Thesis Search




SEARCH RESULTS

The non-participation of ASEAN countries in the International Criminal Court: A constructivist perspective

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bilim Dalı
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (ICC) kurulması, uluslararası ceza adaletinin yeni bir gelişim aşamasına girmesi ve cezasızlık karşıtı normların resmi olarak kurumsallaştırılması olarak kabul edildiğinden birçok kişi tarafından kutlandı. ICC, soykırım yapmakla suçlanan, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarıyla suçlanan kişilerin yargılanmasıyla görevlendirilmiştir. 1998 Roma Statüsü uyarınca yetki ve yargı yetkisini alan ICC, uluslararası sistemdeki tek daimi ve bağımsız uluslararası ceza mahkemesidir. Bununla birlikte, Kamboçya dışındaki Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Üye Devletleri, ICC'nin normlarının ASEAN Üye Devletleri tarafından itiraz edildiğini gösteren ICC'nin bir parçası olma konusunda isteksizdir. Sosyal yapılandırmacı teoriye göre, paylaşılan fikirler ve normlar, devletlerin kararlarını dünyanın sosyal olarak inşa edilmiş bakış açısını etkiliyor. Özellikle, ASEAN'in normlarının,ASEAN Yolunda belirtildiği gibi, devletlerin egemenliği ve iç meselelere müdahale etmemek olduğu söylenmektedir. Bu yazının amacı, Kamboçya, Malezya, Filipinler ve Myanmar başta olmak üzere ASEAN ülkelerinin ICC'ye farklı katılım düzeylerini, bunların kimliklerine dayalı itirazlar yoluyla analiz etmektir.

The optical and structural properties of group II-VI (CdTe) and group IV-VI (TiO2) semiconductor nanocrystals grown in thin film matrix

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Bu çalışmada esas olarak CdTe (grup II-VI) ve anataz yapılı TiO2 (grup IV-VI) ince filmlerin optik ve yapısal özellikleri araştırılmıştır. Üç tür deneysel yöntem kullanılmıştır: (i) optik soğurma (ABS), (ii) X-ışını kırınımı (XRD), ve (iii) Raman saçılması (RS). Cam altlıklar üzerinde farklı kalınlıklarda CdTe ve TiO2 ince filmlerini büyütmek için Fiziksel buharlaştırma (PVD) yöntemi kullanılmıştır. CdTe numunelerinin optik soğurma spektrumları, uzun dalga-boyu kuyruk genişliği ile ilişkili Urbach enerjisi (EU), kalınlığın 100 nm den 500 nm ye artması ile 827 meV dan 585 meV'e azalmaktadır. CdTe ince yaygıların kalınlığa bağlı tane büyüklüğü, büyüklüğe bağlı asimptotik optik soğurma değeri kullanılarak hesaplanmıştır. Kalınlığın 100 nm den 500 nm ye artması ile asimptotik optik soğurma enerjisinde 710 meV luk bir kayma meydana gelmektedir. Kalınlığa bağlı kayma ve X-ışınları kırınım tepelerinin genişlemesi muhtemelen nano-metreler mertebesine azalan tane büyülüğü ve gerilme ile ilişkilidir. Raman spektrumlarında boyuna optik kiplerin (LO) büyüklüğe bağlı olarak maviye, buna karşın enine optik kiplerin (TO) ve boyuna akustik kiplerin (LA) külçe CdTe kristalinin fonon frekansına göre kırmızıya kaydığı tespit edilmiştir. TiO2 ince film optik soğurma spektroskopisi kalınlık 143 den 221 nm 'ye arttıkça Urbach enerjisinin (EU) sırasıyla 212 den 176 meV 'e azaldığını göstermektedir. Film kalınlığına bağlı parçacık büyüklüğü ve parçacık büyüklük dağılımı, deneysel soğurma katsayısı (?) verilerinin, ? 'yı foton enerjisi E 'ye balı olarak bulan bir hesaplama ile modellenmesi sonucu elde edilmiştir. Filmin asimptotik soğurma enerjisi (ER) de hesaplanmış ve kalınlığın 143 den 221 nm 'ye artması ile 165 meV azaldığı tespit edilmiştir. Yasak kuşak enerji aralığı da soğurma verilerinden elde edilmiştir. TiO2 nano-kristallerinde de iki tür geçiş gözlemlenmiştir (doğrudan ve dolaylı). Raman saçılmasında tane büyüklüğünün etkisini yorumlamak için fonon kuşatması modelinden yararlanılmıştır. Külçe TiO2 kristalinin Raman etkin Eg kipene göre, ilk ve ikinci Eg kiplerinin Raman çizgilerinin büyüklüğe bağlı olarak kırmızıya kaydığı tespit edilmiştir (sırasıyla Eg(1):?144 cm-1 ve Eg(2):?197 cm-1). Bu çalışmada kullanılan farklı tekniklerin birlikte değerlendirilerek, nanometre mertebesinde taneler için büyüklük etkisi, büyüklüğe bağlı gerilme, ve yapısal düzensizlik araştırılmıştır. Enerji kuşağında gözlemlenen kırmızıya kaymanın tane büyüklüğünün artması ile ilişkili olduğu öngörülmüştür. Yapısal düzensizlikle ilişkili Urbach enerjisi artan büyüklükle azalmaktadır yani artan büyüklükle yapısal düzensizlik azalmaktadır.

The organizational change adaptation process: Differentiation and integration

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Diğer

The ottoman Period in albanian historiography (1915-2015)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Tarih Bilim Dalı
Bu çalışmanın temel amacı, Arnavut tarihçiliğinde Osmanlı dönemi hakkında yazan önemli tarihçileri ve onların Osmanlı dönemi hakkında düşüncelerini belirlemektir. Osmanlı dönemi hakkında yazan önemli Arnavut tarihçilerini belirlemek için sosyal ağ analizi metodu kullanılmıştır. Analiz için veri kaynağı olarak da ağırlıklı olarak 20. yüzyılda yayınlanan, çoğu Arnavutça yazılmış 130 kitaptan çıkarılan bibliyografik atıf verileri kullanılmıştır. Bu kitaplardan toplam 4300 bibliyografik künye ve 7800'den fazla atıf verisi toplanmıştır. Bu veriler kaynakca.info adlı sisteme yüklenmiş ve bu sistemin sosyal ağ analizi modülü kullanılarak analiz edilmiştir. İlk aşamada sosyal ağ analizinin derece, yakınlık, arasındalık ve öz vektör ölçütlerine göre merkezi önemdeki tarihçiler belirlenmiştir. Daha sonra, bu tarihçilerin Osmanlı dönemi hakkındaki görüşleri kendi yazdıkları kitaplardan hareketle niteliksel olarak analiz edilmiştir. Merkezi öneme sahip bu tarihçilerin görüşleri 1912 – 1945 yılları arasında, komünist rejim yıllarında (1945 – 1990), 1990'dan sonrası olmak üzere üç dönemde ele alınmıştır. Buna göre, önde gelen tarihçiler 1912-1945 yılları arasında Osmanlı dönemi hakkında milliyetçi bir görüş sergilerken, 1945-1990 yılları arasında kuvvetli komünist ideolojik değerlendirmelerde bulunmuşlardır. 1990'dan sonra ise Osmanlı dönemine liberal bir yaklaşım fark edildilmektedir. Çok az istisna olmak üzere, bu zaman dilimlerinin ortak noktası Osmanlı İmparatorluğu'nun istilacı olduğunu ve Arnavutları 500 yıl geride bıraktığı düşüncesinin hâkimiyetidir. Bu tez çalışmasından elde edilen bulgular, Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili konularda araştırma amaçlı literatür seçimine yardımcı olmak için kullanılabilir. Dahası, bu çalışma ile belirlenen merkezi önemdeki tarihçilerin listesi, Arnavut tarihinin bu dönemi ile ilgilenen sıradan okuyuculara yol gösterici olabilir. Anahtar Sözcükler: Arnavut Tarih Yazımı, Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı Dönemi, Sosyal Ağ Analizi, Üstat Tarihçiler, Bibliyografik Veriler

The Ottoman-Portuguese rivalry and its impact on the Ethio-Eritrea region (16th-17th century)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
Kuzeydoğu Afrika'nın bir parçası olan Etiyopya-Eritre bölgesi, Kızıldeniz sahili boyunca stratejik konumuna verilen öneminden dolayı rekabetlerin bir senaryo ve sahnesi olmuştur. Ardışık rekabetlerin bir parçası olarak, Osmanlılar ve Portekizliler arasındaki rekabet, bölge ile ilgili araştırmalarda en az üzerinde durulan dönem olduğu için bu çalışmanın konusu olmuştur. Bakışlarını Etyopya-Eritre bölgesine çeviren büyük güçler, bölgenin siyasi, dini ve sosyo-ekonomik dinamiklerinde önemli rol oynadılar. Bu sebeple rekabetleri bölgeye modern çağın perdesini açmıştır. Onların rekabeti, 16. yüzyılın başından 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanan dini, jeostratejik ve ticari istekle devam etmiştir. Bu çalışma, küresel bir bakış açısıyla ve Osmanlı Devleti ile Portekiz arasındaki rekabeti bağlamsallaştırmak amacıyla, Osmanlı arşivlerinden, Avrupalı seyahların kitaplarından ve yerel kraliyet kronolojilerinden elde edilen çeşitli birincil kaynakları içermektedir. Küresel perspektif, farklı karşıt güçlerin nesnel olarak ele alınmasını sağlamaktadır. Tarihsel çalışmalar yerel güçleri marjinalleştiren milliyetçi ve Great Tradition/Büyük gelenek yaklaşımlarına karşı çıkmaktadır. Mekânsal olarak, Etiyopya-Eritre bölgesi, Osmanlılar ve Portekizlilerin rekabetinde merkezi bir coğrafi alan olduğu için kuzeydoğu Afrika bölgesinden çalışma alanı olarak seçilmiştir. Çalışma, rekabetlerin Etyopya-Eritre bölgesinin siyasal dinamiklerini nasıl şekillendirdiğini ve küresel stratejilerinin bir parçası olarak rekabetin etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çabada, hem küresel hem de bölgesel güçler, rekabet fenomenlerinden yararlandı. Osmanlılar ve Portekizliler, Hint Okyanusu'ndan Akdeniz dünyasına uzanan baharat ticaret yolunun bir parçası olarak etki alanlarını oluşturmak için bölgesel güçlerle ittifak kurdular. Yaklaşık bir asırdır Osmanlıların ve Portekizlilerin aktif varlığı, bölgede derin sosyo-ekonomik, politik, dini etkiler bırakmıştır.

The oxymoron of monarchies promoting change: Qatar and the Arab Spring

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Diğer
Arap monarşilerinin aksine Katar, 2010 sonlarında ortaya çıkan Arap devlerimlerine karşı ilk anlarından beri desteklemiştir. O zamandan beri Katar'ın El Cezire (Al Jazeera) ağı Arap toplulukları için en temel medya hareketlendiricisi olmuş ve devrim yanlısı Arap entelektüellerini ağırlayarak ve devrim yanlısı mesajlar yayımlayarak bölgedeki değişim sürecinin aktif bir destekcisi olmuştur. Katar Tunus devrimini de memnuniyet ile karşıladı ve tıpkı Yemen ve Mısır'da olduğu gibi, ülkeyi geçiş sürecinde maddi olarak destekleme sözü verdi. Katar, bunların yanında, Libya ve Suriye'deki insani müdahale için Arap ve uluslararası desteği harekete geçirmek adına büyük çaba sarf etti ve oradaki devrimci güçlere hem maddi hem askeri anlamda destek vererek cömertçe arka çıktı. Fakat Katar'ın Arap Devrimi yanlısı politikaları ülkenin muhafazakar komşuları olan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn ile olan ilişkilerini zayıflattı ki bu da söz konusu ülkelerin Doha büyükelçilerini 2014 yılında geri çağırmalarına neden oldu. Yine bu ülkeler ve Mısır 2017 yazında Doha'ya karşı tam bir boykot ve ambargo ilan etti. Bu tez, Katar politik sisteminin muhazafakar-monarşi rejimi olduğu düşünüldüğünde, rejim tiplerinin devletlerin kendi jeopolitik çevrelerinde meydana gelen devrimlere karşı reaksiyonlarında fark yaratıp yaratmadığını analiz ederek, Doha'nın Arap Devrimi boyunca bölgedeki değişim yanlısı politikaları kucaklamasına neden olan dinamikleri incelemeyi hedeflemektedir. Katar'ın Tunus, Libya, Yemen ve Suriye'ye verdiği devrim sonrası desteğin çalışılması ile birlikte, Katar İstisnası olarak bilinen hususu anlamak amacıyla Katar'ın Mısır vakasındaki rolü için detaylı bir analiz yapılmıştır. Bu tezde ulaşılan sonuçlar Doha'yı bu istisnai pozisyonu benimsemeye iten jeopolitik çıkarların neler olduğunu ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Katar, Arap Devrimi, Devrimler, Mısır, Rejim Tipi

The path to european union accession: Romania and Turkey as comparative cases

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Avrupa Birliği'nin genişleme sürecinde, Türkiye, 1963'te başlayan uzun üyelik sürecine rağmen henüz AB üyeliğine ulaşamayan tek aday ülke olmuştur. Türkiye'nin davasının aksine, Romanya'nın üyelik süreci çok kısa ve o kadar katı değildi. On yıl süren müzakerelerden sonra erdi. Bu iki ülkenin önemi, benzer politik ve ekonomik koşullara rağmen, Romanya'nın Türkiye'den önce AB üyesi olarak nasıl kabul edildiğinin anlaşılmasında önemlidir. AB'nin ülkeler arasındaki farklılaşmayı anlamak için bu makale, Romanya ve Türkiye'nin Avrupa'ya katılım yolunda uluslararası ilişkiler kuramındaki yapılandırmacı perspektiften kimlik boyutunu analiz ediyor. Romanya ve Türk kimliğinin karşılaştırmalı analizinde, kültür, bölge ve din gibi kimlik özelliklerinden, Avrupa katılımı bağlamında Romanya ile Türkiye arasındaki farkı yaratan din faktörü olduğunu öne sürmektedir

The permanent income hypothesis: evidence from Ghana

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu çalışma 1971'den 2017'ye kadar yıllık kişi başına toplam GSYİH ve kişi başına hanehalkı tüketim harcamaların verilerini kullanarak Gana için sürekli gelir hipotezi (PIH) geçerliliği test etmiştir. Kullanılan veriler BM istatistiklerinden alınmıştır. PIH, bir tüketicinin yaşamı boyunca devam etmesini beklediği gelirin tüketimini belirleyen şey olduğunu söylemektedir. Daha önceki çalışmalar, PIH'nin gelir sürecinde inovasyondan kaynaklanan kalıcı gelirdeki revizyonun büyüklüğünün, aynı inovasyondan kaynaklanan tüketimdeki revizyonun büyüklüğü ile orantılı olduğunu ima ettiğini göstermiştir. Bu çalışma bu imayi test etmektedir. Buradaki gelir sürecindeki inovasyon, gelir sürecinin öngörülemeyen kısmıdır. Çalışma, gelir için bir ARMA modeli tahmin ederek gelir sürecindeki yeniliği üretmekte ve daha sonra tüketim değişkeni ve gelir değişkeninde üretilen yeniliği kullanarak OLS tarafından bir tüketim denklemini tahmin etmektedir. Bu çalışma, gelirdeki inovasyondan kaynaklanan kalıcı gelirdeki revizyonun büyüklüğünün, aynı inovasyondan kaynaklanan tüketim revizyonunun büyüklüğünden daha büyük olduğunu bulmuştur. Bu, gelirdeki değişikliklere verilen tüketim tepkisinin PIH'nin öngördüğünden daha küçük olduğunu göstermektedir. Bu sonuç PIH Gana'da tutmadığının kanıtı olarak kabul edilir.

The petroleum and natural gas potential of Ghana

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Araştırma ikincil kaynaklardan elde edilen veriler kullanılarak Gana'nın petrol ve doğalgaz potansiyelinin belirlenmesi için gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amaçlarından biri genel olarak Gine Körfezi'nde ve özellikle Gana'da petrol ve doğal gaz birikiminde plaka tektoniğinin ve Güney Atlantik Okyanusu'nun açılışının rolünü belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yönteminin sistematik gözden geçirme yaklaşımı kullanılarak yürütülmüştür. Bu çalışmada kullanılan veri kaynakları hakemli dergiler, konferans makaleleri, kitaplar, tez çalışmaları, raporlar ve bu çalışma ile ilgili diğer kaynaklara odaklanmıştır. Çalışmanın sonuçları Gana'nın bir iç kara (Voltaian) ve üç deniz havzası (Tano, Saltpond ve Keta) olmak üzere dört sedimanter havzaya sahip olduğunu göstermektedir. Tano havzasında önemli yer kaplayan Senomaniyen, Mesozoik ve Albiyen yaşlı kaynak kayalarına sahiptir. Rezervuar kumları Mesozoik türbidit kumtaşlarını (eğimli fan) ve Albiyen kumtaşlarını (eğik faylar) oluşturan Üst Kretase yaşlıdır. Albiyen şeyl serisi, Senomaniyen şeyl serisi ve Mesozoik şeyl serisi yapısal, stratigrafik kapanım mekanizmaları ayrıca geçiş sonrası antiklinal kapanları (fay bloğu) ile Tano havzasında yalıtım olarak rol oynamaktadır. Tano Havzası'nın farklı yerlerinde önemli keşifler yapıldı. Tano Havzası'ndaki ilk ekonomik değerli keşif 2007 yılında 1,2 milyar varil petrol elde edilebilecek rezerve sahip olduğu tahmin edilen Jubilee sahasında (Mahogany-1 keşif) gerçekleşti. Saltpond havzasındaki potansiyel kaynak kaya Devoniyen şeylleridir (Takoradi şeylleri) ve Saltpond havzasının ana rezervuar kayaları Devoniyen-Karbonifer yaşlı Takoradi kumtaşı formasyonunun kumtaşlarıdır. Saltpond, Takoradi şeyl formasyonu tarafından kapanan rezervuarlar ile hem yapısal hem de stratigrafik kapan mekanizmalarına sahiptir. Saltpond yaklaşık 7,5 milyon varil petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilen ikinci üretken havzadır. Keta havzası ana kaynak kayası olarak Devoniyen şeylleri, Alt Kretase şeylleri ve Geç Kretase şeyllerine sahiptir ve rezervuar kayaları Albiyen, Geç Kretase ve Tersiyer yaşlıdır ve kapanım mekanizmaları hem yapısal hem stratigrafiktir. Saltpond havzasından sonraki Keta havzasında elde edilebilir bir rezervin olduğu daha az araştırma çalışmaları dolayısıyla kanıtlanmamıştır. Voltaian'da bilinen olası petrol sistemi, kumtaşları, şeyller ve silttaşlarından oluşan Oti Grubu'dur. Bir iç havza olan Voltaian'ın da jeolojinin karmaşıklığı nedeniyle elde edilebilir bir rezerve sahip olduğu kanıtlanmamıştır.

The phenomenon of religion according to abū al-Hasan al-ʻAmirī

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
10.yy İslam filozofu Ebu Hasan el-Amiri (ö. 381/992) üzerine yapılmış araştırmaların çoğu filozofun felsefi eserlerine yoğunlaşmıştır. El-Amiri'nin diğer eserlerinde ortaya çıkan din olgusu meselesine çok daha az bir ilgi gösterilmiştir. Bu tez, el-Amiri'nin insan doğası anlayışıyla birlikte dinleri karşılaştırma metodunu inceleyerek bu boşluğu doldurmaya çalışmıştır. Bu çalışmada, El-Amiri'nin insanı doğası gereği dindar görmesinin, onun dinin, yani İslam'ın, hem doğruyu hem de mantıksal gerekliliği taşıdığına yönelik tespitiyle nasıl derinden ilişkili olduğu gösterilecektir. Dinin en temel rolünü sarsmaya çalışan şüphecilere ve sözde filozoflara karşı el-Amiri'nin dini akılcı bir şekilde savunması incelenecektir. Müslüman ümmetin iç çözülmeler ve dini ayrılıkçılık nedeniyle parçalanma geçirdiği bir dönemde, el-Amiri'nin akılcı söyleminin nasıl geliştirildiğini de göstermeye çalışacağım. Tez, aynı zamanda da, el- Amiri'ye göre bilimin sınıflandırılması ve dini bilginin tüm diğer bilgi türlerinden üstün olması meselelerine de odaklanacaktır. Çalıma, dini farklılığı kabul etmesine rağmen, el-Amiri'nin nasıl diğer dinler arasında sadece İslam'ın ılımlı, akılcı ve insana uygun bir din olduğunu savunduğunu açıklayacaktır. Filozof bu sonuca Kitab el-i'lam bi-menakib el-İslam kitabı boyunca kullandığı karşılaştırmalı metot yoluyla ulaşır. Dini incelerken böyle bir metot kullanarak, el-Amiri karşılaştırmalı din çalışmalarına eski ve daha önce örneği olmayan bir bakış açısı kazandırır.

The problem of access to finance by small and medium-sized enterprises (SMEs): Case of Guinea

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Finansmana erişim, dünya çapında küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ'ler) karşılaştığı en büyük engellerden biridir ve böylece büyümelerini ve iş gelişmelerini engellemektedir. Gine ekonomisinde resmi ve kayıt dışı sektördeki istihdamın ve ticaret hacminin önemli bölümünü KOBİ'ler sağlamaktadır. Bu nedenle Gine'de, KOBİ'ler sadece yoksulluğun azaltılması, istihdam yaratılmasında değil, aynı zamanda ülke ekonomisine de büyük katkıda bulunmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, KOBİ'lerin finansmana erişimiyle ilgili sorunları incelemek ve Gine'deki bankalardan kredi ararken karşılaştıkları kısıtlamaları tespit etmektir. Araştırmada kullanılan veriler, IMF, Dünya Bankası ve Index Mundi'nin resmi kayıtlarından, raporlarından ve belgelerinden derlenmiştir. Örneklem 1989 - 2016 yıllarını kapsamaktadır. Çalışmanın farklı değişkenleri arasında ilişki kurmak için, analiz yöntemi olarak çok değişkenli regresyon modelleri kullanılmıştır. Yapılan analizler, finansal kaynakların KOBİ'lere yeterli bir şekilde aktarılmasının sadece firmanın kendisini ve faaliyetlerini geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda iş yaratımları, yoksulluğun azaltılması, ekonomik büyüme ve kalkınma yoluyla Gine ekonomisini de olumlu etkilediğini ortaya koymuştur. Bununla birlikte, Gine bankalarına, ülkede KOBİ finansmanında baskın bir rol oynadıkları için özel bir önem verilmelidir. Bu bulgular sadece Gine değil, bazı diğer Batı Afrika ülkeleri için de geçerlidir ve bankalar aracılığıyla finansmana erişimin bölgesel üretim, istihdam ve kalkınmaya önemli bir katkı sağlayabileceğini açıkça göstermektedir.

The process of securitization of the Turkish minority in Bulgaria by the Bulgarian Communist Party: The case of the revival process in the era of late socialism

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Kopenhag okulunun Güvenlikleştirme kavramı kullanılarak, komünist dönemde Bulgar siyasetinde öteki imajı ve Bulgar Türkleri odaklı tehdit oluşturma süreci incelenmiştir. Bu yaklaşım Batı siyasi gerçekliğine dayalı olarak inşa edildiğinden, Bulgaristan'daki Komünist Parti, Komünist öncesi dönem algısının inşa ettiği etnik Bulgarlar ve onlar - etnik Türkler - güvenlikleştirme sürecini gerçekleştirdi. Komünist rejim, etnik-üstü Bulgar ulusal kimliğini inşa etmeye ve tüm etnik grupları etnik özellikler taşımadan birleştirmeye çalışsa da. Başlangıçta, Bulgar devleti Müslüman nüfusunun eninde sonunda Osmanlı İmparatorluğu'na ve gelecekte de Türkiye Cumhuriyeti'ne göç edeceğini düşünüyordu. Bulgar Komünist hükümeti tarafından üstlenilen politika, eğitim seviyelerini ve modernizasyonlarını artırarak, azınlıklarını entegre etmeye / asimile etmeye çalıştı. Bununla birlikte, Komünist dönemin ilk yıllarında, Bulgar Türk kimliği, özellikle önemli ölçüde artan eğitim seviyesi ve ekonomik statüsü sayesinde hızla gelişmiştir. Kıbrıs'taki uluslararası gelişmeleri ve İran'daki İslam Devrimi'ni dikkate alan Bulgar Komünist partisine ulusal güvenlik stratejisini yeniden gözden geçirdi. Etnik Türklerin, Türk devletinin ajanı olan Bulgar Türkleri arasında Türk devletinin temsilcileri olduğu algısını empoze ederek güvenlikleştirilmesi, Bulgar toplumu içindeki tehdit algısını oluşturmuş ve Sosyalist dönemdeki Bulgar Siyasi gerçekliğinin kapalı karakteri nedeniyle Parti - Devlet, Bulgar devleti ve toplumu arasındaki tehdit algısıyla inşa edebilen tek güvenlikleştirici aktördü. Bu politika, Sofya'yı izole edip komünizm sonrası geçiş dönemine giden yolu açtı ve ülkeyi etnik bir çatışmanın eşiğine getirdi.

The production of a functional yogurt fortified with brown rice

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Bu çalışmada, çimlendirilmiş esmer pirinçten (GBR) elde edilen ham ekstraktlar kullanılarak ?-aminobütirik asit (GABA) içeriği yüksek fonksiyonel yoğurt üretilmiştir. Fonksiyonel bir yoğurt üretimi için, çimlendirilmiş esmer pirinç kullanılarak GABA zenginleştirmesi yapmak kolay, uygulanabilir ve ekonomik bir yöntemdir. Esmer pirinç 96 saat süreyle çimlendirilmiş, kurutulmuş ve öğütülmüştür. GBR'de, çimlendirme periyodunun GABA ve toplam ?-oryzanol içeriğine ve antioksidan kapasiteye etkisi araştırılmıştır. GABA miktarının çimlendirme süresinin artmasıyla önemli oranda arttığı ve 84 saatlik çimlendirme sonunda başlangıçtaki miktarın yaklaşık 14 katına çıktığı gözlenmiştir. Buna karşın, ?-oryzanol'ün miktarında çimlendirmenin artmasıyla önemli bir değişim olmamıştır. GBR'ın toplam antioksidan kapasitesi, çimlendirmenin ilk 12 saatinde azalmış, 84 saatlik çimlendirmenin sonuna kadar küçük değişikliklerle artmıştır (p < 0,05). Farklı düzeylerde GABA ile zenginleştirilmiş fonksiyonel yoğurtlar hazırlanmış ve 84 saatlik GBR ham ekstraklarının kullanıldığı üretim koşulları optimize edilmiştir. 20 ve 40 g un örneğinden hazırlanan ham GBR ekstraktları (13,88 ± 0,71 ve 26,86 ± 0,34 mg/100 g kuru madde GABA içeren), fonksiyonel yoğurt üretiminde kullanılmıştır. Depolamanın yoğurtlar üzerine etkisini belirlemede, saf GABA standardı ya da ham GBR ekstraktı katılan yoğurt örnekleri kontrol yoğurt örneği ile karşılaştırılmıştır. Kontrol yoğurdunda (CTR-Y) doğal oluşan GABA tespit edilmemiştir. Fermantasyon sırasında, GABA standardı katılan yoğurt (CTR-G), 20 g ve 40 g GBR unundan elde edilen ham GABA ekstraktı katılan yoğurt örneklerinde (GBR20 ve GBR40), GABA içeriği sırasıyla %10,36, 14,39 ve 18,57 oranlarında azalmıştır (p < 0,05). Depolama süresince (21 gün) örneklerdeki GABA içeriğindeki değişiklik önemsiz bulunmuştur (GABA içeriği CTR-G yoğurt örneğinde 9,24 ± 0,07, GBR20 de 10,84 ± 0,14 ve GBR40 de 21,78 ± 0,13 mg/100 g). Kontrol yoğurdu ile karşılaştırıldığında, GABA içeren yoğurtların su tutma kapasitesinde (WHC), sertlik ve çiğnenebilirliği gibi tekstürel parametrelerinde 21 günlük depolama süresince önemli azalma olmuştur. Bununla birlikte, depolamanın ilk 14 gününde WHC ve tekstür, tüm yoğurt örneklerinde ilk artırılmış ve daha sonra, geri kalan depolama döneminde azalma gözlemlenmiştir. GABA içeren yoğurt örneklerinde yapışkanlık ve elastikiyet gibi tekstürel parametreler depolama ile iyi yönde gelişmiştir. Yoğurt örneklerinin toplam antioksidan kapasitesi ham ekstrakte edilmiş GABA ile arttırılmıştır fakat saf GABA eklenmiş yoğurtlarda toplam antioksidan kapasite, kontrol yoğurduna göre daha düşük bulunurken (p < 0,05), depolama süresi antioksidan kapasiteyi etkilememiştir. Duyusal analiz sonuçları, GBR40 yoğurdunun kontrol yoğurduna göre kabul edilebilirliğinin düşük olduğunu, GBR20 yoğurdunun ise kontrol yoğurdunun yerini alabilecek uygunlukta olduğunu göstermiştir. GBR20 yoğurdunun bir porsiyonunda yer alan 10mg'dan yüksek GABA içeriği, l

The propaganda in new media, The Israeli propagandist discourse in digital media toward Arab public in the Middle East

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Radyo-Televizyon ve Sinema Bilim Dalı
Yeni medya geniş kitlelere hızlı erişim avantajları nedeniyle giderek yaygınlaşmaktadır. Yeni medyanın hızlı gelişimi çerçevesinde dünya liderleri, hedeflerinin iyi ya da kötü olup olmadığına bakılmaksızın, hedeflerine ulaşmak için yeni medyadan yararlanmaktadır. Bu konuda en göze çarpan deneyimlerden biri, tarihi, dini kökenleri ile Ortadoğu'da bir devlet olarak kendini var etmeye çalışan ve Filistin'de yapmış olduğu işgalin meşruiyetini sağlamak için yeni medya aracılığı ile ortadoğu ve dünya kamuoyuna propaganda faaliyetlerinde bulunan İsrail devletinin uygulamalarıdır. İsrail devleti, bilimsel ve teknolojik ilerlemeler neticesinde medyanın hızlı gelişimine ayak uydurmuş, son teknoloji ürünü her türlü dijital medya araç ve uygulamalarını sistematik olarak kendi propagandasını yapmak üzere kullanarak uluslararası arenada boy göstermektedir. Örneğin dijital diplomasi kullanmında küresel sıralamada yedinci sırada yer almaktadır ve halen ileri teknoloji yeni medya uygulamalarını etkili bir şekilde kullanmaya devam etmektedir. Kuruluşundan bu yana on yıllardır süregelen Arap-İsrail çatışmasına rağmen, 21. yüzyılda İsrail devleti ile Filistin devleti başta olmak üzere birçok Arap devleti arasında genel ve kapsamlı bir barış için çözüm görüşmeleri farklı boyutlara ulaşmıştır. Dahası, iki taraf arasındaki ilişki, ticari, ekonomik ve kültürel anlaşmaları da içerecek şekilde genişletildiği için diplomatik ilişkilerden çok daha fazlasına tekabül etmektedir. Tüm bu gelişmelere rağmen Filistinliler İsrail devleti ile bir çatışma durumunda yaşamaktadır, adaletli ve eşitlikçi olmayan çözüm önerilerini reddetmektedir. Diğer taraftan İsrail devleti ise modern dijital teknolojilerden ve yeni medya araçlarından faydalanarak ortadoğudaki mevcut çatışmaları, Arap halkları ile kendi arasında iletişim köprüleri oluşturmak için kullanmaktadır. Bu bağlamda çalışmamızda; İsrail'in Araplarla yakınlaşmayı amaçlayan propaganda teknikleri ile güçlendirilmiş bir söylem yaratmak için sosyal medyada Arapça oluşturulmuş sayfalar aracılığıyla yayınladığı medya içeriğinin nasıl oluşturulduğunu ve hangi amaçlara hizmet ettiğini ortaya koymaya çalışacağız.

The rational design of a novel biocatalyst using the heme-nitric oxide/oxygen binding protein

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Rekombinant DNA teknolojileri ve protein tasarımındaki son gelişmeler, biyokatalizörlerin ilaç ve zirai kimyasalların üretiminde kimyasal katalizörlere alternatif olarak kullanılmasına olanak tanıdı. Biyokatalizörler özellikle enzimlerde gözlenen yüksek regio- ve enantio seçimliliklerinden dolayı saf ürünlerin sentezlenmesinde kullanılmaktadır. Biyokatalizörler ayrıca çevre dostudur. Hemoproteinler hem prostetik grubunu içerirler ve biyolojik sistemlerde çeşitli roller üstlenenilir ve biyokatalizör olabilirler. Hem-Nitrik Oksit/Oksijen bağlanan (H-NOK) proteinler nitrik oksit (NO) algılayıcı çözünür guanilat siklaz (sGC) proteini ile homoloji göstermeleriyle kesfedilmişlerdir. Bu projede Thermoanaerobacter tencogenesis (TtH-NOK)'in metil-akseptör kemotaksi proteininin H-NOK bölgesi, rasyonel tasarım kullanılarak modifiye edildi. Dört TtH-NOXKvaryantını klonlandı, eksprese edildi, saflaştırıldı ve mutasyonların proteinin spektroskopik ve katalitik özellikleri üzerindeki etkileri incelendi. Her bir varyant daha sonra hidrojen peroksidin (H2O2) bozunması ve 2, 2'-azino-bis(3-etilbenztiazolin-6-sülfonk asit) (ABTS)'in oksidasyonu gibi tepkimeler ile test edildi. Doğal TtH-NOK H2O2 bozunmasını ve ABTS oksidasyonunu düşük verim ile kataliz etti. Bununla birlikte Y140H mutant en verimli peroksidaz ve oksidaz aktivitelerini gösterdi. Y140H distal mutantı doğal enzimle karşılaştırıldığında katalizde beş kat artış sergiledi. Diğer mutantlar; H102Y, H102C ve Y140A TtH-NOK ilgili reaksiyonlar için iyi katalizörler değillerdi. Bu yüzden, mutasyonlar reaksiyon hızlarında ve hem kofaktörünün elektronik özelliklerinde değişim gösterdiler. Mutasyonlar ayrıca heme proteininin moleküler mekanizmasını etkilediler. Bu sonuçlar proksimal ve distal cepteki amino asitlerin kataliz için önemli olduğunu gösterdi. Bununla birlikte distal tyrosinin histidine mutasyonu enzimin katalitik aktivitesini önemli ölçüde arttırdı. Bu gözlemler hemoproteinlerin fizyolojik rollerini anlamaya katkıda bulunacaktır. Bu proje yeni biyokatalizlerin keşfine ve gelecekte yeni biyokatalizörlerin tasarlanmasına yardım edecektir.

The relation between pedestrian experience and walkability maps: A case study in İzmir

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Son yıllarda, karar vericiler tarafından yürünebilir mahalleler yaratmanın önemi defalarca vurgulanmış olsa da, kentlerde yürünebilirliğinin iyileştirilmesi hala kentsel tasarım uygulayıcıları ve araştırmacıları için çözülmemiş bir gizem olarak kalmıştır. Bu çalışmaların çoğu yaya yoğunluğuna göre insanların nerede yürüdüklerini araştırmış ve fiziksel çevrenin özellikleri ile insanların yürüme eğilimleri arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Ancak, bu çalışmaların yaya davranışını ne kadar iyi ölçtüğü tartışmalıdır. Bu tez, yürünebilirlik çalışmalarındaki bu boşluğu doldurmayı, kentsel çevrelerde yaya deneyimini anlamayı ve çevresel özellikler ile yaya davranışı arasındaki ilişkiyi araştırmayı hedeflemektedir. Bu tez ile, (1) yaya deneyiminin bir göstergesi olarak, yerinde gözlemlerin nasıl yapılması gerektiği ve sistematik bir şekilde ne tür verilerin toplanması gerektiği konusunda bir gözlem yöntemi kılavuzu geliştirilmesi, (2) yaya davranışının farklı fiziksel çevre özelliklerinden etkilenip etkilenmediğini değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Ampirik çalışma, İzmir ve Türkiye'deki diğer mahallelerin genel özelliklerini kapsaması ve temsil etmesi nedeniyle İzmir ilinin Karşıyaka ilçesinde gerçekleştirilmiştir. Tez kapsamında öncelikle 136 yayaya ait yürüme mesafesi, yürüme süresi, güzergah seçimi, hızı ve yürüyüş sırasındaki aktiviteleri olmak üzere 5 yürüme davranışı parametresi irdelenmiştir. Daha sonra yaya davranışı, farklı mekânsal kaliteye sahip alanlar arasında karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, yaya davranışlarının farklı mekansal koşullarda değiştiğini göstermiştir. Bu çalışmanın, yaya davranışını izlemeye yönelik metodolojik önerisiyle araştırma alanına katkı sağlaması ve yürünebilirliği arttıracak tasarım kriterlerini belirlemeye yönelik çalışmalar için de bir rehber olması beklenmektedir. Anahtar kelimeler: Yaya deneyimi, yaya davranışı, Yürünebilirlik, fiziksel çevre, kentsel tasarım

The relationship between bilateral official developmentassistance & donor's volume of export: Case study of Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Uluslararası Ticaret Bilim Dalı
Bu araştırmanın amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yapmakta olduğu kalkınma yardımlarının, yardımı alan ülkelere olan ihracatını nasıl etkilediğini araştırmaktır. Bu etkiyi test edebilmek için Uluslararası Ticarette Çekim Modeline başvurulmuştur. Bu bağlamda çalışma, Uluslararası Ticarette Çekim Modelini kullanarak, 2008-2017 yılları arasında yapılan Türk resmi kalkınma yardımlarının, Türkiye'ye ihracatı üzerindeki etkisini 65 alıcı ülke üzerinden incelemektedir. Çalışmada; 1- OLS, 2- Sabit Etki, 3-Rastgele Etki ve 4- Türkiye resmi kalkınma yardımları ile alıcı ülkelerin ihracat hacmi arasındaki ilişkiyi tanımlamak üzere kullanılan PPML olmak üzere dört tahmin yöntemi uygulamıştır. Araştırma sonucunda, GSYİH, mesafe ve ortak dil değişkenlerinin Geleneksel Çekim Modeli'nin genel varsayımlarıyla örtüştüğü görülmüştür. Bununla birlikte, Türkiye ve alıcı ülkelerin kişi başına düşen GSYH'sinin Türkiye'nin ihracat hacmini artırmada etkisinin daha az olduğu görülmüştür. Araştırma bulguları, iki taraflı resmi kalkınma yardımının %1 oranında artmasının, Türk Cumhuriyeti Devleti'nin alıcı ülkelere ihracatında % 0,04 oranında bir artış sağladığını göstermiştir. Türk Cumhuriyeti Devleti'nin resmi kalkınma yardımının kısmen veya tamamen ihracata bağlı olduğunu gösteren bir kanıt bulunmamakla birlikte, bu ampirik sonuçlar resmi kalkınma yardımlarının Türkiye ihracatı için yeni pazarların keşfedilmesinin olumlu olacağını göstermektedir. Bu gerekçe ile, resmi kalkınma yardımının kısmen ihracata bağlı olması durumunda, alıcı ülkelere yapılan

The relationship between exports and economic growth the case of ivory coast: Evidence from autoregressive distributed lag (ARDL) models

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Bu çalışmada Fildişi sahili ekonomisinde 1987-2013 döneminde ihracat ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Söz konusu amaç için sınır testi ve ARDL yaklaşımı kullanarak ihracatın reel GSYİH üzerine olan etkisi araştırılmıştır. Sonuçlar Fildişi ekonomisinde ihracatın uzun vadede ekonomik büyümeyi etkilediğini göstermiştir. Gayri safi sabit sermaye oluşumu ve işgücü büyüme oranı için de reel GSYİH üzerine istatiksel etki bulunmuştur.

The relationship between job satisfaction and job performance in a multinational company the case of Vodacom Lesotho

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 İşletme Yönetimi Bilim Dalı
Meslekî tatmin geçmişten günümüze insan kaynakları yönetimi alanında en çok araştırılan konulardan biri hâline gelmiştir ve gün geçtikçe de iş yerlerindeki önemi gittikçe artmaktadır. Çalışanların harcadığı emek ve edinmiş oldukları bilgi, o şirketin üretkenliğini etkileyen en elzem şey olduğu için iyi işçi bir şirketin sahip olabileceği en mühim servetidir. Bu sebeple, onların yaklaşımları ve performansı, söz konusu iş yerlerinde etkin rol oynar çünkü bunlar bir kuruluş bünyesindeki çalışan tutumunun temel beliryecileridir. Meslekî tatmin ve iş performansına dair çok kapsamlı bir araştırmalar bütünü olmasına rağmen, az gelişmiş ülkelerdeki çok uluslu şirketlerin bünyesindeki bu iki değişken hakkında yapılan araştırmaların sayısı çok seyrek olmakla birlikte bu konu göz ardı edilmektedir. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı az gelişmiş bir ülkede yerleşik olan çok uluslu bir şirket çatısı altındaki meslekî tatmin ve iş performansı arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu çalışma, Lesotho'da bulunup, sektörün öncü firmalarından biri olan çok uluslu telekominikasyon şirketi Vodacom'nun 210 daimi çalışanı arasında yürütülen nicel yönteme dayalı bir çalışmadır. Veri analizi sürecinde ise Sosyal Bilimler İstatistik Programı (SPSS V 23) kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları, çok uluslu bir şirkette meslekî tatmin ve çalışanların iş performansı arasında karışılıklı bir bağıntı olduğunu (korelasyon) göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Meslekî tatmin, iş performansı, çok uluslu şirket, Lesotho

The relationship between leadership styles and organizational commitment among employees of ngos working in the Ethiopian-Somali region

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Diğer
Bu çalışma Etiyopya Somali Bölgesinde Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlar ve çalışanlar arasındaki örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır. Bu kuruluşlardaki algılanan liderlik tarzları ve çalışanların örgütsel bağlığını anlatmak için bir açıklayıcı ardışık karma yöntem uygulanmıştır. Sonuçları örneklerle açıklamak için 17 farklı Kar Amacı gütmeyen kuruluşta çalışan 136 çalışan ve denetçilere yapılan niceliksel ankette alınan cevaplar ve 7 liderle yapılan geniş kapsamlı mülakatlar kullanılmıştır. Niceliksel veriler SPSS 21 versiyon yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın ana değişkenlerinin tanımlayıcı durumları ve demografik özelliklerinin özetleri elde edilmiş ve daha sonra sunulmuştur. Ayrıca araştırmacı bağımsız değişkenleri temsil eden liderlik tarzları ve bağımsız bir değişken olarak çalışanların örgütsel bağlılığı ile korelasyon analizleri aracılığıyla çalışma değişkenleri arasındaki ilişkinin gücü ve yönünü incelemiştir. Niceliksek veriler geniş kapsamlı görüşmelerin katılımcıları tarafından verilmiş olan cevapların içerik analizi yoluyla incelenmiştir ve daha sonra elde edilen sonuçlar doğrudan alıntı ve açıklamalı yorumlar olarak sunulmuştur. Bu kuruluşlardaki çalışanlar ilgili liderlerinin dönüşümsel davranışlardan daha çok etkileşimsel ve serbest bırakıcı (laissez-faire) davranışlar sergilediğini algılama eğilimindedirler. Hem niceliksel hem de niteliksel geniş kapsamlı görüşmelerden elde edilen kanıtların üstünlüğü kar amacı gütmeyen kuruluşlarda liderlik tarzları ve çalışanlar arasındaki örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Etkileşimsel, dönüşümsel, laissez-faire (serbest bırakıcı) liderlik tarzları, çalışan örgütsel bağlılıkları, Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, Etiyopya-Somali.