Thesis Search




SEARCH RESULTS

The role of local radio stations in promoting public awareness the case study: Bugisu sub-region in Eastern Uganda

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Radyo-Televizyon ve Sinema Bilim Dalı
Medya, iletişimi kolaylaştırmada ve dünyadaki topluluklar arasındaki gelişim programlarını vurgulamada kritik bir rol oynamaktadır. Televizyon, yazılı ve radyo gibi medya, hayati bilgilerin kamuya açıklanmasında ve ekonomik, sosyal ve sağlık konularında farkındalık yaratmada önemli bir rol oynamaktadır. Bu tez, yerel radyo istasyonlarının halkın farkındalığını arttırmada oynadığı rolü incelemektedir. Bu çalışmanın temel amacı, yerel radyonun Doğu Uganda'daki Bugisu alt bölgesindeki topluluk kaygıları hakkında farkındalığı arttırmadaki rolünü analiz etmektir. Değerlendirme, yerel radyo istasyonlarının Bugisu alt bölgesinde kamu bilincini nasıl teşvik ettiğine, topluluk geliştirme programlarına ayrılan yayın süresine, yerel toplulukları hassaslaştırmaya adanmış radyo programlarına ve yerel radyo istasyonlarının ve uygulayıcıların karşılaştığı zorluklara odaklanmaktadır. Afrika ve Uganda'da radyoyu kullanarak, Uganda'nın ekonomik, sosyal ve politik durumu analiz için bir rehber olarak; çalışma, nitel araştırma metodolojisini veri toplama ve analiz etmede bütünleştirmektedir. Çalışmanın ana bulguları, Bugisu alt bölgesindeki radyo istasyonlarında yayınlanan çok çeşitli radyo programlarını tanimlamıştır. Diğerlerinin yanı sıra sağlık konuşma programları, politika ve insan haklarından oluşan bu programlar Bugisu alt bölgesindeki yerel halk arasında halkın farkındalığını artırmak için yayınlanıyor. Bulgular ayrıca, kalkınmaya yönelik programlara yeterli yayın süresi tahsis edilmemiş olsa da, radyonun kamu bilincini teşvik ettiğini göstermektedir. Radyo programlarının isimleri, sorunları tanıtmak için sadece bir programın kullanılmadığını, diğer birçok konuya odaklanmak için çok çeşitli programların kullanıldığını göstermektedir. Analiz Bugisu alt bölgesindeki radyo istasyonlarının program moderatörlerinden, haber sunucularından, editorlerden, program yapımcılarından, içerik üreticilerinden, konuşmacılardan olmak üzere mesajlarını insanlara yaymak ve böylelikle toplum farkındalığını arttırmak için çeşitli alanlardan insanlar bulmuşlardır. Sonuç olarak, çalışma bazı öneriler sunmaktadır. Örneğin, yerel ve ulusal seviyedeki bir yönetim, radyo programlarına finansal yardimda bulunmayı, sorunlarıni aşabilmek için insanlara yardım etmenin bir yolu olarak görmelidir. Çalışmada belirtilen öneriler yerel radyo istasyonlarının ileride halkın farkındalığını nasil arttırabileceginin gelisimi için bir temel oluşturabilir.

The role of microfinance on welfare and poverty reduction in Somaliland

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışma, mikrofinansın Somali, Somaliland bölgesindeki refah ve yoksulluğu azaltma üzerindeki rolünü değerlendirmektedir. Yoksulluk, Somali gibi azgelişmiş ülkeler için özel bir endişe kaynağı olan evrensel bir olgudur. Mikrofinans, yoksul toplumlarda yoksulluğu azaltma ve ekonomik kalkınmanın anahtarı olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, mikrofinans programlarının yoksulların yaşam standartlarını, gelirlerini, eğitim ve sağlıklarını iyileştirmelerine başarılı bir şekilde yardımcı olup olmadıklarını incelemektedir. Tezimde, öncelikle tanımlayıcı bir anket araştırma tasarımı yürüttüm. Veriler Şubat 2019 - Nisan 2019 tarihleri arasında, Kâbe Mikrofinans Kurumu ve Salaam Finansal Hizmetlerinden gelen mikrofinans yararlanıcıları ile anketler ve görüşmeler kullanılarak toplanmıştır. Tezimiz, araştırma hedeflerini test etmek için Sıradan En Küçük Kareler tahmin tekniğinin çoklu regresyon analizini kullanmaktadır. Çalışma, mikrofinans programlarının yararlanıcıların gelişmiş yaşam standartları, artan gelir, gelişmiş eğitim ve sağlık gibi sosyo-ekonomik gelişmelere olumlu katkıda bulunduğunu ortaya koymaktadır. Yoksulluğun kırsal alanlarda daha yaygın olduğu gerçeği göz önüne alındığında, çalışma özellikle kırsal alanlara yönelik mikrofinans araçlarına dair kamu teşvikleri ve programlarının geliştirilmesi yönelik öneride bulunmaktadır.

The role of perceived psychic distance on Turkey-West Africa trade relations

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Dış Ticaret Eğitimi Bilim Dalı
Bu tez çalışması, psikolojik mesafenin Türkiye ve Batı Afrika arasındaki uluslararası ticaret ilişkileri üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Türk ve Batı Afrika firmalarının Afrika ve Türkiye algısı, psikolojik mesafenin kültürel, eğitimsel, yasal, idari, sosyo-ekonomik boyutlarına göre analiz edilmiştir. Afrika, Türkiye'nin en büyük ticaret ortakları listesinde yer almasa da, Türkiye'nin Afrika topraklarındaki rolü on yıldan fazla bir süredir çok daha belirgin hale gelmiş ve bu da iki ülkenin ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bu ikili ilişki çeşitli sektörlerde olduğu gibi ticari ilişkilerde de kendini göstermiştir. Bununla birlikte, Türkiye'nin kuruluşundan bu yana Afrika ile olan ticari ilişkileri hızla büyümeye devam etmektedir. 2017 yılında Türkiye ile Batı Afrika arasındaki ticaret hacminin tek başına 2,4 milyar dolar düzeyinde olduğu tahmin edilmektedir (Türkiye İstatistik Kurumu, 2018). Buna karşın, Türkiye ve Afrika'nın henüz birbirlerinin iş ortamlarını tam anlamıyla tanıdığı söylenemez. Bu da bazı iş adamlarının ve yatırımcıların Türkiye veya Afrika ile ticaret yapmalarını engellemektedir. Bu nedenle, bu çalışma iki ülke pazarının sahip olduğu fırsatları ortaya koymakla birlikte, Türkiye ile Batı Afrika ülkelerinin dış ticaret ortamında var olan benzerliklerine ve farklılıklarına ışık tutmak amacıyla bu iki ülke arasındaki ticari ilişkilere odaklanmaktadır. Yerli ve yabancı piyasadaki farklılıklar uluslararası pazarlamada psikolojik mesafe olarak bilinir. Çeşitli araştırmalar yoluyla birçok araştırmacı psikolojik mesafenin ölçülebilirliğinin ve değişkenlerinin yalnızca veri ve indekslerle sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda şirketlerin karar vericilere ait algısını da göz önünde bulundurulması gerektiğine inanır. Bu nedenle, bu çalışma psikolojik mesafe olgusunu Türk ve Batı Afrikalı yöneticilerin bakış açısıyla analiz etmek için görüşmeler yoluyla nitel araştırma yöntemini kullanmıştır. Bulgulara göre, bu çalışmada, her iki bölge arasında psikolojik mesafenin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, iki ülke arasındaki yabancı dil, politik-yasal ve ekonomik faktörler, Türkiye ile Batı Afrika arasındaki ticaret akışını büyük ölçüde etkilemektedir. Ayrıca sonuçlar hem Batı Afrika hem Türkiye'ye kar sağlayacak büyük bir ticari potansiyel ortaya koymaktadır.

The role of religious institutions in Egypt's quest for democracy: Cases of al-azhar and the Orthodox church

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Mısır'da 25 Ocak 2011'de patlak veren siyasi isyanlar, Mısır siyasi arenasında farklı politik aktörlerin araştırılması ve ele alınması için yeni potansiyeller ortaya koydu. El-Ezher ve Mısır Ortodoks Kilisesi'nin yürütmekte olduğu roller, siyasi alanda dini kurumların rolünü incelemek ve bunlarla başa çıkmak için pek çok araştırmacının ve uzmanın dikkatini çekti. Ayaklanmalar sırasında, her iki dini kurum da Mübarek rejimini protestolara karşı desteklediler. En başından beri Papa Shenouda III Mübarek'e desteğini açıkladı. Aynı bağlamda El-Ezher Şeyhi Ahmet El Tayyib rejime desteğini açıkladı. El-Ezher Şeyhi Ahmet El-Tayyib protestoların kaos ve siyasi istikrarsızlığa yol açacakları için dini olarak yasaklandığını belirtti. Ayaklanmalara karşı olan bu tutumlara rağmen, her iki kurum da Mübarek'i yerinden ettikten sonra tutumlarını değiştirdi. Ancak, Müslüman Kardeşliği ve İslamcıların yükselişi, özellikle de protestoların her iki dini kurumun siyasi rolünü en aza indirgemek için çağrıda bulunduğunda her iki kurumun da panik yapmasına neden oldu. Bu çağrılar, İslam'ın secularizm ve demokrasi ile uyumsuzluğunu tekrar ön plana itti. İslam din ve siyaset olduğundan dolayı, Mısırlı İslamcıların çoğu secularizmin tamamen reddedilir olduğunu doğrulamaktadır. Hatta bazı İslamcılar, İslam'a ve Müslüman toplumlara hiçbir bağlantısı olmayan bir Batı kavramı olduğu için demokrasiyi bile reddediyorlar. İlginç bir şekilde, secularizm ve demokrasi, son birkaç yüzyılda sömürgecilikle bağlandığı için onların Batı kökenlerinden ayrı değildi. Müslüman Kardeşler ve İslamcıların demokrasi ve ilkelerine olan bağlılıklarını ifade etmelerine yönelik sürekli çabalarına rağmen, El-Ezher ve Ortodoks Kilisesi, Mübarek'in görevinden sonra demokratik prosedürlerin sonuçlarını dolaylı yoldan reddetti. Her iki kurum da eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin bir yıllık yönetimi sırasında kutuplaşmış sosyal ve politik sahnelerde askeri müdahaleyi destekledi. 30 Haziran 2013'teki darbe beyanları sırasında Şeyh El Ezher ve Papa basın toplantısına katıldı ve Mursi'yi cumhurbaşkanlığından mahrum bıraktıktan sonraki yol haritasını destekledi. Bu çalışma, dini kurumların siyasi alandaki rolünü ele almakta ve İslam, Demokrasi ve Sekülarizm arasındaki ilişkilere değinmektedir.

The role of SMEs in capital formation for poverty reduction in developing countries: The case of Turkey and Afghanistan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (kobiler) hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde ekonominin önemli bir bölümünü teşkil ederler. Kobilerin desteklenmesi, sürdürülebilir ve dengeli bir iktisadi büyüme ve gelişmeyi mutlaka sağlayabilir. Bu yüzden, gelişmekte olan ülkelerde kobiler sermaye oluşumu ve ekonomik refah açısında hayati bir rol oynayabilmektedir. Kobilerin ekonomideki önemli rolü, birçok akademisyene kobilerin farklı yönlerini incelemek açısından bir ilham kaynağı olmuştur. Bu araştırmanın amacı gelişmekte olan ülkelerde kobilerin yoksulluğun azaltılması için sermaye oluşumunda rolünü Türkiye örneği üzerinden incelemektir. Elde edilen sonuçlar, Afganistan'da kobi gelişimi için Türkiye'nin değerli tecrübelerinden faydalanarak bir strateji önerisi oluşturmakta kullanılacaktır. Kobilerin sermaye oluşumunda başarılı bir rol oynaması, yatırım yapılan sektörlere ve bu sektörlere yapılan yatırımın miktarına bağlıdır. Bu araştırmada dengesiz sermaye oluşumu, teorik çerçeve olarak kullanılmıştır. Bu teoriye göre, bazı kilit sektörlerde yatırım yoksulluğun azaltılması için sermaye oluşumu bakımından kobi gelişimine daha uygundur. Araştırmanın amacına ulaşmak, Türkiye'nin kilit sektörlerini belirlemek ve zaman içerisinde Türkiye ekonomisinde kilit sektörlerin nasıl değiştiğini anlamak için 1973, 1979, 1990, 2002 ve 2012 yıllarına ait girdi-çıktı tabloları analiz edilmiştir. Araştırmayı ve girdi-çıktı tablosununun analizini sonuçlandırmak için Ağ Teorisi araştırma metodolojisi olarak kullanılmıştır. Araştırma bulguları Türk ekonomisinin kilit sektörlerinin zaman içerisinde dönüşüm yaşadığını ve bu sektörlerdeki ileri ve geri bağlantılı etkilerin neticesinde kobilerin sayısının arttığını göstermektedir. Böylece, kobiler Türkiye'de sermaye oluşumuna kayda değer katkı sağlamışlardır. Söz gelimi, kobiler Türkiye'deki tüm işletmeleri yüzde 99,9'unu teşkil etmekte ve tüm çalışanların yüzde 75,8'ini istihdam etmektedirler. Dahası, araştırmamız Türkiye'de 3.524.331 kobinin olduğunu ve bunların yüzde 90,973'ünün kilit sektörlerde faaliyet gösterdiğini ortaya koymuştur.

The role of social capital in enhancing the academic productivity of female faculty in higher education institutions of Ethiopia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Çalışma, Etiyopya'da yükseköğretim kurumlarında kadın öğretim üyelerinin akademik verimliliğini artırmada sosyal sermayenin rolünü belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma nicel ve nitel yöntemleri birleştiren karma bir yaklaşımı benimsemiştir. Buna uygun olarak basit tesadüfî örnekleme tekniği kullanılarak toplam 145 katılımcıdan oluşan örneklem Haramaya ve Dire Dawa Üniversiteleri'nden seçilmiştir. Ayrıca, beş kadın akademisyen de görüşme yapmak üzere amaçlı örneklem tekniğiyle seçilmiştir. Bu kapsamda veri toplamak için bir anket ve yarı yapılandırılmış bir görüşme kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları ağ kurma, terfi ve ödüllendirme ve çalışma ortamı açısından sosyal sermayenin akademik verimliliğin artırılmasına katkıda bulunduğunu ortaya koymuştur. Konferans katılımının olmaması, zaman yönetimiyle ilgili sorunlar ve güven ve emniyet hususundaki eksiklikler akademik verimliliği kısıtlayan kişisel ve örgütsel etmenler olarak kabul edilmektedir. Çalışma ayrıca, kadınların lehine uygulanan pozitif ayrımcılığa dayalı politik tedbirlerin sosyal sermayeyi ve dolayısıyla kadın öğretim üyelerinin akademik verimliliğini arttırma gücüne sahip olduğunu tespit etmiştir. Ancak çalışma politik tedbirlerin doğru bir şekilde uygulanmadığını da göstermiştir. Son olarak, tez çalışmasının bulgularına dayanılarak bunların olası politik sonuçlarına yer verilmiştir.

The role of the European Court of Justice in the process of European integration: A neofunctionalist analysis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu tez çalışması, Neofonksiyonalizm çerçevesinde Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın (ABAD) Avrupa entegrasyonu sürecindeki rolünü değerlendirmektedir. Bu tezin temel argümanı, özerk bir siyasi aktör olarak ABAD'ın Birliğin politikalarını başarıyla etkilediği, siyasi elitlerin tercihlerini değiştirdiği ve Avrupa Birliği'ne entegrasyonun ivme kazandırılması ve sürdürülmesi için yasal ilkelerin oluşturulmasında ve de özellikle Neofonksiyonel mantık çerçevesinde 'spillover /yayılma' kavramına önemli katkılarda bulunduğudur. Tezin ilk bölümü, ABAD'ın çeşitli rol anlatımlarını ve Neofonksiyonalizm çerçevesinde 'spillover/yayılma' kavramının açıklamaktadır. Bu tez, Neofonksiyonalizmi temel teorik çerçeve alarak, Avrupa entegrasyonu sürecinde ABAD'ın rolü analiz etmektedir. Tezin ikinci bölümü, ABAD'a genel bir çerçeve sunar ve Neofonksiyonel analiz kapsamında ABAD'ın rolünü değerlendirmektedir. Tezin üçüncü bölümü, 'karşılıklı tanıma ilkesi' ve 'unutulma hakkı' olmak üzere ABAD'ın Avrupa entegrasyonunu etkilemek için spillover/yayılma ürettiğini doğrulamak amacıyla iki belirgin örnek sunmaktadır. Bu ilkeler ABAD'ın Avrupa entegrasyonunu etkilemek için spillover/yayılmalar ürettiğini doğrulamaktadır. Bu çalışma, Neofonksiyonalizm çerçevesinde ABAD'ın Avrupa Birliği politikalarını başarılı bir şekilde etkileyen spillover/yayılma etkileri yarattığı sonucuna varmıştır.

The role of tourism on the economic growth of Turkey (1963-2015)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Turizm, dünyanın en hızlı gelişen endüstrilerinden ve dünya ekonomisinin en büyük endüstrilerinden biri olarak sayılmaktadır. Bu tezin amacı, gelen turist sayısının Türkiye'nin ekonomik büyümesindeki etkisini incelemektir. Bu tez çalışmasında, Dickey-Fuller (ADF), Phillips-Perron (PP) birim kök testleri, Johansen eş-bütünsellik ve Granger nedensellik testleri kullanılmıştır. Veriler, 1963 - 2015 dönemindeki Gelen Turist Sayısı (NT), Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ve GSYİH Büyüme Hızı (GSYİHBR) değişkenlerini kapsamaktadır. Son yıllarda, Türk turizm sektörü ekonomik kalkınma için en önemli endüstri haline gelmiştir. Özellikle ihracatla birlikte gelen turist sayısından kaynaklanan turizm gelirleri ile Türkiye'nin cari işlemler açığının iyileştirebileceği düşünülmektedir. Ayrıca, bu tezin bulgularının turizmin Türkiye'nin ekonomik büyümesi üzerindeki rolünün daha iyi anlaşılmasına önemli katkı sunması beklenmektedir. Johansen'in eşbütünsellik test sonuçları de tüm değişkenler arasında eş bütünselliğin olduğunu %5 ve %1 istatistiksel anlamlılık seviyelerinde göstermektedir. Gelen turist sayısı, GSYİH ve GSYİH büyüme oranı arasındaki eşbütünsellik bu değişkenler arasında uzun-süreli bir ilişki olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca, değişkenler arasındaki eşbütünsellik turist sayısının ekonomi üzerinde olumlu etkisi olduğu başlangıç hipotezini de desteklemektedir. Granger nedensellik testinden elde edilen bulgular, turist sayısından Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya ve Gayrisafi Yurtiçi Hasılabüyüme oranına tek yönlü nedensellik olduğunu göstermektedir. Ancak bunun tersi yoktur. Dolayısıyla sonuçlar, Türk ekonomisi için büyüme öncülüğünde turizm hipotezinden ziyade turizm öncülüğünde büyüme tezini desteklemektedir. Bu nedenle, bu çalışmanın bulguları Türk devletinin daha yüksek ekonomik büyümeyi başarmak, turizm gelirlerini arttırmak ve dünya genelinde çok sayıda turist çekmek için turizm sektörüne yatırımı teşvik edici politikaları geliştirmeye odaklanması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca, bu tezin bulguları daha yüksek ekonomik büyümeyi başarmak ve turizm gelirlerini arttırmak için nasıl modeller geliştirilmesi üzerine yoğunlaşmak için kullanılabilir. Anahtar Kelimeler: Turizm Endüstrisi, Gelen Turist Sayısı, Ekonomik Büyüme, Türkiye.

The role of Turkish civilian power in Somali state building process

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Diğer
Bu çalışmanın amacı Somali devlet inşası ve istikrarı sürecinde Türk sivil güçlerinin rolünü ortaya çıkarmaktır. Özellikle bu tez Somali devletin kapasitesini ve sosyoekonomik faktörlerinin artırılmasının yanında ülkede barış sürecinde Türkiye'nin rolünün etkileri anlatılacak. Kısaca bu çalışmanın temel amacı Türkiye'nin sivil yaklaşım müdahalesi ile Somali'nin istikrar süreci arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Diğer bir ifade ile bu yazı amacı devlet kurumlarını ve sosyoekonomik kalkınmayı arttırmak, Somali barış inşası ve siyasi süreçte Türk sivil iktidarın rolünü incelemektir. Bu çalışma aşağıdaki iki sorunun cevabını bulmayı amaçlamıştır: 1. Türkiye'nin sivil güç müdahalesi Somali devlet inşa sürecinin üzerinde olumlu etkisi olmuş mudur? 2. İlk soru bulgularına ve Somali devlet inşası bağlamında genel literatüre dayanarak, Çalışma, Somali'yi istikrara kavuşturmak için sivil yaklaşım, devlet inşası ve ülkenin stabilizasyonu için göz önünde bulundurulacak bir model olacak mı? Metodoloji Çalışmanın doğası dolayı, bu tez bir nitel araştırma yöntemi kullanmaktadır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, çalışma, sosyal bilimsel literatürü ve birincil kaynaklardan kullanacaktır. Her ne kadar mevcut olursa, uzmanlar, akademisyenler ve politika yapıcılar istişare ve görüşmeler yapılmaktadır. Dahası, ilgili kitaplar, makaleler, dergiler, raporlar, politika ve strateji belgeleri, haber kaynakları ve diğer ilgili belgeler başvurulacaktır. Daha da önemlisi, bu çalışma, konuya ilişkin iki ülke anlaşmaları ve protokollerini kullanacaktır. Önemli bulgularSomali, 1991 yılında devlet çöküşünden bu yana çeşitli uluslararası müdahaleler yaşadı. Çoğunlukla o müdahaleleri doğrudan askeri alanda olmuştur; Ancak, hiçbiri istenilen sonuçlar vermemiştir. İlk girişim Somali istikrarı sağlamak için, 1992 Birleşmiş Milletler tarafından askeri yöntemle oldu. Ancak Somali'nin savaş ağaları ile yoğun savaş nedeniyle, operasyon başarısız oldu ve Mart ayında 1995'te Birleşmiş Milletler güçlerinin Somali'den tam çekilmesi ile sona erdi. İkinci girişim, dini motivasyonlu İslamcı unsurlara karşı mücadele nedeniyle, 2006 yılında Somali'de ABD destekli Etiyopya işgali oldu. Küresel terörle mücadele savaşının bir parçası olarak, Amerika Birleşik Devletleri ülkeyi işgal için en az 15.000 Etiyopyalı kuvvetleri, (Lone, 2006) destekleyerek Somali'de bir vekil savaşını kışkırttı. Ancak, Etiyopya ve Somalili arasındaki tarihsel düşmanlık, Al Shabab gibi daha radikal unsurları ortaya çıkarmış, kısacası Etiyopya askerleri Somali durumunu daha kötü duruma sokmuşlardır. Böylece Al Şebbab Güney Somali'nin kontrolünü ele geçirmiş ve Etiyopya askerleri, 2009 yılında arkalarında enkaz bırakarak ülkeyi terk etmişlerdir. Üçüncü girişimde, 19 Ocak 2007 tarihinde Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi tarafından Somali'de Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) adıyla kurulan kurumun 20 Şubat 2007 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından Somali de yetkilendirilmesiyle ortaya çık

The search for beauty in organisations: Exploring workplace diversity management in the African context

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Diğer
Çeşitlilik yönetimi, küresel işgücü demografisinde meydana gelen değişimler nedeniyle son çeyrek asırda oldukça dikkat çeken bir kavramdır. Bu demografik değişim birçok örgütün farklı çeşitlilik yönetimi yaklaşımlarını benimsemesine etki etmiştir. Çeşitlilik yönetimi araştırmalarının Kuzey Amerika ve Avrupa'da ilerlemiş olmasına rağmen, diğer sosyo-kültürel bağlamlarda bu konuda araştırmaların yapılmasına ihtiyaç vardır. Böylece, bu çalışma ilgili yazına katkı sunmak amacıyla Afrika bağlamında çeşitlilik yönetimi konusunu araştırmaktadır. Afrika'da çeşitlilik yönetimini iki farklı araştırma ile inceleyerek yukarıdaki amacı gerçekleştirmek için yeni kurumsal kuram yaklaşımı benimsenmiştir. Birinci araştırmada iki husus incelenmiştir: a) örgütleri çeşitlilik yönetimi uygulamalarını benimsemeye zorlayan çevresel baskılar, b) çeşitlilik yönetimi uygulamalarının benimsenmesinde insan kaynakları yöneticilerinin oynadığı rol. İkinci araştırmada ise çalışanların çeşitlilik yönetimi uygulamalarına ilişkin algısının örgütsel sonuçlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmada karma yöntem yaklaşımı benimsenmiştir. Bu doğrultuda veriler anket ve mülakat teknikleri kullanılarak Gana'da faaliyet gösteren özel sektör örgütlerinden toplanmıştır. Nicel veriler SPSS ve AMOS programları ile ve Hayes'in geliştirdiği PROCESS makro tekniği kullanılarak analiz edilmiştir. Nitel veriler ise anlam örüntülerini veya temaları ortaya çıkaran dönüşlü tematik analiz yoluyla analiz edilmiştir. Bulgulara göre, örgütlerin çeşitlilik yönetimini benimsemesine etki eden en güçlü etmen çevresel zorlayıcı faktörlerdir. Ayrıca örgütlerde çeşitlilik yönetiminin fiili olarak benimsenmesinin, çalışanların çeşitlilik yönetimi uygulamalarına ilişkin algısı üzerinde olumlu etkisi olduğu bulunmuştur. Ek olarak, çalışanların çeşitlilik yönetimi uygulamalarına ilişkin algısı ile örgütten ayrılma isteği arasındaki ilişkide örgütsel bağlılık ve iş tatmininin aracı rol oynamadığı görülmüştür. Ayrıca çalışanların çeşitlilik yönetimi uygulamalarına ilişkin algısı ile örgütten ayrılma isteği arasında pozitif ilişki bulunmuştur. Bulgulara göre, Avrupa'da geliştirilen çeşitlilik yönetimi varsayımlarının Afrika bağlamında doğrudan test edilmesinin yapıcı olmadığı düşünüldüğünde, Afrika'da çeşitlilik yönetimi üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

The security paradigm and the challenges of development in the sahel region: The Sahel g5 and the counter-terrorism strategy

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Sahel bölgesi son otuz yılda şiddet ile eş anlamlıdır. Nitekim, yoksulluk, çatışma, hızlı nüfus artışı, radikal aşırılıkçılık, gıda güvensizliği, iklim değişikliği, insan kaçakçılığı, göç ve yoksul yönetişim, çatışma koridoru olarak adlandırılan bölgeyi görmüştür. şiddetli aşırılıkçılık yanı sıra ilgili saldırıları. Küresel Terörizm Endeksi sıralamasına göre, Mali, Nijer ve Çad ile komşu Libya ve Nijerya, terörden etkilenen ilk 30 ülke arasında yer alıyor. Bu araştırma çatışmanın nedenlerini, etkisini, katılan aktörleri ve bölgesel devletlerden gelen yanıtın niteliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, Sahel bölgesinin neden çatışmaya yatkın olduğunu ve G5S'nin barış getirmesini nasıl zorlaştırdığını açıklamak için topraksız alan teorisini kullanmaktadır. Araştırma, Sahel bölgesinin Nijer ve Mali konularına vurgu yaparak örnek olay incelemeleri ile sınırlı. Veri toplamaya nitel bir yaklaşım benimser ve mevcut literatürün titiz tematik analizine dayanır. Belgelerdeki bilgileri inceledikten sonra, devam eden krize son vermede yardımcı olabilecek bazı önerilen politikaların yanı sıra birkaç bulgu bulduk.

The sensible and intelligible approach to communication and spatial sensibility in islamic architecture:examination of Damascus madrasas

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Mimari Tasarım Bilim Dalı
İslam Mimari'sinde 'anlam' meselesi son derece kutuplaşmış konulardan biri olarak kabul edilir, özellikle de bir anlam meselesi olarak teolojisinin kendi yapısındaki rolü. Görünen o ki Çağdaş İslam Mimarlığı'nda tasarım, düşüncelerden uzaklaştırılmış durumdadır. Bu araştırma İslam Mimarisi'nde Al Hissi-Al Aqli (Duyusal-Zihinsel) ve mekansal duyarlılık arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Uzun süredir felsefede zamansız bir dil olarak nitelenen bu durum 'ezoterik' ile özetlenmiştir. Yapılan çalışma ile oryantalistlerin araştırmaları tamamen görmezden gelinerek rasyonalist bir yaklaşımla bu ilişki yeniden ortaya konulmuştur. Bu tez, onbirinci ve onüçüncü yüzyılları arasında hem sosyo-kültürel hem de teolojik olarak (dini-politik) önemli değişimlere tanık olan Şam şehirinde bulunan İslami medrese yapılarını 'Hissi-Aqli' üzerinden; ilahi olanın metafiziksel varlığı (uzaklık- üstünlük metaforları) ile mekansal arketip arasındaki ilişkisini derinlikli olarak yeniden incelemiştir. Mekansal analiz yöntemiyle algısal süreç olan Uzay, Şekil, Yüzey, Madde ve Renk ile 'Hissi' nin tanımlaması yapılmıştır. Ayrıca semiyotik çalışmalarlarla da Hissi'nin 'gizli' teolojik nitelikleriyle olan ilişkisi de ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Hissi-Aqli Duyusal-Zihinsel , İletişim, Mekansal Duyarlılık, Mekan düzeni, Göstergebilim.

The social architecture and the ideas of Hassan Fathy

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Mimarlık Bilim Dalı
Mimari; günlük yaşamın merkezinde olması nedeniyle sosyal, ekonomik ve politik koşullardan ayrılamayan, insanların yaşamlarıyla ilgilenen sanat dallarından biridir. En küçük tasarım ürününden en büyük gökdelen binasına kadar mimari alanla ilgili tüm eserler, bireyin sosyal yaşamının bir yansımasıdır. Sosyal mimari kavramı, toplumsal değişimlerin gerçekleşmesi için tasarım ve mimarlık potansiyelini artırmanın yanı sıra, tasarımcı veya mimarın sosyal sorumluluğunu vurgulayan bir eğilimdir. Söz konusu tez çalışmasında Fathy'nin çalışmaları beş parametre üzerinden incelenecek ve tartışılacaktır. Kullanıcılar, ölçek, küme, materyal ve çevre parametrelerinin sosyal tasarım ve mimarlık pratiği içindeki yerleri ele alınacaktır. Çalışmada ayrıca Hassan Fathy'nin mimari anlayışını ve fikirlerini; son zamanlarda kentleşmenin, doğal afetlerin, mülteciliklerin ve acil durum mimarisinin akut sorunları nedeniyle önemli bir alan haline gelen 'Sosyal Mimari' söyleminin merkezine yerleştirmek amaçlanmaktadır. Çalışmanın, Türkiye'deki Sosyal Mimarlık söylemi ve uygulaması ile Fathy'nin uygulamalarını tanıtmaya önemli katkılar sağlaması hedeflenmektedir.

The Somali civil war: Root causes

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Somali de, diğer birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi, devleti parçalayan ve ülkeyi parçalayan, fiziksel güvenliği bozmuş, kurumsal deformiteye yol açan köklü bir çatışmaya yol açan bir iç savaş yaşandı. Anarşik durum, eğitim, sağlık ve kamu güvenliği gibi temel sosyal hizmetlerin durdurulmasıyla sonuçlandı. Ayrıca kıtlık ve kuraklık gibi bir felakete yol açtı. Sonuç olarak, Somali başarısız bir devlet, terörizm, savaş ağaları, açlık, kabile savaşları ve hatta korsanlarla eş anlamlı hale geldi. Tez, Somali'nin iç savaşının nedenlerini ortaya koymak ve böylelikle salgınının güçlü bir açıklamasını sunmak için literatürün eleştirel yaklaşımını ve eleştirel değerlendirmesini kullanmaktadır. Siyasallaşmış klan kimliğinin rolünü, temel ihtiyaçların kötüleşmesini, devletin baskıcı rolünü ve Somali iç savaşının patlak vermesinde uluslararası bağlantıların rolünü araştırmayı amaçlamaktadır. Araştırma ayrıca sivil savaşların altında yatan nedenleri de ortaya koymaktadır.

The sources of motivation and academic motivation levels in Sakarya middle schools (Serdivan, Turkey)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Bu çalışmanın amacı, Sakarya ili Serdivan ilçesindeki ortaokullarda öğrencilerin öğrenme çevresi üzerinde yüksek bir etkiye sahip olan adakemik motivasyon ve motivasyon kaynaklarını araştırmaktır. Bu doğrultuda araştırmaya, 11 ortaokul seçildi, bunların 8'i Devlet okulu 3'ü de özel okuldur. Araştırmaya 722 ortaokul öğrencisi dâhil edilmiştir ve basit tesadüfi örnekleme yöntemi çalışmada tercih edilmiştir. Öğrencilerin; % 50.3'ü (n = 363) kız ve % 49.7'si (n = 359) erkektir. Öğrencilerin; 722 öğrenci şu şekilde dağılım göstermektedir. Veriler, nicel araştırma metodları kullanılarak toplanmıştır. Motivasyon kaynakları ve akademik motivasyonun düzeyleri ile ilgili bir anket yapılmıştır. Yanıtları hesaplanmıştır ve SPSS paket 20 programı kullanılarak analiz edildi. Verilerin analizinde kullanılan istatistiksel analizler arasında aşağıdakiler bulunuyordu; ANOVA ile %5 anlamlılık düzeylerine göre Tukey post hoc testi ile çoklu karşılaştırma yapıldı. Iki değişkenli korelasyon, tanımlayıcı istatistikler ve t-testi de yapılan istatistiksel analizlerdendir. Ayrıca elde edilen Verilerin analiz sonuçlarına göre, Serdivandaki tüm ortaokulların dışsal motivasyon ve motivasyonsuzluğu, içsel motivasyon'dan daha yüksek olduğu gözlemlendi. Okul kaynakları konusunda ise, sonuçlar, Serdivan devlet ortaokullarında dil laboratuarı, sporsalonu, tiyatrosalonu, konferans salonu, konser salonu ve yüzme havuzu kaynak ihtiyacının en çok görülen fiziksel kaynak sorunları arasında olduğunu gösteriyordu. Serdivan ortaokullarında görülen öğretmen kaynağı eksiği en çok ingilizce, matematik, arapça ve din kültürü bölümlerindedir. Ayrıca ebeveynler da çocuklarına okullarda destek olmaktadırlar. Zaman zaman ebeveynler çocukları başarılı olduklarında ödüllendiriyor hemde onlara ödevlerinde yardım ediyorlar. Bunun yanında ebeveynler çocukları başarısız olduklarında onları nadiren cezalandırmaktadırlar. Akademik motivasyon düzeyleri, aile desteği, okul kaynakları ve sınıf çevresi öğrencilerin eğitim başarısını yüksek pozitif olarak etkilediği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Akademik Motivasyon, Kaynaklar, Ortaokul, Öğrenci.

The strategic interest of Turkey's foreign policy in Somalia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin Somali'yle olan ilişkisini, özellikle de Somali'deki dış politikasının stratejik çıkarlarını incelemek ve tespit etmektir. 2011'den bu yana, Türk hükümeti 1998 Afrika Eylem Planı çerçevesinde Somali ile diplomatik ve siyasi ilişkilerini artırmak için yumuşak güç diplomasisi bağlamında önemli adımlar atmıştır. O zamandan beri Afrika Boynuzu, Türkiye, İran, İsrail ve Körfez ülkeleri gibi Orta Doğu ülkeleri için güç mücadelesi zeminine dönüşmüş durumdadır. Bu yenilenen ilgi, hem jeo-güvenlik hem de jeo-ekonomik zorunluluklar tarafından yönlendirilen bu ülkeler arasındaki etkileşim nedeniyle bölgenin -günümüzün mücadele ortamıyla sonuçlanan- stratejik ve jeopolitik öneminden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple, Türk dış politika yapıcıları, Somali'de tek taraflı bir dış politikadan çok yönlü bir dış politikaya kayan yeni stratejiler geliştirmişlerdir. Mamafih bu çalışma, Türkiye'nin dış politikasının Somali'deki stratejik çıkarlarını, özellikle Mogadişu'daki yeni ekonomik ve güvenlik politikasını incelemektedir. Çalışmanın ilk bölümü, anahtar kavramlar ve Türkiye'nin Somali'ye yönelik dış politikasının kilit argümanları da dahil olmak üzere çalışmanın literatür taramasını içermektedir. İkinci bölüm, Türkiye'nin Somali'deki politikası Afrika'daki Türk genel politikası ile iç içe geçtiği için Türkiye'nin Afrika'daki dış politikasını, özellikle de Somali'yi ele almaktadır. Üçüncü bölüm, Türkiye'nin Mogadişu'daki askeri üssü ve Somali'nin bazı bölgelerine yaptığı yatırım gibi Türkiye'nin güvenlik, ekonomik ve jeopolitik çıkarlarına yönelik eylemleri hakkında fikir vererek, Türkiye'nin Somali'deki stratejik çıkarlarını tartışmakta ve analiz etmektedir. Çalışmada hem birincil hem de ikincil veri kaynakları kullanılmıştır.

The study of agricultural marketing system: The case of tobacco farmers in Mangochi, Malawi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu araştırmanın temel amacı, Malawi Mangochi bölgesindeki tütün çiftçilerinin pazarlama kanallarını ve pazar pazar bilgilerinin aktarılmasını analiz etmektir. Araştırmanın birincil verileri 91 tütün çiftçisi ile birebir görüşülerek yapılan anketlerden elde edilmiştir. Yapılan anketlerden tütün çiftçilerinin demografik özellikleri, fiyat bilgileri, kullandıkları pazarlama kanalları ile ilgili veriler elde edilmiştir. Araştırmanın verileri tanımlayıcı istatistikler yoluyla analiz edilmiştir ve tütün çiftçilerinin hangi pazarın tütünlerini pazarlayacağı konusundaki kararlarını ortaya koyabilmek amacıyla lojistik regresyon analizi kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Malawi'deki çoğu tütün çiftçisinin, tütünlerini yaprak alıcılarla yapılan sözleşmeler yoluyla pazarladıkları tespit edilmiştir. Ayrıca çiftçilerin cinsiyeti, yıllık geliri, grup üyelikleri ve piyasa bilgileri pazar seçimlerini etkileyen faktörler olarak belirlenmiştir. SMS yoluyla çiftçilere zamanında ve güvenilir fiyat bilgilerinin iletilmesi, hükümetin küçük çiftçilerin tütünlerini ilçe düzeyinde satmalarına izin verecek bir sistem oluşturması ve fiyat bilgilerinde şeffaflık olması gerektiği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Küçük işletme tütün çiftçileri, Pazarlama kanalları, Malavi'de Tarım, Piyasa bilgileri

The stylization of sea waves and its characters reflection for ceramic art form

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Seramik ve Cam Bilim Dalı
Seramik sanatı çalışması, sanatseverler arasında rağbet gören ve genelde dekorasyon amaçlı kullanılan, sanatçıya anlam taşıyan veya özel konuların dışavurumunu gösteren sanat biçimidir. Bir sanat çalışmasının etkileyiciliği, sanatçı tarafından verilmek istenen mesaja ve sanat eserinin yaratılmasında gereken ilhama bağlıdır. Sanat çalışmasının yapım aşamasında elde edilen fikir veya konu doğadan ilham almışsa daha büyük etkiye sebep olur çünkü doğada bulunan birçok şey sanat eserine dönüştürülmesi ve yaratılması için çeşitli çekici özelliklere sahiptir. Bundan dolayı, bu araştırmada, deniz dalgaları, araştırma konusu olarak ele alınacak ve seramik sanat eserleri elde etmek amacıyla nasıl uyarlanabilecekleri incelenecektir. Deniz dalgasının öğe değişkenliğinden ve özelliğinden bu araştırmanın yürütülmesinde tamamıyla yararlanılacaktır. Araştırmanın sonucu deniz dalgalarından etkilenmiş üç boyutlu seramik sanat çalışmasının üretiminde açığa çıkacaktır.

The Symmetric and asymmetric dynamics of energy demand in Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı, doğrudan yabancı yatırım, sera gazı ve ülkenin büyüme oranı gibi çeşitli makroekonomik göstergelerin bir fonksiyonu olan enerji talebinin dinamikleri üzerinde ampirik bir analiz yapmaktır. Her ne kadar birçok araştırma, bu konuyu çeşitli ekonometrik tekniklerin uygulanmasıyla irdelemiş olsa da. Bununla birlikte, zaman serilerindeki ilerleme ve eşbütünleşme analizi, doğrusal olmayanlığın etkilerini kontrol etmemizi sağlayacaktır. Bu nedenle, bu çalışma Shin, Yu ve Greenwood-Nimmo tarafından (2014: 281) yeni geliştirilen Doğrusal Olmayan Otoregresif Modelin (NARDL) uygulanmasıyla ekonomik değişkenlerde doğrusal olmayanlığın ortaya çıkmasının bu konuyla ilgili bir yenilik sağlayabileceğini sormuştur. 1980-2015 arasında bir dönem almayı ve doğrusal ve ilgili doğrusal olmayan bir Autoregressive Distributed Lag (ARDL) eşbütünleşme ve hata düzeltme metodolojileri uygulamayı önermekteyiz. Enerji talebinin açıklayıcı değişkenlerinin pozitif ve negatif kısmi toplam ayrışmaları ile doğrusal olmayanların gösterilmesidir. Değişkenlerin durağan seviyesini kontrol etmek için ADF ve PP birim kök testi uygulanmış ve karma düzen eşbütünleşme bulunmuştur. Optimal gecikmeyi kontrol etmek için gecikme uzunluğu kriterleri uygulanmıştır. NARDL testinin ampirik sonuçları, DYY'nin kısmi olumlu toplamının enerji talebi ile pozitif ilişki içerdiğini gösterirken, negatif kısmi toplamın enerji talebi ile ters ilişkisi olduğunu göstermektedir. Hem pozitif hem de negatif kısmi toplam tutarı GSYİH ve CO2 emisyonu, enerji talebi ile doğrudan ilişkilidir. Uzun süreli NARDL sonuçları, değişkenler arasındaki asimetrik eksiklikleri gösterirdir. Ayrıca, ARDL bağlı testi, değişkenler arasında uzun süreli eşbütünleşmenin çıktığını göstermiştir. Sonuçlar, DYY'nin hem kısa vadede hem de uzun vadede enerji talebi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu göstermiştir. Ancak GSYİH ve CO2 emisyonunun kısa vadede ve uzun vadede enerji talebi ile pozitif ilişkisi vardır. Sonuçlar, Hükümet'in yabancı yatırımcıları çekmek, enerji yoğun projeleri taklit etmek, enerji ithalatı bağımlılığını azaltmak, yerli kaynakların kullanımını arttırmak ve iklim değişikliği ile başa çıkmak, yenilenebilir kullanımı artırmak için ülkedeki kanunun ve düzen koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini ileri sürdü. CO2 emisyonlarını çevreden azaltmak için enerji kaynaklarıdir.

The synthesıs of thıourea derıvatıve of benzımıdazole compounds and the ınvestıgatıon of theır catalytıc and bıologıcal actıvıtıes

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2013 Diğer
Bu çalışmada L-metiyonin, L-izolösin, D-fenilglisin ve L-fenilalanin başlangıç amino asitleri olarak kullanıldı. Deneysel çalışmalar, bu basit amino asitlerin benzimidazol türevi tiyoüre bileşiklerin sentezleri üzerinde oluşturuldu. L-metiyonin?in koruyucu ditersiyer bütil dikarbonat tepkimesi sonucu sırasıyla N-Boc-L-metiyonin hazırlandı. N-Boc-L-metiyonin ile o-fenilendiamin DCC (N,N-disikloheksilkarbodiimit) varlığında tepkimeye sokulmasıyla N-Boc-kiral amit türevi elde edildi. N-Boc-kiral amit türevi asidik ortamda halkalaşma reaksiyonuna sokularak N-Boc-kiral benzimidazol türevi sentezlenmiş oldu. Elde edilen N-Boc-kiral benzimidazol türevi amin gurubuna bağlı olan koruyucu grup ditersiyer bütil dikarbonat'ı düşürülerek kiral benzimidazol türevi elde edildi. Son aşama olarak da kiral benzimidazol türevi ile 3,5-bis (triflorometil) fenil izotiyosiyanat tepkimeye sokularak istenen tiyoüre bileşiği hazırlandı. Benzer bir şekilde, aynı sentez zincirinin kullanılmasıyla L-izolösin, D-fenilglisin ve L-fenilalanin'nin amino asitler türevi tiyoüre bileşikleri de elde edildi. Ürünlerin yapıları spektroskopik analizler (IR, 1H-NMR, 13C-NMR) ve elementel analiz sonuçları ile karakterize edildi.