Thesis Search




SEARCH RESULTS

Sermaye yapısı firmanın performansı üzerindeki etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Sermaye yapısı işletmelerin iyi performansa ulaşabilmesi için en önemli konulardan birisidir. Bu çalışmanın amacı sermaye yapısının firma performansı üzerindeki etkisinin araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, 2008-2013 yılları arasında Borsa İstanbul'da işlem gören 130 imalat şirketinin finansal verileri panel veri analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Öz sermaye karlılığı (ROE), aktif karlılığı (ROA), pay başına kar (EPS) ve Tobin Q oranı çalışmada bağımlı değişkenler olarak ele alınmıştır. Kısa vadeli yabancı kaynaklarının aktif toplamına oranı (STDTA) ve uzun vadeli yabancı kaynakların aktif toplamına oranı (LTDTA) sermaye yapısı ölçütü olarak bağımsız değişken olarak kullanılırken, satışların büyüme oranı ile firma büyüklüğü kontrol değişkenleri olarak seçilmiştir. Çalışmada, Kısa vadeli yabancı kaynaklarının aktif toplamına oranı (STDTA) ile Akif karlılığı (ROA), Pay başına kazanç (EPS) ve Tobin Q oranı arasında anlamlı ve negatif bir ilişki olduğu, ancak Kısa vadeli yabancı kaynaklarının aktif toplamına oranı (STDTA) ile ROE arasında anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır. Uzun vadeli yabancı kaynaklarının aktif toplamına oranı (LTDTA) ile ROE, EPS ve Tobin Q oranı arasında anlamlı ve negatif ilişki olduğu görülürken, Uzun vadeli yabancı kaynaklarının aktif toplamına oranı (LTDTA) ile ROA arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Öte yandan, satışların büyüme oranı ve firma büyüklüğü ile firma performansı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, çalışmanın bulgularında, genel olarak sermaye yapısı ile firma performansı arasında negatif bir ilişki olduğu gözlenmektedir.

Sermaye yapısı kararları ve çeşitli finansal göstergelerarasındaki ilişki: Batı Afrika ekonomik ve parasal birliği (waemu) bölge işletmeleri üzerine bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Sermaye yapısı son yıllarda çok tartışılan bir konu olmuştur. Çalışmamız sermaye yapısı kararları ve çeşitli finansal göstergeleri arasındaki ilişki incelemiştir. Statik ve dinamik panel veri teknikleri kullanılarak, çalışma 1998-2018 döneminde BRVM borsasından 29 finansal olmayan şirkete dayanmaktadır. Çalışma, makroekonomik faktörlerin etkisi ve firmaya özgü değişkenlerin sermaye yapısı kararı üzerindeki etkisi de dahil olmak üzere üç ana bölüme ayrılmıştır. Finansman seçimi sadece sağlam bir özelliğe değil, aynı zamanda kısa ve uzun vadeli dönemlerde ekonominin evrimine de bağlı bir süreçtir. Böylece sermaye yapısı seçiminin firma performansı ve piyasa riskine maruz kalma üzerindeki ilgili etkisi son kısımlarda tartışılmıştır.Ampirik çalışmaların çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlara dayanmıştır. Bu çalışma, Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği (WAEMU) borsasından şirketlerin sermaye yapısının iticilerini araştırarak literatüre katkıda bulunmaktadır. Finansman kararlarının belirleyicileri açısından, sonuçlar makroekonomik ve kurumsal ortamın yanı sıra belirli firmaya özgü özelliklerin bir sermaye yapısının seçiminin açıklanmasında önemli faktörler olduğunu göstermektedir.Genel olarak firmalar, enflasyonun yüksek olduğu, faiz oranlarının yüksek olduğu ve para arzının arttığı dönemlerde dış finansman yerine iç finansmanı tercih ediyor, çünkü bu koşullar dış finansman elde etme maliyetini artırmaktadır. Firmalar dış finansmana başvurmak zorunda kaldıklarında borcu yeni hisse sermayesi yerine tercih etmektedirler. Sonuç, yöneticinin kararının hem Hiyerarşik Sırası Teorisini (POT) hem de Denge Teorisini (TOT) takip ettiğini göstermektedir. Firma performansı ile ilgili olarak, ilişki performans göstergelerine ve ayrıca borç oranı ölçüsüne bağlıdır. Çoğu zaman, sermaye yapısının karlılıkla olumsuz ilişkili olduğu ve POT teorisini desteklediği ortaya çıkmaktadır.Bu çalışmanın sonuçları, statik ve dinamik denge modelinde bir şirketin sermaye yapısı ile piyasa riski arasında olumlu bir ilişki olduğunu göstermektedir.

Sermaye yapısı kararlarının şirket performansı üzerindeki etkisi: Borsa İstanbul üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Şirketlerin finansal yapılarını güçlü bir şekilde oluşturabilmeleri açısından sermaye yapısı kararları hayati bir önem taşımaktadır. Sermaye yapısı kararları, şirketlerin sermaye maliyetini ve yatırım kararlarını doğrudan etkileyen kararlardır. Bu çalışmanın amacı sermaye yapısı kararlarının şirket performansı üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Çalışma, taş toprak sektöründe faaliyet gösteren ve 2004-2015 dönemleri arasında Borsa İstanbul (BIST)'da pay senetleri kesintisiz olarak işlem gören 22 adet şirketi kapsamaktadır. Panel veri analiz yönteminin kullanıldiği çalışmada, aktif kârlılık oranı (ROA) ve özsermaye kârlılık oranı (ROE) bağımlı değişken olarak yer alırken, Finansal Kaldıraç Oranı, Finansal Borçların Özkaynaklara Oranı, Cari Oran, Çalışma Sermayesi Devir Hızı Oranı, Dönen Varlıkların Duran Varlıklara Oranı ve Şirket Büyüklüğü ise bağımsız değişkenlerdir. Çalışma sonucunda, sermaye yapısı kararlarını temsilen kullanılan finansal kaldıraç oranı ve finansal borçların özkaynaklara oranının şirket performansı üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sermaye Yapısı, Şirket Performansı, Panel Veri Analizi.

Sermaye yapısı ve karlılığa etkisi: Gıda firmaları üzerine bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Diğer finansal karar alanlarındaki değişkenlerle olan yakın etkileşimlerinden dolayı sermaye yapısının belirlenmesi, en karmaşık olan finansal karar alanlarından birisidir. Sermaye yapısı, bir firmanın varlıklarını finanse ederken kullandığı borç ve özkaynak kompozisyonunu ifade etmektedir. Bu çalışmada 2008-2013 yılları arasındaki beş yıllık dönemde Borsa İstanbul'da kayıtlı ve işlem görmekte olan gıda üretim firmalarının sermaye yapılarının karlılıkları üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Özkaynak getirisi (ROE) ve varlık getirisi (ROA), bağımlı değişken olarak; kısa vadeli borç, uzun vadeli borç ve toplam borç ise, bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Sermaye yapısının karlılık üzerindeki etkisi Panel Veri Yöntemi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre bağımsız değişkenler (kısa vadeli, uzun vadeli ve toplam borçlar) ile varlık getirisi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bununla beraber bağımsız değişkenler ile özkaynak getirisi arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Özkaynak getirisi ile hem kısa vadeli borç hem de uzun vadeli borç arasında anlamlı negatif ilişki bulunmuştur. Bu sonuç uzun vadeli borcun göreceli olarak pahalı olduğuna işaret etmektedir. Söz konusu durum, uzun vadeli borçlanmanın riskinin vergi yararlarını aştığını da göstermektedir. Diğer yandan toplam borç ve özkaynak getirisi arasında da anlamlı bir pozitif ilişki olduğu belirlenmiştir.

Sermaye yapısının bankaların performansları üzerindeki etkisi: (Yemendeki banka sektöründen kanıtlarla )

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışma Yemen bankacılık sektörü banka performansı üzerine sermaye yapısının etkisi test etmiştir. Bağımlı değişken bankaların performansını (Özkaynak karlılığı – Aktif karlılığı)nı olarak temsil edip bağımsız değiken ise sermaye yapısını (Kısa Vadeli Borçların Özkaynaklara Oranı – Uzun Vadeli Borçların Özkaynaklara Oranı – Toplam Borçları Aktiflere Oranı – Toplam Borçları Özkaynağa Oranı)nı olarak temsil edilmiştir. 6 Ticari banka 2004-2012 dönem aralarında bir araştırma örneği olarak seçilmiştir. Bu araştırmada veriler analizi çoklu regresyon örneği aracılığıyla kullanılmıştır. Araştırma sonuçları , bağımsız değişkenler (Toplam Borçları Aktiflere Oranı - Uzun Vadeli Borçların Özkaynaklara Oranı) ve bağımlı değişkenler tarafından temsil edilen bankaların performansı (Aktif karlılığı – Özkaynak karlılığı) arasında pozitif korelasyon ilişkisi bulunduğunu göstermiştir. Ayrıca , bağımsız değişken (Kısa Vadeli Borçların Özkaynaklara Oranı) ve bağımlı değişkenler tarafından temsil edilen bankaların finansal performansına (Aktif karlılığı – Özkaynak karlılığı)ya olumsuz bir şekilde etkilemektedir.

Sermaye yapısının işletmelerin finansal performansına etkisi: Malavi Borsasında işlem gören işletmeler üzerine bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 İşletme Bilim Dalı
İşletmelerin sermaye yapısı, esas olarak işletmeler tarafından kullanılan sermaye kaynakları ile ilgilidir. Bir işletme özsermaye veya borç veya her ikisini ihraç ederek sermaye elde etmektedir. Bir işletme tarafından kullanılan öz sermaye ve borç kombinasyonları, o işletmenin sermaye yapısını oluşturmaktadır. Finansman kararları ile işletmenin performansları önemli ölçüde birbiriyle bağlantılıdır. Çalışmada, 2012-2017 yılları arasında, Malavi Menkul Kıymetler Borsasında listelenen işletmelerin sermaye yapısı ile finansal performans arasındaki etkisi incelenmiştir. Çalışma, aktif karlılığı, hisse başına kazanç ve Tobin Q oranlar bağımlı değişken olarak kullanılırken, borç oranı ve borç-özsermaye oranı bağımsız değişkeni temsil etmiştir. SPSS programı ile tanımlayıcı istatistiksel, regresyon analizi ve korelasyon analiz teknikleri uygulanmıştır. Şirketin büyüklüğü, modelin kontrol değişkenidir. Malavi Borsası'nda 2012-2017 yılları arasındaki veriler kullanılarak, işletmelerin sermaye yapısı ile finansal performansları arasında anlamlı ve negatif ilişki tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sermaye Yapısı, Malavi Menkul Kıymet Borsası, Borç Oranı, Aktif Karlılık, Tobin Q

Sermaye Yapısının Karlılık Üzerine Etkisi: Borsa İstanbul'da İşlem Gören İmalat Firmaları Üzerine Bir Çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 Diğer
Bu çalışma, sekiz yıllık bir süre boyunca Borsa İstanbul (BİST)'da işlem gören imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmaların sermaye yapısının karlılık üzerine etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda Eviews 10 programı yardımıyla, Özsermaye Karlılığı ÖKK ve Toplam Aktif Karlılığı AKK ile sermaye yapısı ölçüleriyle ilişkilendirilen fonksiyonların tahmininde panel veri analizi kullanılmıştır. Sonuçlar, kısa ve uzun vadeli borçların oranlarıyla ÖKK arasında önemli ölçüde pozitif bir ilişki gösterirken, kısa ve uzun vadeli borçları ile AKK arasında ilişki ile ilgili olarak, bu sonuçların %1 anlamlılık düzeyinde negatif bir ilişkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, toplam borcun öz sermayeye oranı ile ÖKK arasında negatif bir ilişki bulunurken, bu ilişki AKK ile pozitif bulunmuştur. Buna istinaden, ÖKK değişkeni ile ilgili bulguların, finansal literatürdeki geleneksel teori ile büyük ölçüde uyum gösterdiği söylenebilmektedir. Yedeklerin toplam varlıklara oranı ile ÖKK ve AKK oranları arasındaki ilişki ile ilgili olarak, sonuçlar yedeklerin toplam varlıklara oranının hem özsermaye karlılığı hem de toplam aktif karlılığı üzerinde önemli ölçüde negatif bir etkisinin varlığını göstermektedir. Diğer yandan satışların yıllık büyüme oranı ile ÖKK ve AKK oranları arasındaki ilişki ile ilgili olarak, sonuçlar kontrol değişkeni temsilen satışların yıllık büyüme oranının ÖKK ve AKK olan bağımlı değişkenleri üzerinde %5 anlamlılık düzeyinde pozitif bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Çalışmanın diğer önemli bir sonucu, kârlı firmaların ana finansman bir seçenek olarak kısa vadeli borca daha çok bağımlı olduğunu göstermektedir. Borsa İstanbul (BİST)'da işlem gören ve imalat sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmalar örneğinde, ortalama olarak toplam borcun %47 oranı ile faaliyet göstermiş olduğu ve bu borcun yüksek bir kısmı %70 oranı ile kısa vadeli borçta temsil edildiği görülmüştür.

Sert çekirdekli meyvelerde bakteriyel kanser etmeni Pseudomonas syringae patovarlarının bakır toleransının belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Fitopatoloji Bilim Dalı
Dünyada sert çekirdekli meyvelerdeki önemli bakteriyel hastalıklardan biri olan bakteriyel kanser hastalığının mücadelesinde uzun süreden beri yoğun olarak bakırlı preparatların kullanımı direnç problemini doğurmuştur. Bu çalışmada, sert çekirdekli meyve yetiştiriciliğinde pestisit kullanımının düşük düzeyde olduğu Van Gölü Havzası ve yüksek düzeyde olduğu İzmir ili ve civarından elde edilen Pseudomonas syringae patovarlarının (syringae ve morsprunorum) bakır toleransı düzeylerinin in-vitro ve moleküler olarak belirlenmesi ve olası direnç mekanizmalarının tespiti amaçlanmıştır. In-vitro çalışmalarda, Metanol-glutamin agar ortamında (MGY) bakır sülfat ve 4 farklı bakırlı pestisitin izolatların gelişimi üzerine etkisleri Minimum İnhibisyon Konsantrasyonunu (MIC) ve % 50 Öldürücü doz (LD50) olarsak değerlendirilmiştir. Dirençle ilgili genleri copA ve cusA'nın varlığı PCR ile araştırılmış, dizi analizleri yapılarak izolasyon bölgeleri ve izolatlar arasındaki ilişki filogenetik ağacı oluşturularak incelenmiştir. Direnç seviyelerinin izolatlar ve kullanılan bakır formulasyonuna göre farlılık gösterdiği belirlenmiştir. Mancozeb ve Bordo karışımının birlikte olduğu formulasyonu en başarılı pestisit olur iken, yalnızca bakır etkili formulasyonlarda ise bakır oksiklorür en başarılı pestisit olmuştur. Tüm izolatlar içinde maksimum MIC değeri 2 mM olarak belirlenmiştir. İzolatların % 79'unun MIC değeri 1 mM ve altında kalmıştır. İzolatların yanlızca 4'ünde copA geni belirlenmiş ve bunların üçü İzmir bölgesinden izole edilmiştir. copA geninin dizileri patovarlara göre farklılık göstermemesine rağmen, izolatlar iki grup altında toplanmıştır. Hiçbir izolatın cusA genine sahip olmadığı tespit edilmiştir. Direnç genine sahip olmayan izolatlardaki direnç düzeyi farklılığının Chalkophore üretimi ile ilgili olabileceği belirlenmiştir.

Servis yönelimli mimari ve mobil hesaplama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Servis Odaklı Mimari (SOA) farklı uygulamaların etkileşimine; platformları, uygulama dilleri ve konumlarına bakılmaksızın; uygulama yapı taşı olarak kullanılabilecek jenerik ve güvenilir servislerini kullanarak olanak sağlayan mimari bir tarzdır. SOA, sofistike uygulamalar ve bilgi sistemleri geliştirmek için izlenecek metodolojileri ve stratejileri içerir. Son yıllarda mobil cihazlar çok yaygınlaşmıştır. Mobil bilişim sistemleri, kullanım amaçları, tasarlanış ve çalışma biçimleri açısından diğer bilişim sistemlerinden farklılık gösterirler. Mobil bilişim sistemlerinin ayırt edici yönleri arasında yaygın kablosuz ağ bağlantıları, küçük boyutları, güç kaynakları ve özellikle mobil kullanıcılara uygun düşen işlevleri gösterilebilir. Tez iki amacı izlemeyi hedeflemektedir. Bunlardan birincisi, SOA ve mobil bilişim alanında genel bir bakış sağlamak ve uygulama geliştirmenin farklı yollarını açıklamaktır. Tezin ikinci amacı ise, hemofili hastalarının hastane dışında takibini sağlamak için kullanılacak bir mobil hasta takip sistemi geliştirmektir.

Sexual violence against women in popular cinema: The Case of Fifty Shades of Grey and Elle

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu tez içerisinde genel olarak popüler sinemadaki cinsel şiddet uygulamalarında kadının duyduğu zevkin anlamı açıklanmıştır. Bu varsayımın gerçekliğini göstermek için feminist ve psikolojik film kuramları kullanılmıştır. Tez içerisinde kadının cinsel saldırı esnasındaki duyduğu zevk ve saldırı sonrası verdiği olağandışı tepkiler tartışılmıştır. Böylelikle kadının gerçekten cinsel saldırı esnasında bir zevk duyup duymadığı tartışması yaratılmıştır. Tez boyunca yapılan tartışmaların önemi kadının karakterinin, cinselliğinin ve feministliğinin kavranmasına yardımcı olacak sinemadaki rollerin yansıtılmasıdır. Cinsel şiddet içeren ve kadınınn saldırı esnasında ve sonrasında verdiği tepkileri gösteren yedi farklı film sahnesi incelenmiştir. Film analizlerinin daha iyi yapılabilmesi için oldukça popüler olan iki film seçilmiştir. Bu filmlerden biri acımasız cinsel şiddet ve tecavüz konseptinde hazırlanmış fransız O Kadın filmi olurken diğeri ise aşk ve tutku ile şiddet ve hakimiyeti sadomazoşist bir ilişki içersinde birleştiren Grinin Elli Tonu erotik filmidir. İlişkilerdeki şiddetin artan etkisi ile sinemada cinsel şiddetin normal bir görünüm alması, toplumdaki erkek ve kadın arasındaki ilişkiler ve cinsellik kültürü üzerinde oluşturduğu risk açısından büyük bir dikkat çekmektedir. Bu tez ile ulaşılan sonuçlardan biri, sinemanın cinsel şiddeti güzelleştirdiği ve sinema ile kadının cinsel yöneliminin, kendine saygısının ve bedenini sunuşunun çarptırıldığıdır. Sinema kadınlara cinsel şiddetin zevk unsuru olabileceğini göstermesine rağmen, aslında gerçek cinsel şiddetten zevk alan kadınların kendinden nefret eden kişiler olduğu sonucudur. Kadının cinsel imajı problemli çocukluk dönemi geçiren güçlü feminist figürler ile onur kırıcı bir duruma sokulmuştur. Böylelikle tecavüz ve mazoşizm mitleriyle ilgili varsayımlar desteklenmiştir. Sinema kadınları röntgencilik kurbanı olmaktan cinsel şiddet mağduru şekline çevirerek daha kapsamlı bir kurban yaratmıştır.

Seyahat endüstrisinde yeniliğin yayılması ve benimsenmesi sürecinde çok boyutlu bir çerçeve: Çevrimiçi B2B seyahat çözüm sistemi vaka çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Günümüz işletmelerinin hayatta kalmak, büyümek ve etkili olmak için sınırsız rekabetin, teknolojideki ilerlemelerin ve artan kaynak kıtlığının hüküm sürdüğü küresel koşullarda yenilikler yapması gerekmektedir. Yenilik üretimi kadar önemli bir konu, yeniliğin paylaşılması, yayılması ve kullanılmasıdır. Yeni ürünler geliştiren firmaların yeniliğin yayılımı sürecini iyi anlamaları önemlidir. Çünkü yayılım ve benimsenme süreci bir ürünün pazarda başarı ve başarısız olma ihtimali konusunda yol göstericidir. Bu doğrultuda bu tez çalışması, seyahat endüstrisinde bilgi işlem teknolojisi kullanılarak geliştirilen yıkıcı yeniliklerin yayılımı ve benimsenmesini etkileyen kolaylaştırıcı ve zorlaştırıcı faktörlerin tespit edilmesini amaçlamaktadır. Bu amaçla, seyahat sektöründe seyahat çözüm sistemi olarak bulut tabanlı yazılım (SaaS) formunda çok taraflı platform (MSP) teknolojisi geliştiren ve küresel düzeyde yayılımını sağlayan yerel bir Türk girişimci firması vaka olarak ele alınmıştır. Araştırma yöntemi olarak yeniliğin yayılımı ve benimsenmesi sürecine ilişkin deneyim ve ortaya çıkan anlamların aktarılabilmesi için nitel araştırma tasarımı seçilmiştir. Veriler yarı-yapılandırılmış görüşmelerle iki aşamada toplanmıştır. İlk aşamada, teknolojinin yayıldığı 17 ülkenin temsilcisinden, ikinci aşamada, 11 ülkenin temsilcisinden veri toplanmıştır. Ayrıca veri zenginliği sağlayabilmek için katılımcı gözlem, ön görüşme, saha notları ve doküman incelemesi gibi birden fazla veri toplama aracının kullanılmasını içeren veri çeşitlendirmesine gidilmiştir. Elde edilen bulgular seyahat endüstrisinde yıkıcı yeniliklerin yayılması ve benimsenmesinin hem firma düzeyindeki hem de bireysel düzeyindeki faktörlere bağlı olarak geliştiğini ortaya koyarak literatüre katkıda bulunmuştur.

Seyahatnamelere göre XIX. yüzyılda Kazakların sosyal ve kültürel hayatı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışma, XIX. asır boyunca Kazak bozkırlarına seyahat eden ve çoğunluğu Rus uyruklu asker, diplomat, bilimadamı, misyoner ve bürokratın bölge hakkında tutmuş oldukları rapor, günlük, gezi notu, istatistik vb. belgeler ışığında, söz konusu dönemde Kazakların sosyal, kültürel ve iktisadi hayatını irdelemektedir. Çalışma kapsamında ele alınan seyahat notları, tüm yönleriyle incelenip mukayese edilmiştir. Yazılan satırlara seyyahların bölgeye geliş amaçları, hangi sosyal ve mesleki sınıfa mensup oldukları, dünya görüşleri ve bölge insanına karşı besledikleri duygu ve düşünceler inceden inceye tesir etmiştir. Bu sebeple zaman zaman sübjektif bakış açıları, önyargılı tasvirler ve art niyetli düşünceler dikkati çekmektedir. Bu nedenle aktarılan bilginin kaynağını ve doğruluğunu sıkı bir şekilde tenkit ve tetkik etme zorunluluğu doğmuştur. Seyyahların aktarmış olduğu bazı bilgiler son derece mühim ve başka yerde benzerine rastlanamayacak derecede orijinal bilgilerdir. Zira konar-göçer bir toplum olan Kazakların gündelik hayatına inmeyi amaç edindiğimiz bu çalışma çerçevesinde onları en yakından gözlemleme fırsatı bulan ve aralarında zaman geçiren bu kimselerin bize aktardıkları bilgiler başka hiçbir kaynağın sahip olamayacağı derecede mühim ayrıntılar içermektedir.

Seyyid Muhammed Emir ve Fetih suresi tefsirinin tahkiki

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Tefsir Bilim Dalı
Tezimin konusunu, SEYYİD MUHAMMED EMİR'nin, FETİH SURESİ TEFSİRİ adlı tefsirinin tahkiki oluşturmaktadır. Eserin tahkikinde Süleymaniyye nüshaları esas alınmıştır. Müfessir, tefsirinde daha önce telif edilen başta Beydavî'nin Envârut-Tenzîlve't-Te'vîl, Zemahşerî'nin el-Keşâf, tabarinin camiu'lBayan fi tefsiri'l-kuran tefsirleri olmak üzere diğer tefsirlerden de yararlanmıştır. Müfessir, görüşlerini Tefsir, ve Tevil adlı başlıklar altında sunmaktadır. Tevîl ve Tefsir başlıkları altında tefsir ilmiyle tasavvuf, mantık, nehu arasında ilişki kurmaya çalışmaktadır. Anahtar

Shape memory property of PCL/TPU blends with a diisocyanate compatibilizer

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Şekil hafızalı polimerler, bir dış uyaran ile önceden hafızalanan şekle geçebilen akıllı malzemelerdir. Bu çalışmada 1,4-fenilendiizosiyanat (PDI) ile uyumlaştırılmış poli(?-kaprolakton) (PCL) ve termoplastik poliüretan (TPU) bazlı, şekil hafızalı polimer karışımları üretilip, mekanik, termal, reolojik ve morfolojik özellikleri incelenmiştir. Şekil hafıza özellikleri ise katlanma-açılma testi ile incelenmiştir. PCL ilavesi, TPU'nun çekme dayanımı ve termal kararlılığını arttırmıştır. PDI ise hem uyumlaştırıcı hem de zincir uzatıcı gibi davranmış, PCL ve/veya TPU"nun zincir uç grupları ile etkileşmiştir. PDI içeren karışımların kopma uzama değerleri diğerlerine göre daha yüksek olarak elde edilmiştir. PCL, karışımların kristalinitesini etkileyerek daha yüksek şekil sabitleme oranı sağlamıştır. Tersine, PCL içeren karışımlarda şekil geri dönüş oranı düşmektedir. PDI ilavesi ile bu olumsuz durum düzenlenebilmektedir. Optimum şekil hafıza özelliği bileşenlerin oranlarının ayarlanması ile elde edilebilir.

Shiraz, Persepolis Antik Kenti'nın arkeolojik park kapsamında değerlendilirmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu araştırma Pers İmparatorluğu'nun başkenti olan Persepolis'in tarihi ve kültürel özelliklerini irdeleyen tarihi ve kültürel miras alanlarının korunmasında ortaya çıkan bir kavram olarak arkeolojik park oluşuma odaklanmaktadır. Bugünün anlaşılması ve geleceğin kurulabilmesi, geçmişin her türlü belgesine, kanıtına, doğru ve güvenilir bilgisine erişilebilirliği ölçüsünde mümkün olmaktadır. Bu anlamda eski uygarlıkların ve kültürlerin izlerini taşıyan bilgi kaynaklarına gereksinim duyulmaktadır. İnsan yaşamının izlerini taşıyan arkeolojik varlıklar barındırdıkları zengin tarihi verile ile geçmişin bilgi kaynaklarıdır. Arkeolojik varlıkların korunması kent kültürünün korunması ve sürdürülebilir kentlerin oluşturulması bakımından oldukça öneme sahiptir. Bu kapsamda uluslararası düzeyde öneme sahip tarihi kentlerin sürdürülebilir kentlere dönüştürülmesi için tarihi kentsel peyzajın korunması ve kent tarihi ve kültürünü yeniden canlandırma stratejileri yaşama geçirilmektedir. Tarihi çevre canlandırma stratejisi olan arkeolojik parklar, kültürel ve arkeolojik miras yönetimi ile kentsel rekreasyonel faaliyetleri bir arada sunarken, kent içinde yeni bir yorumlama alanı olarak değerlendirilmektedir. Tarihi alanların ve tarihi peyzajların korunması amaçlı oluşturulan bu parklar arkeolojik alanlar olarak bir park veya bir müze olarak da işlev görmektedir. Tüm bu çeşitlilik arkeolojik parkların bileşenlerini oluşturmaktadır. Bu araştırmanın amacı Shiraz, Persepolis antik kentinin ve alanın çevresinin arkeolojik park tarihi ve kültürel değerlerini ortaya çıkaran ve koruyan bir ortam oluşturulması, alanı koruyarak yeniden işlevlendirme ve tarihi çevre canlandırma yöntemi olan arkeolojik park oluşan çerçevesinde ele alınması; çevredeki yapıların sit alanı ile bütünleşen bir sosyal ve kültürel çevre olarak değerlendirilen bütüncül bir yaklaşımın ortaya konmasıdır. Bu kapsamda araştırma alanın tarihi ve kültürel kimliğinin korunması, alanın yeniden yapılandırılması ve çevresinin görsel kalitesinin arttırılması amaçlanmıştır. Arkeolojik sitlerin sürdürülebilirliği kapsamında antik kentler, tarihi süreç içinde kent planlama yaklaşımları ile bugüne bu kültür varlıklarının yeniden yorumlanması ve yeniden işlevlendirilmesine olanak tanıyan arkeolojik park kavramı ve örneklerine değinilerek, Persepolis Antik Kenti'nde etüt ve analiz çalışmaları sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda alanın doğal ve kültürel sürdürülebilirliğinin sağlanması için öneriler geliştirilmiş, gerek Shiraz Kenti, gerekse benzer çalışmalara örnek oluşturacak bir yaklaşım ortaya konmuştur.

Short-term load forecasting for microgrids based on fuzzy logic

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Dağıtık ve yenilenebilir enerji üretimin her yerde nüfuzu ve entegrasyonu, mikroşebekelerde yük tahmini gerekli kılmıştır. Enerjinin üretimi, arzı ve depolanması, mikroşebekedeki yük talebine uygun bir şekilde planlanmalıdır. Bu çalışmada, bulanık mantığa dayanan bir kısa dönem yük tahmini (STLF) tekniği geliştirilmiş ve analiz edilmiştir. Geliştirilen STLF yöntemi, Rhode Island'daki küçük bir şehir olan Providence'dan alına küçük bir şehirden gerçek bir sisteme uygulanmaktadır. Güç tüketimi veya yük talebi bir saat arayla tahmin edilir. Önceki yıla ait yük talebine, gün sıcaklıklarına ve zaman parametrelerine dayanan bulanık kurallar hazırlanmaktadır. Providence'deki dört mevsimin her biri için bir tane olan dört bulanık çıkarım sistemi, Bulanık Mantık Araç Kutusu (FLT) kullanılarak Matlab'da modellenmiştir. Ardından Simulink yazılımının Simulink Editör yazılımı kullanılarak dört Simulink modeli oluşturuldu. Matlab'da Simulink yazılımı kullanılarak yapılan simülasyon aşamasında, Providence'de 11 kilo-volt (kV) bir trafo merkezinin gerçek hayat verileri kullanılmıştır. Dört modelin her birinin performansını değerlendirmek için ortalama mutlak yüzdesi hatası (MAPE) hesaplanır.

Sıcaklık ve panel açısının fotovoltaik panelin elektrik özelliklerine etkisinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Enerji Kaynakları ve Yönetimi Bilim Dalı
Bir FV güneş panelinden daha fazla elektrik elde etmek için FV güneş panelinin sıcaklığının düşük olması ve o panel üzerine düşen güneş ışınımı şiddetinin yüksek olması gerekir ki FV güneş panelleri doğrudan güneşe doğru yönlendirilmiş olması anlamına gelmektedir. Bu çalışmanın amacı iki temel hedefe ulaşmaktır. Birinci hedefi, 285W Mono-güneş panelinin Matlab Simulink kullanarak kısa devre akımı, açık devre gerilimi, maksimum güç, dolgu oranı ve panel verimi olmak üzere elektrik özellikleri açısından performansına etki eden çalışma sıcaklığı ve panel eğim açısı (güneş ışınım) faktörlerinin incelenmesidir. Çalışma sıcaklığı (10? : 40?) ve panel eğim açısı (0°:75°) aralığında, çalışma sıcaklığı ve eğim açısı sırasıyla 10? ve 60° (ışınım şiddeti 800 W/m2) olduğunda seçilmiş güneş panelinin 249 W maksimum çıkış gücüne ve çalışma sıcaklığı ve eğim açısı ise sırasıyla 40° ve 0° (ışınım şiddeti 412 W/m2) olduğunda 98,28 W minimum çıkış gücüne ulaşabileceği bulunmuştur. Sabit sıcaklıkta (20 ?), 10 W/m2'lik bir güneş ışınımı artışı, 285 W'lık Mono-güneş panelinin kısa devre akımı, açık devre gerilimi, maksimum güç ve verimlilikte sırasıyla 0,09A (? %0,97); 0,03 V (? %0,082); 2,7 W (? %0,94) ve %0,071 artmaya ve dolgu oranında %0,012'lik azalmaya neden olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, sabit güneş ışınım şiddetinde (60°? 800 W/m2), 285 W'lık panelin panel sıcaklığındaki 1 ?'lik artış ise açık devre gerilimi, maksimum güç, verimlilik ve dolgu oranında sırasıyla 0,25 V (? %0,638); 1,71 W (? %0,599); %0,75 ve %0,180'lik azalmaya ve kısa devre akımının ise 0,043A (? %0,047)'lik artmaya neden olduğunu tespit edilmiştir. Çalışmanın ikinci hedefi kapsamında, Ankara'nınYenimahalle ilçesinde kurulabilecek panellerin aylık optimum eğim açısı değerleri ocak ayından başlayarak sırasıyla; 63°, 54°, 41°, 23°, 9°, 0°, 4°, 19°, 35°, 51°, 62° ve 62° olarak belirlenmiştir. Yıllık, yaz, ilkbahar, sonbahar ve kış mevsimlerinin optimum panel eğim açısı sırasıyla 33°, 9°, 24°, 48° ve 60° olarak bulunmuştur. Aylık optimum eğim açısı kullanıldığında alınan yıllık güneş ışınım enerjisi 1919,07 kWh/m2 ve panelin ürettiği elektrik enerjisi 406,17 kWh; mevsimlik ortalama optimum eğim açısı kullanıldığında alınan yıllık güneş ışınım enerjisi 1899,15 kWh/m2 ve panelin ürettiği elektrik enerjisi 401,96 kWh ve yıllık ortalama optimum eğim açısı kullanıldığında ise alınan yıllık güneş ışınım enerjisi 1820,64 kWh/m2 ve panelin ürettiği elektrik enerjisi 385,34 kWh'tır.

Sıçanlarda tolüen toksisitesinin asetilkolinesteraz, Na+/K+ ATPaz, fosfofruktokinaz aktiviteleri üzerine etkisinin post-mortem araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Planlanan bu çalışmada, sıçanlarda tolüen maruziyetine bağlı gerçekleşen ölümlerde asetilkolinesteraz, Na+/K+ ATPaz ve fosfofruktokinaz enzimlerinin kalp kanı ve beyin dokusunda post-mortem düzeylerinin incelenmesi, ölüm sonrası geçen zamana bağlı olarak aktivite değişimlerinin hesaplanması amaçlanmaktadır. Tolüen maruziyeti sebebiyle gerçekleşen ani ölümlerde enzimlerin (asetilkolinesteraz, Na+/K+ ATPaz, fosfofruktokinaz) nasıl etkilendiği incelenerek ölüm zamanı ile ilişkisi araştırılacaktır. Organik çözücüler günlük yaşamda sık kullanılan sıvı maddelerdir. Çeşitli alanlarda kullanılır (tiner, boyalar, boya incelticiler, vernik, pas önleyiciler, yapıştırıcılar, solvent tabanlı temizleyiciler, kozmetik ürünleri vb.) ve insanlar bu çözücülere inhalasyon, cilt teması, oral yol gibi çeşitli şekillerde maruz kalırlar. Bu kimyasallar arasında özellikle toplumun düşük sosyoekonomik grubundaki gençler tarafından narkotik olarak kullanılan uçucu maddeler bulunmaktadır. Türkiye'de orta öğrenim gören öğrencilerin, uçucu madde kullanım sıklığının %5,1 civarında olduğunu ileri sürmektedir. Tolüen; renksiz, berrak, keskin ve hoş kokusu olan uçucu bir sıvı hidrokarbondur. Ham petrolden benzin ve diğer yakıtların ayrıştırılması sırasında ortaya çıkmaktadır. Endüstride sık kullanılan bir maddedir, tolüenin başlıca; boyalar, vernik, pas önleyiciler, yapıştırıcılar, solvent tabanlı temizleyicilerde, boya incelticiler ve ayrıca kozmetik ürünlerde kullanması yaygındır. Çok yaygın bir kullanıma sahip olan tolüene maruz kalan canlılarda kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, sinir sistemi ve beyin üzerinde hasar bırakır. Tolüen, absorbsiyonu sonrası sitokrom p-450 enzim ailesi tarafından okside olur ve sonuçta reaktif oksijen türleri (ROS) oluşur. Bu reaktif oksijen türleri birçok doku ve organda hücresel toksisiteye neden olur. Organik solventlerin hücre hasarındaki toksik etkilerini ROS oluşumu yolu ile gösterdikleri belirlenmiştir. Süperoksid anyonu, ferril ve hidroksil iyonları gibi reaktif oksijen ürünlerinin lipid peroksidasyonlarını başlattığı bilinmektedir. ROS'un zararlı etkilerine engel olmak üzere antioksidan savunma sistemleri gelişmiştir. Ancak bazı durumlarda mevcut antioksidan savunma sistemi serbest radikallerin etkisini tamamen önleyemez ve oksidatif stres olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Oksidatif stres ile birlikte oluşan ve ROS olarak bilinen moleküller, özellikle lipit, protein ve DNA gibi hücre bileşenlerine zarar verir.

Sığ sulara boşaltım yapan ısıl deniz deşarjlarının birinci seyrelmesinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Pek çok sanayi tesisinde ısıl işlemler yapılmaktadır. Özellikle deniz kıyılarındaki tesislerde sıcak kaynakların ekonomik bir şekilde soğutulmasında açık devre soğutma suyu sistemlerinden yararlanılmaktadır. Bu durumda sıcak su deşarjları oluşmaktadır. Sıcak su deşarjı deniz ekolojisinde olumsuzluklara neden olabilmektedir. Bu durumun önlenmesi için sıcak su deşarjında alıcı ortam suyunun sıcaklığının değişimi yasalar ile kısıtlanmıştır. Bu sınırlara uyulması için çok delikli ayıcılı ısıl derin deniz deşarjı tesislerinden yararlanılmaktadır. Diğer yandan, ekonomikliğin artırılması için daha sığ derinliklere deşarj istenmektedir. Ancak, sığ ortama sıcak su deşarjı sırasında atıksu jetleri yüzeye daha erken çarpmaktadırlar. Çarpmış haldeki jetlerin birinci seyrelme başarımları tam bilinemediğinden incelenmesine gereksinim duyulmaktadır. Bu çalışmada, durgun, üniform alıcı su ortamına ?T0=+5°C başlangıç sıcaklık farkı ile bir deney tankı içerisinde tekil dairesel bir delikten sıcak su deşarjı gerçekleştirilerek sığlaşma sonucu birinci seyrelmenin etkilenme eğilimleri incelenmiştir. Yataya göre deşarj açıları ?=0°, 15°, 30°, 45° ve 60° olan, deşarj deliği üzerindeki su yüksekliği, H=5, 10, 15, 20, 50 cm, deşarj deliği çapı, d=0,5 cm olup, yoğunluksal Froude sayısı F=20-30 aralığındadır. Rodamin B iz maddesi olarak kullanılmıştır. Bu çalışma sonucunda, derinlik azaldıkça, çarpma noktası uzaklığının kısaldığı, çarpma noktası uzaklığı ile derinlik arasında incelenen tüm yukarı yönlendirme açıları için normalize deneysel sonuçlar ile oluşturulan model arasındaki korelasyonun (R2) minimum ve maksimum sırasıyla 0,9386-0,9822 olduğu belirlendi. Ayrıca, derinlik azaldıkça çarpma noktası seyrelmesinin serbest jetin aynı derinlikteki seyrelmesinden küçük olduğu belirlendi. Anahtar kelimeler: Sıcak Su Deşarjı, Termal Deşarj, Deniz Deşarjı, Birinci Seyrelme, Pozitif Yüzerlik, Çarpma Noktası Seyrelmesi.

Sığır ve piliç etinden üretilen salamların bazı özellikleri üzerine modifiye patates nişastasının etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu araştırmada, modifiye patates nişastasının kırmızı et ve tavuk etlerinden üretilen salamların bazı özellikleri üzerine etkileri incelenmiştir. Bu amaçla, kırmızı et ve tavuk etlerinden 4 grup salam üretilmiş: (1) Kontrol SK (sığır eti+normal patates nişastası), (2) uygulama SM (sığır eti+modifiye patates nişastası), (3) kontrol PK (piliç eti+normal patates nişastası), (4) uygulama PM (piliç eti+modifiye patates nişastası) grubu salam örnekleri hazırlanmış ve vakum ambalajlanarak 4ºC'deki buzdolabı koşullarnda 60 gün süreyle muhafaza edilmiştir. Muhafaza süresinin belirli günlerinde (1, 15, 30 ve 60) salam örneklerinin pH, ambalaja sızıntı miktarı, su aktivitesi (aw), konjuge dien sayısı, TBARS sayısı, ve serbest yağ asitliği analizleri yapılmıştır. Salam gruplarının pH değerleri depolamaya bağlı olarak artış göstermiş ve en yüksek pH değeri kontrol grubu salamlarda saptanmıştır. Kontrol grubu salamların ambalaja sızıntı miktarı modifiye nişasta ilave edilen örneklere göre daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Muhafaza süresinin konjuge dien sayısı üzerine önemli (p<0.01) etkisi belirlenmiş, ancak modifiye nişastanın konjuge dien sayısı üzerinde etkisi (p>0.01) olmamıştır. Salamların TBARS değerleri muhafaza süresince artış göstermiştir. Serbest yağ asitliği (SYA) zamanla artmış ancak kontrol grubu salamların SYA değerleri uygulama gruplarından daha yüksek bulunuştur (p<0.05). Sonuç olarak; salamlarda kalite bozukluğu olan ambalaja sızıntı miktarının azaltılması veya geciktirilmesi için normal (modifiye edilmemiş) patates nişastası yerine modifiye patates nişastası kullanılması önerilebilir. Anahtar Kelimeler: Salam, Modifiye patates nişastası, Ambalaja sızıntı miktarı, Normal patates nişastası