Thesis Search




SEARCH RESULTS

Lojistik strateji, lojistik entegrasyon ve örgütsel çevrenin firma rekabetçiliği üzerindeki etkisi: Türkiye ve Kırgızistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu tezin amacı üretim işletmelerindeki lojistik strateji, lojistik entegrasyon ve örgütsel çevrenin firma rekabetçiliğine nasıl etki edebileceğinin iki farklı ülkede araştırılmasıdır. Erzurum (Türkiye) ve Bişkek (Kırgızistan) şehirlerinde, üretim işletmelerinde yapılan anket çalışmasıyla veriler elde edilip, araştırma yapılmıştır. Elde edilen verilere SPSS 20 paket programı kullanılarak sırasıyla frekans analizi, regresyon, faktör analizi ve T-testi yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda, Erzurum'da firma rekabet gücüne; lojistik strateji, lojistik entegrasyon ve örgütsel çevrenin etkisi anlamlı çıkmıştır. Bişkek'teki işletmelerin rekabet gücü üzerinde, lojistik stratejinin ve lojistik entegrasyonun etkisi anlamlı çıkmıştır. Bişkek şehrinde bulunan işletmelerde örgütsel çevrenin firma rekabet gücüne etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Lojistik strateji, lojistik entegrasyon, örgütsel çevre ve firma rekabet gücünün ülkeler arasındaki farklılıklarını belirlemek için T testi yapılmıştır. Sonucunda aralarında anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir.

Lokasyon bazlı sosyal ağlarda insan hareketliliğinin modellenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Diğer
Lokasyon Bazlı Sosyal Ağlar (LBSA) mobil internet ağı kullanan milyonlarca insanın dikkatini çekmektedir. İnsanlar akıllı telefonlarda sosyal ağ servislerini kullanarak, ziyaret ettikleri lokasyonları paylaşabilmektedir. LBSA kullanıcılara ziyaret ettikleri mekanlarda bildirim (check-in) yapmaya olanak sağlamaktadır. LBSA'da biriken milyonlarla bildirim kullanıcıların zamansal-mekansal açıdan sosyal davranışını öğrenmeye imkan sağlamaktadır. Bu bilgiler kullanılarak, şehirlerdeki önemli lokasyonlar, salgın hastalık yayılma alanları, şehirdeki insan hareketlilik akışı vb öğrenilebilmektedir. Bu tezde amaç kullanıcının tarihsel bildirimlerini inceleyerek geleceğe yönelik tahmin yapmaktır. İnsan hareketliliğini modellemeden önce, LBSA özellikleri ve hakkında temel bilgiler analiz edilmiştir. Sonra 4 yöntem kullanılarak insan hareketliliği modellenmiştir. Tüm modellerde bildirimler önce kategori bazında analiz edilmektedir. Kullanıcının bir sonraki bildirim yapabileceği kategori tahmin edildikten sonra, bu kategoride kullanıcının yapmış olduğu bildirimlere göre, bir sonraki lokasyon tahmin edilmektedir. Son bölümde, tahmin başarılarına göre modeller arasında karşılaştırma yapılmaktadır. Bu tezde, bildirimler Pitman Yor süreçleri denilen Dirichlet dağılımı [16] ile oluşturulan Tarihsel Model yöntemi ile bazda diğer yöntemlere göre daha yüksek başarım sağlamıştır.

Low back pain and affecting factors in nurses working in the surgery department in palestine

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
İnsanın var olduğu her alanda çalışan hemşirelerin çalışma ortamları ve iş yükü değişebilmektedir. Bu nedenle hemşirelerin iş sağlığı problemi yaşama riskleri yüksektir ve çalıştığı alana göre farklılık göstermektedir. Bel Ağrısı Hemşirelik mesleğinde en büyük tehlikelerden biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle cerrahi bölümünde çalışan hemşireler; uzun süreli hasta bakımı, yatak içi hareketler ve pozisyon verme sırasında vücudun bazı kısımlarına aşırı basınç / aşırı yüklenme, uygun olmayan duruş ve cerrahi sonrası hasta bakımı için daha fazla zaman harcama gereksinimi gibi nedenlerle bel ağrısı yaşayabilmektedir. Bu çalışma Filistin Gazze'deki hastanelerin Cerrahi bölümlerinde çalışan hemşireler arasında bel ağrısının sıklığını ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmanın tasarımı kesitsel çalışma'dır. Çalışmada veri toplama aracı olarak 'Tanıtıcı Bilgi Formu' ve 'Oswestry Bel Ağrısı Ölçeği' kullanılmıştır. Hazırlanan bilgi formu ve ölçek araştırmacı tarafından cerrahi bölümlerde çalışan hemşirelere vardiyalarında ki uygun bir saatte doldurulmuştur. Çalışamaya Gazze şehrinde bulunan 5 hastanenin cerrahi bölümünde çalışan toplam 150 hemşire gönüllü olarak katılmıştır. Evrenin tamamına ulaşılmıştır. Veri analizi için; yüzdeler, ortalama, Kruskal Wallis Testi ve Mann-Whitney U testleri kullanılmıştır. Çalışma sonuçları cerrahi bölüm hemşireleri arasında bel ağrısı sıklığının % 34 olduğunu göstermiştir. Ağrı prevalansı erkeklerde% 49, kadınlarda% 51 olarak belirlenmiştir. Hemşirelerin Oswestry bel ağrısı ölçek puanının 5.21±4.2 olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin medeni durumu, hemşire olarak çalışma yılı, cerrahi departmanda çalışma süresinin Oswestry Bel Ağrısı Engellilik Anketi puanlarını etkilediği ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p?0.001). Bel ağrısı yaşayan hemşirelerin tamamı bel ağrılarının mesleklerinden kaynaklandığını ve iş dışında yaşamlarını olumsuz etkilediğini belirtmişlerdir.

Lozan Antlaşması sonrası Batı Trakya'da din eğitiminin problemleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
Bu çalışmada, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasını müteakip Yunanistan sınırları içerisinde yaşamak zorunda kalan Türk azınlığın din eğitimi konusu ele alınmaktadır. Lozan Anlaşmasıyla başlayan ve gerek uluslararası anlaşmalarla gerekse ulusal yasalarla şekillenen Azınlık Hakları içindeki din eğitiminin geçirdiği evreler, Türk azınlığı özelinde ortaya konulmaktadır. Dolayısıyla 1923'ten günümüze kadar geçen süreçte, Türk azınlığının din eğitim hususunda karşılaştığı problemler, bu tezimizin temelini oluşturmaktadır. Karşılaşılan problemlere, azınlığın ve azınlık içerisinde kurulan resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarının yaklaşımı ile Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası hukuki yollar çerçevesinde gösterdiği tutumlar, tezimizde ele alınan konulardandır. Ayrıca, Yunanistan'daki Türk azınlığının din eğitiminin son durumu ve mevcut problemlere çözüm önerileri de bu çalışmada ortaya konmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yunanistan, Türk Azınlık, Din Eğitimi, Uluslararası Anlaşmalar.

Lugat-i Siyer-i Veysî: İnceleme-çevriyazılı metin

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
Veysî tarafından yazılmış olan Dürretü't-tac fî Sîreti ?a?ibi'l-mi'rac adlı eser, hicretten Bedir savaşına kadarki hadiseleri anlatmaktadır. Eser İslam tarihiyle doğrudan ilişkilidir. Ancak Veysî eserinde edebi dili ağır bir biçimde kullandığından ve eserde çokça yabancı kökenli kelimeler bulundurduğundan ve süslü nesir üslubu kullandığından dolayı eserin okunması ve anlaşılması güçleşmiştir. Bu sebepten dolayı bu eseri daha açık bir şekilde anlayabilmek ve okunabilmesi için bilinmeyen bir sözlük yazarı, bu eserin dilini analiz ederek ve eserdeki yabancı kelimeleri açıklayarak eserin sözlüğünü hazırlamıştır. Bu tezde konu olarak alınan sözlükte, kelimeler elif ba sırasına göre verilmiş, her harf ise kendi içinde hareke sırasına göre sıralanmıştır. Bazı kelimeler yazıldığı halde yazar tarafından anlamları verilmemiştir. Bazı kelimeler ise fasih şekilleri ile değil halk arasındaki teleffuzlarıyla verilmiştir.

Lübnan'da Türkiye, Türkiye'de Lübnan imgesi üzerine karşılaştırmalı bir imge okuryazarlığı incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Gazetecilik Bilim Dalı
LÜBNAN'DA TÜRKİYE, TÜRKİYE'DE LÜBNAN İMGESİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR İMGE OKURYAZARLIĞI İNCELEMESİ Melissa LOUKİEH Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kasım 2019 Danışman: Doç. Dr. İbrahim E. BİLİCİ ÖZET Türkiye ve Lübnan arasında köklü, tarihi ve kültürel bir ilişki vardır. Bölgedeki istikrarsızlıktan etkilenen bu ilişki, 2000'li yıllardan itibaren bir iyileşme sürecine girmiştir. Lübnan'ın 2006 ve 2009'da yaşadığı Lübnan-İsrail savaşı ve Cumhurbaşkanlık krizi gibi olaylar sırasında, Türkiye'nin Lübnan'a desteği bu ilişkiyi güçlendirmiştir. Öte yandan Lübnan'ın mezhepsel yapısı, halkın görüşlerine yön vermekle birlikte toplumun farklı kesimleri arasında fikir ayrılıklarına neden olmaktadır. 1975'teki Lübnan iç savaşı, bu mezhepçiliği daha çok derinleştirmiş ve Lübnanlıların toplumsal hafızasında canlılığını halen devam ettirmektedir. Bu, Lübnanlıların çeşitli konulara mezhepsel bir bakış açısı katmalarına neden olmuştur. Türk dizileri başta olmak üzere Türkiye ile ilgili çeşitli içerik yayınlayan Lübnan medyası, Lübnan-Türkiye ilişkisi dahil olmak üzere, Lübnanlıların kültürel bakış açılarının ve düşüncelerinin şekillenmesinde etkin rol oynayarak, zihinlerde olumlu ya da olumsuz imgelerin oluşmasına da zemin hazırlamaktadır. Bu araştırmanın amacı, Lübnanlıların zihnindeki Türkiye ve Türklerin zihnindeki Lübnan imgelerini görünür hale getirerek bu imgelerin oluşmasına yardımcı olan faktörleri imge okuryazarlığı zemininde tespit etmektir. Çalışmanın ilk bölümünde, araştırma alanının temel kavramları incelenmiş; bilgi aktarmak için medyanın kullandığı önemli araçlar ve algılama sürecinde özellikle zihinsel faaliyetlerin üzerinde durulmuştur.İkinci bölümde, Lübnan'ın mezhepsel yapısını oluşturan etkenlere ve Türkiye-Lübnan ilişkisine değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise her iki ülkede uygulanan anketlerin sonuçları incelenmiştir. İçerik analizi ve söylem analizi yöntemleri kullanılarak elde edilen veriler ve literatür incelemesi sonucunda elde edilen diğer bilgiler ayrı ayrı analiz edilmiş daha sonra da karşılaştırılmıştır. Bu araştırma sonucunda, Lübnanlı öğrencilerin zihinlerinde genel olarak olumlu bir Türkiye imgesi; Türkiyeli öğrencilerin zihinlerinde de olumsuz yönde bir Türkiye imgesi oluştuğu tespit edilmiştir. Araştırmanın neticesinde karşılıklı olumlu imgenin güçlendirilmesi için yapılması gerekenler hakkında birtakım önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeleri: İmge, Temsil, Lübnan, Türkiye, İmge Okuryazarlığı

Lübnan'ın entegre etmeme politikası bağlamında Filistinli mülteciler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
1948 yılında İsrail devletinin kurulması ve İsrail-Arap Savaşı"ndan sonra 700.000'den fazla Filistinli Arap, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Lübnan, Ürdün, Suriye ve Mısır gibi komşu ülkelere ise bu mülteciler istemeden yerleşmek zorunda idiler. Ev sahibi ülkeler arasında, Filistinli mülteciler için en sorunlu ülke Lübnan"dır. Bu husus devletin istikrar ve güvenliğini, aynı zamanda mültecilerin yaşam koşullarını da etkiler. Filistinli mülteciler konusunda, Milli Lübnan Politikası negatif bir sonuç gösteriyor ve bu olayın uluslararası güvenliğini etkiliyor. Mülteci statüsü, uluslararası sözleşmeler yoluyla kabul edilmiş olsa da, Mültecilerin Statüsüne Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi veya Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü Lübnan devleti herhangi bir hak veya üzerlerine sorumluluk tanımıyor. Filistinli mülteciler, Lübnan hükümeti için bir güvenlik ikilemi temsil etmektedir. 1948"de başlayan ülkedeki mevcut gruplar arasındaki dengenin daha da kötüleşeceği korkusu vardı. Lübnan politikasının ilk başladığından (mültecilerin Lübnan'ın belli bir alanda yerleşmek için izin verildi an) itibaren bugüne kadar değişti. Lübnan tarafından teşvik edilen temel politikasının merkezinde, kendi kamplarında bütün alanlarda (siyasi, sosyal ve ekonomik), mültecileri marjinalize girişimi vardı. Bu politikanın ana fikri, onları izole etmek, kampların boyutunu azaltmak ve herhangi bir tahrip binanın inşaatı veya restorasyonu yasaklamaktı. Lübnan yasası, orada yaşayan Filistinlilere karşı olan ayrımcılığı açıkça gösterir. Yasa, işe sahip olması, bir arazi ya da bir ev satın almasını önlemekte ve o şekilde Lübnan ekonomisinde katkılarını izole etmektedir. Bu bağlamda, en önemli aktörlerden biri olarak, Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), uluslararası tepki, bir ülkede onun güvenliği ve egemenliği konusunda insani sorunun yönlerini nasıl değiştirebileceği göstermek amacıyla analiz edilmiştir.

M. F. Ahundzade'nin felsefi ve toplumsal görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 İslam Felsefesi Bilim Dalı
Mirza Fethali Ahundzade, toplumsal, felsefi ve eleştirel düşünceleri ile yaşadığı dönemin en önemli reformcu aydınları arasında yer alır. Türk-İslam dünyasında Türkçe ilk komedi yazarı olarak bilinen Ahundzade, aynı zamanda İslam dünyasında ilk alfabe reformcularından biri kabul edilmektedir. Ahundzade, çeşitli alanlarda yazdığı eserleriyle yaşadığı Azerbaycan toplumunun bilinçlenmesi, ilerlemesi ve eğitim seviyesinin yükselmesi konusunda önemli katkılarda bulunmuştur. Bu çalışmada Ahundzade'nin çeşitli eserlerinde dile getirdiği felsefi, toplumsal, siyasi görüşleri, ayrıca insan hak ve özgürlükleri, kadın erkek eşitliği, din konusundaki eleştirileri, alfabe ıslahatı fikri ve diğer konular üzerinde durulmuştur. Çalışma giriş ve iki bölüm olarak tasarlanmış, giriş kısmında yazarın yaşadığı dönem incelenmiştir. Birinci bölümde Ahundzade'nin hayatı, öğrenimi, şahsiyeti ve memuriyeti hakkında bilgi verilmiş, eserleri genel değerlendirmeye tabi tutulmuştur. İkinci bölümde ise düşünürümüzün çeşitli konularla ilgili görüşleri araştırılmış, kimlerden etkilendiği ve hangi felsefi düşünceye sahip olduğu belirtilmiş, dine ve topluma karşı yönelttiği eleştiriler ortaya konmaya çalışılmıştır. Nihayet sonuç kısmında genel bir değerlendirme yapılmıştır. Anahtar kavramlar: Mirza Fethali Ahundzade, Aydınlanma, Modernizm,Materyalizm, Nedensellik, Alfabe Reformu.

M. geldiyev ve G. Alparov tarafından 1926'da hazırlanan Dil Sapaklığı kitabının Türkmen Türkçesinin öğretimindeki rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışmada Dil Sapaklığı'nın ses ve şekil bilgisi bakımından incelenerek döneminin Türkmen Türkçesinin öğretimindeki rolünün ne kadar önemli olduğu açıklamaya çalışılmıştır. Aynı zamanda M. Geldiyev'in dönemine ait Türkmen Türkçesine ilişkin Arap harfleriyle yazılmış olan çalışmaları göz önünde bulundurarak M. Geldiyev'in Arap harflerine dayalı geliştirdiği yazı sistemi ayrıntılı biçimde icelenecektir. Çalışma Giriş bölümü dâhil genel olarak dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde, Türkmen Türkçesi, 20. yüzyıl ilk çeyreği Türkmen Türkçesine ilişkin Arap harfleriyle yazılan kaynaklar, M. Geldiyev ve G. Alparov'un hayatı ve çalışmalarına dair bilgi verilecektir. İkinci bölümünde Dil Sapaklığı'nın ses ve şekil bilgisi olarak iki ana başlık altında dil incelemesi bulunacaktır. Ses bilgisi başlığı altında ünlülerin yazılışı, sınıflandırılması, ünlü uyumu, ses olayları; ünsüzlerin yazılışı, sınıflandırılması, ses olayları, metatez, ünsüz ikizleşmesi ve ünsüz benzeşmesi gibi alt başlıklara yer verilirken şekil bilgisi eklerle sınırlı tutularak yapım ekleri, isim ve fiil yapım ekleri, isim çekim ekleri, fiil çekim ekleri ve fiilimsiler gibi alt başlıklarına yer verilmiştir. Çalışmamın son kısmını oluşturan üçüncü bölümünde ise incelediğimiz eserin transkripsiyonlu metni ile orijinal metnin fotoğrafları bulunmaktadır. Anahtar Sözcükler: Türkmen Türkçesi, Dil Sapaklığı, ses bilgisi, şekil bilgisi, M. Geldiyev, G. Alparov

M.Tayyib Okiç ve hadis ilmindeki yeri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Hadis Bilim Dalı
Hadis ilminin öğretimi Hz. Peygamber döneminden itibaren günümüze kadar devam edegelmiştir. İlk başlarda sırf hadis öğretiminden ibaret iken bu ilim gelişerek zamanla günümüzdeki halini almıştır. Hadis ilminin bugünkü haliyle mevcudiyeti müslüman alimlerin gayretlerinin bir sonucudur. Bu alimlerden biri de Muhammed Tayyib Okiç'tir. Bosna-Hersek'in Graçanica şehrinde doğmuş, ilk, orta ve yüksek tahsilini Saraybosna'da bitirmiş, lisansüstü çalışmalarını ise Paris'te yapmış olan Okiç, 1945 yılından sonra hep Türkiye'de yaşamış ve orada vefat etmiştir. 1949/1950 eğitim-öğretim yılında Ankara Üniversitesi, bünyesinde bir İlahiyat bölümü açmış ve orada Okiç'i dönemin ifadesiyle dogmatik bilimler kürsüsüne başkan olarak tayin etmiştir. 1969 yılına kadar Ankara Üniversitesi'nde kalan Okiç, bu üniversiteyle ilişiği kesilerek Konya İslam Enstitüsü'ne tayin edilmiştir. Daha sonra buradan da uzaklaştırılarak kısa bir sure boşta kaldıktan sonra Erzurum İlahiyat Fakültesi'ne tayın edilmiştir. İlk başlarda hadis, tefsir ve fıkıh dersleri verirken daha çok hadise yoğunlaşmıştır. Ailesi Bosna'da kalmasına rağmen onları asla unutmamış, irtibatını devam ettirmiştir. Ders verdiği öğrencilerini bile unutmayan bir tabiata sahip olan Okiç, dönemin birçok müsteşrikiyle de iletişimi sürdürmüştür. Hadis alanı dışında da çalışmaları bulunsa da Okiç'in temel çalışmaları hadis alanıyla ilgilidir. Hadiste birçok konuda geleneksel çizgiyi takip etmekle birlikte belli konularda kendi bakış açısını yansıtmaktan da geri kalmamıştır. Bugün gerek Türkiye gerekse Balkanlarda Okiç'in İslamî ilimlere dair görüşleri, öğrencileri tarafından temsil edilmekte ve halen günümüzdeki araştırmacılara ışık tutmaktadır. Bosna ile Türkiye arasında bir kültür köprüsü görevi gören Okiç. 9 Mart 1977 tarihinde Ankara'da vefat etmiştir. Nâşı Saraybosna'ya nakledilerek Bare mezarlığına defnedilmiştir.

Machine learning based DDOS attack detection for software-defined networks

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Yazılım tanımlı ağlar dediğimiz kontrol düzlemi eski ağlardaki dikey bütünleşmeyi ortadan kaldıracak ve denetleyici adı verilen bir ağ işletim sistemi vasıtasıyla ağın genel bir görünümünü sağlayacak olan yönlendirme düzleminden ayıran yeni bir ağ modelidir. Bu, önceden donanım olarak sağlanan bileşenlerin yazılımla bilgisayar ortamında kurulumunu azaltacak, yenilik, ağ güvenliği, hizmet kalitesi, isteğe bağlı hazırlama ve yük dengeleme işlemlerini destekleyecektir Özellikle sanal makinelerin, cloud bilgisinin ve sanallaştırmanın kök saldığı veri merkezinde daha da ileri bir teknoloji olarak ön plana çıkıyor. SDN, ağ üzerinden denetleyici aracılığıyla ağ genelinde bir görüş sağlama avantajına sahip olmasına rağmen, bu da onun güçlü zayıflığıdır çünkü denetleyici olmadan bir SDN ağı çalışamaz. Saldırganlar, denetleyiciyi işleyebileceğinden büyük taleplerle hedefliyorlar, dolayısıyla çevrimdışı eleştiriliyorlar. Bu araştırma, makine öğrenme tabanlı akış IDS'in melez bir mekanizmasının yanı sıra TCP SYN, ACK için denetleyiciyi etkilemeden bir saldırıyı tespit etmek için Entropi sayacı ve denetleyiciye saldıran IP adresleri gerçek zamanlı olarak engellenmiş bir hedefi vardır. SDN, normal bir ağın kaynaklarına sahip değildir, bu nedenle çözüm mümkün olduğunca hafif olmalıdır. Araştırma, kullanılabilecek bir saldırıyı kapsayan saldırı türlerini ve saldırı senaryosunu uygulamakla birlikte saldırının ilk birkaç saniyede nasıl hafifletilebileceğini gösterecek.

Machine learning models for identifying cause effect relationship in medical treatment data

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Sağlık sektörü, çeşitli kaynaklardan toplanan bir veri hazinesiyle donatılmıştır. Bu büyük miktardaki veri harikalar yaratmak için kullanılabilir. Bu çalışmada, tıbbi tedavi verilerini kullanarak yoğun bakım ünitesi hastalarında günlük tıbbi değişiklikleri gözlemlemek ve yakalamak için temel bileşen analizini ana yöntem olarak kabul edilmiştir. Sonuçlar, bir müdahaleden sonra hangi laboratuar testlerinin değişkenlik gösterdiğini ve ilişkili epifenomenleri ile ilgili hekimleri bilgilendirmek için kullanılabilecektir. Ayrıca, hangi tedavi veya tanının daha sonra uygulanacağı, hangi reçetelerin verilmesi veya kaçınılması gerektiği gibi kararlar verebilmek için bir ipucu olarak kullanılabilecektir. Deneysel analiz sonuçları, temel bileşen analizinin belirli bir tedavi veya müdahaleden sonra hastanın günlük değişiklikler yakalayabildiğini göstermektedir. Model geçerliliği ve kararlılığı permütasyon ve önyükleme testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Her iki durumda da, model hem tek kuyruklu hem de iki kuyruklu istatistiksel anlamlılık testleri için kabul edilebilir bir önem seviyesi sergilemektedir. Ayrıca nedensel etki analizi, Bayesci yapısal zaman serisi modelleri kullanılarak yapılmıştır. Sonuçlar, yaklaşımın tıbbi müdahalelerden bir neden-sonuç ilişkisi kurmak için büyük miktarlarda hasta verilerini yorumlamak için umut verici sonuçlar sağladığını ve bir erken uyarı sistemi olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Bu çalışma, temel bileşen analizinin hastanın değişen koşulları hakkında klinisyenlere bir uyarı sağlama ve izleme kabiliyetlerini göstererek, hastalara zamanında müdahale fırsatları sağlama yeteneğini yansıtmaktadır. Diğer makine öğrenimi modelleriyle birleştirilirse, bu yaklaşım klinik karar vermeyi destekleyebilecek, daha iyi hasta sağlığı sonuçları için hastaya özel etkili bakımı sağlayabilir.

Macroeconomic effect of budget deficit in selected African countries

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme Bilim Dalı
Bu tezin ana teması, bütçe açığının makroekonomik etkileridir. Aamaçlarıse, ikiz açıklar hipotezini ve bunların ekonomik büyüme üzerindeki etkisini incelemek (birinci makale), bütçe açığının enflasyon üzerindeki etkisini incelemek (ikinci makale) ve bir bütçe açığının kaynağı incelemektir (üçüncü makale). Birinci makale, 1988'den 2018'e kadar seçilen Afrika ülkelerinde ikiz açık hipotezini ve bunların ekonomik büyüme üzerindeki etkisini incelemektedir. Bu amaçla bootstrap Granger nedensellik testleri ve dinamik panel eşik modelleri gerçekleştirilmiştir. Buna göre, bootstrap Granger nedensellik testleri, sonuçların karışık olduğunu doğruladı. 27 ülkeden 16'sının sonuçları Ricardian denklik hipotezini desteklemektedir. Yani bütçe açığından cari açığa doğru ve tersi yönde Granger nedensellik yoktur. Ayrıca dinamik panel eşik modeli sonuçları, bütçe açığı ile Kisi başına düşen GSYİH arasındaki ilişkinin doğrusal olmadığını göstermektedir. Bütçe dengesi eşik noktası %0,152'dir ve güven aralığında yer almaktadır. Bu nedenle, bütçe açığının iyileşmesi ve %0,152'nin altında bir bütçe dengesi, kişi başına düşen GSYİH'yi önemli ölçüde artırmaktadır. Son olarak, cari açık ve devlet borcu gibi rejimden bağımsız değişkenler önemli bir olumsuz etkiye sahipken, yatırım harcamaları, geniş para ve siyasi istikrar kişi başına GSYİH üzerinde önemli bir olumlu etkiye sahiptir. İkinci makale, mali sektör gelişimini ve geniş para arzını moderatör ve aracı değişkenler olarak dikkate alarak bütçe açığı-enflasyon ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, karma ortalama grup, ortalama grup ve dinamik sabit etki tahmin teknikleri kullanılmaktadır. Ancak, Hausman (1968) eğim homojenlik testi istatistiğini takiben, karma ortalama grup tahmin edici sonuçları ana sonuç olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, karma ortalama grup tahmin sonucu, bütçe açığının enflasyonist olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca kişi başına düşen GSYİH, efektif döviz kuru, finansal sektör gelişimi, düzenleyici kalite ve bütçe açığı ile finansal sektör gelişiminin etkileşim süresi de enflasyonun önemli belirleyicileridir. Makale ayrıca geniş para arzının bütçe açığı-enflasyon ilişkisinde aracı değişkenler olarak rolünü incelemektedir. Bu amaçla yapısal eşitlik modeli tahmin edilmiş ve tahmin sonrası aracılık etkisi testleri de yapılmıştır. Son olarak, hem yapısal eşitlik modeli sonuçları hem de aracılık etkisi testleri, geniş para arzının bütçe açığı-enflasyon ilişkisi üzerinde kısmi aracılık etkisi olduğunu doğrulamıştır. Son olarak, üçüncü makale vergi çabası endeksini ölçmekte ve seçilmiş Afrika ülkelerinde vergi kapasitesi ve vergi çabasının belirleyici faktörlerini incelemektedir. Bu amaçla, içsel bir stokastik sınır modeli tahmin edilmiştir. Sonuçlar, çeşitli yapısal, demografik ve kurumsal faktörler göz önüne alındığında, Afrika ülkelerinin vergi çabalarının vergi kapasitelerinden %40 daha düşük olduğunu göstermektedir. Ayrıca, ticaret entegrasyonu olduğunda, kentleşme genişlediğinde,

Macroeconomic factors and the Malawian Equity Market's Relationship: An analysis using Arbitrage Pricing Theory

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Sermaye piyasaları, ülkelerin ekononmilerinde büyük bir rol oynamaktadır. Fon fazları olan ekonomik birimler ile fon eksiği olan birimler arasında aracılık ederler. Hisse senedi piyasalarında büyüme olduğunda, tüm ekonominin ilerlemesi beklenmektedir. Ayrıca, finans literatürü makroekonomik faktörlerin sermaye piyasalarındaki getirileri şekillendirdiğini destekleyen teorik ve ampirik çalışmalarla yönünden zengindir. Bu nendelerle bu çalışmada Arbitraj Fiyatlaması Teorisi çerçevesinde, Ocak 2004-Aralık 2018 döneminde Malavi hisse fiyatları üzerinde döviz rezervleri, enflasyon ve para politikası faiz oranlarının rolü incelemiştir. Çalışmada, eşbütünleşme analizi, Vektör Hata Düzeltme Modeli ve Granger nedensellik analizleri kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları, söz konusu üç makroekonomik değişkenin ve Malavi hisse fiyatlarının uzun vadede birbirine bağlı olduğunu göstermektedir. Para politikası oranı, hisse senedi getirileri ile pozitif ve önemli bir uzun vadeli etkileşim içerisinde iken enflasyon uzun vadeli negative bir ilişki göztermektedir. Döviz rezervine gelince, hisse senedi ile negative etkileşim göstermesine karşın anlamlı bir ilişki göstermemiştir. Buna ek olarak, enflasyon ve döviz rezervleri borsa getirileri ile anlamlı bir nedensel ilişki göstermemiştir. Hisse senedi endeksi getirisinden para politikası faizine tek yönlü bir nedensel bağlantı bulunmuştur. Çalışmanın sonucunun iki çıkarımı söz konusudur (i) Malawi'de yatırımcılar, borsa yatırım kararları konusunda bu üç makroekonomik faktörün açıklanmasına bağlı kalmamalıdır. (ii) Enflasyonu düşürücü politikaları, Malavi makamları tarafından borsa gelişimi için tasarlanmalıdır.

Macroeconomic impact of migration and remittances on development: Evidence from sub-Saharan Africa

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Göç ve kalkınma arasındaki karmaşık ilişki hakkındaki tartışma hız kesmeden devam etmektedir. Günümüzde, işçi dövizleri girişi artmaktadır ve bu para girişleri Sahra-Altı Afrika'daki (SAA) çoğu ülke ve diğer gelişmekte olan ülkeler için ana dış finansman kaynaklarından biri olarak kabul edilmektedir. Peki, işçi dövizi girişlerindeki bu artış kalkınmaya katkıda bulunmakta mıdır? Bu çalışma, 2004-2018 dönemi boyunca 30 SAA ülkesinde sermaye yatırımı ve insan sermayesi kanalları aracılığıyla işçi dövizlerinin kalkınma üzerindeki makroekonomik etkisini incelemektedir. Bu amaçla, çalışmada dinamik panel tahminleri - Sistem Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi (Sistem-GMM) uygunmıştır. Ampirik tahmin sonuçları, işçi dövizlerinin sermaye yatırımı yoluyla kalkınmayı olumlu etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu, işçi dövizlerinin sadece tüketilmediğini, aynı zamanda yatırım amaçlı kullanıldığını göstermektedir. Sonuçlar ayrıca finansal ve finansal olmayan kurumların yatırım büyümesinin önemli belirleyicileri olduğunu göstermektedir. Etkileşim terimleri, sermaye yatırımı üzerinde negatif ve istatistiksel olarak anlamlı bir etki göstermektedir. Bu nedenle, finansal ve finansal olmayan kurumlarının zayıf olduğu ülkelerde işçi dövizleri, yatırım için bir sermaye kaynağı olarak hizmet etmektedir. Bulgular ayrıca, yatırım için bir sermaye aracı olarak işçi dövizlerinin öneminin iyi gelişmiş finansal ve finansal olmayan kurumlar için marjinal olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada, aynı zamanda, işçi döviz havale girişlerinin insani gelişme üzerinde olumlu bir etkisi olduğu bulunmuştur. Aslında, işçi dövizleri, SAA'da eğitim ve sağlık yoluyla insani gelişmeyi teşvik etmede hayati öneme sahiptir. Bu bulgular, SAA'daki karmaşık göç ve gelişme ilişkisini anlamada önemli bir adımdır. Ampirik bulgulara dayalı olarak bu çalışma, SAA'daki ilgili kurumların ve politika yapıcıların, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030'a ulaşmada önemli bir role sahip olan işçi dövizlerini çekmek, artırmak ve tam fayda sağlamak için net bir politika çerçevesi çizmesi ve uygun stratejiler oluşturması gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Bu politikalardan biri, işçi dövizi havalelerindeki vergiyi azaltmak ve daha düşük işlem maliyetli dijital havale kanallarının daha fazla kullanılmasını teşvik etmektir. Bu, resmi kanallardan havale akışını artıracak ve kalkınmayı teşvik edecektir.

Macun dolgu uygulamasında fiziksel ve mekanik özellikler arasındaki ilişkilerin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Maden İşletme Bilim Dalı
Son yıllarda cevher hazırlama tesisi artıklarının depolanması sırasında yaşanan çevresel problemlerden dolayı, bu artık malzemelerin yeraltında macun dolgu malzemesi olarak kullanımında büyük bir artış görülmektedir. Yeraltında oluşturulan boşluklara doldurulan bu macun malzeme, genellikle tesis artığının (pülpte katı oranı, PKO %70-%85), çimento (katının ağırlıkça %3-%9'i kadar) ile karışımından oluşmakta ve macun malzemenin dayanım değeri ise karışımda kullanılan bu malzeme oranlarına bağlı olmaktadır. Macun dolgu sistemi, artıkların yeraltında depolanabilmesinin yanı sıra tavan yüklerine bağlı göçüklere karşı da destek görevini üstlenmektedir. Dolayısıyla oluşturulan macun malzemenin zamana bağlı olarak alacağı maksimum dayanım değeri önem kazanmaktadır. Oluşturulan macun dolgu karışımı tavan tahkimatı sağlaması amacıyla istenilen minimum 4 MPa'lık dayanım şartını sağlamalı ve karışım maliyeti minimum olmalıdır. Bu nedenle en uygun çimentolu macun malzeme oranının çalışma sahası şartlarına göre belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, CEM I PÇ 42,5 çimento %3, %5, %7, %9 ve %11 oranlarında sırasıyla %80 PKO'ya göre karıştırılarak macun dolgu malzemesi hazırlandı ve 50mm çapında 100mm yüksekliğindeki silindir kalıplara döküldü. Daha sonra kür sürelerinin etkisininde ortaya konulması amacıyla hazırlanan macun malzeme silindir numuneleri 3,7,14 ve 28 günlük kür sürelerinin sonunda tek eksenli basma dayanımı testine tabi tutuldu. Karışımlarda Kastamonu/Küre Bakır madeni artıkları kullanılmıştır. Ayrıca bu çalışmada numunelere kırılmadan önce pundit deneyi yapılarak ultrasonik dalga hızı parametresi ile tek eksenli basma dayanımı arasındaki ilişki değerlendirilecektir. Bu çalışmaya göre sülfür içerikli bakır madeni artığının optimum karışım oranları (artık, çimento ve su) macun dolgu için belirlenmiştir. Bu tez çalışmasında sonuç olarak karışım oranları içerisinde maliyet düşünüldüğünde %5 çimentolu dolgu karışımı optimum karışım oranıdır. Tavanı tutma özelliği istenen yeraltı işletmelerde ise ( > 4MPa dayanım) %11 oranında çimentolu karışım uygun olmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye madencilik sektörünün en önemli sorunlarından biri olan artıkların depolanabilirliği konusu, bu tez çalışması ile hedeflenmiştir.

Maçka ve Çaykara (Trabzon) karayolu tünellerindeki kayaçların delinebilirlik özelliklerinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu tez çalışması Maçka ve Çaykara Karayolları Tünellerinden arazi ve laboratuvar çalışması olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışmalarından 11 farklı tünel kazı aynasına ait spesifik enerji (kJ/m3), delik delme hızları (m/dak) ve bit aşınma hızı (mg/m) değerleri hesaplanmıştır. Delme hızları ve bit aşınma hızlarını belirlemek için 3 adet yarı balistik butonlu bit kullanılmıştır. Ayrıca, delgi işlemi sonrasında buton uçlarında görülen aşınma değişimleri incelenmiştir. Laboratuvar çalışmaları için tünellerden 11 farklı kazı aynasından numune alınmış ve alınan kayaç örnekleri üzerinde delinebilirlik, aşındırıcılık, fiziko-mekanik özellikler, spesifik enerji değerleri ve delik delme hızları hesaplanmıştır. Sonuç olarak elde edilen verilerin korealasyon analizleri yapılmış ve sonuçlar istatiksel olarak değerlendirilmiştir

Madagaskar turizm sektörü: Engeller ve kalkınma önerileri.

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı
Madagaskar, biyoçeşitlilik konusundaki yüksek seviyesiyle bilinmektedir. Madagaskar'da bulunan dünya fauna ve florasının yüzde doksanı adaya özgüdür. Tropikal ormanlar, plajlar ve resiflerin yanı sıra lemur gibi binlerce endemik hayvan türüne de ev sahipliği yapmaktadır. Doğal kaynaklardaki bu biyoçeşitlilik ve kültürel zenginlik, ülkenin turistik bir destinasyon olması açısından avantaj oluşturur. Madagaskar turizm sektörü, doğal sermayesine dayanmaktadır. Madagaskar turizmi, sektöre uygun rekabet avantajlarına sahip olmasına rağmen, ülkenin zengin biyolojik çeşitliliğinden yararlanamamaktadır. Bu çalışmada amacımız, Madagaskar'da turizmin gelişmesinin önündeki engelleri tespit etmek ve bu gelişimin sağlanabilmesi için çözüm önerileri sunmaktır. Bu hakikat, turizmin Büyük Adadaki ekonomiye sağlayabileceği katkılardan daha fazla yararlanabilmek için sektörünün nasıl geliştirilebileceğine dikkat çekmektedir. Bu araştırma, Madagaskar'daki turizm sektörü üzerine yapılmiş olan çeşitli literatür incelenerek gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada, anket türü nicel bir yöntem kullanılmamızı daha çok tanımlayıcı bir analizle sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmaya göre adanın doğal sermayesi, çevresel bozulma ve diğer üretken faaliyetler tarafından tehdit edilen doğal kaynaklarla temsil edilmektedir. Bu doğal zenginlik, turistleri cezbetmek için ülkedeki turizm de sektörünün gelişmesine katkıda bulunsa da, yoksulluk ve siyasi istikrarsızlık gibi dış etkenler sektörün gelişmesini engellemektedir. Anahtar Kelimeler: Madagaskar, Doğal Kaynakları, Turizm Engelleri.

Maden Hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm yolları (Kazakistan ve Türkiye karşılaştırılması)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Doğal kaynakların, insan yaşamındaki önemi herkes tarafından bilinmektedir. Çağdaş yaşam gereğince madencilik faaliyetleri vazgeçilmezdir. Ekonomik bir faaliyet olan madenciliğin sağlıklı şekilde gelişebilmesi, her şeyden önce yapıcı, uygun bir yasal altyapıyı gerektirmektedir.Doğa ve toplum ile sürekli etkileşim içerisinde olan madencilik sektörünü etkileyen unsurların başında mevzuat gelmektedir. Bu çalışmada madencilik sektörü mevzuat yönünden değerlendirilmiştir. Işbu çalışma kapsamında dünyada çeşitli ülkelerin maden mevzuatları incelenerek karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalar ile maden mevzuatlarının ana konularını oluşturan maden haklarının verilmesi, maden haklarına ilişkin ruhsat sahiplerinin hak ve yükümlülükleri ve çevre hususları değerlendirilmiştir. Çalışmamız Kazakistan ve Türkiye madencilik sektöründe uyuşmazlık çözüm ile ilgili yasal prosedür ve sistemlerin karşılanması ile amaçlanmaktadır. Bu nedenle, çalışma kapsamında maden hukukunda uygulanan alternatif uyuşmazlık çözüm yolları irdelenmiştir.

Magnetron sputter deposition of metal-oxide thin film layers for electrochromic device applications

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Elektrokromik, bir elektrik voltajının veya akımın etkisiyle ağartma durumundan renkli duruma olan değşimi içeren belirli malzemelerin özelliğidir. Elektrokromik cihazlar, küçük bir elektrik akımının uygulanmasıyla rengini, genellikle ağartma durumundan renkli duruma, devamlı ve tersine çevrilebilir olarak değiştirebilen malzemelerden oluşur. Bu elektrokromik malzemeler arasında WO3 ve NiOx metal oksitler, elektrokromik metal oksitler arasında baskındır. Uygulanan elektrik akımı, içlerinde bileşiğin görünür ışıkla etkileşime girdiği enerji aralığını değiştiren indirgenme (elektron kazancı) veya yükseltgenme (elektron kaybı) reaksiyonuna neden olur. Bu çalışmada, WO3 ve NiOx, oda sıcaklığında Ar/O2 gaz karışımı varlığında reaktif DC magnetron püskürtme yöntemi ile ITO kaplı cam üzerinde büyütüldü. Büyütülme için, substratın yüksek enerjili parçacıkların dışına konumlandırıldığı eksen dışı püskürtme yöntemi uygulandı. WO3 ve NiOx serilerinin elektrokimyasal özellikleri, geleneksel üç elektrot konfigürasyonu kullanılarak 1 M LiClO4-PC elektrolit içinde ölçüldü. Daha sonra, elektrokromik metal oksit filmlerin performansını test etmek amacıyla, beş katmanlı pil benzeri yapısı olan elektrokromik cihazlar (ITO/WO3/electrolyte/NiOx/ITO), Li bazlı sıvı elektrolit ile monte edildi.