Thesis Search




SEARCH RESULTS

Sünnî ve Şiî tefsir kaynaklarına göre Hırâbe

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Tefsir Bilim Dalı
Sünnî ve Şiî Tefsir Kaynaklarına Göre Hırâbe ile ilgili bu çalışma bir giriş, iki bölüm ve sonuç kısmından meydana gelmektedir. Giriş kısmında araştırmanın konusu, önemi, amacı, sınırlandırılması, kaynakların değerlendirilmesi hakkında genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde kavramsal ve hukuki bakımdan hırâbe ve bağy suçunun terim anlamları, hırâbe suçunun gerçekleşmesi için yolu kesenlere ait, yolu kesilenlere ait, hırâbe suçunda çalınan mala ait ve yol kesme olayının geçtiği yere ait aranan şartlar, hırâbe haddini düşüren şartlar ve hırâbe suçunun ispat vasıtaları temel sözlüklerden ve fakihler tarafından esas alınan Sünnî ve Şiî fıkıh kitaplarından açıklanmıştır. İkinci bölümde ise Sünnî ve Şiî tefsir kaynaklarına göre hırâbe ayetlerinin nüzul sebebi, Ureyne vâkıası ile ilişkisi, Allah ve Resûlü ile savaşma kısmının tevilleri, yeryüzünde fesat çıkarma kısmının tefsiri, hırâbe haddinin kapsamında olan suçlular, hırâbe haddinin uygulanmasındaki farklı görüşler ve hırâbe suçunda tevbenin uygulanacak cezaya etkisi olarak yeni ve eski tefsir kaynaklarına göre değerlendirilmiştir. Sonuç bölümünde ise genel bir değerlendirme yapılarak ulaşılan netice belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kur'an, hırâbe, sünni, şiî.

Süperiletkenlikte termodinamik özelliklerin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Katıhal Fiziği Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında, klasik süperiletkenlerin termodinamik özellikleri araştırılmıştır. Ayrıca, bu termodinamik özelliklerin klasik olmayan süperiletkenlerde nasıl değiştiği incelenmiştir. Klasik bir süperiletkenin elektronik öz ısısı, normal durumdan süperiletken duruma geçtiği kritik sıcaklıkta T_c, ani bir artış ortaya koyar. Öz ısısının kritik sıcaklık altındaki davranışı Bardeen-Cooper-Schrieffer (BCS) teorisinin öngördüğü üstel bağımlılık fonksiyonuyla açıklanır. Bu özellik, klasik olmayan süperiletkenlerin elektronik öz ısısının, kritik sıcaklık değerinde böyle bir artış sergilediği; ancak, örgünün fonon katkısının büyük olması nedeniyle değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır. Bu zorluk, süperiletken malzemenin kritik sıcaklık altındaki davranışı, BCS teorisinin üstel fonksiyon tanımlamasına tam olarak uymaması şeklinde ortaya çıkıyor. Son zamanlardaki çalışmalar, klasik olmayan süperiletkenlerin davranışlarını açıklamak için daha genel, BCS teorisi benzeri bir teori bulmayı önermektedir. Bu çalışma, süperiletkenlik alanındaki önceki teorik bulguları analiz ederek, ampirik araştırmaları kullanarak, gerçekleştirilmiştir.

Sürdürülebilir eski sanayi alanı (brownfield) koruyarak canlandırma kavramı ve karadağ örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Mimari Tasarım Sorunları Bilim Dalı
Bu tezin amacı, Brownfield Alan yeniden canlandırma kavramını ve Karadağ'daki planlama pratiğindeki varlığını incelemektir. Sürdürülebilir Brownfield canlandırma nispeten yeni bir kavramdır, ancak dünya çapında bir dizi araştırmanın ve politikanın dikkatini çekmiştir. Brownfield alanları, çevrelerinde çoğunlukla ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda kentsel çevrenin bozulmasıyla görülen bir dizi olumsuz etki yaratabilir. Bu araştırma, bu konumların potansiyelini keşfetmeyi ve brownfield rejenerasyonunun olası sonuçlarını incelemeyi amaçlamaktadır. Karadağ bağlamında brownfield terimi yeni ve teoride ve profesyonel uygulama henüz sağlanamamıştır. Karadağ'daki kapsamına girilebilen alanlar genellikle ihmal ediliyor ve zayıf kurumsallaşma ve fazla güçlenmiş ekonomik çıkarlar nedeniyle aşırı derecede işgal edilmiş olan yeşil alan sahalarına daha fazla ilgi gösterilmektedir. Karadağ'daki brownfield alanlar çoğunluğu şehir merkezinde ve cazip şehir mekanlarında yer almakta olup bu konuya daha fazla ilgi duyulması ihtiyacını artırmaktadır. Seçilen konuyu kavramak için yazılı literatürün bir taraması yapılmıştır. Teorik çerçeveden sonra araştırmanın analitik kısmı, brownfield canlandırmanın önde gelen örneklerini incelemeye adanmıştır. Teorik ve proje ölçekli incelemeden alınan dersler, brownfield alanlarını koruyarak canlandırma için Mimari Kavramsal bir model oluşturmak için kullanılmıştır. Araştırmanın son kısmı, Karadağ'daki brownfields ortaya çıkışları, kapsamları ve ulusal stratejiler, politikalar ve planlama pratiğindeki statülerinin incelenmesidir. Bu araştırma, Brownfield canlandırmanın yalnızca bir yerin kimliğine ve ruhuna özen gösterilmesi, özellikle mevcut fiziksel yapıya karşı hassas olunması ve kurulmuş sosyal ilişkilere zarar verilmemesi halinde başarılı bir canlandırma olabileceğini göstermiştir. Bazı kültür odaklı canlandırma süreçlerinin yan etkileri olan soylulaştırma ve turistikleşmenin potansiyel etkilerinden kaçınmak için süreç, işbirlikçi ve disiplinler arası bir planlama biçimiyle düşünceli bir şekilde ele alınmalıdır.

Sürdürülebilir kalkınma ve yenilenebilir enerji: Avrupa Birliği Swot analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Ekonomiler gelişme, büyüme ve kalkınma gibi hedefler belirlemekte ve bu hedefler doğrultusunda yol haritaları izlemektedirler, ancak bunu sağlamak için atılan adımlar olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kaynakların sınırlı oluşunu gözetmeksizin kalkınmaya odaklanılmış ve meydana gelen sonuçların insanlığın yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşmış olması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Kalkınmanın tek başına yeterli olmayacağının farkına varılması ile birlikte yenilikçi ve çevreye duyarlı çözümlere yönelme süreci başlamış ve sürdürülebilir kalkınma ve yenilenebilir enerji gibi yeni kavramlar doğmuştur. Dünyanın en önemli pazarlarından biri olan Avrupa Birliği'nde klasik enerji kaynakları kullanılmakta ve enerji ihtiyacının büyük bölümü ithalatla karşılanmaktadır. Bu durum döviz kaybı ve dışa bağımlılık gibi olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle Avrupa Birliği son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek amaçlı hedefler belirlemiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları arz-talep dengesini sağlayarak üye ülkeleri dışa bağımlılıktan kurtarmakla birlikte, küresel ısınma gibi çevre sorunlarıyla başa çıkmakta da önemli rol üstlenerek sürdürülebilir kalkınma yolunda atılması gereken temel adımlardan biridir. Bu çalışmada Avrupa Birliği'nde yenilenebilir enerji kaynaklarının durumu incelenerek sürdürülebilir kalkınmaya sağladıkları katkı araştırılmıştır.Üç bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde sürdürülebilir kalkınmanın kavramsal çerçevesi oluşturulmuş, tarihsel gelişimi ve bu alanda geliştirilmiş olan göstergeler incelenmiştir.İkinci bölümde yenilenebilir enerji kaynaklarının genel tanımı yapılmış, küresel çapta mevcut kapasiteleri ve gelişimleri incelenmiştir. Bunun yanı sıra, yenilenebilir enerjinin sürdürülebilir kalkınma ile ilişkisi analiz edilmiştir.Çalışmanın üçüncü bölümünde Avrupa Birliği yenilenebilir enerji kaynakları açısından değerlendirilmiş ve son olarak ta yenilenebilir enerji alanındaki mevcut durum ve potansiyel ile ilgili SWOT analiz yapılmıştır.

Sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun azaltılmasında turizmin rolü: Madagaskar, Nosy-be adası'ndan bir örnek çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
ÖZET Gerek Binyıl Kalkınma Hedeflerinin gerekse Gündem 2030 - Küresel Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin önemli boyutlarından birisi de her yerde ve her biçimiyle yoksulluk ile mücadele edilmesi ve 2030 itibariyle dünyadaki aşırı yoksulluğun yüzde 1 oranlarına çekilmesidir. Turizm sektörünün, döviz kazançları, istihdam fırsatlarının yaratılması, emek yoğun bir hizmet sektörü olması, yeni iş alanlarının yaratılması gibi yollarla yoksullardan yana ekonomik büyümeyi sağlama potansiyeli vardır. Nitekim, Gündem 2030 kapsamında, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü, yoksul ve doğal zenginlikler açısından donanımlı ülkelerde turizm sektörü yoluyla yoksulluğun azaltıldığı yedi adet mekanizma önermektedir. Madagaskar, aşırı yoksulluğun çok yüksek olduğu (%76) bir ada ülkesidir; ancak bunun yanı sıra ülkede, çok zengin doğal faunası, endemik hayvan ve bitki çeşitliliği ve mükemmel deniz kıyıları ile turizm sektörü yoksullukla mücadelede önemli bir potansiyel oluşturabilir. Bu tez çalışması, Madagaskar'ın önemli bir turizm merkezi olan Nosy-Be adası örneğine dayanarak, turizm sektörünün bölgedeki, çok boyutlu yoksulluğun (UNDP'nin İnsani Kalkınma Raporları'nda içerilen yoksulluk tanımı) azaltılmasına olan etki mekanizmalarını araştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaç altında, tez çalışması kapsamında yürütülen nitel ve nicel araştırmalar yoluyla; (1) Madagaskar'ın Nosy-Be Adası örneğinde, turizm sektörünün ve sektördeki istihdamın bölgedeki çok boyutlu yoksulluğun azaltılmasına olan etkileri araştırılmış ve (2) Birleşmiş Milletler'in tanımlamış olduğu, turizm sektörünün yoksulluğu azaltmasına ilişkin yedi mekanizmadan hangilerinin bölgede etkili olduğu saptanmaya çalışılmıştır. Nicel araştırma kapsamında yürütülen anket çalışmasının bulguları, yaşam koşulları kategorisinin bazı değişkenleri dışında, tüm diğer kategorilerde ve değişkenlerde turizm sektöründe çalışanların, diğer sektörlerde çalışanlara göre çok boyutlu yoksulluk açısından daha iyi durumda olduğunu ortaya koymuştur. Nitel araştırma kapsamında gerçekleştirlen derinlemesine görüşmelerin analizinde ise, bölgede, BM'nin önermiş olduğu yedi mekanizmadan, sadece yerel istihdam; yerel tedarik ve gönüllülük mekanızmalarının etkili olduğu bulgulanmıştır. Sonuç olarak bu çalışmanın bulguları, turizm sektörünün bölgede yoksullukla mücadelede önemli bir potansiyel olduğunu ortaya koymaktadır ve turizm sektörünün yoksullardan yana gelişebilmesi için hangi yönde önlemlerin alınabileceğine ilişkin yol göstermektedir. ANAHTAR KELİME: Turizm, Yoksulluk, İstihdam, Nosy-Be, Madagaskar. Bu tez çalışması, Madagaskar'ın önemli bir turizm merkezi olan Nosy-Be adası örneğine dayanarak, turizm sektörünün bölgedeki, çok boyutlu yoksulluğun (UNDP'nin İnsani Kalkınma Raporları'nda içerilen yoksulluk tanımı) azaltılmasına olan etki mekanizmalarını araştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaç altında, tez çalışması kapsamında yürütülen nitel ve nicel araştırmalar yoluyla; (1) Madagaskar'ın Nosy-Be Adası örneğinde, turizm se

Sürdürülebilir kent yönetimi ve akıllıkent uygulamaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Yönetim Bilimleri Bilim Dalı
Günümüzün kentleri özellikle artan insan nüfusuna bağlı çeşitli teknik, çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetsel boyutlarıyla aciliyet arz eden sorunlara yönelik sürdürülebilir çözümler aramaktadır. Emsali görülmemiş zorluklar karşısında geleneksel yöntemlerin yetersiz kaldığı görülmüştür. Bu nedenle Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin kentsel sorunların çözümünde kullanılması Akıllı Kentler olarak adlandırılan sürdürülebilir bir yaklaşımı ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmanın amacı, akıllı kentleri çeşitli yönleri ve boyutlarıyla bütüncül bir şekilde ele alarak stratejiden uygulamaya sistematik ve teorik net bir çerçeve ortaya koymaktır. Nitel yöntemlerle desenlenen çalışmada akıllı kentlere yönelik fikirler ve bunların nasıl uygulandığı irdelenmiştir. Akıllı Kent stratejilerinin gelişim süreçleri, kentsel politikalar ve örnek uygulamalar değerlendirilmiş, akıllı kent uygulamalarına ilişkin potansiyel fayda ve zorluklar analiz edilmiştir. İlk olarak Akıllı Kent kavramın tanımı ve temelini oluşturan değerler, fikirler, kavramsal çerçeve, benzer kavramlarla ilişkiler analiz edilmiş, sürdürülebilir kent yönetiminin başlıca özellikleri belirtilmiştir. Akıllı kent stratejileri ve temel bileşenleri tartışılarak akıllı kentlerin yönetimi ve teknolojik altyapıları ile Akıllı Kent dönüşümüne zemin oluşturan teknolojik faaliyet alanları açıklanmıştır. Bunların yanı sıra teorik örnekleme yaklaşımıyla seçilmiş farklı ülkelerden akıllı kent yönetimi uygulama örnekleri de çalışma kapsamında ele alınmıştır. Araştırma sonucunda akıllı kentler ile ilgili literatürün teorik-pratik analizinden elde edilen bulgular tartışılmış ve bu doğrultuda Türkiye için bazı önerilere yer verilmiştir.

Sürdürülebilir kentler ve topluluklar - kamerun'un bamendakentsel bölgesi çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Yerel Yönetimler Bilim Dalı
Geçmişte, kentlerin ve toplulukların gelişimi ve değişimi kentsel tartışmaların çoğunun odak noktası olurdu. Fakat son zamanlarda, sürdürülebilirlik fikrine doğru yavaş yavaş bir yönelim başlamıştır, öyle ki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, sürdürülebilir gelişim amaçlarına sürdürülebilir kentleri ve toplulukları eklemiştir. Bu yönelimin nedenleri geçtiğimiz on yılda kent nüfusundaki artış, gecekondu mahallerindeki artış ve aynı zamanda çevresel bozulmada artıştır. Bunlar nedeniyle, çoğu ülke, bu sorunları çözmek amacıyla gökdelen kentler kurmuşlardır, fakat bu çözüm de başarısız olmuş gibi görünmektedir. Aslında kentler, tüm toplumun ya da ülkenin sosyo-kültürel, ekonomik ve ekolojik durumunu kalkındırmada büyük bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, bir kent inşa ederken, yukarıdaki üç etmen ve gelecek nesillerin çıkarları da hesaba katılmalıdır. Fakat, bu araştırma giriş ifadeleriyle başlamakta ve kentlere ilişkin küresel ve yerel olarak farklı fikirler ortaya koymaktadır.Bir kenti ya da topluluğu sürdürülebilir kılarken uygulanabilecek mantıklı görüşler oraya koyarak devam etmektedir. Dahası, Bamenda kentinin gelişim ve değişim tarihini, alan ve yerel yönetim açısından sunmaktadır. Bu bağlamda, göç, sömürgecilik ve Bamenda'nın mevcut alansal dağılımının en önemli etkilerinden biri olan çarpık kentleşme gibi yönleri ele almaktadır. Bununla beraber, bu araştırma daha da ileri gidip sahada toplanan istatistik bilgiler ışığında Bamenda kentinin sürdürülebilirlik seviyesini belirlemektedir. Son olarak, Bamenda kenti için tavsiyeler ve hem Kamerun'da hem de dünya nasıl daha iyi sürdürülebilir kentler oluşturabileceğimiz hakkında ifadeler bulunmaktadır.

Sürdürülebilir pazarlama kapsamında sakin eğilimli turistlerin sakin destinasyonu yeniden ziyaret niyetlerinin planlı davranış teorisi çerçevesinde incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Pazarlama Bilim Dalı
Bu çalışmada sakin eğilimli turistlerin sakin destinasyon seçim davranışlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada davranışları belirlemede en sık kullanılan teorilerden biri olan Planlı Davranış Teorisi ana teori olarak bensinmiştir. Sakin turistlerin davranışlarını etkileyebilecek ilgilenim, çevresel kaygı, kültürel duyarlılık ve seyahat yaşam tarzı değişkenleri teoriye eklenerek genişletilmiş planlı davranış model önerisi geliştirmek amaçlanmıştır. Veriler Türkiyenin en sık ziyaret edilen üç sakin şehri olan Seferihisar, Gökçeada ve Akyaka`dan yüz yüze anket tekniği kullanılarak 600 yerli ve yabancı sakin eğilimli turistlerden kota örneklemesi kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 24 ve SmartPLS yazılımları kullanılmış ve yapısal model testi yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre Yeniden ziyaret niyeti üzerinde ilgilenim, memnuniyet, çevre memnuniyeti, tutum ve subjektif norm pozitif etkilere, kültürel duyarlılık ve algılanan davranış kontrolü ise negatif etkilere sahiptir.

Sürdürülebilir rekabet üstünlüğünde temel yeteneklerin DEMATEL yöntemi ile belirlenmesi: İklimlendirme sektöründe bir örnek olay çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı işletmelerin farklılaşma ve ayırt edici özellikler kazanmasında kilit rol oynayan temel yeteneklerinin belirlenmesi ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü elde etmedeki etkisinin DEMATEL (Decision Making Trial and Evaluation Laboratory) yöntemi sorgulanmasıdır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada ulusal/uluslararası düzeyde iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren yerel bir işletmenin temel yetenek/leri ile firma performansı arasındaki ilişki/ler incelenmiş, fonksiyonel düzey temel yetenekler belirlenerek söz konusu yeteneklerin işletmenin genel performansına etkisi sorgulanmıştır.

Sürdürülebilir ulaşım politikaları bağlamında ekohareketlilik yaklaşımının incelenmesi ve uygulanması: Bozcaada örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Kentsel Planlama Bilim Dalı
Sanayi Devrimi'yle başlayan ve kendini XX. yüzyıl boyunca özellikle gelişmekte olan ülkelerde gösteren aşırı ve kontrolsüz kentleşme olgusu çoğu ülkede hızlı kentsel büyümeyi beraberinde getirmiştir, bunun sonucunda da kentsel saçaklanmaya ve ağır çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçları olan motorlu seyahat talebine yol açmıştır. Kentsel ulaşım, sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağı olmanın yanı sıra hava ve ses kirliliği nedeniyle sağlık için de tehdit oluşturmaktadır. Sürdürülemez ulaşım sistemlerinden kaynaklanan trafik sıkışıklığı, yolcu ve yük taşıyıcıları için önemli ekonomik ve verimlilik maliyetlerinden sorumludur. Herkesin eşit bir şekilde katılamadığı mevcut kentsel ulaşım aynı zamanda sosyal eşitsizliğe de yol açmaktadır. Bu tez, sürdürülebilir ulaşım bağlamında çözüm arayışlarını değerlendirmekte ve daha kompakt ve verimli kentsel mekanların oluşturulmasını sağlayan Ekohareketlilik kavramını Organik Ulaşım bağlamında ele alıp bu yaklaşımın benimsenmesine çağrıda bulunmaktadır. Bu bağlamda söz konusu kavramın ortaya koyduğu göstergeleri Bozcaada örneği üzerine uygulamaya çalışmıştır. Aynı zamanda, sürdürülebilir ulaşım modların tercih edildiği sürdürülebilir kentlerin geliştirilmesinde erişilebilirliğe dayalı kent planlamasının rolünü vurgulamaktadır. Bu alandaki başarı, hem insan hem de çevre açısından faydalı olan; daha eşitlikçi, adil, sağlıklı ve üretken kentsel yaşam ortamlarının yaratılması için bir koşul niteliğindedir.

Sürdürülebilirlik uygulamaları ile lojistik performans arasındakı ilişki: Kazakistan Almatı bölgesinde faaliyet gösteren lojistik işletmelerinde bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Son yıllarda popüler ve tartışmalı kavramlardan biri olan sürdürülebilirlik, gelecek nesiller için kendi imkanlarını karşılayabilmelerini sağlayan, araştırmaya açık konulardandır. Genellikle çevresel boyutu ön plana çıkmasına rağmen kavram aslında ekonomi ve sosyal boyutu da kapsamaktadır. Sürdürülebilirlik çevre, ekonomi ve sosyal alanlarda bir bağ kurarak işletmelere rekabet gücünü sağlamaktadır. Bununla birlikte sürdürülebilirlik lojistik alanında da önemli yerini almıştır. Sürdürülebilirlik uygulamaları ile lojistik performansı arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik araştırma sayısının çok sınırlı olması ve özellikle Kazakistan'da buna ilişkin araştırmaların olmaması, bu tezin yazılmasında belirleyici olmuştur. Araştırmada Kazakistan Almatı bölgesinde faaliyet gösteren lojistik işletmelerinde yapılan bir uygulamayla, sürdürülebilirlik (çevresel, ekonomik ve sosyal) ile lojistik performansı (gümrük, altyapı, sevkiyat, kalite, izlenebilirlik, zaman) arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Kazakistan Almatı bölgesinde faaliyet gösteren lojistik işletmelerde toplam 149 işgörene anket uygulanmıştır. Çalışanların lojistik işletmelerindeki sürdürülebilirlik uygulamalarına ilişkin görüşleriyle lojistik performansı düzeyini tespit etmek amacıyla kullanılan anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, sürdürülebilirliğin üç boyutuna (çevresel, ekonomi, sosyal), ikinci bölümde lojistik performansına ilişkin toplam 28 adet ifade bulunmaktadır. Öncellikle Faktör analiziyle sürdürülebilirliğin alt boyutları ölçülmüş ve bir araya getirilmiştir, sonra verilerin güvenilirliğini test etmek için güvenilirlik testi yapılmıştır. İşletmelerin özellikleriyle sürdürülebilirik uygulamaları ve lojistik performansı arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını test etmek için varyans analizi yapılmıştır. Ayrıca, çalışmanın ana amacı olan sürdürülebilirik uygulamaları ile lojistik performansı arasındaki ilişki korelasyon analizi ile belirlenmiştir. Araştırma bulgularına bakıldığında, araştırmanın temel problemi olan sürdürülebilirlik uygulamaları ile lojistik performansı arasında bir ilişkinin olup olmadığına dair elde edilen verilerin analizi, değişkenler arasında anlamlı, pozitif yönde ve doğrusal bir ilişkinin varlığını göstermektedir. Hesaplanan korelasyon katsayısı orta derecelidir (r=0,524). Ayrıca sadece sürdürülebilirlik uygulamaları ve lojistik performansının genel haliyle değil, sürdürülebilirlik uygulamalarının çevresel, ekonomik ve sosyal boyutları ile lojistik performans boyutu arasında da anlamlı ve pozitif yönlü ilişkiler bulunmuştur. Boyutlar bazında en yüksek ilişki çevresel sürdürülebilirlik, en düşük ilişki ise sosyal sürdürülebilirlik boyutlarında ortaya çıkmıştır.

Süreç yönetimi ve bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Yönetim Bilimleri Bilim Dalı
Süreç yönetiminin, herhangi bir ülkedeki kurumsal gelişim ve girişimleri içinde hem özel sektör hem de kamu sektöründe önemli bir yeri bulunmaktadır. Değişimin çok hızlı gerçekleştiği günümüzde, ürün ya da hizmet kalitesinin artırılması, ihtiyaç ve beklentilerin en kısa sürede karşılanması, kurumlar için en önemli konular haline gelmiştir. Fark yaratabilmek ve değişime ayak uydurabilmek için ürün ya da hizmet süreçlerinin en mükemmel şekilde belirlenmesi, tanımlanması, performanslarının takip edilmesi ve gerekli iyileştirmelerin yapılması gerekmektedir. İyi yönetilen süreçler kurumlarda hataların azalmasını, hizmet hızının, kalitesinin ve hizmet alanların memnuniyetinin artmasını sağlamaktadır. Süreç yönetimi ile yaşanan belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve daha verimli bir çalışma ortamı ve katma değer yaratılması da amaçlanmaktadır. Bu araştırmada Süreç Yönetimi ve Süreç iyileştirme Teknikleri teorik olarak açıklanmaktadır. Elde edilen bilgiler yardımı ile bir gıda işletmesinde süreç yönetimi ve süreç iyileştirmesi bakımından incelenmiştir. Anahtar Kelimeler; Süreç, Süreç yönetimi. Süreç iyileştirme. süreç iyileştirme teknikleri

Sürgün edilen halkın vatana dönüş mücadelesinde liderin rolü: Ahıska Türklerinde Enver Odabaşı örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Toplumlar kendilerini yönetecek ve hedeflerine götürecek bir lidere her zaman ihtiyaç duymaktadırlar. Belirli bir amaç ve hedef doğrultusunda toplumları harekete geçirme yeteneği bir liderde olması gereken en önemli niteliktir. Ahıska Türkleri 1944 senesinde sürgün edilen ve 12 sene boyunca sıkıyönetim altında yaşayan bir halktır. 1956 yılında düzenlenen Komünist Parti'nin XX. Kurultayı'nda, Sovyet Yönetimi tarafından sürgün edilen Karaçay, Çeçen, İnguş, Balkar ve Kalmuklara kendi vatanlarına geri dönme hakkı tanındı. Fakat Ahıska Türkleri ve Kırım Türkleri bu uygulamanın dışında tutuldu. Yaşanan bu olaylar, halklar arasında vatana dönüş mücadelesine önderlik eden liderlerin ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Bu çalışmada Ahıska Türklerinin yaşadıkları sürgün ve sonrasında başlayan vatana dönüş mücadelesine liderlik etmiş Enver Odabaşı ve onun hayatı üzerinde Ahıska Türklerinin tarihi ve günümüzdeki durumu ele alınmıştır.

Sürü tabanlı karınca aslanı ve balina optimizasyonu algoritmalarının fizik tabanlı algoritmalarla hibritleştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Mühendislik problemlerinin çözümünün zor olması kullanılacak yöntemlerin seçiminde zorluklar oluşturmaktadır. Doğadan esinlenen sürü zekâsı tabanlı meta-sezgisel optimizasyon teknikleri bu tür problemlerin çözümünde son zamanlarda en çok tercih edilen popüler algoritmalardır. Bu tez çalışmasında çeşitli problemlere uyarlanmak üzere 2 adet yeni hibrit algoritma modeli geliştirilmiştir. Geliştirilen modeller literatürde yer alan 23 adet Benchmark test problemline uyarlanarak meta-sezgisel algoritmalarla kıyaslanıp başarılı olduğu gözlenmiştir. Algoritmaların amacı optimizasyon süreçleri olan keşif ve sömürü arasındaki dengeyi sağlamaktır. Meta-sezgisel algoritma geliştirmede stokastik yapısından dolayı dengenin sağlanması oldukça zordur. Bu çalışmada Sinüs Kosinüs Algoritması (SKA) kullanılarak geliştirilen Karınca Aslanının hibrit modeli HSKKAO, her iki algoritmanın eksik yönlerini tamamlayarak iyileştirip oldukça başarılı sonuçlar alınmasını sağlamıştır. Aynı şekilde literatürde mevcut olan Sinüs Kosinüs Balina Optimizasyon Algoritması (SKBOA) hibrit modeli üzerinde Çoklu Evren Optimizasyonu (ÇEO) ile iyileştirilen yeni hibrit modeli test problemlerindeki başarıyı daha da arttırmıştır. Literatürde yer alan Genetik Algoritma (GA), Parçacık Sürü Optimizasyonu (PSO), Yarasa Algoritması (YA), Çiçek Tozlama Algoritması (ÇTA), Guguk Arama (GuA), Ateş Böceği Algoritması (ABA), Madde Arama Durumları (MAD), Yerçekimsel Arama Algoritması (YAA) ve Hızlı Evrimsel Programlama (HEP) algoritmalarına ait Benchmark test sonuçları ile hibrit modellerin sonuçları karşılaştırılmış ve oldukça başarılı ve rekabetçi sonuçlar elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Benchmark, meta-sezgisel algoritmalar, Sinüs Kosinüs Algoritması, Karınca Aslanı Optimizasyonu, Balina Optimizasyonu Algoritması, Çoklu Evren Optimizasyonu

Süs bitkisi olarak kullanılabilecek Allium ampeloprasum'un in vivo ve in vitro koşullarda çoğaltım olanaklarının araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Hızla büyüyen dünyada Türkiye'nin süs bitkileri sektörü içindeki payını arttırmak için yeni tür ve çeşitlerle piyasaya girmesi gerekmektedir. Allium ampeloprasum L. süs bitkisi olarak çok yönlü değerlendirilme potansiyeline sahip bir türdür ve Türkiye doğasında yayılış göstermektedir. Gösterişli çiçekleri ve güçlü çiçek sapına sahip olan bu tür, özellikle kesme çiçek olarak uzun yıllardır tek ihracat ürünü olan karanfile alternatif olmaya adaydır. Türün kültürünün yapılabilmesi için üretim yöntemlerinin belirlenmesi şarttır. Bu çalışmada türün tohum, soğan ve soğancıkları kullanılarak hem in vivo hem de in vitro koşullarda üretilmesi denenmiştir. Tohum çimlendirme çalışmalarında tohumlara değişik ön uygulamalar (giberellik asit, soğuklatma, aydınlık-karanlık) yapılarak çimlenme oranları tespit edilmiştir. Arazi çalışmalarında türün yaprak sayıları, çiçek sapı kalınlığı ve vazo ömründe en iyi sonuç soğandan, çiçek sapı uzunluğu, çiçek çapı, soğan çapı ve ağırlığı bakımından ise fideden gelişen bitkilerden elde edilmiştir. Çiçek rengi bakımından da çoğaltım materyalleri arasında farklılık gözlenmiştir. İn vitro çalışmalarında tohum, soğan ve soğancık gibi değişik eksplantlar kullanılarak farklı sitokinin ve oksin konsantrasyonlarında çoğaltım ve soğancık gelişimi tespit edilmiştir. Soğandan alınan eksplantlar deneme tüm kombinasyonlarda tohum ve soğancığa göre daha başarılı gelişme göstermiştir. Türe ait tohumların çimlenmesinde in vivo ortamda in vitro ortama göre daha fazla başarı sağlanmıştır. Bu çalışmada sonuç olarak, A. ampeloprasum türünün tüm özellikler bakımından kesme çiçek olarak değerlendirilmesinin uygun olduğu ve park bahçe bitkisi olarak da kullanılabileceği tespit edilmiş ve üretim yöntemleri belirlenmiştir.

Süt işletmelerinde inovasyon kullanımı: Erzurum (Türkiye) ve Dakar (Senegal) kıyaslaması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu tezin amacı süt işletmelerinde inovasyon kullanımının iki farklı ülke üzerinden uygulamalı örnekleriyle araştırılmasıdır. Erzurum (Türkiye) ve Dakar (Senegal) şehirlerinde, süt işletmesi olan üreticilere yapılan anket çalışmasıyla; işletmelerdeki inovasyon (yenilik) çalışmaları ölçülüp karşılaştırılmak istenmektedir. Bu iki farklı ülkenin şehirlerinde olan süt işletmeleri, kullandıkları inovasyon türleri ile gerçekleştirdikleri performans üzerinden aralarındaki ilişki ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, çalışmada işletmelerin genel özellikleri de belirtilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, Erzurum ile Dakar şehirlerinde bulunan süt işletmelerinin performansları ve inovasyon uygulamaları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. İnovasyon türlerinden, ürün inovasyonu, pazar inovasyonu ve organizasyonel inovasyon konusunda da iki şehirde bulunan sür işletmeleri arasında anlamlı bir farklılık görülmüştür. Diğer taraftan, süreç inovasyonu türünde ise herhangi bir farklılık görülmemiştir. Süt işletmelerinde firmanın performansları konusunda inovasyon uygulamalarının etkili olduğu görülmektedir. Bunlara ek olarak, inovasyon uygulamalarında firma büyüklüğü, firma yaşı, firmanın ürettiği ürün çeşidi sayısı faktörlerinin etkili olduğu görülmektedir. Süt işletmelerinin performanslarında, firma büyüklüğünün etkili olduğu görülmemektedir. Ayrıca süt işletmelerinin, performans ve firma yaşı ile performans ve firmanın ürettiği ürün çeşidi sayısı arasında pozitif ilişki olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, son üç yıl içerisinde bu iki ilde bulunan süt işletmelerinin yapılan makine ekipman yatırımı, çalışanlar için eğitim, ürün çeşitliliği ve üretim miktarı algılarının anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmektedir. AR-GE harcamaları, marka – patent için yapılan harcamalar ve reklam ve tanıtım çalışması için yapılan harcamalar gibi faktörlerde iki şehir arasında süt işletmeleri açısından anlamlı bir farklılaşma görülmemiştir. Anahtar sözleri: Süt işletmesi, İnovasyon (yenilik), Performans, Dakar, Erzurum

Süt sığırlarında ayak banyosu yönetimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Amaç: Farklı konsantrasyonda hazırlanan CuSO4 ayak banyolarının antiseptik özelliğini kaç hayvan geçtikten sonra kaybettiğinin saptanması çalışmamızın amacını oluşturmaktadır. Materyal ve Metot: 360 baş Holştayn ve Simental sağmal sığır, her grupta 24 baş olmak üzere 15 gruba ayrıldı ve 2 x 12 bölmeli sağımhanede günde üç kez sağım yapıldı. Hayvanlar % 0, % 2 ve % 4'lük CuSO4 solüsyonu ayak banyosundan geçtikten sonra, ayak banyolarından pH ölçümü ve mikrobiyolojik incelemeler için örnekler alındı. Elde edilen veriler tekrarlayan ölçümler seçeneği ile tek yönlü ANOVA analiziyle test edildi. Bulgular: % 0, % 2 ve % 4'lük CuSO4 solüsyonlarında ortalama başlangıç pH değerleri sırasıyla 7.322, 4.507 ve 3.643'tü, yedinci grup pH ortalamaları sırasıyla 8.265, 5.000 ve 4.275'e yükseldi ve onbeşinci grup pH'ları sırasıyla 8.240, 5.198 ve 4.357 olarak belirlendi. Ayak banyolarında kirlilik kriteri olarak koli basili açısından yapılan mikrobiyolojik incelemeler sonucunda; yalnızca % 0'lık gruba ait örneklerde E.coli üredi. % 2'lik ve % 4'lük CuSO4 solüsyonlarda üreme gözlemlenmedi ve hiç bir grupta herhangi bir mantar üremesine rastlanmadı. Sonuç: pH'sı 5'ten yüksek olan ayak banyolarının antiseptik özelliğini kaybettiği bildirildiğinden, % 2'lik CuSO4 solüsyonunun 120 baş hayvan geçtikten sonra yenilenmesi ve daha çok küçük işletmelerde kullanılması gerektiği saptandı. Elde edilen pH değerleri solüsyonun antiseptik etkinliğini kaybetmediğini ve mikrobiyolojik analizler her hangi bir etken üremediğini gösterdiğinden, hayvanların geçişiyle azalan ayak banyosu hacmini tamamlamak şartıyla % 4'lük CuSO4 solüsyonunun 360 baş hayvan geçişi için büyük işletmelerde kullanılabileceği belirlendi. Anahtar Kelimeler: Ayak banyosu, CuSO4, pH, süt sığırları.

Süyuti'nin el-Muzhir isimli eserinin içerik ve metot açısından incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı
Suyûtî'nin el-Muzhir isimli eseri, lugavî malzemenin rivayeti ve eleştirisi hususunda hadis âlimlerinin usulünü ve terminolojisini teorik ve pratik düzlemde uygulayan ilk teliftir. Bu kitapta lügat rivayeti ve eleştirisi konusunda gelişmiş bir yöntem ilk defa ortaya koyulmuştur. Suyûtî, eserdeki dil konularını hadis terminolojisi kullanarak açıklamış ve bununla da Arap Dili ve Hadis ilmi terminolojisi arasındaki ilişkiyi göstermiştir. Biz de araştırmamızda, Suyûtî'nin el-Muzhir isimli eserini içerik ve metot açısından inceledik ve eserin Arap Dili alanındaki yeri ve önemini aydınlatmaya çalıştık. Ayrıca eserdeki dil ile ilgili konuları farklı başlıklar altında çalışmanın yanı sıra eserde izlenen üslup özelliklerini de göstermeye gayret ettik.

Synergetic effect of recycled coarse aggregate and steel fiber on the mechanical and durability aspects of fly ash/slag based geopolymer concrete

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
Günümüzde, beton dünyada en çok tüketilen ürün haline gelmiştir. Geleneksel beton üretimi, önemli miktarda sera gazı açığa çıkarır ve agregalar gibi çok büyük mikarda işlenmemiş doğal kaynaklar kullanılmaktadır. Örneğin betonun temel bileşenlerinden olan bir ton çimento üretiminde yaklaşık olarak aynı miktarda karbondioksit açığa çıkarır ve 1.7 ton ham madde kullanılır. Araştırmacılar, dayanım, dayanıklılık, ekolojik uygulanabilirlik ve ekonomik fayda açısından uygulanabilir olan sürdürülebilir seçenekleri keşfetmenin bir yolunu bulmak için çaba harcamaktadırlar. Puzolanik özellikler gösteren bazı endüstriyel atıklar ve jeolojik maddeler, yukarıda belirtilen hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunmaktadır. Puzolanik reaktivite, kabul edilebilir niteliklere ve önemli ölçüde uygulanabilirlik kolaylığına sahip bir bağlayıcı elde etmeye yardımcı olur. Yeni beton hazırlamak için inşaat ve yıkıntı atıklarının yeniden kullanılması ile işlenmemiş doğal agrega rezervleri korunur, bertaraf maliyetini en aza indirir ve atık dolgu alanlarının gereksiz kullanımının önüne geçilecektir. Bu çalışmada kullanılan bağlayıcı maddeler, çok iyi mühendislik özelliklerinden dolayı geleneksel çimento yerine uçucu kül/cüruf bazlı jeopolimerler kullanılmıştır. Betonun sertleşmesi için yüksek sıcaklık gerektiren düşük kalsiyum jeopolimer bağlayıcıların aksine uçucu kül/cüruf bazlı jeopolimerler kullanıldı. Jeopolimerik jel ile birlikte meydana gelen CSH sayesinde oda sıcaklığında istenen bir mukavemete ulaşırlar. Ayrıca bu çalışmada geri dönüşüm agregası ile doğal agrega belli oranda ikame edilerek kullanılmıştır. Çelik lif katkılı ve çeşitli oranlarda doğal agreaga ile ikame edilen geri dönüşüm agregası ile hazırlanan ve oda sıcaklığında kürlenen uçucu kül/cüruf bazlı jeopolimer beton numunelerin üzerindeki etkisini araştırmak için deneysel çalışmalar yapılmıştır. Basınç mukavemeti, yarmada çekme mukavemeti, eğilmede çekme mukavemeti, sülfat direnci, yüksek sıcaklık direnci dayanımı, donma ve çözülme dayanıklılık direnci, aşınma direnci ve tokluğu araştırmak için çeşitli karışım varyasyonları da kullanılmıştır. Ek olarak, betonun genel kalitesini kontrol etmek için ultrases geçiş hızı testi yapıldı. Sonuç olarak, %0,6 oranında çelik lif içeren %30 'a kadar geri dönüşüm agregasının doğal agraga ile ikame edilerek üretilen jeopolimer beton, %100 doğal agrega ile üretilen uçucu kül/cüruf esaslı jeopolimer betona kıyasla ideal bir performans göstermiştir.

Synthesis and anti-hiv activity of oligopeptide-like structures containing cationic fragments

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Peptitler, çeşitli hastalıkları önleyerek yaşam kalitesini arttıran biyolojik olarak aktif düzenleyicilerin en yeni sınıfı olarak kabul edilir. Peptitler, organizmada hormonal rol gibi, farklı metabolik fonksiyonlarda ve insan sağlığında çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Günümüzde, yaklaşık 70 peptid bileşiği ilaç olarak kullanılmaktadır ve şu anda klinik deneylerde yaklaşık 200 peptid bileşiği yeni ilaç adayları olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmanın amacı, HIV virüsüne karşı potansiyel aktivite gösterebilecek katyonik parçalara sahip oligopeptide yapılarını sentezlemektir. Aktif ara ürün olan N-Asil benzotriazole bileşiklerinin bazik sulu ortamda, katyonik amino asitler (His, Arg) ile reaksiyonları sonucu N-sübstitüye amino asitler elde edilmiş ve bunların karboksilik uçlarının diğer katyonik ve nört fragmentler (hidrazin, guanidine, birinci aminler) ile eşleştirerek katyonik unsurlar içeren kısa oligopeptid yapılarının sentezi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada hazırlanan hedef bileşiklerin tümü yenidir ve yüksek verimde elde edilmiştir.