Thesis Search




SEARCH RESULTS

Kistik fibrozis hastalarında işitme ve vestibüler sistemin değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Kistik Fibrozis (KF) hastalarında meydana gelen akut pulmoner alevlenmelerin tedavisinde sıklıkla aminoglikozit grubu antibiyotikler kullanılmaktadır. Aminoglikozitler serbest oksijen radikalleri oluşturmakla iç kulaktaki tüylü reseptör hücreleri tahrip ederek, işitme duyusu ve vestibüler sistemde bozukluğa sebep olur. Çalışmamız Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakultesi (HÜTF) Çocuk Göğüs Hastalıkları bölümünde KF tanısı ile takipli 6-18 yaş arası 43 hastanın işitme ve vestibüler sistemlerinin değerlendirilmesinin yapıldığı prospektif çalışmadır. İşitme sistemini değerlendirmek için saf ses odyometri (SSO) ve Yüksek frekans odyometri (YFO), vestibüler sistemi değerlendirmek için video head impulse test (vHIT) ve dinamik görsel keskinlik (DGK) testleri yapıldı. Çocuk Göğüs Hastalıkları bölümü tarafından hastaların çalışma tarihine kadar aldığı antibiyotik çeşitleri ve miktarı belirlendi. İnhaler aminoglikozit alan ve almayan, intravenöz aminoglikozit alan ve almayan, genel olarak aminoglikozit alan ve almayan gruplar oluşturularak işitme ve vestibüler test sonuçları karşılaştırıldı. Test sonuçlarını etkileyecek olan iletim tipi işitme kaybı (İTİK) olan hastalar çıkarıldıktan sonra, geriye kalan 37 hastanın sonuçları değerlendirildiğinde 125 -8 kHz frekanslardakı SSO'da sadece bir hastada 8kHz'de 35 dB düşüş bulundu. Geri kalan tüm SSO testleri normal sonuçlandı. 37 hastanın YFO'sunda 26 sonuç normal, 11 hastada patolojik eşikler belirlendi. Bunlardan 7'sinde bilateral, 4'ünde tek kulak eşikleri v bozulmuştu. vHIT sonuçları değerlendirmeye dahil edilen 42 hastanın hepsinde normal sonuçlandı. DGK ise 42 hastanın 5'inde patolojik bulundu. Çalışmamızı COVID-19 pandemisine kadar elde ettiğimiz test sonuçlarıyla yaptık. Bu nedenle gruplarda hasta sayısı yüksek olmadı ve gruplar arasında istatiksel anlamlı fark bulunmadı. Fakat KF hastalarında aminoglikozit kullanımına bağlı işitme ile yanaşı vestibüler sistemi de değerlendiren çalışma sayısı az olduğu için, çalışmamızın verileriyle literatüre katkı sağlamış olduk. Dizin Terimleri Kistik Fibrozis, Yüksek Frekans Odyometri, vHIT, Dinamik görsel keskinlik, Ototoksisite, Aminoglikozid

Kişi başına GSYİH tahmin etme ve belirleme: Endonezya ve Türkiye'nin orta gelir tuzağı sorunu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmada iki orta gelir düzeyindeki ülke olan Endonezya ve Türkiye'nin GSYİH'sini tahmin edilmesi ve belirlenmesi ile orta gelir tuzağından kaçınma becerisini incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu konuda literatürdeki çoğu analizler büyümedeki yavaşlamadan itibaren yoğunlaşmış ve orta gelir düzeyindeki ülkelerin orta gelir düzeyinden yüksek gelir düzeyine geçişte kritik bir aşama ile karşılaştıkları ifade edilmiştir. Son yıllarda Türkiye üst orta gelir düzeyinde iken, Endonezya ise alt orta gelir düzeyinde bir ülke durumundadır. Bu çalışma ile iki ülke ekonomisinin GSYİH'sındaki gelişmelerin gözlemlenmesi, önem arz etmektedir. Birçok akademik çalışmada, orta gelir düzeyindeki ülkelerde verimliliği artırmak için önemli ölçüde teknik değişikliklere gidilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Bu çalışmada analiz açısından iki ana bölüme ayrılmaktadır. Birinci bölümde, her iki ekonominin de 2010-2017 yılları arasındaki GSYİH artış sonuçlarını değerlendirmek için ARIMA tahmin yöntemi uygulanmıştır. Endonezya GSYİH'sı orta düzeyde büyüme gösterirken, Türkiye GSYİH'sinde küçülme olmuş, ancak yine de daha düşük tempolu bir büyüme yaşanmıştır. Çalışmaların çoğunda Endonezya'nın kendi hesaplamaları sayesinde tuzaktan kurtulduğunu ancak yine Türkiye'yle birlikte bu tuzağa düşme ihtimalinin bulunduğunu belirtmektedirler. İkinci bölümünde ise GSYİH değişkenlerinin bazı önemli belirleyicilerini tanımlamaya ve ardından iki ülkenin de orta gelir tuzağından kaçabilmesini sağlayacak politika önerileri formülize edilecektir. GSYİH değişkenlerinin Endonezya gibi alt orta gelir düzeyindeki ülkeleri kesin bir sonuca götürmediği fakat Türkiye gibi üst orta gelir düzeyindeki ülkelerde kesin olarak gözlemlenebildiği görülecektir. Buna göre GSYİH'nin çalışma yastaki nüfus ve üçüncü düzey eğitime kayıt oranı vasıtasıyla arttırılması mümkündür. Sonuç olarak GSYİH, elverişsiz politika koşullarından dolayı gerileyebilmekte ve Türkiye'deki ihracat ürünleri açısından sınırlı teknolojik değişime bağlı olarak yetersiz kalabilmektedir.

Kişilik özellikleri ile işe adanmışlık arasındaki ilişki ve bu ilişkide güçlendirici liderlik teorisinin rolü: Sağlık sektöründe uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu ampirik araştırmada, kişilik özelliklerine dayalı olarak işe adanmışlık ile sağlık sektöründe yer alan hastanedeki uygulamalarda moderatör güçlendirici liderliğin kişilik özelliklerinin işe adanmışlık üzerindeki etkilerini nasıl değiştirdiği öngörülmeye çalışılmıştır. Daha sonra hangi kişilik özelliklerinin işe bağlılıktaki en yüksek varyansı açıkladığı belirtilmiştir. Beş büyük kişilik özellikleri ögeleri Goldberg Lewis R. tarafından geliştirilmiştir. İşe adanmışlığı ölçmek için ise UWES tarafından geliştirilen en popüler çerçeve olan Utrecht iş bağlılığı ölçeği kullanılmıştır. Kişilik özellikleri insan eylemleriyle ilgilidir. Bununla birlikte iş yerindeki örgütsel ortam da önemlidir. İşe adanmışlık da artan verimlilik, mali getiriler ve satış ile ilişkilendirilmektedir. Kişilik özelliklerine göre işe adanmışlık belirlenmeye çalışılmıştır. Kişilik özellikleri işe adanmışlık ilişkisinde ara bulucu olarak güçlendirici liderlik seçilmiştir. Güçlendirici liderlik; çalışanın yaptığı işin önemini açıklayıp ona daha fazla karar verme özerkliği sağlamak, çalışanın yeteneklerine duyulan güveni ifade edip performansların önündeki engelleri kaldırarak gücün çalışan ile paylaşılmasını gerçekleştirmektir. Güçlendirici liderlik yapıları Ahearne, Mathieu ve Rapp tarafından geliştirilmiştir.

Kişilik tipi, iş stresi düzeyi ve işgören performansı ilişkisi: Turizm işletmeleri çalışanları üzerinde bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı
Teknoloji, makineleşme ve otomasyonun ilerlemiş olduğu günümüzde işgücünün makine ile ikame edilmesinin mümkün olmadığı, turizm sektöründe insan faktörünün önemi oldukça yüksektir ve iyi yönetilmesi halinde işletmede rekabet gücü artabilmektedir. Kişilik insanın düşünce ve davranışına yön vermektedir. Bu yüzden işgörenlerin A/B kişilik tipleri ile iş stresi düzeyi ve iş performansı arasında anlamlı ilişkilerin var olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmanın amacı, Ankara ilinde bulunan konaklama işletmelerinde çalışan işgörenlerin kişilik tipi, iş stresi düzeyi ve iş performansı arasındaki ilişkilerin ortaya konmasıdır. Bu amaçla araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2020 yılında Ankara ilinde konaklama işletmelerindeki işgörenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle Ankara ilindeki konaklama işletmelerinde çalışan 398 işgören oluşturmaktadır. Araştırma problemini ortaya koymak amacıyla işgörenlerin kişilik tipi ile iş stresi düzeyi ve iş performansı arasında ilişkilerin olup olmadığı, uygulanan anketlerden elde edilen verilerle analiz edilmiştir. Anket formu, demografik özellikler, A/B tip kişilik ölçeği, iş stresi ölçeği ve iş performansı değerlendirme ölçeği olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Verilerin analizi için SPSS (The Statistical Package for Social Science) programı kullanılmış ve analiz sırasında Pearson Korelasyonu, t-testi ve one way ANOVA testi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda iş stresi düzeyi ile işgören performansı arasında anlamlı ve pozitif bir ilişkinin bulunduğu, A tipi kişilik özelliklerine sahip işgörenlerde iş stresi düzeyleri ile işgören performansları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişkinin var olduğu, iş stresi düzeyinin kişilik tipine göre farklılaştığı ve işgören performansının kişilik tiplerine göre farklılaşmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.

Kişisel marka genişletme stratejisinin tüketicinin satın alma niyetine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Kişisel markalaşma, bireyin temel kişisel özelliklerini tanıtmak için benimsediği pazarlama stratejileri ile ilgili bir pazarlama konseptidir. Kişisel markalaşma, ünlü politikacılar, sanatçılar ve sosyal entegrasyon, destek veya benzersizlik arayan insanlar tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Kişisel markalaşma ve marka genişletme stratejileri kavramları çoğunlukla akademisyenler tarafından incelenmektedir. Ancak literatürde bu kavramlar arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışan çalışmalar konusunda boşluk olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle bu çalışma, kişisel markalaşma ve marka genişletme stratejisi kavramlarına ilişkin bir literatür taraması sunmayı amaçlayıp, sonrasında bu iki kavramı birleştirip ortaya kişisel marka genişletme kavramını çıkarmıştır. Marka genişletme stratejilerinin tüketicinin satın alma niyeti üzerinde olumlu etki yaptığı hipotezinden yola çıkılarak, kişisel marka genişletme stratejisinin de aynı etkiyi sağlayıp sağlamayacağı araştırılmıştır. Sonuca göre kişisel marka genişletme stratejileri belli ürün kategorilerinde –kozmetik, moda, teknoloji, lüks tüketim- tüketicinin satın alma niyetini olumlu yönde etkilediği, ancak gıda ve imalat ürün kategorilerinde aynı etkiye sahip olmadığı anlaşılmıştır.

Kişniş ekstraktlı yumurta akı filminin donuk tavuk bagetlerinin bazı kalite parametreleri üzerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışmada kişniş ekstraktı ilave edilen yumurta akı filmi bileşenin, doğal antioksidan olarak dondurulmuş tavuk bagetlerinin bazı kalite parametrelerine etkileri belirlenmiştir. Tavuk bagetlerinden hazırlanan örnekler altı ayrı gruba ayrılmış, ilk grup kaplama uygulanmayan kontrol grubu olup, diğer beş gruptaki tavuk bagetleri ise sırasıyla %0, %2, %4, %6 seviyelerinde kişniş ekstraktı ilave edilen ve % 0.1'lik BHA içeren yumurta akı filmi ile kaplayarak, -20°C'de depolamanın 1., 15., 30., 45. ve 60. günlerinde pH, renk ve tiyobarbitürik asit (TBA) analizleri yapılmıştır. Ayrıca hammaddenin nem, yağ, protein içerikleri belirlenmiş, kişniş ekstraktı ve yenilebilir filmlerin renk, pH değerleri belirlenmiştir. %2 kişniş ekstraktı içeren yenilebilir yumurta akı film çözeltisi ile kaplanan tavuk bagetlerin pH değerleri, diğer grupların pH değerlerinden düşük bulunmuştur. Depolama süresinin 30. günü % 2 kişniş ekstraktı içeren grupta en düşük pH değeri (pH: 5.80) , BHT içeren grupta ise en yüksek pH değeri (pH: 6.17) bulunmuştur (p<0.01). Kontrol grubu L* değerleri, diğer gruplara göre düşük bulunmuştur (p<0.01). En yüksek L* değerini; % 4 x 15. gün örnekleri, en düşük L* değerini ise kontrol x 45. gün örnekleri göstermiştir (p<0.05). Tavuk bagetlerin a* değeri üzerine kişniş ekstraktının farklı seviyelerinin etkisi istatistiki açıdan önemsiz (p>0.05) bulunmuştur. Depolamanın 1. günü en yüksek a* (kırmızılık) değerine sahip olan tavuk bagetleri, depolamanın 60.gününde en düsük değeri göstermiştir (p<0.01). Depolamanın 1. günü en yüksek b* (sarılık) değerine sahip olan tavuk bagetleri, depolamanın 60. gününde en düsük değeri göstermiştir (p<0.01). Kişniş ekstrakt seviyeleri ve depolama sürelerinin tavuk bagetlerinin TBA miktarları üzerine etkisi çok önemli (p<0.01) düzeyde bulunmuştur. Yenilebilir yumurta akı film çözeltisine farklı seviyelerde kişniş ekstraktları ilavesinin, kontrol ve BHT gruplarına göre lipit oksidasyonunu önleme etkisinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0.01). Anahtar Kelimeler: Doğal antioksidan, kişniş ekstraktı, lipit oksidasyonu, tavuk baget, yumurta akı filmi

Kitāb-ı Ķıyāfet-nāme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Türk Dili Bilim Dalı
Bu tez çalışması Vatikan Kütüphanesinde Türkçe Yazmalar bölümünde bulunan 31 numaralı, müellifi belli olmayan Kitab-ı Kıyafet-name adlı Arap harfli el yazması eseri üzerinedir. Eserin yazılış tarihi belli değil, ancak eserin dili incelediğinde Eski Anadolu Türkçesinin son dönemine ait olduğunu ve bundan dolayı eserin yaklaşık XV. yüzyılın sonu XVI. yüzyılın başında yazıya geçirilmesini belli oldu. Bu tarih, bazı araştırmacılara göre Eski Anadolu Türkçesi, bazılara göre ise Osmanlıca sayılmaktadır. Eserin dil özellikleri incelediğinde Eski Anadolu Türkçesinin son dönemine ait olduğunu anlaşılmaktadır. Yazmanın ilk sayfasında bir hadise yer verilmiştir. Metin harekeli nesih yazısıyla yazılmıştır. El Yazmanın konusu insan ve insanların diş özelliklerinden çıkararak insanın ruhsal durumu anlama bilgisidır. Bu tez çalışması Giriş, Dil İncelemesi, Transkripsiyonlu Metin ve Analitik Dizin bölümlerinde oluşmaktadır. Giriş Bölümünde kıyafet-nameler konusu ele alınacaktır. Bu bölümde ayrıca eserin iç ve dış özellikleri yer almaktadır. İkinci bölümde eserin dili incelenip biçim özellikleri ve söz varlığı bakımından ele alınmaktadır. Tezin üçüncü bölümü metinin transkripsiyon alfabesi ile Türkçeye aktarılmasından oluşmaktadır. Dördüncü bölümde eser içinde geçen sözcüklerin ve özel adların analitik dizinleri yer almaktadır. Tezde son olarak yararlanılan kaynaklar bulunmaktadır.

Kitabü'l–Furûk: Necmüddîn Ali b. Ebi Bekir en-Nîsâbûrî; tahkik ve tahlil

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Tezmimizin amacı, Necmüddîn Ali b. Ebu Bekir en-Nîsâbûrî'nin muhtasar bir fıkıh niteliği taşıyan ve Türkiye kütüphanelerinde yazma halinde bulunan Kitabu'l-Furûk adlı eserinin edisyonunu yapıp eserin tanıtılmasıdır. Bu amacımızı gerçekleştirmek için, tezimizi bir giriş ve üç bölüme ayırdık: girişte tezimizin amacını ve önemini anlatmaya çalıştık. Birinci bölümde Nîsâbûrî'nin eserini inceledik. Eserin Nîsâbûrî'ye aidiyetini sorguladık. Daha sonra özelliklerini, furûk ilminin doğuşunu, önemini, kullandığı terimleri, eserdeki metodu mümkün mertebe ele almaya çalıştık. İkinci bölümde müellifin hayatı ve eserleri üzerinde durduk. Ardından tahkik ettiğimiz eserin nüshalarını tanıtmaya çalıştık. Üçüncü bölümde ise çalışma konumuz olan eserin nüshaları arasında karşılaştırmalar yaparak doğru ve anlaşılır bir metin ortaya koymaya gayret ettik.

Kitinolitik Bacillus suşları kullanılarak kitooligosakkaritlerin enzimatik üretimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Kitin ve kitosanın enzimatik veya kimyasal depolimerizasyonu ile kitooligosakkaritler (COS) elde edilmektedir. Suda çözünen ve düşük molekül ağırlıklı kitooligosakkarit türevleri, birçok açıdan ana polimerden üstündür. COS'ler çok geniş alanda biyolojik aktiviteye ve çeşitli endüstrilerde dikkat çekici potansiyel uygulama alanına sahiptir. Bu proje daha önce izole edilen ve moleküler olarak tanımlanmış yerli Bacillus suşları tarafından üretilen farklı kitosanaz enzimleri kullanılarak kitosanın enzimatik hidrolizi ile COS üretmek amacı ile planlanmıştır. Bu amaçla, maksimum kitinaz ve kitosanaz aktivitelerinin belirlenmesi için 16 farklı kitinolitik Bacillus suşu taranmıştır. İstatistiksel yöntemler kullanılarak kitosanaz üretiminin optimizasyonu için Bacillus mojavensis EGE-B-5.2i (GenBank aksesyon numara KC119405) seçilmiştir. 7,5 g L?¹ çözünür nişasta, 6,5 g L?¹ kolloidal kitosan, 7,5 g L?¹ pepton ve 3,5 g L?¹ NaCI içeren bir ortam keşfedilmiş ve optimize edilmiş ortam kullanılarak kitosanaz aktivitesi 9,5 kata kadar artmıştır. Daha sonra 37 kDa'lık bir kitosanaz iyon değişim kromatografisi kullanılarak saflaştırılmıştır. Saflaştırılmış kitosanazın optimum sıcaklığı ve pH'sı sırasıyla 55°C ve 5,5 olarak belirlenmiştir. Enzim aktivitesinin %66'sının bir saat boyunca 55°C'de stabil olarak kaldığı ayrıca geniş bir pH (3,0-11,00) aralığında stabil olduğu saptanmıştır. Kitosanaz için optimum substrat çözünür kitosan olmuş ve çözünür kitosan ile enzimin Km ve Vmax değerleri sırasıyla 2,1 mg mL?¹ ve 244,5 µmol min?¹ mg?¹ olarak belirlenmiştir. Ayrıca, COS analizi için HPLC yöntemini optimize etmek için farklı kolonlar ve detektörler test edilmiştir. Daha sonra DAD detektörü ve Hypersil APS-2 kolonu kullanılarak bir gradiyent elüsyon yöntemi optimize edilmiştir. Bacillus suşlarının ham kitosanaz ekstraktları, kitosanı COS'lere hidrolize etmek için kullanılmış ve hidrolizatlar, optimize edilmiş yöntem kullanılarak HPLC ile kantitatif olarak analiz edilmiştir. 14 Bacillus suşunun ham kitosanaz ekstraktları, kitosanı COS'lere başarılı bir şekilde hidrolize edebilmiş ve polimerizasyon derecesi (DP) 2-6 arasında olan farklı oligomerler tespit edilmiştir. COS ürünlerinin relatif verimleri %11-31 aralığında belirlenmiş ve Bacillus thuringiensis EGE-B-3.5m suşunun ham kitosanaz ekstraktı ile en yüksek relatif verim (%31) elde edilmiştir. Ham kitosanaz ekstraktlarının çoğukitosanın hidroliz ürünü olarak kitobiyoz oluşturmuştur. HPLC metodu, COS karışımının etkili bir şekilde ayrılmasını sağlayabilmesine rağmen, sonuçların doğrulanması ve oligomerlerin doğru karakterizasyonu için LC-MS, MALDI-TOF-MS ve NMR analizinin yapılması gerekli olmuştur.

Kitosan ve bazı bitki büyüme düzenleyicilerinin Origanum vulgare L. ssp. vulgare'nin in vitro çoğaltımı ve esansiyel yağları üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Lamiaceae familyasına ait olan hem medikal hem gıda endüstrisi alanlarında çok kullanılan Origanum vulgare bitkisinin sekonder metabolitleri ve esansiyel yağlarının üretimi zor (düşük verim) bir işlem olduğu için, bu bileşiklerin birikmesini sağlayan doğal ve kötü yan etkileri olmayan bir uyarıcı aranmaktadır. Bunu sağlamak amacıyla bu çalışmada, Origanum vulgare ssp. vulgare bitkisinin in vitro çoğaltımı üzerindeki kitosanın etkileri araştırıldı. Kitosan, kitinin deasetillenmiş şekli olup mükemmel biyoumluluk ve biyobozunurluk özellikleri, ekolojik güvenilirliği ve düşük toksisitesi, bol yenilenebilir doğal kaynaklardan yapılması gibi birçok çeşitli özelliklere sahip olan ve çok çalışma alanında uygulanan bir biyopolimerdir. Kitosanın bitki büyümesini ve üretkenliğini uyardığı, savunma genlerini tetiklediği ve birçok bitkide mikrobiyal büyümeyi engellediği düşünülmektedir. Bazı bitkilerde sekonder metabolit sentezini arttırmakta da rol oynadığı gösterilmiştir. Bu çalışmada, Origanum vulgare ssp. vulgare'nin in vitro çoğalması sırasında kitosanın büyüme uyarıcı etkisini test etmek için farklı konsantrasyonları kullanıldı. Ayrıca, iki bitki büyüme düzenleyicisi; kinetin ve 6-Benzilaminopurin, bitkinin büyümesi üzerindeki etkilerini kitosanınki ile karşılaştırmak için kullanıldı. Kullanılan kitosan ve kinetinin konsantrasyonları, kültür ortamına eklendiğinde Origanum vulgare ssp. vulgare tohumlarının çimlenme yüzdesini arttırdığı gözlemlendi. Buna ek olarak, kitosanın bazı konsantrasyonlarını içeren besi ortamlarında büyüyen eksplantların sürgünlerinin uzunluğunda, köklerinin sayısı ve uzunluğunda ve yaprak sayısında istatistiksel olarak anlamlı bir artış gözlemlendi. Ayrıca FT-IR spektroskopisi sonuçlarına bağlı olarak bu eksplantlarda bazı esansiyel yağ bileşenlerinin konsantrasyonlarında bir artış tespit edildi. Anahtar Kelimeler: Bitki Büyüme Düzenleyicileri, Bitki Doku Kültürü, Kitosan, In vitro Çoğaltım, Origanum vulgare.

Kitozan kullanılarak triamsinolon asetonid kuru toz inhaler formülasyonlarının hazırlanması ve karakterizasyon çalışmaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Astım birçok hücre ve hücre bileşeninin rol oynadığı, akciğerdeki hava akımında reversibl obstrüksiyonla karekterize, kronik ve inflamatuar bir hava yolu hastalığıdır. Astım prevalansı ve insidansının son yıllarda önemli ölçüde arttığı ortaya konulmuştur. Bu artış özellikle gelişmiş ülkelerde daha belirgindir. Bu artış tedavi maliyetlerini büyük oranda arttırdığından dolayı ülke ekonomisine yük getirdiği kadar sosyal anlamda da hastanın yaşam kalitesini düşürmektedir. Bu sebeple özellikle astım tedavisinde çözüm arayışı son yıllarda üzerinde yoğun olarak durulan önemli bir konu haline gelmiştir. Astım gibi hava yollarında akım kısıtlamasıyla seyreden kronik hastalıkların tedavisinde inhalasyon başta gelen tedavi şeklidir. İnhaler formülasyonların geliştirilmesinde ilaç firmaları arasında rekabet gün geçtikçe artmaktadır. TechNavio analizlerine göre dünyada inhaler ilaçların üretimi son 4 yıl içinde %6.3 büyüme göstermiştir ve bu oranın hızlı bir şekilde artacağı belirtilmektedir. İnhaler steroidler astım tedavisinde kullanılan en etkili antienflamatuvar ilaçlardır. Yapılan çalışmalar bu ilaçların hava yolu inflamasyonunun, atak sıklığının ve şiddetinin azaltılmasında ve hastalarda astımın kontrol altına alınmasında etkinliğini göstermiştir. Kortikosteroid grubu ilaçlar arasında sıklıkla kullanılan triamsinolon asetonidin (TA) ticari olarak dünya piyasasında ölçülü doz inhaler (ÖDİ) preparatı bulunmaktadır. İtici gaz içeriğinden dolayı ÖDİ'lerin kullanımları zordur ve bazı riskler taşımaktadır. ÖDİ kullanımı öncesinde ilaç ve gazın birbirine karışması sağlanamadığı taktirde hastanın hava yollarına sadece itici gaz gider, bronkospazma neden olarak hastanın nefes darlığı şikayeti artar. Bu durum hastanın uyuncunu azalttığı gibi ÖDİ kullanımını bırakmasına da sebep olur. Buna ek olarak ÖDİ'ler el-soluk koordinasyonu gerektirdiği için hasta açısından kullanımı kolay değildir. ÖDİ'lerin dezavantajlarından dolayı tezimizde TA içeren kitozan mikropartiküler kuru toz inhaler (KTİ) formülasyonlarının geliştirilmesi, etkinliklerinin optimize edilmesi ve güvenle kullanılabilecek bir formülasyon tasarımı yapılması hedeflenmiştir. Tez çalışmaları iki aşamalı olarak planlanmıştır. Birinci aşamada; TA yüklü kitozan mikropartiküler KTİ formülasyonları püskürterek kurutma yöntemi ile hazırlanmıştır. Yardımcı maddeler ve hazırlanan formülasyonlar üzerinde karakterizasyon çalışmaları yapılmış, akciğerlerde depolanabilme kapasitesi, yeni nesil impaktör cihazı ile in vitro aerosol performansı ve akış özelliği incelenmiştir. Hazırlanan KTİ formülasyonlarının in vitro ilaç salım kinetiği analizleri yapılmıştır. İkinci aşamada; in vitro aerosol performansı yüksek olan KTİ formülasyonlarının etkinliği, Calu-3 hücre hattı kullanılarak hücre kültürü çalışmaları ile değerlendirilmiştir. Bu tezin tüm aşamaları hedeflendiği şekilde tamamlanarak triamsinolon asetonidin mikropartiküler KTİ formülasyonları hazırlanarak, astım tedavisi için yenilikçi, etkin ve güvenilir for

Klasik jeopolitiğe göre XXI. yüzyılda Afrika Boynuzu'nun uluslararası politikadaki konumu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
XXI. yüzyılın başından beri Afrika Boynuzu bölgesi sahip olduğu önemden dolayı bölgesel ve ulusalararası güçlerin ilgisini çeken bir alan olmuştur. Afrika Boynuzu bir yandan Babülmendep Boğazı'na bakarken diğer yandan zengin enerji kaynaklarına sahip Arap yarımadasına nazırdır. Ayrıca Afrika kıtasının geneli gibi azımsanmayacak miktarda doğal servet ve kaynağı bulunmaktadır. Bu özellikler onu uluslararası güçler nezdinde önemli bir saha kılmaktadır. Dolayısıyla Afrika Boynuzu'nun uluslararası politikada gözetilen tüm standartlar açısından kritik önemde bir yer olduğunu söylemek mümkündür. Bahsi geçen coğrafyada XXI. yüzyılın başından itibaren bölgesel ve ulusalararası oyuncular arasında yüksek düzeyde bir çatışma hâli mevcuttur. Çalışmada Soğuk Savaş sonrası dönemde Afrika Boynuzu'nun jeopolitik önemine değinilecek, jeopolitik kavramlarına odaklanılacak ve coğrafî konumu saptanacaktır. Ayrıca jeo-stratejik, askerî, siyasî ve ekonomik değeri üzerinden küresel sahada etkin bir nokta olması irdelenecektir. Bölgede bulunan uluslararası unsurlara dair örnekler sunulacaktır. Rakip aktörlerin birbiri ve Afrika Boynuzu'na yönelik kullandığı sert ve yumuşak güç türlerine değinilecek, bu çerçevede askerî kurallar da ele alınacaktır. Çalışmada siyasî ve askerî kuvvetin, güvenlik kuvvetinin bölge halk ve devletlerine etkisi araştırılırken, dünya düzenin devamlılığı bağlamında çeşitli senaryolar ışığında bölgenin gelecekteki durumu incelenecektir. Sonunda, uluslararası arenada stratejik öneme sahip olan Afrika Boynuzu'ndaki bölgesel ve uluslararası rekabet geleceğin senaryoları tartışılmıştır.

Knowledge and behavior of international students studying higher education in Turkey towards personal protective measures against COVID-19

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu çalışma koronavirüs salgını sırasında uluslararası öğrencilerin kişisel koruyucu önlemler uygulanmalarını amaçlanmıştır. Ekim 2020 ile Mart 2021 tarihleri arasında 95 ülkeden gelen 758 uluslararası öğrenci izlenmiştir. Kişisel koruyucu önlemleri uygulama sıklıkları ve bildirilen GBH vakaları incelenmiştir. Kaplan-Meier analizi, kişisel koruyucu önlemlere uyan ve uymayan öğrenciler arasında GBH semptomlarının oluşumunu karşılaştırmak için kullanılmıştır. Çok değişkenli Cox regresyon anlalizi, kişisel koruyucu önlemleri uygulama sıklığı ve bildirilen GBH vakaları arasındaki ilişkileri incelemek için kullanılmıştır. Toplam 139 (% 18, 3) öğrenci grip benzeri hastalık belirtileri bildirmiştir. Sık sık maske kullanan öğrencilerin GBH belirtilerini gösterme olasılıklarının % 33,6 daha az olduğu görülmüştür (Hazard Oranı = 0,664, % 95 CI = 0,494-0,893, p = 0,006). Ellerini sık sık dezenfekte eden öğrencilerin GBH belirtilerini göstereme olasılıkları % 17,1 daha düşük olmuştur (Hazard Oranı = 0,821, % 95 CI = 0,793-0,915, p = 0,029). Dahası, sosyal mesafe uygulayan öğrencilerin GBH belirtilerini gösterme olasılıkları % 23,5 daha düşüktü (Hazard Oranı = 0,765, % 95 CI = 0,610 - 0,960, p = 0,020). Kişisel koruyucu önlemleri medyanın altında olan öğrencilerin, medyanın üstünde puan alan öğrencilere göre 2 kat daha fazla GBH gösterdikleri görülmüştür (Hazard Oranı = 2,16, % 95 CI = 1,53-3,05). Çalışma bulguları, öğrencileri yaygın havayolu enfeksiyonlardan nasıl koruyacaklarını eğitim programlarının başlatılması ihtiyacını göstermektedir. Çalışma ayrıca, uluslararası öğrenciler arasında akut solunum yolu enfeksiyonlarını önlemede kişisel koruyucu önlemlerin etkinliği hakkında bilgi sağlamaktadır.

Knowledge, attitude and preventive practice towards breast cancer among female health workers in Aminu Kano Teaching Hospital

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Diğer
Nijerya'da meme kanserine yakalanan kadınların yaklaşık %70-79'u bilgi yetersizliği nedeniyle hastalığın ileri evresinde başvurmaktadır. Bununla birlikte sağlık sisteminin temelinde önemli bir rol oynayan ve hastalıkla ilgili bilgi düzeyinin ve korunma uygulamalarının artmasını sağlayabilecek kadın sağlık çalışanları arasında meme kanseri ile ilgili hastalık bilgisini inceleyen yayınların az olduğu dikkat çekmektedir. Amaç: Nijerya'daki Aminu Kano Eğitim Hastanesi'ndeki (AKTH) kadın sağlık çalışanlarının meme kanseri ve koruyucu uygulamaları hakkında bilgilerinin değerlendirilmesi. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı kesitsel bir çalışmadır ve AKTH'deki 407 adet kadın sağlık çalışanında yürütülmüştür, araştırmada araştırıcılar tarafından hazırlanan, ön testi yapılan bir anket kullanılmış. Tanımlayıcı istatistikler ve bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki istatistiksel ilişki için Chi-kare testi kullanılan analitik testler kullanılmıştır. Bütün veriler 5% anlamlılık düzeyi esas alınarak IBM SPSS İstatistik, versiyon 23 ile analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya toplam 407 kadın sağlık çalışanı katılmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 31,87'dir. Katılımcıların çoğunluğunun meme kanserinin (96,8%), Kendi Kendine Meme Muayenesinin (KKMM) (87,7%), Klinik Meme Muayenesinin (KMM) (70%) ve Mamografinin (86,7%) farkında oldukları saptanmıştır. Farkındalık düzeyleri yüksek olmakla birlikte, katılımcıların uygulamaları daha düşük sayılardadır. Katılımcıların 223'ü (54,8%) KKMM uygularken sadece 33,7%'si bunu her ay uygulamaktadır. Kadın sağlık çalışanlarının sadece 7,7%'si en az bir kere mamografi yaptırmıştır. Bilgi ve uygulama ile ilgili en yaygın ortak değişken, meslek olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuç: Kadın sağlık çalışanları arasında meme kanseri hakkında bilgi ve koruyucu uygulamalar cesaret verici olsa da beklenen düzeyde değildir. Anahtar Kelimeler: Meme kanseri, önleyici uygulamalar, bilgi, sağlık çalışanları, Nijerya

Knowledge, attitude, and practice towards female genital mutilation among Somali female students in Ankara and Istanbul - Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Amaç: Kadın-Sünneti(KS), tıbbi olmayan nedenlerle, kadın cinsel organlarının kısmen veya tamamen kesilmesidir. Bu büyük bir halk sağlığı sorunudur ve uluslararası alanda bir insan-hakları-ihlali olarak kabul edilmektedir. Araştırmamızda; 2019-2020 eğitim-öğretim yılında Ankara ve İstanbul'da öğrenim gören Somalili öğrencilerin kadın-sünneti hakkındaki bilgi-tutum-uygulamalarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Gereç ve yöntem: Araştırma için Marmara Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'ndan (13.09.2019/09.2019.790) onay alınmış ve her bir katılımcı bilgilendirilerek onamları alınmıştır. Bu kesitsel çalışmanın verileri, Ankara ve İstanbul'da öğrenim gören Somalili öğrencilerden; sosyo-demografik özellikler, FGM hakkında bilgi, tutum ve davranış sorularını içeren, yapılandırılmış bir anket kullanılarak, yüz yüze görüşmeler yoluyla veri toplanmıştır. Örneklem büyüklüğü 315 öğrenci (N=461, YÖK-2019) olarak hesaplanmış ve örneklem; tabakalı-sistematik- küme-örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Veriler SPSS 11.0 ile analiz edilmiştir. Kolmogorov-Smirnov, Mann-Whitney-U, Ki-kare, Pearson-korelasyon ve lojistik-regresyon analizleri yapılmış, istatistiksel anlamlılık için p<0.05 kabul edilmiştir. Bulgular: Bu araştırmada 286 Somalili kız öğrenciyle(ortanca-yaş:23,0) yüz-yüze görüşülmüştür. Katılımcıların çoğunluğu (%89,5) hiç evlenmemiştir. Türkiye'de ortalama ikamet süreleri 17,5 aydır. FGM prevalansı %83,6'dır. Katılımcıların yaklaşık yarısının (%45,1) kadın sünneti hakkında bilgisi yetersizdir. İlk bilgi kaynağı (%63,6) aileleridir. Yaklaşık %53,8'u FGM hakkında olumlu tutumlara sahiptir. Yaklaşık %37,7'si kadın sünneti uygulamasını desteklemektedir. Katılımcıların doğum yeri, Türkiye'de kaldıkları süre, eğitim düzeyleri ve kadın sünnetine maruz kalma durumları, kadın sünneti desteğini önemli ölçüde etkilemiştir (sırasıyla p:0,0001, p:0,023, p:0,013, p:0,006). Sonuç: Bulgularımız, Türkiye'deki birçok Somalili kız öğrencinin kadın sünnetinin komplikasyonları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını ve kadın sünneti uygulamalarının devamını desteklediğini göstermektedir. Okul temelli kadın sünneti karşıtı programlar, Somalili öğrencilerin kadın sünnetiyle ilgili bilgi ve tutumlarını iyileştirecek ve öğrenciler ebeveyn olduklarında bu uygulamanın yaygınlığı azalacaktır.

Knowlwdge and attitude towards hepatitis b virus infection among adults in tamale in the northern region of ghana-a descriptive study

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışma, Gana'nın Kuzey Bölgesi'ndeki Tamale şehrinde yaşayan yetişkinler arasında Hepatit B Enfeksiyonuna İlişkin Bilgi Düzeyleri ve Tutumlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Gana, Tamale'deki yetişkinler arasından seçilen kişilerin hepatit B enfeksiyonuna karşı bilgi düzeyi ve tutumlarını değerlendirmek için anket kullanılarak tanımlayıcı bir çalışma yapılmıştır. Çalışmaya katılmayı kabul eden kişilerden veriler toplanmıştır. Çalışma örneği 281 katılımcıdan oluşmaktadır. Katılımcıları çalışmaya dahil etmek için basit rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veriler SPSS 24.0 kullanılarak analiz edilmiş, çalışma bulguları metin ve tablolar kullanılarak sunulmuştur. Çalışma, katılımcıların yaklaşık olarak yarısının hepatit B enfeksiyonu hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Enfeksiyon hakkında yeterli bilgiye sahip olanların bile bazı bilgi eksiklikleri vardır. Çalışma aynı zamanda katılımcıların %64'ünün hepatit B aşılamasına karşı iyi bir tutum sergilediğini de ortaya koymuştur. Hepatit B'ye karşı aşılama yapmayanlar, maliyeti ve aşılamanın önündeki diğer engelleri neden olarak belirtmiştir. Katılımcıların hemen hemen hepsi, hepatit B ile enfekte olduklarını fark ettiğinde tedavi için sağlık tesislerine başvuracaklarını söylemiştir. Çalışma, hepatit B'ye karşı bilgi ve tutumun yeterli olmadığını göstermektedir. Bu nedenle, hepatit B enfeksiyonuna karşı bilgi ve tutumu artırmak için halkı hepatit B enfeksiyonu hakkında daha fazla eğitmek, bunun için daha çok çaba gösterilmesi ve bu enfeksiyona karşı önlem alınması gerekmektedir.

Kobalt katkısının çinko sülfür filmlerinin bazı fiziksel özellikleri üzerine etkisinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Genel Fizik Bilim Dalı
Yüksek özdirence ve geniş optik bant aralığına sahip olan çinko sülfür (ZnS) filmlerinin yasak enerji aralığının görünür bölgesi içerisine çekilmesi için, farklı elementler ile katkılama yapabilmekte ve bu sayede fotovoltaik güneş pillerinde pencere materyali olarak kullanılabilecek potansiyele sahip malzemeler üretilebilmektedir. Bu çalışmada, ZnS'nin içerisine kobalt katkısının elektrik, optik, yapısal ve yüzeysel özellikleri üzerine yaptığı etki incelenmiştir Zn1-xCoxS (0?x?20 ml) filmleri kimyasal püskürtme tekniği ile, toplamda 100 ml karışık püskürtme çözeltisi, yüzey alanları 10x26x2 mm2 olan, payreks cam tabanlar üzerinde, çözelti akış hızı ~5 ml/dk püskürtme hızı ile 20 dakika sürdürülmüştür. Taşıyıcı gaz olarak sıkıştırılmış hava (1-1.5 bar) kullanılmıştır. Her film tek aşamada üretilmiştir. Katkısız ve farklı oranlarda kobalt katkılı ZnS (%5, %10, %15 ve %20) filmleri ultrasonik kimyasal püskürtme tekniği ile ~300°C taban sıcaklığında üretilmiştir. Filmlerinin elektrik, optik, yapısal ve yüzeysel özellikleri üzerine kobalt katkısının etkisi araştırılmıştır. Filmlerin, kalınlıkları 0.70-2.10 µm, elektriksel özdirenç değerleri, 1.64-1.84x1010 ? cm aralıklarında ölçülmüştür. UV-Vis spelektriksel ektrofotometresi kullanılarak absorbans spektumlarından elde edilen verilerden yasak enerji aralıklarının değerleri optik metot ile 3.58-3.83 eV aralığında belirlenmiştir. Kobalt katkısının yasak enerji aralıklarındaki değişimleri incelenmiştir. Fotolüminesans spektrumlarını kullanılarark, filmlerinin kobalt içeriğine göre elektronik özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen filmlerinin, OPT, AFM ve SEM yüzey görüntülerinden kobalt katkısına göre yüzeydeki durumlar ve renk değişimleri tespit edilmiştir. Ayrıca filmlerin elementel analizleri, atomik ve elementel ağırlıkları kobalt katkısına göre EDS ile incelenmiştir. Bu çalışmadaki amacımız, karalı bir yapıya sahip olan ZnS filimlerinin fiziksel özellikleri üzerine kobaltın etkisini incelemek ve bu numunelerin fotovoltaik güneş pillerinde, pencere materyalleri olarak kullanılıp, kullanılamayacağını araştırmaktır.

KOBİ'lerde etkin insan kaynakları bölümün oluşturulması: Sakarya ili Kibar şirketi uygulaması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Endüstri İlişkiler ve İnsan Kaynakları Bilim Dalı
KOBİ'lerde İnsan Kaynakları Yönetiminin önemi son yıllarda artmaktadır. İKY'nin benimsenmesi rekabet ortamında avantaj kazanmak için önemli bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Bilgi tabanlı İnsan Kaynakları yönetimi küçük KOBİ'lerde bilgi kullanımının fazlalaşması ile açıklanabilir. Elbette küçük ölçekli firlamarın büyük ölçekli firmalara gore daha düşük mali kaynaklara sahip olması nedeniyle bilgi tabanlı sistemler kurmayı zorlaştırmaktadır.. Etkililik organizasyon hedeflerine belirlenmiş bir sürede ne kadar seviyede ulaşabildiğini ifade eden uzun dönemli ve yönetim doğasını ifade eden bir kavramdır. İlişkili ancak farklı kavramlar olan ektinlik ve etkililik birbirinden kaynak bağımlılığı, iç standart performansları açısından ayrılır. Örgütsel etkinlik örgütsel amaçları gerçekleştirmek için kullanılır. Etkinlik ve Etkililik birlikte organizasyonda önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmanın genel amacı bir KOBİ içinde en etkin işleyen ve en optimum maliyetle bir İnsan Kaynakları Yönetimi Bölümünün nasıl kurulabileceğini araştırmaktır. Araştırmanın alt amacı KOBİ'ler için İKY bölümleri gerçekten gerekli midir? sorusunun da cevabı aranmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler çerçe belirlenen öncellikli fonksiyonlar ile örnek KOBİ'de gerçekçi ve tecrübe edilmiş bir İKY bölümü kurulmuştur.Araştırmada nitel ve nicel araştırma yöntemleri karma olarak kullanılmıştır. Nicel verilerin elde ediminde yapılandırılmış anket, nitel veriler için yarı yapılandırılmış mülakat soruları oluşturulmuştur. Teorik kısımda literatür taraması yapılmış, uygulama kısmında ise katılımcı uygulama süreci işletilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre örnek KOBİ'de İKY bölümü için en fazla öne çıkan İK fonksiyonları şöyledir: İşe alım ve seçim, ücret yönetimi, insan kaynakları planlaması, eğitim ve geliştirme. Araştırma kapsamında tespit edilen öne çıkan sorunlar ise; Yönetim ve çalışanlar arasındaki iletişim eksikliği, doğru yerde doğru çalışan seçiminde eksiklikler, eşdeğer işe eşit ücret uygulamalarındaki aksaklıklar olarak belirmiştir. Örnek KOBİ'de İKY bölümü kuruluş uygulaması ardından firma için tespit edilen faydalar şunlardır: İş yükünün azalması, maliyet tasarrufu, geliştirilmiş iş ve personel kalitesi, gelişmiş iş güvenliği ve verimlilik. Bu bulgular neticesinde oluşturulan İKY bölümünün kuruluş süreçleri açıkça ifade edilmiş ve diğer KOBİ'ler için bir rehber olarak sunulmuştur.

KOBİ'lerde finansal tabloların kredi temerrüddü önemi ve bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İşletme Bilim Dalı
Araştırma Pride Microfinance Limited, Uganda özelinde kredi temerrüt olaylarına yol açan konular üzerinde yoğunlaşmıştır. Çalışmanın amacı; i. KOBİLER tarafından hazırlanan finansal tabloların kalitesi ve kredi temerrüdünün Pride Microfinance Limited, Uganda kuruluşu üzerinde oynadığı rolü belirlemek. ii. Seçilmiş KOBİLERDE finansal tabloların kredi temerrüdüne karşı korumanın ölçüsünü değerlendirmek. iii. Seçilmiş KOBİLERDE kişisel karakterin kredi temerrüdünü etkileyip etkilemediğini değerlendirmek. iv. KOBİLERİN yukarıdakilerin dışında Pride Microfinance Limited, Uganda içinde kredi temerrüdünün diğer nedenlerini incelemek, Araştırmada, çalışma bulgularının esasını kavramak amacıyla, gerek niteliksel gerekse niceliksel verileri elde etmek için enine kesit çalışma tasarımı ve karışık yöntemler kullanılmıştır. Anket araştırması kredi çalışanları, denetçiler ve KOBİ müşterilerinden oluşan 100 kişiyi kapsamaktadır. Veriler, kendi kendine uygulanan anket sorularından elde edilmiştir. Çalışma bulguları KOBİLER tarafından hazırlanan ve denetçilere sunulan finansal tabloların düşük kalitede olduğunu, ancak mikro-finans kuruluşuna sunulan denetlenmiş finansal tabloların oldukça iyi kalitede olduğunu göstermiştir. Çalışmada finansal tabloların çoğunun kredi temerrüdünü korumadığı ortaya çıkmıştır. Mahalle baskısı, kredi ödemesinin zamanı ve kredi ürününün tipi gibi diğer faktörlerin KOBİLER arasında kredi temerrüdünde eşit paya sahiptirler. Araştırma ayrıca bazı koleric kişiliğe sahip olanların popüler optimist, soğukkanlı ve melankolik kişiliklere göre kredi temerrüdüne karşı daha hazırlıklı olduğunu da iv göstermiştir. Çalışmada, KOBİ müşterilerinin kredi başvurularını değerlendirirken, Pride Microfinance'ta çalışan kredi personelinin KOBİ'lerden ilave kefil isteme gerektirdiğini ve ayrıca KOBİ kredilerini onaylamak için işletme dönüş süresi istenmesi ve düzenli müşteri ziyaretleri yapılmasını gerektiren sözleşmeler ve ilişkili yöneticilerin ödenmiş KOBİ kredilerini izlemesi ve KOBİ kredilerini yalnızca kanıtlanabilir ve istikrarlı kar marjı olan KOBİ müşterilerine verilmesi gerektiği tavsiye edilmektedir. Anahtar kelimeler: Finansal tablolar, KOBİ, Kredi temerrüddü.

Koçluk: Türk ve Şilili çalışanlar üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında günümüz örgütleri için önem taşıyan koçluk kavramına odaklanılmıştır. Tez çalışması kapsamında, koçluk türlerinden yönetsel koçluk ele alınmıştır. Yönetsel koçluk, en genel tanımıyla yöneticinin astlarına karşı koç rolünü üstlenmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Tez çalışmasında yönetsel koçluk konusunun yanı sıra yönetsel koçluk becerileri konusuna da odaklanılmıştır. Bu doğrultuda tez çalışmasının amacı, Türk ve Şilili çalışanların yönetsel koçluğa ilişkin algılarının farklılaşıp farklılaşmadığının incelenmesidir. Tez çalışmasında ayrıca Türk ve Şilili çalışanların yönetsel koçluk becerilerine ilişkin algılalarının farklılaşıp farklılaşmadığının incelenmesi de amaçlanmıştır. Gerçekleştirilen araştırma kapsamında Türkiye'den 100 ve Şili'den 100 olmak üzere toplamda 200 katılımcıya ulaşılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Türk ve Şilili katılımcıların yönetsel koçluk algılarının farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Benzer şekilde Türk ve Şilili katılımcıların yönetsel koçluk becerileri algılarının da farklılık göstermediği saptanmıştır.