Thesis Search




SEARCH RESULTS

Orta Asya'da büyük güç bölgeselciliği: Avrasya Ekonomik Birliği, Yeni İpek Yolu ve İpek Yolu ekonomik kuşağı projeleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bölgesel bütünleşme, bölge-içi aktörlerin yürüttüğü bir süreçtir. Ancak Orta Asya'da bunun tersi gözlemlenmiştir. Bölgenin siyasi-ekonomik dokusu ve kalkınması üzerinde bir etki kurmaya çalışan bölge-dışı büyük güçler, kendi stratejik çıkarları için çeşitli bölgeselcilik projelerini öne sürmüştür. Rusya, ABD ve Çin Avrasya Ekonomik Birliği, Yeni İpek Yolu ve İpek Yolu Ekonomik Kuşağı projeleri kapsamında kendi bölgeselcilik modellerini bölgeye empoze etmeye çalışmışlardır. Ancak bu projeler mevcut bütünleşme kuramlarının çerçevelerine tam olarak uymamaktadır. Bu sebeple bu tez söz konusu projeleri Büyük Güç Bölgeselciliği (BGB) olarak kavramsallaştıran bir kuramsal çerçeve ile tanımlamıştır. BGB büyük güçlerin kendi çıkarlarını korumak, güçlerini artırmak ve etki alanlarını genişletmek amacıyla bölgeselciliğe başvurduğunun altını çizer. BGB genelde bir büyük gücün kendi coğrafi bölgesinden çevreye yayılır ve esas olarak farklı kültür ve kimliğe sahip olan başka bir bölgede veya bölgelerde büyük güç-merkezli bölgeselciliği beraberinde getirir. BGB, bölge-dışı bir büyük gücün önderliğindeki bölgesel bütünleşme sürecinin bir jeopolitik etki aracı olarak kullanıldığını ifade eder. Bu durumda bölgesel bütünleşme nihai bir amaç değil, büyük gücün stratejik hedefine ulaştıran bir araç işlevi görür. Buna ek olarak tezde bu bütünleşme projelerinin Orta Asya'da sürdürülebilirliği ve bölge üzerindeki etkileri analiz edilmektedir. Tezde, büyük güçler tarafından ve onların çıkarlarını koruyacak şekilde geliştirildiğinden dolayı, BGB projelerinin bölgesel ve küresel oyuncuları bir araya getirip işbirliğine teşvik edici bir pratik çerçeve sunamayacağı sonucuna varılmaktadır. Bu bağlamda her büyük gücün bölgesel bütünleşme yaklaşımının birbirinden farklı olduğunun altı çizilmekte, öte yandan bölgeye yaklaşımlarında bölge ülkelerinin beklentilerinden ziyade kendi çıkarlarını ön plana almaları açısından benzerlik bulunduğu öne sürülmektedir. Ancak bu projeler başarıyla hayata geçirilse, Orta Asya devletlerinin siyasi bağımsızlığını gölgelemekle birlikte bölge ülkelerine sosyoekonomik yararlar sağlayabileceği göz ardı edilemez. Anahtar Kelimeler: Orta Asya, Büyük Güç Bölgeselciliği, Avrasya Ekonomik Birliği, Yeni İpek Yolu, İpek Yolu Ekonomik Kuşağı.

Orta Asya'da güvenliğin sağlanmasında Kazakistan'ın rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Sovyet Birliği'nin çöküşü yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Bağımsızlığını yeni kazanan devletler güvenlik sorunları ile karşılaşırken aynı zamanda kendi yönetim türlerini şekillendirme ve kendi politikalarını izleme fırsatı yakalamıştır. Kazakistan bağımsızlığını kazanan ülkeler arasında kendi ayakları üzerinde hızla yükselmeyi başarmıştır. Kazakistan Sovyet Birliği'nin nükleer mirasından kurtularak ve çok taraflı politika izleyerek komşuları ile olan sınır sorunlarını çözebilmiştir. Bu politikalar, diğer ülkeler ile dostane ilişkilerin korunmasına ve uluslararası ve bölgesel örgütlere katılmada Kazakistan'a yardımcı olmuştur. Ayrıca Kazakistan'ın dış politikası, ülkeyi dünyada barış ve istikrarın bir destekçisi olarak sunmuştur. Bu tez, 1991 yılı sonrasında bölgesel güvenliği sağlamak amacıyla oluşturulan organizasyonları ve bunların faaliyetlerini analiz etmektedir. Bununla birlikte Kazakistan'ın bu örgütlerdeki faaliyetleri de incelenmiştir. Bu araştırma, Orta Asya'da güvenliğin sağlanmasında Kazakistan'ın rolünü ve Kazakistan'ın dünyada olumlu bir imajının olup olmadığını ve bölgesel bir güç olarak tanınıp tanınmadığını araştırmayı amaçlamaktadır.

Orta Asya'da islâm yargı teşkilâtı ve işleyişi (1709-1876 Hokand Hanlığı ve 1865-1928 Rus işgali süreci örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 İslam Hukuku Bilim Dalı
Tarihte Orta Asya Türk Hanlık'ları olarak bilinen Buhara Hanlığı ve Hive Hanlığı arasında Hokand Hanlığı da yer alıyordu. Bu topraklarda tarihte Orta Asya Ekolü adıyla İslâm Hukuku alanında birçok ulemâ yetişmiş ve alanla ilgili pek kıymetli eser telif edilmiştir. Buhara Hanlığı ile Hive Hanlığı'nın yargı teşkilâtı ile ilgili araştırmalar yapılmış, Hokand Hanlığı yargı teşkilâtı konusu ise henüz çalışılmamış ve bu konudaki eksiklik giderilmesi gerekiyordu. Tezimiz önsöz, kısaltmalar, içindekiler, üç bölüm, sonuç, kaynakça ve ekler kısmından oluşmaktadır. Giriş kısmında araştırmanın amacı, sınırlandırılması, yöntemi ve kaynakları yer alırken, birinci bölümde Hokand Hanlığı'nın siyasî tarihi, idarî, sosyokültürel, etnik yapısı, ekonomik durumu, eğitim politikası ve dinî durum konuları işlenmiştir. İkinci bölümde ise Çarlık Rusya'nın Hokand Hanlığı'nı işgal süreci, işgal gerekçeleri ve onun altındaki asıl amaçlar, işgalci hükümetin hanlığın eğitim, sosyal, kültürel ve yargı alanında yaptığı yenilikçi hareketler araştırılmıştır. Üçüncü bölümde de Hanlık'taki şerî mahkemeler ve biy mahkemelerinin yapısı, işleyişi, verdiği kararlar incelenmiş ve işgal sürecinde şerî mahkemeler ve biy mahkemelerinin ilga süreci ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler : Hokand Hanlığı, Rus İşgali,Şerî Mahkemeler, Biy Mahkemeleri.

Orta Asya'da radikal İslam'ın doğuşu ve yükselişi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Günümüzde aşırılık yanlılarının, siyasal iktidarın ele geçirilmesi de dâhil olmak üzere, terör yöntemlerine geçişleri ile Orta Asya'da İslami aşırılık ideolojisinin hızla yayılma gösterdiği görülmektedir. Bu süreçler bölge devletleri ile beraber komşu ülkeler için de ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Bu tez, Orta Asya nüfusunun radikalleşmesinin temel nedenlerini inceleme amacı taşımaktadır. Bölgede İslamcılığın yayılma ve gelişme süreçleri iç faktörler açısından analiz edilmiştir. Araştırma sırasında, Orta Asya bölgesinde, Arap fethinden başlayarak günümüze kadar devam eden süreçte İslam'ın, nasıl ve ne şekilde geliştiğine bakılmıştır. Aynı zamanda, Orta Asya cumhuriyetlerindeki radikal grupların ortaya çıkış ve gelişim aşamaları incelenmiştir. Ayrıca, bölgede en aktif örgütlerden olan ve laik hükümetin ve toplumun devrilmesi ve bir İslam devletinin kurulması gibi ortak bir hedefe sahip olan Hizb-ut Tahrir ve Özbekistan İslami Hareketi'nin faaliyetleri araştırılmıştır. Buna ek olarak, Orta Asya'daki 5 devletin dini ve siyasi partilerinin süreçteki rolleri ve ideolojileri ele alınmıştır.Araştırma, Orta Asya toplumlarında İslam'ın farklı bir şekilde gelişmesi onun yeni bir formunun oluşturulmasına yol açtığını ve Sovyetler Birliği'nin din karşıtı politikasının gizli yeraltı örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olduğunu ve bölgedeki aşırılığa otoriter rejim, ekonomik yoksunluklar ve insan hakları ihlali gibi faktörler de yol açtığını gösteremektedir.

Orta Asya'da su sorunu ve sınır aşan sular meselesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Yıllardır Orta Asya sürdürülemez miktarlarda su kullanmaktadır. Fakat 1991'deki Bağımsızlıklardan sonra su kullanım ihtiyacı daha da artmıştır. Bölgedeki sorunlar, Amu Darya ve Syr Darya'nın iki sınıraşan suları açısından analiz edilmektedir. Tacikistan devleti Amu Darya üzerinde Rogun Barajı inşa etmek isterken, Kırgızistan ise Syr Darya'daki Kambarata Barajını kurmaya çalışmaktadır. Fakat bu adımlar Kazakistan ve Özbekistan tarafından sulamak için suya ihtiyaç duymaları nedeniyle eleştirilmektedir. Bu da ülkeler için farklı su gereksinimleri aralarında çatışmalar yaratmaktadır. Bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli su bulunmasına rağmen, ülkelerin çürümüş altyapısı ve kötü yönetimi nedeniyle 1,5 kat fazla su kullanmaktalar. Orta Asya ülkeleri dağılmış altyapılarını yenilemek ve yeni sistemler kurarak su kaybını önlemek için bölgesel işbirliğe ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca kısıtlamalar yapabilecek ve kurallara uymayan taraflara yaptırım uygulayabilecek bir uluslararası su yönetimi sistemine uymaları gerekmektedir. Çalışmanın sonucunda ülkeler arasındaki sınır aşan su sorunlarına barışçıl bir yolla anlaşmaya gidilmediği takdirde, bölgede daha büyük sorunlara neden olabileceğine açıklık getirmektedir. Anahtar Sözcükler: Sınır Aşan Sular, Hidroelektrik Santralı (HES).

Orta Asya'da yaşanan göçler (1991-2016)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
SSCB'nin dağılışı, dünya çapında sosyalist bir sistemin çöküşünün ve iki kutuplu dünya sisteminin sona erdiğinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Dünya sistemini değiştiren bu olaydan eski sovyet cumhuriyetleri en fazla etkilenmiştir. Önceden tek yönetim altında birleşmiş olan on beş cumhuriyet, etnik merkezli devletler kurdular. Ayrıca yurttaşlığa dayalı sistemde yaşayan binlerce millet, yaşadıkları ülkede kendilerini yabancı hissederek, kendi etnik adını taşıyan diğer ülkelere göç etme kararı almışlardır. Buna ek olarak, post sovyet coğrafyasındaki etnik çatışmalar, sınır sorunları, iktidar için mücadele, bazı ülkelerde meydana gelen iç savaş etno-siyasi durumu daha da gerginleştirmiştir. Böylece etnik temelli göçler ve düzensiz göçler yaygın hale gelmiştir. Bu dönemde halkın yaşam standartlarının kötüleşmesi, işsizlik, fakirlik, ekonomik gerileme gibi ciddi sorunların ortaya çıkışı sosyo-ekonomik temelli göçleri ve emek göçlerini hızlandırmıştır. SSCB'de devletin kontrolü altında gerçekleştirilen zorunlu göçler ve merkezin planlı göçleri dışında insanların göç etmeleri sıradan bir olgu değildir. SSCB'nin dağılmasıyla Orta Asya cumhuriyetlerinde meydana gelen göç hareketlerinin boyutları ve amaçları köklü biçimde değişmiştir. Böylece Sovyetler Birliği çapında gerçekleşen iç göçler, sınırları aşan göçler niteliğini kazanmıştır. İsteğe bağlı göçlerle beraber, etnik temelli göçler, sosyal ve ekonomik movitasyonlu göçler, güvenlik kaygısından kaynaklanan göçler gibi çeşitli amaçtaki göç hareketleri meydana gelmiştir. Bu tezin ana konusu SSCB'nin dağıldığı 1991 sonrası Orta Asya ülkelerinde meydana gelen göç hareketleridir. Çalışmada tarihi arka plan olarak SSCB'nin göç, yerleşim ve sürgün politikalarına değinilmiştir. Orta Asya cumhuriyetlerinin etnik yapıları ve demografik süreçleri incelenmiş ve bu göçlere sebep olan çeşitli etkenler ile birlikte Orta Asya'nın gündemindeki göç sorunları hakkında bilgi verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Orta Asya, SSCB, Göç, Nüfus, Demografik Süreçler, Etnik Kimlik

Orta Asya'nın silahlanması ve bölge güvenliğine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışmada, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Orta Asya ülkelerinin silahlanma girişimlerinin bölge güvenliğine etkileri, neoklasik realizm teorisi bağlamında analiz edilmeye çalışılmıştır. Hazır olmadıkları bağımsızlığın ardından bölge ülkeleri, kendi güvenliklerini temin edebilecek durumda değillerdi. Bunun üstüne, su sorunu, sınır sorunları, etnik sorunu, radikal İslam sorunu ve Afganistan sorunu gibi zorluklar, bu işi daha da zor hale sokmuştur. Silahlanma kavramının güvenlik ile yakından ilişkili olduğundan dolayı, bölge ülkeleri de silahlanmaya ayrı önem vermişlerdir. Ama silahlanma, aynı anda savaş kavramı ile de yakından ilişkilidir. Yani silahlanma sadece güvenlik için bir araç olarak kalmamakta, aynı anda savaşların da bir aracı olmaktadır. 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Orta Asya ülkeleri de kendilerine özgü sebepler ve olaylardan dolayı silahlanmaktadırlar. Bu bağlamda çalışma, Orta Asya ülkelerinin temel güvenlik problemlerini, bölge ülkelerinin güvenlik politikalarını, silahlanma sürecini, bölgede 2014 yılından sonra hızla artan silahlanmanın sebeplerini, bölge ülkelerinin neden söz konusu silah sistemlerine ihtiyaç durduklarını ve silahlanmanın bölge güvenliğinin sağlanmasındaki rolünü analiz etmeyi amaçlamaktadır.

Orta Çağ'da Bâmiyân

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Tarih Bilim Dalı
Orta Doğu ve Orta Asya bölgeleri; medeniyet, kentleşme ve aynı zamanda tarihteki çeşitli dinlerin oluşumunda eski bir geçmişe sahiptir. Bu açılardan Afganistan ülkesi da bu konuda istisna değildir; siyasî ve kültürel açıdan tarihteki çeşitli şehirlerin önemi ve bundan dolayı coğrafi ve tarihi kaynaklarda bu şehirlerden bahsedilmiştir. Bâmiyân vilâyeti de bu şehirlerden biridir; özellikle İslâm'dan önce bu şehrin, Horâsân'ın siyasî, iktisadi ve kültürel durumundaki özel önemi ve rolüne işaret edilmiştir. Bâmiyân, Afganistan'daki merkez vilâyetlerinden biridir; dağlık bölgesi ve yüksek dağların ortasında yer almaktadır. Karlı ve soğuk kışlara sahip olan şehir başka aylarda özellikle ilkbahar ve yaz aylarında serin ve ılıman bir bölgedir. Kabil'den 230 km uzaklıktadır. Nüfus ve büyüme oranı açısından yaklaşık 400.000 nüfuslu olan Afganistan'ın ikinci sıradaki (derece) şehirlerinden biridir. Bu bölgenin geçmişteki tarihi sayısız politik olaylara bağlanmış. Bâmiyân coğrafi konumu, zor geçitli dağlar, İpek Yolu üzerinde yer alması, madenler ve doğal kaynaklar gibi zenginliklere sahip olmasından dolayı Budizm'in dini faaliyetleri için iyi bir ortam oluşmuş, şehir Budistler açısından önemli bir yer olmuştur. Ancak eski dönemde güçlü devletler ve fatihler özel bir öneme sahip olmuştur. Horâsân bölgesinde İslâm fetihlerinin başlangıcında, Bâmiyân uzun bir süre Budist kültürü açısından önemini kaybetmemiş, ama Saffârî devleti ve daha sonra Gazneliler Devleti kurulduktan sonra bir İslâm şehrine dönüşmüştür. Tarihsel kaynaklara göre Bâmiyân'ın önemi Moğolların saldırısına kadar Hindistan ticaret yolunun arasında olmasından dolayı devam etmiştir. Bu araştırmanın amacı, coğrafi ve tarihsel kaynaklara dayanarak Orta Çağ'da Bâmiyân'ın sosyal, ekonomik, kültürel ve politik durumunun incelenmesidir. Anahtar Kelimeler: Afganistan, Bâmiyân, Orta Çağ, Budizm, İslâm.

Orta Doğu ülkelerindeki çatışmaların pazarlama stratejileri üzerine etkisi: Türk işletmeleri üzerine örnek bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İşletme Bilim Dalı
Pek çok örnekte görüldüğü üzere aslında savaşlar sadece tek bir ülkenin değil, bölgedeki diğer ülkelerin ve/veya ticari ortakların da kalkınma ve büyüme hızını yavaşlatmaktadır. Bölgesel barışın ise, ülkelerin refah seviyesini yükselttiği ve aynı zamanda sosyo-ekonomik gelişimin önünü açtığı görülmektedir. Çatışmalar (Savaşlar) hem ülke içindeki hem de ülke dışındaki çıkar çatışmalarının birer sonucudur. Kimi durumlarda, belirli grupların ve ülkelerin ekonomik genişleme hedefleri bölgesel savaşları tetikleyebilmektedir. Ayrıca, bir grup veya ulusun, bir başka ulusun varlığını tehdit ettiği durumlarda da catışmalar (savaşlar) patlak verebilir. Günümüzdeki zayıf ve yoksul ülkelerin tarihi bu tür savaşların ekonomik ve toplumsal etkileriyle doludur. Öte yandan, barış; her alanda yatırımı ve modern teknolojik araçları teşvik ederek, toplumların yaşam standardını yükseltmekte ve ekonomik faaliyetlerin artmasını sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Çatışma, Savaş, Orta Doğu, pazar, pazarlama stratejileri, işletme

Orta Kazakistan'daki Tasmola kültürü kurganları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Orta Kazakistan'daki Tasmola Kültürü Kurganları üzerine yapılan bu çalışmada tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar gelen Tasmola kültürü çeşitli başlıklar altında anlatılmaya çalışılmıştır. Başlangıçta bölgenin tarihi coğrafyası ele alınıp, bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar incelenmiştir. Özellikle Orta Kazakistan'da yer alan Sarıarka Bölgesindeki Şiderti Nehri, Nura Nehri, Ulıtau, Karkaralı Dağları yakınlarında bulunan kurganlar üzerindeki çalışmalara değinilmiştir. İkinci bölümde Tasmola kültürünün yerleşim yerleri ve kurganları incelendikten sonra genel bir değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirmede kurganlarda yer alan ok uçları, at gemleri, hançerler, aynalar, sunaklar, bileme taşları gibi buluntular günümüze kadar yapılan çalışmalarla karşılaştırılarak Tasmola kültürünü bilim dünyasına tanıtılması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kazakistan, Tasmola Kültürü, Bıyıklı Kurgan, Mezar Çukuru, At Gemi

Orta Toroslar yöresinde üretilen tulum peynirlerinden izole edilen Enterococcus faecium ve Enterococcus faecalis suşlarının probiyotik potansiyellerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2022 Diğer
Bu tez çalışmasında çeşitli tulum peynirlerinden izole edilen Enterococcus faecium ve Enterococcus faecalis türlerinden toplam 13 adet suşun probiyotik ve teknolojik özellikleri araştırılmıştır. Ent. faecium ve Ent. faecalis izolatlarının probiyotik potansiyelleri, gastrointestinal direnç (safra tuzu ve simüle mide asidi toleransı), yapışma yeteneği (oto-agregasyon ve hücre yüzeyi hidrofobisitesi), fonksiyonel özellikler (antibakteriyel aktivite,ß-galaktosidaz aktivitesi, ekzopolisakkarit üretimi ve kolesterol uzaklaştırma) ve güvenlik testleri (hemolitik aktivite, antibiyotik direnci, biyojen amin üretimi ve bazı virülans faktörlerinin PCR tespiti) ile karakterize edilmiştir. Bu çalışmada, 13 suşun tümü, safra tuzuna karşı ve 11 suşun ise pH 3 değerinde simüle mide ortamına dirençli olduğu kanıtlanmıştır. 656 ve 28 izolatları dışında tüm Ent. faecium izolatlarının, vankomisine karşı duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Ek olarak izolatların çoğunun yüksek ekzopolisakkarit (123.01 ± 1.33 ve 456.82 ± 3.19 µg / ml arasında) üretme kapasitesine sahip olduğu ve 270 kodlu suşun ise kolesterol inhibisyon yeteneğinin yüksek olduğu (41.67 ± 0) tespit edilmiştir. Ayrıca, tüm Ent. faecium ve Ent. faecalis izolatları, L. monocytogenes ATCC 7644, Staph. aureus ATCC 25923'e karşı antibakteriyel aktivite göstermiştir. Daha sonra izolatları, agregasyon maddesi (asa1), sitolizin (CylLL, CylLS, CylM, CylB, CylA), jelatinaz (gelE) ve hyaluronidaz (hylefm) için kodlayan yokluk veya varlık virülans genleri açısından incelenmiştir. 436 izolatı için gelE ve CylA ve 28 izolatı için gelE dahil olmak üzere iki ve bir virülans determinantı barındırdığı tespit edilmişitr. Sonuç olarak, tüm izolatlar arasında 436 ve 28 kodlu örneklerin umut verici probiyotik özellikler ve bazı parametrelerle ilgili olarak iyi güvenlik özellikleri gösterdiği değerlendirilmiştir.

Orta yaşlı diyabetlilerde kısa mesajla bilgilendirmelerin ilaç uyumu, fiziksel aktivite, açlık kan şekeri kontrolü üzerindeki etkisi ve bunun yaşam kalitesi ile ilişkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Tip 2 Diyabet Mellitus (T2DM) hastalarının tedavi yönetiminde, sağlık durumunu ve yaşam kalitesini iyileştirmek, glisemi kontrolünü olabildiğince normal değerlere yakın tutmak, düzenli farmakolojik tedaviye uyumu sağlamak ve yaşam tarzı değişikleri yaparak diyabete bağlı komplikasyonlarının önlenmesi hedeflenmektedir. Çalışmamızın amacı, kısa mesaj (SMS) teknolojisini kullanarak diyabetle ilgili yapılan bilgilendirmelerin ilaç alımına uyum, fiziksel aktivite (FA), açlık kan şekeri (AKŞ) ve Glikolize Hemoglobin A (HbA1c) değeri üzerindeki etkisini ve bunun yaşam kalitesi (YK) ile ilişkisini değerlendirmektir. Çalışmamıza T2DM tanısını son 1-10 yıl arasında alan, en az 1 yıldır oral antidiyabetik kullanan, 40-64 yaş arası, son üç ayda herhagi bir ameliyat veya kardiyak olay yaşamamış, müdahale grubunda 43, kontrol grubunda 26 hasta katıldı. 6 ay boyunca müdahale grubuna geleneksel tedavisine ek olarak haftada üç–dört bilgilendirme SMS'i gönderilirken, kontrol grubu geleneksel tedavi programı kapsamında takip edildi. Hastalar 3 ayda bir AKŞ, HbA1c, beden kitle indeksi (BKİ), bel ve kalça çevresi, sistolik ve diyastolik kan basıncı, FA International Physical Questionaire (IPAQ), ilaç alımına uyum Morisky Medication Adherence Scale-8 (MMAS-8) ve YK SF-36v2 ölçekleri aracılığıyla değerlendirildidi. Her iki grupta AKŞ, BKİ, bel çevresi, bel/kalça oranı, kan basıncı, YK'nin alt boyutu toplam fiziksel skoru ve toplam mental skoru anlamlı değişmezken (p>0,05), müdahale grubunda HbA1c (p=0,033), FA (p=0,019) ve ilaç alım uyumu (p=0,012) değerlerinde istatistiksel anlamlı düzelme olduğu saptandı. Sonuç olarak SMS bilgilendirmelerinin T2DM hastalarında metabolik kontrol, fiziksel aktivite ve ilaç alımına uyumda pozitif etki ettiği, ancak YK'de yeterli etkili olmadığı görüldü. T2DM hastaların yaşam tarzı değişikliklerine yönlendirilmesinde SMS teknolojisi etkili bir araçtır.

Orta Zambiya'da küçük ölçekli çiftçilerin soya fasulyesi piyasasına katılımını etkileyen faktörlerin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Zambiya'da soya fasulyesi, ekonomik açıdan önemli bir tarım ürünüdür. Zambiya'nın besin zincirinde soya fasulyesi, yemeklik yağ ve hayvan yemi üretiminde önemli bir rol oynamaktadır. Ancak Orta Zambiya'nın Chibombo ilçesinde, küçük ölçekli soya fasulyesi üreticilerinin pazara katılımı düşüktür. Küçük çiftçilerin, pazara ürün satıp satmama kararları çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Araştırmanın amacı; Zambiya'nın Chibombo ilçesinde soya fasulyesi üreticilerinin pazara ürün satıp satmama eğilimlerini etkileyen faktörlerin araştırılmasıdır. Araştırmanın ana materyalini; soya fasulyesi üretimi yapan küçük çiftçilerin ağırlıkta olduğu Chibombo ilçesinde, Tabakalı Tesadüfi Örnekleme ile seçilen örneklerle, 2017 yılında, yüz yüze anket yöntemiyle elde edilen birincil veriler oluşturmaktadır. Elde edilen birincil veriler, Double Hurdle (probit ve keşilmiş) model kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; araştırmaya katılan 70 soya fasulyesi üreticisinden sadece 48'i ürettiği soya fasulyesini pazara satmış, 22 üretici ise pazara ürün satmamıştır. Probit model sonuçlarına göre; hanehalkının eğitim seviyesi, ürün fiyati, en yakın pazarın mesafesi, çiftçi girdi desteği ve yayım hizmetine erişim pazarda soya fasulyesi satış kararını önemli ölçüde etkilemektedir. Kesilmiş model (truncated model) sonuçlarına göre; birim fiyatın, işlem maliyetinin, en yakın pazara olan mesafenin, çiftçi girdi desteğinin ve piyasa bilgisinin satılan soya fasulyesi miktarını etkilediği belirlenmiştir. Küçük çiftçilerin piyasaya katılımının arttırılması için; etkili fiyat politikaları çalışmaları, yol altyapısı ve genişleme hizmeti çalışmaları, pazarlama bilgilerine erişim, ticarileştirme, iyileştirilmiş depolama tesisleri ve tarımsal ürünlerine erişim sağlanması çalışmaları yapılmalıdır. Ayrıca çiftçiler de, daha yüksek fiyat için sözleşmeli tarımda yer almalıdır.

Ortadoğu'da yeni medya ve dijital aktivizm: İran Yeşil Hareketi, Tunus ve Mısır Devrimi örnekleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışma dört ana bölümden oluşmakta olup Orta doğu üzerinde yeni medya ve dijital aktivizm gibi hem çağdaş, hem de sürekli incelemeye tabi olan konuları araştırmayı amaçlamaktadır. Teorik çerçevesi bağlamında yeni medya açısından demokrasi kavramı ve geleneksel medya ile farklılıkları incelenmiştir. Ayrıca, siyasal süreçler bağlamında, dijital aktivizm ve dijital medyanın rolüne dair mevcut olan teorik yaklaşımlar farklı görüşler ile beraber araştırılmıştır. Çalışma temel olarak 1990'lı yıllarda Orta doğu bölgesinin İnternet'e ilk bağlantısından günümüze kadar olan süreci kapsamaktadır ve bu süreçte yeni medya açısından iki önemli örnek olay ele alınmaktadır. Birinci örnek 2009 İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonraki izlenen İran Yeşil Hareketi olarak bilinen büyük kapsamlı protestolar sürecidir. İkinci örnek 2010-2012 yıllar arasında meydana gelen Arap Baharı olarak adlandırılan büyük ölçekli protesto dalgasıdır ve odak noktası ise Tunus ve Mısır gelişmeleridir. Her iki süreçte de dijital medyanın önemli bir rol oynadığı herkesçe kabul edilmiştir, fakat çelişkili görüşler de mevcuttur. Bu tez çalışmasında - İran Yeşil Hareketi ve Arap Baharı örnek olayları bağlamında Ortadoğu'nun siyasal ve sosyal hayatına dijital medya nasıl etki etmektedir? - sorusu merkeze alınmıştır.

Ortadoğu'daki görünümü ile diplomasi ve konsolosluk ilişkilerinde ayrıcalıklar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Diğer
Kuşkusuz uluslararası ilişkilerin en belirgin ve yasal örneklerinden biri diplomatik ve konsolosluk ilişkileridir. Tarih boyunca diplomatik ilişkiler örf ve adet hukukuna dayanarak gelişmiş fakat ikinci dünya savaşı sonrası BM teşkilatının yapılanmasıyla birlikte, uluslararası örf ve adet hukukunda var olan devletlerarası ilişkilerin en eski ve temel normlarını kodifiye etmek üzere 1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Hakkında Sözleşmesi ve 1963 Viyana Konsolosluk İlişkiler Hakkında Sözleşmesi'nin yapılmasının altı çizilmiştir. Çağdaş uluslararası hukukta diplomatik temsilcilikler, konsolosluk binaları ve personeline ilişkin dokunulmazlık ve ayrıcalıkların temelini 1957'de BM Hukuk Komisyonu'nun diplomatik ilişkileri evrensel düzeyde düzenlemek amacıyla hazırladığı 1961 ve 1963 Viyana Sözleşmeleri oluşturmaktadır. Söz konusu sözleşmelerle birlikte devletlerarası diplomatik ilişkilerin yürütülmesine aracılık eden diplomatlar ve konsoloslara tarihsel olarak uluslararası hukuk tarafından tanınan bir takım ayrıcalıklar ve dokunulmazlıklara temsil ve görev anlayışı gereği detaylı şekilde yer verilmiştir. Devletler uluslararası hukuk kurallarına tabi olmakla birlikte bu kuralları kendi çıkarlarına göre yorumlayabilmektedirler. Bunun en belirgin örneği ise dünyanın çeşitli bölgelerinde özellikle de Ortadoğu ülkelerinde rastladığımız dokunulmazlıkların ihlalidir. Bu tür ihlaller bazen devletlerarasındaki ilişkileri dondurmakta ya da yok etme aşamasına getirmektedir. Devletlerin uluslararası normları ulusal hukuklarını üstün tutacak şekilde yorumlamaları diplomatik temsilcilerin ve konsolosların hayatlarını tehlikeye atabilmekte ve büyük kayıplara yol açabilmektedir. Söz konusu problematiğe diğer bir örnek ise, ABD'nin diplomatik temsilcileri ve konsolosluk görevlilerinin ABD Tahran Büyükelçiliğinde rehin tutulmasıyla yaşanan ABD-İran arasındaki uyuşmazlıktır. Son dönemlerde giderek artan bu tür ihlalleri önlemek amacıyla uluslararası hukukun konuyu tadil edecek şekilde ele alması vurgulanmaktadır.

Ortak girişim sözleşmelerine uygulanacak hukuk

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Diğer
Birden fazla şahıs ve kuruluşlar, risk unsuru taşıyıp büyük çapta sermaye ve teknoloji gerektiren projeler için bir araya gelip ortak girişim sözleşmesi kurarak işbirliklerini şekillendirmektedir. Yapılacak işin tanımı, nasıl gerçekleştirileceği ve ortakların hak ve yükümlülüklerini nasıl düzenleneceği ve taraflar arasında bir nevi anayasal nitelikte sayılabilecek temel bir sözleşme ile gerçekleştirilmektedir. Temel sözleşme bir merkez olarak kabul edilirse bu temel sözleşmenin hedefi ve asıl konusu olan işi gerçekleştirmek için, gerekli bazı uydu sözleşmeler de bulunmaktadır. Bunlardan başka sermayeye dayalı ortak girişimlerde şirket sözleşmesi de yapılmaktadır. Yabancılık unsuru taşıyan ortak girişim sözleşmeleri için genellikle uygulanacak hukuk seçimi yapılmaktadır. Taraflarca, sözleşme ilişkilerine uygulanacak hukukun belirlenmemesi halinde, objektif bağlama kuralları aracılığıyla MÖHUK m. 24'den faydalanılarak sözleşmenin esasına, tarafların ehliyetine ve sözleşmenin şekline uygulanacak hukukun tespiti gerekmektedir. Uygulanacak hukuk belirlenirken söz konusu olan temel sözleşmeler, uydu ve şirket sözleşmeleri her birisi kendi statüsüne bağlı olarak, ayrı ayrı ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Ortak Girişim, sözleşme, Uygulanacak Hukuk

Ortak kullanılan bağlantı yollarında, özel araç akımının otobüs işletme hızına etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Ulaştırma Bilim Dalı
Hız ve trafik akımı, bir ulaşım ağındaki trafik koşullarının tanımlanmasında seyahat süresini ve seyahat kalitesini tahmin etmek için kullanılabilecek temel parametrelerdir. Kentsel ulaşım ağlarında, farklı türdeki taşıtların arasındaki etkileşim incelendiğinde taşıt akımlarının birbirini etkilediği görülmektedir. Bu etkileşim, tüm taşıt türlerinin, özellikle kent içi arterlerde otomobillerin ve otobüslerin seyahat maliyetlerinde değişime neden olmaktadır. Özellikle yoğun saatlerde trafik akımı, bağlantı yollarının özelliklerine bağlı olarak otomobillerin ve otobüslerin hızını ve seyahat maliyetini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Yol ağlarında trafik akımının hız ve seyahat maliyetleri üzerindeki etkisi, bağlantı yolu performans fonksiyonu (link performance function) kullanılarak analiz edilmektedir. Bu fonksiyon, ulaşım ağlarında trafik akımının denge atamasında önemli bir unsurdur. Bu tezde, İzmir ilinin çeşitli ana yollarından toplanan veriler kullanılarak trafik akımının otomobil ve otobüs hızına etkisi araştırılmıştır. Toplanan veriler doğrusal olmayan regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Kamu Yolları Bürosu (Bureau of Public Roads-BPR) fonksiyonu kullanılarak, otomobillerin ve otobüslerin hız modeli ve seyahat süresi modeli ayrı ayrı oluşturulmuştur. Çalışma sonucunda, iki şeritli bağlantı yollarında trafik akımına bağlı olarak otobüslerin hızının, otomobillerin hızına kıyasla daha çok azaldığı görülmüştür. Bir şeritli bağlantı yollarında ise, trafik akımı yoğun olmadığında otobüs hızının otomobil hızına göre daha çok azaldığı görülmüştür. Ancak trafik akımı kapasiteye yaklaştığında veya kapasitenin ötesinde olduğunda, otobüs hızına kıyasla otomobil hızında daha keskin bir düşüş olmuştur.

Ortaköy (Kumluca, Antalya) bölgesinde gözlenen hidrotermal alterasyonlar ile cevherleşmelerin, jeolojik, jeokimyasal, kökensel ve altın potansiyeli açısından incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışma, Antalya Kompleksi'nin GB Gödene Zonu içerisinde yer alan Ortaköy sınırları içindeki birimlerin jeokimyasal incelenmesini ve kıymetli metal potansiyelleri açısından incelenmesini konu alan bir çalışmadır. Gödene Bölgesi, Antalya ili, Kumluca ilçesinin yaklaşık 15-20 km kuzeyinde yer almaktadır. Bu araştırmada bölgede yer alan altı jeolojik formasyonun dört tanesi (Kırkdirek, Karadere, Çandır ve Alakırçay) ile bazı akarsu çökelleri ayrıntılı olarak incelenmiştir.. İncelenen dört formasyonun içerdiği kayaç türleri: serpantinit, mikrit, çört, kumtaşı, silttaşı, çamurtaşı, kiltaşı, mikrokonglomera, bazalt, spilit ve spilit bazaltır. Toplamda araziden otuz bir (31) kayaç ve tortu örneği derlenmiştir. Volkanik kayaçtaki baskın mineraller analsim, ojit, amfibol ve plajiyoklaz olarak saptanmıştır. Minerallerin dokusal ilişkileri kaya örneklerinin oluşum derinliklerine göre farklılıklar göstermektedir. Bölgede iki modlu bir volkanizmanın meydana geldiği düşünülmektedir. Serpantinitlerin mineralojisi, düşük dereceli metamorfizmanın yanı sıra düşük tenörlü kromit ve manyezit cevherlerini ortaya çıkarmıştır. Platin Grup Mineral (PGM) ve nabit Au içeren mineraller tespit edilememiştir. Ancak, değerli metaller (Au, Pt, Ag ve Hg) cevher tenörlü konsantrasyonlarına göre çok düşük konsantrasyonlarda tespit edilmiştir. Platin, Ni-Co mineralizasyonu tarafından barındırılmıştır. Au oluşumları ultramafik ve mafik kayaçlarda Cu ve Ni ile, akarsu çökellerindeki sülfürle ve kiltaşında SiO2 ile ilişkilendirilmiştir. En yüksek Pt konsantrasyonu serpantinitlerde (10.0 ppb), en yüksek Au konsantrasyonu ise silttaşlarında (50.6 ppb) saptanmıştır. Ortalama olarak, Pt konsantrasyonları serpantinitlerde (7.25 ppb), kiltaşlarına (1.15 ppb), toprak (1.14 ppb), silttaşlarına (1.13 ppb) ve bazaltlara (0.93 ppb) kıyasla daha yüksektir; Au konsantrasyonu silttaşlarında (14.03 ppb) daha yüksektir, toprak (2.89 ppb), akarsu çökelleri (2.18 ppb), kiltaşları (2.07 ppb), serpantinitler (0.61 ppb) ve bazaltlar (0.36 ppb); Ag konsantrasyonu kiltaşlarında (33.5 ppb) serpantinitlere (18.88 ppb), toprağa (12.14 ppb), silttaşlarına (10.5 ppb), dere tortullarına (7.5 ppb) ve bazaltlara (6.86 ppb) kıyasla daha yüksektir; Hg konsantrasyonları toprakta (18,82 ppb) daha yüksektir, bunu takip edenler kiltaşları (18,5 ppb), dere tortulları (10,63 ppb), silttaşları (6,31 ppb), serpantinitler (4,31 ppb) ve bazaltlar (6,86 ppb) şeklindedir. Mineralleşmeyi, mineralize olmayan formasyonlardan ayırmak için kullanılan Sr/Y'nin diskriminant grafiği incelendiğinde bölgede olası bir mineralizasyon göstermemiştir. Ancak, birincil ve ikincil haleler, diğer analiz sonuçlarından elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. Pt'nin bu mevcudiyeti ve değerli diğer metaller (Ir, Ru, Rh, Os ve Pd) içeren bu alanın daha fazla araştırılması önerilmiştir. Kimyasal analiz sonuçlarına göre çalışma alanının kuzeydoğu ve güney kesimi, mekansal dağılım haritaları kullanılarak incelendiği zaman, sırasıyla nispeten

Ortalama ve varyanstaki uzun hafıza özelliğine dayalı olarak riske maruz değerin analizi: Seçilmiş gelişmekte olan ülke borsaları üzerine uygulamalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Finans ve Bankacılık Bilim Dalı
Bu çalışma, iki ana hedef doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. İlk hedef gelişmekte olan piyasaların indeksleri üzerinden uzun hafızanın etkisini ölçmektir. İkinci hedef ise, bu mali piyasalarda yatırım yapılmak üzere riske maruz değeri (RMD/VaR) hesaplamaktır. Çalışmada ARFIMA – FIEGARCH modeli kullanılmıştır çünkü FIEGARCH modeleri asimetrik oynaklığı FIGARCH modelinden daha iyi açıklamaktadır. Bu çalışmanın bulguları, IBOVESPA, RTS, CNX 100 ve SSE olmak üzere dört farklı piyasaya ait endekslerin, etki tahminlerinin negatif katsayıyla gösterilen asimetrik volatilite ile karakterize olduğunu göstermektedir. Bu, durgunluk (gerileme), yüksek enflasyon ve bireylerin harcanabilir gelirinin azalması gibi olumsuz haberlerin bu endekslerin performansını çok kötü bir şekilde etkileyebileceği anlamına gelmektedir. DSE asimetrik volatilite etkilerini göstermez; bu aynı büyüklükte olan olumsuz ve olumlu şokların getiri volatilitesi üzerinde benzer etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca DSE'nin en değişken piyasa olduğu gösterilmiştir. IBOVESPA ve CNX 100 piyasaları SSE ve RTS'ye göre daha az değişkendir. Bu gerçek, her bir pazar için hesaplanan riske maruz değer (VaR) ile desteklenmektedir. Örneklemin tamamında uzun hafızanın var olduğuna dair açık bir kanıt vardır. Ayrıca bu çalışmanın bulguları, ARCH ve GARCH etkilerinin bu pazarlarda farklı seviye ve büyüklükte var olduğunu göstermektedir.

Ortaokul son sınıf öğrencilerinin matematik başarısını etkileyen faktörlerin incelenmesi: Nijer-Zinder örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Bilim Dalı
Bu çalışma, ortaokul son sınıf öğrencilerinin matematik başarılarını etkileyen kişisel, sosyo-ekonomik ve tutum faktörlerinin literatür çerçevesinde neler olduğunun ortaya konulmasını ve bu faktörlerin etkileme düzeylerinin belirlenmesini amaçlayan bir çalışmasıdır. Tarama modelindeki bu çalışma 2016-2017 eğitim öğretim yılı 2. Dönem Nijer'de Zinder şehrinde bulunan ortaokul son sınıflarda öğrenim görmekte olan 864 (325 erkek, 539 kız) öğrenci örneklem olarak seçilmiştir. Çalışmada kullanılan veriler öğrencilere uygulanan anket yardımıyla elde edilmiştir. Ankette öğrencilerin matematik başarı puanları bağımlı değişken olarak alınmıştır. Elde edilen verilerin analizinde t-testi, tek-yönlü varyans analizi, faktör analizi ve regresyon analizi uygulanmıştır. Varyansların eşitliğini test etmek için Levene testi kullanılmıştır. Burgulardan elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin matematik başarısını etkileyen faktörlerden 3'ü etki sırasına göre; baba eğitim düzeyi, bilgisayar kullanma ve internet kullanma olarak sıralanmaktadır. Öğrencilerden elde edilen sonuçlara göre ise; anne eğitim düzeyi, cinsiyet, aylık geliri, kardeş sayısı, ebeveynin ayrı ya da beraber yaşaması, telefon kullanma, günlük ders çalışma süresi ve kensine ait oda etktili olmayan faktörler olarak sıralanmaktadır.