Thesis Search




SEARCH RESULTS

Obezite hastalarında egzersiz öncesi ve sonrası oksidan ve antioksidan seviyelerinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 Biyokimya Bilim Dalı
Amaç: Bu çalışmanın birincil amacı, obezite ve oksidatif stres arasındaki ilişkinin farklı bir obez ve kontrol grubu kullanılarak incelenmesidir. Obezite hastalarında uzun süreli egzersizin oksidatif stresi ne ölçüde değiştirdiğini incelemek ise çalışmamızın ikinci amacıdır. Yöntem: Bu çalışmaya 43 yetişkin obez ve 40 sağlıklı birey olmak üzere toplam 83 kişi dâhil edilmiştir. 43 obezite hastasının egzersiz öncesi ve sonrası toplam 86 numunesi ve 40 sağlıklı kontrol gurubunda serum MDA konsantrasyonu ve antioksidan enzim aktiviteleri incelenmiştir. Bulgular: Obezite hastalarının serum numunelerine ait ortalama CAT aktivitesi (124.08±24.30 U/mL) kontrol gurubuna (96.26±43.31 U/mL) göre yüksek bulunmuştur (p=0.007). Obezite hastalarının egzersiz öncesi CAT aktivitelerinin (124.08±24.30 U/mL) egzersiz sonrasında düştüğü görülmüştür (102.54±46.12 U/mL, p=0.012). Obezite hastalarında serum MPO aktiviteleri (7.08±3.02U/L) kontrol grubuna (17.53±8.32 U/L) nazaran yüksek bulunmuştur (p=0.003). Obezite hastalarında üç aylık egzersiz sonrasında MPO aktivitesinin (10.54 ±5.37 U/L) egzersiz öncesine (7.08±3.02 U/L) göre arttığı görülmüştür (p=0.008). Obez grupta serum SOD aktiviteleri (36.87±3.63 U/mL) kontrol grubunkinden (38.33±1.31 U/mL) düşük bulunmuştur (p=0.039). Obez hasta grubunda egzersiz sonrası serum SOD aktivitelerinde hafif bir yükselme (36.87±3.63 U/mL'den 37.51±2.62 U/mL'ye) görülmüştür (p=0.386). Obez hasta grubunda egzersiz öncesi serum GPx aktivitesi (495.88±93.17 U/L), egzersiz sonrasında (372.59 ± 66.17 U/L) değişmemiştir (p=0.356). GPx aktiviteleri bakımından, obez grup (495.88±93.17 U/L) ve kontrol gurubu (563.59±15.38 U/L) arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark görülmemiştir (p=0.262). Obezite hastalarının PON aktivitesi (155.96±10.18 U/mL) kontrol gurubunun PON aktivitesinden (233.55±83.87 U/mL) düşük bulunmuştur (p=0.043). Obezite hastalarında üç aylık egzersizin serum PON aktivitesinde hafif bir yükselmeye sebep olduğu, fakat bu yükselmenin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur (p=0.577). ARE enzimi bakımından obez grup ve kontrol grubu karşılaştırmasında ARE aktivitesinin obez grupta (279.47±57.24 U/mL) kontrol grubuna (180.91±50.26 U/mL) nazaran yüksek olduğu bulunmuştur (p=0.011). Obezite hastalarında üç aylık egzersizin serum ARE aktivitesinde artışa neden olduğu görülmüştür (p=0.014). Serum ARE aktivitesi egzersiz öncesinde 279.47±57.24 U/mL iken egzersiz sonrasında 386.51±22.47 U/mL olarak bulunmuştur (p=0.014). MDA ile ilgili sonuçlar incelendiğinde, obezite hastalarında egzersiz öncesi (9.81±3.38µM) ve sonrası (12.15±4.47µM) ortalama MDA konsantrasyonu arasında anlamlı bir fark görülmemiştir (p=0.143) (5.45±2.97 µM) göre yüksek olduğu görülmüştür (p=0.0001). Sonuç: Sonuç olarak, bu çalışmada obezite hastalarında egzersiz sonrası SOD, GPx ve PON enzimlerinin aktivitesinde ve MDA konsantrasyonunda anlamlı bir değişiklik olmazken (p değerleri sırası ile: p= 0.386; p=0.356; p= 0.577), CAT aktivitesinde eg

Observer based control of wind turbine

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Dünyanın enerji talebindeki artışlar, bilim adamlarının, mühendislerin ve araştırmacıların, temiz ve çevre dostu olan yenilenebilir kaynaklardan enerji çıkartma konusunda çalışmalarını yoğunlaştırmalarını sağlamıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar enerjisi, en çabuk büyüyen ve sosyal olarak faydalı ve ekonomik olarak rekabet edilebilir bir kaynaktır. Rüzgar sürekli olarak değiştiği ve düşük seviyede kestirilebilir olduğu için bir takım kontrol düzenekleri gereklidir. Bu tez çalışmasında, küçük ölçekli bir rüzgar türbini (SSWT) modelleme, modern bir durum uzay kontrol şeması ve simülasyon yapılmıştır. Sistem performansını geliştirmek amacıyla küçük ölçekli rüzgar türbini parametreleri, dinamiklerinin matematiksel bir modelini oluşturmak için kullanılmıştır. Jeneratörün hızını ve kanat açısını kontrol etmek için sabit hızlı değişken kanat açısı konfigurasyonu kullanılarak, kontrol hedefleri ulaşılmıştır. Bilindik kontrol sistemleri kullanılarak sistemin durum uzayı gösterimi türetilmiştir. Tam durum geri besleme oluşturmak için gözetleyici tabanlı bir kontrol sistemi tasarlanmıştır. Çıkış gücünü sınırlamak için sabit hız ve tork üretecek durum uzay kontrolcüsü tasarlanmıştır. Önerilen sistem, simulasyonlarla test edilmıştır.

Obstacles on women's participation in peace processes: Case of Nagorno-Karabakh

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Barış ve Çatışma Çalışmaları Bilim Dalı
Amaç – bu çalışmanın amacı barış süreçlerinde kadın katılımına engel olan faktörleri ve bunların nasıl bertaraf edilebileceğini bulmaktır. Araştırmanın odak noktası barış süreçleri ve aynı zamanda çatışma sonrası yeniden yapılanma süreçleri olacaktır. Tasarım / metodoloji / yaklaşım- bu çalışma Dağlık Karabağ çatışması vaka çalışmasını analiz etmek için karma (nitel ve nicel) araştırma yöntemleri kullanılarak yapılmıştır. Seçilen vaka çalışmasında araştırmayı yürütmek için açık uçlu sorularla bir web anketi yöntemi seçilmiştir. Sonuç olarak, Azerbaycan ve Ermenistan'daki 50'den fazla kuruluşla iş birliği için temasa geçilmiş ve üyelerinin bu ankete katılımı istenmiştir. Böylelikle, Ocak ve Şubat 2021'de Ermenistan ve Azerbaycan'daki aktif sivil toplum kuruluşlarının üyeleriyle 30 çevrimiçi anket yapılmıştır. Bulgular- Araştırma, kadınların çatışma, barış ve barış inşasındaki rolü hakkındaki feminist iddiaları doğruladı. Çeşitli feminist çalışmalar kadınların katılımının barışın sağlanmasını ve sürdürülmesini nasıl olumlu etkilediğini gösterdiğinden, bu çalışma halen olumsuz barış aşamasında olan Karabağ sorununun barış süreçlerine kadınların az katılımının nedenlerini araştırmaya çalışmıştır. Sonuç olarak, bu çalışmanın sonuçları, kadınların barış süreçlerine katılımındaki temel engellerin toplumların ataerkil doğası, uluslararası örgütlerin tarafsızlığı, kadınların kaynaklara ve güce erişiminin düşük olması ve resmi müzakerelere katılamaması olduğunu göstermiştir. Buna göre, bu engellerin ortadan kaldırılması için toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimine, kadınların barış süreçlerine katkısının teşvik edilmesine, kadın sivil örgütlerine ve kadın aktivistlere mali ve diğer desteklerin sağlanmasına ve kadın örgütleri ile resmi yapılar arasında deneyim paylaşma fırsatlarının yaratılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Özgünlük / değer- bu çalışma, Dağlık Karabağ sorununun barış sürecine kadınların katılımının önündeki engelleri araştırması ve bu engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik öneriler bulmaya çalışması bakımından özgündür.

Occupational health and safety status in kamukunji jua kali micro and small sized metal enterprises

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2014 İş Sağlığı Bilim Dalı
Çalışmada, Nairobi' de bulunan 'Kamukunji Jua Kali' işletmelerinin; işyeri özellikleri, sosyodemografik yapıları, işçi ve işverenlerin çalışma yaşamı özellikleri, iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ile bu alandaki gelişimin önündeki engeller ve muhtemel çözüm önerileri hakkında genel bir bakış açısı sunmaya odaklanılmıştır. Veriler 222 işyerinden toplanmıştır. Bütün sorular tamamıyla yanıtlanmasa da çalışma yüksek katılımla gerçekleştirilmiştir (% 88,8). Tanımlayıcı tipte çalışma planlanmış ve yürütülmüştür. Veriler üç tip anket kullanılarak toplanmıştır: Araştırmacı tarafından doldurulan çalışma ortamının değerlendirilmesi anket, işveren anketi ve işçi anketi. İşletmelerin büyük bir kısmında (% 81,9) işlerin bir kısmı ya da tamamı açık alanda yapılmaktadır, %63,8' inde çalışma ortamı elverişsizdir ve işletme başına ortalama 3,48±1,9 işçi çalışmaktadır. İşyerlerinde en sık karşılaşılan tehlikeler %99,5 görülme yüzdesi ile mekanik tehlikeler ve sivri nesneler, %98,2 ile gürültüdür. Tehlikelerin kontrolü için yapılan ölçümler yeterli değildir. Çalışanların çoğu erkektir (% 99,1 işveren ve% 76,8 işçi). İşveren ve işçilerin ortalama yaşları sırasıyla 44,7±5,2 ve 29,8±5,4' tür. İşverenlerin %98,6'sı yöneticilik işlerinin yanında işyerinde aktif olarak çalışmaktadır. İşletmelerin %97,2' si denetim görmemiştir. %94' ün üzerinde katılımcı; baş ağrısı, omuz ve boyundaki kas ağrılarının %73,8'in üzerinde işyeri ortamından kaynaklandığını bildirmişlerdir. Çoğunluk tarafından (%32,3 işveren, % 88,7 işçi) planlama güçlükleri, devlet desteğinin eksikliği, %60'ın üzerinde işçi tarafından iş sağlığı ve güvenliği konusundaki bilgi eksikliği sağlık ve güvenlik önünde ciddi engeller olarak görülmektedir. Bu çalışma jua kali' de KOBİ sektöründe düşük iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları ile çok sayıda riske maruz kalım olduğunu ortaya koymaktadır. Bu alanda daha iyi iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sunulması, analitik ve girişimsel çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: iş sağlığı ve güvenliği, metal işkolu, küçük ve orta ölçekli işletmeler, işyeri ortam faktörleri.

Oceanographic and engineering analysis of seawater air-conditioning system feasibility for the Black Sea

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Binaların toplam işletim maliyetinin büyük bir kısmı geleneksel iklimlendirme sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu da daha verimli, yenilenebilir ve daha az karbon ayak izi bırakan enerji teknolojilerinin araştırılmasına ve uygulanmasına olan ihtiyacı arttırmakdır. Deniz suyu iklimlendirme sistemi (DSİS) doğal ortamında yeterli sıcaklıkta olan deniz suyunu bina iklimlendirme sisteminde ısı transferi aracı akışkanı olarak kullanan bir yenilenebilir enerji teknolojisidir. Dünyada yaygın olarak kullanılmasına rağmen Karadeniz kıyılarında henüz uygulaması bulunmamaktadır. Karadeniz'in katmanlı su yapısı ve yıl boyunca sığ derinliklerdeki düşük su sıcaklığı, deniz suyu soğutma sistemlerinin verimli bir şekilde bölgede uygulanmasına imkan vermektedir. DSİS'nin yüksek kuruluş maliyeti elektrik enerjisi tasarrufuyla dengelenmektedir. İstanbul'un Karadeniz kıyısındaki bir üniversite kampüsünde kurulacak bir DSİS geleneksel soğutma sistemlerine göre %60 daha ekonomik bir çözüm sunmaktadır.

OECD ülkelerinin sağlık sistemlerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkelerin sağlık sistemlerinin karşılaştırılmasıdır. Çalışmada, OECD ve Dünya Bankası sitesindeki verilerden yararlanılmıştır. Veriler 2000, 2005, 2010 ile 2015 olarak beşer yıllık süreleri kapsamaktadır. OECD üyesi 36 ülkenin 12'si Kapsayıcı (Beveridge) tipi, 21'si Refah Yönelimli (Bismarck) tipi, 2'si Özel Teşebbüs/Serbest Pazar tipi ve Türkiye Karma tipi sağlık sistemine sahiptir. Sağlık göstergelerinin karşılaştırılmasında IBM SPSS 22'te tanımlayıcı istatistikler ve Minitab 18 programında zaman serisi kullanılmıştır. OECD üyesi ülkeleri arasında Almanya, Avustralya, Fransa, Finlandiya, İsviçre, Norveç ve Japonya gibi ülkeler sağlık göstergeleri açısından olumlu durumdadır. Sağlık finansman tipine göre; Beveridge olan ülkelerde kişi başı sağlık harcaması, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnuniyeti, doğuştan beklenen yaşam süresi daha yüksektir. Bismarck olan ülkelerde hekim ile hemşire sayısı ve yatak kullanımı oranı daha yüksektir. Serbest pazar tipine sahip ülkelerde GSYİH içindeki sağlık harcamassı, cepten yapılan sağlık harcaması, anne ve bebek ölüm hızı daha yüksektir. Karma sağlık sistemini uygulayan Türkiye'de, son zamanlarda anne ve bebek ölüm hızı azalan ülkelerden biridir. GSYİH içindeki sağlık harcamasının 2030 yılına kadar ABD'de en yüksek ve Meksika en düşük olacağı tahmin edilmektedir. Doğuştan beklenen yaşam süresinin Güney Kore'de en yüksek ve Meksika'da en düşük olacağı tahmin edilmektedir. 100,000 canlı doğum başına düşen anne ölüm hızının Meksika ile Macaristan'da en yüksek, Polonya'da en düşük olacağı tahmin edilmektedir. 1000 canlı doğum başına düşen bebek ölüm hızının Güney Kore'de en düşük, Meksika'da en yüksek olacağı beklenmektedir. Ülkelerin, sağlık göstergelerindeki gelecek trendleri dikkate almaları ve sağlık politikalarında iyileştirmeler yapmaları önerilir. Anahtar Kelimeler: Karşılaştırmalı analiz; OECD; Sağlık göstergeleri; Sağlık sistemi, Zaman serisi analiz.

Oğuz (Türkiye, Azerbaycan), Kıpçak (Başkurt, Tatar) ve Karluk (Özbek, Uygur) Türkçelerinde fiil çatısı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında Çağdaş Türk lehçelerinden Azerbaycan, Türkiye, Başkurt, Tatar, Özbek ve Uygur Türkçelerindeki fiil çatıları incelenmiştir. Yapmış olduğumuz bu çalışma Giriş ve Sonuç bölümleri ile birlikte üç bölümden ibarettir. I. Bölümde Türk Lehçelerinde Fiil Çatıları, II. Bölümde Fiil Teşkilinde Kullanılan Morfemlerin Çatı Kategorisindeki Görevleri, III. Bölümde Türk Lehçelerinde Fiil Kullanımında Ortaya Çıkan Çatı ve Anlam Farklılaşmaları hakkında bilgiler sunulmuştur. Fiil çatılarının çeşitli tasnifleri olsa da her altı Türk dilinde beş çatı ortak olduğu için tasnifimizi beş fiil çatısına göre yaptık: etken, edilgen, dönüşlü, işteş, ettirgen. Çalışmada bahsedilen altı Türk dilindeki fiil çatısının çok sayıdaki ortak yanlarını göstermek ve tarihi şeklini koruyarak günümüzde dilde kullanımını devam ettiren az sayıdaki farklılıkları belirtmek amaçlanmıştır. Araştırmada Oğuz Türkçesi için Azerbaycan ve Türkiye'de, Kıpçak Türkçesi için Rusya sınırları içinde bulunan Başkurdistan ve Tataristan'da, Karluk Türkçesi için Özbekistan ve Çin sınırları içinde bulunan Doğu Türkistan'da konu ile ilgili çalışmalar derlenmiş ve mevzuya ilişkin çeşitli görüşler ve problemler aktarılmıştır. Anahtar Kelimeler: Lehçeler, Türk lehçeleri, Fiil, Fiil çatısı.

Ohada bölgesinde yabancı yatırımlara ilişkin hukukisorunlar « Türk hukuku ile karşılaştırmalı olarak »

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Uluslararası Ticaret ve Ab Hukuku Bilim Dalı
OHADA bölgesindeki yabancı yatırımların yasal korunması bahassederken yasal mekanizmaların varlığı fikrine atıfta bulunur.Yabancı yatırımlarının korunmasının sağlanmasıBu Örgüte üye olmayan ülkelerin vatandaşları. Mukayese arama sürecinde Türk hukuku ile anlayışlı olmalıdır. Bu yatırımlar için optimal yasal güvenlik modeli olmalidir çünkü OHADA yasa nispeten yeni ve yapım aşamasındadır.

Ohri'li Şeyh Zekeriyya Efendi ve Mecmuât-ı İlâhiyât'ı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı
Osmanlı'nın Rumeli bölgesini fethetmesiyle bu bölge yeni bir çehreye bürünmüştür. Bölge hem siyasi hem de kültürel yönden yeni bir değişim sürecine gitmiştir. Bu değişim oradaki halkı rahatlatmıştır. Çünkü Osmanlı din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan herkesi kucaklamış ve hiçbir baskı uygulamadan oradaki halkın mutlu mesut bir arada yaşamasına imkân sunmuş, zemin hazırlamıştır. Bu da yerli halkın Osmanlı'ya bakışının olumlu yönde olmasına ve yeni sistemi kabullenmesine sebep olmuştur. Bu adil ve hoşgörülü yönetim anlayışıyla da bölgeye İslam'ın ve tasavvufi düşüncenin yerleşimi kolay ve hızlı bir biçimde olmuştur.Rumeli'de, İslâm adına gönülleri fetheden dervişlerin oynadıkları rolün önemini, günümüzde dahi bulunan tekkelerinin varlığı ile açıklamak mümkündür. Balkanlar'da İslâmiyet'in ilk tohumlarının tarikatlar tarafından atılması, tasavvuf anlayışındaki derin insan sevgisi, yüksek hoşgörü ve karşılıksız hizmeti esas almalarından kaynaklanır.Bir giriş ve iki bölümden oluşan bu çalışmanın giriş bölümünde, İslam'ın ve tasavvufun Balkanlar'a, Halvetiliğin Makedonya'ya yerleşim sürecini, orada yapılan faaliyetleri konu edinmektedir. Birinci bölümde Makedonya'nın Halvetilik'teki merkezi olan Ohri'deki serüvenini, günümüze kadar halen devam eden tasavvufi ortamı aktarılmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise, Ohri Halveti Hayati Tekkesi'nin büyük ve önemli bir şeyhi olan Şeyh Zekeriyya Efendi'nin hayatı ve kaleme aldığı mecmuasını latinize edip tanıtılmaya gayret edilmiştir. Çalışmanın sonunda ise ekler bölümü verilip konunun daha iyi anlaşılması için resimler sunulup çalışma renklendirilmiştir.Anahtar Sözcükler: Balkanlar, Makedonya, Tasavvuf, Halvetilik, Ohri, Şeyh Zekeriyya Efendi, Mecmua.

Oil price shocks and stock returns in emerging markets under low volatility and high volatility regimes

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Finans Bilim Dalı
Bu çalışma, düşük volatilite ve yüksek volatilite rejimleri altında, petrol fiyatı şokları ile gelişen piyasalardaki hisse senedi getirilerinin ilişkilerini Brezilya, Çin, Şili, Ürdün, Hindistan, Meksika, Güney Afrika, Tayvan ve Türkiye piyasalarında araştırmaktadır. Çalışmada Ocak 1997-Nisan 2017 dönemine ait aylık veriler kullanılmıştır. Ham petrol fiyatlarının hisse senedi getirilerine etkisinin incelenmesi amacıyla Markov Switching (MS) modeli kullanılmıştır. Ham petrol fiyatı şokları gelişen piyasalardaki hisse senedi getirilerini etkilemektedir. Petrol ihraç eden ülkelerde genellikle petrol fiyatlarındaki artışlar, azalışlara göre hisse senedi getirileri üzerinde daha önemli etkiye sahiptir. Öte yandan, petrol ithal eden ülkelerin çoğunda, petrol fiyatlarındaki artışların ya da azalışların, düşük volatilite rejiminde hisse senedi getirilerini etkilemediği veya asgari seviyede etkilediği, ancak yüksek volatilite rejiminde anlamlı ve negatif olarak etkilediği bulunmuştur.

Oksadiazol halkası taşıyan bazı üre ve tiyoüre bileşiklerinin sentezi ve antimikrobiyal aktivitelerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Üre, tiyoüre ve 1,2,4-oksadiazol bileşikleri, antimikrobiyal aktivitelerinin yanı sıra anti-inflamatuar, antiviral, analjezik, fungusid, herbisit, diüretik, antihelmintik ve antitümör gibi çok çeşitli aktiviteleri ile dikkat çekmektedirler. Bu çalışmada, önemli biyolojik aktiviteye sahip olabileceğini düşündüğümüz üre, tiyoüre ve oksadiazol farmakoforlarının bir araya gelmesiyle oluşan yeni bileşiklerin sentezlenerek antimikrobiyal aktivitelerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında, amidoksimlerin klorasetil klorür ile reaksiyonu sonucunda 5-klorometil-3-aril-1,2,4-oksadiazoller elde edilmiştir. Bu bileşikler, Gabriel amin sentezi ile iki basamakta 5-aminometil-3-aril-1,2,4-oksadiazol bileşiklerine dönüştürülmüştür. Hazırlanan amin bileşiklerinin THF içerisinde oda sıcaklığında fenil izosiyanat ile reaksiyonu sonucunda iyi verimlerle üre bileşikleri, fenil izotiyosiyanat ile reaksiyonundan ise tiyoüre bileşikleri sentezlenmiştir. Sentezlenen bileşiklerin yapıları FTIR,1H NMR,13C NMR ve elementel analiz teknikleriyle aydınlatılmıştır. Çalışmanın son kısmında, sentezlenen yirmi adet yeni üre ve tiyoüre bileşiğinin in vitro antimikrobiyal etkileri iki gram-pozitif (Staphylococcus aureus ATCC 25923, Staphylococcus aureus ATCC 33591) ve iki gram-negatif (Escherichia Coli ATCC 25922, Escherichia Coli ATCC 0157:H7) bakteriye karşı minimum inhibitör konsantrasyon (MİK) yöntemi ile test edilmiştir. Ciprofloxacin ve Chloramphenicol mukayese antibiyotiği olarak kullanılmıştır. Sentezlenen bileşiklerin test edilen bakterilere karşı önemli bir antimikrobiyal aktivite göstermediği belirlenmiştir.

Oksidatif protein hasarı ve antioksidanların önleyici etkisinin belirlenmesi için bir sensör geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Analitik Kimya Bilim Dalı
Günümüzde oksidatif stres kavramı, tüm dünyada kimyasal, biyolojik, tıbbı vb. çeşitli alanlarda yapılan araştırmalar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Serbest radikaller canlı organizmalarda sürekli üretilmekle birlikte çeşitli antioksidan savunma sistemleriyle düzenlemektedir. Serbest radikallerin aşırı üretimi sonucu, miktarlarının antioksidanlarca dengelenememesi oksidatif stres olarak tanımlanır ve protein, DNA, RNA, lipid, karbonhidratlar dahil olmak üzere biyolojik olarak önemli moleküller üzerine hasar oluşumuna ve bundan kaynaklanan çok sayıda hastalığa neden olabilir. Son yıllarda sensörler, düşük maliyetleri, kolay kullanımları, analitin hızlı tayin edilebilmesi ve yüksek hassasiyet gibi avantajları nedeniyle çeşitli hastalıkların takibi ve tedavisi için taşınabilir aletler geliştirilmesinde, gıda ve ilaçların kontrollerinde, adli kimyada veya biyomedikal araştırmalar gibi çeşitli alanlarda başarıyla uygulanmaktadır. Bu nedenle, tez çalışmasının amacı oksidatif protein hasarı ve antioksidanların önleyici etkisinin belirlenmesi için bir sensör geliştirilmesidir. Bu çalışmada CUPRAC reaktifi (Cu(II)-Nc) nafyon membran yüzeyine tutturularak oksidatif protein hasarı ve antioksidanların önleyici etkisinin belirlenmesi için kullanılan optik sensör elde edildi. Protein örnekleri olarak bovin serum albümin (BSA), kazein ve yumurta akı kullanıldı. Fenton Yöntemiyle oluşturulan hidroksil radikali ile oksidatif hasara uğratılan protein örneklerinde meydana gelen bu hasarın belirlenmesi için CUPRAC sensörü uygulandı. İşlem askorbik asit, gallik asit, glutatyon, sistein, N-asetil sistein bileşikleri varlığında tekrarlanarak antioksidanların oksidatif protein hasarı üzerine engelleyici etkisi incelendi. CUPRAC tayin yöntemi ayrıca çözelti ortamında da gerçekleştirildi ve CUPRAC yöntemiyle sensör üzerinde ve çözelti ortamında yapılan ölçümlerle elde edilen sonuçlar arasında yüksek bir korelasyon görüldü (çoğu denemelerde, R2> 95). Dünya literatüründe karbonil grubu oksidatif protein hasarının genel belirteci olarak tanımlanmış olup bu çalışmada karbonil tayini yöntemi standart referans yöntem olarak uygulanmıştır. Tezin kapsamında kullanılan karbonil tayini yöntemi, oksidatif hasara uğratılan proteinlerin karbonil türevleri üzerine 2,4-Dinitrofenilhidrazin (DNPH) eklenmesiyle meydana gelen 2,4-dinitrofenilhidrazon bileşiğinin bazik ortamda şarap – kırmızı renkli anyon şekline dönüştürülmesiyle elde edilen absorbansın 450 nm'de okunmasına dayanmaktadır. Çalışmada protein örnekleri Fenton sisteminde antioksidanların varlığında ve yokluğunda oksidatif hasara uğratıldı, meydana gelen karbonil türevlerinden kaynaklanan absorbanstaki azalma değerlendirilerek antioksidanlar oksidatif protein hasarından koruyucu etkilerine göre sıralandı. Spearman sıra-korelasyon katsayısı istatistiklerine göre (p = 0,05), CUPRAC tarafından belirlenen antioksidan sıralaması ile protein oksidasyonuna karşı verdikleri yanıttan dolayı önerilen protein karbonil metodu

Okul tükenmişliği ile algılanan sosyal destek ve yaşam doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı
Amaç: Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin okul tükenmişliği puanları ile algılanan sosyal destek ve yaşam doyumu arasındaki yordayıcı ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda üniversite öğrencilerinin algılanan sosyal destek ve yaşam doyumu puanlarının okul tükenmişliği üzerindeki yordayıcı rolü belirlenmeye çalışılmıştır. Yöntem: Bu çalışma, üniversite öğrencilerinde okul tükenmişliği ile algılanan sosyal destek ve yaşam doyumu arasındaki yordayıcı ilişkileri ele alan ilişkisel tarama türünde betimsel bir çalışmadır. Araştırmada Maslach Tükenmişlik Ölçeği-Öğrenci Formu , Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği , Yaşam Doyumu Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre üniversite öğrencilerinin algılanan sosyal destek ve yaşam doyumu puanları arttığında okul tükenmişlik puanlarının azalmakta olduğu; algılanan sosyal destek ve yaşam doyumu puanlarının okul tükenmişliğinin anlamlı bir yordayıcısı olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda okul tükenmişliğinin üniversite öğrencileri için risk kaynağı olduğu ve üniversite öğrencilerinin yaşam doyumları ile algıladıkları sosyal desteğinin okul tükenmişliğinin ortaya çıkmasında önemli bir röle sahip olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Okul tükenmişliği, algılanan sosyal destek, yaşam doyumu.

Olay sayılarına dayalı üst-k-listelerinin dağılımları üzerine

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmada, sayılabilir sonsuz ve Poisson dağılımlı bağımsız gözlemler dizisinde zayıf üst-k-listelerine ilişkin dağılım teorisine giriş yapılmıştır. Bazı dağılımsal sonuçlar verilmiş ve listenin güncellenme sayısına bağlı olarak listenin elemanlarının ortak olasılık fonksiyonu elde edilmiştir.

Oligomerik siloksan bazlı affinite monolitlerin sentezi, sıvı kromatografisi ve borat affinite kromatografisinde kullanımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Tez kapsamında affinite kromatografisi modunda kullanım amaçlı, yeni hibrid monolitik yapılar sentezlenmiştir. Monolitik yapılarda kütle transfer direncine neden olan bölgelerin oluşumunu engellemek amacıyla çapraz bağ yoğunluğunun arttırılması hedeflenmiştir. 10 metakrilat birimi içeren polihedral oligomerik silseskuioksan-metakrilat (POSS-MA) ana monomer ve çapraz bağlayıcı olarak kullanılmıştır. Nano-sıvı kromatografisi sisteminde kullanım amacıyla merkaptofenilborik asit (MPBA) bağlı-poli(POSS-MA) monolitik hibrid kolon tiyol-en kimyasıyla tek basamaklı fotopolimerizasyon yöntemi ile sentezlenmiştir. Ayrıca borat affinite kromatografisinde kullanım amacıyla vinilfenilborik asit (VPBA) bağlı-poli(POSS-MA) monolitik hibrid yapı termal başlatıcı varlığında serbest radikal polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Monolitik hibrit kolonların morfolojisinin, yüzey alanının ve fonksiyonel grup içeriğinin belirlenmesi için sırasıyla taramalı elektron mikroskobu, azot adsorpsiyonu-desorpsiyonu ve X-ışını fotoelektron spektroskopisi yöntemleri kullanılmıştır. MPBA bağlı-poli(POSS-MA) monolitik kolonun (iç çap: 100 µm, Uzunluk: 300 mm) kromatografik performansı nano-sıvı kromatografisi sisteminde alkilbenzen, anilin ve polisiklik aromatik hidrokarbonların ayrımı ile test edilmiş ve amaçlanan alıkonma süresinden bağımsız kolon performansı elde edilmiştir. Mikroakış tabanlı affinite kromatografisi sisteminde VPBA bağlı-poli(POSS-MA) monolitik kolon kullanılarak diol grubu içeren bileşiklerin yükleme konsantrasyonunun ve akış hızının izolasyon verimi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Burada borat affinite kromatografisi, silika kapiler kolon (iç çap: 300 µm, uzunluk: 140 mm) içerisinde mikroakışkan sistemde gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar, diol içeren biyomolekülün (?-NAD ve ovalbumin) tatmin edici verim ve iyi bir tekrarlanabilirlik ile izole edilebileceğini göstermiştir.

Oman foreign policy towards the arab spring in the framework of strategic hedging

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Arap Baharı sırasında bölgesel ve küçük güçler, yükselen yeni siyasal rejimler ve hareketler, kendilerine karşı çıkan olaylara nadiren katılmışlardır. Sonuç olarak, bölgedeki karşı-devrimler ve mezhepçilik ortaya çıkmıştır. Her birinin katılımıyla, Umman dış politika araştırmacıları için dikkate değer bir istisna ve ilginç bir durum olarak kalmıştır. Bu araştırma, Riskten korunma stratejisini merkeze alarak küçük devletlerin davranışlarını açıklayan diğer Uluslararası İlişkiler teorisine alternatif olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Tezde Umman dış politikasını şekillendiren iç faktörler ile birlikte bölgesel ve uluslararası faktörler beraber incelenecektir. Bu çalışma aynı zamanda Umman ve diğer Körfez devletlerinin konumlarını birbirleriyle karşılaştırarak Mısır, Suriye ve Yemen krizlerinde Umman'ın politikalarını analiz edecektir. Körfez kriziyle ilgili Umman'ın politikası, Riskten Korunma Stratejisi ile analiz edilmiştir. Bu çalışmada, Umman, çıkarlarını en üst düzeye çıkarırken; diğer güçlerle yüzleşmekten kaçınabilmesi dolayısıyla Umman'ın Körfez krizine karşı tutumunun başarılı bir Stratejik Riskten Korunma olduğuna varılmaktadır.

On balancing social networks

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Matematik Mühendisliği Bilim Dalı
Bu tezde, işaretli (+/-) tam çizgelerin optimizasyonunu incelenmektedir. Herhenagi bir işaretli çizgeyi, özellikte tam işaretli çizgeleri, dengleyen bir algoritma geliştirilmiştir. 1946'da, Heider bazı sosyal ağlarda bireyler arasındaki ilişkilerin değişmesinin zor olmasına rağmen diğer ağlarda bireyler arasındaki ilişkilerin kolaylıkla değiştiğini gözlemledi. Üç kişiden oluşan tüm ağları incelediğinde, bireylerinin hepsinin arasında arkadaşça ilişkiler olduğu zaman veya iki arkadaş ortak bir üçüncü kişiye düşman oldukları zaman bu ilişkilerin kalıcı olduğunu fark etti. Bu tür üç kişilik sosyal ağları dengeli üçlüler olarak tanımlarken, geri kalan üç kişilik ağları dengesiz üçlüler olarak tanımladı. Daha büyük sosyal ağlar içinse, eğer ağın içindeki bütün üçlüler dengeli ise ağın dengeli olacağını belirtti. Bu traihten sonra yapısal denge konusu üzerinde yapılan çalışmalarda üç önemli nokta üzerinde durulmuştur: İncelenen herhangi bir ağın dengeli olup olmadığının belirlenmesi, dengesiz ağlardaki dengeszilik miktarını ölçen ölçütlerin geliştirilmesi, ve tüm ağları dengeleyen algoritmaların geliştirilmesi ve bu algoritmaların gerçek sosyal ağlardaki dönüşümleri ne doğrulukta tahmin ettiklerinin irdelenmesi. Cartwright ve Harary, Heider'in gözlemlerinin işaretli çizgeler kullanılarak özetlenebileceğini gösterdi. Onlar {\em dengeli işaretli bir çizgeyi} her bir döngüsünün kenar işaretlerinin çarpımının pozitiv olduğu bir çizge olarak tanımladılar. Bununla birlikte, bu koşulun genel işaretli bir çizgede kontrol edilmesi oldukça zordur. Bu zorluğun üstesinden gelmek için Cartwright ve Harary, işaretli bir çizgenin dengeli olabilmesi için çizgenin düğüm kümesinin, her pozitiv kenar parçaların içinde ve her negatif kenar iki parça arasında kalacak şekilde, ikiye bölünmesi gerektiğini gösteren Yapı Teoremini kanıtladılar. Tabiiki bu kümelerden birisinin boş olma ihtimalini de belirttiler. Bu koşulu doğrulamak, döngü koşulundan daha kolaydır, çünkü Yapı Teoremi negatif kenarlar kümesinin iki parçalı (bipartite) bir çizge oluşturduğunu ima etmektedir ki bunu kontrol etmek kolaydır. Geriye kalan işlem positif kenarların parçalar içinde kalıp kalmadığını değerlendirmektir ve eğer böyle ise çizge dengelidir. İşaretli bir çizgedeki dengesizlik miktarını ölçmek için ise birkaç farklı ölçüt geliştirilmiştir. Harary, {\em $l(G)$ satır endeksini}, işaretli bir çizge $G$'nin dengeli bir çizgeye dönüşmesi için işaretlerinin değişmesi gereken en küçük kenar sayısı olarak tanımladı. $l(G)$ satır endeksi, dikkate alınması gereken makul bir ölçüt gibi gözükse de, Barahona, işaretli bir çizgenin satır endeksini belirleme sorununun NP-Tam sınıfına dahil problem olduğunu gösterdi. Bu ise nispeten küçük ağlar için bile $l(G)$ değerinin hesaplanabilmesinin nerdeyse imkansız olduğunu göstermektedir. Aslında, tüm kenarların negatif olduğu ağlar için bile, $l(G)$'yi hesaplamak hala NP-Tam zorluktadır. Bu durum zor değildir, çünkü Yapı Teoremine göre en fazla negatif kena

On character degrees of finite groups and some associated graphs

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Grup yapıları ile ilişkili çizgeler aktif olarak araştırılmış ve pek çok ilginç sonuç elde edilmiştir. G sonlu bir grup ve lrr(G), G'nin indirgenemez karakterlerinin kümesi olsun. cd(G)={?(1): ??Irr(G)} kümesi, G'nin karakter derecesi olarak adlandırılır. Biz, asal köşe çizgesi, ortak bölen derecesi çizgesi ve iki-parçalı bölen çizgesi şeklindeki üç yönsüz çizgeyi cd(G) ile ilişkilendiririz. Bu çizgeler güçlü bir şekilde ilişkilidir ve birçok birleştirici özelliği paylaşır. Bu tezde, bir sonlu grup olan G'nin yapısı ve onun karakter derece kümesi ile ilişkili çizgeler arasındaki etkileşimi tartışacağız. Özellikle, asal köşe çizgesi dört uzunluklu bir döngü ya da üç uzunluklu bir patika olan çözülemez herhangi bir G grubun var olmadığını iddia ediyoruz. Ayrıca, G çözülemez olduğu zaman, ortak bölen derece çizgesi ?(G) olarak ortaya çıkabilen dört köşe ile tüm çizgelerin bir sınıflandırmasını veririz. Dahası, üçgen içermeyen asal köşe çizgelerin sonlu gruplarını ele alıp ve beş köşeli ve sonlu bir G grubu için asal köşe çizgesi olarak ortaya çıkan üçgen içermeyen sonlu çizgelerin bir sınıflandırmasını elde ediyoruz. Bu tez yazısında [9]'u takip ediyoruz ve B(G) bir patika, patikaların birleşimi ya da bir döngü olduğu zaman, G'nin bazı kuramsal grup özeliklerini çalışmaya odaklanıyoruz.

On demand QOS bandwidth management approach in software defined networking

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Geleceğin interneti için umut verici çözümlerden biri olarak görülen yazılım tanımlı ağlar (SDN), kontrol düzlemini veri düzleminden ayırması ve güvenlik, servis kalitesi (QoS), trafik mühendisliği, yük dengeleme gibi farklı alanlarda ağ uygulamaları geliştirilebilmesi için programlama yeteneği sağlaması gibi özellikleriyle karakterize edilirler. SDN'in ana amacı ağ kontrolünü denetleyici adı verilen akıllı bir yazılımla merkezi hale getirmektir. Çözümünde SDN kavramının kullanılabileceği problemlerden birisi de hizmet kalitesini sağlamak için ağ bant genişliği tahsisi sorunudur. Bu çalışma, VOIP, TCP ve UDP gibi farklı trafik türlerini yönetmek üzere kullanıcı tanımlı bant genişliği tahsisi yapılmasını sağlayan bir SDN-uygulaması önermekte ve bu QoS mekanizmasının gerçeklemesini tartışmaktadır; aynı zamanda, hangi QoS servislerinin RYU denetleyicisinde garanti altına alınabileceğini değerlendirmektedir. SDN yetenekleri, uygulamaların ihtiyaçlarına ve kullanıcı taleplerine göre, ağ bant genişliği tahsisinde kullanılabilir. Bu çalışmada ayrıca kuyrukların davranışlarını gözlemlemek üzere bir izleme sistemi önerilmiştir. Önerilen yöntem farklı uygulama gereksinimlerine göre hız vaat etmekte ve bant genişliğini sınırlamaktadır. Önerilen sistemi test etmek ve etkinliğini analiz etmek üzere SDN ağı sanal makinede çalışan Mininet üzerinde kurulmuş ve gerçeklenmiştir. Anahtar Kelimeler: Yazalım Tanımlı Ağlar (SDN), Mininet, Servis Kalitesi (QoS), RYU

On dokuzuncu yüzyıldan günümüze Azerbaycan basını: Öncüller, ardıllar ve önemli dönüm noktaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışma Azerbaycan basınında XIX. yüzyıldan günümüze kadarki dönemde yaşanan önemli dönüm noktalarını ele almaktadır. Çalışmada Azerbaycan basınının nasıl ve hangi şartlarda ortaya çıktığı, aynı zamanda gelişim süreci anlatılmıştır. Bunların yanı sıra basının ortaya çıktığı dönemde Azerbaycan ve Kafkasya'daki tarihi, siyasi, coğrafi ve kültürel duruma da değinilmiştir. Çünkü o dönemlerde Azerbaycan'da gazete veya dergi yayınlamak siyasi ve tarihi açıdan hiç de kolay olmamıştır. Çarlık döneminin Ekinci, Molla Nasreddin, Füyuzat gibi isimleri, Cumhuriyet döneminin istiklal, bağımsızlık arayışları, Sovyet dönemindeki Azerbaycan kültürünü korumaya çalışan gazetecilik ve yeniden kurulan Azerbaycan'ın özgür gazeteleri her döneme ayrı bir çeşitlilik katmaktadır. Hasan Bey Zerdabi, Celil Memmedguluzade ile başlayıp daha sonra Mehmet Emin Resulzade'nin demokratik cumhuriyetinde vücut bulan Azerbaycan gazeteciliği Sovyet döneminde zorlu sansür şartları altında çalışmasına rağmen her zaman Türkçülük, İslamcılık gibi ideolojilere sadık kalmıştır. Sonuç olarak koruduğu bu ilkeleri 1991 yılında yeniden bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan Cumhuriyetine taşımıştır. Çalışmada Azerbaycan basını dört farklı dönem olarak incelenmiştir. Bunlar Çarlık Rusyası, Cumhuriyet, Sovyet ve Modern dönemlerden oluşmaktadır. Araştırılan her bir dönemdeki siyasi ve tarihsel duruma değinilmiş, dönemin önemli gazete, dergileri ve Azerbaycan gazeteciliğinde önemli rol oynamış isimler hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmada hakkında bahsedilen bazı gazete ve dergilerin fotoğrafları da bulunmaktadır. Bu araştırmada Ekinci, Molla Nasreddin, Azerbaycan, İstiklal, Kommunist, Azerbaycan Kadını, Kirpi, Pioner, Yeni Müsavat, Ses, Ayna, Yeni Azerbaycan gibi her döneme ait gazete ve dergilere değinilmiş ve detaylı araştırması yapılmıştır.