Thesis Search




SEARCH RESULTS

Kaan Murat Yanık'ın Uçurtma Mevsimi kitabındaki öykülerin okunabilirlik açısından değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Okunabilirlik kavramı,okuyucu kitlesinin bir metini veya materyali kullanarak elde ettiği başarıya etki eden, basılı olan bütün materyaller ile alakalı olan bütün ögelerin toplamını oluşturmaktadır. Bu araştırmada Kaan Murat Yanık'ın Uçurtma Mevsimi adlı kitabında bulunan öykülerin okunabilirliği değerlendirilmiştir. Bu kitapta bulunan otuz öykü, okutmanlar tarafından okunmuştur. Okutmanlar tarafından on öykü araştırılmaya uygun görülmüştür. Bu on öykünün cümle, kelime ve hece sayıları saptanmıştır. Bu aşamadan sonra öykülerin, hece olarak ortalama kelime uzunluğu ve kelime olarak ortalama cümle uzunluğu belirlenip Ateşman'ın Okunabilirlik Formülü uygulanmıştır. Bu süreçten sonra öykülerin okunabilirlik düzeyleri belirlenmiştir. Uçurtma Mevsimi adlı kitaptan incelenen on öyküden biri kolay, sekizi orta güçlükte ve biri zor güçlüktedir.

Kabil'deki hava kirliliğinin meteorolojik parametreler ile olan ilişkisinin istatistiksel olarak incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmada; hava kirleticileri ile Kabil kent merkezinin bazı meteorolojik faktörler arasındaki ilişkileri istatistiksel olarak analiz edilmiş ve önümüzdeki günlerde kirlilik yoğunluğu tahmin edilmiştir. Ilk olarak Nisan 2015-Nisan 2016 ayları arasındaki günlük ortalama SO2, PM10, NO2, CO, ve O3 konsantrasyonları ve nem, sıcaklık, basınç, rüzgâr hızı verileri kullanılarak istatistiksel bir değerlendirme yapılmıştır. Kirlilik konsantrasyonları bağımlı değişkenler, meteorolojik parametreler ise bağımsız değişkenler olarak ele alınıp, mevcut bir yazılımın (EXCEL) kullanılması ile regresyon analizi yapılmıştır. Böylece Kabil kent merkezinde örnek bir yıllık sezonda meteorolojik koşulların hava kirliliği üzerindeki etkisi incelenmiştir. İkinci olarak, kirlilik konsantrasyon seviyelerini tahmin etmek için yapay sinir ağı modeli kullanılmıştır. Nisan 2015'ten Nisan 2016'ya kadar olan SO2, PM10, NO2, CO ve O3 konsantrasyonlarının tahmin edilmesi için sıcaklık, nem, basınç, rüzgar hızı ve bir gün, iki gün önceki kirlilik ölçümleri modele girilmiştir. MATLAB R2015a ile neural network fitting tool (nftool) kullanılarak bir model geliştirilmiştir. Kabil'de bir gün ve iki gün içinde hava kirliliği, sıcaklık, nem, basınç ve rüzgâr hızı verileriyle tahmin edilen PM10, SO2, NO2, O3 ve CO'in sonuçları gerçek veriler ile çok uyumludur. Bu bulgu; PM10, SO2, NO2, O3 ve CO için ölçülen değerler ile tahmin edilen değerler arasında hesaplanan korelasyon katsayılarının (R2); sırasıyla 0.88, 0.84, 0.7, 0.64 ve 0.75 değerleri ile de doğrulanmıştır. İstatistiksel veri analizi tahmin edilen değerlerin iki gün önceki konsantrasyon seviyeleri ile kuvvetli düzeyde ilişkili olduğunu göstermektedir.

Kablosuz kombi kontrol ünitesi geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Günümüzde, kombiler ısınma aracı olarak büyük önem taşımakta ve doğal gaz tüketiminin en aza indirgenmesi için kombiler üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların başında oda termostatları kullanılarak oda sıcaklığına göre çalışan kombiler gelmektedir. Bu çalışmada, var olan bir kombi üzerinde çalışma yapılarak oda termostatlarına alternatif bir çözüm üretilmiştir. Gerçekleştirilen projede, kombi üzerinde bulunan kontrol ünitesi taşınabilir modül haline getirilerek, çıkarılabilir ve uzaktan kullanılabilir olması sağlanmıştır. Bu şekilde, kombi kontrol birimi ve oda termostatının gerçekleştirdiği işlemlerin, taşınabilir modül tarafından tek başına yapılabilmesi ile oda termostatı üzerinde yapılan çalışmalara yeni bir boyut kazandırılmıştır. Taşınabilir modül kombiye takılı durumdayken kontrol birimi üzerinde kalorifer suyu ve musluk suyu sıcaklıkları ayarlanıp bu veriler kombinin kontrol kartına aktarılmaktadır. Takılı olmadığı durumdaysa taşınabilir modül üzerinde okunan sıcaklık değeri gösterilmekte ve istenen oda sıcaklığı değeri ayarlanabilmektedir. Bu ayarlanan oda sıcaklığı ile okunan oda sıcaklığı değerleri kablosuz bir şekilde kombiye iletilmektedir.

Kablosuz optik haberleşme için uyarlanabilir modülasyon ve kodlama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 Diğer
Uzun mesafeli kablosuz optik haberleşme bağlantıları için en önemli sorun, atmosferin sıcaklık ve basınç homojensizliğinden kaynaklanan atmosferik türbülanstır. Sönümlenme veya parıldama olarak da bilinen atmosferik türbülans, alınan optik sinyalin gücünde dalgalanmalara neden olmaktadır. Son yıllarda kablosuz optik haberleşme sistemlerinin performansını arttırmak için sönümlenme etkisini azaltmaya yönelik birçok teknik geliştirilmiştir. Bütün bu tekniklerdeki ortak varsayım, sadece alıcının kanal durum bilgisine sahip olması ve bu bilginin vericide mevcut olmamasıdır. Atmosferik türbülans sönümlenmeli kanallarda olduğu gibi çok yavaş değişen kanallar için, kanal durum bilgisinin alıcıda kestirilip geribesleme yolu ile vericiye gönderilmesi mümkündür. Verici bu bilgiyi kullanarak güç, modülasyon boyutu ve kodlama oranı gibi iletişim parametrelerini, bantgenişliği verimliliğini maksimize etmek için kanal durumuna göre değiştirebilir. Bu işlem, bağlantı uyarlaması olarak adlandırılmaktadır. Bu tezde, log-normal türbülanslı ve darbe konum modülasyonlu (pulse position modulation, PPM) kablosuz optik haberleşme sistemi için, tepe güç sınırı koşulu altında uyarlanabilir modülasyon ve kodlama teknikleri geliştirilmiştir. Özellikle üç teknik üzerinde çalışılmıştır: i) Kodlamasız kablosuz optik haberleşme sistemleri için uyarlanabilir modülasyon tekniği, ii) Kodlamalı kablosuz optik haberleşme sistemleri için uyarlanabilir modülasyon tekniği, ve iii) Modülasyon ve kodlamanın birlikte uyarlanması. Bu teknikler geliştirilirken sistemin verimliliğini tepe güç sınırı koşulu altında belli bir bit hata oranı ve devre dışı kalma olasılığı için maksimize eden optimal uyarlama stratejisi belirlenmiştir. Bilgisayar benzetim sonuçları, önerilen uyarlanabilir tekniklerinin uyarlanabilir olmayanlara göre daha iyi performans gösterdiğini kanıtlamaktadır.

Kacar Döneminde İran-Osmanlı siyasi ilişkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Diğer
İran ve Osmanlı devletleri arasında vuku bulan siyasi münasebetler etkileri ve yarattığı kültürel devinimler göz önüne alındığında Ortadoğu coğrafyası için en mühim konulardan birini teşkil etmektedir. Bilhassa İran-Osmanlı devletleri arasında yakın zaman diliminde meydana gelen hadiseler, sahip olduğu enerji kaynakları ile cazibe arzeden Ortadoğu coğrafyasının geleceğine doğrudan tesir etmiştir. Bu açıdan bakıldığında Anadolu ve İran topraklarında Türkî unsurlar tarafından tesis edilen siyasi teşekküller, Türk tarihinin doğal seyrine uygun bir biçimde rekabete dayanan bir anlayışla birbirlerine mukabele etmişlerdir. Ancak bu rekabetin doğal seyrinden çıkması ve ideolojik bir anlam kazanması siyasi ve kültürel anlamda önü alınamaz bir devinime yol açmış, iki toplum arasında ayrıştırıcı bir rol oynamıştır. Kronolojik açıdan bakıldığında İran ve Osmanlı devletlerinin tarih sahnesine çıkmaları ve sükut etmeleri bir paralellik arz etmektedir. Osmanlı Devleti'nin Anadolu ve Balkanlarda filizlenmeye başladığı bir dönemde İran'da da Safevi Türkmenlerinin yükselişe geçtiği görülmektedir. Bu iki taze Türkmen devleti ilk olarak ortak düşmanları olan bir diğer Türkmen devleti Akkoyunluların üzerine yürüyecektir. Akkoyunluların batıdan Osmanlı, doğudan ise Safevi baskısı sonucu ortadan kalkması ardından sınırdaş olan Osmanlı ve Safevi hanedanları bu kez birbiri ile mücadele etmek durumunda kalmışlardır. Ancak bu mücadele iki Türk devletinin cihan hakimiyeti uğruna verdikleri bir mücadele olmaktan çok öteye gitmiştir. Safevi hükümdarı Şah İsmail döneminde mezhepsel bir karşıtlığa dönüşen Osmanlı-İran ilişkileri Safevi Hanedanı ardından İran'da iktidara gelen Afşarlar, Zendler ve Kaçarlar döneminde de devam ettirilmiştir. Biz bu akademik çalışmada 1795 yılında İran'da iktidarı eline alan Kaçarların kuruluşundan çöküşüne kadar olan dönemde Osmanlı Devleti ile olan siyasi münasebetlerini ele almaya çalıştık. Kültürel ve etnik açıdan Türkî özellikler arz eden Osmanlı ve Kaçar devletlerinin yukarıda belirttiğimiz siyasi ve kültürel ayrışmadan ne denli etkilendikleri ve bu mefhumun iki devlet arasındaki münasebetlere ne derece tesir ettiği üzerinde durmaya özen gösterdik. Zaten sınır meseleleri yüzünden mütemadiyen çatışma halinde olan iki devletin tarihsel bir travmaya dönüşen mezhepsel karşıtlığı, İran ve Osmanlı mülkü üzerinde planlar icra eden küresel güçlerin de en kıymetli ensturmanı olmuştur. İran ve Osmanlı devletleri arasında yapılacak bir ittifakı olasılık dışı bırakan bu denli vahim bir dururmun yarattığı serbestiyetle hareket eden İngiltere ve Rusya gibi güçlü devletler, mütemadiyen bu iki devletin içişlerine müdahale etmişler ve toprak bütünlüklerini tehdit etmişlerdir. Geç de olsa durumun farkına varan İran ve Osmanlı makamlarının bu kötü gidişata karşı aldıkları önlemler de yetersiz kalacaktır. Zira ne İran'da ne de Osmanlı Devleti'nde çöküşün önüne geçmek için atılan adımlar (Reformlar ve Meşrutî hareketler) istenilen sonucu vermemiştir. Tarih

Kadın konulu Türk-Rus atasözleri üzerine toplum dilbilimsel bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Atasözlerinin dili zenginleştiren en önemli unsurlardan biri olduğu, herhangi bir ispata gerek duymayan bir gerçektir. Sosyal bir toplumdaki bazı hayat görüşleri ise az ya da çok atasözlerine dayanmaktadır. Günümüzde aktüel bir sorun olan Rus ve Türk toplumundaki kadının yerinin, söz konusu atasözlerindeki kadın imajı ile karşılaştırılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Kadının toplumsal konumunun daha iyi anlaşılabilmesi, Türk ve Rus toplumundaki kadın algısının benzer ya da farklı oluş nedenlerinin ortaya konabilmesi için, bu iki topluma ait atasözleri, toplumsal zihniyetin oluşmasında etkin olabilecek dini kaynaklar, medya ve istatistiki verilerle karşılaştırılmıştır. Çalışmanın Birinci Bölümünde Biolojik ve Toplumsal tarihi, Türkiyedeki ve Rusyadaki toplumsal cinsiyet çalışmalarına dair bilgiler verilmiştir. İkinci Bölümde mevcut bilgilere istinaden Türk ve Rus toplumunda kadının karakteri, toplumun kadın algısı, kadının ailedeki konumunu yansıtan atasözleri değerlendirilerek, Türkçedeki ve Rusçadaki kadın ile ilgili atasözlerinin sosyolengüistik bir inceleme yapıldı, Türk ve Rus kadınının ortak ve ayırt edici özellikleri, bu özelliklerin ortaya çıkma olası sebepleri ortaya konuldu. Üçüncü Bölümde Türk ve Rus toplumundaki kadınının yeri karşılaştırıldı, bu iki toplumundaki kadınının ortak ve ayırt edici özellikleri ortaya konuldu. Ayrıca yapılan yorum ve çıkarımların kesin bir kaynağa dayanan somut veriler ile karşılaştırılabilmesi için, istatistik kurumlarının araştırmaları incelenmiş, kadının özellikle eğitim ve iş hayatındaki yeri sayısal verilerle ortaya konmuştur. Son Söz Bölümünde, elde edilen veriler neden-sonuç ilişkisi içinde ele alınmış, açıklanmış ve mümkün olduğunca yorumlanmıştır. Anahtar sözcükler: Kadın imajı, Türk ve Rus Atasözleri, Feminizm, Kadının Sosyal Konumu, Toplumsal Cinsiyet.

Kadın meselesi bağlamında Sevgi Soysal ve Simin Danışver'in romanlarında karşılaştırmalı bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Yıllar boyunca tarihi, siyasi, toplumsal ve edebi etkileşimin içinde olan iki komşu ülke, İran ve Türkiye üzerine bilimsel ve edebi anlamda karşılaştırmalı çalışmalar, iki toplumun birbirlerini tanıması gelecekte oluşan ilişkiler ve etkileşimler açısından her iki ülkeye yararlı olabilmesi açısından son derece önem taşımaktadır. Edebiyat, toplumun büyük bir kısmına hitap edebilmekle beraber aynı zamanda hem halk ve hem aydın kesimin dili olma özelliğinden dolayı, bu etkileşim ve ilişkide büyük bir görev üstlenmektedir. Kadın meselesi, kadınların toplumdaki yeri ve görevi, günümüzde dünyanın en önemli meselelerinden biri olmakla beraber her iki ülkenin de önemli konularından biridir. İran edebiyatının ilk kadın romancısı Simin Danişver ve Türkiye çağdaş edebiyatının önemli kadın yazarı Sevgi Soysal, eserlerinde kadınların toplumdaki yerine ve yaşadıkları sorunlara ve meselelerine yoğun bir şekilde yer vermiştir. Bu iki yazarın kadın meselesi üzerine olan düşüncelerini kıyaslamak, aslında iki komşu ülke, İran ve Türkiye toplumunun bu meseleye bakış açısını tespit etmek ve tematik olarak ortaya koymak demektir. Bu çalışmada iki yazarın hayatı, sanat anlayışı ve kendi ülkelerinin modern edebiyatındaki yeri araştırılmış, kadınların kendi toplumunda yaşadıkları sorunlar ve istekleri hakkında bakış açıları eserlerinden hareketle incelenmiştir. İki toplumun birçok yönden benzer gelenekler, adetler ve kültür göz önünde bulundurularak her iki yazarın romanlarındaki görüşleri, iki toplumun kadın kısmının aydın üyeleri olarak ele alınmış, kadınların hem geleneksel, hem modern toplumun bağlamında görüşleri ve fikirleri tespit edildikten sonra birbirleriyle karşılaştırılmıştır.

Kadın sağlığının sosyo-kültürel belirleyicileri: 15–49 yaş grubundaki anne adaylarının doğum ve sağlık hizmetleri süreçlerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
gelişmekte olan ülkelerdeki anne ölüm oranının gelişmiş ülkelere göre yaklaşık 15 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Anne ölüm oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Zimbabwe'de de her 100.000 doğumda 650 kadın yaşamını yitirmektedir. Bu çalışma, sosyal-kültürel faktörleri ve bunların Zimbabve'de kırsalda ikamet eden kadınların anne sağlığı hizmetlerine erişimini ve kullanımını nasıl etkilediğini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu nitel araştırma, sosyal inşatçılık ve eleştirel kuramsal bakış açıları dayanmaktadır. Zimbabwe'deki Makoni kırsal ilçesindeki dört kırsal sağlık tesisinde kadınlarla, yirmi yedi yarı-yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler ve beş odak grup görüşmesi yapılmıştır. Görüşmeler verileri, politika dokümanlarının analiz, gözlemler ve hemşireler, köy sağlık çalışanları ve geleneksel doğum ebeler görüşmeler ile desteklenmiştir. Veriler, tematik kodlama süreçleri yoluyla analiz edilmiştir. Bulgular, dini ve kültürel inanç ve uygulamaların, aile içi kültürel dinamiklerin, sosyal ve fiziksel çevrenin, kalite algılarının, yeterince örgütlenemeyen sağlık sisteminin ve zayıf politika uygulamalarının kırsal kesimde kadınlar arasında anne sağlığı hizmetlerinin kullanımını etkilediğini ortaya koymuştur. Bu çalışma, sağlık tesislerinde sadece anne sağlığı hizmeti sunmanın önemli olmadığını vurgulamaktadır. Sosyo-kültürel belirleyicilere ve bunların sağlık hizmeti kullanımına etkilerine özellikle dikkat etmek de aynı derecede önemlidir. Politikalar ve programlar, bilginin dini ve kültürel inşasını, yerel toplulukların inançlarını ve uygulamalarını, kadınların güçsüzlüğünü sürdüren içsel dinamikleri, bakım kalitesi algılarını ve kötü sağlık hizmetleri sistemlerini ele almalıdır. Öte yandan hükümet, elverişli bir politika ortamı sağlamalı ve yerel halkın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için sağlık sistemini güçlendirmelidir.

Kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamalarının karşılaştırmalı bir analizi (Mbale, Uganda)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı
Bu araştırma, kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamalarına ilişkin öğretmenlerin görüşlerini belirlemek ve karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma, tarama modelinde (hem tekil hem de ilişkisel olarak) gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evreni, Mbale il merkezindeki seçilen 3 kadın müdür ve 3 erkek müdür tarafından yönetilen 6 lisede kadrolu olarak görev yapan 419 öğretmenden meydana gelmektedir. Araştırma tüm evren üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma sürecinde tüm evren içerisinden 343 öğretmene ulaşılabilmiş ve araştırmadan 313 geçerli anket elde edilmiştir. Araştırmada, kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamaları ile ilgili öğretmenlerin görüşlerinin belirlenmesi amacı ile araştırmacı tarafından geliştirilen 'Fraktal Liderlik Uygulamaları Anketi' (FLU-A) adlı veri toplama aracı kullanılmıştır. Kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamaları; desen bütünlüğü oluşturan paylaşılan amaç ve değerler, sürekli iyileştirme, fikirler ve çözümlerine evrensel katılım, fonksiyonel düzeyde karar verme, entelektüel sermayenin kaynağı olarak çalışan gelişimine bağlı liderlik, içe yerine dışarı doğru yönlendirilmiş rekabet enerjisi, bir bütün olarak sistem ile her çalışanın hedeflerinin uyumu, çevre ve değişim ile başa çıkmak için uygun yetenek / kabiliyet, güç ve kaynakların yerelleşmesi, iş süreçleri, bilgi transferi ve öz-gelişme liderlik boyutları ile sınırlandırılmıştır. Kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamalarına ilişkin öğretmenlerin görüşlerinin belirlenmesinde frekans, yüzde hesaplamaları ve aritmetik ortalama kullanılmıştır. Kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamalarına ilişkin öğretmenlerin görüşlerinin; okul tipi, cinsiyet, medeni durum, yaş, eğitim düzeyi, ve mesleki kıdem değişkenlerine göre farklılık bulunup bulunmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, ikili küme değerlendirilmesinde 'Bağımsız Gruplararası t Testi', ikiden fazla küme değerlendirilmesinde ise 'Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)' istatistik tekniği kullanılmıştır. Araştırmada yapılan ANOVA testi sonucunda, görüşler arasında anlamlı farklılık tespit edilen durumlarda farklılığın hangi alt gruplardan kaynaklandığı incelenmiştir. Bu işlemden önce grupların varyanslarının homojen olup olmadığını belirlemek üzere Levene'nin testi sonuçları incelenmiş ve Varyans analizi sonunda ise 'F' Testi sonuçlarının anlamlı olduğu durumlarda yaygınlıkla kullanılan 'LSD' (Fisher's Least Significant Difference) testi uygulanmıştır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde 0.05 anlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiş ve 'SPSS 23.0 for Windows' paket programından yararlanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; erkek okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamalarında genel olarak orta düzeyde başarılı oldukları ancak, kadın okul müdürlerinin fraktal liderlik uygulamalarında genel olarak düşük düzeyde başarılı oldukları ortaya çıkmıştır. Kadın ve erkek okul müdürlerinin fraktal lide

Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kadın konukevleri: Bakü örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Sosyal Yapı ve Sosyal Çalışma Bilim Dalı
Araştırma kapsamında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yerleşen Temiz Dünya Kadınlara Yardım Birliği tarafından faaliyet gösteren kadın konukevinde kalan 50 şiddet mağduru kadınla görüşme yapılmıştır. Bu araştırmada söz konusu kadın konukevinde barınan kadınların kadına yönelik şiddete ve kadın konukevine bakışı ele alınmıştır. Araştırma sonunda kadınların en fazla eşleri tarafından şiddete maruz kaldığı tespit edilmiştir. Kadınların eşlerinin yanı sıra başka kişilerce de şiddete uğradığı görülmüştür. Kadına yönelik şiddetin tetikleyicisinin büyük ölçüde ekonomik sıkıntı, işsizlik olduğu ortaya çıkmıştır. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kadının yakın çevresinin ve ilgili kurumların önemli bir kısmının gereken desteği vermediği belirlenmiştir. Araştırmada ulaşılan bir başka önemli sonuç ise kadın konukevinde verilen hizmetlerden kadınların memnun olduğunu belirtmesi olmuştur. Kadınların konukevinden ayrıldıktan sonra en fazla yeni bir hayat kurmak istedikleri görülmüştür.

Kadına yönelik şiddettin bir boyutu: Somali'de kadın sünneti

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Sosyal Politika ve Sosyal Hizmetler Bilim Dalı
Kadın sünneti, Afrika'dan- Asya'ya ve Orta Doğu'ya uzanan dünyada 30'dan fazla ülkede gerçekleştirilen geleneksel bir uygulamadır. Kadın sünneti, uygulamaya maruz kalan kişilerin fiziksel, zihinsel ve psikolojik sağlığı üzerinde ciddi şekilde olumsuz etkilere neden olan bir olgudur. Kadın sünnetinin arattığı olumsuz sağlık sonuçları hem kısa vadede ortaya çıkabilmekte hem de uzun vadede yaşam boyu sürebilmektedir. Kadın sünnetiSomali kültüründe ciddi bir sorun olarak varlığını devam ettirmektedir. Kadın sünneti kadına yönelik şiddetin bir türüdür. Bu uygulama, kadına yönelik olarak cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddetin tek bir bedende vücut bulmuş halidir. Tarihin eski dönemlerinden beri uygulanan kadın sünneti geleneksel inançlar, değer ve tutumlar gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu uygulamanın en temel nedeni kadın cinselliğine karşı duyulan korku ve önyargılardı. Bu araştırmanın amacı kadın sünneti uygulamalarinin sık yaşandığı ülkelerarasında ön sıralarda yer alan Somali'de kadın sünnetinin hangi gerekçelerle yapıldığını keşfetmektir. Bu çerçevede Somali, Puntland bölgesinde alan araştırması. Araştırma kapsamında dört grupla görüşme yapılmıştır. Birinci grup, kadın sünnetine maruz kalan kadınlardan ikinci grup kadın sünnetini uygulayan kadınlardan, üçüncü grup hükümet yetkililerinden, dördüncü grup ise sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kadın sünneti, Somali, Putland,kadına yönelik şiddet,infibulasyon

Kadınların cinsel ve üreme hakları: Kürtaj

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Hukuk Bilim Dalı
Cinsel haklar ve üreme hakkı, farklı uluslararası kurum ve araçlar tarafından tanınmış evrensel insan haklarıdır. Öte yandan kürtaj olgusu anne ile doğmamış çocuğun haklarını karşı karşıya getirdiğinden tartışma konusu olmıştır. Doğmamış insanın yaşam hakkının olup olmadığı hakkında geniş bir uluslararası konsensüs bulunmadığı için kürtaj tartışmalı bir konu olarak kalmaktadır. Her ne kadar kürtajın hukuka uygunluk koşulları düzenlense de kürtaja ilişkin yasal bir iznin gerekliliği kaçınılmaz gözükmektedir. Böylece verilen bu izinle yerine getirilmesi gereken usule ilişkin şartlar oluşmaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, usule ilişkin şartlardan doğan problemler ve bunların sonuçlarını araştıracaktır.

Kadınların siyasal katılımı konusunda Mısır'da yayınlanan kadın dergilerinin söylemleri üzerine bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Gazetecilik Bilim Dalı
Mısır'da, kadın vatandaşların siyasi alana katılımlarını konusu, en tartışalan konulardan biridir. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi rejiminin sırasında kadınların siyasi alandan dışlanmalarını ve marjinalleştirilmesinin nedeni, bu konudaki tartışmalar artmıştır. Mısır'da Kadın dergilerin, kadın haklarını talep etmek için yer sağlayan en önemli araçlardan biridir. 20. yüzyılda Mısırlı kadın dergilerin, toplumdaki kadının statüsünü iyileştirmesi ve sosyal ve siyasi güçlendirmesini için bir gündeme gitirmiştir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, kadın dergilerin, 30 devrimden sonra kadınların siyasi katılım konusu ile ilgli yayınlandığı haberlerini nasıl sundukları, ve bu konu hangi yönlerinin ön plana çıkartıldığını ve bu sunumun yaratılan etkisinin araştırmasıdır. Ve e dergilerin söyleminin amacının, kadınların toplumda siyasal katılımını desteklemek mi, yoksa başka gizli hedefleri gerçekleştirmeyi çalışmıştır. Bu çalışmada Kadınların siyasete katılması konusunda dergilerin söylemlerini temel olarak Yeni anayasanın propagandası içerikli, dergilerin kadınların referandumda Evet oyu kullanmaları için harekete geçilmesine yoğunlaştırdı. Dergilerdeki söylemler kadınların anayasadaki durumu ve komisyon içindeki siyasi temsiliyle alakalı karşı çıkan kadın muhaliflerinin görüşlerini görmezden gelmiştir. Kadınların toplumda cumhurbaşkanlığı makamına ulaşamayacakları basmakalıp dergi söylemleriyle destekledi. Kadın dergilerinin söylemleri amaçsal (nesnel) bir söylem değildi varsayımının doğruluğunu sınamaktadır.

Kadınların siyasi katılımı ve kalkınmadaki rolü: Somaliland örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Amaç: Bu çalışmanın amacı kadınların siyasal katılımının Somaliland'in kalkınması üzerindeki etkisini ortaya çıkarmak ve tanımlamaktır. Çalışmanın kapsamında, geçmişte üzerinde yeterince araştırma yapılmamış 'kadınların siyasal katılımı' ve 'kadınların ülke kalkınmasındaki rolü' adlı iki değişken arasında önemli bir farklılık veya ilişki olup olmadığının tespiti ve bu bilimsel boşluğun doldurulması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışmada nicel veri toplama tekniği kullanılmıştır. Araştırmacı, kadınların Somaliland'in kalkınmasındaki rolü ve siyasal katılım düzeyleri hakkında veri toplamak amacıyla bir anket geliştirmiştir. Öte yandan, araştırmacının nitel bir veri türü olarak betimsel istatistikler kullanmaya karar vermesinden ötürü, birincil verileri desteklemek amacıyla ikincil veriler kullanılmış olup, bu veriler yayınlanmış ve yayınlanmamış kaynaklar, çeşitli kurumların belgeleri ve diğer kayıt ve internet kaynakları taranarak elde edilmiştir. Bulgular: Bulgular Somalilandli kadınların siyasal katılımının 'önemli' olduğunu göstermiştir . Bulguların ortaya çıkardığı Erkekler karar alma toplantılarında kadınların katkılarını ve önerilerini ciddiye almazlar çünkü geleneksel olarak kadınların erkeklerle toplantılara katılmasına izin verilmez maddesi kadınların ülke siyasetine ve karar alma süreçlerine aktif katılım sağladığını göstermiştir önemli olarak yorumlanmıştır. Ankete katılanların çoğunluğunun kadınların Somaliland siyasetine katılımını, toplumun refahını arttırdığı için oldukça önemli bulduğu saptanmıştır. Sonuç: Geride kalan yıllar içerisinde Somaliland siyasetine katılan kadınların sayısı artış gösterse de Somalilandli kadınların üst düzey siyasi makamlara siyasal katılım oranı oldukça düşük seviyede kalmıştır. Ön saflardaki bu kadınlar birçok genç kadına moral vermiş ve siyasete katılım heveslerini arttırmıştır. Bu bağlamda, Somalilandli kadınların siyasal katılımında olumlu bir eğilim olduğu görülmektedir. Son yıllarda kadınların okuryazarlık düzeyinin artması da kadınların siyasal katılımında itici bir faktör olarak görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Siyasal katılım, Siyasal katılım hakkı, Kadınların siyasal katılımı, Birleşmiş Milletler, Karar-verme mekanizmaları

Kadiyani geleneğinin iki temel akımı olarak rebva cemaati ve lahori cemaati: Karşılaştırmalı bir analiz

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışmada Hint alt kıtasında ortaya çıkan Kâdıyânîlik hareketinin tarihsel gelişimi, teolojik öğretileri ve hareketin Müslüman dünyadaki yansımaları; bölgenin sosyal-siyasi ve dini atmosferinin hareket üzerindeki etkileri incelenecektir. Hint alt kıtasının tarihi farklı dinler ve kültürlerle doludur. Coğrafya Müslümanların sekiz yüzyıllık döneminde çeşitli Müslüman devletlere sahne olmuş ve fikri farklılıkların merkezi haline gelmiştir. Bununla birlikte İngiliz sömürgesi olduğu dönemde hem Hıristiyan misyonerlik faaliyetlerinin etkisi hem de dönemin pek çok yönden yerel halk için ağır şartlar taşıması farklı din mensuplarını mesih beklentisine itmiştir. Benzeri bir beklenti de Mirza Gulam Ahmed'in Kâdıyânîlik hareketi etrafında toplanan Müslümanlar arasında gerçekleşmiştir. İslami reform adıyla ortaya çıkan Kâdıyânîlik, teolojik öğretilerinden ötürü Hint alt kıtasındaki Müslüman âlimler tarafından İslam dışı olarak nitelendirilmiştir. Kâdıyânîliğin temel öğretileri, henüz Mirza Gulam Ahmed hayatta iken değişim geçirmiş ve taraftarlarınca farklı algılanmıştır. Ancak onun ölümünden sonra bu farklılık hareketin Rebva ve Lahorî grupları olarak ikiye bölünmesine neden olmuş; ve günümüze kadar Kâdıyânîlik iki ayrı koldan ulaşmıştır. Bu gruplardan Rebva, Mirza Gulam Ahmed'in soyu tarafından devam ettirildiği için daha popüler bir kimliğe sahip olsa da, Lahorîler, Rebva grubundan çok daha fazla eğitimli ve etkili kişilerden oluşan bir yapıdadır. Bu çalışmada, İngiltere ve Almanya merkezli ana akım Kâdıyânîlik iddiasında bulunan Rebva Grubu ile bu gruptan teolojik sebeplerden ötürü ayrılan Lahorî grubu, onların örgütsel yapılarının karşılaştırmalı bir analiz eşliğinde incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Kâdıyânîlik, Ahmediyye, Mirza Gulam Ahmed, Modern Dini Hareketler

Kadmiyum ve kurşun kirliliği olan toprağa artanmiktarlarda uygulanan tavuk gübresinin ıspanak ve marulbitkisinin gelişimi ve kimi besin elementi içeriği üzerineetkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışma farklı kadmiyum (Cd) ve kurşun (Pb) kirliliği olan topraklara artan dozlarda uygulanan tavuk gübresinin ıspanak ve marul bitkilerinin gelişimi ve kimi bitki besin elementi miktarları üzerine etkilerini araştırmak amacıyla sera koşullarında yürütülmüştür. Bu amaçla kadmiyum (0, 10, 20 mg kg-1) ve kurşun (0, 20, 40 mg kg-1) dozları ile ayrı ayrı muamele edilen saksılara artan dozlarda tavuk gübresi (0, 500, 1000 ve 2000 kg da-1) uygulanmıştır. 60 günlük inkübasyon sonrasında saksılarda marul ve ıspanak yetiştirilerek uygulamaların etkileri yaprak ve kök analizleri ile değerlendirilmiştir. Artan kurşun dozları, yalnız marul bitkisi köklerinin kuru ağırlığında azalmaya neden olurken, kadmiyum dozları ıspanak ve marul bitkilerinin yaprak ve kök kuru ağırlık verimlerini azaltmış, azalma ıspanak köklerinde daha belirgin olarak ortaya çıkmıştır. Kadmiyum dozlara bağlı olarak artış göstemiş, ıspanak yapraklarında 0,58; 65,71 ve 75,04 mg Cd kg-1; köklerinde ise 1,23; 108,10 ve 162,17 mg Cd kg-1 olarak bulunmuştur. Marul da ise değerler yapraklarda 0,54; 33,10 ve 39,52 mg Cd kg-1; köklerinde ise 0,41; 44,19 ve 68,50 mg Cd kg-1 şeklinde yer almıştır. Kurşun da dozlara bağlı olarak artmış, ıspanak yapraklarında 1,44; 2,04 ve 2,40 mg Pb kg-1; köklerinde ise 1,14; 3,23 ve 8,29 mg Pb kg-1 olarak bulunmuştur. Marul yapraklarında ise 0,54; 2,19 ve 2,46 mg Pb kg-1; köklerinde 7,62; 13,35 ve 17,48 mg Pb kg-1 olarak belirlenmiştir. Artan kadmiyum ve kurşun dozlarına bağlı olarak makro ve mikro bitki besin element içerikleri ve kaldırılan miktarları da etkilenmiş, özellikle Fe, Cu, Mn, Cd, Pb ve Cr'un bitki köklerinde daha fazla biriktiği görülmüştür. Kontrol bitkilerinde kadmiyum ve kurşun'un insan beslenmesi için belirlenen kritik konsantrasyonların altında olduğu, ancak uygulamalarla birlikte bu bitkilerin kritik sınırın çok üzerinde ağır metal içerdiği görülmüştür. Uygulanan tavuk gübresi bitkilerin yaprak ve kök kuru ağırlık verimini kontrole oranla arttırmasına rağmen, yüksek ağır metal konsantrasyonlarının toksik sınırların altına çekilmesinde etkili olamadığı sonucuna varılmıştır.

Kafkasya Türklerinden Ömer Faik Numanzade'nin hayatı ve faaliyetleri (1872-1937)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Genel Türk Tarihi Bilim Dalı
Gürcistan'a bağlı Ahıska'nın Agara köyünde bir Türk ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ömer Faik Numanzade (1872-1937), Kafkasya Türklerinin aydınlanma ve milli mücadele hareketlerinde aktif olarak yer almış. Türk milletinin edebi, medeni ve siyasi gelişimi için dönemin önemli yayın organlarından olan Tercüman, Şark-i Rus, Molla Nasreddin, İrşad, Hayat ve Açık Söz gibi gazete ve dergilerde eğitim, siyaset ve diğer toplumsal konularda önemli makaleler yazarak Kafkasya kamuoyuna yön vermiştir. İstanbul Darüşşafaka'da aldığı eğitim ve pedagojik tecrübeleri sayesinde Kafkasya'da yeni usûlde eğitim veren okulların açılmasında ve yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Bolşeviklerin Kafkasya'yı ele geçirmesine kadar bölgede aktif edebi ve siyasi çalışmalar yapmış, Talat ve Enver Paşa'yla görüşerek 1918'de Türk Ordusu'nun Kafkasya'ya girmesine vesile olmuştur. Ahıska Türklerinin milli mücadelesini başlatmış, kısa ömürlü de olsa Ahıska Cumhuriyeti'nin başkanlığını yürütmüştür. Dönemin Gürcü hükûmetine karşı özerklik mücadelesi vermiş, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti döneminde önemli vazifelerde çalışmıştır. Kızıl Ordu'nun Kafkasya'yı işgalinden sonra Gürcistan Devrim Komitesi'nde görev alarak Gürcistan Türklerinin sosyal ve siyasi meseleleriyle uğraşmıştır. Kafkasya Türklerinin milli, kültürel ve siyasi hayatında önemli rol oynayan Ömer Faik Numanzade'nin hayatı ve faaliyetleri bir bütün olarak ele alınmamıştır. Bu tezde Numanzade'nin hayatının evreleri ve faaliyetlerinin tamamı bütün yönleriyle değerlendirilip müstakil ve tarafsız bir biyografisinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ömer Faik Numanzade, Ahıska, Usûl-i Cedid, Kafkasya Matbuatı, Jön Türkler.

Kafkasya'da Hıristiyanlığın tarihsel gelişimi: Alban Udi Kilisesi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Udi halkı, Kafkasya'nın özelliklede Azerbaycan'ın en kadim halklarından kabul edilmektedir. Araştırmamızda Udi halkının kimliği, Hıristiyanlığı kabul etmeleri, tarihi süreç içerisinde yaşanan olayları ve Kilisenin Ermeni Gregoryen Kilisesine ilhakının yanı sıra günümüzde Udi halkının Kilise yapılanmasının yeniden oluşumu ve günlük yaşamlarında inanç ve ibadetleri, Ermeni halkı ve Kilisesiyle ilişkileri incelenmektedir. İki farklı döneminde Ermenilerin Udi toplumu ve Kilisesine yönelik baskı ve asimilasyon çalışmaları bu toplum ve Kilisenin araştırmacılar nezdinde Ermeni Kilisesi olarak tanımlanmasına neden olmuştur. MS. 705 yılı itibariyle özelliklede 1836 sonrasında Ermeniler, tarihi Alban mirasını sahiplenmiş, mabetleri ve bulundukları toprakları kendi toprakları olarak görmüş ve tanıtmışlardır. Bu sebepledir ki, batı eksenli çalışmalara baktığımızda bölgede on yüzyıllık bir zamanda varlığını korumuş Albanya devleti ve Hıristiyanlığı kabullerinden hiç bahsedilmemekte, bölgedeki tüm olaylar Ermeni halkı ve Ermeni Kilisesi üzerine inşa edilmektedir. Hâlbuki Alban Udi toplumunu önemli kılan etkenlerden biri Hıristiyanlığı MS. I. asrın ikinci yarısında havariler tarafında kabul etmeleri ve Kafkas Kiliselerinin annesi olarak tanımlanan ilk kilisenin Çola bölgesi Kiş köyünde inşa edilmiş olmasıdır. İkinci bir özellik ise Albanya devletinde MS. IV. yüzyılda dini hiyerarşinin kurulması ve kendi piskoposlarının Katolikos atamalarını gerçekleştirmeleridir. Aynı zamanda Alban Udi Kilisesi, 488'te topladığı Aguen Konsili ile de bölgede ilk yerel konsil düzenleyen kilise olma özelliğini kazanmıştır. Bir başka özellik ise Hıristiyanlığın ilk dönemi itibariyle monofizit öğretisi üzere devam eden Alban Udiler'in 607 yılı itibariyle diyofizit öğretisine geçiş yapmalarıdır. İnanç ve ibadet anlayışlarında en dikkat çeken özellik ise Alban Udi toplumunun kan akıtarak kurban kesmeleridir.

Kahramanmaraş şartlarında yem bezelyesinin (Pisum sativum L.) yulaf (Avena fatua L.) ile karışım oranlarının ot verimi ve kalitesi üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu araştırma, Kahramanmaraş ili ekolojik koşullarında yetiştirilecek yem bezelyesi (Pisum sativum L.) + yulaf (Avena sativa L.) karışımında uygun karışım oranının saptanması amacıyla 2019-2020 kışlık üretim döneminde, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümüne ait olan deneme sahasında yürütülmüştür. Bir karışım şekli (yem bezelyesi + yulaf) ve beş karışım oranının (100:0, 75:25, 50:50, 25:75, 0:100) kullanıldığı araştırmada ?%100 saf yulafın (Kahraman) çeşidi, %100 saf yem bezelyesinin (Taşkent) çeşidi, %100 saf yem bezelyesinin (Livioletta) çeşidi, %75 yem bezelyesi (Taşkent) + %25 yulaf , %50 yem bezelyesi (Taşkent) + %50 yulaf , %25 yem bezelyesi (Taşkent) + %75 yulaf , %75 yem bezelyesi (Livioletta) + %25 yulaf, %50 yem bezelyesi (Livioletta) + %50 yulaf, %25 yem bezelyesi (Livioletta) + %75 yulaf?, bitki boyu, yeşil ot ve kuru ot verimi, oransal verim toplamı, ham protein oranı, ham protein verimi, ham kül, NDF ve ADF oranı ve nispi yem değeri incelenmiştir. Ayrıca karışımlarda, yem bezelyesinin karışımın yeşil ot ve kuru ot verimine katılma oranları saptanmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Araştırma sonuçları, karışım oranının bitki boyu, yeşil ot ve kuru ot verimi, yeşil otta ve kuru otta yem bezelyesi oranı, oransal verim toplamını, ham protein oranı ve verimini, NDF ve ADF oranını, nispi yem değerini ve sindirilebilir kuru madde verimini istatistiksel olarak önemli derecede etkilediğini göstermiştir. Tohum karışımında yulaf oranı arttıkça, genellikle yeşil ot ve kuru ot verimi ve ham protein oranı düşmüştür. Yem bezelyesi karışımlarının yeşil ot ve kuru ot verimine katılma oranı tohum karışımındaki oranından daha yüksek olmuştur. En yüksek kuru ot verimi, oransal verim toplamı, sindirilebilir kuru madde, nispi yem değeri ve sindirilebilir kuru madde veriminin (sırası ile 1158.8 kg/da, 1.30, %65.42, 137.62 ve 758.5 kg/da) ve en düşük NDF ve ADF oranının (%44.23 ve %30.14) elde edildiği karışım %75 yem bezelyesi (Livioletta) + %25 yulaf karışımıdır. Sonuç olarak, tipik Akdeniz iklimine sahip Kahramanmaraş (Merkez) koşullarında %75 yem bezelyesi (Livioletta) + %25 yulaf tohum karışımı ot verimi ve kalitesi yanında ekolojik kaynakların etkin kullanımı açısından en uygun karışım olabilir. Anahtar Kelimeler: Yem Bezelyesi, Yulaf, Karışım Oranı, NDF ve ADF Oranı, Ot Verimi ve Ot Kalitesi

Kalkınma ve kadının güçlendirilmesınde mikro finansın rolü: Somali örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme Bilim Dalı
Bir topluluğun, özellikle de yoksul bir topluluğun kalkınması, hükümetteki ve sivil toplum kuruluşlarındaki kalkınma görevlilerinin girişimlerine bağlıdır. Yakın geçmişte, mikrofinans, kalkınma işletmelerini başlatmak için az miktarlarda para sağlayarak yoksul insanlara yaşam kalitelerini yükseltmelerinde yardımcı olabilecek bir girişim olarak kuvvetle tavsiye edilmiştir. Mikrofinans hizmetleri mikrofinans kuruluşları aracılığıyla sağlanmaktadır. Bu çalışma, Somali'deki kadınların ekonomik kalkınmasında ve güçlenmesinde mikrofinansın rolünün belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Aynı zamanda mikrofinansın, ekonomik kalkınmaya ve kadınların bir dereceye kadar güçlenmesine katkıda bulunduğu sonucuna varılıyor.