Thesis Search




SEARCH RESULTS

Türk Romanında Bosna ve Boşnaklar (1970-2010)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Türk edebiyatında Batılılaşmayla birlikte görülen roman türü Tanzimat Devri'nde başlamış, Servet-i Fünûn'la birlikte Avrupaî seviyesine ulaşmıştır. Millî Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nda roman türünde başarılı eserler ortaya konulmuştur. Bu çalışmada, 1970 ile 2010 yılları arasında yayımlanan roman türündeki eserler üzerinden Bosna-Hersek ve Boşnakların Türk romanına yansıması incelenmiştir. Giriş kısmı hariç, iki bölümden oluşan bu tezde; Bosna tarihi, Bosna'nın Fethi; Bosna'nın Osmanlı, Avusturya ve Yugoslavya dönemlerindeki idare ediliş şekli; Doksanüç Harbi, göç ve göçmenler, Rusya ve Avusturya'nın Bosna politikası, Bosna Savaşı, Bosna coğrafyası, Boşnakların farklı etnik ve dinî gruplarla ilişkisi, Boşnak kimliğinin oluşumu, Boşnak kahramanlar, Boşnakların dili, dini ve kültürü gibi konuların 1970 ile 2010 yılları arasındaki basılı romanlarda ele alınış ortaya konulmuştur. Diğer bir deyişle, işbu tezde Bosna-Hersek'in siyasî, dinî, iktisadî ve kültürel hayatının Türk romanına yansıyış şekli değerlendirilmeye çalışılmıştır. Türk Edebiyatı'nda Bosna'dan bahsedilen romanlarda genel itibariyle kaybedilen vatan ve göç temaları öne çıkartılır. Türk romancıları için Bosna; kaybedilen vatan topraklarıdır, Avusturya, Rusya'nın yanında Sırp ve Hırvat baskısı-zulmü sebebiyle göç eden yüz binlerce Müslüman'dır. Bosna'dan bahsedilirken Osmanlı'nın bölgeden çekilmesi, emperyalist güçlerin ve milliyetçilik akımının Balkanlardaki huzur ve barışı ortadan kaldırmasının yanında Panslavizm ve komitacılık faaliyetlerine de değinilir. Romanlarda, Boşnakların tarihine, coğrafyasına, kökenine, kültürüne ve hayat tarzına dair bilgiler verilmiştir. Tezin ana ve ara başlıklarında geçen konular; Bosna tarihinin dönemleri, Boşnakların sosyal, kültürel ve siyasî hayatı ile yazarların bakış açısını da içine alacak şekilde tasnif edilip incelenmiştir. Yazarların Bosna'nın dili, kültürü ve tarihine dair yazdıklarının gerçek hayatla ilişkisi ve yazılanların hangi zihniyetten hareketle kaleme alındığı gösterilmeye çalışılmıştır. Böylece, Bosna-Hersek ve Boşnakların Türk romanın bu evresine yansıma şekli ortaya konulmaya gayret edilmiştir.

Türk romanında Endülüs

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
İslam orduları tarafından Endülüs'ün fethi ile başlayan ve yıkılışına kadar yaşanan olaylar ilmî ve edebi yönden araştırmalara konu olmuştur. Endülüs medeniyeti ve eserleri tarih kitaplarında ve edebi eserlerde yerini almıştır. Endülüs alimleri ve bilim adamlarının insalığa bıraktığı, çalışmalar, kültür eserleri her zaman merak unsuru olmuştur. Türk edebiyatında Endülüs, ilk olarak Tanzimat dönemi eserlerinde konu olarak işlenmeye başlamıştır. Türk edebiyatçılar tarafından Endülüs imajının tema olarak işlendiği romanlar genel olarak, Endülüsün fethi ve yıkılışını anlatmaktadır. Türk romanında Endülüs imajı araştırmamızda, romanların edebi incelemeleri ve gerçek tarih ile benzerliklerini konu başlıkları ile belirtirmiştir. Anahtar Kelimeler: Endülüs, Türk Edebiyatı, Türk Romanı, Fetih, Medeniyet, Çöküş.

Türk soylulara Türkçe öğretimi kapsamında altın köprü kitabının değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Yabancılara Türkçe Öğretimi Bilim Dalı
Yabancılara Türkçe öğretimi gün geçtikçe önem kazanan bir olgu hâline gelmiştir. Türk soylulara Türkçe öğretimi de bu duruma parelel bir gidişat göstermektedir. Yabancılara Türkçe öğretimi hem yabancılar hem de Türk soylular için Türkçenin dört temel alanını (okuma, yazma, dinleme ve konuşma) öğretmeye dayanmaktadır. Türk soylulara Türkçe öğretimi, ortak kökten gelmeleri nedeniyle genel olarak yabancılara öğretilen Türkçe öğretiminden farklı bir şekilde ele alınmaktadır. Çünkü yabancı dil öğretiminde dillerin köken, yapı ve söz varlığı bakımından benzer ya da farklı noktalardaki özellikleri dil öğretimini etkileyen hususlardandır. Yabancılara Türkçe öğretiminde en önemli ögeler, öğretim materyalleridir. Bu materyaller içindeki en temel materyal de dil öğretimi için hazırlanan ders kitaplarından oluşan öğretim setleridir. Bu çalışmada Türk soylulara Türkçe öğretimi kapsamında 2018 yılında Kırgızistan'daki Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi öğretim elemanlarınca hazırlanan Altın Köprü Türkçe Öğretimi Ders Kitapları Türk dünyası ortak kültürel unsurları açısından inceleme konusu edilmiştir. Çalışmada öncelikle Altın Köprü setinin A1, A2, B1, B2, C1 düzeyindeki kitapları tema, ünite ve etkinlik bakımından incelenmiştir. Daha sonra kitaplarda geçen Türk dünyası ortak kültürel unsurları belirlenmiştir. Araştırmanın sonucuna göre Altın Köprü setinin Türk dünyası ortak kültürel ögeler bakımından zengin unsurlar barındırdığı söylenebilir.

Türk şirketlerinin gelişmekte olan ülkelere giriş şekilleri: Rusya örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
Türk şirketlerinin yurt dışında yaptıkları yatırımların gitgide artması, gelişmekte olan ülke dış yatırımları açısından incelemeye değer bir örneği teşkil etmesine neden olmuştur. Ülkenin ortaya çıkardığı çok uluslu şirketler ve yurt dışına yatırım yapan şirketlerin gelişmekte olan ülkelere yatırım yaparken, pazara giriş şekli seçimini etkileyen değişkenler bu çalışmada belirlenmeye çalışılmıştır. Örneklem olarak Rusya'ya yatırım yapan Türk şirketleri seçilmiştir.

Türk Vakıflar Hukuku ve Filistin Vakıflar Hukuku bağlamında filistin'deki vakıfların mevcut hukuki durumuna ilişkin mukayeseli bir bakış

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Filistin'deki vakıflar durumu ilk bakışta oldukça karmaşık ve kafa karıştırıcı görünebilmektedir. Bu nedenle bu çalışmanın birinci bölümünde Türk Vakıflar Hukuku ve Filistin Vakıflar Hukuku Bağlamında Filistin'deki vakıfların mahiyeti, gelişim tarihi, önemlisi, hacmi ve kanuni statüsünü açıklamaya çalışılmıştır. Ardından Filistin'deki Osmanlı unutulmaz eserlerine göz atmak amacıyla Osmanlı'nın Filistin'de kurduğu vakıfların en büyük ve en önemlisi olan Kudüs Haseki Sultan Vakfiyesi ele alınmıştır. Geçmişi günümüze bağlamak için Kudüs Haseki Sultan Vakfiyesinden bahsedildikten sonra Kudüs Haseki Sultanı vakfının hâlihazırdaki durumundan bahsedilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümü ise uygulamada vakıf uyuşmazlıkları ve çözüm yollarına tahsis edilmiştir. Filistin'de vakfın kurulması, şartları, yönetimi, işletilmesine ilişkin uyuşmazlıkları ile ilgilenen yetkili yargı merciini tanımak için Filistin yargı teşkilatına değinilmiştir. Ardından, vakıf uyuşmazlıklarına ilişkin birkaç mahkeme kararı ele alınmıştır. Son olarak İsrail, birçok vakıf arazisini müsadere etmiştir ve üzerine yerleşim birimleri inşa etmiştir. Dolayısıyla Bu çalışmada da İsrail'in vakıfların arazilerini ele geçirme yollarından bahsedildikten sonra müsadere edilen vakıf arazilerini meşru sahiplerine iade etme yollarına değinilmiştir.

Türk ve Afgan hukukunda anonim şirketin organizasyonu ve yönetimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Devletler Özel Hukuku Bilim Dalı
Anonim şirketler ticaret şirketlerinden biridir, bundan dolayı anonim şirketler ticaret şirketlerine ait Özellikleri göstermektedir. Anonim şirket tüzel kişiliğe sahiptir. Anonim şirketin tüzel kişilik kazanması için ticaret siciline kaydedilmesi gerekmektedir. Türk ve Afgan Hukuku arasından küçük farklar olmasına rağmen, anonim şirketler açısından genel olarak benzer yönler bulunmaktadır. Anonim şirketlerde kurucular veya şirketin ortakları ticari işlemleri yapmazlar. Anonim şirket işlerini organları ile gerçekleştirmektedir. Türk Ticaret Kanunu bakımından anonim şirketin zorunlu organları genel kurul ve yönetim kuruludur. Afgan Ticaret Kanunu uyarınca anonim şirketin organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. Genel kurul iki hukuki sisteme göre de olağan ve olağanüstü genel kurul olarak toplanmaktadır. Genel kurul pay sahiplerinden oluşmaktadır. Genel kurul belli zamanlarda toplantı yaparak karar almaktadır. Genel kurul daimi bir organ değildir. Ayrıca genel kurul, şirketin günlük işlerini yapması için yönetim kurulunu seçme görevini üstlenmektedir. Yönetim kurulu icrai ve daimi bir organdır. Yönetim kurulu şirketin temsilcisidir. Bununla birlikte, yönetim kurulu TTK'ya göre birden fazla kişiyle kurulabilir. Afgan Ticaret Kanunu bakımından yönetim kurulu en az üç üyeden kurulmaktadır. Yönetim kurulu ise şirketin memurlarını ve işçilerini atamaktadır. Yönetim kurulu şirket tarafından gerekli olan toplantılara katılabilir. Bu çalışmada şirketi yönetimi geniş anlamda kullanılmış olup, organizasonunu kapsamaktadır ve açıklamalarımız bu esas üzerine olacaktır.

Türk ve Afganistan hukuklarında ticari işlerde faiz

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Bu çalışmada, ticari işlerde çok yaygın olan bir konu olarak faiz, Afganistan ve Türk mevzuatında karşılıklı olarak incelenmektedir. Bu amaçla, öncelikle faizin ne olduğunun anlaşılması için, faiz hakkında genel bilgi verilmektedir. Faizin tarihsel gelişimi de çalışmanın bu kısmında ele alınmaktadır. Sonraki bölümlerde ise Türk ve Afganistan mevzuatında ticari işlerde faiz konusunun, ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesi için, her iki ülkenin hukukunda faizle ilgili düzenlemeler açıklanmaktadır. Özellikle ticari işlerde faizin özellikleri, faizin oranı, faizin türleri ve benzer konular, iki ülkenin mevzuatında incelenmektedir. Böylece, çalışmamızda, Türk ve Afganistan mevzuatında, ticari işlerde faizin nasıl olduğu ve bu iki ülkenin konuyla ilgili düzenlemelerinde ne kadar benzerlikler ve farklılıklar bulunduğu kısaca anlatılmaktadır.

Türk ve Arap edebiyatında Endülüs karşılaştırmalı inceleme (1875-1940)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Türk ve Arap Edebiyatında Endülüs; Karşılaştırmalı İnceleme (1875-1940) adlı araştırmamızda karşılaştırmalı edebiyat bilimi kapsamında yer alan müşterek konu incelemesi yöntemi çerçevesinde Türk ve Arap edebiyatında Endülüs teması incelenmiştir. Giriş bölümünde tezin konusu ve amacı belirtilmiş, çalışmada takip edilen yöntem açıklanmıştır. Çalışmamız dört bölümden oluşmaktadır. Endülüs'e Genel Bir Bakış başlığını taşıyan birinci bölümde araştırmaya zemin teşkil etmesi bakımından bölgenin siyasi ve sosyo-kültürel tarihine ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Tezin ikinci bölümü Endülüs'ü İşleyen Yazarlar başlığını taşımaktadır. Bölümün konusunu eserlerini incelediğimiz yazarlar teşkil etmektedir. Üçüncü bölüm 1875 Yılına kadar Türk ve Arap Edebiyatında Endülüs adını taşımaktadır. Bu bölümde, 1875 yılına kadar Türk ve Arap edebiyatında Endülüs'ün yeri ve önemi ele alınmıştır. Tezin dördüncü ve son bölümü olan Tematik İnceleme ise tezin asıl bölümünü teşkil etmektedir. Bu bölümde (1875-1940) yılları arasında basılmış roman, piyes, hikâye ve manzum hikâye türünde yirmi üç eser, Müslümanların İspanya'yı Fethi, Müslümanların Endülüs'teki Egemenlik Dönemi ve Endülüs'ün Yıkılış Dönemi olmak üzere üç bölümde incelenmiştir. Her eser, kimliği ve özeti verildikten sonra muhteva, zaman, mekân ve şahıs kadrosu açısından tahlil edilmiştir. Bu üç alt bölümün her birinin sonunda karşılaştırma başlığı altında, bölümdeki eserler birçok yönden mukayese edilerek eserlerin ortak noktaları ve farklılıkları ortaya koyulmuştur.

Türk ve Arnavutluk hukukunda milletlerarası hakem kararlarının tanınması ve tenfizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Devletler Özel Hukuku Bilim Dalı
Tezimizin konusu, yabancı hakem kararlarının incelemesi olduğundan esas olarak yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi ele alınacaktır. Çalışmamızın amacı, öncelikle tahkim ile yabancı hakem kararı kavramlarını açıklamak ve milletlerarası tahkim sonucunda verilen yabancı hakem kararlarını tanıma ve tenfiz aşamasına değinilecektir. Arnavutluk'ta tahkim uygulaması çok yaygın ve gelişmiş olmadığı için Türk ve Arnavutluk hukukunda tahkim kurumu incelenecek ve özellikle yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi üzerinde durularak Arnavutluk hukuku bağlamında çözüm önerileri ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu açıdan iki farklı devletin mevzuatı ve uygulamasının ele alınması önem taşımaktadır. Türk Hukuku`nda yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin iki düzenleme mevcuttur: 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) ve 1958 Tarihli New York Sözleşmesi. Türkiye`de yabancı hakem kararları, temel olarak MÖHUK`un 60-63. maddelerindeki hükümlere göre tenfiz olunur. Günümüzde New York Sözleşmesi uluslararası hakem kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda en önemli düzenleme olduğu için New York Sözleşmesi uygulama alanı dışında kalan milli sayılmayan hakem kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi MÖHUK hükümlerinin uygulanması söz konusu olur. Bu sebeple tezimizde, özellikle hakem kararlarının tenfiz reddi sebeplerini düzenleyen New York Sözleşmesi'nin V. maddesinin hükümleri bilgi verilmiştir.

Türk ve Azerbaycan Hukukunda doğrudan yabancı yatırımlar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Devletler Özel Hukuku Bilim Dalı
Bu çalışma Türk ve Azerbaycan hukuk mevzuatında yabancı yatırımların yasal çerçevesinin belirlenmesi, yabancı yatırımlara dair mevzuat hükümlerinin karşılaştırılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma konusu 3 ana başlık çerçevesinde ele alınmış, öncelikle yabancı yatırım ve doğrudan yabancı yatırım kavramlarına dair doktrinde ve yasal belgelerde mevcut olan tanımlara değinilmiştir. Ardından doğrudan yabancı yatırımların korunması için mevcut olan mekanizmalar incelenmiş ve son olarak yatırımcılar için öngörülen kolaylıklara değinilmiştir. Türkiye ve Azerbaycan'ın süreklilik arz eden ve gittikçe güçlenen ticari ve ekonomik işbirliği içinde olmasına rağmen doğrudan yabancı yatırımlarla ilgili yasal mevzuat hükümlerinin karşılaştırılmasını konu edinen akademik çalışma sayısı azlık teşkil etmektedir. Bu nedenle çalışmanın, iki devlet arasındaki doğrudan yabancı yatırım ilişkilerinin hukuki boyutta ele alınması bakımından literatüre katkı sağlaması beklenmektedir.

Türk ve fars şiirinde yenileşme hareketlerine karşılaştırmalı bir bakış

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bilim Dalı
Bu çalışmanın çıkış noktası, on dokuzuncu asrın ortasından yirminci asrın ilk çeyreğine yakın olan bir zaman dilimine gelinene kadar Türkiye ve İran'ın Batılılaşma cereyanı bağlamında, modern Fars şiirinin oluşum sürecinde beslendiği başlıca kanallardan birisinin modern Türk şiiri oluşu fikridir. Çalışmada ele alınan verilerin başlıca membaı olan tarihsel münasebetler ve benzerlik gösteren modernleşme faaliyetleri birinci bölümde ele alınmıştır. İkinci bölümde Fars şiirine nazaran yarım asırdan daha uzun bir süre evvel Batılı şiir kaynakları ve çağdaş zihniyetle tanışan Türk şiirinin yenileşme evreleri Tanzimat ve Servet-i Fünûn devirleri olmak üzere ortaya konulmuştur. İran'da Meşrutiyet hareketinden önce ilk kıvılcımları ortaya çıkan ancak bu hareket neticesinde doruk noktasına ulaşan modern Fars şiiri ise Meşrutiyet öncesi ve Meşrutiyet devri olmak üzere çalışmanın üçüncü bölümünde ve iki devir olmak suretiyle ortaya konulmuştur. Çalışmanın dördüncü bölümünde önceki üç bölümün hazırladığı bir zeminde Türk şiirinin modernleşme devrinde yeni Fars şiirinin beslendiği başlıca kanallardan birisi olduğu fikrini pekiştirecek şiir örnekleri ve bu örneklerin bağı irdelenmiştir. Çalışmamızda Türk şiirinin 1860-1901 yılları ve Fars şiirinin 1906-1925 yıllarının ele alınmasının nedeni esasen tespit edilen tesir cereyanının bu devire ait olmasından ileri gelmektedir. Bu devirde İran'ın Batı ve Batılı zihniyete açılan kapısı olma özelliğini taşıyan Osmanlı İmparatorluğu ve bilhassa da İstanbul, sözü geçen edebi etkilenme bağlamında önemli bir rol oynamıştır. Türk şiirinin bahsi geçen züre zarfında Fars şiirinin modernleşmesine etki edişi meselesine dair elde edilen bilgilerin tümünü doğru ve sağlam bir temele oturtmanın ve esasen çalışmanın tetkik yönteminin başat şartı olan tarih şuuru bu tetkikte önemli bir yere sahiptir. Çalışmada ele alınan şiir cereyanı on sekizinci ve on dokuzuncu asır gibi buhranlı bir devre ayna tutma ve sosyal, siyasal ve kültürel şartların bir yankısı olma özelliğini taşır. Bu yönüyle de bu çalışma, bilhassa İslam sonrasına ait olan tarihsel sürecin hemen her devrinde teamül halinde olan Türkiye ve İran'ın Batılılaşma devrine ait ortak yarım asrına ayna tutma ve bu teamülün odağında şiir türünde oluşan tesir meselesini ortaya koyma gayesiyle hazırlanmıştır.

Türk ve Fransız Hukukunda vatandaşlığın kazanılması hallerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Özel Hukuk Bilim Dalı
Hukuk, zamanla gelişen bir bilimdir. Eski zamanlardan günümüze, insanlar kendilerini hep bir aileye, bir topluma ait olma ihtiyacını hisstemişlerdir. Bu yüzden, aile, toplum ve vatan gibi kavramlar yaratılmıştır. Vatandaşlık, ister gerçek bir kişi olsun isterse de tüzel kişi (şirketler, dernekler, gemi vb.) olsun belirli bir ulusa yasal bağlanma anlamına gelmektedir. Vatandaşlık kişiye siyasi, sivil ve mesleki görev ve haklar tanımaktadır. Uluslararası özel hukuk kuralları gerek Kara Avrupası ülkelerinde gerekse de Anglo-Sakson ülkelerinde yalnızca hukuk çatışmaları ve yargı çatışmaları ile ilgilidir. Örneğin, Kara Avrupası Hukuk sistemine tabi olan Türkiye, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde vatandaşlık yasası genelde anayasa hukuku yani kamu hukuku meselesidir ve birçok diğer ülkede de yabancının durumu kamu özgürlükleriyle oldukça yakından bağlantılıdır. Çifte vatandaşlık, iki ülke vatandaşlığına aynı anda sahip olma anlamına gelir ve genellikle bir avantaj olarak görülür. Bazı ülkelerde buna izin verilirken bazı ülkelerde ise çifte vatandaşlık yasaktır. Türk ve Fransız mevzuatlarında çifte vatandaşlığı engelleyen bir hüküm yoktur. Bu çalışmada, Türk ve Fransız Hukukunda vatandaşlığın kazanılması hallerinin karşılaştırılması konusuna yer verilmektedir. Bu çalışmanın yazımında, çoğunlukla 12.06.2009 tarihli 5901 sayılı Kanun ile Türk vatandaşlığını ve Fransız Medeni Kanununun Fransız uyrukluğunu kabul eden maddeleri (17 ila 33-2. Maddeler) dikkate alınmıştır. Fransız hukuku ve Türk hukuku uyarınca vatandaşlık kazanılmasına ilişkin mevzuat genel olarak benzerlik taşımaktadır. Bu düzenlemeler incelenirken iki hukuk arasındaki farklılıklara da değinilecektir.

Türk ve Hint dilleri atasözlerinin biçim ve kavram özellikleri bakımından karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Türk Dili Bilim Dalı
Bir binanın heykeltıraş tarafından yapılan dekoratif tasarımı gibi atasözü bir dili zenginleştirir ve güzelliğini arttırır. Bir grup insan belirli bir mesajı yıllarca ve nesillerce birlikte ifade etmek için kelimelerle ifade ederken, bu zarif, cilalı ve sanatsal ifade bir atasözü haline gelir. Her linguistik grup kendine özgü atasözlerinden övünebilir. Atasözleri kullanılmadığında, bir bildirinin tatlılığı veya bir durumun gücü algılanamaz. Genellikle atasözünün ortak kullanımda kısa bir cümle olduğu söylenir; bu ifade deneyim ya da gözlem yoluyla edinilen ifadedir. Taylor atasözünün tanımını birçok insanın bilgeliği ve birinin zekası olarak önerdi. Normalde bir eylemin nedenini veya bir durumla ilgili bir karar önermektedir (Taylor 1949: 902-905). Atasözünün yaygın kabul gören tanımlarından biridir. Bazı gösteriler atasözleri yardımıyla elde edilen çeşitli bilgilere insanlar tarafından sağlanmıştır. Aynı zamanda, bu ülkelerin yerlerini ve tarihsel, politik, dini ve manevi yönlerini kendileri ile yakından ilişkilendirerek, bir ülkenin farklı devletlerinin resimlerini veriyorlar. Atasözleri, bu nedenle, yerinin gerçek ithalatı için kendileri hakkında ifade ettikleri şeyleri kullanarak bir devlete erişmemize izin verir. Bu, belirli bir yer veya dil atasözlerinin karşılaştırmalı bir çalışmasının önemini ve faydasını gösterir. Günlük yaşamlarımızda, biz atasözü kullanırız ya da konuşmalarını etkili kılmak isteyen insanlardan duyuruz. Tartışmamızda bilinçli ya da bilinçsiz olarak atasözlerini kullandığımız için insanları ikna edebilir ve belirli bir durumla ilgili aklımda şüpheleri ortadan kaldırmak için atasözleri kullanabiliriz. Bazen atasözleri doğru bir şekilde kullanılamayabilir, ancak hala bu atasözlerini bilgi gereksiz olarak bırakamayız. Kısaca atasözleri sosyal hayatımızın bir parçası haline geldi ve bu atasözleri günlük yaşamdan ayrılamaz. Hem Türk hem de Hint edebiyatından geçtiği için, atasözlerinin edebi hayatta süslemeler gibi olduğu sonucuna varılabilir. Eğer Vedas, Upanishad ve tüm eski edebi miras kutsal alanların bilgi deposu olarak kabul edilirse, başka kaynaklara kıyasla insanların duygularını öğrenmenin en iyi yolu atasözüdür diyebiliriz. Dil ve edebiyat, bir ırkın veya bir ulusun medeniyetinin önemli bir noktadaki konumunu açıkladığından ve atasözleri onu tanımlamak için yaygın olarak düşünülür. Atasözleri, insan hayatının farklı alanlarında uzun deneyimler üzerine kuruludur; ortak düşünceler, sonuç olarak, özlü ve yaratıcı bir şekilde ifade edilen gözlem ve ifadelerdir. Bu çalışmada Atasözlerinin kökeni, atasözlerinin farklı biçimleri, Atasözlerinin bize herhangi bir kültürün alışkanlıklarını ve geleneklerini, normlarını ve yetiştiriciliğini, herhangi bir toplumun sosyo-politik durumunu ve kişisel görüşlerini nasıl sağladığı konusunda farklı konuları tartıştık. Bu çalışmada farklı dil ailelerinden gelen atasözleri Türkçeyle Hint Dilinde karşılaştırılarak, farklı dil ailelerine rağmen her iki dilin birbiri üzerinde çok

Türk ve Irak Ceza Kanunlarında cinsel saldırı suçu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2014 Diğer
Türk Ceza Kanununda ve Irak Ceza Kanunu'nda cinsel saldırı oluşturan eylemler suç olarak düzenlenerek cezalandırılmış olmakla birlikte, her iki kanunda gerek suçla korunan hukuki değer gerekse suçun düzenlenişi açısından farklılıklar bulunmaktadır. Cinsel saldırı suçu açısından Irak Ceza Kanunu'nu ile TCK'nun karşılaştırılmasından, Irak'ta ataerkil toplum yapısının Türkiye'dekinden çok daha ilerde ve yerleşmiş olduğunu, Irak Kanunlarının bu tür bir toplum yapısını ortadan kaldırmaktan ziyade, desteklediği anlaşılmaktadır.

Türk ve Irak hukukunda yasal önalım hakkının kullanılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Özel Hukuk Bilim Dalı
Yasal önalım hakkı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 732, 733 ve 734. maddelerinde düzenlenmiş olup, taşınmaz mülkiyetinin kanundan doğan kısıtlamalarından biridir. Irak Medeni Kanunu'nun 1128-1144 maddeleri arasında ise mülkiyet kazanma nedeni olarak düzenlenmektedir. Paylı mülkiyetten doğan yasal önalım hakkı kişilere eski tarihlerden beri tanınan haklardandir. Tarih boyunca bu hak yabancıların, paydaşlar, kabile ve aile arasına girmesine engel olmuştur. Çünkü, önalım hakkı paylı mülkiyet ilişkisindeki paydaşlardan birisinin, payını bu ilişkiye yabancı olan üçüncü bir kişiye satması halinde doğar. Bu durumda diğer paydaşlar önalım hakkı ile, satılan payı öncelikle satın alma hakkına haiz olurlar. Böylece, paydaşlar yabancı bir kişinin kendi aralarına girmesini engellemiş olurlar. İster Türk Hukukunda ister Irak Hukukunda, yasal önalım hakkının kullanılabilmesi önalım olayının gerçekleşmesi, önalım hakkının süresi içinde kullanılması ve yasal önalım hakkının dava yoluyla kullanılması gibi şartlara bağlıdır. Yapılan bu çalışma kapsamında; önalım kavramı her iki kanun açısından yasal önalım hakkının kullanılması için gereken şartlar ve yasal önalım hakkının kullanılmasının sonuçları ve sona ermesi gibi önemli başlıklar altında, her iki ülkedeki kanun maddeleri, doktrin ve yargı kararları ışığında ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Türk Hukukunda yasal önalım hakkı, Irak Hukukunda yasal önalım hakkı, önalım hakkının kullanılması, paylı mülkiyet.

Türk ve İran romanında meşrutiyete bakış: Sultan Hamit düşerken ve Korkunç Tahran romanlarına karşılaştırmalı bir yaklaşım

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
İnsanın düşünce tarzında var olan karşılaştırma, yöntemsel olarak karşılaştırmalı edebiyatın temelindedir. Karşılaştırmalı edebiyat, farklı kültürlerin edebiyatlarını araştırma ve tanıma, yabancı olanı öğrenme, ortak veya farklı yanlarını ortaya çıkarma gereksiniminden doğan bir bilimdir. Bu çalışmada da Türkiye ve İran'da birbirine yakın zamanlarda yaşanan Meşrutiyet dönemine değinerek, Nahit Sırrı Örik'in tarihi romanı Sultan Hamit Düşerken ve Murtaza Müşfik Kazimi'nin dönem romanı sayılan Tahran-i Mahuf'u (Korkunç Tahran) iki bölümde incelendikten sonra, bu eserleri yapı ve tema açısından benzer ve farklı yönlerini tespit etmeye çalışılmıştır. Meşrutiyet döneminde iki ülkede yaşanan olaylar benzerlikler göstermektedir. Bu neden ile iki eser incelenerek Meşrutiyet dönemini iki ülkenin sosyolojik ve siyasal yapısı hakkında da bilgi verilmektedir. Bu çalışma sonucunda, aynı dönemlerde fakat farklı toplumlarda yaşamış yazarların kaleme alınan bu eserlerde benzer ve farklı temalar bulunmaktadır. Aralarında göze çarpan birkaç farklılığın dışında, birbirleriyle örtüşen benzer özelliklerin olduğunu tespit etmek mümkündür. Farklı ülkelerde yaşayan yazarlar o dönemde neler yaşandığına dair bilgilerini romanda aktarmışlardır. Farklı yazarlar bu eserlerinde konuyu ele alış biçimleri ve kültürel katkıları aynı değildir. İki yazar da ara sıra diyalog kurma, mektup yazma ve geriye dönüş yöntemleri gibi teknikler kullanmışlardır. Benzer coğrafî, toplumsal ve ekonomik koşullara sahip toplumlarda devlet düzeni ve örgütlenişi, insanların geçim kaynakları, hayata bakış açıları ve yaşamda karşılaştıkları sorunların birbirine benzer olması kaçınılmazdır. Benzer toplumsal koşullarda yaşayan milletlerde bu benzerliklerin edebiyata da yansıması olağan bir durumdur. Söz konusu eserleri okura tanıtılmak amacıyla farklı bölümlerde inceledikten sonra üçüncü bölümde yapı ve tema açısından benzer ve farklı noktaları tespit edilmeye çalışılmıştır.

Türk ve İranlı tüketicilerin yeşil satın alma davranışlarına ilişkin karşılaştırmalı bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Pazarlama Bilim Dalı
Tüketicilerin çevre sorunlarının artışına paralel olarak gelecek konusunda endişelenmeleri ve bunu satın alma davranışlarına yansıtmaları işletmeleri çevreci politikalar ve stratejiler uygulamaya itmiştir. Bu bağlamda tüketici profilinin tanımlanmasına yönelik çalışmalar pazarlama literatüründe önemli bir konu haline gelmiştir. Literatürde yapılan inceleme sonucunda yeşil satın alma davranışına etkili çeşitli faktörler tespit edilmiştir. Tüketicilerin çevre sorunlarına yönelik tutumlarının ve yeşil ürün satın alma davranışlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi firmaların pazarlama faaliyetlerinde başarılı olmaları ve buna bağlı olarak rekabet üstünlüğü sağlama açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, Türk ve İranlı tüketicilerin yeşil ürün satın alma davranışları üzerine etkili yeşil satın alma davranış öncüllerini belirlemenin yanı sıra tüketicilerin yeşil satın alma davranış öncülerinin sosyo-demografik özellikleri itibariyle farklılıklarını saptamaktır. Aynı zamanda Türk ve İranlı tüketicilerin yeşil satın alma davranışlarının ve bu davranışları etkileyen faktörlerinin karşılaştırma değerlerini ele almaktadır. Araştırma sonuçları göstermektedir ki Türk ve İranlı tüketicilerin yeşil ürün satın alma davranış öncülleri yeşil satın alma davranışı üzerine anlamlı ve olumlu etki bırakmaktadır. Yeşil satın alma davranış öncüllerinden çevre bilgisi ile çevreci imaj endişesinin her iki örneklemde de yeşil satın alma davranışı üzerinde en etkili değişken olduğu, aynı zamanda buna ek olarak Türk tüketicilerden farklı olarak İranlı tüketicilerin algılanan tüketici etkinliği değişkeni de yeşil satın alma davranışı üzerinde etkili değişken olduğu saptanmıştır. Her iki ülke tüketicilerinin yeşil satın alma davranış öncülleri sosyo-demografik özellikleri bakımından genel olarak benzerlik gösterdiği bulunmuştur. Yine analizler sonucunda Türk ve İranlı tüketicilerin yeşil satın alma davranışı ve yeşil ürün satın alma davranış öncüllerinden çevresel tutum, algılanan tüketici etkinliği ve algılanan çevresel sorumluluk değişkeni hariç diğer değişkenler itibariyle birbirinden farklı olduğu görülmektedir. Anahtar kelimeler: Çevre Bilgisi, Sosyal Etki, Çevresel Tutum, ÇevreselKaygı, Algılanan Çevre Sorunlarının Önemi, Algılanan Çevresel Sorumluluk,Algılanan Tüketici Etkinliği, Çevreci İmaj Endişesi, Yeşil Ürün, Yeşil Tüketici Davranışı, Yeşil Satın Alma Davranışı.

Türk ve Malawi hukukuna göre anonim şirketlerin haklı sebeple feshi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu araştırmada, anonim şirketlerin haklı sebeple feshine ilişkin Türkiye'deki ve Malawi'deki yasaların karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Türkiye'de Türk Medeni Kanunu ve Malawi'de Kamu Hukuku uygulandığından her iki ülkede farklı uygulamalar yer almaktadır. Dolayısıyla, araştırmamız bu iki ülkede uygulanan hukuk kaynaklarını incelemeyle başlamaktadır. Bu araştırmada, özellikle şirket hukukunun tarihsel gelişimi incelenmesine çalışılacaktır. Şirketler hukukuna ait kaynaklar incelendikten sonra araştırmada, haklı sebeple fesih kanunun tanıtmak amacıyla şirketin sona erme genel sebepleri hakkında kısaca bahsedilmektedir. Devamında, çalışmamızda anonim şirketin haklı sebeple feshinin tanımı, tarihsel gelişimi, şartları, sebepleri ve yargı kararı verme yetkisi iki ülkedeki düzenlemeler ayrı bölümlerde ele alınacaktır. Araştırmada, haklı sebeple fesih davalarında davacı için mevcut olan diğer çözümler de belirtilecektir. Araştırma, iki hukuk sistemini, sisteme ilişkin önerileri ile birlikte, karşılaştırılarak var olan farklılıklarına dayanılarak çalışma sona erdirilecektir.

Türk ve Mali hukuklarında halka açık anonim ortaklıklar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Şirket kurulmasını gerektiren finansal bir projenin uygulanması, çıkarlarının her noktada çakışması gerekmeyen ortaklarla kurulur. Halka açık anonim şirketler, bu tür bir girişim için uygulamaya konulan yönetim sisteminin pratikliği dolayısıyla, sermayenin tabana yayılması eksikliğini dolduracak olan ve herhangi bir finansman arayışında olan hissedarlar için işlevseldir. Afrika Ticaret Hukukunun Uyumlaştırılması Örgütü'nün (OHADA) yetki bölgesindeki anonim şirketlerin ekonomik ve finansal hukukî ilişkileri OHADA statüsüne tabidir. Bu statüyşe yeni finansal araçların yaratılması ve var olan sermaye piyasası araçlarının şartlarının veya özelliklerinin değiştirilmesi mümkündür. Halka açık anonim ortaklıklar (HAAO) küresel rekabeti arttırdığı kadar; âtıl durumda olan sermayenin ekonomiye kazandırılmasını ve bu suretle sermayenin tabana yayılmasını da temin eder. Bu özelliği ile HAAO'lar diğer şirketlerden ayrılır. Halka açık olmayan anonim şirketlerin finansman ihtiyaçlarını giderebilmeleri için seçtikleri bu yeni şirket formu çerçevesinde gerçekleştirilen faaliyetler bir kamu otoritesi tarafından denetlenir. Bu kamu otoritesi Mali'de SGI'dir. Türkiye'de ise Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) bu görevi icra eder. Sermaye piyasası faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinin bir parçası olarak, Batı Afrika alt bölgesi ekonomilerinin derin dönüşümleri ve yeni ekonominin gelişimi, finansal piyasalardaki bu riskli ve yüksek maliyetli faaliyetlerin finansmanı için özel bir form olarak dikkati çekmektedir. Bu nedenle, özellikle Mali'de OHADA bölgesinde yer alan HAAO'lar kapsamında genel olarak halka arz yapan anonim şirketler ve söz konusu şirketlerle ilgili Türk mevzuatı bu çalışmada karşılaştırmalı bir incelemeye konu olacaktır. HAAO'ların yasal ya da hukukî kesin bir tanımı yapılamaz. Fakat halka açık şirketler için yapılacak tanımlarda sermayenin geniş kitlelerden toplanması olgusuna mutlaka vurgu yapılmalıdır. OHADA statüsünü hazırlayan irade, ticari işletmeler (OTK) ve Ekonomik Çıkar Grupları (GIE) ile ilgili Tek Ortak Kanunu'nda HAAO'ları da düzenlemişlerdir. Ancak Mali'deki kamuoyu, OTK ve Ekonomik Çıkar Grupları açısından HAAO'ların katı bir şekilde OHADA denetimine teslim edilmesinin önünde bir engeldir. Bu nedenle, yasal sistemin koordine edilerek ulusal ve şirketler için genel geçer bi hukukî düzenin kurulması zordur. Söz konusu çıkar grupları ile ilgili OTK'nın tabi olduğu kurallar ulusal kanunların hükümleri arasında karşılıklı bağımlılığı sağlar. Böylelikle iki ulusal hukuk sistemi özerk kalır ve birbirini etkilemez. Sonuç olarak, bu çıkar grupları arasındaki uyumu ve menfaatler dengesini sağlamak için HAAO'lar açısından OHADA düzenlemeleri kritik öneme sahiptir. Bu düzenlemeler yer yer diğer şirketler açısından tamamlayıcı ve düzenleyici bir rol de oynarlar. Bu çalışmada gözden geçirilmiş olan OHADA düzenlemeleri ile revize edilen 30 Ocak 2014'te kabul edilmiş Ortak Ticaret Kanun (OTK) ve Türk Ticaret Kanunu 6102 sayılı ile Türk Sermaye Piyasas

Türk ve Mısırlı üniversite öğrencilerin reddetme stratejileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Diğer
Bu araştırmanın temel amacı, Mısırlı öğrencilerle Türk öğrencilerin arasında empatik değer puanlarının değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ve öğrenciler tarafından teklif, rica, davet ve öneri ifadelerinin reddedilmesinde kullanılan stratejileri tespit etmek, bunların incelenmesini ve karşılaştırmasını yapmaktır. Ek olarak Empatik Değer Ölçeği ile elde edilen puanlar, Arapça ve Türkçe konuşan iki grubun reddetme stratejisi tercihleri arasında ilişki olup olmadığının incelenmesini yapmaktadır. Ayrıca, Arapça ve Türkçe konuşan iki grubun reddetme stratejisi tercihleri üzerindeki etkisinin incelenmesi Arapça ve Türkçe arasında benzer durumlar altında ret sözeyleminin gerçekleştirilme şekli arasındaki benzerliklerin ve farklılıkların tanımlanması amaçlanmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için nicel ve nitel veriler eş zamanlı toplanarak, daha sonra bu bulgular kullanılarak verilerin birbirini destekleyip desteklemediğine bakılarak karma yöntemin zenginleştirilmiş deseni ( Triangulation Design) kullanılmıştır. Bunun için çalışmada Türkiye Türkçesi birinci dil konuşanları ile Mısır Arapçası birinci dil konuşanları üzerinde Empatik Değer Ölçeği ile Söylem Tamamlama Testi formu uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini Mısır Arapçası ve Türkiye Türkçesi konuşanları oluşturmuştur. Evreni ise Mısır Arapçası ve Türkiye Türkçesi konuşanları oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi ise 2014-2015 akademik yılı güz döneminde Gazi Üniversitesinde sayısal ve sözel alanda lisans düzeyindeki 100 öğrenci ile El Ezher Üniversitesi, Ayn Şems Üniversitesi ve Süveyş Kanalı Üniversitesinde sayısal ve sözel alanda lisans düzeyindeki 100 öğrenciden oluşturmuştur. Türkçe ve Arapça konuşanlar evreninden seçilen 100 Türkiye Türkçesi birinci dil konuşan ve 100 Mısır Arapçasını birinci dil olarak konuşan öğrenciye uygulanan bir Empatik Değer Ölçeği ile Söylem Tamamlama Testi vasıtasıyla Türk ve Mısırlı öğrencilerin cinsiyet, uyruk, sayısal ve sözel olma değişkenlere göre en fazla ve en az kullandıkları reddetme sözeylemlerinin stratejileri elde edilmiş ve bunlar kendi arasında karşılaştırılmıştır. Bu araştırmadan elde edilen veriler ışığında, reddetme stratejilerinin kullanımında Türk erkek ve kız öğrenciler ile Mısırlı erkek ve kız öğrenciler arasında önemli bir farkın olup olmadığına bakıldığında; her iki dili konuşanlar arasında reddetme stratejilerinin kullanımında Türk öğrencilerin Mısırlı öğrencilere göre dolaylılık stratejisini daha fazla kullanmayı tercih ettikleri görülürmektedir. Dolaylılık kibar, orta ve kaba stratejilerinden her iki grup en fazla dolaylılık orta stratejisini kullanmayı tercih ettikleri görülmektedir. Buradan her iki grubun da aynı dili ve duygular hissetikleri anlaşılmaktadır. Dil-davranış ilişkisi açısından her iki grup arasında bir uyumun var olduğu anlaşılmaktadır. Çalışma, Türk ve Mısırlı öğrencilerin reddetme sözeylemleri ve stratejileri bakımından hem benzer hem de farklı yönlerin olduğunu göstermiştir. Pişmanlık, özür dilerim, ku