Thesis Search




SEARCH RESULTS

Mehmet Efendi'nin el-Hediyye fi Şerhi'l-Cezeriyye adlı eserinin tahkik ve neşri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Kur'ân-ı Kerîm Okuma ve Kırâat Bilim Dalı
Mukaddime-i Cezeriyye, tecvid ilmine dair yazılan en önemli eserlerden biri olup, çalışmamıza konu olan eser, Mukaddime-i Cezeriyye'nin Osmanlı döneminde Mehmet b. Mustafa b. Musa (ö. 1149/1736) tarafından yazılan bir şerhidir. Bu çalışmada amaç Kur'an-ı Kerim'i usülüne uygun ve hatasız okuma alışkanlığı kazandırmak, Allah'ın kitabını güzel bir şekilde tilavet edebilmek için gerekli olan yolu okuyucuya göstermektir. İbnü'l-Cezerî mukaddime ismli kitabında, önce harflerin mahreçlerini (çıkış yerlerini) belirtip, harflerin sıfatlarına icmalen değindikten sonra, bu sıfatları ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır. Daha sonra sırasıyla, Ra'nın ince ve kalın okunmasını ifade eden, tefhîm ve terkik'i kavrmlarını, sâkin nûn, tenvîn ve sâkin mîm'in hükümlerini, medleri (uzatma), vakf (durma) ve ibtida (başlama) çeşitlerini, vasıl ve katı hemzesini, son olarak revm, işmâm ve işmâm'ın mânilerini beyan etmektedir. Mehmet Efendi'nin el-Hediyye fi Şerhi'l-Cezeriyye ismli eseri yazıldığı devirden günümüze kadar bu alanda çok önemli bir eser olma özelliğine sahiptir. Müellif, eserinde hem kendinden öncekilerin görüşlerine yer vermiş hem de kendi görüşlerini delillendirerek belirtmiştir. Onun bu tarzı, eserinin kıymetini daha da artırmıştır. Eser tek bir kırâate göre yazılmamıştır. Diğer kırâat âlimlerinin, meşhur kırâat imamlarının ve o imamların ravilerinin farklı görüşlerini de içermektedir.

Mehmet Emin Yurdakul ve Abdullah Şaik`in eserleri bağlamında XX. yüzyıl Azerbaycan ve Türkiye Türkçelerinin sözvarlığı karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Dil köklü bir ağaç gibidir. Seneler geçtikçe dallanır, budaklanır, yapraklarını dökse de yeni yapraklar edinir; aynen, dile dahil olan, eskiyen kelimeler gibi. Bir ağacın yaprakları, dalları gibi dilin de sözvarlığı, kelime ve ses yapısı gelişir, onu oluşturan temel taşların yerini farklı unsurlar alır. Sözvarlığı bir halkı, bir ümmeti ayna gibi yansıtan, yaşadığı zorlukları ve sıkıntıları, ilgi alanlarını, tarihsel olayları ve onların etkilerini, psikolojik ve ruhsal durumlarını, kültür, gelenek görenek yapısını, sosyal faaliyetlerini içinde barındıran hazine gibidir. Her hangi bir dönemi net ve berrak bir şekilde kavramak ve anlamak için o dönemde kaleme alınan eserlere, yayımlanan dergi ve gazetelere, daha eskilere gidersek taşlar üzerine kazınan yazılara bakmak, onları incelemek yeterlidir. Bu sebepten yola çıkarak iki halk arasındaki bağı, dönemin siyasi hadiselerini, kültür, dil, din, medeniyet akrabalığını daha iyi anlamak ve araştırmak adına tezimizi XX. yüzyılda Azerbaycan ve Türkiye`de önemli yere sahip olan Abdullah Şaik ve Mehmet Emin Yurdakul`un şiirleri üzerinden araştırmayı doğru bulduk. Her iki şair aynı dönemlerde Azerbaycan ve Türk halkının istiklal savaşına şahit olmuş, bu mücadeleyi destekleyen, vatanına, milletine karşı sevgilerini gösteren eserler yazmış, ellerindeki kalemi kılıç misali kullanarak bu tarihsel mücadelenin edebiyat askerleri olmuşlardır. Mehmet Emin Yurdakul`un şiirleri cephelerde marş gibi okunmuş, Abdullah Şaik`in şiirleri ise savaşın derin yaralarını sarıp sarmalamıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra şiirleri ile daha fazla ön plana çıkan Yurdakul`un aksine Abdullah Şaik, Azerbaycan topraklarında Sovyet Devleti kurulduğu için vatan, millet kokan şiirlerini saklamak, hatta yakmak zorunda kalmıştır. Tüm bu olaylara rağmen Azerbaycan yeniden bağımsızlığını kazandıktan sonra Abdullah Şaik`in yarım tanıtılan edebi kişiliği tüm yönleri ile gün yüzüne çıkmış, şairin milliyetçi, vatansever tarafı daha fazla incelenmiş, o dönemin Yurdakul, Gökalp gibi Türk şairleri ile iletişimi, onların şiirlerini kendi yazdığı ders kitaplarında örnek olarak kullandığı gibi bilgilere ulaşılmıştır. Tezimiz, XX yüzyıl Azerbaycan ve Türkiye Türkçesinin Mehmet Emin Yurdakul, Abdullah Şaik`in şiirleri üzerinden belli bir şablona tabi tutularak araştırmaya dayanır. Yukarıda belirttiğimiz sebeplerle birlikte, ortak kader, ortak savaş, ortak yaralar ve bunların benzer edebî yaklaşımları, bizi bu iki şairi karşılaştırarak incelemeye yöneltmiştir. Anahtar Kelimeler: Sözvarlığı İncelemesi, Abdullah Şaik, Mehmet Emin Yurdakul

Mehmet Emin Yurdakul'un şiirlerinde değerler eğitimi üzerine bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Bilim Dalı
Mehmet Emin Yurdakul 13 Mayıs 1869'da İstanbul'da bir balıkçı kayığı reisi olan Salih Reis'in ailesinde doğmuştur. Çocukken halk kültürünü, Türklük bilinci ve ruhunu babasından almış, şiirlerinde sade, halk dilini kullanarak Türkçenin halk şiir ölçüsü olan hece ölçüsünü korumaya çalışmıştır. Şairin ilk şiir kitabı olan Türkçe Şiirler 1898 yılında basılmıştır. Bu kitaptaki tüm şiirlerde halkın milli değerleri yer almıştır. İkinci şiir kitabı Türk Sazı 1914'de yayımlanır. Bunun ardından 1914 yılında Ey Türk Uyan, 1915'de Tan Sesleri, Ordunun Destanı, 1916 yılında Dicle Önünde, 1918 yılındaysa Turan'a Doğru adlı şiir kitapları da arka arkaya basılır.Mehmet Emin, şiirlerinde çeşitli Anadolu insanı yer almaktadır. Bu insanlar arasında zengin, yoksul insanlar, hasta, kimsesiz kadınlar; oğlu tarafından dövülen anneler, çiftçiler, çömlekçiler, balıkçılar, askerler, gaziler, şehitler, tarihî şahsiyetler, çocuklar, mektepliler, genç kızlar, delikanlılar, hemşireler görebiliriz. Her bir halkın, milletin mensup olduğu bir sıra değerleri vardır ki bunlar milli değerler diye adlandırılır. Şair, şiirlerinde bu değerleri gelecek kuşaklara aşılamaya çalışmıştır. Mehmet Emin'in şiirlerinde çalışma, vatanseverlik, kahramanlık, doğruluk/dürüstlük, medeniyet, merhamet, vatana, insana, aileye, dile, dine, tarihe sevgi gibi değerler yer almaktadır. Anahtar Sözcükler: Değer Eğitimi, Mehmet Emin Yurdakul'un Şiirlerinde Değer

Mehmet İzzet Hattat (Hayatı-sanatı-eserleri)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Iraklı Türkmen Millî Şair Mehmet İzzet Hattat, XX. yüzyılda Irak'ta yetişen dev isimlerden biridir. Irak Türkmen Edebiyatının gelişimine olumlu yönde katkıda bulunmuş ve dönüm noktalarından biri olmuştur. 1929 yılında Kerkük'ün Musalla Mahallesi'nde doğan şair, yükseköğrenimini Bağdat Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde yapmıştır. Millî düşüncelerinden dolayı hayatının belli bir döneminde hapis yatmıştır. Hattat, edebiyata ilk adımını hoyratla atmış, daha sonra şiir de yazmaya başlamıştır. Şiir ve hoyratlarını daha çok halk dili ile yazmayı benimsemiştir. Şiir ve hoyrat yazarlığının yanı sıra büyük bir hat ustasıdır. Irak Türkmenlerinin millî mücadelesi yolunda birçok genci eğitmiş, yetiştirdiği şair ve hattatlarla hem hoyrat hem de hat sanatında tek başına bir okul olmuştur. Irak Türkmen Edebiyatının temel yapıtaşlarından biri olan Hattat, 1991 yılında Kerkük'te vefat etmiştir.

Mekânın üretimi kuramı ve Türkiye'de kentsel mekânın üretimi: Ankara örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Kent ve Çevre Bilimleri Bilim Dalı
Henri Lefebvre'in mekân kuramına dayanan bu tez çalışmasında Türkiye'de Ankara örneğinde Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze mekânın üretimi süreçleri ele alınmaktadır. Lefebvre'in önerdiği mekân dönemselleştirmesinden yola çıkarak tez çalışmasında Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze Ankara'da birbirine müteakip tarihsel mekân (1923-1930), soyut mekân (1930-1980) ile çelişkili mekânın (1980 sonrası) üretildiği varsayımı öne sürülerek bu tarihsel süreçte mekânın (yeniden) üretimi süreçlerinin Türkiye'de değişen üretim ilişkileri ile güçleri ve farklı dönemlerde öne çıkan üstyapısal paradigmaların değişim ile dönüşümü bağlamında ele alınmaktadır. Aynı zamanda toplumsal mekânın incelenmesi için Lefebvre'in önerdiği mekânsal üçlüye dayanarak çalışmada Ankara'da Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze farklı dönemlerde toplumsal mekânın algılanan, yaşanan ile tasarlanan boyutları ele alınmaktadır. Türkiye'de 2000 sonrası dönemde egemen neoliberal-İslamcı üstyapısal paradigma ile ileri kapitalist esnek birikim rejimi bağlamında Ankara'da üretilmekte olan çelişkili mekân ise tez çalışmasında özel olarak ele alınan diğer konudur. Bu dönemde kentin toplumsal mekanının algılanan, yaşanan ile tasarlanan boyutları mevcut üretim ilişkileri ve egemen üstyapısal paradigma (neoliberal İslamcılık) ile Osmanlı-Selçuklu söylemi bağlamında değerlendirilmektedir. Lefebvre'in mekâna dair kuramsallaştırmalarından ilk önce 'Mekânın Üretimi' çalışmasının yapısal bir okumasına dayanan bu tez çalışması benimsediği yöntemsel çerçeve bakımından niteliksel bir çalışmadır.

Mekanik ayrılmış piliç eti kullanılarak üretilen salam ve sosislerin tekstürel ve bazı fiziko-kimyasal özellikleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Araştırmada, farklı oranlarda (%0 kontrol, %20, %40, %60, %80 ve %100) mekanik ayrılmış piliç eti (MAPE) kullanımının salam ve sosislerin tekstürel özellikleri ile bazı fizikokimyasal özelliklerine (pH, aw, TBARS, L*, a* ve b* değerleri) etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Üretim iki farklı işletmede kontrollü şartlar altında gerçekleştirilmiş ve üretimden sonra örnekler analizlere tabi tutulmuştur. MAPE kullanımı hem salam hem de sosislerin pH değeri üzerinde çok önemli etki gösterirken, bu muamelenin aw değeri üzerinde ise önemli bir etkide bulunmadığı tespit edilmiştir. TBARS değeri üzerine MAPE kullanımının salamlarda P<0,05, sosis örneklerinde ise P<0,01 düzeyinde etkili olduğu belirlenmiştir. Her iki üründe de MAPE kullanımı L* değerini düşürürken, b* değerini artırmıştır. a* değeri açısından MAPE kullanımı salamlarda önemli bulunmazken, sosislerde P<0,01 düzeyinde etkili olmuştur. Salam örneklerinde tekstürel parametrelerden sertlik, yapışkanlık, elastikiyet, sakızımsılık ve çiğnenebilirlik MAPE kullanımından çok önemli (P<0,01) derecede etkilenmiştir. Diğer taraftan sosis üretiminde MAPE kullanımı yapışkanlık ve elastikiyet hariç diğer tekstürel parametreler üzerinde çok önemli (P<0,01) derecede etki göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Mekanik ayrılmış piliç eti (MAPE), Salam,Sosis, TPA,TBARS

Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin sinemadaki yansımaları ve Amerikan sinemasinda Meksikalı stereotipin analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Tarih boyunca Meksika ve ABD arasında olagelen siyasal, sosyal ve ekonomik koşulların film endüstrisi üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Araştırmam Meksika-ABD ilişkilerini, tarihte öne çıkan olayları konu alan filmler ışığında incelemektedir; iki ülke arasındaki karmaşık ilişkilerin sinemada nasıl karşılık bulduğunu irdeleyip, Meksika'ya ilişkin stereotiplerin Amerikan sinemasında nasıl yaratıldıklarına açıklık getirmeyi amaçlar. Tezin vurgusu, Meksika kültürünün en değerli öğelerinin Amerikan sinemasında ve diğer medya türleri kapsamında yok edildiği yönündedir. Her şeyden önemlisi birçok toplumsal sorunun ve özellikle ayrımcılığın, Amerikan sinemasında sürekli olarak yeniden üretilen Meksikalı stereotipinin doğrudan sonuçları olduğudur.

Melik Dinar ve zamanı (?-1195)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
Türk milleti tarihe çıkışından bu yana devlet kavramını hep önemsemiştir. Onlar gittikleri her yerde diğer halklar üzerinde hâkimiyet kurmayı başarmışlardır. Yaşadıkları atlı-göçebe hayat tarzı gereği, daima savaş ve akınlara hazırlıklı olmuşlardı. İşte bu yaşam şartlarını, fırsata çeviren Türkler, güçlü erler olarak yetişiyorlardı. Nitekim Orta Asya'nın bozkır sahalarında tabiatın çetin ve amansız koşullarına göğüs geren Türkler sanki sürekli askerî eğitime tâbi tutuluyormuş gibiydiler. Bu nedenledir ki İslamiyet'i kabul eden Türkler, İslam'a yeni bir can vererek, İslam'ın en güçlü kuvvetleri oldular. Böylece perişan hâlde olan İslam Dünyası, Selçuklularla tekrar parlak dönemini yaşayabildi. Selçukluların esasını teşkil eden Oğuz Türkmenlerinin çoğu, ağır göçler hâlinde batıya doğru akın ettiler. Akınlardan bir kısmı Orta Asya'nın yerli hükümdarlarının tazyikleri neticesinde, ana vatanlarından celayı-vatan olan Oğuzlar tarafından, Sultan Sancar'ın topraklarına yapıldı. Selçuklu Devleti'nin esası olan Oğuzlar, bu devletin yıkılışına da sebep oldular. Söz konusu Oğuzlar arasında, dedesi Kol Beyi olan Melik Dinar da vardı. Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Oğuzların büyük bir kısmı dağılarak perişan olduysa da bir kısmı Melik Dinarın Kirman'a gelişiyle yeni bir devlet kurabildiler. Bu devletin başında bulunan Melik Dinar'ın tarihi şahsiyeti ile ilgili araştırmalar oldukça sınırlıdır. Onun tarihi şahsiyeti incelenmek suretiyle Oğuzların da tarihi aydınlanabilir. Dolayısıyla Melik Dinar'ı bir Türk hükümdarı olarak ve kurduğu devletini de bir Türk devleti niteliğinde değerlendirmek bu çalışmanın başlıca amacıdır.

Meme kanseri hastalarında, bazı agnor parametreleri ile nötrofil-lenfosit oranının karşılaştırılarak değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Meme kanseri kötü huylu tümörler ve insan neoplazmaları içerisinde en yaygın olanlarından biridir. Meme kanseri, dünyada giderek daha fazla yaygınlaştığından canser prognastik markırları da araştırmalar için artan bir öneme haiz olmaktadır. Bu çalışmada, hücre çoğalması markırlarından olan NOR (Çekirdekçik Oluşturan Bölge) proteinleri ile inflamatör markırlarından olan Nötrofil/lenfosit oranlarının karşılaştırılarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. AgNOR boyama tekniği ardından toplam AgNOR alanı/çekirdek alanı (TAA/ÇA) ile nötrofil/lenfosit (N/R) oranı karşılaştırarak incelenmiştir. Bu çalışma 22 malign (1148 hücre çekirdeği) ve 10 benin hasta (551 hücre çekirdeği) katılımı ile gerçekleştirilmiştir. AgNOR incelemelerinde göre TAA/ÇA (p<0,0001) ve Toplam AgNOR sayısı (p<0,0001), ayrıca enflamatuar markerleri olan nötrofil ve lenfosit sayı oranları (p?0.001) benin ve malin meme lezyonlarının birbirlerinden ayrılmasında daha duyarlı ve kullanışlı bir yöntem olduğunu kanıtlamıştır. Sonuç olarak, TAA/ÇA ve Nötrofil/lenfosit benin ve malin meme lezyonlarının birbirlerinden ayrılmasında iyi bir yöntem olmasına rağmen aralarında anlamlı bir korelasyon olmadığı gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Meme kanseri, AgNOR proteinleri, Nötrofil ve lenfosit hücre sayısı

Meme kanseri hücreleri üzerine sarımsak (Allium sativum) ve mantar (Laetiporus sulphureus) ekstraktlarinin etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Amaç: Laetiporus sulphureus ve Allium sativum'un maserasyon ve soxhlet ekstraksiyonu ile elde edilen metanol ekstrtalarının, insan meme kanseri hücre hatları üzerindeki sitotoksik ve apoptotik etkisini araştırmak. Metod: Sitotoksisite sulforodamin B (SRB) ile analiz edildi. Hücre ölüm modu floresan mikroskobu (Hoechst 33342 ve Propidyum iyodür (PI) boyama), M30 ELISA kiti, akış sitometrisi (canlı, erken/geç apoptotik, ölü hücreler ve kaspaz 3/7 aktivitesinin kantitatif analizi) ve RT-PCR kullanılarak morfolojik, biyokimyasal ve genetik olarak değerlendirildi. RT-PCR ile analiz edilen genler BCL-2L10, BIK, BAX, BCL-2, FASLG, HRK, TNFRSF10B ve TNFRSF10A idi. Bulgular: MCF-7 ve MDA-MB -231 hücrelerine 48 saat uygulanan LSMM ekstraktının (Laetiporus sulphureus, Muğla bölgesi, maserasyon yöntemi) sitotoksik etki gösterdiği bulunmuştur. Erken piknotik nukleusların gözlemlenmesi ve Propidium iyodür (PI) pozitfliği, M30 artışı ve proapoptotik geni olan HRK'nın aşırı ekspresyonu, hücre ölümünün apoptozis benzeri bir ölüm olduğunu gösterir. Hücrelere uygulanan 100 µg/mL sarımsak ekstraktı büyümeyi baskılayan herhangi bir etki göstermemiştir. Bu çalışmada laetirobin ve eburikoik asit bileşiklerinin uygulandığı MCF-7 ve MDA-MB-231 meme kanseri hücrelerine, büyümeyi önleyici belirgin etkisi olmadığı gösterildi Ayrı olarak kullanımlarına kıyasla daha güçlü bir etki yaratmak amacıyla LSMM ve paklitaksel kombinasyonunun sitotoksik aktivitesi çalışılmıştır. Çalışmalar neticesinde, kombinasyon muamelesinin artmış bir sitotoksik aktivite ile sonuçlanmadığı gösterilmiştir. Sonuç: Elde edilen sonuçlara gore, LSMM ekstraktı MCF-7 ve MDA-MB-231 hücrelerinin çoğalmasını inhibe ettiği ve MCF-7 hücrelerinde apoptozis benzeri ölüm indüklediği bulunmuştur. Terapötik amaçlı kullanımında bunlar dikkate alınmalıdır.

Meme kanseri tedavi parametrelerinin biyolojik dozimetri ile incelenmesi.

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Radyobiyoloji Bilim Dalı
Bu tez çalışmasının amacı, meme kanserine sahip hastalarda planlanan tedavi parametrelerinin ve radyasyon doz hesaplamalarının biyolojik kontrolünün sağlanmasıdır. Bu amaçla radyoterapi sırasında bireylerin periferik lenfositlerinde meydana gelen genotoksik etkiler ölçülmüştür. Bu çalışmada meme kanseri teşhisi konulmuş ve kemoterapi uygulanmayan 5 hastadan, fraksiyone radyoterapiye başlamadan önce ve tedavinin 10. gününde kan örnekleri toplanmıştır. Her hasta için tedaviye başlamadan önce in vitro olarak verilecek olan integral dozun belirlenmesi için hastanın 10 günlük tedavisine denk gelen eşdeğer toplam vücut dozu (ETVD) hesaplanmıştır. Her bir birey için ETVD, bireyin ağırlığı, ışınlama alanının hacmi ve fraksiyone tedavi ortasına kadar alacağı toplam tümör dozu göz önüne alınarak hesaplanmıştır. Tedavi öncesi ve 10. günde alınan periferik kan lenfositleri kültür ortamına alınarak bölünmeyi indükleyici bir protein (Phytohemaglutinin) tarafından uyarılmış ve sitokalasin-B tarafından hücrelerin bölünmesi engellenerek elde edilen binükleat hücrelerdeki mikronükleus (MN) oluşumu olarak gözlemlenen kromozom hasarları incelenmiştir. Mikronükleuslar hücre bölünmesi sırasında ortaya çıkan, asıl çekirdeğe dahil olmayan tam kromozomlar veya asentrik kromozom parçacıklarından meydana gelen oluşumlardır. Lenfositlerdeki MN oluşumları, radyasyon gibi genotoksik karsinojenlere maruziyetin erken belirtilerini yansıtmaktadır. Bu çalışma sonucunda gözlemlenen doğal (kontrol) MN sıklıklarının sağlıklı bireyler için kabul edilebilir seviyede olduğu belirlenmiştir. In vitro ve in vivo MN frekansları (MN/BN) arasında anlamlı bir farklılık yoktur (p=0,81) meme kanseri hastaları için fraksiyone radyoterapi ile verilmesi planlanan radyasyon dozunun doğru verildiğini ve tedavi parametrelerinin hatasız şekilde uygulandığını göstermiştir.

Meme kanseri tedavisi sonrası lenfödem gelişen olgularda eğitimin üst ekstremite fonksiyonlarına etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Diğer
Amaç: Bu çalışma, meme kanseri tedavisi sonrası lenfödem gelişen olgularda eğitimin üst ekstremite fonksiyonlarına etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Çalışmaya, meme kanseri tedavisi sonrası lenfödem (LÖ) gelişen toplam 38 olgu katılmıştır. Olgular, LÖ konusunda (LÖ nedir) ve LÖ'in risk faktörlerinin (risk faktörleri, cilt bakımı, günlük yaşam aktivitelerinde dikkat edilecek durumlar, egzersizler, koruyucu giysiler) azaltılması konusunda eğitim alan (Grup 1) (n=19) ile standart tedavi alan (cerrahi, kemoterapi, radyoterapi) (Grup 2) (n=19) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Olguların üst ekstremite eklem hareketlerini değerlendirmek için Universial gonyometre kullanılmıştır. Omuz fonksiyonlarının değerlendirmesi için de Kol, Omuz ve El Sorunları anketi (DASH) ve Omuz Ağrı ve Disabilite Ölçeği (SPADİ) kullanılmıştır. Ölçümler bir kez ve aynı fizyoterapist tarafından yapılmıştır. Verilerin analizinde ki-kare testi ve Mann Whitney U testi kullanılmıştır.Bulgular: İki grup arasında omuz fleksiyon hareket açısı karşılaştırıldığında LÖ konusunda eğitim alan grup lehine anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Omuz abdüksiyon, internal- eksternal rotasyonu ve dirsek fleksiyon hareketleri, DASH ve SPADİ ölçekleri karşılaştırıldığında her iki grup arasında değişiklik saptanmamıştır (p>0.05). Ancak LÖ konusunda eğitim alan grubun omuz fonksiyonlarının standarttevi alan gruba göre daha iyi olduğu gözlenmiştir. LÖ şiddeti gruplar arasında karşılaştırıldığında anlamlı fark olmadığı bulunmuştur (p>0.05).Sonuç: LÖ konusunda eğitim alanlar, standart tedavi alanlara göre omuz fleksiyon hareketinin daha iyi olduğu belirlenmiştir. Omuz fonksiyonlarında her iki grupta değişiklik olmadığı ancak LÖ konusunda eğitim alan grupta daha iyi olduğu belirlenmiştir.

Memluk Kıpçak Türkçesinde kalıplaşmış söz birlikleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Başka diller ile karşılaştırıldığında Türkçe, söz varlığı açısından daha zengin bir yapıya sahiptir. Bu söz varlığının büyük çoğunluğu atasözü, deyim, ikileme ve ilişki sözleri gibi kalıplaşmış söz birliklerinden oluşmaktadır. Kalıplaşmış söz birlikleri, belirli bir zaman içerisinde oluşan, toplumun yapısına göre değişen en az iki kelimeden meydana gelen unsurlardır. Bu sözler birden fazla kelimeden kurulmuş olsalar da belli bir zaman içerisinde birbirleriyle kaynaşarak tek bir kavramı ifade eder gibi kullanılmaktadırlar. Çünkü kalıplaşmış söz birlikleri, kendilerini oluşturan bileşenlerin anlamından daha farklı bir anlamı ortaya koymaktadırlar. Türk dilinin tarihî lehçelerine ait kalıplaşmış söz birlikleri (deyim, atasözü, ikileme, ilişki sözleri) bugüne kadar birçok yönden incelenmiş, üzerinde çok sayıda bilimsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar, kalıplaşmış söz birliklerinin rolü, önemi ve Türk diline sağladığı katkılar ile ilgilidir. Bu çalışma ile eş zamanlı olarak ortaya çıkan Yaşar Tokay'ın Tanıklarıyla Harezm-Kıpçak Türkçesinde Atasözleri ve Deyimler adlı çalışması bir kenara bırakılırsa, 13. ve 14. yüzyıllar arasında gelişen Memluk Kıpçak Türkçesindeki kalıplaşmış söz birliklerini ele alan çalışmalar birkaç örneğin ötesine geçmemektedir. Yapılan çalışmalar döneme ait belli başlı metinlerle sınırlı kalmıştır. Dolaysıyla bu çalışmada, Memluk Kıpçak Türkçesine ait on yedi eser taranarak dönemin özelliklerini yansıtan kalıplaşmış söz birliklerinden atasözü, deyim, ikileme ve ilişki sözleri toplu halde ele alınmış, hangi alanlarda nasıl kullanıldıkları, ne tür bir işleve sahip oldukları üzerinde durulmuştur. Ayrıca Memluk Kıpçak Türkçesine ait kalıplaşmış söz birliklerinin, tarihî dönem Türkçe metinlerdeki örnekleri verilerek Türk dili tarihi açısından değerlendirilmeye çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Memluk Kıpçak Türkçesi, Söz Varlığı, Kalıplaşmış Dil Birimleri, Tarihî Dönem Türkçe Metinler.

Memlük kaynaklarına göre Yavuz ve Kanuni dönemlerinde Mısır ve Şam'da çıkan isyanlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Diğer
Bu çalışmamızda Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde çıkan ayaklanmaları inceleyeceğiz. Bu dönemlerde Mısır ve Şam'da Osmanlı Devleti'ne karşı çıkan isyanların çoğu Memlükler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle önce Osmanlı-Memlük ilişkileri hakkında kısa bilgiler verdik. Mısır ve Şam'ın fethini ve bu fetihlere sebep olan nedenleri açıkladık. Bu bilgileri 16.yy da yazılmış olan kaynaklara göre kaleme aldık. Özellikle İbn İyas ve diğer müellifler arasındaki fikir ayrılıklarını karşılaştırarak inceledik. Yavuz Sultan Selim ile Kansu Gavri arasındaki yazışmalar, el-Himsî, el-İshaki, İbn Tulun, el-Gazzi ve İbn İyas'ın yazdıklarına göre ve Yavuz Sultan Selim'in Mısır ve Şam'ı fethettikten sonra tüm Memlükler'e istisnasız beraat belgesi vermesi üzerine Yavuz Sultan Selim'in fethinden sömürge ya da makam amacı olmadığını söyleyebiliriz. Sultan Selim Sünni bölgeleri Safeviler'e karşı savunmak için ve de özellikle Safeviler Portekiz ile işbirliği yapınca burayı fethe mecbur kalmıştı. Fakat fethettikten sonra siyasi, ekonomik, iktisadi bir takım durumlar ortaya çıktı. Genel olarak ayaklanmalar Bedeviler ve Memlükler tarafından yapılmıştır. Bu isyanların başlıca sebebi olarak Osmanlı-Memlük savaşlarından sonra Memlükler'in silahlarıyla dağa çıkıp Memlük Devleti'ni yeniden canlandırmak istemeleri olduğunu söyleyebiliriz. İkinci bir sebep olarak, Yavuz Sultan Selim'in herkese beraat belgesi vererek Memlükler'in kendilerine güvenip, kendilerini toplamalarına neden olduğunu ilave edebiliriz. Bedeviler Memlük dönemlerinde de isyan ederler fakat Memlükler bu isyanlarını hemen bastırırlardı. Ancak Memlük hakimiyeti sona erdiğinde Bedeviler bu durumu fırsat bilip tekrardan ayaklanmalara başladılar. İsyan sebeplerinden sonra çalışmamıza Ahmed bin Bekir'in isyanıyla devam ettik. Ahmed bin Bekir isyancı bir karaktere sahip olup Memlük döneminde de isyanlar

Memlükler Dönemi hanefilerinde ictihad ve taklid tartışmaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 İslam Hukuku Bilim Dalı
Memlükler dönemi Hanefilerinde içtihad ve taklîd tartışmaları başlığını taşıyan tezimizde bu dönem içtihad ve taklîd düşüncesi bağlamında Hanefilerde yaşanan gelişmeleri ve yenilikleri konu edindik. Bazı yenilikçi yaklaşımlara ve ilmi tartışmalara sahne olan bu dönemin Hanefiler üzerindeki etkilerini araştırmanın ve bu yaklaşımları benimseyip benimsemediklerini ortaya çıkarmanın günümüz fıkıh araştırmalarına yeni katkılar sunacağını düşündüğümüz için, bu tartışmaların odağında bulunan içtihad ve taklîd konuları bağlamında bu dönem Hanefilerini çalıştık. Döneme dair klasik kaynakların tespiti ve görüşlerin taranması işlemlerinin yanısıra görüşlerin tahlili ve önceki dönem Hanefi usul eserleriyle ve diğer mezhep usul literatürüyle mukayese yöntemlerini kullandığımız tezimizde, Memlükler dönemi Hanefilerinin içtihad ve taklîd düşüncesi bağlamında önceki dönemlerden pek çok konuda farklılaştıkları sonucuna vardık. Tezimizde, yaşanan bu değişime etki etmiş olabilmesi açısından, içinde bulunulan tarihi dönemi tanıma amacıyla Memlükler döneminin siyasi, ilmi ve mezhepsel durumunu da kısaca ele aldık. Son olarak bu tartışmaların sonraki dönemlere ve günümüze etkilerini görme adına tartışmaların izlerini Memlükler sonrası dönemlerde ve modern dönemde sürmeye çalıştık.

Memmed Aslan'ın eserlerinde dil ve üslup

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Memmed Aslan'ın Eserlerinde Dil ve Üslup adını taşıyan tez çalışmasında Çağdaş Azerbaycan şairi Memmed Aslan'ın öncelikle eserlerinde ele aldığı konular hakkında bilgi verilmiş, daha sonra şairin dil ve edebiyat hakkında görüşleri değerlendirilmiştir. Şairin şiir kitaplarında yer alan şiirleri üzerine kapsamlı bir dil çalışması yapabilmek için ilk olarak bütün şiirlerinin dizini alınmış, yapılan dizin çalışmasına esasen şiirlerinin dil özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Şiirlerinin yanında nesirlerinin de dil ve üslup özellikleri incelenmiştir. Tezimizin temel amacı şairin eserlerindeki özellikle de şiirlerindeki dil kullanımından yola çıkarak onun dil anlayışını ortaya koymaktır. Böylece Azerbaycan Edebiyatının önemli bir şairi olan Memmed Aslan'ın dil anlayışından hareketle Azerbaycan Türkçesinin kullanımının anlaşılmasına bir nebze de olsa katkıda bulunulmak çalışmamızın diğer bir amacı olmuştur. Anahtar Sözcükler: Memmed Aslan, Azerbaycan Türkçesi, Azerbaycan Edebiyatı,Azerbaycan şiiri, Dil ve Üslup.

Menâkıb-ı Evliyâ adlı anonim eser üzerinde dil incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Yeni Türk Dili Bilim Dalı
Klasik Osmanlı Türkçesi Devrinin son dönemlerinde yazıldığını düşündüğümüz Menâkıb-ı Evliyâ Adlı Anonim Eser Üzerinde Dil incelemesi tezimizin konusunu oluşturmaktadır. Eserde Klasik Osmanlı Türkçesinin (XVI-XIX.) dil özellikleri görülebildiği gibi, yenileşme devri Osmanlı Türkçesinin (XIX-XX.) dil özellikleri de görülebilmektedir . Bu yönüyle eser, bir geçiş dönemi eseridir denilebilir . Birinci bölümde eserin dil özelliklerinden bahsedilmiştir. İkinci bölümde metnimizin transkripsiyonlu hali verilmiştir. Üçüncü bölümdeyse dizin ve sözlük bulunmaktadır. Anahtar kelimeler: Klasik Osmanlı Türkçesi,MenÀkıb-ı EvliyÀ.

Menâr Ekolü'nün hadis anlayışı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Hadis Bilim Dalı
Bu tez, İslam kültürünü dinin temel kaynakları ve modern bilgi anlayışını esas alarak yeniden gözden geçirmeyi savunan Menâr Ekolü'nün hadis görüşlerini ve etkilerini ele almaktadır. Menâr Ekolü, hadislerin tespit ve yorum kurallarının modern gelişmeler ışığında yeniden gözden geçirilmesini savunmuştur. Özellikle fıkhî ve gaybî hadisleri yeni asrın ruhuna uygun olarak yorumlamaları tartışmalara neden olmuştur. Bu tezde, ekolün gelenekle ilişkisi, önde gelen şahsiyetleri ve eserleri gözden geçirilerek sünnet anlayışı, sünnetin hücciyeti, mütevatir ve âhâd haberlerle ilgili değerlendirmeleri, hadisin sıhhat ve amel değeri, tartışmalı rivayetler konusundaki yaklaşımları örnek olarak incelenmiştir. Bunun yanında ekolün gaybi haberler, mucizeler gibi duyu verileriyle çelişen rivayetler konusundaki yaklaşımları da incelenerek modern düşüncenin ekolün görüşleri üzerindeki etkisine de dikkat çekilmiştir. Tezde Menâr Ekolü'nün hadisleri klasik yöntemlerin hadisleri değerlendirmede yetersiz olduklarını, akıl ve modern anlayış doğrultusunda hadis külliyatını yeniden gözden geçirmeyi teklif ettikleri sonucuna varılmıştır. Bu metotlarını pek çok tartışmalı rivayet üzerinde uygulamışlardır. Ekolün bu yaklaşımı modern hadis tenkidini ciddi anlamda etkilemişse de tutarlı bir metot olarak görülmemiş ve ilk kuşak temsilcilerinin vefatıyla sona ermiştir.

Menkul kıymet borsalarında büyük fiyat değişimleri: Borsa İstanbul üzerine bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Finansal edebiyatta borsalarda anormal getiri elde etmek mümkün olmadığını, piyasada büyük fiyat değişmeler sonrası piyasa kendi kendini düzelttiği öne sürülmüştür. Ancak, 1980'li yıllarından itibaren hızla ilgi çeken davranışsal finans yaklaşımları ortaya konulmuştur. Bu yaklaşımlara göre belirli durumlarda piyasaların ne yönde hareket edeceği öngörülebilecektir. Bu çalışmanın amacı, BİST'te işlem gören hisse senetlerin büyük fiyat değişimlerine karşı tepkisini incelemektir. Bu bağlamda, 1 Ocak 2000 – 31 Aralık 2015 tarihleri arasında işlem gören hisse senetlerin günlük verileri kullanılmış ve olay çalışması yöntemi ile test edilmiştir. Piyasa getiri modeli kullanılan araştırma sonucunda pozitif büyük fiyat değişmeler sonrası aşırı tepki oluştuğunu, negatif fiyat değişimleri sonucunda da fiyat devamlılığının var olduğu saptanmıştır. Ayrıca, hem pozitif hem negatif büyük fiyat değişimleri öncesi beklentisel ticaret ya da bilgi sızması bulunmuştur. Söz konusu, BİST'te büyük fiyat değişimleri sonrası anormal getiri elde etmenin mümkün olduğu tespit edilmiştir.

Menkul kıymetler borsalarında alınan yatırımcı kararlarına davranışsal finansın etkileri: Tahran menkul kıymetler borsası örneği ve İMBK karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2012 Diğer
Menkul Kıymetler; ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Kurul'ca belirlenen kıymetli evraktır.Nakit veya fon fazlasını, yani tasarrufları gelir getiren bir araca koymak yatırım yapmak alanına gelmektedir. Tasarrufları bankaya yatırmaktan başka çok çeşitli yatırım araçları da mevcuttur. Arsa, ev gibi gayrimenkul veya döviz de birer yatırım araçlarıdır. Diğer yandan, sermaye piyasalarında yatırım yapmak ise hisse senedi, tahvil, yatırım fonu v.b. sermaye piyasası yatırım araçları ile sağlanabilir.Finans piyasalarındaki yatırımcılar aslında varsayıldığı kadar rasyonel davranış sergilememektedirler. Çünkü finansal piyasalarda yatırımcılar karar alma sürecinde bir takim önyargılarıyla yanlış kararlar alabilirler. Ayrıca finans piyasaları hem rasyonel hem de irrasyonel yatırımcıların etkilerini dikkate alan modeller yardımıyla daha iyi açıklanabilir ki bu da bizleri inceleme alanı olarak davranışsal finansa yönlendirmektedir. Dolayısıyla, büyük bir gelişme göstermiş olan davranışsal finansın, gelecek dönemlerde de önemini koruyacağı düşünülmektedir.Yatırımcıların bazıları psikolojik önyargılardan, bazıları ise bireysel yatırımcıların davranışlarından etkilenmektedir. Birçok yatırımcı geleneksel yaklaşımın varsayımlarının aksine sistematik hatalar yapmakta ya da rasyonel çözümü bilse de bunu uygulayamamaktadır. Ayrıca medya, arkadaşlar ve bunlara benzer çevresel faktörlerde yatırımcıların seçimlerini etkilenmekte, sürü psikolojik davranışları haline dönüşen bu süreçler piyasalarda aşırı ya da yetersiz tepkilere neden olmaktadır.