Thesis Search




SEARCH RESULTS

Küçük ve orta ölçekli işletmelerde açık inovasyon uygulamaları: Konya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 İşletme Bilim Dalı
Bu araştırmada, Konya'da sanayi sektöründe yer alan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde (KOBİ) gerçekleştirilen açık inovasyon uygulamalarını ortaya koymayı ayrıca, sanayide yer alan KOBİ'lerin özelliklerinin ve ankete katılan kişilerin özelliklerinin açık inovasyon uygulamalarının gerçekleştirilmesindeki etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Araştırmada betimsel-analitik yöntemi kullanmıştır. Anket, veri toplama için temel bir araç olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Konya ili sanayi bölgelerinde (Selçuklu, Meram, Karatay) sanayi sektöründe yer alan KOBİ'ler oluşturmaktadır. Araştırmaya yukarıda belirtilen alanlarda sanayi sektöründe çalışan KOBİ'den rastgele örneklem yöntemi ile seçili 360 KOBİ katılmıştır. Araştırmanın en önemli sonuçları aşağıdaki gibi ifade edilebilir: İşletme sınırları içinde bulunan fikri mülkiyetin diğer dış taraflara satılması veya lisanslanması yoluyla istifade edilmesinin Konya'daki sanayi işletmesi KOBİ'ler tarafından gerçekleştirilen en zayıf açık inovasyon uygulaması olduğunu göstermiştir. Ankete katılanların %50,6'sı işletmelerinin fikri mülkiyetlerini diğer üçüncü taraflara satarak veya lisanslayarak kâr ettiğini belirtmiştir. Ankete katılanların %81,8'i, işletmelerinin müşterileri inovasyon süreçlerine dâhil ettiğini belirtmiştir. Müşterileri inovasyon sürecine dâhil etmenin Konya'daki KOBİ'ler tarafından gerçekleştirilen en güçlü açık inovasyon uygulaması olduğunu göstermiştir. Araştırma, sanayi işletmesi KOBİ'lerin özelliklerinin ve ankete katılan kişilerin özelliklerinin açık inovasyon uygulamalarının gerçekleştirilmesi üzerinde hiçbir etkisi olmadığını ortaya koymuştur. Ancak araştırma ile Karatay bölgesindeki KOBİ'lerin açık inovasyon uygulamalarını Selçuklu ve Meram bölgelerindeki diğer KOBİ'lere göre daha fazla gerçekleştirdiğini tespit edilmiştir.

Küçük, orta boy ve mikro işletmeler için etkili risk yönetimi stratejileri. Uganda Geliştirme Finansmanı Şirketi çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Küçük ve orta ölçekli işletmeler, herhangi bir ekonominin büyümesinde son derece önemlidir. Ancak, bu işletmeler iş riski, fonlama, bütçeleme vb. risklere karşı çok hassastırlar. Bununla birlikte, küçük işletmelerin risklerini önleme planı, sistematik olarak geliştirilmemiştir ve gerçekleştirilmemektedir. Bu çalışma küçük ve orta ölçekli şirketlerde kurumsal risk yönetimi ile ilgili risk yönetimi süreçlerini incelemektedir. Tez, hangi risk yönetimi stratejisinin küçük işletmeler için etkili bir çözüm olabileceğini tespit edebilmeyi amaçlamaktadır. Araştırma: Uganda Kalkınma Finansmanı Şirketi ve Pride Micro Finance olmak üzere iki şirketi temel almaktadır. Bu tez riskleri, risk yönetimi sürecini, kurumlarda risk yönetiminin rolünü, kurumsal risk yönetimini ve yönetim süreçlerini gözden geçirmektedir. Vaka şirketlerinde kurumsal risk yönetimi uygulamasını göstermek için görüşme tekniklerine dayalı nitel araştırmalar yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: KOBİ, Risk, Risk yönetimi, Kurumsal risk yönetimi

Kül ve odun kömürünün sebze tohumlarının düşük nemde tutulmasında ve depoda tohum kalitesinin korunmasında kullanımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu araştırma, odun kömürü ve külünün marul, lahana, soğan, biber ve havuç tohumlarının kalitesini iki yıllık bir süre boyunca korumada etkinliğini araştırmak için yapılmıştır. Tohumlar, 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 tohum/materyal oranında odun kömürü ve kül üzerinde, 24 ay boyunca oda sıcaklığında (20°C) ve 35°C'de depolanmıştır. Kontrol tohumları % 5-6 tohum nemi içeriğine kadar kurutulmuş ve -20°C'de hermetik paketlerde saklanmıştır. Her bir depolama metodunda 6, 12, 18 ve 24 ay sonra saklama kabından örnekler alınmış ve çimlenme testine tabi tutulmuştur. Tohum gücünü belirlemek için, tohumlar doymuş sodyum klorür (NaCl) çözeltisi ile oluşturulan %72 oransal nemde 45°C'de 72 saat yaşlandırma testine tabi tutulmuştur. İki depolama yönteminde de, 20 ve 35oC'de 6 ay sonra tohum canlılığı ile kontrol arasında fark bulunmamıştır. Yirmi ay sonra, 1:0.4 tohum/materyal oranında depolanan marul, lahana, soğan ve biber tohumların canlılığı ve tohum gücündeki düşüş, 20oC ve 35oC'de depolanan tüm türlerin kontrolüne kıyasla en yüksek düzeyde olmuştur. Depolama süresinin sonunda, havuç, biber ve lahana tohumları marul ve soğana göre yüksek tohum canlılıklarını korumuştur. Odun kömürü üzerinde depolanan tohumların 20 ve 35oC'de tüm türlerde daha yüksek canlılık yüzdesi sergilediği gözlenmiştir. Tohum nemi içeriğindeki azalma, 35oC'de depolanan tohumlarda 20oC'de depolanan tohumlara göre daha belirgindir. Bununla birlikte, kül ve odun kömürü üzerinde 1:0.4, 1:0.6, 1:0.8 ve 1:1 oranlarında depolanan tohumların tohum nem içeriğinde düşüş açısından önemli bir fark bulunmamıştır. Bu araştırmada kullanılan sebzelerde kül ve odun kömürü kurutucularının 20°C'de 12-18 ay boyunca tohumun canlılığını koruyabileceği sonucuna varılmıştır.

Kültür aktarımı bağlamında yabancı dil olarak Arapça ve Türkçe öğretimi ders kitaplarının karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Türkçe Eğitimi Bilim Dalı
Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde yalnızca Türkçenin dil sistemi, dil yapılarının öğretilmesi genel dil kurallarının gösterilmesi değil aynı zamanda kültürel aktarımın yapılarak Türk kültürünün tanıtılması da amaçlanmaktadır. Bu, aynı zamanda Türkçenin yabancı dil olarak öğretilmesi bağlamında temele alınması gereken en önemli ilke niteliğindedir. Bununla birlikte kültür aktarımında bir dengenin olması gerektiği de söylenmelidir. Bu dengenin oluşabilmesi, dil öğretilecek hedef kitlenin kültürünün de tanınması hatta dil öğretiminde diğer kültüre yer verilmesi anlamına da gelmektedir. Bu çalışmada Arapçanın yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan ders kitapları ile Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılan ders kitaplarının kültür aktarımı bağlamında karşılaştırılmasını amaçlanmaktadır. Yabancı dil öğretiminde en önemli basamaklardan biri öğrenilen dilin kültürünü de öğrenmektir. Çalışmada belirlenen kitapların A1 ve A2 seviyeleri kişiler arası ilişkilerin alt öğelerini oluşturan selamlaşma ve davranışlar, aile ilişkileri ve kuşaklar arası ilişkiler, misafir etme, ikram ve hediyeler bakımından incelemesi yapılmıştır. Araştırma yapılırken doküman analizi tekniği kullanılmış ve veriler tespit edilip bulgular kısmında tablolar halinde sunulmuştur. Araştırmanın yapılmasındaki amaçlardan biri belirlenen kültür ögeleri bakımından Türk kültürüyle, Arap kültürünün benzer ve farklı yönlerini tespit etmektir. Bunun yanı sıra tespit edilen verilerin Türkçeyi öğrenen kişilere ve Arapçayı öğrenen kişilere faydalı olup olmadığına bakılmıştır. Betimsel nitelikli bu çalışmada veri topluma yöntemi olarak doküman taraması yönteminden yararlanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ise frekans dağılımları ve yüzde oranları kullanılmıştır. Sonuç ve öneriler kısmında yapılan taramalar sonucunda elde edilen bulgular yorumlanmış, araştırmayla ilgili çeşitli öneriler sunulmuştur.

Kültürel değerlerin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bilindiği gibi ekonomik, siyasal ve teknolojik faktörler ekonomik büyümeyi etkileyen temel faktörler olarak öne çıkmaktadırlar. Ekonomik büyüme analizlerinde kültürel, sosyal ve çevresel faktörlerin üzerinde çok durulmamaktadır. Bu çalışma, kültürü bir ülkenin ekonomik büyüme hızını etkileyen önemli bir faktör olarak dikkate almaktadır. Çalışmamızın üç amacı bulunmaktadır. Birincisi, ekonomik büyümeyi etkileyen kültürel değerleri tespit etmektedir. İkincisi, çeşitli kültürel değerleri dikkate alarak kültürün, ülkelerin ekonomik büyüme üzerinde etkisi olup olmadığını test etmektir. Üçüncüsü ise, ülkeleri yüksek ve düşük GSYİH açısından gruplandırarak, kültürel değerlerin hangi gelir düzeyindeki ülkelerde daha etkili olduğunu ortaya koymaktır. Çalışma, İngilizce, Türkçe, Rusça ve Ukraynaca dillerindeki makaleler, bildiriler, kitaplar ve diğer akademik yayınların detaylı incelenmesi sonucu oluşturulmuştur. Literatürde yer alan çalışmaların çoğu, kültürün ekonomik büyümede önemli bir rol oynadığına dair ampirik olarak kanıt sağlamaktadır. Çalışmamızda, hem daha yeni yıllara ait verilerin kullanılması, hem de daha önceki çalışmalarda kullanılmayan hoşgörü ve uzun döneme odaklılık gibi kültürel değerlerin ekonomik büyümeyle ilişkisinin kurulması, daha sağlıklı ve geliştirilmiş sonuçları ortaya koyacaktır. Bununla birlikte, çalışmaların çoğu kültürün işletmeler ve iş alanlarındaki etkisini analiz etmektedirler. Literatürde çoğunlukla mikro analizler yapılmaktadır. Bu bağlamda, çalışmamızda kültürün ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin makro boyutta ele alınması önem taşımaktadır. Buna ilaveten, literatürde ülkeleri yüksek ve düşük GSYİH açısından sınıflandırarak, kültürün ekonomik büyüme üzerindeki etkisini ele alan çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmamız bu açıdan da önem arz etmektedir. Farklı gelir düzeylerine sahip ülkelerin karşılaştırılması, kültürel tuzak hipotezinin de test edilmesine olanak sağlamıştır. Çalışmada Hofstede tarafından yapılan kültürel boyutlar, Dünya Değer Araştırması'nın değerleri ve Mutluluk Endeksi kullanılarak geniş bir kültürel değişken yelpazesi oluşturulmuştur. Korelasyon, çoklu doğrusal regresyon ve bağımsız iki örnek t testi yöntemleri kullanılarak kültürel ve ekonomik değişkenleri içeren analizleri yapılmıştır. Bulgulara göre, kültürel değişkenlerin ekonomik büyüme üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır. Güç mesafesi, erillik ve itaat gibi kültürel değerlerin, analiz için seçilen ülkelerin ekonomik büyümesi üzerinde negatif etkileri tespit edilmiştir. Bireysellik, belirsizlikten kaçınma, mutluluk gibi kültürel değişkenlerin ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkileri vardır. Ayrıca kültürel değişkenler ekonomik büyümeyi düşük GSYİH olan ülkelerde, yüksek GSYİH olan ülkelerden daha fazla etkilemektedir. Düşük GSYİH ülkelerinde kültürün ekonomik büyüme üzerindeki güçlü etkisi, kültürel bir tuzağın var olma olasılığını ortaya çıkarmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kültür, Ekonomik Büyüme, H

Kültürel değerlerin liderlik tipleri üzerindeki etkisi: Suudi Arabistan ile Türkiye karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 İşletme Yönetimi Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı, kültürel değerlerin liderlik uygulamaları üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Türk ve Suudi Arabistan'daki yöneticilerin kültürel değerleri ve yönetim uygulamaları belirlenmiş ve elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Araştırmaya 274 katılmıştır. Araştırmada veriler Schwartz'ın Değerlerinin Ölçeği ve Liderlik Uygulamaları Ölçeği kullanarak anket yöntemi ile elde edilmiştir. Anketlerin sonuçları SPSS programıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, Türk yöneticilerin baskın kültürel değerlerinin Hazcılık ve Uyma, Suudi yöneticilerin değerlerinin ise Güç ve Uyma olduğu belirlenmiştir. Yöneticilerin liderlik uygulamalarına ilişkin yapılan analizin sonucunda ise, liderlik uygulamaları açısından Türk ve Suudi yöneticilerin benzerlik gösterdiği saptanmıştır. Araştırmada yöneticileri kültürel değerleri ile liderlik uygulamaları arasındaki ilişkiler incelendiğinde, Türk yöneticilerin, bireyselciliğe olan eğilim arttıkça, takım çalışması ve toplumculuk temelli liderlik uygulamalarına olan eğilimin azaldığı saptanmıştır. Yapılan korelasyon analizi sonucunda Suudi yöneticilerin kültürel değerleri ile liderlik uygulamaları arasında herhangi anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir. Araştırmada Türk ve Suudi yöneticilerin kültürel değerleri karşılaştırılması, Türk yöneticilerin, Özyönelim, Evrensellik, İyilikseverlik, Uyma ve Güvenlik değerine Suudi yöneticilere nazaran daha fazla önem verdikleri, Suudi yöneticilerin ise Geleneksellik değerine Türk yöneticilerden daha fazla önem verdikleri saptanmıştır.

Kültürel diplomasi bağlamında sivil toplum kuruluşlarının ülke kültürünün tanıtımına etkisi: Ürdün'deki Yunus Emre Enstitüsü örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bilim Dalı
Bu araştırma; Yunus Emre Enstitüsü'nün Ürdün'de uyguladığı kültür diplomasisinin iletişim faaliyetlerinde ülke kültürünü tanıtmada ki etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Amaç doğrultusunda ilgili literatürden faydalanılarak oluşturulan veri toplama aracı; amaçlı örnekleme yöntemidir. Amaçlı örnekleme yöntemi ile Ürdün'de bulunan 215 kişiye uygulanmıştır. Elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS 22.0 istatistik programı ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda: Yunus Emre Enstitüsü'nün faaliyetleri hakkında İnternet, Sosyal medya, Arkadaş ve akrabalar ve Enstitüye kişisel ziyaretlerim veri kaynaklarını oluşturmuştur. Katılımcıların YEE' nin faaliyetlerine katılım sebebi faktörlerine ilişkin en yüksek ortalamaları Türkçe dahil yabancı dil öğrenmeyi sevmemdir , Farklı ülke kültürlerini tanımaktır ve Türkiye devletini sevmemdir oluşturmaktadır. Katılımcıların YEE' nin faaliyetlerinde Türk kültürü unsurlarını tanıtmada ne derece katkıda bulunduğuna ilişkin en yüksek veriler şu şekildedir: Türkçeyi tanıtmak,Türk örf, adet ve değerlerini tanıtmak ve Türk sanat ve edebiyatını tanıtmaktır. Yunus Emre Enstitüsü faaliyetlerinin Türk kültür değerlerine yönelik etkilerine ilişkin en yüksek ortalamayı Türkçe oluştururken; sırasıyla Türk örf, adet ve değerler, Türk günlük yaşamı, Türk semboller, Türk tarihi, eser ve karakterleri ve Türk sanat ve edebiyatı takip etmektedir.

Kültürel diplomasi: Pakistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu araştırma, Pakistan tarafından Türkiye'de uygulanan farklı kültürel diplomasi biçimlerini incelemektedir. Küreselleşme ve teknolojik ilerleme ile birlikte yeni bir diplomasi kavramı, yani kamu diplomasisi ortaya çıkmıştır ve kültürel diplomasi bunun önemli bir parçasıdır. Kültür, halktan halka ilişkileri güçlendirmek ve arkadaş edinmek için yumuşak bir güç olarak kullanılmaktadır. Pakistan ve Türkiye, Pakistan'ın kuruluşundan bu yana kardeşçe ilişkilerin tadını çıkarmaktadır ve bu çalışma, ilişkilerini daha da güçlendirmek ve daha olumlu bir imaj oluşturmak için Pakistan'ın Türkiye'de farklı kültürel diplomasi biçimlerinde neler yaptığını incelemeyi amaçlamaktadır. Veriler, Pakistan'daki kültürel diplomasinin devlet ve devlet dışı aktörleri ile görüşülerek ve Pakistan Büyükelçiliği'nin 2012 - 2018 döneminde resmi bloğunda sunduğu içeriğin incelenmesiyle toplanmıştır. Araştırma Pakistan'ın bu konuda bazı çalışmalar yaptığını ancak bunun yeterli olmadığını ve daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu ortaya çıkarmıştır. Demokratik istikrarın olmaması, kültürel diplomasiye uygun işleyen organların eksikliği, kültürel diplomasi ile ilgilenilmemesi ve sınırlı mali kaynaklar ana engellerdir. Bazı ciddi ve zamanında adımlar atarak Pakistan sadece kendisinin daha olumlu bir imajını değil, aynı zamanda dostlar ve turistler de kazanabilir.

Kültürel farklılıkların uluslararası işletmeler üzerindeki yansımaları: Somali'de faaliyet gösteren Türk işletmelerinin deneyimlerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
İnsanoğlu küreselleşmenin etkisiyle yavaş yavaş daha küresel, daha homojen bir kültüre doğru yol alsa bile, ülkeler arasındaki kültürel çeşitlilik daha uzun süre devam edecektir. Kültürün günlük yaşamı ve insanlar arasındaki etkileşimi derinden etkilemesinin ötesinde, işletmelerdeki iş yapma biçimleri üzerinde doğrudan etkisi vardır. Uluslararası işletmelerin başarısı önemli ölçüde iş yaptığı kültürü iyi tanımasına dayanmaktadır. Farklı bir kültürde faaliyet gösteren işletmeler çoğu zaman kültürel farklılıklardan kaynaklanan sorunlarla boğuşmaktadır. Bu çalışma, ülkelerarası kültürel benzerlik ve farklılıkların uluslararası işletmeler üzerindeki yansımalarını, Somali ve Türk kültürleri örneğinde tespit etmeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma modelinin kullanıldığı bu çalışmadaki veriler, Somali'de faaliyet gösteren Türk işletmelerinde çalışan 23 personel ile yapılan detaylı görüşmeler yoluyla elde edilmiştir. Bulgular, Türk yöneticilerin Somali ile Türkiye arasında hem uluslararası kültürü oluşturan bileşenler hem de Hofstede'in geliştirmiş olduğu ulusal kültür boyutları açısından önemli farklılıklar olduğunu düşündüğünü ortaya koymaktadır. Katılımcılara göre iki ülke arasındaki tek benzerlik aynı dine sahip olmalarıdır. Anahtar Kelimeler: Uluslararası işletme, Kültür, Ulusal kültür, Kültürel farklılıklar, Somali, Türkiye

Kültürel miras alanlarinda kamusal mekân yaratma ve halk katiliminin rolü.

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Kentsel Tasarım Bilim Dalı
Kentsel alanlarda kültürel mirasın son yıllarda korunması, şehirlerimizin tarihi, kültürel ve ekonomik merkezinin önemi nedeniyle planlama açısından önemli bir faktör hâline gelmiştir. Tüm düzeylerde paydaşları dâhil eden bu mirasa yönelik sürdürülebilir koruma ve kamusal mekân yaratma faaliyetlerini garanti altına almak amacıyla, dünya mirası unvanıyla ya da bu  unvan  olmaksızın  farklı  alanlarda  miras  yönetim  planları  formül  hâline getirilmiş  ve  uygulanmıştır. Bu tezin amacı, vatandaş katılımına ilişkin çerçeveleri ve bazı değerlendirme katsayılarını, miras alanlarında kamusal alanların algılanışını ve söz konusu unsurların iki örnek kapsamında  miras  yönetim  planlarının  formülasyonuna  yönelik  etkilerini  ortaya  koymaktır.  kamusal mekân yaratma kavramı bu analiz için çok önemlidir çünkü şehirlerdeki ortak alanların toplu  şekilde  inşa  edilmesine  vurgu  yapılmaktadır.  Mekân  algısı  ve  toplulukların  tasarım  ve  planlama kararlarına katılımı da dikkat çekmektedir. Kültürel miras alanları kapsamında  dengeli ve sürdürülebilir yönetim için bu fikir çok önemlidir. İstanbul (Türkiye) ve Bogota  (Kolombiya) bu araştırma için analiz edilen şehirlerdir. Bu şehirlerin farklı bir bağlamı, tarihi  ve  miras  olguları  bulunmaktadır. İstanbul  ve  Bogota,  farklı  kılavuzlar  izlendiğinde  bile  toplulukları ve kullanıcıları farklı oranlarda kapsayan miras alanlarının yönetimine yönelik bir  ana çerçeve oluşturmak için uygundur. Çalışmanın metodolojisi ile başlayacak olursak katılım ve kamusal mekân yaratma kavramına  yönelik teoriler ve modeller, araştırmaya yönelik ilk çerçeveyi tanımlamaktadır. Bu süreci,  kamusal alanın tanımı, rolleri ve yönetim planları vasıtasıyla kentsel miras alanlarındaki  merkezi  unsurlar  olarak  koruma,  yönetim  ve  kolektif  sorumluluklara  yönelik  kamusal  kullanımı takip etmektedir. Her örnekte olanak sağlanan planlama sistemi ve katılım süreci,  tarihi alanlar ve miras alanları için önerilen yönetim planına yönelik bir çerçeve olarak  sunulmuştur. Bu araştırma bizlere resmi birimler tarafından sunulan ve onaylanan unsurlar  ile kamusal farkındalık ve olan yaklaşımı arasındaki zıtlıkları anlamamıza olanak tanısa da her  şehirdeki miras yönetim faaliyetinin bağlamının anlaşılması için farklılıkları ve diğer önemli  özellikleri ile birlikte hedefler, özellikler ve katılım süreçleri sunulmakta ve yürütülmektedir.  Resmi kaynaklardan edinilen veriler her iki örnekte de paydaşlarla yürütülen anketlerle ve  görüşmelerle birlikte incelenmiş ve kültürel miras yönetim planları ile önerilen ve öngörülen katılım faaliyeti ve paydaşların bu süreçlere yönelik algıları arasındaki tezatlığın aydınlatılması  amaçlanmıştır.  Anahtar Kelimeler: vatandaş katılımı, kamusal mekân yaratma, miras alanları, kamusal alan, miras yönetim planları. 

Kültürlerarası adaptasyonda eğitim konumu ve anne katılımının rolü: Türkiye'deki Endonezyalı anneler örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İletişim Bilimleri Bilim Dalı
Kültürlerarası adaptasyon, uzun yüzyıllar öncesinden beri meydana gelen kültürlerarası göç olgusu nedeniyle geniş bir çalışma konusu olmuştur. Bu çalışma, Türkiye'de yaşanan 10 Endonezyalı annenin çocuk eğitiminde katılım konusunda kültürlerarası adaptasyonu inceleyen nitel bir araştırma üzerine kurulmaktadır. Çocuklarını yeni bir kültürde yetiştiren göçmen annelerin, dil engeli, çocuk yetiştirme uygulama farklılıklar ve sosyal ağ eksikliği gibi bazı faktörler nedeniyle çocukların eğitimine katılımlarında zorluklar yaşadıkları iddia edilmektedir. Young Yun Kim'in İletişim ve Kültürlerarası Adaptasyon Entegre Kuramı, bu çalışmada temel kuram olarak uygulanmaktadır. Bu kuramda, kültürlerarası adaptasyonun temelde bir iletişim süreci olduğu ve çevresel ve kendi yatkınlık faktörlerinden etkilendiği savunur. Araştırma bulguları derinlemesine görüşme yoluyla elde edilmektedir. Araştırma bulguları, Endonezyalı annelerin çocuk eğitiminde katılım konusundaki kültürlerarası adaptasyonunu oluşturan kişisel ve sosyal iletisim yanı sıra çevresel ve yatkınlık faktörlerini ortaya koymaktadır. Çalışma şu sonuçlara varmaktadır: (1) çevresel ve kendi yatkınlık faktörleri, annelerin çocukların eğitiminde katılımını etkilemiştir, (2) annelerin çocukların eğitiminde katılımı kişisel ve sosyal iletişimlerini etkilerken aynı zamanda kişisel ve sosyal iletişim, çocuk eğitiminde anne katılım konusundaki kültürlerarası adaptasyonun ana aracı olarak çalışmıştır, ve (3) annelerin rolleri, onların kültürlerarası adaptasyon yönelimlerinde öncelikli rol olarak karşımıza çıkmıştır. Son olarak, bu çalışma, annelerin çocuk eğitimine katılımının tüm kültürlerarası adaptasyon sürecini kolaylaştırdığını ortaya koymaktadır. Bu çalışma aynı zamanda Kim'in İletişim ve Kültürlerarası Adaptasyon Entegre Kuramında savunulduğu gibi kültürlerarası adaptasyondaki makro faktörler (çevre ve yatkınlık faktörleri) ile mikro faktörler (kişisel ve sosyal iletişim) arasındaki etkileşimi de doğrulamaktadır.

Kültürlerarası iletişim bağlamında Türk müziği'nin Kosova halkları üzerine etkisi: Rasim Salih örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Kişilerarası İletişim Bilim Dalı
Tarih'in ilk zamanlarından itibaren insanlar daha iyi yaşam koşulları için sürekli bir yerden bir yere göç etmişlerdir. Bu göçler kimi zaman küçük kabilelerin ticareti sebebi veya elverişli tarım koşulları için, kimi zaman da savaşlar dolayısı ile olmuştur. İletişim tarihi açısından bu göçlerin ve nüfus hareketlerinin, insanlığa en büyük etkisi ise farklı kültürlerin birbirleri ile iletişimde ve etkileşimde olmalarıyla yaşananlardır. Yüzyıllar boyu süren insanlığın bu göç serüveninde farklılıklar yaşanmış, insanlar değişik kültürler ile karşılaşıp kendi kültürel değerlerini, hatta kimliklerini belirleyen değerleri farklı topluluklar ile iletişim ve etkileşimle oluşturmuşlardır. Bu topluluklar ve kültürler arasında, Türklerin Kosova'daki halklarla müzik üzerinden gerçekleştirdiği kültürler arası iletişimi ve bu iletişimin geçmiştengünümüze kadar olan sürece etkisi ve yansımalarıçalışmamız açısından üzerinde hassasiyetle durulan bir konu olmuştur. Bu bağlamda gerçekleştirilen mülakatlar sonucunda Kosova halkları arasında Türk müziğinin en çok etkilendiği topluluklar arasında, Arnavut halkının olduğu tespit edilmiştir. Milli enstrümanları çiftteli ve şarkia'dan tutun halk ozanlarına Ashikat yani Türkçede Aşıklar olarak adlandırmaları, kültürel etkileşimin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Sırp ve Boşnak müziği ise Sevdalinka denilen Türk halk müziğinin sevda şarkılarından etkilendiği görülmektedir. Tarihi süreç içerisinde değişik rejim ve savaşlardan dolayı bu değerlerin ve kültürlerin birbirinden uzaklaştığı, ancak beli zamanlarda yaklaştığı da dikkatimizi çekmektedir. Özellikle 1951 yılından sonra, Kosova'da Türk toplumunun haklarının geri alınması ile Türklerin kültürel kalkınma sürecinde Kosova'daki toplulukların yeniden Türk müziğinden etkilenmeye başladığı görülmektedir. Dünya medeniyetine büyük değerler katmış olan Türk müziğinin, Kosova'da yaşayan halkların özellikle Müslüman, Arnavut ve Ortodoks Sırpların kültürlerine etkisi derinlemesine irdelenmiştir. Bu bağlamda, müziğin iletişim gücünün Kosova'daki Türk toplumunun değerlerini korumaları ve hatırlamaları yönünde etkisini saha alanında yapmış olduğum mülakatlar ile değerlendirilmesi yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kültürler Arası İletişim, Kültürel Erozyon, Toplumsal Bellek, Müzik

Kültürlerarası iletişim: Makedonya'da yaşayan Türkler ve Makedonlar arasındaki iletişim

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Kültürlerarası etkileşimi anlamak için, iki veya daha fazla kültür arasındaki ilişki, aralarındaki iyi niyet veya çatışmalar, kültürlerin kendisi ve varsa sürdürdükleri iletişim incelenmelidir. Bu çalışmasının konusunu, Makedonya'da yaşayan Makedonlar ve Türkler arasındaki kültürlerarası iletişim oluşturmaktadır. Türk azınlık (Makedonya Türkleri) ve Makedonya Cumhuriyeti topraklarında yaşayan Makedon halk arasında varolan durumun belirlenmesi amacıyla, söz konusu insanların kültürel özellikleri, kimliği, kültürlerarası yaşam, daha da özelde kültürlerarası iletişim araştırılıp çözümlenmiştir. Çalışmada, veri toplama yöntemi olarak derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler, Makedonya'nın başkenti Üsküp'te yaşayan 10 Türk (5 kadın/ 5 erkek) ve 10 Makedon (5 kadın/ 5 erkek) ile gerçekleştirilmiştir. Her katılımcıya toplam 19 adet soru sorulmuştur. İlk 9 soru, iki kültürün genel kültürel karakteristiklerini araştırmak ve belirtmek için hem Türklere hem de Makedonlara aynı şekilde sorulmuştur. Sonraki 10 soru ise, Makedonların ve Makedonya'da yaşayan Türklerin kimlik özelliklerini, aidiyet ve kabullenme duygularını, ortak veya ayrışan sembolleri, gelenekleri ve yaşam tarzlarını tanımlamak için her bir gruba farklı olacak biçimde yöneltilmiştir. Ayrıca, toplam 19 sorudan her biri, Makedonlar ve Türkler arasında gerçekleştirilen kültürlerarası iletişimi daha iyi anlayabilmek için katkı sağlamıştır. Sonuçlara göre, Makedon ve Türk kültürlerinin yakın hatta benzer olduğu anlaşılmıştır. Bu toplumlar, sadece aynı topraklarda yaşamamaktadırlar, aynı ve benzer yaşam tarzıları, kültürleri, algıları, tutumları ve değerleri paylaşmaktadırlar. İkisi de özgür duyumsamakta, özgürce davranmakta, yaşamı aynı şekilde algılamaktadır. Makedonya'da iki kültürün aynı derecede güçlü ve belli bir kimliğe sahip olduğu, hiçbirinin kendini azınlık ya da çoğunluk olarak görmediği anlaşılmaktadır. Birlikte entegre olmaları dolayısıyla kültürel kimliklerinin de birbirine uyumlu olduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Sözcükler: Kültür, İletişim, Kültürlerarası iletişim, Kimlik, Etnisiteler.

Kültürlerarası iletişim: Türkiye'de yaşayan Çinlilerin Türk kültürü üzerine deneyimleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Kültürlerarası İletişim: Türkiye'de yaşayan Çinlilerin Türk kültürü üzerine deneyimleri başlıklı tez çalışmasında Türklerlerin ve Çinlilerin kültürel iletişimi ele alınmıştır. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci bölümünde Kültürel iletişim ele almadan önce iletişim, kültürler arası iletişim tanım verilerek bu iki kavramın fonksiyonları incelenmiştir. İkinci bölümünde esas olarak Çin ile Türkiye arasındaki kültürel ilişkileri, Çin ile Türkiye arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları tanıtmaktadır. Üçüncü bölüm, kültürlerarası iletişim ile ilgilidir: Çin ve Türkler tarafından birbirlerinin algılanması ve Türkiye'de yaşayan Çinlilerin yaşam ve kültürel adaptasyonu üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölüm, Türkiye'de yaşayan Çinlilerle yapılan derinlemesine görüşmelerden oluşmaktadır. Bu bölümde Türkiye'de yaşayan Çinli öğrenciler, Türklerle evli Çinli ve Türkiye'ye turist olarak seyahat eden 11 Çinlinin Türk kültürü üzerine görüşlere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: kültür,iletişim,kültürlerarası iletişim, kültürleşme

Küresel eğitim pazarlamasının ülke imajına etkisi: Türkiye'deki yabancı uyruklu öğrenciler üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 İşletme Bilim Dalı
Bu çalışma, küresel eğitim pazarlamasının Türkiye'deki yabancı öğrenciler tarafından algılanan Türkiye'nin ülke imajı üzerindeki etkisini bilmeyi ve aynı zamanda yabancı öğrencilerin uyruklarına göre Türkiye imajını algılama düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olup olmadığı ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Çalışmanın amaçlarına ulaşmak ve hipotezlerini test etmek için, Türk üniversitelerindeki 689 yabancı öğrenci üzerinde bir anket çalışması yürütülmüştür. Bu araştırma nicel araştırma yöntemi ile yapılmıştır. Hipotezler ve veriler SPSS istatistik 26.0 yazılımı ile analiz edilmiştir. Güvenilirlik, normal dağılım, ANOVA ve regresyon analizi testleri kullanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, küresel eğitim pazarlaması Türkiye'nin ülke imajına olumlu etkiler bulunmuştur. Ayrıca, tüm hipotezler analizine göre, çok boyutlu bir kavram olarak eğitim pazarlaması, ülkenin çeşitli boyutlarında (siyaset - ekonomi - teknoloji - coğrafya - tarih - halk - kültür - benzerlik - duygular) olumlu bir imaj yaratılmasına olumlu etki etmektedir. Buna ek olarak, sonuçlar aynı zamanda yabancı öğrencilerin uyruklarına göre Türkiye'nin imajını algılamada istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğunu göstermiştir. Araştırma sonuçlarına dayanarak bir dizi tavsiye yapılmıştır. Bu çalışma, yükseköğrenimin pazarlanmasının bir ülkenin imajını geliştirmesine yönelik önemli bir adım olduğunu göstermiştir. Bunun ışığında, Türk hükümeti bu sektöre yatırımdan tam getiri elde etmek istiyorsa Türk yükseköğretim piyasasının karşılaştığı zorluklara gereken dikkat gösterilmelidir.

Küresel firmaların reklam stratejileri bağlamında yerel pazarlarda kültürel unsurların kullanımı üzerine bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Hızlı bilimsel ve teknolojik değişim, ekonomide küresel ölçekte bir işleyişi beraberinde getirmiştir. Kitlesel üretim ve ulusötesi şirket yapılanmaları, pazarlama ve dağıtım süreçlerinde tüm dünya çapında genişlemeye neden olurken yaşanan dönüşümler, reklamcılık anlayışına da yansımıştır. Küresel ölçekte planlanan ve hedef kitlesi ile buluşturulan reklam uygulamalarında yerel'' ve kültürel'' unsurlar ağırlıklı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Her bir ulusun kültürel örüntülerinin farklı olması, reklamcılık alanında, pazarlanması planlanan ürünün piyasada benimsenmesini kolaylaştırıcı stratejiler geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Her ülkeye ve topluma özgü olan, o ülkelerin kültürel dokularına hitap eden unsurların kullanılması sonucunda elde edilen başarı, glokal reklamcılığın yaygınlık kazanmasını sağlamıştır. Küresel Firmaların Reklam Stratejileri Bağlamında Yerel Pazarlarda Kültürel Unsurların Kullanımı Üzerine Bir İnceleme'' başlıklı bu tez çalışması kapsamında dünya çapında küresel birer marka olan Coca Cola'' ve McDonalds'' firmalarının glokal reklam uygulamaları değişen reklamcılık anlayışını ortaya koymak amacıyla incelenmiştir. Küresel reklamcılık anlayışının gelişimi, küresel reklam stratejilerinin tasarlanması ve uygulanması ile yerel pazarlarda kültürel unsurların kullanımı uygulamaları bağlamında ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Küresel Reklamcılık, Kültür, Glokalizm, Coca Cola, McDonalds.

Küresel iklim değişikliğine duyarlı su yönetiminin coğrafi bilgi sistemi kullanılarak modellenmesi: Küçük Menderes havzası örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Ege Bölgesi'nde bulunan Küçük Menderes Havzası, bölgenin gıda ihtiyacını karşılayan ve hızla gelişmekte olan en verimli havzalarından birisidir. Havzanın mevcut su varlığı temel olarak; sektörlerin, yerleşimin, tarımın ve çevrenin (Yaban hayatı) ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullanılmaktadır. Ancak gelecek yıllar içerisinde iklim değişikliklerine bağlı olarak suyun azalması durumunda, havza suyunun paylaşılmasında canlı yaşamın en az etkilenecek şekilde davranılması gerekmektedir. Bu proje ile iklim değişikliğine bağlı değişen yağış miktarına duyarlı olarak sektörlere suyun öncelikler belirlendikten sonra ve akılcı bir şekilde dağıtılması için bir model üretilmesi hedeflenmiştir. Gıda üretimi için tarımsal işlevlerin kesintiye uğramadan yürütülmesi su olmadan mümkün değildir. Suyun en önemli kullanımı tarımsal üretim aşamasında gerçekleşmektedir. Bu proje ile yağış miktarının az olduğu ve buharlaşma miktarındaki artışın fazla olduğu kurak dönemlerde, havzada mevcut sektörlerin her biri için su dağıtımının nasıl olması gerektiği belirletip senaryo oluşturuldu. Havzada yağışın az olması durumunda Senaryo / Model; sanayi, tarım, yerleşim ve çevre sektörlerinin su talebi için su yönetim stratejisini açıklamaya yardımcı olur. Minimum ve maksimum toplam evsel su tüketimi, nüfusa ve yıllık kişisel su tüketimine dayalı olarak hesaplanmaktadır. Bununla birlikte ikinci olarak tarımsal amaçlı minimum ve maksimum toplam su tüketimi hesaplanmaktadır. Son olarak da çevre yaşamı su tüketimi, göllerin buharlaşması dikkate alınıp hesaplanmakta ve sanayi için ise gerekli su talebi farklı endüstriler bazında hesaplanmaktadır. Tarımda su kullanımının azaltılması, Sulamada yeni sistem ve yöntemlerin önerilmesi, toprakların geçirgenlik özellikleri dikkate alınarak kesintisiz ürün deseni planlaması, sanayi sektörlerinin suya bağımlılığı dikkate alınarak ihtisaslaşmaların oluşması önerilecektir. Sonuç olarak, dinamik bir model su talebi ve temini üzerine üretildi. Model farklı sektörler için su kıtlığını yönetip su eksikliği sırasında su tahsisini gösterir. Anahtar sözcükler: Küresel İklim Değişikliği, Su Yönetimi, Coğrafi Bilgi Sistemi, ulaştırma modeli.

Küresel krizler ve maliye politikalarının gelişimi: Türkiye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Maliye Bilim Dalı
Devletin ekonomiye müdahale etmesi fikri iktisat literatüründe her zaman en önemli tartışma konularından birisi olmaktadır. 1929 Büyük Buhran'ı sonrasında J.M. Keynes'in düşünceleri istikametinde devletin ekonomi içerisindeki rolüne yeni bir boyut getirilmiş ve ekonomik krizlerin önlenmesinde maliye politikasına aktif bir rol yüklenmiştir. Bundan sonra, 1970'li yıllarda yaşanan petrol fiyatı şokları ve 1980'li yıllarda Avrupa'da uygulanan mali daralma politikaları sonucunda yaşanan gelişmeler, maliye politikasının etkinliği üzerine yeni tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu gelişmeler sonrasında ekonomistler tarafından Keynes'in ekonomik krizlerin önlenmesinde maliye politikasına yüklediği görevin etkinliğine yönelik ciddi eleştiriler yapılmıştır. 2008 yılına kadar ekonomi politikaları içerisinde önemi geri planda kalan maliye politikasının, ABD'de ortaya çıkan mali krizle birlikte ekonomi politikaları içerisindeki önemi yeniden tartışılmaya başlanmış ve küresel ekonomik krizi aşmak için maliye politikasına yeniden aktif rol yüklenmiştir. Türkiye, 1994 ve 2001 yıllarında yaşadığı ekonomik krizler sonrasında uyguladığı maliye politikası ile mali dengesini sağlamaya çalışmış ve küresel krizin etkilerini bertaraf edebilmek için dünyada olduğu gibi genişletici maliye politikası uygulamalarını aktif hale getirmiştir. Anahtar Kelimeler: Kriz, Küresel Ekonomik Krizler, Maliye Politikaları, 5 Nisan Kararları, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı.

Küresel yönetişim kapsamda uluslararası göç: Rohingya mülteci krizi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı
Göç, insanların farklı nedenlerle kendi yerlerinden ayrılmaları gereken durumu ifade eden bir olgudur. Küresel göç yönetişimi, devletleri ve diğer aktörlerin göçmenlere verdiği yanıtları düzenleyen ve kolaylaştıran normlar ve organizasyonel çerçeveler kümesidir. Bu çalışmanın odak noktasında yer alan Rohingya göç krizi; küresel göç yönetişimi ve uluslararası göçün koordinasyonu ve sorunların çözümü açısından hem fırsatlar hem de zorluklar sunmaktadır. Myanmar'ın Rakhine eyaletinden yaşayan ve bir Müslüman azınlık olan bilinen Rohingyalılar, genellikle dünyada işgal altında olan en büyük azınlık grubuyken aynı zamanda en büyük devletsiz topluluk olarak da bilinmektedir. Bu azınlık grubu Myanmar yetkileri tarafından ise ülkelerine yasa dışı göç eden bir topluluk olarak görülmektedir. Bölgede Myanmarlı devlet destekli zulüm ve soykırıma maruz kalan ve vatandaşlıkları reddedilen Rohingya azınlıklarının kimisi hayatta kalabilmesi için komşu ülke olan Bangladeş'e sığınırken, kimisi deniz yoluyla Endonezya, Malezya ve Tayland'a kaçmak zorunda kalmaktadırlar. Zira bu insanların büyük bir kısmı Bangladeş'e sığınmaktadır. Günümüzde resmî açıklamalara göre; Myanmar'dan Bangladeş'e sığınan ve burada kurulan kamplarda yaşayan Rohingyalıların sayısı 1 milyonu aşmış durumdadır. Ancak Rohingyalıların yaşadığı kamplarında gerekli sağlık hizmetlerin olmaması, yeterli barınağın bulunmaması, düzenli eğitim sistemin olmaması, gıda, güvenlik ve sıhhî tesisatın eksik olması, bu bölgede bir insanlık dramının yaşanmasına yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı; küresel yönetişim kapsamında Rohingya mülteci krizini bilimsel açıdan incelemek ve sorunlara çözüm önerileri getirmektir. Bu kapsamda; Rohingya etnik toplumunun kökenleri araştırılmış, Bangladeş'te yer alan Rohingya kamplarında kalanlara yönelik uluslararası ölçekte göç yönetimi analiz edilmiş, bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti ve Türk sivil toplum kuruluşlarının oynadığı rol incelenmiş ve bu mültecilerin mevcut yaşam koşulları değerlendirilmiştir.

Küreselleşen dünyada weberyan bağlamda karizmatik lider örneği: Arap Baharı sürecinde Kaddafi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İletişim Bilimleri Bilim Dalı
Küresel dinamikler ve kitle iletişim araçları nedeniyle toplumsal dinamikler sürekli değişmektedir. Postmodern küresel çağda görüntünün zaferi, kitle iletişim araçlarının formlarını ve akışlarını büyük ölçüde değiştirmiş olması kavramlarımızı yeniden tanımlamaya olanak sağlar. Kavramlar yenilenir, yaratılır, melezleştirilir ve parçalanır, daha önceden var olan köklü kavramlar da medya tarafından uyarılan ve değişen algılar çerçevesinde yeniden bağlamlaştırılmaya çalışılmakta ve bir değişimden geçmektedir. Modernlikten postmoderniteye, yerelden küreselleşmeye ve medyadan kitle iletişim araçlarına geçiş, karizma için evrimleşme ve buna göre değişme gibi karmaşık bir durum ortaya koymuştur. Bu değişimlere paralel olarak medya yapılarının da büyük etkileri vardır. Bu vardiyalar kombine edilmiş, iletişim yapılarını kavramları üretmeye ya da onları hızlı bir şekilde sözde veya sahta kavramlar oluşturmak için değiştirmelerine olanak sağlamıştır. Küreselleşmiş, kitlesel medya yönetimli ve postmodern bir çağda, sözde veya sahte kavramlara doğru kaymalar, benzeri görülmemiş seviyelerde rasyonalizasyon çerçevesinde araştırmaya ve irdelemeye açık olmalıdır. Kavramlar medya araçlarıyla üretildikleri noktada rasyonel hale gelmektedir.