Thesis Search




SEARCH RESULTS

Karşılaştırmalı Hukukta suçun unsurları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Ceza Hukuku doktrininde Suçun Unsurlarının belirlenmesi konusunda yüzyıllardır fikir birliği olmamaktadır. Bu sorun aynı ile Türk hukuk doktrininde göze çarpmaktadır. Genel olarak, Türk doktrininde ikiden beşe kadar çıkabilen unsurlarla karşılaşılmaktadır. Bu durum Azerbaycan ceza hukuk doktrinde tam tersi olarak fikir birliği vardır. Rusya ceza hukukundan alınmış olunan klasik unsurlar ayrımı bugün de tüm hukukçular tarafından kullanılmaktadır. Fikir birliğinin yararlarının olmasının yanında, sakıncaları da vardır. Yeni fikirlere kapalı olan ve karşılaştırmalı hukukta unsurlar kapsamında değerlendirilmeyen konular da bu bağlamda incelenmiş olmaktadır. Bazen ise suçun unsuru kabul edilen kavramlar (hukuka aykırılık gibi) farklı konu olarak ele alınmaktadır. Yukarıdaki sorunları her iki ülkedeki doktrin için çözümlemek amacıyla Alman doktrinindeki klasik üçlü unsurları ele almanın daha pratik olacağı kanısındayız. Üçlü unsurların seçilmesindeki en temel öğe artık Anglo-Amerikan hukuk sistemleri de suçun yalnız actus reus ve mens readan başka hukuka aykırı bir unsuru da barındırdığını savunma başlamasıdır. Böylece, Suçun unsurları dört bölümde incelemiştir. İlk bölümde, suçun unsurlarının tanımı ve unsurlarının sayıyla ilgili sorunları incelendi. İkinci bölümde tipe uygun eylem unsurunu ve alt unsurlarını araştırarak suçun objektif gerçeklik ortaya çıkışını gösterilmektedir. Üçüncü bölümde hukuka aykırılığı tartışarak hukuku uygunluk nedenlerinin suçun oluşmasına etkisini dikkate çekilmiştir. Son bölümde kusurluluğu araştırarak gerçekleşmiş eylemle insan arasındaki psişik bir bağ kurmayı gösterildi. Çalışma kapsamında teorik yaklaşımla birlikte mahkeme içtihatları da dikkate alınmıştır. Yaşayan hukuk kapsamında suçun unsurlarının belirlenmesinde kolaylık sağlanması amacıyla farklı kriterler sunulmaktadır. Bu kriterlerin genel ağırlığının Kanada ve Avustralya'nın mahkemelerinin kararları olmasına özen gösterilmektedir.

Karşılaştırmalı ülke uygulamalarında Yüksek Denetim Kurumu olarak Sayıştay

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Kamu Hukuku Bilim Dalı
Yüksek Denetim Kurumları demokratik ülkelerde kurumsal yapının ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmektedir. Yüksek denetim sisteminin tarihi gelişimine bakıldığında, Sayıştayların görev ve yapıları ülkelerin siyasi sistemlerine, kültürüne, hukuki geleneğine ve bölgesel ilişkilerine göre farklı gelişmiş olduğu görülmektedir. Günümüzde Yüksek Denetim Kurumları, kamu kaynaklarının hukuka uygun ve ne ölçüde verimli, etkin ve tutumlu kullanılıp kullanılmadığını tespit etmekte, denetim sonuçlarını yasamaya raporlayarak ve kamuoyuna duyurarak demokrasi gereklerinin yerine getirilmesinde vazgeçilmez bir akto¨r olarak yer almaktadırlar. Bu çalışmada 9 gelişmiş ülkelerin Sayıştayları ile Türkiye ve Kazakistan Sayıştayları analiz edilip Sayıştayların uluslararası ilişkiler çerçevesinde sıkı işbirliği içerisinde olduğu görülmüştür. Türkiye ve Kazakistan Sayıştayları tarafından yapılan denetimler ve diğer görevleri incelendiğinde, gerekli niteliksel şartları taşıdıkları tespit edilmiş, ancak Kazakistan Sayıştayına bu niteliksel şartlarının geliştirilmesi için iyi uygulamalar çerçevesinde çeşitli öneriler getirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Denetim, Yüksek Denetim, Yüksek Denetim Kurumları, Sayıştay.

Karşılaştırmalı yönetim perspektifinden Nijer ve Türkiye'de belediye yönetimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Kamu Yönetimi Bilim Dalı
Bu çalışmada bir Batı Afrika ülkesi olan Nijer Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyetinde belediye yönetimleri belediyelerin tarihi gelişimi ve reform süreci; türleri, organları ve yönetimi; yetki, görev ve sorumlulukları; gelir ve harcamaları; özerklik ve desantralizasyon bağlamında belediyelerin merkezi yönetimle ilişkileri olmak üzere beş kriter açısından karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Birbirinden uzak coğrafyalarda yer alan iki ülke de kendine özgü tarihsel gelişim dinamiklerine, farklı toplumsal, siyasal ve yönetsel kültüre ve ekonomik gelişmişlik düzeylerine sahip olmakla birlikte bir takım benzer siyasal ve yönetsel özelliklere sahiptir. Özellikle Fransız yönetim geleneğinin etkileri, her iki ülkede de idari yargı rejiminin olması, üniter ve merkeziyetçi devlet yapısı gibi ortak yönler bulunduğundan iki ülkenin karşılaştırılabilir olduğu düşünülmektedir. İki ülke belediye yönetiminin belirli kriterler çerçevesinde incelenmesinin, ülkeler arasında belediye reformuna ilişkin tecrübe paylaşımı ve ders çıkarma imkanı sağlayacağı varsayılmaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde karşılaştırmalı yönetim düşüncesi ve metodolojisi ile araştırma tasarımına yer verilmiştir. İkinci bölümde Nijer ve son bölümde Türkiye'nin belediye sistemi ortak kriterler açısından incelenmiştir. Sonuç olarak, farklı toplumsal, tarihsel, siyasal ve ekonomik özelliklere sahip olmakla birlikte, Türkiye'nin Nijer'den özel statülü belediyeler gibi uygulamaları öğrenebileceği, Nijer'in ise Türkiye'den belediye meclislerinin yönetimi, metropolitan belediye yönetimi, ölçek reformları, belediyelerin finansmanı gibi konularda örnek alabileceği politika ve uygulamaların bulunduğu tespit edilmiştir.

Karşılıklı bağımlılık çerçevesinde Türkiye Türkmenistan ilişkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Türkmenistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler 1991 yıllından sonra oldukça derinleşmiştir. Gelişen bu ilişkide öne çıkan kısım Türkmenistan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin geldiği seviyedir. Bu çalışmada, Joseph S. Nye ve Robert O. Keohane'nin 1980'lere doğru ortaya koydukları karşılıklı bağımlılık çerçevesinde analiz birimi olarak Türkmenistan ve Türkiye ilişkileri ele alınmış ve incelenmiştir. Bu iştigalde, Türkmenistan ve Türkiye ilişkileri, Türkmenistan ile Türkiye'nin siyasi ve ekonomik profili, dış politika stratejisi ve Türk kimliğine bakışları özetlenmiştir. Türkmenistan ve Türkiye'yi karşılaştırırken Türkiye'nin 100. yılını kutlamaya hazırlanan, güçlü bir imparatorluk mirasına sahip devlet olduğunu, Türkmenistan'ın ise 2019 yılı itibariyle henüz otuz yılını doldurmamış bağımsız ve egemen bir devlet olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ilişkilerde ekonomik olarak bir maliyet söz konusu olup asimetrik bir ilişki tespit edilmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler genel çerçevede tartışılmış ve ilişkilerin gelişmesi için öneriler sunulmuştur.

Karzai Döneminde Afganistan-Pakistan ilişkileri(2001-2014)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
İkinci Dünya savaşının ardından 1947 yılında Hindistanla birlikte bağımsızlığına kavuşan Pakistan'ın, doğuşundan itibaren Afganistan ile ilişkileri Durand Sınır Hattı ve Peştunistan meselesi yüzünden ihtilaflıdır. Bu sorunlar uzun süre iki ülke arasında gerginliklere neden olmuş ve zaman zaman çatışmalar da yaşanmıştır. Sınır sorunu, Afganistan ve Pakistan arasındaki ilişkilerde sorunların ana kaynağını oluşturmakla birlikte, terörizm, çatışma ve istikrarsızlık gibi bölge güvenliği ve uluslararası güvenlik bağlamında önem arz eden önemli meselelerin de temelini teşkil etmektedir. Günümüzde Durand Hattı adıyla bilinen iki ülke sınırı, her ne kadar uluslararası camiada Pakistan ile Afganistan arasındaki resmi sınırı olarak kabul edilmekte ise de, Afganistan bu konuda resmi bir tutum ortaya koymuştur. Bu sınır, Kral Zahir Şah'tan itibaren bugüne kadar iktidara gelen yöneticilerin hiçbiri tarafından tanınmamıştır. Karzai yönetimi de söz konusu sınır hattını tanımamaktadır. Pakistan'ın kuruluş döneminde Afganistan tarafından ortaya atılıp günümüze kadar taviz verilmez bir iddia olarak gündemdeki yerini koruyan Peştunistan meselesi de, Pakistan açısından ciddi bir tehdit olarak algılanmaktadır. Bu nedenle daha önceki dönemlerde olduğu gibi Karzai döneminde de Afganistan-Pakistan ilişkilerinin daha çok bu eksende gelişmektedir. Afganistan-Pakistan ilişkileri Taliban sorunu yüzünden gerginleştiğinde, üçüncü bir ülkenin girişimleri ile İki ülke liderleri, bir araya gelip, dostluk mesajları vererek bölgesel güvenlik açısından iki ülkenin işbirliği içinde hareket etmelerinin önemini vurgulasalar da, bu ülkelerin birbirine karşı düşmanca tavırları esas itibariyle değişmemiştir. 2001-2014 yıllar arasında iki ülke ilişkileri gerginliklerle devam etmesine rağmen karşılıklı ziyaretler de olmuştur. Karzai, 14 yıllık hükümet süresi dönemindeki güvenlik sorunları nedeniyle, özellikle de Taliban'la müzakere konusunda destek almak için 21 kez Pakistan'ı ziyaret etmiştir. Fakat tüm bu ziyaretlere rağmen Karzai, Pakistan'ı güvenlik sorunlarını çözmek ve Taliban'ı müzakere masasına oturtmak için ikna edememiştir. İki ülke ilişkilerinde Durand hattı, Peştunistan ve Taliban sorunları varlığını korumaktadır. Anahter Kelimeler: Afganistan, Pakistan, 11 Eylül, Bonn Konferansı, Durand Hattı, Peştunistan, Taliban

Kasava (Manihot esculenta C.) bakteriyel yanıklık hastalık etmeni Xanthomonas axonopodis pv. manihotis' in real-tıme pcr ile tanısı, tespiti ve pulsed-fıeld jel elektroforezis ile moleküler karakterizasyonunun yapılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Kasava (Manihot escualanta Crantz) Gana' da önemli bir kültür bitkisidir. Bu çalışmada, Gana'nın 8 farklı bölgesinden toplanan, Kasava Yanıklık Hastalığı simptomları gösteren örnekler izole edilmiş ve besi ortamında- Nütrient Agar (NA, Acumedia, USA) ve X. axonopodis pv. manihotis (Xam) yarı seçici ortam, Cefazolin Trehalose Agar (CTA) üzerinde geliştirilmiştir. İzolatların duyarlı kasava Esam çeşidindeki patojenisite test sonucunda, izolatların (toplam 32 adet) hepsi Xam simptomları göstermiş ve inoküle edilen kasava bitkilerinden izole edilerek Koch postulatları tamamlanmıştır. Klasik PCR' da, Xanthomonas spesifik primer, RST2/RST3 ve Xam spesifik Değişken Numara Tandem Tekrarlama (VNTRs) lokus primeri, XaG1_67F/R, farklı bitki patojeni bakterilerin genomlarından hiçbir amplifikasyon tespit edilmemesine rağmen, test edilen tüm Gana ve referans Xam strainlerinden 840 ve 446 ba'lik amplifikasyonlar elde edilmiştir. Ortaya çıkan PCR ürünleri, GenBank nükleotit veri tabanından alınan Xam strainleri ile %93 ile %100 arasında homoloji gösterdiği BLASTn programı kullanılarak ortaya çıkarılmıştır. Kasava yetiştiriciliğinde önemli ürün kayıplarına sebep olan Kasava Bakteriyel Yanıklık etmeni Xam' in Real-Time PCR yöntemi ile kısa sürede, hassas bir şekilde tanısını yapmak amacıyla primer ve prob (LNA, Locked Nucleic Acid) setleri geliştirilmiştir. Geliştirilen primer ve prob setlerinin spesifikliği; farklı Xam strainleri, farklı bitki patojeni bakteriler ve kasava genomik DNA'sı kullanılarak test edilmiştir. Xam izolatların LNA probu kullanılarak Real-Time PCR yöntemi ile hassas ve seçici olarak tanıları ve tespitleri yapılmıştır. PCR analiz sonuçlarına göre, Kasava Bakteriyel Yanıklığı Hastalığın Ganadaki yaygınlığı en yüsek Ashanti (%70) bölgesinde olup, Volta (%60), Brong-Ahafo (%40), Eastern (%40) ve Greater Accra (%20) şekilde sıralamıştır. Bu çalışmada geliştirilen yöntemin bakteriyel hücre hassasiyet sınırı X. a. pv. manihotis 1 hücre olarak tespit edilmiştir. Geliştirilen yöntemin DNA düzeyindeki hassasiyet sınırı ise, 13 pg olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Real-Time PCR yöntemini kullanarak her birine özel primer ve prob setleri geliştirilen Kasava Bakteriyel Yanıklık Hastalığına sebep olan X. a pv. manihotis'nin hem bakteriyel hücreden hem de hastalıklı bitki dokularından hızlı (20-25 dk) ve hassas bir düzeyde tanı ve tespitlerinin yapılabileceği ortaya çıkarılmıştır. Pulsed-Field Jel Elektroforezis (PFGE) yöntemi ile Gana'da yaygın kasava üretimi yapılan beş farklı bölgeden izole edilen Xam izolatları arasındaki genotipik farklılıkları az sıklıkla kesen restriksiyon enzimleri kullanılarak ortaya çıkarılmıştır. Gana'dan toplanan 32 izolat arasındaki genetik farklılıklar PFGE tarafından SpeI enzimi kullanılarak belirlenmiştir. PFGE sonuçlarına göre tüm izolatların iki farklı haplotip oluşturmuştur.

Kaside-i Münferice ve İsmail Ankaravî'nın Hikem-i Münderice fi Şerhi'l-Münferice'si

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2013 Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Arap mutasavvıflardan İbnü'n-Nahvî'nin vefatından yaklaşık beş yüzyıl sonra yazılmış olan İsmail Ankaravî'nin Hikem-i münderice fî şerhi'l-Münferice isimli şerhini inceleyerek onun özelliklerini ve kıymetini ortaya koymayı hedefleyen çalışmamız giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.Tezin birinci bölümünde, bahsi geçen şerhe kaynaklık eden metnin yazarı olan İbnü'n-Nahvî'nin hayatı, tasavvufî kişiliği ve eserleri üzerinde durulmuştur. Ardından şerhin kaynak metni olan Münferice kasidesi hakkında genel bilgi verilerek üzerinde yapılan çalışmalar ve klasik Türk edebiyatındaki yerine ışık tutarak ele alınmıştır. İkinci bölümde, bahsi geçen şerhin yazarı olan Ankaravî'nin hayatı ve eserleri üzerinde kısaca durulmuştur. Daha sonra çalışmamızın konusu olan Münferice şerhi değerlendirilmiş, onun şerh metodu üzerinde durulmuş ve yararlanılan kaynaklar gruplandırılarak ele alınmıştır.Çalışmamızın üçüncü bölümünü de adı geçen şerhin Latinize edilmiş metni teşkil etmektedir. Metin, Süleymaniye Ktp. Nuruosmaniye (4039/1) numaradaki nüsha esas alınarak okunmuştur.

Kaşgar'a ait mimari dinamiklerin ön tasarım sürecinde yaratıcı bir araç olarak kullanılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Çin'in Şin Jiang Uygur Özerk Bölesinde yer alan Kaşgar yerleşmesi 2000 senelik tarihi bir yapılaşmaya sahiptir ve aynı zamanda eski ipek yolu üzerindeki çok önemli şehirlerden biridir. Bu şehir özgün yerleşim dokularıyla Uygurların geleneksel yaşam tarzını yansıtan bir şehirdir. Bu çalışmada sayısal tasarım yöntemleri ışığında Kaşgar'a ait mimari dokular yeniden ele alınarak Kaşgar'da var olan eski mimari dokunun özellikleri irdelenmiş ve bu bölgede yapılacak yeni tasarımlara yön gösterici bir yaklaşım elde edilmiştir. Çalışma kapsamında Kaşgar'ın topoğrafik ve kendine özgü yapılaşma özellikleri ve bu özelliklerin şehrin yapılaşmasına olan etkisi ile Uygurların yaşamsal alışkanlıkları, kültürel, iklimsel özellikleri ve yerleşmedeki konutları oluşturan ana unsurlar; konutların plan tipleri, konutların tipolojik özelikleri, oluşum süreçleri, sokakların oluşum mantığı ve meydanları oluşturan faktörler irdelenmiştir. Sonraki süreçte ise; elde edilen verilerle, Kaşgar eski şehir bölgesinin kentsel dönüşüm alanında yeni bir tasarım modeli önerisi ortaya konmuştur. Bu tasarım önerisinin kurgusunda ise, günümüzde sık kullanılan bir yazılım kuralı olan Rhinoceros, eklentisi Grasshopper ara yüzü ile Kaşgar eski dokusunda yer alan konut tipleri ve sokak oluşumu kapsamında kullanılmıştır. Elde edilen verilerle mimari dokuları kapsayan kütüphaneler oluşturarak, Kaşgar'ın eski dokusuna komşu yeni dokular elde edilmiştir. Bu kapsamda eski dokuya ait dinamikler yeni dokunun oluşum sürecinde adı geçen yazılımlarda kullanılmıştır. Ortaya çıkan yeni doku özgün dokuları uyum kapsamında tartışılmıştır.

Kaşkay Türklerinden Mansur Şah Muhammedi'nin şiirleri (İnceleme-metin-sözlük)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Türk Dili Bilim Dalı
Bu tezin konusu, Kaşkay Türklerinden Mansur Şah Muhammedi'nin şiirleri esasında Kaşkay Türkçesinin dil bilgisi özelliklerinin incelenmesidir. 1945 yılında Firuzabad şehrinde dünyaya gelen Mansur Şah Muhammedi, Kaşkay'ın Amele Mehterhana boyuna mensup bir şairdir ve çağdaş Kaşkay Dil ve Edebiyatının önemli temsilcilerindendir. Onun Klasik Türk şiiri kalıplarını ve hece veznini kullandığı şiirlerinde Kaşkay Dil ve Edebiyetinin gelişim ve değişimini görmek mümkündür. Ayrıca, onun eserleri 20. yüzyıldaki Kaşkay hayat tarzı, dünya görüşü ve sanat anlayışı hakkında fikir vermesi bakımından son derece önemlidir. Kaşkay Türklerinden Mansur Şah Muhammedi'nin Şiirleri (İnceleme-Metin-Sözlük) adlı tezimiz: Giriş, İnceleme, Metin ve Sözlük olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde: Kaşkay Türklerinin ve tarihi, kökenleri, coğrafyası, nüfusları ve bugünkü durumları, Kaşkay Dili ve Edebiyatı, Mansur Şah Muhammedi'nin hayatı ve eserleri hakkında bilgiler verilmiştir. İnceleme bölümünde Mansur Şah Muhammedi'nin şiirleri imlâ, ses ve şekil bilgisi yönünden incelenmiştir. Metin bölümünde Mansur Şah Muhammedi'nin şiirlerinin transkripsiyonlu metni yer almaktadır. Sözlük bölümünde eserde yer alan Arapça, Farsça kelimeler ile ses değişmeleri sebebiyle anlaşılamaycak duruma gelmiş Türkçe kelimeler, anlamlarıyla birlikte gösterilmiştir.

Kategorik veri çözümlemesinde sıkça kullanılan istatistiksel yöntemler için bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Kategorik verilere ilişkin istatistiksel çözümlemelerin başlangıç konuları çözümlemelerin temelinde yer alan dağılım teorisiyle birlikte gözden geçirilmiş ve örneklerle anlatılmıştır

Katı atık düzenli depolama sahası sızıntı sularının membran distilasyonu ile arıtılabilirliği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Diğer
Çöp sızıntı suyu yüksek konsantrasyonlarda zararlı kirleticiler içeren ve dünyadaki hemen hemen bütün ülkelerde bulunan bir atıksudur. Düzenli depolama sahası dizaynları genel olarak çevrenin zarar görmesini önleme amacıyla yapılmaktadır. Ancak depolama sahasından sızan su çok toksik olup çevreyi ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu çalışmada, iki farklı çöp sızıntı suyunun (ham çöp sızıntı suyu ve UF ile ön arıtılmış sızıntı suyu) modifiye edilmiş doğrudan temaslı membran distilasyonu (DCMD) ile farklı delta sıcaklıklarında 30, 40 ve 50 oC'de arıtılabilirliği araştırılmıştır. Farklı por çaplarına sahip (0,22 ve 0,45 µm) politetrafloroetilen (PTFE) ve polivinilidin florid (PVDF) hidrofobik membranları kullanılmıştır. Çalışma boyunca, beslenen atıksular 40, 50 ve 60 oC'de ısıtılmış ve soğutma suyu 10 oC'de tutulmuştur. Çalışmaya 10 saat boyunca aynı membranla devam edilmiş, sadece besleme sıcaklıkları 40 oC'den 60 oC'ye çıkarılmıştır. Çalışmanın ikinci aşaması distilasyon sonunda elde edilen konsantrenin evaporasyonundan oluşmaktadır. Beslenen atıksuyun hacmi %70 oranında azaltılıp %30'luk kısım konsantre olarak alınmış ve evaporatörde, 150 C'de evaporasyona tabi tutulmuştur. Evaporasyon sonucunda konsantre kolay ve ucuz bir şekilde bertaraf edilebilen katı forma dönüştürülmüştür. Modifiye edilmiş DCMD ile iletkenlik, KOİ, alkalinite ve sertliğin başarılı bir şekilde giderilebildiği görülmüştür. 35800 µs/cm ve 34.000 µs/cm iletkenliğe sahip ham su ve UF çıkış sularının iletkenliği distilasyon ile 5000 µs/cm ve 450 µs/cm'ye düşürülmüştür. Amonyum (NH4-N) giderim verimi diğer parametrelere göre daha düşük olmuştur. KOİ, sülfat, alkalinite, sertlik, toplam katı ve uçucu katı madde için giderim verimleri ham su için (kullanılan tüm mebranlarda) sırasıyla 85%, 99%, 95%, 90%, 98%, 99% ve 99% ve UF çıkış suyu için 99%, 98%, 92%, 85%, 98%, 99% ve 99% olmuştur. Amonyum giderim verimleri ise ham su ve UF çıkış suyu için 70% ve 92% olmuştur. Membranın performansının belirlenmesi için membran akıları ölçülmüştür. 0,45 µm por çaplı PTFE membranında 60 oC (?T = 50 oC) sıcaklıkta yüksek akı elde edilmiştir. Ham su ve UF çıkış sularının distilasyonunda en yüksek akılar 9.87 ve 15.54 L/m2.h olmuştur. Membranların temas açıları kullanım öncesi ve sonrası ölçülmüş ve PTFE membranının temas açısında %3'lük düşme görülmüştür. PVDF membranında ise daha yüksek yüzey hasarına bağlı olarak %22'lik düşme görülmüştür. Sonuç olarak, çalışmada kullanılan tüm membranların modifiye DCMD ile çöp sızıntı suyunun arıtımında etkili olduğu görülmüştür. PTFE membranlarında daha yüksek süzüntü kalitesi, yüksek transmembran akısı elde edilmiş ve membranların ıslanmaya, tıkanmaya ve fiziksel hasara daha dayanıklı olduğu tespit edilmiştir.

Katı atık yönetimi: Evsel atıklarda Gana batı Gonja bölgesi analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Kentleşme ve Çevre Sorunları Bilim Dalı
Bu çalışma, Gana'nın Damongo bölgesinde evsel katı atık yönetimine olan yaklaşımı incelemektedir. Çalışma, evsel atık imhasını etkileyen unsurları tespit etmiş, katı atık durumunu değerlendirmiş ve katık atık yönetimini için atık yönetim acentaları tarafından benimsenen stratejileri inceleyerek Batı Gonja İlçesi'ndeki katı atık yönetiminin etkinliğini ortaya çıkarmıştır. Damongo bölge başkentinde bulunan 10 alandan toplam 200 hane halkı seçmek için çok aşamalı, rasgele bir örnekleme prosedürü uygulanmıştır. İkinci olarak, konu hakkında bilgi vermesi için kilit 16 kişiyi (atık yönetim şirketleri çalışanları, bölge sağlık hizmetleri görevlileri ve bölge halkı paydaşları) seçmede amaçlı bir örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Hane halkı anket verisi toplamak için yarı yapılandırılmış bir form kullanılmış ve bilgi verecek kilit kişilerle mülakat yapmak için de bir görüşme kılavuzu kullanılmıştır. Bilgi veren kilit kişilerden gelen bilgileri analiz etmek için konusal içerik analiz yöntemi kullanılırken, evsel atık imhasını etkileyen unsurları belirlemek için lojistik regresyon modeli kullanılmıştır. Diğer hedefler betimleyici istatistikler kullanılarak analiz edilmiştir. Yiyecek atıklarının bölge başkentinde oluşan katı atık türlerinin en başında geldiği ortaya çıkarılmıştır. Çalışma, hane halkı reisinin yaşı, yok etme alanına olan mesafe ve hane halklarının atıkların yok edilmesi için ödemeye istekli oldukları gerçek miktarı ve katı atıkların yok edilmesini büyük ölçüde etkilediğini ancak katı atıkların yok edilmesi için para ödemeye istekli olmanın katı atıkların yok edilmesini olumsuz yönde etkilediğini tespit etmiştir. Buna ek olarak, çevre sağlığı birimi çalışanları ve diğer paydaşlardan gelen yanıtlar, atıkların yok edilmesi, nüfus büyümesi, sağlıktaki gelişme, tüketimdeki değişiklik ve yetersiz çöp kutularına karşı olan tutumun, bölge başkentinde katı atık üretiminde meydana gelen artışın itici unsurları olduğunu ortaya çıkarmıştır. İzinsiz atık çöplükleri birden meydana geldiğinden, bizler, katık atıkların sürdürülebilir yönetimi için Damongo bölge meclisinin daha fazla aktörü ve oyuncuyu bir araya getirecek sektörler arası iş birliğini teşvik etmesini önermekteyiz. Ayrıca, toplumsal eğitim, kirleten öder ilkesi, çöp kutularının tedarik edilmesi, halk temizliği ve katı atık yönetimine sermaye ayrılması sağlanmalıdır.

Katılım bankacılığı sistemi ve faizin yeri: Türkiye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Uluslararası İktisat Bilim Dalı
Katılım bankacılığı İslam dini finans prensiplerine dayanan bir bankacılık sektörü olarak, İslam ülkelerinde ortaya çıkmıştır. Bu bankacılık türünün ortaya çıkış noktası faizsizlik prensibine dayanmaktadır. İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an-ı Kerim'de faiz haram olarak tanımlanan bir kavramdır. Batılı ekonomi akımlarında önemli ve esas rol oynayan faiz kavramı ekonominin işleyişini sağlayan bir faktördür, ancak İslam dinindeki faizsizlik prensibini kabul eden katılım bankacılığında sistemin işleyişi için faiz değil kâr payı kavramı kullanılmaktadır. Bu sayede dini endişelerinden dolayı tasarruflarını yatırım olarak kullanamayan kişilerin, tasarruflarının değerlendirilmesi ve yatırıma dönüştürülmesi amaçlanmaktadır. Dini endişelerin yanı sıra, politik ve ekonomik sebepler de katılım bankacılığının ortaya çıkış nedenlerindendir. Uluslararası düzeyde gelişme ve ilerleme gösteren katılım bankacılığı sektörü, Türkiye'de ortaya çıktığı tarihten itibaren popülerliği artan ve ilerleme gösteren bir bankacılık sektörü olmuştur. Finans sistemi bütün bankalar ve merkez bankaları dahil olmak üzere bir bütün halinde işleyen ve çeşitli kanallar ve işlemler ile bankaların birbirleriyle aktif olarak etkileşim içinde olduğu bir sistemdir. Bu etkileşim ile katılım bankalarının üzerinde faiz etkisi olup olmadığı bu çalışmada araştırılan bir konudur. Bunun yanı sıra katılım bankacılığında faiz yerine kullanılan kâr payı sisteminin kullanılmasının somut anlamda faiz kavramı ile benzer olması sebebiyle, katılım bankacılığında faiz etkisinin araştırılmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada katılım bankacılığında faiz etkisinin araştırılmasının yanı sıra, katılım bankacılığının Türkiye'de neden kullanıldığı ve kişilerin katılım bankacılığının faiz etkisi hakkındaki davranışları Türkiye'de bankacılık sektörünü kullananlar arasından 127 kişinin dahil olduğu anket yöntemi ile araştırılmıştır. Geçmiş ve güncel verilerden yararlanılarak, katılım bankacılığının geleceği tartışılmıştır.

Katılım bankacılığında sukuk uygulaması: Dünya ve Türkiye'de karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'deki sukuk uygulamalarını, çalışma esaslarını ve süreçlerini, Sukuk uygulamaları olan İslam ülkeleri, Malezya, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirliklerinde olan Dubai örneği ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Ayrıca İslami finansta kullanılan yöntem ve ürünler ile ilgili standartları belirleyen İslami Finansal Kuruluşlar Muhasebe ve Denetim Organizasyonu (AAOİFİ) tarafından yayınlanan standartlar ile Türkiye'deki Sukuk uygulaması karşılaştırılarak\ Türkiye'deki Sukuk uygulamasında eksiklikler ortaya koyulmuş ve önerilerde bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Sukuk, Mudarebe, Müşareke, Katılım Bankası, Kira Sertifikası, Murabaha, İcara, İstisna

Katılım bankacılık sektöründe verim değerlendirilmesine yönelik karşılaştırmalı bir yaklaşım

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Geçtiğimiz kırk yıllık dönem içerisinde, küresel İslami bankacılık olağanüstü bir büyüme göstermiştir. Küresel İslami bankacılık ve finans endüstrisi bu büyümenin yanı sıra bazı zorluklarla karşı karşıya kalmıştır ve bu zorluklar arasında en önemlisinin endüstride faaliyet gösteren bankaların kendi markalarını taşıyan ürünlerin yansıttığı ideallerden geleneksel bankacılığa doğru yaşanan kaymadır. Endüstride risk yönetimi tekniklerinin uygulanması ve düzenlemelere uyum açısından yaşanan operasyonel zorluklar, endüstri oyuncuları ve bu araştırma alanındaki bilim insanları tarafından öngörülen kuvvetlerdir. Türk finans sektöründe de İslami bankacılık ve finans kavramı ve yerel (özel ve kamu) ve uluslararası yatırımcıların sermaye akışı açısından teşvik edilmesi konusunda gösterilen çabalarda artış gözlemlenmektedir. Ülkede faaliyet gösteren özel finans kurumları, son on yıllık dönem içerisinde küresel islami bankacılık kanunlarında öngörüldüğü gibi faaliyet gösteren tam yetkili katılım bankalarına dönüşmüştür. Bu katılım bankaları, geleneksel bankalara alternatif olarak geniş çeşitlilikte bankacılık ürünleri ve hizmetleri sunmaktadırlar. Bu durum, katılım bankaları için rekabet ve mevzuatla ilgili çeşitli zorluklar ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, bu evveliyata dayalı olarak bu katılım bankalarının geleneksel emsallerine oranlar ortaya koydukları teknik verim parametrik olmayan bir yaklaşımla değerlendirilmeye çalışılmaktadır: Veri Zarflama Analizi (VZA). Verimin belirlenmesi ve bu katılım bankalarının ülkedeki geleneksel bankalara oranla nasıl performans sergilediklerini belirlemek amacıyla, aracı yaklaşımına dayalı olarak girdi odaklı bir VZA uygulanmıştır. Teknik verimler ölçeğe göre değişken getiri (ÖGDG) ve ölçeğe göre sabit getiri (ÖGSG) kavramlarına dayalı olarak hesaplanmıştır. Sonuçlar hem KB'ler hem de GB'ler için oldukça yüksek seviyede verim ortaya koymuştur ancak ikincisi daha yüksek bir yüzde elde etmiştir. İki tarafın da rekabet kabiliyeti oldukça yüksek olmakla beraber tez kapsamında değerlendirilen tüm banka türleri için yapılan analizlerde mükemmel verim skorları elde edilmiştir.

Katılım bankalarında aktif–pasif yönetiminin değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu tez çalışmasında Türkiye'de oldukça yeni olan katılım bankalarının aktif-pasif yapılarının analiz edilmesi ve aktif-pasif yönetimleri ile ilgili ayrıntılı bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Bunun için ilgili banka grubunun 2010-2014 periyoduna ait finansal tablo verilerinden faydalanılmıştır. Kullanılan finansal verilerin önemli bölümü Katılım Bankaları Birliği'nin internet sayfasından, tamamlayıcı bazı bilgiler de ilgili bankaların faaliyet raporlarından sağlanmıştır. Katılım bankaları‚ faizsiz işlem esasına göre yapılandırılmaya çalışılan finansal kurumlardır. Bu nedenle kendilerine özgü işlem süreçleri, sözleşme türleri, enstrümanlar geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu durumun geleneksel bankalarla aynı finansal piyasalarda beraber faaliyet gösteren katılım bankalarının, aktif-pasif ve risk yapılarında farklılaşmalara yol açacağı açıktır. Çalışmada da öncelikle bu yapıların kavramsal açıklamaları yapılmış, daha sonra çalışma örneğindeki bankaların aktif-pasif yönetimleri ile ilgili performansları oran analizi yöntemi kullanılarak karşılaştırmalı olarak ortaya konmuştur. Çalışmada yapılan analizlerde hem sektöre hem de katılım bankalarının kendilerine ait önemli bulgular elde edilmiştir. Öne çıkan bulgulara bakılacak olursa; incelenen dönem içinde katılım bankaları, asgari sermaye yeterliliği oranlarını BDDK'nun belirlemiş olduğu standart değerin üzerinde tutmayı başarabilmişlerdir. Likidite oranlarına bakıldığında Asya Katılım Bankası'nın genelde sektör ortalamalarının altında kaldığı görülmüştür. Sektörel olarak değerlendirme yapıldığında ise likidite derecesinin zaman içerisinde yükseldiğini söylemek mümkündür.Takipteki krediler açısından, incelenen dönemde Asya Katılım Bankası bu sefer sektörel ortalamanın altında kalmıştır. Katılım bankalarının varlıklarının en önemli kısmının verdikleri kredilerden oluştuğu düşünülecek olursa bu durum, kredi riski açısından olumlu olarak değerlendirilebilir.Özellikle 2013 yılından itibaren incelenen katılım bankalarının verdikleri kredilerde ve özkaynak tutarlarında azalmalar olduğu ve bu durumun kârlılıklarını olumsuz yönde etkilediği anlaşılmıştır.Ayrıca 2013 ve 2014 yıllarında katılım bankalarının şube sayılarında ciddi artışlar olmasına rağmen bunun kârlılığa önemli bir katkısı olmadığı görülmektedir. Bu durum verimlilikle ilgili soru işaretleri oluşturmaktadır.İncelenen katılım bankalarının döviz pozisyonu oranlarının değerleri genelde dalgalı seyirler izlemişlerdir. Bu seyir şekli, geleneksel bankalar gibi katılım bankalarının döviz kuru riski yönetimine çok önem vermesi gerektiğini ortaya koymuştur. Türev finansal araç kullanımına bakıldığında ise, katılım bankalarının bu araçları çok tercih etmedikleri anlaşılmıştır. Bu konuda Kuveyt Türk Katılım Bankası'nın öncülük ettiği görülmüştür. Sonuçta çalışma kapsamında yapılan araştırma ve analizler, aktif-pasif yönetimi ve risk yapısı açısından katılım bankalarının geleneksel bankalara benzeyen birçok yönü olduğunu, aynı zamanda kendilerine

Katılım banklarında fıkhî danışma kurulları( teori ve pratik )

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Arapça 2019 İslam Hukuku Bilim Dalı
?????? ?? ??? ?????? ??? ????? ????????? ??????? ????????? ???????? ??????? ???? ??????? ???????, ???? ???? ??? ??????? ??? ?????? ??? ???? ??????? ??????? ????????? ?????????? ?????? ????????? ?? ?????? ????????? ???? ???????. ??? ????? ??????? ??? ??????? ????? ??????? ??????? ??????? ???? ??????? ??????? ??????????. ??? ????? ??????? ????? ????? ??????? ??????? ?? ?????? ?????????? ??? ??? ?? ?????? ??????? ??????? ?????? ??? ??????? ??????? ?? ????? ????? ??? ????, ?????? ????? ??????????? ???? ??? ?? ????? ??????? ???????? ???????? ?????? ???????. ??????? ????????? ??????? ???????? ?????? ?????????? ?????? ?????????? ???????? ????????.

Katkı içerikli derin karıştırma kolonları performans özelliklerinin model deneylerle araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bu tez çalışması kapsamında killi bir zemin ortamında çimento, silis dumanı ve akışkanlaştırıcı katkısından oluşturulan derin karıştırma kolonlarının (DKK) performansını etkileyen faktörler yanıt yüzey yöntemiyle (YYY) araştırılmıştır. Çalışma için Konya Teknik Üniversitesi Sanayi Kampüsü olarak tahsis edilen araziden düşük plastisiteli killi zemin (CL) temin edilmiştir. Design Expert yazılımı ile YYY kullanılarak deney programı oluşturulmuştur. Ön deneyler sonucunda enjeksiyon malzemelerinin sınır değerleri belirlenmiştir. Çimento ve silis dumanı yüzdesi kuru kilin ağırlıkça yüzdesi şeklindedir ve çimento miktarı için %5-20 , silis dumanı miktarı için %0-15 sınır değerleri seçilmiştir. Akışkanlaştırıcı katkı maddesi bağlayıcı miktarının %0-5'i ve su/bağlayıcı oranı 0.9-2.5 aralığında seçilmiştir. Zeminin su muhtevası ise %25-33 arasındadır. Oluşturulan deneysel program kapsamında; ilk olarak enjeksiyon içerisinde kullanılacak malzemelerin sınır su/bağlayıcı oranlarının belirlenebilmesi için marsh hunisi ve sedimantasyon deneyleri yapılmıştır. Daha sonra 21 adet tasarım için küçük ölçekli derin karıştırma numuneleri hazırlanmıştır. Farklı kür süreleri (7, 28 ve 56 gün) sonunda numuneler üzerinde Serbest basınç mukavemeti ve permeabilite deneyleri yapılmıştır. Permeabilite deneyleri ASTM D5084-10 standardına göre üç eksenli deney düzeneği kullanılarak yapılmıştır. Bu tez çalışması kapsamında toplam 126 küçük ölçekli serbest basınç deneyi ve 63 adet permeabilite deneyi yapılmıştır. Derin karıştırma deney düzeneğinde 21 adet tasarım için büyük ölçekli DKK imal edilmiş, 28 günlük kür süresi bittikten sonra karot numuneleri alınmıştır. Alınan karotlar üzerinde Serbest basınç ve permeabilite deneyleri yapılmıştır. Deneysel çalışmalar sonucunda 28 günlük küre maruz kalmış numunelerden alınan örnekler üzerinde taramalı elektron mikroskobu (SEM) görüntüleri alınmış ve kimyasal yapı içerisinde oluşan bağlayıcı bileşenlerin belirlenebilmesi için XRD analizleri yapılmıştır. En son olarak ise deneysel çalışma sonuçlarına göre en uygun karışım oranı ve sınırlarının belirlenebilmesi için optimizasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışmalarda; Marsh hunisi deneylerinden akma süresi 60 - 80sn olan karışımları enjeksiyon pompasının hazneden rahatlıkla pompalayabildiği görülmüştür. Enjeksiyon karışımlarının su/bağlayıcı kıvamı belirlenirken bu süre dikkate alınarak 0.9-2.5 arasında seçilmiştir. Su/bağlayıcı oranını azaltmak için akışkanlaştırıcı katkı maddesi olarak Optima 100 katkısı belirlenmiştir. Küçük ölçekli deney numuneleri üzerindeki ANOVA analizi sonuçlarına göre; akışkanlaştırıcı katkısının mukavemet değerleri üzerinde çok etkili olmadığı, su/bağlayıcı oranı aynı olan tasarımlarda çimento miktarı arttıkça (silis dumanı olmayan karışımlar) qu değerinin 2 - 2.5 kat arttığı görülmüştür. Su/bağlayıcı oranının dayanım üzerinde etkili olduğu ve bu oran arttıkça dayanımın azaldığı görülmüştür. Silis dumanının %15 oranında kullanılması ile ayn

Kavşak ve karayollar için gerçek zamanlı görü tabanlı trafik akış bilgisi hesaplama sistemlerinin geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı
Bu çalışmada, şehir içi trafik planlamasında yardımcı araç olarak kullanılabilecek, mevcut trafik hakkında istatistiki veri üretebilen bir yazılım sistemi, görüntü işleme yöntemleri kullanılarak geliştirilmiştir. Kavşak/otoyol trafik görüntüleri kameralarla elde edilmiştir. Normalde, şehirlerdeki trafik sıkışıklığının en yoğun olduğu yerler araçların paylaşmak zorunda olduğu kavşak, şehir içi yol veya otoyol bölgeleridir. Bundan ötürü, bu çalışmada örnek kavşak ve otoyollara odaklanılmıştır. Kavşak ve otoyollardan ayrı ayrı elde edilen çevirimiçi trafik görüntü verileri yapay zekâ teknikleriyle işlenerek şehrin seçilmiş bölgelerinin trafiği hakkında anlık bilgiler hesaplanmıştır. Örneğin, şehir içi yol/kavşaklardan geçen araçların sınıflandırılması (otomobil, kamyonet, otobüs gibi) ve her bir araç sınıfına ait sayısal değerlerin bulunması, araçların gittikleri yön ve hız bilgileri hesaplanmıştır. Çalışmada geliştirilen çevirimiçi görüntü işleme yazılım sistemi için derin öğrenme ve makine öğrenmesi teknikleri kullanılmıştır. Veri işleme birimi; nesne tespit etme, nesne takip etme, nesne ilişkilendirme (nesnelerin zamana bağlı izlerinin çıkarılması) ve ilişkilendirilmiş nesne verilerinden hız, sayım (araç türüne göre sayım ve toplam sayım), araçların belirlenen bölgeye giriş ve çıkış noktaları ve bu noktalar arasında geçen süre gibi değerli trafik akış bilgilerini çıkarma aşamalarından oluşmaktadır. Nesne algılama birimi için evrişimsel sinir ağlarına (CNN) dayanan YOLOv3 mimarisi kullanılmıştır. YOLOv3 algoritması, tekrar eğitilerek, çalışmaya özgü ağırlık modelleri oluşturulumuştur. Eğitilmiş yeni ağırlık modeli temel alınarak, kameralarla mevcut saha çalışmalarından elde edilen görüntülerden araç tanıma ve sınıflandırma işlemleri yapılmıştır. Nesne tespit ve sınıflandırma aşamasının çıktıları olan sınırlayıcı kutu bilgileri, nesne takip ve iz çıkarım modülünün girdisi olarak kullanılmıştır. Araçların iz verilerinden trafik akış bilgileri hesaplanmıştır. Geliştirilen bu yazılım sisteminin ürettiği çevirimiçi çıktılardan, şehir trafik analizi yapılabilecek veya elde edilen veriler benzetim yazılım araçları için girdi olarak kullanılabilecektir (örneğin PTV Vissim). Simülasyon araçlarının doğru sonuçlar verebilmesi ancak doğru istatistiki verilerle olabilir, bu bakımdan sağlıklı şehir trafik planlaması için bu çalışma önem arz etmektedir. Proje kapsamında yapılan çalışmalar ve geliştirilen yazılım aracı Sakarya Büyükşehir Belediyesine (SBB) sunulmuştur. Akıllı şehir vizyonu uygulama kentleri arasında seçilen SBB, çalışmaya ilgi göstermiş, trafik ve sinyalizasyon projeleri kapsamında destekleme kararı almıştır. Projenin çıktıları doğrudan şehrin trafik planlamasına katkıda bulunacak olup, dolaylı olarak, şehir yaşam alanı kalitesinin arttırılması, emisyon salınımlarının ve trafik gürültüsünün azaltılmasına katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve Sakarya Üniversitesi arasındaki işbirliğinin güncel teknolojile

Kayırmacılık (torpil) ve wasta kavramlarının örgütsel güven ve adalet bağlamında karşılaştırmalı analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı kayırmacılığın farklı bağlamlardaki yaygın uygulamalarından olan torpil ve wasta kavramlarına atfedilen anlamın keşfedilmesidir. Torpil ve wasta sıklıkla örgütler açısından olumsuz olarak algınanan kavramlardandır. Çalışma kapsamında torpil ve wasta kavramlarının Türkiye ve Suudi Arabistan bağlamlarında keşfedilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında her iki kavramın anlamına ilişkin betimlemeler örgütsel güven ve adalet açısından incelenmiştir. Çalışmada her iki kavram akademisyenler açısından ele alınmıştır. Nitel paradigma kapsamında yürütülen çalışmanın görgül materyeli iki ülkede yürütülen yarı-yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla geliştirilmiştir. Çalışmanın sonuçları farklı bağlamların benzer kavramları olan torpil ve wastanın genelde olumsuz olarak algılandığı, olumlu olarak algılandığı durumlrda ise sosyokültürel etkenlerin belirleyici olduğu görülmektedir. Türkiye'deki katılımcılar görüşlerini Suudi Arabistan'dakilere göre daha net ifade edebilmekte, Türkiye'de daha çok patronajın, Suudi Arabistan'da ise daha çok nepotizmin yaygın olduğunu belirtilmektedir.