Thesis Search




SEARCH RESULTS

Overcoming intercultural barriers between international and local students: A social-ethnographic study on international festival days at Gaziantep University

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 İletişim Bilim Dalı
ÖZET ULUSLARARASI VE YEREL ÖĞRENCİLER ARASINDAKİ KÜLTÜRLERARASI ENGELLERİ AŞMAK: GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ'NDE ULUSLARARASI FESTİVAL GÜNLERİ ÜZERİNE SOSYAL-ETNOGRAFİK BİR ÇALIŞMA Shabani, SENYANGE Yüksek Lisans Tezi, İletişim ve Toplumsal Dönüşüm Ana Bilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Mustafa E. KÖKSALAN Temmuz-2021,102 sayfa Türkiye, her yıl çok sayıda uluslararası öğrenci kabul eden dünya ülkelerinden biridir. Ayrıca çeşitli bursların, üniversiteler arası ortaklıkların ve eğitim programı değişimlerinin verildiği ülkeler arasında yer almaktadır. Aslında uluslararası eğitim için ideal bir hedef ülke haline geliyor. Ancak, Türkiye'ye gelen uluslararası öğrenciler kültürlerarası engellere dayalı zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle, uluslararası ve yerel öğrenciler arasındaki kültürlerarası engeller üzerine yapılan araştırmalar önemlidir. Aslında bu çalışma, Gaziantep Üniversitesi'nde uluslararası öğrenci festival günleri düzenlemenin etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Temelde Gaziantep Üniversitesi öğrencilerinin eğitim durumlarındaki kültürlerarası engelleri aşmak için kurdukları ilişkilere odaklanır. Bu sosyal etnografik çalışma analiz edilerek, Gaziantep Üniversitesi'nin uluslararası ve yerel öğrencileriyle görüşmeler yapılmıştır. Ek olarak, önemli sonuçlara ulaşmak için birincil ve ikincil veriler niteliksel olarak toplanmış ve analiz edilmiştir. Nitekim, olağanüstü sonuçları elde etmek için CAT, Ortak Kültür Teorisi, Kültürlerarası Ağ Teorisi ve ADA Teorisi gibi 4 teoriden yararlanılmıştır. Bu nedenle, uluslararası öğrenci festival günlerinin (1) düzenlenmesinin, kendi ülkelerinin kültürel varlıkları hakkında bilgi alışverişinde bulunma fırsatına sahip olduklarında, uluslararası ve yerel öğrenciler arasındaki sosyo-kültürel etkileşimi geliştirdiği; (2) kültürel etkinlikler sona ermiş olmasına rağmen, yerel ve uluslararası öğrenciler iletişim kurmaya devam ettiklerinde aralarındaki dostlukları güçlendirir; (3) yerel öğrenciler diğer kültürler hakkında bilgilendirildiğinde ve dünyadaki kültürel çeşitlilikler tanındığında uluslararası kültüre değer verir. Kültürel etkinliği düzenlemek, Gaziantep Üniversitesi'nde olumlu bir kültürel rol oynayan iyi bir stratejidir. Anahtar Kelimeler: Kültürlerarası iletişim engeli, Uluslararası festival, Kültürel adaptasyon, Etnosentrizm, Kültürel şok

Oxyfluorfen herbisitinin Helianthus annuus L. (ayçiçeği) kök ucu hücreleri üzerine mutajenik etkilerinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bu tez çalışmasında, oxyfluorfen herbisitinin Helianthus annuus L. kök ucu hücreleri üzerine mutajenik etkileri araştırıldı. Petri kaplarında çimlendirilen akenler, 75, 150, ve 300 ppm oxyfluorfen ile 12 ve 24 saat süreyle muamele edildi. Oxyfluorfen'in doz ve zaman artışına bağlı olarak H. annuus'un kök ucu meristematik hücrelerinde mitoz bölünmeyi önemli derece baskıladığı ve mitotik hücrelerde çeşitli kromozomal anormalliklere neden olduğu tespit edildi. Meristematik hücrelerde hücre bölünme frekansının önemli ölçüde azaldığı gözlendi. En yaygın kromozom anormallikleri olarak profazda düzgün dağılmamış kromatin, yapışık kromozom, C-mitoz, kromatid köprüsü ve geri kalmış kromozoma rastlanıldı. Bunlara ilave olarak, uygulama gruplarının tamamında mikronükleus oluşumu tespit edildi. Yapılan mutajenite testleriyle oxyfluorfen'in ayçiçeği üzerinde mutajenik bir etkiye sahip olduğu sonucuna varıldı.

Oysu (Altıntaş/Kütahya) kaolen yataklarının, jeolojik, mineralojik, jeokimyasal özellikleri ve kökenlerinin irdelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Mineraloji Petrografi Bilim Dalı
Batı Anadolu'da Altıntaş (Kütahya) Oysu Köyü ve çevresinde Miyosen yaşlı volkano-sedimanter istif içerisindeki riyolitik, riyodasitik ve dasitik karakterli volkanik malzemenin tektonik aktiviteler ve buna bağlı olarak hidrotermal alterasyonu ve/veya kimyasal ayrışması sonucu ekonomik potansiyele sahip kaolinit yatakları oluşmaktadır. Kaolinit; seramik, porselen, eczacılık, boya ve kağıt sanayiinde kullanılan önemli bir endüstriyel hammaddedir. Günümüze kadar bu endüstriyel hammadde yataklarının jeolojik, mineralojik, jeokimyasal özellikleri ile oluşum mekanizmalarının irdelenmesi konularında detaylı çalışmalar yapılmamıştır. Bu tez çalışması, bu boşluğun doldurulması ve yapılan arazi çalışmaları ile mineralojik [polarizan mikroskop, X-Işınları difraktometresi (XRD), Fourier Dönüşümlü Kırmızı-Altı (FTIR)], mikromorfolojik [taramalı elektron mikroskopu (SEM-EDX), geçirimli elektron mikroskopu (TEM)] ve jeokimyasal (tüm kayaç ve mineral kimyası) analizleri ile aydınlatmayı amaçlamaktadır. Arazi çalışmaları ve laboratuar analizleri sonucu elde edilen bulgular yardımı ile ülke ekonomisine katkı sağlayacak olan potansiyel kaolen yataklarının etkin bir şekilde ortaya konulması hedeflenmektedir. Anahtar kelimeler: Jeokimya, kaolen, köken, Kütahya, mineraloji, volkanik birimler, Türkiye.

Oyulma etkisi altındaki köprü kazıklarının modellenmesi ve analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Köprü temelinin oyulması, karayolu köprülerinin en yaygın göçme sebebidir. Köprü ayakları çevresindeki yerel oyulma mekanizmasının değerlendirilmesi,kazık taban tasarımı ile ilgili karar verme, kritik oyulma koşullarında köprülerin güvenliğini öngörme konusunda bilgi sağlar ve sonuç olarak gereksiz kayıpları önlemeye yardımcı olabilir. Köprülerde oyulma köprü temelleri etrafında toplanan suya bağlı erozyon olduğundan dolayı köprü temellerinde yanal yük kapasitesindeki kayıp oyulma ve deprem etkileri birleştirildiğinde köprülerin göçmeye karşı oldukça savunmasız hale gelmesine neden olabilir. Bu çalışmada betonarme (BA) kazık temelli köprülerin yerel oyulma etkileri altında performansı değerlendirilmiştir. Bu nedenle, Antalya'daki Boğaçayı Nehri üzerinde inşa edilmiş olan bir BA köprü durum çalışması olarak seçilmiş ve muhtemel oyulma sonrası yapısal davranışını değerlendirmek için analiz edilmiştir. Çalışma bölgesinde çakıl ve kum olmak üzere 2 zemin tipi bulunmaktadır. Zemin-kazık temeliyapı etkileşim analizi gerçekleştirilmiş ve köprünün yanal davranışı farklı oyulma derinlikleri dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Kazık gruplarının sonlu elemanlar modeli bilgisayar kullanılarak analiz edilmiş, son olarak farklı oyulma derinliklerine sahip kazık gruplarının sismik performansı itme eğrileri ile doğrusal olmayan statik analiz yöntemleri kullanılarak elde edilmiştir. Oyulma derinliği arttıkça köprünün doğal titreşim periyodlarının, kesme kuvvetlerinin ve eğilme momentlerinin arttığı, buna rağmen kazık yanal yük kapasiteleri azalmıştır. Bu nedenle, analitik çalışmalarda gözlemlendiği gibi, oyulmanın, yanal yüklü kazıkların davranışını önemli derecede etkilediği ve köprü bileşenleri ile zemin arasındaki etkileşiminin köprü performans analizlerinde göz önünde bulundurulması gerektiği saptanmıştır.

Ödül ve ağırlıklı lineer ceza mekanizması içeren yeni bir benzetilmiş tavlama yaklaşımı ile LSB tabanlı görüntü steganografisinin iyileştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Dijital iletişimdeki son gelişmeler, önemli miktarda bilginin iletimini oldukça uygun hale getirmiştir. Bununla birlikte, bu veri herkese açık bir iletişim kanalının kullanılması durumunda yetkisiz kişiler tarafından kolayca ele geçirilebileceğinden, ilgili veri iletiminin varlığını gizlemek için bazı güvenlik tekniklerinin kullanılması gerekmektedir. Bu tekniklerden biri taşıyıcı, kapak ya da örtü olarak bilinen başka bir ortam içine gizli bir mesajın yerleştirildiği steganografidir. LSB tabanlı steganografi ise bu alanda en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir ve insanın kapaktaki küçük değişiklikleri ayırt edememesinden faydalanır, çünkü gizli verileri (gerektiğinde) saklamak için sadece en düşük değerli bitler değiştirilir. Bu tez kapsamında, öncelikle sezgisel algoritmaların steganografideki sınırları ve metasezgisel yöntemlere tam olarak nerede ihtiyaç duyulduğu araştırılmıştır, sonrasında LSB tabanlı görüntü steganografisini iyileştirmek için Benzetilmiş Tavlama temelli yeni bir yöntem sunulmuştur. Benzetilmiş Tavlama, gizli mesajı yerleştirmek için kapaktaki piksel seçimini optimize etmek amacıyla kullanılır ve bu sayede taşıyıcı görüntüde daha az bozulma sağlanır. Önerilen algoritmanın etkinlği, USC-SIPI Görüntü Veri Tabanından alınan denektaşları ile değerlendirilmiştir ve deneysel sonuçlar bu yöntemin literatüre son yıllarda kazandırılmış mekânsal alan veri gizleme tekniklerini geride bıraktığını göstermiştir. Stego görüntü kalitesini korumanın yanı sıra, bu algoritmanın bir başka avantajı da sisteme fazladan bir güvenlik katmanı kazandırmasıdır. Zira, gizli mesajın kapaktaki piksellerin bir anahtarla tespit edilen belirli bir permütasyonuna gömülmesi nedeniyle gizli mesajın bu anahtar bilinmeden elde edilmesi mümkün değildir.

Öğretmen adaylarının motivasyon düzeyleri ile mesleki öz yeterlilik algı düzeyleri arasındakı ilişkinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Eğitim Yönetimi Bilim Dalı
Amaç:Araştırmanın temel amacı, Öğretmen adaylarının mesleki öz yeterlilik algı düzeyleri ile motivasyon düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Yöntem:Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Bu araştırma, 2019-2020 eğitim öğretim yılında Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesinde farklı bölümlerde öğrenim göremekte olan 550 öğretmen adayı üzerinde uygulanmıştır. Bu araştırmada; Kauffman, Yılmaz-Soylu ve Duke (2011) tarafından geliştirilen (Ataş Akdemir, Ayık & Seçer (2015) tarafından Türkçe 'ye uyarlaması yapılan motivasyon ölçeği ile Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından geliştirilen Öğretmen Öz yeterlik ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: öğretmen adaylarının mesleki özyeterlik algıları incelendiğinde alt boyutlar itibarıyla öğretim stratejileri düzeyleri en yüksektir. Öğrenciyle etkileşim düzeyleri ise en düşüktür. Öğretmen adaylarının algılarına göre motivasyon alt boyutları itibarıyla içsel motivasyon düzeyleri en yüksektir. Dışsal motivasyon düzeyleri ise, en düşüktür. Öğretmen adaylarının öz yeterlik ile içsel ve dışsal motivasyon arasında pozitif bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Öğretmen adaylarının öğretim stratejileri ile içsel ve dışsal motivasyonları arasında pozitif bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Sınıf yönetimi ile içsel ve dışsal motivasyon arasında düşük düzeyde pozitif bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. öğrenciyle etkileşim ile dışsal ve içsel motivasyon arasında pozitif bir ilişkinin olduğu bulunmuştur. Öğrenci adaylarının öz yeterlik düzeyleri ile dışsal ve içsel motivasyon düzeyleri arasında pozitif yönde, düşük düzeyde ve anlamlı bir ilişki olduğunu yordamaktadır. Öğretmen adaylarının öz yeterlilik düzeyleri ile motivasyon düzeyleri arasında pozitif yönde, orta düzeyde ve anlamlı bir ilişki olduğunu yordamaktadır. Sonuç: Öğretmen adaylarının öz yeterlilik algıları ile motivasyon düzeyleri arasında orta düzeyde pozitif bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Motivasyon, yeterlilik, mesleki öz yeterlilik

Öğretmen ve öğrenci gözü ile soydaş iki dillilere Türkçe öğretiminde ölçme ve değerlendirme (Arapça ve Türkçe bilen Kerkük Türkmenleri örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Türkçe Eğitimi Bilim Dalı
Eğitim programlarında, Türkçe öğretiminin dil ve kültür birliğinin sağlanması, öğrencilere ana dillerinin önemini kazandırmadaki sorumluluğa göndermeler yapılarak bir sanat özelliği taşıyan Türkçe eserler, öğrencide büyük ölçüde etki yaratmıştır. Irak'ın Kerkük ilinde görev yapan iki dilli Türkçe öğretmenlerin ve Kerkük Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nde okuyan iki dilli öğrencilerin ölçme ve değerlendirme ile Türkçe öğretimindeki görüşlerini ve sorunlarını tespit etmek; bu görüşlerin öğretmenler tarafınca cinsiyet, görev yaptıkları okul ve hizmet yılı ile uygulanan ankette belirlenen soru tiplerini ve bunları öğrenme alanlarına ilişkin kullanımları açısından belirlemek, öğrencilerin ise; sadece cinsiyet ile ankette bulunan soru tiplerini öğrenme alanlarına göre kullanılmasını istediklerini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin Türkçe öğretimindeki ölçme ve değerlendirme ile ilgili görüşlerinde cinsiyete, görev yaptıkları okula ve hizmet yılına göre dikkate değer bir ilişki ortaya çıkmamıştır. Öğretmenler, Türkçe öğretimin ölçme ve değerlendirme olarak belirlenmesi, konuların kavranıp kavranmadığını belirleme olarak görmekte ve uygulamadaki soru tiplerini konunun kavranmasına yönelik yanıtladıkları görülmüştür. Ancak öğrenciler konunun daha iyi kavranmasına inandıkları şekilde ankette bulunan soru tiplerini yanıtladıkları görülmüştür. Ayrıca sınavlarda çoğunlukla yazılı soru tipi kullanılmaktadır. Öğretmenlerin testten öte, klasik yazılı sınav uygulamasını kullandıkları görülmüştür. Ancak öğrencilerin daha çok test uygulamalarını tercih ettikleri görülmüştür. Irak'ta yaşayan iki dilli Kerkük Türkmenlerindeki Türkçe öğretiminde ölçme ve değerlendirme, anketler ve kaynak tarama çalışmaları yoluyla belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kerkük, Türkçe Öğretimi, İki Dillilik, Ölçme, Değerlendirme.

Öğretmenlerin duygusal zekalarının örgütsel güvene etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Eğitim Yönetimi Bilim Dalı
Çalışmanın amacı öğretmenlerin duygusal zekalarının örgütsel güvene olan etkisinin incelemektir. Bunun yanı sıra duygusal zeka ile örgütsel güven arasındaki ilişkisini belirlemek ve bazı değişkenlere göre okullardaki örgütsel güven düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Araştırma tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini 2018-2019 eğitim öğretim yılında Azerbaycan'ın Bakü şehrinde, Bakü Şehri Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı olan devlet okullarında görev yapmakta olan 27740 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise bu evrenden rastgele küme örnekleme yolu ile seçilmiş 604 öğretmen oluşturmaktadır. Öğretmenlerden 120'si (%19.9) erkek, 484'ü (% 80.1) ise kadındır. Çalışmada veri toplama aracı olarak, öğretmenlerin duygusal zeka düzeylerini belirlemek için Duygusal Zeka Özelliği Ölçeği-Kısa Formu ve öğretmenlerin örgütsel güven düzeylerini belirlemek içinse Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği kullanılmıştır. Öğretmenlerin sosyo-demografik özellikleri ile ilgili verilerse araştırmacı tarafından düzenlenmiş Kişisel Bilgi Formu vasıtasıyla elde edilmiştir. Araştırmada, alt boyutlara ilişkin elde edilen bulgularda, öğretmenlerin duygusal zeka özellikleri (iyi oluş, öz kontrol, duygusallık ve sosyallik) ile örgütsel güven düzeyleri (çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, yeniliğe açıklık ve iletişim ortamı) arasındaki ilişkide, duygusal zekanın sosyallik boyutu ile örgütsel güvenin yeniliğe açıklık boyutları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı, kalan diğer boyutlar arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Duygusal zeka özelliklerinin (iyi oluş, öz kontrol, duygusallık ve sosyallik) örgütsel güven düzeyinin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, yeniliğe açıklık ve iletişim ortamı boyutlarını açıklamaya ilişkin bulgularda; örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık boyutunu, duygusal zekanın iyi oluş, öz kontrol ve duygusallık boyutları anlamlı düzeyde etkilemektedirler. Örgütsel güvenin yöneticiye güven boyutunu da, yene sırası ile duygusal zekanın iyi oluş, öz kontrol ve duygusallık boyutları anlamlı düzeyde açıklamaktadır. Örgütsel güvenin üçüncü boyutu olan yeniliğe açıklık boyutuna, duygusal zekânın hiç bir boyutunun etkisi görülmemektedir. Örgütsel güvenin sonuncu boyutu olan iletişim ortamı boyutunu, duygusal zekanın iyi oluş ve duygusallık boyutları yordamaktadır. Araştırmanın diğer değişkenlerine ait bulgulara göre, örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık boyutları öğretmenlerin cinsiyetlerine göre farklılaşmaktadır. Öğretmenlerin yaş ve kıdem yılı değişkenlerine göre örgütsel güvenin iletişim ortamı, öğretmenlerin eğitim düzeyi ve görev unvanlarına göre ise çalışanlara duyarlılık boyutu anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Öğretmenlerin mezun oldukları fakülte türü ve okuldaki öğretmen sayısı değişkenine göre örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven ve iletişim ort

Öğretmenlerin etik davranışlarının incelenmesi: Türkiye - Kosova karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı
Eğitimin amacı, bireylerde davranış değişikliği meydana getirmek olduğu için, okullarda ahlaklı bireylerin yetiştirilmesinde öğretmene büyük rol düşmektedir. Öğrencinin akademik bilgi ve beceri kazanmasının yanında, ahlaki gelişimi de hedeflenmektedir. Bu yüzden öğretmen, öğrencinin kişilik gelişimini olumlu etkileyecek bir model olmalıdır. Bu araştırmanın amacı, Türkiye ve Kosova'da devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin etik davranışların belirlenmesi ve bu davranışların bazı değişkenler açısından farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmektir. Araştırma 2013 yılında, tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın evreni Türkiye ve Kosova olup, araştırmanın örneklemi bu evrenden seçilen Türkiye (İstanbul, İzmit, Antalya, Konya) ve Kosova (Prizren, Mamuşa) şehirlerinde görev yapan toplam 13 okulda, ilköğretim ve liselerde çalışan toplam 215 öğretmenden, Çelebi & Akbağ (2012) tarafından geliştirilen Öğretmen Etik Davranışlar Ölçeği kullanılarak elde edilen verilerle yapılmıştır. Araştırmada toplanan veriler SPSS 16 paket programında analiz edilmiştir. Araştırmada önce betimleyici istatistik yapılmıştır. Betimleyici analiz sonunda; Öğretmenlerin etik davranışlarının en yükseği, insani duyarlılık, en düşüğü ise erdemlilik olarak tespit edilmiştir. Türkiye ile Kosova'daki öğretmenlerin etik davranışlarının farklılığı bağımsız gruplar t testi ile sınanmıştır. Kosova'daki öğretmenlerin görev bilinci ve mesleki yükümlülükleri, Türkiye'deki öğretmenlerden daha yüksek tespit edilmiştir. Ayrıca, araştırmada öğretmenlere ait sosyo-demografik özelliklerinin öğretmenlerin etik davranışlarında farklılıkları da fark testleri ile sınanmıştır. Öğretmenlerin görev yaptığı şehir değişkeni için ANOVA testinde İstanbul ile diğer şehirler arasında sosyo-kültürel farklılıklar, öğretmenlerin görev bilinci ve mesleki yükümlülük davranışlarını diğer şehirler lehine etkileyecek düzeyde farklı çıkmıştır. Cinsiyet değişkeni için t testi yapılmış ve bir farklılık tespit edilmemiştir. Öğrenim durumu için ANOVA testi yapılmış ve önlisans mezunu öğretmenlerin lisans ve yüksek lisans mezunu öğretmenlerden daha fazla mesleki yükümlülük taşıdığı tespit edilmiştir. Kıdem değişkeni için ANOVA testi yapılmış ve öğretmenlerin kıdemleri arttıkça, mesleki yükümlülük duygularının da arttığı tespit edilmiştir. Görev yaptıkları eğitim kademesi için ANOVA testi yapılmış ve ilkokulda çalışan öğretmenlerin görev bilinci, mesleki yükümlülük ve ahlaki düşüncesi ortaokul ve lisede çalışan öğretmenlerden daha yüksek tespit edilmiştir. Araştırma sonucuna göre öğretmenlerin etik davranışlarını geliştirmek amacıyla, meslek öncesi ve sonrası yetişmelerini sağlayacak eğitim programları, hizmetiçi eğitimler, seminerler, kurslar düzenlenmeli, deneyimli öğretmenler mesleğe yeni başlayan öğretmenlere danışmanlık yapmaları önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Etik, Öğretmenlerin Etik Davranışları, Türkiye, Kosova.

Öğretmenlerin örgütsel sessizliklerinin bazı değişkenler arasında incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı
Bu araştırmanın amacı Sakarya ili serdivan ilçesi resmi ilk ve ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel sessizliklerinin bazı değişkenler arasında incelenmesidir. Araştırmanın evrenini, 2016-2017 eğitim öğretim yılında Sakarya ilinin ilkokul ve ortaokullarda görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini toplam 280 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde tasarlanmıştır. Araştırmada 2007 yılında çakıcı tarafından geliştirilen ve Soycan (2010) tarafından uyarlanan Örgütsel Sessizlik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada ölçeklerden elde edilen veriler SPSS 20,0 istatistik paket programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırmada bir bağımlı değişken ile bir veya daha fazla bağımsız grupların karşılaştırılması söz konusu olduğunda gruplar arası farklılıkların incelenmesine yönelik olarak bağımsız örnekler için T-testi ve Oneway ANOVA testleri uygulanmıştır. Ayrıca çalışmaya katılan öğretmenlerin demografik bilgilerinin dağılımları için betimsel istatistik teknikleri (frekans, yüzde ve ortalama) kullanılmıştır. Bu araştırmanın sonuçları Sakarya ili Serdivan'daki ilk ve ortaokul öğretmenlerin arasında örgütsel sessizlik olduğunu göstermiştir. Ayrıca araştırmanın sonuçlarına göre, öğretmenlerin örgütsel sessizlik ölçeği puanları, cinsiyet, eğitim durumu ve görev yaptıkları okul türü değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Ancak, öğretmenlerin örgütsel sessizlik algılarının mesleki kıdem değişkeni açısından Yönetsel ve Örgütsel Nedenler ve İzolasyon Korkusu alt boyutlarına göre değerlendirildiğinde mesleki kıdem yılı az olan öğretmenlerin lehine istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Diğer yandan öğretmenlerin çalıştıkları örgütlerde algıladıkları yönetim tarzına göre örgütsel sessizlik ölçeği puan ortalamaları arasında anlamlı farklılık göstermektedir. Ayrıca araştırmada, öğretmenlerin çalıştıkları yöneticileriyle yüz yüze görüşme sıklıklarına göre örgütsel sessizlik ölçeği puan ortalamaları arasında anlamlı farklılık göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Öğretmen, Örgüt, Sessizlik, Örgütsel sessizlik.

Ölçülen klmyasal gazlarln makina ögrenmesi ile sınıflandırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu tez çalışmasında amaçı endüstri 4.0'ın temel konularından olan gömülü sistem yazılım ve donanımlarını kullanarak elde edilen sensör verilerini makine öğrenmesi algoritmaları ile sınıflandırmak ve sürdürülebilir üretim için gerekli otomasyonun sağlanması için alt yapı oluşturmaktır. Günümüzde endüstride kullanılan tüm aygıtlar akıllı hale geliyor ve üretim sürecinin tüm seviyelerinde üretilen dijital veriler ürün kalitesini, esnekliğini ve fonksiyonelliğini artırmak için kullanılmaktadır. Üretim tesislerinden gelen veri sensörlerle toplanmaktadır. Büyük veri tifadesi ile bahsedilen bu verilerin insan kullanıcıların değerlendire bilmesi mümkün değildir. Bu veriyi makine öğrenmesi algoritmaları ile değerlendirmek, anlamlandırmak ve sürdürülebilir üretim için kullanmak ancak mümkün olabilir. Bu çalışmada endüstride gerek insan hayatını doğrudan etkilemesi ile gerek ise birçok ürünün üretiminde ortaya çıkması veya kullanmasından dolayı gazlar ın algılanması ve sınıflandırılması üzerinde durulmuştur. Gaz sensörleri, insan sağlığını ve özelliklerini tehdit eden yanıcı, yakıcı ve toksik gazları tespit etmek için endüstride ve yangınla mücadelede yaygın olarak kullanılmaktadır. Önce ardunia ile b gaz verilerini toplama ve makine öğrenmesi ile sınıflandırılması üzerine çalışılmıştır. Gazlar ile ilgili yeterince veri elde edilemediği için altı farklı uçucu organik gaz için bir veri kümesi veri seti indirilerek onun üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu veri setinde; Amonyak, Asetaldehit, Aseton, Etilen, Etanol ve Toluen gazları bulunmaktadır.Üç yıllık bir süre boyunca, 16 metal oksit gaz sensörü kullanılarak elde edilmiştir. Bu veriler 13910 ölçüm ve 129 özellik içerir.Çalışmamızda bu verileri sınıflandırmak için çok sayıda makine öğrenmesi algoritmaları kullanılmıştır. Bunlar; k-en yakın komşular, Destek vektör makinesi, Rastgele orman ve Lojistik regresyon dur. Verileri sınıflandırmak için bu makine öğrenme algoritmaları Weka programında gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda k-en yakın komşular algoritmasının en iyi sonucu verdiğini ve sınıflandırma başarısı% 99,48dır.

Ömer Bin Muhammed el-Üskübî ve Fethu'l-Ğitâ an Vechi'l-Azrâ adlı eseri -inceleme ve tahkik-

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Arapça 2020 Tefsir Bilim Dalı
Ayasofya vaizi ve şeyhu'ş-şuyûh lakablı Ömer b. Muhammed el-Üskübî, kendi zamanının seçkin Osmanlı alimlerinden biridir. Kökeni Debre şehrine dayanmaktadır, günümüzde Makedonya'nın kuzeyinde kendisine nisbet edilen Üsküp şehrinin yakınında yer almaktadır. Tefsîr, Tasavvuf, Vaaz kitabı ve bunların dışında birçok ilmi zenginlik barındıran eser bırakmıştır. Önemli teliflerinin başında Beyzâvî Tefsîri üzerine yapmış olduğu Fethu'l-Ğitâ an Vechi'l-Azrâ isimli haşiye ve ta?lik türünden eseri gelmektedir. Eserinde Tefsîr, Kelâm ve diğer ilimlere dair görüşleri ve kendi bakış açıları yer almaktadır. Aynı zamanda bazı müfessir ve Beyzâvî Tefsîri üzerine hâşiyesi olan muhaşşilerin görüşlerine dair tenkitleri bulunmaktadır. Bu çalışma giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Hayatı, ilmi eserleri ve zikredilen eser üzerinde durulmaktadır. Rivayet ve dirayet tefsîri açısından yöntemi incelemekte olup, aynı zamanda bazı âlimlere yönelik ilmi tenkitleri kapsamaktadır. Yapılan eleştiriler, ele alınan konunun muhtevasındaki ilimlere göre düzenlenmiştir. Aynı zamanda eserin tahkîki yer almaktadır.

Ön plan bölütlenmesinde denetimli çok ölçekli konvolüsyonel sinir ağları yaklaşımının kullanımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı
Ön plan segmentasyonu alanında birkaç yöntem önerilmiştir; ancak, bu yöntemler aydınlatma değişiklikleri, arka plan veya kamera hareketi, kamuflaj etkisi, gölge gibi çeşitli zor senaryolarla başa çıkamamaktadır. Bu sorunları çözmek amacıyla, az sayıda eğitim örneğini kullanarak uçtan uca eğitilebilen üç farklı güçlü enkoder-dekoder tipi derin sinir ağı önerilmiştir. İlk olarak bu çalışmada, bir görüntüyü, çoklu ölçekte öznitelik uzayına dönüştürmek için kodlayıcı kısımında üçlü bir yapı altında önceden eğitilmiş bir konvolüsyonel (evrişimsel) ağı (VGG-16 Net) veriye uyarlanarak kullanılmıştır; öznitelik uzayındaki ifadeden görüntü uzayına projeksiyonu öğrenmek için, dekoder kısmında, dönüştürülmüş bir konvolüsyonel sinir ağı kullanılmıştır. İkinci olarak, çoklu ölçek özniteliklerini çıkarmak için tek bir giriş kodlayıcının üstüne takılabilen bir Feature Pooling Module (FPM) önerilmiştir ve görüntü uzayına projeksiyonu öğrenmek için bu özniteliklerin üstüne aynı dekoder yerleştirilmiştir. Üçüncü olarak FPM modülün yapısına öznitelikler füzyonu eklenerek bu modül genişletilmiştir ve sonuç olarak kamera hareketlerine karşı gürbüz bir modül oluşturulmuştur. Daha ileri performans iyileştirmesi için genişletilmiş FPM'in üzerine yeni bir dekoder ağı önerilmiştir. Önerilen FgSegNet_M, FgSegNet_S ve FgSegNet_v2 olarak adlandırılan yöntemlerle geliştirilmiş modeller, Change Detection 2014 Challenge (changedetection.net)'de, sırasıyla 0.9770, 0.9804 ve 0.9847 ortalama F-Measure ile, mevcut tüm yöntemlerinden daha iyi performansla çalıştırmaktadır. Modellerimiz SBI2015 ve UCSD Background Subtraction veri setlerinde de değerlendirilmiştir. Tez çalışması kapsamında, yukarıda özetlenen çalışmalara ek olarak ön plan nesnelerinin segmantasyonu alanında yama-tabanlı (patch-wise) öğrenme hakkında yürüttğümüz çalışmalar da sunulmaktadır. Ek olarak, ön plan segmentasyon kapsamında geliştirdiğimiz yöntemlerin anlamsal (semantik) segmentasyon alanındaki etkinliğini değerlendirmek için yürüttüğümüz iki yöntem çalışması da detaylı olarak tartışılmaktadır.

Öneri sistemlerinde derin öğrenme tabanlı otomatik sorgu tamamlama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışmada, girdi önekini kullanarak bir sorgu tamamlama listesi oluşturmak için Uzun Kısa Süreli Bellek (Long Short-Term Memory-LSTM) tabanlı Sorgu Otomatik Tamamlama (Query Auto Completion - QAC) önerilmiştir. QAC sisteminin performansı, ilgililik skoru kullanılarak değerlendirilmiş ve geliştirilen QAC modelinin kalitesi, kısmi ve tam eşleştirme stratejileri, başarı oranı, ortalamaların ortalaması hassasiyet (mean average precision), ve normalleştirilmiş azaltılmış toplam kazanç (normalized discounted cumulative gain) kullanılarak değerlendirilmiştir. Geliştirilen LSTM tabanlı QAC sistemi, American Online (AOL) ve Open Resource for Click Analysis in Search (ORCAS) veri kümeleri kullanılarak kapsamlı bir şekilde test edilmiştir. Deneysel sonuçlara göre, önerilen QAC sisteminin performansı kısmi eşleştirme stratejisi kullanıldığında daha başarılı olmuştur. Ayrıca QAC sistemi tarafından önerilen listenin kalitesi tam eşleştirme stratejisinde daha başarılı olmuştur.

Örgüt ikliminin, güvenin, kontrol arzusunun ve bilgi dağıtımının algılanan örgütsel politika üzerindeki etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı
Son yirmi yıldır, örgütsel politika algısı, organizasyonların karşılaştığı en kritik problemler arasında yer almıştır. Bireyler, organizasyonlarındaki politik davranışları gözlemlemeye başladıklarında; az verimlilik, az bağlılık ve motivasyon, yüksek iş bırakma seviyesi, yüksek stres seviyesi, vb. durumlarla karşılaşırlar. Bu çalışmada, araştırmacı örgütsel politika algısı öncüllerinden daha fazla incelemeyi amaç edinmiştir. Bunun için, o anketleri özel sektördeki bankalara dağıtır. Bu bankalar arasında İş Bankası, Akbank, Yapı Kredi Bankası, Finans Bank, Anadolu Bankası, HSBC, Deniz Bank ve Garantisi Bankası yer almıştır. Anket, demografik sorular ve örgütsel politika algısı, örgüt iklimi, güven, kontrol arzusu ve bilgi dağıtımı için 5 ölçek içermiştir. Araştımacı 243 anket dağıtmiş ve sadece 150 anketi geri almıştır. Elde edilen veri SPSS 20 kulllanılarak analiz edilmiştir. Araştırmacı örgüt iklimi ve bilgi dağıtımının, örgütsel politika algısı üzerinde önemli derecede negatif etkisi olduğu sonucuna varmıştır. Güvenin de örgütsel politika algısı üzerinde zayıf bir negatif etkisinin olduğu görülür. Ancak konrol arzusu örgütsel politika algısının üç faktöründen hiçbiri üzerinde önemli bir etki göstermez. Diğer yandan, demografik değişkenlerin bazıları örgüt iklimi, iş arkadaşları arasındaki güven, kontrol arzusu, bilgi dağıtımı ve örgütsel politika algısı kriterlerinin her biri üzerinde önemli ölçüde fark göstermiştir. Cinsiyet, eğitim ve çalışılan pozisyon derecesi daha önce ifade edilen 5 değişken üzerinde önemli bir farklılık yaratmazken; yaş, çalışma süresi ve maaş önemli farklılık yaratmıştır. Anahtar Kelimeler: Örgütsel politika algısı, Örgüt iklimi, Güven, Kontrol Arzusu ve Bilgi Dağıtım

Örgüt kültürü ve psikolojik iklimin politik davranış algılamaları üzerindeki etkileri: Kayseri'de bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Organizasyonların da toplumlar gibi kültürleri vardır. Bu kültür, örgüt içerisinde de yine toplumlarda olduğu gibi doğruları, yanlışları gösteren değerleri içerir. Kültür, örgüt içi davranışları etkilemesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Örgüt kültürü, bireylerin davranışlarını şekillendiren önemli faktörlerin biridir. ?Örgüte hâkim olan hava? anlamına gelen psikolojik iklim de benzer şekilde örgüt içi bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Bu iki etkileyici faktörün bireylerin örgütlerindeki politik davranış algılamalarını nasıl etkilediği bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır.Çalışmada Cameron ve Quin'in kültür modeli esas alınmış ve örgüt kültürü dört tür olarak benimsenmiştir: Klan Kültürü, Hiyerarşi Kültürü, Pazar Kültürü, Girişim Kültürü. Psikolojik iklim ise beş alt boyutta ele alınmıştır: Katkı, Tanıma, Zorluk, Rol Açıklığı ve Destekleyici Yönetim.Kayseri'de Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışanlardan seçilen 391 kişilik örneklemde yapılan araştırma sonuçlarına göre; dört kültür tipinden, girişim kültürü hariç diğer üç kültürün politik davranış algılamaları üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Psikolojik iklimde ise zorluk alt boyutu hariç diğer iklim alt boyutlarının politik davranış algılamalarını etkilediği tespit edilmiştir. Çalışmada sadece cinsiyet itibariyle politik davranış algılamaları arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Genel olarak değerlendirildiğinde, kültürün ve iklimin politik davranış algısında önemli iki değişken olduğu bu tez sonucunda ortaya çıkarılmıştır.Anahtar Kelimeler: Politik Davranış Algılamaları, Politik Davranış, Psikoloji İklim, Örgüt İklimi, Örgüt Kültürü.

Örgüt kültürünün yapısal boyutları ve davranış bozukluğu belirtileri: İnsan ilişkileri ikliminin aracılık rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Bir sosyal topluluk olarak örgütün sahip olduğu kültür, onu birleştiren, bir arada tutan ve yaptıklarını anlamlandıran bir kavramdır. Bu özelliği ile örgütün performansı ile yakından ilgilidir. Bu durum, örgütün ve çalışanlarının verimliliğini arttırmaya ve çevreye uyum sağlama çabalarında örgüt kültürünün önemini ön plana çıkarmıştır. Örgütün yaşamını devam ettirmesi için, çalışanların belli bir kültürü özümsemesi gerekmektedir. Bu kültür de örgütün kendi öz kültürüdür. Örgütün, kültürü sürekli olduğu sürece yaşamı da sürekli olacaktır. Örgüt kültürünü yaşatanlar da devam ettirenler de örgütteki çalışanlardır. Örgüt kültürü çalışanların davranışlarını doğrudan etkiler. Örgüt iklimi de benzer şekilde örgüt içi bireylerin davranışlarını etkilemektedir. Bu iki etkileyici faktörün bireylerin davranış bozuklukları belirtilerini nasıl etkilediği bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır. Çalışmada esas alınan örgüt kültürü yapısı 6 boyuttan, davranış bozukluklarının belirtileri 9 boyuttan oluşmaktadır. Çalışmanın örneklemini Kayseri ilinde, Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren işletmelerde çalışan 355 işçi oluşturmaktadır. Yapılan araştırma sonucunda örgüt kültürü yapısının çalışanların davranış bozuklukları belirtilerinin ortaya çıkmasında etkiye sahip olduğu ve insan ilişkileri ikliminin bu etkide anlamlı bir aracılık etkisine sahip olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, cinsiyete göre bakıldığında kadınlarda davranış bozukluğu belirtisi olan somatizasyon daha çok görülmektedir. Medeni duruma göre ise, çalışanlar arasında, davranış bozuklukları belirtileri en çok boşanmış veya dul olanlarda görülmektedir. Eğitime düzeyine göre, lisans seviyesinde olanlarda davranış bozukluğu belirtilerine daha çok rastlanmaktadır. Çalışma süresi 15- 16 yıl arasında olanlarda davranış bozukluğu belirtileri görülmektedir. Yaşa göre ise en çok 19 yaş altı olanlarda davranış bozukluğu belirtileri ortaya çıkmıştır.Anahtar Kelimeler: Örgüt Kültürün Yapısı, Davranış Bozuklukları, İnsan Arası İlşkiler İklimi.

Örgüte güven, iş tatmini ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkiyi incelemeye yönelik bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı
Araştırmada, Kosova'da ve Türkiye'de çalışanların iş tatminleri, işten ayrılma niyetleri ve örgütsel güvenleri arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığının ortaya konması amaçlanmaktadır. Ayrıca bu araştırma, Kosova'daki ve Türkiye'deki çalışanların iş tatmin düzeyleri, örgütsel güven düzeyleri ve işten ayrılma niyetleri arasında bir fark olup olmadığını belirlemeyi amaçlamaktadır. Diğer bir ifadeyle çalışanların işlerinden duydukları memnuniyetin, örgütsel güvenin ve işten ayrılma niyetinin, ülkelere göre farklılık gösterip göstermediği de incelenmektedir. Çalışmaya 38 adet dört yıldızlı otelden 291 çalışan dâhil edilmiştir. Verilerin analizinde Pearson korelasyon analizinden, bağımsız t-testinden ve tek yönlü varyans analizinden (ANOVA) yararlanılmıştır. Bunların yanında, bazı tanımlayıcı istatistiki analizlerden (frekans, standart sapma, yüzde dağılımları, aritmetik ortalama) de faydalanılmıştır. Araştırmada sonuç olarak, çalışanların iş tatminleri, işten ayrılma niyetleri ve örgütsel güvenleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca çalışanların bulunduğu ülkeye göre iş tatmini, örgütsel güven ve işten ayrılma niyeti düzeylerinin anlamlı bir farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Yine bazı demografik özelliklere göre de anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: İş Tatmini, Örgütsel Güven, İşten Ayrılma Niyeti, Kosova, Türkiye.

Örgütlerde kültür ile güven arasındaki ilişkinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Hızla değişen ve küreselleşen günümüz iş dünyasında uluslararası (çokuluslu) işletmelerin sayısı giderek artmaktadır. Farklı toplum ve kültürlerden gelen bireylerin bir arada olduğu bu tür işletmelerde kültürün başarı için kaçınılmaz bir unusur olan güven üzerine nasıl etkilediği konusunda incelemeye ihtiyacı vardır, ancak Türkiye'de bu konuda yapılan çok az sayıda araştırmalar bulunmaktadır. Bundan hareketle bu tezde örgüt içindeki kültürun örgüte güven üzerindeki katkısı incelenmiştir. Araştırmada kültür konusunda Hofstede'in dört kültür boyutları ele alınmıştır. Bunlar; güç mesafesi, belirsizlikten kaçınma, erillik-dişillik ile bireyclik-toplulukçuluk boyutlarıdır. Örgüte güven konusunda ortaya çıkan faktörler ise dürüst, destekleyici ve kurumsallaşmış bir firma olduğuna dair duyulan güven, itibarlı ve yüksek kredibiliteye sahip bir firma olduğuna dair duyulan güven ve çalışanların haklarına saygılı bir firma olduğuna dair duyulan güven olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada hipotezleri test edebilmek için seçilen örneklem, Türkiye'de faaliyet gösteren Kore şirketleri, Türk şirketleri ve Kore-Türk ortaklığı olan özel şirketlerde çalışan Türkler olmuştur. Farklı kültürlerde çalışan 537 katılımcılardan toplanan veriler daha sonra sırasıyla güvenilirlik analizi, faktör analizi, regresyon analizine tabi tutulmuştur. Yapılan analizlerin sonucunda örgüt içindeki kültürün örgüte güven üzerinde açıklayıcı katkısının olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca cinsiyet ve şirket türleri ayrımı içerisinde yapılan analizinde, kadınlar açısından, ortak şirketlerinde çalışan kadınlar içn çalışanların haklarına saygılı bir firma olduğuna dair duyulan güven faktörüne, Türk şirketlerinde çalışan kadınlar için itibarlı ve yüksek kredibiliteye sahip bir firma olduğuna dair duyulan güven ve çalışanların haklarına saygılı bir firma olduğuna dair duyulan güven faktörlerine en fazla katkının belirsizlikten kaçınma boyutunun yaptığı görülmüştür. Erkekler açısından ise ortak şirketlerinde çalışanların haklarına saygılı bir firma olduğuna dair duyulan güven faktörüne en büyük katkının bireycilik-toplulukçuluk boyutunun yaptığı sonucuna varmıştır. Anahtar Kelimeler: Kültür, Kültür Boyutları, Güven, Örgüte Güven

Örgütsel dışlanma, işe yabancılaşma ve örgütsel sinizm ilişkisine yönelik öğretmen görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı
Bu araştırmada, örgütsel dışlanma, işe yabancılaşma ve örgütsel sinizm arasındaki ilişkilerin öğretmen görüşlerine göre incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 2017- 2018 eğitim-öğretim yılında Ankara ilinin merkez ilçelerindeki resmi ortaokullarda görev yapan 465 öğretmenin katılımıyla gerçekleşmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Örgütsel Dışlanma Ölçeği, İlköğretim Okulu Öğretmenlerinin İşe Yabancılaşma Ölçeği ve Örgütsel Sinizm Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, ANOVA, post hoc testlerinden LSD testi, Pearson Korelasyon ve regresyon analizinden yararlanılmıştır. Öğretmenlerin örgütsel dışlanmanın her iki boyutuna ilişkin görüşlerinin kesinlikle katılmıyorum düzeyinde olduğu görülmüştür. Örgütsel dışlanma boyutlarına ilişkin görüşlerde medeni duruma göre farklılaşmanın olduğu saptanmıştır. İşe yabancılaşmanın Güçsüzlük boyutuna ilişkin görüşlerin nadiren, Anlamsızlık ve Yalıtılmışlık boyutunda hiçbir zaman ve Okula Yabancılaşma boyutunda ise bazen düzeyinde olduğu görülmüştür. İşe yabancılaşma boyutlarına ilişkin görüşlerin demografik değişkenler açısından farklılaşmadığı saptanmıştır. Örgütsel sinizmin tüm boyutlarına ilişkin görüşlerin katılmıyorum düzeyinde olduğu bulunmuştur. Örgütsel sinizme ilişkin görüşlerde eğitim durumu, yaş ve çalıştığı okuldaki görev süresi değişkeni açısından farklılaşmaların olduğu görülmüştür. Örgütsel dışlanma boyutları ile işe yabancılaşmanın Güçsüzlük, Anlamsızlık ve Yalıtılmışlık boyutları arasında düşük ve orta düzeyde, pozitif yönlü; örgütsel dışlanmanın her iki boyutu ile örgütsel sinizmin tüm boyutları arasında düşük düzeyde, pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. İşe yabancılaşmanın Güçsüzlük, Anlamsızlık ve Yalıtılmışlık boyutları ile örgütsel sinizmin tüm boyutları arasında orta düzeyde, pozitif yönlü anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. İşe yabancılaşmanın Okula Yabancılaşma boyutu ile örgütsel sinizmin Bilişsel boyutu arasında düşük düzeyde, negatif yönlü ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Örgütsel dışlanmanın Yalnızlaştırma boyutunun, işe yabancılaşmanın ise Güçsüzlük ve Yalıtılmışlık boyutlarının örgütsel sinizmin anlamlı yordayıcısı olduğu saptanmıştır.