Thesis Search




SEARCH RESULTS

İmam İsnevi'nin fıkıh usulü anlayışı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu tezin araştırma konusu, Hicri 8. y.y Şâfiî âlimi İmam İsnevî'nin usûl yöntemidir. Usul yönteminin günümüzde arzettiği öneme binaen onun ilmi kişiliğine ve hayatına değinilmiş ve konu genel olarak usûlcüler ve özelde Şâfiî usûlcülerin görüşlerini dikkate alarak detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu çerçevede çalışma bir giriş , üç bölüm ve sonuç dan oluşmaktadır. Giriş'te, İsnevî'nin hayatı, eserleri, ilmi seyahati, talebeleri, Arapça ve şer'i ilimleri öğrendiği hocaları ve yaşadığı dönemin siyasi, ilmi ve kültürel boyutları üzerinde durulmuştur. Birinci bölüm'de, İmam'ın İslam hukukunun kaynakları olan şer'i delillere yönelik tutumu tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu cümleden olarak İsnevî'nin müttefakün aleyh olan Kur'an-ı Kerim, Sünnet-i Nebeviyye, İcma ve Kıyas gibi deliller hakkındaki görüşlerine değinilmiş, bunun yanı sıra sahâbi kavli, istishâb, istihsân, örf, mesalih-i mürsele, sedd-i zeria ve şer?u men kablenâ gibi muhtalefün fih olan deliller hakkındaki görüşleri de ele alınmıştır. İkinci bölüm'de; mücmel, mübeyyen, nasih-mensuh, âmm-hâs, emir-nehiy gibi temel usûl meseleleri esas alınarak İsnevî'nin, usûl eserlerinin tamanının incelenmesiyle usûl yöntemi ve görüşleri detaylı bir şekilde tetkik edilmiştir. Üçüncü bölüm'de ise, İsnevî'nin tearuz, tercih, ictihad, taklit ve fetva gibi diğer usûl meselelerindeki görüşlerine yer verilmiş ve tahliller yapılmıştır. Ve nihayet araştırma boyunca tespit edilen ve ulaşılan bilgiler, sonuç ta bir bütün olarak hülâsa edilmiştir.

İmâm Mâlik'in Muvatta'ında yer alan mekruh kavramı ve bu kavramın Mâliki mezhebine yansıması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu çalışmada Muvatta'da mekruh, kerahet, kerih ve benzer kelimelere İmâm Mâlik tarafından hangi anlamın yüklenildiğini tespit etmek ve sonrasında bu kelimelerin mezhepte nasıl bir terim anlamı kazandığının izleri araştırılmıştır. Yani çalışma öz itibariyle, İmâm Mâlik'in kullandığı mekruh kelimesinin anlam alanıyla sonraki Mâlikî alimlerin mekruh kavramına yükledikleri anlam arasında var olan benzerlik veya farklılıkların tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmada gözetilen maksatlardan bir tanesi de söz konusu kavramın zaman içerisinde anlamında bir değişme olup olmadığının örneklerle ortaya konmasıdır. Ayrıca bu çalışmada göz önünde bulundurulan bir diğer hususta İmâm Mâlik'in fıkhî değerlendirmelerinde mekruhu haramdan daha fazla kullanmasının sebebi, Muvatta'nın hangi bölümlerinde mekruh kavramına yer verdiği ve mekruh anlamında kullanılan diğer lafızların incelenmesidir. Anahtar Kelimeler: İmâm Mâlik, Muvatta, Mekruh, Mâlikî mezhebi.

İmam Şernubi'nin Tabakatül-Evliya adlı eserinde keramet ve sufiler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Tasavvuf Bilim Dalı
Tezimizin konusu İmam Şernûbî?nin tasavvuf anlayışının, tasavvufî terimlere yaklaşımının ve tasavvufta önemli bir yeri olan keşf konusunun değerlendirilmesi ve yorumlanmasından oluşmaktadır. Çalışmamızda İmam Şernûbî?nin bu husustaki anlayışının, İslam düşüncesindeki diğer yaklaşımlara göre önemi, farklılığı ve getirdiği yeni boyut gösterilmeye çalışılacaktır. Tasavvufun en önemli konularından birisi keşftir. Bu konu her zaman için tartışma konusu olma özelliğini ve ilginçliğini korumuştur. Ahmed eş-Şernubi?nin Tabakatü?l-evliya eserinde de en belirgin fikir budur. Desûkî tarikatının şeyhi olan eş-Şernûbî?nin bu eserini müridi Muhammed el-Bulkînî (v. 994/1585?ten sonra) kaleme almıştır. Kitabdaki bilgileri imla ettiren eş-Şernûbî, müstensihi ise el-Bulkînî olduğundan dolayı kitap Ahmed eş-Şernûbî?ye ait kabul edilmiştir.İmam Şernûbî'nin Tabakâtü?l-Evliyâ adlı eseri hacimce pek büyük olmasa da, bu yönüyle büyük bir önemi haiz bulunmaktadır. İmam Şernûbî, kendisine kadar zenginleşerek gelen keşf konusunu daha da genişletmiş ve bu konuda örneği olmayan bir eser yazmıştır. Bu eserin incelenmesi neticesinde yüzde yüz olmazsa bile, en azından keşfî bilginin ne kadar doğruluk ve yanlışlık payının olduğunu öğrenmeğe çalışacağız. Elimizdeki bu eser bu konuda bizim için önemli bir kaynaktır. Eser tasavvufî tecrübenin bir sûfîdeki somut/mücerred neticesini ortaya koyması yönünden de büyük bir ehemmiyet taşımaktadır.

İmam Şevkânî'ye göre tahâret konularına ilişkin şerʿî ruhsatlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu çalışma İmam Şevkânî'ye göre taharet konusundaki şer?î ruhsatları ele almayı hedeflemektedir. Giriş ve üç bölümden oluşan bu araştırmanın giriş bölümünde araştırmanın önemi, yöntemi, ele alınan mesele ve önceki çalışmalar hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde İmam Şevkânî'nin hayatı ve ilmi konumundan bahsedilmektedir. İkinci bölümde şer'i ruhsatın tarifi yapılıp türleri işlenmekte, ruhsatların delilleri ve onları mubah kılıcı sebepler ortaya koyulmaktadır. Üçüncü bölümde ise İmam Şevkânî'ye göre taharet konusundaki şer'i ruhsatlar diğer mezheplerin görüşleriyle karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu bölümde yolculuğun, hastalığın, acizliğin, unutmanın, hayız ve nifas hallerinin taharete etkileri incelenmektedir. Çalışma İmam Şevkânî'nin taharet konusundaki görüşlerinin dört mezhebin görüşleriyle uyumlu olduğunu göstermiştir. Onun içtihatları dört mezhebin görüşlerine aykırı değildir. Taharet örneğinde ortaya konulan şeri ruhsatların, dini mükellefiyetleri nasıl kolaylaştırdığı konusuna küçük de olsa bir katkıda bulunması umulmaktadır.

İmamiyye Şia'sında siyaset-tefsir ilişkisi (V. asra kadar)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Tefsir Bilim Dalı
ÖZET Hz. Peygamber'den sonra meydana gelen siyasi hadiselerin daha iyi anlaşılabilmesi için İslam öncesi Kureyş içinde yaşanan çekişmelerin göz önünde bulundurulması gerekir. Hz. Peygamber'den sonra özellikle Hulefâ-i Râşidin'in döneminin sonlarında yaşanan hilafet tartışmaları Müslümanlar arasında ilk kez siyasi görüş farklılıklarının ortaya çıkmasına neden olmuş ve her grup kendi siyasi düşüncesinin doğru olduğunu ispat etmek için Kur'ân'dan deliller ileri sürmüşlerdir. Aynı zamanda bu dönemde yaşanan siyasi olaylar Kur'ân'ın siyasi amaçlar için kullanılmasının kapısını açmıştır. Kur'ân'ı ideolojik ve siyasi bakış açısıyla okuma girişimleri siyaset – tefsir arasındaki ilişkinin zeminini hazırlamıştır. Bununla birlikte o dönemdeki siyasi olaylar Müslümanlar arasında birçok fırkanın ortaya çıkmasına da neden olmuştur. Bu dönemde ortaya çıkan gruplardan biri de Hz. Ali'nin imametini savunan Şia mezhebidir. Bu gün Müslümanların ikinci büyük mezhebi olan Şia, başlangıç itibariyle tamamen siyasi bir konu olan imameti siyasi mecradan çıkararak, itikadi mahiyet taşıyan bir mesele olarak ele almış ve bu düşüncesini temellendirmek adına Kur'an'dan esaslı dayanaklar aramıştır. Bu sebeple İlk dönem Şiî müfessirlerinin Kur'ân'ı yorumlama yöntemi genel olarak on iki İmam merkezli olmuştur. Şiî ulemasının Kur'ân'dan birtakım kavramları mezhep düşüncesi doğrultusunda özelleştirerek sınırlaması ve böylece imamete veya imamlara indirgeyerek yorumlaması, bu kavramlarla ifade edilen farklı anlamların perdelenmesine yol açmıştır. Diğer taraftan başta Hz. Ali olmak üzere bütün imamların açıktan veya gizliden siyasetin içinde olduğu ve bu süreçte ayetleri yorumladıkları görülmektedir. Bu bağlamda Kur'an ayetlerine siyasi yorumlar getirilerek, hem imamlar tarafından iktidara karşı, hem de onların yaşadığı dönemdeki iktidar sahiplerince imamlara karşı kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kur'ân, Tefsir, Siyaset, Mezhep, Şîa, İmâmet, Hilâfet

İn ovo leptin uygulamasının kuluçka performansı ve verim özellikleri üzerine etkilerinin meta analizi yöntemi ile belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Hayvan Yetiştirme Bilim Dalı
İn-ovo teknolojisi kanatlılarda büyüme ve performansı iyileştirme potansiyeline sahip olsa da, in-ovo hormon enjeksiyonunun kanatlı performansı üzerindeki etkileri halen tartışılmaktadır. İn-ovo leptin uygulamasının çıkış, çıkış sonrası büyüme ve performans üzerindeki etkisinin değerlendirildiği bu çalışmada, leptinin olası etkileri sistematik bir literatür taraması sonrasında yürütülen meta-analizi aracılığıyla diğer hormonlara karşılaştırılmıştır. Sistematik literatür taramasının ardından gerçekleştirilen kantitatif bir değerlendirmeler sonrasında, konu ile doğrudan ilişkili 36 makale değerlendirme amaçlı olarak seçilmiş ve bunlardan 11'i meta analiz için gerekli koşulları sağlayabilmiştir. Meta analizdeki etki büyüklüklerinin tahmini için hem kontrol hem de hormon enjekte edilen grupların çıkış ağırlıklarının ortalamaları kullanılmıştır. Havuzlanmış etki büyüklükleri ise rastgele etki modeli kullanılarak hesaplanmış ve standartlaştırılmış ortalama farklılıklar (SMD) şeklinde ifade edilmiştir. Hormon ilavesinin çıkış ağırlıkları üzerindeki etkisi önemli bulunmuş ancak, çalışmalar arasında etki büyüklükleri, özellikle doz, enjeksiyon günü, enjeksiyon bölgesi, kullanılan suşlar ve hormon çözeltilerindeki farklılıklardan kaynaklanan heterojenlik de anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (P<0.00001; I² ?%74). Rastgele etki modeli analizleri sonucunda genel olarak leptin uygulamasının kanatlıların çıkış ağırlıkları üzerindeki etkisinin düşük (SMD, 0.19, %95 CI, -1.52-1.90), belirli alt gruplarının ise önemli bir etkiye sahip olduğu ortaya konulmuştur. Fizyolojik etkiler bakımından farklı hormonların etkilerinin hayli değişken olduğu, özellikle kuluçkalık yumurtalar ile hormonlar arasındaki sinerji konusunda yeterince çalışılma yapılmadığı anlaşılmıştır. Diğer tarftan in-ovo hormon ilavesindeki verilerin yetersiz olması ve bulgulardaki tutarsızlıklar nedeniyle yoğun araştırmalara da ihtiyaç vardır. Bu meta analiz çalışması leptin hormonunun kanatlıların çıkış ağırlıkları üzerindeki etkilerinin diğer hormonlara kıyasla oldukça sınırlı olduğunu göstermiştir. Ancak kuluçka sırasında albümine in-ovo leptin uygulanmasının canlı ağırlık artışı ve yemden yaralanma da dâhil olmak üzere, çıkış sonrası performansı iyileştirilebileceğine dair kanıtlar da bulunmaktadır.

İnciller'e ve Kur'an'a göre Hz. İsa'nın mesajı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2012 Dinler Tarihi Bilim Dalı
Bu araştırmanın konusu İnciller'e ve Kur'an'a göre Hz. İsa'nın mesajıdır. Hz. İsa'nın mesajı konusu hem İnciller'de hem de Kur'an'da yer almaktadır. Kur'an'daki bilgi ve belirlemeler İnciller'deki bilgileri tashih edecek niteliktedir.Anahtar Sözcükler: İsa, Meryem, İncil, Kur'an, Mesaj.Araştırmanın ilk bölümünde İsa'nın hayatı ve peygamberliği, ikinci bölümde ise mesajı ele alınmıştır. Önce İncillerin mesaj içeren metinleri belirlenmiş, ahlâk ve ibadet altbaşlıkları çerçevesinde ilgili mesajlar incelenmiştir. Temel mesajın Tanrı'nın Egemenliği (Melekûtu) olduğu, İsa'nın İncillerde birçok yerde bunu vaaz ettiği görülmüştür. Kur'an'da ise Hz. İsa'nın mesajı diğer peygamberlerin mesajlarıyla uyum içindedir. Hz.İsa İsrailoğulları'nı tevhide ve ahlâklı olmaya davet etmiş, onları içine düştükleri dinî ve ahlâkî çöküntü konusunda uyarmıştır.

İneklerde postpartum ekotekstür değişikliklerinin değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Amaç: Bu çalışmanın amacı postpartum ineklerde histolojik uterus involüsyonunu değerlendirmek için bilgisayar destekli ultrasonografik ekotekstürün kullanılmasıdır. Materyal ve Metot: Çalışmada üç farklı parite ve ırktan 27 inek kullanıldı. Çalışma; -15 (doğumdan 15 gün önce), 1, 7, 14, 21, 28, 35 ve 42. (doğumdan sonra) günler olarak 8 farklı döneme ayrıldı. Postpartum 1. günden 42. güne kadar yedi gün ara ile rektal ve ultraonografik muayene yapıldı. Ultrasonografik muayenede ineklerin serviks ve kornu uteri çapları ölçüldü, ovaryum muayenesi yapıldı ve ekotektstür analizi için görüntüler alındı. Görüntüler, bilgisayar destekli ekotekstür programı ile analiz edilerek; MGL, GR, HOM ve CON değerleri ölçüldü. Aynı günlerde vajinal akıntıların klinik değerlendirilmesi ve pH ölçümü yapıldı. Postpartum 1, 7, 14 ve 21. günlerde Bakteriyolojik muayene için örnek alınırken, 21, 28, 35 ve 42. günlerde sitolojik muayene için örnekleme yapıldı. Bunun dışında; -15, 1, 7 14, 21, 28, 35 ve 42. günlerde ineklerden kan alınarak, serum kalsiyum, fosfor ve magnezyum düzeyleri belirlendi. Postpartum 7 ve 21. günlerde ise kanda BHBA düzeyleri ölçüldü. Bulgular: İneklerde MGL (P<0.0001), GR (P<0.001), HOM (P<0.05), CON (P<0.005), serviks (P<0.0001) ve kornu uteri (P<0.0001) çapları çalışmanın farklı günlerinde anlamlı farklılık gösterdi. Sağlıklı ineklerde MGL(P<0.001) ve GR (P<0.05) düzeylerinde 1. günden 21. güne kadar azalma, sonrasında ise 42. güne kadar yükselme görüldü. Sorunlu ineklerde MGL (P<0.001), GR (P<0.05), HOM (P<0.05) ve CON (P<0.01) değerlerinde muayene günlerinde farklılık gözlendi. Bütün günlerin genel ortalamasına bakılıp, sağlıklı inekler sorunlu inekler ile karşılaştırıldığında; MGL(P<0.01), GR (P<0.0005) ve CON (P<0.005) yüksek iken, HOM (P<0.005), serviks (P<0.0001) ve kornu uteri (P<0.0005) çapları düşüktü. Anahtar Kelimeler: Ekotekstür, inek, involüsyon, postpartum, uterus

İngilizce, Fransızca ve Türkçede öntürler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Dillerdeki her sözcük bir kavrama ait oldugˆundan, dil uzmanları norm çalışmaları yapmaya başlamıştır. Bu çalışmalarda, ulam üyeleri arasındaki tipikligˆin ya da farklılıgˆın ortaya konması ve kullanım sıklıgˆına göre sıralanması hedeflenmiştir (Battig ve Monteque, 1969 bkz. Rosch, 1978; Peynirciogˆlu, 1988; Çengelci, 1996). Türkiye'de yapılan çalışmalarda I·ngilizce normlar çevrilerek kullanılmıştır. Ancak kültürel ayrışmalar nedeniyle önemli sorunlara neden olmuştur. Bu kez Türkçe norm oluşturma araştırmalarına geçilmiştir (Gökmen, 2010; Önal, 2011; Li, 2014). Yalnızca anadil degˆişkeniyle incelenen bu sormacaya, Türkiye'den Türkçe Anadilli on sekiz/elli bir yaş aralıgˆındaki elli kadın ve elli erkek toplam yüz Türk, Fransa'dan Fransızca Anadilli on sekiz/elli yedi yaş aralıgˆındaki elli bir kadın ile on sekiz/kırk yedi yaş aralıgˆındaki elli bir erkek toplam yüz iki Fransız, Amerika'dan I·ngilizce Anadilli on sekiz yaş üstü yetişkin olduklarını varsaydıgˆımız yüz iki Amerikalı bilgi verici katılmıştır. Bilgi vericilerin sayısı toplamda üç yüz dörttür. Bilgi vericilerden dört somut, altı soyut üst düzey ulamların her biri için akıllarına ilk gelen beş ögˆe sıralamaları istenmiştir. Bir liste verilmemiş, seçimlerinde özgür bırakılmışlardır. Microsoft Office Excel Worksheet programına aktarılan verilen, yine aynı programda oluşturulan grafiklerle izlenmiştir. Farklı anadillilerin, algısal ve anlamsal ulamlarının belirli öntürler çevresinde konumlandıgˆı ortaya çıkmıştır. Şehir, dogˆa, kıyafet, aile, bilim, iletişim, güzellik, hayat, zaman, güç ulamlarında tipik öntürlerde odaklanıldıgˆ gözlemlenmiştir.Dillerdeki her sözcük bir kavrama ait oldugˆundan, dil uzmanları norm çalışmaları yapmaya başlamıştır. Bu çalışmalarda, ulam üyeleri arasındaki tipikligˆin ya da farklılıgˆın ortaya konması ve kullanım sıklıgˆına göre sıralanması hedeflenmiştir (Battig ve Monteque, 1969 bkz. Rosch, 1978; Peynirciogˆlu, 1988; Çengelci, 1996). Türkiye'de yapılan çalışmalarda I·ngilizce normlar çevrilerek kullanılmıştır. Ancak kültürel ayrışmalar nedeniyle önemli sorunlara neden olmuştur. Bu kez Türkçe norm oluşturma araştırmalarına geçilmiştir (Gökmen, 2010; Önal, 2011; Li, 2014). Yalnızca anadil degˆişkeniyle incelenen bu sormacaya, Türkiye'den Türkçe Anadilli on sekiz/elli bir yaş aralıgˆındaki elli kadın ve elli erkek toplam yüz Türk, Fransa'dan Fransızca Anadilli on sekiz/elli yedi yaş aralıgˆındaki elli bir kadın ile on sekiz/kırk yedi yaş aralıgˆındaki elli bir erkek toplam yüz iki Fransız, Amerika'dan I·ngilizce Anadilli on sekiz yaş üstü yetişkin olduklarını varsaydıgˆımız yüz iki Amerikalı bilgi verici katılmıştır. Bilgi vericilerin sayısı toplamda üç yüz dörttür. Bilgi vericilerden dört somut, altı soyut üst düzey ulamların her biri için akıllarına ilk gelen beş ögˆe sıralamaları istenmiştir. Bir liste verilmemiş, seçimlerinde özgür bırakılmışlardır. Microsoft Office Excel Worksheet programına aktarılan verilen, yine aynı programda oluşturulan grafiklerle iz

İnovasyon ve ekonomik büyüme ilişkisi: BRICS ve Türkiye üzerine bir analiz

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 İkt. Gelişme ve Uluslararası İkt. Bilim Dalı
İnovasyon dünyaya baş döndürücü bir hız ile yayılmaktadır. Günümüzde ve yakın gelecekte önemli büyüme fırsatların bulunduğu varsayılan gelişmekte olan ülke ekonomilerinde inovasyon her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Teknolojik inovasyon geniş ölçüde ekonomik büyümenin anahtarı olarak görülse de neyin bazı sanayileri ve ülkeleri daha inovasyon yaptığı veya tam olarak inovasyonun nasıl bir ekonomiyi oluşturduğu hakkında ortak bir fikir mevcut değildir. Bu çalışmanın amacı inovasyonun gelişmekte olan piyasalarda ekonomik büyümenin kilit faktörü olup olmadığını tespit etmektir. Çalışmanın ampirik analizi 1970-2015 yılları asarındaki süre için 13 gelişmekte olan ülke üzerinde yapılmıştır. İnovasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi tespit etmek için Birim Kök, Engle ve Granger birleşik bütünleşme, Vektör Hata Düzeltme (VHDM) modeli ve vektör otoregresif testler kullanılmıştır. Yapılan analizin sonuçları denetlenen 13 ülkeden sadece 4'ü inovasyon gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin motoru olduğu hipotezini doğrulamaktadır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik Büyüme, İnovasyon, Gelişmekte Olan Ülkeler,BRICS, Türkiye

İnsan bilgisayar etkileşimi standartlarına göre Türkiye ve Pakistan'ın e-devlet portallarının karşılaştırmalı analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
E-devlet, devlet hakkında e den daha fazla şey demektir. Yurttaşların daha iyi politik sonuçlar, daha yüksek kalitede hizmet ve daha büyük sorumluluk almasını sağlar. E-devlet; kamu sektörünün, yurttaşların hizmetindeki bilgi ve bilgi birikimini geliştirmek için Bilgi ve Haberleşme Teknolojilerini uygulamaya sokma kapasite ve istekliliğini içerir. Herhangi bir e-devlet web portalı, kamunun vatandaşlara yönelik hizmetlerinin kolay ve çabuk şekilde ulaşmasını sağlar. Bu tür portalların amacı; kamuyu kolaylaştırmak ve hükümetin icraatlarına şeffaflık getirmek olmakla birlikte bu sistemlerrin doğru uygulanmaması halinde istenmeyen sonuçlama da karışlaşılabilir. İnsan Bilgisayar Etkileşimi (İBE) standartları olarak bilinen kural, kılavuz ve standartların belirlenmesi, bu tür uygulamaların kullanılabilirliği ve erişilebilirliğini belli bir raddeye kadar sağlayan bir unsurdur. Bu tezde, Türkiye ve Pakistan'ın bu çalışma için seçilen e-devlet portalları İBE standartlarına göre analız edilmış ve arayüz tasarımı açısından bu standartlarla ne kadar uyumluluk gösterdikleri tespit edilmiştir. İBE standart ve yönergeleri genellikle, kullanıcı arayüzünün kullanılabilirliği ve erişilebilirliğinden ibarettir. Bu çalışmanın ana odağı, e-devlet portallarının kullanılabilirliği ve erişilebilirliği üzerinedir. İlk olarak Unicorn- W3C'nin Birleşik Onaylayıcısını kullanarak, W3C yönergeleri ile olan genel uyum test edilmiştir. Kullanılabilirlik için çevrimiçi anketle toplanan veriler üzerine Sistem Kullanılabilirlik Ölçeği uygulanmıştır. Merkezi eğilim bu şekilde hesaplandığı için toplanan veriler, SPSS 18 ile analiz edilmıştır. Erişilebilirliğin değerlendirilmesi için Web Erişilebilirlik Değerlendirme Aracı (WAVE) kullanılmıştır. Sonuçlar; analiz boyunca üstünlüğüne tanık olunan, Türkiye Cumhuriyeti'nin e-devlet portalı olan www.turkey.gov.tr.'nin yegane bir web portal olduğu ve her iki ülkeden diğer tüm üst sıradaki web portalların ise İBE standart ve W3C kılavuzları ile tam olarak uyumlu olmadığı yönündedir.

İnsan güvenliği, güvenlikleştirme ve HIV/AIDS: Rusya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu tezin genel amacı, güvenlikleştirme kavramın çerçevesinde, Rusya'da HIV/AIDS tehdidinin güvenlik politikalarına yansıması ve bu güvenlikleştirmenin insan güvenliği kavramı açısından incelenmesidir. Bu kapsamda, Rusya Federasyunu'nda HIV/AIDS'i güvenlikleştirmesi süreci 1985'ten 2016 yılına kadar ele alınmaktadır. Rusya, HIV/AIDS'in ciddi bir hızla arttığı ülkelerden biridir. Bu nedenle bu mesele haklı olarak bir güvenlik meselesi olarak görülmektedir. Bu çalışma, HIV/AIDS ile Rusya'daki mücadele sürecini analiz ederken, bu sorunun nasıl bir devlet güvenliği sorunu olarak güvenlikleştirildiğini göstermektedir. Bu kapsamda, insan güvenliği yaklaşımının kısmi bir yere sahip olsa da, güvenlikleştirme süreci nedeniyle geri planda kaldığı gösterilmiştir. Rusya'daki güvenlikleştirmenin, sorunun insan güvenliği anlayışından çok devlet güvenliği anlayışı içinde ele alınmasına neden olduğu ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: İnsan güvenliği, devlet güvenliği, güvenlikleştirme kavramı, söz edim, HIV/AIDS, Rusya

İnsan Hakları Hukuku ve güvenceleri açısından Doğu Afrika ülkeleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İnsan Hakları Hukuku Bilim Dalı
Doğu Afrika Topluluğu, Burundi, Kenya, Ruanda, Güney Sudan, Uganda ve Tanzanya olmak üzere altı ülkeden oluşan bir topluluktur. Bu ülkeler, insan haklarıyla ilgili antlaşmalar ve sözleşmeler imzalamıştır. Bu ülkelerdeki insan haklarına dair sorunların bilimsel olarak incelenmesi gereklidir. Bu kapsamda, Afrika'daki insan haklarına ilişkin düzenlemeler incelenmiştir. Tez çalışmamız içeriğinde tanımlar, insan hakları kavramları, mekanizmalar, başvuru koşulları ve Afrika İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ilişkin bilgiler yer almaktadır. Tez'de Doğu Afrika'daki ülkeler tarafından yapılan anayasalarda yer alan temel haklar incelenmiştir. Yine bu ülkelerden her birinin yasama organları tarafından insan hakları kavramlarına ilişkin tanımlar, bu hakların uygulanabilirliği, bu hakların korunmasından sorumlu organlar, bu hakların ilerleyişi, teorik olarak bu hükümetler tarafından uygulanması için yapılan girişimler tezimizde incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: İnsan Hakları, Özgürlükler, Yaşam Hakkı, Demokrasi, Ayrımcılık, Hukuk Devleti, Ölüm Cezası.

İnsan haklarının korunması ve soykırıma karşı olarak insani müdahalenin meşruluğu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
İnsani müdahale sorunu uluslararası hukukun son zamanlardaki en önemli konularından birisidir. Bir yandan uluslararası hukukun temel prensiplerinden olan kuvvet kullanma yasağı ve devletlerin egemenliği ilkesi, diğer yandan devletlerin kendi ülkeleri içinde ağır ve sistematik insan hakkı ihlalleri yapması halinde insan haklarını korumak için müdahale gereği, konuya uluslararası hukuka uygun çözüm aranmasına yol açmıştır. Tek taraflı insani müdahele doktrini; devlet(ler)in, genellikle toplu cinayetler ve soykırımlar şeklinde çok büyük insan hakları ihlallerinin yapıldığı egemen devletlerin içişlerine müdahele etmesine müsaade etmektedir. Bu nedenle insani müdahele doktrininin, uluslararası hukuğun temel prensiplerinden biri olan müdahele etmeme ilkesini ihlal etmekte olduğu gözükmekte ve dolayısıyla bu doktrinin yasallığına şiddetle itiraz edilmektedir. Bu çalışma tek taraflı insani müdahele doktrininin yasallığını incelemekte ve bu inceleme sırasında Ruanda Soykırımı'na yeniden değinilerek, nelerin yanlış gittiği analiz edilmekte ve ardından gelecekte yapılacak müdaheleler ile ilgili öneriler sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kuvvet Kullanma, İnsani Müdahale, İnsan Hakları, Koruma Sorumluluğu, Devlet Egemenliği , Ruanda Soykırımı

İnsan kaynakları eğitiminin çalışanların algılanan performansları üzerine etkisi: Somali-Türkiye iletişim işletmeleri karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Bu çalışma;iletişim işletmelerinde uygulanan İnsan kaynakları eğitiminin çalışanlarınalgılanan performansları üzerindeki etkisini belirlemek ve Somali ve Türkiye'deki iki işletmede bu ilişkileri karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu çerçevede araştırma Somali'de Galkio şehrinde (Golis Telekom) ve Türkiye 'de Kayseri şehrinde (Türk Telekom) faaliyette bulunan iletişim işletmelerindeki toplam 240 çalışan üzerinde yapılmıştır. Elde edilen veriler incelediğinde insan kaynakları eğitimi ile çalışanların algılanan performansları arasında anlamlı ilişkinin bulunduğu veinsan kaynakları eğitiminin çalışanlarının algılanan performansları üzerine anlamlı etkisi olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Gnsan Kaynakları Eğitimi, ÇalıGanların Algılanan Performansları

İnsan kaynakları uygulamaları ve psikolojik güçlendirmenin kurum performansı üzerindeki etkisinde kurumsal girişimciliğin aracı rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı
Bu araştırmada, insan kaynakları uygulamaları, psikolojik güçlendirme, kurumsal girişimcilik ve kurumsal performans arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bu doğrultuda, insan kaynakları uygulamaları ve psikolojik güçlendirmenin kurumsal performans üzerinde etkisinde kurumsal girişimciliğin aracı rolü olup olmadığı sorusuna yanıt aranmıştır. Bu amaçlarla İstanbul ilinde faaliyet gösteren farklı sektör ve büyüklükteki 150 özel sektör çalışanları üzerinde anket gerçekleştirilmiştir. Çalışmada korelasyon, hiyerarşik regresyon ve faktör analizlerinden yararlanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda kurumsal girişimcilik ile insan kaynakları uygulamaları ve psikolojik güçlendirme arasında pozitif bir ilişki belirlenmiştir. Ayrıca insan kaynakları uygulamalarından ücretlendirme, iş analizi, iş tasarımı ve planlamanın kurumsal performans üzerinde etkisinde kurumsal girişimcilik boyutlarından kendini yenilemenin aracı bir değişken olduğu tespit edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda kurumsal girişimcilik ile insan kaynakları uygulamaları ve psikolojik güçlendirme arasında pozitif bir ilişki belirlenmiştir. Ayrıca insan kaynakları uygulamalarından seçme ve yerleştirme, ücretlendirme ve yan hakların, iş analizi, iş tasarımı ve planlamanın kurumsal performans üzerinde etkisinde kurumsal girişimcilik boyutlarından kendini yenilemenin aracı bir değişken olduğu tespit edilmiştir. Özetle, araştırma bulgularına göre, insan kaynakları uygulamalarının kurumsal performansı arttırmada kurumsal girişimciliğin aracı rolü olduğu ortaya konmuştur.

İnsan kaynakları yönetimi açısından fazla çalışma kavramı ve çalışan motivasyonuna etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 İşletme Yönetimi Bilim Dalı
Çalışmada fazla mesai ve bu durumun çalışanların motivasyonları üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Bu doğrultuda çalışmanın ilk bölümünde fazla çalışma kavramı ele alınarak bu durumun hukuki boyutlarına, uygulama modellerine, hem çalışanlar açısından hem de işveren açısından etkilerine yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde çalışmanın iki temel unsurundan biri olan motivasyon kavramı ele alınmıştır. Motivasyonun öneminden, temel bileşenlerinden, motivasyonu etkileyen faktörlerden ve fazla mesainin motivasyon üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise ilk iki bölümde teorik olarak ele alınan kavramlar toplanan veriler faktör analizi, pearson korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Sonuç kısmı ile de çalışma tamamlanmıştır. Çalışmada kullanılan ölçek, sağlık sektöründe, özel sektörde, bankacılık sektöründe, temizlik sektöründe,sivil toplum kuruluşlarında, eğitim sektöründe ve gıda sektöründe çalışmakta olan 400 katılımcıya uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda fazla mesaiye kalma durumunun motivasyonu olumsuz olarak etkilediği görülmektedir. Fazla mesainin alt boyutları olan mesaiden kaynaklanan şahsi sorunların ve çalışanlararası sorunların motivasyon üzerinde olumsuz etki oluşturduğu saptanmıştır.

İnsan kaynakları yönetimi uygulamalarının yenilik üzerine etkisinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Teknolojik gelişme ve değişimlerinin akıl almaz boyutlara ulaştığı günümüz dünyasında faaliyet gösteren işletmeler bir varlık ve yokluk savaşına girmektedir. Bu acımasız savaşın egemen olduğu ortamda işletmelerin varlıklarını koruma ve sürdürme şansı yapacakları yeniliklerle doğru orantılı olacaktır. Günümüzde işletmenin en değerli kaynağının insan kaynakları olduğunu düşünürsek tüm yönetsel faaliyetlerde insan kaynağına özen gösterilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. İşletmede çalışanların yetenek ve başarısı ile işletmenin yapacağı yenilikçi faaliyetler arasında doğrudan bir ilişki bulunduğu göz ardı edilemez bir gerçektir. Bu anlamda İnsan Kaynakları Yönetimi uygulamaları işletmelerin rekabet üstünlüğü elde etmeleri ve organizasyon içi yenilikçi eğilimlerin artırılmasında önemli bir role sahiptir. Bu araştırma kapsamında insan kaynakları uygulamalarının yenilik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmada yenilik ve insan kaynakları uygulamalarına ilişkin bazı temel kavramlar kapsamlı biçimde açıklandıktan sonra insan kaynakları yönetiminin (İKY) yenilik üzerinde etkili olup olmadığı işletme yönetici ve çalışanlarının algıları üzerinden belirlenmeye çalışılmıştır. Son bölümde de araştırma verilerinin analizi yapılmıştır. Anahtar kelimeler: İnsan Kaynakları Yönetimi, Yenilik.

İnsan safen veninde hidrojen peroksit ile oluşturulan oksidatif stres ve doksisiklinin vasküler yanıtlar üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Amaç: Reaktif oksijen türlerinin (ROT) artan düzeyleri kardiyovasküler cerrahide önemli bir klinik problemdir. ROT'nin üretimi ve proinflamatuvar enzimler olan matriks metalloproteinazların (MMP'ler) aktivasyonu pekçok kardiyovasküler hastalık ile ilişkilidir. Doksisiklin subantimikrobiyal dozda etkin bir MMP inhibitörü ve aynı zamanda ROT tutucu olarak davranır. Bu çalışmada insan safen ven (İSV) segmentlerinde hidrojen peroksit ile stimüle edilen in vitro oksidatif strese bağlı zayıflamış vasküler reaktivitenin doksisiklin ile normalize edilebileceği hipotezini araştırmayı amaçladık. Metodlar: İSV segmentleri koroner arter bypass graft operasyonuna alınan hastalardan toplanmıştır. Segmentlerin endotel tabakası dikkatlice kazınarak uzaklaştırılmıştır. Daha sonra, segmentler 4 gruba ayrılmış ve 10 µM hidrojen peroksit ve/veya 10 µM doksisiklin ile16 saat süre ile inkübe edilmiştir. İşlem görmemiş İSV segmentleri kontrol olarak işlem görmüştür. Vasküler reaktivitedeki değişiklikleri değerlendirmek için fonksiyonel endotelyuma sahip olmadığı doğrulanan ven halkalarında noradrenalin, potasyum klorür, serotonin ve papaverin için konsantrasyon-yanıt eğrileri gerçekleştirilmiştir. Paralel deneylerde ven halkalarındaki ROT düzeyleri lusigenin ve luminol ile amplifiye edilmiş kemilüminesans yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Başka bir deney setinde, paralel İSV halkalarında MMP-9 ve MMP-13 ekspresyonları immünohistokimyasal olarak incelenmiştir. Sonuçlar: İSV'nin hidrojen peroksit ile inkübasyonu ROT ve süperoksit anyon düzeylerinde sırasıyla 5 ve 4 katlık artışlara sebep olmuştur. Doksisiklin artan ROT ve süperoksit anyon düzeylerini anlamlı şekilde azaltmıştır. Hidrojen peroksit grubundan İSV segmentlerinde noradrenalin, potasyum klorür ve serotonine karşı kontraktil yanıtlar anlamlı şekilde azalmıştır. Doksisiklin ile tedavi serotonine karşı değil ancak noradrenalin ve potasyum klorüre karşı azalmış kontraktil yanıtları artırmıştır. Bu kontraktil ajanlara karşı duyarlık (pD2) değişmemiştir. Papaverine karşı gevşeme yanıtları ve pD2 değerleri hidrojen pereoksit ya da doksisiklin tedavisinden etkilenmemiştir. MMP-9 ve MMP-13 ekspresyonları İSV segmentlerinin sırasıyla adventisya ve medya tabakasında artmıştır. Doksisiklin her iki MMP'nin ekspresyonlarını etkilememiştir. Varılan Sonuçlar: Çalışmamızda doksisiklin İSV halkalarında hidrojen peroksitle stimüle edilen oksidatif stresin neden olduğu bozulmuş vasküler reaktiviteyi düzeltmiştir. Bu sonuçlar doksisiklinin koroner arter bypass graft operasyonu sırasındaki iskeminin sebep olduğu oksidatif stresin önlenmesinde bir antioksidan olarak yararlı olabileceğini düşündürmektedir. Anahtar Kelimeler:Doksisiklin, Matriks metalloproteinazlar, Oksidatif stress, Reaktif oksijen türleri, Koroner arter bypass graftı, Hidrojen peroksit

İnsancıl hukuk kapsamında Afrika'daki uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Sömürgeleştirme nedeniyle birçok özgürlük savaşları çıkmıştır ve bundan dolayı Afrika'daki mevcut savaşların olağan iç savaşlar olduğu sanılmaktadır. Diğer taraftan, Afrika'daki savaşlar uluslararası savaşlardır. Çünkü Cenevre Sözleşmeleri'nin Birinci Ek Protokolü'nün 1. maddesinin 4. fıkrası bağımsızlık savaşlarını kapsamaktadır. Cenevre Sözleşmeleri'nin Birinci Ek Protokolü'nün 1. maddesinin 4. fıkrası; sömürgeci baskısına, yabancıların işgaline ve ırkçı rejimlere karşı yürütülen silahlı çatışmaları, uluslararası savaşlar olarak kapsamaktır ve bu nitelikte silahlı çatışmalara uluslararası nitelikte olmayan savaşlardan farklı olarak insancıl hukuk kuralları uygulanmaktadır. Afrika'da birçok çatışma olmasına rağmen bu tezde sadece Mali, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde olan çatışmalar değerlendirilecektir. Tezde, insancıl hukuk nedir, insancıl hukukun kaynakları nelerdir, silahlı çatışma nedir, uluslararası nitelikte olmayan savaşlar ve bu savaşların kriterleri nelerdir gibi sorular ele alınacaktır. Ayrıca, bu çatışmaların çıkma sebepleri, ne zamandan beri ortaya çıktıkları ve tarafları inceleme konusu yapılacaktır. Cenevre Sözleşmeleri'nin müşterek 3. maddesi ve Cenevre Sözlemeleri'nin Birinci Ek Protokolü'nün 1. maddesinin 4. fıkrası ile bununla bağlantılı olarak tezde kullanılacak örnek çatışmaları, İnsancıl Hukuk'un uluslararası nitelikte olmayan savaşlar bakımından aradığı kriterlere uygun olup olmadığı sorusu ile değerlendirilecektir. Uluslararası nitelikte olmayan çatışmaları, sadece Cenevre Sözleşmeleri'nin müşterek 3. maddesinin hükümleri kapsamaktadır. Bilim adamları Cenevre Sözleşmelerinin Birinci Ek Protokolün 1. madde 4. fıkrasının incelemeleri örneğin; sömürgeci baskısı, yabancıların işgali ve ırkçı rejimlere karşı yürütülen silahlı çatışmaları uluslararası savaş düzeyinde olduğunu belirterek, örf ve adet hukuku olması için anlaşma bulunmadı eleştirmiştir. Ayrıca, bilim adamları haklı ve haksız savaşların ayrımlarını da eleştir. Bu yüzden, bağımsızlık çatışmalarının uluslararası çatışmalar hukuku kurallarının geçerli niteliğinde olup olmadığı hala tartışma konusudur. Çünkü bazı bilim adamları bağımsızlık çatışmalarının uluslararası savaşlar olduğunu kabul ederken bazıları kabul etmemektedir. Mali, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti örnek olarak, halen devam eden çatışmalar olarak tez konusu ile ilgilidir. Yıllarca bu ülkelerde çatışmalar çıkmıştır, fakat tez, sadece günümüzde var olan devlete karşı olan çatışmaları ele almıştır. Farklı kaynaklara dayanarak hazırlanan tezde amaç, insancıl hukuk kapsamında özel olarak uluslararası nitelikte olmayan savaşlar hakkında bilgi arayanlar için mevcut kaynaklara ek bir kaynak oluşturmaktır. Dolayısıyla, Afrika'daki devam eden çatışmaları anlamak isteyenler için tez temel bir kaynak işlevi görecek. ANAHTAR KELİMELER: İnsancıl Hukuk, Uluslararası Çatışmalar, Uluslararası Nitelikte Olmayan Çatışmalar, Terörizm, İnsan hak