Thesis Search




SEARCH RESULTS

Sinemada oryantalizm ve oksidentalizm Ang Lee filmleri incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu tez Doğu ve Batı kültürleri arasındaki çatışma, uyuşmazlık ve zıtlık gibi ifade edilegelen olguların Ang Lee filmlerinde nasıl ortaya konduğunu sorun olarak görüp, Bu soruna yanıt verebilmek için Doğu ve Batı kültürleri arasındaki çatışmaya yönelik düşüncesinin filmin teknik boyutuna aktarışı; Doğu ve Batı kültürleri arasındaki farkı, bir sosy al eleştiri olarak ortaya koyuşu; Doğu ve Batı kültürleri arasındaki farkı estetiğe yönelik kodlarla ortaya koyuşu; Doğu Ve Batı kültür çatışmaların içerik açısıdan sunduğu çözüm önerisi; Doğu Ve Batı kültür çatışmaların biçim açısıdan sunduğu çözüm önerisi başlıkları amaç olarak edilmiştir. Sosyal eleştiri açısından Çin aile tarzı ve Batı aile tarzı, ataerkillik ve güç Standartı; fedakar kadın imgesi; eşcinsellik ve insanın doğasındaki— YinYang; mantık ve duyarlı duygu çatışması; Geleneksel ve modern kültürel çatışması; Erkek ve kadın kişilik çatışması konularını tartışmayı bu sorunun çözümlenmesinde hedef olarak görülmüştür. Tezde betimsel analız araştırma yöntemi Oryantalizm, Oksidentalizm, kültür kavramlarından yola çıkıp kültür Endüstrisi kurama bağlı olarak geliştirilmiştir. Sonuçta Doğu ve Batı, geleneksel ve modern, mantık ve duyarlık arasındaki çatışmaları kültürel sembollarla sosyal toplumu oluşturan birey-toplum, bireyaile, eril-dişil ve bunlar arasındaki ilişkiye çarpışma estetiğiyle ortaya koyduğu ve bunlar arasındaki çatışmayı yeniden barışma yada yeniden uzlaşma yoluyla çözdüğü sonucuna ulaşmıştır.

Sinemada psikoterapi tedavisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Sinema Bilim Dalı
Müzik, resim ve performans sanatlarında olduğu gibi filmler ve film yapımı sadece izleyici için değil aynı zamanda yönetmen için de iyi bir psikoterapik tedavi yaklaşımı imkânı vermektedir. Bu fikir, bazı araştırmacılar tarafından benimsenmiş olmasına rağmen psikanaliz alanında çok fazla kullanılmamıştır. Bu tezin yazılmasındaki temel amaç anları hareketsiz kılan ve bireyi her şeyin ihtimal dahilinde olduğu başka bir boyuta geçiren görüntünün ve sesin psikoterapi üzerindeki etkisini incelemektir. Filmler rüyalar gibidir? seyirci film izlemek için bir sinema salonuna gittiğinde kendi yaşadıklarından farklı bir şeyler görmenin ya da görüntülerle tatmin olmanın derin ihtiyacı içerisindedir. Bunun yanı sıra yönetmen, fikirden film yapım sürecine kadar en nihayetinde bir ürün ortaya koymak için birçok hususu bir araya getirmektedir. Bu bakış açısında derin acılar, tarifsiz sevinçler ve bireysel deneyimlerin gözlemler sonucunda biriktirilmesi ve tercüme edilmesi vardır. Böylece bazı filmlerin, yönetmenin ve seyircinin ruhuna, psikolojisine dokunduğuna ve bireye büyülü bir boyut getirebileceğine inanılır. Tezin gidişatında bireyin içsel deneyimlerinin dışavurumunu çarpıcı bir sanatsal duyarlıkla yansıtan sinema sanatının psikoterapi sürecindeki serüveni yorumsamacı okul yöntemiyle incelenecektir. Bu inceleme Sinema psikoterapinin neresindedir? biçimindeki sorudan hareketle sinema sanatının tanımı, kapsamı ve eleştirisine dayandırılacaktır. Sinema filmiyle psikoterapi, terapiden yararlanma amacındaki yönetmen ve izleyicilerin gereksinmelerini sanatsal bir yolla karşılanmasıdır. Bir psikoterapi seansı olarak varsayılabilecek bu değiş- tokuş deneyimini tamamlamak için her iki tarafın da birbirine ihtiyacı bulunmaktadır. Bu durumdan hareketle Auteur teorisiyle sine-terapi imkanını Gus Van Sant'ın Fil (2003) filmi ile Yorgos Lantimos'un Kutsal Geyiğin Ölümü (2017) filmleri üzerinden değerlendireceğiz. Çalışmada ayrıca sinemada piskoterapi yönteminin geçmiş ve geleceğine ilişkin projeksiyonu konunun uzmanlarıyla yaptığımız yarı yapılandırılmış mülakatla tutmaya çalışılmıştır.

Sinir hasarı tedavilerinde kullanılmak üzere polimer bazlı doku iskelesi geliştirme ve in-vitro performans çalışmaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Doku mühendisliği çalışmaları, son yıllarda doku nakli problemlerine alternatif oluşturmak için, vücut hasarını yenileyebilen yapay dokular oluşturma çalışmalarına odaklanmıştır. Doğal ve sentetik nanofiberler, periferik nöral lezyonlar dâhil olmak üzere birçok lezyon tipinin onarımında başarıyla kullanılmaktadır. Bu tez çalışmasının temel amacı, elektroeğirme yöntemiyle biyoaktif nanofiberler geliştirmek ve nöral doku mühendisliğinde potansiyel kullanımları açısından sıçan feokromositoma hücreleri (PC12) üzerindeki performanslarını in vitro olarak incelemektir. Bu çalışmada, nanofiber solüsyonları hazırlandıktan sonra, belirlenen optimum şartlarda, elektroeğirme yöntemiyle üç farklı nanofiber elde edilmiştir: biyobozunur poli-?-kaprolakton (PCL) nanofiberler, hibrit PCL (%70) ve biyoaktif cam (%30) (PCL/BC) nanofiberler ve hibrit nanofiberlere B12 vitamini ilavesiyle elde edilen (PCL/BC) -B12 nanofiberler. Biyoaktif cam solüsyonlarının hazırlanmasında sol-jel yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen nanofiberlerin karakterizasyonu, taramalı elektron mikroskobu (SEM), enerji dağılımlı x-ışınları spektroskopisi (EDX) ve Fourier dönüşümlü infrared spektroskopisi (FT-IR) ile yapıldı. Bu fiberlerin, biyouyumluluklarını test etmek için L929 fibroblastik hücreler ve PC12 hücreleri ile hücre canlılık testleri yapıldı. Sinir büyüme faktörü (NGF) tarafından indüklenen PC12 hücrelerinin hücresel farklılaşması, bu hücrelerin morfolojik modifikasyonu ile belirlendi. PC12 hücre farklılaşması için hücre başına nörit ve nörit uzunluğu NGF konsantrasyonuna göre değerlendiridi. NGF-Elisa testi sonuçları, PC12 hücrelerinin farklılaşmasının NGF konsantrasyonuna bağlı olduğunu gösterdi. En uzun nöritlerin, yüksek NGF konsantrasyonunda (100 ng/mL) elde edildiği gözlemlendi. Son olarak, üretilen üç nanofiber için NGF'nin kontrollü salım testi yapıldı ve her üç fiberde de, NGF enjeksiyonundan sonraki ilk on dakika içerisinde sinir büyüme faktörü salınımı yeteneği gözlemlendi. B12 vitamini içeren hibrit nanofiberlerin, 16 saatlik inkübasyondan sonra en iyi sinir büyüme faktörü salınımına sahip olduğu belirlendi. Çalışılan nanofiberlerin toksik olmamaları, hücre proliferasyonunu desteklemeleri ve sinir büyüme faktörü salınımı yetenekleri, bu nanofiberlerin periferik sinir lezyonlarının rejenerasyonunda doku iskelesi olarak önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir.

Sireti İbn İshakta tefsir rivayetleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2013 Tefsir Bilim Dalı
Çalışmamıza konu olan İbn İshak (d. 84 h. / ö. 151 h.)ın Sireti, hicri birinci asrın ve tabiin döneminin ilk tarih eseri olarak, Tefsir Tarihi açısından da oldukça önemli ve pek çok rivayeti barındıran bir eserdir. Biz de tezimizde bu önemli eserde yer alan tefsir rivayetlerini araştırıp, bu eserin aslında bir nevi ?tarihi tefsir mahiyetinde olduğunu ortaya koymak istedik. Araştırmamız giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde; araştırmanın konusu, önemi, amacı, yöntemi ve İbn İshak ve Sireti İbn İshak ile ilgili bilgilere yer veildi. Birinci bölümde; Sireti İbn İshakta bulunan tefsir rivayetleri hakkında genel mülahaza yapıldıktan sonra tablo ve örneklemelerle açıklaması. İkinci bölümde; Sireti İbn İshakta Bisetten önceki dönemle ilgili tefsir rivayetleri hakkında çalıştık. Üçüncü bölümde; Sireti İbn İshakta Mekke dönemi ile ilgili tefsir rivayetleri hakkında geniş belgi verdik. Dördüncü bölümle ise; Sireti İbn İshakta Medine dönemi ile ilgili tefsir rivayetleri hakkında çalıştık.

Siri Derya Boyu Kazak ağızları (Türkistan ve Kızılorda arası)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bir dilin tarih? geçmişini, farklı gramer yapısını ve söz varlığını takip edebileceğimiz tek yol ağızlardan geçer. Bu sayede dillerin tarihi gelişim dönemlerini tespit etmek mümkün hale gelir. Ağızlarla ilgili yapılan çalışma ve belgelenen malzemeler ağız atlaslarının oluşturulmasında önemli bir yere sahiptir. Dillerin belgelenerek atlaslarının çıkarılması, birbirine uzak coğrafyalarda hayatını sürdüren lehçelerin birbiriyle karşılaştırılmasına olanak sağlar. Bu bağlamda Türk dilinin çeşitli coğrafyalarında yapılan ağız araştırmaları daha da önemlidir. Türk dilinin henüz aydınlatılamayan bazı meselelerine çözüm olabileceği düşüncesiyle tezimizde Kazakistan'ın Güney bölgesindeki Kızılorda ve Türkistan vilayetleri arasında yaşayan Kazak Türklerinin ağzını temel aldık. Söz konusu ağız ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı bakımından incelenecek ve standart Kazak Türkçesi'nden farklılıkları ortaya konacaktır. Anahtar Kelimeler: Ağız, Kızılorda ve Türkistan, Fonetik, Morfolojik, Dizin-Sözlük

Sismik izolasyonlu binalar için yakın fay katsayılarının gerekliliği ve yeterliliği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Aktif faylara 15 km ve daha yakın olan bölgelerde kendisini deprem kaydının hız-zaman grafiğindeki büyük periyotlu ve büyük genlikli pulslar ile gösteren, ileri yönelim etkisine sahip yakın-fay depremlerinin etkisi altında sismik izolasyonlu binalar zorlanmaktadır. Çünkü, sismik izolasyonlu binaların periyotları bu puls periyotları gibi uzun olup birbirleriyle çakışma ihtimali bulunmaktadır. Böyle bir durumda taban deplasmanları çok fazla olabilir ve bu da izolatörlerin burkulmasına ve/veya yırtılmasına sebebiyet verebilir. Bir Amerikan yönetmeliği olan 1997 Uniform Building Code'da (UBC97) deplasmanlardaki bu artışı dikkate almak üzere yakın fay katsayıları belirlenmiştir ve deprem spektrumları buna göre büyütülmektedir. Faya olan yakınlığa ve deprem türüne bağlı olarak bu katsayıların değerleri değişmektedir. Bu tez çalışmasında, çok sayıda tarihi yakın-fay depremi altında prototip sismik izolasyonlu binaların doğrusal olmayan zaman tanım alanı analizleri yapılarak elde edilen yapısal cevaplar yakın-fay katsayıları ile oluşturulan spektrumlar altındaki analizler sonucunda elde edilecen yapısal cevaplar ile karşılaştırılmak suretiyle yakın fay katsayılarının sismik izolasyonlu binalar için gerekliliği ve yeterliliği araştırılmıştır.

Sismik verilerin yüksek ayrımlı dekonvolüsyonu ve akustik empedans ters çözümü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Sismik yansıma verilerinin yüksek ayrımlı dekonvolüsyonu ve akustik empedans ters çözümü, yeraltı yapılarının geometrisini ve fiziksel özelliklerini açıklamak için son derece önemlidir. Yüksek ayrımlı dekonvolüsyon sonuçları yerin yansıtma katsayısı serisi olarak göz önüne alınır. Ancak, sismik verilerin gürültü içeriği arttığı zaman en küçük kareler ve quadratik regülarizasyon yöntemleri gibi ters çözüm yöntemleri çoğunlukla güvenilir olmayan ve düşük kalitede sonuçlara neden olurlar. Bu tez kapsamında, yüksek ayrımlı dekonvolüsyon ve güvenilir akustik empedans sonuçlar üretmek için Cauchy norm regülarizasyon ters çözümü kullanılmıştır. Bu yöntem, yüksek gürültüye karşı etkilidir ve yüksek doğrulukta empedans hesaplayı sağlar. Cauchy olasılık yoğunluk fonksiyonuna bağlı olan Cauchy norm regülarizasyon bir önbilgi olarak çözüme dahil edilir ve çözümü seyrek olmaya zorlar. Ters çözüm algoritması yinelemeli yeniden ağırlıklandırılmış en küçük kareler çözümüdür ve çözümün kalitesi ters çözüm matrisine başlangıçta Cauchy norm regülarizasyon ön bilgisi (köşegen matris) eklenerek (çözümü kısıtlama yada ön şartlandırma) geliştirilmiştir. Böylece başlangıçta kısıtlanan çözüm, her bir yineleme sonucunda Cauchy norm regülarizasyonun ağırlıklandırılması ile tamamlanır. Yüksek ayrımlı dekonvolüsyon sonuçlarının ardışık ve bant sınırlı integrasyonu akustik empedans yüksek ayrımlı, güvenilir ve doğru empedans izlerinin hesaplanmasını sağlamıştır. Anahtar Kelimeler: Cauchy norm regülarizasyon, Yüksek ayrımlı dekonvolüsyonu, Akustik empedans ters çözümü, Sismik yansıma verisi, Yansıtma katsayısı serisi

Sisplatin ile karaciğer toksisitesi geliştirilen ratlarda zingeron'un bazı biyokimyasal parametreler üzerine etkisinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Amaç: Bu çalışmada, ratlarda sisplatin kaynaklı hepatotoksisite üzerine zingeronun etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışmada 35 adet Sprague Dawley erkek rat kullanıldı. Hayvanlar, her grupta 7 rat olacak şekilde 5 gruba ayrıldı. 1.Grup (Kontrol): Sadece oral serum fizyolojik (7 gün) verildi. 2. Grup (SP): hepatotoksisite indüksiyonu için tek doz 7 mg/kg sisplatin intraperitoneal uygulandı. 3.Grup (ZO): Zingeron 7 gün boyunca 50 mg/kg/gün dozunda oral verildi. 4. Grup (SP+ZO 25): Tek doz sisplatin uygulamasından 30 dk sonra 25 mg/kg/gün dozunda zingeron verilmeye başlandı ve 7 gün devam etti. 5.Grup (SP+ZO 50): Tek doz sisplatin uygulamasından 30 dk sonra 50 mg/kg/gün dozunda zingeron verilmeye başlandı ve 7 gün devam etti. Bulgular: Karaciğer fonksiyon testlerinden ALP, AST ve ALP aktivitelerinin sisplatin uygulaması ile arttığı, bununla birlikte antioksidan enzimlerden süperoksit dismutaz (SOD), glutatyon peroksidaz (GPx), katalaz (CAT) aktiviteleri ile non-enzimatik antioksidan olan redükte glutatyon (GSH) seviyelerinin sisplatin grubunda düştüğü, MDA düzeyinin ise arttığı tespit edilmiş, zingeron' un ise antioksidan sistemi desteklediği ve MDA düzeylerini azalttığı gözlenmiştir. Aynı zamanda sisplatin uygulamasının arginaz aktivitesini düşürürken NO, 8-OH, Kaspaz-3, TNF-?, NF-?B ve BCL-3 seviyelerini artırdığı, zingeron uygulamalarının ise bu parametrelerde iyileşme sağladığı saptandı. Sonuç: Sisplatin kaynaklı karaciğer toksisitesi üzerine zingeronun antioksidan, anti-inflamatorik, anti-apoptotik özelliklerinden dolayı etkili olduğu ve sisplatin kaynaklı karaciğer toksisitesine karşı zingeron kullanımının yararlı olacağı kanısına varıldı.

Sistemik lupus eritematozis (sle) tanısında anti ds-dna elısa testinin optimal cut-off değerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Amaç: Sistemik Lupus Eritematozus birçok organı tutan otoimmun sistemik bağ dokusu hastalığıdır. Hastalık farklı klinik evrelerde kadınlarda çok daha sık olmakla birlikte her yaş döneminde görülebilir. SLE'li hastalarda dolaşımda birçok otoantikor varlığı gösterilmiştir. Bu otoantikorlar arasında dsDNA'ya karşı ortaya çıkan otoantikor yanıtı SLE'nin klinik gelişimiyle doğrudan ilişkilidir. Anti-ds DNA testi hastalığın tanısı ve hastalığın seyrinin takip edilmesi için en sık kullanılan test yöntemidir. Günümüzde anti-ds DNA tespitinde en sık kullanılan yöntem EIA yöntemidir. Anti-dsDNA IgG tespitinde kullanılan ticari kitler incelendiklerinde karar sınır değerlerinin (cut-off) birbirlerinden farklı oldukları görülmektedir. Tanısal testlerin kullanımında ortaya çıkan hatalı kullanımlar ve laboratuvarlar arasında ortaya çıkan uyumsuzluklar otoantikor testlerin standardize edilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu amaçla, Uluslararası Otoimmünite Standardizasyon Komitesi bazı öneriler yayınlamışlardır. Anti-ds DNA test için ortaya koyulan önerilerden birisi de her laboratuvarın ROC analizi ile kendi referans sınır değerini belirlemesidir. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Merkez Laboratuvarı İmmünoloji biriminde 2013 yılında yeni bir ticari anti-dsDNA IgG EIA testi kullanılmaya başlanmıştır. Bu testin tanısal sınır değerinin daha önceki kullanılan testin sınır değerinden daha düşük olması nedeni ile pozitif test sonuçlarının sayısında bir artış gözlenmiştir. Bu çalışmanın amacı anti-ds DNA IgG EIA testinin SLE tanısında tanısal karar vermede yardımcı olacak optimal cut-off değerinin belirlenmesi ve klinisyenlerin karar vermelerinde daha etkin rol oynayarak gereksiz test istem ve tedavi kayıplarını önlemesinin sağlanmasıdır. Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Merkez Laboratuvarı İmmunoloji birimine Aralık 2014-Eylül 2015 tarihleri arasında başvuran anti-dsDNA EIA istemi yapılan klinik olarak SLE tanısı almış 274 hasta ve farklı hastalık tanıları ile gönderilen 627 hastanın anti-ds DNA EIA sonuçları geriye doğru tarandı. Kontrol grubu olarak sağlıklı kan donörlerinden elde edilen serum örnekleri kullanıldı. Sistemik Lupus Eritematozis (SLE) hasta grubunda anti-ds DNA EIA testini tanısal performansı diğer gruplarla karşılaştırılarak incelendi. Anti-ds DNA EIA sonuçları ile Crithidia IFA (CLIFT) testi arasındaki ilişki incelendi. Testin tanısal karar verme yeterliliği anti-ds DNA değerleri kullanılarak İşlem Karakteristik(ROC) Eğrisi ile belirlendi. ÇalıGmada Anti-ds DNA EIA testinin duyarlılığı, seçiciliği, pozitif ve negatif prediktif değer, pozitif ve negatif olabilirlik oranı farklı tanısal sınır değerleri ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmada toplam 924 serum örneğine ait sonuçlar incelendi. Orgentec® anti-dsDNA EIA kitin referans sınır değeri olan 20 IU/mL dikkate alındığında bu değerin altında negatif bulunan 507 örneğin (% 54.87) EIA ortalamaları 11.36 IU/mL (1.58-19.83 ± SE 0.17), ? 20 IU/mL üzerinde bulunan pozitif 417 örneğin (%

Sisymbrium loeselii L.'de (Brassicaceae:Cruciferae)enfeksiyona neden olan virüslerin elektron mikroskobu ile belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Fitopatoloji Bilim Dalı
Farklı zamanlarda (2007-2018), Türkiye'nin farklı illerinde (Afyonkarahisar, Kütahya, Ankara, Amasya ve Tokat) ana yol güzergahları boyunca tarla, meyve ve sebze bahçeleri ile şehirlerde park ve boş alanlarda yaygın olarak yetişen bir yabancı ot türü olan Sisymbrium loeselii L'de (Brassicaceae:Cruciferae) virüslere özgü simptomlar gözlenmiştir. 2018-2019 yılları arasında toplam 164 simptomlu ve 24 simptomsuz örnek toplanmış ve 48 simptomlu ve 11 simptomsuz örnek elektron mikroskopta incelenmiştir. Simptomsuz örneklerden virüslere özgü herhangi bir görüntü elde edilemezken simptom gösteren örneklerde tek ya da karışımlar halinde Tobamovirus, Potexvirus, Potyvirus ve Closterovirus cinslerine ait boyaları 286-2012 nm, enleri 16-42 nm arasında değişen virüsler belirlenmiştir. Partikül boyları ve genişliklerine göre Tobamovirus grubundan 4, Potexvirus grubundan 3, Potyvirus grubundan 2, Closterovirus grubundan 4 farklı boyutta virüs yanında herhangi bir cins içerisinde konumlandırılamamış çubuk ve küresel şekle sahip 3 farklı virüs partiküli tespit edilmiştir.

Site selection technique for wind turbine power plants utilizing geographical information systems (GIS) and analytical hierarchy process (AHP)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Yapı İşletmesi Bilim Dalı
Dünya çapındaki popülasyon artışı sebebiyle enerji kullanımı giderek artmaktadır. Gezegenin maruz kaldığı antropojenik etki, sera gazı emisyonunun da etkisiyle küresel ısınmaya yol açmaktadır. Japonya'da 1998 yılında kabul edilen ve 2005 yılında uygulanmaya başlanan Kyoto Protokolü taraf devletleri sera gazı emisyonunu azaltmaya zorlamıştır. Bunu takiben, yeterli miktarda kaynak sağlamak için yeşil enerji sektöründe gelişme kaydedilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, azami enerji kazanımı elde etmek için yeşil enerji santrallerinin ve diğer sürdürülebilir projelerin inşaat alanlarının çok dikkatli seçilmesi gerekmektedir. Bu nedenle söz konusu yeşil enerji endüstrilerinde oluşturulacak bilimsel temel ve araştırmalar en tarafsız yaklaşımı elde etmek için gereklidir. Çalışmanın amacı, rüzgar türbinli elektrik santralleri için Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ve Analitik Hiyerarşi Yöntemi (AHY) kullanan bir yer seçim yöntemi geliştirmektir. Çalışma daha sonra, geliştirilen genel yaklaşımı kullanarak, Kuzey Kazakistan'daki Akmola bölgesine odaklanmakta ve alan için ulaşılabilir olan CBS veri katmanlarını kullanan modelin uygulanabilirliğini araştırmaktadır. İlk bölümlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının önemi ele alınmaktadır, bunu da Kazakistandaki yenilenebilir enerji kaynakları ve bu çalışmaya uygun olarak araştırma yaklaşımı takip etmektedir. Genel olarak, Kazakistan'da elektrik üretimi daha çök doğal kömürün dev reservelerine dayanılır. Bu doğal kaynaklar genellikle Kazakistan'ın Orta bölgeleri, Karagandı ve Ekibastuz gibi şehirler etrafında bulunıyor. Ancak, büyük miktarlarıyla kömürden üretilen elektrik havanın yoğun kirlenmesine yol açar. Bu nedenle fabrikalarla çevrili bölgede insanların sağlık durumu bozulur. Bu hastanelerin tedavi için yıllık giderlerinin mali yükünü artırmıştır. Bu tez çalışmasında açıklanan metadolojinin adaptasyonu Küzey Kazakistan'da bulunan Akmola bölgesinin seçilmesi için çeşitli nedenleri var. Birincisi, bölge rüzgar enerjisi potansiyeli açısından daha önce değerlendirilmiş olan bölgelerden biridir. İkincisi, Yereymentau Rüzgar Türbinli Santral projesi bölgede son zamanlarda çalışmaya başlatıldı. Bu nedenle, çalışmanın sonuçlarını ve şu an işleyen santrali karşılaştırmayı daha uygun bir şekilde ypıldı. Yenilenebilen enerji kaynaklarına adanmış olan Astana EXPO 2017 dünya sergisi aynı bölgede bulunan başketintte düzenlenecektir. Sonraki bölümlerde kısaca rüzgar enerjisi, rüzgar türbinli elektrik santrallerinin nasıl çalıştığı ve dünyada genel olarak hangi tipte rüzgar türbinlerinin kullanıldığı açıklanmaktadır. İnsanlar tarafından rüzgar enerjisini yüzyıllar önce kullanmaya başlamıştılar. Bir çok arkeolojik delilleri rüzgar enerjisini farklı şekillerde ve çeşitli amaçlarla kullanılabildiklerini gösteriyorlar. Yel değirmenlerinin ilk prototipleri genelde ahşaptan inşa ettiğine, su pompalama ve tahıl öğütme için kullanılıyormış olmasına rağmen, insanlar elektrik tüketimi için rüzgarı kullanmaya başlam

Siting of a central healthcare waste incinerator using GIS-based multi-criteria decision analysis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Bu çalışma, Kenya'daki sağlıksız atık yönetimi sorununa bakmaktadır. Çoğu sağlık kuruluşunda, düzenleyici organların uyumluluk sağlamak için sistemli bir gözetim planından yoksun olması nedeniyle, sağlık bakım atıklarının taşınması ve bertaraf edilmesi için mevcut mevzuatın uygulanmasından yoksundur. Açık havada yakma gibi sağlık atıklarının uygunsuz bir şekilde arıtılması veya yok edilmesi, çevreye önemli bir kirlilik kaynağı oluşturabilir ve dioksinler, furanlar ve cıva gibi maddelerin salınması ile sağlık açısından tehlikeli olabilmektedir. Sağlık kuruluşlarının atıklarını düzgün bir şekilde idare etme konusunda bir taahhüdü olmadığı kabul edildiğinde, fon eksikliğinin bu durumun başlıca sebeplerinden biri olduğu görmezden gelinemez. Mevcut engeller ne olursa olsun, sağlık atıklarının güvenli yönetimi vazgeçilmezdir. Bu tez, merkezi bir modern atık yakma tesisinin kurulmasıyla yukarıda özetlenen problemlerin üstesinden gelmeyi kolaylaştıracağını önermektedir. Bu tez Cenevre Enformasyon Sistemleri (CBS) tekniklerini, Kenya Kıyısı ilinin Kilifi İlçesindeki potansiyel alanları analiz etmek ve değerlendirmek için Çok Kriterli Karar Analizi yöntemleriyle birleştirmektedir. Çalışma için, mekansal analizlerden sekiz potansiyel alan belirlenmiş ve bu alanlar AHP, VIKOR ve PROMETHEE kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar üç metotta da tutarlı sonuçlar vermiş ve en iyi alanın büyük Malindi kasabası civarında olduğu tespit edilmiştir.

Sitokrom P450 2D6 geni RS3892097 polimorfizmi için genotipik analiz yöntemi geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Sitokrom P450 (CYP, EC1.14.14.1) süper ailesi, en önemli Faz I ilaç metabolize eden enzimleri temsil etmektedir. Enzimlerin bu büyük süper ailesi, antipsikotikler, analjezikler, antidepresanlar, antiaritmikler, ve ß-blokerler gibi ilaçların ve diğer ksenobiyotiklerin biyotransformasyonunda ve aynı zamanda steroid hormonları gibi endojen bileşiklerin metabolizmasında yer almaktadır. Çoğu CYP'ler inhibisyona ve indüksiyona tabidir ve genetik mutasyonlar birçok CYP'nin enzim aktivite farklılığında önemli bir rol oynamaktadır. Hasta gruplarındaki farklı enzimatik aktivite ve P450 regülasyonu, birçok ilacın farmakolojik aktivitesindedeğişiklikler meydana getirir ve oldukça yararlı bir ilacın yan etkilerinin de ortaya çıkmasına neden olabilir. Sitokrom P450 2D6 (CYP2D6), sitokrom P450 süper ailesinin bir üyesidir. Çeşitli ilaçların metabolizmasından sorumlu olan CYP2D6, ilaç metabolize eden sitokrom P450'ler içinde, sahip olduğu polimorfizmler ve bunların biyolojik fonksiyonu açısından genetik farklılıkların rolünün anlaşılabilmesi için iyi bir örnek olarak bilinmektedir. CYP2D6, mevcut terapötik ilaçların en az % 25'inin metabolizmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bir ilaç metabolize eden enzimi kodlayan gendeki mutasyonlar, yüksek, düşük veya hiç aktivite göstermeyen enzim varyantlarına neden olur. Zayıf metabolize edicilerde, normal dozdan sonra bile aşırı veya uzun süreli terapötik etki veya ilaca bağlı toksisite ortaya çıkabilir. CYP2D6 ile metabolize olan ilaçlar ve diğer kimyasallar çok fazla miktardadır. Bu tezin amacı CYP2D6 genindeki farklılığın aydınlatılmasını sağlayacak bir analiz yönteminin kurulmasıdır. Bu doğrultuda, hedeflenen gen bölgesinin spesifik olarak ve yeterli miktarda çoğaltıldığı PZR şartları, G1934A baz değişikliğinin saptandığı RPUP şartları ve amplifikasyon ile kesim ürünlerinin aydınlatıldığı elektroforez şartları belirlenmiştir. Böylece kurulan genotipik analiz yöntemi, CYP2D6 ile metabolize edilen ilaçlarla meydana gelen zehirlenme ve ölüm vakalarının aydınlatılmasında genetik farklılığın rolünün ortaya konmasında, ayrıca sahip oldukları genetik farklılıktan dolayı zayıf metabolize edicilerde ortaya çıkabilecek olan zararlı etkilerin önlenebilmesinde potansiyeli bulunmaktadır. Geliştirilen metod, gerek adli toksikoloji vakalarında gerekse klinikte rutin analizlerde kullanılabilir.

Sivas'taki Danişmentli, Selçuklu, İlhanlı ve Eratnalılar dönemi yapılarında yazı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Eski çağlardan beri yazı, duygunun düşüncenin ve bilginin aktarım aracı olarak, kullanılmıştır. Zaman içerisinde Arapça harfler değişik şekilde yazılarak, estetik bir görünüm kazandırılmıştır. Bu coğrafyada binlerce yıllık geçmişe sahip olan Türkler ve Göktürkler, Arap alfabesini her yerde kullanmış, harflerin farklı dizilimi ile çoğu çeşitli mesajlar ileten süsleme panoları oluşturmuşlardır. Anadolu Selçuklu döneminde Arap alfabesinin biçimsel özelliklerine uygun olarak yapım, onarım ve sanatçı kitabeleri ile yapıların işlevlerine göre programlanmış çeşitli ayet ve hadisler vb. yazılar kullanılmıştır. Bu çalışmada Sivas`taki Danişmentli, Anadolu Selçuklu, İlhanlı ve Eratnalılar döneminde inşa edilen yapılardaki yazı programı incelenmiştir. Yapılar arasında Sivas Ulu Camii (Danişmentli), Sivas I. İzzeddin Keykavus Darüşşifası (Anadolu Selçuklu), Sivas Gök/Sahip Ata Medresesi (İlhanlı), Sivas Buruciye Medresesi/Muzafereddin Burucirdi (İlhanlı), Sivas Çifte Minareli/Şemseddin Cüveyni Medresesi (İlhanlı) ve Sivas Güdük Minare/Şeyh Hasan Türbesi (Eratnalılar) sayılabilir. Sivas`taki anıtsal yapılarda çini kullanımı yoğundur. Sivas`taki yapılarda yaygın olarak sülüs ve kûfî yazı kullanımı görülür. Sülüs yazı daha çok yapıların kitabelerinde karşımıza çıkmaktadır. Kûfî ve Ma'kılî yazı yapıların dışı ya da içinde çini programı olan firuze sırlı ve sırsız tuğla kullanılan bölümlerde kullanılmıştır. Sırlı ve sırsız tuğla biçimsel özelliklerinden dolayı geometrik kurgulu/dikey hatlı kûfî ve Ma'kılî yazılar için uygun bir malzemedir. Örnek olarak Sivas Ulu Camii`nin çok cepheli minare kaidesi ve silindirik gövdesindeki yatay şeritlerde, Sivas I. İzzeddin Keykavus Türbesi`nin kuzey cephesindeki kapı ve pencerelerin alınlıkları ve üzerinde, Sivas Güdük Minare/Şeyh Hasan Türbesi`nin yüksek silindirik kasnağını kaplayan kufi yazıları verebiliriz. İncelediğimiz yapıların bazılarında sanatçı kitabeleri bulunmaktadır. I. İzzeddin Keykavus Darüşşifası`nda Marendi Ahmed ve Sivas Çifte Minareli/Şemseddin Cüveyni Medresesi`nde İranlı Kölük Bin Abdullah, Sivas Gök/Sahip Ata Medresesi`nde Konyalı Kaluyan El-Konevi adlı bir sanatçının adı okunmaktadır.

Sivil toplum kuruluşları ve kamu diplomasisi: Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bilim Dalı
Sivil toplum kuruluşları kamu diplomasisinin kilit unsurlarından biridir ve dış politikada da büyük bir öneme sahiptir. Son zamanlarda yaşanan toplumsal değişimler ile sivil toplum olgusu, ekonomiden politikaya, kültürden sosyal hayata kadar geniş bir yayılma alanına sahip olmaya başlamıştır. Bu nedenle ülkelerin dış politikasında sivil toplum kuruluşları aracılığıyla kamu diplomasisi faaliyetlerini yürüttüğü malumdur. Türkiye de bu alanda son zamanlarda çok etkin olmaya başlamıştır. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) vb. kurumlar Türkiye'nin dış politikasında etkin bir rol oynayan organizasyonlardan bazılarıdır. Bunun dışında Türkiye'de eğitim gören uluslararası öğrencilere yönelik faaliyetler yürüten Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) da kamu diplomasisi alanında çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bu çalışmada UDEF'in Türkiye'de eğitim gören uluslararası öğrencilere yönelik yaptıkları faaliyetlerinin kamu diplomasisi geliştirmede yararlı olup olmadığını tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırma konusunun özellikleri nedeniyle yarı yapılandırılmış mülakat yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem yardımıyla hem UDEF'in hem uluslararası öğrencilerin konuyla ilgili görüşleri irdelenmiştir. Kamu diplomasisi UDEF'in ana amacı olmamasına rağmen yaptığı faaliyetleri dolayısıyla bu alanda başarılı sonuçlar elde ettiği görülmüştür.

Siyasal habere erişim: Filistin örneği bağlamında internet ve televizyon izleyicisi karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Tarih boyunca medya araçları, ortaya çıkışı ve tarihsel olarak gazeteden radyo, televizyon ve internete doğru gelişimi boyunca insanlığın oldukça geniş bir kitlesinin ilgi odağı olmayı sürdürmüştür. Kitlelerin medya araçlarını gittikçe artan oranda benimsemesiyle birlikte insanlığın ve teknolojinin ilerlemesine paralel olarak daha da gelişmiş ve güncellenmiştir. Televizyonun, radyo yayıncılığı ve yazılı basının sona ermesine yol açıp açmayacağına ilişkin on yıllar süren tartışmaların ardından, internetin doğuşu ve son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan sosyal medya araçları ile oldukça yakından bağlantılı çevrimiçi haber sitelerinin ortaya çıkması ve kitlelerin başlıca ilgi odağı haline gelmesiyle birlikte günümüzde tartışmalara yol açan yeni gündem, çevrimiçi medya olgusunun geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran televizyonu tahtından edip edemeyeceği ekseninde şekillenmektedir. SİYA SAL HABERE ERİŞİM: FİLİSTİN ÖRNEĞİ BAĞLAMINDA İNTERNET VE TELEVİZYON İZLEYİCİSİ KARŞILAŞTIRMASI başlıklı tez üç ana bölüme ayrılmıştır. İlk bölümde, Filistin Örneği Bağlamında Televizyonun Tarihsel Gelişimi ve Günümüzdeki Kullanım Amaçları ve Erişim Olanakları ve Televizyon ve İnternette Siyasal Habere Erişim İçin Kullanılan Siyasal Haber veren Resmi İnternet Siteleri ve Televizyon Kanalları başlıklı konular ele alınırken, ikinci bölümde Filistin'de Televizyon ve İnternette Gazetecilik Biçimleri ve Mesleki Standartlar ve Filistin'de İnternet ve Televizyon Arasındaki Ortak Özellikler, Farklılıklar ve Rekabet başlıklı konular, üçüncü bölümde ise Filistin'de Televizyonun ve Resmi Haber İnternet Sitelerinin Siyasal Haber Açısından Karşılaştırılması başlıklı konunun yanı sıra Araştırmanın Yöntemi, Tekniği ve Amacı, Değişken Ve Hipotezleri, Sınırlılıkları, Örneklemin İstatistiksel Analizi, Bulgular, Genel Değerlendirme ve Sonuç yer almaktadır.

Siyasal iletişim perspektifinden seçim kampanyaları: Kosova'da 2017 seçim kampanya analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2022 Halkla İlişkiler Bilim Dalı
Siyasal iletişim, bir ülkenin siyasi süreçlerinin dikkate alınmasını ve tartışılmasını sağlamaktadır. Siyasi süreçlere doğrudan katılımcılar olmayan vatandaşlar, siyasal iletişim yoluyla ülkedeki süreçlerin işleyişi ve seçilmiş temsilcileri hakkında yeni bilgiler edinirler. Siyasal iletişim sürecinde hükümet, medya ve vatandaşlar olmak üzere üç unsur yer almakmatadır. Bu unsurlar siyasal kamuoyunu oluşturmaktadır. Bu unsurların siyasal iletişime katılımlarının derecesi, bir ülkedeki siyasetin işleyiş şeklini de belirlemektedir. Seçilmiş temilcilerin vatandaşla doğrudan temas kurmaları, demokratik toplumların bir özelliğidir. Siyasal iletişim programı aracılığıyla vatandaşlar ve seçilmiş temsilciler arasındaki bağlantı güçlendirilir ve bu süreçte vatandaşlar seçilmişler üzerinde kontrol oluşturarak temsilcilerin sorumluluklarını yerine getirmesine katkıda bulunur. Siyasal iletişim kavramı geniştir, yalnızca siyasi partilerin ve siyasetçilerin seçmenleri ikna etme stratejisi olarak sınırlandırılamaz. Bu kavram, yalnız iktidara gelme sürecinde geliştirilen iletişim yaklaşımlarını ve çalışmalarını değil, siyasetle ilgili tüm iletişim alanlarını da kapsamaktadır. Siyasal iletişim, başarılı siyasi kampanyaların geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan en önemli bileşendir. Onun sayesinde vatandaş-seçmen ile doğrudan temasa geçmekte ve seçimler sırasında çoğulcu görüşler ve tartışmaların sayısı artmaktadır. Siyasal iletişim, vatandaşların ulusal ve yerel seçimlerde seçilmiş temsilcilerle doğrudan temaslarını geliştirmeyi ve kamusal öneme sahip konularda tartışma için fırsat sağlamayı amaçlamaktadır. Siyasi iletişimin gerçek ve tatmin edici anlamı, ülke çapındaki vatandaşlara devlet ve yerel kurumlardaki seçilmiş temsilcilerle doğrudan temas halinde yerel öneme sahip en önemli konuları sorma ve tartışma fırsatı vermektir. Kosova'da vatandaşların seçtikleri temsilcilerle doğrudan etkileşime girmesine izin veren bir uygulama yoktur. Siyasal iletişimin genel amacı, ülkedeki yerel ve ulusal seçimlerde seçilmiş yetkililerin daha fazla hesap verebilirliğini ve güvenilirliğini sağlamaktır. Siyasi seçim kampanyaları, seçim zamanında vatandaşları harekete geçirme ve ikna etme çabalarıyla, onların desteğini sağlamayı amaçlayan, siyasal iletişimin önemli bir alanıdır. Söz konusu kampanyalar, toplu tartışmalara ve sosyal etkileşime bireysel ve doğrudan katılım için birçok fırsat sağlamaktadır. Seçmenler, seçim kampanyaları sayesinde ülke gündemiyle ilgili konuları daha detaylı takip edebilmektedir. Seçim kampanyaları, bilgilendirici-politik programlar dâhilinde, içerisine tartışmaları, çatışmaları, röportajları ve siyasi adayların faaliyetlerini alan, bu siyasilerin fikirlerini ve görüşlerini seçmene arz ettiği diğer özel programların da dahil olduğu bir süreç olarak yürütülmektedir.

Siyâset-i Şer'iyye kavramı ve modern çağdaki uygulama alanları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu çalışmada siyâset-i şer'iyye mahiyeti ve âlimlerin verdiği tanımlar farklı mezheplere göre tespit ederek değerlendirmeye gayret gösterilmiştir. Çağımızdaki muhtemel uygulanma alanlarının detaylıca incelenmiştir. Tez, giriş ve sonuç kısımıyla birlikte üç bölümden oluşturmaktadır. Tezin giriş kısmı konunun amacı, önemi, sınırlandırılması, sunulması ve kaynak değerlendirilmesini içermektedir. Birinci bölümde, siyâset-i şer'iyye kavramına genel bir bakış ele alınmıştır. Bu bölümde klasik ve modern fukaha'nın verdiği siyaset-i şer'iyye kavramının tanımlamaları sunulmuştur. Bu bölümde de Hz. Peygamberin siyaset olarak yaptığı işlerin örnekleri tespit edilmştir. Siyâset-i şer'iyye'ye dayandığı kaynakları incelenmiştir. Siyâset-i şer'iyye uygulanabilmek için alimerin koyduğu şartlar olması gerekmektedir. İkinci bölümde ise, siyâset-i şer'iyye ve modern siyaseti arasında mukayeseli yapılmıştır. Bu bölümde siyâset-i şer'yye'nin ve modern siyaseti özellikleri değerlendirmeye çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise, günümüzde siyâset-i şer'iyye'nin uygulanma alanları ele alınmıştır. Bu bölümde genel yönetim veya idâre, devletler arası ilişkiler, yargı sistemi ve iktisadi /ekonomik alanlarını kapsamaktadır. Anahtar kelimeler: siyâset-i şer'iyye, siyâset, maslahat-ı mürsele, sedd-i zerâi, istihsan, örf.

Siyâsetnâme ve Kabusnâmelerin mukayesesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Bu araştırmada büyük Selçuklu dönemine ait Fars edebiyatı ve bir nebze olsa da Türk kültürü tarihini temsil eden iki dev eser hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada güdülen amaç; eserlerin tanıtımı, incelenmesi ve içerik olarak mukayeseleri olup okuyuculara ve araştırmacılara kolaylık sağlamaktır. Araştırma için okunulması gereken kaynakların çoğu Farsça olduğundan dolayı ve bunların Türkiye'de bulunulmaması nedeniyle İran'a seyahat etmek gerekliliği duyuldu. Kullanılan kaynakların hemen hemen hepsi İran'dan getirildi. Çalışmada görüleceği üzere nasihatnâme niteliği taşıyan siyâsetnâmeler ve kabusnâmeler hakkında kısaca bilgiler verilerek bunların arasında daha fazla edebiyatta bilinen Nizamülmülk'ün Siyâsetnâme'si ve Keykâvûs'un Kabusnâme adlı eseri incelenerek mukayese edilmiştir. İlk bölümde Siyâsetnâme ve yazarı hakkında detaylı bilgileri okuyup ikinci bölümde ise Kabusnâme hakkında verilen bilgilere ulaşılabilir. Üçüncü bölümde de ele alınan mazmunlar hakkında detaylı bir inceleme yapılmıştır. Her iki eserden ortak konu niteliği taşıyan örnek metinler seçilmiştir. Ayrıca Farsça olan örnek metinlerin düzgün bir şekilde okunuşunu sağlamak amacıyla Türkçe alfabesiyle transkripsiyonu yapılıp Türkçe çevirisi ile birlikte paylaşılmıştır.

Siyasi aktivizm aracı olarak sosyal medya: Yemen örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 İletişim Bilimleri Bilim Dalı
Arap Baharı ve geçiş döneminde Yemen'de şahit olunan siyasi olaylarda ön plana çıkarak ülke siyasetinde aktif rol alan sosyal medya siteleri ile birlikte, siyasi aktivistler ve sıradan vatandaşlar sosyal medyanın siyasi aktivizm alanındaki etkisinin farkına varmışlardır. Çalışma bu doğrultuda, 2011 yılında meydana gelen ayaklanmalara katılımdaki amaçları irdelemeyi ve 2011-2015 yılları arasında Yemen'de yaşanan siyasi durumu analiz etmeyi hedeflemektedir. Araştırmada, Yemen'de 2011-2015 yılları arasında siyasi aktivizmin gerçekleştirilmesinde sosyal medya sitelerinin -Facebook, Twitter ve Youtube- rolünün öğrenilmesi hedeflenerek, bu sitelerin 2011 protestolarına olan etkisi incelenmiştir. Aynı zamanda sosyal medyanın siyasi değişim üzerindeki rolüne de değinilmiştir. Yemenli gençleri siyasi katılıma teşvik etmesine ve siyasi bilinç oluşturmadaki sosyal medya sitelerinin etkisi araştırılarak, Yemenli siyasi aktivistlere, olaylar gerçekleşirken sosyal medya sitelerinin olaylara ne gibi etkileri olduğu, ne tür fırsatlar sunduğu konusuna değinilmiştir. Sosyal medya sitelerinin konvansiyonel medyadan ayıran özellikleri de ele alınan çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Ayrıca derinlemesine görüşme ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden faydalanılmıştır. Katılımcılara yönelik sorulacak sorular daha önceden tasarlanmış ve bu sorular görüşme formunda hazırlanmıştır. Fakat daha fazla bilgi sağlanması arzu edildiği veya konunun daha ayrıntılı tahlil edilmesinin amaçlanması açısından katılımcılara bir kaç alt soru da yöneltilmiştir. Çalışmada amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilmiş 26 Yemenli siyasi aktivist ile yüz yüze görüşme yapılmış, yapılan görüşmelerin sonuçları betimsel analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuç; Yemen'de fakirlik oranının artmış olduğu, gençlerde işsizlik oranının yükseldiği, sosyal, ekonomik ve siyasi reformların zayıfladığı yönünde olmuştur. Bu sonuçlar Yemenlileri 2011 yılı protestolarına katılmaya iten en önemli sebepleri oluşturmuştur. Aynı zamanda elde edilen sonuçlarla Körfez girişiminin siyasi çözüm önerisi verdiği sonucuna varılmıştır. Söz konusu siyasi çözümle birlikte, körfez girişimini imzalayan siyasi taraflar, aralarındaki ihtilaflara rağmen Yemen iktidarı, barışçıl ortamda başka bir lidere devredilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlarda da Facebook, Twitter ve Youtube gibi sosyal medya sitelerinin 2011 yılında protestolara katılım oranını arttırma konusunda büyük etkisinin olduğu, protestoların tarihi, zamanı ve yerini belirlemek için yardımcı bir araç olarak kullanıldığı kanıtlar niteliktedir. Yine bu araştırma yoluyla, söz konusu sosyal medya sitelerinin Yemenli genç ve siyasi aktivistlere görüşlerini özgürce açıklama, konvansiyonel medya araçlarında tartışılması mümkün olmayan konuları tartışma fırsatlarını sunduğu anlaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre sosyal medya sitelerinin, 2011-2015 yılları arasında Yemen'de yaşanan siyasi olaylarda gençlerin katılımları için te