Thesis Search




SEARCH RESULTS

Performans yönetimi ve çalışanların performansını geliştirme: Yöneticilerin aracı rolü ve çalışanların algısı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 İşletme Yönetimi Bilim Dalı
Günümüzde birçok organizasyonda, çalışanların performansını yönetmek ve değerlendirmek için, yılda bir kez yapılan performans değerlendirmesinin yerini, performans yönetimi (PY) almıştır. Fakat son zamanlarda PY'nin, çalışanların işle ilgili tutum ve davranışlarını olumlu yönde etkilemedeki başarısının yetersiz olduğu iddia edilmektedir. PY'nin bu başarısızlığının, yöneticilerin PY süreci ile ilgili davranışlarından kaynaklandığına dair duyulan endişeler giderek artmasına rağmen, PY davranışlarının çalışan performansıyla nasıl bir ilişkisi içerisinde olduğu araştıran yapılmış çok az amprik araştırma bulunmaktadır. Bu sebeple çalışmanın amacı, PY davranışları ile çalışan performansı arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bir diğer amaç da, yöneticinin kişisel özelliklerinin bu ilişkiye etkilerinin olup olmadığının araştırılmasıdır. Hartum, Sudan'da bulunan 6 ayrı işletmedeki (Banka, Telekomünikasyon, Petrol), 96 üst düzey ve 241 ast düzey çalışanla gerçekleştirilmiş olan araştırma sonuçları, yöneticilerin PY davranışlarının, çalışan performansı ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Genel olarak,performans beklentisi kurulması/izleme harıc bütün PY davranışları iş performansı ve örgütsel vatandaşlık ile olumlu yönde ilişkilidir. Bunun yanında PY davranışları (geri bildirim, iletişm,yönlendirme, performans beklentisi kurulması/izleme) ile zarar verici davranışlar arasında olumsuz yönde ilişkilidir. Diğer yandan, yöneticilerin kişilik özelliklerinin (dışadönüklük, sorumluluk, duygusal istikrar, ve yetkinlik), PY davranışları (hedef belirleme, iletişim, yönlendirme ve performans sonuçlarını ortaya koyma) ile çalışan performansı (görev, örgüte yönelik zarar verme) arasındaki ilişki üzerinde bazı ılımlı etkilerinin olduğu saptanmıştır. Bu bulgulara dayanarak, örgütler, yöneticilerin -özellikle yönlendirme ve performans sonuçları sağlama olmak üzere- PY süreci ile ilgili tüm davranışlarının olumlu yönde arttırılması üzerine odaklanarak, PY'nin ve çalışan performansının genel anlamda etkinliğini geliştirme fırsatına sahip olmaktadır. Örgütlerin bunu yaparken, yöneticilerin kişisel özelliklerini de (dışadönüklük, sorumluluk, duygusal istikrar, ve yetkinlik) dikkate almaları gerekmektedir. Bu özellikler, yöneticilerin olumlu PY davranışları sergilemelerine yardımcı olmaktadır. Araştırmanın sınırlılıkları ve gelecek araştırmalar için öneriler de çalışmada belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Performans yönetimi, Davranışlar, Çalışan, Yöneticilerin özellikleri.

Perlit, ponza ve cocopeatte, farklı besin çözeltileriyle yetiştirilen salata çeşitlerinde, gelişme ve verimin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu deneme perlit, ponza ve cocopeatte, farklı besin çözeltileriyle yetiştirilen salata çeşitlerinde, gelişme ve verimin karşılaştırılması araştırmak amacıyla, soğuk serada gerçekleştirilmiştir. Denemede 3 kök ortamı (Cocopeat, Perlit ve Ponza), 2 çeşit (Lactuva sativa var. crispa Aleyna kıvırcık çeşidi ve baş salata Lactuca sativa var. capitata Bombola çeşidi) ve 2 hidroponik çözelti (Bölüm çözeltisi ve Yeni Zelanda çözeltisi) kullanılmıştır. Faktöriyel olarak 12 kombinasyon olup, ayrıca her çeşit için toprak parseli kontrol olarak denemeye katılmıştır. Buna göre 14 konu, tesadüf blokları deneme desenine göre iki blok halinde düzenlenmiştir. Hidroponik ortamlarda her parselde 2 bitki bulundurulmuştur. Hidroponik konularda 24×2=48 bitki, toprak parsellerinde her parselde 10 bitki, iki blokta 4parsel x10=40 bitki bulunup, Toplamda 88 bitki yetiştirilmiştir. Sonuç olarak Çeşit ana etkisi yönünden Bombola, Aleyna çeşidinden daha fazla yaprak oluşturmuş fakat bitki ağırlığı yönünde çeşitler arasında bir fark bulunmamıştır. Farklı çözeltilerin yaprak sayısı ve bitki ağırlığına etkileri arasında da istatiksel olarak bir fark yoktur. Kök ortamı yönünden cocopeat ve ponza perlitten daha iyi sonuç vermiştir. Fakat sadece verimin değil, bu kök ortamlarının maliyetinin de tercih yapılırken dikkate alınması gerekir. Bu kök ortamlarının Ocak, 2021'deki m3 fiyatları şöyledir: cocopeat 2000TL,perlit 1000 TL, ponza 500TL'dır.Buna göre en uygun önerilecek ortam ponza, sonra perlit ve önerilemeyecek olan ortam ise çok pahalı ithal ürün olan cocopeattir. Çeşitlerden önerilecek olan ise Aleyna'dan daha iyi sonuç veren Bombola'dır. Buna göre en uygun önerilecek ortam ponza, sonra perlit ve önerilemeyecek olan ortam ise çok pahalı ithal ürün olan cocopeattir. Cocopeatin diğer bir sakıncası da iç yapraklarda uç yanıklığı oluşturmasıdır.

Peroksil radikal süpürme etkinliği ölçümü için altın nanoküme esaslı yöntem geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Moleküler oksijen metabolizmada çok önemli bir rol oynamasına rağmen, biradikal doğasının bir sonucu olarak yüksek derecede reaktif oksijen türleri (ROS) oluşturma eğilimindedir. ROS oldukça kararsız ve yüksek reaktif maddelerdir ve radikalik ve radikal olmayan ROS olarak sınıflandırılmıştır. Vücut hücrelerinde, bu türlerin olumsuz etkilerini nötralize etmek için enzimatik, enzimatik olmayan veya diyet kökenli olabilen doğal savunma mekanizmaları bulunmaktadir. Fakat, ROS'un aşırı üretimi etkisiyle, oksidatif stress denilen bir durumda, makromoleküllere saldırmaktadır. Özellikle, peroksit radikali reaktivitesi nedeniyle lipid, protein ve nükleik asitlerde hasara yol açabilmektedir. Peroksil radikali önemli bir ROS, çünkü oluşumu lipid peroksidasyonunda önemli bir zincir yayılım adımıdır. Lipid peroksidasyonu, membran fosfolipitlerindeki doymamış yağ asitleri ciddi hasara neden olan çok ciddi bir yıkıcı oksidatif süreçtir. Peroksil radikal süpürme aktivitesini ölçülen mevcut yöntemler, çok zahmetli olan hidrojen atomu transfer reaksiyonlarına dayanmaktadır. Bu nedenle, peroksil radikal süpürme aktivitesini ölçmek için daha kolay ve daha hassas yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tez kapsamında, literatürde mevcut olan yöntemlerin çeşitli sınırlamalarını ortadan kaldıran altın nanoküm eesaslı spektroflorometrik bir yöntem geliştirilmiştir. Histidin ve glutatyon (GSH) kullanılarak çevre dostu bir yöntemle hızlı, seçici, kararlı ve florimetrik altın nanoparçacık probu sentezlenip çeşitli antioksidan bileşiklerin peroksil radikali süpürüme akitiviteleri başarılı şekilde değerlendirildi. Literatürde mevcut olan krosin yöntemi referans yöntem olarak kullanıldı. Çalışılan antioksidan bileşikler arasında hem geliştirilen hem de referans yöntem ile en düşük IC50 değeri epigallo kateşin gallat (EGCG) için bulunurken en yüksek IC50 değeri ferulik asit için hesaplandı. Geliştirilen altın nanoparçacık esaslı yönteme göre, 4.20±0.19 ve 427.59±10.78 sırasıyla EGCG'ın ve ferulik asid'in IC50 değerleridir.

Perovskit güneş hücresi için katyonla uyarlanmış katı elektrolit sentezi ve kullanımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Son yıllarda, Perovskit halojenür güneş hücreleri, üstün fotofiziksel özellikleri, yüksek enerji dönüşüm verimliliği ve uygun maliyetli bir çözüm potansiyeli nedeniyle birçok bilim insanı ve endüstriyel firmalar tarafından yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Boşluk taşıyıcı malzemeleri, perovskit güneş hücrelerenin sorunsuz çalışabilmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Yüksek performanslı küçük organik molekül (small molecules) boşluk ileten malzemeler, iyi cihaz tekrarlanabilirliği ve uzun vadeli kararlılık ile perovskit güneş hücreler oluşturma yetenekleri nedeniyle polimer boşluk iletim malzemelerine göre oldukça tercih edilir. İdeal olarak, katkısız küçük molekül tabanlı boşluk taşıma mazlemeleri geleneksel çözücülerde iyi çözünürlüğe, yüksek termal kararlılığına (yüksek bozunma sıcaklığı (Td) ve cam geçiş sıcaklığı sıcaklığı (Tg)), görünür bölgede düşük adsorpsiyona, perovskit yüzeyinde iyi film oluşturma ve uygun bir enerji seviyesine sahip olmalıdır. Bu tezde 2 tane farklı yapıya sahip boşluk iletim malzemesi (HTM; KM-1 ve KM-2) sentezlenmiştir. Sentezlenen bileşiklerin moleküler yapısı spektroskopik yöntemlerle (ultraviyole, floresan, 1H NMR ve 13C NMR ) aydınlatılmıştır. NMR NMR Bu bileşiklerin termal kararlılık testlerinde TGA ve DSC yöntemleri kullanılırken elektorkimyasal özellikler içindöngüsel voltametri kullanıldı. Elektrokimyasal ölçümlerde KM-1 ve KM-2 bileşiklerinin HOMO enerji seviyeleri, sırasıyla , -5,27 ve -5,23 eV olarak hesaplandı. Tg değerleri ise 36-71 oC aralığında olduğu bulundu. KM-1 ve KM-2 bileşiklerinin HTM olarak kulanılanıldığı perovskit güneş hücrelerinin aygıt mimarisi FTO/c-TiO2/PVST/KM-1veya KM-2/MoO3/Ag şeklindedir ve yapılan optimizasyon çalışmalarında KM-1 [% 0.65] ve KM-2 [% 0.033] performanslar göstermiştir.

Perspectives of Latvian companies on foreign market entry modes and Turkey as a foreign market

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Günümüzde, ülkeler arasındaki daha da geçirgen hale gelen sınırlar, işletmeleri operasyonlarını ülke dışına genişletmeyi düşünme yönünde cesaretlendirmekte; bu da hangi pazar? ve pazara nasıl girerim? türü soruları ortaya çıkarmaktadır. Bugün için uluslararası pazarlarda boy göstermek için çok sayıda fırsat olsa da, her bir başarılı yurtdışı deneyime karşılık dört başarısız girişim söz konusudur. Yabancı pazarlara giriş türlerine yönelik bilgi ve deneyim işletmelerin başarısında kritik bir önem taşımaktadır. Bu nedenle, yabacı pazarlara başarılı şekilde giriş için gerekli faktörlerin belirlenmesi bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Araştırmacının Letonyalı olması ve Türkiye'de eğitim almasından dolayı, Letonyalı işletmelerin bir yabancı pazar olarak Türkiye'ye bakış açılarının yansıtılmasının da çalışmanın bir diğer amacı olmasına karar verilmiştir. Çalışmanın amaçlarını gerçekleştirmek üzere, uluslararası faaliyette bulunan 121 Letonyalı işletme belirlenmiş, onlarla bağlantı kurulmuş ve araştırmaya katılmayı kabul eden 96 işletmeye online anket uygulanmıştır. Yabancı pazarlara giriş türleri üzerinde etkili olan faktörlerin arasındaki ilişkilerin tespiti, bu konudaki en önemli ve en az önemli görülen faktörlere ilişkin bilgi elde edilmesi, Letonyalı işletmelerin yabancı pazarlarda karşılaştıkları sorunların ortaya konulması ve Türkiye pazarına yönelik değerlendirmelerinin tespiti gibi konuların ele alınmasıyla bu çalışmanın ilgili literatüre katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Uluslararası İşletmecilik, Dış Pazara Giriş Türleri, Dış Pazara Giriş Türlerinin Belirlenmesindeki Faktörler

Petrol fiyatındaki değişimlerin hisse senedi getirileri üzerindeki etkisinin irdelenmesi.

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu araştırmanın temel amacı, petrol fiyat şoklarının hisse senedi getirileri üzerindeki etkisini irdelemektir. Bu amaçla Türkiye ve Almanya hisse senedi borsalarında işlem gören sektörel endekslerin getirileri incelenmiştir. Analizlere temel oluşturmak için, Hilbert-Huang dönüşüm metodolojisi kullanılarak, şok yoğunluklarını ölçme, sıralama ve olay çalışması için kullanılacak tarihleri belirleme adımları gerçekleştirilmiştir. Ayrıca veri serilerindeki yapısal kırılmaları test etmek ve olayın meydana gelmesinden sonra piyasanın risk ve getiri özelliklerinin önemli ölçüde değişip değişmediğini belirlemek için de Chow testi kullanılmıştır. Bulgular, petrol fiyat şoklarının Türkiye için sanayi sektörü, Almanya için ise finans, sanayi ve kamu hizmetleri sektörleri için hisse senedi getirilerini etkilediğini göstermektedir. Bulgulara daha detaylı bakıldığında, şokların Seviye I olarak sınıflandırılan getiriler üzerinde en yüksek etkiye sahip olduğu gözlemlenmiş olup, yüksek yoğunluklu şokların getiriler üzerinde daha büyük bir etkisi olabileceği beklentisini doğrular niteliktedir.

Petrol fiyatları ve ekonomik büyüme: İran örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2012 İktisat Politikası Bilim Dalı
Çalışmamızda petrol fiyatları ve ekonomik büyüme ilişki teorik ve ampirik olarak araştırılmakta olup daha sonra petrol fiyatlarındaki değişmelerin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesidir. Çalışmada İran'da 1965-2007 dönemine ilişkin yıllık veriler kullanılarak petrol fiyatları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin yönü ve boyutları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ülkelerin dış ticaret verileri ve sanayi sektörü girdileri incelendiğinde; gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyük ölçüde petrole bağımlı oldukları görülmektedir. Bu bağımlılığın bir sonucu olarak 1973-74 yıllarında meydana gelen petrol kaynaklı krizler, birçok ülkeyi derinden etkilemiş ve gelişmekte olan ekonomilerde kronik enflasyon olgusunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 1980'lerin başından itibaren petrole alternatif olabilecek yeni enerji kaynakları araştırılmaya başlanmış ve mevcut bağımlılığı en aza indirmek adına ülkeler kendi iç kaynaklarına ağırlık verecek enerji politikaları oluşturmuşlardır.Çalışmanın uygulama kısmında petrol fiyatlarının büyüme ile ilişkisinin yönü belirlenmiştir. Bu iki değişken Genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) ve Zivot-Andrews Birim Kök Testi ile Gregory-Hansen eşbütünleşme testine tabi tutulmuş ve değişkenler arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir. İran'da 1965-2007 dönemini dikkate alan çalışmanın sonuçları, petrol fiyatları ve ekonomik büyüme arasında uzun dönemde bir ilişkinin söz konusu olmadığını göstermektedir.Anahtar Kelimeler: Petrol Fiyatları, Ekonomik Büyüme, İran, ADF Modeli, Zivot-Andrews Modeli Ve Gregory-Hansen Eşbütünleşme Testi.

Peyami Safa'nın Fatih Harbiye, Yalnızız ve Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı romanlarında kullanılan olumsuz ifadeli kelimeler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Bu çalışmada, Peyami Safa'nın Fatih Harbiye, Yalnızız ve Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı romanlarında geçen olumsuz ifadeli kelimeler incelenmiştir. Tespit edilen olumsuz ifadeli kelimelerin söz dizimi ve anlam bakımından tasnifi yapılmıştır. Bununla birlikte metinlerde yer alan olumsuz ifadeli kelimelerin ne sıklıkta ve ne şekilde kullanıldığı gösterilmiştir. Çalışmamız, Peyami Safa'nın hayatı, edebî kişiliği, eserleri; olumsuzluk kapsamı ile içerdiği olumsuz ifadeli kelimeler ve Fatih Harbiye, Yalnızız, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı romanlarda geçen olumsuz ifadeli kelimelerin tasnifi olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızda olumsuz ifadeli kelimelerin bulunduğu cümleler tespit edilmiştir ve bu olumsuz ifadeli kelimeler söz dizimi ve cümleye kattığı anlam bakımından kullanımlarına göre sınıflandırılmıştır. Böylece Türkçenin anlatım gücü ve zenginliği bir kere daha göstermeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Olumsuz ifadeli kelimeler, Fatih Harbiye, Yalnızı, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, Peyami Safa

Peynirlerden izole edilen mayaların probiyotik özelliklerinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Çalışmada, piyasadan temin edilen 27 adet farklı (beyaz, tulum, çerkez ve kaşar) peynir örneklerinden toplam 44 maya izolatları elde edilmiş, tanımlamaları AD 32C-(BioMerieux) Kiti ile yapılmıştır. Tanımlama sonucunda: %48'nin Sacharomyces kefyr, %43'ünün Cryptococcus humicola ve %7'sinin Candida lusteina,C. norvegensis, C. kruse ve C. inconspicua türleri olduğu belirlenmiştir. Tanımlanan türlerin birincil probiyotik seleksiyonlarında, pH 2, pH 3 asitli ortamda inihibisiyonları sırası ile: %26,8-99,3 ve %6,6-95,0 arasında; %0,3 safra ortamında canılıkları %18,9-181,9 arasında bulunmuştur. Tüm izolatların EPS ürettiği, üretimlerinin 32,0-265,3 mg/L arasında olduğu gözlemlenmiştir. EPS üretimi yüksek, mide ve ince bağırsak stres koşullarına daha toleranslı olan suşlardan 18 izolat seçilmiştir. Bu izolatlar 18S rRNA dizi analizi sonucu, 10 Kluyveromyces marxianus ve 8 Pichia kudriavzeii türleri olarak tanımlanmıştır. Seçilen P. kudriavzeii ve K. marxianus suşlarının otoagregasyon değerleri sırası ile: %70,6-98,2 ve %76-90,6 arasında bulunmuştur. Bu suşların C. albicans ATCC 90028 ile koagregasyon yeteneklerinin en yüksek olduğu, bunu E. coli ATCC 25922, L. acidophilus ATCC 4356 bakterileri izlediği gözlenmiştir. Suşların asidik çözücü olan kloroforma ve tolune ilgisinin, nötral çözücü olan p-ksilene ve bazik çözücü olan etil asetata göre daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Seçilen P. kudriavzeii ve K. marxianus suşların antioksidant değerleri sırası ile: %75,1-80,6 ve %74,1-80,6 arasında bulunmuştur. Çalışmada yalnız P. kudriavzeii M57 suşun B. cereus RSKK 863 ve P. aeruginosa ATCC 27853 suşları üzerinde antimikrobiyal etki gösterdiği tespit edilmiştir. Diğer suşların test edilen tüm mikroorganizmalar üzerinde antimikrobiyal etkilerinin olmadığı gözlenmiştir. Seçilen suşların çoğunun test edilen tüm antibiyotiklere karşı dirençli oldukları belirlenirken, ancak bazı suşların bazı antibiyotiklere karşı duyarlı oldukları gözlemlenmiştir. Seçilen P. kudriavzeiive K. marxianus suşlarının pellette kolesterol giderimleri sırası ile: %16,4-53,4 ve %9,3-58,9 arasında bulunmuştur. P. kudriavzeii suşlarından M15 ve M56, K. marxianus suşlarından M37 ve M59 suşları diğer suşlara kıyasla daha yüksek probiyotik potansiyellere sahip oldukları gözlenmiştir.

P-GaAs yariiletkeni ile hazırlanan metal yariiletken kontakların elektriksel özelliklerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2010 Diğer
Bu çalışmada, (100) yönelimli, 300?m kalınlığında, 1x1018cm-3 taşıyıcı yoğunluğuna sahip p-GaAs yarıiletkeni üzerine metal buharlaştırma metodu ile Au/p-GaAs yapılar oluşturuldu. Bu yapıların temel bazı elektriksel parametreleri 80-400K sıcaklık aralığında incelendi. Hazırlanan bu yapıların yapılan akım-gerilim (I-V) ölçümlerinden; idealite faktörü n, Schottky engel yüksekliği ?B ve diğer bazı diyot parametreleri hesaplandı. Oda sıcaklığında engel yüksekliği 0.53 eV, idealite faktörü ise 1.37 olarak bulundu. Sıcaklık artışıyla idealite faktörünün azaldığı, engel yüksekliğinin ise arttığı gözlendi. I-V ölçümlerinden ara yüzey durum yoğunluğu değerleri hesaplandı ve sıcaklığa bağlı olarak azaldığı görüldü. Oda sıcaklığında 10 kHz - 1000 kHz aralığında frekansa bağlı sığa-gerilim (C-V) karakteristikleri incelendi. 1/C²-V grafiği kullanılarak; difüzyon potansiyeli VD, engel yüksekliği ?B, alıcı atomların yoğunluğu NA, tüketim tabakası genişliği WD ve yalıtkan tabaka kalınlığı ? hesaplandı. Oda sıcaklığında engel yüksekliği C-V ölçümlerinden 0,72 eV olarak bulundu

Ph duyarlı lipozom taşıyıcı sistemlere yüklenmiş hidrofilik ilaçların beyin travması üzerine etkisinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı hedef bölge olarak seçilen beyindeki travma-sonrası gelişen asidozdan yararlanarak başlıca, pH duyarlı lipozomal formülasyon geliştirmek için fosfolipitlerin modifikasyonunu gerçekleştirmek, damar yoluyla uygulanabilecek en uygun lipozom formülasyonun optimizasyonunu tamamlayarak geliştirmek ve karakterize etmek, stabilite çalışmalarını gerçekleştirmek, farelerde travmatik beyin hasarı oluşturduktan sonra görüntüleme ajanı olan kalseinin hedef bölgedeki akümülasyonunu incelemek ve beyin travması sonrası oluşan hasar ve ödemin (nöroenflamasyon) üzerine hidrofilik nöroprotektif olan EPO-A'nın etkisini klasik tedavi uygulamaları ile karşılaştırmalı olarak incelemektir. Lipozomal formülasyonlar hazırlamak için öncelikle dipolar fosfolipit olan dioleil fosfatidil etanolamin'e (DOPE) spesifik pH duyarlılık sağlamak için maleik asit grubu bağlandı. Akabinde sterik stabilite sağlamak amacıyla PEG 2000 molekülü bağlandı. Ayrıca, hedef bölgede akümülasyonunu artırmak için VCAM-1 spesifik ligand bağlandı. Fosfolipit modifikasyon çalışmalarının tamamlanmasından sonra optimizasyon çalışmalarında hedef partikül boyutu olan 200 nm altında ve -25 mV zeta potansiyele sahip formülasyonlar elde edildi. Görüntüleme ajanı olan kalsein yüklü ve model ilaç olarak kullandığımız EPO-A yüklü lipozomal formülasyonlar hazırlandı. Karakterizasyon çalışmaları kapsamında sonikasyon ve ekstrüzyon işmelerinin partikül boyutu, partikül boyutu dağılımı ve zeta potansiyeli üzerine anlamlı seviyede etki ettiği tespit edildi. 75:25 molar orana sahip DOPE-MA-PEG2000:DOPA formülasyonunun pH duyarlılığı için ideal olduğu tespit edildi. Fetal sığır serumu, insan plazması, insan serumu ve inaktive sığır serumu gibi değişik fizyolojik ortamlarda lipozomal formülasyonların stabil olduğu tespit edildi. Hazırlanan formülasyonların stabilitesinin +4±1 °C'de 90 gün, 25±2 °C'de ise 60 gün bozulmadığı tesipt edildi. SEM ve AFM çalışmalarıyla, hazırladığımız formülasyonların küresel olduğu ve AFM histogramına göre 110 nm civarında partikül boyutu dağılımına sahip olduğu saptandı. Hazırlanan lipozomal formülasyonların toksisitesini belirlemek amacıyla A172 hücre hatlarında sitotoksisite çalışmaları yapıldı ve formülasyonların çok düşük toksisite gösterdiği saptandı. Elde edilen formülasyonların ph 6.8 ortamında gerçekleşen in vitro salım çalışmalarında hızlı bir salım profili gösterdiği saptandı. In vivo çalışmaları çerçevesinde floresan mikroskobu yardımıyla, Balb/c farelere i.v. yoldan uygulanan hedeflendirme peptidi bağlanmış kalsein yüklü lipozomal formülasyonların hedef bölgemiz olan beyinde anlamlı seviyede akümülasyon gösterdiği tespit edildi. Akabinde etkinlik çalışmalarında PEL formülasyonun beyin ödemi ve hasarının önlenmesinde en etkili formülasyon olduğu tespit edilmiştir.

Pharmaceutical care needs for patients received chemotherapy induced nausea and vomiting

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Farmakoloji Bilim Dalı
Kemoterapi Kaynaklı Bulantı Kusma Tedavisi Alan Hastaların Farmasötik Bakım Gereksinimlerinin Saptanması Nibal Abunahlah; Danışman: Doç. Dr. Mesut Sancar; Klinik Eczacılık Anabilim DalıAmaç: Kemoterapi kaynaklı bulantı ve kusma (KKBK) sorunu için antiemetik tedavi alan hastaların farmasötik bakım gereksinimlerini saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ilk defa kemoterapi tedavisi alacak olan 100 hasta dahil edildi. Antiemetik ilaç reçeteleme şeklinin kılavuzlara uygunluğu MASCC/ESMO 2014 kriterlerine göre değerlendirildi. Hastalardan günlük kusma sıklıklarını not etmeleri ve bulantı şikayetlerini 7 basamaklı Likert Skalasına göre tanımlamaları istendi. KKBK 1. günden 5. güne kadar kayıt edildi. Hastaların yaşam kalitesini değerlendirmek için Türkçeye valide edilmiş Fonksiyonel Yaşam Indeksi-Kusma (FLIE) anketi kemoterapi öncesi ve kemoterapi aldıktan 5 gün sonra tüm hastalara uygulandı. Olası tüm yan etkileri içeren bir yan etki değerlendirme formu kullanıldı. Bu forma göre hastalar eğitilerek yan etkilerin varlığı ve derecesini kaydetmeleri istendi. Medscape Multi-Drug Interaction Cheker kullanılarak ilaç-ilaç etkileşimleri kontrol edilmiştir. Bulgular: Akut ve gecikmiş dönem KKBK sorununu önlemede kılavuzlara uyumsuzluk oranları sırasıyla %20 ve %72 olarak saptandı. Akut KKBK sorunu olup kılavuza uyumlu olanlarda tam kontrol oranı %100 iken; kılavuza uyumlu olmayanlarda bu oran %70 olarak bulundu (p<0.001); aynı durum gecikmiş KKBK sorunu olanlarda sırasıyla %78.6 ve %27.8 olarak hesaplandı (p =0.005). Kılavuza uyumlu olmayanlarda yaşam kalitesi skorları akut ve gecikmiş KKBK için sırasıyla 97.4 ve 97.2 iken; kılavuza uyumlu olanlarda bu ortalamaların daha yüksek olduğu görüldü (sırasıyla 104.1 ve 116.9. p<0.001). Kılavuza uyumsuzluk saptanan grupta yan etki oranları daha yüksek saptandı. Hastaların %61'inde ilaç etkileşimi mevcuttu. 6 hasta hiç bir şekilde eğitim almadığı için bu hastaların tedavilerinin başarısızlıkla sonuçlandığı gözlendi. Sonuç: KKBK yönetimi için farmasötik bakım gereksinimleri şunları kapsamalıdır: Uluslararası kılavuzlara uyulduğundan emin olmak, antiemetik ilaçların akılcı kullanımını sağlamak, ilaç-ilaç etkileşimlerini izlemek ve hastan eğitimi kalitesini artırmak. Anahtar Sözcükler: Kemoterapi kaynaklı bulantı-kusma, farmasötik bakım, klinik eczacı, onkoloji, yaşam kalitesi

Philippine conflict on the Bansamoro: The Muslim minority and its political integration

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Diğer
Bangsamoro ile ilgili Filipin meselesi, Moro ayrılıkçı hareketin Filipinler'deki devam eden mücadelesidir. Aynı zamanda Güneydoğu Asya'nın en uzun süren silahlı çatışmalarından biridir. Yüzyıllardır süren aşırı toplumsal parçalanma ve bölünmelerden ortaya çıkan çok yönlü bir konudur. Çatışmanın sürekliliği, birbiriyle yarışan iki kaygıdan kaynaklanıyor. Moro ayrılıkçı hareketinin kendi kaderini tayin hakkı iddiası ve Filipinler'in egemenlik hakkının toprak bütünlüğü güçlendirilmesi. Her iki taraf da birçok kez anlaşmazlığı barışçıl bir müzakere yoluyla çözmeye çalışmış; ancak, mutabık kalınan anlaşma, her iki tarafın da uyumsuz ilkesi nedeniyle bu çatışmayı çözmek için yeterli değildir. Bu çalışma, Filipin-Bangsamoro çatışmasının kökeninin daha iyi anlaşılması ve bu çatışmanın neden Güneydoğu Asya'da en uzun süredir devam eden silahlı çatışma haline geldiğini doğru bir şekilde incelemek için anlaşmaların gözden geçirilmesi için tarihsel bağlam sunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çatışma, Ayrılıkçı hareket, Toprak Bütünlüğü, Bangsamoro, İlke, Barış Müzakeresi

Phosphate recovery from sewage sludge supernatants using magnetic nanoparticles

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Fosfor en temel besinlerden biridir, gübrelerin, deterjanların ve cilaların üretiminde kullanılır. Aşırı besin boşalmasından kaynaklanan çevre kirliliği, atık su arıtımında en önemli konudur. Besinler, yüzey suyu kaynakları, yeraltı suyu ve toprak üzerinde birçok olumsuz etki yaratır. Fosforun farklı sektörlerde yaygın olarak kullanılmasına rağmen, fosfor yenilenemez ve değiştirilemez sınırlı bir kaynaktır. Sonuç olarak, fosfatın geri kazanımı, uzaklaştırmanın yanı sıra dikkate alınmalıdır. Bu çalışma, kanalizasyon çamuru süpernatanından fosfor gideriminde manyetik nanoparçacıkların (MNP'ler) kullanılmasının etkinliğini araştırmak için yapılmıştır. Çalışma kapsamında farklı parametrelerin demir oksit manyetik nanoparçacıkların kullanılmasıyla fosfat adsorpsiyonu üzerine etkilerini araştırmak için toplu deneyler yapıldı. Demir oksit MNP birlikte çökeltme yöntemiyle hazırlanmıştır. MNP karakterizasyonu, X-ışını kırınımı, Taramalı Elektron Mikroskobu ve Fourier Transform İnfrared Spektroskopi ölçümleri ile yapıldı. Bu deneyler demir oksit MNP'nin etkili fosfat adsorpsiyonunu kanıtladı. Manyetik nanopartiküllerin yüzeyinde fosforun adsorbe olduğu varlığı, enerji dağıtıcı x-ışını spektroskopisi kullanılarak doğrulanmıştır. Partiküllerin yüzey yükünü farklı pH değerlerinde belirlemek için Zeta potansiyel ölçümleri yapılmıştır. Denge çalışmaları, sentetik P çözeltisinin ve süpernatan çözeltisinin Redlich-Peterson izoterm modeliyle tutarlı olduğunu gösterdi. Sips modeli kullanılarak hesaplanan demir oksit MNP'nin teorik maksimum adsorpsiyon kapasitesi 20.8 mg / g'dir. Sentetik fosfat çözeltisinin ve süpernatan çözeltisinin kinetik çalışmaları, Elovich modeliyle tutarlıydı. En yüksek adsorpsiyon kapasitesi, 1000 mg/L P çözeltisi ve 0.3 g manyetik nanopartiküller ile ölçülmüştür. Fosforun demir oksit MNP yüzeyinden desorpsiyonu, MNP'lerin 1 saat boyunca 1 M NaOH çözeltisi ile işlenmesiyle etkili bir şekilde yapıldı. Bu çalışmanın amacı, fosfatın adsorpsiyonu için MNP'yi değerlendirmektir. Fosfat geri kazanımı için daha ucuz ve daha uygun bir yöntemi incelemek için nanopartiküller için daha doğru bir kullanım bulmak istiyoruz. Anahtar Kelimeler: Manyetik nanopartiküller, Fosfat giderimi, Fosfat geri kazanımı, Adsorpsiyon, Zeta potansiyeli

Photothermal ablation of liver tissue with 1940-nm thulium fiber laser: Ablation efficiency and temperature measurements

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Diğer
Bu çalışmanın amacı 1940-nm Tulyum fiber laserin karaciğer cerrahisinde etkinliğini araştırmaktır. Bu amaçla çeşitli çalışma yöntemleriyle ve farklı güçlerde uygulanan 1940-nm Tulyum fiber laserin karaciğer dokusu üzerindeki ablasyon etkinliği belirlendi. Laser uygulamaları esnasında gerçek zamanlı sıcaklık ölçümü geri besleme tekniği ile laser parametrelerini düzenlemek için kullanıldı ve çevre dokularda oluşan ısıl hasar en aza indirgendi. Bu çalışmada taze kuzu karaciğer dokuları kullanıldı. Laser ışıması, 400 µm merkez çapa sahip olan çıplak uçlu optik lifler ile doku örneklerine temas ettirilerek aktarıldı. Laser uygulamaları sürekli dalga ve darbeli şekillerde, farklı süre ve güçlerde (200, 400, 600 ve 800 mW) yapıldı. Uygulama süreleri karşılaştırmada kolaylık sağlaması amacıyla her güç seviyesinde 4 J'lik enerji dozu verilecek şekilde belirlendi. Laser uygulamalarının ardından dokular H&E ile boyanarak histolojik inceleme sonucunda ablasyon ve toplam değişim alanları değerlendirildi ve ablasyon etkinliği hesaplandı. Çevre dokuların sıcaklığı uygulama alanından 1 mm uzaklıkta dokunun içine yerleştirilen K-tipi bir ısıl-çift kullanılarak ölçüldü ve sıcaklık değişim hızı hesaplandı. Sıcaklık değişim hızı ile ablasyon bölgeleri arasında güçlü korelasyon görüldü. Hem sürekli dalga hem de darbeli şekillerde yapılan yüksek güç seviyesindeki uygulamalarda daha büyük ablasyon ve toplam değişim alanları elde edilse de ablasyon etkinliğinde önemli bir fark ortaya çıkmadı. Sürekli dalga uygulamalarında darbeli uygulamalara kıyasla daha büyük ablasyon ve toplam değişim alanlarına ve daha yüksek ablasyon etkinliklerine ulaşıldı. Histolojik değerlendirmeyle yüksek güçlü uygulamalarda dar bir kofullaşma (vakuollaşma) alanı ve önemsiz seviyede karbonizasyon gözlemlenmiştir.

P-hub center and routing network design problem and solution algorithms

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Bilgisayar Yazılımı Bilim Dalı
p-ADÜ (Ana Dağıtım Üssü) merkezi ve rotalama problemi, ADÜ tesislerinin yerini bulmak ve bu ADÜ tesislerine talep düğümlerini tahsis etmek ve araçların rotalarını, herhangi bir başlangıç-varış çifti arasındaki maksimum mesafeyi/zamanı en aza indirecek şekilde oluşturmakla ilgilenir. Her bir ADÜ olmayan düğüm ile ADÜ düğümü arasında sadece bir aracın tahsis edildiği varsayılarak yapılmaktadır. Bu çalışmada, bu varsayımı gevşetiyoruz ve bu zorlu problemi, yani tek tahsisli p-ADÜ merkezi ve rotalama problemini çözmek için bir matematiksel programlama modeli ve algoritma kombinasyonları sunuyoruz. İlk çözümleri oluşturmak için rastgele, açgözlü ve mat-sezgisel tabanlı algoritmalar ve bu stratejilerin kombinasyonları kullanılarak oluşturulan algoritmalar öneriyoruz. Ayrıca, bu problemi çözmek için Değişken Komşuluk Arama ve Tavlama Benzetimi algoritmaları geliştirilmiş ve önerilmiştir. Algoritmalar, Türkiye veri seti (TR) ve Australia Post (AP) veri setlerindeki örnekler üzerinde test edilmiştir. Sonuçlar, metasezgisel algoritmalarla ticari çözücülerin birlikte kullanılması neticesinde ortaya çıkan mat-sezgisel algoritmaların, makul hesaplama süreleri içinde orta ve büyük boyutlu örnekler için iyi çözümler sağlayabileceğini göstermektedir.

Physical activity participation in children with autism spectrum disorders in different communities: A comparative study

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Diğer
Giriş: Otizm Spektrum Bozukluğuna (OSB) sahip çocuklar, büyüme çağındaki akranlarına nazaran fiziksel aktivitelere (FA) daha az katılım sağlamaktadır. Amaç: Bu çalışmanın amacı; OSB'li çocukların FA alışkanlıklarını keşfetmek ve aynı zamanda, farklı toplumlardaki FA katılımlarına yönelik kolaylaştırıcı ve engelleyici faktörleri belirlemekdir. metod: Bu çalışmada doğal nitel bir yöntem uygulanmış ve fenomenolojik (olgusal) yaklaşım kullanılmıştır. Toplanan veriler, görüşme yoluyla elde edilmiştir. Amaçlı örneklem yöntemi ve Ölçüt örneklem stratejisi kullanılmıştır. Bu çalışmada, tanımlanmış kriterler çerçevesinde Amman'dan (Ürdün) 15 ve İstanbul'dan (Türkiye) 15 veli seçilmiş ve yüz yüze görüşmeler yapılarak açık uçlu sorular sorulmuştur. Veri analizi için Betimsel analiz ve içerik analizi yöntemleri kullanılmıştır. Bulgular: OSB çocuklarda FA alışkanlıkları topluma göre farklılık göstermektedir. OSB'li çocuklar açısından İstanbul ve Amman arasındaki FA alışkanlarında bariz farklılıklar görülmektedir. Yaklaşık olarak, İstanbul'daki çocukların ulusal FA önerilerini karşıladıkları veya bunun üzerine çıktıkları bildirilirken, Amman'dakilerin, tavsiye edilen minimumundan daha azını gerçekleştirmişlerdir. Veliler çocuklarının en uygun FA'si için birkaç engel ve kolaylaştırıcı etkeni belirlemiştir. Engeller ve kolaylaştırıcılar, verilerden elde edilen ve birbiriyle ilişkili olan beş genel başlık atında gruplandırılmıştır: 1.Çocukların fonksiyonel düzeyleri , 2. Toplum, 3. Kurumsal, bunun 3 alt başlığı bulunmaktadır: [a. Uzmanlaşma (koçlar ve merkezler), b. Sertifikalı programlar, c. Maliyet]; 4. Çevresel, 5. Aile katılımı. Anahtar Kelimeler: Otizm Spektrum Bozukluğu, Fiziksel Aktivite, Engeller, Kolaylaştırıcılar

PID and fuzzy control of magnetic levitation system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışmada, bir 1 DOF manyetik levitasyon sistemi, hall effect, lazer ve uzaklık sensörleri kullanılarak, manyetik levitasyon sistemini kontrol amacıyla maliyet düşürücü bir sensör geliştirilerek tasarlanmıştır. Buna ek olarak, akış ve sıcaklık arasındaki ilişki de Manyetik Levitasyon Sistemi'nde detaylı biçimde incelenmiştir. Yüksek manyetik akı performansı (B-H) elde etmek için, Somaloy700 denilen Yumuşak Manyetik Bileşim, elektromanyetik çekirdek için Manyetik Levitasyon Sistemi'nde özel malzeme olarak kullanılmıştır. 1 DOF manyetik levitasyon sisteminin kontrolünü sağlamak için, Oransal İntegral Türev kontrolör (PID) ve Bulanık Mantık Kontrolör (FLC) olmak üzere iki farklı kontrolör uygulanmıştır. Beklendiği gibi, Bulanık Mantık Kontrolör, PID kontrolörden daha iyi sonuçlar verir.

PID kontrollü otonom quadcopter tasarımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Quadcopter bu günlerde çok yayındı ayrıca şeçit sektorlarda birçok amaç için kullanmaya başlanmıştır, özellikle quadcopterler arama ve ilaç teslim hizmeti hatta askeri amaçlarda, onun için kendi otopilot kartımız tasarlardığımızda yapabileceklerimiz ufuğu hazır otopilot kullanmaktan daha çok genişleşir. Quadcopterin en önemli kısmı uçuş kontrollörü. Arduino, ATMEGA işlemçi sahip olan mikrokontrolör benim kullanımı ile uçuş kontrollörün bütün işlevleri yapılabilir. Arduino ile manula uçuşte, hem RC vericinin sinyaları hem de sensörlardan dengeleme değerleri alınır ve PID yöntemi kullanarak rotorlar olması dönme hızı ve şimdeki quadcopterin durumu arasında hata işleyip her rotorun yeni dönme hızı bulur. rota yapabilmesi için GPS ve Barometre olması gerekiyor ve bu halde bir daha PID kullanılacak, bu PID rotanın noktaların arasındaki mesafe, irtifa ve yön hatası işlerek quadcopteri yönlandırır. Kullandığı dil c++ arduino uzerinde ve simülasyonu için bir matlab quadcopterin simülatörüde yapıldı sistem ugulayıp test edildi.

Piano teaching mobile application with augmented reality

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2022 Diğer
Piyano, müziğin en önemli alanlarından biridir ve dünyanın her yerindeki müzik mekanları, piyano öğrenmek isteyen çok sayıda insanı ağırlamaktadır. Bu yoğun talebe rağmen müzik kurumları öğrencilerden piyano dersleri için yüksek ücret almaktadır. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar, kurulumu pahalı cihazlar gerektirdiğinden öğrenme maliyetleri sorununu çözememiştir. Bu çalışmanın amacı, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen akıllı telefonlar gibi temel artırılmış gerçeklik cihazlarıyla herkesin kullanabileceği uygun fiyatlı, basit, kurulumu kolay ve erişilebilir bir mobil piyano öğretimi uygulaması oluşturmaktır. Bu çapraz platform uygulaması, Android veya iOS akıllı telefonlara yüklenebilir. Oyuncu, orijinal bir MIDI klavyenin önünde oturur, uygulamayı başlatır ve bir müzik parçası çalmak için uygun modu seçer. Uygulama, doğru zamanda dokunulması gereken piyano tuşlarını kullandığı akıllı telefonun ekranında görüntüler. Ayrıca oyuncunun el hareketlerini izlemek için de akıllı telefonun kamerasını kullanır. Her şarkının, oyuncunun elde etmesi gereken ağırlıklı bir puanı vardır. Oyuncu oynamaya devam ettikçe, kazanılan puan ekranda görüntülenir. Oyun tamamlandıktan sonra, nihai puan, oyuncunun performansı hakkında paylaşılan geri bildirim olarak ekranda görüntülenir.