Thesis Number |
level |
Language |
Year |
Bilim Dalı |
|
Yüksek Lisans |
Türkçe |
2021 |
Enerji Teknolojisi Bilim Dalı |
Endüstriyelleştirme günümüzde çok boyutlu bir kriz ve ciddi çevresel, kültürel, ekonomik, sosyal ve politik zorluklarla karşı karşıyadır (Smil, 2017). Ucuz fosil yakıtlar sanayi devrimi yaşatmış, sanayi toplumunun büyümesini sürdürmüşlerdir. Artık fosil enerjinin yoğun kullanımı, tükenmesine yol açmakta ve küresel ısınmanın ana nedeni olan sera gazlarının salımı yoluyla çevre üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Ayrıca fosil yakıt rezervlerinin gelecek nesiller için korunması ile birlikte çevrenin korunması adına yenilenebilir enerji kullanımı gibi alternatif çözümler geliştirilmektedir (GSR, 2021).
Yenilenebilir enerji, diğer enerji kaynaklarına kıyasla insanoğlunun enerji talebini karşılayabilen güvenlidir, tabi depolama sistemleri ile kullanılırsa (Abolhosseini, Nisan 2014). Bu nedenle son zamanlarda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve dolayısıyla yenilenebilir enerji ile ilgili çalışmalar ve araştırmalar hızla artmıştır (REN21, 2014). 2020'de, tüm sektörlerde küresel yenilenebilir enerji kullanımı 2019'a göre yaklaşık % 1,5 arttığı görülmektedir. Yenilenebilir elektrik enerjisi üretimi, esas olarak 2020 yıllında tamamlanan yeni rüzgar ve fotovoltaik projeleri nedeniyle ve yenilenebilir enerjilerin genellikle daha önce dağıtılması nedeniyle yaklaşık % 3 artmıştır. Azalan elektrik talebinin yanı sıra, güç şebekeleri rüzgar ve FV'nin artan paylarını yönetmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları, 2020'de küresel elektrik üretiminin % 28'ini oluşturmakta ve bunun 2040'a kadar % 45'e yükselmesi beklenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki bu artış, esas olarak kömür ve gaz maliyetinden meydana gelmektedir, ancak bu iki kaynak hala küresel elektrik arzının yaklaşık % 60'ını temsil etmektedir. 2020'de FV ve rüzgar enerjisi gibi değişken yenilenebilir kaynaklar, 2019'daki % 8'lik artışla üretimin % 10'una ulaşmıştır. Yenilenebilir kapasite, bir önceki yıla göre 176 GW artarak 2019'un sonunda 2537 Giga Watt'a (GW) ulaşmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının, enerji sektörünü karbondan arındırmak için önümüzdeki otuz yılda daha da güçlü bir şekilde büyümesi gerekecektir (Amiral gemisi raporu - Nisan 2020, IEA).
Öte yandan, küresel enerji talebi 2020'de % 5 artacağı (IRENA, 2020), enerjiye bağlı CO2 emisyonları % 7 ve enerji yatırımları % 18 düşeceği öngörülmüştür. Petrol talebindeki % 8'lik ve kömür kullanımındaki % 7'lik tahmini düşüşler, yenilenebilir enerjinin katkısındaki hafif artışla keskin bir tezat oluşturmaktadır. Doğal gaz talebindeki azalma % 3 mertebesindeyken, küresel elektrik talebinin yıl içinde görece % 2 oranında azalacağı öngörülmektedir.
Fotovoltaik sistemler, bazı dezavantajları olmasına rağmen, güneş ışığının doğrudan elektriğe dönüşmesi, mekanik veya hareketli parçaların olmaması, gürültü probleminin bulunmaması, yüksek sıcaklıklara ulaşılmaması, kirlilik oluşturmaması gibi birçok avantaja sahip olmanın yanı sıra dayanıklı ve uzun ömürlüdür. Fotovoltaik enerji, mikroWatt'tan MegaWatt'a geniş bir güç ar