Thesis Search




SEARCH RESULTS

Radyoterapi uygulanan kanser hastalarında karşılanmamış bakım gereksinimlerinin yaşam kalitesi üzerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 İç Hastalıkları Hemşireliği Bilim Dalı
Amaç: Kesitsel ve tanımlayıcı tipte bu araştırma, radyoterapi uygulanan kanser hastalarının karşılanmamış bakım gereksinimlerinin yaşam kalitesine yordayıcı etkisini değerlendirmek için yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırma 20 Ocak 2021 - 31 Ağustos 2021 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalında örneklem seçim kriterlerine uyan 250 gönüllü hasta ile gerçekleştirildi. Araştırma verilerinin toplanmasında Birey Tanıtım Formu, Destekleyici Bakım Gereksinimleri Ölçeği Kısa Formu ve Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavi Organizasyonu Yasam Kalitesi Ölçeği kullanıldı. Araştırmadan elde edilen veriler tanımlayıcı istatistiksel metodlar, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis H testi, Bonferroni test, Pearson Korelasyon, Çoklu Regresyon testi ile analiz edildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 60.56±11.95yıl, %56'sı erkek, %61.2'si ilkokul mezunuydu. Araştırmada hastaların %22.8'i akciğer kanseri, %20.4'ü meme kanseri ve %20.4' ürojinekolojik kanser iken uygulanan ortalama RT gün sayısı 18.79±3.93'du. RT öncesi hastalara çoğunlukla kemoterapi (%46.4) uygulandığı, %42.8'inin kronik hastalığının ve %97.2'sinin bakıcı desteğinin olduğu belirlendi. Hastaların kanserin türüne, kronik hastalık ve kronik hastalık tedavisinin varlığına, cinsiyetine, medeni durumuna göre karşılanmamış gereksinimler istatistiksel olarak anlamlı farklıydı (p?0.05). Hastaların yaşam kalitesi ölçeği alt boyutlarının cinsiyet, medeni durum, gelir düzeyi ve destek varlığına göre istatistiksel olarak anlamlı farklı olduğu belirlendi (p?0.05). Kurulan modele göre karşılanmamış bakım gereksinimlerinin yaşam kalitesinin %39.5'ni açıkladığı belirlendi. Çoklu Regresyon analizi sonucuna göre hastaların günlük yaşam gereksinimlerindeki 1 birimlik artışın, yaşam kalitesini 0.118 birim azalttığı (<0.001) psikolojik gereksinimlerdeki 1 birimlik artışın, yaşam kalitesini 0.037 birim düşürdüğü belirlendi (<0.001) Sonuç: Bu araştırmada RT uygulanan kanser hastalarında karşılanmamış bakım gereksinimleri yaşam kalitesinin %39.5 oranında açıklamakta, hastaların yaşam kalitesi bazı sosyodemografik ve tıbbi özelliklerden etkilenmektedir. Karşılanmamış psikolojik ve günlük yaşam gereksinimleri arttıkça yaşam kalitesi düşmektedir.

Rahmetullah el-Hindî'nin eserlerinde teslis inancının eleştirisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Dinler Tarihi Bilim Dalı
Dünyada hızla gelişen sömürgeleştirme faaliyetleri Hind alt kıtasına da İngilizler ile Doğu Hindistan şirketi adı altında girmiştir. Hindistan'a ticaret için gelen İngilizler zamanla ülkenin neredeyse tamamını işgal etmişlerdir. Kendileriyle birlikte Hıristiyan misyonerlerini de getirmişler ve Hind alt kıtası, dünyadaki misyoner hareketlerin önemli bir merkezi haline gelmiştir. Misyonerler İngiliz devletinin desteğini de arkalarına alarak hem maddi hem de manevi baskıyla Müslüman ve Hindu halkını dinlerini değiştirmek için zorlamışlardır. Bunun yanında İslam Dinin'e, Kur'an-ı Kerim'e ve Hz. Muhmmed'e (s.a.v) asılsız iftiralar içeren çok sayıda eser, risale ve dergiler yazmışlardır. Yazdıklarını büyük çapta yayınlamak için birçok eyalette matbaalar kurmuşlardır. Misyonerlerin bu tavırlarına sessiz kalamayan İslam âlimleri onların yazdıkları ve söylediklerine karşılık vermek için canları pahasına mücadele etmekte geri kalmamışlardır. Bu âlimler arasında dinler tarihi açısından İzharü'l-Hak eseriyle çok öneme sahip Rahmetullah El- Hindi de vardır. Bu çalışmada Rahmetullah Efendi'nin hayatı, eserleri (İzharü'l-Hak ve diğer Urduca ve Farsça olarak ele alınan eserler), sosyal faaliyetleri, misyonerlere karşı mücadelesi ve onlarla yapılan Agra münazarası ele alınmaktadır. Aynı zamanda tezin konusu olan Rahmetullah Efendi'nin eserlerinde Teslis inancına yaptığı eleştiri incelenmektedir.

Raif Necdet Kestelli'nin hayat ve mektuplar I-II adlı eserinin çeviri yazıya aktarımı ve incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Raif Necdet'in Hayat ve Mektuplar adlı eserini inceleme gayemiz günümüz Türkçesine çevrilmemiş ve bugünkü okura ulaştırılamamış, yeni neslin anlamadığı çeviri metinlerin kalmamasına yardımcı olmaktır. Mektup türünün Türk kültürü içindeki önemini irdelemek için böyle bir çalışmaya girmiş bulunuyoruz. Raif Necdet Kestelli'nin döneminde yazmış olduğu el emeği göz nuru metinleri tarihin karanlık sayfaları arasından gün ışığına çıkartılıp birer tarihî vesika edasıyla tek tek incelendi. Bu incelemenin sebebi I. Dünya Savaşı döneminde yaşanan olayları her bir mektubunda farklı bir kesimden insanın ağzından yazmış olduğu mektupların tarihî belge niteliği taşımasıdır. Bu belgeleri günümüz Türkçesine çevirerek hem Türk Edebiyatına yeniden kazandırmak hem de yeni neslin geçmişini görmesinde, tanımasında mektupların da bir etkisinin olduğunu göstermektir. Öncelikle Raif Necdet Kestelli hakkında bir araştırma yapılarak teze başlandı. Yazarımız her ne kadar edebiyat tarihinin gizemli yazarlarından olsa da elde edilebilen kısıtlı bilgiler ile onu ve kalemini tanımaya yönelik çalışmalar yapıldı. Metnin hiçbir kelimesine hatta ve hatta hiçbir noktalamasına dokunmadan, yani tamamen metne bağlı kalınarak incelendi ve Çeviri yazıya aktarıldı. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesi yapılmış, tarama ve çeviri metodu kullanılmış, 20. yüzyıl başlarında meydana getirilmiş olan eserin günümüz tekniklerine bağlı olarak incelemesi yapılmıştır. Raif Necdet Kestelli'nin mektupları, o dönemde yaşayan çeşitli kesimden insanların ağzından yazarak dönemin sosyal, ekonomik, siyasi, dinî ve sağlıksal yapısını ortaya koyar. Yazarın aşağı yukarı her mektubunda dile getirdiği kadının toplumdaki yeri konusu geniş yer tutar. İncelemede Raif Necdet'in hayatı, edebi kişiliği ve eserleri sıralanmış olup dönemin yapısı hakkında bilgiler verilmiştir

Random communication systems based on alpha-stable processes

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Bu tez güvenli kablosuz haberleşme sistemlerine alternatif olacak alfa kararlı (?- kararlı)taşıyıcı tabanlı rassal haberleşme (RCS) sistemi sunmaktadır.Bu nedenle ilk hedef daha önce sunulmuş alıcılara göre bit hata oranını (BER) daha iyileştirecek daha az hesapsal karmaşıklık gerektiren etkin bir alıcı içeren optimal bir (RCS) geliştirmektir. Daha sonra RCS sistemlerinde daha önce ele alınmamış senkronizasyon problemini çözümlemek için alfa-kararlı ortamlar için geliştirilmiş. Kesirli düşük-mertebeli kovaryans metodu literatürdeki ilk senkonize RCS (SRCS)'i sunmak üzere kullanılmıştır.Daha sonra bu sunulan SRCS'nin BER performansını arttırmak amacıyla alfa-kararlı gürültü taşıyıcının parametrelerinin en uygun değerleri hesaplanmıştır. İkinci hedef de RCS'nin güvenilirliğini ve gizliliğini nitelendirip değerlendirecek kriterler geliştirmek olmuştur. Bu nedenle ilk önce literatürde varolan diğer RCS modellerinin güvenlikleriyle BER performanslarını karşılaştırmak için Güvenlik Performans Tercih Karakteristikleri (STPC) sunulmuştur. Sunulan optimize edilmiş RCS bu geliştirilen güvenlik ölçüsü (STPC)ne göre analiz edilmiş ve literatürde varolan tasarımlara göre daha güvenli olduğu gösterilmiştir. Ikinci aşama olarak RCS'nin güvenilirliğini nitelendirmek için bir kriter geliştirilmiş ve sunulan optimize edilmiş RCS istenmeyen dinleyiciaçısından incelenmiştir. Üçüncü aşamada RCS'nin olası kırılganlığını sınamak için istenmeyen dinleyicinin RCS'ye saldırıları tasarlanmıştır. Bununla birlikte RCS'nin güvenirliliğini arttırmak için gizlilik aralığı ve karşı tedbir ölçüleri için bir rehber belirlenmiştir. Karşı tedbir ölçüsü rehberi geliştirdikten sonra tezde üçüncü aşama olarak ?-kararlı gürültü ile sürülmüş doğrusal zamanla değişmeyen sisteme dayali verici ile bu doğrusal vericinin tersini alıcı olarak tasarlayan Ters Sistem tabanlı bir yeni RCS sunulmuştur. Bu Ters Sistem tabanlı RCS de saldırılara karşı daha az kırılgan yapısı nedeniyle varolan alfa-kararlı gürültü taşıyıcı tabanlı tüm RCS'lere göre daha güvenilir olarak düşünülmektedir.Tez içinde her aşamada yapılan benzetimlerden elde edilen sonuçlar yapılan çalışmaların kullanılabilme gücünü göstermek için sunulmuştur.

Ray aşınmalarının azaltılması için kullanılan modern yöntemlerin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Demiryolu en iyi ve en ekonomik ulaşım sistemlerinden biridir. Demiryolu hattı; ray, travers, balast ve bağlantı malzemelerinden oluşur ve bu ulaşım sisteminin ilk maliyetine ek olarak, bakım maliyeti de yüksektir ve bu harcama demiryolunun farklı bileşenleri için farklıdır. Hattın en hassas kısmı, tekerleklerle doğrudan temastan dolayı ray sayılabilmektedir. Bu direkt temas rayların deformasyonuna neden olur. Demiryolu kusurları içinde ray aşınması en yaygın kusur tiplerinden biridir. Aşınmış ve arızalı rayların yenilenmesi için büyük harcamalar yapılmaktadır. Öte yandan, demiryolu ulaşım sisteminin yüksek hız, güvenlik, çevre dostu, yüksek kapasite ve konfor gibi önemli avantajları, yolcu sayısı ve yükü arttırmıştır. Bu rutini korumak için demiryolu yetkilileri yolcu taleplerini ve ihtiyaçlarını dikkate almalıdırlar. Yolcularının en önemli taleplerinden biri güvenliktir. Bu nedenle, güvenlik mümkün olan en yüksek düzeyde arttırılmalıdır. Demiryollarında güvenlik, farklı faktörlerden etkilenir ve bu faktörlerden biri, bazen raydan çıkmaya neden olan ray aşınmasıdır. Bu nedenle, bu tez çalışması kapsamında, ray ve tekerlek aşınmasını etkileyen faktörler ve aşınmanın azaltılması ve kontrol edilmesi için kullanılan yöntemler araştırılmıştır. Dünya çapında ray aşınmasının azaltılması için yağlama, sertleştirilmiş ve mukavemetli raylar, yatar gövdeli trenlerin kullanılması, tekerlek ve ray profillerinin taşlama makinesi ile yeniden şekillendirilmesi gibi pek çok farklı yöntem kullanılmaktadır ve demiryolu yetkilileri için uygun, etkili ve ekonomik olan yöntemlerin seçilmesi çok önemlidir.

Real time stream processing for internet of things

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Nesnelerin İnterneti 'nin işletmeler arasında popülerliğinin artmasıyla, izleme ve analiz IoT verilerinin araştırılması ve geliştirilmesi artmıştır. Büyük veri kaynaklarından biri olan Nesnelerin interneti, veri mühendislerinden dikkat çekiyor. Asıl zorluk, büyük miktarda IoT olayının gerçek zamanlı akış işlemesidir. Veri transferini, büyük ölçekli verileri gerçek zamanlı olarak depolamayı, işlemeyi ve analiz etmeyi içerir. Milyarlarca IoT cihazı, istihbaratı gerçek zamanda elde etmek için analiz edilmesi gereken çok miktarda veri üretir. Bu tezde, IoT için gerçek zamanlı akış işlemek için birleştirilmiş bir çözüm önerilmiştir. Önerilen yöntemde, hava istasyonu verilerinin IoT olayları Apache Kafka kullanılarak üretilir ve bir konuya yayınlanır. Bu veriler Apache Spark tüketicisi tarafından tüketilmekte ve RDD'ye dönüştürülmektedir. Spark SQL'i kullanarak, verileri analiz etmek için farklı sorguların uygulandığı veri çerçeveleri oluşturulur. Veriler Cassandra'ya kaydedilir ve Zeppelin notebook verileri görselleştirmek için kullanılır. Spark'deki makine öğrenme kütüphanesini kullanarak gerçek zamanlı tahminler yapmak için bir veri kümesine Lojistik Regresyon algoritması uygulanır. Sonunda, tüm ölçüm farklı metrikleri değiştirerek ve gecikmeyi azaltarak hızlanır. Sonuçlar, bu yöntemin gerçek zamanlı olarak büyük IoT veri kümelerini işlemek için eksiksiz bir çözüm sunduğunu göstermektedir.

Real-time security approach to software-defined networking (SDN)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Telekomünikasyon Bilim Dalı
Geleneksel ağların programlanmasını sağlaması, kontrol düzlemini altyapı düzleminden ayırması gibi özelliklerinden dolayı yazılım tanımlı ağlar (Software Defined Network, SDN) geleneksel ağ paradigmasını değiştirmeye devam etmektedir. SDN ağlarında kontrol düzleminin merkezi hale gelmesiyle, dağıtılmış hizmet reddi (distributed denial of service DDoS), ortadaki adam (man-in-the-middle, MITM), tekrar saldırıları gibi diğer ağ güvenlik açıkları için gürbüz ve gerçek-zamanlı güvenlik tedbirlerinin alınmasını zorunlu hale gelmiştir. Bu tezde, SDN ağlarına yöneltilen güvenlik saldırılarını tespit ederek uzaklaştıran gerçek-zamanlı bir güvenlik yaklaşımı önerilmiştir. Önerilen yöntemde güvenlik, sFlow tekniği ve IPSec protokolü kullanılarak sağlanmıştır. Yöntemin etkinliğini değerlendirmek ve analiz etmek için, önerilen güvenli ağ mimarisi sanal makine (virtual machine, VM) üzerinde çalışan Mininet'te gerçeklenmiştir. Önerilen yöntem sadece ağ saldırılarını tespit etmekle kalmayıp bu işlemi gerçek-zamanlı olarak yapmakta ve ağ istila edilmeden bu saldırıları uzaklaştırma işlemini hızla başlatmaktadır.

Reconciliation as a condition for the lasting peace in Bosnia and Herzegovina

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2013 Diğer
Bu çalışmanın amacı Bosna Hersek?teki uzlaşma sürecini ve bu sürecin ülkenin barış ve istikrarı açısından önemini anlamaktır. Bu çerçevede uzlaşma sürecinin beş bileşeni; affetmek, kabullenmek, özür dilemek, gerçek ve adalet, Bosna Hersek?teki başarının ölçülebilmesi açısından incelenmiştir. Bosna Hersekteki durumun anlaşılabilmesi için, Ruanda ve Güney Afrika örnekleri farklı ülkelerin geçmişteki sorunlarla nasıl baş ettiklerini gösterebilmek açısından kullanılmıştır. Bu tezin en önemli kaynağı Boşnak, Sırp ve Hırvat gençler arasında Bosna Hersekteki uzlaşma süreci üzerine yapılan anketlerdir.

Reconstructing the concept of trust and its measurement from cultural perspective

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Psikoloji Bilim Dalı
Güven, insani ilişkilerin başlangıcından bu yana disiplinler arası araştırma konularından biri olmuştur. Özellikle, ya güven tanımını ve bileşenlerini ya da yalnızca güven düzeyindeki ulusal farklılıkları keşfetmek amacıyla sayısız çalışma yapılmıştır. Güvenin kavramsallaştırılmasındaki kültürel farklılıkların olasılığı göz önüne alındığında, sadece ulusal çeşitlilik, kültürel farklılıkların özünü tam olarak yakalayamayabilir. Bu çalışma, güven kavramını yeniden yapılandırmayı ve onun rol odaklı beklentilerini esas alarak kolektivist kültürel değerleri belirlemeyi ve rol temelli ölçek geliştirmeyi amaçlamıştır. Güvenin kavramsallaştırılmasını tasarlamak ve temel olarak rollere bağlı ortaya çıkan beklentileri belirlemek için Kenya ve Türkiye'den seçilen toplam 199 katılımcıya açık uçlu bir anket uygulanmıştır. Birinci çalışmanın sonuçlarına dayanarak, ikinci çalışma için, toplam 627 (314 Türkiye 313 Kenya) katılımcıdan veri elde edilmiş ve role dayalı kişilerarası güven ölçeğinin geçerlilik ve güvenilirliği test edilmiştir. MAXQDA analiz programı kullanılarak nitel çalışmanın sonuçları değerlendirilmiş ve güvene ait bileşenlerin belirlenmesine ek olarak, güven fikrinin verilmiş olduğu düşünülen role dayalı beklentilerin bir birikimi olarak kavramsallaştırıldığını ortaya koymuştur. Yapılan açımlayıcı faktör analizi ve pearson korelasyonunun sonucuna göre yeni geliştirilen ölçek, 5 boyutlu olduğu ve ölçeğin iç tutarlılığı .75 ile .86 arasında değiştiği görülmüştür. Ayrıca ölçek hem ıraksak hem de yakınsak geçerlik göstermiştir.

Reconstruction of cracks located in layered media

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2010 Diğer
Tabakalı bir ortamdaki çatlaklara ilişkin düz ve ters saçılma problemleri, bulunan çatlakların arzu edilmeyen sonuçlar doğurması sebebiyle depremlerin erken tespiti, binaların veya büyük makina parçalarının sağlamlığı gibi potansiyel uygulamalar açısından büyük bir önem taşımaktadır. Çok çeşitli alanlarda çalışan bilim adamları ve mühendisler için çatlakların erken tespiti önemli ve zorlayıcı bir araştırma alanıdır. Çeşitli araştırmalar yapılmış olmasına rağmen bu konu, daha kararlı ve kesin sonuçlar elde edilebilmesi için yeni araştırmalara ihtiyaç duymaktadır.Bu tezin asıl amacı, yarı uzaya gömülü çatlaklara ilişkin hem düz hem de ters saçılma problemlerinin analizini yapmaktır. Bunun için örneğin toprak içindeki çatlak, mükemmel elektrik iletken bir şerit olarak modellenmiştir. Hem düz hem de ters saçılma problemlerinde, problemin geometrisinin 2 boyutlu, gelen dalganın ise düzlemsel dalga olduğu varsayılmıştır. Düz problem, çözümün iki yarı uzaya ilişkin Green fonksiyonu yardımıyla bir integral denkleme indirgenmesiyle çözülmüştür. İntegral denklem, moment metodu'nun (MoM) bir uygulaması olarak çözülmüştür. Çatlakların uç noktalarının katkıları, çatlaklara çok küçük bir kalınlık verilerek ihmal edilmiştir.Çatlağa ilişkin ters saçılma probleminin amacı, çatlağı içermeyen yarı uzayda bulunan bir çizgi üzerindeki saçılan alan ölçümleri kullanılarak çatlağın yerinin ve şeklinin bulunmasıdır. Çatlağın yüzeyi üzerinde toplam elektrik alanın yok olması gerçeğine dayanarak rekonstrüksiyona ulaşılmıştır. Kullanılan metotlar, görsel örnekler dikkate alınarak test edilmiştir.

Recovery of gold from copper-rich ores using ion exchange resins

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışmada, yüksek bakır içeren bir refrakter altın cevherinin değerlendirilmesi araştırılmıştır. İlk olarak, doğrudan siyanür liçinde %18,4 gibi düşük altın kazanımına yol açan, cevherin refrakter davranışının karakterizasyonuna odaklanılmıştır. Tanımlayıcı liç testlerinde, HCl+NaCN ve HNO3+NaCN aşamalarında %70'i kazanılmıştır. Bu veriler altının , sülfit mineralleri gibi farklı mineral fazları ile bağlantılı olduğunu göstermiştir. İnce öğütme işlemi, altın kazanımında istenilen düzeyde bir iyileşme sağlamamış; siyanür konsantrasyonu 8 g/l'ye yükseltildiğinde dahi, yalnızca %36 oranında (%18'den %54'e kadar) bir artış sağlamıştır. Asit liçi (1M H2SO4) ve kavurma gibi kimyasal ön hazırlık işlemleri sonucunda, cevherden altın kazanımı %96'ya ulaşmıştır. Bu ön hazırlık işlemlerinin cevherden yüksek altın kazanımı açısından en uygun işlemler olduğu görülmüştür. Bu testlerde, adsorban olarak aktif karbon (Karbon GAC 1240 M-1448), kuvvetli bazik reçine (Purogold A194) ve orta bazik reçine (Purogold S992) kullanılmıştır. Adsorban tipi, dozajı, siyanür konsantrasyonu ve proses tipinin (CIP/CIL/RIL/RIP) etkileri incelenmiştir. Deneysel sonuçlar, adsorban dozajı ve siyanür konsantrasyonunun, altın adsorpsiyonu ve seçimliliğini etkileyen önemli parametreler olduğunu göstermiştir. Siyanür konsantrasyonunun arttırılması, seçimliliği arttırmış ve daha düşük aktif karbon/reçine dozajlarında bile yüksek geri kazanımlarına olanak sağlamıştır. Adsorpsiyon testleri, aktif karbonun altın adsorpsiyon kapasitesinin Purogold A194 ve Purogold S992 reçinelerinin kapasitelerinden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bütün adsorbanlar, altın için bakıra kıyasla daha yüksek bir seçimlilik göstermiştir. Purogold S992 en yüksek seçimliliğe sahip adsorban olarak belirlenmiştir. Bu ayırt edici özellik, Purogold S992 reçinesinin, önemli miktarlarda bakır konsantrasyonu içeren siyanür çözeltilerinden altın kazanımı için tercih edilmesini sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Altın, Bakır, Aktif karbon, Adsorpsiyon, İyon değiştirici reçineler, Kazanım, Seçimlilik, Siyanür.

Recovery of lithium and boron from geothermal water by bipolar membrane electrodialysis (BMED) and ultrapure water production using electrodeionization (EDI)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Bu tez çalışması, iki ayrı ana bölümden oluşmaktadır: Bipolar membran elektrodiyaliz (BMED) yöntemiyle bor ve lityum ayrılması, geri kazanılması ve jeotermal suyun ters ozmos süzüntüsünden elektrodeiyonizasyon (EDI) yöntemi kullanılarak ultra saf su üretilmesidir. Birinci bölümde, ASTOM ACYLYSER EX3 BMED kullanılarak gerçekleştirilen parametrik çalışmalarda; uygulanan elektriksel potansiyelin ve başlangıç derişiminin sulu çözeltiden bor ve lityumun eşzamanlı ayırılması ve geri kazanımlarına olan etkisi incelenmiştir. Ayrıca, uygulanan elektriksel potansiyel, örnek çözelti hacmi, pH, asit ve baz bölmelerindeki çözelti bileşimlerinin etkileri PCCell 64004 BMED sistemi kullanılarak izlenmiştir. Hem Astom hem de PCCell sisteminde elde edilen optimum çalışma koşulları, Mega BMED sistemin de kullanılarak karşılaştırma yapılmıştır. Test edilen tüm sistemler bor ve lityumun aynı anda ayrılmasında ve geri kazanımında etkili olmuştur. Fakat her bir sistemin maksimum performansı farklı çalışma koşullarında elde edilmiştir. İkinci bölümde, jeotermal suyun ters ozmos süzüntüsünden ultra saf su üretiminde elektrodeiyonizasyon yönteminin uygulanabilirliği incelenmiştir. Çalışmalarda akış hızı, elektriksel potansiyel, hücre sayısı, membran tipi, iyon değiştirici reçine türü gibi proses değişkenlerinin ürün suyun elektriksel iletkenliği bor, silisyum ve arsenik içeriğine olan etkileri incelenmiştir. Ayrıca, EDI sistemin geri kullanımı da araştırılmıştır.

Refik Erduran tiyatrolarında şahıs kadrosu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Tezimizde Türk Cumhuriyeti'nin Tiyatro yazarlarından biri olan Refik Erduran'ın hayatı çeşitli yönleriyle tanıtılmaya çalışılmış, basılmış ve basılmamış tiyatro eserlerin özeti ve şahıs kadrosu hakkında bilgiler verilmiştir. Çalışmamızın girişinde tiyatronun doğuşundan kısa birşekilde bahsedildikten sonra Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu'nun günümüze kadar olan gelişimi hatlarıyla sunulmuştur. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci Bölümde Refik Erduran'ın Hayatı çeşitli yönleriyle ortaya konmuştur. İkinci Bölümde Eserleri başlığı altında Erduran'ın basılan ve basılmayan eserleri kronojik şekilde sıralanmıştır. Üçüncü Bölümde ise Basılmış Tiyatro Eserlerinin Şahıs Kadrosu ve Basılmamış Tiyatro Eserlerinin Şahıs Kadrosu iki başlık altında ayrılan yazarın toplam on sekiz oyununun eserlerin özeti ve şahıs kadrosu ele alınmıştır. Refik Erduran ve eserleriyle ilgili elde ettiğimiz bilgileri Sonuçta beyan ettik. Ayrıca çalışmamızı hazırlarken müracaat ettiğimiz eserler Kaynakça da sunulmuştur. Tezimiz Ekler ve Dizin kısımlarıyla tamamlanmıştır.

Reflections on environmental migration as a global environmental problem in Southeast Asia and the Middle East

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Göç insanlık tarihi kadar eski bir olgu ve bireysel bir ikilem olarak her daim araştırmalara konu olmaktadır. Ancak çevresel kaynaklı göç oldukça yeni bir araştırma alanıdır. Çevresel göçü konu edinen bu çalışma, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya bölgelerine ve ülkelerine odaklanmıştır, Çünkü bu bölgeler, çevresel felaketler karşısında en hassas ve göç potansiyeli açısından en kırılgan bölgeler olarak görülmektedir. Dört ana bölümden oluşan çalışmanın İlk bölümünde, küresel çevre sorunları ve buna bağlı göç kavramsal ve hukuksal olarak ele alınmıştır. İkinci ve üçüncü bölümlerde sırasıyla Güneydoğu Asya ve Ortadoğu ülkelerindeki çevresel kaynaklı göç nedenleri, göç verileri ve nüfus hareketini hızlandıracak risk faktörleri analiz edilmektedir. Çalışmanın son bölümünde de Orta Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerindeki çevresel göçlerin, küresel, uluslararası ve ulusal düzeylerde hangi araçlarla yönlendirilebileceği, risk azaltma ve uyum stratejilerinin neler olduğu, özellikle iklim değişikliğine ilişkin politikalar ve afet yönetimi bağlamında ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Çevresel Göç, Göç, Güneydoğu Asya, Ortadoğu, İklim Değişikliği, Etki Azaltma ve Uyum, Afet Yönetimi

Refrakter altın cevherlerinin basınç oksidasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Günümüzde, serbest altın cevherlerinin tükenmesiyle birlikte refrakter özellikteki cevherlere (doğrudan siyanür liçinde <%90 Au kazanımı) olan ilgi sürekli artmaktadır. Sülfürlü minerallerin içerisinde kapanım halinde bulunan altın/gümüşü açığa çıkarmak amacıyla sülfürleri oksitlemek için liç öncesi basınç oksidasyonu, kavurma ve biyooksidasyon yöntemleri önerilmektedir. Basınç oksidasyonu yüksek ilk yatırım/işletme maliyetlerine rağmen yüksek etkinliği nedeniyle tercih edilmektedir.Bu çalışmada,refrakter özellikte (siyanür liçinde <%74,4 Au) bakır içeriği nispeten yüksek (%0,30) piritik bir altın cevherinin (d80=79 µm) siyanür liçi öncesinde piriti oksitlemek amacıyla asidik basınç oksidasyonu test edilmiştir. Basınç oksidasyonunda sıcaklık (180-220°C),oksijen basıncı (pO2=5-10 bar), süre (30-120 dk.) ve asit konsantrasyonu (20-50 g/L H2SO4) parametrelerinin etkileri araştırılmıştır.Oksidasyon öncesi ön asit yıkama işleminin de (20-50 g/L) etkisi ayrı olarak test edilmiştir. Basınç oksidasyonunda sıcaklık,oksijen basıncı, süre ve asit konsantrasyonundaki artış takip eden siyanür liçinde daha yüksek altın kazanımlarına ulaşılmasını sağlamıştır. Basınç oksidasyonu sonunda elde edilen katıdan yapılan piritik kükürt (%S) ve XRD analizleri sülfür oksidasyonundaki artışı desteklemektedir. Uygun koşullarda; ön asit yıkama işlemi (50 g/L H2SO4) sonrası otoklavda (220°C, 50 g/L H2SO4, 1 saat) bakırın %95,9'u uzaklaştırılmıştır. Takip eden siyanür liçinde (2 g/L NaCN) altının %97,4'ü kazanılmıştır. Elde edilen bulgular, basınç oksidasyonu yönteminin bu çalışmada kullanılan refrakter altın cevherinden altın kazanımını artırmak (>%90) için kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Altın, Refrakterlik, Bakır, Pirit, Siyanür liçi, Basınç oksidasyonu.

Refugee crisis and economic security of host country: A case study of Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
T.C. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Uluslararası Güvenlik Anabilim Dalı Mülteci Krizleri Ve Ev Sahibi Ülkelerin Ekonomi Güvenliği: Türkiye Örneği. Hazırlayan: Sabbir HASAN Yüksek Lisans Tezi Tez Danışmanı: Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Levent YILMAZ 2018 – 73 sayfa (Ekler hariç) Türkiye, tarihin başından itibaren etrafındaki pek çok ülkeden göç alan transit bir ülke konumundadır. Özellikle, Suriye iç savaşından sonra, Türkiye büyük bir Suriyeli mülteci akını ile karşı karşıya kalmış ve diğer ülkelere kıyasla en çok Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan bir ülke haline gelmiştir. Öte yandan, Türkiye yalnızca dünya ülkeleri düzeyinde değil, aynı zamanda AB üyesi ülkeler ve ileri ekonomiye sahip ülkeler arasında da büyümekte olan bir ekonomiye sahiptir. Türkiye bu ekonomik gücünü kullanarak hem kendi halkının sosyal güvenlik, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarını karşılamakta hem de mültecileri yerleştirme, uyum sağlama ve entegre etme süreci için büyük bir bütçe harcamaktadır. Uluslararası devlet aktörleri ve devlet dışı aktörler de Türkiye'ye destek vermekte ancak bu destek, koşullar onların lehine olduğu bazı durumlarda görülmektedir. Bu tez, bu büyük akınla karşılaşan Türkiye'nin hem bölgesel hem de ulusal destekler sayesinde bu akınla nasıl başa çıktığını tasvir etmeyi amaçlamaktadır. Anadolu Ajansı (Türkiye Ulusal Haber Ajansı) tarafından yayınlanan istatistiklere göre, Türkiye bu süreçte hem devlet kurumları hem de Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile birlikte mültecilerin yanında durmuştur. Ayrıca bu tez, Türkiye'nin bir taraftan GSMH, Doğrudan Yabancı Yatırımı, Sanayileştirme gibi alanlarda en yüksek performansı gösterirken diğer taraftan da buna paralel olarak nasıl başarılı bir mülteci yönetim politikası yürüttüğünü göstermektedir. Türkiye'nin mültecilere yönelik faaliyetleri ve katkılarını anlamak için bu çalışmada karşılaştırmalı içerik analizi kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Mülteci Akını, Ev sahibi ülke, Ekonomik güvenlik, Mülteci Yeniden Yerleşim, ödeme miktarı, Göçmenler, Avrupa Birliği.

Refugee problem in terms of international human rights (Case of refugees in Sudan)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Mülteciler, dünyanın en savunmasız kesimleri arasında yer alıyor. Yirmi birinci yüzyılın başından beri, devam eden siyasi çatışmalardan ve doğal afetlerden farklı sorunlar nedeniyle mülteci göçü büyümeye devam etti. Mülteci teriminin uluslararası hukukta özel bir anlamı vardır,1926'da mültecilerin ilk resmi tanımının belirtildiği gibi, ancak bunun için en yasal tanım, 1951 Mülteci Sözleşmesinin tanımıdır. Sudan, birçok Afrikalı mültecinin favori yerlerinden biri olarak kaldı, cünkü Sudan'ın genişleyen sınırları ve coğrafi konumu, ülkelerindeki çatışmalardan kaçmalarına yardımcı oldu. Sudan'daki mülteciler sadece Afrika ülkelerinden gelenler değil, 2010'un sonlarından bu yana bölgedeki güvenlik koşullarını takip eden Arap ülkelerinden çok sayıda mülteci aldı. Sudan'daki mültecilerin sayısının yaklaşık iki milyon mülteci olduğunu tahmin ediliyor, Güney Sudan ve Suriyeli mültecilerin en büyük iki grup haline geldiği yerlerde, Sudan onlara kültürel mirasına dayanan açık bir politikada belirtiliyor. Bu çalışmada, Sudan'daki mültecilerin durumu uluslararası insan hakları hukuku kapsamında analiz edilmiştir. Birinci bölümde, mültecilerin tanımı ve tarihçesi, yirmi birinci yüzyılın en büyük mülteci krizleri ve dünyadaki en ev sahibi ülkeler ele alınmıştır. İkinci bölümde, uluslararası mülteci koruma sisteminin yasal ve kurumsal çerçevesi ile mültecilerin korunmasına ve gelişmesine yönelik mekanizmalar incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde, Sudan'daki mülteci statüsü, Sudan'daki mülteci koruma mekanizmaları ve Sudan'daki mülteciler tartışılmaktadır. Ayrıca, üçüncü bölümde, Sudan'daki insan hakları durumu ve buna yönelik ihlaller ve SudanAvrupa Mülteciler Anlaşması da tartışılmıştır Anahtar Kelimeler: Uluslararası İnsan Hakları Hukuku, Uluslararası Mülteci Hukuku, Mülteci Krizi, Sudan ve Sudan Hükümeti.

Refugee protection and the international refugee regime: Challenges and future possibilities

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2014 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Mülteciler konusu ülkelerin hem iç siyasetlerinde hem de uluslararası siyasette önemli bir yer işgal etmektedir. Yeni binyılın başlangıcından itibaren artan bir şekilde mülteci sorunlarına yönelik büyük güvenlik konuları ve insani temelli kaygılar bulunmaktadır. Uluslararası toplumun mülteci sorunlarını çeşitli mülteci rejimleri oluşturarak ele alma gayreti Soğuk Savaş sonrası dönemde özellikle 11 Eylül terör saldırılarının ardından azalmıştır. Devletlerin mültecileri kabul etme konusundaki isteksizlikleri, dünya çapında mülteci haklarını koruma sorumluluğu ve göreviyle kurulmuş bir örgüt olan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) için zorlu sorunlar doğurmaktadır. UNHCR'ın son on yılda mültecileri koruma görevini yerine getirmesine yönelik beklentileri karşılaması konusunda özellikle mülteci akınlarının doğasındaki süreklilikten kaynaklanan görüş farklılıkları bulunmaktadır. Bu çalışma konuyu, UNHCR'ın mülteci korunmasına yönelik çeşitli mekanizmalarını değerlendirerek incelemiştir. UNHCR'ın mültecilerin korunmasına yönelik kalıcı çözümler aracı ve yeni dönemde örgütün karşılaştığı sorunları anlamayı amaçlayan derin bir araştırma neticesinde mülteciler konusundaki önceki makaleler incelenmiştir. Konular şunları içermektedir: Mülteci kalkınması, mülteci rejimleri ve UNHCR'ın mültecilerin sürekli ve karmaşık doğalı sorunlarını ele almadaki rolü. İkinci olarak bu çalışma, mülteci akınlarının olası nedenleri ve ev sahibi ülkeler üzerindeki etkilerini incelemiştir. Nihai olarak, son dönem uluslararası işbirliği girişimleri ve özellikle UNHCR'ın kalıcı çözümler aracı ve mültecilerin korunması üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Anahtar Kelimeler: Mülteciler, Mülteci Rejimleri, Mülteci Korunması, UNHCR, Uluslararası Örgütler

Regional integration and the politics of hydropower: Study on potential of hydropower integrations and Ethiopia's role in IGAD region

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
IGAD üyesi ülkeler aşırı yoksulluk, kuraklık, hızlı nüfus artışı ve gıda güvencesizliği gibi benzer problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu gibi problemlerle mücadele etmede; güç ara bağlantısı, yol ve demiryolu inşaatı gibi altyapı yatırımlarını yaparak karşılıklı bağımlılığı geliştirmek, bu problemlerin hafifletilmesine ve çevre ülkelerle yakın ekonomik ilişkiler geliştirilmesine zemin hazırlamaktadır. Enerji toplam altyapının ciddi bir kısmını oluşturduğundan enerji entegrasyonu, karşılıklı bağımlılığın önemli bir parçasıdır. Beraberinde, bölgesel bazda enerji piyasalarının gelişimi ciddi kazanımlara işaret etmektedir. Afrika'nın su kuleleri arasında Etiyopya, temiz enerji üretimi bakımından pek çok fırsat sunmakta ve 45,000 MW'den fazla elektrik üretebilme potansiyeli ile Sahra Altı Afrika'nın büyük bölümünün cari elektrik talebini karşılayacak yeterliliktedir. Daha da önemlisi, Etiyopya'nın nüfus büyüklüğü, görece iç istikrarı, askeri ve diplomatik gücü bölgesel güç olmasına, bölgesel barışı ve güvenlik yatırımlarını yönlendirecek bir pozisyon almasına olanaksağlamaktadır. Bu tezin amacı, IGAD bölgesinde entegre bir birlik oluşturmada Etiyopya'nın ana rolünü keşfetmektir. Hükümetlerarası ve Yeni İşlevselcilik teorileri entegrasyonun temel ilkelerini anlamada çalışmaya fayda sağlamıştır. Her iki teori de bölgesel entegrasyonu hidro-güç gibi kamusal mallar aracılığıyla ele almakta ve onun zincirleme etkisiyle çevre ülkelerine daha ileri düzeyde entegrasyonunu açıklamaktadır. Bu tezin sorunsalına daha çok nitel analiz araştırma teknikleriyle yaklaşılmıştır. Bu çalışmanın ek bir avantajı içeriğinin niceliksel olarak desteklenmesidir çünkü entegre ve potansiyel entegre projelerde ampirik veriler kullanılmıştır. Ayrıca, ampirik veriler kamusal mallar aracılığıyla enerji merkezi ve bölgesel entegrasyonu teorik kavramlarla vurgulamaktadır.

Regional refugee protection: A comparison of Europe and the middle east

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Savaş öncesi nüfusunun yarısından fazlasının göç etmek zorunda kalmasıyla Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki çatışma zamanımızın en büyük insani ve mülteci krizine neden olmuştur. Memleketini terk etmek zorunda kalan 5.6 milyondan fazla insanın akını doğrudan iki bölgeyi etkilemiştir: Avrupa ve Ortadoğu'yu. Bu tez, literatürü az da olsa zenginleştirmek ve içindeki bazı boşlukları doldurmak amacıyla mülteci korumanın hukuki çerçevesini bölgesel açıdan incelemektedir. Suriye Arab Cumhuriyeti'nden kaçanların vakasına odaklanan bu tez, her iki bölgenin hukuki çerçevesini değerlendirmektedir ve içerdiği korumaya yönelik hukuki zemini eleştirel olarak incelemektedir. Ayrıca, her iki bölgeden ülke vaka çalışmalarını yapan bu tez, Almanya, Macaristan, Lübnan ve Suudi Arabistan'ın çelişkili politika ve mültecilere karşı tutumlarını örnek vererek bölgesel çerçevelerin içerdiği karmaşaları ve eksiklikleri öne çıkarmaktadır. Tez, Avrupa ve Ortadoğu'nun mülteci koruma çerçevelerinin birbirinin antitezi olduklarını ileri sürmektedir. Avrupa'da iyi gelişmiş ve kökleşmiş bir bölgesel işbirliği, oldukça uyumlaştırılmış normlar ve kurumlar gözlemlenmekteyken Ortadoğu, mülteci korumanın yasal dayanaklarının ve normlarının mahrumiyetini, güçsüz kurumları ve güçlü devlet egemenliğini nitelendirilmektedir. Ancak, Suriye Arab Cumhuriyeti'nden kaçanların koruma sonuçlarının ışığında verimli sorumluluk paylaşımı ve mültecilerin ihtiyaçlarına uygun karşılık açısından her iki bölge başarısız olmuştur.