Thesis Search




SEARCH RESULTS

Kolombiya – Avrupa Birliği (AB) serbest ticaret anlaşmasının Kolombiya'nın dış ticareti üzerindeki etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu tez, küresel ticaret politikalarının tarihsel gelişimini ve AB ve gelişmekte olan ülkelerin rolünü sunmaktadır. Çalışma, GATT/DTÖ ticaret liberalizasyonu çerçeve politikaları dâhilinde AB ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki etkileşimin evrimini ve bunun kalkınma üzerindeki etkisini analiz etmektedir. Ayrıca, AB'nin ve gelişmekte olan ülkelerin tarihte rolüne ve çok taraflı ticaret sisteminin evrimine ilişkin farklı bakış açıları ve teorik kavramları vurgulamaktadır. AB ile Serbest Ticaret Anlaşması'nın (STA) yürürlüğe girmesinden sonra gelişmekte olan bir ülkede ticaretin gelişimi, istatistiksel yazılım kullanılarak Kolombiya ve AB arasındaki ticaretin son 8 yılına ilişkin bir Kümeleme Analizi ve Tanımlayıcı Analiz yoluyla analiz edilmiştir. Zaman dilimi, STA'nın 2013'te bloke edildiği tarihten önce ve sonra aynı yılları kapsamaktadır. Dolayısıyla analiz, 2009'dan 2017'ye kadar her iki ortak arasında ihracat ve ithalat verilerini derlemekte ve analiz etmektedir. Analizleri, İkili Ticaret Anlaşmasının etkisini, potansiyel değerini ve zorluklarını inceleyen hükümlerin hem faydaları hem de kısıtlamalarıyla ilgili bir tartışma takip etmektedir. Bu çalışmanın temel bulgusu, Kolombiya ve AB arasındaki STA'nın Kolombiya'nın kalkınmasını olumlu yönde etkilediğini, ancak ticaretin gelişmesi ve ekonomik büyüme üzerindeki gerçek etkisini belirlemede çalışılan verilerin yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, analiz edilen dönemde küresel koşulların ve ülkenin durumunun, STA ile kararlaştırılan şartlardan daha yüksek derecede ülke ekonomisiyle ilgili olduğunu ortaya koymuştur. Sonuç olarak, bu çalışma ticaret anlaşmalarının kalkınmanın büyümesini olumlu yönde etkilediğini ancak üretim sistemlerinin verimliliği ve iç politikalarla belirlendiğini göstermektedir. Ayrıca bu çalışma, daha uzun bir zaman dilimindeki bir analizin daha doğru sonuçlar ortaya koyabileceğini önermektedir.

Kolombiya ve Türkiye için eğitim getirilerinin karşılaştırılması: Kantil regresyon analizi (2008-2017)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Eğitim ulusların ekonomik büyümesinin ana motoru haline gelmiştir ve ekonomistler arasında eğitimin modern işgücü piyasasındaki rolü konusunda bir fikir birliği vardır. Bu nedenle, eğitim seviyesinin artması ve eğitim kalitesinin iyileştirilmesi, yalnızca toplumların gelecekteki performansını belirlemekle kalmayan aynı zamanda gelecek nesillerin işgücü piyasasındaki sayısını belirleyecek olan çok derin ekonomik sonuçları olan konulardır. Bu çalışma, 2008-2017 döneminde Kolombiya ve Türkiye'de ücret seviyeleri üzerinde eğitimdeki değişimin etkisini analiz etmektedir. Araştırma gelişmekte olan bu iki ülkede nicel olarak sürekli gelişen yükseköğrenimin ücret seviyeleri üzerindeki etkisine odaklanmaktadır. Beşeri sermaye teorisi ve karşı eleştirileri esas olarak incelenmektedir. Nicel analizler Mincer ücret denklemine dayanmaktadır, ancak farklı ücret seviyeleri için eğitimin getirileri arasındaki varyasyonları görmek için kantil regresyon tekniklerini kullanmaktadır. Veriler, Kolombiya için DANE Büyük Entegre Hanehalkı Anketi (GEIH) ve Türkiye için ise TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA)'nden alınmıştır. Getiriler benzer davranış modellerine sahip olsa da, büyüklükler ve değişkenlik analiz edilen kantiller arasında farklılık göstermektedir. Türkiye'de eğitim katsayıları yüzde 1 ile 80 arasında sabit bir şekilde artış göstermekte ve daha sonra son %20 dilimde çok daha homojen hale gelmektedir. Kolombiya için ise ilk %15'lik dilimde getiri oranlarında homojen iken yüzde 15 ile 100 arasındaki dilimde geri dönüşler giderek artmakta, bu da dağılımın üst kısmındaki eşitsizliğe dikkat çekmektedir. Sonuçlar, Kolombiya'da eğitimin getirilerinin Türkiye'den daha yüksek olduğunu, aynı zamanda her iki ülke için de eğitim getirilerinin 2017 yılında 2008'de ulaştığı seviyeden daha düşük olduğunu göstermektedir.

Kolombiya'da gelir dağılımı ve kişi başına düşen GSYİH ilişkisi: 1991-2015

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışma, 1991 ile 2015 yılları arasında Kolombiya'daki kişi başına GSYİH'nın gelir yoğunluğunu ölçen Gini katsayısına olan etkisini incelemektedir. Kullanılan metodoloji, Inter-American Development Bank ve Dünya Bankası'ndan alınan verilerle zaman serilerinin ekonometrik analizidir. Ekonometrik sonuçlar, Kolombiya'da incelenen süre boyunca, kişi başı GSYİH'nın gelir dağılımı davranışının açıklayıcı bir değişkeni olduğuna dair bir kanıtın bulunmadığını göstermektedir. Buradan ayrıca, gelir dağılımındaki eşitsizlik sorununun yalnızca ekonominin konusu olmaktan çıkması ve siyasi ve tarihsel konular gibi önemli konuları da ilgilendirdiği anlaşılmaktadır.

Kolombiya'daki geleneksel toprak yapım sistemleri ve Türkiye'deki benzer yapım sistemleri ile karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Restorasyon ve Koruma Bilim Dalı
Tarihsel kayıtlar, medeniyetlerin gelişiminde karma yapının var olduğunu ve ilk insanlardan bu yana, insanların barınacakları yerleri, toprak ve doğadan elde edilen malzemeler ile nasıl inşa edeceğini öğretmiştir. Günümüzde, dünyanın farklı bölgelerinde ki bu yapıcı mirasın zaman içindeki sürekliliği doğrulanabilir niteliktedir. İlk bölümde, bu çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi ele alınmıştır. İkinci bölümde Türkiye'ye göre uzak bir konuma ve farklı coğrafi, tarihi ve sosyo-demografik özelliklere sahip bir ülke olan Kolombiya ele alınmıştır. Belirli sismik koşullara ve eğimli topoğrafyaya sahip olan Kolombiya bu faktörlere uyan ve yıllardır gelişen toprak bazlı mimariye sahip bir ülkedir. Üçüncü bölümde, Kolombiya'daki en geleneksel üç toprak yapı sisteminin ilkeleri ele alınmıştır. Bunlar: Bahareque, guadua (bambu türü), ahşap ve toprak duvarları olan yapılar; Tapia pisada, diğer malzemeler kullanılmadan sıkıştırılmış toprak yapılar ve Kerpiç, çamur bloklarına dayalı yapılardır. Dördüncü bölümde, toprak yapılarda gözlenen yıpranma nedenleri ele alınmıştır. Bu yapıcı sistemlerin yıpranma nedenleri analiz edildikten sonra, beşinci bölümde Kolombiya'da kullanılan mevcut koruma ve restorasyon teknikleri anlatılmıştır. Öte yandan, altıncı bölümde önceki araştırmayı tamamlamak için yapılan açıklamalar; Türkiye'deki geleneksel toprak mimarilerini ortaya çıkarmıştır. Bu bölümde, daha önce belirtildiği gibi benzer bileşenler ve malzemelerden oluşan üç yapı sisteminden bahsedilmiştir. Bunlar: Masif kerpiç yapım sistemleri, Hımış, kerpiç dolgulu ahşap karkas-çatkı sistem yapılar ve Hafif kerpiç yapım sistemleridir. Bu toprak yapı sistemleri, özellik ve varyasyonları inceledikten sonra, yedinci bölümde, her iki ülkenin sistemleri arasında karşılaştırmalı bir analiz sonucu ortaya çıkmıştır. Yapılan bu karşılaştırma, eksiklikleri giderip güçlendirmek ve gelecekteki toprak-inşaat mirasının sürekliliğini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu iki ülke arasındaki mimari benzerlik ve farklılıklar aynı zamanda bir karşılaştırma imkanı taşımaktadır.

Kolon eğikliğinin çerçeve betonarme binaların performansına olan etkilerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Düşey olmayıp belirli bir eğikliğe sahip kolonlar betonarme yapılarda daha önceleri çok nadiren görülmesine rağmen son yıllarda daha fazla görülmektedir. Bunların uygulanmasındaki gerekçenin daha çok mimari tasarımdan kaynaklandığı belirtilebilir. Eğik kolonların yapıların statik ve dinamik davranışına olan etkileri konusunda yapılan çalışmaların yok denecek kadar az olduğu belirtilebilir. Ayrıca, yapıların hesap ve tasarımıyla ilgili yönetmelik ve standartlarda da eğik kolonlar konusunda ayrıntılı bilgilerin olduğu söylenemez. Bu nedenle mühendisler için eğik kolonları kullanmak genel olarak karmaşık ve davranışının belirlenmesi oldukça zor olarak görülmüştür. Bu tezin amacı kolon eğikliğinin binanın statik ve dinamik davranışına olan etkilerini irdelemektir. Bu amaçla farklı kat sayısına (3 , 5 , 9 , 12 , 15 katlı) ve farklı yüksekliğe sahip binalar için, belirlenen kolonların düşey ve eğik olması durumları ayrı ayrı dikkate alınmıştır. Sadece kolon eğikliğinin etkisini ortaya koyabilmek için binadaki diğer parametrelerin aynı ya da benzer olmasına gayret gösterilmiştir. Düşey kolonlara sahip referans bina ile eğimli kolonlu binaların davranışları karşılaştırarak, eğimli kolon kullanımının betonarme çerçeve binaların sismik davranışı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Binanın doğal periyodu, kat rijitliği, kat ötelenmesi, taban kesme kuvveti vb. parametrelerinde meydana gelen değişimleri karşılaştırmalı olarak ortaya koyabilmek için sismik analizler gerçekleştirilmiştir. Sözkonusu sismik analizler, TBDY-2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak ve ETABS 2019 yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen analizler sonucunda eğimli kolonlara sahip binalarda doğal titreşim periyodlarının azaldığı gözlemlenmiştir. Buna karşılık, eğimli kolonlara sahip binalarda eğim derecesinin 1'den 5'e kadar artması durumunda daha yüksek yanal rijitlik elde edilmiştir. Bununla birlikte eğimli kolonlara sahip binalarda kolon eğikliğinin kat ötelemesi üzerindeki etkisinin, kat ötelenme yönüne ve kolonların eğim yönüne bağlı olarak pozitif veya negatif olabileceği de fark edilmiştir.

Kolorektal kanserde aday prognostik biyobelirteçlerin arşiv materyallerinde doğrulanması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Kolorektal kanser (KRK) dünyade ve Türkiye'de en sık görülen üçüncü ve en ölümcül ikinci kanser olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda KRK'nın tanısı ve prognozu açısından biyolojik belirteçlerin kullanımı yaygın hale gelmiştir. Bu bağlamda ekibimiz tarafından yapılan ön çalışmalar sonucu hücre dışı matris etkileşim yolağında görev gören COL1A1, COL5A1, FN1 ve THBS2 genlerinin yüksek ifadesinin KRK'nın teşhis ve seyrinin öngörülmesinde faydalı olabileceği ortaya konmuştur. Bu doğrultuda tez çalışması kapsamında 200 KRK tümör ve 70 kontrol FFPE dokularından RNA izolasyonu yapılıp qRT PCR yöntemiyle bu dört genin ekspresyon verisi önceki çalışmalar ile birlikte incelenmiştir. Diğer tarafadan 200 KRK tümör örneğinin mRNA verisine ek olarak bu genler protein seviyesinde immünohistokimyasal olarak değerlendirilmiş ve hayatta kalım ile ilişkilendirilmiştir. Yapılan analizler sonucu normal mukoza ile kıyasla tümör hücrelerinde COL1A1 geni için 200 tümör, 130 tümör ve 70 tümör vs 70 kontrol karşılaştırmalarında 2.1, 2.2 ve 3.8 kat artış (p>0.0001); COL5A1 geni için 1.8, 2.2 ve 1.8 kat artış (p>0.0001); FN1 geni için 9.0 kat (p=0.0015), 13.1 kat (p=0.0010) ve 1.6 kat artış (p>0.0257); THBS2 geni için 4.8 kat (p=0.0001), 6.6 kat (p<0.0001) ve 1.9 kat artış (p=0.0007) gözlemlenmiştir. Buna ek olarak tümör hücrelerinde COL1A1 ve COL5A1 genlerinin yüksek ekspresyonu KRK hastalarının genel, nükssüz ve uzak metastazsız sağkalımı ile ilişkilendirilmiştir ve evre belirteci yanında sağkalımın tahminlerinde bağımsız bir faktör olabileceği gösterilmiştir. Diğer yandan FN1'in yüksek ifadesi daha kötü uzak metastazsız sağkalım ile bağdaştırılarak uzak metastazın tahmininde bağımsız bir prognostik belirteç olabileceği öngörülmüştür. Sonuç olarak, ileri çalışmalar gerektirmekle beraber çalışma kapsamında COL1A1, COL5A1 ve FN1 genlerinin potansiyel prognostik belirteçler olabileceği ortaya konmuştur.

Kolorektal kanserde transkriptomik meta analiz ve yeni biyobelirteçlerin keşfi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Biyoenformatik Bilim Dalı
Kolorektal kanser (KRK) günümüzde dünyada en yaygın görülen kanser tiplerinden biridir ve gelişmiş ülkelerde mortalite sıralamalarında 3. sırada yer almaktadır. Erken teşhis, KRK'nın tedavi ve önlenmesinde önemlidir. Bugüne kadar bu tür malignitelerin taramasında kullanılan en makul tanı aracı biyobelirteçlerin kullanımı olmuştur. Ancak mevcut biyobelirteçlerin yetersizliği nedeniyle yeni biyobelirteçlerin belirlenmesine veya geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Muhtemel kolorektal kanser biyobelirteçlerinin tanımlanması için seçilebilecek olan yollardan birinde, ilk olarak gen ekspresyon profillerinin belirlenerek, kanserli ve normal dokunun ifade profillerini karşılaştırılması gerekmektedir. Bu amaçla yaptığımız çalışmada keşif seti olarak tanımladığımız araştırma ekibimizin daha önce yürütmüş olduğu projeden elde edilen gen ekspresyon profillerini doğrulamak ve kesin sonuçlara ulaşmak amacıyla, keşif seti örnekleri gen ekspresyon veri tabanlarından (GEO_Gene Expression Omnibus) alınan ve validasyon seti olarak adlandırılan örneklerle karşılaştırılmıştır. Kullanılan keşif setinde, 50 normal örnek farklı sınıflaması olan ve eşli olduğu 50 tümör örneğiyle karşılaştırılmıştır. Doğrulama seti 1260 örneklerden oluşmaktadır ve bu örnekler GEO veri tabanından belirlenmiştir. Her bir set RMA ön işleme algoritması ile normalize edilmiştir. Bu meta-analiz metodolojisinde, genlerin filtre edilmesinde p?0.001 anlamlılık düzeyinde ve 2 kat değişim eşiğinde ortak olarak farklı ifade edilip, setler arasında örtüşen genlerinin, gen anotasyon gruplarında ?1,3 zenginleşme skoruna sahip olma kriterleri kullanılmıştır. ANOVA analizi sonucunda tümör-normal kontrol karşılaştırmasında keşif ile validasyon setlerinin gen listeleri arasında %59'lık uyum tespit edilmiştir. DAVID biyoinformatik aracı ile gerçekleştirilen ontoloji ve yolak analizleri, bu genlerin bulunduğu önemli zenginleştirilmiş kümelerin arasında kanserdeki yolaklar, fokal adezyon ve aldesteron bağımlı sodyum geri emilimi gibi yolaklar olduğunu göstermiştir. 28 genin KRK hastalarında biyobelirteç potansiyeline sahip olduğu görülmüştür. Tümor derecelerine (grade) göre yapılan karşılaştırmalarda gen liste örtüşmeleri, grade 2 normal kontrol karşılaştırmasında %66 ve grade 3 normal kontrol karşılaştırmasında ise keşif seti ile %68 örtüştüğü görülmüştür. Grade 2 hastalarda hücre döngüsü ve p53 sinyal yolağı gibi pre-invasif genlere bağlantlı yolaklar belirlenirken, grade 3 hastalarında PPARD, CLCA1, CLCA4 ve NR3C1'i içeren özel gen imzası ortaya çıkmıştır. Ayrıca, keşif ve validasyon setlerinin arasında çakışan evre (stage) genlere bakıldığında, normal örnekler ile evre 2 karşılaştırması sonucunda hastalara ait genin % 61'i valide edilirken evre 3 hastalarına ait genin % 68'i doğrulanabilmiştir. Hippo sinyal yolağın yanısıra, MUC2, MUC5B ve ATP2A3 genlerin evre 3 hastalarına özgü olduğu belirlenmiştir.Bu çalışma sonucunda KRK tanısı, evrelendirme ve sınıflanmasında kullanılabilecek biyobelirteç adayı

Kombinatorik toplamlar ve bunların olasılık ve istatistikteki uygulamaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Bu tezde, olasılık ve istatistikte çok önemli bir yer tutan üreteç fonksiyonları ve kombinatorik toplamlar ve bunlarla ilgili uygulamalar çalışılmıştır. Binom katsayılarını içeren kombinatorik toplamlar verilmiştir. Bu toplamların bazı özel sayılar ile ilişkileri incelenmiştir. Bu tezde verilen sonuçlar hem matematik, olasılık ve istatistik alanlarına hem de diğer alanlara katkı sağlayacaktır. Bu tezde kullanılan bazı özel sayılar ile kombinatorik toplamlar arasındaki formüller ve ilişkiler verilmiştir. Örneğin; 1. ve 2. tür Stirling sayıları, Bernoulli sayılar, Euler sayıları, Bell sayıları, Fibonacci sayıları ve Catalan sayıları vb. gibi sayılarla ilgili özdeşlikler elde edilmiştir. Bu tezde, Bernstein baz fonksiyonlarından üretilen Catalan sayılarını içeren formüller kullanılarak, birçok kombinatorik toplam bulunmuştur. Dahası Lagrange inversiyon formülünü ve Stirling sayılarının üreteç fonksiyonları yardımıyla, Stirling sayıları ve negatif üslü Bernoulli sayılarını içeren özdeşlikler elde edilmiştir.

Kombine türbin-buhar sistemlerinde optimum güç modellemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Global enerji krizi, üretim, iletim, dağıtım sistem kayıpları ve artan enerji tüketimi yerel üretime (perakende) geçmek için gerekli ve uygun teşviklerin artmasına neden olmuştur. Yerel üretimin daha verimli olması için kombine türbin-buhar optimum güç sistemlerin kullanılması her geçen gün daha çok önerilmektedir. Bu tez çalışmasında CCHP sistemleri kullanılan yerel üretimin önemi ele alınmıştır. CCHP sistemlerinin irdelenerek araştırılması ve seçimi için, farklı CCHP sistem türleri analiz edilmiştir. Ana çevrim ve aktüatör tipi, ısı ve güç talebi miktarına bağlı seçim kısıtlamaları, uygulama türlerin açısından incelenmiştir. Çalışmada kombine türbin-buhar optimum güç sistemlerindeki teknolojik gelişmeler incelenerek, büyük güçlü enerji santrallerinin ülke çapında iletim ve dağıtım ağlarına entegrasyonu ve bakımından kaynaklanan sorunların irdelenmiştir. Enerji kayıplarının, çevre sorunlarının azaltılması, pasif savunma ve sistem sermayesinin hızla geri dönüşü gibi faydalar, matematiksel ve simülasyonlarla ispatlanarak ileriye dönük önerilerde bulunulmuştur.

Komedi programlarında gazeteciliğin sosyal temsilleri: Last Week Tonight örneği üzerine bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Gazetecilik Bilim Dalı
İzleyici tarafından komedyenlerin gazetecilerden daha güvenilir bulunduğu şu günlerde, Serge Moscovici'nin Sosyal Temsiller Teorisi'ni kullanarak bu araştırma Amerikan komedi programlarının gazetecilik sosyal temsilini nasıl inşa ettiklerini açıklıyor. Özel olarak Last Week Tonight with John Oliver niceliksel ve niteliksel içerik analizi yaparak incelenıyor. Böylece, tezde Amerikan liberal kitlesi tarafından ve tüm dünyada izlenen programın, günlük hayatta gazeteciliğin ve gazetecilerin rolünü nasıl nesneleştirildiği ve demirlendiği belirtilmektedir.

Komor adaları myxomycetleri üzerine çalışmalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Bu araştırma Myxomycetes grubu organizmaların Komor Cumhuriyetinde varlık ve dağılımlarının tespitine yönelik bir ilk çalışma olup, 09 Eylül 2016- 17 Eylül 2016 tarihleri arasında, Ngazidja adasının beş farklı bölgesinde belirlenen dokuz istasyonlardan toplanan materyallerden oluşturulan izolasyon petrileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Toplanan materyallere (çürümüş ahşap, döküntü yaprak, döküntü saplar, ağaç kabuğu, tavşan dışkısı) nem odası tekniği uygulanmış ve elde edilen fruktifikasyonlar'dan preparatlar hazırlanmıştır. Elde edilen Miksomiset türlerinin teşhis ve tanımlaması yapılmış ve herbaryum örneği/materyali haline getirilmiştir. Bu çalışmada, nemli tropikal iklime sahip olan (Komor) Ngazidja adasından 10 miksomiset taksonu tespit edilmiştir. Bu türler; Arcyria insignis Kalchbr. & Cook, 1882; Didymium anellus Morgan, 1894; Didymium minus (A. Lister) Morgan, 1894; Didymium nigripes (Link) Fr., 1829; Didymium serpula Fr.,1829; Physarum cinereum (Batsch) Pers., 1794; Physarum melleum (Berk.& Broom) Massee, 1892; Physarum notabile T. Macbr., 1922; Diderma deplanatum Fries. 1829 ve Badhamia cf. affinis Rostaf., 1874 olup, hepsi Komor adaları için yeni kayıttır.

Komor adaları'nda ortaöğretim coğrafya derslerinde cbs kullanımı için veri setleri oluşturulması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı Komor Adalarında orta öğretim coğrafya derslerinde CBS kullanımına yönelik veri seti oluşturmaktır. Çalışmada, Komor Adalarında CBS ile geliştirilmiş öğretim materyalleri yetersiz olduğundan, söz konusu eksiklikler giderilmeye çalışılarak, müfredata uygun çeşitli etkinlikler oluşturulmuş ve veri dosyaları geliştirilmiştir. Tez, Giriş ve Sonuç bölümlerinin dışında üç ana bölümden oluşmaktadır. Bunlardan ilki teorik ve kavram çerçevenin verildiği bölüm, Komor Adalarında genel orta öğrenimin yapısı ve müfredatının anlatıldığı bölüm ve verilerin hazırlanmasının anlatıldığı bölümdür. Çalışmanın sonucunda Komor Adaları'nda orta öğretim coğrafya müfredatı ile uyumlu ve derslerde kullanılabilecek açıok kaynak kodlu veri setleri geliştirilmiştir.

Komor Adaları'ndan Türkiye'ye göçün sosyo-eknonomik sebepleri ve sonuçları (Türkiye-Komor Adaları ilişkileri)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Türkiye dünya ölçeğinde en yüksek göçmen ve mülteci nüfuslarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Her yıl Komorlu binlerce göçmen Türkiye'de güvenlik ve daha iyi yaşam koşulları bulmak ümidiyle tehlikeli göç yollarını kat etmektedir. Bu çalışmanın amacı Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik Komorlu göçünün sosyal ve ekonomik sebepleri ile sonuçlarını araştırmaktır. Çalışmamızın araştırma kitlesi, iki ayrı kategoriden meydana gelen 108 göçmenden oluşmaktadır: Yasal statüye sahip göçmenler (komorlu öğrenciler ve tacirler) ile yasadışı göçmenler. Çalışmamızda anket formları ve yarı yapılandırılmış mülakat teknikleri kullanılmıştır. Araştırmamızın sonuç bulgularına göre pek çok genç Komorlu ekonomik ve eğitimsel amaçlarla ülkeden göç etmektedirler. Araştırmamızın sonucu ayrıca özel olarak Komorlu göçmenler ve bir bütün olarak Afrikalı göçmenler için Türkiye'nin hızla bir transit ülkesine dönüştüğüne işaret etmektedir.

Komorca'nın ad ulamları ve çoğulluk sistemi üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışma Komorca'da adların ulamlara ayrılması sistemini ve bu adların tekil ve çoğul hallerinin incelenmesini içermektedir. Başka bir deyişle, genel olarak adların tekil ve çoğul hallerinden oluşan çiftlerin ulamlara ayrılma şekilleri incelenmiştir. Esasen, Komorca Bantu dil ailesi dilleri arasında yer aldığından, adlar; dilbilgisel ve anlamsal olarak belirli tanımlık görevi gören önekler aracılığıyla, insan adları, hayvan adları, ağaç adları, eşya adları, sıvı adları vb. ulamlara ayrılmaktadır. Bu nedenle, her bir ad ulamının diğer ulamlardan farklı, kendine ait önekleri bulunmaktadır. Bu durum, Komorca'da birçok belirli tanımlığın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ayrıca, Bantu dilleri uzmanlarının yaptığı araştırmalara göre, Komorca'da 15'ten fazla ad ulamı bulunmaktadır. Adların ulamlara ayrılması özelliği, Bantu dil ailesinin Afrika'da konuşulan Shawili, Sabaki ve Tswana gibi diğer dillerinde de görülmektedir. Komorca'da belirteçler, göstermeler ve sıfatlar gibi dilbilgisel unsurlarının işlevleri ve beraber kullanıldıkları ad ile uyum sağlamaları, adın yer aldığı ulama göre farklılık göstermektedir. Başka bir deyişle, bu dilbilgisel unsurlarından biri bir ad ile birlikte kullanıldığında, bu ada uyum sağlamak için, adın bulunduğu ulamın sahip olduğu kuralla (formüle) uymak zorundadır. Adlar ile birlikte kullanılan önekler ise sadece adların sınıflandırılmasında değil aynı zamanda dilbilgisel unsurları üzerinde de önemli bir rol oynamaktadır.Yani önekler; adılların, belirteçlerin, belirtmeler, vb. anlamlarını belirtmek için kullanılabilmektedir. Komorca'da, bu farklı dilbilgisel unsurları ile kullanılabilen birçok önek bulunmaktadır. Çünkü önekler bir ada eklendiklerinde, ada uyum sağlamak için adın bulunduğu ulama bağlı kalırlar. Bunlar uygun önekin kullanılması için adların bulunduğu ulamlara bağlı kalırlar ve bu nedenle insan adları, hayvan adları, ağaç adları, vb. ile kullanılabilen önekler ortaya çıkar. Bu, Komorca'da neden çok sayıda göstermenin kullanıldığını açıklamaktadır. Aynı durum belirteçler, sıfatlar ve adıllar gibi diğer dilbilgisel unsurları için de geçerlidir. Bu noktada özetle, öneklerin bazen göstermeleri, bazen adılı ve bazen de belirteci işaret eden sözcük anlamında kullanıldığı söylenebilir. Ayrıca, bu çalışma kapsamında yapılan çeşitli araştırmalar sayesinde Komor dilinde, Bantu dilleri uzmanlarının belirttiği ulamlardan dışındafarklı ulamların da var olduğu keşfedilmiştir. Nitekim ad ulamları ve adların ulamlandırılması incelenirken, sıvı adlarının, sıvı yiyecek adlarının, katı yiyecek adlarının ve topluluk belirten adlarının yer aldığı ulamlar ortaya çıkarılmıştır. Bu adlar tekil ve çoğul halleriyle birlikte incelenmiştir. Bu çalışmada rastlanan bir başka bulguya göre; 16, 17 ve 18 numaralı ulamlardaki yer ve yön adları anlam bakımından neredeyse aynı olduklarından, bu adlar aldıkları soneke göre ayırt edilmektedir.başka bir deyişle adların, hayvan, insan, eşya vb dağılımında bulunan bir başk

Kompoze taş sektörüne uygun nitelikte kuvarsın zenginleştirilebilme olanaklarının araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Cevher Hazırlama Bilim Dalı
Türkiye'nin Marmara bölgesinde büyük miktarda kuvars cevheri rezervleri bulunmaktadır. Geleneksel cevherlere benzemeksizin, bu cevherlerin bazılarındaki ana kirletici mineraller rutil, hematit, ilmenit ve feldspattır. Kuvarsın zenginleştirilmesi, genellikle fiziksel özellik farklılıklarına dayanan yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, minerallerin fizikokimyasal özellik farklılıklarına dayanılarak zenginleştirilmesinin gerçekleştirildiği flotasyon yönteminin önemi son yıllarda oldukça artmış ve endüstriyel ölçekte uygulaması da daha yaygınlaşmıştır. Kuvarsın flotasyon ile zenginleştirilmesi, çoğunlukla ters flotasyon şeklinde uygulandığında etkilidir. Ters flotasyonda, kirletici mineraller öncelikli olarak yüzdürülmektedir. Rutil, ilmenit ve hematit gibi renk verici demir ve titan mineralleri çoğunlukla kuvars ile birlikte bulunmaktadır. Kompoze taş sektörüne uygun nitelikte ultra temiz bir kuvars konsantresi elde etmek için bu tür renk verici minerallerin uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu çalışmada, kompoze taş sektörüne uygun nitelikte ultra temiz bir kuvars konsantresinin flotasyon yöntemi kullanılarak elde edilebilirliği araştırılmıştır. Toplayıcı tipi, toplayıcı miktarı ve pH gibi parametrelerin etkileri, yüksek pülp yoğunluğunda koşullandırma sonrası test edilmiştir. Sonuçlar, ANOVA metotu kullanılarak analiz edilmiş, optimize edilen koşulların sonuçlarını açıklamak için matematiksel ilişkiler kurulmuştur. Deneyler sonucunda, en temiz kuvars konsantresi, 750 g/t dozajında AERO 704 tipi toplayıcı kullanılarak pH 8'de ve -212 + 38 µm tane boyutunda elde edilmiştir. Çalışma sonucunda, kompoze taş sektöründe kullanıma uygun nitelikte ultra temiz bir kuvars konsantresinin elde edilebileceği saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ultra Temiz Kuvars, Ters Flotasyon, Kompoze Taş, ANOVA

Kompozit kolon- kiriş birleşim noktasının tersinir yükler etkisindeki davranışının deneysel olarak incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Yapı Bilim Dalı
Deprem bölgelerinde yapılan çok katlı yüksek binalarda yatay yük taşıyıcı sistemlerde en önemli unsurlardan biri kolon-kiriş birleşim noktalarıdır. Bu çalışmada deney elemanı olarak yüksek katlı çerçeve yapının moment sıfır noktalarındaki iç kolon-kiriş birleşimlerinin tersinir yükler etkisindeki davranışı incelenmiştir. Yapıda deprem esnasında oluşan enerjiye karşı sünek davranış gösterip yaptığı deplasmanlar ile sönümlemeye eğilim göstermezse, birikip artan bölgesel enerji yapının ani göçmesine neden olur. (ERCAN and ARISOY 2016). Ani kırılmayı önlemek ve mukavemet ve süneklik gereksinimlerini karşılamak için yapılardaki kiriş-kolon düğüm noktaları için uygun bir yaklaşım ile güçlendirilmesi gereği ortaya çıkmaktadır. Bu yüksek lisans tez çalışmasında belirlenen amaç doğrultusunda 1/2 ölçekte üç adet iç kolon-kiriş birleşimi hazırlanmıştır. Deney elemanlardan bir tanesi referans elamanıdır, ikinci eleman I kesitli çelik profili kolon içine yerleştirip kompozit kolon betonarme kiriş birleşim elaman tasarlanmıştır ve üçücü eleman çelik korniyer ( köşebent) kullanarak güclendirilmiş eleman tanıtılmıştır. Ege Üniversitesi Yapı Mühendisliği Laboratuvarı'nda yer alan yükleme çerçevesini kullanarak tanımlanan elemanlar deprem yükünü temsil eden tersinir tekrarlı yüke tabi tutulmuştur. Deneyden elde edilen sonuçları kıyaslamak amacıyla ABAQUS paket programı ile sonlu eleman modelleri oluşturulup nümerik analizlari yapılmıştır. Ve son olarak, birleşim noktaları dayanım, süneklik ve enerji tüketimi açısından karşılaştırılıp değerlendirilmiştir.

Kompozit parçaların çeşitli yapıştırmalı bağlantı tasarımlarının karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Diğer
Gelişen Teknoloji ile birlikte kompozit kullanımının artması, kompozit bağlantı tasarımlarının önemini de arttırmaktadır. Kompozit malzemeler cıvata, perçin ve yapıştırıcı gibi farklı yöntemler kullanılarak birleştirilebilir. Bu yöntemlerden yapıştırıcı ile birleştirme yöntemi diğer yöntemlere kıyasla daha kolay ve ekonomiktir. Ayrıca bu yöntem ile birleştirilen bağlantılarda daha hafif tasarımlar ve düzgün gerilme dağılımı elde edilebilmektedir. Bu sebeplerden dolayı, kimyasal ve teknolojik alanlardaki gelişmelere paralel olarak yapıştırıcı ile birleştirme yönteminin sanayide kullanımı artmaktadır.Bu çalışmada kompozit malzemelerde yapıştırıcı ile birleştirme yöntemlerinden olan bindirme bağlantısı, köşe bağlantısı ve T bağlantının sonlu elemanlar analiz programı ANSYS yardımı ile analiz edilmiştir. Eşit kuvvetlere maruz bırakılmaları durumunda bu bağlantı tasarımlarında oluşacak gerilme değerleri karşılaştırılmıştır ve aralarından en uygun tasarımlar seçilmiştir.Anahtar sözcükler: Yapıştırıcı, Bindirme Bağlantısı, Köşe bağlantısı, T bağlantısı, ANSYS, Sonlu Elemanlar, Gerilme Analizi.

Komsamolskoe sahası ve yerinde petrol miktarı tahmini

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2012 Diğer
2005 yılında KomMunay şirketi tarafından devletten kiraya alınarak işletim devam etti. Şu ana kadar Komsomolskoe sahasında araştırma çalışmaları devam etmektedir. Çalışmalar sonucunda yeni verilerle eski veriler karşılaştırarak sahayla ilgili analiz yapıldı ve sahanın jeolojik yapısıyla ilgili yeni bilgi edinildi. 1986 yılında karot incelemesi yapıldı. J-I üretim zonunun genel ortalama özelliğine bakacak olursak, laboratuvar analizlerine göre gözeneklilik %16.7, geçirgenlik 28.88md ve Hidrokarbon doymuşluğu %63.49 olarak bulundu. J- II üretim zonunu ancak 9 nolu kuyudan alınan karot analizi temsil etmektedir. Analiz sonuçlarına göre ortalama gözeneklilik değeri %15.5'e, geçirgenlik 3.67md'ye ve hidrokarbon doymuşluğu %60.4'e eşittir.Materyal denge denklemi doymuş veya doymamış rezervuar için yerinde petrol miktarı hesabını yapmada yardımcı olur. Komsomolskoe sahası bir doymamış petrol rezervuarına sahiptir. Bu yüzden çalışma tezimizde doymamış rezervuar için yerinde petrol miktarı tahmin yöntemi uygulanmıştır.Sonuç olarak, bizim çalışma ve hesaplamalarımıza göre yerinde petrol miktarı 16.8 milyon ton ve kurtarım oranı %1.8 çıkmıştır.Tezde kullanılan yönteme göre, basıncın kabarcık noktası basıncına düşmesi durumunda, toplam üretilebilir petrol miktarı 1.02 milyon ton ve kurtarım oranı %6.1 olarak tahmin edilmektedir.

Komünist rejim döneminde Arnavutluk'ta din politikaları ve günümüzdeki dinî yaşama etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Sosyoloji Bilim Dalı
1945-1990 yılları arasında Arnavutluk'ta kurulan komünist rejimin Arnavutların yaşamları üzerinde birçok etkisi vardı. Rejimin politik, kültürel ve dini alanlarında sürdürdüğü baskıcı politikalar, Arnavutluk'taki bu rejimin etkilerini görmeye çalışan çeşitli akademisyenler tarafından ele alındı. Bu çalışma, dini alanda komünist rejimin uyguladığı baskıcı politikaların etkileri üzerine odaklanacaktır. Bu yazının altında yatan varsayım Arnavutluk'ta komünist rejim tarafından benimsenen ateist ideolojinin; dini bilginin edinimi, dini ritüeller ve dini uygulamalar üzerinde kısıtlayıcı bir rol oynadığıdır. Ayrıca, Arnavutluk'un totaliter sistemden liberal-demokratik devlet sistemine geçtikten sonra da Arnavutluk'ta dine bugün de ilgisizliğin sürdüğününü var sayıyoruz. Bu varsayımı göstermek, komünizmde din rolünün teorik yönleri ve Arnavutların din ile olan ilişkisini etkileyen faktörler olarak değerlendirilecektir. Daha spesifik olarak, Arnavutların dini kurumlara ne sıklıkta katıldığı, dini kitaplara, dini törenlere ve dini uygulamalara gösterdikleri ilgi görülecektir. Bu çalışmada kullanılan metodoloji, ortaya atılan hipotezi desteklemek için teorik ve ampirik analizleri birleştirmiştir.

Komünizm sonrası Kazak gençlerinin dini yönelimleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2009 Din Psikolojisi Bilim Dalı
Bu çalışma, Kazakistan'da yaşayan Kazak genç Müslümanların dini yönelimlerini tespit ve tahlil etmek; bu yönelimlerdeki benzerlik ve farklılıkları belirlemek ve karşılaştırmalar yapmak üzere düzenlenmiştir. Bu çalışma, araştırma gençlerin dine olan yönelimleri ile ilgili bazı varsayımlara dayanmaktadır. Çalışma boyunca elde edilen anket verilerine dayanarak bu varsayımlar test edilip değerlendirilmeğe çalışılmıştır.Çalışmamız bir giriş ve üç ayrı bölümden meydana gelmektedir. Girişte, araştırmanın konusunu, amacını, önemini, hipotezleri ve sınırlılıkları içermektedir.Birinci bölümde, Kazakistan hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölüm, araştırmanın metodu, araştırmanın modeli, evresi ve örneklemi, işlem ve analizlerine ilişkin bilgileri kapsamaktadır. Üçüncü bölümde, örneklemin öznel dindarlık algısı, dini hayatı, inanç, ibadet, dini bilgi ve dînî-ahlâkî davranımlar boyutlarına göre incelenmesine yer verilmiş; farklı değişkenler de gözetilerek gençlerin dine olan yönelimleri belirlenmeye çalışılmıştır.Sonuç olarak, araştırmada elde edilen bulgular çerçevesinde, Kazakistan'da yaşayan Kazak, genç Müslümanların dini yönelimlerinin olumlu olduğu; yaşadıkları tüm zorluklara rağmen gençlerin inançlarına sahip çıktıkları, ahlaki ve dini davranışlarının daha müspet yönde ve geliştirilmeye açık olduğu anlaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Din, Gençlik, Din Psikolojisi, Dini Eğilim.