Thesis Search




SEARCH RESULTS

Peaceful strategies in the fight against terrorism: The case of Boko Haram

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
11 Eylül olayları ve bunun sonucunda Bush yönetiminin teröre karşı savaş ın açıklaması sadece bir referans noktası değil aynı zamanda çoğu hükümetin terörle mücadele stratejilerinin bir modeli haline geldi. Terörle mücadele stratejilerinin en eşsiz yanı, devlet kurumları tarafından bazen kanunun gereklerinin ötesinde önemli miktarda güç uygulanması olmuştur. Nijerya, hem devleti hem de devlet dışı aktörleri içeren çok sayıda şiddet olayıyla karşı karşıyadır. Ancak 2008 yılında Boko Haram'ın ortaya çıkışı, ülkeyi terörizm ve terörle mücadele stratejilerinin etkisi konusunda gündeme getirmiştir. Hükümetin gayretleri bu gruptan kurtulmak için askeri operasyonların kullanılmasıyla sonuçlanırken, grup, Nijerya devletinin yanı sıra daha büyük Batı Afrika bölgesinin de bariz bir gücü ve tehdidi olmaya devam ettiğinden bu tarz bir yaklaşım etkili olmamıştır. Bu tez, Boko Haram'ın kökeni, operasyonları ve ideolojileri hakkında derinlemesine bir tartışma sunmayı amaçlamaktadır; hükümetin terörle mücadele stratejilerini ve bu stratejilerin etkisini incelemekredir. Grubun ortaya çıkışını açıklamak için devlet kırılganlık teorisini ve hükümetin tepkisini açıklayan adil savaş teorisini benimsiyorum. Ekonomik, sosyal ve politik şikâyetler Boko Haram'ın yükselişine yol açan tohumları ekerken, hükümetin aşırı güç kullanımının bölgedeki daha fazla gencin radikalleşmesini körüklediğini iddia ediyorum. Kuvvet kullanımının sadece Nijerya'da değil, terörizm tehdidiyle karşı karşıya kalan diğer birçok yetki alanında Somali, Yemen ve Afganistan gibi başarısız olduğu göz önüne alındığında, terörle mücadelede ölümcül olmayan yaklaşımların ele alınmasını tavsiye ediyorum. Bu tezde, kitapların, devletin ve sivil toplum örgütü raporlarının, çeşitli medya ajanslarının yayınlarının, akademik makalelerin ve diğerlerinin titizlikle analizi yoluyla nitel yöntem kullanılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Boko Haram, Nijerya, Terörle Mücadele, Ölümcül Olmayan Stratejiler, Terörizm

Pelton türbini çarkı tasarım parametrelerinin optimizasyonunun mikro türbin boyutunda deneysel olarak araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Gelişen teknoloji ile birlikte enerjiye olan ihtiyacımız sürekli artmaktadır. Bu artışı karşılayabilecek enerji üretim yöntemleri ve teknolojileride doğrusal olarak gelişmektedir. Türkiye'nin günümüzde kullanımı en yüksek yenilenebilir enerji kaynağı olan hidroelektrik enerji tesisleri 2001 tarihinde çıkan bir yasa ile özel sektöre açılmış olup çok farklı güçlerde uygun olan her yere kurulabilmektedir. Hidroelektrik sistemlerde su, bir boru sistemi ile yüksek bir yerden türbine verilmektedir ve potansiyel enerji kinetik enerjiye çevrilmektedir. Türbinin tahrik ettiği jeneratörün dönmesi ile de elektrik enerjisi elde edilmektedir. Modern su türbinleri arasında bugün endüstriyel anlamda önemi olan yegâne aksiyon türbini Pelton türbinidir. Genel olarak yüksek düşü ve küçük debiler için elverişlidir. Görünüşüne göre diğer su türbinlerinden daha basit görünen Pelton türbini aslında kendi içinde daha karışıktır. Günümüz teknolojisinde türbin bileşenlerinin tasarımı için deney yapılmasının masraflı olduğu küçük ve büyük türbin uygulamalarında Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiğinden (HAD) yararlanılmaktadır. Bu çalışmada; Pelton türbinleri için Türkiye ve dünyada yapılan çalışmalar incelenerek, türbin çarkı tasarımı ile ilgili karakteristikler ele alınmış ve analiz edilmiştir. Farklı kaynaklara göre en uygun çark tasarım parametreleri belirlenerek deneysel çalışma için türbin çarkı proje hesapları yapılmış ve suyun kepçe içerisinde izlediği bağıl yol çizilerek bulunan kepçe adımı ile kepçe sayısı doğrulanmıştır. Doğrulanmış ve bir fazla kepçe sayısına sahip iki adet mikro türbin çarkı imal edilmiştir. Üretimi yapılan iki adet Pelton türbini çarkı bölüm laboratuvarında bulunan Pelton türbini deney setine montaj edilerek, her iki çark için farklı püskürtücü açıklıklarında türbin karakteristik deneyleri yapılmıştır. Türbin çarkı kepçe sayısı hesapla bulunup, çizim yöntemle optimize edilmiş çark ve bir fazla kepçe sayısına sahip çark ile karakteristik deneyler yapılarak sonuçlar tablo ve grafik olarak verilmiştir. Çizim yöntemi ile doğrulanmış kepçe sayısına sahip çarkın verim değeri diğerinden daha yüksek olarak elde edilmiştir.Elde edilen bütün sonuçlar karşılaştırılarak yorumlanmıştır.

Pelvik taban sağlığı bilgi testi geliştirme, geçerlik ve güvenirliği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bilim Dalı
Çalışmanın amaçları, Pelvik Taban Sağlığı Bilgi Testi'ni (PTSBT) geliştirmek ve testin geçerlik ve güvenirliği belirlemekti. Bu metodolojik çalışmada, katılımcıların pelvik taban sağlığı ile ilgili bilgi düzeylerini ölçmek amacıyla 44 maddeden oluşan bir test geliştirildi ve bu test 370 katılımcıya (273 kadın, 97 erkek) uygulandı. PTSBT'nin geçerlik analizi için yüz geçerliği maddelerin anlaşılırlık oranları ile, kapsam geçerliliği uzman görüşleri alınarak yapıldı. Yapı geçerliği Rasch analizi ile incelendi. Bilinen grup geçerlik analizlerinde PTSBT puanları ile katılımcıların bazı demografik ve klinik özelliklerine göre Mann-Whitney U testi ile karşılaştırıldı. PTSBT'nin güvenirlik analizinde ise iç tutarlılık için birey ayırsama indeksi (BAİ) ve Kuder-Richardson-20 (KR-20) katsayısı hesaplandı. Bu testteki tüm maddelerin %93.61 oranında oldukça anlaşılır olduğu görüldü. Rasch modeline göre üç alt boyutlu (Fonksiyon/disfonksiyon; Risk/etiyoloji; Tanı ve tedavi) bir bilgi testi tanımlandı. Sağlık çalışanı veya öğrencisi olan bireylerin sağlık çalışanı veya öğrencisi olmayanlara göre; pelvik taban problemlerini daha önce duyan bireylerin duymayanlara göre; pelvik taban problemi yaşadığında doktora gideceğini belirten bireylerin doktora gideceğini belirtmeyenlere göre; pelvik taban egzersizlerini (PTE) bilenlerin bilmeyenlere göre ve PTE'yi uygulayanların uygulamayanlara göre PTSBT ve alt boyut bilgi düzeylerinin daha yüksek olduğu belirlendi (p<0.05). BAİ ve KR-20 değeri sırasıyla fonksiyon/disfonksiyon alt boyutu için 0.892 ve 0.890, risk/etiyoloji alt boyutu için 0.938 ve 0.920, tanı ve tedavi alt boyutu için 0.912 ve 0.924, PTSBT toplam skor için 0.952 ve 0.926 olarak bulundu. Sonuç olarak Türk popülasyonunda PTSBT'nin geçerli ve güvenilir bir test olduğu bulundu. Anahtar Kelimeler: Bilgi, geçerlik, güvenirlik, ölçek, pelvik taban

Pençe ödemine bağlı ağrı ve davranış değişikliklerinin farmakolojik modülasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Formalin inflamasyon modeli insanda oluşan doğal inflamasyona en yakın model olarak tanımlanmıştır. Pençede lokal doku hasarı oluşturan sıçan formalin testi, tonik ağrı ve lokalize inflamatuar ağrı için bir model olarak kullanılmıştır. Akut inflamasyonda plazma sıvı ve proteinlerinin eksudasyonu ve ağırlıklı olarak nötrofiller olmak üzere lökositlerin göçü oluşur ve formalin enjeksiyonu sonrasında enjekte edilen pençede hızla ödem oluşur. Formalinin oluşturduğu ağrı temelde periferik doku hasarına bağlıdır. Formalin testi ile oluşan ödeme ve ağrıya bağlı olarak sıçanda iki karakteristik davranış oluştuğu gösterilmiştir. Bunlar pençe yalama (Licking) ve kaçınma (ayağı yere basmama, yüksekte tutma)'dır. İlaçların antiinflamatuvar etkilerine baktığımızda hayvan pençe volümünün azalmasına bağlı olarak inflamasyonu azaltmada prednizolon > diklofenak Na > karbamazepin > diazepam > mirtazepin > morfin gibi bir sıralama elde edilmiştir. Mirtazepin ve morfin'in olusturduğu antiinflamatuvar etki kayda değer düzeyde bulunmamıştır. Sıçanların karakteristik davranışlarından olan pençe yalama ve kaçınma olaylarında ise morfin ve/veya diklofenak analjezik etkilerinden dolayı koruyucu etkilere sahip oldukarı saptanmıştır. Bu koruyucu etkiye mirtazepin de aracılık etmiştir. Diğer davranış hareketleri olan ileri yürüme, arka ayaklar üzerinde yükselme ve taranma olaylarında diazepamın sedatif ve anksiyolitik etkisinden dolayı en düşük değerler elde edilmiştir. Diazepamı morfin ve diklofenak analjezik etkilerinden dolayı, prednizolon ise antiinflamatuvar etkisinden dolayı izlemektedir. Korelasyon analizi sonucu ödem, formaldehit ve diklofenak gruplarında taranma davranışı ile pozitif ve ayrıca diklofenak grubunda pençe yalama davranışı ile negatif yönde ilişki olduğu bulunmuştur. Arka ayaklar üzerinde yükselme davranışı ile prednizolon grubunda negatif, karbamazepin grubunda ise pozitif yönde ilişki elde edilmiştir. Bu sonuçlar ödem ve hayvan davranış hareketleri arasındaki ilişki üzerine açıklama getirirken bu konuda daha kapsamlı çalışmalar yapılması gereğini göstermektedir.

Pentaklordienler ve Halonaftokinonların S- ve N- nükleofillerle yeni sübstitüe dien, trien ve kinon bileşiklerinin sentezi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Organik Kimya Bilim Dalı
Bu çalışmanın ilk aşamasında etil alkol ve sodium karbonat varlığında 2,3-Dikloro-1,4-naftakinon 3-amino 1,2 propandiol ve 1- metil piperazin ile reaksiyonundan N-sübstitüe başlangıç maddelerden 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-klor-1,4-naftakinon (2) ve 2-(4-metilpiperazinil)-3- klor 1,4-naftakinon (14) sentezlendi. 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-klor-1,4-naftakinon (2) bileşiği etanol ve sodyum karbonat ortamında 6-Merkapto-1-heksanol, 3-Merkapto-2-butanol, 2-merkaptofenol, 4-florotiyophenol, 1-merkapto-2-propanol, tert-dodesilmerkaptan, 2,2'-(etilendioksi)-bis(etilenamin), butil-3-merkapto propiyonat, 4-bromtiofenol, 2-merkaprobenzil alkol, metil 3-merkapto propiyonat ile bileşikleri ile oda sıcaklığında reaksiyona sokularak yeni N,S-, N,N-sübstitüe bileşikleri 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(6-merkapto 1-heksanol)- 1,4-naftakinon (3), 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(3-merkapto 2-butanol) -1,4-naftakinon (4), 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(2-merkaptofenol)1,4-naftakinon (5), 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(4-florotiyofenol) 1,4-naftakinon (6), 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(1-merkapto-2-propanol) 1,4-naftakinon (7), 2-(t-dodesillmerkaptan)-3-etanol 1,4-naftakinon (8), 2-(2,3-dihidroksi propilamino)-3-(butil-3-merkaptopropiyonat)1,4-naftakinon(9), 2-(2,3-dihidroksi propilamino)-3-(4-bromtiyofenol) 1,4-naftakinon (10), 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(2-merkaprobenzil alkol) 1,4-naftakinon (11), 2-(2,3-dihidroksipropilamino)-3-(metil-3-merkaptopropiyonat) 1,4-naftakinon (12), 2,3-(2,2'-(etilendioksi)- bis(etilenamin))-1,4-naftakinon (13) bileşikleri elde edildi. 2-(4-metilpiperazinil)-3- klor 1,4-naftakinon (14) bileşiğini etanol ve sodyum karbonat ortamında Butil-3-merkapto propiyonat, metil-3-merkapto propiyonat, 6- merkapto-1-heksanol, 4-florotiyofenol, 4-bromotiyofenol, pentaflorotiyofenol ile reaksiyona sokarak yeni N,S- 2-(4-metilpiperazinil)-3- (butil-3- merkaptopropiyonat)- 1,4-naftakinon (15), 2-(4-metilpiperazinil)-3-( metil-3- merkaptopropiyonat) 1,4-naftakinon (16), 2-(4-metilpiperazinil)-3-(6-merkapto-1-heksanol) 1,4-naftakinon (17), 2-(4-metilpiperazinil)-3-(4-flor1otiyofenol) 1,4-naftakinon (18), 2-(4-metilpiperazinil)-3-(4-bromotiyofenol ) 1,4-naftakinon (19), 2-(4-metilpiperazinil)-3-( pentaflorotiyofenol) 1,4-naftakinon (20) bileşiği senrezlendi. 2,3-Diklor-1,4-Naftakinon'un, etil alkol ve sodyum hidroksil varlığında 5-merkapto-1-metil tetrazol, 4-t-oktilfenol, n-butil-4-hidroksibenzonat, 1-(4-klorobenzil)-piperazin ile oda sıcaklığındakı reaksiyonundan yeni 2-(5-merkapto- 1-metil tetrazol)-3-etoksi 1,4-naftakinon (21), 2-(4-tert oktilfenol)- 3-kloro 1,4-naftakinon (22), 2-( n-butil-4-hidroksibenzoat)- 3-kloro 1,4-naftakinon (23), 2-( 1-(4-klorobenzil)-piperazin)- 3-kloro 1,4-naftakinon (24), 2-( 2-flüoro-5-triflorometilfenol)- 3-kloro 1,4-naftakinon (25) bileşikleri elde edildi. Bu çalışmanın diğer başlangıç maddesi trikloretilenin dibenzilperoksit varlığında serbest radikaller üzerinden yürüyen dimeriza

Perceptions and preferences of tourists toward halal tourism in Aceh, Indonesia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Helal turizm turizm endüstrisinde öne çıkan konulardan biri olmaya başlamıştır. Pek çok ülke, helal turizm destinasyonu geliştirmek için rehabet halindedir. Endonezya'da da Aceh bölgesi, helal turizm etkinliklerini geliştirmek için öncelikli bir bölgedir. Bu tezin amacı, turistlerin algı ve tercihlerinden yola çıkarak Aceh'de turistlerin helal turizme yönelik tercih ve algılarını belirlemeyi amaçlamaktadır. Tez çalışmasında, nicel yöntem benimsenmiş, Likert ölçeğinden yararlanılarak Aceh'i ziyaret eden 283 yerli turistten veri toplanmıştır. Çalışma, en fazla turist varışının bulunduğu, Aceh Bölgesi'ndeki, Banda Aceh, Aceh Besar ve Sabang'ı kapsayan üç şehirle sınırlıdır. Verilerin toplanmasında amaçlı örnekleme tekniğinden yararlanılmıştır. Verilerin yapısal uyumu için doğrulayıcı faktör analizine başvurulmuştur. Veriler, bir Kartezyen diagram biçiminde gösterilen ve kadran analizi olarak da bilinen önem- performans analizi ile incelenmiştir. Tez sonucunda turistlerin Aceh'deki halal turizme yönelik algılarının olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında, turistler tarafından az önemli olarak kabul edilen hizmetlerin performas açısından yetersiz olduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Helal turizm, Aceh, algı, tercih, turist

Perceptions of service quality: An investigation of self-service technologies in banking and its effect on customer satisfaction

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Bu çalışmada, SSTQUAL ölçeğinin gelişmiş video teller makinesine (VTM) benzeyen Extreme Transaction Machine (XTM) gibi yeni teknolojiler kullanan Türkiye'deki katılım bankalarına uygulanabileceği tespit edilmiştir. Ölçekle alakalı bazı değişiklikler yapılması gerekse bile yine de farklı endüstriler ve farklı self servis teknolojileri (SST) için uyarlanabilir ve genelleştirilebilir bir ölçek olduğu görülmüştür. XTM'in hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati arasında doğrudan olumlu bir ilişki tespit edilmiştir. Müşteri memnuniyetinin de müşteri sadakati üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca, müşteri sadakati ile XTM hizmet kalitesi arasındaki ilişkide, müşteri memnuniyetinin ara değişken etkisi yaptığı anlaşılmıştır. Bu model, Türkiye'deki katılım bankalarındaki XTM veya XTM'e benzeyen SST hizmet kalitesiyle ilgili algıları, müşteri memnuniyetini ve müşteri sadakati düzeyini ölçmek için uygulanabilir. Bu çalışmanın amaçları için internet üzerinden toplanan 165 anket yanıtı kullanılmıştır. Anketler, XTM teknolojisini kullanan tek banka olan Kuveyt Türk Katılım Bankası'nın, cihazı kullanmış müşterilerine gönderilmiştir. Buna ek olarak, çalışma XTM'in bulunduğu tek konum olan İstanbul'da yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Self Servis Teknolojisi, Self Servis, Hizmet Kalitesi, Müşteri Sadakati, Müşteri Memnuniyeti, XTM.

Perceptions of the foreign policies of France and Turkey in francophone Africa: An elite perspective of cameroon and cote d'ivoire

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bilim Dalı
Bu tez; bir devletin dış politikasında, harici algıları için sıklıkla kullandığı 'hedefe ulaşma' ve 'problem çözme' kategorilerini bir politika etkinliği olduğunu kabul ederek bunu nasıl yönlendirdiğini açıklamaya çalışmaktadır. Bu nedenle değişen küresel ortamın sağladığı -gelişmekte olan- kapasiteler ve öncelikler, Fransa ve Türkiye için mevcut dış politikalarını sadece Afrika'da değil, özellikle Fransızca konuşan Afrika ülkelerinde (FSACs) 21. yüzyıl dünya siyasetindeki rollerini birçok alanda yeniden değerlendiriyor. Bu bağlamda, Afrika'da Fransa ya da Türkiye'nin dış politika etkinliği ve etkisi 2000'li yılların başından itibaren sıcak gündem maddelerinden biri oldu ve bu tartışmanın ilgili önerlerini test etmek için literatür'de birkaç sistematik girişim çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma, 21.yüzyılda Fransız ve Türk etkisi ya da etkinliği tezini belirli bir bölgede- Frankofon Afrika (FrA) - test etmeye çalışmaktadır. Bu dış politika etkisini test etmek için sırasıyla; Fransa'nın veya Türkiye'nin 21. yüzyılda FrA'da yeniden aktif katılımını haklı kılan nedenlerini ve devletlerin yeni dış politika yöneliminin Frankafon Afrika Elitleri (FAE) tarafından nasıl algılandığı yönünde iki temel sorunsalı ele almaktadır. Harici algı, FAE'nin kıtadaki bu iki gücün dış politikaları hakkındaki görüş ve algılarının ilk kez incelenmesi çalışmanın en belirgin özelliğidir. Sonuç olarak, olumlu algılamalar olumlu politika etkinliğini artırabilmekte ve olumsuz algılamalar etkide bir düşüş oluşturabilmekte veya öfke durumunu doğurabilmektedir. Bu çerçevede yapılan bilimsel çalışma, dış politika analiz disiplininin geliştirilmesinde, devlet politikası oluşturma sürecinde bir devletin yabancılar tarafından nasıl görüldüğünü ve bu algıların nasıl şekillendirdiğini anlamak, politika uygulaması ve politika etkinliği açısından, devletin kendisi için nasıl büyük bir endişe kaynağı olduğu incelenmektedir. Bu amaçla, bu araştırmada, tanımlayıcı ve tarihsel veri toplama yöntemlerinin kombinasyonu ile eklektik bir araştırma yöntemi kullanıldı. Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi (CATI) ve Yüz Yüze Görüşme (F2F) de dahil olmak üzere karma mod yöntemi tarafından bir çapraz araştırma metodu uygulandı. CATI ve F2F iki (2) Frankofon-Afrika ülkesi (Kamerun ve Fildişi Sahili) üzerinde yürütüldü. Afrika'daki Fransız ve Türk girişimleri için seçilmiş bazı dış politika alanları konstrüktivist teori ile ele alınırken; FAE algılarını değerlendirmek için iyi tanımlanmış bir analitik çerçeve ve süreç izlemesi için metodolojik yaklaşım kullanıldı ve dış politikanın bu tezdeki her iki gücün etkinliğinin ölçülmesi aşağıdaki bulguları gösterdi: T-1 zamanında FAE algılarını şekillendiren fikirler ile T zamanında ve belki de gelecekteki T+ 1 zamanında ortaya çıkan algılamalar arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu nedenle, FAE'nin 21. yüzyılda Fransa ve Türkiye üzerindeki perspektifleri dahili (endojen) ve harici (eksojen) kaynaklar veya fikirler ile şekillenmiştir. Sonuç olarak, Fran

Perceptions towards the introduction of İslamic banking: Comparison between Muslims and non-Muslims in Tanzania

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Bu çalışmada, Tanzanya'daki müslüman ve gayrimüslim vatandaşların karşılaştırılmasına yönelik, islami bankacılığa ilişkin farkındalıklar ve islami bankacılık ürün ve hizmetlerinin tercih edilmesine neden olan faktörler araştırılmıştır. Kartopu örneklem yöntemi ile 330'u müslüman ve 330'u gayrimüslim olmak üzere 660 kişiye anket uygulanmıştır. Tanzanay'daki islami bankacılığa ilişkin algılar açısından müslümanlarla gayrimüslimler arasında anlamlı bir fark olup olmadığının araştırılması için ki-kare testi kullanılmıştır. Müslüman katılımcıların yaklaşık üçte ikisinin islami bankacılığın farkında olmasına gayrimüslimlerin yalnızca üçte birinin farkında olduğu bulunmuştur. İnsanların islami bankacılık ürün ve hizmetleri ile bilgileri daha çok arkadaşlarından ve islami bankalardan edindiği anlaşılmaktadır. İnsanlar, islami bankacılığı, sunulan ürün ve hizmetlerin faizsiz olması ve kar zarar ortaklığına dayanması nedeniyle tercih etme eğilimindedir. Vatandaşların islami bankacılığa ilişkin bilgi düzeyleri ve algıları açısından, müslümanlar ve gayrimüslimler arasında anlamlı farklar olduğu gözlenmektedir. Anahtar sözcükler: İslami Bankacılık, Algılar, Farkındalık, Müslüman, ki-kare testi,gayrimüslim, Tanzanya

Performance analysis of hybrid photovoltaic-thermoelectric (PV/TE) solar systems

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Enerji Sistemleri Mühendisliği Bilim Dalı
Fotovoltaik (PV) modüllerin verimliliğinin iyileştirilmesi, günümüzde pek çok araştırmacının odak noktasıdır. Birçok fikirlerle birlikte bu amaca ulaşmak için birçok test ve araştırma yapılmıştır. PV modülünü termoelektrik modül ile birleştirmek verimliliği artırmak için yenilikçi bir yaklaşımdır. Bu nedenle, sadece güneş spektralinin bir kısmı PV için olduğu gibi değil, aynı zamanda ısı da kullanıldığı için daha büyük bir spektrumdan faydalanmaktadır. Panelin soğutulmasına izin verir ve ek güç sağlar. Bu önceki araştırma çalışmaları hakkında kapsamlı bir inceleme burada sunulmuştur. PV/TE sistemlerinin performansını artırmak için birçok yöntem ve yaklaşım tartışılmaktadır. Mevcut literatürdeki boşluklar tanımlanmış ve gelecekteki araştırmalar için ciddi öneriler verilmiştir. Burada, PV/TE sistemleri üzerinde sadece birkaç deneysel çalışmanın mevcut olduğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle, bu sistemler ile gerçek atmosfer koşullarında kapsamlı deneysel çalışmaların yapılması şiddetle tavsiye edilir. Çalışmamız, bir PV panel ve bir termoelektrik jeneratör (TEG) modülünden oluşan art arda dizili verimliliğinin simülasyonuna dayanıyordu. Simülasyon, güneş enerjisinin kullanımı için umut verici bir yer olan Nijer'in atmosfer koşulları kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar önceki çalışmayı desteklemekte ve bir TEG eklenmesinin PV panelinin güç çıkışını arttırdığı hipotezini teyit etmektedir. Hibrit'in tek başına PV'den (photovoltaik panel) daha iyi bir verime sahip olduğu gösterilmiştir. İki modül için en düşük verim, 72.03 ? hücre sıcaklığında kaydedilmiştir. Hibridin verimliliğindeki artış bu noktada daha belirgindir: bağımsız PV'nin verimi% 12,24'tür ve hibridin verimi% 19.62'lik bir değerle biraz daha yüksektir.

Performance analysis of image fusion algorithms in thedetermination of land use types

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Bilim Dalı
Uzaktan algılama uygulanmaları, elde edilen önemli sonuçları ve bunlara kolay erişilebilir hale gelmesiyle toplum tarafından giderek daha bilinir hale gelmiştir. Görüntü bütünleştirme tekniği ile bu uygulamalar daha çok daha yaygınlaşmıştır. Günümüzde görüntü bütünleştirme uygulaması, özellikle arazi kullanımı ve arazi örtüsüne ait tematik thematic haritaların üretiminde sıklıkla kullanılmaktadır. Uydu görüntülerine duyulan ihtiyacın artması ile de, son zamanlarda çok farklı özelliklerde uydular fırlatılmıştır. Bu çalışmanın amacı, görüntü bütünleştirme işleminin sınıflandırmaya olan katkısını test etmektir. Bu amaçla Sentetik Açıklık Radar (SAR) ve optik uydu görüntüleri kullanılarak hem multispektral görüntü kombinasyonu hem de görüntü bütünleştime teknikleri ile elde edilen veri setlerinin sınıflandırma doğruluğuna katkısı irdelenmiştir. Optik veri olarak Landsat-8 ve SAR verisi olarak Radarsat-2 görüntüleri kullanılmıştır. Tam polarimetrik SAR verisi olan Radarsat 2'nin YY ve DY polarizasyonu için iki farklı çözünürlükte (7.23m ve 15m) üretilen görüntüleri değerlendirmeye alınmıştır. Görüntü bütünleştirme teknikleri olarak Ehlers Fusion (EF), Modifiye Edilmiş Yoğunluk Ton Doygunluk (MIHS), Yüksek Doygunluk Değeri (HSV) ve Wavelet Yoğunluk Ton DoygunlukXIII (Wavelet-IHS) teknikleri uygulanır. Görüntüler hem görsel hem de istatistiksel olarak incelenmiştir. İstatistiksel analiz için Ortalama Sapma (MB), Korelasyon Katsayısı (CC), Evrensel Görüntü Kalitesi İndeksi (UIQI) ve Varyans Farkı (DIV) uygulanmıştır. Sınıflandırma işlemi için En Çok Benzerlik Sınıflandırma Yöntemi (MLC) tercih edilmiştir. Sınıflandırılmış görüntünün doğruluk değerlendirmesi için hata matrisi incelenmiştir. Sonuç olarak, bazı görüntü birleştirme tekniklerinin orijinal görüntüyü hem mekansal hem de spektral olarak geliştirdiği, ancak hepsinin başarılı olmadığı tespit edilmiştir. Görüntü birleştirme teknikleri arasında görsel olarak Wavelet-IHS en iyi sonucu vermiştir. Bu yöntem, Orijinal çok-bantlı görüntünün spektral bilgisini korumasının yanısıra alan, sınır, yol vb. özelliklerini de kourmuştur. İstatistiksel olarak, ortalama sapma hariç tüm istatistiksel yöntemler, Wavelet-IHS için en yüksek sonucu vermiştir. En düşük sonuç ise hem görsel hem de istatistiksel olarak HSV ile elde edilmiştir. Sınıflandırma sonucuna göre, her iki polarizasyon için katman olarak birleştirilmiş görüntüler en yüksek doğruluğa sahiptir. Bütünleştirilmiş görüntülerde HSV yüksek doğruluk vermesine rağmen istatistiksel sonuçlar bu yöntem için başarılı değildir. 7.23 m çözünürlüklü YY ve DY ile 15 m çözünürlüklü YY ve DY polarizasyonları için, sınıflandırma doğrulukları sırasıyla % 95.85, % 95.43 % 95.59, ve % 95.71 olarak elde edilmiştir. 7.23 m çözünürlüklü YY ve DY polarizasyonu ile kappa değeri 0.94 ve 0.91 ve diğerleri için 0.93'tür. Wavelet-IHS ve HSV'nin performansı oldukça benzerdir. YY polarizasyonu için Wavelet-IHS'nin doğruluğu HSV'den daha yüksektir.

Performance analysis of photovoltaic-thermal (PV/T) solar systems

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Enerji Sistemleri Mühendisliği Bilim Dalı
PV/T sistemleri veya güneş kojenerasyon sistemleri olarak da adlandırılan hibrid Fotovoltaik / Termal sistemler, güneş radyasyonunu kullanılabilir termal ve elektrik enerjisine dönüştüren yenilikçi güç üretim teknolojileridir. Bu tür sistemler, güneş ışığını elektriğe dönüştüren bir güneş fotovoltaik modülünü, kalan enerjiyi yakalayan ve PV modülünden atık ısıyı uzaklaştıran bir güneş termal toplayıcı ile birleştirir. PV/T sisteminin performansı PV modülünden daha yüksektir. PV/T sistemlerinin performansını artırmak için birçok çalışma yapılmış ve araştırmacılar araştırmaya devam etmektedir. Bu önceki araştırma çalışmaları hakkında kapsamlı bir inceleme burada sunulmuştur. PV/T sistemlerinin performansını artırmak için kullanılan birçok yöntem ve yaklaşım, kullanılan matematiksel modellerle birlikte tartışılmıştır. Literatürdeki mevcut boşlukları tanımlanmış ve gelecekteki araştırmalar için yön verici öneriler verilmiştir. Burada, nanoakışkanlara dayanan PV/T sistemleri üzerinde sadece birkaç deneysel çalışmanın mevcut olduğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle, bu sistemlerle, nanoakışkanlara kütle akış hızındaki değişimlerin etkileri göz ardı edilmeden, gerçek atmosfer koşulları altında kapsamlı deneysel çalışmalar yapılmalıdır. Çalışmamızın amacı Nijer'in başkenti Niamey iklim koşullarında PV/T sistemlerinin performansını incelemektir. Nijer, aylık ortalama 9 saatlik ışınlama ile büyük bir güneşlenme potansiyeline sahiptir. Böylece teorik bir çalışma yapılmış, bunu PV/T sisteminin performansının bağımsız PV modülü ile karşılaştırması yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, bu sistemlerde daha önce yapılmış olan çalışmalarla çelişkili yönü bulunmamıştır. PV / T sisteminin elektrik verimliliği, derece Santigrat başına yüzde 0,1 artar, hücre sıcaklığı 15 derece azalmıştır. Ayrıca, faydalı ısı ve anlık termal verim sırasıyla 648.27 Watt ve %66,69 olarak hesaplanmıştır.

Performance evaluation of tunneling mechanism in MIPv6 over IPv4

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Modern ağ gereksinimlerini karşılamak için kullanılan İnternet Protokol sürüm 4 (IPv4), internet ve mobil cihazların kullanımının artması ile birlikte adreslerinin tükenmesine yol açmıştır. Bu nedenle Internet Mühendisliği Görev Gücü (IETF), birçok yeni ve gelişmiş özelliklere sahip olan Internet Protocol sürüm 6 (IPv6) olarak yeni bir protokol geliştirdi. Ayrıca IPv6 için ağların hareketliliğini desteklemek, yer değişikliğinde bağlantıların devamını sağlamak amacıyla Mobil IPv6 (MIPv6) da tasarlanmıştır. Şu anda İnternet altyapılarının çoğunda IPv4 kullanılmaktadır. MIPv6, IPv4 ile uyumlu olmayan bir IPv6 uzantısına sahiptir. Bu durumda, IPv4 internet üzerinden IPv6 trafiğini tünellemek için geçiş mekanizmaları kullanılmaktadır. Bu tez çalışmasında IPv4 internet üzerinden iletişim kuran MIPv6 ağlarında manuel tünelleme ve 6to4 tünelleme modellerinin performansları karşılaştırmıştır. Paket üretim zamanı (throughput), Tepki Süresi (Response Time) ve Uçtan Uca Gecikme (End-to-End Delay) performans parametreleri kullanılmıştır. MIPv6 ağlarda FTP, HTTP, veritabanı ve e-posta gibi uygulamalar için en iyi geçiş mekanizması tespit edilmiştir. Simülasyonlar sonuçlarına göre manuel tünelleme e-posta ve HTTP uygulamalarında, 6to4 tünellemeden daha iyi performans gösterirken, 6to4 tünelleme, veritabanı uygulamasında daha iyi performans sağlamıştır. FTP uygulamasında ise iki geçiş mekanizmasının aynı performansa sahip olduğu tespit edilmiştir.

Performance improvement of spatial modulation over generalized-k fading channel

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Haberleşme Mühendisliği Bilim Dalı
Uzaysal Modülasyon (SM), tek bir RF katına sahip çok girdili çok çıktılı (MIMO) kablosuz sistemler ailesine ait yeni geli¸stirilmi¸s bir iletim tekni^gidir. Di^ger geleneksel MIMO tekniklerinden farklıdır, her seferinde sadece bir anteni aktifle¸stirir ve bu da sistemin genel performansını artırır. PSK/QAM ¸semalarına atıfta bulunan bilinen 2-B sinyal takımyıldızı diyagramına sahip olmak yerine, bilgi bitleri, üçüncü boyutun uzaysal takımyıldız diyagramı oldu^gu bir 3-B takımyıldız diyagramı üzerinde modüle edilir. Bu tezde, kablosuz sistemlerde hem sönümleme hem de gölgelemeyi hesaba katan Generalized-K (KG) sönümleme kanalı üzerinden BPSK-SM ve QPSK-SM'nin performansı analiz edilmi¸s ve sunulmu¸stur. Genelle¸stirilmi¸s-K'nın Olasılık Yo^gunluk Fonksiyonu (PDF), iki Nakagami rastgele de^gi¸skeni çarpılarak olu¸sturulur. ¸Sekillendirme parametrelerinin çe¸sitli de^gerleri kullanılarak SM'nin KG sönümleme kanalı üzerindeki Bit Hata Oranı (BER) performansı sunulmaktadır. KG üzerindeki performans daha sonra SM'nin Rayleigh sönümlemeli kanallar üzerindeki performansı ile kar¸sıla¸stırılır. Ayrıca, farklı alıcı antenleri ve çe¸sitli KG ¸sekillendirme parametreleri de^gerleri ile KG sönümleme kanalı üzerinde, maksimum oran birle¸stirme (MRC), e¸sit kazanç birle¸stirme (EGC) ve seçim birle¸stirme (SC) gibi çe¸sitli alıcı-çe¸sitlilik birle¸stirme teknikleri ile BPSK modülasyonunun BER performansı önerilmi¸stir. Bundan ba¸ska, iki iletim çe¸sitlilik ¸seması da tartı¸sılmaktadır; maksimum oranlı iletim (MRT) ve kapalı döngü iletim çe¸sitlili^gi (CLTD), aynı zamanda iletim hüzmesi olu¸sturma olarak da adlandırılır. Bu iletim çe¸sitlili^gi ¸semaları ile BPSK'nın BER performansı ara¸stırılmı¸stır. M-ary PSK-SM'ye KG sönümleme kanalları üzerinden MRT çe¸sitleme tekni^gi uygulanmı¸s ve SM-MRT sisteminin BER performansı önerilmi¸stir. SM sistemine MRC alıcı çe¸sitleme ¸seması uygulanmı¸stır. Son olarak, SM sisteminin performansının daha da geli¸stirilmesi için, SM sisteminin verici tarafında verici anten seçimi (TAS) ¸seması uygulanmaktadır. KG ve Rayleigh sönümleme kanallarında kullanılan BPSK-SM ve QPSK-SM modülasyonları için sinyal-gürültü oranına (SNR) dayalı BER sonuçları elde edilmi¸stir. BPSK-SM'nin tüm kanallarda QPSKSM'den daha iyi oldu^gu ve ayrıca BPSK/QPSK-SM'nin KG kanalında, Rayleigh kanalına kıyasla daha iyi performans sa^gladı^gı gözlemlenmi¸stir. Ayrıca KG ¸sekillendirme parametrelerinin de^gerleri arttıkça BER performansı da artmaktadır. MRT ve TAS teknikleri, SM'nin genel performansında önemli bir geli¸sme sa^glar.

Performance investigation of a mini cyclone with virtual body

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Termodinamik Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı; sanal gövdeli mini bir siklon ayırıcının performansının incelenmesi, farklı siklon uzunluklarının, siklon iç yüzey pürüzlülüğünüz farklı giriş hızlarının, siklon ayırıcının toplama verimi, kritik partikül çapı, teğetsel hız profilleri ve basınç kaybı üzerindeki etkisini incelemektir. Sayısal analizlerde ticari CFD yazılımı olan Fluent kullanılmıştır. Hesaplanan sonuçlar deneyesel sonuçlar ile karşılaştırılarak doğrulanmıştır. Teğetsel hız profilleri, siklon verimliligi, kritik partikül çapı ve basınç kayiplari 10 cm'den 20 cm'ye kadar farklı siklon uzunluklarında ve 18.5, 27.8, 37.04, 46.3, 55.5 ve 64.8 m / s giriş hızlarında, 0.004131 Kg / sn kutlesel debide incelendi. CFD tahminleri ve analiz sonuçları , siklon uzunluğundaki artışla beraber siklon verimini ve basınç kayıbını azaltacağını gösterdi. Ayrıca siklon uzunluğu arttığı takdırde teğestel hızda azalma meydana gelmiştir. Buna neden olan şey, daha uzun siklonlarda gözlenen düşük savurma veriminden kaynaklanmaktadır. Siklon uzunluğu arttığında, siklon toplama veriminde düşüş meydana gelmektedir, çünkü artan siklon uzunluğuyla beraber, siklonun teğetsel giriş hızı azalmaktadır ve havanın daha az bir kısmı, azalan kesit alanı nedeniyle daha fazla hızlanabileceği siklonun alt kısmına ilerlemektedir, Öte yandan, CFD tahminleri, havanın siklonun giriş hızındaki artışıyla ve siklona giren partikül çapının artmasıyla beraber, siklon verimliliğinin yükselmesine aynı zamanda basınç kaybının düşüşüne ve Teğetsel hız artışına neden olduğunu göstermiştir. Deneyler, uzunluğu 10 cm ve 20 cm olarak değişebilen bir siklon üzerinde gerçekleştirilmiştir ve böylece siklon uzunluğunun diğer parametreler üzerindeki etkisi incelenmiştir. Deneysel çalışmanın sonuçları sayısal çözümden elde edilen verilerle karşılaştırılmıştır. Verilen sonuçlar birbiriyle iyi bir uyum göstermektedir.

Performance investigation of dual miller cycle – organic rankine cycle combined plant for marine applications

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bilim Dalı
Dünya ticaret mallarının yaklaşık % 90' ı deniz ulaştırma sistemi ile taşındığı için, deniz taşımacılığı, mevcut dünya ekonomisinin önemli bir parçasıdır. Bu günlük yaşamımızda eşsiz bir öneme sahiptir. Deniz taşımacılığı sistemi en ucuz ve güvenilir olduğu taşıma sistemidir. Fakat, sürekli artan petrol fiyatları ve IMO tarafından gemi egzoz emisyonlarına getirilen kısıtlamalar, ana makinenin termal verimliliğini ve doğaya zararlı egzoz gazlarının sınırlandırılması konusunda gemi endüstrisi üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bu tezde, bu nedenle deniz uygulamalarına odaklanmış kombine Dual- Miller Çevrimi ve Organik Rankine çevrimi ile atık ısı geri kazanılarak hem egzoz emisyonları hem verimlilik için uygun koşulların incelenmesi için bir adım atılacaktır. Bu tez, Dual Mıller- Organik Rankine Çevrimi kombinasyonlarının termo- ekolojık etkinliğini optimize etmenin bir yolunu incelemiştir. Dual Miller çevrimi - Organik Rankin Çevrimi kombinasyonları için etkili ekolojik güç yoğunluğu (EFECPOD) adı verilen yeni geliştirilen bir performans analizi kriteri uygulanmiştir.Organik Rankine Çevrimi'nde uygun karakterlere sahip üç farklı tipte iş akışkanı kullanılmıştır. Dual Miller Çevrimi ve Dual Miller Çevrimi - Organik Rankine Çevrimi konfigürasyonları için etkin verim, etkin güç, , exerji yıkımı, etkin güç yoğunluğu, ekolojik performans katsayısı ve ekserjetik verim incelenmiştir. Emisyon konfigürasyonları ve Motorun fiziksel yönü, sırasıyla çevrim sıcaklığı ve yanma odası hacmi (süpürme hacmi) ile ilişkilidir. Ek olarak, süpürme hacmi motorun parasal değeri ile de ilişkilidir, bu nedenle bu araştırma altındaki sistem çok amaçlı optimizasyonlar için önem taşımaktadır. Dual Miller çevrimi - Organik Rankine çevrimi kombine tesisinin performans incelemesi Engineering Equations Solver (EES) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. çevrim sıcak oranı, çevrim basınç oranı, motor hızı, silindir boyutları, eşdeğerlik oranı gibi motor işletme ve tasarım parametrelerinin etkili ekolojik güç yoğunluğu (EFECPOD), etkin güç, etkin güç yoğunluğu, ekolojik performans katsayısı, exerji yıkımı ve ekserjetik verim üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu incelemenin sonuçları, termo-ekolojik fizibilite bakımından motor tasarım ve işletme parametrelerinin optimum değerlerini göstermiştir, bu da azot oksitler gibi zararlı gemi emisyonlarını azaltır.

Performance management in the public sector: A comparative study on somalia and turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Diğer
Bu tez Somali kamu sektörü ile Türkiye kamu sektöründe performans yönetim sistemlerini araştırmayı, performans yönetiminin süreç ve yasal temeli üzerine odaklanarak iki sistem arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri tartışmayı, her iki ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunları belirlemeyi ve bu sorunları çözmek için gerekli önerilerde bulunmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma esas olarak performans yönetiminin uygulanması, bu uygulamanın kapsamı, resmiyetin derecesi, yasal temel ve üstlenilen performans yönetimi reformları ve son olarak da performans yönetim sistemini çağa daha uygun hale getirmek için devam eden çabalar ile ilgili tarihsel zaman çerçevesi üzerinde önemle durmaktadır. Bu çalışma Somali'de performans yönetim sisteminin daha az sistematik ve kapsam olarak da daha sınırlı olduğunu ve büyük ölçüde standartların altında bulunduğunu göstermiştir. Düzenli ödeme yapılmaması, yetersiz finansman, yozlaşmış işe alma uygulamaları, uygun stratejik yönlendirmelerin ve açıkça belirlenmiş iş tanımlarının olmayışı, yetersiz kapasite geliştirme ve eğitim faaliyetleri, sürekli kadro değişiklikleri ve yetersiz çalışma olanakları dahil pek çok sorun vardır. Bu bakımdan bu çalışma kapsamlı bir biçimsel performans yönetim sisteminin yürürlüğe konulmasını, açık performans göstergelerinin, ölçülerinin, hedeflerinin, ilke ve esaslarının tesis edilmesini, açık istihdam politikalarının ve iş tanımlarının oluşturulmasını ve son olarak yeterli finansmanın ve olanakların sağlanmasını önermektedir. Türkiye'de ise bu çalışma performans yönetim sistemi uygulamasının göreceli olarak iyi olduğunu ve sistemi yenileme ve daha iyi hale getirme etme çabalarının 1968 yılından beri devam ettiğini ortaya koymuştur. O yasal temellere, esas ve ilkelere ve tanımlanmış performans hedef ve ölçülerine sahiptir. Bununla birlikte Somali kamu sektörünün karşılaştığı sorunlardan tamamen farklı sorunlar da vardır. Bu sorunlar çevresel, örgütsel ve kişisel engeller olarak özetlenebilir. Bu çalışma kapsamlı performans yönetim sistemi oluşturulmasını, devlet memurları yasasının ve özendirme politikalarının gözden geçirilmesini, performans yönetim sürecinde yöneticilerin ve personelin eğitilmesini ve bununla ilgili istihdam politikalarının yeniden değerlendirilmesini önermektedir. Anahtar Kelimeler: Performans yönetimi, kamu sektörü, Somali, Türkiye

Performance of free space optical communication systems

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Haberleşme Bilim Dalı
Serbest alan optik (FSO) haberleşme sistemleri, büyük bant genişliği, yüksek veri hızı, lisanssız spektrum ve daha az güç gereksinimi de dahil olmak üzere radyo frekansı (RF) kablosuz iletişim sistemlerine göre önemli avantajlara sahiptir. Bununla birlikte, optik iletişim sistemlerinin performansı, atmosferik türbülansın zararlı etkilerinden dolayı bozulmakta, bu da serbest alan boyunca hareket ederken ışık ışınına bir şiddet ve faz dalgalanmasına neden olmaktadır. Atmosferik türbülansın sınırlayıcı etkileriyle mücadele etmenin bir yolu, verici ve alıcı taraflarında çoklu verici ve / veya alma açıklığı kullanmaktır. Bu tez çalışması iki ana bölüme ayrılabilir. Birinci bölümde, FSO iletişim sistemlerinin performansındaki bozulma etkileri kanal kestirim hataları altında incelenmiştir. Özellikle, bir FSO iletişim bağlantısının, alt taşıyıcı yoğunluk modülasyonu (SİM) tabanlı faz kaydırmalı anahtarlama (PSK) modülasyon tekniğini kullanan, hatalı bir gamma-gamma türbülans kanalı üzerindeki ortalama bit hata oranı (BER) performansı dikkate alınmıştır. Ayrıca, işaretleme hatalarının bağlantı performansı üzerindeki istenmeyen etkileri de araştırılmaktadır. Bu tez çalışmasının ikinci bölümünde, genelleştirilmiş Malaga (M) türbülans kanalına göre maksimum oranlı iletim (MRT) tabanlı FSO bağlantısının performansı tartışılmaktadır. FSO iletişim sisteminin birden fazla vericiye sahip olduğu ve daha sonra ortalama BER ve kesinti olasılığı performanslarının sunulmaktadır.

Performance of generalized frequency division multiplexing ((GFDM) over free space optical links

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2022 Elektronik Bilim Dalı
Genelleştirilmiş frekans bölmeli çoğullama (GFDM), iyi spektral verimlilik, düşük tepe-ortalama güç oranı (PAPR) ve esneklik, uyarlanabilirlik ve düşük ortak kanal girişimi gibi çeşitli avantajlara sahip olduğundan, serbest uzay optik iletişim sistemleri için arzu edilen bir seçenek olabilir. GFDM-FSO sisteminin performansını incelemek için gama gama kanalı üzerinden sembol hatası olasılığı ve kesinti olasılığı için kapalı form ifadesi türetilmiştir. GFDM'nin gama gama kanal modeline göre performans iyileştirmesi, maksimum oran iletimi (MRT) tekniği uygulanarak araştırılmaktadır. Hem sembol hatası olasılığı hem de kesinti olasılığı için asimptotik ve kapalı form ifadeleri, gama-gama kanalı modeli üzerinden GFDM için türetilmiştir. Ortogonal frekans bölmeli çoğullama ile karşılaştırma da incelenmiştir. Teorik sonuçlar Monte-Carlo simülasyonları ile doğrulanmıştır. Hem tek anten hem de çoklu anten konfigürasyonunda farklı türbülans seviyelerinin etkisi de araştırılmıştır. Ayrıca pus, yağmur ve sis gibi hava koşullarının etkisi de incelenir. Yoğun hava koşulları altında bağlantı mesafesi ve sistem performansı arasındaki bir değiş tokuş da analiz edilir. Sembol hata olasılığının kapalı form ifadeleri türetilir. İlk olarak SISO konfigürasyonundaki hava koşulları türetilmiş ve daha sonra hava koşullarının MRT tabanlı GFDM-GG sistemi üzerindeki etkisi de araştırılmaktadır.. Malaga türbülans kanalı ile genelleştirilmiş frekans bölmeli çoğullama (GFDM), gelecek nesil sınırlamalarına cevap vermek için serbest uzay optik iletişim sistemi için de tercih edilebilir bir seçenek olabilir. Malaga türbülansı, çok çeşitli türbülans koşullarını modelleyebildiğinden, GFDM ile birleştirmek gelecekteki zorluklar için arzu edilen bir seçenek olacaktır. GFDM'nin Malaga kanalı üzerindeki performansı, sembol hatası ve kesinti olasılıklarının kapalı form ifadeleri türetilerek araştırılmıştır. Teorik sonuçlar Monte-Carlo simülasyonları ile doğrulanmıştır. Ayrıca, türbülans seviyelerinin etkisi de araştırılır. Nişanlama hatası, FSO sistemi üzerinden GFDM'nin sistem performansını da etkiler. Hem sembol hata olasılığı hem de kesinti olasılığı için kapalı form ifadesi türetilir. Gamma Gamma ve Malaga, bu etkiyi incelemek için kullanılır. Sıfır olmayan eksenini Nişanlama hatası da sistem performansını düşürür, karşılaştırma aynı zamanda hem sıfır Nişanlama hatası olan hem de sıfır olmayan önden bakan eksenini Nişanlama hatası incelemek için yapılır. Tüm teorik sonuçlar Monte-Carlo simülasyonları ile doğrulanmıştır.

Performance of spline-based GAM in the presence of outliers and multicollinearity

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Doğrusal regresyon modellerinin genelleştirilmiş doğrusal modellerin bir uzantısı olması gibi genelleştirilmiş toplamsal modeller de toplamsal modellerin bir uzantısıdır. Bu tür modellerin veriye uyumu için kullanılan değişik yaklaşımlardan biri olan düzleştirme, model matrisinde çeşitli düzleştirme fonksiyonlarının kullanıldığı yaklaşımlardandır. Cezalı regresyon splaynları, genelleştirilmiş toplamsal modelleri oluşturmak cezalı regresyon tekniği ile kestirilen bir diğer yöntemdir. Bu tez çalışmasında, üç farklı regresyon splaynları, kübik, p-splayn ve ince tabakalı splaynlar veri üretmede kullanılır. Bu düzleştiricilerin, aykırı değer, çoklu bağlantı ve her iki durum söz konusu olduğunda performansları karşılaştırılır. Sonuçlar elde edildiğinde genelleştirilmiş toplamsal modellerin, parametrik olan regresyon tekniklerine göre aykırı değer ve çoklu bağlantıdan daha az etkilendiğini ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Genelleştirilmiş toplamsal modeller, Düzleştirme, Cezalı regresyon splaynları, Aykırı değer, Çoklu bağlantı.