Thesis Search




SEARCH RESULTS

Sudan basınının haber söyleminde ekonomik şiddetin kodlanması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Gazetecilik Bilim Dalı
Bu çalışma, ekonomik şiddet olgusunu ekonomik ve sembolik faktörler arasındaki ilişki açısından incelenmiştir. Çalışma, Sudan'daki 2012-2018 yılları arasında yaşadığı ekonomik kriz döneminde haber söylemlerinde ekonomik şiddetin yazılı basın tarafından nasıl temsil edildiğine ve kodlandığına odaklanmıştır. Bu açıdan, çalışma ekonomik şiddetin semiyolojik boyutlarını belirlemeyi amaçlanmıştır. Ekonomik krizi döneminde hükümet yanlısı ve en yüksek tirajlı olan El-İntibaha gazetesi ve Es-Sudani gazetesi, ekonomik şiddet söylemlerini üretme ve yeniden üretme varsayımı test etmek için seçilmiştir. Bu kapsamda, Sudan'da 2012-2018 yılları arasında yaşanan ekonomik kriz haberleriyle ilgili iki gazeteden 500 haber, eleştirel söylem analizi yöntemiyle analize tabi tutulmuştur. Ekonomik şiddetin iki gazetenin haberlerinde açıkça temsil edilmediğini, haber söylem yapıları ve söylemsel stratejileriyle kodlandığını dikkat alarak bulgular, çalışmanın temel varsayımlarının kanıtlanmasını sağlamıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre, haber söylemin sembolik iktidar, sembolik şiddet ve ideolojik manipülasyonun kullanılması yoluyla ekonomik şiddeti meşrulaştırmıştır. Bulgulara göre ekonomik şiddet şiddetin eylemi, failini ve etkisini gizleyerek haber söylemlerinde kodlanmıştır. Bu çalışmada literatüre yeni bir katkı olarak 'ekonomik şiddet kare' kavramsallaştırması ileri sürülmüştür. Ekonomik şiddet kare ekonomik şiddeti (Ekonomik öznel şiddet, Fiziksel/kişisel ekonomik şiddet, Yapısal ekonomik şiddet, ve Sembolik ekonomik şiddet) birbirini tamamlayan dört kısma ayırarak, kendine, kişilere, kurumlara ve toplumlara yönelik şiddetin kapsamlı ve karmaşık doğasını aynı anda yansıtan bir kavramdır.

Sudan- Hartum (Khartoum) eyaletinde tarımsal kooperatiflerin sulama işletme performanslarının değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışmada genelde Sudan'ın toprak-su kaynaklarının dağılımı ve kullanım durumu, özelde ise Hartum Eyaletinin toprak-su kaynaklarının kullanım durumu ve sulama kooperatiflerinin karşılaştığı işletme sorunları araştırılmıştır. Araştırma 2018-2020'ın yılları arasında yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; - Sudan'ın tarımsal potansiyelinin 112×106 ha olduğu tahmin edilmekte ve bu alanı sadece %18,6'sı ekilmektedir (21×106 ha). Sulanan arazilerin ekili alana oranı %9'dur (1,9×106 ha). Hartum eyaletinin tarımsal potansiyeli 756×103 ha'dır ve yıllık ekilebilir alanların sadece 147×103 ha'ı (%19,4) kullanılmaktadır. - Sudan, tarımsal kooperatiflerinin kurulduğu ilk ülkelerden biridir. Hartum Eyaletinde tescil edilen sulama kooperatiflerinin sayısı 203'e ulaşmıştır. Bunlardan 45 kooperatif (%22,17) aktif halde, 36 kooperatif (%17,73) ise aktif değildir. Henüz arazi tahsisi yapılmayan kooperatif sayısı 122 (%60,10)'dir, -Hartum eyaletinde kayıtlı sulama kooperatiflerinin toplam tarım alanı 66.780,45 ha, aktif olan sulama kooperatiflerinin alanı ise 35.390,07 ha'dır (%52,99). Sulama kooperatiflerinin toplam alanının Hartum eyaletinin tarım alanına oranı %45,43 ve aktif olan sulama kooperatiflerinin alanın Hartum Eyaletinin yıllık ekili alanına oranı ise %24,1'dir. - İncelenen kooperatiflerde en büyük pompa gücü 255 kw/saat ile Al?bagair El?ailafon, Al?jamuiye ve Wad Ramli kooperatiflerinde ve en düşük pompa gücü ise 22 kw/saat Al?hamdab ve El?neye kooperatiflerindedir. -incelenen 10 adet kooperatif için 2018 yılı pompaj toplam elektrik enerjisi tüketimi 1.693.306 kw/saat olup enerji ücreti tutarı ise 76.015 dolardır. En yüksek enerji tahakkuku 33.333 $/yıl ile Al-jamuiye sulama kooperatifinde, en düşük tahakkuk ise 333 $/yıl ile Seyal El-hawab sulama kooperatifindedir. Maksimum yıllık çalışma süresi 4.105 saat ile Al?hamdab sulama kooperatifinde, en az çalışma süresi ise 58 saat ile Seyal Al?hawab sulama kooperatifinde olmuştur. -Teorik olarak yıllık çekilen su miktarı 15.646.858 m3 olmuştur. En yüksek çekilen su miktarı 5.610.000 m³ ile Al?Khojalab, 4.500.000 m3 ile Al?jamuiye ve 2.156.250 m3 ile Wad Ramli sulama kooperatiflerinde olurken, en az çekilen su miktarı ise 38.250 m³ ile Seyal Al?hawab sulama kooperatifindedir. -Birim sulama alanına düşen ortalama enerji gideri 490,35 kw/saat olup en yüksek enerji tüketimi 2.551,02 kw/saat ile Al?Khojalab sulama kooperatifinde, en düşük enerji tüketimi ise 33,69 kw/saat ile Seyal Al?hawab sulama kooperatifindedir. İncelenen kooperatiflerde 1 m3 suyun ortalama enerji bedeli 0,0067 $/m³, birim su bedelinde en yüksek ve en düşük değer arasındaki farkın küçük olduğu görülmüştür (0.0154 $). -Ankete katılan ve 5 yıldan az üretim yapan çiftçilerin oranı %1,1, 5- 10 yıl arasında üretim yapanların oranı %17,0, 10- 20 yıl arası üretim yapanlarının oranı %38,6 ve 20 yıldan fazla üretim yapan çiftçilerin oranı ise %43,2'dir. Ankete katılan çiftçilerin çoğunluğu (%81,1) toprağın bünyesini bilmem

Sudan'da Mehdi Devleti'nin kuruluşu ve yıkılışı (1881-1899)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
Bu çalışma, 1881-1898 yılları arasında Sudan'daki hüküm süren Mehdi Devleti üzerine odaklanacaktır. Bu devlet, 19. yüzyılın son çeyreğinde, Mehdi adıyla bilinen Muhammed b. Abdullah tarafından kurulmuştur. İç ve dış etkenlerin bir araya gelmesiyle Mehdi Devrimi'nin başarısına yardımcı olmuştur. Muhammed Ahmed el-Mehdi'nin hayalindeki devlet sadece Sudan'ı ele almak değil, aynı zamanda tüm dünyayı içine alacak büyük bir İslam devleti oluşturmaktır. Mehdinin o zamandaki büyük makamlara gönderdiği mektuplarda büyük devlet hayalleri ihtiva etmektedir. Mehdi, yeni devletinin temellerini belirledikten sonra uzun yaşamamış, Hartum şehrini ele geçirmesinden sonra 22 Haziran'da vefat etmiştir. Muhammed Mehdi'nin vefatından sonra Abdullah b. Muhammed et-Teayşi halefi olarak iktidara gelmiştir. Muhammed Mehdi'nin politikasını sürdürmeye devam etmek isteyen Abdullah b. Muhammed b. Abdullah el-Teayşi büyük çabalarına rağmen iç çekişme ve komşu devletlerle girdiği savaşlardan dolayı Muhammed el- Mehdinin büyük hedeflerini gerçekleştirememiştir. Mehdi devleti Mısır ve Kızıldeniz'deki İngilizlerin çıkarlarını tehdit eden bir devlet olması nedeniyle İngiltere'yi rahatsız etmiştir. Bu sebepten Mehdi devletini ortadan kaldırmak için hazırlanmaya başlamıştır. Bu şekilde Mısır hükümetiyle ittifak kurarak Mehdi devletine son vermişlerdir. Böylece Sudan, İngiliz -Mısır ortak yönetimi olarak bilinen yeni bir döneme girmiştir.

Sudan'da turizm gelişimi ve planlamaya ilişkin öneriler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı
Turizm planlaması, özellikle gelişmekte olan ülkelerin uluslararası turizm pazarında rekabet edebilmelerini sağlayan sürdürülebilir kalkınmanın bir gereğidir. Turizm gelişiminin planlanması, tüm bakanlıkların, bölgelerin, ajansların, hükümetin ve hükümet dışı bölümlerin turizmi geliştirme politikasını uygulamakla yükümlü olmasını gerektiren ekonomik ve sosyal kalkınma planının ayrılmaz bir parçasıdır. Turizmin gelişmesi, yalnızca Turizm Bakanlığının denetiminden yürütülecek tek taraflı bir görev değil, aynı zamanda yatırımlarını artırmak için turizmi geliştirme ve pazarlama çerçevesinde entegre bir görevdir. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için, ekonomik önemi ile birlikte, turizmin gelişiminin iyi bir planlama çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Buna göre ülkelerin turizm gelişimi, gelişim önündeki engellerin ortaya çıkarılması, bunlara bağlı olarak halkın katılımı ile birlikte bütüncül uygulamalar ve uzun vadeli planlama çalışmalarına öncelik verilmelidir. Son dönemlerde az gelişmiş ülkelerin de güncel gelişmeler ile birlikte turizm pazarına girme çabaları, ancak dikkatli planlama çalışmalarıyla geliştirilebilir. Araştırmanın temel amaçları; Sudan'ın turizm potansiyelini incelemek, mevcut durumu ortaya koymak, az gelişmiş bir ülke olarak turizm gelişiminin önünde engel olan problemleri tespit etmek ve bu problemlere çözüm önerileri sunmak, son olarak da Sudan'a uygun bir turizm planlaması ortaya koymaktır. Sudan'da turizm sektörünü tanıtmak için kullanılabilecek birçok fırsat bulunmaktadır. Araştırmada turizm sektörünü geliştirmek için kullanılabilecek fırsatların bir özeti ele alınmıştır ve özellikle Sudan'ın doğusundaki Kızıldeniz Bölgesine odaklanılmıştır. Öncelikle turizmle ilgili bölgeler değerlendirilmiş, arz kaynakları ve turistik çekim bölgeleri incelenmiş, sonrasında 2008'den 2019'a kadar konuya etkili bir şekilde hizmet verecek istatistiksel veriler toplanmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, sistemli ve düzenli planların oluşturulması ve uygulamaya geçirilmesi, bilinçli turizm sektörü yetkilileri, çalışanlar ve hatta yerel halk önderliğinde ve kontrolünde sağlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: Planlama, Turizm Planlaması, Katılımcı Turizm Planlaması, Toplumsal Katılım

Suggested framework for designing, implementing, and conducting an effective internal control system applied on Turkish company

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
İş dünyasındaki hızlı değişim sebebiyle, risklerin üstesinden gelebilmek ve fırsatları değerlendirebilmek için, etkili bir iç kontrol sistemi benimsenerek, inişli.çıkışlı ve değişken hale gelen risk ve fırsatların başarılı bir şekilde izlenmesi gerekmektedir. Bir çok düzenleyici kuruluş, örneğin; COSO (Committee of Sponsoring Organization of the Treadway Commission), iç ve dış çevrelerine göre kendi iç kontrol sistemlerini tasarlamak, uygulamak ve yönetmelerinde firmalara yol göstermek için bir iç kontrol çerçevesi oluşturmuştur. Fakat COSO'nun oluşturduğu bu çerçeve, tavsiyeler, şartlar ve özelliklerden oluşan bir yol haritasıdır. Bu, içerdiği yol haritasının talimatlarına uymaya yönlendirmek için bazı uygulanabilir araçlar gerektiren standartlaştırılmış bir çerçevedir. Türkiye'de şirketler, abartılı risk ve fırsatlar üreten, inişli çıkışlı ekonomik ve politik değişkenler, zayıf iç kontrol kültürü, yeterli tecrübeye sahip, yetkin personel eksikliği, ve iç kontrol alanının altyapısındaki diğer sorunlardan etkilenen özel bir iş çevresinde yönetilmektedir. Bu çalışma, karşılaştırma (Benchmarking), kurumsal karne ve kontrol-öz değerleme (Balanced Scorecard and Control-self assessment) gibi geleneksel teknikleri COSO'nun iç kontrol çerçevesi ile entegre etmek için bir çerçeve önermektedir. Çalışma, Türk şirketlerinin, COSO'nun iç kontrol çerçevesine uygun, etkili bir iç kontrol sistemi tasarlama, uygulama ve yönetmesine yardımcı olmak için bir temel ilkeler modeli ortaya koyar. Böylelikle, Türk şirketlerine, toplam kaliteye ulaşacak, etkili bir iç kontrol sistemi kurma ve geliştirme noktasında destek olması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: İç Kontrol Sistemi. COSO, BSC, Benchmarking, CSA.

Sulama yönetiminin iyileştirilmesi için uzaktan algılama yaklaşımı ile sulama projelerinin performansının değerlendirilmesi, Burkina Faso, Kou Vadisi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
İklim koşulları ile birlikte sulamada suyun randımanlı kullanımı üzerindeki baskı artmaktadır. Düzenli performans değerlendirmeleri yapmak için kaynak eksikliği göz önüne alındığında, sulama suyu yönetimini iyileştirmek ve bitkisel üretimi sürdürmek için uygun maliyetli performans değerlendirme metodolojilerinin kullanılması kritik öneme sahiptir. Çalışma alanı olarak, Burkina Faso'nun güneybatısında yer alan 1200 hektarlık Kou vadisi sulama alanı (KVIS) seçilmiş, 2013 ve 2014 yıllarının kurak mevsimleri için çalışma gerçekleştirilmiştir. KVIS sulama performansının farklılık gösterdiği, yetiştirilen bitkiye ve coğrafi konumuna bağlı olarak değiştiği gözlenmiştir. Sulama alanında konumsal bağlı kademeli olarak değişen rölatif evapotranspirasyon değeri gözlenmiştir. Su stres seviyelerine göre, iyi sulanan alandan orta seviyede sulanan alana kadar, yüksek su stresli alandan çok yüksek su stresli alanlara kadar sınıflar gözlenmiştir. Su tüketim homojenliğine göre ise, orta düzeyden iyi düzeye kadar sınıflar gözlenmiştir. Bitki su verimliliği (CWP) değeri, çalışılan iki yıl için konumsal değişiklik göstermiştir. ETa ve CWP'yi etkileyen ana fizikokimyasal faktörler ise, arazi ile ana kanal su alım noktası arasındaki mesafe (DPSI), tarla yüksekliği, kum ve silt içerikleri, toprak toplam azotu, ekstrakte edilebilir potasyum ve çinko olarak elde edilmiştir. ETa veya CWP'deki değişkenliği açıklamada DPSI en çok katkıda bulunan değişken olmuştur. Çalışma ile uzaktan algılama tabanlı metodolojilerin, veri kıtlığı ve kaynak kısıtlılığı olan sulama alanlarında, sulama suyu yönetiminin iyileştirilmesi için, karar destek araçları olarak hizmet etme potansiyeli ortaya konulmuştur.

Sultan I. Mahmud (1730-1754) devrinde İran Elçisi Hacı Han ve faaliyetleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Osmanlı Devleti'ne gelen elçiler sınıra dâhil olduğu andan itibaren bir mihmandar tayin edilir ve onun refakatinde İstanbul'a getirilirlerdi. 1736 senesinde İran tahtına oturan ve Avşar Türklerine mensup Nadir Şah, uzun bir müddetten beri süren Osmanlı İran Savaşı'nı sona erdirmek, şahlığını tanıtmak ve Caferî mezhebi'ni beşinci mezhep olarak kabul ettirmek için farklı tarihlerde elçilerini İstanbul'a göndermeye başlamıştır. 1740 yılında Caferî mezhebi meselesini çözüme kavuşturmak için gönderilen son elçi Hacı Han, Osmanlı diplomatik kaideleri gereğince sınırda karşılanmış ve ihtişamlı törenlerle İstanbul'da en iyi şekilde ağırlanmıştır. Nadir Şah tarafından elçi olarak tayin edilen Hacı Han'ın hayatı hakkında Nadir Şah'ın ordusunda Çarkçıbaşı olduğu ve Nadir Şah'la beraber Kandahar ve Hindistan seferlerine katılmasının dışında fazla bir bilgi yoktur. 1739 yılında Nadir Şah, Caferî mezhebi'nin beşinci mezhep olarak kabul edilmesi ve Kabe'de bir rükn tahsis edilmesi için Osmanlı Devleti'ne bir elçi göndermiş ancak bu elçinin vefat etmesi üzerine 1740 yılında Hacı Han, bu görevi devralmıştır. Hacı Han, Osmanlı topraklarına geldiğinde Derviş Mehmet Ağa'nın refakatinde ağırlanmıştır. Elçilik heyetinin memnuniyeti için tüm masrafları devlet hazinesinden karşılanarak, defterlere yazılmıştır. Bu çalışmanın amacı, 1740-1741 yılları arasında İstanbul'a elçi olarak gelen Hacı Han'ın İstanbul'daki faaliyetleri ve Osmanlı Devleti'ne olan masraflarının incelenmesidir.

Sultan I. Murad'a sunulan Arapça bir risale: Tuhfetü'l-Guzât fi Fazaili'l-Cihâd (Tercüme ve değerlendirme)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda, gaza/cihad anlayışı ve din etkisi gündemde olan konulardan biridir ve bunun tartışılması Herbert Adams Gibbons'un Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemiyle ilgili iddialarıyla başlamıştır. Gibbons, Osmanlı Devleti'nin kurucu unsurunu yerli Rumlara bağlamaya çalışmış, Osman Bey'in Anadolu'ya geldiğinde Müslüman olmadığını, etrafında gördüğü ırktaşlarından etkilenerek Müslüman olduğunu iddia etmiştir. İslam dinini kabul eden Osman Bey, hemen gaza ideolojisini benimsemiş ve daha önce iyi ilişkiler içerisinde olduğu tekfurlara saldırmaya başlamıştır. Temelde üç ana eksen üzerinde tartışmaların devam ettiğini görmekteyiz. Birincisi: Osmanlı'nın kuruluşunu tamamen dine bağlayan anlayıştır. Batılı tarihçilerden Gibbons ve Wittek bu düşüncenin ilk temsilcileri sayılmaktadır. İkincisi Osmanlı'nın kuruluşunda dinin hiçbir şekilde etkisinin bulunmadığını, hatta Osmanlı'da gaza anlayışının bile olmadığını ileri süren görüştür. Üçüncüsü ise beyliğin kuruluşunda dinî etkinin olduğunu kabul etmekle birlikte kuruluş için dinin tek başına yeterli bir sebep olmadığını iddia eden görüştür. Sosyal bir varlık olan insanın birçok yönünün olduğu inkâr edilemez bir gerçekliktir. Bu kabulden hareketle onun eseri olan devletin kuruluşunda değişik etkenlerin olması doğaldır. Devletin kuruluşunda dinî etkinin yanında ekonomik sebepler de olabilmektedir. Bunları birbirinden ayıran kesin çizgilerin olduğunu söylemek kolay değildir. Ancak bütün ünsurların aynı etkiye sahip olduğunu söylemek de güçtür. Osmanlı beyliğinin kuruluşunda gaza, cihad ve dini etkinin olduğunu kaynaklar açık bir şekilde ifade etmektedir. Ayrıca bu iddiayı destekleyen pek çok eser bulunmaktadır. Bunlar arasında Tuhfetü'l-Guzât fi Fezâili'l-Cihâd (Cihâd'ın üstünlükleri hakkında gâzîlere armağan), Tevarih-i Al-i Osman, Kitâb-ı Cihan-Nümâ gelmektedir. Bu kaynakların en belirgin özelliği, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda gaza, cihad ve dinin etkisini savunuyor olmalarıdır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Kuruluş Devri, I. Murat Devri, Gaza, Cihad.

Sulu-olmayan fazlı sıvılarla (NAPL) kirlenmiş topraklardajeofizik araştırmalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2022 Diğer
Hafif Sulu-olmayan Fazlı Sıvıların (LNAPL) izlenmesi, karakterize edilmesi ve haritalanması için jeofizik yöntemler etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Atık Motor Yağı (AMY), kentsel topluluklarda en yaygın LNAPL kirleticilerinden biri olmasına rağmen, AMY kirlenmesinin jeofizik yöntemlerle araştırılması ihmal edilmiştir. Bu tez çalışmasının temel amacı, bir tank akifer sistemi içinde AMY (viskoz LNAPL olarak) ile kirlenmiş kumlar üzerinde Yer Radarı (GPR) ve Elektrik Özdirenç Tomografisinin (ERT) zamana bağlı tepkilerini araştırmaktır. Tek kirlenme deneyi ve yarı-sürekli kirlenme deneyi olmak üzere iki deney grubu gerçekleştirilmiştir. Tek kirlenme deneyi 26 hafta sürmüştür. Yarı-sürekli kirlenme deneyi, üç mevsimsel benzetim ve kontrol deneyinden oluşmaktadır. Kış, yağışlı mevsim (ilkbahar, sonbahar) ve yaz dönemi için mevsimsel benzetimler yapılmıştır. Yarı-sürekli benzetim deneyindeki her deney, 5 er hafta olmak üzere toplam yirmi (20) hafta sürmüştür. GPR verilerinin toplanması için 2.0 GHz anten kullanılırken, ERT verileri özel olarak küçük bir özdirenç dizisi olarak tasarlanmış 24 elektrot kullanılarak toplanmıştır. Her iki deneyden elde edilen zamana bağlı sonuçlar, kirlenmenin dikey ve yanal göçünü ortaya koymuştur. Tek kirlenme deneyinden elde edilen sonuçlar, GPR sinyalinin zamana bağlı aşamalı olarak zayıfladığını ve elektrik özdirencinin de zamana bağlı aşamalı olarak azaldığını göstermiştir. Bu jeofiziksel sinyallerin zamana bağlı azalması, AMY'nin zaman geçtikçe biyolojik bozunmaya uğramasıyla açıklanmıştır. Sonuçlar, uzun süre farklı LNAPL'ler üzerinde çalışan araştırmacıların ve yaşlı LNAPL kirlenmeleri üzerinde çalışan araştırmacıların bulgularına uymaktadır. Yarı-sürekli kirlenme deneyinden elde edilen sonuçlar, zamanla GPR sinyallerinde aşamalı bir artış ve zamanla elektriksel özdirençte de aşamalı bir artış olduğunu göstermiştir. Yarı-sürekli kirlenme deneyinde gözlenen bu jeofizik davranış, AMY ve akifer sisteminin fiziksel özellikleri arasındaki zıtlıkla açıklanmıştır. Sonuçlar, kısa süreliğine taze veya yeni LNAPL kirlenmesi üzerine araştırma yapan araştırmacıların önceki çalışmalarıyla uyumludur. Bu çalışmada gerçekleştirilen deneyler jeofizikçiler tarafından laboratuvar ortamında AMY'nin kum ortamını kirletmesinin araştırılması için yapılan ilk çalışmadır. GPR ve ERT yöntemlerinin hem küçük hem de büyük miktarda AMY'nin akifer içerisindeki zamana bağlı hareketini izlemek için çok iyi jeofizik yöntemler olduğu kanıtlanmıştır. Deneysel sonuçlar GPR ve ERT'nin AMY kirleticilerin zamana bağlı izlenmesindeki yeteneğini başarıyla göstermiştir.

Surface imprinted silica particles for concanavalin A purification

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Concanavalin A (Con A) lektin olarak bilinen bitki protein grubu üyesidir. Çoğu lektin proteinleri hücre bölünmesi ve hücre yüzeyi araştırma çalışmalarında faydalıdır. Con A genelde afinite kromatografi araştırmalarında karbohidrat içeren yapıların saflaştırılması ve karakterizasyonu için kullanılmaktadır. Bu çalışmada çekirdek kabuk yüzey baskılama yöntemini kullanarak Con A saflaştırılması için spesifik adsorbent tasarlanmıştır. Con A molekülüne karşı yüzey moleküler baskılanmış polimer olarak silika mikroküreler kullanılmıştır. Silika yüzeyi asit ile işlenmiş ve sonrasında 3-metakriloiloksipropil trimetoksisilan (MPTMS) ile modifiye edilmiştir. Con A moleküllerini silika partiküllerin yüzeyine baskılamak için N-metakriloil-L-histidin metil ester fonksiyonel monomer olarak kullanılmıştır. Çekirdek-kabuk silika partikülleri Zeta Size, SEM cihazı ve FTIR spektroskopi ile incelenmiştir. pH, Con A derişimi ve sıcaklık gibi parametrelerin Con A adsorpsiyonuna etkileri test edilmiş ve hesaplanmıştır. Con A adsorpsyonunun ilerlemesini incelemek için zaman taraması yapılmıştır. 1.0 M NaCl çözeltisi desorpsiyon ajanı olarak kullanılmıştır. Moleküler baskılanmış polimerlerin etkisini görmek için aynı yöntem ile moleküler baskılanmamış polimerler hazırlanıp test edilmiştir. Ayrıca Con A baskılanmış partiküllerin bağlanma boşluklarının seçiciliğini araştırmak için lizozim ve hemoglobin molekülleri kullanılmıştır. Baskılanmış silika partiküllerin seçiciliği Con A içeren Jack Bean (fasulye) özütünü kullanarak incelenmiştir. Con A'nın saflığı sodyum dodesil sülfat poliakrilamit jel elektroforezi (SDS-PAGE) ile incelenmiştir. Son olarak Con A baskılanmış silika partiküllerin tekrar kullanılabilirliği 10 gün boyunca ardarda kullanarak seçiciliğin değişmemesi ile ıspatlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Concanavalin A, lektinler, moleküler baskılanmış polimerler, silika partiküller.

Suriye Ticaret Kanununa göre anonim şirkette pay sahibinin hakları ve borçları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Özel Hukuk Bilim Dalı
Pay sahibinin anonim şirketteki hak ve borçlarını araştırarak Suriye, Irak ve Türk mevzuatı arasında karşılaştırma yöntemini kullandık. Araştırmanın ilk bölümünde pay sahiplerinin mali hakları olan kar ve faiz hakkı üzerinde durulmuş, hisse senetlerini elden çıkarma hakkı ele alınmış ve daha sonra da yeni payların alınması ve tasfiye durumunda şirket varlıkları paylaşması incelenmiştir. İlk bölümde ayrıca pay sahibinin mali olmayan haklarına da yer verilmiş, bilgileri görme ve hakları korumak için karar alma ve ayrıca şirketin çıkarına olan kararları oylama hakkı üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, pay sahibinin nakdi paylarının bakiye borcunun yerine getirilmesi ve ayni payların ödeme yönteminin yanı sıra, zararları üstlenme borçlu gibi mali borçlar ele alınmıştır. İkinci bölümde ayrıca, temsil edilen pay sahiplerinin şirket menfaatinin ve sırlarının korunmasında mali olmayan borçlarının yanı sıra, çoğunluğun kararlarına uyma gerekliliği araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Anonim Şirket, Hissedar, Haklar, Yükümlülükler.

Suriye'de paramiliter gruplar: Silahsızlanma ve reintegrasyon

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Suriye krizinin patlak vermesi ve bir iç savaşa dönüşmesiyle birlikte Suriye, bölgesel ve uluslararası rekabet için bir arenaya dönüşmesi nedeniyle Suriye merkezi otoritenin meşru şiddeti tekeline alma kabiliyetini zayıflattı. Suriye hükümeti güçlerinin zayıflığını telafi etmek ve muhalifleriyle yüzleşme kabiliyetini artırmak için, bu konuda daha önceki deneyimleriyle kendisine bağlı paramiliter grupların oluşumuna önemli kaynaklar sağlayarak bu grupları destekledi. İran, müttefiki Suriye hükümetini desteklemek amacıyla Suriye'nin desteklediği paramiliter gruplara gerekli yardımlarda bulunarak Suriye'nin yanında yer aldı. Suriye hükümeti bu grupların yanı sıra müttefikleri Rusya ve İran'dan aldığı destek sayesinde muhaliflerinin tehdidini ortadan kaldırmayı başardı. Bu başarı, paramiliter gruplarla başa çıkmak için geleneksel ve uluslararası programların varsaydığı gibi, Suriye krizine siyasi bir çözüm veya uluslararası bir rol beklemeden Suriye hükümetini, İran ve Rusya'nın yaptığı gibi, kendisine bağlı paramiliter grupları silahsızlandırma, terhis etme ve yeniden bütünleştirme sürecini başlamasında rol aldı. Bu çalışma, hükümet yanlısı paramiliter grupların motiflerini ve ideolojilerini, savaş yıllarındaki rollerini, Suriye hükümetinin ve müttefikleri Rusya ve İran'ın bu grupları silahsızlandırma, terhis etme ve yeniden bütünleştirme çabalarını ve bunların askeri kuruluş üzerindeki etkilerini incelemektedir. Çalışma, Suriye hükümeti ve müttefiklerinin, paramiliter grupların silahsızlandırılması, dağıtılması ve yeniden entegrasyonuna ilişkin hedefler, mekanizmalar ve çıkarlar açısından aynı yaklaşımlara sahip olmasının gerekli olmadığını gösteriyor. Ayrıca; Suriye hükümeti ve müttefikleri, bu süreci devam ettirmek için gerekli araçlara ve yeterli finansmana sahip olmamakla birlikte, askeri kuruluşun şekli ve kimliği konusunda da aynı görüşte olmadıkları aşikardır. Yukarıdaki saydığımız gerçekler, paramiliter grupları entegre ederek askeri kuruluşun değişmesi ve ordunun resmi yapıları içinde bu grupların bağımsız bloklar halinde çoğalacaktır. Bu sebeplerle, ordu artık 2011 öncesi olduğu gibi merkezi bir kurum olmayacak. Bu da paramiliter grupların silahsızlandırılması, dağıtılması ve yeniden bütünleştirilmesi sürecinde uluslararası rolün önemini ve bu sürecin siyasi bir çözümün gerekliliğinin önemini ortaya koymaktadır.

Suriyeli mülteci krizinin ardından İstanbul'daki Afrikalı göçmenlerin durumu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Bu çalışma İstanbul'daki Afrikalı göçmenlerin yaşam durumuna Suriyeli mülteci krizinin etkilerini değerlendirmeyi amaçlar. Bu bağlamda, bu çalışma Suriyeli mülteci krizi ile ortaya çıkan yeni Türk göçmen rejiminin başlattığı fırsatları ve zorlukları incelemekte ve bunun Afrikalı göçmenler için ne gibi imkânlar sağladığını araştırmayı arzu etmektedir. Bu çalışmanın önemi, Türkiye'de Afrikalı göçmenler ve sığınmacılara yönelik çok az çalışma bulunduğundan kaynaklanmaktadır. Nitekim Suriyeli mülteci krizi ve burada oluşturulan yeni göç kanunları ve politikaları konusundaki bu çalışma böyle bir çabanın ilklerinden birini temsil etmektedir. Çalışmanın bulguları, şimdiye kadar Afrikalı göçmenlerin durumunu ön plana çıkaran savunma mekanizmasının Suriye krizinin gölgesi altında düğümlendiğine işaret ediyor. Yine, Afrikalı göçmenler için sosyal hizmetlere erişim imkânları, istihdam piyasasına erişimin daha kısıtlı hale gelmesiyle neredeyse aynı kaldı. Benzer şekilde, barınma maliyeti arttı ve Afrikalı göçmenleri için barınma sıkıntısına neden oldu.

Suriyeli mültecilerin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) sosyal medyasına karşı memnuniyet düzeyleri: Türkiye –Ürdün örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Suriye savaşı sürecinde komşu ülkelere sığınan sığınmacıların sayısının milyonlarca olduğu bilinirken, iç savaş nedeniyle de daha fazla insanın ülkesini terk edeceği düşünülmektedir. Günümüzde Suriyeli sığınmacıların sorunu, bugün dünya kamuoyunun önündeki en karmaşık sorunlardan birisidir. BMMYK, dünyanın her tarafındaki, ırk, din, ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın ve tarafsız bir şekilde Suriyeli sığınmacıların ve diğer insanların ihtiyaçlarını karşılamayı sağlamaktadır. Sosyal medya günümüzde herkes tarafından etkili kullanılmasının yanısıra Suriyeli sığınmacılar için de ayrı bir önemi bulunmaktadır. Suriyeli sığınmacıların çoğu eğitimli ve şehirlerde yaşayan kişilerdir. Dolayısı ile akıllı telefon elde etme ve sosyal medyayı kullanma yeteneğine sahiptir.Bu araştırmanın amacı, Suriyeli Sığınmacıların Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sosyal Medyasına Karşı Memnuniyet Düzeylerinin ölçülmesidir. Bu bağlamda; Türkiye'deki ve Ürdün'deki kamplar dışında yaşayan Suriyeli sığınmacıların söz konusu sosyal medyaya karşı memnuniyetleri 300 kişiyi kapsayan bir araştırma ile ölçülmüş ve karşılaştırılmıştır. Araştırmamızdaki bağımsız değişkenlerimiz; yaş, cinsiyet, eğitim durumu iken, bağımlı değişkenlerimiz Suriyeli sığınmacılar tarafından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) sosyal medyasının kullanım sıklığı, en çok paylaşılan konular, yaygın olarak kullanılıp kullanılmadığı, etkinliği ve memnuniyet durumlarıdır. Yapılan araştırma sonucunda Suriyeli sığınmacıların BMMYK sosyal medyasının rolünden memnun olmadıkları ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda hem Ürdün hem de Türkiye'de kamplar dışında yaşayan Suriyeli sığınmacıların demografik özellikleri ne olursa olsun(cinsiyet, yaş, eğitim, meslek ..) ile BMMYK sosyal medyasına karşı memnuniyet düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı belirlenmiştir.

Sustainability in traditional Cambodian house

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Son zamanlarda, çağdaş mimari tasarımı, küresel ısınmaya, kirliliğe ve iklim değişikliğine neden olan su, enerji ve malzeme gibi doğal kaynakların tüketilmesine ilişkin endişeleri olmayan şehirlerde tanıtıldı. Binadaki enerji kullanımını azaltmak, pek çok akademisyenin doğal kaynakları korumak ve çevreyi korumak için araştırmakta olduğu en önemli konulardan biridir. Geleneksel mimariler yerel iklim koşullarına, topoğraf ve mevcut kaynaklara adapte olabilirlikleriyle bilinirler, aşırı enerji kullanmaksızın konforlu bir iç mekan ortamını sağlarlar. Bu nedenle, bu çalışma, geleneksel Kamboçyalı ev tekniklerini, özellikle de sürdürülebilir teknikleri, tasarım için yenilikçi bir adım olarak entegre etmek için enerji, malzeme, su ve kalite ile refah analizini kullanarak Kamboçya'daki geleneksel evlerin sürdürülebilirliğinin etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. gelecekteki sürdürülebilir çağdaş yerleşimler.

Suudi Arabistan'da siyasetin oluşumu: Siyaset dışı kurumların kararalma mekanizmalarına katkısı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu tez çalışmasında Suudi Arabistan`dakı siyaset dışı kurumların siyasetin oluşum sürecindeki katkısını araştılmaktadır. Suudi Arabistan Krallığı günümüzde Ortadoğu ve İslam dünyasının önemli siyasi ve ekonomik aktörlerinden biridir. Kabile lideri ve dini aliminin ulus devlet kurma fikri ve ideolojisi bugünkü modern Suudi Arabistan Krallığının temellerini ve ideolojisini oluşturmuştur. Günümüzde siyaset dışındakı aktörlerin devletin yükünün bir anlamda azaltılmasında önemli rolünü gözönünde bulundurursak bu kurumların (düşünce kuruluşları, üniversiteler ve vakıflar) Suudi Arabistan`da hükümetin yükünün azalmasında önemli rolü var. Suudi Arabistan`dakı düşünce kuruluşları yönetimin siyaset tarzına uygun karar alma sürecine bilimsel ve akademik olarak destek vermektedirler. Diğer bir ifadeyle, siyasi otoritenin siyasetinin meşrulaştırılmasında bu kurumların belli bir düzeyde rolü var. Diğer kurumlar, vakıflar kraliyet ailesi üyeleri ve iş adamları tarafından yönetilen vakıflar hem ülke içinde hem de ülke dışında önemli ölçüde projeler hayata geçirmektedir. Bu kurumlar eğitim, sağlık, sosyal alanlarda orta ve büyük çapta projeler hayata geçirmektedir. Ayrıca yönetim ülkenin meşhur 2030 vizyonuna yönelik reformlar gerçekleştireceği ve bu değişimin ana dinamikleri; insan kaynağının oluşumu, reform ve modern teknoloji transferi olması beklenmektedir. Bu kurumlar bu vizyonun hayata geçirilmesine lokomotif olacaktır. Anahtar Kelimeler: Suudi Arabistan, İslam, Siyasi ve İdari Yapı, Düşünce Kuruluşları, Üniversiteler, Vakıflar

Suudi Arabistan'ın Arap Baharı devrimlerine yönelik dış politikası

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Arap ülkelerinde baş veren ve mevcut yönetimlere karşı bir halk hareketi olarak başlayan bir dizi olayın genel tanımlaması maksadıyla kullanılan Arap Baharı terimi ilerleyen dönemde farklı anlamları kendi bünyesinde barındırır hale gelmiştir. Tunus, Mısır, Libya gibi ülkelerde başlayıp zamanla etkileri diğer Arap ülkelerine yayılan halk hareketleri adı anılan ülkelerde yönetim değişikliklerine ve hatta rejim değişikliklerine yol açmıştır. Halk hareketlerinin başladığı coğrafyalarda ve bunlara komşu devletlerin konuya bakışı yönetimlerin farklı stratejileri ve reel-politik sebebiyle değişkenlik göstermektedir. Suudi Arabistan devleti bahse konu coğrafyada ehemmiyetli bir yere sahiptir. Suudi Arabistan'ın önemi, ciddi petrol rezervlerine sahip olması yanında İslamiyet'in kutsal mekânlarına sahip olmasıyla belirgin hale gelmektedir. Arap Baharı ile ortaya çıkan gelişmelere komşu devletler farklı reflekslerle tepki vermişlerdir. Bu tepkileri belirleyen unsurlar tarihsel, ekonomik, politik ve son olarak kültürel nedenlere dayalı gelişebilmektedir. Arap Baharı ile ortaya çıkan halk hareketleri genel olarak demokrasi talebi ve ülkelerdeki baskıcı, otoriter yönetimlere karşı bir oluşum biçiminde nitelendirilmekteydi ancak zamanla her ülkede farklı iç ve dış dinamiklerle ilerleyen bu hareketler dönüşüme uğramış ve birbirinden farklı neticeler vermiştir. Günümüz dünyasında iç dinamiklerin dış ilişkilerden etkilenmesi doğaldır. Arap Baharı olgusu zamanlama itibariyle oldukça yeni ve kısmen halen devam etmekte olan bir süreci ifade etmektedir. Bu yapısı itibariyle konuya dair yeterli çalışmanın henüz yapılmadığını ve sonuçları ortaya çıkmaya devam ettikçe bu olgunun daha doğru değerlendirileceğini ifade etmek gerekir. Mevcut durum itibariyle Arap Baharı'nın direkt etkisine maruz kalmayan Suudi Arabistan bu hareketlere karşı bir tutum içinde olmuştur. Halkının toplumsal taleplerinden ziyade yönetiminin güvenlik algısı bu duruma sebebiyet vermiştir. Arap Baharı benzeri geniş yayılımlı toplumsal olaylara verilen tepkiler artık iç ve dış ilişkilerin bir toplamı olarak ele alınmak durumundadır. Suudi Arabistan'ın yakın ve uzak komşusu olan ülkelerde devam eden olaylara olan tepkisi de tehdit ve güvenlik algısından kaynaklanmaktadır. Suudi Devletinin Arap Baharı bağlamında dış politika okuması yapılırken yakın ve uzak soydaş ve komşuları ile olan ilişkileri de bu kapsamda birinci planda irdelenmesi gereken bir konudur.

Süleymaniye Kütüphanesi, Atıf Efendi bölümü, 02254 numarada kayıtlı bir şiir mecmuası: Mecmuati'l-Kasaidi'l-Mergube (İnceleme-metin-transkripsiyon)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışma Süleymaniye Kütüphanesi Atıf Efendi bölümü 02254'te Mecmuati'l-Kasaidi'l-Mergube adıyla kayıtlı olan 144 varaklı şiir mecmuasının incelenmesini kapsamaktadır. Metnin transkripsiyonu yapılarak şekil ve muhteva bakımından incelenmiştir. Ayrıca genel olarak mecmua kavramı hakkında bilgi verilmiştir. Mecmuada yer alan şiirler, basılmış olan yada daha önce tez olarak çalışılmış divanlardaki şiirlerle kıyaslama yapılmış, farklılıklar dipnotta verilmiştir. Bu çalışmada 15. ile 17. yüzyıl arasında yaşamış şairler yer almaktadır. Bu da mecmuanın 17. yüzyılın sonlarında yada 18. yüzyılda derlenmiş olabileceğini göstermektedir. Çalıştığımız mecmua, şiir mecmuası olduğundan farklı nazım şekilleri yer almaktadır. Bunlar; kaside, gazel, nazire, tahmis, kıtèa, rubaèi, naèt, muhammes, müseddes, müstezat, müfred, terkib-i bend ve diğer nazım şekilleridir. Mecmuanın tamamı 69 şairin 379 şiirinden oluşmaktadır.

Süleymaniye kütüphanesindeki Arapça, münşeat mecmualarının kâtiplik müessesesi ve belge düzenlenmesindeki rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Münşeat mecmuaları Osmanlı bürokrasi ve devlet yönetimindeki belge düzenlemeleri ile kâtiplik müessesesinin işleyişlerinde son derece önemli bir bilgi kaynağıdır. Türkiye'de Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi münşeat mecmuaları ve bunların üzerindeki incelemeler son derece az ve yetersizdir. Bu çalışmada, Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi olan münşeat mecmualarının Süleymaniye Kütüphanesinde bulunanları üzerinde yapılacak incelemeler ile kâtiplik müessesesi ve belge düzenlemelerindeki rolü örneklendirilerek bu mecmuaların durumu ortaya konmaktadır. Kapsam olarak Türkiye'de en büyük yazma eser kütüphanesi olan Süleymaniye Kütüphanesi bağlamında Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi münşeat mecmuaları esas alınmaktadır. Konu aynı zamanda farklı kaynaklar ve güncel bilgiler dâhilinde belge yönetimi bağlamındaki diğer eserler ile desteklenmektedir. Bu çerçevede Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi münşeat mecmualarının Türkçe olarak düzenlemiş bulunan münşeat mecmualarının oluşumundaki etkisi de ortaya koymaya çalışılmaktadır.

Sünen-i Tirmizî'de Hadîsü Fülân kavramı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Hadis Bilim Dalı
Hadîsü Fülân terkibi rivâyet asrında kullanılan bir kavramdır. Mezkûr kavramı dikkat çekici derecede kullanan kişilerden birisi Tirmizî'dir. O, Sünen'inde anılan terkibi farklı biçimlerde kullanmıştır. Söz gelimi Hadîsü fülân sahih/hasen/garîb'tir , Lâ na'rifuhû illâ min hadisi fülân , Garîbun min hadisi fülân , Esahhu min hadîsi fülân , Nahvu/Mislü hadîsi fülân , Hüve/hâzâ hadîsü fülân bu kullanımlar arasındadır. Hadîsü fülân terkîbi farklı şekilleriyle Sünen'de 1686 defa geçmektedir. Bu kullanımların 843'ünde fülân kelimesi sahâbîye; kalan 843 yerde ise sahâbî dışındaki râvilere delâlet etmektedir. Hadisin bir sahâbîye nispet edilmesi normal ve anlaşılabilir bir durumdur. Çünkü söz konusu sahâbî, o hadisi söyleyen/duyan kişi ve onun ilk râvisidir. Hadîsü fülân içerisinde yer alan sahâbe dışındaki râvilerin çoğu ise tasnif döneminin başlangıcında yaşamışlardır. Çalışma neticesinde mezkûr râvilerin hadîs kitabı/hadis nüshası sâhibi veya râvisi oldukları söylenebilir. Tirmizî'nin hadîsü fülân tabiriyle bazen açık bir şekilde bazen de zımnen kullandığı kitaplara veya nüshalara işaret ettiği anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Tirmizî'nin kullandığı bu kitapları veya nüshaları genel olarak zamanın gerektirdiği yöntemle yani semâ yoluyla veya diğer muteber bir yolla almış olduğu unutulmamalıdır.