmadaki rolünü ortaya koymaktadır. Çalışma, özelleştirilen bazı kurumlar ve gelecekte özelleştirilebilecek kuruluşlar üzerine örnekler vermektedir. Çalışmada, GSYİH'nin ve büyüme oranlarının siyasi çatışmalardan ne derecede etkilendiği ve bu tür olaylardan sonra iyileşmenin ne kadar süre aldığı görülebilir. Tezin son bölümü, Lübnan Deniz Sahası içinde yer alan, en değerli alternatif enerji kaynağı olarak düşünülebilecek doğalgaz alanlarının önemine yoğunlaşmaktadır. Bu bölüm ayrıca, Taif Anlaşmasının, yolsuzluk, mezhepçilik ve kayırmacılık gibi sorunların artmasındaki etkisini göstermektedir. Çalışma, rüşvetin Lübnan'da ve özellikle devlet kurumlarında nasıl yayıldığını açıklamaktadır.

İç savaşların barış ile sonuçlanmasında medyanın rolü: Tacikistan örneğinin barış iletişimi açısından incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Genel olarak medya alanı, iletişimin gelişmesinde ve önem kazanmasında en çok katkıda bulunan alandır. Medya ve toplumun ilişkilerine bakıldığında, çevredeki her önemli olay insanlara medya kanalıyla ve medyanın istediği şekilde sunulmaktadır. Özellikle, günümüzde dünyanın çeşitli noktalarında iç savaşlar yaşandığı bir dönemde medyanın rolü iyice artmıştır. Ancak bu rol olumlu ya da olumsuz olabilmektedir. İç savaş yaşayan ülkelerin bazılarında, medya, çatışmanın derinleşmesine hizmet ederken, başkalarında medyanın etkisiyle çatışma sonlandırılmıştır. Bu yüzden günümüzdeki çatışmalarda medyayı doğru ve barış yolunda kullanmak için geçmişte yaşanan çatışmalarda medyanın nasıl kullanıldığını bilmek ve bunlardan dersler çıkarmak önemli sayılmaktadır. Çatışma ortamlarında medyayı olumlu kullanmanın temeli barış iletişimi dir. Buna karşılık, barış iletişimi yeterince araştırılmış bir konu değildir. Medya ve çatışma ilişkisi konusunda şimdiye kadar yapılan birçok çalışmada medyanın rolü daha çok genel bir şekilde ortaya konulmuştur. Bu araştırmaya konu olarak seçilen Tacikistan iç savaş örneği ise bugüne kadar medyanın oynadığı rol açısından incelenmemiştir; ilk kez bu araştırmada ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Nitel araştırma anlayışına dayanan bu çalışmada, uluslararası deneyimleri gözden geçirdikten sonra, Tacikistan'daki durum, çatışma sürecine yakından tanıklık eden kişilerle yapılan yüz yüze görüşmelerin yanı sıra, dönemin gazetelerindeki haberlerin içerik çözümlemesi tekniğiyle incelenmesi yoluyla aydınlatılmıştır. Sonuçlar göstermektedir ki, Tacikistan iç savaşının ortaya çıkmasında siyasi aktörler, ekonomi zayıflık ve dış ülkelerin etkisi yanında medya da olumsuz bir rol oynamıştır. Tacikistan'ın bağımsız olmasından önceki Sovyetler döneminde medya üzerinde uygulanan politikaların yansımaları, bağımsızlık sonrasında da medya ortamını olumsuz açıdan etkilemiştir. Savaşın başlangıç sürecinde çatışmanın tarafları medyayı birbirini karalamak amacıyla kullanmışlardır. Ancak savaşta çok miktarda insan kaybı olunca ve binlerce kişi mülteci durumuna düştüğünde, hem siyasetçiler hem de medya bu durumun durdurulmasına dönük hareket etmelerine gerek olduğunu anlamışlardır. Nitekim, iç savaşı durdurmaya yönelik siyasal çalışmalara ek olarak, medya da özellikle barışı halk arasında teşvik etme ve tarafları barışmaya davet etme konusunda büyük rol oynamıştır. Genel anlamda hem hükümet yanlısı medya hem muhalefet yanlısı medya barışmak yönünde etkinlik güstermiştir. Özellikle, barış konusunda hükümet yanlısı medyada olumlu çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda Cumhuriyat ve Sadoi Mardum gazeteleri barışla ilgili tüm yayınlarında hükümetin barışçı görüşünü yansıtmışlardır. En bilinen örnek olarak, Tacikistan Rady

İçerik paylaşım sitelerindeki reklamlara yönelik tüketici tepkileri: Youtube örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İşletme Bilim Dalı
Günümüzde sosyal medyanın en çok kullanılan ürünlerinden bir tanesi içerik paylaşım sitelerindeki video içeriklerdir. Kullanıcıların sayısı gün geçtikçe artmakta ve YouTube, pazarlama açısından firmaların ilgisini çekmektedir. Pazarlamacılar reklamın etkili olması için tüketicilere daha yakın olan ve takipçi sayısı yüksek olan YouTuberlar ile işbirliği yapmaktadırlar. Firmaların YouTuberlar ile yaptıkları işbirliği, firma ve tüketici arasındaki iletişiminin yeni bir biçimini oluşturmakta ve etkili pazarlama aracı olarak yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, firmalar ile işbirliği sonucunda YouTuberların kendi kanallarında paylaştıkları ürün reklamlarını içeren videolara yönelik genç tüketicilerin tepkilerini belirlemektir. Bu araştırmanın ikincil amacı, söz konusu YouTuberlar tarafından üretilen videoların ürünleri tanıtmak için kullanabilen iyi bir pazarlama aracı olup olmadığını görmektir. Bu çalışmada, öncelikle tüketici davranışı kavramı tanımlanmıştır. Daha sonra sosyal medya ve sosyal medyada reklam kavramları ele alınıp YouTube'daki reklama ilişkin temel kavramlar detaylandırılmıştır. Son olarak da genç tüketicilerin davranışsal niyetlerinin YouTuberın paylaştığı videodaki ürün içeriğine yönelik algı ve tutumlarından ve YouTuberın kendisine yönelik algı ve tutumlarından etkilenmesi, bunun yanı sıra katılımcıların davranışsal niyetlerinin demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediği anket yöntemiyle araştırılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, katılımcıların davranışsal niyetlerinin gösterilen videodaki ürün içeriğine yönelik algılanan güvenilirlik ve algılanan etki, bunun yanı sıra YouTuberın kendisine yönelik algı ve tutumlarından etkilendiği tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların davranışsal niyetlerinin yaş ve eğitim düzeyine göre farklılık gösterdiği belirlenmiştir.

İçerik pazarlama Türkiye'nin lider alışveriş sitelerinin performans üzerindeki etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Günümüzde, e-ticaret sektörü sürekli hızlı değiştiği için, bu sektördeki çalışan alışveriş siteler güncel ve sürekli yenilenen olması gerekmektedir. E-ticaret sektöründeki kullanılan dijital pazarlamanın dayandığı en önemli stratejilerden birisi içerik pazarlamasıdır. İçerik pazarlama özellikle müşterilerle ilişkiler, markalaşma ve kâr konularında etkili olarak dijital pazarlama stratejisinin performansını de etkilemektedir. Bu çalışmada, dijital pazarlama stratejisinin bir parçası olarak, içerik pazarlamasının katkısından bahsedilmiş ve E-ticaret sektöründeki alışveriş sitelerinin performansı üzerindeki etkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, Trendyol ve Morhipo'nun dijital pazarlama sorumluları ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla nitel bir vaka çalışması düzenlenmiştir. Ayrıca abdüktif yöntemler takip edilmiştir. Çalışma öncesinde içerik pazarlamasına yönelik katı bir tanım olmamakla birlikte bu çalışmanın literatür ve ampirik bulguları ile spesifik bir tanımlama yapılmıştır. Aynı zamanda, içerik pazarlaması ile diğer pazarlama iletişim araçları arasındaki farklılıklar ortaya konarak yeni yaklaşımın detayları sunulmuştur. Araştırmada ayrıca dijital pazarlama bir iletişim kanalı olarak içerik pazarlama tarafından sunulan fırsatları ve zorlukları ortaya koymuştur. Son olarak, bu tür pazarlamada başarılı olabilmek için pazarlamacıların sabırlı ve yenilikçi olmaları gerektiği çünkü güvenilir ve çekici içerikler oluşturma ve web sitelerini arama motorları için optimize etmenin zaman aldığı tespitine yer ulaşılmıştır.

İçme suyundaki patojenik mikroorganizmaların (bakteri ve protozoonlar) konvansiyonel yöntemler ile identifikasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışma, Batı Afrika'nın Gambiya kentinde bulunan köylerin su fıçılarından alınan içme suyu örneklerinin mikrobiyal yükünü saptamaya odaklanmıştır. Dolayısıyla içme suyundaki hastalıklara neden olan patojen mikroorganizmaları ve hastalıkları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. İzin alınarak, 20 farklı istasyondan en aseptik şartlarda 20 su örneği toplanmış ve 30 dakika içinde laboratuara getirilmiştir. Aralarından bazıları kimyasal olarak analiz edilmiştir ve hepsi parazit sayımına tabi tutulmuş ve konsantre bir hacim sağlamak için sentrifükasyonun ardından kültüre alınmıştır. Kimyasal parametrelerde, EPA standartlarına göre çok farklılık saptanmamıştır. Pek çok numunede bilinen organizmalar tanımlanmamasına rağmen, örneklerden birinde Entameoba histolytica ve Giardia benzeri organizmanın kisti belirlenmiştir. Hemen hemen tüm örneklerde MacConkey agara ekilen koloniler nadiren Eosin methylene blue (EMB) agarında koloni şeklinde büyüme göstermiştir. Seçici ortamdaki saf kültürler doğrulayıcı testlerden geçerek, API testi ile içme suyundaki Enterobacter aerogenes, Enterobacter cloacae ve Citrobacter freundii'yi onaylamıştır. Bu çalışma, musluk suyunun temiz ve güvenli olduğunu gösterirken, su fıçılarından alınan içme suyunun, gastroenterit veya bulaşıcı ishale neden olabilecek bazı patojen mikroplar içerdiğini ortaya koymuştur. Depolama tesisleri, klor içeren bileşiklerle sık sık dezenfekte edilmelidir veya su fıçıları temiz olanlarla değiştirilmelidir

İdil-Ural bölgesi düşünürlerinden Ziyaeddin Kemâlî ve kelâmi görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2012 Kelam Bilim Dalı
Bu tez, bir Giriş ve üç Bölümden oluşmaktadır. Girişte tezin içeriği ve hazırlanmasında izlenen yöntem hakkında bilgi verdik.İlk bölünde Ziyaeddin Kemâlî'nin hayatı, ilmi yönü ve hareketleri gibi hususlara yer verdik. Bu çerçevede Kemâlî'nin hayatı ve ilim tahsilini belirttikten sonra, onun dönemindeki bazı siyasi ve dini şartlardan bahsetmeye çalıştık. Bunun yanında Kemâlî'nin siyasi tercihlerini ve sosyal değişimler konusunda görüşlerini de dile getirdik. Bu bölümden bir taraftan Kemâlî'nin kim olduğunu belirtmektir, diğer taraftan onun hangi şahıs ve olaylardan etkilendiğini incelemektir. Bunun sebebi, onun hayatı ve düşünce yapısı arasında sık bağların olmasıdır.İkinci bölümde Kemâlî'nin İslam ve diğer semavi dinlere bakışını ortaya koyduk. Onun nazarında İslam dinin kadın, kölelik, cezalar vs. meselelerle ilişkisini incelemeye çalıştık.Üçüncü bölümde Kemâlî'nin kelâmî ve felsefi görüşlerini açıkladık. Bu bölümden maksat, onun hilafet, nübüvvet gibi klasik kelâmî konulara bakışını, diğer kelamcı ve yanında bulunan ceditçi ve modernistlerin görüşleriyle birlikte ortaya koymaktır. Sonucunda Kemâlî'nin hangi kelâmî gruba daha yakın ve kimden daha çok etkilendiğini açıklamaktır.

İdiopatik pulmoner fibrozis'li hastalarda demografik, klinik, radyolojik özellikler ve akut alevlenme ile ilişkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Giriş ve Amaç: İdiyopatik pulmoner fibrozis (İPF) halen etyolojisi bilinmeyen, kötü prognozlu, ileri derecede fibrozis ile karakterize, kronik ve ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. İdiopatik interstisyel pnömoniler arasında en sık rastlanan gruptur. Hastalığın epidemiyolojik özellikleri ile ilgili olarak az sayıda araştırma yapılmıştır. İPF akut alevlenmesi, önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Bizde tez çalışmamızda İdiopatik pulmoner fibrozis'li hastaların demografik, klinik ve radyolojik özellikleri ve bunların akut alevlenmeye ilişkisini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'na 2015-2020 yıllar arasında başvuran ve klinik/radyolojik ve/veya histopatolojik olarak İPF kabul edilen 65 hasta retrospektif olarak değerlendirmeye alındı. Hastaların yaş, cinsiyet, sigara öyküsü, meslek, BMI, semptom ve aile öyküsü kaydedildi. İPF Tanı konulma yöntemi, radyolojik ve varsa patolojik bulgular, tanı anında solunum fonksiyon testi ölçümleri, aşı öyküsü, 6 dakika yürüme testi, oksijen satürasyon değerleri ve antifibrotik ilaç kullanımı ve süresi hastaların dosyalarından elde edilerek kaydedildi. Çalışmaya dahil edilen ve akut alevlenme geçiren hastalar belirlendi. Akut alevlenme anında laboratuvar değerleri, radyolojik özellikleri, tedavi yöntemleri kaydedildi. Hastalar cinsiyet değişkeni ve kesin/olası UİP olmak üzere iki gurupta belirlendi. Sonuçlar istatiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen hastaların 52'si (%80) erkek, 13'ü (%20) kadındı. Hastaların yaş ortalaması 67.86±7.17 (54-84) olarak saptandı. Hastaların 43'ünde (%66.2) sigara öyküsü mevcuttu. Ortalama BMI 26.21±4.04 olarak saptandı. Ailesel İPF 4 (%6.2) hastada saptandı. Hastaların 63'ünde (%96.9) dispne, 62'sinde (%95.4) öksürük ve 35'ınde (%53.8) çomak parmak saptandı. Hastaların ortalama FVC değeri 2.36±0.65 (% beklenen değer 73.23±14.99), DLCO değeri 3.26±1.34 (% beklenen değer 43.16±14.89) olarak saptandı. Hastaların 61'inde (%93,8) klinik ve radyolojik ve 4'ünde (%6.2) cerrahi biyopsi ile tanı konulduğu gözlendi. Akut alevlenme öyküsü 7 (%10,8) hastada saptandı. Erkek hastalarda sigara kullanım oranının, kadın hastalara göre yüksek olması istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0,05). Kadın hastaların yaş ortalamalarının, erkek hastalara göre istatistiksel açıdan anlamlı yüksek olduğu saptandı (p<0,05). Hastaların ortalama FVC ve DLCO kadınlarda düşük olması istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0,05). Hastaların alevlenme öyküsü varlığı olası UİP patern grubunda olanlarda yüksek olması istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0,05) Sonuç: Bu bulgulara göre hastaların büyük bir kısmı orta-ileri yaşta olduğunu, kadınların ortalama yaşı yüksek olduğunu ve hastaların büyük bir oranında sigara öyküsü olduğunu gözlemledik. Radyolojik tanın İPF tanısının temelini oluşturduğunu gözlemledik. İPF akut alevlenmein olası UİP patern gurubunda daha sık olduğu saptanmıştır. İPF has

İdrarda etil morfin tayini için terbiyum kompleksine dayalı florimetrik yöntem geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışmada, insan idrarındaki etil morfinin tayini için terbiyum kompleksine dayanarak hassas bir florimetrik yöntem geliştirilmesi amaçlanmıştır. Etil morfin veya diğer adıyla dionin narkotik bir analjezik ve antitussiftir. Geliştirilen yöntem hassasiyeti artırmak üzere optimize edilmiştir ve 10 mM sitrat tamponu (pH 5,5) içerisinde en yüksek sinyallerin elde edildiği bulunmuştur. Analitik validasyon çalışmalarında yöntemin 3,3-200 µM etil morfin konsantrasyonu aralığında doğrusal Floresans cevabı ürettiği ve bu aralıkta korelasyon katsayısının 0,9929 olduğu bulunmuştur. Yöntemin tespit limiti 0,0931 µM, tayin alt limiti ise 0,282 µM olarak bulunmuştur. Yöntem laboratuvarda hazırlanmış farklı konsantrasyonlardaki etil morfin numunelerine uygulanmış ve doğruluk ve gün içi ve günler arası kesinlik parametreleri bulunmuştur. Son olarak yöntem etil morfin eklenmiş yapay idrar numunelerine başarıyla uygulanmıştır. Bu çalışmanın sonucunda daha önce hakkında Floresans temelli herhangi bir çalışma olmayan adli kimya ve toksikoloji açısında değerli bir analit olan etil morfin için hassas, basit, ucuz ve hızlı bir yöntem geliştirilmiştir. Bu etil morfin için geliştirilen ilk Floresans temelli yöntemdir

İfade hürriyeti bağlamında televizyon yayıncılığında program düzenleme serbestliği: Türkiye ve Malezya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
İfade özgürlüğü hakkına inanan ülkeler için, bu hak ve bu hakkın kullanımı ''demokratik ülke'' statüsüne erişmenin en temel kaynağıdır. Kitle iletişim özgürlüğü de, şüphesiz önemli ve vazgeçilemez özgürlükler arasındadır. Fikir, düşünce, bilgi ve kanaatlerin paylaşımını koruyan ifade özgürlüğü; kitle iletişim araçlarından kitap, gazete, dergi, broşür, radyo, televizyon, sinema ve internet aracılığıyla da kullanılmaktadır. Bu sebeple, medyada program ve içerikleri oluştururken yaratıcı fikirlerden geniş ölçüde yararlanma şansı bulunmaktadır. Televizyon yayıncılığında da program düzenleme serbestliği, ifade özgürlüğünün kullanımı açısından yayıncılara açık fikirler vermektedir. Bu çalışmada, Türk mevzuatında yer alan '2954 Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu', '6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun' ile Malezya mevzuatındaki 1998'de çıkarılan 'İletişim ve Multimedya Kanun'u mukayese edilerek ele alınmıştır. Aynı zamanda, televizyon yayıncılığında program düzenleme serbestliğine yardım eden düzenleme ve sınırlamalara da yer verilmiştir. Hem Türkiye'de hem de Malezya'da yayınlanan programlar; RTÜK tarafından hazırlanan ''Yayınlarda Program Tür Kod, Tanım ve Sınıflandırma Kılavuzu'' kapsamında açıklamalı olarak değerlendirilmiştir.

İfade özgürlüğü ve dezenformasyon: Etiyopya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 İnsan Hakları Hukuku Bilim Dalı
Son birkaç yılda, dijital olarak ağa bağlı alanda dezenformasyon patlaması, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin karşılaştığı en önemli zorluklardan biri haline geldi. Artan bu endişeye karşılık olarak ülkeler, yanlış ve yanıltıcı içeriği cezalandıran yeni mevzuatların kabul edilmesi de dahil olmak üzere farklı stratejiler deniyorlar. Etiyopya, uzun süredir çevrimiçi ortamda manipülatif ve şiddete teşvik eden içeriklerin kamu düzenini ve ulusal güvenliği tehdit edecek ölçüde yaygınlaşmasından muzdarip olduğu için benzer yasal önlemleri alan ülkeler arasında yer alıyor. Böyle bir arka planda, bu çalışma Etiyopya'nın dijital dezenformasyona karşın yasal tepkisini analiz etmeyi amaçlamakta ve küresel ifade özgürlüğü standartlarına normatif uyumluluğunu eleştirel olarak değerlendirmektedir. Etiyopya gibi kırılgan ve siyasi olarak kutuplaşmış ülkelerde dijital dezenformasyonun olumsuz etkisi, halkın demokratik kurumlara olan inancını aşındırmanın ve siyasi söylemlerin kalitesini bozmanın çok ötesine geçiyor. Çevrimdışı etnik şiddete yatkınlığıyla sinerji yaratan çevrimiçi dezenformasyonun hızla yayılması, bu ülkelerde daha çok varoluşsal bir tehdit - ölüm kalım meselesidir. Buna göre, bu araştırmada gündeme getirilen temel soru, çevrimiçi dezenformasyonun yayılmasının düzenlenip düzenlenmeyeceği değildir, bireylerin ifade özgürlüğünü haksız yere ihlal etmeden çevrimiçi dezenformasyonun yayılmasının nasıl düzenleneceğidir. Bilindiği gibi, ifade özgürlüğü evrensel olarak demokratik yönetimin temeli ve her bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşullarından biri olarak kabul edilmektedir. Ancak, nitelikli bir hak olarak, bu tür sınırlamaların kanunla öngörülmüş olması, insan hakları belgelerinde sayılan meşru amaçlardan birini gütmesi, gerekli ve orantılı olması kaydıyla belirli sınırlamalara da tabi olabilir. Dezenformasyonun yayılmasına yönelik cezai yaptırımların ifade özgürlüğü hakkını orantısız bir şekilde kısıtladığına dair yaygın bir varsayım vardır. Dezenformasyon uygulamasına yönelik bu tür düzenleyici müdahalelerin önemli bir gerekçelendirme yükü taşıdığına ilişkin geçerli normatif talebi göz ardı etmeden, bu tez, cezai yaptırımın, ilgili yasa, acil kamusal endişeleri (zorlayıcı sosyal ihtiyaç) gidermek üzere çıkarılmış olduğu ve istenmeyen sonuçlardan/caydırıcı etkilerden kaçınmak için dar bir şekilde düzenlendiği sürece, orantılılık ilkesini mutlaka ihlal etmiş olmayacağını savunarak bu varsayımın yapısını bozmaya çalışmaktadır.

İgnatiy Yulianoviç Kraçkovskiy'nin hayatı, eserleri ve İslam Tarihine dair görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 İslam Tarihi Bilim Dalı
Bu çalışmada İ. Y. Kraçkovskiy?nin biyografisi, çalışmaları, etkilendiği dini, siyasi, sosyal ve fikri tesirler değerlendirilmiştir. Bununla birlikte onun, İslam?a ve İslam Tarihine yönelik görüşleri incelenmiştir. Ayrıca Rus oryantalizmi ve İ. Y. Kraçkovskiy?nin Rus oryantalizmindeki yeri araştırılmıştır. Onun Sovyet döneminde yapılan çalışmalarda bulunan etkisinin ortaya konmasına özen gösterilmiştir. Bu çalışmada İ. Y. Kraçkovskiy?nin soyu ve onun Dünya Savaşlarında geçirdiği hadiseler hakkında bilgiler verilmiştir. Bununla birlikte onun öğrencileri hakkında bilgiler de bulunmaktadır. Ayrıca İ. Y. Kraçkovskiy?nin çalışmaları ve tercüme faaliyetleri incelenmiştir. Bu çalışmada, İslam dinine ve tarihine ağırlık verilmiştir. Dolayısıyla bu yönlerden araştırma yapılıp İ. Y. Kraçkovskiy?nin görüşlerinin ortaya çıkarılmasına çaba gösterilmiştir. Böylece onun Rus oryantalizmindeki rolü ile birlikte İslam Tarihindeki hadiseleri okuyuşu değerlendirilmeye çalışılmıştır. Netice itibarıyla Rusya?da Sovyet döneminde, 1883-1951 yılları arasında, yaşayan İ. Y. Kraçkovskiy?nin, bir Rus oryantalisti olarak İslam Tarihi hakkındaki objektif görüşleri incelenmiştir. O, diğer Rus oryantalistlerden farklı olarak, görüşleri İslam dini ile uyuşmadığında, hiçbir zaman kendi görüşlerini empoze etme yolunu tercih etmemiştir. Araştırmamızın sonuç kısmında genel bir değerlendirilme yapılmıştır. Anahtar Sözcükler:İ. Y. Kraçkovskiy, Rus Oryantalizmi, Rus Oryantalistleri, İslam Tarihi

İhracat ve iktisadi büyüme ilişkisi: ECOWAS örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 İkt. Gelişme ve Uluslararası İkt. Bilim Dalı
ECOWAS, bütünleşme çabalarına rağmen bölge içi ticareti hala düşük olan bir bütünleşme örneğidir. Küresel olarak, ECOWAS'ın ihracattaki payı, bölgenin birincil emtia ağırlıklı ticareti ve bir dizi siyasi kaos nedeniyle önemsizliğini korumaktadır. Birincil ürünlerin ihracatı hem uluslararası fiyat istikrarsızlığı hem de gelir, yatırım, tüketim ve en önemlisi ithalat bağımlılığı etkileriyle ECOWAS'ı dış ve iç şoklara karşı duyarlı kılmaktadır. Bu bağlamda, farklı araştırmalar farklı sonuçlar ürettiğinden, literatürde ihracata dayalı büyüme (İDBH) ve büyümeye dayalı ihracat hipotezleri (BDİH) ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Bu çalışma, 2000-2019 döneminde ihracatın ECOWAS iktisadi büyümesi üzerindeki etkilerini araştırmak için panel sabit etki modelini kullanmaktadır. Bölgenin büyüme sürecinin belirlenmesinde GSYİH, brüt sermaye oluşumu, ihracat, ithalat, tarım ve enflasyon değişkenlerinden yararlanılmıştır. Modelin tahminine geçmeden önce değişkenlerin durağanlık özellikleri araştırılmış ve bunun için yatay kesit bağımlılığını dikkate alan Peseran'ın CADF testi kulanılmıştır. Sabit etkiler modelinin sonuçları, ihracatın ECOWAS'ın iktisadi büyümesi üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını göstermektedir. Bulgular, ECOWAS iktisadi büyümesi üzerinde, brüt sermaye oluşumu, ithalat ve tarımın pozitif; enflasyonun negatif etkisini ortaya koymaktadır. Bölgenin sürdürülebilir ve istikrarlı büyümesi için işleme tesisleri, modern tarım sistemleri, uygun ulaşım, telekomünikasyon ve enerji sistemlerinin geliştirilmesi; yarı mamul veya mamul ürünlerin ihracata katılması önerilmektedir.

İhracata dayalı büyüme hipotezi: Zambiya üzerine bir ekonometrik analiz

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Yüksek ekonomik büyüme hızını sürdürmek her gelişmiş ülkenin (GÜ) amacı olduğu gibi, ekonomik büyümeyi sağlamak da gelişmekte olan ülkelerin (GOÜ) amacıdır. Ekonomik büyümeyi yakalamak ya da sağlamak için, ülkeler birçok büyüme stratejileri benimsemişlerdir. Son 30 yılda İhracata Dayalı Büyüme Stratejisi (İDBS) engellenemez yaygınlaşması ve en Gelişmiş Ülkelerde uygulanması, ihracatın ekonomik büyüme sağladığını kanıtlamıştır. İDBS'si bu stratejilerden ünlü olanıdır ve yabancı pazarlara odaklanarak ihracat kapasitesinin arttırılmasını, böylece de ekonomik gelişme ve ekonomik büyüme sağlamayı amaçlar. İDBS'ye Almanya ve Japonya 1950 ve 1960'lı yıllarda öncülük etmiştir. Ayrıca, 1970 ve 1980'lere gelindiğinde, Asya Kaplanları –Güney Kore, Tayvan, Hong Kong ve Singapur- tarafından uyarlamalarla uygulanmıştır. 2000'li yıllarda Çin İDBS'sini uygulayan başlıca ülke konumundaydı. Çin David Ricardo'nun karşılaştırmalı üstünlükler teorisi ve Adam Smith'in Mutlak Üstünlük teorisi gibi statik teorileri temel almaktaydı. Günümüzde, İDBS'leri Hecksher-Ohlin-Samuelson'un farklı emek-sermaye oranlarına sahip ekonomiler arasında yapılan ticaretten kazanç elde edilmesine ilişkin teorisini temel almaktadır. Böylece, bu tez bir gelişmekte olan ülke Zambiya için İDBS'sinin geçerliliğini test etmekte ve teori için tavsiyelerde bulunmaktadır. Araştırma iki ana ekonometrik prosedürden faydalanmaktadır; Eşbütünleşme ve Nedensellik testleri. Ek olarak, Zambiya'nın ihracat, ithalat ve Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının (GSYİH) yıllık zaman serileri 1964-2012 arasındaki dönem için analizde kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, ihracat ile ekonomik büyüme arasında, uzun dönemde ihracatın Zambiya'da ekonomik büyümeyi sağladığı yönünde güçlü bir ilişki vardır. Ek olarak, Granger nedensellik analizi ilişkinin ihracatın ekonomik büyümeyi sağladığı yönünde olduğunu göstermiştir, Zambiya'da ekonomik büyüme ihracatı arttırmamaktadır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Büyüme, İhracat, Zambiya, Eşbütünleşme ve Nedensellik

İhracata dayalı büyüme üzerine ampirik araştırma: Sierra Leone örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Ekonomik Kalkınma ve Büyüme Bilim Dalı
Bu çalışmada ihracata dayalı büyüme hipotezi 1967 ile 2014 arası yıllık veriler ile Sierra Leone için araştırılmıştır. Bu amaçla geliştirilen modelde kullanılan ihracat ve büyüme değişkenleri için önce Dickey-Fuller (ADF) ve Philips Perron (1988) durağanlık testleri yapılmıştır. Daha sonra ihracat ve ekonomik büyüme arasındaki uzun dönem ve nedensellik ilişkisini bulmak için Johansen kointegrasyon ve Granger Nedensellik testleri uygulanmıştır. Bulunan ampirik sonuçlar göstermiştir ki Sierra Leone için iktisadi büyümeden ihracata doğru tek yönlü bir nedensellik vardır. İhracata dayalı büyüme hipotezi bu ülke için geçerli değildir

İhracata dayalı büyüme ve yoksulluğun azaltılması: Somali'deki tarım sektörünün değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Uluslararası İktisat Bilim Dalı
Somali'de tarım Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla'nın (GSYİH) yüzde 60'ını, ihracatının ise yüzde 93'ünü oluşturmaktadır, dolayısıyla bu sektörde elde edilecek başarı, ülkenin ekonomik büyümesi ve yoksulluğun azaltılması noktasında çok önemlidir. Son yirmi yıl içerisinde tarımsal mahsul üretimi ve hayvancılık Somali ihracatına önemli katkılar sunmuştur. İç savaş sonrası yeniden canlanan Somali ekonomisi temelde hayvancılığa, mahsul üretimine ve balık ihracatına dayanan bir tarım ekonomisidir. Hayvancılık Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla'nın yaklaşık yüzde 45'ini oluşturmaktadır. Bu hâliyle ihracat gelirlerinin büyük bir kısmı hayvancılık kaynaklıdır. Bu çalışmanın asıl amacı, Somali'nin ortaya koyduğu ihracat performansının, özellikle tarımsal ihracat performansının ekonomik büyümenin gerçekleştiği süreç dâhilinde yoksulluğun azaltılması noktasında yol açtığı etkileri incelemektir. Somali kırılgan bir ülkedir ve diğer kırılgan devletler gibi enformel birçok ekonomik faaliyete ev sahipliği yapmaktadır. Çalışma hem bir veya birden fazla bağımsız değişkenle bağımlı değişken arasındaki ilişkiyi belirleyen ekonometrik analiz yöntemi olarak Sıradan En Küçük Kareler (SEKK) regresyon analizini hem de betimsel analizi uygulamıştır. Araştırmacı elindeki tüm verileri Dünya Bankası veri tabanından, İslam İşbirliği Örgütü İslam Ülkeleri İstatistiksel, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar ve Eğitim Merkezi (SESRIC) veri tabanından ayrıca son yirmi yıl içerisinde ulusal ve uluslararası kurumların Somali'de gerçekleştirdikleri tüm sosyo-ekonomik anketlerden temin etmiştir. Regresyon analizinin ortaya koyduğu biçimiyle Somali'nin tarım ihracatı, ekonomik büyümenin hızlandığı süreçte yoksulluk üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Çalışma, Federal Somali Hükümeti'ne ve federasyona üye devletlere tarımsal ihracatların azalmasına neden olan tüm güçlüklerin giderilebilmesi için daha etkili ihracat teşvik politikasını oluşturmaları önerisinde bulunmaktadır.

İki dilli ırak Türkmenlerinin yabancı dil olarak Türkiye Türkçesi öğreniminde televizyonun rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Günümüzde Türkçenin yabancı dil olarak öğrenilmesine ve öğretilmesine olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Yabancı dil olarak öğretilen diğer dillerde de olduğu gibi Türkçe öğretiminde de sadece dilsel becerilere odaklanan uygulamalardan, iletişimsel edindirmeye yönelik bütüncül bir bakış açısına geçilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilere söz edimlerinin öğretilmesi ve gündelik hayata uygun bir şekilde kullanımlarının sağlanması da dikkat çekilmesi gereken bir konudur. Yaptığımız bu nitel çalışmanın amacı; iki dilli Irak Türkmenlerinin Türkiye Türkçesini öğrenirken edindikleri yolları ve farklı bağlamlarda kullanımında ne ölçüde başarılı olduklarını ve hangi öğretim araçlarına başvurduklarını belirlemektir. Çalışma için Irak'ın Kerkük bölgesinde yaşayan 20 kişilik iki dilli, Türkçeyi daha önceden öğrenmiş ve ileri seviyeye gelmiş Türkmen öğrenci ve eğitimci seçilmiştir. Veriler, nitel araştırmaya uygun olarak açık uçlu soru yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin analizinde katılımcıların yorumları temel alınmıştır. Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında araştırmaya katılan bireyler, günlük hayatlarında yabancı dilin öneminin farkında ve yabancı dil bilen birinin karşılaşabileceği sorunları gidermeyi planlamaktadırlar. Birinci bağlama yönelik verilen tüm yanıtlar incelendiğinde, öncelikle her katılımcının yeni bir dil öğrenmenin gerekli olduğunun farkında olması, farklı bir dili bilmenin o dilin kültürünü de kavramış olacağını ve yeni bir iş imkanına kavuşma kanaatinde olduklarını göstermektedir. Ankete katılan bütün katılımcılar, yabancı dilin gerekli olduğunu; televizyon, sosyal medya uygulamaları ve özellikle yeni diziler vasıtasıyla daha eğlenceli bir alan yarattıklarını düşünmektedirler. Katılımcıların tamamı yabancı dil olarak Türkçe öğreniminin Irak'taki önemine vurgu yapmıştır. Son zamanlarda Irak Türkmenlerinin yazı dili olarak da Türkiye Türkçesine olan ilgileri artmış, bu da Türkçenin öğrenilmesi ve öğretilmesine olumlu katkı sunmuştur. Anahtar kelimeler: Yabancı dil olarak Türkçe, iki dillilik, dil öğretimi ve televizyon, Irak Türkmenleri

İki dilli katılımcılarda dil ve bozucu etki kontrolünün birleştirilmiş stroop ve dil değiştirme görevi yoluyla incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Genel Psikoloji Bilim Dalı
Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, tek dilli kişilere kıyasla iki dilli kişilerin yönetici işlev görevlerinde daha başarılı bir performans sergilediğini göstermiştir. Farklı çalışmalar, iki dilli kişilerde sadece bir dilin kullanılması gereken durumlarda bile, her iki dilin sürekli olarak eş zamanlı etkinleştiğini göstermiştir. Bu durum, tek dillilerden farklı olarak iki dilli kişilerde otomatik olarak ortaya çıkan hedef olmayan dilin kontrol edilmesi için bir takım kontrol süreçlerinin kullanılması gerektiğine işaret etmektedir. Hedef olmayan dilin kontrolünün, esasında genel yönetici kontrol işlevleri aracılığıyla gerçekleştiği, dil kontrolüne ilişkin tecrübe ve pratiğin de iki dilli kişilerde genel yönetici kontrol işlevlerinin daha başarılı kullanımına yol açtığı ileri sürülmüştür. Bu çalışmada, dil kontrolü ve yönetici kontrolün alanyazında ileri sürüldüğü gibi aynı kontrol mekanizmalarıyla gerçekleşip gerçekleşmediğini incelemek amacıyla, hem dil kontrolü (Dil geçişi maliyeti) hem bozucu etki kontrolüne (Stroop etkisi) ilişkin eş zamanlı ölçüm alınan, özgün bir Birleştirilmiş Stroop ve Dil Değiştirme görevi oluşturulmuş ve bu görev farklı dil değiştirme bağlamlarında uygulanmıştır. Görevde iki dilden uyumlu ve uyumsuz uyarıcılar sunulmuş, katılımcılardan uyarıcılar hangi dilde sunulduysa mürekkep rengini o dilde adlandırmaları (zorunlu bağlam) ve mürekkep rengini tercih ettikleri dilde adlandırmaları (serbest bağlam) istenmiştir. Tasarlanan Birleştirilmiş Stroop ve Dil Değiştirme görevinin ilk olarak geçerliği incelenmiş ve sonuçlar görevin geçerli bir ölçüm aracı olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Ardından, görevden elde edilen dil geçişi maliyeti ve Stroop etkisi puanları incelenmiş ve sonuçlar dil kontrolü talebi düşük olan dil değiştirme bağlamına (serbest bağlam) kıyasla yüksek olan bağlamda (zorunlu bağlam), dil geçişi maliyetinin yanı sıra Stroop etkisi performansının da daha başarısız olduğunu göstermiştir. Dahası, dil geçişi maliyeti performansının, uyumlu uyarıcılara kıyasla uyumsuz uyarıcılarda daha başarısız ve benzer şekilde Stroop etkisi performansının da dil tekrarlarına kıyasla dil geçişlerinde daha başarısız olduğu görülmüştür. Bozucu etki ve dil kontrolünün aynı kontrol mekanizmalarıyla gerçekleştiği, her iki işlevi gerektiren bir görevde aynı bilişsel kaynak paylaşıldığı için her iki işleve ilişkin performansın düştüğü sonucuna varılmıştır. Sonuçlar, Ketleyici Kontrol Modeli (Green, 1998), Uyuma Dayalı Kontrol Hipotezi (Green ve Abutalebi, 2013) ve Çelişki İzleme Kuramı (Botvinick ve ark., 1999) çerçevesinde açıklanmıştır.

İki dilli toplumlarda baskın dilin diğer dil üzerindeki aşındırma etkisi: Azerbaycan Türkçesi-Farsça örneklemi üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Genel Dilbilim Bilim Dalı
Birinci dil aşınması, ikidilli topluluklarda dillerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan ve genellikle anadilinde gerçekleşen dilbilimsel olgudur. Bu çalışmada dil aşınması olgusu çokdilli bir ülke olan İran'ın Azerbaycan Türkçesi-Farsça ikidillilerinin anadilleri (Azerbaycan Türkçesi) üzerinde incelendi. Azerbaycan Türkçesi, İran coğrafyasında tarihi boyunca Farsçayla etkileşimde olmuştur ancak son yüz yılda ülkenin tek resmî dil olması nedeniyle Farsça bu dil üzerinde baskın dil etkisi yaratmıştır. Bu nedenle Azerbaycan Türkçesinin bu süreçte aşınmaya uğradığı varsayılarak bu aşınmanın dilbilimsel betimlemesi bu tezde amaçlandı. Alıntı sözcüklerden yola çıkarak öncelikle sözcüksel aşınmaya odaklandı. Daha sonra ise aşındığı gözlemlenen sözcüklerin biçimbilimsel aşınması incelendi. Son olarak, bağlaçlar gibi yapıya bağımlı sözcüklerin sözcüksel ve biçimbilimsel aşınmanın ötesinde sözdizimsel aşınmaya yol açtığı sonucuna varılıp sözdizimsel düzlemde de aşınmanın niteliği incelenip betimlendi. Azerbaycan Türkçesinin hangi düzlemlerde ne kertede Farsçadan etkilenerek aşınma sergilediği dil aşınması kuramsal çerçevesiyle değerlendirilip tartışıldı.

İki farklı dağıtım transformatörün sonlu elemanlar yöntemi ile manyetik alan ve termal analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Solar enerjisinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla beraber daha karmaşık güç dağıtım sistemine ve daha fazla güç elektronik araçlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar daha fazla harmonik bileşenlerin üretilmesine neden olmaktadır. Güç sistem harmoniklerinin, dağıtım transformatörünün verimini ve faydalı ömrünü olumsuz olarak etkilediği görülmektedir. Bu tez çalışması, Sonlu Elemanlar Yöntemine dayalı bilgisayar destekli gelişmiş benzetim programı yardımıyla üç faz 250 kVA ve 160 kVA dağıtım transformatörünün teorik hesaplamalarını ispatlamıştır. Manyetik alan davranışları, boşta ve yükte çalışmasında kayıp sonuçları incelenmiştir. Bu yüksek lisans tezi, analiz parametrelerinin tanımlanması ve sonuçların elde edilmesi ile ilgili detaylı açıklamalar sunmuştur. Ayrıca, manyetik alan büyüklüğü ve transformatörün toplam kaybını elde etmek için hesaplama yöntemleri tezin içerisine dâhil edilmiştir. Tezin beşinci bölümünde, Kararlı- Rejim Isı İletimi ile kayıpların sonucunda transformatörün üzerinde meydana gelen ısınmalar incelenmiş ve IEEE C57.96-1999 standardına göre transformatörün faydalı ömrü tahmin edilmiştir. Fotovoltaik sisteme bağlanan transformatörün faydalı ömrü, normal çalışma durumuna göre %31 kadar azalması beklenmiştir. Analizin doğruluğu ve güvenirliği teorik hesaplama sonuçlarıyla ispat edilmiştir. Bu çalışma sonuçları, daha fazla kayıp ve ısınma üretilerek fotovoltaik sistemin dağıtım transformatörünü olumsuz olarak etkilediğini göstermektedir.

İkidillilerin çeviri edinci

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
İkidillilik bir bireyin iki dil kullanabilme becerisidir. Ancak ikidilliliği inceleyen araştırmacılar bu beceriyi tanımlarken birbirinden farklı tanımlar ve sınıflandırmalar yapmaktadır. Araştırmacıların yaptıkları sınıflandırmalara dayanarak ikidilliliği tanımlamada kullanılan ölçütler saptanmıştır. İkidilliliği tanımlayan ölçütlerden birkaçı şöyle sıralanabilir; dil yeterliliği, sosyal ve kültürel etkenler ve dil edinimi. Bu çalışmada hem ikidillilikle ilgili önde gelen yaklaşımlar ele alınmıştır hem de araştırmacıların ikidilliliği tanımlarken kullandıkları ölçütlere göre ikidilliliğin nasıl sınıflandırıldıkları ele alınmıştır. Çeviri edinci ise bir bireyin çeviri eylemine ilişkin beceriler kazanması şeklinde tanımlanabilir. Çeviri edincini tanımlanırken de farklı yaklaşımlar söz konusudur. Ancak tüm araştırmacıların hemfikir olduğu bir nokta vardır. Bu ise ikidilliliğin çeviri yapabilmede ve çeviri edincinin varlığından söz edilebilmesi konusunda gerekli becerilerden bir tanesi olduğudur. Bu nedenle çeviri edincini tanımlayan kuramsal yaklaşımların yanında, çeviri edincini oluşturan alt becerilere (alt edinçlere) de yer verilmiştir. Bu çerçevede söz konusu tezin amacı doğuştan ikidilliliğe sahip olan ve ikidilli bir toplumda yaşayan kişilerde çeviri edincinin var olup olmadığının saptanmasıdır. Söz konusu doğrultuda Yunanistan'da yaşayan ikidilli Türklerin toplumsal profilini çıkartmak amacıyla öncelikle bir anket çalışması yapılmış, ardından Yunanca-Türkçe ve Türkçe-Yunanca çeviri metinleri verilerek katılımcıların çeviri edinçlerini somut olarak sözcük, sözdizimi ve anlam açısından çözümlenmiştir. Elde edilen bulgular ankette elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. Bu şekilde Yunanistan'da yaşayan Batı Trakya Türk Toplumundaki ikidilliler çeviri edinci kapsamında değerlendirilmiştir.