Thesis Search




SEARCH RESULTS

MODFLOW programı kullanılarak karstik akiferlerdeki yeraltısuyu kaynaklarının yönetimi: Altınova-Türkiye Örnek Uygulaması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışma, Antalya'nın karstik özellikteki Altınova bölgesi için gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amacı, Visual MODFLOW Flex kullanarak Altınova'nın karst bölgesindeki yeraltısuyu (YAS) hareketinin simüle edilmesidir. Ek olarak, Altınova'daki YASın mevcut durumunun analiz edilmesi ve geleceğe yönelik yönetim senaryoları kapsamında bölgedeki YAS seviyesinin incelenmesi hedeflenmiştir. YAS seviye değişimi model tahminleri ile elde edilmiştir. Model uygulamasında, mekânsal çözünürlük 25600 m2'lik boyutta ve yaklaşık 75 km2'lik bir alan üzerinde tasarlanmıştır. Model uygulama alanı, jeolojik formasyona göre iki farklı beslenme ve hidrolik iletkenlik bölgesine bölünmüştür. Model, iki boyutlu, kararlı akım koşullarında çalıştırılmıştır. Yanal yöndeki hidrolik iletkenlik, tek kalibrasyon parametresi olarak ele alınmıştır. Modelden elde edilen YAS seviyesi tahminleri, Kasım 2015, Şubat 2016 ve Mayıs 2016'da sahada ölçülen YAS seviyeleri ile karşılaştırılarak model kalibrasyonu gerçekleştirilmiştir. Kurşunlu formasyonunda yer alan ve karstik olmayan alandaki kalibrasyon çalışması sonuçları, traverten karstik alanı için elde edilen sonuçlara göre daha düşük model hatası vermiştir. Genel olarak ölçülen ve tahmin edilen YAS seviyeleri arasındaki korelasyon katsayısı 0,99 olarak hesaplanmıştır. Hem karst hem de karst olmayan alanlar için hidrolik iletkenliğin kalibre edilmiş değerleri 0,01 ila 266 m/gün arasında değişmiştir. Simülasyon dönemi için oluşturulan su bütçesi, akifere giren su akışı ve akiferden çıkan su akışı arasında iyi bir denge olduğunu göstermektedir. Net beslenme, su bütçesindeki en yüksek akış değerini oluşturur ve model sonuçları üzerinde çok etkilidir. Model kalibrasyonu çalışması sonrasında, üç senaryo koşulu oluşturulmuştur. Üç farklı hidrolojik senaryo koşulu için YAS seviyesinde düşüşler görülmüştür. Model tahminleri kullanılarak, YAS akım yönü haritası oluşturulmuştur. Genel olarak, çalışma alanındaki karstik travertendeki YAS kuzeyden güneybatıya ve devamında güneye doğru hareket etmekte iken, karst olmayan akiflerde YAS hareketinin güneye doğru olduğu belirlenmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Altınova, Karstik akifer, Modelleme, Visual MODFLOW Flex, YAS seviyesi.

Modifiye edilmiş aktif karbon üretimi, karakterizasyonu ve bunların gıda boyalarının gideriminde kullanımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Kimyasal Teknolojiler Bilim Dalı
Bu çalışmada, Hünnap çekirdeğinden (Ziziphus Jujube) kimyasal, fiziksel mikrodalga yardımlı aktivasyon ve ayrıca HNO3 modifikasyon ile aktif karbon üretimi araştırılmıştır. Aktivasyon aracı olarak çinko klorür (ZnCl2) ve potasyum karbonat (K2CO3) kullanılmıştır. Karbonizasyon işlemi 400-800°C arası aktivasyon sıcaklıklarında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen aktif karbonlar BET, FTIR ve SEM yöntemleriyle karakterize edilmiş ve daha sonra sulu çözeltilerden Azorubine / Carmoisine boyarmadde gideriminde kullanılmıştır. En yüksek yüzey alanlı (1613,7 m2/g) aktif karbon, mikrodalga yardımlı ZnCl2 aktivasyonu ile (500°C) elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, K2CO3 aktivasyonlu (800oC) takip eden fiziksel aktivasyon yöntemiyle üretilen aktif karbonun ile maksimum %100 boyar giderimi etkinliği sağlanmış ve maksimum adsorpsiyon değerinin (qmax) 416 mg/g olan Langmuir model ile elde edildiğini göstermektedir. Yapılan bu çalışmada, Hünnap çekirdeğinden elde edilen aktif karbonların sulu çözeltilerden boyarmadde gideriminde kullanılabileceğini saptanmıştır. Elde edilen aktif karbonun özelliklerinin, aktif karbon hazırlama aşamasında proses koşulları ve üretim yönteminden güçlü bir şekilde etkilendiği saptanmıştır.

Moğol hukukuna ait Halha Jirum üzerine bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Türkiyat Araştırmaları Bilim Dalı
Moğollar 1691-1911 seneleri boyunca yaklaşık iki yüz yirmi yıl kadar Mançulara tâbi olarak yaşadı. Bizim ele aldığımız Halha Jirum ise Moğolların, Mançulara bağlı yaşadığı dönemin 1709-1795 yılları arasında kullanıldığı hukuk kuralları içeren belgelerdir. Bu bağlamda Halha Jirum, Moğolların XVIII. yüzyıl kanunları ve sosyal yapısı konusunda aydınlatıcı olup Moğol tarihi ve Moğol hukuku için oldukça mühim bir kaynak niteliğindedir. Türkiyede bilinmeyen ve henüz hiç incelenmemiş olan Halha Jirum'un çeviri ve incelemesinin, Türkiye'de Türk-Moğol tarihi ve kültürü araştırmaları için önemli bir bilgi kaynağı olacağı düşünülmektedir. Bu amaçla o¨ncelikle anlamı ve içeriği diğer iki nüshadan daha derli toplu olduğu için Baruun Hüree'nin Halha Jirum nüshası esas alınarak ve Jalan-Aajav'ın eserinde yaptığı sınıflandırma da go¨z o¨nu¨nde bulundurularak metin Tu¨rkiye Tu¨rkc¸esine çevrilmiştir. Daha sonra Halha Jirum, Cengiz Han'ın İh Zasag Ana Yasası ve 1640 yılında çıkarılan Moğol-Oirat Ana Yasası ile karşılaştırılarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir.

Moğolca atasözleriyle Türkiye Türkçesi atasözlerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Türk Dili Bilim Dalı
Bu çalışmada Metin Yurtbaşı'nın 'Sınıflandırılmış Atasözleri Sözlüğü' ve Moğolca atasözleri için Zayabaatar.D, Ş.Çoimaa'ların Mongol züir tsetsen ügiin gurvan myangan deej' sözlükleri esas kaynak olarak, ihtiyaç duyuldukça diğer atasözleri çalışmaları da dikkate alınarak tarama yoluyla Moğolcada ve Türkiye Türkçesinde kullanılan atasözleri karşılaştırılmıştır. Ortaklık gösteren atasözleri, biçim ve anlam açısından üç ayrı başlık altında incelenmiştir. Hem biçim hem anlam yönünden benzer, biçim yönünden kısmen benzer, anlam yönünden aynı, biçim yönünden farklı, anlamı aynı olan atasözleri tespit edilmiştir. Tespit edilen atasözlerindeki ortaklıklar, Türk ve Moğol halklarının ortaklığını vurgulayacaktır. Anahtar kelimeler: Atasözü, Moğolca Atasözleri, Türkiye Türkçesi Atasözleri, Türkçe, Moğolca

Moğolca-Türkçe gramer terimleri sözlüğü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Moğolca-Türkçe Gramer Terimleri Sözlüğü adını taşıyan bu çalışmamızda Çağdaş Moğol dilindeki gramer terimlerini tespit edebilmek için çeşitli gramer kitapları taranmıştır. Taranan bu eserlerdeki üç bine yakın terimden bizim çalışmamızda 682 tanesi ele alınmıştır. Çalışmada her terimin izahı yapılırken Türkiye Türkçesinde kolaylıkla anlaşılabilecek örnekler seçilmiştir. Araştırmamız neticesinde Moğolca gramer terimleri üzerine yapılan çalışmaların Türkiye Türkçesi gramer terimleri üzerine yapılan çalışmalara kıyasla daha az olduğu tespit edilmiştir. Her iki dilde de gramer terimlerinin ele alınışı bakımından büyük benzerliklerin olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışmanın sonuna Türkçe-Moğolca dizin eklenmiştir. Anahtar kelimeler: Moğolca, Türkçe, gramer terimleri, sözlük, kelime

Moğolistan borsası'nin Doğu Asya borsaları ile eşbütünleşme ve nedensellik analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Bu çalışmanın temel amacı, Moğolistan Borsası MSE (Moğolca: ???????? ????????? ????, İngilizce: Mongolian Stock Exchange, www.mse.mn) ile Doğu Asya'nın önemli endekslerine sahip olan Japonya, Hong Kong, Güney Kore, Çin Halk Cumhuriyeti (Şanghay), Singapur ve Tayvan Borsaları arasındaki eş bütünleşik bir ilişkinin olup olmadığını araştırmaktır. Çalışma kapsamında analiz edilen MSETOP20 ile N225, KS11HSI, SSEC, STI, TWII endeks değerlerinin 1 Ocak 2012 ve 31 Ocak 2018 dönemine ait 366 haftalık verileri www.mse.mn ve www.inveting.com'nan temin edilmiştir. Yöntem olarak ise ilk aşamada değişkenlerin durağanlığının sınanması gerekçesiyle Genişletilmiş Dickey-Fuller (Augmented Dickey-Fuller (ADF)) birim kök testi uygulanmış, ikinci aşamada ise değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin olup olmadığını tespit edebilmek amacıyla 'Johansen Eşbütünleşme Testi' faydalanılmıştır. Son olarak ilişkilerin yönünü belirlemek için Granger Nedensellik Testi gerçekleştirilmiş ve tüm testler E-Views 9 paket programı ile analiz edilmiştir. Bu testlerden elde edilen ampirik sonuçlara göre, bütün değişkenler birinci derecede durağan olduğu, eşbütüleşme gözlemlenmediği ve Granger nedensellik testi sonucu olarak SSEC ve TWII endeksleri MSETOP20 endeksine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.

Moğolistan göçebe kültürlerinin etnoarkeolojik açıdan incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Tarih Öncesi Arkeolojisi Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı, Moğolistanda seçilen bölgede bu günkü göçebe yaşam biçimleri etnografik bakımda araştırarak göçebe yaşam biçimlerinin sosyo-kültürel yapıları ve konaklama biçimleri üzerinde araştırmalar yapıp, belgelenmesi ve eski göçebelerin bıraktığı bazi arkeolojik kalıntıları belgelenmesidir. Her iki araştırmadan veriler ile tarih öncesi dönem göçebe topluluklarının bıraktığı kalıntıları anlamak ve etnoarkeolojinin açıdan yorumlamakta ve etnagrafya çalışmalar ağırlıklı içermektedir . Çalışmanın giriş bölümünden sonraki birinci bölümünde Moğolistan'ın tanım belgiler, Moğolistan arkeolocjisının gelişimi, tarihçesi ve başlıça tarih önce kültürleri, İkinici bölümünde göçebelik tanımıyla, Avrasya steplerindeki göçebeliği üzerinde hafıf incelerek, Moğolistan'da günümüz göçebe yaşam ve yaşam tarzı ele alınmıştır. Üçüncü bölümünde ise ana konusu olan günümüz Moğolistan'da yaşayan göçebe yaşam biçimin üzerinde yapılıdığı enografya çalışmayı ele alınmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde Kuragan mezarı'nın tanımı ile arkeoloji bazı bultular ile etnografya çalışmanın yorum ile karşlaştırma konuyu elde alınmıştır. Moğolistan yer oluşum yüzünden karasal iklimli, sert bir hava germesinden dolayı tarım gelişmek uygun olmadığı ve yer oluşum tek bir açık mera otlak göçebe hayvancılığına uygum sağladığını göstermektedir. Neolitik dönemde kendi şekliğine bulunduğu açık mera göçebe hayvancılığı Tunç Çağında klassik bir şekliğine dönüşerek zaman boyunca hakım olarak devam ederek günümüze geldiğini izlenmektedir. Göçebe hayvancılığına takip ederek insanların hayat tarzi, doğaya ilişki durum ve inanç sistemi de değişlik olamadığınını gözlenmiştir. Göçebe insanların yaşam tarzın, geleneksel kültürünün en eski şekli saklaması özelliği açık mera otlak hayvancılık olduğunu da gözlenmiktedir.

Moğolistan Kazaklarının dili -sosyo-linguistik inceleme-

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Türkiyat Araştırmaları Bilim Dalı
Moğolistan'da yaşayan Kazaklar ve bölgede konuşulan Kazak dili hakkında yapılan araştırmalar çok azdır. Kazakların Moğolistan'a yerleşmesini, Kazak nüfusunun dilini, konar göçer hayat tarzını hâlen sürdürmekte olan bu topluluğun kültürünü araştırmak Türkoloji bağlamında önem arz etmektedir. Kazak nüfusunun dağınık ve az olduğu bölgelerde Kazak dilinin değil, Moğol dilinin benimsendiği, Kazakçanın iletişim dili ve ana dil olarak işlevini kaybetmeye başladığı görülmektedir. Moğolistan'da konuşulan Kazak diline Moğolcanın etkisi ile genel Kazakçadan ayrıştığı unsurların incelenmesi önemlidir. Kazakçanın azınlık topluluğun dili olması sebebiyle sosyo-linguistik bağlamda tehlikedeki dil olgusunda incelenmesi gerekmektedir. Bu tezde, Kazak diline Moğolcanın etkisi, sosyo-linguistik bağlamda Moğolcanın tesirinden kaynaklanan iki dillilik, dil kayması, dil değiştirimi gibi konularla birlikte dil politikası, dilsel insan hakları, dilin kuşaklararası aktarımı, tehlikedeki dil olgusu gibi konular altında ele alınacaktır.

Moğolistan sağlık sisteminin incelenmesi ve bir değerlendirme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Sağlık sistemi, hedef nüfusun sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için sağlık hizmeti sunan insan, kurum ve kaynakları kapsayan bir organizasyondur. Bir sağlık sisteminin değerlendirmesi için kullanlan temel göstergeler; yaşam beklentisi, doğurganlık oranı, anne ölüm hızı ve bebek ölüm hızı olarak sıralanabilir. Bu çalışmanın amacı, Moğolistan Sağlık Sisteminin incelenmesidir. Çalışma, mevcut durumun belirlenmesi, sağlık göstergelerinin değerlendirilmesi, orta gelir düzeyi altındaki ülkeler içindeki konumunun tespit edilmesi ve bazı ülkelerle karşılaştırılmasını içermektedir. Bir ülkenin mevcut sağlık sisteminin, toplum ihtiyaçlarına ne düzeyde cevap verdiği ve dünya gerçekleriyle ne oranda örtüştüğünün belirlenmesi; buna göre gerekli tedbirlerin alınması ve geliştirilmesi bu tür çalışmaları gerekli ve önemli kılmaktadır. Çalışmada, konuya ilişkin bilimsel yazın ve Dünya Bankası verilerinden yararlanılmıştır. Moğolistan sağlık göstergelerin değerlendirilmesi için En Küçük Kareler Yöntemi, orta gelir düzeyinin altında olan ülkelerinin sağlık göstergelerin değerlendirilmesi için ise Panel Veri Analizi (E-views 8 programı) kullanılmıştır. Elden edilen bulgulara göre Moğolistan, orta gelir düzeyi altındaki 51 ülke kategorisi içinde kişi başına düşen GSYİH açısından altıncı; kişi başına sağlık harcamaları bakımından 12. (onikinci); 1000 kişiye düşen hekim sayısı bakımından dördüncü; yatak sayısı bakımından ise ikinci sırada yeralmaktadır. Sağlık göstergeleri açısından ise, yaşam beklentisi bakımından 25. (yirmibeşinci); doğurganlık oranı açısından 31. (otuzbirinci) sıradadır. Anne ve bebek ölüm hızıları açısından ise 13. (onüçüncü) sıradadır. En Küçük Kareler Yöntemine göre yapılan hesaplamada, GSYİH içindeki sağlık harcamalarının bir birim artması halinde, yaş ortalamasının %7 artması; anne ölüm hızının %11 ve bebek ölüm hızının ise %7,9 oranında azalmasının mümkün olabileceği tahmin edilmiştir. Panel Veri Analizine göre yapılan hesaplamada ise, diğer sağlık sistemleri ile kıyaslandığında, Beveridge sağlık sisteminin yaşam beklentisini %7 oranında arttırabildiği; bebek ölüm oranını %64 ve anne ölüm oranını ise %106 azaltabildiği görülmüştür. Bu çalışmada elde edilen veriler ve ulaşılan bulgulara göre, Moğolistan ve orta gelir düzeyi altındaki ülkelerde, GSYİH içindeki sağlık harcamalarının arttırılması ve Beveridge sağlık sisteminin uygulanması durumunda, sağlık göstergelerinin olumlu yönde etkileneceği söylenebilir.

Moğolistan ve Türk Ceza Hukukunda uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Ceza Hukuku Bilim Dalı
Günümüz dünyasında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçları, bütün ülkeleri etkileyen, uluslararası alanda büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama ne yazık ki, birçok ülkede uyuşturucu madde konusunda yeterli düzenlemeler olmadığı için bu konu hakkında daha başarılı olan ülkelerin tecrübesine ihtiyaç duyuyoruz. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin Asya ve Avrupa arasında uyuşturucu maddelerin ticaretinde transit ülke konumunda olduğu yönünde tezler savunulduğu için, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçlarının Moğolistan ve Türk Ceza Kanunu'nda düzenleniş biçimini karşılaştırmalı bir şekilde ele almaktır. Bu sayede uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçları ve bu suçların cezalandırılması, bu suçla nasıl mücadele edildiğine dair iki ülke kanunları arasındaki benzerlik ve farklıkların ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu yapılırken, uluslararası sözleşmeler ile bazı ülkelerin ulusal hukuk düzenlemeleri incelenmiş ve ayrıca uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçları üzerine yapılmış çalışmalardan faydalanmak üzere geniş bir araştırma yapılmıştır.

Moğolistan ve Türkiye ortaöğretim sistemlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı
Eğitim sistemlerinin karşılaştırılması, benzerlik ve farklılıkların ele alınması eğitimsel problemlerin çözümünde önemli rol oynamaktadır. Ortaöğretim, ülkenin eğitim sisteminde önemli bir yer almaktadır. Bu nedenle bu araştırma Moğolistan ve Türkiye'nin ortaöğretim sistemlerinin tarihsel gelişim aşamalarının, örgütsel yapılarının ve yönetsel işleyişlerinin nasıl yapılandırdıklarını, benzer ve farklı yönlerinin neler olduğunu incelemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada nitel veri toplama tekniklerden doküman analizi kullanılarak konu ile ilgili çeşitli kaynaklardan, iki ülkenin ortaöğretim sistemleriyle ilgili olan mevzuattan, internet ağı bilgilerinden, tez, kitap, dergi, makale gibi basılı bilimsel çalışmalardan yararlanmıştır. Araştırma sonucunda her iki ülkenin bugünkü ortaöğretim sistemleri tarihsel süreç içerisinde ülkelerin eğitim sistemlerine etkileyen sosya-ekonomik değişimlerine dayalı olarak kurulduğu gözlenmiştir. Her iki ülkenin eğitim sistemlerinin 1920'ler sonrası tarihsel süreçleri ve örgütsel yapıları yüksek oranda benzemektedir. Yönetsel işleyişleri açısından Türkiye daha 'merkeziyetçi', Moğolistan 'yerel yönetim' ağırlıklı olduğu, ortaöğretim sistemlerin örgütsel yapılarında ve öğretim kurum türlerinde farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Eğitim harcamaları konusunda Moğolistan'ın eğitime yapılan harcamaları Türkiye'ye göre oransal olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca, hem Türkiye hem de Moğolistan'da eğitim bakanlığın yapısında ve yönetsel işleyişlerinde sık sık değişiklikler yapıldığı ve bu gibi değişikliklerin de ortaöğretim kurumlarına düzensizlik ve belirsizliklerine yol açabildiği belirlenmiştir. İki ülkenin ortaöğretim sistemi daha da geliştirmek ve yaygınlaştırmak için ilk ve yükseköğretim sistemleri ile düzenli işbirliğinde bulunması ve ortaöğretim sistemlerine yönelik yapılan stratejik planlamaları düzenli izleme ve denetleme sistemi uygulanması gerekmektedir.

Moğolistan Zamaar Köyündeki Şoroon Bumbagar Mezarında bulunan köktürklere ait çince yazıtın incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
2009 yılında Moğol ve Rus araştırma ekibi tarafından Göktürklere ait bir kurganda yapılan kazıdan Çince mezar taşı ve birçok obje keşfedilmiştir. Kurganda keşfedilen ahşaptan ve kilden yapılmış heykeller kutsal sayılan hayvanlara aittir. Ayrıca, kurganda keşfedilen Tölös boyundan P'u Ku kabilesinin bir üyesi olan P'u Ku Yi Tu (????) adlı askerin mezar taşı yazıtından, bu askerin Tutuk (??) (Türkçe'de karşılığı askeri komutan) Çin askeri görevi üstlendiği öğrenilmişti. Çin tarih kaynaklarına göre, P'u Ku kabilesinin Tola nehrinin doğu yakasında yaşadığı kaydedilmişken çıkarılan kurgan, mezar taşı ve birçok heykel Ulan Bator'un kuzey batısında bulunnuştur. Bu durum, P'u Ku kabilesinin merkezi hakkında bilinen eski gerçekleri değiştirmektedir. Bu tez çalışmasında, mezar taşı üzerinde yazılı olan eski Çince yazıt incelenmiştiir ve Göktürklere ait olan bu Çince yazıt Türkçeye çevrilmiştir. Yazıtta geçen tarihi olayların yanı sıra kişi adları, unvanlar, yer, bölge, deniz, dağ vb. adlarla ilgili de tarihsel araştırma yapılmıştır. İlk olarak, P'u Ku kabilesinden olan P'u Ku Yi Tu (????) adlı askerin cesur ve itaarkar olduğu kaydedilmiştir. Katıldığı savaşlar sonucu aldığı onur unvanları incelendiğinde P'u Ku kabilesi ve Çin hanedanının yakın ilişki kurduğu görülmektedir. Ardından yazıtta, Çin yönetimine bağlı askerlerin imparatora sadık kalması, anne babaya hürmet göstermesi ve yabancı uyruklu askerlerin bile Çinlileşmiş olduğu yansıtılmıştır. Göktürklere ait Çince yazıtın incelenmesi hakkında yaptığım bu tez çalışmasının Göktürklerle Çinliler arasındaki ilişkiye katkıda bulunmasını umuyorum.

Moğolistan'da doğrudan yabancı yatırım ve Türkiye'nin rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
18. ve 19. yüzyıllarda sermayenin serbestleştirilmesi, ulus ötesi yatırımların hızını da artırmıştır. Ülkeler, ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkılarından dolayı doğrudan yabancı yatırımların öneminin farkına varmışlardır. Böylece ev sahibi ülkeler yabancı yatırımcılar için mevcut pazarın cazibesini artırmayı amaçlayan farklı politika ve stratejiler uygulamaya başlamışlardır. Doğrudan Yabancı Yatırımların ülke ekonomilerini tercihindeki faktörlerin saptanması doğrudan yabancı yatırım girişlerinin sürekliliğinin sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın teorik bölümünde doğrudan yabancı yatırımların önemi, belirleyici faktörleri ve sınıfları açıklanmıştır. Ampirik bölümde, çekim modeli, Moğolistan'ın doğrudan yabancı yatırımı üzerine uygulanmıştır. Modelde Moğolistan'a en fazla yatırım yapan 22 ülke için 16 değişkenin 2011-2018 arasını kapsayan 8 yıllık panel veri seti yer almıştır. Ayrıca, Türkiye'den gelen doğrudan yabancı yatırımların gerçekleşen ve potansiyel değerleri de hesaplanarak, ileride Türkiye'den yatırım çekebilecek sektörler önerisi de ortaya konmuştur. Çalışmanın sonunda, Moğolistan'a yatırım yapan ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının büyüme hızı, komşuluk, iki ülkenin siyasi istikrarı ve yolsuzlukla mücadele değeri farkının kaynak ülke lehine yüksekliği doğrudan yabancı yatırımı pozitif etkilediği görülmektedir. Ancak teorinin aksine Moğolistan'a yatırım yapan ülkelerin nüfus sayısının oldukça az olduğu tespit edilmiştir. Uzaklık esnekliği, iki ülkenin şeffaflık değeri farkının yüksekliği, kurumlar vergisi doğrudan yabancı yatırımı negatif etkilediği sonucu ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Ekonomik Büyüme, Çekim Modeli, Potansiyel Yatırım, Doğrudan Yabancı Yatırım Belirleyicileri

Moğolistan'da döviz piyasısı hareketlerinin farklı varyans modelleri ile tahmini

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Döviz kuru oynaklığını tahmin etmek çok büyük bir zorluktur. 2000'li yıllarda gelişmekte olan ülkelerden gelişen ülkelere sermaye çıkışı olduğundan dolayı yerli para sürekli değer kaybetmiştir. Moğolistan siyasal istikrarsızlıktan dolayı döviz kurunun arttığını ve böylece belirsizliğin döviz kuru oynaklığını yarattığını gözlenmiştir. Bu çalışma, Moğolistan'ının döviz kuru oynaklığını modelleme ve tahmin etmek için iyi bir ekonometrik model önermektedir. Döviz kuru ve diğer makro değişkenler aylık ve mevsimlik verileri ile ARIMA, SARIMA ve SVAR modellerini analiz edilmektedir. Döviz kurunu hangi modelin daha iyi tahmin edebileceğini ve gelecek aylar için döviz kurunun ne kadar olacağını öngörülmektedir. Bunu yaparken, Fan chart tekniği kullanılnarak döviz kurunun en az ve en fazla kaç olduğunu göstermektedir. Ayrıca, günlük veriler için döviz kuru getirisini ARCH ailesi modelleriyle belirlenmesi ve en uygun modelin bulunması amaçlanmıştır. EGARCH ve IGARCH modellerinin döviz kuru getirilerinin varyansına daha fazla etkisi bulunmaktadır. AIC ve SW test kriterlerinin sonucu, ARMA (4,5) -GARCH (1,1) modeli olduğu belirlenmiştir. Döviz kuru oynaklığı tahmini ARIMA, SARIMA ve SVAR modeli kullanılarak ölçülmüştür. SARIMA (4,1,4) modeli, döviz kurunun 2018 yılında 2803.4 MNT'a yükseleceğini tahmin etmiştir. Fan chart tekniği ile döviz kuru, %60 aralık güveniyle 2365.7-3323.0 MNT arttıracaktır. SVAR modeli, döviz kurunu 2018 Haziran ayında döviz kurunun 2414 MNT'a kadar düşmesi öngörülmüştür. Döviz kuru 2018 yılı sonunda 2537 MNT'a yükselecektir. Analizin sonunda, SARIMA ve SVAR modelleri karşılaştırılmıştır. RMSE ve MAE'nin tahmin karşılaştırması da SARIMA modelinin diğer modellerden daha doğru tahmin ettiğini göstermiştir. SARIMA modeli ile kısa vadeli tahmin edildiğinde döviz kuru daha öngörülebilirdir. SVAR modelin sonucunda döviz kurunda herhangi bir değişmenin makro ekonomik değişkenler üzerinde anlamlı bir etki yapmadığını bulgusuna ulaşmıştır. Etki tepki analize göre, enflasyonun döviz kurunda meydana gelen bir şok karşısında verdiği tepki 9 ay sonra ortaya çıkar. Bakır fiyatında meydana gelen pozitif şok karşısında döviz kurunun verdiği tepki 4.5 ay sonra etkilenir. Döviz kuru değişimlerinin gelecek dönemler için öngörü hata varyansı içinde en büyük paya sahip değişkenleri, yaklaşık %45'luk pay ile bakır fiyat ve Çin ekonomisineki büyümedir. Elde edilen SVAR modeline göre döviz kurunu açıklamada dış şok temsil edilen bakır fiyat ve Çin'in ekonomik büyümesi daha önemli bir değişkenlerdir. Bu yüzden Çin'in ekonomik büyümesini ve dünya piyasasındaki bakır fiyatlarının gelecekteki eğilimlerini inceleyerek, döviz kuru hareketlerini tahmin etmek mümkündür.

Moğolistan'da sosyal koruma bağlamında aile politikaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Sosyal Politika ve Sosyal Hizmetler Bilim Dalı
Aile; psikolojik, ahlaki, ekonomik ve hukuki birçok meseleleri içinde barındıran özel bir kurumdur. Bu nedenle aile; toplumun temeli olarak kabul etmektedir. Uluslararası antlaşmalar ve sözleşmelerde, ailenin birincil sosyal birim olmasından ötürü, aile yapısının, konseptinin, gelişiminin önemi büyüktür. Moğolistan'daki aile olgusunu olumsuz etkileyen unsurlar arasında ekonomik kriz, işsizlik ve psikolojik etkiler ilk sıralarda yer almaktadır. 1989'dan günümüze ailelerde boşanma dramatik bir şekilde artmaktadır. Ailelerde boşanma sayısının artışını toplumsal istikrarsızlık, çocuk gelişimindeki aksaklıklar, disiplin, kişisel psikoloji ve üretkenlik gibi birçok etken söz konusudur. Günümüzde Moğolistan'da üç aileden biri yoksulluk sınırında yaşamaktadır. Boşanmış veya eşi olmayan aile sayısı giderek artmakta, aile refahını sağlamak amacıyla binlerce aile bölünmekte, gençler yurtdışı imkânlarını kullanarak yaşamını devam ettirmeye çalışmaktadır. Bu durumda aile olgusundan uzak, anne – baba sevgisinden yoksun çocukların sayısı artmaktadır. İnsan hakları ve özgürlüklerinin herkes tarafından eşit şekilde erişilebilmesi için devlet tarafından uygun yasallar çıkarıp uygulanması büyük öneme sahiptir. Bu araştırma Moğolistan'da insan hakları ve özgürlükleri bağlamında aile kurumunu güçlendirmek adına neler yapılmıştır. Moğolistan aile politikasının neler içerdiği, Moğol aile hukukunun tarihsel gelişimini ve özelliklerini detaylandırarak, aile politikasının nasıl uygulandığı ve aile ilişkilerinde karşılaşılan sorunlara çözüm olup olmadığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Moğolistan, Sosyal Koruma, Aile Politika, Aile Sorunları

Moğolistan'ın enerji politikaları: Enerji arz güvenliği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Uluslararası İktisat Bilim Dalı
Dünyada ekonomik büyüme, nüfus ve şehirleşmedeki artışa bağlı olarak enerjiye yönelik talep de her geçen gün hızla artmaktadır. Artan bu talebi karşılayabilmek için yeterince enerji kaynağı olmayan ülkeler ithal etme yoluna gitmektedirler. Ancak enerji konusunda ithalata bağımlı olan ülkeler, uluslararası enerji piyasalarında meydana gelen değişmelerden büyük ölçüde etkilenmektedirler. Bu etkilenme sürecinin azaltılabilmesi için de enerji arz güvenliği kavramının geliştirildiği görülmektedir. Enerji arz güvenliği, enerji ithalâtına bağımlılığını ortadan kaldırmamakta, ancak bu bağımlılığın iyi yönetilmesini sağlamaktadır. 1970'li yıllarda yaşanan petrol krizleri, enerji konusunda dışa bağımlı ülkelerin yeni önlemler almalarını beraberinde getirmiştir. 1990'lı yıllara gelindiğinde küresel iklim değişikliği sorunu gündeme gelmiştir. Bu sorunla birlikte enerji arz güvenliği kavramının içine çevresel duyarlılık da eklenmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, Moğolistan'ın enerji politikalarının enerji arz güvenliği çerçevesinde ele almaktır. Bu doğrultuda öncelikle tezin konusunu oluşturan enerji arz güvenliği kavramının tanımı ve dünyada mevcut enerji durumu incelenmiştir. Bu kapsamda enerjinin önemi ve enerji kaynakları ve çeşitleri ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde küresel enerji piyasalarında önemli yer alan ülkeler hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Özellikle Avrupa Birliği, ABD, Çin ve Rusya'nın dünya enerji piyasalarındaki rolü ve enerji politikaları ele alınmıştır. Ayrıca bu bölümde COVID-19 pandemisi sürecinin dünya enerji piyasaları üzerine etkileri araştırılmıştır. Dördüncü bölümde ise Moğolistan'ın enerji politikaları enerji arz güvenliği kapsamında değerlendirilmiştir. Bu bölümde Moğolistan'ın geniş bir şekilde mevcut enerji profiline yer verilmiş ve enerji politikaları tartışılmıştır. Çalışmanın sonucunda Moğolistan'ın enerji sektöründe yürütülen ana politikası olan Enerji Sektöründe Devlet Politikası 2015-2030'da yer alan orta vadeli hedefler belirtilen zamanda başarılı bir şekilde tamamlanması ve yeni planlanan tesislerin kurulmasına herhangi bir engel olmaması için komşu ülkelerle işbirliğini geliştirmesi önerisinde bulunmaktadır.

Moğolların II. Kıpçak seferinin ekonomik ve sosyo-kültürel neticeleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
1236 yılında başlayan Batu Han yönetimindeki Moğollar'ın yapmış olduğu II. Kıpçak seferi neticesinde Kıpçaklar, bağımsız siyasi bir varlık olarak ortadan kalkmıştır. XIII. asır ortalarında Doğu Avrupa'daki Orta Çağ'ın en büyük devletlerinden birisi Altın Orda, ayrıca Cuçi Ulusu denilen devlet kurulmuştur. Bu devlet, Avrupa ve Asya'nın neredeyse yarısındaki ve İrtiş Nehrinden Dinyester ve Tuna'ya kadar ki büyük bir alanın geniş topraklarında yaşayan ulusların hayatında önemli bir rol oynamıştır. Kıpçaklar Moğollar'ın kurmuş olduğu yeni Altın Orda Devleti'ndeki Türk nüfusunun temel kitlesini oluşturmuşlardır. Moğolların gelişi Kıpçaklar'ın yaşadığı sahada oluşan ekonomik, sosyo-kültürel ve etnik gelişimi etkileyerek yerel halkın yönetim sisteminde, yaşam tarzında, gelenek-göreneklerinde önemli derecede değişime sebep olmuştur. Her ne kadar seferin toplumsal anlamda olumsuz etkileri yaşansa da, Altın Orda'nın kuruluşu bir taraftan bölge halkının kültürel anlamda çeşitliliğinin artmasına imkân verirken, diğer taraftan da kendi kültürlerini muhafaza etmesini mümkün kılmıştır. İlk başta Moğol Devleti özelliğini taşıyan Altın Orda Devleti Kıpçak kültürünü, Kıpçak Türkçesini, onların yaşam tarzını vs. benimseyerek zamanla Türkleşmiştir. Ayrıca II. Deşt-i Kıpçak seferi bir anlamda Rus prensliklerinin aralarında birlik oluşturmalarını sağlamıştır. Çalışmayı bu açıdan değerlendirdiğimizde II. Kıpçak Seferi bambaşka bir boyut kazanmaktadır.

Moldova'daki Gagauz Türklerinin dil ve eğitim durumları üzerine sosyolojik bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
23 Aralık 1994'te Moldova parlamentosunda Gagauziya Özerk Bölge Birimi'nin (Gagauz Yeri) oluşturulmasına ilişkin bir yasa çıkarıldı. Bu yasanın resmi adı Gagauziya'nın özel yasal statüsü (rus. Zakon ob osobom pravovom statuse Gagauzii (Gagauz Yeri)) olarak geçmektedir ve yasanın asli amacı kısmında Gagauz Türk halkının özerklik statüsünün tanındığını görebilmekteyiz. Aynı yasaya göre Gagauziya'nın kendi milli bayrağı, marşı ve sembölü belirtilmiş ve bunlar Moldova devleti tarafından da tanınmış oldu. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Gagauz Türklerinin siyasi statüleri değiştikçe, sosyo-kültürel yapısı ve kimlik inşasında değişimler gerçekleşmiştir. Bu çalışma kapsamında Moldova'da yaşayan Gagauz Türklerinin kültürlerini sürdürme durumları, dil ve eğitim durumları, aile yapısı, sosyal etkileşim durumları, aidiyet duygusu ve kültürel aktarım süreçleri incelenmiştir. Araştırma bölgesi olarak özellikle Moldova'da yaşayan Gagauz Türklerinin bulunduğu yerin seçilmesindeki amaç, Gagauz Türklerinin kendilerine ait sadece bu bölgede özerk bir yapıya sahip olmaları. Nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı bu çalışmanın alan araştırması Moldova'da gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın nitel kısmında ise kartopu örnekleme tekniği kapsamında Moldova'da yaşayan Gagauz Türk toplumunun çeşitli kesimlerini temsil eden 29 katılımcı ile yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği ile veri toplanmış ve analiz edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; Moldova'da yaşayan Gagauz Türklerine Sovyetler Birliği sonrasında uygulanan eğitim politikalarına göre, eğitim durumlarının yüksek seviyede olduğunu söylemek mümkündür. Gagauz okullarında eğitim ağırlıklı olarak Rus dilinde verilmektedir. Eğitimin kalitesi yüksek olup, yüksek eğitimde fakülte seçenekleri çoktur. Ancak ülkede ekonomik sıkıntılar mevcut olduğundan dolayı genç Gagauz Türkleri eğitim dili olarak Rus dilini benimsemektedirler. Bunun yanında Gagauz Türkleri kendi kültürünü ve Gagauz dilini sonraki nesillere aktarılabilmektedir. Gagauz Özerk Bölgesi yasal statüsünü aldıktan sonra, kendi ana Gagauz dilini koruyabilmektedir. Moldova'da yaşayan Gagauz Türklerinin, Sovyetler Birliği'ndeki gibi çekirdek aile yapısına sahip oldukları belirtilmiştir ve aile içi konuların karar alma sürecinde, tüm aile bireyleri eşit bir şekilde rol oynamaktadır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte dini kısıtlamalar da ortadan kalkmıştır. Gagauz Türkleri için dini teamüllere uyulması önemli olduğunu ifade etmek mümkündür.

Molecular characterızatıon and ınvestıgatıon of antımıcrobıal and antıoxıdant actıvıty of genus Tephromela m. choısy lıchens ısolated from Eskısehır

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu çalışmada, Tephromela atra (Huds.) Hafellner likeninin aseton, diklorometan, pertol eter ve metanol çözücüler ile elde edilen ekstrelerinin çeşitli mikroorganizmalara karşı antimikrobiyal aktiviteleri disk difüzyon ve mikrodilüsyon yöntemi kullanılarak araştırılmıştır. Ayrıca, a-alekronik asit, atranorin ve ?-kollatolik asit biyoaktif maddeler olarak belirlenmiş ve TLC plaka tekniği kullanılarak izole edilmiştir. Bu maddelerin MIC değerleri 96 kuyucuklu mikrotitrasyon petrilerinde mikrodilüsyon yöntemi ile belirlenmiştir. Ek olarak, metanol ekstrenin antioksidan etkinliği DPPH serbest radikal yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Tephromela atra ekstraktlarının hem gram pozitif hem de gram negatif bakterilere karşı antimikrobiyal aktivie gösterdiği anlaşılmıştır. Ayrıca, tüm ekstrelerin, Candida krusei hariç, diğer Candida türlerine aktivite gösterdiği belirlenmiştir. ?-alekronik asit ve ?-kollatolik asit güçlü antioksidan DPPH radikal süpürücü aktivite göstermiştir. Tüm konsantrasyonlar için % 50'den fazla inhibisyon göstermiştir. Bu çalışmada ayrıca Tephromela atra ve Tephromela grumosa (Pers.) Hafelner & Cl. Roux türünün ITS genlerinin sekanslanması ile moleküler karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sekanslar gen bankasındaki diğer Tephromela türlerinin ITS sekansları ile karşılaştırılarak filogenetik ilişkisi ortaya konulmuştur. Çalışmada elde edilen bu sonuçlardan Tephromela atra ekstraktlarının ve elde edilen doğal saf maddelerin farmasötik endüstrileri alanında etkili bir şekilde antimikrobiyal ve antioksidan kaynağı olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Anahtar Sözcükler: Antimikrobiyal, Antioksidan, ITS, Liken, Tephromela.

Molecular characterization of long non coding rnas that mediate apoptosis in human

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Moleküler Biyoloji Bilim Dalı
Apoptoz, gelişim ve doku homeostazı için gerekli olan programlı bir ölüm formudur.Apoptoz, çok çeşitli biyolojik süreçlerde önemli bir rol oynayan ve apoptozda düzenleyici rolleresahip olan, ancak büyük ölçüde bilinmeyen uzun kodlamayan RNA'lar (lncRNA) gibi proteinkodlamayan ve kodlayan genler tarafından düzenlenir. Bu çalışmada, apoptozda farklı seviyedeifade edilen lncRNA'ların tanımlanması ve karakterize edilmesi amaçlandı. lncRNA'larıtanımlayabilmek için model sistem olarak HeLa hücreleri kullanıldı. Toplam RNA izole edildive NGS ile derin sekanslama yapıldı. OmicsBOX kullanılarak apoptoz tetiklenmiş olan HeLahücrelerinde lncRNA'ların farklı seviyelerdeki ifadeleri belirlendi. Gen Seti ZenginleştirmeAracı (GSEA) ile uzun kodlamayan RNA'lar ve bu uzun kodlamayan RNA'ları hedef alanmiRNA'lar profillendi. lncRNA'lar ve miRNA'lar arasındaki ilişkiyi yeniden yapılandırmak içinCytoscape yazılımı kullanıldı. MikroRNAlar (miRNA) ve onların hedeflediği uzun kodlamayanRNA'lar RT-qPCR kullanılarak doğrulandı. miR-519d-3p'nın aşırı ifadesinin RAB22A-202,PARD3-211 ve AC027237.1-210 lncRNA'ların aşağı regülasyona neden olduğu bulundu. Bununyanı sıra, miR-124-3p aşırı ifadesi APEX2-202 ve CD59-209 ifade seviyelerini aşağı yönlüregüle eder. GTF2A1-AS, TNFRSF10B-AS ve CAMTA1-DT lncRNA'larının çekirdektekonumlandığı, poli-A kuyrukları olmadığı ve TATA içermeyen promotör genlere ait olduğubulundu. TNFRSF10B-AS RNA'sının 0.99 kodlama potansiyeline sahip olduğu belirlendi veYüksek-skorlu Segment Çifti'ne (HSP) hizalama Q9UBN6 proteinine hit verdiğini ortayaçıkardı. TNFRSF10B-AS'in bir proteine bağlandığı (25 kDa) ChIRP deneyi ile açığa çıkarıldı. miR-519d-3p ve miR-124-3p lncRNA'ların hedefleriyle apoptoz koşulları altındamiRNA-aracılı lncRNA degradasyon modeliyle etkileşime girer. TNFRSF10B-AS, proteinpartneri ile etkileşerek apoptoz sırasında çekirdekte muhtemel bir düzenleyici göreve sahiptir.