Thesis Search




SEARCH RESULTS

Ortaöğretim öğrencilerinin TV izleme alışkanlıklarının medya okuryazarlığı bağlamında incelenmesi: Azerbaycan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Gazetecilik Bilim Dalı
Azerbaycan`da farklı okullarda eğitim gören ortaöğretim öğrencilerinin TV izleme alışkanlıklarını ölçümlemek, televizyon izleme nedenlerinin neler olduğunu saptamak ve okullarda medya okuryazarlığı eğitiminin ne kadar gerekli olduğunu ortaya koymakla birlikte; hangi tür programları ve hangi sıklıkla izlediklerini, TV`nin belirli değerleri üzerinde ne kadar etkili olduğunu, TV`de gördüklerine ne düzeyde inandıklarını demografik özellikleri itibariyle tespit etmek amacıyla yapılan bu çalışma, teori ve uygulama kısımlarından oluşmaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada öncellikle televizyon yayınlarının çocuklar üzerinde etkileri bölümü altında; iletişim ve kitle iletişim araçları, çocuk kavramı ve çocuk gelişimi, TV programlarının çocuklar üzerinde etkileriincelenmiştir. Bir sonrakı bölümde ise çalışmanın esas konusu olan medya okuryazarlığı konusu yer almıştır. Bu bağlamda medya okuryazarlığı kavramı; okuryazarlık anlayışının tanımı ve türleri, medya okuryazarlığı eğitimine farklı yaklaşımlar, Azerbaycan`da medya okuryazarlığı ilgili ilişkileri bağlamında incelenmiştir. Bu kuramsal alt yapının oluşturulmasının ardından çalışmanın araştırma bölümünde çalışmanın amacına uygun bir şekilde Azerbaycan`da farklı okullarda 7,8 ve 9.sınıflarda eğitim gören 214 öğrenciye yüz yüze anket yöntemi uygulanarak toplanan verilerin Frekans Analizi, Bağımsız Örneklem T-Testi (Independent Samples T-Test) ve Tek Yönlü Varyans (One Way ANOVA) analizi ile elde edilen bulgular ve yorumlarına yer verilmiştir. Anket çalışması sonucunda elde edilen bulgulara göre;Kız ve erkek öğrenciler arasında reklamları sevme konusunda herhangi bir anlamlı farklılık bulunmamaktadır. En çok savaş filmleri izlenmektedir. Erkekler en çok savaş, kızlar ise duygusal ve komedi filmlerini tercih etmektedirler. Televizyonu yapacak daha iyi bir işi olmadığı için, insanları etkilemesini sağlayan bilgileri edindiği için, toplumdan kopmasını, uzaklaşmasını engellediği için, evdeki/işteki dertlerdeni uzaklaştırdığı için, arkadaşlarla konuşacak ortak sohbet konuları bulmayı sağladığı için izleyen kızlar erkeklerden daha büyük bir orana sahip olmaktadır. Erkek katılımcılar ise daha çok televizyonu yaşadığı şehirde neler olup bittiğini öğrenmek için izlemektedir. Kız ve erkek öğrenciler arasında izlenen program türlerinin seçimlerinde de anlamlı bir farklılık olmaktadır. Kızlar daha çok müzik/eğlence programlarını, kadın programlarını, magazin programlarını izlemektedirler. Erkekler ise yabancı sinema filmlerini, spor programlarını, yarışma programlarını, dini programları, ekonomi programlarını, gerilim ve şiddet içeren programları izlemektedirler. Öğrencilerin büyük bir kısmı okulda medya ile ilgili derslerin olmasını istemektedir. Anahtar Kelimeler:Medya Okuryazarlığı, Çocuk, Televizyon, Azerbaycan

Ortofoto haritalardan ağaç türlerinin otomatik olarak bölütlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilim Dalı
Uzaktan algılama (RS) teknolojisindeki ilerlemeler, yüksek spektral ve mekânsal çözünürlüklerle görüntü elde etmeyi mümkün kılmıştır. Hem pahalı hem de emek yoğun olan geleneksel saha araştırmaları yaklaşımlarına ve klasik fotoğraf yorumuna tekniklerine alternatif bir çözüm sunar. Öte yandan, çoklu / hiperspektral algılayıcılar ile elde edilen görüntüler genellikle yeterli detay bilgisi sağladığından, böylece nesnelerin ayırt edilebilirliği de artmaktadır. Günümüzde uzaktan algılama teknikleri orman ve tarımsal kaynakların yönetimi ve izlenmesi gibi çeşitli uygulamalarda kullanılabilmektedir. Bununla birlikte, edinilen veri miktarının büyük olması insan eliyle yapılacak sayısallaştırma ya da kullanılan klasik teknikler zaman ve maliyet açısından öngörülür olmaktan uzaktır. Özellikle, ağaç türlerinin elle bölütlenmesi, türler arasında bitki örtüsü bilgilerinin karmaşıklığı ve spektral benzerliğinden dolayı olanaksızdır. Uzaktan algılama teknolojinin ilerlemesi ile görüntülerin çözünürlükleri artmıştır. Fakat, bu durum görüntülerden nesne çıkartma problem için yeni işlem tekniklerinin geliştirilmesini gerekli kılmıştır. Sunulan tez çalışmasının odak noktası, yüksek çözünürlüklü dijital ortofoto haritalarından çay bahçelerinin tespiti için makine öğrenme temelli sınıflandırıcıların Mean-Shift bölütleme yöntemi ile entegre edilerek nesne tabanlı bir yaklaşıma dayalı çoklu kullanımlarının önerilmesidir. Önerilen yöntem birkaç ardışık adımdan oluşmaktadır. İlk adımda, pikseller arasındaki semantik ve uzamsal ilişkiyi kullanılarak nesne tabanlı bölütler elde edilmiştir. Bu amaçla parametrik olmayan nesne tabanlı Mean-Shift yöntemi kullanılmıştır. Bu nesneler daha sonra işlemin geri kalanı için yapı taşı olarak kullanılmıştır. Görüntü filtreleme ile gürültülü öğeleri elimine edilmiş ve nesne sınırlarının gürültüsüz olarak elde edilmesi için ise morfolojik işlemler uygulanmıştır. Öğrenme temelli sınıflandırma aşamasında kullanılacak özellikler üretilen nesne tabanlı bölütler kullanılarak ve bölütlerin spektral, konumsal ve doku özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş ve daha sonra sınıflandırıcıları eğitmek ve test etmek için normalleştirilmiştir. Sadece ayırt edici olan ve sınıflandırma sonuçlarını optimize eden özellikler seçilmiştir. İleri derece ayırt edici özellik setini seçmek için Jeffries-Mautasia (JM) mesafe metriği ile sıralı ileriye doğru seçim yöntemi kullanılmıştır. Sunulan tez çalışmasında Destek Vektör Makinaları (Support Vector Meachines-SVM), Yapay Sinir Ağları (Artifical Neural Networks-ANN) ve Rastgele Orman (Random Forest-RF) yöntemleri olmak üzere üç öğrenme temelli sınıflandırıcı seçilmiştir. Bu sınıflandırıcılar, farklı istatistiksel öğrenim ailesine aittir ve büyük ölçekli veri sınıflandırması için etkili oldukları kanıtlanmıştır. Sınıflandırıcıları eğitmek için çay bahçeleri ve diğer ağaç türleri için eğitim verisi seçilmiştir. Söz konusu eğitim verileri her bir sınıflandırıcı için kullanılmıştır. Eğitim ve doğrulama setini k

Ortognatik cerrahi endikasyonu konulan hastalar ile sağlıklı bireylerin mandibular kanal ve ramus morfolojilerinin retrospektif olarak karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Günümüzde insanların büyük bir kısmı dentofasiyal deformitelerden etkilenmektedir. Bu deformiteler basit şekilde tedavi edilebilmekle beraber bazı durumlarda ortognatik cerrahiye ihtiyaç duyulmaktadır. Ortognatik cerrahi uygulanırken birtakım komplikasyonların oluşması kaçınılmaz olmaktadır. Bu araştırmanın amacı ortognatik cerrahi endikasyonu konulan hastalardan preoperatif konik ışınlı bilgisayarlı tomografi çekilerek inferior alveoler sinirin seyri ve ramusun morfolojisi değerlendirilerek uygulanacak olan ortognatik cerrahi işlemler sırasında oluşabilme ihtimali olan komplikasyonları (sinir hasarı, istenmeyen kırık vb.) minimalize ederek ortognatik cerrahi ameliyatlarını daha hızlı, güvenli ve kontrollü yapılmasına sağladığı katkıları değerlendirmektir. Araştırmamızda ortognatik cerrahi endikasyonu konulan 50 hasta ile diğer işlemler için başvuran 50 hastadan konik ışınlı bilgisayarlı tomografi çekilerek sinirin seyri ve ramusun morfolojisi değerlendirilip kıyaslanmıştır. Çalışmamızda MF bölgesinde linguladan mandibuler çentiğe (L-N), ramusun ön kenarına (L-Ön taraf), ramusun arka kenarına (L-Arka taraf) ve mandibulanın alt kenarına (L-Alt taraf) olan mesafeler ölçülmüştür. RM, MA, CM1 ve CM2 kesitlerinde ise mandibular kanalda mandibulanın bukkal (C-B), lingual (C-L), üst kenar (C-Üst) ve alt kenara (C-Alt) olan mesafeler ölçülerek değerlendirilmiştir. Sonuç olarak L-Ön taraf, L-N ve L-Alt taraf mesafeleri dentofasiyel deformitesi olan hasta gruplarında istatististiksel olarak daha büyük çıkmıştır. Diğer mesafelerde anlamlı fark bulunamamıştır.

Osmanlı Bosnası'nda İngiltere'nin Konsolosluk faaliyetleri (1857-1878)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Tarih Bilim Dalı
19. yüzyıldaki siyasal değişimler, en iyi şekilde siyasal aktörlerin uluslararası politikalarında görünür olmaktadır. Bu yüzyıldaki yeni fikir akımları, ulus-devlet hayalleri, endüstri devriminin yarattığı farklılıklar, hem büyük güç ittifaklarına hem de her devletin özel siyaset yürütmesine neden olmuştur. Bu açıdan İngiltere'nin büyük güç siyasetini izlemek dönemin uluslararası siyaseti ve Osmanlı üzerindeki etkisi anlamak için önemlidir. Bosna-Hersek, 19. yüzyılda uluslararası ilişkilerde 'Doğu Sorunu' çerçevesinde diğer Osmanlı toprakları gibi büyük güçlerin çatışma alanı haline gelmiştir. İngiltere için Osmanlı Bosnası hayati önemde bir bölge olmamakla birlikte, büyük güçlerin rekabeti çerçevesinde dikkatlerin yoğunlaştığı bir sınır eyaletidir. İngiltere buradaki diğer güçlerin faaliyetlerini ve Osmanlı Devleti'nin Tanzimat uygulamalarını takip etmek amacıyla 1850'li yıllarda konsolosluklar kurmuştur. Bu dönemi daha iyi anlamak için, konsolosların raporları, yerel halk ile ilişkileri, diğer ülkelerin konsoloslar ile münasebetleri, konsolosluk seçimleri, eğitimleri ve aldıkları görevler üzerinden inceleme yapılması son dönem Osmanlı Balkan tarihi ve Osmanlı diplomasi tarihi açısından önem taşımaktadır. Bu tezin amacı ise, Osmanlı Arşivinde evrakın incelemesi ile meselenin Osmanlı dış politikası ve diplomasisi açısından aydınlatılmasıdır.

Osmanlı Devleti - Güney Kafkasya ilişkileri (1917-1918)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Tarih Bilim Dalı
Sunulan bu Yüksek Lisans tezinin konusu Türkiye için her zaman stratejik önemini koruyan doğu komşumuz Güney Kafkasya'nın tarihinde dikkati çeken 1917–1918 yılları Güney Kafkasya Federasyonu dönemini kapsamaktadır. Güney Kafkasya ülkeleri olan Gürcistan'ın, Azerbaycan'ın ve Ermenistan'ın Mayıs 1918 ilk bağımsızlıklarına doğru mücadele yolu olarak değerlendirilen bu dönem hususunda, özellikle de Osmanlı Devletinin o dönemde Güney Kafkasya yaklaşımının özellikleri hususunda Türk tarih bilimine daha fazla bilgi kazandırmak amaçlanmaktadır. Araştırma sürecinde uygulanan yöntemlerin temelinde arşiv belgeleri üzerinde sınıflandırma, irdeleme, inceleme çalışmaları olmuştur. Tez eserinden Güney Kafkasya'daki tarihsel olayların Türkiye için her zaman önem arz ettiği, bölgedeki bağımsız devletlerle, komşu halklarla ilişkilerin en yüksek düzeyde ve sağlam nitelikte kurulması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Bu Yüksek Lisans Tezinde önce 1917–1918 yıllarında Güney Kafkasya'da Gürcistan'ın, Azerbaycan'ın, Ermenistan'ın federatif (koşma) hükümet biçiminde bir araya gelmesi olayları, sonra Osmanlı ile Güney Kafkasya Federasyonu arasında diplomatik ilişkiler ışıklandırılmakta, daha sonra federasyon düzeninin iflasa uğraması takibinde Güney Kafkasya'da üç bağımsız halk cumhuriyetinin kurulması mücadelesi süreci izlenmektedir.

Osmanlı Devleti ile Kore Devletinde kardeş katli meselesi karşılaştırılması (14-17. yy)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
Bu tezde 14.yy ve 17.yy arasında Osmanlı hanedanı ve Kore'deki Joseon hanedanı (1392-1910) arasında uygulanan kardeş katli meselelerini karşılaştırılmıştır. Bu tezin ana teması ise 14. yy. ve 17 yy. arasında iki hanedanda uygulanan kardeş katli meselelerinin karşılaştırmadır. Fakat bu meseleleri daha geniş bakış açıdan incelemek için Osmanlı önce ve Joseon önce döneminde uygulanan kardeş katli meselelerinden de bahsedilmiştir. İki hanedan arasındaki kardeş katli meselelerini karşılaştırırken ilk olarak genel açıdan ortak noktaları ve farklılıkları incelenmiştir. Ondan sonra dikkat etmeye layık olan bazı ilginç noktalar üzerine özel mukayese yapılmıştır. Anahtar Kelime: Kardeş katli, Osmanlı Hanedanı, Joseon Hanedanı, Veraset

Osmanlı Devleti'nde devşirme sistemi (Fatih Dönemi'nde Vezir-i Azamlar ve Zağanos Paşa)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
Devşirme sistemi ve Osmanlı'nın vezir-i a'zamları hakkında yapılan bir tez çalışmasıdır. Bu araştırmanın amacı Osmanlı'nın büyümesinde devşirme sistemi ve devşirme kökenli devlet yetkililerinin nasıl bir rol oynadığını incelemek ve anlamaktır. Bu araştırmada öncelikle devşirme sisteminin temeli olarak görebileceğimiz kul sistemi incelenmiştir. Bunun yanında devşirme sisteminin uygulanma yöntemi ve devşirme kanunnâmesi incelenmiştir. Ayrıca devşirme sistemi ile devşirilen oğlanların eğitim aldıkları kurumlar üzerinde durulmuştur. Sonrasında ise hükümdarın yanında devlet idaresini yürütmüş olan vezirler üzerinde durulmuştur. Osman Gazi'den başlayarak Fâtih Sultan Mehmed döneminin sonuna kadar faaliyet göstermiş olan vezir ve vezir-i a'zamların özellikleri incelenmiştir. Ayrıca Fâtih Sultan Mehmed döneminde görev yapmış olan vezir-i a'zamların icraatlarına bakılarak Osmanlı'nın nasıl güçlü bir devlet olarak büyüdüğü incelenmiştir. Daha sonrasında ise ilk devşirme kökenli vezir-i a'zam olan Zağanos Paşa'nın hayatı üzerinden devşirme kökenli devlet yetkililerinin ilerleme süreci incelenmiştir. Bu incelemeler ile Osmanlı'nın 15.yüzyılda güçlü bir devlet olarak ilerlemesindeki ana sebepleri anlamak amaçlanmıştır. Araştırmanın yürütülebilmesi için bu konu ile alakalı Osmanlı tarih kayıtları ve yabancı kaynaklar incelenmiş ve bu şekilde devşirme sistemi ile devşirme kökenli devlet yetkililerinin yaşamı tekrardan gözden geçirilmiştir. Avrasya'nın 'comitatus' geleneği, Avrupa, Asya ve Orta Asya gibi bölgelere yayılmış ve bu bölgelerin kültürlerine göre değişim göstererek farklı toplumlarda da kabul görmüştür. İslam dünyasında da comitatus geleneği, kul sistemleri olan gulâm ve memlûk olarak kabul görmüştür. İslam dünyasında gulâm ve memlûk birlikleri teşkilatlandırılmış ve bu birlikler hükümdarı ve sarayı koruma görevini yerine getirmiştir. Özellikle de Abbâsîler döneminde çok sayıda gulâm ve memlûk askerinden faydalanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde de birçok İslam devletinde kul sistemi kullanılmıştır. Devşirme sisteminin de kul sisteminden geldiğini söylemek mümkündür. Comitatus geleneği zaman geçtikçe sadece kulluk ile sınırlı kalmamış ve atabeglik geleneği olarak değişim ve gelişim göstermiştir. Selçuklular döneminde yaygın bir şekilde görülen atabegler, padişah olacak şehzadelerin hocalığını ve siyasi destekçiliğini yapmışlardır. Daha sonra Osmanlı Devleti'nde de kul sistemi ve atabeglik kullanılmıştır. Osmanlı, gulâm ve memlûk sistemlerini daha da geliştirerek devşirme sistemini kurmuştur. Osmanlı, devşirme sistemi ile imparatorluk topraklarında yaşayan Hristiyan oğlanlardan yararlanacak bir yol bulmuştur. Hristiyan oğlanlar, Osmanlı'nın eğitim kurumu olan Enderûn Mektebi'nde gördükleri eğitimlerden sonra İslam dinini kabul etmişler ve Osmanlı'da devlet görevlisi olmuşlardır. Bu oğlanlar böylece birer Osmanlı vatandaşı olarak yetişmişlerdir. Osmanlı, Anadolu'da küçük bir beylik olarak yolculuğuna başlamıştır. Osmanlı, Orhan Gazi(1324-1362)

Osmanlı Devleti'nde milliyetçilik akımları: Musul, Bağdat Ve Basra örnekleri 1908 – 1918

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Osmanlı Devleti, birçok etnik gruptan oluşan bir devlettir. Bu nedenle, XIX. yüzyılda, milliyetçilik akımlarının baskısı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte birçok millet bağımsızlığını, dil, ırk, kültür, milli ve coğrafi sınırlar temelinde ilan etmiştir. Milliyetçi talepler döngüsü, XX. yüzyılın başlangıcına ve 1908 Anayasası'na kadar gelişmiştir. Bu süreçte bir çok ülke Osmanlı Devleti'nden bağımsızlığını ilan etmekle birlikte Osmanlı Devleti coğrafyasından ayrılmıştır. 1908 Anayasası'nda meydana gelen olay ve değişiklikler ve Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesini takiben, büyük ölçüde Araplar da Osmanlı Devleti'nden bağımsızlık ve ayrılık hareketlerine başlamışlardır. Musul Vilayetinin, halkının büyük bir çoğunluğunun Kürt olmasına rağmen, diğer milliyetçi hareketlerin, bağımsızlık ve ayrılık çağrısında bulundukları bu dönemde, bağımsızlık yönünde bir talepleri olmamıştır. Bilakis, Araplar ile kültürel farklılıkları nedeniyle, Araplara değil, Osmanlı Devleti'ne destekleri ve bağlılıkları artmıştır. Ancak, I. Dünya Savaşı'ndan sonra İngilizler, Irak devletini işgal etmiş ve Musul vilayeti de Irak coğrafyasına dahil edilmiştir. Bu konular çerçevesinde, bu çalışmayı hazırlamanın amacı, Irak vilayetlerinde milliyetçi düşünceyi etkileyen faktörleri araştırmak ve ortaya çıkarmaktır. Osmanlı Devleti'nde isyana ve yeniden uzlaşmaya yol açan meseleleri ve bu meselelerin farklı yönlerini tartışmaya açmaktır. İsyan eden milliyetçi grupları ve onların, yeniden Osmanlı'ya dönüşlerini, siyasi, dini ya da yalnızca milli nedenler yüzünden mi olduğunu anlamaya çalışmaktır. Bu çalışma, milliyetçi düşüncenin boyutlarını araştırmak, bu üç Irak vilayetinin olay ve faaliyetlerini, halkının durumunu ve taleplerini değerlendirmek için ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Milliyetçilik Akımları, Irak, Musul, Bağdat ve Basra vilayetleri

Osmanlı dönemi Arnavutluk vakıfları (XVII- XIX. asırlar)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 İslam Tarihi Bilim Dalı
Müslümanların sosyal hayatında önemli görevler ifa eden vakıfların, Osmanlı Devleti döneminde Arnavut toplumuna eğitim, sağlık, din ve ticaret gibi insanların ihtiyaç duyduğu hemen her alanda önemli hizmetler sağladığı görülmektedir. Bu çalışmada Arnavutluk Devleti arşivlerinden elde ettiğimiz 25 vakfiye ışığında Osmanlı hâkimiyeti altında bulunan Arnavutluk'ta kurulan vakıflar, bu vakıfların kurucuları, görev ve statüleri, vakıfların özellikleri, gelir kaynakları, vakıf gelirlerinin muhtelif hizmetlere ve gruplara dağılımı vakıfların şehrin imar ve iskânına katkıları, ticarî ve ekonomik hayattaki rolleriyle birlikte sosyal ve kültürel hayata etkileri gibi önemli hususlar tespit edilmeye ve değerlendirilmeye çalışılmıştır. Tezimiz; giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında Arnavutluk tarihiyle ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde genel olarak vakıf kurumunun tanımı, işleyişi ve fonksiyonları, ikinci bölümde kurucularına ve hizmet amaçlarına göre kurulan vakıflar üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede Arnavutluk'ta vakıf kuran toplumsal sınıflar, şahısların sosyal statüleri, görevleri, ne tür vakıf kurdukları ve vakıfların hizmet amaçları gibi hususlar incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise vakıfların Arnavutluk'un fizik?, ilm? ve kültürel yönden gelişmesindeki rolü ele alınmıştır.anahtar Sözcükler: Osmanlı, vakıflar, Arnavutluk'ta vakıflar, XVII.-XIX. y.y.

Osmanlı dönemi Irak'ta Arap şiiri 1850-1918

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışma Osmanlı Devleti'nin son döneminde (1850-1918) Irak'ta Arap Şiiri konusunu ele almaktadır. Konu üç bölüm halinde incelenmektedir. Birinci bölümde yer alan girişte tezimizin problemi, amacı, önemi ve metodu ortaya konulmuştur. Buna göre tezimizde, Osmanlı'nın son döneminde Irak'taki toplumsal, siyasal ve kültürel hayata ilişkin konulara değinilmektedir. Ayrıca birinci bölümde Osmanlı Devleti'nin toplumsal, siyasal ve kültürel hayatının görünümlerine de değinilmektedir, Osmanlı Devleti'nde ve Osmanlı sultanları nezdinde Arapça'nın ve Arap Edebiyatı'nın yeri ve önemi de ele alınmaktadır. İkinci bölümde Osmanlı Devleti'nin son döneminde Irak'ta şiir, edebî silkiniş ve Arap şiirinin gelişmesi, konusu ele alınmaktadır. Bunun yanında klasik şiirin gelişme gösteren eski unsurlarıyla bu dönemde ortaya çıkan yeni unsurlar da işlenmektedir. Kısaca Arap Edebiyatı ile Türk Edebiyatı arasındaki etkileşime de değinilmektedir. Ayrıca dünya çapında ödül kazanan Arap şairlerinden de söz edilmektedir. Üçüncü bölüm ise Iraklı şairlerin Batı işgali ve emperyalizmine karşı Arap Dünyası'nda ve Irak'ta gerçekleşen direniş hareketleri ve devrimlerde oynadıkları rolü ele alınmaktadır. Şairlerin oynadıkları bu rol ile Irak'ın geçmişine ve işgaller karşısında Iraklı şairlerin sahip oldukları direniş ve mücadele deneyiminin anlaşılmasına bir kapı aralamaktadır. Bu çerçevede konu üç ana eksene oturmaktadır: İlk eksende Birinci Dünya Savaşı'nda Iraklı şairlerin Osmanlı Devleti'yle dayanışması ve İslam birliği düşüncesine bağlılıkları ortaya konulmuştur. İkinci eksende, Irak şairlerinin Arap ülkelerini işgal eden batılı işgalciler karşısında nasıl bir tutum izledikleri anlatılmaktadır. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'nda yenilgisinden sonra Iraklı şairlerin yaptığı Arap birliği çağrılarını incelemektedir. Şairlerin Arap topraklarının işgaline karşı isyan ve direnişlere katılmaları üzerinde de durulmuştur. Üçüncü eksen ise Irak'ın İngilizler tarafından işgal edilmesi; şairlerin, Irak'ın kurtuluşu mücadelesine katılmaları, işgalcilere karşı direnmeleri ve işgalcilerin Irak'tan kovulması konularında halka yönelttikleri çağrıları kapsamaktadır. Anahtar Kelimeler: Arap Şiiri, Irak, Osmanlı Devleti, Iraklı Şairler, Batı işgali.

Osmanlı döneminde Bulgaristan'da tasavvufi hayat

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresinde bulunan Bulgaristan'da bu bölgelerin fethinden itibaren sıkı bir iskân politikası uygulanmış, yeni şehirler kurulmuş, halkın ihtiyacını karşılayacak sosyal, dini, idari yapılar inşa edilmiş, böylece Bulgaristan toprakları İslami bir kimliğe bürünmüştür. Şüphesiz bölgenin İslamlaşmasında en etkili faktörlerden birisi mutasavvıflar olmuştur. Fetihlerle birlikte gelip bir kısmı devlet desteği ile bir kısmı kendi çabalarıyla ıssız arazilerde yer açıp tekke kurararak, din, dil, ırk ayrımı gözetmeden insanlara hizmette bulunmuşlar ve İslam'ı tebliğ etmişlerdir. Yaklaşık 500 yıl Osmanlı idaresinde kalan Bulgaristan'da daha önce yapılan çalışmalarda 174 kadar tekkenin kurulduğu ve çoğu mutasavvıflara ait 27 türbenin bulunduğu tespit edilmiştir. Çalışmamızda bu verilerden yola çıkarak bu tekke ve türbeleri tarikatlarına göre sıralayarak, şeyhleri ve faaliyetleri hakkında bilgiler sunmaya çalıştık. Böylece toplamda Osmanlı döneminde Bulgaristan'da 286 tekke ve 65 türbenin varlığı ortaya çıkmış oldu. Bu tekkelerin bazıları kısa süre hizmet vermiş, bazıları bir müddet sonra farklı bir isimle anılmış, bazılarının adı dışında hakkında hiçbir bilgi kalmamıştır. Muhtelif şehir ve kasabalarda bulunan tekkelerin bazıları hakkında kaynaklarda sadece aded bilgisi mevcut olup bunun dışında bilgi bulunmamaktadır. Tespit edilen türbeler etrafında bir zamanlar tekkenin olması ihtimali oldukça yüksektir. Bulgaristan'da yaşayan halk tekke ile türbe arasında ayrım gözetmezler ve genelde türbeye de tekke demeleri hakkında sadece şifahi bilgi olanların tekke mi türbe mi olduğu kanaatini zorlaştırmaktadır. Bazı tekke ve türbeler hakkındaki bilgiler ise sadece çeşitli rivayetlere dayanmaktadır. Osmanlı döneminde Bulgaristan'da doğmuş veya burada faaliyette bulunduğunu tespit edebildiğimiz mutasavvıfları da doğdukları tarikatlarına göre başlıklar altında sıraladık ve haklarında bilgi vermeye çalıştık. Bu manada tespit edebildiğimiz mutasavvıf sayısı 131'dir. Bunların 35'i eser vermiş müellif sufilerdendir. Bunların dışında tekkelerde şeyhlik görevinde bulunmuş fakat hayatları hakkında bilgilere ulaşamadığımız sufilerin isimlerini de son kısımda verdik. Anahtar Kelimeler: Bulgaristan, Osmanlı Dönemi, Tasavvuf, Tekkeler, Sufiler.

Osmanlı Dönemi'nde Kudüs'te kazılar (1860-1918)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
Bu araştırma, 1860-1917 yılları arasında Osmanlı döneminin sonlarında Kudüs Mutasarrıflığında gerçekleştirilen arkeolojik kazıları, bu kazıların sebeplerini, hedeflerini, Osmanlı yetkililerinin ve Filistin halkının bu kazılara karşı tutumunu ele almaktadır. Kudüs Mutasarrıflığı, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren, sömürgecilik faaliyetlerine zemin hazırlamak üzere Avrupalıların gerçekleştirdiği keşif hamlelerinin artışına tanıklık etmiştir. Fakat bu dönemi önceki yüzyıllardan farklı kılan şey, bu dönemde Kudüs Mutasarrıflığının büyük bölümünü kapsayacak şekilde yoğun kazı faaliyetlerinin gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu kazıların bir kısmı, Kudüs şehrinin tarihi surlarının çevresinde yoğunlaşmış ve farklı zamanlarda bizzat şehrin içinde de kazı yapma imkânı bulunmuştur. Bunun yanında Kutsal Harem-i Şerif'in (Mübarek Mescid-i Aksa'nın) iç kısmında hızlı ve de gizli bir takım kazılar da gerçekleştirilmiştir. Bu arkeolojik kazılar, 1869'da Süveyş Kanalı'nın kazım işi bittikten sonra önemi daha da artan Filistin bölgesinde Avrupalılar arasındaki rekabetin artmasına öncülük etmiştir. Bu kazıların görünürdeki hedefi; Mesih (a.s.) dönemindeki mukaddes toprakların tabiatına ait net bir görüntü ortaya koymak ve Kitab-ı Mukaddes'te (Tevrat ve İncil'de) yer alan olay ve rivayetlerin doğruluğunu ispat etmekti. Fakat bu kazılar bir takım askeri hedeflerden de uzak değildi. Öyle ki bu kazılar bahanesiyle, İngiliz ordusundaki Kraliyet Askeri Mühendisliği adına Filistin'in kadastrosu çıkarılmış ve ayrıntılı haritaları hazırlanmıştır. Bu kazıların büyük çoğunluğu, 1865 yılında Londra'da kurulan Filistin Keşif Fonu'nun idaresinde gerçekleşmekteydi. Bu kazılara birçok Avrupalı bilim adamı ve İngiliz ordusundan subay iştirak etmiş; Kitchener ve Arab Lawrence gibi kimseler sonraki dönemlerde bölgede yaşanacak olaylarda önemli rol oynamışlardır.

Osmanlı döneminde Selanik

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
Selanik 1430'da Osmanlı hâkimiyetine geçmeden önce, Roma ve Bizans şehri olarak bin yedi yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Şehir tarih boyunca birçok yabancı medeniyetin eline geçmiştir. Bu süreçte Romalılar, Slavlar, Sırplar, Araplar ve Venediklerin hâkimiyetine giren şehirde çeşitli siyasi ve sosyo-ekonomik değişiklikler yaşanmıştır. Selanik II. Murad tarafından fethedilerek Osmanlı idaresine geçmiştir. Fetihten sonraki dönemde Selanik'teki Bizans idari düzeninde büyük bir değişiklik yapılmıştır. Bu dönem aynı zamanda Yahudilerin tarihi açısında nadir rastlanacak bir gelişmeye adım atmıştır. Selanik başta İspanyol kökenliler olmak üzere Avrupa'dan da sürgün edilmiş onlarca Yahudi için toplanma ve buluşma noktası haline gelmiştir. Bu yüzden Selanik dünya tarihinde nüfusunun çoğunlukla Yahudilerden oluştuğu şehirler arasına girmiştir. Osmanlı döneminde şehrin iktisadi, ticari ve sosyo-kültürel hayatı son derece canlıdır. Şehir baruthanesi, tuzlaları, esnaf loncaları, çarşı ve pazarları, kültürel kurumlarıyla dikkat çeken şehirlerden biri olmuştur. Özellikle şehir, XIX. yüzyılda çok yoğun bir şekilde iktisadi ve toplumsal değişimlere şahit olmuştur. Şehrin liman kenti olması sonucu meydana gelen ticari gelişmeler art bölgesindeki tarımsal dönüşümü, sermaye birikimini ve sanayi yatırımlarını beraberinde getirmiştir. Modern fabrikalar, demiryolu projeleri, bankalar, okullar, matbaa, gazete ve diğer kurumlar şehrin XIX. yüzyıldaki görünümünü değiştirmiştir. Yabancıların buraya ilgisi şehrin bölgede ön plana çıkmasını sağlamıştır. Selanik, XX. yüzyıl başlarında bir dizi mücadeleye sahne olmuş, Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu şartlardan doğrudan etkilendiği gibi iç gelişmelerini de yönlendirmiştir. Balkan savaşları sonrasında şehirdeki Türk hâkimiyeti sona ermiş, şehir 1913 yılında Yunanlılara bırakılmıştır. I.Dünya Savaşı'ndan sonra ise bir mübadele süreci yaşayan şehir, on binlerce kişinin göç ettiği ve buradan Anadolu'ya nakledildiği bir merkeze dönüşmüştür. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Selanik, Liman, Ticaret, Balkan Savaşları, Mübadele.

Osmanlı Döneminden günümüze kadar Arapça'nın Bosna-Hersek ve Sancak Bölgesi'ndeki varlığı ve durumu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı
İslâm dini nereye gittiyse, oraya kaynak dili olan Arapça da gitmiştir. Osmanlılar da nereye gittilerse, orada medreseler kurulmuştur. Medreseler nerede kurulduysa, orada temel İslâm ilimleri okutulmuştur. Temel İslâm ilimleri nerede okutulduysa da orada Arapça öğretilmiştir. Çünkü temel İslam ilimleri ulaşılması gereken bir amaç ise Arapça bizi bu amaca ulaştıran olmazsa olmaz bir araçtır. Bosna-Hersek ve Sancak Bölgesi topraklarında ilk Osmanlı medresesinin 1505-1512 yılları arasında kurulduğunu ve Arapça'nın o zamandan bu yana bölgede çeşitli örgün eğitim kurumlarında okutulduğunu göz önünde bulundurursak Arapça'nın söz konusu topraklardaki varlığının beş asrı aşkın uzun bir tarihî geçmişe sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu araştırmanın amacı da Osmanlı döneminden günümüze kadar Arapça'nın örgün eğitim sistemi çerçevesinde Bosna-Hersek ve Sancak Bölgesi'ndeki varlığını ve durumunu ortaya koymak ve bu alanda eser yazmış Boşnakları anahatlarıyla tanıtmakır. Anahtar Sözcükler: Arapça, Bosna-Hersek, Sancak Bölgesi, İslâm, Medrese, Temel İslâm İlimleri.

Osmanlı hakimiyetinde Hemedan (1724-1732)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Türk Tarihi Bilim Dalı
Osmanlılar ile Safeviler arasında XV.yüzyılın ilk yarısından başlayarak XVIII. yüzyılın ortalarına kadar yaklaşık iki buçuk asır devam eden mücadeleler, Sultan Selim'in Çaldıran Savaşı ile başladı. 1629 yılında IV. Murad'ın veziriazamı Hüsrev Paşa, Hemedan bölgesine yürüyerek başarılar elde edip burayı fethetti. IV. Murad döneminde, 1639 yılında yapılan barış anlaşmasıyla iki devlet arasındaki savaşlara son verildi. Uzun bir barış dönemi sonrasında, 1722 yılında Osmanlı-Safevi ilişkileri yeniden bozuldu. Safevi Devletinin seneler öncesinden başlayan çöküş süreci küçük bir Afgan aşiretinin hücumuyla hız kazandı. Osmanlılar da bu durumdan yararlanarak sulhu bozmuş ve savaş yeniden başlamıştır. Safevi Devleti'nin iç meseleleri Rusya'yı bu durumdan istifade etmeye heveslendirmiştir. Ruslar, Safevilerin hâkim olduğu Kafkas topraklarını işgale kalkışmıştır. Kafkasların Ruslar tarafından işgalini istemeyen Osmanlı Devleti, Ruslardan önce bazı önemli yerlerin fethine çalışmıştır. Osmanlı Devleti, Afganlara karşı imparatorluğun doğu sınırlarının güvenliği bahanesiyle Tiflis, Revan, Gence ve Tebriz'i hâkimiyeti altına almayı zaruri görmüştür. Buna benzer nedenlerle 1724 yılında Osmanlı Devleti Safevi topraklarından önemli yerleri almaya başlamıştır. Hemedan bölgesi 31 Ağustos 1724 yılında Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiştir. Osmanlı Devleti, Irak-ı Acem bölgesinde bulunan Hemedan ve çevresini fethettiği vakit kendi idari taksimatına uygun olarak burayı Hemedan Eyaleti adıyla anmaya başlamıştır. İki ciltlik Hemedan Eyaleti Mufassal Tahrir Defterlerine göre eyalet bir kaza ve 42 nahiyeden müteşekkildir. Sözü geçen defterlerin verilerine göre; eyaletin nüfus yapısının %98.18'i Müslüman ve % 1.82'si gayri Müslim idi. Savaş nedeniyle yapılan göçler nüfus dengesinin bozulmasında etkili olmuştur. Eyalette mevcut yerleşim birimlerinin %59'u terk edilmiş durumda idi. Yerleşim bulunan yerlerde halkın temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktı. Bölgenin ekseri yerlerinde yükseltinin fazla olmasından dolayı buğday ve diğer tahıl ürünleri yetiştirilmiştir. Ayrıca suyu bol ve iklimi nispeten sıcak olan kesimlerde çeltik tarımı dabulunmaktadır. Orta kısımlarında yer alan nahiyelerde bağcılık ve meyvecilik yapılmıştır. Hemedan'daki Osmanlı hâkimiyeti 1732 yılına kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra yapılan mücadeleler 1746 yılında Nadir Şah ile yapılan anlaşma gereği ile sona ermiştir.

Osmanlı idaresinde Kudüs mutasarrıflığ 1874-1914

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 İslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı
Bu çalışma, 1874-1914 yılları arasındaki dönemde Kudüs özelindeki Osmanlı idaresini ele almaktadır. Osmanlı Devleti, 1874 senesinde önemli bir idari (idari/idarî) değişikliğe giderek Kudüs Sancağı'nı Kudüs-i Şerif Mutasarrıflığı veya Kudüs-i Şerif İdare-i Müstakillesi adında doğrudan Bab-ı Ali (Bab-ı 'Ali/ B?b-ı 'Âlî) ile bağlantılı bir mutasarrıflığa çevirmiştir. Bu araştırmada 1874 tarihinden itibaren farklı yönleri ile birlikte bölgenin yönetimine ve idari taksimatına ışık tutmaya çabalanmış, ilk elden kaynaklara dayalı bir tetkik ve inceleme süreci aracılığıyla bilimsel kriterlere göre bir eser ortaya konmaya uğraşılmış, bu çerçevede karşılaştırma ve analiz yöntemleri de ihmal edilmemiştir. Tezin istenen bilimsel nitelikleri taşıması için araştırma alanının coğrafi sınırları ve içindeki meskun mahaller belirlenmiş, mutasarrıflık statüsü öncesi ve sonrasında var olan idare tarzı, dönemin en önemli gelişmelerine temas edilerek masaya yatırılmıştır. Mutasarrıflığın teşekkülü, kapsadığı yerleşim birimleri, yöredeki idare meclisleri incelenmiş, bölgenin ilgili zaman zarfında askeri, sivil, ekonomik ve kültürel yönleri irdelenmiştir. Köy, nahiye ve Bedevi mıntıkalarındaki yerel nüfuzlu güçlerin Mutasarrıflık Hükümeti ile ilişkisini etkileyen faktörler çözümlenmiş, gayrimüslim cemaatlere, yabancı devletlerin konsolosluklar üzerinden müdahalelerine, Yahudi göçüne ve Siyonist faaliyetlere değinilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kudüs Mutasarrıflığı, Osmanlı idaresi, Kudüs, Filistin

Osmanlı İmparatorluğunun 16.-19. yüzyıllar arasında Cavalı Müslümanlar üzerindeki etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Bu çalışma, Osmanlı İmparatorluğunun 16.-19. yüzyıllar arasında Cavalı Müslümanlar üzerindeki etkilerini açiğa çıkaracak. Bu çalışmanın birinci bölümünde, İslam'ın Cava Adası'na gelişini ve Cava Müslümanlarının karakteristiği anlatılmaktadır. Bu tartışma, Cava Müslümanlarının karşılaştıkları bir nesneyi nasıl gördükleri konusunda okuyucuya temel farkındalık sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. İkinci bölümde ise, MS 16.-19. yüzyıllar arasında Cava Müslümanlarının Osmanlı İmparatorluğuyla nasıl temasta bulundukları anlatılmaktadır. Cava Müslümanlarının mistik arkaplanları onların Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki dünya görüşlerini etkiliyor. Onlara göre, Osmanlı İmparatorluğu çok güçlü İslami güçlere sahiptiler ve kötü cinleri evcilleştirip Cava Adası'nı insanlarla doldurabiliyorlardı. Onlara göre, Osmanlı İmparatorluğu İslam dünyasının rol modelidir. Bu çalışmanın üçüncü bölümünde yazar, Cava Müslümanlarının Osmanlı İmparatorluğuna bakış açısını tarif edecektir. Bu tartışma, Osmanlı İmparatorluğunun Cava Müslümanları üzerindeki etkisini anlayabilmek için okuyucuya temel bir anlayış olacak. Bir nesneye olan algımız tutumumuzu etkileyebilir. Dördüncü bölüm Osmanlı İmparatorluğunun 16.-19. yüzyıllar arasında Cavalı Müslümanlar üzerindeki etkilerini tartışır. Bunu sonuçlar ve öneriler bölümü izler. Bu araştırma çok önemli çünkü bu araştırma Türkiye Cumhuriyeti ve Endonezya Cumhuriyeti ilişkiyi güçlendirecektir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı İmparatorluğu, Cavalı Müslümanlar, Etkiler

Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılması kontekstinde yeni yunanilik

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bu tez Rönesans itibariyle Avrupa'da hakim olan kadim Yunan hayranlığının edebi ifadesi olan Yeni Yunanilik akımını Avrupa - Osmanlı ilişkileri çerçevesinde incelemektedir. Literatür taraması yöntemiyle hazırlanan çalışmanın ilk bölümünde, Doğu - Batı kavramları ve bunların Yunanistan ile ilişkisi incelenmiş, dini ve tarihi amillerden dolayı Yunanistan'ın Doğu'nun bir parçası olarak görüldüğü sonucuna ulaşılmıştır. İkinci bölümde İstanbul'un fethi sürecinde Avrupa'ya göç eden Bizanslı bilginlerin, kadim Yunan hayranlığının yaygınlaşmasına ve olumsuz bir Osmanlı imgesinin oluşmasına nasıl vesile oldukları incelenmektedir. Bizanslı bilginlerin tesiriyle Batı'da, Osmanlı idaresindeki Rumların zulüm altında yaşadıkları kanaati hakim olmuştur. Gerçekteyse Rumların hakları fermanlarla koruma altına alınmıştı. Üçüncü bölümde Osmanlı idaresi altındaki Yunanistan topraklarını ziyaret eden Batı'lı seyyahların modern ve kadim Yunanlar hakkındaki fikirleri incelenmektedir. Gezginlerin ekseriyeti seyahatnamelerinde kadim Yunan medeniyetine hayranlıklarını dile getirirken, modern Yunanlara karşı olumsuz düşünceler ifade etmişlerdir. Böylece modern Yunanlar ötekileştirilmiş, Şarklılaştırılmıştır. Diğer taraftan, Osmanlı aleyhtarı politikalarını hayata geçirmek için Yunanları bir araç olarak kullanan Avrupalı devlet idarecileri, gezginlerin olumsuz fikirlerinden faydalanarak, harekâtlarındaki başarısızlıklarının sorumluluğunu Yunanlara yüklemişlerdir. Son bölümde, Avrupalı ediplerce Yunan isyanı döneminde yazılan eserlerin aslında Yunan hayranlığıyla bir ilgisinin olmadığı, Osmanlı yönetimine başkaldıran Yunanların nezdinde sembolik olarak Avrupa'daki monarşi düzeninin eleştirildiği gösterilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda dönemin Yunanilik hareketinin meşhur temsilcileri olan Lord Byron, Aleksandır Puşkin, Chateaubriand ve Victor Hugo'nun Yunan isyanıyla ilgili eserlerinden bazıları incelenmiştir. Sonuç olarak Avrupalı aydınlar ve idareciler arasındaki Yunan hayranlığının bir kurgu olduğu ve çoğu kez, siyasi amaçlara ulaşmak için bir araç olarak kullanıldığı kanaatine varılmıştır.

Osmanlı kumaşlarında desen tasarımları ve çözümlemeleri (15-19. yüzyıl)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Türk İslam Sanatları Bilim Dalı
Bu tezde Osmanlı yünlü, pamuklu ve ipekli kumaşlarının desen çözümlemeleri yapılmaya çalışılmıştır. Bir katalog hazırlamak için müze ve özel koleksiyonlardan yirmibir kumaş örneği seçilmiştir. Bu kumaşlar kronolojik olarak sıralanmış, desen alt yapısı belirlenmiş ve Adobe Illustrator kullanarak çizilmiştir. Osmanlı dokuma sanatı desen tasarımlarında 16. ve 19. yüzyıllar arasında dört farklı ızgara çeşidinin uygulandığı belirlenmiştir: 1.Üçgen Izgara 2. Kare/Dikdörtgen Izgara 3. Dolaşmalı Izgara 4. Serbest/Izgarasız. Desen tasarımlarında ızgara kullanılması bir sınır değildir, uyumlu bir kompozisyon elde etmek için bir aygıttır. Sanatçılar yapısal bir kompozisyona ulaşacağını bilerek yaratıcı denemeler yapmak ve oynamak için özgürdür. Izgara çeşitleri karıştırılarak ve çoğaltılarak güzel ve yaratıcı sonuçlar elde edilmiştir. ANAHTAR KELİMELER Osmanlı Kumaşları, Kompozisyon, Izgara, Yüzey Tasarımı.

Osmanlı müelliflerinin eserlerinde mezhebî konuların incelenmesi (XVI. yüzyıl Taşköprizâde İsameddin Ahmed bin Mustafa Efendi örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Mezhepler Tarihi Bilim Dalı
XVI. yüzyıl Osmanlı Devleti'nin yükseliş dönemidir. Bu yüzyılda zirvede olunan ilim alanında da çok sayıda seçkin ilim adamları yetişmiş ve önemli eserler bırakmışlardır. Osmanlı'nın yükseliş devrinde Kelâm ilminde şerh ve haşiye çalışmalarının ağırlıkta olduğu görülse de özgün eserler de verilmiştir. Özellikle bu yüzyılda ilmiye sınıfı içerinde tedris ve telif gibi faaliyetleriyle tanınan Taşköprizâde İsameddin Ahmed Efendi de İslâmî ilimlerin her dalında temâyüz eden bir şahsiyet olarak dikkat çekmektedir. Taşköprizâde Ahmed Efendi felsefe, kelâm, mezhep ve tasavvufu şahsında birleştirerek klasik bir âlim tipini temsil etmiştir. Bu müellifin Hanefî-Matüridî ekolünü benimsediği ve hem devlet kademeleri hem de toplum nezdinde vazife ve eserleriyle Sünnî İslâm anlayışının yerleşmesi için yoğun çaba harcadığı hissedilmektedir. Döneminin ilmî birikimini yansıtan çok sayıda eser telif ettiği ve bu eserlerin de kendisinden sonra asırlardır tesirini sürdürdüğü bilinmektedir. Ayrıca günümüzde de muhtelif bilim alanlarında bilimsel çalışmalara konu edildikleri görülmektedir. Bu araştırma da Taşköprizâde Ahmed Efendi eserlerinde mezhebî meseleleri tespit etmek ve konuyla ilgili bazı örnekler üzerinden İslam Mezhepler Tarihi açısından analizler yapmayı hedeflemiştir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Taşköprizâde, Mezhep, İslam, Tarih