Thesis Search




SEARCH RESULTS

Measurment and determination of kerbstone bending strength

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Diğer
Bu çalışmada bordür taşı eğilme dayanımı tespiti ve eğilme dayanımının nasıl hesaplanacağı gösterilmektedir. Mevcutta bordür eğilme dayanımının hesabı, basit eğilme formülleriyle yapılmaktadır. Ancak, bordür taşı kesitinin simetrik olmaması nedeniyle bordür taşı kesitinde oluşan eğilmenin basit eğilme değil, eğik eğilme olmasına neden olur. Çalışmada eğik eğilme formülleri yardımıyla bordür eğilme dayanımının nasıl hesaplanacağı gösterilmektedir. İlaveten, basit eğilme yardımıyla hesaplanan dayanım değerleri ile çalışmada elde edilen dayanım değerleri karşılaştırılmaktadır. Çalışmada kullanılan teorik yöntemle elde edilen dayanımın, mevcutta kullanılan yöntemle elde edilen değerden daha yüksek olduğu anlaşılmıştır.

Mechanical and durability assessment of geopolymer concrete containing elasto-plastic fibers and recycled aggregate

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Yapı Bilim Dalı
Evrensel boyutta artan inşaat talebinin, inşaat ve yıkıntı atığı (geri dönüşüm agregası (GDA)) miktarında kaçınılmaz bir artışa neden olurken, jeopolimer betonda (GPB) geri dönüşüm agregaların birlikte kullanılması araştırmacıların büyük ilgisini çekmektedir. Bu çalışmada, geri dönüşüm agrega içeren uçucu kül, yüksek firın curufu, elastoplastik lif takviyeli jeopolimer betonun mekanik performansı incelenmiştir. Geri dönüşüm agrega içeren GPB'nin mukavemet ve dayanıklılık özelliklerini araştırmak için laboratuvar çalışması gerçekleştirildi. Basınç dayanımı, yarmada çekme dayanımı, eğilmede çekme dayanımı, yüksek sıcaklık direnci dayanımı, sülfat direnci deneyi, aşınma direnci ve donma-çözülme dayanıklılık deneyleri gerçekleştirildi. Su-Çimento oranı tüm karışımlarda sabit tutuldu. Jeopolimer beton, düşük kalsiyum içeren uçucu kül, yüksek firin curufu, sodyum hidroksit ve sodyum silikat çözeltisi, geri dönüşüm iri agregası, ince agrega, doğal agrega ve liflerin belirli oranlarda karışımıyla üretildi. Geri dönüşüm agregası yerel olarak İstanbul'dan temin edilmiştir. jeopolimer beton karışımlarında geri dönüşüm agregası, sırasıyla %10, 20, 30 ve 40 farklı oranlarda doğal agrega ile ikame edilmiştir, ayrıca kontrol numunesi olarak %100 doğal agrega jeopolimer betonda kullanılmıştır. jeopolimer beton numunelerin basınç dayanımı, yarmada çekme dayanımı ve eğilmede çekme dayanımı 28. ve 90. günlerde test edildi. Geri dönüşüm agrega içeren jeopolimer betonun dayanıklılık sonuçları ise doğal agrega içerenlere kıyasla yüksek sıcaklık, sülfat, aşınma ve donma-çözülmeye karşı daha iyi direnç göstermiştir. Genel olarak elde edilen sonuçlar geri dönüşüm agregasının belli bir oranda betonda kullanımının sürdürülebilirlik açısından faydalı olduğunu göstermiştir.

Mecmua-i Resâil ve Şeyh Süleyman Efendi Nakşibendî – Köstendil

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Şeyh Süleyman Efendi Nakşibendî-Köstendilli 1163'te (1750) günümüzde Bulgaristan sınırları içinde bulunan Köstendil'de doğdu. Rumeli'deki en mühim Nakşibendî Tarîkatının büyüklerinden olan, eserlerinde Şeyhî mahlasını kullanan XVIII. yy. sonu ve XIX. yy. başında Balkanlarda yaşamış bir sûfî ve yazarıdır. Süleyman Efendi ömrünün sonuna kadar Nakşı tarîkatına mensup olarak tasavvufî terbiye devam edip ilim ve irfânını yetiştirdiği mürîdleriyle paylaştığı gibi birçok eser telif ederek de gelecek nesillere aktarmıştır. Süleyman Şeyhî sadece bir tarikat şeyhî olarak kalmamış, tasavvufî düşüncelerini, duygularını ve bilgilerini ihtiva eden eserler de meydana getirmiştir. Süleyman Şeyhî'nin Nakşı tarîkatına şeyhi olması yanında vahdet-i vücûd düşüncesini benimsemesi dikkati çekmektedir. Bize çok kıymetlı ve ölümsüz eserler bırakan Süleyman Şeyhî, Balkanlar'da tasavvuf dünyasına büyük katkıda bulunmuştur. Bu tez çalışmasında, Makedonya'nın başkenti Üsküp'te Sv. Kliment Ohridski Halk ve Üniversite Kütüphanesi nde bulunan OMCT II/573 numaralı mecmuadaki bir eser ele alınmıştır. İncelediğimiz Talik el yazması eserin varak sayısı 138 olup Mecmua-i Resâil başlığını taşımaktadır. Süleyman Şeyhî Efendi'nin ele aldığımız Talik el yazması olan eseri Mecmua-i Resâil dört bölümden (risaleden) oluşmaktadır. Çalışmamızda metinleri doğru ve anlaşılan bir şekilde aktarmaya çalıştık ve transkripsiyonu vererek eserleri ortaya koymuş olduk. Anahtar Kelimeler: Mecmua-i Resâil, Süleyman geyhî Efendi, Talik el yazması,NakGıbendi tarîkatı, tasavvuf, Balkanlar, Makedonya.

Mecmûa-i Sultan Ahmed (İnceleme-çeviri yazı metin ve MESTAP'a göre tasnifi-tıpkıbasım)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Mecmûa-i Sultan Ahmed, Fransa Kütüphanesi'ne Supplement Turc 1035 numarası ve Sultan Ahmed ler (1216-1026 de l'hégire-1603-1617) başlığı ile kayıtlı, 82 varaktan oluşmuş bir yazma eserdir. Mecmûa-i Sultan Ahmed'deki şiirler; I. Ahmed'in emriyle sekbanbaşı Ömer Ağa tarafından toplanmış ve sanatlı bir üslupla yazıya geçirilmiştir. Mecmûa, manzum bir eser olmakla birlikte 4a-7a ve 64a-67b varakları arasında mensur bölümler yer almaktadır. Bunlardan ilki sebeb-i te'lif mahiyetindedir. Eserin zahriyesinde Genç Mehmed Paşa-zâde İbrahim tarafından 20 Receb 1222/ 23 Eylül 1807 Miladi karşılığı tarihli bağış kaydı vardır. Fransa Milli Kütüphanesi'ne ise 5 Mart 1900 yılında kaydedilmiştir. Mecmûa-i Sultan Ahmed'de 17. yüzyılda yaşayan 37 şaire ait 212 manzûme yer almaktadır. Kaside başlığında verilen bu manzumelerin nazım şekillerine göre dağılımı şu şekildedir: 145 kaside, 20 kıt'a-i kebire, 14 müseddes, 7 müsemmen, 6 kıt'a, 5 mesnevi, 5 tercî-i bend, 1 terkîb-i bend, 2 murabba ve 1 muhammes. Mecmûa-i Sultan Ahmed'deki şairlerin adları/mahlasları ise alfabetik olarak şu şekildedir: 1. Abdî, 2. Afvî, 3. Ahmed, 4. Aklî, 5. Ali Halife, 6. Âlî Efendi, 7. Âsârî, 8. Azîz Efendi, 9. Âzerî, 10. Bahtî, 11. Bülbülî, 12. Cem'î, 13. Derbânî, 14. Dâî, 15. Ebû Nemi, 16. Esad Efendi, 17. Gani-zâde Nâdirî, 18. Hâfız Ahmed Paşa, 19. Hâletî, 20. Hâsılî, 21. Hıfzî 22. Huşûî, 23. Hüseyin Efendi, 24. Hüseyin Halîfe, 25. Iydî, 26. İmâm-ı Hüdavendigâr (Sâfî), 27. Kemâl Efendi, 28. Kurbî, 29. Medhî, 30. Nizâmî, 31. Piyâde, 32. Pertevî, 33. Şeyhî, 34. Şeyhülislâm Mehmed Efendi, 35. Sanî, 36. Ulvî ve 37. Zihnî. Bunların yanında şairi belli olmayan 14 manzûme ve kaynaklarda hakkında bilgi bulunmayan 7 şairin manzumeleri yer almaktadır. Mecmûa-i Sultan Ahmed, şiir mecmualarının tasnifinde medhiye mecmualarına dâhil edilmelidir. Mecmûa, Sultan I. Ahmed'in edebî muhitinde olan şairlerin yazdıkları kudûmiye, dâriye ve şikâriye gibi edebî türler açısından da önemlidir. Bu şiirler padişahın şiire yansıyan biyografisi açısından önem teşkil eder. Mecmûa'da başlıklarda geçen kaside terimi, nazım şekli ve genel olarak medhiye edebî türü anlamında kullanılmıştır. Tüm bu yönleriyle Mecmûa-i Sultan Ahmed, 17.yüzyıl Klasik Türk şiirinin önemli bir kaynağıdır.

Med Devleti'nin dış politikası (M.Ö. 700-550)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Eskiçağ Tarihi Bilim Dalı
Med Devleti M.Ö. 700-550 yıllar arasında İran dünyasına hâkim olmuş ve zamanla diğer kavimleri de kendi hükümdarlığına altına alarak bir İmparartorluk haline gelmiştir. Med ismi ilk kez Asur kralı III. Salmanassar (M.Ö.859-824) döneminde M.Ö. 836 yılına ait bir çivi yazılı belgede görülmüştür. Med Devleti bilinçli bir dış politika izlemiş ve bu politikasını diğer kavimlerden faydalanarak adım adım güçlendirmiştir. Bu çalışma Med Devleti'nin dış politikasın ana hatlarını ele almaktadır. Bu bağlamda Med Devleti, geniş bir coğrafya üzerinde hâkimiyet kurmuş ve sınırlarını doğuda Baktriya (Bactia)'ya batıda Anadolu'da Kızılırmak'a ve kuzeyde ise Kafkasya'ya, güneyde Basra körfezine kadar genişletmiştir. Med Devleti dış politikasında, Mezopotamya'da Asurlulara karşı her zaman düşman ve yoğun bir politika izlenmiştir. Ancak Asurluların tersine, Medlerin Babillilerle ilişkileri çoğu zaman barışcıl ve karşılıklı yardımlaşma şeklindeydi. Medler başlangıçta Anadolu'da bulunan Urartular ve İskitler ile yumuşak ve karşılık yardımlaşma üzerine ilişkiler geliştirmiş ancak daha sonra onlara saldırıp topraklarını Med Devletine katmıştır. Ayrıca, Lidyalılar ile savaşarak sınırlarını Kızılırmak nehrine kadar genişletmektadır. Bu savaşın sonunda Lidyalıların isteği üzerine savaşa son verilmiş ve tarihe ''Kızılırmak Barışı veya Güneş Tutulması Barışı olarak geçen bir barış antlaşması yapılmıştır. Bu barış Med Devleti yıkılana kadar devam etmiştir. Bununla birlikte, bu dönemde, İrandaki Mannalılar ve Persler ile de siyasî ilişkiler kurulmuştur. Genel olarak bakıldığı zaman, Medlerin dış politikasına hakim olan iki unsur vardı: Askeri güç kullanma ve bilhassa evlilikleri yoluyla gerçekleştirilen anlaşmalar.

Medeni Usul Hukukunda ispat kurallarının yer ve zaman bakımından uygulanması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Özel Hukuk Bilim Dalı
Kanunun sözü (lafzı); kanunun açık metni, maddelerin açık olan ifadesi, anlamı demektir. Kanunun özü (ruhu); tümünde egemen olan esaslara göre kanunun belirli bir maddesinden çıkan anlamdır. Maddenin söz konusu hükmünden hâkimin, önüne gelen başvuracağı anlamı çıkartılmamalıdır. Burada soruna kanunu önce sözüyle (lafzıyla) uygulayacağı, ancak sözünden bir sonuç alamazsa o zaman kanunun özüne (ruhuna) başvuracağı anlamı çıkartılmamalıdır. Ancak bir de hukukun geniş anlamda uygulanması durumu söz konusudur. Bu anlamda hukukun uygulanması üç ayrı konuyla ilgilidir. Bunlar; hukukun yer, zaman ve anlam bakımından uygulanmasıdır. Hayatta ve devletler hukukunda karşımıza çıkan en önemli meselelerden biri de ispat sorunudur. Kanunların ve de ispat kuralarının uygulanması basit bir mesele gibi gözükür; ancak bir uyuşmazlık çıktığında bu kuralların kaybolmasına neden olabilimektedir. Baktığımızda son zamanlar en yoğun kanunlaştırma hareketinin yapılması, kanunların yer ve zaman bakımından uygulanması konusunu daha da önemli hale getirmiştir. Kanunlar ve ispat kuralları, kural olarak yürürlükte bulundukları zaman diliminde uygulanmaları nedeniyle, kanunların ne zaman yürürlüğe girdiğinin ve ne zaman yürürlükten kalktığının tespiti önemlidir. Ancak bazen bir hukuki ilişki devam ederken ya da hukuki ilişki sona ermiş olmasına rağmen etkisini devam ederken,bu ilişkiye, eski kuralın mı yoksa yeni kuralın mı veya hâkimin hukukunun mu yoksa ilişkiye yapıldığı yerin hukukunun mu uygulanacağı sorunu ortaya çıkar. Bu konuda tüm hukuk alanlarına lişkin ortak prensipler, o alanların özelliklerigereği farklı prensipler ve kurallar da bulunmaktadır. Hukukun uygulanması; genel ve soyut hukuk kurallarının somut ve belirli olaylara uyarlanmasıdır. Kanun bu hükmü ile hâkimin kanun kuralları ile bağlı olduğunu ifade etmiştir. Yani hâkimin, hakkında bir kanun hükmü bulunan olayı kanun hükümlerini göz ardı ederek kendi anlayışına göre çözüm getirmesini yasaklamıştır. Kanunlar; yürürlüğe girdikleri tarihten, yürürlükten kalktıkları tarihe kadar geçen süreçteki olaylara uygulanırlar. Yani her hukuk kuralı konulduktan sonra meydana gelen olaylara uygulanır. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki ilişkiler eski hukukun hükümlerine tabi kalmakta devam eder. Yani Kanunun yürürlüğünden önce cereyan etmiş olaylar eski mevzuata tabidir. İspat yüküne yerine göre lex fori (hâkimin hukuku), lex causae (esasa uygulanacak hukuk) veya locus regit actum (işlemin yapıldığı yer hukuku) uygulanmaktadır. Yukarıda anlatılanların ışığında bize göre de Doğan'ın görüşü doğrudur. Zira hukuk değişkendir ve çağın ihtiyaçlarına göre sürekli bir yeniden yorum gerektirmektedir. Hukuktan beklenen, uyuşmazlıklara gerçekçi, tarafların menfaatler dengesini gözeterek, pratik çözümler bulmasıdır. Bizce bu da ispat yükü kavramını ispat yükünün amacına göre tüm mevcut teorilerin ışığında değerlendirerek, somut olaya en elverişli olanın uygulanmasıyla mümkün olabilecektir. Bir de konumuz ile ilgili dev

Medeniyetleşmenin kesişme noktasında Balkanlar: Destekçiler ve muhalifler arasında Balkanlarda Yeni Osmanlıcılık

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Diğer
1912'de Osmanlı yönetiminin tamamen çekilmesinden bu yana Balkanlar oldukça problemli, çekişmeli, politik açıdan hassas ve istikrarsız bir bölge olarak görülmektedir. Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından Balkanlar, özellikle de Batı Balkanlar medeni kimliği için çaba göstermektedir. Türkiye'nin Balkanlar'daki etkisini arttırmasıyla birlikte son on yılda gerilimler daha da artmıştır. Türkiye'nin bu bölgede henüz tamamlanmamış ve devam etmekte olan bir sürecin potansiyel gücü olarak görülmesi Balkan uluslarının kimliği konusundaki tartışmaya ivme kazandırmıştır. Doğunun mu yoksa batının mı bir parçası oldukları konusundaki belirsizlik öteden beri Balkanlar'ın önemli bir meselesidir. Türk diplomasisinin Balkanlar'daki etkinliği pek çok aydının düşüncelerini, kaygılarını ve eleştirilerini açıkça ifade etmesini sağlamıştır. Çok sayıda görüş, makale ve araştırma çeşitli Balkan dillerinde yayımlanmıştır. Bu çalışmaların en önemli ortak unsuru muhalif ve destekçilerin olmasıdır. Osmanlı Devleti ile ilişkilendirilen geçmişlerine dayanarak bu yeni durum Balkanlı pek çok aydın tarafından Yeni Osmanlıcılık olarak tanımlanmış/ adlandırılmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkiye'nin yeni dış politikasına karşı Balkanlı aydınların başlıca yaklaşımlarını, bu süreci neden Yeni Osmanlıcılık olarak adlandırdıklarını ortaya koymaktır. Bir kavram olarak Yeni Osmanlıcılık hâlâ tartışmalı ve tam anlamıyla kabul görmemiş olsa da Balkanların geleceğiyle ilgili fikir mücadelesini hâlâ canlı tutmaktadır. Bu çalışmanın var olan tüm verileri ve gerçekleri yeterince irdelemediğinin ve içermediğinin farkındayım; ancak Bu tez Yeni-Osmanlıcılıkın çağdaş Balkan entellektüelleri tarafından neden bu şekilde ortaya konulduğu ve kavrandığı temel sorusunu ele almaktadır.

Medıatıon analiz yöntemlerin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Biyoistatistik Bilim Dalı
Yapılan araştırmaların çoğunda, iki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkilerin incelemeyi amaçlanmaktadır. Değişkenler arasında eğer herhangi bir ilişki tespit edilirse, ilişkinin yapısını ve yönünü belirlemek için araştırmacılar çeşitli istatistiksel yöntemlere başvurmaktadır. Bağımsız ile bağımlı değişken ilişkisine üçüncü bir değişkenin eklenmesi ile ilişkinin yönü, yapısı ve durumu bakımında daha fazla bilgi elde edilmektedir. Mediation analizde mediator değişken olarak adlandırılan üçüncü değişken, bağımsız bir değişkenin bir bağımlı değişkenini nasıl veya neden etkilediğini açıklamaktadır. Mediation analizi, bir bağımsız değişkenin toplam etkisini doğrudan ve dolaylı bileşenlerine ayırarak, bağımsız bir değişkenin bağımlı değişken üzerindeki etkisinin ne kadarının mediator yolları ile iletildiğini anlamaya çalışmaktadır. Bu tez çalışmasında mediation analiz yöntemlerinin performansları tam mediation ve kısmi mediation olması durumlarında yöntemlerin farklı çarpıklık ve basıklık katsayısı düzeylerinde, farklı örneklem büyüklüklerinde ve doğrudan ve dolaylı etki büyüklüleri için performansları Tip-I hata oranları ve istatistiksel güç bakımından incelenmiştir. Çalışma sonuçları göz önüne alındığında, araştırmacılar sadece Tip-I hata oranı ile ilgilendiğinde, dolaylı etki katsayıları, ?=ß=0 olduğunda Temel Mediation Bileşeni (TMB) ve yanlı-düzeltmeli bootstrap yöntemleri önerilmektedir. Dolaylı etki katsayıları ??0, ß=0, olduğunda TMB, Monte Carlo (MC) çarpımı, yüzdelik bootstrap ve yanlı düzeltmeli bootstrap yöntemleri önerilmektedir. Dolaylı etki katsayıları ?=0, ß?0 durumlarda ise TMB, yüzdelik bootstrap ve yanlı düzeltmeli bootstrap yöntemleri önerilmektedir. Eğer sadece istatistiksel güç ile ilgilendiğinde, tam ve kısmi mediation durumlarına göz önüne alındığında, Freedman & Schatzkin, Clogg, TMB, Yüzdelik Bootstrap, yanlı-düzeltmeli bootstrap yöntemleri önermektedir. Araştırmacılar hem nominal değere yakın Tip-I hata oranı hem de yüksek istatistiksel güç ile ilgileniyorsa TMB ve Yanlı-düzeltmeli bootstrap yöntemleri önerilmektedir.

Media and democracy: The past, present and the future of press freedom in Chile

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 İletişim Bilimleri Bilim Dalı
Bugün Şili'de basın özgürlüğü güncel bir konu değildir çünkü ifade özgürlüğü ile ilgili bir sorun olmadığı düşünülmektedir. Ancak, bu Latin Amerika ülkesi, anlatacak uzun bir geçmişe sahiptir. Bugün Şili, medya özgürlüğü açısından dünyadaki Demokrasi ve Basın Özgürlüğü sıralaması baz alındığında, iyi bir durumdadır. Fakat, esasında 50 yıl boyunca verilen zorlu mücadeleler sonunda Şili basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü gibi evrensel haklar konusunda iyi bir noktaya ulaşmıştır. Salvador Allende hükümeti ve daha sonra Augusto Pinochet Diktatörlüğü sürecinde yaşananlar genel olarak medyanın ve gazetecilik pratiklerinin rotasını belirlemiştir. Bu tarihsel bağlamdan hareketle, çalışmanın amacı medyanın yolunu ve gazetecilerin çalışmasını güçlendirdi. Şili'deki son 50 yıllık gazeteciliğin tarihini bilmek için, farklı zamanlarda çalışan 15 gazeteci ile röportaj yapıldı, yani bazıları Allende, diğerleri diktatörlük döneminde ve geri kalanlar şu anda farklı medyada çalışıyorlardı. Onların deneyimleri ve bakış açıları Şili'deki gazeteciliğin gerçekliğinin nasıl olduğunu ve iletişim uzmanlarının karşılaştığı mevcut zorlukların ne olduğunu bilmeye hizmet edecektir. Ek olarak, Şili'deki gazetecilere ve medyaya ne olacağını görmek için geleceğe bakmamızı sağlayacak.

Media literacy policy in Pakistan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 İletişim Bilimleri Bilim Dalı
Medya okuryazarlığı, farklı bilim insanları ve araştırmacılar tarafından farklı şekillerde tanımlanan, birçok yönden açıklanan ve farklı teknikler içeren çok disiplinli bir anlatıdır.19. yüzyılın başlarından beri, medya okuryazarlığı tartışması dünyanın farklı yerlerinde başlamış ve ana odak noktası okuma yazma bilme ve film okuryazarlığı olmuştur. Modern zamanda yeni Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BIT) dünyadaki tüm medya ve iletişim alanlarını değiştirmiştir. İnternete erişim artık geçmişte hiç olmadığı kadar kolaydır. McLuhan'ın 'küresel köy' kavramının bağlantıları gelişmiş ve hem sosyal hem de mesleki yaşamı siber uzama taşımıştır. İletişim teknolojisindeki gelişme, öğrenme modellerini de değiştirmektedir. Kasıtlı ve kasıtsız olarak, çevrimiçi ortamda aşırı bilgi erişimine maruz kalmaktayız. Bir yandan, siber suçlar, siber zorbalık, çevrimiçi kumar oynama, internet pornografisi ve şiddet içeren video oyunları internet kullanıcılarını etkilemektedir. Diğer bir yandan ise medya manipülasyonu, sahte haberler, propaganda, mahremiyet, çevrimiçi taciz, güvenlik ve veri madenciliği bu alanın diğer zorluklarını oluşturmaktadır. Geleneksel pedagoji ise bugünün medya aracılı dünyasının hedeflerini karşılamakta ve eleştirel düşünme ve eğitim sisteminin demokratikleşmesini yaratmakta yetersiz kalmaktadır. Bu durum, medya okuryazarlığı ihtiyacına yol açmaktadır. Eleştirel medya okuryazarlığı, eğitim ve sosyal reformların getirilmesine bu noktada yardımcı olabilir. Bu çalışma, Pakistan için medya okuryazarlığı politikasına odaklanmaktadır. Pakistan için medya okuryazarlığı politikası, diğer Güney Asya ülkelerini ve gelişmekte olan ülkeleri adım atmaya teşvik edebilir. Pakistan'ın bu konuyla ilgili olduğu sürece, medya sadece takipçi olmakla kalmaz hemen hemen tüm işlerde üçüncü taraf olarak hareket edebilir. Pakistan anayasası; bilgi edinme, eğitim hakkı ve ifade özgürlüğü vermektedir. Ancak pratikte bunun ne kadar doğru olduğu da bu çalışmada tartışılmaktadır. Bu çalışmada, Pakistan medyası ve eğitim sistemi incelenmiştir. Veri toplamak için derinlemesine görüşme yöntemi kullanılmıştır. Bunun için eğitimciler, medya alanında çalışanlar ve medya eğitimi veren öğretmenlerle iletişim kurulmuştur. Geleneksel ve yeni medya fark etmeksizin, eleştirel medya okuryazarlığının hem yetişkinlerin hem de çocukların medya mesajlarını doğru bir şekilde çözümlemelerini sağlayabileceği vurgulanmaktadır. Bu çalışma, Pakistan'da medya okuryazarlığı politikasının gerekliliğini ve böyle bir politikanın temel çerçevesini belirlemektedir.

Medya ve algı yönetimi; Türkiye ve Ukrayna karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu tez çalışmasında 2013 yılında Türkiye'de meydana gelen Gezi Protestoları ve 2014 yılında Ukrayna'da patlak veren Euromaydan (nam-ı diğer Onur devrimi) öncesinde, süresinde ve sonrasında uygulanan algı yönetimi teknikleri ve girdileri, algı yönetiminin araçları olan enformasyon savaşı, semantik savaş, mit ve kahraman yaratma, fiziksel uzam düzeltilmesi incelenmektedir. Çalışmanın hedeflerinin bir tanesi, her iki protestonun farklı sonuçlar doğurması nedeniyle çalışma sırasında ortaya çıkan bulgular doğrultusunda her iki ülkenin algı yönetimi konusundaki yetkinliği kıyaslama yapılarak bu sonuçları tetikleyen unsurları tespit etmesidir.

Medya ve jeopolitik ilişki: zeytin dalı operasyonu çerçeve analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Kaldor'un (1990) sözlerini açımlayacak olursak, dünyayı tasvir etme şeklimiz, seçtiğimiz kelimeler, onu nasıl gördüğümüzü ve nasıl davranmaya karar verdiğimizi tanımlar. Medya, dünyanın farklı yerlerindeki olayları yayınlayarak bu olayların önemliliğine ve aktörlerinin inşasına katkıda bulunabilir. Bu da, aynı olayın farklı medyalarca farklı şekilde betimlenmesi sonucuna yol açabilir. Buna uygun olarak, Eytan Gilboa (2009) medyayı jeopolitik kriterlere göre analiz etmek için multidisipliner bir yaklaşım önermiştir: yerel, ulusal, bölgesel, uluslararası ve küresel. Böylece, medyanın bu seviyeleri içerisinde, spesifik bir yerel oluşuma ilişkin söylem sapmalarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Zeytin Dalı Harekâtı'nın jeopolitik kriterlere göre farklı medyalar tarafından nasıl çerçevelendirildiğini anlamak için bu çalışmada uygulanan söz konusu yaklaşımın temel amacı; harekâtın kamuoyuna tanıtımı, amaçlarının açıklanması ve aktörlerinin karakterizasyonu ile ilgili ulusal ve uluslararası tasvirini anlamak ve bu üç çerçevenin birleşik bir bağlamsal bütünlük sunmak için bir araya gelip gelmediğini anlamaktır. Bunun için, bu makalenin 3 ana sorusu, 3 farklı mikro kategoride düzenlenmiştir: Giriş, amaçların açıklamaları ve aktörlerin tasviri. Bu mikro kategoriler de kendi içlerinde farklı medyaların Zeytin Dalı Operasyonu'nu her bir mikro kategoriye göre nasıl çerçevelediğinin tanımlarına karşılık gelen makro olarak alt-kategorilere ayrılmıştır. Bu doğrultuda Zeytin Dalı Operasyonu'nun 1. Günü olan 20 Ocak 2018 ve Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu'nun zafer ilan edişinin 2 gün sonrası olan 20 Mart 2018 tarihlerini kapsayan iki aylık bir zaman diliminde ulusal ve uluslararası yayınlar incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, Zeytin Dalı Operasyonu'nun gerçekten de farklı medyalarda farklı olduğunu doğrulamıştır, ancak en çok çerçeve ulusal düzeyde bulunmuştur.

Medya ve terör ilişkisi bağlamında medyada terörizm propagandası

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Medya, bu günlerde ulaştığı en yüksek teknolojik gelişme seviyesi ile birlikte yerine getirdiği yaşamsal işlevleri ile her toplumsal tabakayı yönlendirip, yürütebilecek müthiş güçlü bir yetkiye sahiptir. Artık Medya sisteminde yer alan nitelikler çok önemli hale geldiğinden dolayı her biri teker teker incelemeyi gerektirir. Bu hayati önemden dolayı biz de toplum ve medyayı yakından ilgilendirebilecek önemli bir konu üzerinde durmak istiyoruz. Medya ve terör ilişkisi bağlamında bu konu, terör propagandası olarak geçmektedir. ABD, Fransa, İtalya, İngiltere ve İspanya gibi demokratik ülkeler bile terör sorunlarıyla karşı karşıya gelmektedir. Türkiye'de olduğu gibi yukarıda bahsettiğimiz gelişmiş, demokratik ülkelerde de terörle ilgili haberlerin medyaya veriliş şekli uzun zamandır tartışılmakta. Genelde siyasetçiler bu konuyu eleştirir, medya mensupları da itiraz ederler. Terör meselesi bu çağın en önemli sorunlarının biri olduğundan medya sadece görevini yerine getirdiğini söyler, aynı zamanda seyirci de izlemek isteyecek yetke de elbette buna karşı çıkacaktır, yine de her şeye rağmen burada önemli olan dengeyi bulabilmektir. Çünkü medya izleyicinin haber alma hakkına yardımcı olmaktadır. Anahtar kelimeler: Medya, terör, terör propagandası

Medya ve terörizm ilişkisi; IŞID örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Terör örgütleri uzun süreden beri Medya'yı bir terör aracı olarak kullanmaktadırlar. Kitle iletişim araçları ve medya da terör eylemlerini dünya kamuoyuna duyurmada en etkin araçlardır. Yine örgüt propagandası yapmada, eleman temin etmede, finansal destek sağlamada, silah, lojistik, ulaşım, bilgi sağlama gibi konularda kitle iletişim araçları ve medyanın etkisi büyüktür. Sosyal medyanın gelişimi, terör örgütlerinin faaliyetlerini kolayca gerçekleştirmesini sağlamıştır. Son dönemlerde küresel bir terör örgütü olarak Irak ve Suriye'de etkinlik gösteren DEAŞ (IŞİD) medyayı en etkin kullanan bir terör örgütüdür. DEAŞ medya üzerinde her türlü amaçlara ulaşmaya çalışmıştır. Medyayı sadece propaganda ve ideolojilerini yaymakta kullanılmamıştır. Aynı zamanda kimlikleri oluşturmak, insanları siyasi bir neden için bir araya getirmek, insanları harekete geçirmek, kendi siyasi eylemlerini şiddette dönüştürmek için de medyayı kullanılmıştır. DEAŞ terör örgütü, medya üzerinde küresel korku, panik ve sonu bilinmeyen bir terörizmi anlatmaya çalışmıştır. Devletler, medya kuruluşları ve farklı şirketler(Twitter, Facebook gibi şirketler) bile bu endişe verici duruma karşı farklı adımlar atmaya çalışmışlarıdır. Fakat bu fenomene karşı her ne kadar önlemler alınmışsa da, alınan tüm bu önlemlerin yetersiz kaldığı ve başarısız olduğu görülmektedir.

Medya, sanat ve dil üçgeni: Eurovision şarkı yarışmasında ortak kültürün oylama davranışına etkisi (1998-2016)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışma 60 yılı aşkın geleneksel tarihi ve popüler kültürün ürünü olan en büyük televizyon programı Eurovision Şarkı Yarışmasını ele almaktadır. Eurovision Şarkı yarışması 1956 yılından itibaren Avrupa Yayın Birliği'nin (European Broadcasting Union) aktif üyelerinin katılımıyla televizyon tarihinin en uzun soluklu devam eden programıdır. Medya ürünü olarak bu yarışma her yıl düzenlenmekte ve yaklaşık 400-600 milyon kişi tarafından takip edilmektedir. Yarışma sadece Avrupa kıtasından değil, Kanada, Brezilya ve Japonya gibi Avrupa dışındaki ülke seyircileri tarafından da merakla izlenmektedir. Katılımcılar kendi kimlikleri ile birlikte temsil ettikleri ülkenin de ulusal kimliğin büründüklerinden, Eurovision sadece müzik ve sanat yarışması değildir. Bu nedenle şarkı yarışmasında oylama davranışına birçok faktörler etki etmektedir. 1998 yılından itibaren oylama sistemi ulusal jürilerden alınarak tele-oylamaya sistemine geçilmiş, böylece izleyicilere favori yarışmacılarına telefondan mesaj göndermekle seçme şansı tanınmıştır. Araştırmada, özellikle 1998 yılında Eurovision Şarkı Yarışması'nda oylama sisteminin değiştirilerek seyircilerin oy vermesine imkân yaratan tele-oylama sistemine geçilmesinden sonraki döneme odaklanılmıştır. Bu dönemde elde edilen sonuçlarda dil, medya, sanat ve ortak kültür gibi etkenlerin oylama davranışına etkisi incelenmiştir. İncelenen dönem içerisinde, ülkelerin ister coğrafi komşuluk, tarih, isterse de dilsel yakınlık açısından birbirlerinin taraflarını tuttuğu gözlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, oylamada politik etkilerin olduğunu da göstermektedir. Çalışmadan çıkan bulgular ışığında oylama sistemine yönelik bazı çözüm ve öneriler sunulmuştur.

Medyada kadın işgücü ve cinsiyetçilik: Kosova'daki kadın gazeteciler örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Genel Gazetecilik Bilim Dalı
Medya sektöründe çalışan kadınlar da, kadınların çalışma hayatında yaşadıkları genel zorluklarla karşılaşmakta ve daha alt düzeyde işlerde çalışmaktadırlar. Bu tezinin birinci bölümünde, medya sektöründeki cinsiyetçiliğin kuramsal temelini oluşturan feminist yaklaşımlar incelenecektir. Tezinin ikinci bölümünde çalışma hayatında kadının konumu tarihsel perspektifte ortaya konulacaktır. Kadınların çalışma hayatındaki genel görünümleri, karşılaştıkları sorunlar ve son olarak da medya sektörüne girişleri incelenecektir. Tezinin üçüncü bölümü; literatürde çalışma hayatında zorluklarla ve cinsiyet ayrımcılığı içeren uygulamalarla karşılaştıkları söylenen kadınların, medya sektöründeki bu deneyimlerini ölçmeye yönelik bir araştırmadan oluşmaktadır. Kosova'da çalışan kadın gazeteciler ile derinlemesine mülakat yöntemi ile gerçekleştirildi araştırma ile kadın medya çalışanların yaşadıkları zorluklar tespit edilmeye çalışılacaktır. Tezin temel amacı, kadın medya çalışanlarının sektörde yaşadıkları cinsiyet ayrımcılığından kaynaklanan sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmektir. Anahtar Kelimeleri: Medya, Kadın İşgücü, Cinsiyetçilik

Medyada kadının sunumu - Türkiye ve Sri Lanka medyası arasında bir karşılaştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Medya bugün kadınlık ve erkeklik ve cinsiyet ilişkilerini inşa edebilir. Medya metinleri, kadının toplumdaki konumunu incelemenin mümkün olduğu başlıca kültürel alanlardan biri olarak algılanmaktadır. Kadınların yazılı basında temsil edilme biçimleri, kullanılan dilden büyük ölçüde etkilenir. Basılı medya toplumsal değerleri yansıtmakta ve geleneksel toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını ortaya çıkarmaktadır ve toplumsal cinsiyet rollerinin temsillerini kitle iletişim araçlarında görmek mümkündür. Kadınlar baskıya maruz kalıyor ve medyada olduğu kadar dilde de ikincil olarak görülüyor. Kitle iletişim araçları, özellikle gazeteler, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin öğretilmesinde önemli roller oynamaktadır. Bu çalışmada kullanım oranları açısından en tepedeyer alan medya kuruluşlarından örneklem seçilerek Türkiye ve Sri Lanka medyasında kadınların sunumu incelenmektir. Bu çalışma aynı zamanda kadınların medyada nasıl sunulduğunu buna etki eden faktörlerin tespitini ve her iki toplumda yarattığı etkilerin neler olduğunu analiz etmeye çalışamaktadır. Medyada kadının nasıl temsil edildiğini tespit etmek amacıyla içerik analizi yönteminden yararlanmaktadır. Bu çalışma Türkiye ile Sri Lanka arasında yapılan bir karşılaştırma olduğu için gelecekte değerli bir kaynak olmaya devam edecektir. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Sri Lanka, medya, kadın, içerik analizi

Mehâsinü'l-Edeb (İnceleme-metin)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı
XVI. yüzyıl Osmanlı devrinin usta şair ve yazarlarından olan Gelibolulu Mustafa Âlî'nin kaleme aldığı son derece mühim eserlerinden biri de Mehâsinü'l-Edeb'dir. Bu eserinde, Mustafa Âlî, devrin siyasî anlayışı ve sosyal durumunu ele almıştır. Eser hem siyasî hem de ahlâkî özellikler gösterir. Âlî, Kayseri ilinin sancak beyi iken bu kitabı yazıp Sadrazam Damad İbrahim Paşa'ya sundu. Eser, ünlü Arap edib Câhiz'in Minhâcü's-Sülûk ilâ Adâbı Sohbeti'l-Mülûk adlı eserinden bazı yerleri çıkarılarak hazırlanmış ve dönemin siyasî ve sosyal durumuna göre gerekli bazı ilavelerin yapılması suretiyle yazılmış bir tercümesidir. Daha sonraki yıllarda Mehâsinü'l-Edeb adlı eser, İstanbul'da doğmuş ünlü divan şairlerinden olan Osmanzâde Tâib (ö. 1724) tarafından özetlenmiştir. Âdet, hâlet, ülfet, işret, himmet ve hikmet gibi konuları içeren bu eser toplam on beş fasıldan oluşmaktadır.

Mehmed Meşa Selimoviç'in hayatı ve eserleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Mehmed Meşa Selimoviç önce Boşnak, sonra Sırp daha sonra ise genel bir ifadeyle Yugoslav bir yazardır. Muhammed dininden olan Sırp yazarlardan biri olarak kendisini tanıtırdı. Meşa Yugoslav Edebiyatının önde gelen ve Balkan Edebiyat çevrelerinde geniş yankı yaratan yazarlarından biridir. Bu çalışmamda, Mehmed Meşa Selimoviç'in eserlerinin içerik, üslup özelliklerinin gelişimi ve değişimi ele alarak incelenecektir. En önemli yer Derviş ve Ölüm ve Kale romanlarına verilecektir. Derviş ve Ölüm, değişik dönemlerde birçok eleştirmenin övgüsünü kazanan, sinemaya uyarlanan, MEB'in tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde yer alan, otuz dile çevrilmiş ve birçok önemli edebiyat ödülüne layık görülmüş bir başyapıt ve ölümsüz eserdir. Yetişme döneminde Andersen'den Charles Dickens'a, Dostoyevski'den birçok ünlü yazardan etkilenen Selimoviç Çembe? adli son romanını tamamlamadan 11 Temmuz 1982'de Belg?at'ta vefat etmiştir.

Mehmed Meylî Gûrânî'nin Mecmû'at'ü'l-Letâ'if Sandûkat'ü'l-Ma'ârif mecmuası (Tenkitli metin-tahlil)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışmada 18. yüzyılda yaşamış olan Bosnalı Mehmed Meylî'nin Mecmû'at'ü'l-letâ'if sandûkat'ü'l-ma'ârif adlı mecmuası, muhtevası bakımından değerlendirilmekte, metnin 1a-50b arasındaki varaklarda yer alan şiirler transkripsiyon şeklinde sunulmaktadır. 18. yüzyılda bütün Bosna eyaletinde şöhrete ulaşan bir şair ve iyi bir hattat olarak bilinen Meylî Saraybosna'da yaşayarak ve şehrin toparlanma sürecini takip ederek cami, han ve çeşme gibi yapıların yeniden inşa sürecini dizeleriyle kaydetmiştir. Meylî'nin hayatı, eserleri ve edebî şahsiyetine dair toplanan bütün bilgiler ve incelenen metin, transkripsiyonlu hâline getirilen şiirleriyle birlikte ilk defa bu çalışmada sunulmuştur.