Thesis Search




SEARCH RESULTS

Kırgızistan'ın ulusal lideri İshak Razzakov'un siyasi düşünceleri ve uygulamaları (1945-1961)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı
Kırgızistan'ın önde gelen lideri İshak Razzakov'un düşünce ve siyasi faaliyetlerinin incelenmesi, büyük önem taşımaktadır. O'nun adı yıllardır Kırgız Halkının tarihi hafızasından silinmeye çalışılmıştır. İshak Razzakov Kırgızistan'da Sovyetler Dönemindeki en önde gelen siyasi lideridir. Razzakov Kırgızistan SSC Komunist Partisi Birinci Sekreterliğine seçilen ilk Kırgızdır. Birinci Sekreterlik görevi günümüzde cumhurbaşkanlık anlamına gelmektedir. İshak Razzakov ülke liderliğinde bulunduğu dönemde Kırgız Halkı'nın milli kimliğini ve kültürünü yaşatma konusunda önemli çalışmaları yürütmüştür. Bu tez çalışmasında 1950-1961 yılları arasında Kırgızistan'ı yöneten, Kırgızistan SSC Komünist Partisi Birinci Sekreteri İshak Razzakov'un Siyasi Düşünceleri ve Uygulamaları ele alınmıştır. Tez çalışmasında XX. yüzyıldaki Kırgızistan'ın seçkin bir devlet adamı, halk kahramanı ve ulusal bir lider olarak tanınan İshak Razzakov'un sosyo-politik görüşleri, cumhuriyetin ekonomisi ve kültürünün gelişimine yaptığı katkıları, SSCB'nin yönetim altında olmasına rağmen özerk, milli siyaset yürütmeye yönelen çabaları değerlendirilmeye ve analiz edilmeye çalışılmıştır. Türkiye'de İshak Razzakov ile ilgili herhangi bir tez çalışması bulunmamaktadır ve bu tez çalışmasının Türk Halkının Razzakov'u tanıması için bir bilgi kaynağı olması umulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Razzakov, Milli Kültür, Ulusal Ekonomi, Kırgızistan SSC, SSCB

Kırgızların İslam anlayışının tarihsel arka planı ve bazı dini yapılanmalar (Sovyetlerin çöküşüne kadar)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Mezhepler Tarihi Bilim Dalı
Karahanlılar döneminde kitleler halinde İslam'ı kabul etmeye başlayan Kırgızlar, İslam'ın Hanefi-Maturidi yorumunu benimsemişlerdir. Kırgızların İslam anlayışının şekillenmesinde, bozkır kültürü ile İslam kültürünü birleştiren Ahmet Yesevi'nin ve Yesevi dervişlerinin rolü büyük olmuştur. Moğol istilası ile birlikte İslam dünyasında etkinliği artan İslam'ın sufi yorumu Kırgızları da etkisi altına almış, bu dönemden itibaren Kırgızlar arasında Işkilik, Kadirilik, Nakşibendilik ve Üveysilik gibi tasavvuf tarikatlarının faaliyetleri hızla artmıştır. XIX. asrın sonlarına doğru Kazan-Tatar bölgesinde ortaya çıkan Ceditçilik hareketi, Kırgızlar tarafından büyük rağbet ile karşılanmıştır. Başlangıçta eğitim-öğretim işlerine ağırlık veren Ceditçilik hareketi, zamanla hayatın tüm alanlarını kapsayan toplumsal bir harekete dönüşmüş ve Kırgız tarihini önemli ölçüde etkilemiştir. Dönemin Kırgız aydınlarının yetişmesinde Ceditçilerin büyük payı olmuştur. Kırgızistan topraklarının Sovyet idaresine geçirmesiyle Orta Asya'da Basmacılık hareketi baş göstermiştir. Siyasi ve dinî nitelik taşıyan bu hareket, Sovyet yönetimine uzun süre direnmeyi başarmıştır. Sovyetler döneminde, sufi geleneğe bağlı Laçiler ve Saçlı İşanlar faaliyetlerine devam etmişlerdir. Dinî yönüne nazaran siyasi yönü ağır basan Saçlı İşanlar günümüze ulaşamazken; Laçiler, varlıklarını günümüze kadar korumayı başarmıştır.

Kırgızların sosyal, kültürel ve dinî hayatında hadis ve sünnetin yeri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Hadis Bilim Dalı
Bu çalışma Kırgızların İslamlaşma sürecinden başlayarak, tarihi serüven içinde İslâm'ın değer ve ilkelerinin Kırgızların hayatında nasıl anlam bulduğu ve algılandığını işlemektedir. Birinci bölümde Kırgızlar hakkında genel bilgi vermeyi yani, Kırgızların tarihi, İslâm dininin Kırgız topraklarına gelmesi ve yaşanmasıyla ilgili kısa bilgiler verdik. Bunun yanı sıra Kırgızların ekonomik, coğrafik vd. yapısı hakkında genel çerçeve sunmayı da hedefledik. İkinci ve asıl bölümde ise Kırgızların aile kurumundan, dinî bayramları, kıyafetleri ve dünya görüşüne kadar uzanan kültüründe hadis ve sünnetin hangi konuma sahip olduğunu araştırmaya çalıştık. Aynı şekilde Kırgızların dinî zihniyetini dönüştürmede İslâm'ın özellikle hadis ve sünnetin nasıl etkili olduğunu ortaya çıkarmaya çalıştık. Anahtar kelimeler: Kırgız, İslâm, Kur'an, hadis, sünnet, din, gelenek, örf.

Kırım Hanlığı döneminde (1441-1783) Arap dili ve edebiyatı alanında yapılan çalışmalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı
Bu çalışmada; Kırım Hanlığı döneminde yaşayan Kırım kökenli âlimlerin hayatları, eserleri ve Arap diline katkıları incelenmiştir. Ayrıca, o dönemde kurulan medreselerde, Arap dilinin öğretiminde kullanılan yöntemler, Arapçanın ders müfredatlarındaki yeri, okutulan kitaplar ve Arapçanın nasıl bir konuma sahip olduğu ele alınmıştır. Çalışma, bir giriş üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde; Hanlık dönemine dair siyasi, kültürel ve medeniyet bakımından genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde; Hanlık Dönemindeki eğitim kurumları: mektepler, medreseler ve bu mektep ve medreselerin kuruluşları hakkında genel bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde; Kırım medreselerinin müfredat içerikleri, Arap dili ile ilgili okutulan ilimler, kitaplar ve öğretim yöntemleri hakkında bir çözümlemeye yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise; Kırımlı Türk âlimlerin hayatları, eserleri ve Arap diline katkıları hakkında incelemeler yapılmıştır. Söz konusu Arap diline dair el yazma eserlerin nüshaları tasvip edilmiştir. Bazı eserlerin önemi ve muhtevası bakımından bilgiler verilmiştir. Bulgular ışığında, günümüz modern Arapça eğitim ve öğretiminde Kırım kökenli âlimlerin ortaya koyduğu Arapça el yazma eserlerine de başvurulmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur.

Kırım kongo kanamalı ateş virusunun insan ve hayvan kaynaklı hücre kültürlerinde mikrorna yolaklarıyla ilgili anahtar protein ekspresyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Kırım-Kongo Hemorajik Ateş Virusu (KKKAV), insanlarda ciddi klinik tezahürü olan ölümcül kene kaynaklı bir zoonotik hastalığa neden olur. Ancak vahşi veya evcil hayvanlarda semptomatik hastalık üretmez. Türler arasındaki enfeksiyonun farklı sonuçlanmasına katkıda bulunan faktörler henüz bilinmemektedir. KKKAV'un böbrek dokusuna duyarlı olduğu ve sığırların KKKAV doğal siklusunda konakçı olarak önemli bir rol oynadığı bilindiğinden, bu çalışmada insan ve sığırların ölümsüz ve primer böbrek ve adrenal bezi hücre hatlarında KKKAV enfeksiyonunu karşılaştırmalı olarak değerlendirdik. Sonuç olarak, insan ve sığır hücrelerinde hem in vitro hem microarray benzer sonuç verdi. Buna göre, viral enfeksiyonun antiviral immün yanıttan, apoptotik yolaklardan, trombositik ve nörolojik yolaklardan kaynaklanan önemli farklılıklar olduğu gözlendi. Viral replikasyonun indüklendiği yolaklar da insan ve sığır hücrelerinde farklı olarak bulundu. Hem hücreye giriş/geçiş yolakları ve hem de hücreden hücreye yayılmayı etkileyen yolakların farklı olduğu gözlendi. Virusun insan ve sığır konakçı transkripsiyon faktörlerinin işe alması da farklıdır. Bütün bu yolakların, insan hücresinde hücre hasarına neden olup, virusun girişini/geçişini kolaylaştıracak ve konakçı faktörleri ile kendi replikasyonunu, konakçı hücre farklılaşmasıyla sinkrone edecek şekilde değiştirdiği saptandı. Tersine, sığır hücresinde hücreye zarar veren apoptotik ya da oksidatif stresle ilgili yolakların azalması, Treg hücrelerin hücre korunmasını, virusun daha zor hücreye girişi, replikasyonu da öncelikle hücreden hücreye yolu ile gerçekleşebilen ve konakçı faktörlerini kullanılamaması durumu gözlendi. Bu çalışma, sığır hücrelerinde KKKAV duyarlılığı ve replikasyon paternlerine ilgili olarak yapılan ilk araştırma olması yanında insan ve hayvan hücre duyarlılığının karşılaştırmasının microarray teknolojisi ile sorgulandığı ilk rapordur. Elde etiğimiz aday miRNA'lar hem virusun konak sistemler üzerindeki etkisini anlamaya yardımcı oldular hem de ileri araştırmalar için potansiyel hedefler olarak belirlendiler.

Kırım'da turizm endüstrisi ve bölgesel kalkınma açısından rekreasyon ve turizm potansiyelinin değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Günümüzde yaşam standartlarının yükselmesi, gelirin, sosyal hakların artması, kentleşmenin ve iş yaşamının getirmiş olduğu sıkıntı ve stres nedeni ile insanların turizm faaliyetlerinden beklenti, istek ve tercihleri değişmektedir. Ülkeler turizm pazarından aldıkları payı artırabilmek için bu beklenti, istek ve tercihleri karşılayacak turizm türlerini planlamak ve geliştirmek zorundadırlar. Alternatif Turizm kavramı kitle turizminden farklı bir ürün sunumunu ifade etmektedir. Alternatif turizm ürünlerini geliştirmek demek, aynı zamanda turizm ürünlerini koruyarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak anlamına gelmektedir. Turizm sadece yazın yapılan bir aktivite değil, tüm yıla yayılan faaliyetler bütünüdür. Bu nedenle, alternatif turizm çeşitlerinin önemi ortaya çıkmaktadır. Tezin amacı Kırım'ın turizm endüstrisinin önceki ve mevcut durumunu araştırıp, değerlendirmeler yapmaktır. Kırım'ın rekreasyon ve turizm potansiyelinin gelişimi, özellikleri, turizm çeşitleri, varolan sorunlar ve çözüm yolları üzerinde durularak, elde edilen bulgular ortaya konacaktır. Anahtar Kelimeler: Boş Zaman, Alternatif Turizm, Rekreasyon, Turizm Endüstrisi, Kırım'da Turizm.

Kırmızı pancar ( Beta vulgaris L. ) turşusu üretimi süresince renk ve antioksidan özelliklerdeki değişim

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Kırmızı pancar Türkiye'de yaygın olarak tüketilen sebzelerden biridir. Bu çalışma, farklı yöntemlerle turşuya işlenen kırmızı pancarların renk ve antioksidan özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bunun için taze sebzeler yıkanmış, kabukları soyulmuş küp şeklinde dilimlenmiştir. Sebzelerin yarısı çiğ, yarısı ise haşlanmıştır. Kavanozlara konulan sebzelerin üzerine farklı tuz konsantrasyonundaki (% 2.5, 5.0 ve 7.5) sirke (% 0 ve % 1) içeren salamura eklenmiştir. Oda sıcaklığında fermentasyona bırakılan örneklerin salamurasında 7 hafta boyunca pH, asitlik, renk ve betalain analizi yapılmıştır. Fermentasyonun sonunda hem salamura hem de turşularda pH, titrasyon asitliği, renk, toplam fenolik madde, antioksidan aktivite ve betalain analizleri yapılmıştır. Çalışma sonunda, turşu örneklerinin pH, titrasyon asitliği, L, b, betasiyanin, betaksantin, toplam betalain, toplam fenolik madde, antioksidan aktivite (demir indirgeme antioksidan gücü (FRAP) ve 2,2-difenil-1-pikril-hidrazil-hidrat (DPPH) serbest radikal giderme etkisi) üzerine tuz konsantrasyonun önemli derecede etki ettiği saptanmıştır (p<0.05). Çiğ veya haşlanmış hammadde kullanılması, başlangıçta sirke ilave edilip edilmemesi pH, titrasyon asitliği, renk, betaksantin ve FRAP değerleri üzerine önemli derecede etkili olmuştur (p<0.05). Salamuranın pH, titrasyon asitliği, renk, toplam fenolik madde, betasiyanin, betaksantin, FRAP ve DPPH üzerine tuz konsantrasyonu önemli derecede etki etmiştir (p<0.05). Çiğ veya haşlanmış hammadde kullanılması, başlangıçta sirke ilave edilip edilmemesi salamuranın pH, L, b, betasiyanin ve betaksantin özellikleri üzerine etkili olmuştur (p<0.05). Sonuçlar toplu olarak değerlendirildiğinde, çiğ sebzeden ve % 2.5 tuz konsantrasyonundaki salamurayla üretilen turşu örneklerinin renk ve antioksidan değerleri daha iyi korunmuştur.

Kırsal alandaki çiftçi ailelerin enerji tüketimini etkileyen faktörlerin karşılaştırmalı analizi: Türkiye ve Pakistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Enerji, insan hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir ve enerjiye olan bağımlılık her geçen gün artmaktadır. Enerji ayrıca ülkelerin yanı sıra hanehalkının gelişiminde de çok önemli bir rol oynamaktadır. Kırsal ve kentsel hanelerin enerji kullanım şekilleri birbirinden çok farklılık göstermektedir. Kırsal alanlarda enerji kullanımı, ev işlerinden tarıma kadar değişmektedir. Kullanılmakta olan enerji kaynakları geleneksel, modern ve yenilenebilir enerji kaynakları olarak sınıflandırılmaktadır. Geleneksel enerji kaynaklarının büyük bir kısmı doğayı kirletmektedir ve geleneksel enerji kaynakları kullanımının insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Benzer şekilde tarımda kullanılan yakıtlar, kimyasallar, gübreler ve tarım ilaçları, sera gazı emisyonlarının ana kaynağıdır. Gelişmekte olan ülkelerde kırsal alanlardaki nüfus, esas itibariyle modern enerji kaynaklarına erişim kolay olmaması ya da modern kaynaklara sahip olamama nedeniyle geleneksel yakıtlara bağımlıdır. Öte yandan, elektrik, LPG ve doğal gaz gibi modern yakıtların kullanımı hanehalkları üzerinde olumlu sosyal ve ekonomik etkilere sahiptir. Yeşil devrimin ardından ülkelerin gıda üretiminde kendi kendine yeterlilikleri konusu ve çiftçilerin düşük teknik bilgisi, buğday üretiminde enerji girdilerinin daha fazla kullanılmasına yol açmaştır. Küresel ısınma ve insanların iklim değişikliği ile ilgili artan endişeleri, hanehalkı ve tarımda kullanılan enerjinin etkileri konusuna dikkat çekmiştir. Bu çalışmanın temel odak noktası, Pakistan ve Türkiye gibi gelişmekte olan iki ülkede kırsal alandaki hanelerde ve bitkisel üretim için enerji kullanım durumunu incelemektir. Karşılaştırma yapmak amacıyla, 2017 yılında her iki ülkede de birincil veriler toplanmıştır. Enerji kullanımı analizi dört kısma ayrılmıştır: İlk önce hanehalkı enerji kullanımı modelleri incelenmiştir. İkinci bölümde hanehalkının farklı enerji kaynaklarını kullanmasını etkileyen faktörler tespit edilmiş, daha sonra buğday üretiminde enerji kullanımı ve ilgili sera gaz emisyonları analiz edilmiştir. Son olarak ise; hem hanehalkı enerji kullanımı hem de buğday üretimi için, ülkeler içinde (yayla ve ova kesimler ) ve ülkeler arasında bir karşılaştırma yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında; Pakistan'da kirli yakıtların hala kırsal nüfusun büyük bir bölümü tarafından kullanıldığı, elektrik ve doğal gaz gibi modern enerji arzının ise %100 ve güvenilir olmadığı ortaya konulmuştur. Bir başka enerji kaynağı olan LPG ise, nüfusun neredeyse yarısı tarafından kullanılmaktaysa da, çoğunlukla ikinci yakıt olarak kullanılmaktadır. Türkiye'de elektrik ve LPG'ye erişim %100'dür ve kullanım suyunun ısıtılmasında güneş enerjisi nüfusun tamamı tarafından benimsenmiştir. Ancak odun ve kömür gibi geleneksel yakıtlar da çalışma alanındaki nüfusun önemli bir oranı tarafından kullanılmaktadır. Ekonomik ve demografik faktörlerin yanı sıra farklı iklim, konum ve arz değişkenleri, evsel kullanım için hanehalkı en

Kırsal kalkınma için organik tarım: Kenya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Tarım gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemlidir. Bu önem daha çok kalkınmanın ve finansmanının anahtarının tarım sektörü ve kırsal nüfus olmasıyla ilgilidir. Böylesi bir durum Kenya için de geçerlidir. Nitekim, Kenya'da nüfusun büyük bir çoğunluğu kırsal kesimlerde yaşamakta ve birincil gelirlerini tarımsal faaliyetlerden elde etmektedirler. Çiftçilerin çoğu organik tarım üzerine çalışmaktadır. Ancak çoğunluğu küçük ölçekli işletmelere sahip çiftçiler, yayım hizmetlerinde yetersizlikler, krediye ulaşmadaki zorluklar, yeni tarım teknolojilerinden uzak kalmak gibi çok sayıda sorunla mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar. Bu nedenlere bağlı olarak çiftçilerin üretim kapasiteleri düşük düzeyde kalmakta ve kendilerine yetecek kadar gıda elde etmekte dahi zorlanmaktadırlar. Bu çalışmada sözkonusu sorunların çözümüne katkı sağlamak amacıyla, özellikle kadın çiftçi odaklı küçük çiftçilerin üreticiliğinin iyileştirilmesinin yolları aranmaktadır. Çalışmanın temel amacı; çiftçilere ihtiyaç duyulan kaynakların (örneğin arazi, teknolojik ekipman, kredi gibi) sağlanması ve böylece piyasa için üretim yapmalarına imkan vererek gelirlerinin arttırılmasına katkı sağlamaktır. Bu çerçevede Hindistan ve Brezilya örnekleri incelenmiş, Batı Kenya'daki organik tarım uygulanması için yol haritaları çıkarılmıştır. Çalışma sonucunda mevcut koşullar itibariye Kenya'daki küçük çiftçilerin bilgiye, finansal kredilere ve modern teknolojiye erişiminin yetersiz olduğunu ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlara bağlı olarak çalışmada Agrokenya adında bir sivil toplum kuruluşu (STK) oluşturularak küçük ölçekli kadın çiftçilerin ve onların tarımsal tecrübelerinin desteklenmesi önerilmektedir. Bu STK Batı Kenya'da bulunan Kakamega bölgesinde kurulacak olup mobil temelli platform yardımı ile sulama teknolojileri ve tarımsal bilgi akışını sağlayarak çiftçilerin üreticilik kapasitelerinin arttırılmasına katkı yapacaktır. Anahtar Kelimeler: Kırsal Kalkınma,Organık Tarım, Agrokenya

Kıvâmüddîn el-İtkânî'nin Gâyetü'l-Beyân adlı eserinin metot ve muhteva açısından incelenmesi (Kitâbü's-Salât örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İslam Hukuku Bilim Dalı
Fıkıh, kelâm, gramer ve matematik alanlarında eserler yazan Kıvâmüddîn el-İtkânî, hicrî VII. yüzyılın sonları ile VIII. yüzyılın ortalarında yaşamış Hanefî mezhebinin önde gelen çok yönlü âlimlerindendir. Hanefî mezhebinin en muteber metinlerinden biri kabul edilen el-Hidâye üzerine yazdığı Gâyetü'l-beyân, ilk yazılan şerhlerden olması açısından büyük bir önemi haizdir. Hanefî mezhebince kendi dönemine kadar teşekkül eden fıkıh birikiminden de faydalanarak yazmış olduğu eser, başta el-Hidâye şerhleri olmak üzere daha sonraki kaleme alınan bir hayli Hanefî eserine kaynak olmuştur. Taşıdığı önem nedeniyle eserin tanıtımının yapılıp incelenilmesi gerektiği âşikârdır. Bu ihtiyacı belli oranda gidermek maksadıyla bu çalışma yapılmıştır. Çalışmamız bir giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmanın amacı, önemi, sınırlandırılması, yöntemi ile kaynakları hakkında bilgi verilmiştir. İlk bölümde müellifin hayatı, ilmî kişiliği ve eserleri hakkında söz edilmiştir. İkinci bölümde önce eserin genel tanıtımına yer verilmiş, daha sonra çeşitli konu başlıkları altında eserin namaz bölümünün metot açısından tahlili ortaya konulmuştur. Üçüncü bölümde ise müellifin namaz bölümünde işlediği konuların bazıları muhtasar bir şekilde aktarılmıştır. Çalışma sonuç ve kaynakça ile son bulmaktadır.

Kıvırcık salata (Lactuca sativa var. crispa) yetiştiriciliğinde farklı dalga boylu LED aydınlatmaların verim ve kalite üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışmada kıvırcık yaprak salata (Lactuca sativa var. crispa) yetiştiriciliğinde farklı dalga boylu LED aydınlatmaların verim ve kalite üzerindeki etkileri belirlenmiştir. Bu amaçla, araştırmada Beyaz (B), kırmızı (K), mavi (M), Kızıl ötesi (FR), K+FR, M+FR, K+M ve K+M+FR olmak üzere sekiz farklı ışık uygulamaları, 16 saat aydınlık/8 saat karanlık ve 200±20 µmol m-2 s-1 ışık yoğunluğu koşullarında gerçekleştirilmiştir. Uygulamaların etkinlikleri, kontrollü koşullarda Sementel kıvırcık yaprak salata çeşidinde, aydınlatma sistemli iklim odasında test edilmiştir. Denemede, toplam bitki ağırlığı, bitki boyu, bitki eni, gövde çapı, kök boyu, kök boğaz çapı, toplam yaprak sayısı, ıskarta yaprak sayısı, pazarlanabilir yaprak sayısı, pazarlanabilir bitki ağırlığı, yaprak kuru ağırlığı, kök yaş ağırlığı, kök kuru ağırlığı, suda çözünebilir kuru madde, pH, titre edilebilir asitlik, nispi klorofil miktarı, renk (L*a*b*) yönünden analizler yapılmıştır. Farklı uygulamalar kullanılarak yetiştirilen kıvırcık yaprak salata bitkilerinde kalite parametreleri açısından önemli farklılıklar meydana gelmiştir. Uygulamalar arasında B, K ve FR uygulamaları hariç diğer uygulamalarda yakın değerler elde edilmiştir. Toplam bitki ağırlığı, kök boğazı çapı, toplam yaprak sayısı, pazarlanabilir yaprak sayısı, pazarlanabilir bitki ağırlığına B ışığı uygulaması en yüksek paya sahip olmuştur. Kök kuru ağırlığı, yaprak kuru ağırlığı ve hue bakımından kırmızı (K) ışık uygulamasından en yüksek sonuçlar elde edilmiştir. FR ise L*a*b* ve bitki boyu hariç tüm parametreler en düşük sonuçları vermiştir. Ph bakımından da tüm uygulamalardan benzer sonuç alınmıştır. Sonuç olarak, kırmızı ve beyaz ışığın, marulda daha etkin olduğu söylenebilir. Bunun yanı sıra diğer uygulamalarda mavi ve kızıl ötesi ışık miktarlarının azaltılmasının daha olumlu sonuçlar oluşturabileceği düşünülebilir.

Kıyı projeleri için yapım planlama stratejileri geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Türkiye'de, liman projelerinin inşasında meydana gelen hasar ve belirsizlik riskinden dolayı proje hedeflerinde önemli hedef aşımları gerçekleşmektedir. Bu nedenle, karadaki klasik inşaat projelerine kıyasla, planlanmış zaman ve bütçe dâhilinde tamamlanan bir kıyı inşaatı projesi bulmak çok zordur. Bu nedenle, bu tezin temel amacı, klasik inşaat ağında yapıldığı gibi, Monte Carlo simülasyon kavramını kritik yoldaki dalgakıran, rıhtım ve çekek yerlerinin maliyetine yönelik faaliyetlere uygulayarak, zaman ve bütçe noktasında proje hedeflerine ulaşmaya çalışmaktır. Monte Carlo simülasyon modelinde, faaliyetlerin tamamlanma süresi ve maliyeti, Türkiye'de gerçekleştirilmiş olan projelerden istatistiksel olarak elde edilen normal olasılık dağılımı kullanılarak, tasarım aşamasından ve limanların inşaat aşamasından kaynaklanan toplam belirsizliğin etkilerini temsil etmek amacıyla rassal değişkenler olarak modellenmiştir. Bu tezin, bir diğer önemli amacı da inşaat projelerinde doğabilecek risk ve belirsizlikleri ele alan pratik risk yönetimi tekniklerinin kullanılmasıyla, karar vericilerin kıyı inşaat projelerindeki riskleri yönetmesine yardımcı olmaktır. Önerilen yaklaşım olan Monte Carlo simülasyonu (MCS) ve risk yönetimi çerçevesi, Arsin balıkçı limanının inşaat operasyonuna uygulanmıştır. Son olarak, bu çalışmanın analizinin sonuçları, alternatif risk yönetimi stratejilerinden bir veya daha fazla uygun strateji seçmek suretiyle, risk yanıt stratejilerinin tartışması ile beraber sunulmuştur. Anahtar Kelimeler : Yapım stratejileri, kıyı projeleri, şebeke planlaması, maliyet benzetim, CPM, MCS, risk analizleri, dalgakıranlar

Kızgınlığın toplulaştırıldığı kıvırcık koyunlarında yaş, canlı ağırlık ve vücut kondisyon skorunun döl verimine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışmada Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği Koyunculuk İşletmesindeki üreme mevsimi dışında olan Kıvırcık koyunlar kullanılmıştır. Kızgınlığı senkronize edilen Kıvırcık koyunlarında yaş, canlı ağırlık ve vücut kondisyon skorunun koyunların üreme parametreleri ve kuzuların gelişimi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla farklı yaş (2,3,4), vücut kondisyonu (2,0, 2,5, 3,0, 3,5, 4,0) ve canlı ağırlığa sahip (hafif-ağır) olarak gruplanan toplam 85 baş Kıvırcık koyun kullanılmıştır. Ana yaşı, canlı ağırlık (koç katım-doğum) ve vücut kondisyon skoru (koç katım-doğum) değeri ortalamaları sırasıyla 2,98, (57,05-62,99) ve (3,04-3,22) bulunmuştur. Döl verimi parametreleri içinde kuzulama oranı, çoğuz doğum oranı ve yaşama gücü değerleri üzerine ana yaşı ve vücut kondisyon skorunun (koç katım-doğum) önemli etkisi bulunmaktadır (P<0,05). Canlı ağırlığın (koç katım-doğum) sadece çoğuz doğum oranı üzerine etkisi önemli bulunurken, doğum dönemindeki canlı ağırlık değerinin yaşama gücü üzerine etkisi önemlidir (P<0,05). Kuzuların canlı ağırlık gelişimi üzerine ana yaşının etkisi doğum ağırlığı üzerine önemsiz, sütten kesim ağırlığı ve günlük canlı ağırlık artışı üzerine etkisi önemli olduğu belirlenmiştir (P<0,05). Doğum dönemindeki canlı ağırlığın, kuzuların sütten kesim ve günlük canlı ağırlık artışı üzerindeki regresyon katsayısı önemlidir (P<0,05). Koyunların yaş, farklı dönemlerdeki canlı ağırlık ve vücut kondisyon değerlerinin kend aralarındaki korelasyon katsayısı değerlerinin hepsi önemli olup, 0,220-0,874 arasında saptanmıştır (P<0,05; P>0,01). Anahtar Kelimeler: Kıvırcık, yaş, canlı ağırlık, vücut kondisyonu skoru, döl verimi, kuzu gelişimi.

Kin state's youth, party membership, ideology, and conflict understanding: Youth in albania on ethnic Albanians' conflicts in Kosovo and in Macedonia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2013 Diğer
Gençler (gençlik, genç nüfus), siyasi katılımları ile barışa veya çatışmaya katkıda bulunabilecek önemli siyasal faktörlerdir. Siyasette aktif olan gençler, devletin akraba topluluklarına karşı olan yaklaşımlarına da (önemli derecede) yön verebilirler (yaklaşımlarını etkileyebilirler). Onların algılamaları, gençlerin barışa ve uyuşmazlığa olan katkılarını şekillendirebilir. Bu çalışma, gençlerin kendi akraba toplulukları ile ilgili algılarını araştırmayı hedefliyor. Araştırmanın odak noktasında, Arnavutluk'ta siyasette aktif olan gençlerin, Kosova ve Makedonya'da etnik Arnavutların uyuşmazlıkları ile ilgili algılarıdır. Özellikle, farklı dört partinin gençlik kollarında (forumlarında) üye olan gençlerle görüşmeler (röportaj, mülakat) yapılmıştır. Bu görüşmelere, siyasette aktif olmayan belirli (sınırlı) bir grubun mülakatlarını da ekleyerek, toplam 14 yarı-yapılandırılmış (biçimlendirilmiş) görüşme (interviews) yürütülmüştür (tamamlanmıştır). Elde edilen verileri analiz etmek için görüşmeler snowball sampling yöntemi ile seçilerek tekst analizi yapılmıştır. Araştırma'da, siyasi ideoloji, gençlerin, akraba topluluklarının uyuşmazlıkları ile ilgili algılarını şekillendiren önemli bir unsur olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, akraba topluluklarda olan uyuşmazlıklarla ilgili, milliyetçi partilerde üye olan gençler: milliyetçi yaklaşımı; diğer partilerin üyeleri ise daha çok işbirliği ve barışçıl yaklaşımları destekledikleri görülmüştür. Bunun yanında, gençlerin Arnavutluk'un siyasetinde daha fazla katılma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, akraba topluluklarının uyuşmazlıklarının çözülmesi için, milliyetçi ideolojilere sahip olmayan gençlerin siyasete katılmalarını daha olumlu buluyor. Diğer taraftan, milliyetçi yaklaşımları destekleyen gençlerin ise, uyuşmazlıkların çözülmesinde olumsuz bir etki yapacağını öngörüyor. Bu araştırma, hem teorik hem uygulamalı içermeler (implications) bulunduruyor. Teorik (kurumsal) içermeler, literatürün, gençlerin barış ve uyuşmazlıkla ilgili olan algılarını etkileyen faktörleri inceleyerek zenginleşmesinde odaklanıyor. Ayrıca, ideolojik siyasetin, gençlerin algılarının üzerindeki etkilerinin anlaşılmasında literatüre katkıda bulunuyor. Uygulama ile ilgili içermeler ise, hükümetlere, barış vizyonunu gençlerin potansiyellerini daha etkin kullanma yollarını gösteriyor. Ayrıca, gençlerin ideolojik siyasi düşüncelerinin, hükümetlerin barış ve uyuşmazlıkla ilgili politikalarının oluşmasında etkili olabileceğini gösteriyor. Anahtar kelimeler: akraba devlet, akraba topluluk, gençler, algılar, siyasi parti, ideoloji, milliyetçilik, barışçıl yaklaşım, milliyetçi yaklaşım, etnik Arnavutlar, Kosova uyuşmazlığı, Makedonya uyuşmazlığı

Kindia (Gine, Batı Afrika) bölgesindeki boksit yataklarının jeolojisi, jeokimyası ve kökeni

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Debele ve Balaya boksit platoları, Batı Afrika Kraton'unun doğu kısmındaki Gine Paleozoyik Bove Havzası'nın güney kısımlarında bulunan Ordovisyen ve Silüriyen formasyonların üzerinde yer alan platolardır. Bu platolar Kindia boksit provensine aittir. Bölgede yapılan önceki çalışmalar, bu iki platolar üzerindeki boksitlerin iki tipinin varlığını ortaya çıkarmıştır: yerinde oluşan lateritik boksitler ve yeniden biriken sedimanter boksitler. Her ne kadar bu sedimanter boksitlerin yeniden işleme karakterleri oldukça net olsa da, çevresindeki lateritik boksitler ve Silüriyen formasyonlar ile olan kökensel ilişkisi tartışılmaktadır. Bu jeolojik soruna katkıda bulunmak için, Balaya ve Debele platolarında bulunan farklı türdeki boksitler üzerinde petrografik, mineralojik ve jeokimyasal incelemeleri yapılmıştır. Yapılan mineralojik analizler ve petrolojik incelemeler, Balaya ve Debele platolarında bulunan lateritik ve sedimanter boksitlerin mineralojilerinin neredeyse aynı olduğunu göstermiştir. Majör mineral bileşenleri; jipsit, götit ve alüminyumlu götit, minör mineral bileşenleri; anastaz, rutil, diyaspor ve kaolinit ve aksesuvar mineralleri ise zirkon ve klastik kuvars olduğu görülmüştür. Tüm kayaç ve iz element analizleri, boksitlerin ana bileşenlerinin Al2O3, SiO2, Fe2O3 ve TiO2 olduğunu göstermiştir. İz elementlerin incelemeleri, lateritleşme sırasında boksitlerde, Ti, Cr, Ga, Nb, Th, V, Zr, Y ve REE'ler duraylı kalmış ve özellikle zenginleşmiş; buna karşılık P, Sm ve Tb ile beraber bulunan alkali ve toprak alkali metallerin özellikle ise fakirleştirmiş olduğu gözlenmiştir. Jeokimyasal çözülme ile duraylı elementlerin (Zr/Hf, Nb/Ta, Yb/Lu ve Cr/N) ve REE'nin oranları; boksit tiplerinin kökenini, Telimele Dizisindeki Silüriyen'deki arjillit, aleurolit (silttaşı) içerikli formasyonlarının olması, hem de jipsitler ve kaolinitin derin olarak lateritleşmesi sonucunda desilikasyon yoluyla oluştuğunu göstermiştir. Böylece, Balaya ve Debele sedimanter boksitler, lateritik boksitlerinden farklı mekanik taşınmalar ve yeniden çökelme yoluyla meydana gelmektedir. Pearson korelasyonu ve UCC-normalize iz element içerikleri, T-içeren ve Fe-içeren minerallerin sırasıyla HREE, HFS, Sn, U, Ga, W, Y, ve Mo, Cu, Pb, As, Sb, Bi için taşıyıcı olduğunu ortaya çıkarmıştır. P-içeren mineraller ve kaolinitler LREE konsantrasyonunda önemli roller oynamış olabileceği ancak LREE'yi taşıyan stronsiyum otijenik minerallerinin muhtemel varlığı beklenmektedir.

Kinematik konularında formülsüz fizik öğretiminin akademik başarıya etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Fizik genellikle zor bir konu olarak görülmektedir. Fizik, öğrencilerin teoriler, deneyler, formüller, semboller, hesaplamalar ve grafikler gibi farklı durumları anlamasını gerektirir. Fizik problemlerini çözmek için matematik kullanılır, ancak öğrenciler sık sık matematiği nasıl kullanacağını bilemez. Öğrenciler için fiziğin neden zor olduğunu araştırmak üzere birçok çalışma yapılmış ve halen de bu tür çalışmalar yapılmaktadır. Fizikte formülerin karmaşıklığı ve soyutluğu önemli bir sorundur. Öğrencilere karmaşık gelen birçok fizik kavramı, sembolleri veya formülleri basit ifadelerle anlatılabilir. Dolayısıyla formül kullanmaksızın temel fizik konuları için anlamlı öğrenme süreci öğrencilere değerli kazanımlar sağlayabilir. Fizik öğrenmede öğrencilerin karşılaştığı en önemli problemlerden biri de formüllerin matematiksel bağıntısı ve formülleri nasıl kullanılacağı sorusudur. Bu durum sadece zor sorular için değil basit bir fizik sorusu için de geçerli olabilir. Fizik derslerinde formül kullanmaksızın temel fizik konuları öğretilebilir. Sadece fizik prensiplerini açıklamak için değil fizik problemlerini çözmek için de formülsüz fizik kullanılabilir. Bu çalışma Endonezya'daki üniversite hazırlık sınıfı öğrencilerine uygulanmıştır. Hazırlık sınıfında okuyan öğrencilere formülsüz fizik öğretilmeye çalışılmıştır. Temel fizik konularında iki ayrı sınıfa faklı yöntemlerle ders işlenmiştir. Kontrol grubu olarak rastgele seçilen sınıfta geleneksel yöntemle fizik dersi işlenirken diğer deney grubunda ise formül kullanmaksızın fizik konuları öğretilmiştir. Çalışmada, araştırmacı tarafından geliştirilen kuvvet ve hareket konusuyla ilgili fizik başarı testi her iki grubu da öntest sontest olarak uygulanmıştır. T-testi sonuçlarına göre her iki grubun akademik başarıları arasında deney grubu lehine anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Bu sonuç formülsüz fizik uygulamalarının geleneksel yöntemden daha etkili olduğunu göstermektedir.

Kinetik mimarlık: Tasarım, yapı ve çevresel değerlerüzerinden bir değerlendirme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Bina Bilgisi Bilim Dalı
Değişmeyen tek şey değişimdir. - Heraclitus of Ephesus (c. M.Ö. 500) Arkeoloji verilere göre günümüzdeki kinetik mimari, yapılardaki hareket fikri, geçmiş bulgulara dayanarak takip edilebilmektedir. Kinetik mimarinin ilk elemanları elle kontrol mekanizmalarına sahip olmakla birlikte, çok pratik amaçlarda da kullanılmaktaydılar. Bununla birlikte, teknoloji ve dikkatle hesaplanmış hareket ilkeleriyle elde edilen sistemler sayesinde, bugün mimaride daha geniş bir hareket uygulaması bulunmaktadır. Son yıllarda, yaşam tarzı, teknolojik gelişmeler, artan dünya nüfusu ve doğal kaynakların azalması gibi temel değişikliklere tanık olmaktayız. Mimarinin uyum sağlaması gereken bu dünyada, bu durum önemli bir göstergedir. Ayrıca, yenilikçi yapılar, akıllı malzemeler, yeni sensör teknolojileri ve yeni ihtiyaçlar ile mimarlığı düşünmeye teşvik eden pek çok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler, çağdaş kinetik yapıların geliştirilmesi için uygun bir ortam oluşturmuştur. Bu durum da mekan uyumu, güvenlik, erişilebilirlik, çeşitli çevresel ve iklim sorunlarına uygun çözümler sunmaktadır. Ayrıca, kinetik mimari çeşitli alanlardaki uzmanlıkların ortaklığını temsil etmektedir. Mimarlar, interdisipliner çalışma için fizikçiler, programcılar ve inşaat mühendisleriyle malzeme seçimleri başta olmak üzere birçok konuda birlikte çalışmaktadırlar. Ayrıca, kinetik bir bileşen tasarımı, çevresel, psikolojik, ticari, kentsel veya erişilebilirlik ile ilgili ek uzmanlık çalışmaları gerektirmektedir. Çağdaş kinetik yapılar, genel yapıların sahip olabilecekleri engellere karşı çıkarak, boşluk, doğal kaynakların kullanımı ve bazı durumlarda yapı davranışının kontrol edilmesi için etkili çözümler sunar. Bu araştırmada hareket, yöntemler ve bir bileşenin kullandığı araçların fiziksel ilkelerinin incelenmesi yer almaktadır. Çok çeşitli kinetik yapı bileşenlerinin ve alternatiflerinin, genel yapı performansını geliştirme amaçlı önerilerinin kullanılmasına yönelik örnekler bulunmaktadır. Ayrıca, mimari teknolojinin uzun ömürlülüğü, dış etkilerden korunma, fizibilite ve maliyet ile ilgili potansiyel dezavantajları tükenmemektedir. Çevresel sorunlar, dünya çapındaki nüfus artışı ve çağdaş teknolojik gelişmeler, yaşam tarzlarımızla aynı anda hareket eden ve uyum sağlayan dinamik bir mimari arayışındadır.

Kiral imidazolidin katalizörlerin tasarım ve sentezi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Günümüzde modern organik kimyanın ana hedeflerinden biri basit yöntemlerle kolayca elde edilebilir katalizör sentez yöntemi gelis¸tirmektir. Bizim amacmız yeni bir yaklaşım ile yeni imidazolidin tipi asimetrik organokatalizörleri tasarlamak, sentezlemek ve yöntemi optimize etmektir. Katalizörlerinin sentez planında, farklı kiral aminler (aminoasitler vb.), kullanılarak hazırlanan kiral nitronlar 1a-i sentezlendi. Sentezlenen kiral nitronlar, geliştirilen yöntemler ile deoksijenasyon TMSCl - Zn sisteminde 2a-i bileşikleri orta verim ile elde edildi. İmidazolin-3-oksitlerin indirgenme ürünlerini elde edebilmek için 2a-i bileşiklerinin farklı koşullarda 3a-i kiral katalizörlerini vermek üzere indirgenmeleri denendi. Bununla birlikte, bunları indirgenme yönündeki tüm girişimler başarısız olmuştur, karşılık gelen izomerik dihidro-imidazolin veya 2 ve 4 karışımı reaksiyon ürünleri olarak izole edilmiştir.

Kiralama işlemleri ve farklı muhasebe standartlarında kiralama işlemlerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Muhasebe Bilim Dalı
Kiralama, varlıkların kullanım hakkının elde edilmesine dayanan ve günümüz ekonomisinde giderek artan çeşitlilikte yöntemlerle kendine yer edinen bir finansman biçimi olarak gelişmektedir. Bu süreçte ortaya çıkan muhasebeyle ilgili kaygıların giderilebilmesi adına birçok kuruluş bu işlemlerden kaynaklanan etkilerin finansal olarak raporlanabilmesi için çalışmalarda bulunmaktadır. Uluslararası finansal raporlama standartları olarak ortaya çıkan literatüre göre kıtalararası veya dini değerlere dayalı uygulama farklılıklarına rağmen ortak bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu yaklaşıma göre kiralama faaliyetinin raporlanması için öncelikle tanımlamaların belirli çizgilerle ortaya koyulması, ardından işlemden etkilenen tüm tarafların kendi finansal tablolarında kayıt altına alması öngörülmektedir. Böylece coğrafi, dini, sosyal veya kültürel faktörler gözetmeksizin ortak bir paydada buluşulması hedeflenmiştir. Hayatın her aşamasında karşılaşılan bir olgu haline gelen kiralama işlemleri, çalışmada geniş bir çerçeveden başlayarak incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın amacı ortaya çıkan literatüre ışık tutmaktır. Bu kapsamda kiralama faaliyetleri hakkında inceleme yapılmış, muhasebe standartları açıklanmış ve farklılıklar ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Kiralama, icara Muntahia bittamleek, finansal raporlama.

Kireçli bir toprakta fonksiyonelleştirilmiş çok duvarlı karbon nanotüplerin toprakların çinko hareketliliği üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Toprak Bilim Dalı
Nanoteknolojinin bitki bilimine/tarıma (Nano tarım) uygulanması son zamanlarda dikkat çekici bir gelişme olmuştur. Karbon nanotüpler (KNT), bitki hücre duvarları için etkili moleküler taşıyıcı olmanın yanı sıra, toprak ortamını iyileştiren ve bazı bitkilerin büyüme metabolizmasını önemli ölçüde artıran bir besin dağıtım sistemi gibi de işlev görmektedir. Bu araştırmada, fonksiyonelleştirilmiş çok duvarlı karbon nanotüplerin (fÇDKNT-COOH) çinko (Zn+2) adsorpsiyon kapasitesinin belirlenmesi, farklı dozlarda kireçli ve (Zn+2) bakımından yetersiz bir toprakta ekmeklik buğday bitkisinin (Zn+2) içeriği ve büyüme parametreleri üzerine olan etkilerinin incelenmesi ve bitki dokusuna geçip geçmediğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çinko ve fÇDKNT dozları sırasıyla Zn0 (0 mg kg-1, kontrol), Zn1 (2.5 mg kg-1), Zn2 (5 mg kg-1), C0 (0 g kg-1, kontrol), C1 (0.25 g kg-1), C2 (0.5 g kg-1), C1Zn1, C1Zn2, C2Zn1 ve C2Zn2 şeklindedir. Saksı denemesi, tesadüf parselleri faktoriyal deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. XRD difragtogramları, FTIR spektrogramları ve Raman spektroskopisi verileri (Zn+2)'nun fÇDKNT'ler tarafından adsorbe edildiğini göstermiştir. Çinkonun (Zn+2) fÇDKNT'ler tarafından maksimum adsorpsiyon kapasitesi, (%) 84.0 olarak bulunmuştur. Diğer uygulamalar ile karşılaştırıldığında C2Zn2 uygulaması, bitki boyu (60.0 ± 0.58 cm), kuru madde (0.69 ± 0.04 g bitki-1) ve Zn konsantrasyonunu (37.24 ± 0.04 mg kg-1) önemli derecede arttırmıştır (p < 0.001). fÇDKNT uygulaması sonucu bitkilerde toksik etki gözlemlenmemiştir. Buğday bitkisinin üst aksamı ve köklerinin ışık mikroskobu görüntüleri, fÇDKNT'nin bitki bünyesine alındığını ve bu durumun Zn alımının artmasının bir göstergesi olabileceğini göstermektedir. Öte yandan, fÇDKNT'nin bitkilerin yenilebilir kısımları üzerindeki etkileri ve bunların insan sağlığı üzerindeki olası etkileri de tarımda yaygın olarak kullanılmadan önce araştırılmalıdır.