Thesis Search




SEARCH RESULTS

Regulatory effect of transcriptional factors ComK and SinR on the expression of bacABCDEywfG operon in Bacillus subtilis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Bilim Dalı
Bacillus subtilis, bitki büyümesini teşvik yeteneğine sahip bir rizosfer kolonizasyon bakterisidir. Ayrıca bitkideki patojen organizmaların büyümesini bastıran, patojenik olmayan gram pozitif çubuk şeklinde bir bakteridir. Farklı çevre koşullarında, toprakta ve bitki kökünün yüzeyi üzerinde büyüyebilir. Bacillus subtilis, genomunun tamamı dizilenmiştir. Ayrıca patojen özellikte olmaması sebebiyle kolay kontrol edilebilir bir türdür. Bölünme ve büyüme hızı, kolay transforme olabilme yeteneği, yüksek adaptasyon kabiliyeti, çeşitli antibiyotikleri, enzimleri ve biyokimyasalları üretebilmesi sayesinde bilimsel araştırmalarda sıklıkla yer alan bir model organizmadır. 4,2 Mbp uzunluğundaki genomunun tamamının dizilenmesi sonucunda, organizma genomunun yaklaşık 4,100 genin kodlanmasından sorumlu olduğu görülmüştür. Bu genlerin haritalanması ile türe özgü fonksiyonların gerçekleştirilmesinden sorumlu olan kısmın, toplam bakteri genomunun üçte birlik bir kısmı olduğu anlaşılmıştır. Haritadaki geri kalan üçte ikilik kısmın sahip olduğu fonksiyonları aydınlatma amacıyla yapılan çalışmalar hala sürmektedir. Bacillus cinsine ait mikroorganizmalar bazı önemli özellikleri nedeniyle gıda endüstrisinde biyolojik gıda kontrol ajanı olarak kullanılmaktadırlar. Bu özelliklerinin başında GRAS (Generally Recognized as Safe) etiketine sahip olmaları, toksisitelerinin düşük olması, biyo-bozunabilirliliğinin yüksek olması ve çevreye yararlı olmaları sıralanabilir. B. subtilis besin sıkıntısı nedeniyle hayatta kalmak için çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Logaritmik büyüme fazının sonunda besin elementleri azaldığı zaman B. subtilis hücreleri ortamda besin elementleri aramayı kolaylaştırmak için karmaşık bir motilite ve kemotaksis sistemi geliştirmeye başlar. Beslenme kısıtlamaları devam ederse, hareket ederek besin bulmayı hedefleyen bakteride, bu sefer de ortamdaki diğer mikroorganizmaları bu yarıştan uzaklaştırmak için antimetabolik, antifungal ve antimikrobiyal özellikteki antibiyotiklerin üretimi tetiklenir. Besin kıtlığıyla baş edebilme çözümlerine ek olarak, aynı şekilde ortamdaki besin seviyesinde azalma söz konusu olduğunda, farklı besinleri kaynak olarak kullanabilmek için parçalayıcı enzim üretimine, kompetans geliştirerek yabancı DNA'nın hücre içine alımına ya da sporlanmaya yönelebilen B. subtilis, olumsuz şartlarda geliştirdiği çeşitli mekanizmalarla hayatta kalmayı başarabilen bir mikroorganizmadır. Bunun yanı sıra sahip olduğu kemotaksis kabiliyetinin sonucu olarak katı yüzeylerde kayarak yer değiştirebilmesi, olumsuz şartlarda sporlanması ve kompetans geliştirilmesi B. subtilis türünü, rakipleriyle mücedelesinde öne çıkaran avantajlar arasındadır. Aynı şekilde, hücreler muhtemel rakipleri ile mücadele etmek için antibiyotik üretmeye başlar. B. subtilis rakipleriyle mücadele edebilme konusunda birçok avantaja sahiptir. On ikiden fazla çeşitlilikte antibiyotik üretebilmesi en çarpıcı özellikleri arasındadır. Bacillus subtilis antibiyotikleri, ya rib

Rehabilitation of an existing water supply and distribution network of a city due to rapidly increasing population: Example of Hargeisa, Somaliland

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2015 Mekanik Bilim Dalı
Hargeisa şehri hızla artan nüfus sebebiyle kuraklık kriziyle karşı karşıyadır. Gelişmekte olan şehirde hızla büyüyen şehirli nüfusa yeterli su tedariki sağlama yolundaki sorunlar önemli ölçüde artış göstermektedir. Bu sorunun yanı sıra, su dağıtım borularının yaklaşık %70'i bozuktur ve su tüketiciye ulaştırılamadan zayi olmaktadır. Bunun bir sonucu olarak ek su kaynakları ve altyapı talebi artış göstermektedir. Su şebekesi bilgisi sınırlı olduğundan, buna bağlı olarak da iyileştirme değerlendirme planları daha zorlaştığı için Hargeisa şehrindeki su tedarik ve dağıtım sistemi, etkin tamir ve iyileştirme hizmetleri konusunda çok fazla sorun yaşamaktadır. Hargeisa şehri; su şebekesinin değerlendirilmesinde meydana gelen sistem arızaları, şehir şebekesinin kötüye gitmesi, borulardaki korozyon ve bozulma dolayısıyla su kalitesinin kötü olması sebebiyle pek çok sorun yaşamaktadır. Gelişmekte olan şehirlerde elde edilen sınırlı bilgiler, bu ülkelerde su dağıtım sistemlerini iyileştirilmeye yönelik ekonomik değerlendirilmelerin acil bir şekilde geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Su tedarikide ciddi ölçüde su sıkıntısı yaşayan ve bozuk dağıtım ağı sebebiyle içme suyunun kontamine olduğu Hargeisa şehri, vaka incelemesine konudur. Bu çalışmada, şehrin su tedariki ve dağıtım ağının iyileştirilmesi EPANET yazılımı ile yapılan analizlerle ele alınacaktır. Su kıtlığını ve bu kıtlığı azaltmak için yetkili makamlarca alınabilecek iyileştirici önlemleri daha iyi tespit etmek için su borularının iyileştirilmesine yönelik bir yöntembilim önerisinde bulunulmuş ve Hargeisa şehri vaka çalışmasında sunulmuştur.

Rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğrencilerinin akademik öz – yeterlik düzeyleri ile eğitim stresi ve akademik kontrol odağı arasındaki ilişkinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı
Bu çalışmanın temel amacı: Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencilerinin Akademik Öz – Yeterlik düzeyleri ile Eğitim Stresi ve Akademik Kontrol Odağı arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören 443 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programı öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama araçları olarak; Öğrencilerle ilgili demografik değişkenleri belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilmiş olan Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Öğrencilerin Akademik Öz-Yeterlik düzeylerini belirlemek için Akademik Öz-Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin Eğitim Stresini ölçmek amacıyla Eğitim Stresi Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin akademik kontrol odağını ölçmek amacıyla Akademik Kontrol Odağı Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular SPSS 22.0 programı ile analiz edilmiştir. Çalışma grubunda yer alan öğrencilerin demografik ve diğer kişisel özelliklerini belirlemek amacı ile frekans dağılımları belirlenmiştir. Demografik özelliklere ilişkin farklılaşmalar Bağımsız Örneklem T Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi ile test edilmiştir. Öğrencilerin Akademik Öz-Yeterlik, Eğitim Stresi ve Akademik Kontrol Odağı arasındaki ilişkinin tespiti korelasyon testi ile belirlenirken, değişkenlerin yordama gücü regresyon analizi ile test edilmiştir. Elde edilen bulgular neticesinde, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğrencilerinin Akademik Öz -Yeterlik inançları cinsiyet değişkenine göre kadın öğrencilerin lehine anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmüştür, ancak sınıf düzeyine göre anlamlı fark bulunmamıştır. Akademik Kontrol Odağı Ölçeği alt boyutu olan dışsal kontrol odağı ve Akademik Öz-Yeterlik puanları arasında negatif yönde, düşük düzeyde anlamlı ilişkinin olduğu görülmüştür. Akademik Kontrol Odağı Ölçeği alt boyutu olan içsel kontrol odağı ve Akademik Öz-Yeterlik Ölçeği puanları arasında pozitif yönde, düşük düzeyde anlamlı ilişkinin olduğu görülmüştür. Eğitim Stresi Ölçeği alt boyutu olan not kaygısı ile Akademik Öz -Yeterlik Ölçeği puanları arasında pozitif yönde, oldukça yüksek düzeyde anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Eğitim Stresi Ölçeği alt boyutu olan umutsuzluk ile Akademik Öz -Yeterlik Ölçeği puanları arasında negatif yönde, orta düzeyde anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Akademik Kontrol Odağı ölçeği alt boyutları ve Eğitim Stresi Ölçeği alt boyutları Akademik Öz-Yeterliği anlamlı şekilde yordadığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlar alanyazındaki mevcut bazı çalışmalarla karşılaştırılarak, tartışma ve yorumu yapılmış ve bu bulgular ışığında önerilere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Akademik Öz-Yeterlik; Akademik Kontrol Odağı; Eğitim Stresi

Relationship between disease severity and microRNA-4520-3p levels related to ras homolog enriched in brain/ mammalian target of rapamycin pathway in patients with familial Mediterranean fever

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Biyokimya Bilim Dalı
Familial Mediterranean fever (FMF) is a recurring auto-inflammatory syndrome that can be transmitted genetically and categorized as an autosomal recessive disorder. Commonly, in the population of Mediterranean basins such as Jewish, Armenian, Turkish, and Arabs, as they possess the highest risk of this syndrome. FMF has recurring polyserositis, fever, and amyloidosis, which is the most severe and crucial complication associated with FMF. On a genetic basis, FMF is thought to be associated with the mutations in the Mediterranean fever (MEFV) gene that encrypts pyrin protein. miR4520a-3p regulates the inflammation process is projected to target genes involved in autophagy through the regulation of RHEB/mTOR signaling. The purpose of this study is to determine serum miR-4520a-3p expression levels, plasma RHEB, and mTOR levels in FMF patients and to determine its relationship with the pathogenesis of the disease. Venous blood samples were taken from 46 (21 male, 25 female) FMF patients and 30 (19 male, 11- female) healthy individuals, the mean age of the FMF patients and controls was 11.96 (SD: 3.48) and 11.47 (SD: 3.77) plain tubes and tubes coated inside with ethylenediaminetetraacetic acid (EDTA). Total RNA isolation process was performed to define miR-4520a-3p expression; from this, cDNA was synthesized from miRNA, and RT PCR was used. Statistical analysis was performed using GraphPad Prism 8 for macOS (GraphPad Software Inc., San Diego, CA) and SPSS 22.0 for Windows (IBM SPSS, Armonk, NY). Normality was tested using the Kolmogorov-Smirnov test. The study showed CRP levels did not differ significantly between the patient and control groups. AST and ALT activities and sedimentation values were significantly higher in FMF patients compared to the control group. When the hematological parameters were compared between the groups, the hemoglobin, mean corpuscular hemoglobin concentration, platelet and monocyte were found to be significantly lower in FMF patients, while lymphocyte was significantly higher. The relative expression level of miR-4520a-3p showed a statistically significant increase of 0.65 times compared to the control group. A weak positive correlation was found between miR-4520a-3p and PLT in the FMF group. A weak positive correlation was also found between Rheb with WBC and monocyte. In the control group, weak negative correlations were found between miR-4520a-3p and sedimentation rate between RHEB and RBC and between mTOR and lymph (%). In addition, a weak positive correlation was found between mTOR and NEUT. In this study was shown that RHEB/mTOR pathway and miR-4520a expression may play a role in the pathogenesis of the disease, apart from MEFV mutations that explain genetic predisposition in FMF patients. In this context, the results of the study will contribute to a better understanding of FMF pathogenesis and reveal target molecules for new treatment strategies. Keywords: FMF, miR-4520a, MEFV gene, RHEB/ mTOR pathway

Relationship between types of acculturation and happiness: A study on Ahiska Turks living in the USA, Russia and Kazakhstan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Zorunlu veya gönüllü göç sosyal bilimlerde en güncel konulardan biri sayılmaktadır. Milyonlarca farklı etnik gruba mensup olan insanlar dünya çapında kolay bir şekilde hareket eder ve kültürleşme olarak adlandırılan başka milletlerle kültürel değişim sürecine katılırlar. Kültürleşme sürecinde, göçmenlerin hangi kültürleşme türünü kullanarak olumlu bir adaptasyon gerçekleştirip mutlu olduklarını belirlemek önemlidir. Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı, kültürleşme türlerinin mutluluk seviyesi üzerindeki etkisini araştırmaktır. Ayrıca, araştırmacı demografik değişkenlerin mutluluk seviyesi üzerindeki etkisini incelemiştir. Bu çalışma, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Kazakistan'da yaşayan 188 Ahıska Türkünün katılımıyla gerçekleşmiştir. Çalışma verileri, anketler kullanarak katılımcılardan toplanmıştır. Kültürleşme türleri, Acculturation Attitude Scale (AAS) kullanılarak, mutluluk seviyesi Oxford Happiness Questionnaire kullanılarak ve çeşitli demografik değişkenlerin etkisini ölçmek için (yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, istihdam, medeni hal, din) Sosyodemografik Bilgi Formu kullanılarak ölçülmüştür. Çalışmanın sonuçları, hemen hemen tüm yaş gruplarında, ayrılma ve entegrasyon kültürleşme türlerini kullanan Ahıska Türklerinin asimilasyon ve marjinalleşme kullananlardan daha mutlu olduğunu göstermiştir. Dahası, bulgular, Ahıska Türklerinin farklı nesiller arasında ayrılma kültürleşme türünden (sürgün edilenlerin ilk nesli) asimilasyona (sürgün edilenlerin son nesli) değişiklik göstermiştir. Araştırmanın sonucunda, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Ahıska Türklerinin, Rusya ve Kazakistan'da yaşayanlardan daha mutlu oldukları tespit edilmiştir. Fakat, Rusya ve Kazakistan'dan katılanlar arasında mutluluk seviyesi üzerinde anlamlı bir fark bulunmamıştır. Elde edilen sonuçlar yapılmış çalışmaların sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Üstelik, çalışmanın güçlü yönleri, sınırlamaları ve gelecekte yapılacak araştırmalar için öneriler de tartışılmıştır.

Relationship between watershed management and spatial planning in terms of sustainable development

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Şehir ve Bölge Planlama Bilim Dalı
İnsan yaşamının her alanında örneğin doğal sistemlerin ve hayatın sürdürülmesinde, tarımsal üretimde, ekonomik ve sosyal kalkınmada suyun önemi inkar edilemez. Hızlı kentleşme ve artan nüfusla birlikte, su kaynakları tahrip olmakta ve dünyanın pek çok bölgesinde su kıtlığı yaşanmaktadır. Bunun sonucu olarak su konusu, sürdürülebilir kalkınmanın merkezine yerleştirilmektedir. Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliği için, su dağıtımından, su kullanımına ve atık su deşarjına kadar, bütüncül bir planlama yaklaşımına ihtiyaç duyulmaktadır. Su kaynaklarının doğası gereği su yönetim planları, mekansal ve kendine özgü olmalıdır. Bu planlarda mevcut ekolojik sorunlar ele alınmalı, ekonomik kaynakların sürdürülebilirliği sağlanmalı, sosyal gereksinimlere cevap verilmeli ve havzadaki yerleşmenin özellikleri dikkate alınmalıdır. Öte yandan su kaynaklarının planlanmasında dikkate alınması gereken ortak faktörler söz konusudur. Bu araştırma, su kaynaklarının planlama ve yönetim sürecinde ekolojik, sosyo-ekonomik ve yapısal çevre kapsamında ortak faktörlerin değerlendirilmesine odaklanmaktadır. Türkiye'de su havzalarında, tarım alanlarında gübre kullanımından kaynaklanan sorunlar, yanlış arazi kullanımı, sedimantasyon, yanlış su politikaları, endüstriyel su kirliliği, kaçak su kullanımları vb. sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye su havzalarının korumasına ilişkin uluslararası anlaşmaları kabul ederken havza yönetimi ve planlama sürecinde bir dizi değişiklik gündeme gelmiştir. Bu araştırmanın temel amacı su havzalarının korunması çerçevesinde, ilgili parametrelerin oluşturulması ve önceliklerinin belirlenmesi, Türkiye için su havza planlaması ve yönetiminde sürdürülebilirlik parametrelerine dayalı, koruma stratejilerin ve ilkelerinin belirlenmesi ve mekânsal planlama sürecine entegre edilebilecek kapsamlı bir modelin oluşturulmasıdır. Sürdürülebilirlik çerçevesinde içme suyu havzaların planlaması ve yönetimi için geliştirilen parametrelerin önceliklendirmesinde akademisyenler ve uzmanlar arasında farklı bakış açıların oluşabileceği gibi farklı disiplinlerden akademisyen ve uzmanlarda da farklı bakış açılarının varlığı tezin hipotezini oluşturulmuştur. İlk aşamada sürdürülebilir kalkınma ilkelerine göre Türkiye'deki su kaynaklarına ilişkin planlama yaklaşımı ve yönetim süreci değerlendirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda seçilen 5 içme su havzası ile ilgili mevcut Çevre Düzeni Planı ve Havza Koruma Planı stratejileri sürdürülebilirlik faktörlerine göre değerlendirilmiştir. Her iki planda çevre kirliliği ve akarsu sağlığı konusu, idari işbirliği, ekonomik kısıtlamalar ve koruma bölgelerindeki faaliyetlerin belirlenmesi ve sürdürülebilir tarım konuları, planların stratejileri ve gereksinimleri ele alınmıştır. Değerlendirme sonuçlarına göre planlarda sürdürülebilir arazi kullanımı öngörüleri, finansman tahsisi, sosyal haklar, kullanıcı ve akademisyenlerin katılımı ve yaşam kalitesi gibi bazı konuların gözardı edildiği saptanmıştır. Bu çalışmanın ikinci

Relevancy of accounting information under IFRS at Borsa İstanbul (BİST) in successive financial periods

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Bu çalışma, Borsa Istanbul'da işlem gören imalat sanayi firmalarının muhasebe bilgilerinin ilgililiğini ölçmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, stok, sabit kıymetler ve alacak kalemlerinin öngörü yetisi, ARIMA modeli kullanılarak ölçülmüştür. Sonuçlar, UFRS göre yapılan düzenlemenin öngörü düzeyini iyileştirdiğini göstermemiştir. Ayrıca, seçilen muhasebe kalemleri ve hisse fiyatı arasındaki ilişkide UFRS düzenlenmesinden sonra bir iyileşme gözlemlenmiştir. Diğer yandan, iki farklı veri seti kullanılarak, her bir muhasebe kalemi için çoklu regresyon modeli uygulandığında (yıllık ve firma veriler ile) yine, UFRS uygulamasından sonra herhangi bir iyileşme gözlemlenmemiştir. Bu çalışmanın katkısını konvansiyonel metot ile karşılaştırmak için özsermaye defter değeri ile şirket karının hisse fiyatını açıklama gücü bir regresyon modeli kullanılarak ölçülmüştür. Kesitsel analizin sonucuna göre, muhasebe bilgilerinin ilgililiği UFRS'nin uygulanmasından sonra göstermemektedir. Ancak, üç aylık veriler kullanıldığında, UFRS uygulamasından sonra ilgililik düşmektedir. Bu çalışma ilgililiği her bir şirketin kendi yıllık verisi ile ölçmektedir. Sonuçlar, UFRS uygulamasının öncesinde ve sonrasında önemli farklılıklar göstermemektedir. Farklı veri setlerini inceleyen konvansiyonel modele ve seçilen muhasebe kalemleri ile hisse fiyatı ve bazı bağımsız değişkenler arsındaki ilişkiyi ölçen ARIMA modeline göre, UFRS uygulamasının muhasebe bilgilerinin ilgililiğinde ve öngörü yetisinde herhangi bir iyileştirme sağlamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar kelimeler: İlgililik, UFRS, Borsa Istanbul, ARIMA, Firma ilgililiği

Religious communities and politics in Turkey: The case of Menzil in the post-2000 era

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Bu tez Menzil cemaatini, siyasete karşı tutumu bakımından analiz etmektedir. Çalışmanın amacı, söz konusu cemaatin dünya görüşünü, oy verme davranışlarını ve toplumsal faaliyetlerini siyaset bağlamında incelemektir. Ayrıca çalışma, Menzil müritlerinin dünya görüşlerinin onların siyasi tutumunu ne şekilde etkilediğini tespit etmeyi, seçim tercihlerini analiz etmeyi ve bu cemaatin siyasi amaçlarını sürdürmek için nasıl harekete geçtiğini araştırmayı hedeflemektedir. Çalışmada hem nicel hem de nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Kitap, makale ve sohbet gibi Menzil cemaati tarafından üretilen yazılar da incelenmiştir. Ayrıca, cemaatin müritleriyle yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Bu çalışmada aynı zamanda Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan seçim istatistikleri de kullanılmıştır. Araştırma, Menzil cemaatinin siyasi görüşünün İslam'a dayandığını ve esas olarak Türkiye'nin kırsal bölgelerinde gözlemlenen geleneklerden etkilendiğini bulmuştur. Cemaat üyelerinin siyasete ilişkin zihniyeti muhafazakâr olarak ortaya çıkmaktadır. Benimsedikleri bu siyası görüş, cemaat üyelerinin merkez sağ partiler üzerinde yoğunlaşmalarına neden olmuştur. Çalışma aynı zamanda Menzil cemaati üyelerinin kendi aralarında siyasi bağlamda örgütlenmediğini ve herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadıklarını da ortaya koymuştur. Gerçekte topluluk, siyasete karşı pasif ve ilgisiz bir tutum sergiliyor gibi görünmektedir. Fakat, tek bir parti için kitlesel oy kullanmayı başarmaktadır. Menzil'in aynı parti için kitlesel oylamada başarılı olmasının nedeni hem kardeşliğin dini öğretilerinin hem de adanmışlar arasında güvene dayalı duyguların gelişmesinin bir sonucudur. Bu faktörler, Menzil'in takipçileri arasında İslam temelli bir ortak kimliği şekillendirerek, onların oy verme davranışlarını koordine etmelerine ve birbirlerinin seçim tercihlerini etkilemelerine olanak tanır.

Religious institutions and religious education in Kazakhstan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
Kazak halkının büyük bir çoğunluğu asırlar boyunca Müslüman bir halk olarak yaşamış ve komünizm döneminde de İslam ile olan irtibatını muhafaza etmeye çalışmıştır. 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsız bir devlet olması, Kazakistan tarihinde yeni bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten sonra ülkede din eğitimi verilmeye başlanmıştır. Son 25 yılda din eğitiminin Kazakistan'daki serüveninin incelenmesi, bu süreçte yaşanan gelişmeleri ortaya koyması yönüyle önemli ve anlamlıdır. Bu çalışma, Kazakistan'daki din ve din eğitimi ile ilgili süreçleri incelemeyi hedeflemektedir. Bu kapsamda çalışmada Kazakistan'ın bağımsızlık süreci, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısı, ülkedeki etnik ve dini gruplar ile din eğitiminin kurumsallaşma süreci ele alınmış, yaygın ve örgün din eğitimi uygulamaları değerlendirilmiştir. Hedeflenen tez çalışmasının konusu, Kazakistan Devleti'nin bağımsızlığını kazandığı tarihten öncesi ve sonrasında gerçekleştirilen din eğitimi faaliyetlerinin incelenmesidir. Çalışmamızın amacı, Kazakistan Devleti'nin eğitim ve öğretim sisteminde din eğitiminin gelişimi, tarihi, sosyal yapıdaki yeri vb. noktaların tespitinin yapılarak, niteliksel anlamda kayıt altına almaktır. Araştırmamız sadece Kazakistan'daki din eğitimi faaliyetleri ile sınırlı tutulacaktır. Tez konusun araştırma alanı din eğitiminin yapıldığı mekanlar ile bu eğitiminin çeşitli örneklerinin yer aldığı şekillerinde incelemeler yapılacak. Din eğitiminin yasak olduğu dönemlerde yapılan eğitim faaliyetleri ile din eğitiminin yasal zeminde faaliyetlerine devam ettiği dönemlerin, geçirmiş olduğu değişimler ve gelişmelerin incelenmesi de bu çalışmanın sınırları içerisinde yer alacak. Araştırmada esas olarak literatür incelemesi ve analiz yöntemi kullanılacak. Literatür çalışması için Kazakistan'daki kütüphanelerden de istifade edilecek. Tezimiz, Kazakistan tarihinde din eğitiminin ne şekilde yapıldığı, nasıl yapıldığı; karşılaşılan zorluklar ve din eğitiminin günümüzde gelinen son noktasını konu edinerek genel bir bilgilendirme ve çerçeve çizecektir.

Remittances and poverty reduction in Somalia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Ekonomik Kalkınma ve Büyüme Bilim Dalı
Somali'ye fon transferleri Somali'nin GSYH'sinin %23'ünü temsil etmektedir. Bu; fon transferlerinin katkısının Somali'ye yapılan dış yardım (FA), resmi kalkınma yardımı (ODA) ve hatta dolaysız dış yatırımların (FDI) Somali GSYH'sine yaptığı katkıdan daha fazla olduğu anlamına gelmektedir. Fon transferleri, yoksulluğu azaltma hususunda önemli bir rol oynamaktadır ve Somali'ye dönüş yapan insanlar için iş imkanları yaratmaktadır. Yurtdışında yaşayan Somali diasporası da ayrıca yeni beceriler, fırsatlar ve karlı iş fikirleri getirerek ülkelerine dönmektedir. Bu yüzden, bu çalışma, Somali'deki fon transferleri ile yoksulluk arasındaki ilintiyi analiz etmektedir. Analizde kullanılan veriler, Somali Yüksek-Frekans Araştırması (SHFS) adını taşıyan Dünya Bankası tarafından yapılan araştırmadan elde edilen ikincil verilerdir. Analizde kullanılan diğer bir veri ise Uluslararası Para Fonu (IMF)'na ait verilerdir. Somali'de, fon transferleri ile kişi başı yoksulluk oranı arasındaki ilişki önemli ölçüde desteklenmemiştir. Bu yüzden, Somali'de para transferlerinin, kişi başı yoksulluk oranını düşürmesi hususunda somut bir etkisi yoktur. Ancak yoksulluk boşluğu ve Somali'nin çeşitli bölgelerindeki yoksulluk şiddeti göz önüne alındığında, para transferlerinin her ikisini de azaltmada aktif rol üstlendiği, özellikle kişi başı yoksulluk oranını daha da azalttığı görünmektedir. Ayrıca, Somali'de fon transferleri ile gelir eşitsizliği arasında önemli bir ilişki bulunmamaktadır. Benzer bir biçimde, fon transferlerinin Somali toplam GSYH'sı ile önemli bir ilintisi bulunmamaktadır. Çünkü Somali'de para transferleri miktar olarak az ve yalnızca temel ihtiyaçları karşılayacak düzeydedir.

Remote sensing image fusion for mapping and monitoring wetlands in the Central Anatolian Region, Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Sulak alanlar, yer yüzünün en zengin ve en üretken ekosistemlerinden biridir. Sulak alanlar bu denli önemli olmasına rağmen hem doğal hem de antropojenik faaliyetlerden dolayı tehdit altındadır. Sulak alanların hassas bir şekilde haritalanması, daha fazla alan kaybını önlemek, sulak alanları yönetmek ve sürdürülebilir kullanımı açısından büyük öneme sahiptir. Uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemlerinin (CBS) yaygın olarak kullanılması ile birlikte, sulak alanların haritalanması ve izlenmesinde uydu görüntülerinden ve CBS tekniklerinden yararlanılmıştır. Bu çalışmada, görüntü kaynaştırma teknikleri kullanılarak, destek vektör makineleri sınıflandırma yöntemiyle, farklı sulak alan sınıflarının doğru bir şekilde haritalanması için, uzaya yeni gönderilen ve açık kaynaklı, Sentinel uydularının kullanım potansiyeli araştırılmıştır. Sınıflandırmadan önce, aylık peryotlarla sulak alanlar takip edilmiş ve test sulak alanından (Balıkdamı) yüksek çözünürlüklü görüntü elde edilmiştir. Kullanılan sensörlerin sınıflandırmadaki etkisini araştırmak için altı farklı veri seti oluşturulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma, sulak alanların sınıflarının daha doğru haritalanması için, farklı nitelikteki verilerin bir arada değerlendirilmesinin gerekliliğini göstermektedir. Sentinel 2 uydu görüntüsünün kırmızı-kenar bantları, yoğun vejetatif sulak alanların sınıfları üzerinde önemli bir etki göstermekle beraber, radar bantlarının ise, kısmen çürümüş bitki örtülü bataklık alanları sınıflandırılmasında önemli bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Bundan sonraki çalışmalarda, analiz edilen veri setlerine ek olarak, farklı çalışma alanlarındaki sulak alanların haritalanması ve izlenmesi için çeşitli bitki örtüsü endekslerinin eklenmesi ve araştırılması önerilmektedir.

Removal of chromium, copper and arsenic from CCA-treated sawdustusing California red worm (Eisenia fetida)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Orman Biyolojisi ve Odun Koruma Tekn. Bilim Dalı
Bu çalışmada, atıl halde CCA ile emprenyeli sarıçam (Pinus sylvesteris) tel direkleri Kırmızı Kalifornia solucanı (Eisenia fetida) kullanılarak bakır, krom ve arseniğin odundan uzaklaştırılmasına çalışılmıştır. CCA ile emprenyeli odun atıklarının ve inek gübresinden oluşan kompostun münferit veya oransal karışımlarının Kırmızı Kaliforniya solucanın çoğalmasına, gelişmesine ve toplam biokütle değişimine etkisi ve atıl hale gelen CCA ile emprenyeli tel direklerinde bakır, krom ve arseniğin şimdiye kadar hiç uygulanmayan yeni bir remidasyon yöntemiyle (Kırmızı Kalifornia solucanı kullanılarak) uzaklaştırılma miktarı tespit edilmiştir. Besin ortamı ve Kırmızı Kaliforniya solucanı ICP-MS analizlerine tabi tutulmuştur. Kırmızı Kalifornia solucanı 12 haftalık bir süre boyunca CCA ile emprenye edilmiş sarıçam odun tozu ile inek gübresinden oluşan bir karışımdan elde edilen besin ortamına maruz bırakıldı. CCA ile emprenyeli odun atıklarının ve inek gübresinden oluşan kompostun CCA oranı arttıkça solucan sayısı ve toplam biyokütlesi zamanla azaldığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, kompostların CCA miktarıda azalma olduğu belirtilmiştir. Çalışma sonunda değerlendirilen metal bioakümülasyon faktörü solucan dokularında en yüksek birikmiş ağır metal arsenik olmuştur ve ardından sırasıyla krom ve bakırı olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Biyo-remidasyon, CCA, ICP-MS analizi, Kırmızı Kalifornia solucanı, Remidasyon, Sarıçam, İnek gübresi, Suda bekletilmiş talaşı Suda bekletilmemiş, 40 meş, 60 meş.

Removal of microcystins from drinking water using activated carbon and hollow fiber membrane

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Mikrosistinler (MC'ler) birtakım siyanobakteri türleri tarafından metabolit ürünler olarak üretilen potansiyel karaciğer toksinleridir. MC'ler insan sağlığını içme sularının kalitesini etkileyerek tehdit edebilir. Bu çalışma farklı dozlarda Toz Aktif Karbon (PAC) uygulayarak MC-LR'nin içme suyundan giderilmesi için PAC etkinliğini incelemek üzere gerçekleştirilmiştir. Yalnızca ultrafiltrasyon (UF) ve PAC-UF entegre sistemi ayrıca test edilmiştir. UF için Oluklu Lif filtreler kullanılmıştır. Belirli bir temas süresinin ardından, PAC, hücre içi ve hücre dışı toksinler için ilk konsantrasyonları anlamlı ölçüde azaltmıştır. Yalnızca UF ve PAC-UF entegre sistemiyle yalnızca hücre içi düzeyde toksinler neredeyse tümüyle giderilmiştir

Removal of pesticides from aqueous solution by electrochemical methods

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Elektrokoagülasyon, elektrokimyasal-Fenton ve elektro-oksidasyon prosesleri kullanarak üç pestisitin (bromokonazl, bentazon ve abamektin) model atık suda giderim verimliliği araştırılmıştır, Akım yoğunluğu, destek elektrolit derişimi, elektrot tipleri ve H2O2 derişimi gibi operasyonel parametrelerin pestisit ve KOI giderimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Pestisitin başlangıçtaki konsantrasyonu sırasıyla bromokonazol, bentazone ve abamectin için 300, 300, 4.5 mg/L olmuştur. Sonuç olarak, bromokonazolün en yüksek KOI giderim verimliliği elektro-oksidasyon yönetmi kullanılarak, 20 mA/cm2'de, 40.91 kWh/m3 enerji tüketimi ile % 92.22 olarak kaydedilmiştir. Bromokonazolün giderimi, 0.0009 mg-1 L.dak-1 hız sabiti ile ikinci dereceden tepkime sergilemiştir. Bentazonun maksimum KOI giderim verimliliği, elektro-oksidasyon işlemi kullanılarak 20 mA/cm2'de, 57.63 kWh/m3 enerji tüketimi ile % 91.18 olarak belirlenmiştir. Bentazonun giderilmesi, 0.0462 dak-1 hız sabitiyle birinci dereceden tepkime sergilemiştir. Abamektin en yüksek giderim verimliliği, elektro-oksidasyon işlemi kullanılarak 20 mA/cm2'de, 65.37 kWh /m3 enerji tüketimi ile % 90.69 olarak belirtilmiştir. Abamektin uzaklaştırılması, 0.0379 dak-1 hız sabitiyle birinci dereceden tepkime sergilemiştir. Pestisitlerin elektrokimyasal yöntemlerle bozunması, ara türlerin oluşumuna yol açmıştır. Bu türlerin bazıları İyon kromatografisi ile tespit edilmiştir. Pestisitlerin mineralizasyonu ve toksisitelerinin azaltılması da Microtox testi ile incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Atıksu pestisist modeli, Elektrokimyasal metodlar, Ara bileşenlerin, giderim verimliliği.

Renewable energy and sustainable development: SWOT analysis of Djibouti

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Genel bir bakış açısına göre, fosil yakıtların yakın kıtlığı, küresel ısınmayla mücadele ihtiyacı, çevre bilinci ve son olarak enerji politikasının sürdürülebilir gelişiminin önemi, yenilenebilir enerjileri dünyanın geleceği için stratejik bir mücadelenin merkezine koymuştur. Bu tezin amacı, Cibuti'de daha ucuz elektrik için çözümler bulmak ve yenilenebilir enerjilerin sürdürülebilir gelişimini desteklemek için çözümler önermektir. Bu çözümler ve öneriler özneldir ve niceliksel değildir. Ülkenin mevcut elektrik durumunda büyük ölçüde açık vardır. Nüfusun enerji ihtiyacının% 97'si (% 85'ten fazlası ile çoğunlukla kentsel) petrol ürünleri ithalatı ile karşılanmakta ve Cibuti hanelerinin% 90'ı ev yakıtı olarak gazyağı kullanmaktadır. Elektrik kapsama oranı% 30 aralığında çok küçüktür (Fouad Aye, 2009). Yine de ülkenin yenilenebilir enerjilerde büyük bir potansiyeli var. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için makul bir maliyetle istikrarlı enerji temini gereklidir. Cibuti için uzun vadeli bir enerji stratejisinin uygulanması önemlidir. Bu, Cibuti'de enerji tasarrufunu ve yenilenebilir, verimli ve ekonomik güç sistemlerinin üretimini teşvik edecektir. Ancak yenilenebilir enerjiye erişim ülkenin elektrik sorunlarını çözebilir mi? Ve daha iyi elektrik, ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına nasıl katkıda bulunabilir? Enerji alanında cevaplanması gereken ana sorular bunlardır. Bu tezde Swot analizi ile bu sorulara yanıt aranmaktadır. Anahtar Kelimeler: entegrasyon, yenilenebilir enerji, enerji planlaması, ulusal enerji dengesi Enerji

Reporting of western balkan press on the july 15 coup attempt in Turkey through the samples of Bosnia and Herzegovina, Serbia and Croatia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Medya söylemleri, sosyal aktörlerin kamusal yaşamdaki baskınlığını sağlamakta çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, medya söylemlerine eleştirel bir yaklaşımın olması önemlidir, böylelikle bu söylemlerin altında yatan imalar anlaşılabilir. Medya söyleminde neyin baskın olacağına karar verme yetkisiyle, medya aynı zamanda belirli bir konuda kamuoyu oluşturmaktadır. Dahası, bir grup insan veya liderleri hakkında belirli bir söylem yaratarak etkilerini ve onlara yönelik tutumları kontrol gücü de kazanmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'nin Bosna-Hersek, Hırvatistan veya Sırbistan medyasında sunuluş biçimi, bu ülkelerde Türkiye'ye karşı tutum ve kamuoyunu, hatta potansiyel müdahalesini de şekillendirmektedir. Bu nedenle, medya araştırmaları bizim için üzerinde yaşadığımız dünyayı daha iyi anlayabilmemizi sağlamak anlamında önemlidir. Medya söyleminin incelenmesi, medyanın ve toplumun politik ve sosyal meselelere bakış açısını anlamaktır. Medyanın somut olaylarla ilgili açıklamaları olayı ve onun aktörlerini nasıl algıladığımızı etkilediği gibi, ayrıca zihinsel modellerimizi de önemli ölçüde etkilemektedir. Zihinsel modeller, söylem, algı veya hayal gücünün idrakinin bir sonucudur. Belirli bir olayı, hatta bir grubu, anlama yolunu, genellikle etkileşim içinde olduğumuz medya ve toplum tarafından yaratılmış olan kamusal söylemden öğreniriz. Kamusal söylem gerçeklik algımızı etkiler ve zihinsel modeli şekillendirir. Hangi bilgilerin baskın olarak sunulacağı, yalnızca kamusal söylemi yaymakta olanlara -yani medyaya- bağlıdır. Sosyal bilim teorisi Gündem-belirleme yoluyla açıklandığı gibi, medya bize ne düşüneceğimizi veya konuşacağımızı öğretmez daha çok bizi ne düşüneceğimiz veya konuşacağımız konusunda yönlendirmektedir. Bu nedenle, media, kamu söylemine kişisel katkımızı da etkilemektedir. Bu bakımdan, medya baskın bilgiyi seçerken genellikle farklı güç kaynaklarından etkilenir. Batı ile Doğu arasında bulunan bir devlet olarak Türkiye hemen hemen her jeopolitik konuda önemli bir faktördür. Bu nedenle, Türkiye için önem taşıyan olaylar, bölgesel ve küresel düzeyde de önemli addedilir. Sürekli çevre ülkelerle iyi ilişkiler kurma ve bunların koruma mücadelesi vermenin yanında iç işlerinde yaygın toplumsal söylemi anlamak da Türkiye için önemlidir. Araştırma nicel analizler, başlıkların analizi, haber konularının yönlendirilmesi, sosyal aktörlerin temsil biçimine dair makro önermeler yoluyla eleştirel söylem analizi üzerine kurulmuştur. Anahtar Kelimeler: Türkiye, 15 Temmuz Darbe Girişimi, 2016 Darbe Girişimi, Batı Balkan Basını, medya söylemleri, Eleştirel Söylem Analizi

Representation of Russian-Georgian 2008 war in the Eyes of Georgia: A critical geopolitical perspective

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Coğrafi konumu itibariyle iki komşu ülke olan Gürcistan ve Rusya arasındaki tarihi geçmiş, bir köprü haline gelmiştir. Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana, Rusya'nın Sovyetler sonrası ülkelerdeki nüfuzunu koruma konusundaki tutkusu, eski Sovyet devletlerinde, özellikle de Batı'nın değerlerinden ilham alan Gürcistan'da büyük sorun haline geldi. Gürcistan'ın Rus yanlılarını azaltma konusundaki istekleri ve NATO'nun ittifaklarına katılarak Batı'ya yönelik görüşleri artırma yönündeki tavırları, Gürcü-Rus ilişkilerinin Kırmızı Çizgisi olan ve beklenmedik ancak kaçınılmaz olan, Ağustos Savaşı'na yol açmıştır. Ağustos savaşı ile ilgili farklı bakış açıları gözden geçirildi. Bununla birlikte, mağdur olan Gürcistan'ın görüşüne daha az dikkat edildi. Bunun bir sonucu olarak çalışma, Gürcistan devlet yapısının 2008 Ağustos Savaşı'nın konstrüksiyonunu ve kavramsallaşmasını anlamayı amaçlamaktadır. Bu tez, Gürcülerin Beş günlük savaş perspektifini araştırmakta ve incelemektedir. Rus işgali ile ilgili olayların eleştirel olarak jeopolitik perspektiften analizini sunmaktadır. Tez, Gürcü söylem analizi ve devletin günlük performansıyla ilgili olarak, Gürcistan topraklarına yapılan Rus askeri müdahalesinin, Avrupa'nın enerji kaynaklarını kontrol etmek için saldırgan bir askeri müdahale ve Batı'ya saldırı olduğu sonucuna varmıştır. Gürcistan devleti Rusya'yı saldırganlar, 21. yüzyılın barbarları ve işgalciler olarak tanımladı. Bu savaş Rusya'yı, uluslararası normları ve aynı zamanda Batı'nın değerini bozan Gürcü toprak bütünlüğüne bir tehdit olarak görüyordu.

Representation of Turkey in Indonesian online media sites

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Yabancı bir ülkenin medyadaki temsili kamuoyunda önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü medya, çoğu insanların yabancı bir ülke hakkında bilgi edinmek için birincil bilgi kaynağı olmaktadır. Medya, herhangi bir konu veya olay hakkında okuyucularının neyi ve nasıl düşünmesi gerektiğini yönlendirme gücüne sahiptir. Bu tez, Türkiye'nin Endonezya çevrimiçi medyasındaki temsilini ve bu temsilin Endonezya'daki medya ortamı ve iki ülkenin arasındaki ilişki ile nasıl bağlantılı olduğunu analiz etmektedir. Medya temsilinde dil kullanımının önemi göz önünde bulundurarak bu tez, beş Endonezya çevirimiçi haber portalında yayınlanan 1.453 haberi analiz etmek için eleştirel söylem analizine dayalı korpus dilbilimsel analiz metodunu kullanmaktadır. Bu çalışmanın sonucunda Türkiye'nin Endonezya beş çevrimiçi haber portalındaki temsilinin, Suriye'deki Türk askeri operasyonu ile ilgili haberlerin ön planda olduğunu göstermektedir. Ayrıca, çalışma süresince Türkiye sıklıkla COVID-19 salgını ve Osmanlı İmparatorluğu ilişkilendirilmektedir

Reservoir evaluation by well-logging of Al-Raja field, Alif member, Marib-Shabwah (Sab'atayn) basin, Republic of Yemen

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Bu çalışma, Yemen Cumhuriyetinin Marib-Shabwah Havzasında Üst Jura yaşlı Sab'atayn Formasyonunun Alif Üyesi bünyesinde oluşan Al-Raja Sahası'ndaki hidrokarbon rezervuarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma temel olarak, yedi sondaj kuyusunun kuyu log verilerine dayanmaktadır. Her bir kuyunun önemli petrofizik parametrelerini ayrı ayrı hesaplamak, rezervuarın litolojisini belirlemek ve sonuç olarak Alif Üyesini değerlendirmek için kuyu log verileri işlenmiş, analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Bunun için Schlumberger (IP) yazılımı kullanılmıştır. Ayrıca elde edilen sonuçlar, hidrokarbon ve sahadaki diğer petrofizik parametrelerinin dağılımının yatay haritalarını çizdirmek için Surfer programından yararlanılmıştır. Bu çalışma, rezervuarda bulunan hidrokarbonun gaz olduğunu belirlemiş ve rezervuarda kumtaşının hâkim olduğunu, ancak küçük miktarlarda şeylin de bulunduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra, Alif Üyesi üç zona ayrılmıştır. Bunlar: Üst Alif Formasyonu, Alif Kumtaşı A ve Alif Kumtaşı B zonlarıdır. Surfer 17 aracılığıyla oluşturulmuş yedi kuyuda bulunan Alif Üyesi 'nin dağılım haritaları, çalışma sahasının iyi bir hidrokarbon potansiyelinin olduğunu ve petrofiziksel parametreleri nedeniyle daha fazla hidrokarbon keşfi için iyi bir gelecek vaadeden saha olduğunu göstermektedir. Aslına; şeyl içeriği %15,3 ile %22,7 arasında değişen düşük değerlere sahiptir ve kuzey-batıya doğru gittikçe azalmaktadır. Üstelik, bu saha %12,9 ile %19,7 arasında değişen ve aynı yönde artan yüksek etkin gözeneklilik değerlerine de sahiptir. Suya doygunluk oranları ise %11,1 ile %23,5 arasında değişmekte olup kuzeybatıya doğru daha düşük değerler gözlenmektedir. Son olarak, hidrokarbon doygunluklarının %76,5 ile %88,9 arasında değişen yüksek değerlere sahip olmasının yanısıra çalışma sahasının kuzey-batısına doğru arttığı saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kuyu Logu, Petrofizik, Hidrokarbon Potansiyeli, Yemen Cumhuriyeti, Marib-Shabwah Havzası, Sab'atayn Formasyonu, Alif Üyesi, Al-Raja

Resimde insan ve doğa ilişkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
İnsanlık tarihi insanın ilk varoluşundan itibaren doğa ile yan yana olmuştur. Dünya oluşumunun içerisinde diğer canlılarla beraber varlığını gösteren insan tıpkı başka canlılar gibi doğaya karşı bir uyum sağlamıştır. Daha sonra ise insan diğer varlıklardan farklı olarak düşüncelerini ortaya koyarak doğaya karşı üstünlüğünü kısmen de olsa sağlamıştır. İnsanın doğayı tanımaya başlaması varoluşu süresince yeni buluşlar bulmasına ve devrim niteliğinde keşifler yapmasına sebep olmuştur. Yani insan her zaman doğayla iç içe olmuş ve doğayı tanıyarak varlığını daha da güçlendirmiştir. İnsanın doğayla ilişkisi sanat alanında bile ilk çağlardan itibaren kendisini göstermiştir. Zamanla insanın farklı ve gelişen ihtiyaçları sanat alanında da kendini göstermiştir. Sanat çalışmaları bazen büyüsel anlamlar taşıyan semboller olmuş bazen de süs ve yazı diline dönüşmüştür. Sanat kimi zaman güçlerin yanında yer almış kimi zaman da toplumsal ifadeyi yansıtmıştır. Sanat her zaman doğayla olan ilişki varlığını sürdürecektir. Çünkü insan doğayla her zaman yaşayacak ve bu etkileşim var olduğu sürece insanın doğayala irtibatı bilim ve sanat anlamında kendini gösterecektir. Bu tezin konusu, insanın doğayla ilişkisini kişisel yorumumlarla görselleştirmektir. İnsan doğası gereği tıpkı doğa gibi bazen hüzünlü bazen de sıcak ve umutlu olmuştur. Bu uyum ve benzerliği yansıtmak ve bunu görsel formlarla resimlendirmek bu tezin ana hedefi olmuştur.