Thesis Search




SEARCH RESULTS

Spermanın dondurulmasında hyaluronidaz ve arjinin etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Hayvan ıslahında en yaygın olarak kullanılan ıslah yöntemi, yapay tohumlamadır. Ancak yapay tohumlamanın başarısı, kullanılan spermanın kalitesine bağlıdır. Dolayısıyla bu çalışmada sperma kalitesini iyileştirmek ve/ veya geliştirmek için başta teke sperması olmak üzere dondurulmuş - çözdürülmüş küçükbaş hayvanların spermasında L-arjinin ve hyaluronidaz etkilerini incelemek amaçlanmıştır. Bu çalışmada, 2010 yılından itibaren bu konuda yapılan araştırmaların sonuçları kullanılmıştır. Bu amaçla birçok tür hayvanda dondurulmuş- çözdürülmüş sperma kalitesi, özellikle sperma motilitesi ve/veya lipid peroksidasyon verilerini içeren makaleler seçilmiştir. Makaleler incelendiğinde sulandırıcılara 0.5 mM L-arjinin ilavesinin % 6 - 15 ek sperma motilitesi sağladığı görülmektir. L-arjininin ürettiği Nitrit Oksit ve spermin sayesinde enerji ihtiyacı arttmakta, böylece gerek seminal plazmadaki gerekse spermatozoon içindeki lipid peroksidasyonu azaltılmaktadır. 20 µL hyaluronidaz, seminal plazmada var olan besin maddelerini ve enzimleri parçalayarak bir yandan enerji kaynağı arttırmakta, diğer yandan seminal sıvısının kıvamını (vizkozite) azaltmaktadır. Dolayısıyla seminal plazmadaki peroksidasyon, dondurulma- çözdürülme stresini azaltır ve çözdürülmüş sperma kalitesini yükseltmektedir. Spermasının dondurulmasında sulandırıcılara 0.5 ml L-arjinin ve 20 µL hyaluronidaz ilavesi ile çözdürülmüş sperma kalitesi iyileştirilebilir.

Spesifik olmayan kronik bel ağrılı bireylerin psikososyal özellikleri ile ağrı ve fonksiyonel durumları arasındaki ilişkinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Çalışmamız spesifik olmayan kronik bel ağrılı bireylerin psikososyal özellikleri ile ağrı ve fonksiyonel durumu arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Çalışmaya spesifik olmayan kronik bel ağrılı, 18-65 yaş arasında olan 90 birey alındı. Bireylerin anksiyete düzeyi Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, depresyon düzeyi ise Beck Depresyon Envanteri kullanılarak değerlendirildi. Hareket korkusu ve yaşam kalitesi Tampa Kinezyofobi Ölçeği ve Nottingham Sağlık Profili ile değerlendirildi. Ağrı ve fonksiyonel durum sırasıyla Görsel Analog Skalası ve Quebec Bel Ağrısı Engellilik Ölçeği ile değerlendirildi. Elde edilen veriler uygun istatistiksel yöntemlerle analiz edildi. Çalışmaya katılan bireylerin yaş ortalaması 49.32±13.88 yıl idi. Durumluk kaygı düzeyi ile istirahat ve gece ağrısı arasında zayıf bir ilişki olduğu belirlendi (sırasıyla rho=0.220, rho=0.270; p<0.05). Durumluk kaygı ile hem aktivitedeki ağrı şiddeti hem de fonksiyonel durum arasında ilişki olmadığı belirlendi (p>0.05). Hareket korkusu, fonksiyonel durum ile zayıf düzeyde ilişkiliyken (rho=0.369; p<0.05), ağrı şiddeti ile ilişkili değildi (p>0.05). Depresyon ve sürekli kaygı ile ağrı şiddeti ve fonksiyonel durum arasında ilişki olmadığı belirlendi (p>0.05). Nottingham Sağlık Profili toplam skoru ve bazı alt parametrelerinin farklı düzeyde hem ağrı şiddeti hem de fonksiyonel durum ile ilişkili olduğu belirlendi (rho=0.274, rho=0.243, rho=0.231, rho=0.545; p<0.05). Çalışmamız durumluk kaygının spesifik olmayan kronik bel ağrılı bireylerin tedavi sürecinde göz önünde bulundurulması gereken faktörlerden biri olduğunu doğrulamıştır. Ağrı, spesifik olmayan kronik bel ağrılı bireylerde yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir ve günlük aktivitelerde hareketleri kısıtlayarak yaşam kalitesini düşürür. Spesifik olmayan kronik bel ağrılı ve hareket korkusu yüksek olan bireylerde fonksiyonel özür gelişme riski daha yüksektir. Bu da düşük yaşam kalitesi algısına yol açar. Buna göre spesifik olmayan kronik bel ağrılı bireylerde psikososyal faktörleri de içeren bütüncül bir değerlendirme, bireylerin ihtiyaçlarının belirlenmesinde önemlidir.

Splayn ve entropi optimizasyon modelleri ve uygulamaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Bu tez çalışmasında taban fonksiyonlar yardımıyla oluşturan splaynlardan bahsedilmiştir. Parametrik olmayan B-splayn, düzeltme splayn, cezalı splayn ve onların toplamsal ve genelleştirilmiş toplamsal modelleri farklı veri seti ve simülasyon çalışmalarıyla incelenmiştir. Bazı problemlerde açıklayıcı değişkenin doğrusal etki göstermediği, cezalı splayn ve düzeltme splayn yardımıyla farklı modellerde bu değişkenlerin daha iyi sonuç verdiği gösterilmiştir. Regresyon problemlerinde pürüzlülük ceza yaklaşımında farklı yöntemle uygun optimum düzeltme parametresi seçimi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, dağılım fonksiyonu tahmininde farklı splayn yöntemler kullanılmıştır. Dağılım fonksiyonunu tahmin etmek için kullanılan Entropi Optimizasyon yöntemleri incelenmiştir. Bilinen istatistiksel dağılımlara uymayan rassal değişkenin Entropi Optimizasyonu ve Genelleştirilmiş Entropi Optimizasyonu yardımıyla dağılım fonksiyonları elde edilmiştir. MaxEnt ve MinxEnt dağılımları ve onların genelleştirilmiş versiyonu MinMaxEnt, MaxMaxEnt ve MaxMinxEnt dağılımları farklı veri setleri üzerinde splayn yöntemlerle karşılaştırılmıştır. B-splayn, düzeltme splayn, cezalı splayn oluşturmak için R programında farklı fonksiyonlar yazılmıştır. Ayrıca MinMaxEnt, MaxMaxEnt ve MaxMixEnt dağılımlarını elde etmek için R programında yazılan fonksiyonla iki gerçek veri seti için dağılımlar kurulmuştur.

Spor gazetelerinin twitter kullanımları üzerine bir çalışma: Türkiye- Ekvador karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, enformasyon çağının tüm hızıyla etkisini göstermesi, internet ağ yapılanmasında tüketici uygulamalarının artmasına yol açmıştır. Günümüz internet yapılanmasında bu uygulamalara katılım ve erişim oldukça kolaylaşmıştır. Özellikle twitter, sosyal medyada, iletişim şekillerini değiştirmeye başlamıştır. Bu değişimle birlikte gazetecilik özellikle de spor gazeteciliği alanında bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşümü ve içerik değişimini ortaya koymak amacıyla çalışmada, Türkiye ve Ekvador spor gazetelerinin twitter paylaşım ağını kullanım pratikleri üzerinde odaklanılmıştır. Gazeteler, dolayısıyla gazetecilerin bu mecrayı nasıl ve ne sıklıkta kullandıkları irdelenmeye çalışılmıştır. Çalışma kapsamı'nda; Türkiye'den FANATİK, Ekvador'dan ise EL COMERCIO spor gazetelerinin twitter hesapları araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma 2016 Rio Olimpiyat Oyunları döneminde yapılan paylaşımlarla sınırlı tutulmuştur. Anahtar Kelimeler : Twitter, Rio 2016, Olimpiyatlar, Spor, Gazetecilik

Spor yönetimi araştırmalarında nitel ve nicel veri araştırmalarının pozitif ve negatif yönlerini incelemek

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu araştırmanın temel amacı spor yönetimi araştırmalarında nitel ve nicel veri araştırmalarının pozitif ve negatif yönlerini incelemektir. Spor yöneticileri organizasyonal gelişim için gayret göstermekteler ve bu yolda karşılaşacakları problemlerin belirlemesi, bunları ele alması ve potansiyel çözümlerinin aramasının becerisi gerektirir. Spor yönetiminin alanında her türlü geliştirmeler için fırsatlar sağlamak ve spor yöneticileri kendi görev alanlarında problemler ile karşılaştığı zaman ve bunlara cözüm bulmak ve belirli amaçlarına ulaşmak için araştırma bir yol ve araç olarak kullanılmaktadır. Araştırma kavramı, geliştirmeler amacıyla belirli soruları cevaplamak veya problemleri çözmek için verilerin sistematik olarak toplanması, açıklanması ve yorumlanmasının anlamasına gelmiştir. Spor yönetiminin araştırmasında iki ana araştırma türünden bahsedilmiştir: temel araştırma ve uygulamalı araştırma. Spor yönetiminin alanında, araştırma genellikle sadece temel veya uygulamalı değil aynı zamanda her ikisinin de bir kombinasyon olduğunu açıklanmıştır. Spor yönetiminin araştırmalarının çoğu ne tamamen uygulamalıdır ne de tamamen temeldir, ancak her ikisinin de bazı yönlerini içerir. Araştırma projelerini sınıflandırmanın ikinci yolu araştırmanın ayırt edici metodolojik özelliklerine bakmaktır. Bunlar: (1) önerilen araştırmanın keşifçi mi yoksa yüksek düzeyde yapılandırılmış mı olduğu gibi organizasyonel ve tasarım ilgileri; ve (2) araştırmaya rehberlik edecek kavramsal ve teorik referans çerçevesi - yani, nitel veya nicel araştırmadır. Bu araştırmanın araştırıldığı konusunun niteliğine göre belgeler veri toplama yöntemini kullanarak nitel araştırma metodolojisinin yaklaşımında gerçekleştirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Spor Yönetimi, Nitel Araştırma, Nicel Araştırma

Sri Lanka müslümanlarının reform süreci (1798-1948)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 İslam Tarihi Bilim Dalı
Bu çalışma giriş bölümü hariç üç bölümden oluşmuştur. Tezin giriş bölümünde; konunun önemi, amacı, araştırma nedeni, konu sınırları, kullanılan metotlar ve kaynaklar anlatılmıştır. Ayrıca reform sürecine kadar Sri Lanka Müslümanlarının tarihi genel olarak ele alınarak Sri Lanka'ya İslamın girişi, Portekiz ve Hollanda dönemlerinde Müslümanların durumu ile ilgili bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde Sri Lanka Müslümanlarının reform sürecini etkileyen faktörler değerlendirilmiştir. İngilizlerin ülkeyi işgal altına almaları ve ülkede sömürge düzenini kurmak için yaptıkları çalışmalar işlenmiştir. Misyonerlik faaliyetlerinin yerli halk üzerindeki etkileri incelenmiştir. Budist ve Hindu toplulukların reform hareketleri ele alınmıştır. 19.yüzyılda Sri Lanka Müslümanları ve İslam dünyası arasında gerçekleşen ilişkiler ve etkileşimlere değinilmiştir. İkinci bölümde Sri Lanka Müslümanlarının kimlik sorunu ve Müslüman aydınların ortaya çıkışı ele alınmıştır. Bin yıldır ayrımcılık yapmadan beraber yaşayan yerli halk arasında meydana gelen toplumsal ayrışım ve Müslümanların kökeni ile ilgili tartışmalar incelenmiştir. Sri Lanka'da önde gelen Müslüman aydınların hayatları anlatılmıştır. Tezin üçüncü bölümünde; eğitim, ekonomi, siyaset ve din alanlarında yapılan reform faaliyetleri işlenmiştir. Özellikle eğitim alanında yapılan çalışmalara geniş yer verilmiştir. Tezin sonuç kısmında Sri Lanka Müslümanlarının reform sürecine dair tespitlere yer verilmiştir. ANAHTAR KALİMELER: Sri Lanka, Müslümanlar, Reform, Süreç, Sömürgeciler, İngilizler, Portekizler, Hollandalılar.

SSCB sonrası dönemde Tuva halk müziğinin modernleşmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Türk soyunun bir kolu olan Tuva halkının yüzyıllardır süregelen halk müzikleri, modernleşen geleneksel müziğinin de bir örneği olarak kabul edilir. Tuva halk müziği, makamsal yapılardan ziyade, şarkıcının özellikle hiçbir müzik aleti çalmadan ağız, gırtlak, dudak, dil ve diğer organlarını kullanarak müzik icra etmesidir. Bu söyleme biçimi Höömei , Tuva Gırtlak Şarkıları ya da Hörekter olarak da ifade edilir. Tuva Gırtlak Şarkılarının bir başka özelliği, şarkıcının aynı anda ikiden beşe kadar farklı müzik sesi çıkartabilmesidir. Dünyada gırtlak müziği olarak da bilinen Tuva Höömei , 1980'li yılların ortalarından itibaren, rock müziği ile artan etkileşimi ile birlikte modernleşme yolunda adımlar atmaya başlamıştır. Dönemin SSCB rejimi, bu müzik türüne karşı özel bir politika gütmeden onu halk kültürü olarak tanımlamış ve bir tür popüler müzik olarak da kabul etmiştir. Şarkılar, hem Tuvaca hem de İngilizce söylenmeye başlanmıştır. Daha sonra, söz konusu müziğin uluslararası dinleyicileri çoğalmış, bu müzikle ilgilenen dünya araştırmacılarının ve müzisyenlerin sayısında artış görülmüştür. Başarılı örneklere rağmen, bu geleneksel halk şarkılarının modernleşme sürecinde yaklaşık yarım yüzyıl kadar sorunlar yaşanmıştır. Bu tezde, Tuva halk müziğinin modernleşme sürecine odaklanılmıştır. SSCB sonrası dönemde, Tuva halk müziğinin modern müzik olarak gelişimi incelenmiş ve antropolojik, kültürel ve tarihsel çalışmalarda sözü edilen modernleşme kavramı analize eklenmiştir.

SSCB sonrası Kırgızistan'da demokrasi tecrübesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Siyasi Tarih Bilim Dalı
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içerisinde demokrasi, sivil toplum ve hukuk devleti ölçütleri bakımından Kırgızistan diğerlerinden daha fazla tecrübe yaşamıştır. Orta Asya ülkelerinde bağımsızlıktan günümüze siyasi liderler genel olarak iktidarlarını korumuşlardır. Bunun tek istisnası olan Kırgızistan'da 1991'den beri her seçimde değişiklik olmuştur. Bu tez, SSCB sonrası dönemde Kırgizistan'da yaşanan demokrasi tecrübesini inceleme amacı taşımaktadır. Tezin birinci bölümünde demokrasi kavramının içeriği, tarihsel gelişimi, yönetim modelleri içerisinde demokrasinin yeri, demokrasi türleri ele alınmıştır. Bu bölümde ayrıca demokrasinin insan hakları, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, insani ve ekonomi kalkınma ile ilişkileri analiz edilmiştir. Tezin ikinci bölümünde ise Kırgizistan'ın demokrasi deneyimi ana hatlarıyla analiz edilmiştir. Çalışmanın bulgusu şu şekildedir: Sınırlı ekonomik kaynaklarına ve nispi yoksulluğuna rağmen Kırgızistan bağımsızlıktan günümüz demokrasi yolunda çok önemli adımlar atmış ve Batı demokrasilerine yakalama çabasına girmiştir. Anahtar Kelimeler: Kırgızistan, Demokratikleşme, İnsani Kalkınma, Orta Asya, Çok Partili Siyasal Hayat

SSCB zamanında (1921-1991) Türk-Gürcü ve Gürcü-Türk edebi çevirileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Bu çalışmada 1921-1991 yıllarında eserleri, Türkçeden Gürcüceye ve Gürcüceden Türkçeye çevrilmiş Türk ve Gürcü yazarların biyografileri, edebi eserleri ve çeviri sebepleri incelendi. Süreç olarak SSCB'nin kuruluşundan onun dağılmasına kadar olan zaman aralığı ele alındı. SSCB zamanında Gürcistan'da edebiyat yalnız Sosyal Realizm akımı çerçevesinde şekillenmiştir. Gürcü edebiyatı, SSCB iktidarının baskısına maruz kaldığı için, Türkçeden yapılan çevirilerde de SSCB hükümetinin sansürü etkili olmuştur. Dolayısıyla Türkçeden Gürcüceye sadece komünizm görüşlerini benimseyen yazarların eserleri çevrilmiştir. Çalışmamızda çeviri eserler üzerinden bunu ispatlamaya çalıştık. Gürcüceden Türkçeye çevrilmiş eserlerde ise herhangi bir sansür uygulanmamıştır. Çalışmamızın sonunda Tiflis ve Ankara Milli Kütüphaneleri'nin Çeviri Bölümlerinin Arşivlerinden toplanan Gürcüceden Türkçeye ve Türkçeden Gürcüceye çeviri eserlerinin bibliyografileri listeler halinde gösterilmiştir. Amacımız, hakkında hiçbir çalışma bulunmayan Türkçe ve Gürcüce çeviri eserler konusunda derli toplu bir çalışma ortaya koymak ve SSCB zamanında Gürcü-Türk ilişkilerini edebiyat açısından değerlendirmektir.

SSR markörleriyle yerel domates genotiplerinin akrabalık ilişkilerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Bu çalışmada, yerel domates genotiplerinde SSR moleküler markörleriyle akrabalık ilişkilerinin belirlenmek amacıyla 16 adet 8 generasyon boyunca kendilenmiş domates hatlarına ait tohumlar ve 11 SSR primeri kullanılmıştır. Lokuslarda allel sayısı 5 ve 1 arasında değişmiştir. Kümeleme analizinden çıkan dendogram sonucunda iki ana grup gözlenmiştir ve ikinci grupta çok sayıda alt grup tespit edilmiştir. Onbir lokusuna göre analiz edilen 16 domates genotipinden en düşük genetik benzerlik 0.50 olarak belirlenmiştir.

Stability assessment of post pillars in cut-and-fill stoping method at trepça underground mine

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Sert kaya madenciliğinde, derin yeraltı açıklığı duraylılığının belirlenmesi kaya mekaniği tasarımlarında en önemli hususlardan biridir. Çok derin yeraltı ocaklarındaki madencilikle ilişkili duraylılık kavramı, maden mühendisleri ve araştırmacılar için daima bir araştırma konusu olmuştur. Bu durum, yerindeki arazi gerilmelerinin oldukça yüksek olmasından ve kaya kütlelerinin jeolojik anlamda oldukça karmaşık bir yapıya sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Derin yeraltı kazılarında da (cevher üretimi yapıldıktan sonra açılan boşluklar gibi), açıklıkların etrafını çevreleyen kaya kütlelerindeki gerilmelerin neden olduğu duraysızlık problemleri ile karşılaşılabilmesi oldukça muhtemeldir. Söz konusu gerilmeler kaya kütlesinin dayanımını aştığında yenilmeler, kaya düşmeleri ve kavlaklanma gibi duraysızlık problemleri ile karşılaşılmaktadır. Bu nedenle; topukların üretilmesinde karşılaşılabilecek bu tür problemler, iş sağlığı ve güvenliği anlamında tehlikeli bir çalışma ortamının meydana gelmesine neden olmakta ve madencilik faaliyetlerinin aksamasına, yeraltı ekipmanlarının ve makinaların hasarlanmasına ve istenmeyen ölümcül olayların meydana gelmesine yol açmaktadır. Bu çalışma kapsamında; üç boyutlu sayısal modelleme ve analiz sonuçları dikkate alınarak, değişen kazı yüksekliğine bağlı olarak en fazla kazı yüksekliğinin ve en düşük üretim topuğu boyutlarının belirlenmesi konusu araştırılmıştır. Tavan arınlı ayak ya da kes ve doldur (cut-and-fill) yeraltı üretim yönteminde tavan kontrolü genellikle üretim topukları yardımıyla sağlanır. Kalın cevher damarlarında uygulanan bu yeraltı üretim yönteminde, üretim topukları ocağın genel duraylılığında oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu araştırmada, kazı yüksekliği ve derinliğine göre statik yükleme koşulları altında üretim topuklarının duraylılıklarının belirlenmesi ve topuk davranışlarının anlaşılması üzerine yoğunlaşılmıştır. Kes-doldur yeraltı üretim yönteminin sayısal modeli FLAC3D yazılımı kullanılarak oluşturulmuş, açılan açıklıkların etrafında ve üretim topuklarında meydana gelen en büyük asal gerilmelerin dağılımları ile yenilme zonları incelenmiştir. Üretim topuklarının, ilk kazı aşamasında geniş yenilme zonları oluşmayacak şekilde tasarlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, üretim topuklarının duraylılıklarının belirlenmesinde kullanılabilecek Topuk Yenilme Oranı (PYR) gibi yeni bir indeks ile birlikte Topuk Duraylılık Grafiği (PSG) geliştirilmiştir. Önerilen bu yeni indeks ve grafik kullanılarak; Trepça Yeraltı Ocağındaki üretim topuklarının duraylılıkları ile ilgili duraylı, potansiyel olarak duraysız ve yenilmiş topuk durumları arasındaki sınır çizgi belirlenebilmektedir.

Stability of fuzzy dynamic system in terms of several Lyapunov functions

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu tez çalışmasında, bulanık diferansiyel denklemlerin başlangıç değer problemleri için kararlılık kavramları, bazı Lyapunov fonksiyonları içeren sistemlerin sınırlılık ve Lagrange kararlılığı verilmiştir. Bu başlangıç değer problemleri için elde edilen sonuçların bulanık dinamik sistemlerin başlangıçta birden fazla Lyapunov fonksiyonu içermesi durumunda çalışılmıştır. Bu çalışmada verilen doğrusal olmayan bulanık diferansiyel denklemlerin başlangıcında birçok Lyapunov fonksiyonu kullanılarak kararlık kriterleri verilmiştir. Lyapunov direkt metodu veya Lyapunov'un ikinci metodu birden fazla Lyapunov fonksiyonuna sahip lineer olmayan bulanık diferansiyel denklemler için verilecek ve uygulamaları çalışılacaktır. Sonra, dinamik sistemlerin kararlılık kriterlerinin araştırılmasında hem Lyapunov fonksiyonları ve nitel ve nicel özelliklerini çok çeşitli araştırmalarda büyük başarı ile kullanıldığı gibi hem de başlangıç zaman farklı birçok Lyapunov fonksiyonunu kullanarak da dinamik sistemlerin kararlılık kriterleri çalışılmıştır. Birden çok Lyapunov fonksiyonunu kullanarak başlangıç zaman farklı iki ölçü cinsinden kararlılık ve asimptotik kararlılık elde edilmiştir.

Stabilization of expansive soils using pumice, lime, and marble

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Şişen zeminler, kurak ve yarı kurak alanlarda yaygın olarak bulunur ve kuru haldeyken büzülme ve ıslak haldeyken genleşme eğilimi gösterdiğinden ciddi mühendislik sorunlarına neden olur. Bu amaçla, Birleştirilmesi Zemin Sınıflandırma Sistemine (USCS) göre yüksek plastisiteli zemin (CH) olarak sınıflandırılmış şişen zemine kireç, pomza ve mermer kullanımının stabilizasyondaki etkisi araştırılmıştır. Şişen zeminin özelliklerini belirlemek için yıkamalı elek analizi, hidrometre analizi, Atterberg limitleri, özgül ağırlık, geçirimlilik, sıkıştırma, tek boyutlu şişme ve serbest basınç dayanımı gibi çeşitli deneyler yapılmıştır. Ayrıca zeminin mineralojik özelliklerini belirlemek için diferansiyel termal analiz (DTA) ve X-ışını kırınım analizi yapılmıştır. Bu çalışmada pomza %5'lik artışlarla %0-25 aralığında, kireç ise %0, %3, %5, %6 ve %8 oranlarında kullanılmıştır. Ayrıca mermer %0, %5, %7, %12 ve %15 oranlarında kullanılmıştır. Bu katkı malzemelerinden her birinin tek başına kullanımının kıvam limitleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. İlk aşamada, tüm katkı malzemelerinin zeminle birlikte karışımlarının kıvam limitleri üzerindeki etkilerini analiz etmek için Taguchi optimizasyon yöntemi uygulanmıştır. İkinci aşamada Taguchi yöntemi ile her bir katkı malzemesi için en iyi oranlar belirlenmiş ve bu oranların şişme parametreleri, serbest basınç dayanımı ve sıkıştırma parametreleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Deney sonuçlarından elde edilen verilere göre, SP25L6M15 karışımı plastisite indisini %86,34 ve şişme basıncını %96,91 azaltırken, SP20L8M15 karışımı, likit limiti %51,04 azaltmıştır. Ayrıca SP25L8M12 karışımı, 1, 7 ve 28 günlük kür süreleri için zeminin mukavemetini sırasıyla %93.45, %428.20 ve %1252.9 oranında arttırmıştır. Ayrıca SP25L8M12 karışımı şişme yüzdesini %99,18 oranında azaltmıştır.

Standardizaton and characterization of wangashi cheese

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Calotropis procera bitkisinin kullanımına dayalı Wangashi peynir işleme pıhtılaştırıcı olarak kaynaklanıyor ve standardize edildi. Calotropis bitki saplarından elde edilen 100 mL ekstrakt süt pıhtılaşmasını ve proteolitik aktivitelerin pH ve sıcaklığını optimize etmek için çeşitli pH (4-8) ve sıcaklıkta (35-80oC) analiz edildi. pH 5.5 ve 70'lik sıcaklık, optimum pH ve sıcaklık olarak kaydedildi. Daha sonra, Calotropis procera'dan elde edilen ham ekstrakt enzimi, çeşitli optimum doygunluk yüzdesinde (% 20 - 80) amonyum sülfat çökeltmesi kullanılarak, optimum pH ve sıcaklıkta amonyum sülfat çökeltmesi kullanılarak saflaştırmaya tabi tutuldu; yüksek spesifik aktivite, verim ve saflaştırma katlaması. Laboratuvarda, biri doğrudan ham özü, diğeri ise Calotropis procera'dan elde edilen arıtılmış ham özüt kullanılarak iki çeşit Wangashi peyniri üretildi. Kimyasal, dokusal ve termal özellikleri standart yöntemler kullanılarak belirlenmiştir. Test edilen parametreler arasında anlamlı bir fark olduğu gözlendi (p < 0.05). Arıtılmış ham özüt Calotropis procera sapları kullanılarak elde edilen peynirde nem içeriğinde azalma, protein içeriğinde artış ve ayrıca renkte dokusal parametrelerin aynı zamanda bir iyileşme kaydedilmiştir. Bu bulgu, termal özellik analizinde kaydedilenlerle tutarlıydı. Anahtar Kelimeler: Wangashi peyniri, Calotropis procera, süt pıhtılaşma aktivitesi, proteolitik aktivite, Standardizasyon.

Standart Özbek Türkçesi ve ağızlarında enklitikler üzerine örnekli inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Standart Özbek Türkçesi ve ağızlarında enklitikler üzerine altı eserden tarama yapılarak örnekler tespit edilmiş ve yapısı, kullanımı, işlevleri, ağızlardaki durumları üzerinde durulmuştur.

Staphylococcus aureus ile inoküle edilen sığır etlerinde laktik asit ve sonikasyon uygulamalarının mikroorganizma sayısı üzerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışma, Staphylococcus aureus ile aşılanmış sığır eti üzerine % 2 laktik asit (LA) ve sonikasyonun antimikrobiyel etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Ön testte, sürekli ve kesikli zamanlaması (5 saniye sonikasyon, 10 saniye dinlenme) ile birlikte prob (20kHz) ve banyo (35kHz) sonikasyonunun S. aureus üzerine etkisi test edilmiştir. Ön denemenin ardından banyo tipi sonikatör kullanılarak kesikli uygulama seçilmiştir. Daha sonra farklı deneme grupları oluşturulmuş; LAS5dk ve LAS10dk, sırasıyla LA'de 1 dakika, ardından sırasıyla 5 ve 10 dakikalık sonikasyon, LABS1dk ve LABS5dk, laktik asit çözeltisi içinde 1 ve 5 dk sonikasyon uygulamasını ihtiva etmiştir. Aynı protokol, S. aureus ile aşılanmayan et örnekleri için de uygulanmıştır. Et örnekleri daha sonra 4 ± 1ºC'de 12 gün boyunca depolanmıştır. Örneklerde S. aureus ve toplam mezofil aerob bakteri sayımı ile pH ölçümleri yapılmıştır. Et numunelerinde başlangıç S. aureus sayıları 6 KOB/g olarak belirlenirken 12 gün sonra LAS5dk ve LAS10dk örneklerinde 4.33 ve 4.56'ya (P <0.05), LABS1dk ve LABS5dk için ise 4,19 ve 2,00 KOB/g'a düşmüştür (P <0.05). Ancak yapılan uygulamalar ve kontrol grupları arasındaki fark önemsiz bulunmuştur (P> 0.05). Aynı eğilim aşılanmamış grup için de gözlenmiştir. Sonuç olarak, bu özel protokolde laktik asit ile sonikasyon arasında hiçbir sinerjistik etki gözlenmemiş ve gözlemlenen antimikrobiyel etki, sonikasyondan ziyade LA'den kaynaklanmıştır.

State driven vicious cycles of conflict in eritrea:A Constructivist analysis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bilim Dalı
Bu makale Eritre'yi kısır çatışma döngüsü bataklığına sokan dengesizliği araştırmakta ve günümüzde altında yatan sebeplere ve sonuçlara odaklanmaktadır. Bu çatışmalar, devletin değişmeyen tecritci politikaların şemsiyesi altında egemenliğini koruduğunu varsaydığı katı duruşu ile desteklenmiş, hızla bozulan ekonomik koşullar, hayal kırıklığına uğramış gençliğin göç akınına eşlik etmiştir. Bu nedenle, bu çalışma, herhangi bir rekabet politikasını zedeleyecek, gücü manipüle etme mekanizmaları olarak kullanılan olağanüstü hal ve savaş durumlarının ortaya çıkmasının sürekliliğini açıklamaktadır. Çalışma, gösterilen çabaların uzun süredir çatırdayan rejiminin sona ermesine yol açan başarısızlığını açıklamakta ve devlet tarafından yürütülen çatışmaların üstesinden gelmesi için yeni bir konstüktivist vizyona acil ihtiyaç duyulduğunu öne sürmektedir.

Statehood and state fragility in South Sudan since 2011

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Bağımsızlık sonrası dönemde Güney Sudan devletinin çökmekte olduğunu ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, bu çalışma bağımsızlıktan sonra Güney Sudan'da devlet kırılganlığının altında yatan olası dinamikleri veya faktörleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın bulguları, Güney Sudan'da devlet kırılganlığına sebep olan beş ana faktörü ortaya koymaktadır. Birincisi, Güney Sudan devleti iç egemenliğinin sürdürülmesinde büyük zorluklarla karşılaşmıştır. Dış sınırlarının bazı kısımları kontrolünü edemezken iç sınırlarını da düzene koyamamıştır. Ülke, dışarıdan yardım almadan vatandaşlarına temel hizmetler sunma konusunda yetersizlik göstermiş ve benimsenecek yönetim biçimi konusunda ulusal fikir birliği bulunmadığı için iç bölünmelerle karşı karşıya kalmıştır. İkincisi, şiddetin kontrol altına alınamaması, güvenlik sektörü reformunun başarısızlığı ve döngüsel şiddet eylemlerine karşı sürekli mağdur kalması sebeplerinden dolayı bir güvenlik çöküşü yaşamıştır. Üçüncüsü, kurumsal ve politik açıdan bakıldığında, esas olarak kleptokrasi yönetim biçiminin ağır basması, ulusal liderler arasındaki devamlı güç mücadelesi olması ve geçmiş kurtuluş mücadelesinin mirasının hesap verebilirlik ve iyi yönetişim üzerindeki kötü etkisi nedeniyle ülke, istikrarlı ve güvenilir yapılardan yoksun olmuştur. Dördüncüsü, ülkenin ekonomik yapıları kaynak laneti, rantçı ve kleptokratik uygulamalar ve çok düşük bir azgelişmişlik ile lekelenmiştir. Son olarak, Güney Sudan'ın sosyal temelleri dikey ve yatay zayıflıklar ile karşı karşıya kalmıştır. Yatay olarak, kendilerini ortak bir vatandaşlıkla ilişkilendirmekten ziyade etnik kökenleriyle birlikte tanımlama eğiliminde olan vatandaşlar arasındaki sosyal uyum eksikliğinden dolayı ülkede bir kimlik krizi yaşanmıştır. Dikey olarak, devlet-toplum ilişkileri, bir yandan, elitlerin temel hizmetlerin sağlanmasını garanti etmek için sosyal kalkınmaya yatırım yapma yetersizliği veya isteksizliği ve diğer yandan da karşılanmamış sosyal beklentileri karşısında hayal kırıklığına uğramış vatandaşlar tarafından kötü yönde etkilenmiştir.

State-space identification of switched linear systems via sparse optimization

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu tez çalışmasında, girdi-çıktı ölçümleri kullanılarak doğrusal zaman değişkenli sistemlerin tanılanması ele alınmaktır. Sistem parametreleri durum-uzay formunda ifade edilmiştir ve bu parametreler önceden belirlenmiş bir setin alt modellerine, parçalı-sabit bir şekilde sadece zaman anları setinde değişmektedir. Değişim anları ve değişim sayısı bilinmemektedir. Buna ilave olarak, alt model sayısı ve bu alt modellerin parametrelerinin de bilinmediği varsayılmaktadır. Bu çalışma, girdi-çıktı ölçümleri kullanılarak anahtarlamalı doğrusal sistemlerin durum-uzay formunda tanılanmasını sağlayan bir yöntem bilimi ortaya koymaktadır. Literatürde yer alan diğer çalışmalarda bulunan sürekli-zaman ölçümlerinin mevcut olduğu varsayımı bu çalışmada yapılmamıştır. Önerilen bu metodolojideki anahtar adımı durum-uzay anahtarlamalı doğrusal sistem (ADS) modellerinin anahtarlamalı harici girdili oto-yinelemeli (HGOY) modellere gözleyiciler ile yapılan dönüşümler oluşturmaktadır. Durum-uzay tanıyım problemini, HGOY model kestirimine indirgeyen bu dönüşümler en küçük bekleme süresi üzerine katı olmayan kısıtlamalar koyan deat-beat gözleyiciler ile yapılmaktadır. Bu dönüşümüm yarattığı teorik ve pratik güçlükler bu çalışmada başarılı bir şekilde aşılmıştır. Anahtarların ve alt modellerin sürekli uyarılma girdi koşulları ile birlikte tanılanması için yeterli, ve bazı durumlarda gerekli koşullar da sunulmuştur. Anahtarlar ve alt modellerin tanılanması gözleyici kümesinde, konveks olmayan seyreklik optimizasyon algoritması girdi-çıkti verileri ile kullanılarak uzun, sabit parametre aralıklarında aktif olan alt modellerin kestirilmesiyle başlamaktadır. Kümeleme yaklaşımı, ılımlı varsayımlar altında tüm alt modelleri ortaya çıkarmaktadır. Orta ve kısa zaman aralıklarında aktif olan alt modeller ise girdi-çıktı veri seti kullanılarak MOESP tipi altuzay tanıyım algoritması kullanılarak veya bu algoritmadan uyarlanmış kesikli optimizasyon problemi çözülerek elde edilmiştir. Seyrek optimizasyon algoritmasının konveks olarak gevşetilmesi, sıkıştırmalı algılama alanında iyi bilinen taban izlemli gürültü arındırma yöntemiyle yapılmıştır.

Stevia ekstraksiyonunda santrifüj kuvvetinin steviol glikozitlerin difüzyonu üzerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Tatlandırıcılar günlük hayatta kullanılan şekerlerin yerini almak üzere üretilen genellikle aynı miktarda şekerden daha tatlı olan ve daha az enerji içeren yapay veya doğal maddelerdir. Birçok tatlandırıcının yüksek düzeyde tüketilmesi bazı olumsuz sağlık etkilerine neden olmaktadır. Bu nedenle alternatif kaynaklara ihtiyaç duyulmuştur. Son yıllarda gıda maddelerinin üretiminde yapay tatlandırıcılar ve şeker alkollere alternatif olarak doğal tatlandırıcıların kullanılma eğilimi artmaktadır. Birçok gelişmiş ülkede yeşil altın olarak kabul edilen ve şeker otu olarak bilinen stevia bitkisinden (Stevia rebaudiana B.) üretilen doğal tatlandırıcıların şeker hastalığı (diyabet) ve obezite gibi kronik hastalıkların önlenmesinde kullanılabileceği düşünülmektedir. Steviol glikozitler sakarozdan 200-300 kat daha tatlıdır ve insan sağlığı üzerinde hiçbir olumsuz etkisi kanıtlanmamış olmakla birlikte kalorik değeri sıfır (0) kabul edilmektedir. Ayrıca stevia bitkisi steviol glikozitler dışında olumlu sağlık etkileri olan fenolik bileşikler gibi biyoaktif antioksidanlara da sahiptir. Endüstriyel üretimde steviol glikozitlerin ekstraksiyon aşamasını çeşitli saflaştırma aşamaları takip etmektedir. Bitkisel kaynaklardan besin değeri taşıyan bileşiklerin izole edilmesi için geleneksel yöntemler kullanılmaktadır. Bunun için literatürde birçok yöntem önerilmektedir. Bu yöntemlerden bazıları CO2 ve yardımcı çözücü olarak etanol kullanılarak süper kritik sıvı ekstraksiyonu (SFE), subkritik su ekstraksiyonu (SCW), ultrason uygulamaları, mikrodalga uygulamaları, ultrafiltrasyon ve yüksek basınçlı sıvı ekstraksiyonu (HPLE) olarak sıralanabilir. Bununla birlikte, günümüzde doğa dostu olarak bilinen sürdürülebilir ve uygulanabilir süreçler elde etme ihtiyacı hem gıda endüstrilerinin hem de gıda bilimcilerinin yeşil ekstraksiyon konseptiyle tam uyumlu yeni süreçler geliştirmesine yol açmıştır. Bu amaçla literatürde steviol glikozitlerin ekstraksiyonu ve tatlandırılmış ürünlerin üretiminde kullanımları ile ilgili devam eden birçok çalışma bulunmaktadır. Son zamanlarda steviol glikozitlerin (SGs) ekstraksiyonu için çevreye duyarlı yeni yaklaşımlar araştırılmıştır. Bunlar örneğin basınçlı sıcak su (PHWE), mikrodalga destekli (MAE) ekstraksiyon, ultrason destekli ekstraksiyon (UAE) ve yüksek performanslı ince katman kromatografisidir (HPTLC). Bu araştırmada, stevia yapraklarından majör steviol glikozitlerin ekstraksiyonu için çeşitli proses koşullarının etkisini belirlemek amacıyla çalışmalar yürütülmüştür. Üç adet ekstraksiyon parametresi kullanılarak denemeler yapılmıştır. Bu faktörler; seyreltme faktörü, ekstraksiyon sıcaklığı ve santrifüj kuvveti olarak seçilmiştir. Birinci denemede çözücü olarak su ve materyal olarak yaş stevia yaprağı kullanılmıştır. Santrifüjleme için 2400, 2900 ve 3400xG seviyelerinde santrifüj kuvveti uygulanmıştır. Ekstraksiyon sıcaklığı 40, 45 ve 50°C olarak seçilmiş ve seyreltme faktörleri 5 kat, 7,5 kat ve 10 kat olarak ayarlanmıştır. İkinci de