Thesis Search




SEARCH RESULTS

Mozaik kentin belleğini okumak – Üsküp örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Mimari Tasarım Sorunları Bilim Dalı
20. yüzyıl boyunca şehirler büyük dönüşümlere tanık olmuş, bu dönüşümlerin en önemlilerinden bir tanesi de mekânsal değişimlerdir. Bu dönüşüm zamanları eskinin yeni bir kimlik ve bellek ile değiştirilmesi gereken zamanlardı. Geçmiş artık arzu edilen bir şey değildi ve silinmesi gerekiyordu, bu nedenle yeni bellek mekanları yaratıldı. Bu uygulamalar zamanın ideolojik düşüncesini, yerin ekonomik koşullarını ve evrensel mekansal eğilimleri yansıtıyordu. Ancak, sonuçlar mimaride ve mekanda gözlemlendi. Zamanın önemli bir adımı, yeni fikri yansıtan şehir planlarının oluşturulmasıydı. Yeni planlar, yaratılan parçalanmış veya kesintiye uğramış mekanların bir sonucu olarak yeni uygulamaları teşvik ediyordu. Bunlar bölmeler, parçalar veya mekansal mozaikler olarak adlandırıldı. Üsküp, son yüzyıl boyunca ciddi mekansal değişiklikler, yeni bellek yaratımları ve tabula rasa olarak nitelendirebileceğimiz sistemlerden geçmektedir. Tüm dönüşümler sadece mekanı değil, insanların hayatını ve mekan algısını da etkilemektedir. Ancak Üsküp'teki mekânsal evrimin kırılma noktası, komünist rejimin olumladığı kentsel akımlara ve sosyalist fikirlere dayalı yeni bir kent inşa etmek için bir fırsat olarak görülen 1963 depremi olarak kabul edilmektedir. Böylece yeni bir kent çekirdeği planlandı ve kısa süre sonra eski kent gelişimi yeni çekirdekten ayrıldı. Sonuç olarak, Üsküp'ün merkezi, mekansal bir mozaik, farklı bölgelerin bileşimi veya farklılaşan mekanlar olarak algılandı. Bu mozaik mekanların her biri farklı bir yaratılış zamanını, ideolojiyi ve mimari biçimi, ama hepsinden önemlisi farklı bir mekan belleğini yansıtmaktadır. Üsküp'teki mekansal dönüşümlerin güncel ve tartışılan bir konu olmasından hareketle, yine de mozaik mekanların oluşumu gözlemleme ihtiyacı hissedilmektedir. Bu nedenle bu tez, mozaik mekân ve kent belleği kavramlarına ışık tutmayı, bunları Üsküp örneğinde ilişkilendirmeyi ve analiz etmeyi amaçlamaktadır. Her şeyden önce Üsküp'ün mekansal belleğini; mekan, zaman ve bellek yardımıyla okumak amaçlanmıştır. Sonuç olarak, mekanın biçimsel okuması Üsküp'teki mekansal mozaiklerin ortaya çıkışını, çözülüşünü ve gelecekteki evrimini anlamaya yardımcı olmuştur. Ayrıca önerilen okuma yönteminin heterojen mekanları ve bu tür gelişmelerin arkasındaki nedeni anlamak için iyi bir model olduğu düşünülmektedir. Çalışma, Üsküp'ün mekansal oluşumu için önemli bir zaman olarak kabul edilen 20. yüzyılın başından günümüze kadar olan dönemi ele almaktadır. 20.yy. dönemin ilk bölümüne odaklansa da yine de Üsküp kent hafızası oluşumu olarak adlandırılan Skupi yerleşiminden itibaren Üsküp mekansal oluşumunu incelemektedir. Öte yandan Üsküp'ün o dönemdeki tarihi gelişimi Balkanlar'daki çoğu şehirle benzerlik göstermektedir. Bu, Balkanların veya daha özel olarak Yugoslav Federasyonunun bir parçası olan şehirlerdeki kentsel sorunları anlamaya yardımcı olur. Bu tezde üç önemli konu bulunmaktadır: Tezin ikinci bölümünde incelenen kentsel bellek, üçüncü bölümde Üsküp şeh

Mozambik muhasebe sisteminin Türk muhasebe sistemi ile karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Ekonomik küreselleşmeyle birlikte birçok şirket menkul kıymetler borsasında menkul kıymet almak, satmak veya diğer ülkelere yerleşmek için uluslararası piyasaya erişmek istemektedir. Bu gerçeklikle karşı karşıya kalan işletmeler muhasebe ve muhasebe uygulamaları arasındaki farkların üstesinden gelme ihtiyacı duymaktadır. Bu ihtiyaç göz önüne alındığında, UMSK, muhasebe uygulamasından kaynaklanan uluslararası farklılıkları en aza indirmek amacıyla UMS ve UFRS olarak adlandırılan bir dizi standart yayınlanmıştır. UFRS, dünyada birçok ülkede genel kabul görmüş finansal raporlama sistemidir. Türkiye'de muhasebe sisteminin gelişimiyle ilgili olarak birçok kurum ve kuruluş faaliyette bulunmaktadır. Muhasebe teori ve uygulama yönleri itibari ile Türkiye'de başlıca iki aşamadan geçmiştir. Fransız mevzuatı ve Alman mevzuatıdır. Kuşkusuz bununla ilgili olarak en önemli gelişme 01.01.1994 yılında uygulamaya başlanan Tekdüzen Hesap Planı, Sermaye Piyasası Kanununu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na bağlı olan bankalar hariç finansal tabloları belirlenen standartlara göre hazırlamaları ve Kamu Gözetimi Kurumu'nun belirlediği finansal raporlama standartlarının kullanılmasıdır. Mozambik'te, ulusal bağımsızlık ilanından (1975) dokuz (9) yıl sonra ortaya çıkmış ve özel şirketler tarafından kullanılması zorunlu muhasebe sistemi ile ilk adım 1984'te atılmıştır. Mozambik'te muhasebenin evrimi üç farklı aşamadan geçmiştir. İkinci aşamadaki en önemli gelişim 2009 yılında gerçekleştirilmiştir. Sermaye Piyasası'nın geliştirilmesi ve yabancı borsalara entegre olma ilgisi ile Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına dayalı yeni bir yasa oluşturulmuştur. Bu çalışma, Mozambik ve Türkiye'de uygulanan muhasebe sistemlerinin temel hatlarını analiz etme ve karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte, her iki ülkenin tarihi, muhasebe sistemin yasal çerçevesi, belge ve kayıt düzenin oluşturulması, hesap planı, finansal tablolar, muhasebe mesleği ve muhasebe standartları araştırılmış, karşılaştırılarak analiz edilmiş ve sonrasında ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir.

Mozambik tilapia (Oreochromis mossambicus) balıklarında cinsiyet manipülasyonları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Bu çalışmada, Mozambik Tilapiası (Oreochromis mossambicus. Peters, 1852) türünde genel olarak cinsiyet oluşumunu kontrol eden faktörlerin tespiti ve süper erkek damızlık üretimi için hem dişileştirilmiş erkek (neodişi) balıkların eldesi hem de dişileştirme ile ilgili doğru hormon miktarı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun için, 2 günlük larvalar 45 gün boyunca 28, 30, 32, 34 ve 36 °C'de yetiştirilmiş ve deneme sonunda cinsiyet kontrolleri yapılmıştır. Balıkların büyüme performansı (canlı ağırlık, boy uzunluğu), kondisyon faktörü, yemden yararlanma oranı ve gonad gelişimi bakımından 34 oC'ye kadar artan su sıcaklığının pozitif etkisi tespit edilmiştir. Buna karşılık yaşama oranının yüksek sıcaklıklarda düşme eğilimi gösterdiği saptanmıştır. En yüksek erkek birey oranı (% 86,67) 36 oC su sıcaklığında saptanmış olup, diğer su sıcaklıklarındaki oranlar birbirinden farklı olmayan sonuçları göstermiştir (p= 0,034 ve ?= 0,05). Araştırmanın ikinci bölümünde, 45 gün boyunca farklı 17ß Estradiol (E2) oranları (50, 100, 150 ve 200 mg/kg) pelet yeme karıştırılarak, bu dozların yine gelişim ve cinsiyet dönüşümüne olan etkileri incelenmiştir. Hormonlu yem ile beslenen balıkların tamamının yem tüketimi ve gelişim parametreleri açısından daha zayıf sonuçlar verdiği saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar cinsiyet dönüşümünde yeme tüm oranlarda hormon katılabileceğini gösterse de en yüksek cinsiyet dönüşüm oranı 150 ve 200 mg/kg uygulama dozunda tespit edilmiştir. Yapılan analizler göstermiştir ki, dişi birey oranı tüm uygulama gruplarında kontrol grubuna oranla anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p değeri= 0,04 ve ?=0,05). Ancak yüksek dozların balıklar üzerinde meydana getireceği olumsuz etkiler göz önüne alındığında uygulama dozunun daha düşük oranlarda yapılmasının daha anlamlı olacağı kanısına varılmıştır. Çalışmanın son bölümünde, YY süper erkek bireylerin eldesi çalışılmıştır. Bu kapsamda dişileştirilmiş bireylerin normal erkeklerle çaprazlanması ardından dişi birey başına elde edilen en fazla yavru sayısı 27 adet olup 100 mg/kg hormonlu yemle beslenen balıkların çiftleştirilmesinden elde edilmiştir. Çaprazlama sonucu elde edilen yavruların erkek birey oranı ise %40-60 arasında değişim göstermiştir.

Mozambik'te uluslararası yardımın rolü: Devlet-donör ilişkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Afrika Çalışmaları Bilim Dalı
Uluslararası yardımların Mozambik için önemli bir rolü bulunmaktadır. Yardımlar, savaş sonrası ortamda ülkeyi ayakta tutmuştur ve hâlen de devlet bütçesinin temel kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Esasında yardım akışını sürdürmek amacıyla Mozambik hükümeti donörlere, ülkede kendi stratejilerini tatbik etme imkânı vermiştir. Bununla birlikte büyük miktarda yardım transferleriyle geçen onlarca yıldan sonra bile ülke hâlâ aşırı derecede yoksuldur ve yüksek büyüme oranlarına rağmen ülkenin dış yardımlara bağımlılığı sona ermemiştir. Bu tezde devlet-donör ilişkisi, donörlerin güçlü nüfuzu ve hükümetin yardımlara bağımlılığıyla birlikte değerlendirilmiştir. Dış yardımlar, yıkıcı bir iç savaşın ardından Mozambik için faydalı olmaktadır ve ülkenin kalkınmasını sağlamak amacıyla yıllar boyunca da devam etmiştir. Ancak bunun yanısıra, dış yardımların hükümetin planlama ve yönetimini parçalayan, devleti zayıflatan ve yoksulluğun azaltılması yönünde beklenen başarıyı sağlayamayan yıkıcı yan etkiler de doğurmuş olduğu öne sürülmektedir.

Muhaceretteki Azerbaycan Türklerinin faaliyetleri ve Promete Hareketi (1920-1941)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Genel Türk Tarihi Bilim Dalı
28 Mayıs 1918 tarihinde istiklâliyetini ilan etmiş Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 27 Nisan 1920'de Rus 11. Kızıl Ordu tarafından işgal edilerek bağımsızlığına son verildi. Azerbaycan siyasi aydınları muhacir olarak vatandan uzakta mücadele etmek mecburiyetinde kaldı. İstiklâle yeniden kavuşmak için hem Türkiye'de, hem de Avrupa'da millî merkezler oluşturan muhacirler Sovyetlerin gerçek yüzünü dünya kamuoyuna tanıtmak için faaliyetlerde bulunarak hatta diğer esir milletlerle birlikde mücadelelerini devam ettirmişlerdir. Sovyet karşıtı güçlerin birliği olan Promete Hareketi'nin oluşmasında öncül rol oynayarak Kafkasya Konfederasyonu'nun kurulması gibi önemli başarı elde etmişlerdir. 'Muhaceretteki Azerbaycan Türkleri'nin Faaliyetleri ve Promete Hareketi (1920-1941)' konulu bu çalışmanın amacı, siyasi muhacirlerin sadece Türkiye faaliyetlerini değil, aynı zamanda Avrupa'daki faaliyetlerini de ele almak, Türkiye ve Avrupa merkezlerinin birlikte faaliyetleri tarihini ortaya koymaktır. Aynı zamanda Azerbaycan siyasi muhacirleri'nin Sovyet karşıtı hareket olan Promete Hareketi'nin kurulmasındaki faaliyetlerinden bahsederek gelecek çalışmalar için önemini göstermekten ibarettir. Çalışmamız, 27 Nisan 1920 tarihinde Sovyet işgalinden sonra bağımsızlığını kaybetmiş Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurucularının yurt dışında faaliyetleri, Sovyet karşıtı güçlerle işbirliği yapılması ve ortak düşmana karşı birlikte hareket edilmesi için oluşturulan siyasi kurum, birlik ve basın faaliyetlerinde Azerbaycan siyasi muhacereti'nin başarısından ve kendisini her şeyden önce Ruslara karşı olmakta tanımlayan Promete Hareketi'nde yer alarak mücadelelerini devam ettirmesi tarihini kapsamaktadır. Çalışmamız, belgesel-tarihsel araştırma yöntemi, yani konuyla ilgili kütüphane, arşiv, belge vb. kaynaklardan derlenen verilere dayanarak ele alınmıştır.

Muhammed b. İbrahim el-Hasiri'nin el-Havi fi'l-Fetava adlı eserinin Muamelat bölümünün tahkik ve tahlili

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu araştırma Arapça ve Türkçe olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Tezin Arapça kısmı el-Hâvî fi'l-fetâva'nın tahkikinden oluşmaktadır. Türkçe kısım bir giriş, iki bölüm ve sonuç kısımlarından oluşmaktadır. Giriş kısmından sonra birinci bölümde Hasîrî'nin eseri öncesinde yazılmış fetva ve nevazil türü eserler hakkında bilgi verilmek suretiyle Hasîrî'nin eserinin fetva ve nevâzil literatürü içindeki yerinin belirlenmesine çalışılmış ayrıca birçok âlim gibi Hâsirî'nin de yetiştiği bir coğrafya olması sebebiyle Mâverâünnehir bölgesinin genel özellikleri ve tarihinden kısaca bahsedilmiştir. İkinci bölümde Hasîrî'nin hayatından söz edildikten sonra araştırmaya konu olan el-Hâvi fi'l-Fetâvâ adlı eserin ele alınmış ve müellifin fetva seçimindeki yöntemine ışık tutacak bazı örnek fetvaların tahlili yapılmıştır. Çalışmanın genel amacı hicrî V.yüzyıl Mâveraünnehir Hanefî fıkhında önemli bir yere sahip olan Ebubekir el-Hasîrî'nin, fetva literatürü arasında müstesna bir yere sahip olan el-Havî fi'l-fetâva adlı eserinin muamelat bölümünün edisyon kritiğini (tahkiki) yaparak ilim dünyasına kazandırmak ve tahkik edilen bölümün tahlilini yapmak suretiyle Mâveraünnehir Hanefî fıkıh literatürünün genel yapısı hakkında bazı tespitlerde bulunmaktır. Edisyon kritik ile daha önce yayınlanmamış olan eserin ilim dünyasına kazandırılması ve eserde yer alan ancak günümüze gelmemiş olan fetva literatürü hakkında bölge ve döneme ilişkin önemli bir veri tabanı sunmayı amaçladık. Çalışmanın tahlil bölümünde ise hem Hanefî fıkıh literatürü hem de el-Hâvî adlı eserde yer alan fetvaların seçiminde dikkate alınan hususlar öne çıkarılmaya çalışılmıştır. Eserin edisyon kritiğinde Türkiye'de bulunan yazma nüshaları esas alınmış, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi'nin (İSAM) belirlediği tahkik yöntemine uyulmuştur. Hâsîrî'nin eseri Hanefî fetâvâ literatürü alanında çok farklı kaynaklardan yararlanarak telif edilmiş olduğundan zengin bir içeriğe sahip oluğunu tespit ettik.

Muhammed bin Abdu's-Sabur Hoyi, Hulasay-i Abbasi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2010 Eski Türk Dili Bilim Dalı
XIX. yüzyılın başında Doğu Türk yazı dili sahasında kaleme alınmış Çağatayca-Farsça olan bu eseri, müstensihlerden kaynaklanan yanlışlıkların düzeltilmesi, eserin bilim âlemine tanıtılması ve bu saha ile ilgili yapılan çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla yüksek lisans tezi olarak hazırladım.Yüksek Lisans tezimize konu olarak seçtiğimiz Muhammed bin Abdu's-Sabûr-ı Hoyî'nin Hulâsa-i Abbâsî adlı eseri, XIX asrın başlarında kaleme alınmış olmakla birlikte o dönemde yazılan sözlükler arasında önemli bir yere sahiptir.Ben, eseri Farsçadan Türkiye Türkçesine çevirisini yaparak, dizinini hazırladım ve imla özelliklerini inceledim.?Giriş? kısmında eserin yazarı Muhammed bin Abdu's-Sabûrı Hoyî ve diğer eserleri hakkında bilgi verilmiştir Yaptığımız çalışma ?Giriş?ten sonra ?İnceleme?, ?Metin? ve ?Dizin? olmak üzere üç bölümden ibarettir.Birinci bölümde eserin imla özellikleri incelenmiştir, ikinci bölüm eserin çeviri metnini içermekte ve üçüncü bölüm ise eserin gramatikal ?Dizin?ini oluşturmaktadır.Çalışmanın son kısmında ise tezi hazırlarken faydalandığımız kaynak eserler verilmiştir.

Muhammed ed-Debbağ es-Sîvâsî'nin Zâdu'l-Mutezevvicîn fî Zuhri'l- Muteehhilîn adlı eserinin tahkîki

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Arapça 2019 Diğer
İbadetler fıkhın en önemli konularındandır ve onlardan öyleleri vardır ki, ancak temizlik ile geçerli olurlar. Temizlik konusunun en detaylı anlatılan hükümleri kadınlara mahsus meseleleridir. Bunun sebeplerinden biri hamilelik ve doğum görevinin kadına verilmiş olmasıdır ki, bu durum onun yapısında ceninin yerleştiği ve kanından beslendiği rahim gibi bazı özelliklere sahip olmasını gerektirmiştir. Anne olabilecek hayat sürecinde rahim sahibi olmasının tabii bir sonucu olarak bazı günlerde kadının tenasül organından gelen bir kan görülür; diğer günlerde görülmez. Görülen kan üç çeşittir. Birincisi periyodik olarak görülen kandır ki, o hayızdır. İkincisi doğumdan sonra görülen kandır ki, o nifastır. Bu iki kan çeşidi kadın için normal sayılır. Üçüncüsü ise, bir hastalık olarak kabul edilir ki, o da istihâzedir. Kadının kan görmediği durumlar temizlik sayılır. Bu da sahih temizlik veya fasit temizlik olmak üzere ikiye ayrılır. Yukarda zikredilen durumlar ve kadının gördüğü her bir kan çeşidi için özel fıkhi hükümler vardır. Bu hükümler fakihler tarafından detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Birgivî'nin Zuhru'l-muteehhilîn adlı risâlesi ve bu risâle üzerine Muhammed ed-Debbâğ es-Sîvâsî tarafından yapılan Zâdu'l-mutezevvicîn fî Zuhri'l-muteehhilîn adlı şerh çalışması da anılan hükümleri inceleyen önemli eserlerden biridir.

Muhammed el-Emîn Diaby'nin şiirinde züht

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı
Bu çalışmada, Afrika sahra altı bölgesinde şiirlerini Arapça ile kaleme alan bir şairin hayatı, eserleri ve şiirlerinde yer alan züht kavramı, yapısalcılık yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Afrika sahra altı bölgesinde şiirlerini Arapça ile kaleme alan şairlerin şiirlerinde züht kavramına genel bir bakışın incelendiği bu çalışmada bölge şairlerinin züht şiirlerinin çoğunun, vaaz ve öğüt şeklinde olduğu saptanmıştır. Tezimize konu aldığımız şair Muhammed el-Emîn Diaby'in ise bu şairlerden farklı olarak zühdün genel anlamından (bir şeye rağbet etmemek) hareketle, bu kavramın çeşitli aşamalarına değinmiştir. Şairin zühde yönelme nedenlerine bakıldığında her ne kadar hayatın değişkenliklerinden çektiği zorlukların ön plana çıktığı görülse de aslında masivadan uzaklaşma arzusu başta yer almaktadır. Bu da sadece dini sebeplerden meydana gelmeyen felsefi züht kavramı ile açıklanmaktadır. Diaby'in şiirselliğinin incelendiği çalışma şairi Arapça şiir yazan bölge şairlerinin listesine eklemiştir.

Muhammed el-Mâlikî'nin hayatı, eserleri ve tasavvufî görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Tasavvuf Bilim Dalı
Muhammed el-Mâlikî (1946-2004) XXI asrın başlarında yaşamış sufilerden biri olup birçok tarikatten icazet almış bir zattır. Daha küçük yaşındayken dinî eğitimini babasından almış. Ondan sonra Felâh ve Savletiye medreselerinde şerî ilimleri okumaya başlamış. Bu medreselerden mezun olduktan sonra doktora yapmak için Mısır'daki el-Ezher üniversitesine gitmiştir. Onun doktora tezinin konusu el-Muvatta ve inâyetu'l-Ümmeti bihi . dir. Seyyit Muhammed b. Alevî hazretlerinin babası Mekke'nin en büyük ve saygın âlimlerindendi. Hayatta iken hem Mekke Müftülüğü hem de Haremi Şerifte müderrislik görevini de yürüten Seyyid Alevî b. Abbas el-Maliki, yine dönemin tanınmış tasavvuf büyüklerindendi. Bu âilenin Mâlikî lakabıyla isimlendirilmesinin sebebine gelince, dedelerimden birisi Şerif Avn'i-Refîk Paşa'nın döneminde Mâlikî mezhebinin önemli fetva kürsüsüne geldiğinden beri bu âile Mâlikî lakabıyla anılmaya başlamıştır. Mekke'deki ilmi çalışmaları sırasında yine pek çok ülkeye ziyaretler yapmış, Kanada'dan, Endonezya'ya, Türkî Cumhuriyetlere, Bangladeş Pakistan, Kenya, Türkiye ve Yemen'e kadar birçok ülkeye gitmiş oralarda talebeleri, müritleri ve sevenleri ile birlikte olmuş, bu ülkelerde okullar ve medreseler açmıştır.Talebelerinin birçoğu Endonezyalıdırlar. Muhammed el-Mâlikî dönemin ehli-sünnet müdâfîsi olmuştur. Onun kaleme almış olduğu eserlerini birçok değişik dillere tercüme edilmiştir. Özellikle Mefâhim yecibü en tusehhah ve fehmu'n-Nusûs fî mencehi's-Selef adlı iki eseri birçok Ehl-i sünnet âlimleri tarafından rağbet kazanmıştır. Anahtar Kelimeler: Muhammed el-Mâlikî, Tasavvuf, Mefâhim ve Ehl-i Sünnet.

Muhammed Nurullâh Seyda El-Cezerî hayatı, eserleri ve fikirleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2012 Tasavvuf Tarihi Bilim Dalı
Bu tezde Güneydoğu Anadolu'da yetişen Nakşibendi şeyhi Muhammed Nurullah Seydâ el-Cezerî hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Tez bir giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde Cizre'nin coğrafi yeri ve özellikleri, ayrıca Cizre'de yetişen büyük ãlimlerin bazıları hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde Şeyh Muhammed Nurullah Seydã'nın doğumu, çocukluğu, evliliği, tahsili hayatı, mürşidi, üstadları, mürîdleri, kerãmetleri, sosyal faaliyetleri, irşãd davetleri, İslãm'a olan hizmetleri, ibadet yönleri, ahlakî özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde Nurullah Seydã'nın eserleri tanıtılıp fikirleri hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümünde tasavvufî, felsefî, mantıkî, tarihî görüşleri üzerinde durulmuştur.Anahtar Sözcükler: Cizre, Nakşibendi Tarikatı, Şeyh, Dergâh, Tasavvuf.

Muhammed Taki Karakoyunlu Ferheng-i Türki: Mukaddime ve Bab-ı Elif (1r-124r)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Muhammed Taki Karakoyunlu tarafından 18. yüzyılın ilk yarısında, Hindistan sahasında kaleme alınmış olan Ferheng-i Türki, Türkçe-Farsça iki dilli sözlüktür. Beş Türk lehçesinin dillik malzemesinin yanı sıra çok miktarda bilinmeyen ya da az bilinen Farsça sözcük ve ibareleri de içerdiğinden eserin genelde dil bilimi özelde Türklük bilimi için önemi ve değeri ortadadır. Eserin şimdiye değin bir nüshası tespit edilmiştir. Doğu ve Batı Türk yazım geleneğinin bir arada kullanılarak Turan, Kaşkar, Özbek, Rum ve Irak Türkçelerinin söz varlığını içeren Ferheng-i Türki, Türk olmayanlara veya Türkçeyi unutanlara Türkçeyi öğretmek maksadıyla hazırlanmıştır. Ferheng-i Türki adlı eserin mukaddime ve ünlüyle başlayan sözcükler kısmının incelenmesine konu olan tezimiz beş bölümden oluşmuştur. Giriş bölümünde tezin genel çerçevesi çizilerek kullanılan yöntem belirtilmiştir. Birinci Bölümde, Türklerin Hindistan'daki tarihsel konumu belirlenmeye çalışılmış, özellikle 18. yüzyıl Hindistan sahasının genel siyasi ve kültürel durumu üzerinde durularak, Hindistan'da cereyan eden Türkçe edebî faaliyetler anlatılmıştır. İkinci Bölümde eserin adı, tertibi ve yapısıyla birlikte, sözlükte kullanılan dil bilgisel ve dil ile ilgili terimler ele alınarak, Ferheng-i Türki'den hareketle Karakoyunlu'nun bilgisine değinilmiştir. Üçüncü Bölüm, Ferheng-i Türki'nin ses bilgisi özelliklerine ayrılmıştır. Bu bölümde, Ferheng-i Türki'nin Türkçe malzemesi ses-yazım ilişkisi ve ses bilgisi özellikleri bakımında tarihsel ve karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Dördüncü Bölüm, FT'nin mukaddime ve ünlüler kısmının çevirisidir. Burada Türkçe malzemenin yazı çevrimi yanında özgün yazılışları ve Farsça karşılıkları da belirtilmiş, Farsça kısmın Türkiye Türkçesine çevirisi yapılmıştır. Açıklanması gerekli görülen sözcükler dipnotlar hâlinde incelenmeye çalışılmıştır. Yazarın yanlış yazım ve çevirileri ile gövde metin dışında yazılı sözcük ve ibarelere de dipnotlarda dikkat çekilmiştir. Tezin Beşinci Bölümü dizinlere ayrılmıştır. İlk dizin, Türkçe malzemenin yazma sırasına göre hazırlanmış dizinidir. İkinci dizinde ise, Türkçe malzemenin alfabetik sıraya göre gramatikal dizini verilmiştir. Anahtar Sözcükler: Türk Sözlükçülüğü, Türkçe-Farsça iki dilli sözlükler, Hindistan Sahasında yazılmış Türkçe sözlükler, Ferheng-i Türkì, Muóammed Taúì Úaraúoyunlu.

Muhammedoğlu Sabir'in Kerkük'ün Müntehab Horyatları adlı eserinden hareketle standart Türkiye türkçesi ile Kerkük ağzı karşılaştırmalı ses ve şekil bilgisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Türk Dili Bilim Dalı
YÜKSEK LİSANS TEZİ MUHAMMEDOĞLU SABIR'IN KERKÜK'ÜN MÜNTEHAB HORYATLARI ADLI ESERİNDEN HAREKETLE STANDART TÜRKİYE TÜRKÇESİ İLE KERKÜK AĞZI KARŞILAŞTIRMALI SES VE ŞEKİL BİLGİSİ Zainab Adnan RİDHA Tez Danışmanı: Prof. Dr. Kazım KÖKTEKİN 2019, 245 sayfa Jüri: Prof. Dr. Kazım KÖKTEKİN Jüri: Prof. Dr. Muharrem DAŞDEMİR Jüri: Doç. Dr. Yusuf Ziya SÜMBÜLLÜ Kerkük Hoyratlarının derlendiği en eski eser olan Kerküklü Büyük Hafız Molla Mehmedoğlu Sabır tarafından kaleme alınan Kerkük'ün Müntehab Horyatları kitabını dört bölümde inceledik. Giriş kısmında Irak Türkmenlerinin tarihçesi, edebiyatları ve hoyrat geleneklerinden bahsederken, Muhammedoğlu Sabır'ın hayatı ve Kerkük'ün Müntehab Horyatları eseriyle ilgili bilgilere yer verilmiştir. Birinci bölümde Kerkük'ün Müntehab Horyatları kitabından hareketle ses bilgisi incelemesi yapılmıştır. İkinci bölümde Kerkük'ün Müntehab Horyatlarından örnekler verilerek şekil bilgisi incelemesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde üç ciltten oluşan Arap harfleriyle yazılmış 1233 hoyratın yer aldığı eserin çeviri yazısı yer almıştır. Dördüncü bölümde Kerkük'ün Müntehab Horyatları eserinde geçen yabancı kelimelerin Türkçe anlamları verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kerkük, Kerkük'ün Müntehab Horyatları, ses bilgisi, şekil bilgisi, Irak Türkmenleri.

Muharrem b. Muhammed ez-Zîlî es-Sivâsî'nin Menâkıb-ı Ebû Hanife ve Sahibeyhi Ebû Yusûf ve Muhammed b. Hasan adlı eseri (Giriş-inceleme-metin-tıpkıbasım)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Menakıbnâmeler, velilerin hayatını, olağanüstülüklerini ve ahlakı değerlerini ihtiva eden eserlerdir. Başta sözlü halk ürünleri olan menkıbelerin yazıya aktarılıp bir araya getirilmesiyle meydana gelen bu eserler hem halk bilimi ürünleri hem de yazıldığı dilin özelliklerini taşıması bakımından oldukça önemlidir. Allah dostu velilerin inanç ve öğreti temelli olan menkıbelerinde, gerçekleşmesi olağanüstü özellik gerektiren olaylara inandırıcı bir nitelik kazandırır. Bu menkıbelerde geçen kerâmetlere koşulsuz inanan insanlar, velilere hayattayken olduğu gibi öldükten sonra da saygı ve sevgi gösterirler. Çünkü velilerin öldükten sonra da kerâmetlerinin sürdüğü inancına hakimler. Dolaysıyla Allah'a ulaşmada ve dileklerinin gerçekleşmesi için velilere gösterdikleri saygı aynı şekilde türbelerine de gösterilmektedir. Biz de tercüme ettiğimiz eserde, veli Ebû Hanife'nin gösterdiği kerâmetleri içeren menkıbelere yer verdik. Tezimizin konusu olan bu çalışmada dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Konu, Amaç, Kapsam ve Yöntem başlıkları altında araştırmayla ilgili genel bilgiler verilmiş ve çalışmanın yol haritası çizilmiştir. Birinci bölümde Tasavvuf Kavramı, Menkıbe Kavramı ve Doğuşu, Veli-Evliya Kavramı, Kült ve Veli Kültü Kavramı, Kerâmet, Motif ve Kerâmet Motifi Kavramı araştırmanın temel kavramı hakkında bilgi verilmiştir. İnceleme bölümünde, (ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümler) Muharrem b. Muhammed ez-Zîlî es-Sivâsî'nin hayatı, konu olan eserimiz Menâkıb-ı Ebû Hanife ve Sahibeyhi Ebû Yusûf ve Muhammed b. Hasan'ın inceleme, eserdeki menkıbeler ve tespit edilen kerâmet motiflerini göstererek detaylı bir şekilde bilgi verilmiştir. Akabinde metin bölümü, Arap alfabesiyle ve Arapça olarak kaleme alınan yazma eserin, Türk diline tercümesi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın tıpkıbasım bölümü ise tercüme ettiğimiz Türkçe bölümüyle karşılaştırılabilmesi için, 39 varaktan oluşan nüshanın tıpkıbasımı verilmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde, Ankara Milli Yazmalar Kütüphanesi'nden temin edilen 06 Mil Yz A 7911/1 demirbaş numaralı yazma eserin (Menâkıb-ı Ebû Hanife ve Sahibeyhi Ebû Yusûf ve Muhammed b. Hasan) tarafımızca Arapçadan Türkçeye, Türkiye Türkçesi dil kuralları çerçevesinde tercüme ediliş yöntem ve aşamaları ile bu eserde bulunan ve çalışmamızın ana gövdesini oluşturan kerâmet motifi unsurlarını örnekleriyle neşrettik. Anahtar Kelimeler: Menkıbe, Kerâmet, Veli, Ebû Hanife, Menâkıb-ı Ebû Hanife ve Sahibeyhi Ebû Yusûf ve Muhammed b. Hasan

Muhasebe bilgi sisteminde satışlar veri tabanının incelenmesi ve bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Son yıllarda hızla değişen ortamında, ihtiyaç duyulan bilgiye güvenli, hızlı ve kolay bir şekilde ulaşabilmek büyük önem taşımaktadır. İşletmelerin stoklardaki ürün çeşitlerini ve satışları takip edebilmek için bilgisayar sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Stok ve satışların detaylı takibi, ürünlere barkod verilmesi sayesinde stok, sipariş, sevkiyat işlemlerinin etkin bir biçimde takip edilerek siparişlerin kısa sürede alınması sağlanır. Bütün işlemleri muhasebe bilgi sistemi sayesinde fazla insan gücüne kalmadan halledilmektedir. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, bilgi sistemi tanımı verilmiştir. İkinci bölümde, muhasebe bilgi sisteminin gelişimi ve yapısı, bütünleşik bilgi sistemi olarak muhasebe bilgi sistemi ve alt sistemleri açıklanmıştır. Üçüncü bölümde, veri tabanı tanımı ve önemi ele alınarak açıklanmıştır. Dördüncü bölümde satışlar veri tabanının incelenmesi yer almıştır ve son beşinci bölümde konuya ilişkin örnek uygulama incelenmiştir.

Muhtelif sanatlarla ilgili metin çevirisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Muhtelif Sanatlarla İlgili Metin Çevirisi başlıklı bu çalışmada adı ve müellifi belirsiz olup son sayfasındaki tarihe göre hicri 1330, miladi 1911/1912 yılında Çağatay Türkçesi ile yazılan el yazması bir metin ele alınmıştır. Söz konusu yazmada demircilik, dokumacılık, marangozluk, ayakkabıcılık vb. bazı meslekî sanatlar ile alakalı bazı bilgiler yer almaktadır. Zikredilen sanat dallarının tarihi, ortaya çıkışı, ilk ustaların adları, usta-çırak münasebetleri, çalışma şekli ve çalışma esnasında okunması icap eden dualar hakkında eserde bir takım açıklamalar yapılmaktadır. Bunlara ek olarak yazmada, birkaç dua ve muskalar ile birlikte Seşenbe Nine Hikâyesi ve Kötü Nazarlı Tafaşat başlıklı iki öykü de mevcuttur. Üç bölüm olarak hazırlan bu çalışmanın ana kısmını ve ilk üç bölümünü değerlendirme, yazma nüshanın transkripsiyonu ve Türkiye Türkçesine aktarımı oluşturmaktadır. Çalışmanın son bölümünde ise transkribe edilerek aktarımı yapılan metnin tıpkıbasımından örnek bulunmaktadır. Bu çalışma ile hem Türk kültür ve sanatının günümüzde kaybolan bazı zenginlikleri tanıtmak hem de Çağatay Türkçesi üzerinde çalışmak isteyen araştırmacılara yeni bir kaynak sunmak amaçlanmıştır.

Muhyiddin İbn Arabi'nin yorumlarının semiyolojik değerlendirmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Arapça 2018 Arap Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Bu çalışmada İslam Tasavvufu Tarihi'nin önde gelen isimlerinden Muhyiddin İbn Arabi'nin (638/1240) Semiyoloji Bilimi ışığında yorumlama metoduele alınmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede tez bir giriş ve dört bölüme ayrılmıştır. Giriş kısmında; çalışmada çözümlenmesi amaçlanan sorunsal etraflıca tanımlanmış ve kullanılan kavramsal çerçeve açıklanma çalışılmıştır. Birinci bölümde; Semiyoloji Bilimi'nin genel çerçevesi; İkinci bölümde; Muhyiddin İbn Arabi'ye göre varlık, Vahdet-i Vücud (Panteizm), ve Muhy'id-dinİbn Arabi'ye göre varlığın dereceleri; Üçüncü bölümde; Muhyiddin İbn Arabi'nin düşüncelerinde iletişim olayının unsurları; Dördüncü bölümde ise; Muhyiddin İbn Arabi'nin yorumlama tezlerinde Semiyoloji'deki yaklaşımlar karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır.

Mukaddimetü'l-Edeb'in Moğolca - Çağatayca kısmının dil incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Mu?addimetü'l-Edeb, Harezm Türkçesi eserleri arasında dil ile ilgili yazılan tek eserdir. Bu eser ünlü tefsir ve lügat bilgini Abu'l-?asım Ma?mud ez-Zema?şeri tarafından 1127-1144 yılları arasından yazılıp Harezmşah Atsız'a sunulmuştur. Arapça pratik bir sözlük mahiyetinde olan Mu?addimetü'l-Edeb, Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lugati't-Türk'ünden sonra gelen önemli bir sözlüktür. Bugün Harezm Türkçesi, Farsça, Çağatayca, Moğolca, Osmanlıca ile satır altı tercümeleri yapılmış bir çok nüshası bulunmaktadır. Mu?addimetü'l-Edeb'in önemli nüshalarından biri de bugün Taşkent'te Alisher Navoiy Nomidagi Davlat Adabiyat Muzeyi'nde kayıtlı olan dört dilli (Arapça-Farsça-Çağatayca-Moğolca) nüshadır. Bizim çalışmamız bu nüshaya dayanmaktadır. Çalışmamız Giriş, Metin, Kısa Notlar ve Dizin bölümlerinden oluşmaktadır. Metin kısmında 001b'den 100b sayfasına kadar Farsça, Çağatayca, Moğolca kısımlarının yazıçevrimi ve Türkçe çevirisi tablo halinde gösterilmektedir. Kısa Notlar kısmında 100b'ye kadar geçen Çağatayca ve Moğolca kelimeler hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Dizin kısmında ise abace sırasına göre Moğolca ve Çağatayca kelimeler yer almaktadır. Bu çalışma hazırlanırken kullanılan kaynak kitaplar ve sözlükler Kaynakça kısmında gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: Harezm Türkçesi, Mu?addimetü'l-Edeb, Notlar, Çağatayca Dizin, Moğolca Dizin.

Muḳātil b. Suleymān tefsirinin İsrāiliyyāt açısından incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Mu?atil b. Suleyman, tefsir geleneğinde önemli tefsir âlimlerinden biridir. Mu?atil b. Suleyman'ın Tefsiru Mu?atil b. Suleyman ya da Tefsir-i Kebir başlıklı tefsirinin tamamı günümüze kadar ulaşan ilk tefsirdir. İsnad ilmini önemsememesi ve İsrailiyyat rivâyetlerinden nakletmesi sebebiyle bazı eleştirilere maruz kalmıştır. Çalışmamız Mu?atil b. Suleyman'ın tefsirinde yer alan İsrailiyyat bilgilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma, kaynak inceleme (tahlil) yöntemine dayalı olarak betimleyici bir araştırmadır. Tezimiz Mu?atil b. Suleyman'ın'ın tefsirinde kullandığı İsrailiyyat bilgilerinin maksatlarını anlamayı hedeflemektedir. Bu nedenle âyetelerin nuzül ortamı dikkate alınarak İsrailiyyat bilgilerini incelemektedir. Çalışmamızda nuzül sırasına göre, sûrelerde bulunan İsrailiyyat bilgileri değerlendirilmek amacıyla Thoedor Nöldeke'nin (1836-1930) kronolojik sure tertibi kullanılmıştır. Bu konuya ilişkin Mekki ve Medeni sûrelerde İsrailiyyat bilgileri incelenmiştir. Araştırmamıza göre, Mekke dönemi sûrelerinde vurucu, insan ruhunun derinliklerine etki eden, kulakları ve kalpleri sarsan bir hitap tarzı hakimdir. Bu nedenle Mu?atil b. Suleyman'ın'ın tefsirindeki Mekki sûrelerde; Kıyamet günü, ahiret konuları, geçmiş milletlere azapları, geçmiş milletlere işkenceleri, yaratılış konuları ve peygamber kıssaları ile ilgili İsrailiyyat bilgileri yoğun bir şekilde anlatılmıştır. Medeni surelerde tarihî, coğrafî, sosyal ve kültürel bağlamları sebebiyle Mu?atil b. Suleyman'ın'ın tefsirinde yer alan medeni sûrelerde geçmiş hukuklar, yaratılış konuları, peygamber kıssaları, geçmişteki savaşları ve ihanetleri ile ilgili pek çok İsrailiyyat rivâyetleri yer almıştır.

Mukâtil b. Süleyman Tefsiri'nde Hıristiyanlık

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Dinler Tarihi Bilim Dalı
Bu çalışmada, müfessir Mukâtil b. Süleyman'ın yazmış olduğu ?Tefsîr-i Kebir? adlı eserinde Hıristiyanlığa yaklaşımı incelenmeye çalışılmıştır. İlk önce Hıristiyanlar ve Hıristiyanlıkla ilgili ayet-i kerimeleri vererek konular ayrılmıştır. Ardından Mukâtil b. Süleyman'ın bu konularla ilgili görüş ve yorumları belirlenmiştir. Ayrıca gerekli görüldüğü durumlarda diğer müfessirlerin görüşlerine ve Yeni Ahit'te benzer konuların nasıl ele alındığına değinilerek benzerlik ve farklılıklar gösterilmeye çalışılmıştır.Birinci bölümde İmran Ailesi, Hz. Meryem'in hayatı, Hz. İsa'nın doğumu, peygamberliği, mesajı ve mucizeleri konu edilmiştir. İkinci bölümde Hz. İsa'nın vefatı, ref'i, tanrılaştırılması ve nüzûlü gibi tartışmalı konulara karşılaştırmalı bir şekilde yer verilmiştir.