Thesis Search




SEARCH RESULTS

Optimizing the performance of visible light communication system with angular diversity

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Telsiz bağlantılar günümüzde hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Telsiz cihazların sayısı yüksek veri hızlarına olan talep ve sürekli bağlantıda olma talebi her geçen gün artmaktadır. Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) ve Yapay Zeka (Artificial Intelligence, AI) ile ilgili hizmetlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, yüksek veri hızı ve mutlak bağlantı ihtiyacı gelecekte daha da artacaktır. Ancak böyle bir artış, tüm yeni kullanıcıları birlikte yer alabileceği etkin bir yöntem gerektirir. Radyo frekans spektrumu şuan çok sıkışık durumdadır. Araştırmacılar, sözkonusu bu yeni kullanıcıları iletişim sistemine dahil edebilmek için, lisanssız bandları ve kaynakları henüz işletilmeyen görünür ışık spektrumunu kullanmaya karar verdiler, böylece Görünür Işık iletişim (Visible Light Communication, VLC) sistemlerinin temelini oluşturdular. VLC sistemi, elektromanyetik spektrumunun bir parçası olan görünür ışık ile iletişimin gerçekleştirildiği bir sistemdir ve çoklu Işık Yayan Diyotlardan (Light Emitting Diodes, LEDs) ve Fotodetektörlerden (Photodetectors, PDs) oluşur. Bunların içinde iletişim elektromanyetik spektrumun görünür kısmı aracığıyla gerçkleşir. VLC, özellikle iç mekan ortamlarında çok sayıda uygulamaya sahiptir. VLC için mevcut optik bant genişliği birkaç THz'dir, ancak elektrik bant genişliği sadece birkaç MHz ile sınırlıdır. Yüksek veri hızı gereksinimini karşılamak için Çok-Girişli Çok-Çıkışlı (Multiple-Input Multiple-Output, MIMO) teknikleri benimsenmiştir. İç mekan MIMO-VLC sistemleri için kritik zorluklardan biri kanal korelasyonudur. İç ortam nedeniyle, özellikle görüş hattı sahıp (Line of Sight, LoS) senaryolar düşünüldüğünde sönümleme bileşenleri yoktur. Sonuç olarak, iç mekan MIMO-VLC kanalları yüksek derecede korelasyona girerek sadece düşük çeşitlilik kazancı sağlar. Benzer şekilde, bir MIMO-VLC sistemindeki çoklu veri akışlarının başarılı bir şekilde çözülmesi de yüksek kanal korelasyonu tarafından önlenir ve bu da düşük performansa neden olur. Bu nedenle, ilişkili kanal matris girişlerinin bu zorluğunun üstesinden gelmek için bir mekanizma mevcut olmalıdır. Kanal ilintisini en aza indirmek için, Açısal Çeşitlilik Alıcı (Angular Diversity Receiver, ADR) yapısı kullanılabilir. Bir ADR'de, kanal matrisinin elemanları PD'lerin normal vektörlerine bağlıdır. ADR tabanlı bir MIMO-VLC sistemi, PD'lerin normal vektörlerinin farklı yönlere yönlendirileceği bir şekilde tasarlanır. İlgili normal vektörler PD'lerin Yükseklik Açılarına (Elevation Angle, EA) bağlıdır, bu nedenle EA'ların değiştirilmesi ile ilgili normal vektörler değiştirilebilir. EA tüm PD'ler için aynı kabul edilir, dolaysıyla sabit bir EA için, MIMO-VLC sisteminde sabittir. Bu tezde, Piramit Alıcı (Pyramid Receiver, PR) adı verilen özel bir ADR türü ele alınmıştır. Değişken EA'ya sahip bir iç mekan MIMO-VLC sistemi öneriyoruz. Değişken EA MIMO-VLC sisteminde, PD'lerin EA'ları birbirinden bağımsız olarak değişir. Böyle bir MIMO-VLC sisteminde, her PD'nin kend

Optimum design of unmanned aerial vehicles using structural optimization techniques

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Teknolojinin gelişmesi ve dünya nüfusunun hızla artması ile araçların kullanım oranı büyük ölçüde artmıştır. Sıkı karbon emisyon yasaları ile endüstriler, araçların ağırlığını azaltmak ve dolayısıyla yakıt tüketimini azaltmak için optimizasyon teknikleri kullanarak birbirleriyle rekabet eder. Bu aynı zamanda maliyetin düşmesine neden olur. İnsansız hava araçları çok popüler hale geliyor ve savunma, gözetleme, haritalama, trafik kontrolü, doğal afet arama ve kurtarma vb. alanlarda kullanılıyor. Birçok insansız hava aracı türü var ve çalışmamız için Tricopter'i seçtik. Bu çalışmada, bir Tricopter model parçası üzerinde yapısal optimizasyon yapılmıştır. Öncelikle model CATIA üzerinde oluşturulmuş ve Hypermesh üzerinde analiz edilmiş, daha sonra model topoloji optimizasyon teknikleri kullanılarak optimize edilmiştir. Elde edilen optimum tasarım, ilk tasarıma göre %14.96 hafifletilmiştir.

Organik özütlerle priming uygulamalarının havuç (Daucus carota) ve soğan (Allium cepa) tohumlarının abiyotik stres koşulları altında çimlenme ve fide kalitesine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Kuraklık, tuzluluk ve yüksek sıcaklık, bitki gelişimi ve verimliliğini engelleyen önemli abiyotik streslerdir. Tohum çimlenmesi ve fide gelişimi, abiyotik strese karşı bitkinin en hassas olduğu aşamalardır. Bu nedenle, ekimden önce tohumların kalitesini artırmak, strese tolerans sağlamak için önemlidir. Bu çalışmanın amacı organik özütlerle priming uygulamalarının havuç (Daucus carota) ve soğan (Allium cepa) tohumlarının abiyotik stres koşulları altında çimlenme ve fide kalitesine etkisini araştırmaktır. Uygulamalarda deniz yosunu (%5 DY), butenolid (10-7 But) ve vermikompostun (%5 VC) tekli, çiftli ve üçlü kombinasyonları her iki türde de yüksek ve düşük kalitedeki ikişer tohum partisinde kullanılmıştır. Kuraklık stresi, farklı konsantrasyonlarda % 0, 10, 15 ve 18 PEG-6000, tuzluluk stresi ise, farklı molaritelerde 0, 50, 100, 150 mM NaCl kullanılarak simüle edilmiştir. Sıcaklık stresi ise tohumların 20, 30, 35 ve 40°C'de çimlendirilmeleriyle test edilmiştir. KMP uygulaması tohum: vermikülit:su 2:1:3 oranında soğan için 3 gün havuç için de 5 gün 15ºC'de karanlıkta yapılmıştır. Bütün katı matris priming işlemi, her iki türün tohumlarının ve fidelerinin, stres koşularında (%10, 15 PEG ve 50, 100 mM NaCl) performansını arttırmıştır. Yüksek düzeydeki stres koşullarında, % 18 PEG, 150 mM NaCl ve 40°C sıcaklık, olumlu etkide bulunmamıştır. Vermikompost soğanda ve deniz yosunu ise havuçta önemli ölçüde (P<0.05) fidelerin kalitesini artırmıştır. Düşük kaliteli havuç tohumlarında, %10 PEG'de, fide çıkışının maksimum sonucu (%85) DY'den elde edilirken, kontrol değerleri olarak %53 bulunmuştur. Yüksek kaliteli havuç tohumları için, fide uzunluğu 6.6 cm iken, kontrol grubunda 4.9 cm olarak kaydedilmiştir. Benzer şekilde, 100 mM tuzluluk stresinde, düşük kaliteli olan kontrol tohumlarında hiç çimlenme olmamıştır. Soğanda, düşük kaliteli tohumlar için, fide çıkışının en iyi sonucu (%71) VC'den elde edilirken kontrolde %54 bulunmuştur. Organik özütlerle (DY ve VC) KMP yapılan tohumların CAT, APX ve SOD aktivitesi yüksek bulunmuştur. DY ve VC'nin mineral bileşimi de butenolid kıyasla daha yüksektir. Özellikle S, Ca, Mn ve K kapsamları yüksek değerler vermiştir. Organik özütlerle yapılan katı matris priming, tüm parametreleri istatistiksel düzeyde anlamlı (P<0.05) etkilemiştir. Bununla birlikte, havuç için DY, soğan için VC, tercih edilebilecek organik özütlerdir. Anahtar kelimeler: vermikompost, deniz yosunu, butenolid, fide çıkış, enzim aktivitesi

Organizational alignment: Case study of ministry of justice of Cape Verde

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 İnsan Kaynakları Bilim Dalı
Bu tezin amacı örgütsel uyum seviyesinin ölçülmesi sürecinde örgütsel kültürünün, liderlerin değerlerinin ve örgütsel resmi boyutunun etkisini araştırmaktır. Örgüt kuramlarıyla ilgili mevcut literatür, kuruluşun stratejik hedeflerine ulaşma sürecinde örgütsel kültürü, lider değerlerinin ve örgütsel resmi boyut arasındaki etkileşimin önemini vurgulamaktadır. Çalışma, Cape Verde Adalet Bakanlığı'nda yapılmış olup, örgütsel uyum düzeyini araştırmak için kullanılan araç Vox Örgüt Analiz Aracı'dır. Vox Örgüt analiz aracı kuruluşların iç seslerinin duyulmasını sağlayan ve organizasyonun bütünsel bir vizyonuna başlangıç noktası teşkil eden bir araçtır. Örgüt işlevselliğinin resmi olmayan yönünü analiz ederek kuruluştaki uyum seviyesinin araştırılmasını sağlamaktadır. Örgütsel işlevselliğin resmi olmayan yönünü, örgütsel kültürü, liderlerin değerleri ve örgütsel işlevselliğin resmi yönünü ise örgütsel yapısı, örgütsel strateji ve örgütsel politikaları oluşturmaktadır. Enstrüman, birinci anket ile çalışanın algılamasını, örgütsel kültürü ve organizasyonun gerçek davranışını, ikinci anket ile liderlerin değerlerini ve örgütsel işlevselliğinin resmi boyutunu ölçmektedir. Örgütsel işlevselliğin resmi ve informal olan yönleri, karar verme ve davranış, insanlara göre görev oryantasyonu, yenilikçilik ve risk alma ve açık ve kapalı sistem bakımından ölçülmektedir. Elde edilen sonuçlar, örgüt kültürü, liderlerin değerleri ve örgütsel işlevselliğin resmi yönü ile uyumlu olduğunu, yani elde edilen örnekten Adalet Bakanlığının önemli bir örgütsel uyum sağladığını göstermektedir. Çalışmanın sonucunda, incelenen kuruluşun mevcut politikalarının iyileştirilmesi ile kuruluşun mevcut davranışlarının örgütsel performans ile daha iyi bir şekilde uyumlaştırılabileceği değerlendirilip önerilmektir.

Organizational commitment and work-related cultural values: The case of Turkey and Kazakhstan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2012 İşletme Yönetimi Bilim Dalı
Son derece belirsiz iş ortamı, hızlı yenilenen teknoloji ve küreselleşme sürecinin getirdiği koşullar altında örgütlerin etkinlik ve verimlilik sağlamak amacıyla gerçekleştirdikleri sonsuz değişim çabaları, örgütlerine sadık olmak ve beklendiğinden daha iyi performans sergilemek yerine örgütlerine karşı inancını kaybeden işgücü yaratmaktadır. Böyle bir eğilim tüm dünyada meydana gelmektedir, bu nedenle, örgütsel bağlılığı tamamen anlayabilmemiz için süreç ve mekanizmaların işlediği değer sistemlerin keşfedilmesi gerekmektedir. Genel anlamda kültür terimi belirli bir grubun değerleri, inançları, gelenekleri, görenekleri, düşünceleri, sanatı, hüneri ve dili gibi faktörleri içerir. Dolaysıyla, kültürlerarası araştırmalar adı geçen faktörlerin farklarını ekonomik, siyasi, sosyal ve yasal çerçeveyle ilişkisi bakımından ele almaktadır.Çalışmada, örgütsel bağlılık ve işle ilgili kültürel değerler Türk kültürünü temsil eden ve kültür bakımından güçlü bağları olan Türkiye ve Kazakistan örneklerinde incelenmiştir. Çalışmada bağlılık eğilimlerin kültürel değerlerle ilişkisi bankacılık ve üretim sektörlerinde çalışan 381 işçiden elde edilen veri kullanılmış ve analiz edilmiştir.Anahtar kelimeler: Örgütsel Bağlılık, Kültür, Türk kültürü, Türkiye, Kazakistan.

Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı adlı romanının Türkçe ve Arapça nüshalarındaki isim tamlamalarının karşılaştırmalı olarak incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Modernleşen dünya, din dil ırk farklılıkları olmaksızın insanların ortak ticari ve kültürel faaliyetler içerisinde bulunmalarına imkan vermektedir. Her geçen gün gelişen teknoloji bu paydaşlığın artmasına katkıda bulunmaktadır. Aynı payda içerisinde buluşan insanların iletişim ihtiyaçlarından dolayı dillerin ve özellikle farklı ailelerde yer alan dillerin önemi daha da artmaktadır. Bu çerçeve içerisinde farklı dil ailelerinden olan Arapça ve Türkçe incelenmesi gereken diller arasındadır. Arapça ve Türkçenin isim tamlamaları yönünden incelenmesi hem iki dilin öğretimi hem de sosyolojik anlamda ayrı bir önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Türkçe temel alınarak, Arapça ve Türkçe isim tamlamalarının karşılaştırılmasıyla iki dilin arasındaki yapısal benzerlik ve farklılıkların belirlenmesi hedeflemiştir. Çalışma kapsamında Türkçe ve Arapça isim tamlamalarının karşılaştırılmasında, karşılaştırmalı dilbilimin uygulama alanı olan karşıtsal çözümlemenin güçlü görüşü esas alınmıştır. Çalışma metedolojisinde ilk olarak Türkçe ve Arapça isim tamlamaları incelenmiş, sonrasında her iki dilin isim tamlamalarının belli başlı özellikleri üzerinde durulmuştur. Karşılaştırmaların örneklenmesi amacıyla Orhan Pamuk'un Türkçe olarak kaleme aldığı Benim Adım Kırmızı Adlı romanındaki isim tamlamaları ve bu isim tamlamalarının Arapça nüshansındaki karşılıkları incelenmiştir. Elde edilen tamlamalar yapı özelliklerine göre öbeklere ayrılmıştır. Yapılan karşıtsal çözümlemeler sonucunda, iki dilin isim tamlamaları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları tespit edilmiştir.Çalışmanın, hem dil öğrenimi ve öğretimine, hem de tercüme sorunlarının çözümüne olumlu katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Orhan Pamuk'un Kara Kitap adlı romanının Gürcüce çevirisi üzerine karşılaştırmalı bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Orhan Pamuk, 2006'da kazandığı Nobel Ödülü ve özellikle Türkiye'de yoğun tepkiye sebep olan siyasi açıklamaları sayesinde, belki dünya çapında en çok tanınan ve eserleri en çok dile çevrilmiş Türk yazarıdır. Oryantalizm etkisi, Doğu-Batı çatışması, Türkiye'nin sosyal yapısı gibi meselelere sıkça ve yakından değinmektedir. Post-modern eserleri, özellikle Batı'da yoğun ilgi çekmiştir ve edebiyat zevkleri daha çok Batı'da hâkim yönelimlere göre oluşan Gürcistan da istisna olmamıştır. Orhan Pamuk'un eserlerinin ilk Gürcüce çevirileri onun Nobel Ödülü sahibi bir yazar olmadığı dönemlere ait ve 1990'lı yıllarda çıkan edebiyat dergilerine kadar gidiyor. Orhan Pamuk'un eserlerinin Gürcüce çevirileri arasında, Nana Canaşia tarafından çevrilmiş ve belki Gürcistan'da en popüler Orhan Pamuk romanı Kara Kitap'ın özel bir yere sahip olduğu söylenebilir – çevirmenin Türk kültürü bilgisi, metne yaklaşımı, mecaz, deyim ve benzer, kültüre özel ayrıntıları aktarırken seçtiği çözümlerin özel bir dikkate değer olduğu söylenebilir. Yüksek lisans yükümlükleri kapsamında ele alınan çalışmamızın amacı, Kara Kitap'ın Türkçe orijinalı ve Gürcüce çevirisini karşılaştırarak, çevirmenin faydalandığı yöntemleri, mecaz, deyim ve Türk kültürü bilgisi az okurlar için anlaşılması zor bölümleri çevirirken bulduğu çözümleri incelemektir. Kaynakça olarak, romanın orijinali ve Gürcüce çevirisi başta olmak üzere, çeviribilim alanında kaleme alınmış çeşitli çalışmalara, Tiflis'te yayımlanmış Türkçe Deyimler Sözlüğü dahil olmak üzere, çeşitli sözlüklere ve Türkçe-Gürcüce edebiyat çevirilerine katkıda bulunan çevirmenlerin tecrübesine başvuruldu.

Orhan Pamuk'un romanlarında Batı imgesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu araştırma Orhan Pamuk'un romanlarındaki Batı imgesini tahlil eder. Özellikle bu çalışma, Türk kimliğinin Batı dünyası tarafından nasıl etkilendiğini irdeler. Türk kimliği sorunu Pamuk'un romanlarında ele alınan bas¸lıca temalardan biridir. Pamuk, ilk romanı Cevdet Bey ve Ogˆulları'ndan itibaren Dogˆuyla Batı arasında salınan bir dünyaya ait olan karakterlerin kimlik krizini derinlemesine incelemis¸tir. Günümüzde Türkiye Doğulu ve Batılı kültürlerin arasında bir köprü olarak görünür. Pamuk da eserlerinde ustaca Batılı ve Doğulu edebiyat geleneklerini birbirine karıştırır. Buna rağmen, karakterlerinin açmazları daha karmaşık bir gerçeği gösterir: Bireylerin, bu iki farklı dünyadan gelen gerilimler arasında bir denge bulmakta sorun yaşadıkları görülür. Antropolojinin kuramlarını ve edebiyat eleştirisini birleştiren bir disiplinler arası yaklaşım kullanarak, bu çalışma, Pamuk'un romanlarında, hangi düşünce, değer ve kavramların Batı dünyası ile bağdaştırıldığını belirlemeyi hedefler.

Orhan Pamuk'un romanlarında üçgen arzu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Fransız edebiyat kuramcısı Renê Girard, 1961 yılında yayınladığı Romantik Yalan ve Romansal Hakikat: Edebi Yapıda Ben ve Öteki adlı kitabında dünya edebiyatının temel klasik romanlarını inceleyerek bir Üçgen Arzu modeli oluşturur. Buna göre, karakterler arasındaki ilişkiler ağı üzerinden romanın yapısı ve anlatı gücü üzerinde yorumlar geliştirir. Üçgen arzu kuramında arzulanan bir nesne (kişi, durum, vb) arzulayan bir özne ve bir de arzuyu dolayımlayan (harekete geçiren) yer alır. Bu kurama göre, özne nin arzusu çoğunlukla saf değildir, kaynağında bir dolayımlayıcı yer alır. Arzunun kendiliğinden ortaya çıkması ile bir dolayımlayıcı tarafından ortaya çıkarılması romanın niteliğini belirleyen bir durumdur. Örneğin, bir roman arzunun kendiliğindenliğini yüceltiyorsa romantik , bu yüceltimi kurcalıyor ve arzunun dolayımlanmış niteliğini açığa çıkarıyorsa romansal eserdir. Orhan Pamuk'un Romanlarında Üçgen Arzu adlı çalışmanın Giriş bölümünde Orhan Pamuk'un seçtiğimiz romanlarının bu kurama uygunluğu üzerinde durulmuş, Girard'ın Romantik Yalan ve Romansal Hakikat adlı kitabında ortaya koyduğu üçgen arzu kuramı hakkında bilgi verilmiş, yazarın gönderme yaptığı felsefi kavramlar açıklanmıştır. Daha sonra Orhan Pamuk'un Sessiz Ev, Kara Kitap, Yeni Hayat, Masumiyet Müzesi ve Kırmızı Saçlı Kadın romanlarında Girard'ın üçgen arzu diye kavramsallaştırdığı ilişki ağı saptanmış, bu üçgenlerin romanın yapısındaki yerini sorgulamak amacıyla karakterlerin arzularının ne kadar özgün, ne kadar taklit olduğu, arzunun kimden ve nasıl kaynaklandığı incelenmiştir. Bu romanlardaki üçgen arzu nun yanı sıra karakterlerde etkin bir şekilde görülen ressentiment , mutsuz bilinç , bozuk inanç gibi kavramlar üzerine de yorumlar yapılmıştır. Sonuç bölümünde elde edilen verilerden yola çıkarak bu romanlarındaki dolayım ilişkisinin değerlendirmesi yapılmıştır. Kaynaklar bölümünde ise tezi yazarken faydalanan kitaplar, makaleler, tezler alfabetik bir şekilde sıralanmıştır. Bu çalışmada Orhan Pamuk'un romanları üçgen arzu kuramına göre incelenmiş ve sonuçta romansal roman sınıfına girdikleri saptanmıştır. Tezin amacı, Orhan Pamuk'un romanlarına üçgen arzu kuramını uygulayarak bu eserlerin niteliği üzerine bir sonuca ulaşmak ve yeni bir okuma biçimi kazandırmaktır.

Orijin ülke imajı ve sosyal medya faaliyetlerinin müşteri değeri aracılığıyla satın alma niyeti ve sadakat eğilimine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışmada sosyal medya kullanıcılar ile ilişkili olan işletmenin müşteri sermayesinin sürükleyicileri olarak bilinen marka sermayesi, değer sermayesi ve ilişkisel sermayesini etkileyen önemli faktörler üzerinde araştırılmıştır. Sosyal medya ortamında orijin ülke imajı ve algılanan sosyal medya pazarlama faaliyetlerinin müşteri sermayesinin sürükleyicileri üzerindeki etkisi, müşteri sermayesi sürükleyicilerinin müşteri satın alma niyeti ve sadakat eğilimi üzerindeki etkisini inceleyerek, işletmelerin pazarlama performasını yükseltmek için ne tür pazarlama çabalarına odaklanması gerektiği vurgulamak çalışma amacını oluşturmaktadır. Sosyal medya kullanıcılar üzerinde anket uygulanmıştır, toplanan veriler üzerinde doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modeli analizi yapılarak hipotezler test edilmiştir. Araştırma sonucuna göre sosyal medya pazarlama faaliyetleri ve orijin ülke imajının sosyal medya kullanıcılara ilişkin müşteri sermayesinin sürükleyicileri üzerinde pozitif etkisi olduğu, müşteri sermayesi boyutları müşterilerin satın alma niyetine ve sadakat eğilimine pozitif etkisi olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelime: Orijin ülke imajı, Sosyal Medya Pazarlama Faaliyetleri, Müşteri Sermayesi, Sadakat Eğilimi, Satın Alma Niyeti

Orman ürünleri sektöründe Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki dış ticaretin analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Ormancılık Ekonomisi Bilim Dalı
Bu tez çalışması, 2006 – 2016 yılları arasındaki dönemi kapsamaktadır. Avrupa Birliği (AB) ile orman ürünleri ticaretindeki Türkiye'nin rekabet avantajını analiz etmek için altı ayrı (RCA, RXA, RMA, RTA, CRXA ve CRMA) gösterge kullanılmıştır. Bulgular, Türkiye'nin AB ülkelerine kıyasla karşılaştırmalı bir dezavantaja sahip olduğunu göstermiştir. Türkiye'nin AB ülkelerinin çoğu ile orman ürünleri ticaretinde rekabet avantajı olmamasına rağmen, Kıbrıs, Yunanistan, İrlanda, Malta ve Birleşik Krallık'tan daha rekabetçi olduğu belirlenmiştir. Türkiye ile AB arasında orman ürünlerinin ticaret düzeyini etkileyen faktörleri anlamak için, Çekim Modeli, Sıradan En Küçük Kareler, Rastgele Etkiler, Sabit Etkiler ve Hausman-Taylor yöntemleri ile panel verileri kullanılarak tahminler yapılmıştır. Sonuçlar, ticaret ortaklarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarının (esneklik değerleri, Sabit Etkiler Modelinde hesaplanan 2,8 değeri hariç olmak üzere, 0,94 ile 1,54 arasında yer almaktadır) tüm diğer faktörlerin üzerinde, Türkiye'den AB'ye orman ürünlerinin ihracatını önemli ölçüde etkilediğini göstermiştir. Türkiye'nin orman ürünleri ticareti alanındaki ihracat potansiyelini belirlemek için tahmini esneklikler kullanılmıştır. Bulgular, 2006 ile 2016 dönemi boyunca Türkiye'nin aktüel orman ürünleri ihracat değerinin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Lüksemburg, Hollanda ve Polonya'ya tahmin edilen orman ürünleri ihracat değerinin altında kaldığını göstermektedir.

Orta Asya cumhuriyetlerinde ulus-devlet inşa süreci ve Rus azınlığın temel sorunları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Orta Asya Cumhuriyetlerinde Ulus-devlet İnşa Süreci ve Rus Azınlığın Temel Sorunları başlığı altında yürütülen bu tez çalışması, Orta Asya'da devletlerinde halen devam etmekte olan ulus inşa sürecinin gelişmelerini ve bu bağlamda mevcut gelişmelerin Rus azınlık üzerindeki etkisini incelemeyi ve geleceğe dair görüşler sunmayı amaçlamaktadır. Orta Asya'nın etnik yapısında, sayı olarak bölge halklarından sonra ikinci sırada gelen ve bölgeye yabancı olan en önemli etnik birim, Ruslardır. Çalışma kapsamı itibariyle Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan'da yaşayan Rus azınlığı ele almıştır. Orta Asya devletlerinde yaşanan ulus-devlet inşa süreci,Rus azınlığın,farklı bölgelere göç etmelerine neden olmuştur. Bunun yanında bölgede yaşayan Rusların, Rusya tarafından siyasi amaçlar doğrultusunda yönlendirilme olasılığı, devletlerin etnik yapısındaki durumlarına bağlıdır. Kazakistan dışındaki diğer bölge devletlerinde, Rus azınlığın taraf olduğu bir çatışmanın yaşanması zor bir ihtimaldir. Ancak yine de bölge devletlerinin yürüttüğü azınlık politikaları, bu ihtimalin gerçekleşip ya da gerçekleşmemesinde önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Orta Anadolu Bölgesi akeramik neolitik dönem faunası - çevresel özellikler mi, kültürel tercihler mi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Tarih Öncesi Arkeolojisi Bilim Dalı
İnsanlar, bu gezegende yolculuklarının başlangıcından beri diğer hayvanlarla yan yana yaşamış, çeşitli ihtiyaç ve şartlar için kaçınılmaz olarak farklı hayvanlara bağımlı hale gelmiştir. Bir yandan tamamen doğaya bağlı olan tarihöncesi insanlar, hayatta kalmak için gerekli olan yiyecek ve çeşitli hayvansal ürünlere ulaşmak amacıyla hayvanları avlamak ve yoğun bir şekilde kullanmak zorunda kalmışlardır. Diğer yandan, Paleolitik Çağ'dan beri insanlar bu hayvanlara tapmış, saygı göstermiş ve çeşitli sembolik uygulamalarda değerli olarak görmüşlerdir. Dolayısıyla, günümüz toplumları gibi, tarihöncesi dönemdeki insan-hayvan ilişkileri de karmaşık ve çok boyutluydu. Hayvanlarla insanların bu karmaşık ilişkilerinin en önemli aşaması belki de, insanların kültürel evriminin birçok dönemleri arasında, yerleşik yaşama geçilen Akeramik Neolitik Dönem'in erken evrelerinde gerçekleşmiştir. Daha önceki dönemlerin aksine her yıl boyunca belirli bir yerde yaşamakta olan Neolitik toplumlar, esas olarak yaygın bir şekilde özellikle yerel çevrede mevcut olan hayvanları avlamaya başladı. Hayvanlar da, çevresinde gerçekleşen bu garip ve tamamen yeni değişimlerle baş etmek zorunda kalmıştır. Böylece hem insanlar hem de hayvanların yaşam biçimlerini değiştiren bu karşılıklı yeni ilişkiler, Anadolu ve Batı Asya'daki Akeramik Neolitik yerleşmelerdeki toynaklı hayvanların ilk evcilleştirilmesini teşvik etmiştir. Dolayısıyla, insan-hayvan ilişkilerinin herhangi bir yönünü incelerken, bu geçiş dönemindeki karmaşık ilişkilerin üzerine ayrıntılı çalışılması gerekmektedir. Orta Anadolu, Neolitik dönemin önemli çekirdek bölgelerinden biri durumundadır. Bu sebeple, Orta Anadolu'da özellikle Akeramik Neolitik dönemde yaşanan insan-hayvan-çevre ilişkilerinin incelenmesi bu tez çalışmasının en önemli amaçlarından birisini meydana getirmektedir. Orta Anadolu'da kazısı gerçekleştirilen yedi Akeramik Neolitik yerleşmeden elde edilen hayvan kalıntılarının karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi, bu tezin ilk aşamasını oluşturmaktadır. Çalışmanın ikinci aşaması ise, Orta Anadolu Akeramik Neolitik yerleşmelerdeki tespit edilen bütün hayvan türlerinin kataloğunun oluşturulmasıdır. Üçüncü aşamada, kataloglaması yapılan, memeliler, kuşlar, sürüngenler, balıklar ve omurgasızlardan oluşan, toplam elli altı türe dair detaylı bir değerlendirme yapılmıştır. Son aşamada ise, bu türlerin toplumun sosyo-kültürel ihtiyaçları için mi yoksa yaşanılan çevrede doğal olarak var olmaları sonucu mu tercih edildikleri tartışılmaktadır. Orta Anadolu'nun Kapadokya ve Konya Ovası'nda yer alan Akeramik Neolitik yerleşmelerdeki doğal çevrelerde yoğunlukla görülen ve oldukça uysal bir tür olduğu için koyunun ilk olarak evcilleştirme sürecine girmiş olabileceği önerilebilir. Fakat bu yerleşmelerin çağdaşı olan Güneydoğu Anadolu yerleşmelerinde evcilleştirilmiş olan yabani domuz ve yabani sığırın, Orta Anadolu'da uzun süre kontrol altına alınmadığı veya evcilleştirmek için tercih edilmediği bilinmektedir. Öte

Orta Asya coğrafyasında Çin ve Rusya arasında işbirliği ve rekabet potansiyeli

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Sovyetler Birliği'nin parçalanması ile Avrasya'nın coğrafi merkezi Orta Asya bölgesinde 5 yeni bağımsız devlet ortaya çıkarken uluslararası sistemde Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti bölgesel güç olarak yeni statüsünü kazanmışlardır. Ancak SSCB'nin ardında bıraktığı boş alanın iki bölgesel güçten kimin hâkimiyetinde olduğu tartışılmaktadır. Merak edilen soru şudur ki; Orta Asya bölgesinde Rusya ve Çin işbirliği içinde mi yoksa rekabet içinde mi? Bu soru eksenli yazılmış olan bu tez çalışmasında Orta Asya bölgesindeki Rusya ve Çin ilişkileri incelenmektedir. Konu bağlamında Orta Asya'nın güvenlik mimarisindeki Rusya öncülüğündeki Kolektif Güvenlik Antlaşması (KGAÖ) ve Çin öncülüğündeki Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ele alınırken, bölgenin ekonomik alanda Rusya öncülüğündeki Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ve Çin'in Yeni İpek Yolu Projesi (YİYP) ele alınmıştır. Sonuç olarak bu tez çalışması ile Rusya ve Çin'in Orta Asya'da yakın ve orta vadede ciddi rekabet içine girmeyeceğini, rekabetten çok işbirliği izleyeceği doğrultusunda hipotez öne sürülmüştür.

Orta Asya geçiş ekonomilerinde doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerine etkisi: Ampirik bir analiz

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
1980'lerin sonu 90'lı yılların başında gerçekleşen Berlin Duvarı'nın yıkılması, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)'nin dağılması sonucunda yeni bağımsız devletlerin doğuşu literatüre 'Geçiş Ekonomisi' kavramını eklemiş ve yaygın olarak kullanılmaya başlayan bu kavramın altında ülkeleri farklı şekilde sınıflandırmaya tabii tutularak incelenmiştir. Ancak Eski Sovyetler Birliği üyesi olan Orta Asya (Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Türkmenistan, Özbekistan) ülkeleri diğer geçiş ekonomilerinden ayrı değerlendirmelidir. Bunun asıl nedeni bu ülkelerde önemli makroekonomik istikrarsızlıklar söz konusu olup, bunun yanında serbest piyasa ekonomisine uyum sırasında liberalizasyon politikalarını gerçekleştirmiştir. Geniş ekonomik büyüme literatürü, ekonomik büyüme üzerine doğrudan yabancı yatırımlar (DYY)'ın pozitif yönde etki ettiğini göstermektedir.Bu gerçekten yola çıkarak çalışmanın amacı Orta Asya geçiş ekonomileri (OAGE)'nin ekonomik büyümelerini sağlamak için uyguladığı DYY çekme politikalarını inceleyerek bu ülkelere giren DYY'ın ekonomik büyümeleri üzerine etkisini amprik olarak incelemek ve bu analizden elde edilen sonuçlar doğrultusunda OAGE için politika önerilerinde bulunmak olmuştur. Çalışmanın birinci bölümü genel olarak geçiş ekonomisi kavramını inceleyip, OAGE'inde gerçekleşen serbest piyasa ekonomisine uyum sırasında uyguladıkları reformlarlar ve reformların başarı derecesini incelemiştir. Bölüm ardından OAGE'in makro ekonomik göstergelerini inceleyerek DYY politikalarına değinmiştir. İkinci bölüm DYY'ın teorik incelemesi olup, DYY'ın ekonomik büyüme üzerine etkilerini inceleyen amprik bulguları ortaya koymuştur. Bu çalışmalarda DYY'ın ekonomik büyüme üzerine pozitif etki gösterdiği sonucuna varılmıştır ve üçüncü bölüm OAGE açısından bu bulguların geçerliliği test edilmiştir. Çalışmanın amprik sonucuna göre OAGE'inde DYY'ın %1 artışı GSYİH'yı %0.21 arttırmaktadır. Buna ek olarak diğer değişkenler kapsamında incelenen amprik test sonucuna göre OAGE'inde ihracat, sanayi, işgücünün de ekonomik büyüme üzerine pozitif etki gösterdiği sonucuna varılmıştır.

Orta Asya jeopolitiği ve jeoekonomisinde Kırgızistan'ın yeri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Çin ve Rusya'nın coğrafi yakınlıklarından dolayı Orta Asya bölgesi ile eski zamanlardan beri siyasi, ekonomik ve güvenlik alanında sıkı ilişkileri bulunmaktadır. Belirtilmesi gereken önemli husus şimdiye kadar Rusya ve Çin, Orta Asya bölgesi üzerinde ekonomik çıkarları yüzünden birbirine rakip olarak büyük çatışmaya girmemişlerdir. Çalışmamın amacı jeopolitik bağlamda Rusya ve Çin'in Orta Asya politikalarından yola çıkarak Kırgızistan'ın yerini saptamaktır. Bahsi geçen bölgesel güçlerin, Orta Asya devletleri bağımsızlıklarını kazandıktan sonra, onlara yönelik politikalarını dönemlere ayırarak gerçekleşen değişiklikleri jeopolitik bağlamda açıklamaktır. Çalışma nitel araştırmadır, sonuca ulaşmak için betimleme ve karşılaştırmalı tarih yöntemi kullanılmıştır. İlk olarak, Kırgızistan, Çin'in yatırımlarından ve yeni projelerinden yararlanmalıdır. Bu yüzden 2013 yılında ortaya atılan, Çin Halk Cumhuriyeti'nin günümüzün en ilgi çekici projesi olarak sunulan 'Bir Kuşak, Bir Yol' projesinin bir parçası olarak 'Çin-Kırgızistan-Özbekistan Demir Yolu' kurulursa ve Kırgız hükümeti akıllıca politika uygularsa bu proje Kırgızistan'ın gelişmesi için katkı sağlayacaktır. Bu proje, Çin için bir yandan Avrupa'ya daha kısa yol kurularak zaman tasarrufu sağlayacağından, ayrıca Kazakistan'da yapılmış olan demir yoluna bir alternatif olması açısından, diğer yandan da Doğu Türkistan bölgesinin güvenliği bakımından önemlidir. İkinci olarak, Kırgızistan, diğer bir büyük komşusu olan Rusya ile de iyi ilişkilerde bulunmalıdır. Çünkü sınırdaş, yan komşusu olan devasa Çin'i dengelemek ancak çok yönlü dış politika izlemekle mümkündür. Günümüzde Batı dünyası ile çatışma halinde olan Rusya, Kırgızistan için fazla tehdit oluşturmamaktadır. Lakin oldukça kalabalık nüfusa sahip olan ve hemen yanı başında yer alan Çin, Kırgızistan için demografik açıdan bir tehdit oluşturabilecektir.

Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde istihdam politikası: Kırgızistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 İktisat Politikası Bilim Dalı
Çalışmada Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde, günümüzde gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, her ekonominin en aktüel konularından biri olan işsizlik sorunu ve bu ülkelerde uygulanan istihdam politikaları ele alınmıştır. Çalışmanın amacı geçiş ekonomi olarak adlandırılan bu ekonomilerde, işgücü piyasası yapısı ve özellikleri, uygulanan istihdam politikaları ve onların başarılılığı analiz ederek, istihdam politikası ile ilgili öneriler getirmektir.

Orta asya ülkelerinde ekonomik büyüme , enerji yoğunluğu ve karbon emisyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 İktisat Bilim Dalı
Bu çalışmada, Orta Asya ülkelerinde (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) ekonomik büyüme, enerji yoğunluğu, ekonomik büyüme ve karbon emisyonu arasındaki ilişki 1994-2014 dönemi panel veri kullanılarak analiz edilmektedir. Ekonomik büyüme ve belirleyicileri için dört ülkenin verileri kullanılarak sabit etkiler panel tahminlemesi yapılmıştır. Türkmenistan'ın verilerine tam ulaşılamadığı için modele dahil edilmemiştir. Ekonomik büyüme üzerinde tüm açıklayıcı değişkenlerin etkisi istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlü olarak tahmin edilmiştir. Ekonomik büyüme karbon emisyonu ilişkisini içeren beş ülkenin (Türkmenistan dahil) panel verilerine dayalı ikinci model sonuçlarına göre karbon emisyonu üzerinde enerji kullanımı ve nüfus değişkenlerinin etkisi istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlü iken ekonomik büyüme değişkeni ise istatistiki olarak anlamlı ancak negatif etkiye sahip olduğu tahmin edilmiştir. Ekonomiler büyürken karbon emisyonu azalmaktadır.

Orta Asya ülkelerinde elektrik enerji tüketimi, ekonomik büyüme ve doğrudan yabancı yatırım ilişkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 İkt. Gelişme ve Uluslararası İkt. Bilim Dalı
Enerji sektörünün ülkelerin ekonomik büyüme ve kalkınmasındaki rolü şüphesiz ki tartışılmazdır. Bu nedenle bu sektörün yapısı ve işleyişi büyük önem kazanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları, sürekli devam eden doğal olarak var olan enerji akışından elde edilen enerjidir. Orta Asya ülkelerinde yenilenebilir enerji kaynaklarından biri elektrik enerjisidir ve bu sektörün gelişimi için bölge ülkelerinin zengin hidroelektrik kaynaklarından istifade edilmesine bağlıdır. Enerji kullanımı sosyo-ekonomik kalkınma göstergelerinden biridir. Enerji kullanımı ve büyüme arasındaki ilişkisi ile ilgili çok geniş bir literatür mevcuttur. Bu çalışmada literatürden farklı olarak, üçüncü bir değişken olan büyümenin yanında doğrudan yabancı yatırımı (DYY) da eklemiştir. Çalışmada, DYY'ı büyümenin bir sonucu olup olmadığı, aynı zamanda büyümenin enerji tüketimin de artış meydana getirip getirmeyeceği zaman serisi ve panel veri yöntemleri ile analiz edilmiştir. Bu çalışmada, 1992-2014 yılları arası yıllık verilerini kullanarak beş Orta Asya (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) ülkelerinin elektrik enerji tüketimi, ekonomik büyüme ve DYY ilişkisini, zaman serisi ve panel veri analizi doğrultusunda analiz edilmiştir. Çalışmada ilk olarak zaman serisi analizinde serilerin durağanlığını sağlanmış, sonrasında değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olup olmadığını Johansen eşbütünleşme analizi ile gerçekleştirilmiştir. Johansen analizi sonucunda Kırgızistan dışında diğer her ülkede değişkenler arasında pozitif bir etkileşim meydana gelmiştir. Johansen analizinden sonra her ülke için Granger nedensellik uygulanmıştır. Granger nedensellik analizi sonucunda Kazakistan ve Türkmenistan'da DYY'dan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü ve DYY'dan elektrik enerji tüketimine çift yönlü pozitif ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Özbekistan'da sadece ekonomik büyümeden elektrik enerji tüketimine doğru tek yönlü pozitif ilişki olmuştur. 1992-2014 döneminde Kırgızistan ve Tacikistan'da bu üç değişken arasında hiç ilişki olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Panel veri analizi kapsamında, elektrik enerji tüketimi, büyüme ve DYY değişkenlerine yapılan bir, iki ve üç gecikmeli panel nedensellik testi uygulanmıştır. Bir gecikmeli panel nedensellik analizi sonucunda büyümeden elektrik enerji tüketimine doğru tek yönlü ve DYY ile elektrik enerji tüketimi arasında çift yönlü pozitif bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. İki gecikmeli ile DYY'dan elektrik enerji tüketimine doğru tek yönlü ve üç gecikmeli ile büyümeden elektrik enerji tüketimine de tek yönlü pozitif bir ilişki olduğuna ulaşmıştır. Anahtar Kelimeler: Elektrik Enerji Tüketimi, Ekonomik Büyüme, Doğrudan Yabancı Yatırım, Orta Asya Ülkeleri, Zaman Serisi Analizi, Panel Veri Analizi

Orta Asya'da bölgesel birlik tartışmaları ve Türkiye

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Diğer
Bu tezin amacı Orta Asya'da Bölgesel Birlik Tartışmaları ve Türkiye konusunun incelenmesini sağlamaktır. Bölgesel Birlik kavramı, Orta Asya'nın dünyaya entegrasyonu açısından gündemde olan bir konu. Bu süreçte, Orta Asya'daki politik ve ekonomik entegrasyon çabaları, Orta Asya ülkelerindeki entegrasyon sorunları ve Orta Asya'daki Bölgesel Birlik arayışlarında uluslararası aktörlerin rolü çok önemlidir. Yapılmak istenen bu belirleyicilerin süreçteki rolünü değerlendirmektir.Bağımsız Devletler Topluğu (BDT), Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ), Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO), Büyük Orta Asya Projesi, Avrasya Ekonomik Topluluğu (AET) ve küçük boyutlarda Orta Asya bölgesel entegrasyon girişimleri bu tezde değerlendirildi. Bu nedenle dünya genelinde ve bölgede söz sahibi olan üç büyük güçten (Rusya, ABD ve Çin) ise Orta Asya ile ilgili gelişmelerde etkin birer aktör olarak bahsedildi.Ayrıca çalışmada, Türkiye'nin Orta Asya devletleri ile aynı din, dil ve kültür gibi ortak bileşenleri paylaşan bir ülke olarak bölgedeki ağabey politikasından vazgeçerek, son zamanlarda daha realist bir şekilde; yapılan işbirliği çalışmalarına müdahil olup bölge devletleriyle siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal konular ile eğitim ve din alanlarında daha da geniş kapsamlı ilişkiler geliştirdiği yönündeki gözlemlere de yer verilmektedir.Sonuç olarak, Orta Asya devletlerinin ekonomik ve siyasi gelişmesinde entegrasyonun önemi büyüktür. Tabii ki, entegrasyonun gerçekleşmesi ve başarılı bir şekilde uygulanması için belirli usuller ve prensiplere bağlı kalınması gerekir.