Thesis Search




SEARCH RESULTS

Tercüme eserler bağlamında XXI. Yüzyılda Makedonya'da yeni Türk edebiyatı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Dünya düzeninin içinde birçok kültür ögesinin köprüsü niteliğinde kendini konumlandıran tercüme meselesi, özellikle edebiyatın son dönemde olduğu noktada büyük bir önem arz etmektedir. Edebiyat her ne kadar kendi dili ile, kendi toplumuna ait olsa da aynı zamanda öteki dilin, öteki toplumuna da çok şey kazandırmış bir sanat biçimidir. Bu fikir temel alınarak, Yeni Türk Edebiyatı döneminde yazılmış eserlerin, kültür dilinden erek diline aktarılması süreci, Makedonya'daki tercüme faaliyetlerinin neticesi ile gösterilmesi amaçlanmaktadır.

Teritoryal çatışma ve çözüm dinamikleri: Gürcistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
1991 yılında SSCB'nin dağılması hem dünya siyasi tarihi hem de Avrasya siyasi coğrafyası bakımından yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. SSCB'nin dağılması sonucunda önceden uluslararası politikanın bağımsız aktörü olmayan on beş yeni devlet ortaya çıkmıştır. Bağımsızlığını kazanan ülkelerden biri olan Gürcistan yeni bir döneme girmiştir. Bağımsızlığı takiben Gürcü hükümetler ülkede mevcut etnik çatışmaları çözme çabasına girmiş ve Rusya karşıtı, Batı yanlısı bir politika izlemeye çalışmıştır. Bu çalışma Gürcistan'ın bağımsızlık sonrası dönemden Ağustos 2008 Rusya-Gürcistan savaşı dahil olmak üzere bir süreci kapsamaktadır. Bu süre kapsamında Gürcistan'ın etnik yapısı, ülkede mevcut olan etnik çatışmalar, iktidarda olmuş yönetimlerin bu sorunlara bakış açıları, çatışma çözme yöntemleri ve yaptıkları yanlışlar, izledikleri iç ve dış politika incelenmiştir. Çatışmanın uluslararası boyutları ve küresel güçlerin (RF, ABD, NATO ve AB ) yansımaları analiz edilerek, çatışma çözümünde iç faktörlerin yanı sıra dış faktörlerin etkisinin altı çizilmiş, iç çabalarla teritoryal çatışmaya çözüm bulunmasının zor olduğu ve bölgede Rusya gibi büyük bir gücün varlığının çatışmanın çözüme kavuşmasına engel oluşturduğuna vurgu yapılmıştır.

Termal oksidasyon ve kimyasal modifikasyon uygulanmış titanyum yüzeylerde karakterizasyon ve osseointegrasyon

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışmanın amacı; kumlanmış ve termal olarak oksitlenmiş (SO) implant yu¨zey ile kumlanmış ve termal oksitlenmiş yu¨zeye ek olarak hidroflorik asitle kimyasal modifikasyonu gerçekleştirilmiş (SOC) implant yu¨zeyinin topografik, kimyasal ve osseointegrasyon özellikleri açısından standart kumlanmış ve asitlenmiş (SLA) yu¨zeyle karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: İlgili yu¨zeylerin hazırlanmasından ve karakterize edilmesinden sonra altı koyunun pelvik kemiğine her grup için 30 adet olmak u¨zere, toplam 90 implant yerleştirilmiştir. Üç ve sekiz haftalık iyileşme sonrasında biyomekanik stabilite testleri [rezonans frekans analizi (RFA), yerleştirme (ITV) ve geri çevirme torku değeri (RTV)] ve histomorfometrik analizler (BIC%) yapılmış ve sonuçlar parametrik olmayan metodlarla incelenmiştir (p <0.05). Bulgular: SOC grubundaki pu¨ru¨zlu¨lu¨k değeri (Ra) SLA ve SO grubundan anlamlı derecede du¨şu¨k bulunmuştur (p = 0.136, p <0.001 sırasıyla). Bu durum SOC grubunun, SLA ve SO gruplarında elde edilen değerlerden (19.50, SD: 6.07 ve 20.17, SD: 8.95 N/cm, sırasıyla p = 0.001) önemli derecede daha du¨şu¨k bir ITV (14.83 SD: 4.04 N/cm) göstermesiyle sonuçlanmıştır. Başlangıçtan 3. haftaya kadar olan RFA değerindeki artış sadece SOC grubunda (47.36 SD: 6.93 ISQ) istatistiksel anlamlı fark (62.56 SD: 5.29 ISQ; p = 0.008) göstermiştir. Yerleşim sonrası en yu¨ksek RFA ve RTV değeri SLA grubunda ölçu¨lmu¨ştu¨r (61.11 SD: 7.51 ISQ ve 78.22 SD: 28.73 N/cm). Erken dönem (3. hafta) BIC% oranı ise SO grubunda en yu¨ksek bulunmuştur (39.93 SD: 16.14). Sonuçlar: SOC yu¨zeyde, kumlanmış ve termal olarak oksitlenmiş yu¨zeye ilave olarak HF asit uygulanması, standart asitlenmiş ve kumlanmış SLA grubu ile karşılaştırıldığında ek bir avantaj sağlamamıştır.

Termik santral küllerinin iz element içeriklerinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 Diğer
İnsanoğlunun yaşamını refah içerisinde sürdürmek istemesi sosyal ve teknolojik gelişimi beraberinde getirmiştir. Sosyal ve teknolojik açıdan gelişmişliğin tüketilen enerji miktarıyla doğru orantılı olduğu gözükmektedir. Dünya nüfusunun hızlı artışı tüketilecek enerjinin de artması anlamına gelmektedir. Özellikle Türkiye?de dünya ortalamasının üzerinde bir nüfus artışı olması her geçen gün enerjiye olan ihtiyacın daha da artacağını göstermektedir. Günümüzde kömür en önemli enerji kaynaklarından biridir. Türkiye?de enerji ihtiyacını karşılamak üzere kurulan büyük kapasiteli kömür yakan termik santrallerde, düşük kalorili, kül oranı yüksek linyitler kullanılmaktadır. Kömürün yanması sonucunda uçucu kül, cüruf ve baca gazı gibi atıklar oluşur. Türkiye'de bir yılda yaklaşık 45 milyon ton kömür yakılmakta ve ortalama 20 milyon ton uçucu kül üretilmektedir. Büyük miktardaki bu küller toplum ve çevre açısından büyük sorun teşkil etmektedir. Bu tez çalışması kapsamında, Dünya ve Türkiye?deki kömür yakan termik santraller ve bu santrallerden çıkan küllerin özellikleri üzerinde önce ayrıntılı literatür çalışması yapılmıştır. Sonraki aşamada ise Türkiye?de çalışmakta olan iki termik santral seçilerek bu santrallerden kül numuneleri alınmıştır. Alınan numuneler üzerinde bir dizi karakterizasyon, cevher hazırlama ve zenginleştirme deneyleri ve son olarak liç deneyleri gerçekleştirilmiştir. Karakterizasyon çalışmaları kapsamında tane boyut analizi, nem analizi, yoğunluk tayini, pH profili ölçümleri, zeta potansiyeli ölçümleri, kimyasal analizler, mineralojik analizler ve iz element içeriği analizleri gerçekleştirilmiştir. Cevher hazırlama ve zenginleştirme çalışmaları kapsamında ise laboratuvar ölçekli kimyasal çözündürme deneyleri yapılmıştır. Kimyasal ve mineralojik çalışmaların ışığında, küllerin iz element içerikleri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Küllerin değerlendirilebilmesi için sülfürik (H2SO4), hidroklorik (HCl) ve asetik (CH3COOH) asit ile liçi incelenmiş ve en uygun liç parametreleri araştırılarak küller içindeki uranyum ve toryum metallerinin kazanım imkanları irdelenmiştir. Uçucu küllerinin mineralojik yapılarının ortaya konulabilmesi amacıyla XRD analizleri gerçekleştirilmiştir. XRD analizleri sonucunda Yatağan Termik Santrali uçucu kül numunesinin yüksek oranda kuvars-SiO2 ve nispeten daha düşük miktarlarda albit-Na(AlSi3O8) ve kalsit CaCO3 minerallerini içerdiği, Soma Termik Santrali uçucu kül numunelerinin ise kireç, kuvars-SiO2, albit-Na(AlSi3O8), kalsit CaCO3 , klorit, serpantin, pirit, montmorillonit minerallerini içerdiği belirlenmiştir. Uçucu küllerdeki silisin bir kısmı kuvars kristalleri halinde, diğer bir kısmı ise alüminyumla birleşerek mullite (2SiO2, 3Al2O3) dönüşmüş halde, geri kalanın ise camsı yapıda olduğu belirlenmiştir. Demir ise kısmen manyetit (Fe2O4) ve hematit (Fe2O3) geri kalanın da camsı yapıda olduğu saptanmıştır. Mineralojik incelemeler ışığında Soma TS külünde uranyumun uraninit (UO2), toryumun ise torit (Th(SiO4))

Termiyonik vakum ark (TVA) tekniği ile üretilen In, Si, Ge, B ve Cr katkılı ZnO ince filmlerin bazı özellikleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Yüksek Enerji ve Plazma Fiziği Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında, reaktif olmayan termiyonik vakum ark tekniği ile farklı alttaşlar üzerine katkılı ZnO ince filmler üretildi. Alttaş malzeme olarak cam ve polietilen tereftalat (PET) tercih edilmiştir. Bu alttaşlar yalıtkan ve şeffaf malzeme olarak bilinirler. Bu çalışmada katkılı ZnO ince filmleri elde etmek için her alttaş için 5 ayrı deney ve toplamda 10 ayrı deney yapıldı. Deney sürecinde tüm belirlenen ve önemli parametreleri belirlendi. Kullanılan analiz teknik ve cihazları ile elde edilen katkılı ZnO ince filmlerin yapısal, optiksel ve yüzey özellikleri incelenmiştir. Üretilen katkılı ZnO ince filmlerin kalınlıkları Filmetrics F20 cihazı vasıtasıyla 10-28 nm arasında ölçülmüştür. Hazırlanan örneklerin kristal boyutlarının hesaplama sonucunda değerler 10 nm ve 28 nm arasında değişim göstermektedir. Optiksel analizler sonucunda, elde edilen soğurma değerlerine göre Tauc yöntemi uygulayarak optiksel yasak enerji (Eg) aralıkları hesaplanmıştır. Yaptığım çalışmada, hazırlanan ince filmlerin Eg aralıkları en düşük Si katkılı ZnO (3,2 eV) ve en yüksek Cr katkılı ZnO'e (3,9 eV) aittir. Yüzey özellikleri incelemek için atomik kuvvet mikroskobu ve alan emisyonlu elektron mikroskobu cihazları kullanılmıştır. Yüzey analiz sonuçlarına göre PET alttaşlar üzerine biriktirilen numunelerin daha pürüzsüz ve simetrik yapıda oldukları tanımlanmıştır.

Termoelektrik generatörler için değişken koşullar altında etkin maksimum güç noktası izleyicisinin geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Termoelektrik Generatörler (TEG), yenilenebilir enerji kaynaklarının kapsamını geliştirerek yeni birçok araştırmanın yolunu açmıştır. TEG'lerin, hiçbir kirliliğinin olmaması ve gürültüsüz olması sebebi ile çevreye karşı olumsuz bir etkisi yoktur. Ayrıca, bakım ihtiyacının az olması, yaygın bulunan atık ısı enerjisini kullanması gibi avantajlara da sahiptir. Sıcaklık, TEG enerji dönüşüm sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. TEG performansında, iki plaka arasındaki sıcaklık farkı ?T'nin etkisi gibi önemli etkiye sahip olan birkaç faktör daha vardır. İstenen gerilim ve/veya akımı sağlamak için TEG hücreler elektriksel olarak seri ve/veya paralel bir dizi oluşturacak şekilde bağlanabilirler. TEG'ler farklı sıcaklık ortamlarında, farklı termal güçlerde ve farklı elektrik yüklerinde uygulanabilirler. TEG dizilerindeki herbir hücreye çalışma koşullarının bir sonucu olarak, faklı sıcaklığın etkimesi mümkündür. Bu sebeple termoelektrik sistemde enerji dönüşümünün hassas bir şekilde, hücre bazında takip edilmesi ve sistemden maksimum enerji çekilebilmesinin sağlanması gereklidir. Bu işlem için TEG ile yük arasıda Maksimum Güç Noktası İzleyici (MGNİ) algoritması ile kontrol edilen bir güç dönüştürücüsü kullanmak kaçınılmazdır. Bu tezde, TEG enerji dönüşüm sistemlerinin termal ve elektriksel karakteristiklerini çıkarmak için testler yapılarak sonuçlar analiz edilmiştir. TEG'lerden her çalışma şartı altında maksimum enerjiyi alabilmek için güç dönüştürücüsü ve farklı tiplerde MGNİ algoritmaları önerilmiştir. Önerilen algoritmaların performansı yapılan pratik uuygulamalar ile belirlenerek sonuçlar sunulmuştur. Klasik algoritmaların yanında modifiye değiştir ve gözle (D&G) (ing. Perturbation and Observation -P & O) algoritması geliştirilmiş ve sonuçlar analiz edilmiştir. MGNİ algoritmasına ilave olarak , TEG'in çalışma koşullarına göre çıkış gücünün tahmin etmek için Kalman Filtresi kullanılmış ve böylece sistemin performansı iyileştirilmiştir. Büyük ölçekli uygulamalarda, güç dönüştürücünün kontrol edilmesi için Güç Karşılaştırmalı-Maksimum Güç Noktası İzleme (GK-MGNİ)(ing. Power Differentials-Maximum Power Point Tracking PD-MPPT) algoritması önerilmiştir. Küçük ölçekli uygulamalar için, Kısa-Devre Darbe (KDD) (ing. Short Circuit Pulse-SCP) algoritması önerilerek kararlı ve geçici bir durum altında sonuçlar analiz edilmiştir. Ticari TEG cihazları kullanılarak önerilen prototip ve kontrol algoritmaları, analitik ve deneysel olarak doğrulanmıştır. Önerilen MGNİ çözümlerinin bahsedilen avantajlarını doğrulayan başarılı bir performans sergilediği gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: Güç Karşılaştırmalı-Maksimum Güç Noktası İzleme (PD-MGNİ), Kısa-Devre Darbe (KDD), Maksimum Güç Noktası Takibi (MGNİ), Termoelektrik Generatör (TEG), Yükseltici Dönüştürücü.

Term-preterm detection using spectral estimation with machine learning and deep learning methodologies

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Biyomedikal Mühendisliği Bilim Dalı
Bir bebeğin tıbben öngörülen doğum tarihinden daha önce doğması olarak tanımlanan erken doğum gerek anne gerekse yeni doğan bebek için ciddi Sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Erken doğum vakalarının dünya çapında gitgide artan sayılarına ek olarak, erken doğum olayının gerçek sebeplerinin tam olarak bilinmemesi bu problem ile baş etmek için ciddi bir sorun meydana getirmektedir. Bu yüzden, erken doğumları önceden tespit etmek ve onların yol açtığı sorunlarla Baş edebilmek için erken doğum konusundaki araştırma çalışmalarının artırılması gerekmektedir. Bu çalışmada erken doğum olaylarının önceden tespit edilebilmesi amacıyla Elektrohisterografi (EHG) sinyallerinin Spektrum analizi incelenmektedir. Rahim kaslarından elde edilen EHG sinyalleri Öncelikle ön işlemeye tabi tutulmuş ve spektral analiz için çerçevelere bölünmüştür. Bu çerçevelere ait centroid frekansları bir öznitelik vektörü olarak kullanılmış ve makine öğrenmesi ve derin öğrenme yöntemleri içeren sınıflandırma deneylerinde erken doğum tahmini amacıyla kullanılmıştır. Bu işlemlere ek olarak uygulanan istatistiksel analiz ve literatürde mevcut olan diğer yöntemlerle yapılan kıyaslamalar tezde işlenen centroid frekansı tabanlı erken doğum tahmin yönteminin literatürde bilinen yöntemlere göre çok daha iyi bir sınıflandırma performansı verdiğini göstermektedir.

Terör, terör olayları ve uluslararası bölgesel anlaşmalarda terörizm

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
Globalleşen dünyada insanlığın birçok sorunu olduğu bilinmektedir. Bunların içinde en önemli sonuçları doğuran, insan kıyımlarına neden olan terörizmdir. Terörizm yahut terör sorunları günümüz dünyasında tarihe kanlı bir leke olarak düşecektir. Bu nedenle terör saldırıları veya terörizmin sonlandırılması insanlık tarihi için kaçınılmazdır. Dünya ülkelerinin tümünde farklı sebeplerden dolayı terörizm sorunu bulunmaktadır. Bu durum, ülkelerin iç ve dış işlerinde çeşitli zafiyetler doğmasına neden olmakla beraber, ülke sınırlarının değişmesine, insanlığın kıyımına, stratejik oyunlara da sahne olmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun terör sorunu; kışkırtmaları, saldırıları ve eylemleri ile siyasi ve ideolojik bir olgudur. Bir takım ülkelerin iç işlerindeki terör saldırıları, farklı ülkelerin stratejik oyunlarından başka bir şey değildir. Bu nedenle ülkelerin siyaseten rahata kavuşması için terörü bitirme çabaları artmaktadır. Bunun sonucunda küreselleşen dünyada Birleşmiş Milletler dâhil birçok uluslararası kurum ve kuruluş , terörizm ile mücadele etmeye çalışmakta fakat istenilen sonuç alınamamaktadır. Terörizmin önlenmesinde öncelikli olarak kaynaklarının yok edilmesi gerekirken maalesef tüm ülkeler bu sorunu askeri çözümlerle halletmeye çalışmaktadır. Fakat insan öldürmenin çözüm olamayacağı kesindir. Yılanın başı beslenirken kuyruğunun kesilmesinin hiç bir faydası olmayacağı gün gibi aşikârdır. Ülkeler bu sebeple ulusal ve uluslararası anlamda çeşitli yasalar çıkarmaktadır. Bu konuda Türkiye'de de çeşitli girişimler uzun zamandır vardır. Buna en iyi örnek Terörle Mücadele Kanunudur. Türkiye'nin uluslararası alanda imzaladığı bu tarz yasalardan bir kaçı şöyledir: Terörist Bombalamalarının Önlenmesi Sözleşmesi, Nükleer Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi vs. Terör sorunu, ülkelere ya doğrudan zarar vermiş veya dolaylı olarak ülkelerin birbirlerine karşı cephe almalarına neden olmuştur. Bu zarar ve dolaylı cepheleşmeleri önlemek maksadıyla ülkeler; ulusal anlamda, kendi yasalarında terör sorununa yer vermeye ayrıca terör yasaları (Terörle Mücadele Kanunu gibi) çıkartmaya başlamış ve uluslararası alanlarda yapılan anlaşmalarla (Terörist Bombalamaların Önlenmesi Sözleşmesi, Nükleer Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi gibi) bu yasaları pekiştirmiştir. Bu çalışmanın birinci bölümünde, terörün tanımı yapılmış; terör eylemlerinin gelişimi, amacı, ideolojileri ve diğer unsurları üzerinde durulmuştur. Ayrıca terör örgütlerinin yasal ve yasadışı gelir kaynakları anlatılmıştır. İkinci bölümde, Avrupa'da terörizm eylemlerinin ortaya çıkışından, gelişiminden bahsedilmiş ve bu kıtada faaliyet gösteren terör örgütlerinden en gelişmiş olanları ve en etkili eylemleri gerçekleştiren örgütler ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Üçüncü bölümde, ulusal sınırlar içinde ve uluslararası alanda geçerli olmak koşullarıyla yapılan anlaşmalar üzerinde durulmuştur. Ayrıca ülkelerce varlığı ve geçerliliği kabul edilen bölgesel kuruluşların terörizm kararları incelenmiştir

Terörist saldırıların borsaya etkisi: Pakistan ve Türkiye arasında karşılaştırmalı bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Mevcut literatüre dayanarak, terörizmin borsalar üzerinde bir etkisi olduğunu öne süren çalışmalar vardır ancak terörizmin borsaya etkisi olmadığını gösteren bazı çalışmalar da bulunmaktadır. Bu çalışma ise bazı özel terör olaylarının sonucunda terörizm ile borsa arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışmanın amacı, terör eylemlerinin PSX(Pakistan Menkul Kıymetler Borsası) ve İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) üzerindeki etkisini son yedi yıl boyunca (2010'ten 2017'ye) değerlendirmektir. Çalışma, bu iki borsanın bazı özel terör olaylarına nasıl tepki verdiğini analiz etmek için günlük verileri kullanmıştır. Olay çalışması metodolojisi kullanılmıştır.Bu çalışmanın genel sonucu, terör olaylarının hisse senedi getirilerine olan etkisinin Türkiye ve Pakistan'da farklı olduğudur. Pakistan Karaçi Menkul Kıymetler Borsası ülkede meydana gelen büyük ve önemli terör olaylarına karşı duyarlıdır. Olayın gerçekleştiği gün ve sonrasındaki 3 gün borsada negatif anormal getiriler gözlemlenmiştir. Ancak bu anormal getirilerin olayın etrafındaki çok kısa dönemden kaynaklandığını (t=3) ve sonrasında bu etkinin devam etmediğini söyleyebiliriz.Türkiye İstanbul Menkul Kıymetler Borsası için ise yaşanan terör olaylarının borsa getirilerini etkilemediği ve anormal getirilere sebep olmadığı görülmüştür.

Terörizm içerikli online sosyal yorumların duygu analizi ve fikir madenciliği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Duygu analizi, insanların konuştukları veya yazdıkları şeyler hakkındaki duygularını ortaya çıkarmak için kullanılmıştır. Duygu analizi, Cümleyi oluşturan pozitif ve negatif duygu terimlerinin frekansları hesaplanarak yapılan bir metin madenciliği yöntemidir. Bu araştırmada, metin birimlerinin olumsuz ve olumlu değerlerinin sıklığının, bir terör saldırısından sonra tepki duygusunu keşfetme alanı gibi bazı alanlarda içerikleri hakkında yeterli olduğunu söylemiyoruz. Bu tezde, duygu analizi, konu modelleme ve bulanık mantık sistemi arasında bir melez olan bir model önerdik. Bu model, 2017 yılında Londra ve Barselona'da meydana gelen neredeyse aynı iki terörist saldırının tepkileri üzerine değerlendirildi. Reaksiyon veri setleri Twitter'dan toplandı. İlk olarak, tweet içeriğinin anlambiliminin saldırının her biri ile nasıl ilişkili olduğunu anlamak için tweet içeriğinin ön analizi yapıldı. daha sonra reaksiyonların ana konuları insan kararıyla LDA konu modelleme algoritması kullanılarak çıkarılmıştır. Fikir kelimelerini puanlamak için kullanılan sözlük yaklaşımı, tweetlerdeki tüm görüş kelimelerinin, görüş sözlüğündeki kelimelerle eşleştirilerek tanımlandığı tweetlerden oluşmaktadır. Daha sonra polariteyi belirlemek ve tweet'i duygusal sınıflandırma için etiketlemek için bir bulanık mantık sistemi kullanıldı. POS ve N-gram olarak özellikler çıkarılmıştır. Son olarak, tweet'lerin duygusallığını sınıflandırmak için farklı makine öğrenme yöntemleri kullanılmaktadır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, insanların tepkileriyle ilgili konuların konuyla ilgili olduğu ve metindeki gerçek duyguları önemli ölçüde tahmin etmeye yardımcı olabileceği sonucuna varılmıştır.

Terörizmin ekonomik büyüme üzerine etkisi: Türkiye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Terörizm, çeşitli suç eylemleri arasında özel ve paradoksal bir yer tutmaktadır. Terörizm, insan ölümlerine, maddi hasarlara neden olmakla birlikte, terrorist faaliyetlerin gerçekleştiği ülkede kısa ve uzun dönemde ekonomik değişkenlerin geleceğe ilişkin beklentilerini olumsuz etkilemektedir. Terörizmden kaynaklanan gerçek doğrudan zararı, trafik kazalarında ölenlerinin sayısına ve maddi hasara gore daha az olduğu için önemsiz düşünülebilir. Ancak, günümüzde terör eylemleri, sosyo-politik ve ekonomik yaşamını dengesizleştiren, toplum için en tehlikeli tehdit olarak algılanmaktadır. Bu çalışma, Türkiye örneğinden harakelle terörizmin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Avrupa ile Asya arasında bir köprü rolünü oynayan Türkiye, terörizm faaliyetleri ile uzun yıllar mücadele etmek zorunda kalmıştır. Ülke, dini, etnik ve politik çatışmalardan çok etkilenmiştir. Terorizmin ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin istikrarlı olmadığını iddia eden çalışmalar olduğu gibi (Latif and Aslam, 2014), terörizmin ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkisinin uzun bir sure sürdüğünü gösteren (Shahzad, 2015) çalışmalar da vardır. Çalışmanın teorik arka planında Solow'un yeni klasik ekonomik büyüme modeli kullanılmıştır. Model, 1970 - 2017 yılları arasındaki Türkiye Küresel Terörizm Veri Tabanından temin edilen üç aylık verileri kullanarak uzun dönemi eşbütünleşme analizine dayanarak yapılmıştır. Çalışmanın analiz bulguları sonucunda, terörizmin uzun dönemde Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası üzerinde oldukça önemli bir olumsuz etkisi olduğu tespit edilmiştir.

Terörizmin finansmanının önlenmesine dair uluslararası sözleşmenin Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti kanunlarında uygulanması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Kamu Hukuku Bilim Dalı
Kara para aklama ve terörizmin finansmanı dahil olmak üzere mali suçlar, yargı alanlarının siyasi ve ekonomik çıkarlarını baltalar ve ulusal güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturur. Bu suçlarla mücadele etmek için çalışan kolluk kuvvetleri, sınırlı kaynaklara sahip bir ortamda faaliyet gösteriyor ve teknolojideki ilerlemeler, suçluların tespit edilmekten kaçınmak için her zamankinden daha karmaşık yöntemler kullandığı anlamına geliyor. Bu nedenle, bu suçlarla mücadele, farklı mali suç yetkililerinin bu suçları toplu olarak önlemek, tespit etmek ve uygulamak için bilgi ve becerilerini bir araya getirebilecekleri bir bütün hükümet yaklaşımını gerektirir. Terörizmin finansmanının önlenmesiyle ilgili Uluslararası Sözleşmeye taraf olan Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri de kanunlarında konuyla ilgili düzenlemeler yaparak idari uygulamalar getirmiştir. Çalışmamızda bu uygulamalar ayrıntılı bir şekilde açıklanarak örnek davalar eşliğinde uygulamaların hayata geçirilmesi ve bu zaman hukukun ve insan haklarının korunması gibi konular açıklanacaktır. Çalışmamızın amacı Terörizmin Finansmanının Önlenmesine dair Uluslararası Sözleşmenin Türkiye ve Azerbaycan hukukunda uygulanması zamanı ortaya çıkan sorunları araştırmak, çözümleri değerlendirmektir. Çalışmamız 3 bölümden oluşacaktır. Birinci bölümde terör örgütlerinin finansman kaynaklarından, ikinci bölümde terörizmin finansmanının önlenmesine dair uluslararası düzenlemelerden, üçüncü bölümde ise Uluslararası düzenlemelerin Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti kanunlarında uygulanmasından bahsedilecektir.

Terrorism risks and threats assessment in west Africa : Analyzing ecowas early warning system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), üye devletleri arasında ekonomik entegrasyonu teşvik etmek ve bölgeyle ilgili jeopolitik sorunları ortak bir şekilde ele almak amacıyla 15 Batı Afrika ülkesi tarafından 28 Mayıs 1975'te kurulan bölgesel bir organizasyondur. ECOWAS'ın üye devletleri, terörizm dahil çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Terörizm, üye devletlerdeki insanların güvenliği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu bağlamda, devletin veya herhangi bir uluslarüstü kurumun, kendi topraklarındaki herhangi bir potansiyel terör olayına karşı korunabilmek için sürekli olarak terörizm riskini ve tehdidini değerlendirmesi gerektiği yaygın bir anlayıştır. ECOWAS daimi bir terörle mücadele stratejisi olmasına rağmen, her bir üye devletin ulusal güvenliğini tehlikeye atabilecek gelecekteki terörist faaliyetleri tahmin etmeye yardımcı olabilecek bir terör riski ve tehdit değerlendirme yaklaşımından yoksundur. Bu konu, temel amacı ECOWAS Erken Uyarı ve Müdahale Ağı'nın Nijerya ve Mali'deki mevcut, ortaya çıkan ve potansiyel terörizm riskleri ve tehditlerinin değerlendirilmesi yoluyla bir analizini sunmak olan bu çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Bu itibarla Nijerya'da Boko Haram ve Mali'de 'Jamaat Nusrat al-Islam wal-Muslimin' tarafından oluşturulan terör riskleri ve tehditleri değerlendirilmiştir. Değerlendirme, araştırmanın analitik çerçevesi olarak Terörizm Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi (TRAM) metodolojisi kullanılarak gerçekleştirildi. Bununla birlikte, TRAM metodolojisi kendi başına bu çalışmanın metodolojik yaklaşımının yerini tutmaz. Bunun yerine, bu çalışmanın bulguları, ECOWAS Komisyonu'ndan çevrimiçi olarak erişilebilen önemli noktalar, olay raporları ve politika bilgileri gibi ikincil veriler sayesinde tipik olarak analitik ve tanımlayıcı bir araştırmaya dayanan nitel bir yaklaşımın araştırılmasıyla mümkün hale getirildi. ECOWAS bölgesindeki güvenlik konuları ile ilgili diğer gerekli veriler, akademik kitaplar, akademik dergilerde yayınlanan makaleler, gazete makaleleri vb. toplanmıştır. Sonuç olarak, ECOWAS Erken Uyarı ve Müdahale Ağı'nın terörizm riskinin ve tehdidinin önlenmesi yerine daha çok devletler arası çatışmanın önlenmesine odaklanmasının, ECOWAS'ın terörle mücadele stratejisinin karşılaştığı zorluklar ve erken uyarı sistemlerinin terörle mücadele alanındaki muazzam faydaları doğrultusunda Batı Afrika'da terörizme karşı etkin bir şekilde korunma yeteneği açısından zayıf bir nokta olduğu ortaya çıkmıştır. Bu zorluğun üstesinden gelmek için, çalışma ECOWARN'ın ECOWAS'ın üye devletlerinde terörizm risklerinin ve tehditlerinin değerlendirilmesini ve azaltılmasını kolaylaştırmak için bir öneriyle yeniden yönlendirilebileceğini ortaya koymuştur.

Ters dönen pervanelerin aerodinamik tasarımı ve analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Havacılığın çevresel etkisi günümüzde sürekli araştırma konusu olmaktadır. Gürültü emisyonu ve yakıt tüketimi, pervane araştırmalarına ilginin yenilenmesine neden olan itici faktörlerden bazılarıdır. 1940'ların ve 1950'lerin eski teknolojileri yeterli pervane performansı sağlasa da, düşük yakıt tüketimi ve katı gürültü emisyon düzenlemeleri, pervane araştırmalarını yeni ufuklara doğru yönlendiriyor. Ters Dönen pervaneler, her iki pervane de torku birbirinden ayırdığı için uçakta tork şeklinde bir avantaj sunmaktadır. Arka pervane, ön pervaneden atılan rüzgarın dönme kinetik enerjisini kullanır ve böylece itme veriminde bir artış gözlemlenir. Ön ve arka pervane arasındaki karmaşık etkileşimler gürültüye neden olur ve ters dönen pervanelerin ticari uygulamasını engellemektedir. Bu tezde, düşük hızda çalışan ters dönen pervanelerin tasarım konuları ve aerodinamik etkileşimlerinin kapsamlı bir şekilde anlaşılmasına vurgu yapılmıştır. Çift pervane performansını hesaplama yöntemleri araştırılır ve standart çift dönen pervanenin itme ve tork dağılımlarını hesaplamak için kanat profillerinin kesit verileri kullanılır. Ters dönen pervanenin karmaşık akış alanının anlaşılması için, Sliding Mesh metodu kullanarak ayrıntılı bir CFD Analizi için uygulanmıştır ve sonuçlar literatürde bulunan Rüzgar Tüneli Test Verileri ve hesaplanmış kesit verileriyle karşılaştırılmıştır. Her iki pervanede aerodinamik yüklerin periyodik salınımları şeklinde ön ve arka rotor arasında aerodinamik etkileşimler gözlemlenmiştir. Benimsenen CFD metodolojisi, ters dönen pervanelerin analizi için verimli ve doğru bir araç ve daha ileri çalışmalar için güvenilir bir kriter olarak görülmüştür.

Ters lojistikte bulanık çok amaçlı optimizasyon yaklaşımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Yöneylem Araştırması Bilim Dalı
Geri dönüşüm problemleri ve buna bağlı geliştirilen ağ tasarımı lojistikte, tedarik zinciri yönetiminde maliyetlerin azaltılması ve servis hizmetlerini iyileştirmede önemli bir rol oynamaktadır. İade edilen, kullanım ömrü bitmiş olan yada tüketicinin yeni ürün aldığı için elden çıkardığı ürünlerin geri toplanması ve maliyeti üretici açısından stratejik öneme sahiptir. Yeniden üretim, kullanılmış, yıpranmış ürünlerin endüstriyel işlemler sonucunda yeni ürün durumuna getirilmesidir. Yeniden üretim atık miktarını azaltmak için kullanılan doğrudan ve karlı bir yöntem olduğu kadar, doğal kaynakların tüketimini de azaltmaktadır. Yeniden üretim firmalarının karşılaştıkları zorluklar daha çok tedarik yönünden olmaktadır. Buradaki zorluk sisteme dönen ürünlerdeki zamanlama ve miktar belirsizliği olduğu kadar dönen ürünlerin kalitesi ve buna bağlı olarak geri kazanımındaki yüksek değişkenlik oranı, sistemdeki parça akışını ve kontrolünü güçleştirmektedir. Bu tez çalışmasında ele alınan çok amaçlı bulanık optimizasyon modelinin üç hedefi; toplam maliyetin en aza indirgenmesi, geri dönüşüm oranın maksimize edilmesi ve geri kazanım miktarının maksimize edilmesidir. Çalışmada talep, kullanılmış ürünlerin geri dönüşümü ve geri kazanım oranı bulanık değişken olarak ele alınmıştır. Sayısal bir örnek problem üzerinde farklı talep, geri dönüş ve geri kazanım oranları için üç hedefin etkileşimi ve sistem maliyetleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmamızda, ele alınan 18 farklı durum için toplam 144 deney sonuçalarını incelediğimizde verilen denemeler içinde kullanılan ürünlerin geri iade oranı ve talep arasındaki dengenin birinci amaç fonksiyonu üzerinde geri kazanım oranı ile birlikte önemli bir unsur olduğu görülmüştür.

Tersinir yükler etkisinde yarı-rijit birleşimlerin sayısal modellenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yapı Bilim Dalı
Çelik yapıların tasarım ve analizi açısından birleşimler en önemli kısımlardandır. Dolaysıyla birleşimin davranışının iyi araştırılması ve bilinmesi gerekmektedir. Ayrıca birleşimlerin davranış özellikleri hakkında moment dayanımı ve dönme kapasitesi temel tasarım parametreleri olarak karşımıza çıkar. Birleşimin davranışı elde edilen dönme değerleri ile temsil edilir. Birleşimin tipine ve birleşim özelliklerine göre moment-dönme eğrileri oluşturulur. Bütün birleşimlerin gerçek davranışı ancak deneysel olarak elde edilebilmektedir. Bunlardan bazıları çeşitli veri bankalarında tasnif edilmiş olmakla beraber, bu veri bankaları sınırlı kalmıştır. Bu tez kapsamında literatürde tanımlı olan birleşim tiplerinden farklı 2 tip birleşim kullanılmıştır. Bu birleşim tiplerinden birinci grubu altı tane kaynaksız T tipi birleşimdir. Bu grupta birleşim elemanı olarak ½ IPE profili kullanılmıştır. İkinci grup birleşim tipi ise dört tane alt-üst başlık korniyerli ve berkitmeli birleşim olarak tasarlanmıştır. Bu tip birleşimlerin davranışını iyileştirmek için başlık ve gövde kısmında berkitme kullanılmıştır. Tezde tasarlanan bu iki birleşim tipi sonlu elemanlar kullanılarak modellenip, çeşitli dinamik yüklemeler altında sayısal modellemesi yapılmıştır. Analizler 5 tekrar yüklemesinde incelenmiştir. Böylece bu iki tip birleşimlerin yük-deplasman ve moment-dönme eğrileri elde edilmiştir. Elde edilen veriler kullanılarak söz konusu modellerin enerji yutma kapasiteleri hesaplanmış ve enerji kaybı elde edilmiştir. Ayrıca bu iki grup birleşim için elde edilen verilerin incelemesiyle birleşim boyutlarındaki ve bulon özelliklerindeki değişimi ve birleşim davranışlarına etkisi irdelenmiştir. Sonuç olarak yapılmış sayısal modellemeler ve analizlerin sayesinde birleşimin gerçek davranışına yakın sonuçlar elde edilmiştir.

Tersiyer fosfin ligantları içeren gümüş(I) 5,5-dietilbarbitürat komplekslerinin sentezi, karakterizasyonu ve biyolojik aktiviteleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışmada, 5,5-dietilbarbitürat ligandı içeren sekiz adet gümüş(I)-momofosfin ve disfosfin kompleksi sentezlendi. Fosfin ligantları olarak trifenilfosfin (PPh3), siklohekzildifenilfosfin (PPh2Cy), disiklohekzilfenilfosfin (PPhCy2), trisiklohekzilfosfin (PCy3), 1,1-bis(difenilfosfino)metan (dppm), 1,2-bis(difenilfosfino)etan (dppe), 1,3- bis(difenilfosfino)propan (dppp) ve 1,4-bis(difenilfosfino)butan (dppb) kullanıldı. Sentezlenen komplekslerin yapıları, elementel analiz, IR, NMR, ESI-MS ve tek kristal X ışını kırınımı teknikleriyle aydınlatıldı. Sentezlenen komplekslerden [Ag(barb)(PPh2Cy)], [Ag(barb)(PPhCy2)], [Ag(barb)(PCy3)] mononükleer ve [Ag(µ- barb)(PPh3)]2, [Ag(barb)(µ-dppm)]2, [Ag2(barb)2(µ-dppe)(DMSO)2], [Ag(barb)(µ?dppp)]2, binükleer yapıya sahipken [Ag(barb)(µ-dppb)]n bir koordinasyon polimeridir. Kompleksler, DNA'nın G/C zengin oluklarına bağlanırlar. Ayrıca tüm komplekslerin BSA'ya karşı önemli bağlanma afinitesine sahip olduğu tespit edilmiştir. Komplekslerin DNA ve HSA'ya bağlanma yerleri ve şekilleri, moleküler doking yöntemiyle doğrulandı. Kompleksler zayıf nükleaz aktiviteye sahipken H2O2 varlığında aktiviteleri büyük ölçüde artmıştır. Antimikrobiyal çalışmalar, tüm komplekslerin Grampozitif bakterilere (S. aureus ATCC 25923 S. aureus ATCC 33591 L. garvieae 40456) karşı daha yüksek seçicilik sergilediğini göstermektedir. [Ag(µ-barb)(PPh3)]2, [Ag(barb)(PPhCy2)], [Ag(barb)(PCy3)], [Ag2(barb)2(µ-dppe)(DMSO)2], [Ag(barb)(µ- dppp)]2 komplekslerinin antimikrobiyal etkileri diğerlerinden daha iyi bulunmuştur. Kompleksler ayrıca dört insan kanser hücresine karşı güçlü sitotoksisite sergiledi. Özellikle, [Ag(barb)(PCy3)] ve [Ag(barb)(µ-dppm)]2, MCF-7 ve A549 hücreleri üzerinde cisplatin ve karboplatin'den daha toksik bulunmuştur. Ayrıca kompleksler, normal hücreleri fazla etkilemeyip sadece kanser hücrelerine karşı seçicilik göstermiştir. Genel olarak, [Ag(barb)(µ-dppb)]n kompleksi hariç olmak üzere, biyolojik aktivite sonuçlarının komplekslerin lipofilisitesi, DNA/BSA bağlanma afinitesi ile de iyi bir korelasyon gösterdiği bulunmuştur.

Testing the adequacy of social control and social learning theories in explaining the substance use among youth: Kyrgyzstan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2012 Diğer
Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımından oluşan madde kullanımı ampirik çalışmalar ile gençler arasında hızla gelişen ve çok yaygın sapma davranış haline geldiği tespit edilmiştir. Bu doktora tezinin asıl amacı- sosyal kontrol ve sosyal öğrenme teorilerinin Kırgızistan gençleri arasındaki madde kullanımını açıklamadaki yeterliliklerinin test edilmesini hedeflemektedir. Çünkü, hemen hemen bütün kriminoloji teorileri batı toplumlarında icat edilmiş ve test edilmiştir; dolayısı ile bu araştırma Kırgızistan gençleri arasındaki madde kullanımı üzerindeki kriminolojik teorilerinin belirleyiciliklerini test eden ilk çalışma olacaktır. Ancak, şu bilinmelidir ki aynı kriminoloji teorileri diğer bütün toplumlar ve kültürler için genellenebilir oldukları bilinmemektedir. Araştırma hipotezleri sosyal kontrol ve sosyal öğrenme teorileri ilkelerine bağlı olarak geliştirilmiştir. Kırgızistan?ın başkenti Bişkek?te 25 lisede birey düzeyinde geri bildirimli anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda anne, baba, kardeş ve arkadaş grubunun gençlerin madde kullanımı üzerinde güçlü belirleyici oldukları tespit edilmiştir. Velilere olan bağlılık ise aynı şekilde bütün madde kullanım türleri ile anlamlı derecede ilişkili çıkmaktadır. Madde kullanımına olan erişimin içki ve esrar kullanımlarının güçlü belirleyicileri oldukları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Madde Kullanımı, Sigara, Alkol, Yasa Dışı Uyuşturucu, Sosyal Kontrol, Sosyal Öğrenme, Sosyal Bağ, Tanımlamalar, Ayırıcı Birliktelikler, Gözlemsel Öğrenme, Taklit

Teşvikler ve kısıtlamalar bağlamında Çad'da doğrudan yabancı yatırımlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Uluslararası İktisat Bilim Dalı
1980'lı yıllardan sonra hız kazanan küreselleşme olgusu uluslararası alanda sermeye hareketlerinin serbestleşmesini sağlamıştır. Ülkeler kendilerine daha çok DYY'ları çekebilmek için birbirlerine rekabete girip farklı yatırım teşvik politikaları uygulamışlardır. Yabancı yatırımcılar açısından ekonomik ve siyasi istikrar, özelleştirme politikaları, vergi politikaları, piyasa hacmi, temel altyapının durumu, işgücü maliyeti, hammaddeye ulaşma kolaylılığı vb. gibi çok faktör yatırımın yapacağı yerin seçiminde etkide bulunmaktadır. Bu çalışma ile Çad'da DYY'ların hacmi niçin az olduğu ve Çad'a DYY'ları çekebilmek için neler yapmak lazım sorularına cevap verilmeye çalışılmıştır. Çad az gelişmiş bir ülke olarak tarımsal bir ülkedir. 1960'dan 1999'a kadar Çad'daki DYY'ların hacmi çok düşüktür. Çad, 2000 yılından itibaren ortaya çıkan petrol sektörüyle doğrudan yabancı yatırım projelerini teşvik etmeye başlamıştır. Ülkenin uyguladığı teşvik politikalarına rağmen ülkedeki DYY'ların hacmi düşük seviyede kalıp DYY'ların çoğu sadece petrol sektörüne yönelmiştir. Çad'a yabancı sermayenin gelmemesinin temel nedenlerinden biri; işletme sözleşmelerinde adalet ve şeffaflığın yok olması, ekonomik ve siyası istikrasızlıklar olduğunu görülmüştür. Çad, DYY'ları çekmek için yatırım ortamının iyileştirmesine yönelik etkili bir vizyon veya uzun vadeli bir program hazırlamasına ihtiyaç duyduğu, iş alanındaki şeffaflığın artırılmasını ve yolsuzluk seviyesinin azaltılmasının veya ortadan kaldırılmasının gerektiğini görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Teşvikler, Kısıtlamalar, Çad.

Tevârih-i Güzide–Nusret Nâme'nin Türk-Moğol tarihi açısından değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Tarih Bilim Dalı
Moğol tarihinin nadir bulunan eserlerinden biri olan ve XVI. yüzyılda Çağatay Türkçesinin klasik devrinde yazılmış Târîh-i Güzîde, Nusretnâme, özellikle Orta Asya Türk-Moğol tarihi açısından oldukça önemlidir. Orta Asya'da gelişen Türkçe tarih yazıcılığının en kıymetli eserleri arasında sayılabilecek nitelikte olan Tevârih-i Güzîde, Nusret-nâme esasen Şibânînâme olmasının yanı sıra Câmi'ü't-Tevârih'in ilk cildi olan Târih-i Mübâreke-i Gazan Han'ın Çağatayca çevirisini de kapsamaktadır. Oğuz Han destanı ile başlayan eser, Cengiz Han'ın hayatı ve hükümdarlığından Şiban Han'ın küçük kardeşi Mahmut Bahadır Sultan dönemini de kapsayan tarihî olayları ele almaktadır. Eserin iki nüshası bulunmakta ve her iki nüshası üzerine de yapılmış kapsamlı araştırmalar az bulunmaktadır. Çağatay Türkçesi ile yazılmış eserlerin en eski ve en geniş içeriklisi olan Tevârîh-i Güzîde Nusret-name hem dil bakımından hem de Moğol ve Türk tarih bakımından çok önemli bir eserdir ve Şibaniler dönemi tarihi bakımından öğrenilmesi gereken ehemmiyetli eserdir. Ayrıca Monggol-un Niguça Tobçiyan (Moğolların Gizli Tarihi) ve Fazlullah Reşîdü'd-din Fazlullah-ı Hemedânî'nin yazdığı Câmiu't-Tevârîh'ta olmayan veriler bulunduğu için bu eserin değeri artmaktadır. Bunun dışında eserde kullanılan on altı adet minyatür sanat tarihi bakımından çok kıymetlidir. Yazıldığı tarih itibarıyla Türkçe söz varlığına, Türk coğrafyası ve özel adlar bağlamında çok önemli katkılar sağlayacak ve problemler çozülecektır. Ayrıca metnin ekleşmesinde görülen farklılıklar alanda yapılacak çalışmalara katkı sağlayacaktır. Eser 3200 civarında özel ad barındırmaktadır. Böylece Tevârih-i Güzîde Nusret-nâme Türk ve Moğol tarihi çalışmalarında birincil kaynak olacaktır. Çalıs¸mamız giriş ve üç bo¨lu¨mden olus¸maktadır. Birinci bölümünde Moğol tarihi yazıcılığına kaynaklık eden üç çeşit Altan Tobçı ve Sagan Secen'in Sagan Seçen'in Erdene-Tobçi eserinin tanıtımı yaptık. İkinci bölümünde Mogollar ve Moğol İmparatorluğu başlık altında Moğolları menşei ve Büyük Moğol İmparatorluğu kurulmasından önceki Moğol kavimleri hakkında bilgi verdik. Ardından Temüçin bütün Moğolları birleştirip Büyük Moğol İmparatorluğu kurması ve onun yaptı seferlere yer verdik. Ondan sonra Moğol İmparatorluğu ve bağımsız devletlerin ortaya çıkışı tarihi anlattık. En son üçüncü bölüm olarak TGNN eserin tanıtımı ve TGNN Metnin Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Karşılaştırmayı yaptık.