Thesis Search




SEARCH RESULTS

Molecular cloning and recombinant production of human (EpCAM) extracellular domain

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Biyoteknoloji Bilim Dalı
Epitelyal hücre adezyon molekülü (EpCAM, CD326), epitel hücrelerde Ca+2 'a bağımlı homotipik hücre-hücre adezyonuna aracılık eden ve yaklaşık 40 kDa boyutunda, tip I transmembran glikoproteinidir. EpCAM iki alt domainden oluşmaktadır; bir hücre dışı domain (EpEX) ve bir hücre içi domain (EpICD), bu iki domain bir transmembran sarmal ile ayrılmıştır. Sağlıklı dokularda, EpCAM hücreler arası sinyal iletimi ve hücre göçü gibi bir çok temel biyolojik proseste görev almaktadır. EpCAM'in epiteliyal tümör dokularında yüksek seviyede ekspresyonu ve sağlıklı epitel hücrelerinde düşükseviyede eksprese olması kanser tanısında bir biyolojik belirteç olarak kullanılmaktadır. Daha önce yapılan çalışmalar EpCAM'in iyi bir anti-tümör hedefi olarak görev yapabileceğini göstermiştir. Bu teknikler başlıca, immünoterapötik stratejiler, aşılama, RNA aptamerleri. Bu çalışmada, sonraki uygulamalarda kullanılması amacıyla (E. coli) tabanlı bir ekspresyon sisteminde rekombinant EpEX moleküllerini ifade etmeyi ve saflaştırmayı amaçlanmıştır. Bu amaçla, EpEX'i yüksek seviyede ifade eden iki farklı insan kanser hattından toplam fragmentleri, bakteriyel ekspresyon ve rekombinant proteinlerin saflaştırılması için bir plazmit vektörü olan pGEX-6P1'e entegre edildi. Doğru pGEX-6P1-EpEX klonunlarını içeren kolonilerin tespiti için öncelikle PCR taraması ve sonrasında restriksiyon enzimleri ile kesilen plasmidlere Sanger dizi analizi yapılarak doğru klonlar seçildi. Seçilen klonlar recombinant protein üretimi amacıyla E. coli BL21 strainine transfekte edildi. Rekombinant EpEX molekülü için en yüksek verimi ve saflığı elde etmek için, indüksiyon, ekspresyon ve saflaştırma koşulları optimize edildi. Üretilen GST-EpEX, glutatyon-agaroz taneleri kullanılarak afinite kromatografısiyle saflaştırıldı. Saflaştırılan rekombinant EpEX moleküllerini boncuklara bağlı kalan GST etiketinden ayırmak için HRV3C proteaz enzimi kullanıldı. Son olarak, izole edilen protein SDS-PAGE yapılarak doğrulandı.

Molecular effects of plant-based drugs on breast cancer by mapping transcriptome data on protein-protein interactions

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Meme kanseri kadınlarda en sık rastlanan kanserdir. Moleküler karsinogenez bilgisindeki gelişmeler ve çeşitli tedavi seçenekleri bulunmasına rağmen hala dünya çapında ölümlerin önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Redüksiyonizm, baskın ilaç tasarımı ve değerlendirme yaklaşımıdır, ancak bu tip kanserlerdeki moleküler karmaşıklık sistemdeki tüm moleküler bileşenler için sağlam ve bütünsel bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu kapsamda, sistem farmakolojisi global moleküler resmin belirlenmesinde tercih edilen bir yöntem haline gelmektedir. Karsinogenez, normal hücre büyüme kontrol mekanizmalarının genetik mutasyonlar ve epigenetik düzensizlikler aracılığıyla geçersiz sayılmasıyla ilişkilidir. Hücresel sinyal yolakları bu tür deregülasyonların temel hedeflerinden biridir. Sinyal ağındaki tek bir proteini hedeflemek hastalığın ilerleyişini iyileştirmede önemli ölçüde başarısız olmuştur ve onkogenik sinyal yollarındaki çoklu hedefleri olan ürünler tercih edilmektedir. Öte yandan, çoklu bileşenleri hedef aldığı bilinen bitkisel kaynaklı ilaçlar anti-kanser alternatifler olarak önem kazanmaktadır. Bu nedenle bu tezde, transkriptom ifade verilerinden ilaca spesifik protein-protein etkileşim modüllerini alt ağları oluşturmak için bir ağ farmakoloji yaklaşımı uygulanmış ve bunlar bozulan sinyal ileti yollarını açığa çıkarmak amacıyla kullanılmıştır. Bitkisel kaynaklı ilaçlar olan actein, indole-3-carbinol, Kushen enjeksiyonu bileşiği ve Withaferin A ile muamele edilen üç tip meme kanserini incelemek amacıyla KeyPathwayMiner ve bir dizi biyoinformatik araç kullanılarak etkileşim modülleri elde edilmiştir. Çok hedefli yaklaşıma uygun olarak bu çalışma, MDA-MB-157 hücre hattı hariç, bu ilaçların çeşitli karsinogenez işlemlerini düzenleyen çoklu onkogenik sinyal ileti ağlarını hedeflediğini göstermektedir. Alt ağ analizi yaklaşımındaki yenilik, biyolojik önemi ortaya çıkarmak için alanlı değişen genlerin tespit edilmesi yerine birbiriyle etkileşen ve alanlı değişen proteinler grubunun dikkate alınmasıdır. Bu kapsamlı analiz, daha akıllı deney dizaynları için öncü olabilir ve sinyal ileti yolaklarında ilaçların etki mekanizmasını detaylandırabilir.

Molecular genetic analysis in faba bean (Vicia faba L.)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Bakla (Vicia faba L.) çok büyük genomu ile önemli bir baklagil türüdür. Bu çalışmada, genomik basit dizi tekrarı (BDT) markörlerinin geliştirilmesi için İleri Jenerasyon Dizi Analizi Teknolojisi kullanılmıştır. 4.208 Mb'lık genomu kapsayacak şekilde toplam 14.027.500 dizi okunmuştur. Bu okumalardan, 56.063 kontig elde edilmiş olup (16.367 Mb), 2138 adet BDT belirlenmiştir. Tüm BDT'ları içerisinde %57.5 ve %20.9 ile mono- ve di- nükleotid tekrarları, beklenildiği gibi en çok elde edilen tekrar dizileri olmuştur. 350 nükleotidden büyük kontigler için toplam 430 primer çifti tasarlanmış olup, bu primerlerin 50 tanesi BDT lokuslarının çoğaltımının test edilmesinde kullanılmıştır. Bu markörlerin neredeyse hepsi (%96) temiz fragmentler çoğaltmıştır ve tekrar çoğaltabilme özelliğine sahiptir. 39 adet BDT markörü, dünya genelini kapsayan 46 bakla genotipine uygulanmış, sonuçta %87.5 polimorfizm ile 161 adet alel elde edilmiş olup, markör başına ortalama 4.1 alel elde edilmiştir. Markörlerin genetik çeşitlilik (GÇ) değerlerinin ortalaması 0.27 olup, 0.00 ile 0.48 arasında değişiklik göstermiştir. Markörlerin test edilmesi, bakla genotiplerinin genetik ilişkilerinin ve popülasyon yapısının belirlenmesi açısından yararlı olmuştur. Ek olarak, 26 morfolojik ve yedi adet biyokimyasal (fenolik içeriği, flavonoidler, protein, L-DOPA, tanninler, vicine ve convicine) karakter, 61 yerel tür ve 53 bakla çeşidinde analiz edilmiştir. Çalışılan karakterlerde çok yüksek çeşitlilik tespit edilmiştir. Bu morfolojik ve biyokimyasal karakterlerin, 59 BDT markörü ile ilişkilendirme haritası Q matrise bağlı genel doğrusal model kullanılarak oluşturulmuştur. Sonuç olarak, 22 morfolojik karakter için 48 önemli lokus tespit edilirken, 6 biyokimyasal özellik için ise 26 lokus ilişkili bulunmuştur. Bağlantı eşitsizliği (linkage disequilibrium – LD – r2) değerleri morfolojik özellikler için 0.09 ile 0.18 ve biyokimyasal ilişkiler için 0.06 ve 0.13 aralığında bulunmuştur. Bu çalışma, bakla çeşitlerinin ıslah programlarına ve bakla üretiminin arttırılmasında yardımcı olabilecektir.

Molla Fethullah el-Kâşânî'nin Zübdetü't-Tefasir'inin kaynak ve yöntemleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Tefsir Bilim Dalı
Molla Fethullah el-Kâşânî h. 10. Yüzyıl Şii müfessirlerindendir. Çalışmamızın konusu olan Zübdetü't-Tefasir eseri el yazmasına dayalı olarak basılmış, daha önce çalışılmamıştır. Bu tez el-Kâşânî'nin Zübdetü't-Tefasir'deki kullandığı kaynak, metodu araştırarak, dönemin Şii tefsirinin genel özelliklerini ortaya koymayı ve mezkûr eseri tanıtmayı amaçlamaktadır. Çalışma giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında araştırmanın amacı, kapsamı, metoduyla birlikte, el-Kâşânî'nin hayatına ve eserlerine dair bilgileri içermektedir. Birinci bölüm el-Kâşânî'nin kullandığı hadislerin konularını, sahabe, tabiûn, tefsir, hadis mecmuaları, dilbilimsel ve kıraatle ilgili başvurduğu kaynakları kapsamaktadır. İkinci bölümde müellifin Ulûmu'l-Kur'an, klasik dil disiplinlerinin sarf, nahiv, belagat, fonetik, kıraat gibi farklı dalları, Kelam, Fıkıh gibi konularda görüşleri ve diğer farklı fikir sahiplerine karşı tavrı ortaya konulmuştur. Sonuç kısmında Zübdetü't-Tefasir hakkından genel bir değerlendirme yapılarak elde olunan sonuçlar açıklanmıştır. Anahtar kelimeler: el-Kâşânî, Zübdetü't-Tefasir, Şia, İmâmiyye, Safeviler, Kâşân.

Molla Hüseyin b. İskender'in (ö. 1084/1673) Mukaddime müştemile alâ mesâili fi'l-fıkhi ve'l-akâidi alâ mezhebi İmâmi'l-Âzam Ebî Hanîfe Adlı Eserinin Tahkîki ve Fıkhî Değerlendirmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Osmanlı döneminin meşhur âlimlerinden sayılan Mollâ Hüseyin b. İskender (ö. 1084/1673) fıkıh, akîde ve tecvîd ilimlerinde eserler kaleme almıştır. Mukaddime müştemile alâ mesâili fî'l-Fıkhi ve'l-Akâidi alâ mezhebi İmâm'il-Âzam Ebî Hanîfe adlı eseri fıkha giriş, mukaddime mahiyetinde olup, temizlik bölümüne ait meseleleri, namaz bölümüne ait konuları, bazı i'tikâdî meseleleri vd. içerir. Sözkonusu eserin Türkiye kütüphanelerinde bulunan on nüshasını inceleyerek karşılaştırdıktan sonra tercih kriterlerine göre dört nüshayı esas aldık. Edisyon kritiğini yapacağımız bu eserin ilim dünyasının istifadesine sunulması faydalı olur düşüncesiyle tahkîkinin yapılmasını istedik. Çalışma giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde, araştırmanın konusu, amacı ve yararı, yöntemi ve kaynaklarına yer verilmiştir. Birinci bölümde, Mollâ Hüseyin b. İskender'in hayatı, eğitimi, hocaları, talebeleri, eserleri, ilmî kişiliği ele alınmıştır. İkinci bölümde eserin konusu, içeriği, nüshaları, bulunduğu kütüphaneler, eserde kullanılan metod ve kaynaklar hakkında bilgiler verilmiştir, ayrıca eserin tercümesi ve fıkhî değerlendirilmesi yapılmıştır. Eserin tahkîki yapılacak üçüncü bölümde ise, mevcut nüshalar karşılaştırılarak eserin asıl şeklinin ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. Çalışmamız sonuç ve kaynakça ile sona ermiştir.

Molla Mahmud Zu`i Divanı (İnceleme-metin-bağlamlı dizin-işlevsel sözlük)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Tez çalışmamız Giriş ve onu takiben dört bölüm ile Sonuç ve Kaynakça`dan oluşmaktadır. Giriş`te Zu`i`nin yaşadığı 19. yüzyılda Azerbaycan`daki siyasi, sosyal ve edebi durum hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Molla Mahmud Zu`i, hayatı, edebi kişiliği, etkilendiği kişiler ve eserleri yönünden tanıtılmıştır. Başta Zu`i`nin ismine yönelik farklılıklar üzerinde durulmuş, doğum ve ölüm tarihleri, yapmış olduğu meslekler ve aile hayatı ile ilgili elde edilen bulgular sunulmuştur. Beğendiği şairlerden bahsedilmiş, Divan`ı ile beraber diğer iki eseri tanıtılmıştır. İkinci bölümde Divan biçim ve muhteva özellikleri ile metinlerarası ilişkiler yönünden incelenmiştir. Biçim özellikleri kısmında nazım şekilleri hakkında ayrı ayrı bilgi verilmiş, şiirler ahenk unsurları, dil ve üslup özellikleri yönünden tahlil edilmiştir. Muhteva özellikleri kısmında aşk, kişiler, kavimler, şehirler, tabiat ile ilgili unsurlar, sosyal hayat, din ve tasavvuf başlıkları üzerinde durulmuştur. Metinlerarası ilişkiler kısmında ise tespit edilen Alıntı, Anıştırma + Gönderge, Gönderge + Kolaj + Çeviri, Alıntı + Yenidenyazma, Gönderge + Anıştırma + Alıntı üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölüm Zu`i Divanı üzerinedir. Bu bölümde Divan nüshası tanıtılmış, metnin hazırlanmasında izlenen yol, çeviriyazı işaretleri ve metnin transkripsiyonlu hali verilmiştir. Metnin Farsça kısmının çevirisi beyit sonlarına dipnot düşülerek sunulmuştur. Dördüncü bölümde Divan`ın Tebdiz projesi kapsamında hazırlanan bağlamlı dizini ve işlevsel sözlüğü yer almaktadır. Bu bölümde Divan`da yer alan kelimeler Türkiye alfabesine göre sıralanmıştır. Ayın harfi ve Azerbaycan alfabesinde bulunan ? ve Q harfi alfabetik sırada sona alınmıştır. Her kelimeden sonra iki nokta konarak anlamları verilmiştir. Kelimelerin geçtiği beyitler sıralanmış ve beyitlerin künyeleri yazılmıştır. Künyelerin yanında köşeli parantez içinde kelime ek ve köküne ayrılmış şekilde gösterilmiştir. İnceleme sonucu varılan/elde edilen bilgi ve bulgular Sonuç bölümünde verilmiştir. En sonda ise Kaynakça kısmı eklenmiştir. Molla Mahmud Zu`i`nin Divan`ı günümüze kadar bütün halde araştırılmamış, transkripte edilmemiştir. Divan, 19. yüzyıldaki Azerbaycan`ın edebi durumunu yansıtması bakımından önemlidir. Anahtar Sözcükler 19. yüzyıl, Klasik edebiyat, Azerbaycan edebiyatı, Molla Mahmud Zu`i, Divan.

Molla Muhammed Emin Efendizâde'nin Lâhika li'ş-Şârihi'l-Bâisi'l-Fakir fi İzahi Bâbi'l-İdğâmi'l-Kebir adlı eserinin tahkiki

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışma ilmî bir tahkik çalışması olup içinde tahkik metot ve kuralları uygulanmıştır. Bu metot ve kuralların amacı geçmişte el hattıyla yazılıp yazma eser kütüphanelerinde kalan ve el hattıyla yazıldığı gibi tahkiksiz bir şekilde basılmış olan eserleri incelemek ve o kıymetli eserlere günümüz okurların daha kolay bir şekilde ulaşabilmeleri ve onlardan yararlanmaları için o eserleri gün yüzüne çıkarmaktır. Çalışma, XIII. yüzyılın önde gelen Osmanlı kırâat âlimlerinden Molla Muhammed Emin Efendizâde'nin idğam-ı kebir hakkındaki Lâhika li'ş-Şârihi'l-Bâisi'l-Fakir fi İzâhi Bâbi'l-İdğâmi'l-Kebir adlı risâlesini incelemiştir. Muhtevası Osmanlı'da Kırâat ilmi, Molla Muhammed Emin Efendi, onun Lâhika risâlesi, risalenin konusu olan idğâm-ı kebir ve Arapça metnin tahkikinden oluşan bu çalışmanın, yarısı Türkçe diğer yarısı ise Arapçadan teşekkül etmiştir. Bu çalışmadaki amaç kırâat alanına katkı sağlamaktır. Çalışma sırasında, bahsi geçen eserin bir küçük risâle olmasına rağmen muhtevasının, Kırâat ilmiyle meşgul olanlar için vazgeçilmez bilgi ve detaylar içerdiği ve müellifin bu konuya ne denli vakıf ve hâkim olduğu mülahaza edilmiştir. Büyük bir hassasiyetle yürütülen bu çalışma esnasında, gerek olmadığı sürece metne dokunulmamıştır. Böylece müellifin cümleleri ve eserde izlemiş olduğu metot nâsihin kaleminden kaynaklanan bir takım imla hatalarından da arındırılarak muhafaza edilmiş, eserin orijinalliği korunmuştur. Netice itibarıyla eser tozlu raflardan kurtarılıp tahkikli bir şekilde gün yüzüne çıkmıştır. Ayrıca bahsi geçen risâlenin müellif ve muhtevası hakkında önemli bilgiler ortaya konmuş, kaynakları tespit edilmiştir. Böylece eser ve eserin yazarı, araştırmacıların dikkatine sunulmuştur.

Molla Salih Efendi'nin Kâmûs El-Ervâm Fî Nizâmü'l-Kelâm (1-116a): (İnceleme, metin, dizin, terim sözlüğü, tıpkıbasım)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Eski Türk Dili Bilim Dalı
Türk dili ile ilgili bugüne kadar tarih boyunca muhtelif coğrafi sahalarda tek dilli, çok dilli; manzum mensur sözlükler yazılmış, bir sözlük bilim (lexikoloji) geleneği tesis etmiştir. Bunlar arasında Arapça-Türkçe, Türkçe-Arapça iki dilli sözlükler önemli bir yer tutar, önemli bir kısmı tespit edilip değerlendirilmiştir; ancak daha çalışılmayı bekleyenler de bulunmaktadır. Türkçe-Arapça iki dilli sözlükler arasında tespit ettiğimiz yüksek lisans tezimize konu olan yazma, 17. yüzyılın başlarında Memluk-Kıpçak sözlükçülük geleneğinin tesis ettiği ve pek çok Türkçe-Arapça telif eser ortaya konmuş çevrede yetişmiş Molla Salih Efendi tarafından Osmanlı Türkçesini öğretme ve öğrenme ihtiyacının kaçınılmaz bir gerçek halini alması sonucu yazılan Osmanlı Dönemi Türkçesi'nin söz varlığını tespit etmiş olan Kâmûs El-ervâm fi Nizâmü'l-Kelâmdır. Kâmûs El-ervâm fi Nizâmü'l-Kelâm 116 varaktır; yaklaşık 5 sayfalık bir giriş kısmından sonra, (A2a/17- A115b/17)'ye kadar tutan Arapça-Türkçe sözlük ve Türkçe dilbilgisinden oluşmaktadır. Sözlükte 4549 madde başı olup 38 bâb ve 502 fasıl esasına göre üstün, kesre ve ötre sıralamasını esas alarak düzenlenmiştir. Madde başlarında ilgili kelimenin kökenine ve yer yer çok kullanılan kelime ailesine yer verilmiş, örnek cümlelerle pekiştirilmiştir. Arapça ve Türkçe kelimeler düzenli olmamakla birlikte harekelenmiştir. Eserde eksik kelimeler yokmuş gibi gözükse de Arapçadaki açıklamaya göre bağlantısızlık neticesi birkaç yerde eksik kelime bulunduğunu tespit ettik. Ayrıca bazı kısımlarda sehven yanlışlıklar olduğu şekilde yazılan fakat farklı anlamlara sahip kelimeler bulunmaktadır. Eserdeki bazı hatalı hususlarla birlikte bu eksiklere binaen müstensihin Arapçaya tam vakıf olmadığını düşünmekteyiz. Anlam kargaşasının önüne geçmek için metin kurarken diğer nüshaları da göz önünde bulundurduk ve karşılaştırdık. Molla Salih Efendi'nin Kâmûs el-Ervâm fi Nizâmü'l-Kelâm adlı eserini anlaşılır ve eserin yapısını tam olarak ortaya koyma düşüncesi ile ana metni tablo yaparak vermeyi tercih ettik. Tabloda bâb, fasıl, madde başları hem Latin harfli çeviri yazıyla hem de Osmanlı elifbası ile yazıldı; madde başlarının Arapça karşılıkları Türkiye Türkçesine çevrildi. Çalışmamızda ana metin bölümünden sonra eserin alfabe sıralama sistemi bugün Türkiye'de kullanılan sistemden farklı olduğu için madde başlarının Latin harfli ve hem okumaya katkıda bulunmak hem de dönemin imlasını göstermek amacıyla Arap harfli alfabetik dizini yapılarak eklendi. Araştırmanın hedefi ve araştırmanın ehemmiyetini içeren Giriş bölümünde kaynak metinde geçen bilgi ışığında hakkında bir makaledeki kısa bir bilgi dışında malumat bulunmayan, eserin müellifi Molla Salih'in hayatı, eserleri, kişi adları, eser adları, bulunduğu yerler değerlendirilerek, yazarın biyografisi literatüre kazandırılmıştır. Girişte yazarın biyografisi dışında Kâmûs El-Ervâm fi Nizâmü'l-Kelâmın çalıştığımız nüshası ve tespit edilebilen nüshaları tanıtılmış; sözlükte k

Monetary policy and income inequality in Ghana

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 İktisat Bilim Dalı
Eşitsizliğin yükselişi özellikle son zamanlarda gelir eşitsizlik, politika yapıcılar ve sivil toplum örgütleri de dahil olmak üzere tüm paydaşları endişelendiriyor. Bu, ekonomik eşitsizliğin çeşitli nedenleri ve bunun nasıl engellenebileceği konusunda ilgi artışına neden oldu. Para politikası, nedensellik yönüne ilişkin asgari ve belirsiz olsa bile, özellikle gelişmiş ülkelerde ekonomik eşitsizliğin sebeplerinden biri olarak belirlenmiştir. Bu çalışma, finansal olarak gelişmemiş ve gelişmekte olan bir ülke olan Gana'da para politikasının gelir eşitsizliği üzerindeki etkisini araştırmak. Bu çalışmada, 2002 yılının ilk çeyreğinden 2013 yılının 4. çeyreğine ait Gelir Gini Endeksi ve aynı dönemde para politikası oranı kullanılmıştır. Ayrıca, enflasyon oranı, döviz kuru, finansal kalkınma endeksi ve GSYİH büyümesi, para politikasına atfedilebilecek eşitsizlik üzerindeki etkilerini kontrol etmek için kullanılmaktadır. Para politikasının gelir eşitsizlik üzerindeki etkisine ilişkin iki tahmin yürütülmektedir. Bunlar temel tahmin ve sağlamlık kontrol tahminidir. temel tahmininde Vektör Hata Düzeltme Metodolojisi kullanılmıştır (VECM). Sağlamlık kontrolü tahmini, modelin yanlış tanımlanmasına karşı dirençli plan yerel projeksiyonlar yoluyla doğrudan Darbe Yanıt Fonksiyonlarını(IRF) kullanıldı. Yerel projeksiyonlar tarafından IRF'lerden daralma para politikasının marjinal olarak Gana'da harcanabilir gelir eşitsizliğinde bir artışa yol açtığı sonucuna varıldı.

Money attitude and saving intentions of young adults in Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Finans Bilim Dalı
Bu çalışmada, Türkiye'deki genç yetişkinlerin paraya karşı tutumları ve tasarruf niyetleri (birikim güdüleri), Eskişehir'de 640 genç yetişkin örneklemi ile anket kullanılarak araştırılmıştır. Bu çalışma ile genç yetişkinlerde parasal tutum ve tasarruf niyeti, bunlar arasındaki ilişkilerin ortaya konulmasına ve bu konularda erkeklerle kadınların karşılaştırılmasına yönelik incelenmiştir. Verilerin analiz edilmesinde Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) kullanılmıştır. Paraya karşı saklama tutumu ile tasarruf niyeti arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişki bulunmuş, ancak paraya karşı güç, takıntı ve kaygı tutumları ile tasarruf niyeti arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Genel olarak, Türkiye'deki genç yetişkinlerin parayla ilgili endişeli olmadığı (paraya karşı takıntılı tutumları bulunmadığı, parayla ilgili çok fazla kaygı duymadıkları, para harcamakta zorlanmadıkları ve parayı güç kaynağı olarak algılamadıkları) söylenebilir. Buna karşın, genç yetişkinlerin tasarruf etm güdülerinin olduğu gözlenmektedir. Motivasyon boyutları açısından, Türkiye'deki genç yetişkinlerin gerçekte tasarruf etmesini sağlayan şey içe yansıtmaktır. Diğer bir deyişle, genç yetişkinler, ay sonunda her zamankinden çok paraya sahip olduklarında kendileri ile gurur duymaktadır. Bulgulara göre, paraya karşı tutum açısından Türkiye'deki genç yetişkinler arasında en çok sergilenen tutum güçle ilgili olandır. Ayrıca, çalışmada genç erkeklerle kadınlar arasında paraya karşı tutum ve tasarruf niyetine ilişkin ilginç farklılıklar tespit edilmiştir. Erkekler, para konusunda daha takıntılı ve kaygılı olup, parayı güç kaynağı olarak görme eğilimindedir. Öte yandan kadınlar, para konusunda takıntılı ve kaygılı olmayıp parayı güç kaynağı olarak görmemektedir; ancak kadınlar paraya karşı saklama tutumu gösterme eğiliminde olup, erkeklere göre, tasarruf etme konusunda daha yüksek motivasyona sahip olma eğilimi göstermektedir Anahtar Kelimeler: Paraya Karşı Tutumlar, Tasarruf Niyeti, Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM), Genç Yetişkinler.

Mongolian consumer's perceptions, attitudes and preferences for foreign and domestic brands: The case of computer industry

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2012 Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı Moğolistanda bilgisayar satın alma konusunda tüketicilerin algı ve davranışlarında yerli ve yabancı ürünler arasında bir farlılık olup olmadığını ortaya koymaktır. Çalışmadaki değişkenler arasında bilgisayarların özellikleri ve bilgisayar kullancıların demografik özellikleri yer almaktadır. Ayrıca, köken ülke ve tüketicilerdeki kavimcilik etkileri incelenmektedir.Çalışmada Moğolistanın başkenti olan Ulan Baturda anket yöntemi ile toplanın birincil veriler kullanmıştır. Toplam 230 bilgisayar kullanıcısı anketlerı cevaplamıştır.Bulgular, yerli ve yabancı bilgisayar markalarına yönelik tüketici davranışlarının önemli ölçüde farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Tüketiciler tasarım, özel fonksiyonlar, esnek fiyat, iyi kalite, artı aksesuarlar, garanti politikası, marka ismi, promosyon ve resmi yazımlar bağlamında yerli Moğol (Mogul) bilgisayarlara karşı daha olumlu bir tutum sergilemektedirler. En önemli farklılık tüketicilerin yaşları ve tutumları arasında bulunmuştur.Moğol tüketicilerin görece tercih ettikleri bilgisayarlar Japonya, Amerika ve Kore'de üretilenlerdir. İlginç olan, diğer bilgisayar özeliklerine gore bilgisayarın üretildiği ülkenin tüketicinin karar vermesinde düşük öneme sahip olmasıdır. Tüketici kavmiyetciliği açısından ise yerli bilgisayar markalarıyla kavmiyetçilik arasında olumlu bir korelasyon varken; yabancı bilgisayar markalarıyla tüketici kavmiyetçiliği ve tutumları arasında olumsuz bir korelasyon tespit edilmiştir. Dahası, demografik değişkenlerin tüketici kavmiyetçiliği üzerinde etkisinin olmadığı görülmüştür.

Monokromatik yeşil ışık uyarımı ve in ovo vitamin e uygulamasının etlik piliçlerde embriyonik gelişim, civciv kalitesi ve çıkış özellikleri üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Ticari kanatlı üretiminde kuluçka performansı ve civciv kalitesi üretim maliyetininim yanı sıra verim üzerinde de belirleyici bir role sahip olup, sürdürülebilir üretimin ön koşuludur. Bugüne değin kuluçka performansı ve civciv kalitesini iyileştirmek adına çok sayıda araştırma yapılmış olup, son elli yılda bu alanda önemli kazanımlar elde edilmiştir. Sektördeki ortalama kuluçka randımanı %85-90, yaşama gücü ise %90-95 düzeyine ulaşmış olup, yeni araştırmalar ile teorik limitlere yaklaşılmıştır. İn ovo besleme ve monokromatik aydınlatma performans ve kalite artışı adına farklı yöntem ve teknolojileri başarıyla uygulamakta olan kuluçka sektörünün en yeni ve teknik uygulamalarından biri olup henüz ticari olarak uygulanan yöntemler değildir. 10 yılı aşkın süredir yapılan araştırmalarla test edilen bu yöntemlerin etki mekanizmaları iyi bilinmekle birlikte, her iki yöntemin birlikte kullanımına ilişkin olarak henüz yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada, monokromatik yeşil ışık uyarımı ve in ovo vitamin E uygulamasının etlik piliçlerde embriyonik gelişim, civciv kalitesi ve çıkış özellikleri üzerine etkileri incelenmiş olup, meta analizi yöntemine dayalı olarak 55 farklı deneysel araştırma makalesinden elde edilen verilerin karşılaştırmalı istatistiki analizi sonucunda ulaşılan bulgular güncel literatürler ışığında yorumlanmıştır. Monokromatik yeşil ışık uyarımı civciv ağırlığı ve kuluçka performansı bakımından gruplar arasında önemli bir değişim saptanamamış (P>0.05) ancak, çıkış zamanı önemli düzeyde azalmıştır (P<0.05). Benzer şekilde in ovo vitamin E uygulamasının civciv ağırlığı ve çıkış özellikleri üzerinde önemli bir etkisi saptanamamıştır (P>0.05). Elde edilen bulgular her iki yöntem ile de ticari olarak olumlu sayılabilecek ilerlemeler kaydedilmekle birlikte, elde edilen sonuçların bu yöntemlerin bilimsel olarak önerilmesi ve ticari olarak kullanımının yaygınlaşması adına yeterli olmadığını göstermiştir. Bu nedenle bu konudaki çalışmaların sürdürülmesi, özellikle de her iki yöntemin birlikte veya destekleyici diğer yöntemler ile birlikte test edilerek ikili veya üçlü interaksiyonlarının araştırılmasında yarar vardır.

Monotone iterative techniques for set valued differential equations in metric spaces

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Metrik uzaylarda verilmiş küme diferansiyel denklemleri incelemek için öncelikle gerekli araçları ve önemli koşılları sağlayan bazı öncelikli materyalleri veriyoruz, çünkü ilgili metrik uzay sonlu boyutlu uzayda tüm boşolmayan kompakt konveks kümelerden oluşur, bu yüzden küme diferansiyel denklemlerdeki gerekli teoremler ve tanımlara ihtiyacımız var. Metrik uzaylarda küme diferansiyel denklemler için monoton iterasyon tekniğin incelenmesi, karşılaştırma sonuçlarının, alt ve üst çözüm yöntemlerinin kullanılması, monoton iterasyon yöntemin üst ve alt çözüm yöntemlerinin bir sonucu olarak ortayı çıktığı bilinmektedir. Üst ve alt çözümlerin oluşturduğu kapalı ve sınırlı bir kümede verilen sürekli fonksiyonlar yani doğal denklemler, bu verilen fonksiyon iki veya üç farklı fonksiyonun kombinasyonu olarak verildiğinde bu monoton iterasyon tekniğinin bu tip denklemlere uygulanıp uygulanamayacağı ilğinç bir açık problem ola gelmiştir. Bu problem çözüldüğünde böylece özel durumlar olarak bilinen bazı sonuçları elde edebilir ve bazı yeni sonuçlar elde edebiliriz. Bu problemin çözümü mümkün olup ve cevabı da olumludur. Bu fikir monotone iterasyon yöntemine yeni bir bakış kazandırıyor ve yeni bir perspektif sunmuştur. Şimdiye kadar elde edilen sonuçları genelleştirip ve literatürde ki tek bir fonkosiyon için tüm sonuçları elde ettik. Elde edilen tüm sonuçlar burada göz önünde bulundurulduğunda çok özel ilgi alanları içerdiğini ve bu sayede dört ve sekiz tip üst ve alt çözümleri kullanılmıştır. Bu tezde, eşleşmiş alt ve üst çözümleri ele almakta ve eşleşmiş minimum ve maksimum çözümlere düzgün yakınsayan monoton fonksiyon dizi çiftleri elde edilmiştir.

Morfolin içerikli 1,2,4-triazollerde click reaksiyonu ile 1,2,3 triazollerin sentezi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Bu çalışmada ilk basamakta muhtelif hidrazin-1-karboksilat (53) tipi bileşiklerin ayrı ayrı 4- morfolin anilin (54) ile reaksiyonundan, 3-(alkil/aril)-4-(4-morfolino fenil)-2,4-dihidro-5H-1,2,4-triazol-5-on (55) tipi 5 adet orijinal bileşik sentezlenmiştir. Çalışmanın devamında (4-morfolino fenil)-2,4-dihidro-5H-1,2,4-triazol-5-on (55) genel yapısında bileşiklerin probargil bromür ile reaksiyonundan 3-(alkil/aril)-4-(4-morfolino fenil)-2-(prop-2-in-1-il)-2,4-dihidro-5H-1,2,4-triazol-5-on (56) genel yapısında 4 adet orjinal nitelikte 56 tipi asetilenik 1,2,4-triazol bileşikleri sentezlenmiştir. Çalışmada sonraki aşamasında 56 tipi asetilenik 1,2,4-triazollerin 4-klorobenzil azid ile katalizör eşliğindeki Click reaksiyonundan 2-((1-(4-klorobenzil)-1H-1,2,3-triazol-4-il)metil)-3-alkil/aril-4-(4-morfolino fenil)-2,4-dihidro-5H-1,2,4-triazol-5-on (57) yapısında 4 adet orjinal nitelikte 57 tipi 1,2,3-triazol türevi bileşik elde edilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise 56 tipi asetilenik 1,2,4-triazollerin 4-bromobenzil azid ile katalizör eşliğindeki Click reaksiyonundan 58 tipi bileşikler ile 4-bromobenzil azidin reaksiyonundan 2-((1-(4-bromobenzil)-1H-1,2,3-triazol-4-il)metil)-3-alkil/aril-4-(4-morfolino fenil)-2,4-dihidro-5H-1,2,4-triazol-5-on (58), genel formunda 3 adet orijinal nitelikte 58 tipi 1,2,3-triazol türevi bileşiğin sentezi gerçekleştirilmiştir.Sentezlenen bileşiklerin önemli oranda radikal süpürücü ve radikal oluşumunu engelleyici antioksidan özellik taşıdığı belirlenmiştir. Ayrıca sentezlenen bileşiklerin 13 farklı mikroorganizmaya karşı kayda değer antibaktarial ve antifungal aktiviteler ortaya koyduğu belirlenmiştir.Yeni bileşiklerin asetilkolin esteraz enzimi üzerinde önemli oranda inhibisyon özellik taşıdıkları gözlenmiştir. Çalışma kapsamında 16 adet orjinal bileşiğin yapı aydınlatılması IR, 1H-NMR, 13C-NMR (APT) ve LC-MS/MS kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

Moringa (moringa oleifera) bitkisinin farklı formlarının besin maddesi kompozisyonunun ve potansiyel yem değerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu tezin amacı alternatif protein kaynağı olarak önerilen moringa bitkisinin (Moringa oleifera) taze ve kuru otu (yaprak, sap, yaprak+sap) ile tohumunun besin maddesi kompozisyonunun ve potansiyel yem değerinin belirlenmesidir. Bu amaçla, moringa ilk çiçeklenme döneminden itibaren birer ay aralıkla 3 defa biçilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre moringa yaprağında ortalama olarak (%) taze halde kuru madde (TH_KM) 17.98 ile 30.92, KM'de organik madde (OM) 89.38 ile 89.70,ham kül (HK) 10.30 ile 10.62, ham protein (HP) 22.96 ile 39.30, ham yağ (HY) 4.86 ile 5.79, ham selüloz (HS) 5.68 ile 8.83, nitrojensiz öz maddeler (NÖM) 38.93 ile 51.96, nişasta 1.18 ile 2.16, şeker 12.34 ile 19.55 arasında, nötr deterjan lifi (NDF) 12.25 ile 16.46, asit deterjan lifi (ADF) 10.00 ile 11.80, asit deterjan lignin (ADL) 2.56 ile 5.03, hemiselüloz 0.45 ile 6.45 ve selüloz 6.76 ile 7.88 arasında değişmiştir. Bitkinin bu kısmı nispi yem değeri (NYD) dikkate alındığında en iyi kalite (458<NYD<606) sınıfında yer almaktadır. Ruminant hayvanlar için metabolik enerji (MER) 2859.53 ile 3077.42 kcal/kg KM, kanatlı hayvanlar için metabolik enerji (MEK) ise 1880.98 ile 2344.65 kcal/kg KM arasında değişmiştir. KM'de OM ve HK hariç incelenen parametrelerde biçimler arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar saptanmıştır (P<0.05). Moringa sapında ortalama olarak (%) TH_KM 18.26 ile 26.14, KM'de OM 89.70 ile 90.50, HK 9.50 ile 10.30, HP 9.76 ile 13.28, HY 1.79 ile 2.11, HS 32.71 ile 35.98, NÖM 38.82 ile 43.49, nişasta 1.78, şeker 7.45 ile 12.43 arasında, NDF 47.71 ile 53.10, ADF 39.62 ile 43.97, ADL 7.06 ile 8.16, hemiselüloz 8.10 ile 10.68 ve selüloz 32.56 ile 35.81 arasında değişmiştir. Bitkinin bu kısmı 2. ve 3. kalite NYD (96<NYD<113) sınıflarında olup MER 1626.14 ile 1729.90 kcal/kg KM, MEK ise 740.92 ile 996.65 kcal/kg KM arasında değişmiştir. Saptaki incelenen tüm parametrelerde biçimler arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar saptanmıştır (P<0.05). Moringa bitkisinin bütününde (yaprak + sap) ortalama olarak (%) TH_KM 22.98 ile 24.30, KM'de OM 89.67 ile 90.24, HK 9.76 ile 10.33, HP 17.28 ile 32.39, HY 3.40 ile 4.82, HS 14.16 ile 23.46, NÖM 38.58 ile 47.19, nişasta 1.77 ile 1.78, şeker 11.22 ile 19.32, NDF 22.23 ile 34.74, ADF 18.29 ile 27.36, ADL 3.54 ile 4.87, hemiselüloz 3.95 ile 7.38 ve selüloz 14.25 ile 22.49 arasında değişmiştir. Bu yem grubu en iyi kalite NYD (180<NYD<312) sınıfında olup MER 2192.86 ile 2678.12 Kcal/kg KM, MEK ise 1424.47 ile 1959.85 kcal/kg KM arasında değişmiştir. İncelenen parametrelerde biçimler arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar saptanmıştır (P<0.05). Moringa tohumunda ham besin madde içeriği ise ortalama olarak (%) KM 92.91 ve KM'de OM 96.16, HK 3.84, HP 36.26, HY 31.83, HS 20.93, NÖM 7.15, NDF 37.67, ADF 34.83, ADL 25.30, hemiselüloz 2.84 ve selüloz 9.53 bulunmuştur. Bitkinin bu kısmı NYD bakımından en iyi kalite ve 1. kalite (147<NYD<156) sınıfları arasında olup MER 3574.26 Kcal/kg KM, MEK ise 4101.34 kcal

Moringa stenopetala ekstrenin farmakolojik etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Moringa stenopetala çok amaçlı kullanımı olan bir bitki, yaygın olarak gıda desteği ve hipertansiyon, baş ağrısı, mide rahatsızlıkları, astım, diyabet ve sıtma gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisi için halk hekimliğinde kullanılmaktadır. Bu bitkinin en önemli kullanım alanlarından birisi de ağrı tedavisidir. Bu tez kapsamında, M.stenopetala yapraklarının %80 metanol ekstresinin analjezik etkisi ve etki mekanizmasının araştırılması amaçlanmıştır. Her iki cinsiyetten Swiss albino fareler rastgele onbir gruba ayrıldı. Negatif kontrol grubuna 0,1ml serum fizyolojik oral olarak verildi. Pozitif kontrol olarak Dipron (500mg/kg) kullanılırken, M. stenopetala yapraklarından elde edilen % 80 metanol ekstresi 50, 100 ve 200 mg/kg doz oral olarak uygulandı. Maddeler uygulanmadan önce ve uygulandıktan 45 dk. sonrasında fareler sıcak plaka, kuyruk daldırma ve asetik asit kıvranma testlerine tabi tutulmuştur. Analjezik etki mekanizmasını incelemek amacıyla, nalokson (opioid antagonisti, 5mg/kg, i.p.), ketanserin (5-HT2 reseptör antagonisti, 1mg/kg, i.p.) ve yohimbin (?2 reseptörü antagonisti, 1 mg/kg,i.p.) varlığında 100mg/kg M. stenopetala %80 metanol ekstresi uygulandı. M. stenopetala ekstresi tüm deneysel ağrı modellerinde önemli bir analjezik etki göstermiştir. Sıcak plaka ve kuyruk daldırma testlerinde analjezik etki mekanizmasını incelemek amacıyla uygulanan antagonistlerden ketanserin ve yohimbin varlığında analjezik etkinlikte anlamlı bir geri dönüş görülürken nalakson uygulamasında geri dönüş gözlenmemiştir. Kıvranma testinde ise nalakson ve yohimbin uygulaması yapılan gruplarda analjezik etki anlamlı düzeyde antagonize olmuştur. Bu tez kapsamında, oral uygulanan MSE'nin test edilen dozlarda hem periferik hem de santral antinosiseptif etkisi olduğu ortaya konmuştur. MSE'nin santral antinosiseptif etkisinde noradrenerjik ve serotonerjik yolakların anlamlı derecede rol oynadığı görülürken, opioderjik sistemin ise kısmen etkisi olduğu belirlenmiştir. Periferik antinosiseptif etkiyi belirlemek için kullanılan kıvranma testinde ise opioderjik ve noradrenerjik yolağın daha etkili olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak M. stenopetala bitkisi hem içerisindeki antinosiseptif etkisinde rol oynayan maddeler açısından değerlendirilebileceği hem de bu bitki daha ileri çalışmalarla ağrı tedavisinde kullanıma sunulabileceği düşünülmeketedir

Moriskolar: Bir arada yaşama projesinin başarısızlığı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Convivencia (Birlikte yaşama) Endülüs medeniyetinin barışçıl ve hoşgörülü ortamını tanımlamak için Endülüs tarihçileri tarafından kullanılan bir terimdir. Neredeyse sekiz yüzyıl boyunca Endülüs topraklarında değişik dinler, kültürler ve ırklar büyük sıkıntılara maruz kalmadan bir arada yaşamayı başarmışlar ve bu birlikte yaşama tecrübesi muhteşem bir medeniyet oluşturmuştur. Endülüs tarihinin çeşitli dönemlerinde ve özellikle de Reconquista hareketi tamamlandıktan sonraki dönemde bu hoşgörü anlayışı, siyasi maslahatlar uğruna yok edilmeye çalışılmıştır. Fakat sekiz yüzyıl süren bu tecrübe artık Endülüs halkınınkarakterinin bir parçası olmuş ve bu karakterin Müslüman hakimiyetinin sona ermesinden sonra bile belli kişilerde yaşamaya devam ettiği görülmüştür. Bu çalışmada, birlikte yaşama tecrübesinin, Endülüs"te doğuşunu, Reconquista esnasında onu devam ettirme teşebbüsleri ve Müslüman hakimiyetinden sonra bile, bu tecrübenin İspanyol halkında bıraktığı etkileri incelemeye çalışılmıştır. Sürgünle sonlandırılan Endülüs medeniyetinin yıkılışının ardından, İslam"a karşı Hıristiyan İspanya"nın izlediği hoşgörüsüz politikanın tarihi incelenmiş, bu arada, bu politikaya karşı çıkan, ancak tarihin unuttuğu bazı sesler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu sesler arasından, o dönemde en önemli ve etkili olanlar incelenmiş, özellikle Hıristiyan dünyasından Segovialı Yuhanna ve Müslüman dünyasından daİsa Gidelli"nin birlikte yaptıkları çalışmalar ve kaleme aldıkları eserler üzerinde durulmuştur. Segovialı Yuhanna ile İsa Gidelli"nin işbirliğinde hazırlanan eserler, „Birlikte Yaşama Tecrübesi"nin İspanyol halkında bıraktığı etkiden doğan ürünler olarak görülmektedir. Bu tezde adı geçen eserlerden özellikle ikisi detaylı bir şekilde incelenmiştir: „Kur"an Tercümesi" ve „Breviario Sunni".1 Bu iki esere dayanarak Yuhanna ve İsa"nın düşünceleri, beraber çalışma isteklerinin sebepleri ve hedefleri incelenmiştir.

Moritanya'da görsel kültür; etnografik bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Moritanya'da Görsel Kültür; Etnografik Bir Çalışma, özellikle Moritanya Bidan toplumunda Görme ve Görsellik sorularını inceleyen disiplinler arası bir çalışmadır. Buradaki Vizyon ve Görsellik, basit terimlerle Bidan kültürünün çeşitli pratik, sembolik ve estetik yollar için gözlerini bilinçli ve bilinçsiz şekillerde kullanması olarak tanımlanmaktadır. Bu terimde, çalışma Bidan'ın gözlerini kullandığı belirli yollarla ilgili farklı problematikleri inceliyor; 1. Gözün diğer duyu organlarının kullanımına kıyasla kullanımı, ağız ve kulak konuşma ve dinleme organları olarak. 2. Sözlü / gerçek ve görselliğin merkeziliği veya marjinalliği. 3. Görünen / görünmeyen dünyalarla ilgili efsanevi inançlar. 4. Özellikle sosyal ve tarihsel bağlamlarda, gözden saklanma ve göz için sergileme ikilemi. 5. İkonik ve resimsel temsilin sorunsallaştırılması ve bu yasağın Bidan göçebelerinin kültürel bağlamında ele alınış biçimi. 6. Estetik ve estetik değerler sorunu. Metodolojik olarak, çalışma çok disiplinli branşlar tarafından bilgilendirilmektedir. Çalışma, insan kültür etkinliklerinin dinamiklerine odaklanan konusunu ve teorik araçlarını Kültür ve Görsel Çalışmalardan alıyor. Çalışmanın disiplinler arası doğası, çalışmada ortaya çıkan sorunsalın uygun tarihsel, sosyal ve antropolojik bağlamlarda doğru bir şekilde analiz edilmesi için diğer disiplin araçlarının kapısını açar. Bu şekilde çalışma, tamamlayıcı analitik araçlar olarak antropoloji, sosyal teori, sözlü gelenek, etnografya, edebiyat teorisi, dilbilim analizi, arkeoloji ve sanat tarihini kullanır. Bu araçlar, bu çalışmanın metodolojik çerçevesine uyan en iyi teorik araçta her problematiği doğru bir şekilde analiz etmek için dinamik bir şekilde kullanılır.

Morphotectonic analysis of the East Anatolian fault zone (E. Turkey) using remote sensing techniques

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Arap-Anadolu levha sınırı boyunca gerçekleşen dönüşüm hareketi, büyük ve yıkıcı birçok depremi başlatan aktif tektonik yapı unsurlarından kaynaklanmaktadır. Bu tez, Akdeniz Bölgesi'ndeki ilginç ve aktif bölgelerden birini temsil eden Doğu Anadolu Fay (DAF) Zonu boyunca yüzey deformasyonunu analiz ederek fay zonu davranışını, deformasyon derecelerini anlamayı ve konu hakkındaki bilgimizi geliştirmeyi amaçlamaktadır. DAF, Türkiye'nin güneydoğusundaki Arap / Anadolu levha sınırını oluşturan ~ 400 km kadar uzanan, morfolojik olarak ayrı ve sismik olarak aktif bir sol yanal doğrultu atımlı faydır. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) konjugatıyla birlikte, DAF, Anadolu levhalarının Arap / Avrasya çarpışma bölgesinden batıya kaçışına yardımcı olur. Bu bağlamda, en önemli tektonik jeomorfoloji indekslerini inceleyerek ve Arap-Anadolu tabakalı deformasyon zonu içinde farklı uydu görüntülerini analiz ederek, ana Doğu Anadolu Fayı ve buna bağlı gelişen ikincil Adıyaman Fayı (AdF) boyunca farklı göreceli tektonik seviyeler ve jeolojik sapmalar gözlemlenmiştir. Bu tez, Türkiye'deki tektonik jeomorfoloji ve uzaktan algılama uygulamalarının Türkiye'deki etkin doğrultu atımlı Fay Zonu bölgeleri boyunca katkısını vurgulamaktadır. Çalışmanın ana kısmı DAF boyunca morfotektonik indeksler üzerinde odaklanmıştır. ASTER uydu görüntüleri incelenerek gözlemlenen DAF'ının Erkenek Segment'i boyunca oluşan jeolojik atımlar incelenip AdF'nin göreceli tektonik etkinliği değerlendirilmiş ve AdF boyunca Landsat 8 ile jeolojik ve tektonik haritalama yapılmıştır. Bu tezdeki yöntemler iki bölüme ayrılmıştır; Birinci kısımda, tektonik jeomorfolojik uygulamaların öneminden ve bu uygulamaların gün bazından milyonlarca yıl arasında değişen zaman ölçeklerde, araziyi şekillendiren tektonik ve yüzey süreçleri arasındaki etkileşimi incelemek için çok yararlı bir araç olduğundan bahsedilmektedir. Ayrıca, çalışma bölgesi boyunca tektonik aktiviteyi değerlendirmek için kullanılan en etkili morfotektonik indeksleri (örn. Dağ cephesi Sinuositesi; vadi taban yüksekliği ile vadi tabanı; Hipometrik analiz) incelemiştir. İkinci bölüm, jeoloji ve tektonikte uzaktan algılama tekniklerinin uygulanması ve tekniklerin farklı tektonik özellikleri değerlendirmek ve yapısal elemanları herhangi bir aktif bölge boyunca izlemek için nasıl büyük bir güce sahip olduğunu kısaca anlatmaktadır. Ayrıca, bu çalışmada kullandığımız revize edilmiş farklı yöntemler (örn. Bant Oranı Kompozit ve Minimum Gürültü Kesir Analizi) ile farklı uydu verilerinin (ASTER ve Landsat 8 (OLI)) karakteristik özelliklerini sunmaktadır. Doğu Anadolu Fayı boyunca yer alan morfotektonik özellikler ilk kez incelenmiş olunup arazinin doğasının gelişimi, tektonik aktivite ve fay evrimi ile ilgili varyasyonların daha iyi anlaşılmasına yönelik öngörüler elde edilmiştir. Sayısal yükseklik modellerinden çeşitli jeomorfik indeksler, yani dağ ön sinüsleri, vadi-boy oranına vadi genişliği, akış uzunluğu-gradyan indeksi, havza asimetri faktörü, drenaj

Morse potansiyeli içinde etkileşen n elekronlu kuantum nokta yapıların taban durum özelliklerinin sınırlandırma şiddetine bağlı olarak değişiminin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Genel Fizik Bilim Dalı
Bu çalışmada, Morse potansiyelinde (V(r)=V0 ?(1-e(-br))?2, V_0 ve b sabitler) sınırlandırılmış etkileşen çok sayıda elektron içeren kuantum nokta (KN) sisteminin, elektron yoğunluğu, kimyasal potansiyel, kinetik ve Hartree enerjisi vs. gibi taban durum özellikleri, V_0ve b sınır parametrelerine bağlı olarak araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle T=0 K'de Morse potansiyelinde sınırlandırılmış Coulomb potansiyeli ile etkileşen iki boyutlu elektron gazı için elektron yoğunluğu Fermi-Dirac fonksiyonları kullanılarak ifade edilmiştir. Daha sonra yoğunluk ifadesi Poisson denklemi ile birleştirilerek etkileşen sistem için Thomas-Fermi denklemi elde edilmiştir. Thomas-Fermi denkleminin çözümü nümerik olarak gerçekleştirilmiştir. Elektron etkileşiminin, sistemin taban durum özellikleri üzerindeki etkisi, nümerik işlemde Ve=0 alınarak belirlenmiştir. Sonuçlar etkileşmeyen (V_e=0 ) durum sonuçları ile karşılaştırıldığında sınırlandırma potansiyelinin derinlik ve eğriliğinin elektron etkileşimlerinin şiddetini ve dolayısı ile tüm sistem özelliklerini önemli ölçüde değiştirdiği sonucuna varılmıştır.