Thesis Search




SEARCH RESULTS

Three essays on debt, income inequality and economic growth

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 İktisat Bilim Dalı
Bu çalışma kamu borcu, eşitsizlik ve büyüme arasındaki ilişkileri üzerine üç makaleden oluşmaktadır. Birinci makalede Kenya'da 1970-2018 dönemi için Yumuşak Geçiş Regresyon (STR) Modeli kullanılarak kamu borcu ve iç borcun ekonomik büyüme üzerindeki doğrusal olmayan etkisi incelenmektedir. Bu çalışmanın sonuçları, kamu borcu ve iç borç ile büyüme arasında U şeklinde bir ilişki olduğunu göstermektedir. Kamu borcunun ve iç borcun eşik seviyesi sırasıyla %33,29 ve %17,3115'tir. Bu sonuçlar, Kenya'da belirli bir borç seviyesinin üzerinde ekonomik büyümenin artacağına dair kanıt sunmaktadır. İkinci makale, Kenya'daki eşitsizlik ile kamu ve iç borç arasındaki ilişkiyi ARDL modeline ve 1970-2018 dönemine ait verilere dayanarak incelemektedir. ARDL tahmini ardından Toda-Yamamoto nedensellik analizi de yapılmıştır. Bu çalışmanın bulguları, Kenya'da hem kamu borcunun hem de iç borcun eşitsizliği daha da kötüleştirdiğini ima etmektedir. Toda-Yamamoto test sonuçları, iç borçtan eşitsizliğe ve eşitsizlikten kamu borcuna doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğuna işaret etmektedir. Üçüncü makalede, 1980-2018 dönemi için Kenya'nın da dahil olduğu 11 Sahra Altı Afrika ülkesi için kamu borcu, ekonomik büyüme ve gelir eşitsizliği arasındaki nedensellik ilişkisi araştırılmaktadır. Bu amaç doğrultusunda SUR tahminine dayalı Konya (2006) panel nedensellik testi yaklaşımı kullanılmaktadır. Elde edilen bulgular dokuz ülkede kamu borcu ile eşitsizlik arasında, dört ülkede eşitsizlik ile büyüme arasında ve dört ülkede büyüme ile borç arasında en azında tek yonlu nedensellik ilişkisinin varlığını göstermektedir. Dolayısıyla ampirik sonuçlar, Sahra Altı Afrika ülkelerinde ilgili değişkenler arasındaki ilişkilerin ülkelerin spesifik özelliklerine göre değişebileceğini de ima etmektedir.

Three-dimensional analysis of radiowave propagation over regular and irregular perfectly conducting terrain

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Telekomünikasyon Mühendisliği Bilim Dalı
Gelişen teknolojinin bir sonucu olarak, bir noktadan başka bir noktaya veya birden fazla noktaya kablosuz bilgi aktarımı yapılması her alanda var olan bir ihtiyaç haline gelmiştir. Radyo dalgası iletimi, yerküre üzerinden sağlanan kablosuz iletişime imkân tanıyan yöntemlerin en başında gelmektedir ve aynı zamanda geçtiğimiz yüzyıl boyunca birçok çalışmaya konu edilmiş oldukça zorlu bir analiz problemidir. Bu tezde, dalga denklemine uygulanan PE yaklaşımı üzerine kurulmuş olan radyo dalgası yayılım analizi yaklaşımlarını içermektedir. İki özgün yaklaşık yöntem olan, çift yönlü 3-D PE yaklaşımı ve FDTD-PE hibrit yaklaşımı önerilmektedir. Bu yöntemlerin farklı yayılım uzaylarında benzetimleri gerçekleştirilmiştir. Temel hedef olarak görülen elektromanyetik alanların kesin değerlerinin, çok hızlı ve etkin sayısal yöntemlerle yaklaşık olarak elde edilmesi işlemi yapılan çalışmalar sonucunda başarılmıştır.

Three-dimensional evaluation of the size and dimensional changes of the vomer bone in midfacial deficiency individuals

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Diğer
Amaç: Bu çalışmanın amacı, 1) Orta-yüz yetersizliği olan bireylerde vomer kemiğinin konumsal ve boyutsal morfometrik değişimlerini değerlendirmek, 2) Farklı kranial ve midfasiyal iskeletsel parametrelerde, lineer ve açısal ölçümlerle gruplararası korelasyonun belirlemek ve 3) Vomer kemiğininin 3B rekonstrüksiyon modelini üç farklı yüz profilinde karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodontik A. D. arşivinden seçilmiş, normal okluzyonu ve Angle Sınıf III malokluzyonu olan 16-30 yaş arasındaki 96 hastanın CBCT görüntüleri değerlendirildi. Steiner analiziyle hastalar üç gruba ayrıldı: Normal (tip A), Hafif (tip B) ve Şiddetli (tip C) orta-yüz yetersizliği. Kranial, midfasiyal ve vomer bölgesinde, 13 iskeletsel nokta seçilerek doğrusal ve açısal referans düzlemleri çizildi. Vomer kemiğinin 3B rekonstrüktif boyutları, MIMICS 19.0V yazılımıyla ölçüldü ve veriler istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Lineer ve açısal ilişkide vomer kemiğinin anterior (p <0.01) ve posterior (P <0.05) düzeysel parametreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu saptandı ve bu korelasyonun erkeklerde ve şiddetli (tip C) orta-yüz yetersizliği grubunda daha belirgin olduğu görüldü (p<0.01). Vomer kemiğinin 3B rekonstriktif modelinin şiddetli (tip C) grupta daha geniş ve daha uzun şekilde ölçüldüğü ve istatistiksel olarak diğer gruplardan farklı olduğu saptandı (p<0.001). Sonuç: Bu çalışmanın bulguları tüm düzlemlerde orta-yüz bölgesinde, vomer kemiğinin aktif rolünün önemini göstermektedir.

Three-phase modular multilevel converter based unified power flow controller

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Elektrik Tesisleri Bilim Dalı
Güç sisteminin tüketiciler tarafından artan talebi karşılamak için esnek olması gerekmektedir. Esnek AC Gletim Sistemi (FACTS) cihazları, bunu başarmak için güç elektroniği cihazlarını kullanarak bazı güç sistemi parametrelerini kontrol ederler. Birleşik Güç Akış Kontrol Cihazı (UPFC), FACTS cihazlarının en çok yönlü ve esnek olanıdır. UPFC"nin modellenmesi, özellikle yeni bir tür gerilim kaynağı dönüştürücüsü (VSC) olan modüler çok seviyeli dönüştürücülerin (MMC) yeni tanıtımıyla kolay bir iş değildir. Çoğu model, UPFC'ler pratik olarak uygulandığında durumu gerçekten betimleyemeyen ortalama veya eşdeğer devre modelleridir. Bu tez, yarım köprü konvertörü alt modüllerinden oluşan bir MMC tabanlı UPFC'nin ayrıntılı bir modelini sunmaktadır. Bir MMC, Gletim hattına (UPFC konfigürasyonu) bir tarafı seri, diğer tarafı ise paralel bağlı olarak sırt-sırta bağlı modda bağlanmadan önce bir benzetim ortamında tasarlanmış ve test edilmiştir. Bir dq aktif ve reaktif güç akış kontrol şeması önerilmiştir ve birçok simülasyondan elde edilen sonuçlar sunulacaktır. UPFC, seçilen hattaki aktif ve reaktif güç akışlarını aynı zamanda kontrol edebilir ve güç akış kontrol döngüleri aktifken, bara gerilimini dinamik olarak kontrol edebilir. Anahtar Kelimeler: Esnek AC Gletim Sistemleri (FACTS), Birleşik Güç Akış Kontrol Cihazı (UPFC), Gerilim Kaynağı Çeviricisi (VSC), Modüler Çok Seviyeli Dönüştürücü (MMC), Yarım Köprü Alt Modülü, Gerçek ve Reaktif Güç Akışı Kontrolü ve Veriyolu Voltaj Kontrolü.

Tıbbi görüntü güvenliği için yeni bir sayısal damgalama yöntemi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Anahtar kelimeler: LSB, DWT, DCT, Arnold Scrambling, RGB Görüntü, Tıbbi Görüntü Damgalama, NC, PSNR Dünya her geçen gün giderek sayısallaşmaktadır, teknolojinin ilerlemesi ile tıbbi görüntülerin internet üzerinde depolanması ve paylaşılması gibi işlemler mümkün hale gelmiştir. Ancak görüntülerin iletilmesi sırasında ve sonrasında oluşabilecek veri güvenliğini tehdit eden olasılıklar da dikkat çekmektedir. Bundan dolayı, tıbbi görüntülerin gerçekliğini ve bütünlüğünü nasıl koruyacağımız aciliyetle değinilmesi gereken bir husus olmuştur. Bu tezde, tıbbi görüntülerin karakteristiği ve niteliğini göz önünde bulundurarak, daha önce yapılmış ilgili araştırmalarla beraber, çeşitli sayısal görüntü damgalama algoritmalarını değerlendirdikten sonra, literatür taramasına dayanarak damgalama algoritmasını daha da saldırıya dayanıklı hale getirme çabasıyla, tıbbi görüntü için yeni sayısal damgalama algoritması geliştirilmiştir. Bu çalışmada, RGB renkli görüntü kapak resmi olarak seçilip, R, G ve B renk kanallarına ayrıştırılmıştır. Daha sonra R kanalından oluşan R matrisine Ayrık Dalgacık Dönüşümü (DWT) damgalama algoritması, G kanalına Ayrık Kosinüs Dönüşümü (DCT) algoritması uygulanmış, son olarak B kanal ise En Değersiz Bit (LSB) damgalama algoritması ile işlem görmüştür. Tıbbi görüntü okunduktan sonra, sayısal damgalama algoritmasına bir güvenlik düzeyi daha katmak amacıyla Arnold Scrambling kullanılarak piksel yerleri değiştirilmiştir. Önerilen sayısal damgalama algoritmasının performansı, yaygın olarak kabul edilen Normalleştirilmiş Korelasyon (NC) ve Tepe Sinyal Gürültü Oranı (PSNR) kullanılarak değerlendirilmiş ve analiz edilmiştir. Deneysel sonuçlar, önerilen algoritmanın başarılı olduğunu ve yeni yaklaşımın kabul edilebilir bir görüntünün elde edilmesinde başarılı olduğunu ortaya koymuştur.

Tıbbi görüntü veri setlerinde matlab ile büyük veri teknikleri uygulaması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı
Son yıllarda tıbbi görüntüler, hastalık teşhisi, tıbbi araştırma ve eğitimde önemli bir rol oynamaktadır. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle tıbbi görüntü çeşitleri de artmıştır. Bu artan görüntülerin geleneksel yöntemlerle etkin ve verimli bir şekilde depolanması, aranması, paylaşımı ve analiz edilmesi için de zorluklar ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, MATLAB ile Hadoop MapReduce kullanarak akciğer nodüllerinin iyi huylu ya da kötü huylu olup olmadığının sınıflandırılması için Bilgisayar Destekli Tanı (Computer Aided Diagnosis - CAD) sistemini önerdik. Sistem, radyologlar tarafından Bilgisayarlı Tomografi (Computed Tomography - CT) görüntü veri setinden benzer nodüllerin görüntülerini kullanıcıya aktarmaktadır. Tıbbi görüntü veri seti, Hadoop'un Dağıtılmış Dosya Sistemi'nde (Hadoop Distributed File System - HDFS) saklanıp, görüntülere MATLAB aracılığıyla erişim sağlanmaktadır. MapReduce kullanılarak çoklu özniteliklerin paralel olarak elde edilmesi için İçerik-tabanlı Görüntü Erişimi (Content-based Image Retrieval - CBIR) yaklaşımı kullanılmıştır. Şekil, doku ve radyolog sayısal görüntü (Radiologist Quantified Image - RQI) öznitelikleri dâhil olmak üzere en uygun 26 öznitelik kümesi tanımlanmıştır. Bu öznitelikleri değerlendirmek için farklı SVM ve KNN sınıflandırıcıları kullandık. Deney sonuçlarımız, MATLAB'ta yerel MapReduce yönteminin, Hadoop küme MapReduce yönteminden ~ 5 kat daha hızlı olduğunu göstermektedir. SVM, sınıflandırıcılara göre %95.27 doğruluk (accuracy), %96.32 anma (recall), %94.76 kesinlik (precision) ve %95.53 F-skoru oranıyla daha başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Tıbbi görüntülemede radon dönüşümü kullanarak görüntü oluşturma üzerine bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Elektronik Bilim Dalı
Tıbbi görüntüleme alanında teşhis ve tedavi amaçlı X-Işını, Bilgisayarlı Tomografi ve Ultrason gibi çeşitli yaklaşımlar mevcuttur. Bu yaklaşımlar anotomik ve dinamik vücut fonksiyonlarının durumu hakkında bilgi sağlamaktadır. Tıbbi görüntüleme yaklaşımlarında, görüntünün elde edilmesi (yeniden inşası) önemlidir. Kaliteli bir görüntüleme için yeterli sayıda projeksiyona ihtiyaç duyulur. Bu çalışmada, radon dönüşümü, imge üzerindeki çizgilerden ilgili parametreler yardımıyla görüntünün elde edilmesinde kullanılmaktadır. Gürültü gibi istenmeyen etkilerin giderilememesinden dolayı, bu handikapı gidermek üzere filtreleme tekniklerinden yararlanılmaktadır. Görüntünün elde edilmesi sürecinde, görüntü kalitesi, Tepe sinyal gürültü oranı (PSNR) ve yapısal benzerlik (SSIM) gibi tekniklerle ölçülmektedir. Önerilen yöntemin başarisini karşılaştırmak için Medyan ve Wiener filtreleri kullanılmıştır. Bu karşılaştırmalara göre en iyi sonucu dalgacık dönüşümü ile değiştirilmiş radon dönüşümü metot vermiştir.

Ticaret unvanının markaya tecavüzü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Özel Hukuk Bilim Dalı
Günümüzde şirketlerin sayısının durmadan artması, ticaret unvanı ve marka gibi sınai alanda büyük rol oynayan işaretlerin de çoğalmasına neden olmaktadır. Rekabet ortamının hakim olduğu ticari alanda başarıyı yakalamak için ürün ve hizmetin kalitesi ne kadar önemliyse, doğru ticaret unvanının ve markanın seçilmesi de bir o kadar etkilidir. Markalar, özellikle şirketlerin büyümesi ve marka imajı oluşturulmasında büyük role sahiptirler. Hem ticaret unvanının hem de markanın aynı veya benzer işaretlerden oluşarak faaliyet göstermeleri birçok hallerde ticaret unvanının markaya karşı tecavüzü ile sonuçlanmaktadır. Bu çalışmada, ticaret unvanı ve markanın kullanımı ve korunmasına ilişkin hükümler dikkate alınarak araştırılma yapılmıştır. İlk önce her iki işaretin kullanımı ele alınmış ve ihlale sebep olan durumlara kısaca değinilmiştir. Ancak ticaret unvanının tüm kullanım şekilleri, özellikle de kendi tescil amaçlarına uygun şekilde unvansal kullanımı markaya tecavüz teşkil etmemektedir. Bu çalışmada da, doktrin görüşleri ve yargı kararları dikkate alınarak unvanın markaya karşı tecavüzüne sebep olan kullanım şekilleri açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın ana amacı, markanın ticaret unvanı olarak kullanımının yasaklanması şeklinde düzenlemenin açıklığa kavuşturulması ve bu durumun nasıl tespit edileceğine ilişkin görüşlerin bildirilmesinden ibarettir.

Ticari bankaların verimliliklerinde batık kredilerin rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu araştırmanın amacı, gelir getirmeyen kredilerin, ticari bankaların kârlılığı üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Yazar, Kenya Merkez Bankası (CBK) yayınından elde edilen ikincil verilere dayanan bir keşif araştırma metodolojisi kullanmaktadır. Rapor, dış ve iş ortami Kenya'daki ticari bankalarda kredinin perfomansinin hiç bir katkıda bulunmadigini ortaya koymaktadır.

Ticari dışa açıklık oranı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki: Gambiya üzerine bir uygulama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 İktisat Politikası Bilim Dalı
Ticari açıklık, mal ve hizmetlerin, bilgilerin, sermayenin, emeğin ve fikirlerin sınırlar boyunca küçük kısıtlamalarla olan kolay hareketidir. Küreselleşme süreci, uluslararası ticari ilişkiler alanında siyasi sınırların korunmasına rağmen ekonomik sınırların kaybolmasına neden olmuştur. Böylece ülkeler ticaretlerini serbestleştirmek suretiyle dış dünyaya daha çok açılmış ve bu durum ülkelerin ekonomik büyümelerini önemli ölçüde etkilemiştir. Bu çalışmanın amacı, Gambiya'da ticari dışa açıklık ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu çalışma kapsamında, Genişletilmiş Dickey-Fuller Testi (ADF), Phillips Peron (PP) ve Kwiatkowski-Phillips-Schmidt-Shin (KPSS) Birim Kök Testleri kullanılarak çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Bunların ardından, hem Otoregresif Dağıtılmış Gecikme Modeli (ARDL) hem de Doğrusal Olmayan Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif Model (NARDL) kullanılarak Gambiya ekonomisinin 1966-2017 yıllık dönemine ilişkin, ticari dışa açıklık oranları ile ekonomik büyüme oranı arasındaki ilişkiler, ekonometrik açıdan analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, ARDL modeline göre, Gambiya için kısa dönemde ticari açıklık ile ekonomik büyüme arasında negatif ve anlamsız bir etki olduğu bulgusu elde edilmiştir. Aynı model, uzun dönemde ise iki değişken arasında pozitif ama anlamsız bir ilişikinin var olduğunu göstermiştir. Öte yandan, NARDL modeline göre ise, kısa dönemde Gambiya'da dış ticarete açıklığın pozitif olduğu gözlemlenmiştir. Bu da ülkedeki ticari açıklığın ekonomik büyüme üzerinde negatif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle, ekonomik büyüme üzerinde ancak dış ticaretin negatif olması halinde pozitif ve anlamlı bir etkinin ortaya çıktığı ifade edilebilir. NARDL modeline göre uzun dönemde ise Gambiya'da hem ticari dışa açıklık pozitif hem de ticari dışa açıklık negatif iken ekonomik büyüme, negatif ve anlamlı bir etkiye sahip olmaktadır. Bu nedenle Gambiya hükümeti ve politika yapıcıları, özelikle daha verimli ve ekonomiye daha iyi getiri sağlayan tarım ve turizm gibi alanlara yönelik kararlar almalı ve uygulamalarını bu alanlara yönendirmelidirler. Anahtar Kelimeler: Ticari Dışa Açıklık, Ekonomik Büyüme, Gambiya Ekonomisi, Otoregresif dağıtılmış gecikme (ARDL) modeli, Doğrusal Olmayan Gecikmesi Dağıtılmış Oto Regresif Model (NARDL) modeli.

Time–cost–quality trade-off problems using evolutionary algorithms

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2014 Diğer
Büyük ölçekli inşaat projelerini üstlenen ana yükleniciler, projeyi belirli iş paketlerine ayırırlar. Belirledikleri iş paketlerinin yapımı için alt yüklenicilik hizmetinden faydalanma yolunu tercih ederler. Alt yüklenicilik hizmeti alacakları firmaları belirlerken, ana yükleniciler öncelikli olarak firmaların uzmanlık alanını gözetirler. İnşaat projelerinin çok taraflı yapıda proje gerçekleştirilirken çeşitli çatışmalar ve probleme neden olur. Bunların başında da ana yüklenici firmanın iş paketleri için doğru alt yüklenicileri seçmesi gelir. İş paketleri için uygun alt yüklenicilerin seçilmemiş olmaması, projenin sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlanamamasına yol açar. Ana yüklenici, alt yüklenicilerin ürettikleri işlerin sözleşme koşullarına uygun olmasını temin etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, alt yüklenicilik hizmeti alınacak firmalar belirlenirken firmanın performansını doğru değerlendirebilecek ölçüm modellerine ihtiyaç vardır. Ana yükleniciler, birlikte çalışacakları alt yüklenicileri belirlerken bu firmaların uzmanlık alanlarına göre yapımını gerçekleştirebilecekleri iş paketleri için teklif isterler. Alınan teklifler, zaman ve maliyet açısından incelenir. Ana yüklenici, iş paketi için teklif edilen zaman ve maliyet değerinden kendi açısından uygun olanını belirleyerek; teklif sahibi firmayı alt yüklenici olarak belirler. Bu seçimde zaman ve maliyet kriterleri kilit rol üstlenmektedirler. Ancak, inşaat projelerinde zaman, maliyet kriterleri kadar önemli olan kalite kriteri, bu seçimde göz ardı edilmektedir. Alt yüklenici hizmeti alınacak firmalar belirlenirken kalite kriterinin göz ardı edilmesi çoğunlukla uygun olan adayların belirlememesine neden olur. Bu nedenle, ana yükleniciler birlikte çalışacakları alt yüklenici adaylarını belirlerken projenin sözleşme koşullarına uygun zaman, maliyet ve kalitede tamamlanabilmesini sağlayacak firmaları iş paketleri için seçmelidirler. İnşaat sektöründe alt yüklenici seçimi, en düşük teklif fiyatı üzerinden yapılmaktadır. Seçimin sadece maliyet kriteri üzerinden gerçekleştirilmesi; çeşitli imalat hataları ve yeniden yapımlara neden olarak işin toplam maliyetinin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, işverene karşı projenin belirlenen zaman ve maliyette ve istenilen kalite standardına uygun olarak tamamlanması ile sözleşme kapsamında sorumlu olan ana yüklenici birlikte çalışacağı alt yüklenici adaylarını belirlerken firmaların yapım performansını doğru değerlendirmelidir. Literatürde, son on yıldır inşaat projelerinin zaman-maliyet-kalite kriterleri açısından performansını değerlendiren birçok çalışma bulunmaktadır. Ancak, birçok ana yüklenicinin üstlendikleri projelerin büyük bir kısmını alt yüklenicilik hizmeti ile gerçekleştirdiği bilinmektedir. Ana yüklenicilerin, hizmetinden faydalanacağı alt yüklenici adayını belirlerken kullanabileceği çok kriterli modellere ait yapılan çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Bu nedenle, bu tezin amacı ana yüklenicilerin birlikte çalı

TiN/TiCN/TiC ince film sentezlenmesi ve yapısal –mekanik ve biyouyumluluk özelliklerinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Makine Mühendisliği Bilim Dalı
Bu çalışmada kapalı alan dengesiz manyetik alanda sıçratma (CFUBMS) yöntemi kullanılarak, ticari saf titanyum (Cp-Ti) ve Ti6Al4V taban malzemelerinin yüzeyinde çok katmanlı TİN/TİCN/TİC ince film büyütülmüştür ve kaplamanın yapısal, mekanik, korozyon ve biyouyumluluk özellikleri incelenmiştir. Kaplamaların mikro yapı ve kompozisyon analizleri taramalı elektron mikroskobu (SEM), enerji dağılımı X-Ray spektrometresi (EDS), X-Ray difraksiyonu (XRD) ve X-ışını fotoelektron spektroskopisi (XPS) ile incelenmiştir. Ayrıca kaplamanın mekanik özelliklerini belirlemek için nano-sertlik ve çizik deneyleri kullanılmıştır. Kaplamaların biyouyumluluk özellikleri in-vitro testleri ile incelenmiştir. İn-vitro testinde numuneler SBF (yapay vücut sıvısı) çözeltisi içerisinde 7-14-21 gün süre ile bekletme testine tabi tutulmuştur ve bekletme süresine bağlı olarak kaplama yüzeyinde hidroksiapatit oluştuğu gözlenmiştir. Bu da manyetik alanda sıçratma yöntemi ile büyütülen TiN/TiCN/TiC kaplamaların biyouyumlu olduğunu göstermektedir. Korozyon testleri ise tuzlu su, yapay tükürük ve SBF içerisinde olmak üzere üç farklı ortamda gerçekleştirilmiştir. Bu testler sonucunda TiN/TiCN/TiC kaplanmış numunelerin korozyon direncinin Cp-Titanyum ve Ti6Al4V taban malzemelerin korozyon direncinden daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.

TinyOS uygulamaları için bir model-güdümlü gidiş-dönüş mühendisliği yöntemi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Bilgi Teknolojileri Bilim Dalı
Bu tezde Kablosuz Duyarga Ağları'nda (WSN) sıklıkla kullanılan TinyOS işletim sistemi üzerinde çalışacak uygulamaların model-güdümlü geliştirilmesini sağlayan ve mevcut yazılım kodlarından yazılım modellerinin geri elde edilebildiği bütünleşik bir gidiş-dönüş mühendisliği yöntemi geliştirilmiştir. Yöntemin ilk kısmı DSML4TinyOS isimli bir alana-özgü modelleme dilinin kullanılması ile TinyOS uygulamalarının model-güdümlü mühendisliğini (MDE) sağlamaktadır. Yöntemin ikinci kısmında RE4TinyOS adı verilen bir ortamda bir TinyOS uygulamasına ait mevcut yazılım kodları üzerinde tersine mühendislik işletilerek bu kodlara karşılık gelen yazılım modelleri herhangi bir kullanıcı müdahalesi gerektirmeden geri kazanılabilmekte ve yine bu modeller üzerinde DSML4TinyOS dilinin sunduğu görsel modelleme ortamında çalışılabilmektedir. TinyOS GitHub'ta dağıtımı yapılan uygulamalar göz önünde bulundurularak önerilen yöntemin ve içerdiği araçların bir değerlendirmesi yapılmıştır. Sadece DSML4TinyOS ile modelleme yapılarak gerekli yazılımların Module kısımlarının ortalama %48'inin, Configuration kısımlarının ise %100'ünün otomatik elde edildiği belirlenmiştir. GitHub'taki hazır kodlar RE4TinyOS platformuna girdi olarak verildiğinde de bu programların tüm ana kısımlarına ait görsel modellerin başarıyla geri elde edilebildiği ve DSML4TinyOS ortamında bu modellerin sorunsuz bir şekilde işlenebildiği gözlenmiştir.

Tiroid hormonları ve türevlerinin model membranlar ile etkileşimlerinin spektroskopik ve kalorimetrik teknikler ile incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2022 Genel Fizik Bilim Dalı
Tiroksin (T4) ve triiodotironin (T3), tiroid bezi tarafından sentezlenen, depolanan ve salgılanan, büyüme ve gelişme gibi çeşitli metabolik süreçleri düzenlemekten sorumlu tiroid hormonlarıdır. Levotiroksin (L-T4) ve liyotironin (L-T3), tiroid hormon eksikliğini (hipotiroidizm) tedavi etmek için kullanılan sentetik tiroid hormonlarıdır. Bu hormonların, fosfolipitler ve sfingolipitler gibi çok önemli biyolojik membran bileşenleri ile etkileşimleri, membranların konformasyonel ve dinamik özellikleri üzerinde büyük öneme sahiptir. Biyolojik membranlar birden fazla bileşenli karmaşık bir yapıda oldukları için bileşenleri ve konsantrasyonları değiştirilebilen model membranlarla çalışmak, biyolojik membranların yapısal mekanizmalarını anlamada önem kazanır. Bu tez çalışmasında, L-T4 ve L-T3'ün fosfolipit ve sfingolipit içeren model membranlarla biyofiziksel etkileşimleri, FTIR ve DSC teknikleri kullanılarak ve ayrıca sıcaklığa ve konsantrasyona bağlı olarak, lipitlerin faz geçişi, düzeni ve dinamiği gibi yapısal ve faz geçiş sıcaklığı, entalpi ve yarı yükseklikteki genişlik gibi termodinamik değişimler dikkate alınarak incelenmiştir. Bu çalışma ayrıca, biyolojik membranlara benzer olarak kullanılan, fosfolipit ve sfingolipitlerden elde edilen model membranların biyoaktif moleküllerle moleküler düzeyde etkileşimlerinin anlaşılmasında deneysel çalışmaları destekleyici ve yol gösterici role sahiptir. Bu çalışmanın sonuçları, L-T4 ve L-T3'ün biyolojik membranlardaki etki mekanizmasının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur.

Tiyofen sübstitüe yeni hidrazid-hidrazon bileşiklerinin sentezi, karakterizasyonu ve antimikrobiyal aktivitelerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Organik Kimya Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında, tiyofen sübstitüe 14 adet yeni hidrazid-hidrazon türevi bileşik (3a-3n) başarıyla sentezlenmiştir. Ayrıca, (3a-3n)'nin indirgenme reaksiyonu ile tiyofen sübstitüe 13 adet yeni hidrazid türevi (4a-4n) iyi verimlerle elde edilmiştir. Sentezlenen bütün bileşikler UV-görünür bölge, FTIR, 1H ve 13C NMR spektroskopik teknikleri kullanılarak karakterize edilmiştir. (3f)'nin kimyasal yapısı tek kristal X-ışını kırınım yöntemi ile doğrulanmıştır. Aynı zamanda, (3a-3n) ve (4a-4n) bileşiklerinin beşer adet Gram (+) ve Gram (-) bakteri ve 2 adet maya (Candida) türüne karşı antimikrobiyal aktivite taraması yapılmıştır. Antimikrobiyal aktivite testlerinden elde edilen sonuçlar, incelenen bileşiklerin test edilen mikroorganizmalara karşı orta ve iyi derecede aktif, hafif aktif veya aktif olmadığını göstermektedir.

Togo gençliğinin geleceğe bakış algısı: Lome şehrinde okuyan üniversite gençliği üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Dünya nüfusu içerisinde önemli bir orana sahip olan genç nüfus, toplumsal yaşam üzerindeki potansiyel etkileri sebebiyle günümüzde önemli bir konum teşkil etmektedir. Bu durum, genç nüfusu kendisine konu edinen çeşitli çalışmaları beraberinde getirmiş ve bunların giderek önem kazanmasını sağlamıştır. Bu alanda gerçekleştirilen çalışmalar özellikle gelişmiş ülkelerdeki genç nüfusun yaşam koşullarını geliştirmeye odaklanmaktadır. Ancak gelişmekte olan ülkelerde var olan problemlerin, gençlerin kişisel gelişimleri üzerindeki olumsuz etkileri de günümüzde ortaya çıkan önemli toplumsal problemlerden biri haline gelmiştir. Gelişmekte olan ülkelerden birisi olan ve bu tez çalışması kapsamında örnek olarak incelenen Togo'da da genç nüfusun karşı karşıya kaldığı çeşitli problemler söz konusudur. Togolu genç nüfus destek eksikliği, kalıcı ve iyi ücretli bir iş bulma mücadelesi gibi birçok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle, genellikle genç nüfusun özerk ve bağımsız bir yaşama başlamaları uzun bir zaman alabilmektedir. Bu sebeple genç nüfusun yaşadığı problemleri ortaya çıkarabilmek ve neler yapılabileceğine ilişkin çözüm önerileri getirebilmek adına gerçekleştirilecek olan çalışmalar son derece önem kazanmaktadır. Bu temelden hareketle tez çalışmasında, Togo'daki gençlerin kendi geleceklerine ilişkin bakış açıları ile içinde bulundukları toplumun geleceğine ilişkin bakış açılarının ne olduğu ve geleceğe ilişkin algıları incelenmiştir. Nicel bir yaklaşım ile tasarlanan bu çalışma 381 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilen bu araştırmada eğitim, yaşam memnuniyeti, istihdam, dinin önemi, evlilik gibi gençlerin yaşamlarıyla ve gelecekleriyle ilgili çeşitli konular hakkındaki görüşleri toplanmıştır. Araştırma sonucunda, Lomé'li gençlerin kişisel gelecekleri konusunda ülkelerinin geleceğinden biraz daha iyimser bir bakış açısına sahip oldukları bulunmuştur.

Tolstoy'da anlam arayışı ve din ilişkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Din Psikolojisi Bilim Dalı
Hayat ve ölüm meselesi Lev Tolstoy'u en çok ilgilendiren konulardan olduğu için her ikisini de anlamlandırmaya çalıştığı çetin yolculuğunda din ve ahlakın çok önemli olduğu kanaatine ulaştığı bilinmektedir. İntihar etmek üzere iken Tanrı sevgisini sıradan hayat sürdüren köylü insanından görmüş ve umutlanmıştır. Onlardan biri olmak için ruhunu ve vicdanını sızlatan, çelişkiye sürükleyen ve acı veren aristokratik hayattan; ahlaksızlığı, savaşı, kötülüğü ve anlamsız hayat tarzını onaylayan devlet ve Kiliseden vazgeçmiştir. Kendisine huzur verdiğini düşündüğü aile hayatı da istediği mutluluğu verememiştir. Sıkıntı ve acı dolu hayat sürdürdüğü dönemlerde, kim ve ne için yazdığını anlamlandıramayan sanatından da vazgeçmek üzere olan Tolstoy, anlam arayışında dinin ve inancın olumlu katkısından dolayı sanatını farklı yöne çevirerek, ahlak, iyilik, sevgi, yaşam gibi insanın yüce değerlerini ele almıştır. Hem hayatı hem de nihai sonuç olarak gördüğü ölümü anlamlaştırmada sanatının önemi büyüktür. Sanatın da ahlaksızlıktan kurtularak, din kadar insanları iyiliğe, acılardan kurtulmaya ve mutlu olmaya davet etmesi gerektiği sonucuna ulaşan Tolstoy, hayatının olgunluğa ulaştığı dönemi itibarı ile Tanrı'ya hizmet yolu ile insanlığa hizmet etmeye gayret göstermiştir. Bu tez çalışmasında Tolstoy'un hayatı ve eserleri hakkında detaylı bilgi sunulmaya çalışıldı. Ardından da onun anlam arayışına giriş nedenleri, sanata bakışı, din ilgisi, ahlak, sevgi, iyilik kavramlarını açıklayış tarzına değinildi. Hem sanatsal hem de akademik tarzda ele aldığı eser ve çalışmaları dikkatlice araştırılarak, tezin konusuna ilişkin düşünce ve öğretileri betimleyici bir tarzda ele alındı. Sonunda da onun dönüşümü, din psikolojisi açısından değerlendirilerek tespit ve görüşler ortaya koyuldu. Anahtar Kelimeler: Tolstoy; anlam arayışı; din; sanat; ahlak; psikoloji.

TOMM40 genindeki (rs1160985 ve rs157581) polimorfizmi ve alzheimer hastalığıyla ilişkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
İlerleyici bilişsel zayıflama ile karakterize nörodejenaratif bir hastalık olan Alzheimer hastalığı (AH), populasyon yaşlandıkça yaygınlaşmaktadır. Mitokondriyal fonksiyon bozukluğu geç başlangıçlı Alzheimer hastalığı (GBAH) patogenezinin erken işaretlerinden biridir. GBAH' da mitokondriyal fonksiyon bozukluğu için ilgi çeken aday genlerden biri dış mitokondriyal membran translokaz 40 homolog (TOMM40) genidir. Mitokondriyal proteinlerin büyük çoğunluğu nükleer genler tarafından kodlanır ve daha sonra organellere taşınır. TOM kompleksi tüm mitokondri proteinlerinin membranlar arası boşluğa taşınmasını sağlar ve ayrıca proteinlerin dış membrana girişini sağlayan TOM40 genel geçiş porunu şekillendirerek TOM kompleksinin ana bileşenini oluşturmaktadır. Yapılan son çalışmalarda Alzheimer hastası insanların beyinlerindeki amiloid öncü proteinlerinin (APP), TOM40 geçiş kanallarında biriktiği ve bu sebeple nükleusta kodlanan çeşitli proteinlerin mitokondriye girişini engellediği rapor edilmiştir. Ayrıca TOM40 genindeki bir varyant AH başlangıç yaşı ile ilişkilidir. TOMM40 genindeki birçok tek nükleotid polimorfizmlerinin (SNPs) GBAH yatkınlığını etkilediği gösterilmiştir. Bu tezde, 38 hasta ve 100 sağlıklı bireyden oluşan Türk populasyonunda AH ve TOMM40 polimorfizmleri rs1160985 ve rs157581 arasındaki ilişki çalışılmıştır. Çalışma sonunda TOMM40 genindeki rs1160985 polimorfizmi için T minör aleli heterozigot C/T pozisyonunda hastalarda sağlıklı kontrollere oranla yüksek bulunmuştur, fakat elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı değildir (OR:1.19, P=0.553). TOMM40 polimorfizmi rs157581, genotip ve alel sıklıkları açısından hasta ve kontrollerde karşılaştırılmış fakat anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (OR: 0.75, P=0.432).

Topikal psoriazis tedavisi için nano boyutlu ilaç taşıyıcı sistemlerin geliştirilmesi ve in vitro modeller ile değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Psoriazis; genetik, çevresel, immünolojik faktörlere bağlı gelişen ve deride keratinositlerin çoğalmasına yol açan, enflamasyonlu kronik bir hastalıktır. Topikal tedavi, ilk seçenek olarak genellikle hastalığın lokalize formunun tedavisinde tercih edilmekle birlikte, konvansiyonel dozaj formlarının yetersiz kalabilmesi yeni ilaç taşıyıcı sistemlerin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Son yıllarda, topikal tedavide etkin maddelerin, özellikle aşırı lipofilik moleküllerin, derinin daha derin tabakalarına taşınmasını sağlamak üzere bileşimlerinde yüksek oranda etanol ve kenar aktivatörü içeren transetozom olarak isimlendirilen nano boyutlu veziküller geliştirilmiştir. Tez çalışmasında; antipsoriatik etkin maddelerden tazaroten ve takrolimusun transetozomların geliştirilmesine yönelik; farklı tip kenar aktivatörleri ve farklı oranlarda fosfolipit kullanılarak formülasyon optimizasyon çalışmaları yürütüldü. Elde edilen verilere dayanarak seçilen transetozom formülasyonları; vezikül boyutu, polidispersite indeksi ve fiziksel kararlılığı, zeta potansiyel değeri, enkapsülasyon etkinliği ile morfolojik özellikleri açısından karakterize edildi. Seçilen transetozom formülasyonlarından tazaroten ve takrolimusun deriye penetrasyonu bantla soyma tekniği kullanılarak kontrol formülasyonları ile karşılaştırmalı olarak kantitatif değerlendirildi. Transetozomların bileşenlerinin deri üzerindeki etkileri, stratum corneum tabakasındaki yapısal değişiklikler olarak ATR-FTIR spektroskopisi ile incelendi. Lipofilik özellikteki model bir fluoresan madde ile yüklenen transetozom formülasyonlarından fluoresan boyanın derinin hedef tabakalarındaki lokalizasyonu konfokal mikroskop analizleri ile görüntülendi. Ayrıca, optimum transetozom formülasyonlarının sitotoksitesi hücre kültürü çalışmaları ile değerlendirildi. Sonuç olarak; transetozom formülasyonlarının tazaroten ve takrolimusun in vitro koşullarda derinin canlı epidermis ve dermis tabakalarına ulaşmasını sağladığı ve hedef tabakalarındaki lokalizasyonunu arttırdığı bantla soyma tekniği ile kantitatif olarak saptanmış ve konfokal mikroskop analizleri ile görüntülenmiştir. Böylece, topikal psoriazis tedavisine yönelik tazaroten ve takrolimusun nano boyutlu transetozom tipi veziküler ilaç taşıyıcı sisteminin konvansiyonel formülasyonlara alternatif teşkil etme potansiyelinin bulunduğu gösterilmiştir.

Toplam kalite yönetiminin sürdürülebilirliğe etkisi :Filistin'de inşaat projeleri üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Son zamanlarda, hem işletme sahiplerine hem de müşterilere hizmet verecek sektörler geliştirmek amacıyla TKY'nin önemi birçok sektörde artmıştır. İnşaat sektöründeki, hızlı nüfus artışı ve kullanıcı ihtiyaçlarının artması ile birlikte, inşaat projelerini daha da geliştirmek ve ihtiyaçları karşılamak amacıyla kaliteyi artırmak için bir sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, Filistin'de inşaat projelerinin kalitesini artırmak için TKY'nin inşaat projelerinde sürdürülebilirlik üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırma anket yöntemiyle gerçekleştirilmiş ve bu ankete toplam 205 kişi katılmıştır. Projede üç bölüme ayrılmış toplam 52 maddeden oluşan anketler bulunmaktadır bunlar; kişisel bilgi bölümü, TKY ilkeleri bölümü ve mevcut durum için tanımlayıcı sorular bölümüdür. Çalışmanın bulguları, TKY ile sürdürülebilirlik arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, inşaatta TKY kullanımı için test edilen TKY ilkeleri arasında önemli bir ilişki bulunmuştur (bkz. Üst yönetim taahhüdü, Üst yönetim katılımı, Birincil müşteri odaklılığı, İyi gelişmiş planlama, Katılımcı yönetim tarzı, TKY'ye bulunulan katkılar için ödüller, Tüm alan operasyonlarında uygulanan TKY'ler ve TKY'de Eğitim Görmüş İşçiler). Anahtar Kelimeler: Total Kalite Yönetimi, Sürdürülebilirlik.