Thesis Search




SEARCH RESULTS

İran sinemasında mimari kültürün değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Kültürel Mirasın Korunması ve Yönetimi
Bu çalışma, İran sinemasının başlangıcından günümüze tarihini ve farklı dönemlerde yapılan filmlerde, İran mimari kültürünün varlığını ve yansımasını ele almakta, sinemanın İran'ın mimarlık kültürünün yüzünü ve onun sosyal, kültürel ve fiziksel değişimlerinin dünyaya tanıtılmasında oynadığı rolü incelemektedir. Çalışma tezin amaç ve yönteminin anlatıldığı giriş bölümünden sonra üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, İran mimarisinin tarihi, farklı dönemler ve üslupları, mimari mirasın işlevsel unsurları ve kavramları, bu mirasın korunma ve muhafaza edilmesinin tarihi ve sorumlu kuruluşlar, modernitenin getirdiği değişim ve gelişmeler ve yüksek binaların başlangıcı ele alınarak, İran halkının kültüründeki mimarinin yeri tartışılmıştır. İkinci bölümde, sinemanın başlangıcından bu yana dünya sinemasında mimarinin varlığı irdelenmektedir. Önce sinema tarihine bakılarak bu sanattaki ilk mimari yansımalar analiz edilmiştir. Daha sonra sinema ve mimari arasındaki ilişki, sinemadaki yerin kimliği ve dünya sinemasında kentsel mimarinin imajı yazılmıştır. Ayrıca, sinemanın turistleri cezbetmekteki rolü, film turizmi ve bu alanlardaki başarılı filmler ve ülkelerin deneyimleri tartışılmış, mimari mirasını kendinde bulunduran altı film örneği incelenmiştir. Üçüncü bölümde, İran'da sinema tarihine ve bu ülke halkının kültürel hafızasını oluşturmada sinema ve mimarinin etkisine kısaca bakılarak, İran sinemasında mimarlığın varlığı incelenmektedir. Bu bölümde İran sinemasını üç farklı Film Farsi, Yeni Dalga ve İran İslam Devrimi'nden sonraki dönemlere ayırarak, bu dönemlerde toplum ve mimaride yaşanan gelişmeler ve sinemadaki yansımaları araştırılmış ve İran mimarisinin yüzü, altı farklı filmde farklı açılardan incelenmiştir. Sonuç olarak bu çalışma, İran toplumunun kültürel kimliğinde mimari ve sinemanın birleşiminin önemi nedeniyle, bu ülkenin mimari potansiyellerini değerlendirmek için öneride bulunmaktadır Anahtar Kelimerler: İran Sineması, Mimarlık, Kültürel Miras, Film Turizmi, Kültürel Bellek

İran sinemasında sansür: Kadın temsiline yönelik çözümleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Sinema Bilim Dalı
Bu araştırmanın temel amacı, İran sinemasında kadının nasıl temsil edildiği ve bu temsilde uygulanan sansürün ortaya çıkarılması oluşturmaktadır. Temsil ve sansür konusu, İran İslam Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana çekilen üç film üzerinde dönemsel olarak incelenmiştir. Dünya sinemasında bireysel hak ve özgürlükleri daha fazla olan diğer kadın sanatçılar ile fiziksel ve psikolojik engellerle sanatını icra eden İranlı kadın sinema sanatçılarını karşılaştırmak adaletli bir yaklaşım değildir. Sansürleme riski altında sanatını icra etmeye çalışan İranlı kadın sinema sanatçılarının başarılarını küçümsemeye çalışan yaklaşımları bu bakış açısıyla yeniden değerlendirmek gerekir. Batı'da kadının cinsel bir obje şeklinde gören kötü uygulamalara bakarak film yapımında kadınlara aşırı derecede kısıtlar getirmek, sansür uygulamak İran sinemasını ileriye taşımayacaktır. İslami Feministler de kadının sosyal hayat ve sanat hayatı içerisinde daha fazla aktif rol almasını savunmaktadırlar. Sinema sanatının gelişimini engelleyici kısıtlamalar, film izlemenin bir ihtiyaç haline geldiği günümüz toplumunda talebi dış yapımlara doğru kaydıracaktır. Bu ise kültürel anlamda yabancılaşmayı beraberinde getirecektir.

İran ticareti ve İran Ermeni tüccarlarının uluslararası ticari bağlantıları (1600-1650)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
XVII. yüzyıldan itibaren İran'ın birçok ticari malı özellikle ham ipeği Avrupa ve Asya tüccarlarının tercih ettiği ürünlerinarasındaydı. XVII. yüzyılda Hollanda, İngiltere, Fransa, Venedik ve diğer Avrupalı ülkeler, İran, Hindistan ve Doğu Akdeniz uluslararası ticaretinde ham ipek üzerinde rekabet ediyorlardı. İpeğe talebin artması, Avrupa'daki tekstil üretiminin artışıyla alakalıydı. Durumun farkında olanSafevi şahı I. Abbas (1587-1629) yeniliklerin öncüsü olarak, İran'da ipek üretimini ve ipek böceği yetiştiriciliğini teşvik etti. İpek bölgelerini kendi kontrolü alarak özel statüler veren Şah,İran ipeği açısından büyük öneme haiz Ermeni tüccarlarını da Aras ve Nahçivan bölgesinden kaldırarak daha güvenlikli olan İsfahan'a göç ettirdi ve Yeni Culfa'ya yerleştirdi. İpek ihracatını düzenli hale getirmek, ticari faaliyetleri kolaylaştırmak ve İran'ın ekonomik gücünü artırmak için İran içindeki ticari yollara taş döşettirdi. Ayrıca ticari tecrübe ve yeteneğe sahip Ermeni tüccarlarını seçerek, İran'ın dış ticaretinde kullandı. Uluslararası ipek ticaretinde Ermeniler dışında Avrupalı şirketler de büyük güç sahibiydiydiler. Yeni Culfa Ermeni tüccarları İran ipeğini genellikle kervanlarla karadan, Doğu Hindistan Şirketleri ise denizden taşıyorlardı ve birbirleriyle rekabet halindeydiler. Bu süreçte Ermeni tüccarlar ticari imkanlarıfazla olmadığı için ticarette zorlansalar da ipek ticaretini Doğu Hindistan Şirketlerine bırakmadılar. Hollanda ve İngiliz Şirketleri ipek ticaretinin yönünü karadan denize çevirmek için yoğun çaba göstermelerine rağmen Yeni Culfa Ermeni tüccarlarınınmudahalesiyle amaçlarına ulaşamadılar.Bu sebeple Ermeni tüccarları karadan yürüttükleri ipek ticaretini bir asır daha canlı tutabildiler. Anahtar kelimeler: Ermeni Tüccarları, Yeni Culfa Ermenileri, İran İpeği,Doğu Hindistan Şirketleri, I. Şah Abbas.

İran Türk ağızlarında karşılaştırmalı söz varlığı(Azerbaycan Türkçesi, Kaşkay Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Halaç Türkçesi)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Türk tarihinde önemli bir yer kapsayan İran, günümüzde birçok Türk kavminin yurdu konumundadır. İran'da yaşayan Türk halkı bu dilin farklı lehçelerini konuşmaktadırlar. Ne yazık ki bütün bu Türk dilleri yazı diline sahip olmayıp Farsçanın egemenliği altında kalmışlar. Bu anlamda yazı diline sahip olmayan dillerinin söz varlığının kayda geçirilmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmada günümüz İran'da konuşulan Oğuz grubunun alt sınıfında yer alan Azerbaycan Türkçesi, Kaşkay Türkçesi, Türkmen Türkçesi ve Türk dili sınıflandırmalarında bağımsız bir kola yerleştirilen Halaç Türkçesinin söz varlığı karşılaştırılmıştır. Adı geçen lehçelerin birbirinden ne kadar uzaklaştığı veya İran'da konuşulan başka dillerden ne kadar etkilendiklerini tespit etmek amacıyla, bu dilleri konuşulmakta olan farklı illerde saha çalışması yapılmıştır. Derlenen malzemelerin incelenmesiyle bu lehçelerin söz varlığındaki isimler tematik olarak ortaya konulmuştur. Ayrıca, Kaşkay Türkçesi, İran Azerbaycan Türkçesi ve İran Türkmen Türkçesi sözlüklerinin taranmasıyla tezin kaynağını oluşturan isimler de tespit edilmiştir. Böylece, elde edilen malzemeler ve sözlüklerden derlenen isimler, karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

İran ve Suudi Arabistan ilişkilerinde uyuşmazlık nedenleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bu tez, İran İslam Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan Krallığı ilişkilerinde yaşanan uyuşmazlıkların nedenlerini araştırmayı amaçlamaktadır. İran ve Suudi Arabistan seçkinleri tarafından mezhepsel kimliğin harekete geçirilmesinin ve siyasileştirilmesinin, var olan uyuşmazlığın temel nedeni olup olmadığı tartışılmaktadır. Başka bir deyişle, Tahran ve Riyad'ın mezhepçiliği bir siyasi silah olarak jeopolitik ve jeo-stratejik hedefler uğruna kullandıkları ve bölgede yaşanan siyasi rekabet ve güç ve etki mücadelesi bağlamında politikalarını mezhepsel uyuşmazlık zeminine taşıyarak yürüttükleri sorgulanmaktadır. Bu araştırma konuyu araçsalcılık ve inşacılık teorileri çerçevesinde ele almaktadır. Bu çalışma nitel yöntem bağlamında yorumlayıcı bir metot izlemektedir. Veriler ise birincil ve ikincil kaynaklardan toplanmıştır. Bu çalışmaya göre, mezhepsel kimliğin İran ve Suudi Arabistan liderleri ve yönetici seçkinleri tarafından sosyal olarak inşa edilmesi, manipülasyonu ve araçsallaştırılması sonucu politik-mezhepçilik ve jeo-mezhepçilik olguları ortaya çıkmıştır. 1979 İran İslam Devrimi, 2003 Irak İşgali ve 2011 Arap Baharı ve müteakip olaylar, bu olguyu etkileyen önemli dönüm noktaları olarak ortaya çıkmaktadır. Suudi Arabistan tamahkâr bir devlet olarak İran'ın ve Şiilerin yükselişine karşı üstün gördüğü kimliği üzerinden mütecaviz politikalar izlemeye yönelmiştir. Böylece iki aktör arasında bölgenin jeopolitik olarak kırılgan kemerinde güç, etki ve haklı anlatı mücadelesi ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda Riyad ABD'nin uzaktan dengeleme stratejisine karşı olduğundan, İran'ı dizginlemek ve dengelemek için Geniş Kapsamlı Dengelemeye başvurmuştur. Anahtar Kelimeler: İran İslam Cumhuriyeti, Suudi Arabistan Krallığı, uyuşmazlık, politik-mezhepçilik, araçsalcılık, inşacılık

İran ve Suudi Arabistan rekabetinin Afganistan üzerindeki etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Afganistan'ın son yılları iç savaşlar ve siyasi kargaşalar ile geçmiştir. Mevcut durumun meydana gelmesine dış güçler iç faktörler, çok sayıda bölgesel ve uluslararası güçleri, önemli derecede rol oynamıştır. Afganistan'da Komünist partilerin iktidarı ele geçirmesi ve Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahelesi, ABD, Pakistan, İran ve Suudi Arabistan'ın Komünizm ile mücadele etmesine ve Sovyetler Birliği'ni dize getirmek için Mücahit grupları desteklemesine neden olmuştur. Kızıl Ordu'nun Afganistan'dan çekilmesi ve Afganistan'da Komünist hükümetin yıkılışının ardından, Afganistan iç savaşlara sürüklenmiştir. Bu dönemde Suudi Arabistan ve İran her iki ülkenin çıkarlarını savunan grupları güçlendirmeye çalışmıştır. Taliban örgütü Suudi Arabistan'ın mali yardımları ile mücahitlerin hükümetine karşı kurulmuştur.Taliban sonrası dönemde, ABD'nin Afganistan'da askeri varlığı ile beraber Suudi Arabistan ve İran mezhep ve istihbarat faktörlerini kullanarak hala etkisini etkin bir şekilde göstermektedir. Suudi Arabistan ve İran'ın Afganistan'da farklı çıkarları bu iki ülkeyi karşı karşıya getirmiştir. Bu karşı karşıya gelme, her iki ülkenin arasındaki şiddetin artmasına, dini köktenciliğin yükselmesine, savaş ve istikrarsızlığa neden olmuştur. İran, daima Rusya ve Hindistan ile beraber hareket edip kuzey mücahit grupları, Şiileri ve Fars kökenlileri desteklemiştir. Öte yandan, Suudi Arabistan, Pakistan ile beraber Peştun kökenli aşırı radikal grupların destekçisi olmuştur.

İran ve Türk mitolojisinde ay ve güneş ile ilgili tasavvurlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2010 Türk Halk Bilimi (Folklor) Bilim Dalı
?İran ve Türk Mitolojiisinde Ay ve Güneş ile İlgili Tasavvurlarr? adlı çalışmamızda, temel amacımız İran ve Türk mitolojisinde ay ve güneş ile ilgili tasavvurları araştırarak karşılaştırmaktır. Bu iki kültürün zeginliğinden ve geniş bir alanı kapsamasından dolayı, bu kültürlerin mitolojilerini bir bütün olarak incelemek daha geniş bir çalışmayı gerektirmektedir. Bir yüksek lisans tezi kapsamında yapılmış çalışmamızda, ilk olarak iki mitolojinin temelini oluşturan ?kozmogoni? konusu üzerinde durularak ayrıntılı bir şekilde ?ay ve güneş kültü? ele alınmıştır.Ana konuya geçmeden önce, ?İran mitolojisi üzerine yapılmış çalışmalar? ve İran'da yayınlanmış eserler hakkında bilgi verilmiştir. Mitoloji de, insan topluluklarına ait olan bütün bilimdalları gibi dönem dönem sosyal ve siyasal koşullardan etkilenmiştir. Bu sebeple, İran'daki ?meşrute devrimi?yle başlayan yeni arayışlar, anlayışlar ve bu arayışların mitolojik çalışmalarda bıraktığı etkilerden bahsedilmiştir.Giriş bölümünde; mit ve mitoloji terimleri, tanımları ve tasnifleri yer almaktadır. Dünya, Türkiye ve İran'daki bilimadamlarının tanım ve tasniflerine değinilmiştir. Bu bölümde özellikle daha önce yapılmış olan tezlerde İran mitolojisi hakkında değinilmemiş konulara ve yeni görüşlere yer verilmiştir. Ayrıca çalışmamızda, şimdiye kadar Türkiye'deki mitolojik çalışmalara yansıtılmamış İran bilimadamlarının görüşlerinden de detaylı bir şekilde söz edilmiştir.I. bölümde, İran'da yayınlanan eserlerin bibliyografyası; ?telif ve tercüme kitaplar?, ?telif ve tercüme makaleler? ve ?tezler? ana başlıkları altında verilmiştir. ?Bibliyografya? bölümünden sonra eser analizleri yapılmıştır. Türkiye'de yapılmış Türk mitolojisi üzerine çalışmalara daha önce yapılmış tezlerde yer verildiği için bu çalışmalara kısaca değinilerek geçilmiştir.II. bölümde, tezimizin ana konusu olan; göksel varlıklar, özellikle ay ve güneş ile ilgili tasavvurlar üzerinde ayrıntılı bir biçimde durulmuştur. Ayrıca kısaca ?Kozmogoni? ve ?kozmoloji? terimleri açıklanarak, ?İran Mitolojisinde Ay ve Güneş kozmolojisi ? üzerinde önemle durulmuştur. Ayrıca Türk mitolojisinde ay ve güneş ile ilgili tasavvurlardan da söz edilmiştir.?Sonuç? bölümünde ise çalışmamızdan elde ettiğimiz bulguları İran mitolojisi çerçevesinde değerlendirerek çalışmamıza son verilmiştir.Bu çalışma, ?İran? ve ?Türk? mitolojisini karşılaştırma açısından bir ilk sayılmaktadır. Bugüne kadar araştırılmamış bir çalışma konusu olması, geniş bir bibliyografyaya sahip olması ve en önemlisi İran ve Türk mitolojilerinin karşılaştırılması açısından yapılacak bilimsel çalışmalara kaynak olması yönünden bir başlangıç sayılmaktadır.

İran ve Türkiye modernleşmesinde kadın hareketi (1830-1965)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Tarih Bilim Dalı
On sekizinci yüzyılda, Avrupa'da ciddi ekonomik değişimlerin yanısıra toplumsal ve siyasal değişimler de yaşandı. Bu değişimler toplumların yaşam tarzlarını da etkiledi. Britanya'daki Sanayi Devrimi ve Fransız Devrimi'nden sonra, diğer ülkeler de bu olayların etkisi altında yaşam tarzlarını değiştirmeye başladılar. Bu değişiklikler modernizm olarak biliniyordu. Bu değişiklikler Kaçar ve Osmanlı gibi hükümetlerin de dikkatini çekti. Fakat modernizm olarak bilinen reformların bir kısmı, bu hükümetlerde hüküm süren İslam ilkelerinden farklıydı. Bu ilkelerin en önemlilerinden biri, kadınların evdeki ve toplumdaki konumunu değiştirmek ile ilgiliydi. Bu değişimle ilgili olarak Müslümanlar, İslam'ın ilkelerine olan inançlarından dolayı reformlara şiddetle karşı çıkıyorlardı. Her ne kadar toplumdaki fanatik müslüman kesim bu değişimlere karşı çıksalar da, Kaçar ve Osmanlı hükümetleri, Avrupa modernizmine uygun reformları adım adım uygulamaya koyarken bu reformlar kadınların statüsünü ve yaşam tarzını da derinden etkiledi. Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine Türkiye'de cumhuriyetin kurulması ve İran'da hükümetin Kaçar'dan Pehlevi'ye değişmesi ile reformlar daha hızlı bir şekilde gerçekleştirildi. Her iki ülkede de kadınlar bu değişim sonrasında daha fazla hakka sahip oldular ve konumlarını değiştirdiler. İran ve Türkiye'de, Mustafa Kemal Atatürk, Rıza Şah ve Muhammed Rıza Şah, kadınlara destek verselerde fanatiklerin etkisi ve toplumun batıl inançlardan dolayı birçok alanda kadın reformu hakkında zorluk çekmiştiler. Her iki ülkede 19.yüzyılda başlayan Kadın hareketinin geçirdiği evrimi ve siyasi değişimlerin Kadınların toplumsal statüsünde yarattığı değişimleri karşılaştırmalı yöntem ile ele aldığımız bu tezimizde Batı'nın Ortadoğu Afrika veya Uzakdoğudaki sömürge coğrafyalarından farklı olarak sömürge konuma girmemiş ve kendi tercihi ile modernleşme sürecini başlatmış iki komşu ve aynı zamanda tarihsel rakibin Kadınlar özelindeki tarihi değerlendirilecektir.

İran'da devrim sonrası kadın hareketi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Evrensel kadın hareketi doğrudan Batı Feminizmi ile ilişkilendirilse de her coğrafyada konu ile ilgili farklı bir bakış açısı benimsenmiştir. Bu bağlamda Feminizm teriminin tanımlanması ve kapsama alanı önem teşkil etmiş ve en saf anlamıyla cinsiyet eşitliğini savunan bu görüş, Ortadoğu ülkelerinde kendine has bir kimlik oluşturmuştur. Bu sürecin yapı taşlarından biri olan İran kadın hareketi, dini ve politik koşullar çerçevesinde kendi dilini ve mücadele stratejilerini geliştirmiştir. Bu çalışma, 1979 İslam Devrimi sonrası İran'daki politik atmosfer ve evrensel feminizm çerçevesinde kadın algısını irdelemekte ve bunun toplumsal anlamda yarattığı dinamikleri ele almaktadır. İran kadın hareketleri uluslararası çerçevede gölgede kalmış olsa da ülkedeki politik çalkantılar ışığında toplumsal hayatta değişim yaratabilen, kayda değer bir güç olmayı başarmıştır. Kendi içinde farklı kollara ayrılmış olan İran kadın hareketi geleneksel yaklaşım ile seküler görüşün unsurlarını taşıyan ancak ikisinin de şüpheyle yaklaştığı yeni bir alternatif türetmiştir. İslami feminizm, meşruluğu konusunda tartışmalara yol açsa da benimsediği reformist dil ile bu alanda kendine yer edinmiştir. İran'da güçlü bir altyapısı olan bu görüş, ilahi dokunulmazlık ile savunulan çok sayıda kısıtlayıcı uygulamayı ortadan kaldırmak için yine dini araçları kullanmıştır. Solon, kanunların örümcek ağı gibi olduğunu söylemiştir: güçsüz ve hafif şeyler ona yakalanır; daha ağır olanlar ise onu parçalayıp geçer (Plutarch, 1912: 5). Bioiktidar da bir ağ olarak algılanırsa kadınlar bu resmin neresinde yer almaktadır? Bu çalışma İran örneği üzerinden bu soruya cevap aramakta ve ataerkilik olgusu, din ve iç/dış siyaset bağlamında kadının yerini ve gücünü sorgulamaktadır. Bu amaçla, ilk bölümde konunun ele alınacağı teorik çerçeve tanımlanmış ardından İran tarihinin en çalkantılı dönemleri, feminizm ve milliyetçilik ilişkisinin merceğinde ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, dört alt başlık şeklinde olağan korelasyon detaylandırılmıştır ve Devrim sonrası kadın hareketi bu bağlamda tanımlanmıştır. Bu amaçla, Foucault'un bio-iktidar kavramı irdelenmiş ve Devrim sonrası kurulan rejimin İran toplumunu, özellikle de kadın hayatını nasıl şekillendirdiği ve düzenlediği sorgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: İran, İslam Devrimi, Feminizm, Bio-iktidar

İran'da din psikolojisi çalışmaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Din Psikolojisi Bilim Dalı
Çalışmamızda İran'da Din Psikolojisi'nin gelişim süreci araştırılmıştır. Bu çerçevede önce İran'da Genel Psikoloji çalışmaları ele alınmıştır. Araştırmamızda Din Psikolojisi'nin İran'daki gelişimi ve günümüzdeki durumunun Türk bilim çevresine tanıtılması amaçlanmıştır. Araştırmada iki çeşit materyalden yararlanılmıştır: Birincisi İran'a gidilerek yerinde kitap, makale vb. materyaller değerlendirilmiştir. İkinci olarak da elektronik makaleler ve psikoloji kuruluşlarının sitelerinden istifade edilmiştir. Yaptığımız bu çalışmada İran'da Genel Psikoloji, Gelişim Psikolojisi, Çocuk Psikolojisi (Aile) ve Klinik Psikolojinin diğer Psikoloji dallarına göre daha çok gelişmiş olduğu tespit edilmiştir. Din Psikolojisi konuları tarihin her döneminde ülke halkının dine karşı duyarlılığı nedeniyle tefsir, felsefe gibi ilimler içerisinde çalışılmış, felsefe ve ahlak dersi olarak medreselerde okutulduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Psikoloji ile uğraşan her bilim adamının yapıtlarında Din Psikolojisi konuları, bir bölüm veya bölüm içinde başlık olarak ele alınmış ya da bununla ilgili özgün eserler verdikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca Batı ve diğer İslam ülkelerinde yapılan sosyal bilimler, Psikoloji ve Din Psikolojisi alanındaki çalışmalar, yayınlandıklar tarihten kısa bir süre sonra Farsça'ya çevrilerek ülkede okuyucuya sunulduğu tespit edilmiştir.

İran'da meşrutiyet öncesi aydınlar ve düşünce akımları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Diğer
İran Meşrutiyet'i 1906 yılında gerçekleşmiştir. Bu çalışmada, Meşrutiyet'i etkileyen düşünce akımlarını ve olaylarını inceledik. Meşrutiyet döneminde en etkili sınıflar Ruhani'ler ve Aydın'lar ve en etkili düşünce tarzı Milliyetçilik olduğunu anlattık. Bazirganlar, işçi sınıfları, kadınlar, esnaf, alt sınıflar vb. önemli sınıf olduklarından bahsettik. Ruhanileri genel olarak dört kısma (Fukaha, Şeyhiler, Sufiler ve Filozofler) böldük ve onların en güçlü ve etkili olanı Fukaha olduğunu örneklerle gösterdik. Meşrutiyet döneminde Milliyetçiliğin, vatanseverlikle eş anlam olduğunun kanaetine vardık. Milliyetçi duyguların uyanışını, Meşrutiyet'i tetikleyen en önemli unsur olduğu sonucuna vardık. Meşrutiyet öncesi İran'da Milliyetçi düşünürlerden başlıca, Celal-ed Din Kacar, Mirza Feth Ali Ahundzade, Abdül Rahim-i Talbof, Melkom Han ve Mirza Ağa Han-i Kirmani'yi anlatarak Ahundzade ve Melkom Han'ı daha ayrıntılı bir şekilde bahs ettik.Kacar ve Meşrutiyet devrimi öncesi siyasi partileri tanıtıp en önemlilerini ise, Hizb-i Demokrat (Ammiyyun), İtidaliyyun, İctimaiyyun Ammiyyun olduğunu belirttik. İran'ın aydınlanma dönemi olayları olarak, Tütün Ayaklanması'ndan toplu faaliyetlerin başlanmasını ve Meşrutiyet'e sonuçlanmasını belirttik.Meşrutiyet döneminde Milliyetçilik düşüncesine dair yayılan gazetelerden, Cam-ı Cem, Ahter, Sur-i İsrafil, Rul-ul Kudus, Temmeddün ve Neda-yi Vatan olduğunu belirttik. Gazetelerle ilgili Rabino'nun tablosunu getirdik. Devamında ise bir başka tabloda Rabino'nun eksik kaldığı diğer bazı gazeteleri öne sürerek, farklı şekildeki bir ayırımla araştırmamız sona ermiştir.

İran'da siyasi meşruiyet ve din: İmam Rıza Türbesi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Din Sosyolojisi Bilim Dalı
Bu tezin konusu, Şii mezhebine bağlı olan insanlar için önemli türbelerden biri olan Ali bin Musa Er-Rıza'nın türbesi ve onun etrafında şekillenen sosyal bir tarihtir. Şii mezhebinde geçmişten bugüne kadar İmamların türbelerinin ziyaretlerine önem verilmiştir. Görünüşte türbeler dini bir mekân olarak görülse de siyasi, iktisadi ve sosyal bir öneme sahiptir. Bu tezde yöntemimiz, din sosyolojisi ve tarihi araştırmaları birleştirerek İran'ın dini ve siyasi tarihi hakkında inceleme yaparak açıklamaktır. Disiplinler arası bir araştırma vermek istedik. Bu tezde İmam Rızanın hayatı ve türbesinin ait binalar ve meşruiyet kavramları açıklayıp, Safevi döneminden bugüne kadar ziyaret, yönetim, vakıf, yapı, hizmetçilik, törenler, ilticanın resmikabul edildiği alan, külliye'deki simgeler ve isim verilmesi konularda meşruiyet ve din ilişkilerini inceledim. İran modern döneminde türbeden meşruiyet kazanmasının temeli bu dönemde oluştu. Bu dönemde din, hükümetlerin meşruiyetinin temeliydi. Şii İslam'da türbe ziyaretleri kültürü üzerindeki etkileri din ve siyaset seviyesinde önemlidir. Bunlardan dolayı; modern çağda İran siyaseti, halk kültürü, siyasi meşruiyet, İmam Rıza türbesiyle karışık ve birbirine bağlı etkileyen bir görüngü oldu. İran'daki hükümetler kendileriyle İmam Rıza türbesi arasında bağ kurmaya çalıştılar ve kasıtlı ve tekel şekilde, türbeden meşruiyet kazanmaya çalıştılar. Anahtar kelimeler: İran, Güç, İkna, Din, Meşruiyet

İran'da toplumsal cinsiyet olgusuna eleştirel bir bakış: Firuzeh Muzaffari karikatürleri üzerinden bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Gazetecilik Bilim Dalı
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar sorunsallaştırılmış toplumsal cinsiyet olgusu İran'da da önemli bir tartışma konusudur. Sorunsala yönelik eleştirel yaklaşımların mevcut olmasıyla birlikte, bu yaklaşımların hayat bulduğu önemli alanlardan biri de mizahtır. Özellikle İran gibi kapalı toplumlarda yerleşik düzene yönelik farklı söylemler kendisini mizah aracılığıyla var edebilmekte, karikatürize edilerek topluma aktarılmaya çalışılmaktadır. Bu bakımdan İran'da mizah ve karikatür, özellikle de öngörülen toplumsal cinsiyet rolleri kadınların siyasal varoluşu yönünden, yaşamsal bir önem arz etmektedir. Bu çalışmada İranlı karikatürist Firuzeh Muzaffari'nin çeşitli gazete, dergi ve internet sitelerinde yayınlanan karikatürlerinde yer alan kadın anlatısı, toplumsal cinsiyet bağlamında analiz edilmektedir. İncelemede Muzaffari'nin karikatürleri göstergebilim yöntemiyle değerlendirilerek İran'daki toplumsal cinsiyet olgusuna yönelik eleştirel yaklaşımlar üzerinde durulmaktadır. Çalışmada mizah ve karikatür kavramlarına yönelik tanımlamalar ve kuramsal yaklaşımlar ele alınmakta, toplumsal cinsiyetin kavramsallaştırması ve İran'da toplumsal cinsiyet olgusu ve bu olguya yönelik eleştirel yaklaşımlar değerlendirilmektedir. Ayrıca Muzaffari'nin karikatürleri göstergebilim yöntemine tabi tutularak İran'daki toplumsal cinsiyet olgusuna yönelik eleştirel yaklaşımlar üzerine çıkarımlarda bulunulmaktadır. Göstergebilimi yönteminin yanında alanında uzman İranlı karikatüristlerle yapılan ropörtajlar da çalışmaya dahil edilmiş, görüşleri paylaşılmıştır. Anahtar kelimeler: Mizah, Karikatür, Kadın, İran

İran'daki Türklerde spor ve toplumsal hareket ilişkisi: Traxtor futbol takımı örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2013 Diğer
Çalışmada Doğu Azerbaycan'ın Tebriz şehrinin İran Futbol Ligi'nde yer alan, 1970 yılında kurulan Traxtor Futbol Takımı taraftarlarının taraftar kimliği ile toplumsal hareketler ve milliyetçilik ilişkisi ele alınmıştır. Bunun yanı sıra çalışmada İran'da tarihsel süreçte etkili olan asimilasyon politikaları ve İran'daki Türklerin sembolü olan Traxtor Futbol Takımı'nın bu asimilasyon politikalarına verilen tepkilerdeki rolü, kimlik ve milliyetçilik bağlamında ele alınmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak, ikisi erkek taraftardan, diğeri ise kadın taraftarlardan oluşan üç odak grup oluşturulmuştur. Odak grup görüşmelerinden elde edilen verilerden bir metin oluşturularak, bu metin üzerinden

İran'ın dış politikasında Şii mezhep faktörünün etkisi ve kullanımı: Jeopolitik bir değerlendirme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Eğer Jeopolitiğe coğrafya, politika ve güç birleşimi olarak bakarsak, Şiî jeopolitiği, en önemli jeopolitik konulardan biridir. Şiî jeopolitiği, özellikle Şiî devrimi olarak adlandırılan İslam Devrimi'nden sonra Şiîlerin küresel gelişmelerdeki rolü nedeniyle jeopolitik bir faktör haline gelmiş oldu. Ayrıca dünyadaki Şiî siyasallaşmasının jeopolitik bir yapı haline gelmesi kesinleşti. Büyük bir Şiî çoğunluk ülkesinde dini âlimler tarafından yönetilen bir Şiî hükümetinin kurulması daha önce hiç yaşanmadığından, Şiî coğrafyasındaki bu değişimle Şiîlik, İran'da siyasi güç kazandı. İslam Devrimi'nden sonra, Devrim'in ihracı ve İslam Devrimi'nin Şiî toplulukları üzerindeki etkisi farklı bir hal aldı. Şiîlerin, büyük ölçüde dışlanmış ve marjinalleştirilen birçok ülkedeki siyasal iktidardan uzak tutulmalarına rağmen, İran İslam Devrimi'nin gölgesinde, çeşitli ülkelerdeki Şiîler siyasi ve sosyal izolasyondan çıkarak kimliklerini güçlendirme ve yenileme yolunu izlediler. İran İslam Devrimi, Şiî mezhebin ilkelerine ve ideallerine ve Şiî nüfusunun çoğunluğuna sahip bir topluma dayandığından, diğer ülkelerdeki Şiîler, özellikle komşu ülkelerde yaşayan Şiîler, hedef ve özlemlerinden etkilendi. Bu etki ilk önce mezhebi öz-farkındalıktan ve sonra hakları kullanma ve gücü paylaşma arzusundan kaynaklandı. Farklı ülkelerdeki Şiî toplulukları İran İslam Devrimine inanarak, politik olarak güç kazanmak için adımlar attılar ve siyasi partiler kurarak örgütlendiler. Bugün İran'ın ulusal çıkarları, Şiî jeopolitiği ile bağlantılı olduğundan, dünyadaki Şiîler arasındaki jeopolitik etkisini sürdürmek istiyor. Özellikle 2003 yılında Saddam'ın çöküşünden ve küresel ve bölgesel gelişmelerden sonra bu koşullar İran için hazırlandı. Şiî haritasına bakıldığında, dünyanın Şiî toplumunun merkezinde İran olduğu görülmektedir. Irak, Bahreyn ve Azerbaycan'da Şiî nüfusunun çoğunlukta olması ve Pakistan, Afganistan, Lübnan'da etkili azınlıklar ve Yemen, Tacikistan, Afrika ülkeleri ve Balkanlar gibi bazı ülkelerde Şiîlerin varlığı, İran için bir siyasi aracı haline getirilmesine imkân vererek İran'ın jeopolitik nüfuzunun genişlenmesini sağlamıştır.

İran'ın Irak politikasında kullandığı siyasi araçlar; (2003'ten günümüze)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışmanın temel amacı 2003 yılında Irak'ta Baas rejiminin sona ermesinden sonra İran dış siyasetinde Irak'a karşı kullandığı siyasi araçlar detaylı bir şekilde değerlendirilecektir. İran, Irak'ın komşu devleti olarak çok eskiden beri gözü Irak'ta baş aktör olarak rol oynamaktaydı. Ancak İran'ın bu amacı 1979'da İslam Devriminden sonra Iraklı Şii gruplara destekleme yoluyla bir yandan Baas rejimini zayıflatmaya çalışmakta diğer yandan ise Baas rejimine karşı savaşan Şii grupları kullanma yoluyla Irak'ta etki ve yetkisini sağlamlaştırmayı planlamıştır. Fakat Baas rejimi ABD tarafından 2003'te yıkıldıktan sonra İran, çıkarlarını arayan devletlerden birisiydi. Genel olarak çalışmanın konusu üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde 1979-2003 yıllar arasında İran-Irak ilişkileri ele alınacaktır. Bu süre zarfında iki ülke arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan sorunlar, sekiz yıl süren İran-Irak Savaşı, Irak'ın Kuveyt'e müdahalesine karşı İran'ın tutumu odaklanacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde 2003'ten sonra Irak'ta ortaya çıkan değişimler dikkete alınacaktır. Baas rejimi yıkılmasına karşı İran'ın tutumu, Irak devletinin yeniden inşa edilmesinde İran'ın rolü ve Irak'taki koalisyon güçlerine karşı tutumu özellikle ABD'nin Irak'taki askeri varlığı vurgulanacaktır. Çalışmanın üçüncü bölümü ise araştırmanın temel konusunu kapsıyor. Irak'ta 2003'te Baas rejiminden sonra nüfuzunu arttırmak isteyen İran, dış politikasında Irak'a yönelik kullandığı siyasi enstrümanlara değinilecektir. Çalışmanın üçüncü bölümü sonunda Irak'ın siyasi geleceğine dair senaryolar şeklinde arz edilmiş ve İran'ın Irak'taki siyasi rolün geleceği ön görülmüş senaryolar doğrultusunda incelenecektir

İran'ın jeopolitik doktrini ve İslam dünyasındaki etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Soğuk Savaş sonrası özellikle Samuel Huntington Medniyetler Çatışması eserinden sonra jeopolitik bilimii önemli gelişmeler geçirmiştir. Bu eserde Huntington, dünya jeopolitiğini, farklı dinler arasındaki çatışma olarak belirtmiştir. Böylece Rekabetçi dini coğrafyalar (Dini Jeopolitik) ortaya çıkmıştır. Dini jeopolitik, dinleri coğrafya üzerinden analiz etmektedir. Halihazırda Rusya Ortodoks'u, Cin Konfüçüyüs'ü, Hindstan'ın Hindo'yu, Suudi Arabistan Sünni ve İran Şii jeoplitiğini temsil eden güçlerdir. İran'ın temsil ettiği Şii jepolitiğine ilişkin olarak, İran İslam Devrimi'nin 1979 yılında başarıyla gerçekleşmesinin ardından İslam Dünyası'ndaki Şii topluluklar, siyasi ve sosyal anlamda bulundukları kabuklarından çıkarılmış ve daha proaktif bir yapıya evrilerek devrimin yarattığı ideoloji ve sloganlardan etkilenmeye başlamışlardır. Bu durum, yavaş yavaş İran'ın merkez ülke olduğu yeni bir kavramsallaştırma sonucu dış politikada Şii jeopolitiğinin oluşmasına yol açmıştır. Şii jeopolitiği, İran'ın Jeopolitik doktrininde önemli bir gelişme oluşturmuştur. Zira, bu dokrin İran'ın İslam Dünyası'ndaki merkeziyetini doğrulayan birçok stratejik teori ortaya çıkarmış ve başarısı için tüm stratejik unsurları (maddi ve manevi) kullanmıştır. İran, içinde hareket edebileceği jeostratejik alanlar bulmayı başarmış ve bununla oluşturduğu Şii jeopolitiğini güçlendirebilmiştir. Aynı zamanda, bu jeopolitik çerçevede pek çok araç ve Enstrüman kullanmış bu da onu İslam Dünyası'nda merkeziyetçi-devrimci konuma ulaşmada büyük bir şans elde etmesini sağlamıştır. Ancak bu durum, İran'ın kendini İslami olarak tanımlayan diğer aktörler tarafından bir tehdit olarak görülmesini sağlamış dolayısıyla da başta bölgesel olmak üzere İslam Dünyası özelinde bir dini ve mezhebi rekabet ortamı yaratmıştır. İran bu süreçten sonra Şii jeopolitiğinin başarısı uğruna stratejik zorluklarla da karşı karşıya kalmış bu da kendisinin İslam Dünyasında mezhepçi dış politika imajı çizen bir yönle ön plana çıkmasını sağlamıştır.

İranlı tüketicilerin gözünden Türk markaları: Menşei ülke (Country of Origin) etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı İranlı tüketicilerinin Türk menşeli ürünlerine karşı tutumunu ve onun sonucunda bu ürünleri satın alma niyeti üzerindeki etkilerini incelemektir. Araştırmaya farklı yaş, gelir ve eğitim grubundan İranlı tüketiciler katılmıştır. İranlıların Türk mallarına yönelik görüşünü tespit etmek için bir anket formu kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre İranlı tüketicilerin Türk markasına karşı olumlu tutumları vardır; hatta bu doğrultuda satıcıların sırf satış yapabilmek için bir ürünün Türk markası olmasa bile Türk markası diye satmaya çalıştığı görülmüştür; dolayısıyla İranda Türk markanın önemli bir algısı olduğu düşünülmüştür.

İslam aile hukukunda eşlerin nikah akdinden doğan hak ve sorumlulukları (Kazakistan Aile Hukuku ile karşılaştırmalı olarak)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 İslam Hukuku Bilim Dalı
Nikâh birlikteliğinde tarafların karşılıklı ilişkileri önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle aile hukukunun en temel konularından birini, eşlerin karşılıklı ilişkilerini düzenleyen hükümler oluşturur. Eşlerin karşılıklı hak ve sorumlulukları, nikâh akdi, usulüne uygun olarak gerçekleştiği andan itibaren meydana gelir. Bu hak ve sorumluluklardan bir kısmı kişisel bir kısmı da malî özellik taşımaktadır. Fakihlerin nikâhı muâvazalı bir akit olarak kabul etmeleri, başka bir deyişle nikâhı kocanın kadının cinsel menfaatlerine malik olması, mehri de bunun karşılığı olarak görmeleri, onları eşler arasındaki ilişkiyi bazı konularda evliliğe ilişkin Kur'ânî ilkelere göre değil muâvazalı akdin kurallarıyla düzenlemeye sevk etmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de karı-kocanın birbiriyle kaynaşan, ünsiyet kuran, hayatı paylaşan eşler olarak isimlendirilmesinden, nikâhın amaçlarının her iki taraf için de ortak olmasından hareketle nikâhın klasik tanımı ve eşlerin yetkileriyle ilgili olup muâvazalı akdin kuralları gereği düzenlen hükümlerin, nikâhın temel ilkelerine uygun düşecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

İslam Aile Hukukunda nişanlanma ve evlilik akdi esnasında ortaya çıkan çağdaş problemler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu asırda dünyanın küreselleşmesine bağlı birçok evlilik ve nişanlılık türü ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır. Yazılmış olan tez günümüz aile hukuku problemlerinden nişanlılık ve evlilik ile ilgili olan mevzuları incelemektedir. Bu amaçla yaptığımız çalışma bir giriş, iki bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde aile hukuku üzerinde durulmuş, aile hukukun önemi ve amacına yer verilmiştir. Birinci bölüm nişanlılık kavramından bahsedilmiş ve sonra nişanlılık akdi esnasında çıkan çağdaş problemler üzerinde durulmuştur. İkinci bölüm evlilik kavramından bahsedilmiş ve sonra evlilik akdi esnasında çıkan çağdaş problemler üzerinde durulmuştur. Bu araştırma neticesinde şeri hükmü ortaya koymak suretiyle, uygun çözüm yolları bulmak daha kolay olacaktır. Yer aldığı 'Sonuç' bölümü ile çalışma sona ermiştir. Anahtar kelimeler: aile hukuku, nişanlılık, evlilik ve çağdaş fıkıhçılar.