Thesis Search




SEARCH RESULTS

Ahmet İğciler'in hayatı, sanatı ve eserleri hakkında bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2010 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Bu çalışma beş bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde Ahmet İğciler'in hayatı, doğumu, çocukluğu ve yetiştiği çevre,eğitimi ve meslek hayatı, öğretmenliği, muhabirliği ve tercümanlığı, aile hayatı, edebişahsiyeti işlenmekte, kendisiyle yapılan mülakatlardan yararlanılarak İğciler'inKosova Türk Edebiyatı'nda yeri ve değeri hakkındaki görüşler irdelenmekte, ayrıcaAnton Çehov'un, İğciler üzerinde bıraktığı etki incelenmektedir.İkinci bölümde, İğciler'in yayımlanan yüzden fazla hikâyesi ayrıntılı bir şekildebilimsel olarak tahlil edilmekte, hikâyelerdeki olay örgüsü, metnin gerektirdiği yerde,bazen özetleme tekniği ile bazen eleştirel irdeleme tekniği ile bazen olay zincirininakışı gösterilerek bazen de gelenek ve göreneklerin hikâyelerde görünüş biçimlerindenkısa alıntılar yapılarak incelenmekte, hikâyelerdeki tasvirlerin mekân ve zamanaçısından önemi vurgulanmaya çalışılmaktadır. Bir bölümdeki, hem basılmışkitaplardaki hikâyeler, hem dergi ve gazete sayfalarında kalan hikâyeler, hem debaşka yazarların kitaplarında var olan hikâyeler tespit edilerek kronolojik bir sıralamaile incelenmektedir. 9 - 12 ve 13 -15 yaş gurubuna ait hikâyeler, sırasıyla bütünhikâyeler yapı başlığı altında, olay örgüsü, şahıs kadrosu, zaman, mekân, bakış açısıve anlatıcı, konu, tema başlıkları altında incelenirken İğcilerin çok sevdiği Prizrenşehri ve orada yaşayan halk tanıtılmaya çalışılmaktadır.Üçüncü bölümü, İğcilerin yayımlanmış ve yayımlanmamış şiirleri üzerinde yaptığımızirdeleme oluşturmaktadır. İğcilerin yayımlanmış ve yayımlanmamış şiirleri dört aynıbaşlık altında, farklı konuları içeren şiirlerle birlikten tematik açıdan incelenmekte,devrin diğer şairleriyle ortak olan noktaları tespit edilerek irdelenmektedir.Dördüncü bölümde, şairin, dinî mimari, sivil mimari ve askeri mimariden oluşan `yokolan Osmanlı eserleri'ni araştıran Yok Olan Osmanlı İzleri adlı kitabı üzerindedurulmakta, bu eserlerin Prizren'e ilave ve hediye ettiği medeniyet eserleri/ izlerivurgulanmaya çalışılmaktadır. Araştırmanın devamında, İğciler'in Monografi adlıkitabından alıntılar yapılmakta, bölümün son kısmında İğciler'in araştırma yazıları,gelenek ve görenek yazıları, internetteki yazıları ve gazete yazıları incelenmektedir.Araştırmanın beşinci aynı zamanda son bölümünde ise İğciler'in kullandığı dil veüslûp ile bu anlatım tarzının nedenleri ve etkileri genel hatlarıyla ortayakonulmaktadır.Anahtar Kelimeler: Prizren, Osmanlı Eserleri, Kosova Türk Edebiyatı.

Ahmet Ziyauddin Gümüşhanevi'nin (K. S.) Camiu'l - Usül adlı eserinde tasavvufi eğitimin merhaleleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Tasavvuf Tarihi Bilim Dalı
Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi XIX. Yüzyılın en önemli mutasavvıflarındandır. Bu çalışmamızda onun Camiu'l-Usül adlı eserindeki tasavvufi eğitimin merhalelerini araştırmayı amaçladık. O bu eserinde ideal bir insanın nasıl olması gerektiğini ortaya koymaya çalışmıştır. Bu amacı gerçekleştirirken insanın sadece yetkin yönlerini değil, yeri geldiğinde eksik yönlerini de ele almıştır. Araştırmamızda Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi'nin insanı gerçekçi bir anlayışla ele aldığı söylenebilir. Bu çalışmanın konusu, XIX. yüzyılda yaşamış Nakşibendiyyey-i Halidiyye kolunun pirlerinden olan Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi'nin Camiu'l-Usül adlı eserinde Tasavvufi Eğitimin merhaleleri üzerinde durulmuştur. Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi hakkında daha önce yapılmış çalışmalar göz önüne alınarak hayatı, ilmi kişiliği ve yaşadığı dönem konularının ayrıntılarına girilmemiştir. Çalışma giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızın giriş bölümünde araştırmanın konusu, araştırmanın kaynakları, araştırmanın metodu, Nakşibendiyye Tarikatı, Halidiyye, Müceddidiyye kollarının tarihi gelişimi ve Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevini Hayatı incelenmiştir. Birinci bölüm de Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi'ye göre Tasavvufi Eğitimin Temel unsurları ele alınmıştır. İkinci bölümde Camiu'l-Usül'deki Tasavvufi Eğitimin merhaleleri incelenmiştir. Sonuç olarak, tasavvufun ana konusu insandır. Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi tasavvuf geleneğine bağlı olarak gerçek insan tasavvurunu ortaya koymuştur. Ayrıca Camiu'l-Usül'deki Tasavvufi Eğitimin merhaleleri bilim dünyasına kazandırılmış olup, Tasavvuf Tarihine sınırlı da olsa bir katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Gümüşhanevi, Nakşibendiyye, Halidiyye, Müceddidiyye, Camiu'l-Usül.

Ahşap yapıların birleşim bölgelerinde metal levhalar ve fiber elyaf takviyeli plastik (FRP) levhaların kullanımının karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
Ahşap yapıların birleşim bölgelerinde çelik levha kullanımı sıkça rastlanan bir uygulamadır. Ancak ahşapta bulunan doğal nem nedeniyle çelik levhalar kolayca korozyona uğramakta, bu nedenle ahşap yapıların birleşim bölgelerindeki ahşap, zamanla çürümekte ve ahşap yapıların ömrünü kısaltmaktadır. Yapılan bu çalışmada çelik levhalar yerine korozyona uğramayan FRP (karbon elyaf takviyeli plastik) kullanımının mekanik dayanım açısından uygunluğu araştırılmıştır. Farklı birleştirme çeşitleri kullanılarak hazırlanan numuneler çekme ve konsol eğilme deneyine tabi tutulmuştur. Yapılan deneyler sonucunda aynı cins numuneler birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Çekme deney sonucunda karbon elyafla güçlendirilen numunelerin dayanımı metal levhalarla güçlendirilen numunelerin dayanımına göre kertmeli boy birleştirmede %44 ve uç uca boy birleştirmede %26 ve yabancı zıvanalı boy birleştirmede 9% arttığı tespit edilmiştir. Cam elyaf levhalar kullanarak güçlendirilen numunelerin dayanımı, metal levhalar kullanarak güçlendirilen numunelerin dayanımına göre kertmeli boy birleştirmede    %51'de, uç uca boy birleştirmede %59'da ve yabancı zıvanalı boy birleştirmede %35'te kaldığı görülmüştür. Konsol eğilme deney sonucunda karbon elyafla güçlendirilen numunelerin dayanımı metal levhalarla güçlendirilen numunelerin dayanımına göre L birleştirmede %60, T birleştirmede %67 ve 45° gönyeli birleştirmede %80 arttığı tespit edilmiştir. Cam elyaf levhalar kullanarak güçlendirilen numunelerin dayanımı, metal levhalar kullanarak güçlendirilen numunelerin dayanımına göre L birleştirmede %85'te, T birleştirmede %96'da ve 45° gönyeli birleştirmede %78'de kaldığı görülmüştür.

Aid effectiveness and the implementation of the Busan principles by The EU and Turkey in Sub-Saharan Africa

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Tez konusu, Türkiye ve Avrupa Birliği'nin (AB) Busan Etkili Kalkınma İşbirliği İlkeleri'nin (BEDCP) dört ilkesinin, sahiplik, sonuç odaklılık, kapsayıcılık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ile bununla ilgili göstergelerinin (gösterge 5a, 9b, 10, 2, 1a, 4 ve 6) Etiyopya, Nijer, Nijerya ve Somali'de karşılıklı ampirik analizi ile Türkiye ve AB'nin bu dört Sahra Altı Afrika ülkesindeki BEDCP performanslarının nihai farklarının üç temel Uluslararası İlişkiler kuramının (Neorealizm, Konstrüktivizm ve Neoliberalizm) makul açıklayıcı faktörleriyle eleştirel olarak değerlendirmesine odaklanmaktadır. Analiz için bu çalışma; kurumsal ve yardım ajanslarının yayınlarını, konferans metinlerini, basın açıklamalarını ve akademik literatürü incelemiş, Brüksel ve Ankara'da örnek olay için seçilmiş dört Afrika ülkesinin büyükelçilikleri ve iki taraflı yardım ajanslarıyla yapılan mülakat ve geri dönüşlerden faydalanmıştır. İlk temel bulgu Nijerya, Somali, Nijer ve Etiyopya'da gösterge 6 ve bir ölçüde gösterge 1a ve 9b (Nijerya ve Somali'de ) dışında Türkiye'nin AB'ye göre daha kalan göstergelerde, gösterge 9b (Nijer ve Etiyopya'da ) 5a, 10, 2 ve 4, daha düşük bir performans sergilediğidir. İkinci olarak, BEDCP'nin uygulanmasındaki düzensizliğin arkasındaki açıklayıcı faktörler hakkında, araştırmamızın sonuçları sırasıyla konstrüktivizm, neorealizm ve neoliberalizmden yararlanılan üç açıklayıcı faktör grubundan (normlar ve kimlik, öz çıkar ve karşılıklı bağımlılığın düzeyi) hiç birinin tek başına BEDCP'nin uygulanması bağlamında Türkiye ve AB'nin dört ülkedeki davranış farklarını kavrayamayacağını ortaya koymaktadır. Örneklerin çoğunda öz çıkarın norm ile ya da karşılıklı bağımlılık düzeyiyle birleşimi BEDCP konusunda Türkiye ve AB'nin dört ülkedeki davranış farklarını açıklamaktadır. Bununla birlikte, tek bir açıklayıcı faktörü belirlemek mümkün olmasa da, araştırmamız Türkiye ve AB'nin içselleştirdiği değerler, normlar, kimlikler, fikirler ve ideolojiler gibi maddi olmayan unsurlarının Etiyopya, Nijer, Nijerya ve Somalide'de Busan Etkili Kalkınma İşbirliği İlkeleri'ne ve onun ilgili göstergelerine yakınlık konusundaki tutumlarını şekillendirmede daha önemli olduğu hususunda baskın bir varsayım taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Avrupa Birliği, Sahra Altı Afrika, Kalkınma İşbirliği, Busan Ortaklığı, Yardım Etkinliği, Realizm, Liberalizm, Konstrüktivizm.

Aid in foreign policy: The Turkey-Somalia relations case

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Beş ana bölümden oluşan Dış Politikada Yardım: Türkiye-Somali İlişkileri Örneği başlıklı İngilizce Yüksek Lisans Tezi, yardımın (hem insani hem de kalkınma) dış politikadaki rol ve etki merkeze almaktadir. Özellikle iki kapsayıcı temayı araştırıyor: Diğer uluslararası bağışçılara kıyaslanarak, Türkiye'nin Somali'ye yardımının etkinliği; ve bu yardımın her iki ulkenin ilişkileri üzerindeki etkisi. Birinci bölümde, anahtar kavramlari dahil olmak üzere literatür taraması, çalışmanın değişkenleri, Türkiye'nin donör olarak ortaya çıkan profili ve hem Türkiye'de hem de Somali'nin dış politikaları yer almaktadır. Bu bölüm, yalnızca araştırmanın değişkeni ile ilgili ikincil verileri kullanmaktadır. İkinci bölüm ise, Türkiye-Somali ilişkilerini, özellikle 2011'den sonra iki ülke arasındaki artan bağları ve Somali bağlamında Türkiye-Afrika ilişkilerini ele almaktadır. Üçüncü bölüm, Türkiye'nin Somali'ye farklı yardım biçimlerini tartışıyor. Bu bölümde, çalışma Somali'nin yeniden inşası sürecindeki Türkiye taahhütlerinin rolünü detaylandırmıştır. Dördüncü bölümde, çalışma, Türkiye yardımının Somali'ye olan etkisini incelemektedir ve bunu yaparken 6 NeST göstergesi kullanmaktadır. Ayrıca Somali'deki Türkiye yardım dağıtım yaklaşımını da vurgulaniyor. Beşinci bölüm, araştırmanın analizine ve tartışmalarına odaklanmaktadir ve araştırmanın sonucunu ve tavsiyesini vermektedir.

Aid motives of emerging donors: Case studies of Turkey and India

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Son yirmi yılda, küresel ekonomik ağırlık, yükselen güçler olarak bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika (BRICS) ve Türkiye gibi yeni ekonomik güçlerin yükselişinin gösterdiği gibi, Kuzeyden Güneye kaymaktadır. Geçmişte az gelişmiş olarak nitelenen ve dış yardıma bağlı olan gelişmekte olan ülkeler, dış yardımlar da dahil olmak üzere küresel ekonomik, politik ve sosyal yönetişime aktif olarak katılmaktadırlar. Ekonomik durumlarındaki göreli iyileşmeyle birlikte bu ülkeler özellikle son yirmi yılda hem kalkınma yardımlarının miktarını artırmış hem de yardımların coğrafi kapsamını genişletmişlerdir. Bununla birlikte, bu ülkeler halen daha yoksulluk ve eşitsizlik gibi dahili ekonomik zorlukların üstesinden gelememişlerdir. Bu çerçevede araştırma sorusu, yükselen donörlerin paradoksu olarak niteleyebileceğimiz bir durum etrafında şekillenmiştir: söz konusu ülkeler bir yandan dış yardım almaya devam etmekte diğer yandan diğer ülkelere dış yardım sağlamaktadırlar. Araştırma, yükselen donörlerin kendi ülkelerindeki yoksulluk ve eşitsizlik gibi zorluklara rağmen neden başka ülkelere dış yardım yaptığı sorusunu ele almaktadır. Geleneksel donörlerin yardım motivasyonları üzerine geniş bir literatür mevcuttur ancak yükselen donörlere ilişkin çalışmalar sınırlı ve dar kapsamlıdır. Bu nedenle, yükselen donörlerin yardım motivasyonları bağlamında araştırmanın teorik çerçevesi oluşturulurken realizm, liberalizm ve konstrüktivizm gibi uluslararası ilişkiler teorik perspektiflere ve geleneksel donörlerle ilgili araştırmalara dayanmaktadır. Araştırma ayrıca donörlerin hem maddi hem de maddi olmayan çıkarlarını anlamak için ulusal çıkar, kimlik ve statü arayışıyla ilgili kavramlara da atıfta bulunmaktadır. Buna ek olarak, araştırma, sistemik düzey teorilerinin sınırlarını işaret ederek, bürokrasi, kurumsal ortam, yerel düşünsel faktörler ve çıkar grupları gibi yükselen donörlerin yardım politikasında iç yapısal sınırları da içermektedir. Buna göre, araştırma, olumlu bir imajı teşvik etme ve sorumlu bir güç olarak kendini onaylama gibi prestij ile ilgili motivasyonların, yükselen donörlerin yardım politikalarında baskın bir faktör olduğu sonucuna varmıştır. Buna ek olarak, yükselen donörler, yardım sağladıkları ülkelerle ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve dış stratejik ve güvenlik çıkarlarının sağlanması da dahil olmak üzere ulusal çıkarları sürdürmek için de dış yardımı bir dış politika aracı olarak kullanmaktadır. Bu anlamda, yükselen donörler, yardım politikalarında prestij dışında, ulusal çıkarlarını gözeten geleneksel donörlerden farklı değildir. Araştırma, dış yardımın geleneksel olarak ahlaki diğerkâmlık tarafından yönlendirildiği varsayılsa da, yükselen donörlerin ulusal çıkarlarını dış yardım yoluyla sürdürdüklerini vurgulamaktadır.

Aile dinamikleri ve çok eşlilik: Kuzey Açe örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Sosyoloji Bilim Dalı
Toplumbilimin temel inceleme konuları arasında yer alan aile kurumu ve aile yapısındaki değişimler sosyal bilimlerin farklı alanlarında çalışılmaktadır. Sosyolojik çalışmalar, daha çok evlilikle kurulan ailenin insanların ilkel dönemlerinde bile var olduğunu ortaya koymaktadır. Tarihsel olarak toplumdan topluma farklılık gösteren evlenme olgusu, her toplumda varlığını sürdürmekte olan sosyo-kültürel normlar doğrultusunda şekillenmiştir. Bazı toplumlarda çok eşli evlilik görülürken birçok toplum tek eşli evlenme tipini meşru ve yasal evlilik olarak kabul etmiştir. Çok eşlilik Endonezya'nın Açe bölgesinde yasaldır ve Endonezya Ulusal Hukuku ve Açe Qanun'da (Açe geleneksel Kanunları) düzenlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, Kuzey Açe'deki çok eşlilik ve aile dinamiklerini incelemektir. Bu araştırma, Kuzey Açe'de çok eşliliğe neden olan faktörleri daha ayrıntılı olarak tartışmaktadır. Ayrıca, çok eşli ailelerde kadın ve erkek arasındaki ilişkiler, çok eşli erkeklerin eşleri ile ilgili geliştirdikleri stratejiler ve davranışlarını açıklamayı amaçlamaktadır. Kuzey Açe Endonezya'da çok eşlilik ve aile dinamiklerini daha iyi anlamak için, bu araştırmada veriler nitel araştırma yöntemine dayanarak toplanmıştır. Nitel araştırma; gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algılandığı ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik bir sürecin izlendiği araştırma türüdür. Bu bağlamda yapılacak çalışmanın özel ve genel iki öneminden bahsedilebilir. Özelde, Kuzey Açe yerelinde aile dinamikleri ve çokeşlilik konusunda bulgulara ulaşmak ve böylece yöredeki evlenme pratikleri, aile ve akrabalık sisteminin anlaşılmasına olanak sağlamaktır. Genelde ise aile sosyolojisi içinde evlenme pratikleri ve eşler arası ilişkiler odağında akademik literatüre küçük bir katkı sağlamak ve ileride yapılacak benzer çalışmalara zemin oluşturmak hedeflenmektedir.

Aile içi roller ve manevi yaklaşım

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2012 Din Psikolojisi Bilim Dalı
Tezin konusu; ?Aile içi Roller ve Manevi Yaklaşım?dır. Tez, giriş ve sonuç bölümleri dışında iki bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde; ailenin fonksiyonları (toplumsal ve manevi) ele alınmıştır. Ardından aileye ve evliliğe ilişkin temel ilkeler ana hatlarıyla değerlendirilmiştir. Evlilikteki önemli faktörler ve dinlerde evlilik konuları incelenmiştir. Aile kavramı, aile tipleri, ailenin yapısı ve manevi yaklaşım psikolojik açıdan ele alınmıştır. Diğer İlahi Dinlerde ve İslam dini'nde evlilik konusunda İslam dinindeki ayet ve hadisler rehberliğinde evliliğin manevi yönü değerlendirilmiştir.İkinci bölümde; Aile içi Roller ve Aile içi İlişkiler olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya konulmuştur. Evlilik birliğinin korunması ayet ve hadislerden örnek verilerek açıklanmıştır. Aile içi ilişkiler boyutunda eşler arası iletişim, sevgi ve saygı, ebeveynler ve çocuklar arası iletişim incelenmiştir.Çalışmamızın genelinde; ailenin korunması amacıyla, ayetler ile hadislerden yararlanarak manevi yaklaşım çerçevesinde çeşitli örneklemlere yer verilmiştir.Anahtar kelimeler: Aile, evlilik, manevi yaklaşım, iletişim.

Aile işletmelerinde duygusal sahiplik: Türk ve Ukraynalı aile işletmeleri üzerine karşılaştırmalı bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu tez çalışmasında Türk ve Ukraynalı aile işletmelerinde duygusal sahiplik algılamaları üzerine karşılaştırmalı nitel bir araştırma yapılmıştır. Araştırmaya iki ülkeden yirmi kuşak temsilcisi katılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen veriler ışığında kuşak temsilcilerin duygusal sahiplik üzerine algılamaları ve süreklilikle ilgili görüşleri yorumlanmıştır. Buna göre Türk işletmeleri kuşak temsilcilerinin duygusal sahipliğin aidiyet, sosyal kimlik, psikolojik bağlılık boyutlarında güçlü ve benzer algılamalara sahip oldukları görülmektedir. Ukraynalı işletmelerde ise aile-işletme ilişkisi daha işlevsel görülmekte, duygusal sahipliğin bilişsel yönü öne çıkmaktadır. Süreklilik konusunda Türk ve Ukraynalı kuşak temsilcileri, rasyonel ve duygusal unsurların birlikte düşünülmesini gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Duygusal sahipliğin süreklilikle ilişkisinin, üçüncü ve sonraki kuşaklarda daha iyi anlaşılabileceği düşünülmektedir.

Airplane detection and identification based on mask region convolution neural network

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Uydu Haberleşmesi ve Uzaktan Algılama Bilim Dalı
Seyahat etmek insanlar için kritik bir ihtiyaçtır. İnsanlar yaşamlarını geliştirmek, tehlikelerden kaçmak, akrabalarını ziyaret etmek, eşyalarını taşımak ve acil durumlarda birilerine yardım ulaştırmak veya onları kurtarmak gibi birçok nedenle yaşamları boyunca seyahat etmeye ihtiyaç duyarlar. Seyahat etmek ve eşya taşımacılığı için hava, kara ve deniz gibi farklı yollar vardır; ancak bu yolların güvenlik, fiyat ve hız konusunda değerlendirilmesi söz konusu olduğunda, insanlar için en iyi seçenek havacılıktır. 2000'li yılların ortasından itibaren, hava taşıtı işletmeleri tarafından uygulanan her şey dahil uçak seferleri de devamlı olarakartmıştır ve bu uygulamaların 40.3 milyona varması beklenmektedir. Uçak seferlerindeki bu çarpıcı büyüme, yeni varış noktaları ortaya çıkarır. Bu, ayrıca havalimanlarına büyük baskı yükler ve uçak seferlerinde trafik sıkışıklığına neden olur. Türkiye'yi bu durumun önemine işaret etmek için çalışma örneği olarak ele alalım. Türkiye çoğunluğu uluslararası olmak üzere 57'den fazla havalimanına sahiptir. Daha kesin ve açık olması için en kritik ve modern havalimanı olan İstanbul Havalimanı'ndan bahsedelim. İstanbul Havalimanı geçen yıl 50 milyon yolcuya hizmet vermiştir, ki bu büyük bir sayıdır ve hava trafiği organizasyonunda büyük bir çaba gerektirir. Buradaki asıl önemli nokta ise bu sayı hala artmaktadır. Araştırmalara göre, bu sayı 60 milyonlara varabilir, ve görülen o ki havalimanında kullanılan modern teknoloji de bu durumla baş edebilir; ancak ya bu sayı artmaya devam ederse, ne olur! Günden güne artan uçak seferleri sayısı hava trafik kontrol sistemleri üzerinde baş edilmesi güç, büyük bir baskı yaratır, bu yakın gelecekte de artacağı tahmin edilen bir sayıdır, nitekim hava trafik kontrolü için farklı bir method temin etmek bu günlerde istek uyandırmaktadır. Bu sorunu çözmek için kullanılan yaklaşımlardan biri, uydu görüntülerini derin öğrenme yaklaşımıyla ve kamu uydu kaynaklarından toplanan veri kümeleriyle birlikte değerlendiren uçak algılama yöntemidir [14]. Bu tür çözüm yöntemleri verilerinin kaynağı olarak uydu kullandıklarından dolayı evrensel değildir. Bununla birlikte, uydu görüntülerini hazırlamak görüntü işleme teknikleri kullanımı yüzünden çok zaman alır, dolayısıyla bu çözüm maliyette ve zamanda kayıp içerir. Burada, insansız uçak veri kümesini kullanan yöntem yerine, dünya üzerindeki kendi uydusu için modern teknolojiye sahip olmayan herhangi bir ülke bu çözümü uçuşlardaki trafik sıkışıklığında kendilerini güvenli hale getirmek için kullanabilir. Burada kullanılan teknik daha hızlı RCNN'yi baş sinir ağ yapılarında basit, kritik değişikliklerle yapı tabanı olarak alır ve uçak olup olmadığını tespit etmeye izin veren maske kestirimi ekler, yüzey alanı ve her uçağın uzunluğunu kestirir, buMASK RCNN algoritmasıdır, böylece trafik kontrol doğru ve kesin olur. Görüntü görüntüleme açısından 100%, 90% ve 80% skorlarına varan mükemmel algılama sonuçları vardır; ancak %50 gibi düşük bazı skorlar d

Ajeel petrol sahasının (Tikrit-Irak) petrol sistemi parametrelerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışmada, Jura-Kretase formasyonlarından toplam 70 kayaç örneği, Tersiyer formasyonlardan farklı kuyu-log verileri, karot gözenekliliği/geçirgenliği ve 3 petrol örneği kullanılmıştır. Bu veriler Ajeel petrol sahasında organik jeokimyasal/petrofiziksel ve havza modelleri yapılması için kullanılmıştır. Yüksek miktarda bitüm kapsayan örneklerin biyobelirteç sonuçları, kaynak kayaların yüksek miktarda Tip-II veya karışık Tip-II/III kerojen, plankton-bakteriyel organik madde içerdiği ve az miktarda karasal kökenli organik madde katkısı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Jeokimyasal sonuçlar, incelenen petrollerin, indirgen koşullar altında biriken denizel kökenli, karbonatça zengin ve Kerojen Tip II-S kaynak kayaçlardan türetildiğini göstermektedir. Gömülme/olgunluk modelleri, kerojen Tip-II-S kinetik parametre ile organikçe zengin kaynak kayaçlarının erken Miyosen'de (20 Ma) VR=%71-79 ile yüksek olgunluk seviyelerine ulaştıklarını ve günümüze kadar devam ettiğini göstermektedir. Palinofasiyeslerin incelenmesi, kaynak kayaçların distal suboksik-anoksik ve distal disoksik-oksik koşullarda (Tip-II kerojen) biriktiğini ve Jura-Kretase formasyonlarının, Kuzey Irak'taki petroller için ana kaynak olduklarını ortaya çıkarmamıza izin vermiştir. Petrofiziksel ve mineralojik sonuçlar, Miyosen formasyonlarının kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve anhidritlerden oluştuğunu belgelemiştir. Yüksek toplam (PHIT=%37.7'a varan) ve etkili (PHIE=%30'a varan) gözeneklilik içeriği yanı sıra yüksek hidrokarbon içeriği (599 milyon varil) ile bu formasyonların Mezopotamya havzasındaki ana petrol rezervuarları olduklarını göstermektedir.

Ak Parti Döneminde Türkiye'nin Irak politikasında Kuzey Irak faktörü (2003-2018)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı
Bu çalışma Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) döneminde Kuzey Irak'ı Türkiye'nin Irak politikasını etkileyen bir faktör olarak ele almakta ve 2003 yılından 2018 yılına kadar incelemektedir. Araştırma iki bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde Türkiye ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki tarihsel ilişkiler incelenmektedir. Bu bölümde, genel olarak IKBY'nin coğrafi, toplumsal ve siyasal yapısına bakılmakta ve bu yapının Türkiye ile ilişkilerde nereye konumlandığı açığa çıkarılmaktadır. Çalışmanın hipotezi bağlamında Türkiye'nin IKBY'deki çeşitli gruplar ve farkli siyasi partilerle iyi ilişkiler geliştirerek Irak politikasını uygulama şansı elde ettiği tartışılmaktadır. Bu sayede Türkiye'nin IKBY üzerinden Irak politikasını şekillendirdiği olaylar açıklanmaya çalışılacaktır. Burada özellikle ABD işgali bir kırılma noktası olarak ele alınmakta ve Türkiye'nin 2003'ten sonraki Irak politikasına yoğunlaşılmaktadır. Bu çerçevede Türkiye ile IKBY arasındaki siyasi ve askeri düzeydeki ilişkiler özellikle değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, tamamen Ak Parti dönemi ele alınmakta ve Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri etkileyen temel faktörler tespit edilmektedir. Irak'ın istikrarsızlığının Türkiye'yi nasıl etkildiği ve Maliki döneminde Bağdat yönetiminin Ankara ile çatışan politikaları ele alınmaktadır. Bununla birlikte Türkiye'nin Irak politikasındaki kriz anlarında IKBY'nin Türk dış politikasında nasıl bir araca dönüştüğünden de bahsedilmektedir. Bir başka ifadeyle Türkiye'nin IKBY'nin sahip olduğu avantajlardan nasıl yararlandığı ve bunu Irak politikasına nasıl yönlendirdiği araştırılmaktadır. Aynı araştırma sorusu çerçevesinde Nuri el-Maliki döneminden sonra Haydar el-Abadi döneminde de Türkiye ile Irak ilişkilerinde IKBY'nin bir faktör olarak oynadığı rol incelenmektedir. 2007 yılında ise Türkiye-IKBY ilişkileri düzenlenen referandumdan dolayı krize girmiş ve uzun yıllar devam eden iyi ilişkiler bozulmuştur. Türkiye bunun üzerine Irak merkezi yönetimine yakınlaşmış ve krizlerini Bağdat yönetimi ile kendisi çözmeye çalışmıştır. Bağdat yönetimi ile diyalog yolu açıldıktan sonra Türkiye-Irak ilişkileri normalleşmeye başlamıştır. Böylece IKBY'yi önceleyen Türk dış politikasının yönü Irak merkezi yönetimine dönmüştür. Sonuç bölümünde ise Türkiye-Irak ilişkilerinde IKBY'nin bir faktör olarak hangi olaylarda yönlendirici güce dönüştüğü tartışılacaktır.

Akademik örgütlerin performans göstergelerine göre kümelenmesi ve kümelerdeki örgüt kültürü tiplerinin belirlenmesi: Kazakistan devlet üniversitelerinde bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Tezin amacı, Kazakistan'da mevcut olan tüm devlet akademik örgütleri için kurumsal büyüklük ve performans göstergelerine odaklı kümeleme analizi ile örgüt kültürü tiplerin belirlenmesine yönelik analiz ve örgüt kültürü tiplerinin performans göstergeleri açısından yorumların yazılması olarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarının, akademik örgütlerin performans göstergeleri üzerinde farklı perspektifler getirmesini beklemektedir. Bu çerçevede, önceden örgüt kültürü kavramı ve örgütsel performans üzerindeki etkileri literatür ışığında açıklanmıştır. Ardından Kazakistan'daki devlet akademik örgütlerine kurumsal büyüklükleri ve performans göstergeleri açısından kümeleme analizi yapılmıştır. Son olarak, Örgüt Kültürü Değerlendirme Aracı (OCAI) kullanarak Kazakistan'daki akademik örgütlerin örgüt kültürü tiplerini ortaya çıkarmayı ve arasında baskın örgüt kültürü tipin belirleme analizi yapılmıştır ve ardından araştırma ampirik bulgularla profesyonellere yansımalar ve öneriler verilmiştir. Çalışma sonucunda, Kazakistan'daki 29 Devlet akademik örgütlerine yapılan kümeleme analizi sonucunda 4 küme oluşmuştur. Küme A ve B'deki akademik örgütlerdeki baskın tip kültürü klan ve piyasa tip kültürü olduğu ve küme C ve D'de ise kültürü baskın tip kültürü hiyerarşi kültürü olduğu rekabetçi değerler temelinde oluşturulan OCAİ analizi sonucunda tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Akademik Örgütler, Örgüt Kültürü, Kurumsal Performans, Kümeleme Analizi, Örgüt Kültürü Değerlendirme Aracı

Akademisyenler açısından anlamlı çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 İnsan Kaynakları Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı Gana'lı akademisyenler açısından anlamlı çalışmayı incelemektedir. Çalışma psikolojisi alanının önemli konularından bir haline gelen anlamlı çalışmayı açıklayacağı varsayımıyla, Gana Cumhuriyeti'nde görevli olan toplam 120 akademisyenden (%78,3 erkek, %21,7 kadın) anket yoluyla veri toplanmıştır. Anlamlı Çalışma, Steger ve diğerleri (2012) tarafından geliştirilmiş olan Work and Meaning Inventory (Çalışma ve Anlam Envanteri) ile ölçülmüştür. Çalışmada, gelir ve akademik pozisyona göre anlamlı çalışma algısının farklılaştığı sonucu elde edilmiştir.

Akâ'id-i Evliyâ'-i Seb'a

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2009 Türk Dili Bilim Dalı
Eski Azerbaycan Türkçesinde Sultan Mahmud Geylani tarafından yazılan ve 14. yüzyılın sonlarına ait olduğu tahmin edilen ?A??'id-i Evliy?'-i Seb`a? (Yedi Eren İnançları) metnini konu alan bu çalışma; giriş, çevriyazılı metin ve sözlüksel dizin bölümlerinden oluşmaktadır.Giriş bölümünde iki ana başlık bulunmaktadır:1. Eser, yazılış sesebi, yazma özellikleri, tarihi, içeriği ve beslendiği kültür-inaç ortamı ve bu ortamın etkin simalarından olan müellif ve silsilesi hakkında bilgi verilmiştir.2. Dil özellikleri bölümünde eserin dil yapısı ve değişik spesifik özellikleri a) Yazım özellikleri, b) Fonetik özellikler, c) Leksikolojik özellikler, d) Semantik özellikler, e) Sözdizim özellikleri başlıkları altında irdelenir.Metin kısmında, yazmanın transkripsiyonu yapılmıştır. Metnin başlangıcında yazmaya göre yaprak numaraları [ ], satır numaraları ise üst simge olarak ( ) içinde verilmiştir. Transkripsiyon yapılırken metin içinde iki ve bazen daha çok farklı şekilde yazılmış olan kelimeler aynen bırakılmış, yanlış veya eksik yazıldığını düşündüğümüz kelimeler dipnot olarak belirtilmiş, ayrıca haşiyede metne eklenen atlanmış kısımlar da belirtilen aralıkta < > işaretleri arasında verilmiştir; eksik yazıldığını düşündüğümüz harfler veya ekler ise [ ] arasında gösterilmiştir. Arapça-Farsça aktarma ibareler ise (beyit, hadis ve ayetler) dipnotta özgün yazımı veya tam metni de verilerekten çevirilmiş, açıklanmış; mutarıza cümleler ve dualar ise son kısımdaki dizinde sıralanmıştır.Dizin bölümünde Arapça ibarelerin çevirisi verilmiş, metnin Türkçe kısımlarında kullanılan söz dağarcığı ise sözlük dizin halinde metindeki anlamları kayda alınarak verilmiştir. Sözlükte; sözcüklerin türü, hangi dile ait olduğu, ses değişimine uğradığı takdirde özgün biçimi ve anlamları verilmiş; ses değişimine uğrayan veya geçiş dönemi özelliği taşıyan ikili ve değişik kullanımlar, yaygın biçim temel alınarak ? imi ile birbirlerine gönderilerek bu değişimlere dikkat çekilmiştir. Sözcüklerin yalın ya da çekimli hallerinin geçtikleri yerler (yaprak, yüz ve satır) madde başı altında alfabetik olarak sıralanmıtır.Tıpkıbasım bölümünde de metnin karşılaştırılmasını sağlama amacıyla çalışmaya konu olan eserin tamamının (46 varak) tıpkıbasımı verilmiştir.

Akciğer hastalıklarının tanısında kullanılan X-ışını görüntülerine yapay zeka ve segmentasyon uygulaması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Biyomedikal Mühendisliği Bilim Dalı
Tüberküloz her yıl dünya çapında yaklaşık 10 milyon insanı etkilemektedir. Genel olarak hekim ve özellikle radyolog eksikliği nedeniyle, Göğüs röntgeni (CXR) görüntülerinin yorumlanması bir sorun olmaya devam etmektedir. Bunun üzerine, CXR görüntülerini verimli bir şekilde yorumlayabilen ve tüberkülozu teşhis edebilen bir uygulama geliştirme hedeflerini kendimize belirledik. Montgomery veri setinin kullanıldığı bu çalışmada: 138 CXR görüntüsü (80 normal ve 58 tüberküloz). Bu uygulamanın geliştirilmesi için farklı segmentasyon yöntemleri ve yapay zeka (makine öğrenimi) gerekiyordu. Segmentasyon adımı ile tüberküloz lezyonları izole edildi. Tüberküloz lezyonların ve CXR görüntülerinin özelliklerini çıkarmak için bir özellik çıkarma adımı gerçekleştirildi. Çıkarılan özellikler, makine öğrenimi kullanılarak sınıflandırılıldı. Tüberküloz lezyonlar, siyah akciğer yüzeylerinde beyaz olarak görülmektedir. En iyi sınıflandırma, topluluk alt uzay yöntemi ile elde edilmiştir. Sadece eğitim yapıldığında, doğruluk mükemmelliğe denk bir değer olan 1.00'a ve eğri altındaki alan da (AUC) 1.00'a ulaşmıştır. Bununla birlikte holdout (eğitim ve test) yöntemi sonrası doğruluk % 88.2 ve AUC 0.90 olmuştur. Çapraz doğrulama ile elde edilen en iyi sınıflandırıcı SVM (doğruluk=72.50 ve AUC = 0.69) olmuştur. Uygulamamız belirlenen hedeflere ulaşmış ve sorunumuza cevap vermiştir.

Akdeniz ülkelerinde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkileri: Fas ve Türkiye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Uluslararası Ticaret Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı doğrudan yabancı yatırımların Akdenize kıyısı olan ülkelerden Fas ve Türkiye'nin ekonomik büyümesine olan etkilerini analiz etmektir. Çalışma doğrudan yabancı yatırımların ülkenin ekonomik gelişimine her zaman olumlu etkisinin olup olmadığını Fas ve Türkiye üzerinden karşılaştırmalı olarak ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Çalışmada 1990-2016 yılları arası için Dünya Bankasından elde edilen veriler panel veri analizi, The Augmented Dickey Fuller (ADF) testi, ardından Johansen Eşbütünleşme testi, sonrasında Vector Error Correction Model (VECM) ve son olarak Impulse Response Function (IRF) kullanılarak sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Fas için normalleştirilmiş uzun dönemli tahminler şunu göstermektedir ki doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeyle negatif bir ilişkisi varken, ihracat ve yatırımların ekonomik büyüme üzerinde ciddi olumlu bir etkisi vardır. Bununla beraber işgücünün ekonomik büyüme üzerinde, istatiksel olarak önemsiz sayılabilecek düzeyde, negatif etkisi vardır. Kısa dönemli tahminler ise değişkenlerin istatiksel olarak önemsiz sayılabilecek düzeyde kaldığını göstermektedir. Etki-tepki işlevi (IRF) şunu göstermiştir ki bir şoka karşı verilen tepkinin doğrudan yabancı yatırım ve ihracat üzerindeki etkisi pozitifken, işgücü ve yatırımlar üzerinde negatiftir. Diğer taraftan Türkiye için normalleştirilmiş uzun dönemli tahminler şunu göstermektedir ki bütün değişkenlerin ekonomik büyümeyle ciddi pozitif bir ilişkisi vardır. Kısa dönemli tahminler ise değişkenlerin çoğunun istatiksel olarak önemsiz derecede olduğunu göstermektedir. Etki-tepki işlevi (IRF) ise göstermektedir ki doğrudan yabancı yatırım, ihracat, yatırım ve işgücündeki bir şoka GSMH'nin ilk dönemden onuncu döneme kadar pozitif tepki vermektedir.

Akdeniz'de bir uluslararası çekişme alanı: Yedi Ada sorunu 1797-1815

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
Tezimizin Konusu, Akdeniz'de Bir Uluslararası Çekişme Alanı: Yedi Ada Sorunu 1797-1815tir. Bu dönem, Fransa'nın Avrupa ve özellikle Akdeniz'de takip ettiği politikadan dolayı meydana gelen siyasi ve stratejik değişimler ve İngiltere, Rusya, Avusturya gibi büyük devletlerin Osmanlı Devleti üzerindeki yıkıcı faaliyetleri ve siyasi çıkar ilişkileri açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Yedi Ada ve ona yakın Osmanlı tebaaları üzerindeki devletlerin faaliyetlerine karşı Osmanlı Devleti'nin kendisini en az zararla kurtarma çabaları açık bir şekilde gösterilmektedir. Mahalli düzeyde de olsa, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde ilk anayasasının ortaya çıkması ve otonom bir yönetim şekli oluşturan bir cumhuriyetin kurulması bahis konusu edilmiştir. Tezimizde üzerinde durular önemli bir konu da; bu süreçte Akdeniz'de ve özellikle Yedi Ada'da İngiltere, Rusya ve Fransa'nın kendi aralarındaki siyasi ve askeri çekişmelerin Osmanlı Devleti'ne nasıl yansıdığıdır. Ayrıca Osmanlı Devleti, bu siyaset ve değişime karşı nasıl bir politika takip etti? Sorusuna cevap bulmaya çalıştık.

Akılcılık ve aydınlanma bağlamında İbn Rüşd'ün felsefe tasavvuruna modern yaklaşımlar: Muhammed Abid el-Câbirî örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İslam Felsefesi Bilim Dalı
Muhammed Âbid el-Cabirî'nin İbn Rüşd felsefesini ele alan İslam felsefesi çalışması, günümüz İslam felsefesi araştırmaları ile tarihteki İslam felsefesi arasındaki ilişkinin karmaşık boyutlara sahip olduğunu gösteren bir çalışmadır. Cabirî, epistemolojik iddia taşıyan yapısalcı metodolojisini, genelde İslam felsefesine özelde İbn Rüşd felsefesine uyguladığında epistemolojisini yönlendiren ilişkinin gelenek-modern ilişkisine nüfuz eden akılcılık ve aydınlanma kavramlarıyla kurduğu ilişki olduğu görülmektedir. Üç katmanlı yapısalcı metodoloji olarak ilk yapısalcı çözümlemede İbn Rüşd'ün İslam tarihindeki yerini ve ilmî kişiliğini akılcılık ve aydınlanmanın tarihî varsayımlarıyla belirlemeye çalışır. İkinci katmanında ise İbn Rüşd'ün biyografisine yönelik tarihsel bilgileri tespit ettikten sonra İbn Rüşd'ün mevcut bilimsel sistemlerle ilişkisi üzerine epistemolojik kopma kavramını tasdik etmeye çalışır. Üçüncü katmanında İbn Rüşd felsefesini Mağribî bilinçdışını oluşturan ve epistemolojik kopma noktasını teşkil eden din-felsefe ayrılığına dayandırır. Böylece laik eğilimli bir İbn Rüşd epistemolojisini kurma niyetini ortaya koyarak oryantalistlerin İbn Rüşdçülüğüne yakınlaşır. Cabirî'nin çağdaş epistemolojiden ödünç aldığı kavramlara yeni mana yüklemesi, onun metodolojik olarak pragmatik tarafını gösterse de bu durum aynı zamanda çağdaş epistemoloji konusundaki birikimi ile İslam felsefesi ve İslamî ilimler konusundaki birikiminin arasındaki uyum problemini gösterir. Dolayısıyla o, iki taraf arasında uyum sağlayabilmek için birinin galip gelmesini tercih ederken epistemolojik kopma kavramına sığınarak ideolojik davranır. Neticede Cabirî'nin İbn Rüşd felsefesi hakkındaki epistemolojik kopma kavramı, bilgi sistemini en fazla zorlayan kavram olmuştur.

Akıllı binalarda talep tarafı enerji yönetimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Elektrik enerjisi gelişen teknoloji ile birlikte günlük yaşantımızda vazgeçilemezdir. Elektrik enerjisinin tüketicilere güvenilir ve sürdürülebilir şekilde iletilmesinde en önemli özellik arz-talep dengesinin gerçek zamanlı olarak sağlanmasıdır. Elektrik enerjisi talebinin sürekli artması ve talebi karşılamak için doğal kaynakların giderek tükenmesi ve dışa bağımlılığı arttırması, elektrik üretim tesislerinin çeşitlenmesi, elektrik depolama sistemlerinin öneminin ve enerji tasarrufu bilincinin de artması ile arz-talep dengesinin sağlanmasında talep tarafı yönetimi büyük önem arz etmektedir. Talep tarafı yönetimi, arz ve talep arasındaki dengesizliği düzeltmek için üretimi artırmak yerine tüketimin zamanlanması ile gerçekleştirilirken aynı zamanda maliyet düşürülmektedir. Talep tarafı yönetimi, tüketicinin konforunu etkilemeden kullanıcının ihtiyaç durumuna ve katılımına göre kısıtlama yaparak ilgili zamanda kısıtlama kadar güç kazancı sağlamaktadır. Dünya genelinde enerji tüketiminin büyük bir kısmını konutlar oluşturduğundan binalarda talep tarafı yönetiminin uygulanması enerjinin verimli kullanımını arttırmaktadır. Bu tez çalışmasında Matlab/Simulink ortamında bir konut modeli oluşturulmuş ve elektrikli cihazlar bulanık mantık denetleyicisiyle kontrol edilerek enerji tüketiminin yönetim problemi ele alınmıştır. Konut modeline rüzgar ve güneş kaynaklı enerji üretimi dahil edilmiş ve günlük tüketim senaryoları oluşturulmuştur. Talep tarafı yönetimi ile tarifeye göre tüketimin yoğun ve elektriğin birim fiyatının yüksek olduğu saatleri belirlenerek bu saatlerdeki yük talebini fiyatın daha düşük ve yoğun olmayan saatlere ya da yenilenebilir enerji kaynaklı üretimin olduğu saatlere kaydırarak hem maliyetten hem de enerji tüketiminden tasarruf edilmiştir.