Thesis Search




SEARCH RESULTS

İnsanda oküler motor sinirlerin, ekstraoküler kasların ve Ganglion ciliare'nin topografisi, sintopi ve morfolojisi: kadavra çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Ekstraoküler kas morfolojisi ve komşu nörovasküler elemanlarla olan ilişkiler hakkındaki ayrıntılı bilgi, başarılı orbita cerrahisi için önemlidir. Bu çalışmada, ekstraoküler kasların ve oküler motor sinirlerin intraorbital kısmının morfometrik özelliklerinin ölçülmesi ve analiz edilmesi amaçlanmıştır. Özellikle, ganglion ciliare'nin yeri ve morfometrik özellikleri oküler motor sinirlerin dallanma paterni ve orbital sinir ve ekstraoküler kaslarla ilişkileri incelenmiştir. Formaldehit ile tahnit edilmiş on iki orbita kullanılmıştır. Ekstraoküler kasların ortalama uzunlukları ve genişlikleri ölçülmüştür: m. levator palpebrae superioris (42,98±4,45; proks: 3,45±0,62; mid:7,04±1,69; dist: 12,56±2,19 mm), m. obliquus superioris (54,31±2,02; 4,20±0,69 mm), m. rectus superior (36,74±2,76; 7,13±0,93 mm), m. rectus inferior (36,27±6,57; 6,31±0,83 mm), m. rectus medialis (38,57±2,40; 7,77±0,95 mm), m. rectus lateralis (37,66±3,10; 7,53±1,36 mm), ve m. obliquus inferior (27,77±2,27; proks: 3,87±1,61; orta: 5,58±1,37; dist: 5,71±1,44 mm). Area nervosa, m. obliquus superior'un orbital yüzeyinde yer alırken diğer tüm ekstraoküler kasların oküler yüzeyinde arka veya orta üçte birlik kısımda yer almaktaydı. Oküler motor sinirlerin ortalama±standart sapma uzunlukları, genişlikleri ve kalınlıkları ölçüldü: ramus superior n. oculomotorius (18,48±4,53; 1,13±0,21; 0,58±0,16 mm), m. rectus medialis'in siniri (16,02±3,11; 1,04±0,28; 0,75±0,21 mm), m. rectus inferior'un siniri (13,88±2,56; 1,17±0,26; 0,74±0,25 mm), m. obliquus inferior'un siniri (36,41±3,23; 0,98±0,29; 0,62±0,20 mm), n. trochlearis (15,92±2,82; 0,97±0,25; 0,40±0,10 mm), n. abducens (14,17± 3,70; 1,26± 0,38; 0,58±0,15) ve ganglion ciliare (4.28±0.84; 2.70±0.30; 0.85±0.21 mm). Bu çalışma sonucunda oküler motor sinir ve ekstraoküler kaslar için elde edilen detaylı ölçümler ve topografik ilişkiler güvenli orbita cerrahisi açısından büyük önem taşımaktadır.

İnsani yardım tedarik zinciri performansının değerlendirilmesine yönelik bir yöntem önerisi: Dengeli puan kartı-DEMATEL yaklaşımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Üretim Yönetimi Bilim Dalı
Son yıllarda artan doğal ve insan kaynaklı afetlerin sayısı özellikle savaşların artması, insani yardım sektörünün rolünü ve afet durumunda tedarik zinciri ve lojistiğin önemini arttırmaktadır. Etkili bir insani yardım tedarik zinciri ve afet müdahalesinin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini arttırmak için insani yardım tedarik zinciri performansının ölçülmesi gerekmektedir. Buradan hareketle, insani yardım tedarik zincirinin performans ölçümü önemli bir konu haline gelmektedir. İlgili literatür incelendiğinde insani yardım tedarik zincirinin performans ölçümü konusunda yapılmış az sayıda çalışma olduğu belirlenmiş ve savaş afeti ile ilgili yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı ise, savaş afeti durumunda insani yardım tedarik zinciri için bir performans ölçüm çerçevesinin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu amaçla, ilk olarak literatür araştırması yapılmış ve insani yardım tedarik zincirinin performansını etkileyen göstergeler belirlenmiştir. Daha sonra, belirlenmiş göstergeler Dengeli Puan Kartı yönteminin dört boyutuna göre sınıflandırılmıştır. Ardından DEMATEL yöntemi kullanılarak Dengeli Puan Kartı modelinin boyutları ve performans göstergelerinin ağırlık değerleri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre DEMATEL yöntemi ile hesaplanan ağırlıkları sonucunda, insani yardım tedarik zincirinin performans boyutlarının sırasıyla müşteri, öğrenme ve yenilik, finansal ve iç iş süreci boyutlarının olduğu belirlenmiştir. Performans göstergesi olarak ise en yüksek etkiye sahip göstergelerin hizmet kalitesi, faydalanan kişi sayısı ve insani yardım kuruluşunun imajı ve en düşük etkiye sahip olan göstergelerin ise karışım esnekliği, lojistik öğrenme düzeyi ve yardım tedariklerinin mali değeri olduğu ortaya çıkmıştır.

İnsanların medyaya güven düzeyi: Yalan haber üretimine tepkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Gazetecilik Bilim Dalı
Son yıllarda dünyada yaşanan tehlikeli durumlar, sıra dışı olaylar toplum ve medya arasında yaşanan büyük sorunları da beraberinde getirmiştir.Medya ve toplum arasında olan güven duygusu git gide azalırken, insanların medyanın yalan haber yayınladığına dair düşünceleri de artmaya başlamıştır. Gerek bireysel gerekse toplumsal bazda meydana getirdiği etkiler bakımından yalan haber günümüz dünyasında önemli konulardan birine çevrilmiştir. Özellikle yeni medyanın hayatımıza girmesi ile birlikte yalan haberkavramı medya araştırmalarına da fazlasıyla dahil edilmiştir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump'ın Ocak 2017'de kendi Twitter hesabında attığı ve 'yalancı medya' kanallarının Amerikan düşmanı olduğunu söylediği (Tweet'i ise çok geçmeden sildi) tweette yalan haber kavramını yeniden gündeme taşımıştır. Amerika medya kanallarının da Trump'a verdiği cevaplar sonucunda da bir kaç gün içinde yalan haberçok konuşulan konulardan biri haline getirmiştir. Özellikle Amerika'da bu konuyla ilgili bilimsel çalışmalar başlatılmıştır. Yalan haber ve meda ile ilgili insanlar ne düşünüyor ve insanlar medyaya ne kadar güveniyor sorusu araştırmaların temelini oluşturmuştur. Bu düşünceni temel alarak insanların medyaya nekadar güvendiği ve medyanın yalan haber yayınladığı saha araştırmasıyla ortaya konmaya çalışılmıştır.Araştırmada elde edilen veriler Ankara'nın Altındağ, Çankaya, Keçiören, İzmir'in Bornova, Karşıyaka, Konak ve Konya'nın Karatay, Meram, Selçuklu ilçelerinde 600 kişiyle yüz yüze görüşmeye dayalı anket tekniği iletoplanmıştır. Çalışmanın sonucundakatılımcılar bir habere güvenmek için onun tarafsız olmasını önemsemiştir. Katılımcıların sosyal medya ve internetin daha fazla yalan haber yayınladığını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Bulgulara göre geleneksel medya kurumlarının yalan haber yayınlama nedenleri patron ve muhabirin çıkar ilişkileri ve ideolojik yakınlıktır. Sonuç olarak katılımcılar kullandıkları medya kanalları ile güvendikleri medya kanalları arasında anlamlı farklılıklar bulunmaktadır.

İnsanlığa karşı suçlar ve devlet destekli soykırım: Uluslararası hukuk perspektifinden Keşmir sorunu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Uluslararası toplum, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçunun Roma Statüsü'ne dahil edilmesi ve bunların jus cogens telakki edilerek bu suçların işlenmesinin yasaklanması ile beraber rahat bir nefes almıştır. Ne var ki, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kayda değer bir yargı yetkisini haiz olmaması etkililiğini zayıflatmaktadır. Bundan dolayı, insan haklarını evrensel düzeyde geçerli kılmak ve yargısal mekanizmalar aracılığıyla uluslararası suçları ortadan kaldırmak amacıyla gösterilen pratik çabalar beklentileri yeterince karşılamamaktadır. İnsanlığa Karşı Suçlar ve Devlet Destekli Soykırım: Uluslararası Hukuk Perspektifinden Keşmir Sorunu başlıklı bu tez, bu boşluğun yalnızca nedenlerini ve nihai çözümünü araştırmakla kalmamış; aynı zamanda, öne sürdüğü hipotezi (acil bir ihtiyaç haline geldiği için jus cogens nitelikteki insan hakları ve uluslararası suçlar üzerine UCM'ye evrensel yargı yetkisi verilmesi veya evrensel yargı yetkisini haiz başka bir uluslararası mahkemenin kurulması) gerekçelendirmesinin sonucunda Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası toplumun jus cogens mahiyetteki insan hakları ve insancıl meselelerin çözümü için herhangi bir veto yetkisini kabul etmemesi, eşitlik ve evrensel uygulanabilirlik ilkesine istinaden kararların eşit oylarla alınması gerektiği sonucuna varmıştır. Bu çalışmanın dinamik doğası, özellikle önleyici ve koruyucu bir yaklaşımın benimsendiği istikşafi ve açıklayıcı bir tasarımla desteklenen karma yöntem yaklaşımının metodolojisini kullanmayı gerektirmiştir.

İnstant hibiskus çayı üretimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
İNSTANT HİBİSKUS ÇAYI ÜRETİMİ Abdullah NAJİ Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2018 Danışman: Doç. Dr. Mustafa ÇAM ÖZET Çay ve bitki çayları içerdikleri yüksek oranda faydalı bileşenlerden dolayı Türkiye'de ve dünyada popüler şekilde tüketilmektedir. Bu çalışmada hibiskus (Hibiscus sabdariffa) bitkisi kullanılarak katı-sıvı ekstraksiyonu yöntemiyle ekstraktlar alınmıştır. İnstant hibiskus çayı üretmek amacı ile ekstraksiyon koşulları optimize edilmiştir. Ekstraktları almak amacıyla en uygun parametrelerin elde edilmesi için cevap yüzey yöntemi yardımıyla deneme tasarımı oluşturulmuştur. Ekstraksiyon sıcaklığı 40-70-100 °C, ekstraksiyon süresi 5-62.50-120 dk olarak belirlenmiştir ve bu şartlarda ekstraksiyon işlemleri yapılmıştır. Bu çalışmada hibiskus bitkisinden fenolik bileşiklerin elde edilmesi için organik solventler yerine su kullanılmıştır. Toplam fenolik madde miktarı, EC50, ABTS ve toplam antosiyanin analizlerine göre optimum koşullar 54 °C – 120 dakika olarak belirlenmiştir ve bu noktalardaki toplam fenolik madde değeri 2032.714 ±112.860 mg GAE/100gr örnek, EC50 değeri 9.484 ±0.153 gr örnek /gr DPPH, ABTS değeri 3326.151 ± 38.107 mg trolox/100gr örnek ve toplam antosiyanin değeri 995.370 ±2.394 mg Dp-3-sam/100gr örnek olarak bulunmuştur. Hibiskustan optimum koşullarda alınan ekstraktlar instant çay üretilmesi amacıyla farklı sıcaklık ve besleme hızlarında püskürtmeli kurutucu yardımıyla kurutulmuştur. Kaplama maddesi olarak maltodekstrin (1:1) kullanılmıştır ve suda çözünebilir instant hibiskus çayı tozu üretilmiştir. Üretilen bu tozların bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri incelenmiştir. Püskürtmeli kurutucu için optimum koşullar; sıcaklık: 130 °C, aspiratör: %100, beslenme hızı %30 (8 ml/dk) olarak belirlenmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre, bu noktalardaki toplam fenolik madde miktarı toplam ve yüzey için değerleri sırasıyla 8.934 ± 0.276 ve 0.137 ± 0.004 mg GAE/gr örnek, EC50 değeri 16.825 ± 0.008 gr örnek /gr DPPH, ABTS değeri 16.971 ± 0.000 mg trolox/gr, toplam antosiyanin miktarı toplam ve yüzey için sırasıyla 8.472 ± 0.012 ve 0.150 ± 0.002 mg De-3 sam/gr örnek, toplam fenolik madde miktarı ve toplam antosiyanin için etkinlik değerleri sırasıyla 98.464 ±0.003 ve 98.229 ± 0.021, flavonoid değerleri 2.606±0.007 mg kateşin eşdeğeri/gr örnek ve beta karoten antioksidan kapasiteleri (%AA) %13.180 ± 0.5898 olarak bulunmuştur. Optimum noktanın belirlenmesi için elde edilen tozlara bazı fiziksel analizler yapılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre; kuru madde %95.983 ± 0.380, suda çözünürlük %89.730 ± 3.352, verim %74.607 ± 0.295 ve renk L* 48.076 ± 0.464, a* 39.754 ± 0.891, b*4.964 ±.235 olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçlara göre hibiskus bitki ekstraktları içerdiği fenolik bileşikler, özellikle de antosiyaninlerce zengin bulunmuştur. Kolay kullanıma sahip instant hibiskus çayları doğal antioksidan kaynağı olarak sayılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Hibiscus sabdariffa L, İnst

İnşaat projelerinde harmoni arama yaklaşımıyla bir performans modelinin geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
İnşaat yönetiminde proje maliyeti ve proje süresi, projenin ana faktörlerindendir. Gerçek hayattaki projelerde, proje maliyeti ve tamamlanma süresi arasındaki trade-off (taviz verme) ilişkisi ve bilinmeyen çevre etkileri karar vericilerin değerlendirilmesi gereken unsurlarındandır. Planlamacılar, iş programını yaparken faaliyetlerin tamamlanma süresi ve maliyetini göz önünde bulundururlar. Proje süresini kısaltmak için ek kaynak tahsis edilerek faaliyetlerin süreleri azaltılabilir, ancak bu projede ek maliyetler doğurur. Bu nedenle, proje süresi ve toplam maliyeti arasında taviz verme sağlanarak proje için en uygun iş programı hazırlanır. Süre-maliyet taviz verme problemleri genellikle kesiklidir ve her faaliyet için belirli sayıdaki süre-maliyet çiftlerinin değerlendirilmesiyle toplam maliyet en aza indirgenerek çözülür. Klasik metotların ve paket programların süre-maliyet taviz verme problemlerine çözüm getiremediği durumlarda Genetik Algoritma, Parçacık Sürü Optimizasyonu ve Karınca Kolonisi Optimizasyonu gibi sezgisel üstü yöntemlere başvurulmaktadır. Bu çalışmaların çoğunda, proje değerleri deterministik olarak kabul edilmiştir ve fitness değeri CPM (Kritik Yol Metodu) hesaplamaları içermektedir. Halbuki çoğu inşaat projeleri stokastik süreçlerdir. Bu çalışmada, bir projenin faaliyetleri Türkiye şartlarına göre, T.C Bayındırlık bakanlığının birim fiyat analizleri verilerine istinaden hangi yöntemlerle yapılabilmeleri, ne hızda yapılması ve bunların toplam maliyete etkisi ne olduğu araştırılıp elde edilen verilerle süre-maliyet taviz verme optimizasyonu, Harmoni Arama metodunu kullanarak çok amaçlı yapılmıştır. Bu modelin nasıl çalışacağını göstermek üzere bir örnek uygulama detaylı olarak çözülmüştür. Örnek çözümün yanı sıra gerçek bir inşaat projesi verileri üzerinde de uygulanmış ve sonuçları yorumlanmıştır.

İnternet alışverişlerinde algılanan tüketici risklerinin online satın alma davranışı üzerine etkisi: Türkiye-İran karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Pazarlama Bilim Dalı
İnternet günümüzde insan yaşamının büyük ve önemli bir parçasını oluşturmaktadır. İnsanlar ihtiyaçlarının neredeyse tamamını internet üzerinden karşılamaktadır. Alışverişlerimizin çoğu da artık internet üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmanın amacı da Türkiye ve İran'da yaşayan internet üzerinden alışveriş yapan tüketicilerin algıladıkları risklerin satın alma davranışlarına etkisini ölçmeye yönelik gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yaş, eğitim, gelir durumu gibi demografik özelliklerin ve risk algısı arasında anlamlı bir fark olup olmadığı araştırılmıştır. Çalışmanın ilk kısmında İnternet Gelişimi, E-ticaret ve Algılanan Tüketici Riskleri kavramlarının literatür taraması yapılmıştır. İkinci bölümde Online Alışveriş Davranışını Etkileyen Faktörler ve Oluşan Temel Alışveriş Stratejileri çalışmalarına yer verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise İnternet Alışverişlerinde Algılanan Tüketici Risklerinin, Online Satın Alma Davranışı Üzerine Etkisi: Türkiye-İran Karşılaştırması konumuzun araştırma kısmına yer verilmiştir. Araştırma yöntemi olarak anket yöntemi uygulanmıştır. Bu doğrultuda Türkiye'de 448 kişiye, İran'da ise 409 kişiye online anket aracılığı ile anket uygulanmış ve sonuçları analiz edilip yorumlanmıştır.

İnternet bankacılığı: Güney Sudan Cumhuriyeti için öneri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Finans Bilim Dalı
21.Yüzyıl çağı, 1980'lerde yaşadığından beri sürekli olarak ileri teknolojilerin, en çok da internet bankacılığı teknolojisinin gelişimini seyretmiştir. Sayısız ileri teknolojiye rağmen, internet bankacılığı finansal aracıları İnternet yoluyla yönetmeye yönelik en yeni bankacılık hizmetlerinden biridir (Venkatesh ve arkadaşları, 2013). Güney Sudan'daki banka müşterilerinin çoğunluğu en son uygun ve erişilebilir internet bankacılığı teknolojisi hizmetini kucaklamamıştır. Geleneksel şubeye dayalı bankacılık bir bankacılık işlemi için yaygın bir yöntem olmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, banka müşterileri gitgide geleneksel şubeye dayalı bankacılık sisteminden modern internet bankacılığı hizmetlerine kaymaktadır. Araştırmacı istenilen internet kullanıcıları örneğine ulaşmak için uygun bir araç olarak online şekilde yapılandırılmış google doküman anketleri tasarlamıştır. Veri analizini çözümlemek için toplam 113 örnek büyüklüğü kullanılmıştır. Veriler analiz edilmeden önce, araştırmacıya çok sayıda değişken arasındaki karşılıklı ilişki (korelasyon) yapısını analiz edecek bir araç sağlamak üzere keşfedici bir faktör yüklemesi yapılmıştır (Hair ve arkadaşları, 2010). Araştırmacı >.50 faktör yüklemelerini sürdürmüş olup ±.30 and ±.40 çapraz yükleme toplulukları VARIMAX'tan sonra silinir. Çalışma bulguları veri analizi için %5'lik bir anlamlılık seviyeli (?=0.05) ve %95'lik güven aralıklı doğrusal regresyona dayandırılmıştır. Doğrusal regresyon katsayısı istatistik sonuçları, orada internet bankacılığı yönünde fazlasıyla korelasyon olduğu için, algılanan kullanım rahatlığı, algılanan yararlılık, tutum, öz yeterliliğin, güvenlik ve gizlilik, Algılanan Risk, ve algılanan güvenilirlik istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, Devlet Desteği çalışma için istatistiksel olarak anlamlı değildir.

İnternet gazetelerindeki magazin haberlerinin okur üzerindeki etkileri: Türkiye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Gazetecilik Bilim Dalı
İletişim alanında, kitle iletişim araçlarının etkilerini ölçmeye yönelik araştırmaların bundan yüzyıl önce başladığı bilinmektedir. Gerçekleştirilen etki araştırmaları, ilk dönemlerde siyasi haberlerin etkilerine odaklanmışken, zamanla şiddet ve ekonomi haberlerinin etkileri de araştırma konusu olmuştur. Fakat, kitle iletişim araçlarında siyasi, ekonomik ve şiddet haberlerinden sonra büyük bir yer tutan magazin haberlerinin okur üzerindeki etkileri, içeriğinin hafif ve işlendiği konuların önemsiz olmasından dolayı, pek fazla araştırma konusu olmamıştır. Sadece tüketim kültürü ve popüler kültür bağlamında, magazin haberlerinin bir takım genel geçer sosyal ve kültürel etkilerinin olduğu savunulmuş, ama okur üzerinde doğrudan yaratacağı etkileri araştırılmamıştır. Dolayısıyla bu çalışmada, medya ürünlerinin büyük bir parçası haline gelen magazin haberlerinin, okurlar üzerindeki etkilerine odaklanılmıştır. Bu amaçla, ilk olarak, magazin iletilerinin nitel ve biçimsel özelliklerini ortaya çıkarmak için üç farklı internet gazetesinden elde edilen örnekler üzerinde içerik analizi yapılmış; ardından, okurların tutum ve davranışlarını ölçmek için üç farklı şehirde anket araştırması gerçekleştirilmiş; son olarak, magazin iletilerinin dilsel ve görüntüsel özelliklerini açığa çıkarmak amacıyla, belli sayıdaki örneklem üzerinde göstergebilimsel çözümleme yapılmıştır. Araştırmalar sonucunda, magazin haberlerinin okurların tüketim alışkanlığı üzerinde orta düzeyde, aile kurumu değerlerinin değişmesinde düşük düzeyde ve okurların kadına bakış açısının değişmesinde orta düzeyde etkilerinin olduğu saptanmıştır.

İnternette kültür adaptasyonu: Türkiye ve Azerbaycan alışveriş siteleri üzerine bir içerik analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
İnsanlar yaşamları boyunca edindikleri kültürün etkisiyle kararlar alır. Bir tüketici olarak gördükleri her bireyin tercihi olmak isteyen işletmeler ise, üretimden dağıtıma kadar pazarlamanın her alanında kültürel farklılıkları dikkate almak zorundadırlar. İnternetin küresel olarak erişilebilir bir iletişim ortamı olarak yükselişi, web sitelerini kültürel farklılıklara göre ayarlamayı gerektirebileceği için şirketler için yeni zorluklar ortaya koymaktadır. Bu açıdan, kültürel adaptasyon, başarılı olmak isteyen şirketler için önemli bir strateji haline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, internet sitelerinin farklı kültürlere adaptasyonunu araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda Azerbaycan ve Türkiye'deki internet alışveriş sitelerinin kültürel adaptasyonu Hofstede'nin ve Hall'un kültürel boyutlarına göre Matsuo'nun çerçevesi kullanılarak kapsamlı olarak analiz edilmiştir. Bu kapsamda Türkiye'den 20 ve Azerbaycan'dan 20 olmak üzere toplam 40 internet sitesi içerik analizi yöntemi ile karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye'deki internet siteleri kültürel özelliklerin adaptasyonu açısından Azerbaycan sitelerine göre daha yüksek performans göstermiştir. Beklenenden farklı olarak Türkiye'deki internet sitelerinde kolektivizm sembollerine daha az yer verilirken bireysel özellikler daha çok ön plana çıkmaktadır. Azerbaycan'daki internet sitelerinde de benzer sonuçlara rastlanmıştır. Türk toplumu güç mesafesi aralığı geniş olan toplumlardandır ve bu durum internet sitelerine de yansımıştır. Azerbaycan sitelerinde ise daha düşük sonuçlara varılmıştır. Her iki ülkenin insanları belirsiz durumlardan kaçınma eğilimindedir. Yapılan araştırmada bu eğilimin internete de taşındığı görülmektedir. İşletmeler tüketicilere daha net ve açık teklifler vererek, onları belirsiz durumlara sokmaktan kaçınmaktadırlar.

İnternette yayınlanan sosyal içerikli reklamlar ile kişilerin demografik özellikleri ve internet kullanma alışkanlıkları arasındaki ilişkiler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Pazarlama Bilim Dalı
Toplumsal farkındalık yaratmak amacı taşıyan reklamlar sosyal içerikli reklamlar olarak adlandırılmaktadır. Sosyal içerikli reklamlar tarihi oldukça eskilere dayanan içerikler olmak ile birlikte dijitalleşme ile ulaştığı kitlelerin büyüklüğünü genişletmiştir. Tüm alanlarda olduğu gibi Internet kullanımının yaygınlaşması ve akabinde gelişen sosyal medya kültürü sosyal içerikli reklamların da yayın alanlarını değiştirmiştir. Kısa sürede pek çok farklı demografik özelliğe sahip insana içerik ulaştırılmasını sağlayan sosyal medya platformları sosyal içerikli reklamlar için de en önemli medya aracı haline gelmiştir. Bu çalışmada sosyal medya ve internet kullanıcılarının demografik özellikleri ile sosyal içerikli reklamların algılanma biçimleri arasındaki ilişkinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışmada 402 kişilik bir örneklem grubuna anket uygulaması yapılmıştır. Yapılan anket kullanıcıların demografik özellikleri ve sosyal içerikli reklamlara tepki ölçeği bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçlarında kullanıcıların yaş, cinsiyet, medeni durum ve internet kullanma sıklıkları ile sosyal içerikli reklamlara ilgi ve tepki gösterme durumu arasında bağlantı olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Reklam, İnternet, Sosyal Medya, Sosyal İçerikli Reklam

investigation of biogenic amines in kashar cheese

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Gıda Mühendisliği Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı, Kaşar peynirinde Streptococcus thermophilus, Lactobacillus delbrueckii subsp bulgaricus, Lactobacillus acidophilus, Bifidobacterium lactis, küf ve maya ve Toplam Aerobik Mezofilik Bakteriler (TAMB) gelişimlerinin dört farklı sıcaklığın fonksiyonu olarak. sıcaklığın etkilerinin incelenmesidir. Örneklerde sıcaklığın etkisi paketlendikten sonar 5°C, 15°C, 25°C ve 37°C gibi sıcaklıklarda 105 gün süreyle saklanarak incelenmiştir. Mikroorganizma sayıları, saklama sürecinde sıcaklığa bağlı olarak önemli ölçüde artmıştır (p <0.05). Fizyokimyasal sonuçlar kuru materyalin 48,50 ± 0,07'den 60,00 ± 0,00'a değiştiğini; pH 6,61 ± 0,02'den 5,05 ± 0,02'ye düştüğünü göstermiştir. Kaşar peynir nem oranı taze aşamada artan depolama süresi ile artmıştır. Bunun nedeni taze aşama (0, 15, 30 ve 45 günde) sırasında numunenin yüksek tuz konsantrasyonuna sahip olmasıdır, bu nedenle artan depolama süresi ile artmış, ayrıca artan depolama süresi ile pH azalmıştır. Laktik Asit Bacterileri (LAB) sayısı 3.52 ± 0.27 log kob/g dan 6.69 ± 0.01 log kob/g'a, artan depolama süresi ve sıcaklığı ile artmıştır. Toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı olgunlaşma sırasında 4.39 ile 6.91 log kob/g arasında değişirken, küf ve maya sayısı 4.15 ± 0.14 log kob/g ile 2.92 ± 0.03 log kob/g arasında değişmiştir. Depolama süresi, kaşar peyniri mikrobiyal düzeyi üzerinde anlamlı etkiye (p<0.05) sahiptir. Tüketiciler ürünleri tüketmeden önce, özellikle çiğ sütten elde edilen endüstriyel olandan daha fazla bozulma olduğundan dolayı, kaşar peyniri broşürünü kontrol etmelidirler.

İpotekli konut finansmanı sisteminin Türkiye ve Kazakistan açısından değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Diğer
Gelişmiş ülkelerde konut edinmede bireylerin ilk tercihi haline gelen İpotekli Konut Finansman Sistemi'nin etkinliği, konut kredileri alacaklarına dayalı ihraç edilen gelişmiş sermaye piyasası araçlarının işlevselliğine dayanmaktadır.Bir ülkenin konut finansman sistemindeki sorunları çözmek için o ülkenin mevcut ekonomik koşulları göz önünde bulundurularak hem ulusal hem de uluslararası gelişmelere uyum sağlayabilecek bir konut finansman sistemi geliştirilmesi gerekmektedir.Bu noktadan haraketle ele aldığımız işbu çalışmanın amacı; Finans sektörü gelişmiş ülkelerde uzun zamandan beri başarılı ornekleri gösterilen uzun vadeli konut finansmanı sistemi (mortgage) esas alınarak, gelişmekte olan ülkeler konumunda bulunan Türkiye ve Kazakistan ülkelerinin oluşturduğu sistemleri incelenmesi ve karşılaştırılmasıdır. Bu çerçevede her iki ülke sisteminin yapısı, ortaya çıkma nedeni, özellikleri, eksik taraflarına değinilmiş ve ortak yönleri tespit edilmeye çalışılmaktadır. Son olarak her iki ülke sistemi mukayese edilerek bir SWOT analizine tabii tutulmaktadır.

İptal kültürü: Sosyal medya içerisinde ifade özgürlüğü ve toplumsal hesap verebilirliğe dair bir tartışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 Diğer
Son birkaç yılda, bir kişinin iptal edilebileceği fikri — daha basit bir ifadeyle, kültürel olarak sosyal, ekonomik, politik platformlardan veya kariyerden bloke edilebilir — sosyal ve politik olarak kutuplaştırıcı bir tartışma konusu haline geldi. Bu alenen boykot etme ve sorumluluk çağrısı eylemi, çoğunlukla geleneksel adalet sistemlerinin çalışmadığı liberal demokrasilerde bulunan sosyal medya aracılığıyla yoğun bir şekilde desteklendi. Birçok insan için bu süreç, sosyal adaletin önemli bir aracı haline geldi — toplumda sıklıkla var olan bazı devasa güç dengesizlikleriyle toplu eylem yoluyla mücadele etmenin bir yolu. Bazı insanlar bu eğilimi, konuşma ve açık tartışma özgürlüğünü kısıtlamayı amaçlayan politik olarak ilerici bir sosyal medya tarafından desteklenen bir düşünce polisi olarak adlandırdı. Tezim, son zamanlarda sosyal medyada egemen olan tartışmaların çoğunun anlamını kavramak için bu yeni eğilimin izini sürüyor. İptalin nasıl ortaya çıktığı, gerçekte kimin iptal ettiği ve bunun gerçekten sosyal adaleti teşvik etme girişimi mi yoksa ifade özgürlüğünü kısıtlayan hesaplı bir çaba mı olduğu sorusuyla ilgilenir. İptal etmenin, herhangi bir şeyi boykot etme yetkisine sahip herkes tarafından kullanılan bir araç olduğunu savunur. İfade özgürlüğünü sınırlamak için solcu bir girişim olduğu iddialarına rağmen, siyasi sağın, lobi gruplarının ve otoriter rejimlerin boykot yöntemini nasıl kullandığını gösterir. Tezim, toplumların kutuplaşması üzerindeki etkisini ortaya koyarak boykot kültürü etrafındaki tartışmanın kapsamını genişletiyor. Bu eğilimin, otoriter rejimlerin dış politikayı etkilemesini ve popülist liderlerin artan kutuplaşmayı iktidara gelmek için kullanma konusunda daha büyük bir kavrayışa sahip olmalarını nasıl sağladığını tartışır. Birçok toplumda artan kutuplaşma nedeniyle önemi son zamanlarda görülen bir konunun daha geniş bir şekilde anlaşılmasını amaçlayan tezde ikincil veriler kullanılmıştır. Makale, sözde boykot kültürünün dinamikleri, ifade özgürlüğü, açık tartışma ve sosyal kimliklerin sosyal medyada sergilenen sosyal davranışlarımız üzerindeki etkisi etrafında içerik analizini kapsamlı bir şekilde kullandı. Bu veri toplama yöntemi, hipotez sorularımı yanıtlamamı sağladı. Analizimde, iptal kültürü veya boykot kültürü olarak adlandırılan şeyin toplumları giderek daha fazla kutuplaştırdığını ve popülist siyasete güç verdiğini öğrendim. Araştırma boyunca, herkesin iptal ettiğini ve bu boykot kültürünün mutlaka ilerici bir sol siyasi mesele olmadığını buldum. Siyasi haklar iptal eder, otoriter rejimler iptal eder ve hatta lobi grupları iptal eder. Boykot olarak adlandırdıkları terim farklı olabilir ancak süreç genellikle bu grubun netizenlerinin bir iptal eylemi için baskı yapmak için toplandığı sosyal medyayı oynuyor.

İran Devrimi sonrası Suudi Arabistan-İran arasında yükselen rekabeti etkileyen temel faktörlerin bir incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Riyad ile Tahran arasındakinüfuz mücadelesi, Ortadoğu'daki neredeyse bütün çatışmaları kapsayacak şekilde en üst düzeye ulaşmıştır. Her ne kadar mezhepçilik bu rekabeti karakterize eden temel unsur olsa da, bu araştırma krizin mezhepsel okumasını aşmayı hedeflemektedir. Bu araştırmada, bu iki ülkeyi çatışmaya sevkeden politik ve ekonomik sebepler ve sahip oldukları ortak tarih, kültür ve dine rağmen İran ve Suudi Arabistan'ın neden işbirliği yapamadığı soruları incelenmektedir. Bu çalışmanın temel odak noktası, mevcut bölgesel karmaşaya bir netlik getirmek adına çatışmanın pragmatik bir okumasını sunmaktır. Söz konusu amaca ulaşmak için bu çalışmada, vaka incelemesi araştırma stratejisi çatısı altında, geniş kapsamlı mülakatlar, belge analizleri ve gözlem yöntemlerinden yararlanılarak karma bir metodoloji uygulanmıştır. Bu araştırmanın sonuçları, İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana her iki devletin de savunma-saldırı ikilemine dahil olduklarını göstermektedir. Irak'ın düşmesi ve Arap Baharı ile geçmişteki var olan bölgesel düzendeki kilit nitelikteki ittifakların değişmesi ve bölgesel gücün yeniden tanımlanması sonucu iki devletin ilişkilerinde güvensizlik hakim olmuştur. Her iki ülke de bir diğerinin komşu başarısız ülkelere müdahale etme tehdidi altındakendini hissederek Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de savaş ilan etmiş ve böylece rekabeti daha üst seviyeye çıkarmışlardır. Bu araştırmanın sonuçları, bu siyasi rekabete askeri teçhizatlanma ve petrol pazar payı için yürütülen ekonomik mücadelenin de eşlik ettiğini ve JCPOA İran Nükleer Anlaşması'nın uygulanması sırasında da söz konusu rekabetin daha da kötüleştiğini vurgulamaktadır. Bu araştırmanın söz konusu sonuçları, iki ülkeyi çatışmaya iten sebepleri Neo-Realist teori merceği altında tartışmaktadır ve bölgesel sistemin doğasının ve birbirlerine karşı sürekli artan tehdidin iki ülkeyi çatışmaya ittiğini kanıtlayarak bu ülkeler arasındaki güvenlik ikileminin giderek büyüdüğünün altını çizmektedir.

İran hukuk sisteminde kadın hakları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Dünya tarihi boyunca bireylerin maruz kaldığı tavırlardan birisi ve belki de en önemlisi ayrımcılık olmuştur. Ayrımcılık, bir kişiye ya da gruba bazı özelliklerinden dolayı önyargılı davranılmasıdır. Bu davranış şekli, pozitif ya da negatif yönde olabilir. Ancak, ayrımcılık genel olarak negatif anlam taşıyan bir kavramdır. Temel insan haklarına yönelik tüm tehdit ve ihlallerin arka planında ayrımcılık düşüncesi mevcuttur. Din, dil, ırk ve cinsiyet gibi konularda yapılan ayrımcılıklar, insan haklarının ihlal edilmesine neden olmaktadır. Allah, insanı kendi ruhundan üflediği bir varlık olarak tanımlar. Irkı, dili, rengi ve cinsiyeti ne olursa olsun bütün üstün değerlere sahip kılmıştır. Bu üstün değerlere sahip olan bütün insanları hukuk karşısında eşit olmları gerektiğini söyleyebiliriz. Bu çalışmada da eşitliği esas alarak İran hukuk sisteminde kadınlara yönelik eşitsizliklerden ve ayrımcılıklardan söz edilmeye çalışılacaktır. Beyaz Devrim sonrası başlayan feminist hareketler, İran'daki kadın hareketleriyle şekillenmiştir. Kaçarlar ve Pehleviler döneminden itibaren modernleşme hareketleri ciddi bir şekilde devlet politikasında yer almıştır. Bu dönem İran'ında, Batılılaşma ve modernleşme faaliyetlerinin yanı sıra siyasal, toplumsal ve hukuki reformlara önem verilmiştir ve kadın hareketleri bu dönemde örgütlenmiş bir hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Kaçarlar ve Pehleviler İran hukuk sistemine yenileşmesinde ve kadın hareketin örgütleşmesinde önemli katkıları olmuştur. Bu dönemde kadınların toplum içerisindeki ikincil konumu yükseltilmeye başlamış ve bunun sonucunda kadınlara bazı hak ve özgürlükler verilmiştir. Bu dönemde kadınlar, eğitim, aile hukuku gibi konularda, siyasi ve sosyal alanlarda bir takım haklar elde etmişler. 1979 İran İslam Devrimi sırasında en az erkekler kadar İranlı kadınlarında rolleri olmuştur. Örneğin, 1979 Devrimi'nde oldukça aktif rol oynayan İranlı kadınlar, Şah'ın ellerinden aldığı hicap ve örtünme gibi İslami ritüelleri tekrar kazanmak için Devrim Rehberi Ayetullah Humeyni'yi destekleyerek sokaklara çıkmışlardır. Ancak hak ve özgürlüklerini elde etmek için sokağa çıkan kadınların çabaları, çok kısa bir süre içerisinde yerini baskı sistemine bırakmıştır. İslam Devrimi'nden sonra İslam hukuku İran hukuk sistemini etkilemiş ve şeriata aykırı olan yasalar yürülükten kaldılırılmıştır. Böylece İran hukuku, şeriat ve İslam hukuku etkisiyle birçok yerde kadın haklarını kısıtlamış hatta bazı durumlarda kadın haklarının yok olmasına sebep olmuştur. Örneğin, 1979 İran İslam Devrimi öncesinde kadınların evlenme yaşları on sekizken devrimden sonra on üçe düşürülmüştür. Bu gibi kısıtlamalardan tez boyunca söz edilecektir.

İran İslam Cumhuriyeti'nde yumuşak güç ve kamu diplomasisi: Afganistan ve Pakistan örnekleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Bu çalışma, İran İslam Cumhuriyeti'nin çıkarları doğrultusunda dış politikasında yumuşak gücün bir aracı olarak kamu diplomasisinin rolünü araştırmaktadır. Bu bağlamda çalışma İran'ın üç kamu diplomasisi kurumu olan Ehl-i Beyt Dünya Meclisi , Uluslararası Mustafa Üniversitesi ve İmam Humeynî Yardım Komitesi kurumlarına odaklanmaktadır. Çalışma, özellikle bu kamu diplomasisi kurumlarının Afganistan ve Pakistan'daki yöneticiler, siyasetçiler, akademisyenler, dinî kanaat önderleri ve halkla ilişkileri ele almaktadır. Buradaki istatiksel veriler ve bilgiler, bu kuruluşların resmi belgelerinden ve yayınlarından, özellikle de İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Humeynî ve halefi Ayetullah Ali Hamaneyî olmak üzere Şîa dini yetkililerin ve İranlı liderlerin medya açıklamaları ve metinsel açıklamalarının analizlerinden elde edilmiştir. İran'ın Pakistan ve Afganistan dâhil dünyanın farklı bölgelerinde Şîa gruplarını destekleyerek bir ideolojik mezhep devleti olduğunu ortaya koymaktadır. Bu aynı zamanda İran'ın siyasî kimliğini de ele vermektedir. Bu ideolojik mezhep devleti veya kimliği büyük oranda Şîa dinî inanca dayanmaktadır. İran'ın Pakistan ve Afganistan'daki kamu diplomasisi faaliyetlerinin niteliği, İran'ın dış politikasının, Ayetullah Humeynî'nin devrim ihracı doktrinini desteklediğini göstermektedir. Pakistan ve Afganistan'dan gelen kanıtlar, İran'ın kamu diplomasisi yoluyla Müslüman dünyada İran'la yakın ilişki geliştirmiş taraftarlar ve sempatizanlar bulabildiğini ortaya koymaktadır. Netice olarak baktığımızda İran'ın, İslam coğrafyasına olan yaklaşımının mezhebi kaygılara ve devrim ihraç etme stratejisine dayandığı gözlenmektedir. Dolayısıyla İran'ın bu politikaları, yumuşak güç araçlarından yararlanarak kamu diplomasisi faaliyetlerinin inşa edildiğinin ve yürütüldüğünün de bir göstergesidir. Anahtar Kelimeler: İran, Afganistan, Pakistan, Uluslararası Mustafa Üniversitesi, Ehl-i Beyt Dünya Meclisi, İmam Humeynî Yardım Komitesi

İran Kaçar dönemi geleneksel konutları üzerine bir araştirma: Kaşan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
İran eski dönem mimarisinde (yeni dönemden önce) Kaçar dönemi (1925-1781) mimarisinin yeri ve önemi oldukça büyüktür. Kaçar mimarisi önceki dönemlerin özellikle Safevî döneminin mimarisinin devamı niteliğindedir. Avrupa'ya yapılan seyahatler sonucunda sokak ve bahçe kavramlarının İran'a taşınması ile birlikte kendi içinde değişimler göstermektedir. Bu dönemde yay ve hilal şeklinde kemer, yüksek veranda, havuzhaneler gibi elemanlar mimariye girer ve bu dönemin mimari özellikleri olarak kabul edilirler. Bu nedenle, Kaçar döneminde, sokaklar ve meydanlar ile, mimarlığın gelişmesine tanık oluyoruz. Bu çalışmada, Kaçar dönemi mimarisi ve Kaşan orneği üzerine irdelenecek ve Kaşan konutu ana bileşenler üzerinde analiz edilecektir. Çalışma; konutların mimari tasarım ilke ve kriterlerinin incelenmesi, bileşenlerinin incelenmesi ve plan analizleri şeklinde üç aşamada ele alınmıştır. Bileşenler girişler, kapalı alanlar, salon, havuzhane ve üç kapılı vs gibi başlıklar altında incelenmiştir. Bu üç aşamanın sonucunda elde edilen veriler ile genellemeler yapılarak diğer konutlar için bir model ve ölçü kriteri elde edilebilir. Çalışmada on konut ele alınmıştır. Her bir konut yukarıda bahsedilen şekilde tek tek ele alınmıştır. Yapılan tespitler analiz edilerek sonuçlara ulaşılmıştır.

İran Milli Kütüphanesinde bulunan Dilsûz divanı (metin-inceleme)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Türkler Anadolu'ya yerleşmelerinden 1928'deki harf inkılâbına kadar Osmanlı Türkçesi alfabesini kullanmışlardır. Yüzlerce yıllık bir süreci ifade eden bu dönemde yüz binlerce manzum ve mensur eser verilmiştir. Bu eserler; dinî, ilmî, ahlâkî, siyâsî, ictimaî, târihî, edebî vb. içeriklere sahiptir. Dolayısıyla söz konusu eserler bu dönemde Türk kültür ve medeniyetinin en zengin, en nitelikli ve en önemli temsilcileri ve taşıyıcılarıdırlar. Klasik Türk Edebiyatı araştırmalarında manzum metinlerin, bunlar arasında da divanların önemli bir yeri vardır. Çalışmamıza konu olan eser, İran Milli Kütüphanesinin El Yazmalar bölümünden getirtilmiştir. Bu yazma, Divan-ı Dilsûz-ı Türkî adıyla 1787067 numaralı rafta kayıtlıtır. Eser, müretteb bir divandır. Başlangıçta Farsça sonrasında ise Türkçe şiirler mevcuttur. Divanın ilk sayfaları Farsça ağırlıklıdır. Toplam 129 yapraklı olan divanın ilk 7 sayfası tamamen Farsçadır. Türkçe olan kısımlarda da ara ara Farsça beyitler bulunur. Divanın kapağından sonra zahriyesi bulunmaktadır. Zahriye yaprağı ve sondaki 5 yaprağı boştur. Temmet kısmını içeren son yaprağı yırtılarak zayi olmuştur. Eserin önemli bir özelliği de içinde bulunan resimlerdir. Toplam 129 yaprakta 11 resim mevcuttur. Resimler kara kalemle çizilmiş olup genellikle Hazret-i Ali ve Şialıkla ilgilidir. Resimlerde Hazret-i Ali'nin yüzü kırmızı bir örtüyle kapatılmıştır. Divandaki resimler konuyu görselleştirmis ve divanın muhtevasını daha belirgin hâle getirmiştir. Anahtar Sözcükler : İran Milli Kütüphanesi, Divan, El Yazmalar, Dilsûz, Divan Şiiri.

İran modernleşmesi bağlamında sosyolojinin doğuşu ve kurumlaşması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Sosyoloji Bilim Dalı
Bu çalışmada, İran'da Meşrutiyet Dönemi'nden, İslam Devrimi'ne kadar olan tarihi süreçte modernleşme bağlamında ortaya çıkan sosyal bilimsel düşüncenin ve sosyolojinin gelişimi ele alınmaktadır. İran'da sosyal bilimsel düşünce bir yandan modernleşme politikalarıyla birlikte gelişmiş, diğer yanda sosyolojinin ana konuları modernleşme olmuştur. Bu sebeple modernleşmenin, sosyal bilimsel düşüncenin gelişimindeki merkezi konumundan hareketle, Meşrutiyet Dönemi, I. Pehlevi ve II. Pehlevi dönemlerinde modernleşmenin yönelimleri ve modelleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Nedensel analitik tarihsel sosyolojik yöntemle modernleşme süreci dönemsel olarak incelenerek çıkarılan modernleşme tipolojileri üzerinden sosyal bilimsel düşünce tartışılmaktadır. Her bir tipin kendi içinde, bir sonrakinin çekirdeğini taşıyor oluşu, modernleşme sürecini ve bu sürece tekabül eden sosyolojik düşünce akımlarının nedensellik ilişkisi içinde ele alınmasını kolaylaştırmıştır. Meşrutiyet dönemi terakki ve teceddüt, I. Pehlevi Dönemi Batılılaşma ve devlet-milletleşme ve II. Pehlevi dönemi modernizm ideolojisi tipolojilerinden hareketle incelenmiştir. Çalışmada, bu modernleşme tipolojilerine paralel olarak, entelektüellerin modernleşmeye olan tutumları, sosyal bilimsel düşünce alanında ortaya çıkan akımlar ve ekoller tespit edilmeye gayret edilmiştir. Bu bağlamda, modern eğitim kurumlarının kuruluşu, entelektüellerin modernleşme politikalarına karşı tutumları, toplumsal değişim talepleri, geri kalmışlık, yerelleştirme ve tersten şarkiyatçılık gibi öne çıkan söylemlerin sosyal bilimsel düşüncenin ve sosyolojinin gelişmesine etkisi gösterilmiş ve sosyolojinin kurumlaşma koşulları ele alınmıştır. Sosyolojinin, en çok yurtdışında eğitim gören öğrenciler vasıtasıyla ülkeye girmesinden hareketle İran eğitim tarihi ve yurtdışına öğrenci olarak giden aktörler hakkında bilgi verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Modernleşme, Sosyoloji, Batılılaşma, Devlet-millet, Tersten Şarkiyatçılık, Yerel Sosyoloji.