Thesis Search




SEARCH RESULTS

Yansıtıcı-dizi anten kavramı kullanarak 2.4 GHZ için akıllı yansıtıcı yüzey tasarımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu tez çalışmasında yansıtıcı yüzey tasarım kavramlarnın kullanıldığı akıllı yansıtıcı yüzey tasarımı ve sonuçları sunulmaktadır. Yansıtıcı yüzeyler, alıcı ve verici arasındaki doğru görüşün engellendiği durumlarda iletişimin kalitesini iyileştirecek bir teknoloji olarak görülmektedir. Yansıtıcı yüzeyler çok sayıda küçük yansıtıcı elemanın yüzeye dizilmesi ile oluşan iki boyutlu düzlemsel yapılardır. Bu yüzeyler, yüzeydeki her bir elemanın yansıtma fazı ayrı ayrı denetlenerek gelen dalgayı istenen yöne yüksek kazançlı kalem ışın olarak yansıtılabilir. Bu özellik sayesinde, sinyalin ciddi ölçüde zayıfladığı bölgelere ulaşarak, kablosuz iletişim kanalı iyileştirilebilir. Bu çalışmada yansıtma faz ayarı için değişken eleman boyutu ve elektronik denetim yaklaşımları kullanıldı; denetlenebilir faz değişim aralığı 310° 'den büyük olan yansıtıcı elemanlar yüzey tasarımında kullanıldı. Tasarım ve analizler için CST MicroWave Studio (CST MWS) yazılımı, yüzey üzerinde eleman konumlarına göre gerekli yansıma fazlarını hesaplamak için MatLab, ve simülasyonlarda kaynak anten olarak kullanılan boynuz antenin tasarımında Antenna Magus kullanıldı. İlk önce, 10 GHz'de gelen dalgayı düşeyde 30° yönünde yüksek kazanç ile yansıtan değişken yansıtıcı eleman boyutlarının kullanıldığı iki yansıtıcı yüzey tasarlandı. Yüzeylerden biri 3-katmanlı çokgen yama, diğeri bir katmanlı kare çevrim biçimli yansıtıcı elemanlardan oluşmaktadır. Üç-katmanlı yüzey ile 23.8 dBi kazanç ve yaklaşık %22 (8.9–11.1 GHz) bant genişliği; tek katmanlı yüzey ile 26.5 dBi kazanç ve %12 (9.5 – 10.7 GHz) bant genişliği elde edildi. Daha sonra 2.4 GHz için elektronik olarak yeniden yapılandırılabilir 11×11'lik (121 elemanlı) bir yansıtıcı yüzey tasarlandı. Yüzey elemanlarının yansıtma fazlarını ayarlamak için öngerilim devresi ile denetlenen varaktörler kullanıldı. Öngerilim denetim devresi bir mikrodenetleyici, iki 64-kanallı çoklayıcı ve bir DC yükselteç içermektedir. Benzetim sonuçlarına göre yansıtılan ışın için tepe kazanç değeri 20.54 dBi'dir ve ışın yönü ±55° aralığında 2.5 dB kayıp ile değiştirilebilmektedir.

Yapay arı koloni programlama (ABCP) yöntemi ile robotik yol planlama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Robotik yol planlama özellikle insanın çalışamadığı veya riskin yüksek olduğu birçok alandaki öneminden dolayı son on yılda popüler bir araştırma alanı haline gelmiştir. Yapay karınca problemi (artificial ant problem-AAP) robotik yol planlamanın bir alt problemi olarak kabul edilmiştir. 1991 yılında Christopher Langton tarafından literatüre tanıtılmasından itibaren bu problem birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Ayrıca, AAP birçok algoritmanın performansını değerlendirmek için bir test problemi olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada, AAP iki yöntem kullanılarak çözülmüştür: yapay arı koloni programlama (artificial bee colony programming-ABCP) ve daralan ABCP (shrinking ABCP-shABCP) olarak adlandırılan ABCP'nin yeni bir versiyonu. ABCP yapay arı kolonisi algoritmasına dayalı yeni bir evrimsel hesaplama tabanlı otomatik programlama yöntemidir. shABCP bu çalışmada geliştirilmiştir ve temel fikri ABCP'deki gibi sabit bir miktar kullanmak yerine periyodik olarak yiyecek kaynağı miktarını azaltmaktır. İlk olarak, shABCP için bazı parametre ayarlama çalışmaları yapılmıştır. Daha sonra, ABCP, shABCP ve bazı diğer evrimsel hesaplama tabanlı otomatik programlama yöntemlerinin performansları kıyaslanmıştır. Simülasyon sonuçları ABCP'nin AAP'yi etkin bir şekilde çözmek için kullanılabileceğini göstermiştir. Ayrıca, ABCP'ye eklenen periyodik olarak azalan popülasyon büyüklüğü özelliği, algoritmanın performansını AAP'de iyiliştirmiştir.

Yapay arı kolonisi (ABC) algoritması ile robotik yol planlama

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
YAPAY ARI KOLONİSİ (ABC) ALGORİTMASI İLE ROBOTİK YOL PLANLAMA Ousainou NYASSİ Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, TEMMUZ 2019 Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Beyza GÖRKEMLİ ÖZET Mobil robotların farklı alanlarda kullanımı her geçen gün artmaktadır. Özellikle, robotların dışarıdan bir müdahale olmadan ve engellere çarpmaksızın hedefe ulaşmasını sağlayan sistemler birçok uygulama alanında maliyetin düşürülmesi, karın artırılması, insanlar için tehlikeli durumların azaltılması, vb. noktalarda kritik bir öneme sahiptir. Yol planlamasını tüm haritanın bilindiği küresel yol planlama (çevrim dışı-offline planlama) ya da robotun tüm alan bilgisine sahip olmadığı, sadece sensörleri ile algılayabildiği kısıtlı bir alana dair bilgiye sahip olduğu bölgesel (çevrim içi-online) yol planlaması olarak ele almak mümkündür. Bu çalışmada, 2 boyutlu uzayda bir başlangıç noktası, durağan bir hedef ve durağan elips şeklinde engellerin bulunduğu ortamlar dikkate alınarak bir hareketli robot için bölgesel yol planlama temelli yaklaşımlar ile robotun engellere çarpmadan başlangıçtan hedef noktasına ulaşması sağlanmaya çalışılmıştır. Bunu yaparken popüler ve başarılı bir optimizasyon algoritması olan yapay arı kolonisi (artificial bee clolony-ABC) algoritmasına dayalı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bu yaklaşımlardan biri standart ABC'yi kullanmakta iken diğer yaklaşım hızlı ABC (quick ABC-qABC)'yi kullanmaktadır. Önerilen yaklaşımlar farklı senaryolarda test edilerek performansları karşılaştırılmıştır. Simülasyon sonuçları bu yöntemlerin dikkate alınan senaryolar için başarılı sonuçlar ürettiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: robotik yol planlama, 2 boyutlu uzay, bölgesel (çevrim içi-online) yol planlama, durağan engel, tek robot, yapay arı kolonisi (ABC), hızlı yapay arı kolonisi (qABC)

Yapay sinir ağı teknikleri kullanarak, yüzey meteorolojik parametreleri tabanlı, gnss konumlandırma doğruluğunun iyileştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
YAPAY SİNİR AĞI TEKNİKLERİ KULLANARAK, YÜZEY METEOROLOJİK PARAMETRLERİ TABANLI, GNSS KONUMLANDIRMA DOĞRULUĞUNUN İYİLEŞTİRİLMESİ Agab Bakheet Agab MOHAMMEDNOUR Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, Temmuz 2020 Danışman: Doç. Dr. Ahmet Turan ÖZDEMİR ÖZET Küresel Seyrüsefer Uydu Sistemi (GNSS, Global Navigation Satellite System) teknolojilerinin sürekli gelişmesiyle birlikte, kullanıcıların bu teknolojilere olan bağımlılığı önemli ölçüde artmıştır. Endüstriyel uygulamalardan tarıma veya jeodezik uygulamalarına kadar her yerde değişerek artan talep, kusursuz doğrulukla daha karmaşık ekipman ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte, bir GNSS alıcısı tarafından alınan sinyal her zaman pek çok farklı hata kaynağı tarafından bozulma riskiyle karşı karşıyadır. Bu sorunlar GNSS konumlandırma doğruluğunu azaltır. En önemli hata kaynaklarından biri meteorolojik durum parametrelerine dayanan troposfer tabakasında meydana gelen gecikmedir. Bu tezin amacı, yüzey meteorolojik parametrelerine dayalı olarak GNSS alıcısının bağımsız modu ve Gerçek-Zamanlı Kinematik (RTK, Real Time Kinematic) modunda konumlandırma doğruluğunu geliştirmektir. RTK, konum verilerinin doğruluğunu artırmak için kullanılan bir uydu seyrüsefer tekniğidir. Çoğunlukla meteorolojik durum parametrelerine dayanan troposferik gecikme gibi yerel sinyal kontaminasyonu riski ile karşı karşıyadır. Bu tezde troposfer gecikme etkilerini ortadan kaldırmak için Yapay Sinir Ağı (YSA) tabanlı bir tahminleme tekniği sunulmuştur. Geliştirilen YSA modeli, GNSS alıcısı tarafından elde edilen uydu sayısı ile yüzey meteorolojik parametreleri olan sıcaklık, nem, maksimum rüzgâr hızı, rüzgâr yönü ve basınç kullanılarak eğitilmiştir. Sonuç olarak, YSA modelinin K706 GNSS alıcısının bağımsız modu için hem iki boyutlu (2D) hem de üç boyutlu (3D) konum doğruluk düzeyini sırasıyla %43,77 ve %19,19 arasında başarılı bir şekilde iyileştirdiği gözlenlenmiştir. K706 GNSS alıcısının RTK modunun konum doğruluğu değeri iki boyut (2D) ve üç boyutta (3D) sırasıyla % 81,77 ve %31,03 arasında gelişim göstermiştir. Anahtar Kelimeler: GNSS; RTK; Yapay Sinir Ağları; Konumlandırma Hassasiyeti.

Yapay sinir ağları kullanılarak evapotranspirasyonun tahmin edilmesi ve ampirik metotlarla karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışmada farklı yapay sinir ağları (YSA) modelleri (çok katmanlı yapay sinir ağları (ÇKYSA), radyal tabanlı yapay sinir ağları (RTYSA), genelleştirilmiş regresyon yapay sinir ağları (GRNN), bulanık yapay sinir ağları (ANFIS) ile ASCE Penman-Monteith yönteminden elde edilen referans bitki su tüketimini tahminleri Zimbabve Bulawayo Goetz ili meteoroloji istasyonu verileri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Zimbabve Bulawayo Goetz ili meteoroloji istasyonundan 1988-2001 yılları arasındaki iklimsel verilerden (sıcaklık, rüzgar hızı, güneş radyasyon ve bağıl nem) faydalanılarak farklı amprik yöntemlere (ASCE Penman-Monteith, Hargreaves, Turc, Priestley Taylor, Ritchie ve Valiantzas) göre günlük evapotranspirasyon (ETo) miktarı hesaplanmıştır. Yapay sinir ağlarında kullanmak üzere 1988-1994 yıllarındaki veri setleri eğitim, 1995-1998 yıllarındaki veri setleri test, 1999-2001 yılları arasındaki veri setleri ise doğrulama olarak alınmıştır. Beş farklı normalizasyon tekniği kullanılmış ve YSA modeli tahmin doğruluğu üzerindeki etkisi de araştırılmıştır. Modellerin performansını belirlemek için belirleme katsayısı (r2), tahmin hatasının standart sapması (RMSE) ve ortalama mutlak hata (MAE) kullanılmıştır. ÇKYSA modeli, güneş radyasyonu, bağıl nem, rüzgar hızı, maksimum ve minimum sıcaklık girdisi olarak kullanılarak denenmiş ve girdi kombinasyonları arasında en iyi performans sağlanmıştır. ÇKYSA'ın Levenberg Marquadt (LM) algoritması ETo tahmininde Conjugate Scale Gradient (SCG), ve Resilient Propagation (RP) algoritmalarına göre daha iyi sonuçlar vermiştir. Deneysel modeller ASCE Penman-Monteith yöntemi ile karşılaştırılmış ve Hargreaves ve Turc modeli ETo tahmininde en iyi performansı göstermiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçların Zimbabve'de, sulama suyunun tahmini, su kaynakalarının planlanması ve yönetimi çalışmalarında faydalı olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Bitki Su Tüketimi, Yapay sinir ağları, Bulawayo Goetz,Zimbabve

Yapay sinir ağları ve bulanık mantık denklik ilişkilerini kullanarak kalp hızı değişkenliği analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Nabız değişkenliğinin analizi birçok hastalık patolojisinin incelenmesi için gittikçe popüler ve önemli bir araç haline gelmiştir. Vücuttaki pek çok sistemde olduğu gibi kalp de otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir. Otonom sinir sistemi, bu kontrol sürecini kalpte atımdan atıma meydana gelen farklılıkları dinamik olarak kontrol eden sempatik ve parasempatik yöntemler ile gerçekleştirir. Kalp hızında meydana gelen değişimler kalp hızı değişkenliği olarak adlandırılır ve atımdan atıma aralıkların değişimi olarak ölçülür. kalp hızı değişkenliği kalp atımları arasındaki zaman aralığındaki değişimin fizyolojik bir göstergesi, kalbin otonom fonksiyonunun bir ölçüsüdür Bu çalışmada açık kaynaklı bir kalp hızı değişkenliği analiz yazılımı paketi tasarlanmıştır. İstatistiksel ve zaman-domeni analizi, frekans-domeni analizi, doğrusal olmayan analiz ve zaman-frekans domeni analizi olmak üzere dört ana kategoride analizler uygulanmıştır. Yazılımın gerçeklenmesi yapay sinir ağları ve bulanık denklik ilişkileri ile sağlanmıştır. Yapay sinir ağları, sınıflandırma amacıyla her bir grupla giriş verilerini karşılaştırmak ve ardından geri yayılım algoritması kullanarak kalp hızı değişkenliği eleman verilerinin hatalarını en aza indirgemek için kullanılır. Bulanık eşdeğerlik ilişkileri, kalp hızı veri öğelerinin arasındaki ilişkiyi geliştirmek ve tanımlamak için kullanışlı bir tanı aracı olarak kullanılmaktadır. Elde edilen yazılımın değerlendirilmesi benzetim çalışmaları ve genel konjestif kalp yetmezliği verileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çok düşük frekans (VLF), düşük frekans (LF), yüksek frekans (HF) ve standard sapma (SD), ortalama kalp nabızı (AHR), standart sapmaların karelerinin ortalamasının karekökü (RMSSD) gibi değerlendirme ölçütleri kullanılarak, elde edilen kalp hızı değişkenliği analizi paketinin kullanılabileceği gösterilmeye çalışılmıştır.

Yapay sinir ağlarıyla yeraltı ayna patlatmalarında kaya parçalanmasının modellenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu tez çalışmasında, yer altı ayna patlatmalarından ortaya çıkan malzemenin tane boyut tahminine yönelik bir yer altı maden işletmesinde 27 ayna için kazı çalışmaları izlenmiştir. Patlatmalar öncesinde kaya ortamının jeoteknik özellikleri ve patlatma dizayn parametreleri, patlatmalar sonrasında ise parçalanmış kaya yığınlarının ölçekli resimleri Split Desktop yazılımında görüntü işleme tekniği ile analiz edilmiştir. Analizlerde D80 değeri tayin edilmiştir. Yapay sinir ağları (YSA) ve çoklu regresyon analizleriyle 21 ayna verisi için (verilerin %78'i) parçalanma tahmin modelleri oluşturulmuş ve görüntü analizi değerleri ile kıyaslanarak modellerin performansları tayin edilmiştir. Geriye kalan 6 ayna verisi ise modellerin genelleme gücünü değerlendirmek için kullanılmıştır. Elde edilen 4-8-1 mimari yapılı YSA tahmin modeli; R2 0.96, VAF %96.3 ve RMSE 0.008 performansına, çoklu doğrusal regresyon tahmin modeli ise R2 0.602; VAF %60.3 ve RMSE 0.026 performansına sahiptir. Elde edilen verileri denetlemek için genelleme testleri için modellere 6 bağımsız patlatma verisi girilmiş ve D80 hesaplanmıştır. Genelleme testlerine göre YSA yaklaşımıyla R2 0.84, RMSE 0.022 ve VAF %80 performansına, çoklu regresyon ise R2 0.81, RMSE 0.042 ve VAF %19 performansına sahiptir. Dolayısıyla YSA modeli çoklu doğrusal regresyon modeline göre daha yüksek tahmin gücüne sahiptir. %95 güven aralığı için YSA modeli ile tahmin edilen ve genelleme testinden elde edilen D80 değerlerinin değişim aralığı, ölçülen D80 değerleri ile çoklu doğrusal regresyon analizine kıyasla daha fazla benzerlik göstermektedir. Duyarlılık analizine göre parametrelerin parçalanma üzerine etkileri te TEBD=RQD > ayna alanı >özgül şarj şeklindedir.

Yapay tükürük içerisinde kuvars kristal mikrodenge sensör ile Escherichia coli bakterisi ATCC 25922 suşunun direkt tespiti

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
YAPAY TÜKÜRÜK İÇERİSİNDE KUVARS KRİSTAL MİKRODENGE SENSÖR İLE ESCHERICHIA COLI BAKTERİSİ ATCC 25922 SUŞUNUN DİREKT TESPİTİ Azzam AL-TAIRI Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Temmuz 2020 Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Çağrı SOYLU ÖZET Escherichia coli çoğunlukla patojenik ve toksik olmayan bir bakteri olmasına rağmen, bazı suşları patojenik ve toksik özellikler gösterirler ve bu suşlar ciddi sorunlara neden olmaktadır. Bunun yanı sıra biyolojik bir sıvı olan tükürük non-invaziv olarak önemli avantajlara sahiptir. Özellikle, örnekleme, nakliye ve depolama açısından seruma göre daha ekonomiktir. Ayrıca, küresel bir halk sağlık problemi haline gelen antibiyotik-dirençli bakterilerin tükürükte hızlı tespiti ve sonuca göre tedavi planlaması yapılması mortalite oranını ve test maliyetini ciddi oranda düşürecektir. Bu amaçla tasarlanmış olan tespit sistemi oldukça önem arz etmektedir. Tez çalışmasında, Kuvars Kristal Mikrodenge (QCM) sensörü ile E.coli bakterisinin yapay tükürük içerisinde serolojik tespiti amaçlanmaktadır. E.coli bakterisini direkt tespit etmek için anti-E.coli antikoru kullanılmıştır. Bu antikor E.coli bakterisi ile spesifik bir şekilde bağlanmaktadır. Fakat QCM sensör yüzeyinin kaplama ve bloklama işlemine tabii tutulması gerekmektedır. Kaplama aşamasında, QCM sensörü 11-Mercaptoundecanoic acid (MUA) kaplama solüsyonu içerisinde bir gece inkübe edilmiştir. Daha sonra, MUA üzerindeki karboksilat grubu ve anti-E.coli antikor yüzeyindeki amin grubu ile konjuge edilmesi için EDC/NHS kullanılmıştır. Böylelikle anti-E.coli antikoru sensör yüzeyinde biyoreseptör olarak immobilize edilmiştir. Ancak tükürük numunesinden kaynaklı oluşabilecek spesifik olmayan bağlantıları engellemek için QCM sensör yüzeyi, Büyükbaş Serum Albümini bloklama ajanına maruz bırakılmıştır. Sonra, yapay tükürükteki E.coli bakterisi, farklı konsantrasyonlarda (107, 106,104 ve 102 cfu/mL) 3 tekrarlı olarak uygulanmıştır. Sonuçlar, sistem için en düşük tespit konsantrasyonu olan Tespit Sınırı (Limit of Detection (LOD)) 104 cfu/mL'de bile hassas bir şekilde kaydedilmiştir ve bu yöntemle E.coli bakterisinin tespit edilebildiği gösterilmiştir. Anahtar Kelimeler: Biyosensör, QCM, Bakteri Tespiti.

Yapı projelerinde zaman maliyet optimizasyonu için yeni bir model olarak NDS-II-Jaya tekniği önerisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Yapı Yönetimi Bilim Dalı
Gerçek dünyada, birçok amacı karşılayan en optimal çözümü bulmayı içeren birçok problem bulunmaktadır. Bu çözümü elde etmek için çok amaçlı optimizasyon modelleri gerekmektedir. Bu nedenle, bu tarz çok amaçlı optimizasyon prosedürünün gerçekleştirilmesi için bu çalışmada etkili bir Baskın Olmayan Sıralama II-Jaya yaklaşımı kullanılmıştır. Kurulan bu modelin çeşitli inşaat projelerinde verimlilikleri test edilmiştir. Böylece, kullanılan modelin Pareto ön çözümü, önceki çalışmalardan çeşitli optimizasyon problemleri çözülerek doğrulanmıştır. Bundan dolayı, NDSII-Jaya bu çalışmada oluşturulan çok amaçlı optimizasyon modeli, inşaat mühendisliğinde zaman maliyet ödünleşim problemlerini çözmek için başka bir alternatif algoritma olarak önerilebilir. Bu nedenle, bu çalışmanın ana katkısı, zaman maliyet ödünleşim problemlerini (TCTP) çözmek için inşaat yönetimi alanında NDSII-Jaya'nın geliştirilmesi ve uygulanmasıdır.

Yapı-bilgi modellemesi kapsamında hesaplama komplekslerinin entegrasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Mekanik Bilim Dalı
Yapı Bilgi Modelleme (YBM) teknolojisi, mühendisler ve mimarlar arasında son birkaç yıldır trend haline gelmiştir. Bu çalışma kapsamında, YBM yeteneklerini destekleyen yazılım ürünlerininkullanımının inşaat mühendisler için yararlı bir platform olup olmadığı araştırılmaktadır. Özellikle YBM yeteneklerini destekleyen yazılımlar ileyapısal analiz yazılımları arasındaki çalışmanın uyumluluğuaraştırılmaktadır. Bu çalışma kapsamında Autodesk Revit'te bir bina modeli geliştirilerek Sofistik yazılım ortamına aktarılmış ve CADINP iç programlama dili kullanılarakstandartlarda belirtilen değerler doğrultusunda rüzgar yükünün bir analizi yapılmıştır. Ayrıca,programının DOLFYN modülükullanılarakkomşu blokların etkisi ile binanın cephelerine gelen rüzgar yükününgerçek dağılımının değerleri belirlenmiştir. Belirlenen buetkilere göre binanın analizleri Sofistik programında yapılmıştır. Böylece, iki farklı durağan olmayan rüzgar yükü için bir hesaplama yapılmış ve sonuçları karşılaştırılmıştır.

Yapım aşamasındaki bir vücut: Orlan'ın sanat eserlerindeki canavarlık ve ötekilik düşüncesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu tez, Fransız sanatçı ORLAN'ın kendi bedenini kullanarak bir tür yeniden üretime dönüştürdüğü sanatsal üretimine odaklanmaktadır. Söz konusu beden yapısının analizi, canavarlık ve ötekilik kavramları üzerinden yapılmıştır. Canavarlarla ilgili olarak, esas olarak Michel Foucault, Georges Canguilhem ve Richard Goldschmidt'in çalışmalarından alınan üç farklı etmene odaklanılmıştır: melez canavar, ahlaki canavar ve umut dolu canavar. Bu etmenler; sırasıyla melezlik, anormallik ve olasılık kavramlarıyla irdelenecektir. Ötekilik kavramıyla ilgili olarak, kadınsı ahlaki canavara dair düşünceyi anlayabilmek için korkulan ya da aşağı varlık olarak anılan Öteki'ye , ancak daha çok Öteki-Canavar olarak kendini inşa etme fikrine özel bir vurgu yapılmıştır. Yapım aşamasında olan beden fikri, dönüştürülen ve iki tür varlığın ortaya çıkmasına yol açan bir bedene atıfta bulunur: sabit varlıklar ve sürekli dönüşüm içindeki varlıklar. Bu bağlamda ORLAN sürekli bir değişim içinde olan, deney ve olasılıklara açık, temsil etmek yerine öneren, içsel varlıktan kopuk ve yeni paradigmalara cevap vermeyen, kapalı, sabit bir bedene karşı, içsel varlığına ve yeni bilimsel ve sosyokültürel paradigmalara hitap eden bir beden fikrini sunar. Vücudun inşasında bu iki muhtemel yolun analizi için, bedenle ilgili fikirlerle doğrudan örtüşür, Öteki'yi ortaya çıkarma, hayat için yeni, daha iyi bir beden ortaya çıkarma gibi altkültürün bazı ortak dönüşüm uygulamalarına değinilir.

Yapısal uyum programları çerçevesinde Afrika ülkeleri-IMF ilişkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 İktisat Politikası Bilim Dalı
1929 ekonomi krizi, İkinci Dünya Savaşı'nın nedenleri arasındadır. Bu nedenle, İkinci Dünya Savaşı bitirmeden önce, 1944' te, ABD ve müttefiklerinin yeni bir temel küresel ekonomiyi üzerinde yeniden inşa etmek istemiştir. Bunun için Küresel güvenlik kontrolü ve düzenlenme ekonomi organları kurulmuştur. Uluslararası Para Fonu (İMF) 1944 yılında kurulmuş ve şimdiye Kadar 188 ülke üye içindedir. İMF'nin Ana misyonu olan bir ülke finansal krizi olduğu zaman yardım edilmiştir. İMF, mali kriz içindeki üye ülkelere, devlet idaresinin bütçe açığı ve ödemeler dengesi açığı oluştuğunda kredi sağlamaktadır. IMF'nin ana rolü orta ve kısa vadeli krizlerde üye ülkelere yardım etmektir. Bu kurum, Dünya Bankası ile birlikte, büyük ekonomik zorluklardan etkilenen ülkelerin krizden çıkmaları için bir yapısal uyum programı adı verilen bir ekonomik reform programı politikası belirlemiştir. Yapısal Uyum Programı, Afrika kıtasının ekonomisine, ne sosyal ne politik alanda çözüm sunmamıştır. Özellikle sağlık, eğitim, finans, iş, ekonomik büyüme başta olmak üzere tüm alanlarda yoksulluk oranı izah edilemez bir durum haline gelmiştir. Kısa vadedeki tüm bu ekonomik istikrarsızlar, uzun vadede tümüyle düzensiz hale gelir.

Yapıtaşlarının temel indeks özellikleri ve elastik parametreleri ile böhme aşınma kaybı indeksleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Doğal yapıtaşları sertlik, dayanım, dekoratif görünüm, kolay şekil verilebilme gibi özelliklerinden dolayı tarihi dönemlerde önemli yapılarda malzeme olarak kullanılmışlardır. Halen bu özelliklerinden dolayı günümüzde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Yapıtaşları binalarda kullanıldıkları yerlere bağlı olarak zaman içerisinde aşınır, hatta, ilerleyen aşamalarda tamamen kullanılmaz hale gelebilir. Kayaçların aşınma dayanımları kullanma amaçlarına göre Böhme aşınma kaybı indeksi deneyi, mikro deval aşınma kaybı indeks deneyi, Los Angelas aşınma kaybı indeks deneyi vs gibi yöntemlerle belirlenir. Taban düşemesi olarak kullanılan yapıtaşlarında aşınma kayıplarının belirlenmesi Böhme aşınma kaybı deneyi EN 14157 (2004)'e göre yapılır. Böhme aşınma kaybı deneyinin gerek numune hazırlanma aşaması gerekse deney yapma aşaması zor ve zahmetlidir; ayrıca, deney cihazı birçok laboratuvarda da bulunmayabilir. Bu çalışmada; yaygın olarak kullanılan yapıtaşlarının Böhme aşınma kaybı dayanım indeks değerlerinin daha kolay ve kısa sürede istatistiksel olarak tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda kayaçların temel indeks özellikleri (kuru birim ağırlığı, tane birim ağırlığı, porozite, boşluk oranı vs,) ve tek eksenli sıkışma dayanım değerleri bağımsız değişken olarak kullanılmış, bu değerler ile Böhme aşınma kaybı indeksi değerleri arasındaki ilişki tekli ve çoklu regrasyon analizleri ile belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; kayaçların temel indeks özellikleri ile Böhme aşınma kayıpları arasında hem tekli hem bağımsız değişkenlere bağlı oldukça yüksek korelasyon katsayısına sahip istatistiksel ilişkiler belirlenmiştir.

Yara enfeksiyonlarından korunma ve iyileştirmeye yönelik akıllı kumaş geliştirilmesi ve medikal aplikasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Biyokimya Bilim Dalı
Bu çalışmada, tekstil sanayinde kullanılan sentetik poliakrilonitril (PAN) kumaşların mikrobiyal olarak modifikasyonu ile özelliklerinin iyileştirilmesi ve fonksiyonelleştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma kapsamında Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853), Pseudomonas putida (ATCC 17514), Enterococcus faecalis (ATCC 29212), Pseudomonas oleovorans, Pseudomonas fluorescens (DSM 6521) ve Micrococcus luteus (DSM 20030) mikroorganizmaları kullanılarak nitrilaz enziminin üretimi, üretimin optimizasyonu ve optimum koşullarda PAN kumaşın modifikasyonu yapılmıştır. PAN kumaşlarda karboksil gruplarının oluştuğu ATR-FTIR yöntemiyle belirlenmiştir. Modifikasyon işlemleriyle fonksiyonel grup eklenerek reaksiyona yatkın hale getirilen sentetik kumaşlara, biyoaktif bileşik olarak antimikrobiyal peptid (AMP) PAN kumaşa immobilize edilmiştir. İmmobilizasyonda kullanılan AMP, Enterococcus faecalis (ATCC 29212), Pseudomonas putida (ATCC 17514), Bacillus subtilis (ATCC 6653), Lactobacillus pentosus (DSM 16366) ve Bacillus subtilis (DSM 347) mikroorganizmaları kullanılarak üretimi, üretimin optimizasyonu çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca, kromatografik yöntemler ile üretilen AMP'nin saflaştırılması yapılmıştır. Yaranın enfeksiyonlardan korunması ve iyileşmesine yönelik kullanmak üzere rekombinant Bacillus subtilis 1A752 ile hyaluronik asit (HA) üretiminin gerçekleştirildi, kromatografik yöntemler ile HA saflaştırıldı, viskozimetrik yöntem kullanılarak üretilen HA'nın molekül ağırlığı belirlendi, NMR ile HA'nın moleküler yapısı ve saflık derecesi incelendi, HA kitosan (CS) ile hidrojel hazırlandı ve ardından AMP immobilize kumaşa hidrojelin yüzey aplikasyonu yapılmıştır. Bu çalışmada, ilaç dağıtımının sürekliliğine yönelik HA'nın biyouyumluluğunun belirlenmesinde in vitro toksisite testleri (sitotoksisite, hemoliz ve irritasyon) başarıyla gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirdiğimiz in vitro sitotoksisite çalışması sonucunda 72 saat sonunda 0,25-1,00 mg/mL dozlarda dahi CCD34Lu hücrelerinin canlılık oranı yaklaşık %100 iken, 1,5 mg/mL dozda dahi CCD34Lu hücrelerinin canlılık oranı yaklaşık %80'di. HA'nın yüksek dozda dahi CCD34Lu hücreleri üzerine sitotoksik etki göstermediği belirlenmiştir. Bu çalışmada gerçekleştirilen hemoliz testi sonucunda HA'nın ve HA/CS'nın kan uyumlu olduğu belirlenmiştir. Tüm veriler istatistiksel olarak değerlendirildi ve sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç olarak B. subtilis 1A752'den elde edilen HA'nın güvenilir bir ürün olarak kullanılabileceğini ortaya konulmuştur. Projenin son aşamasında, üretilmiş AMP üzerinde antimikrobiyal testler yapılmıştır. Kumaşlar üzerinde ise su tutma kapasitesi ve temas açısı ölçümü, SEM görüntüsü, ATR-FTIR (ham kumaş, modifiye kumaş, AMP immobilize kumaş, hidrojel ürün) gibi karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Sonuç olarak; çalışmada geliştirilen Akıllı kumaşın medikal alanlarda kullanılmak üzere endüstriyel ölçekte üretime hazırlık olması açısından önemli bir yol kat edilmiş

Yarı-kapalı seralarda iklimlendirme parametrelerinin değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Tarım İşletmeciliği Bilim Dalı
Dünyadaki iklim değişikliği ve artan enerji fiyatları seraların daha verimli kullanılmasını ve üretimin yılın tamamına yayılma zorunluluğunu doğurmuştur. Bu tezin amacı dünyada klasik tipteki modern seraların yerine ikame edilebilecek yarı-kapalı ya da tam-kapalı sera teknolojilerinin kullanılma olanakları üzerine çalışılmaktadır. Türkiye'de klasik seralar ile yarı-kapalı sera konsepti arasında çözüm olabilecek sera teknolojileri araştırılmaya başlanılmıştır. Türkiye'nin iklimsel verilerinin pek çok ülkeye kıyasla çok daha avantajlı olması nedeniyle yarı-kapalı teknik ile kontrol edilmesi iyi bir çözüm olarak görülmektedir. Özellikle plastik seralara uygulanabilecek bu teknik, seralardaki üretim sürecini 345 güne çıkarabilecektir. Seraların kurulum aşamasında yarı-yapalı teknoloji içerecek şekilde tasarlanmasının yanında mevcut seraların da bu konsepti karşılayacak şekilde adaptasyonu önemlidir. Bu noktada seraların kontrol tekniğinde de önemli değişiklikler yapılması gerekecektir. Klasik modern sera koşulu ya da yarı-kapalı sera koşuluna geçilebilmesi için karar mekanizmalarına ve parametrelerine ihtiyaç vardır. Bu amaçla Türkiye'de yarı-kapalı (multiklima ya da polyclima) teknik olarak yerli geliştirilen yarı-kapalı sistemlerin kontrol algoritmalarının oluşturulabilmesi için gerekli parametrelerin değerlendirilmesi ve geçiş safhalarının belirlenmesine yönelik veriler tez kapsamında incelenmiştir. Mersin ilinde kurulmuş olan yarı-kapalı sera ileri teknoloji cihazlar kullanılarak hem enerji maliyeti düşürülmüş hem de üretim verim yükseltmiştir. Bilindiği gibi üretimdeki maliyetler arasında ısıtma veya soğutma en önemli kalemi oluşturmaktadır. Özellikle geleneksel seralarda enerji kaybının fazla olması nedeniyle sera iklimi istenildiği kadar kontrol edilememekte ve dolayısıyla ürün kalite ve miktarına etkili olmaktadır. Kapalı ve yarı-kapalı seralarda iç ve dış hava dengesi kontrol edilebildiği için çok soğuk ya da sıcak havalarda oransal bir kontrol sağlamak mümkün olabilmiştir.

Yarıklı toprak yapısı kullanılarak minyatürleştirilmiş 5G mobil anten tasarımı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu çalışmada, 5G mobil uygulamalar için bir mikroşerit anten tasarlamak ve minyatürleştirmek hedeflenmektedir. Bunu yapmak için, 3,6 GHz'de çalışan dairesel bir yama anten tasarlanmış ve daha sonra Yarıklı Toprak Yapısı (YTY) tekniği kullanılarak minyatürleştirilmiştir. %75 ve %91 alan azaltımı sağlanmıştır. İlk olarak, önerilen antenler CST Microwave Studio yazılımında tasarlanmış ve analiz edilmiştir. Simülasyondan elde edilen kazançlar referans anteni için 8.69 dB, sırasıyla %75 ve %91 minyatürleştirilmiş antenler için 5.17 ve 2.41 dB'dir. Elde edilen yansıma katsayıları referans anten için -46,59 dB, sırasıyla %75 ve %91 minyatürleştirilmiş antenler için -42.53 dB ve -26.37 dB'dir. Minyatürleştirilmiş antenlerin bant genişliği, 5G mobil uygulamalar için uygun olan 3.4-3.8GHz'i kapsayan bir frekans bandını içermektedir. Tasarımı ve analizi yapıldıktan sonra elde edilen minyatürleştirilmiş antenler üretilmiş ve Network Analyzer'da ölçülerek test edilmiştir. Işıma desenleri, yansıma katsayıları ve kazançları gibi anten parametreleri ölçülmüştür. Sonuçlar MATLAB üzerinde çizdirilmiştir. Bu sonuçlar minyatürleştirilmiş antenlerin çalışır durumda olduğunu göstermektedir. MATLAB çizimleri kullanılarak ölçüm ve simülasyon sonuçları karşılaştırılmıştır. Simülasyon sonuçlarına göre ölçüm sonuçlarında imalat ve kalibrasyon problemlerinden dolayı biraz fark olmuştur. Önerilen antenlerin genel performansı kabul edilebilir düzeydedir.

Yarın Mecmuasının tafsilli fihristi (1-10 sayılar)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Diğer
Yarın mecmuasının tafsilli fihristinin yapıldığı bu çalışma, dört bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde Yarın mecmuası, sahibi, müdürü, başyazarı Suphi Nuri hakkında bilgiler bulunmaktadır. İkinci bölüm kronolojik sıraya göre, yazar adına göre ve konularına göre fihristi ihtiva etmektedir. Üçüncü bölüm mecmuadaki yazıların incelendiği bölümdür. Dördüncü ve son bölümde çeviriyazı metin yer almaktadır. Sonuç kısmında, çalışmanın bütünüyle ilgili ulaşılan yargılara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Suphi Nuri, Yarın, tafsilli fihrist, İleri, Celal Nuri.

Yarı-nemli iklim koşullarında sürdürülebilir su yönetimi için derin öğrenme kullanılarak referans bitki su tüketiminin tahmin edilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Su kaynaklarının sürdürülebilirliği, iyi bir sulama planlaması ve programlamasında Referans Evapotranspirasyonun (ETo) son derece doğru bir şekilde tahminine bağlıdır. Sürdürülebilirliğe ulaşmak için, Derin Öğrenme (DÖ) gibi modern teknolojiler kullanılmaktadır. Bu çalışmanın, günlük ETo tahmininde DÖ yöntemleri kullanılarak modeller geliştirilmesi ile tarımda yapay zekâ kullanımı alanına bilimsel olarak katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmanın amacı, günlük ETo tahmin etmede DÖ ÇKA, 1D-CNN, LSTM, Bi-LSTM ve Hibrit mimarilerini test ederek en iyi mimari tipinin belirlenmesi, sınırlı parametreler olduğu durumlarda ETo değerini iyi düzeyde tahmin etmek için meteoroloji parametrelerinin seçilebilmesi olmuştur. Son olarak ETo tahmininde yüksek doğruluk elde etmek için kullanılması gereken en az veri miktarının ve az veri miktarı kullanılması durumunda en iyi mimarinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Günlük ETo tahmin etmek için meteoroloji parametrelerinden 22 veri kombinasyonu oluşturularak 93 farklı DÖ mimarisi K-kat yöntemi kullanılarak test edilmiştir. FAO Penman-Monteith yöntemiyle tahmin edilen ETo değerleri, DÖ modellerinden çıkan sonuçların karşılaştırılmasında kullanılmıştır. ETo tahmin etmede DÖ mimarileri türlerinin performansları değerlendirildiğinde, en yüksek ve dengeli performansları hibrit mimarileri sonrasında 1D-CNN mimarileri göstermişlerdir. En düşük ve dengesiz performans ise ÇKA mimarilerinde belirlenmiştir. Tekrarlayan sinir ağı yapısına ait LSTM ve Bi-LSTM mimarilerinin ikisi de iyi performanslıdır, ayrıca ikisinin performansı arasında büyük bir fark yoktur, ancak Bi-LSTM, LSTM'den çok hafif farkla iyidir. Herhangi bir DÖ mimarisi ile yüksek verimli ETo tahmin etmek için mevcut olan meteoroloji parametreleri seçilirken; öncelikle ortalama sıcaklık veya minimum-maksimum sıcaklık ve güneş süresinin diğer parametrelere göre tercih edilmesi gerektiği bulunmuştur. Buna bağlı olarak, ETo tahmin etmede en iyi tek, iki ve üç parametreden oluşan veri kombinasyonları; sıcaklık, sıcaklık-güneş süresi, sıcaklık-güneş süresi-rüzgâr hızıdır. Son olarak, beş tür DÖ mimarisinde, modellerin eğitiminde kullanılan veri miktarının 1 ile 26 yıl arasında değiştirilmesi, 5 yıllık günlük ETo tahminini önemli ölçüde etkilememiş, ayrıca az veri miktarı kullanıldığında Hibrit mimari diğer mimarilerden daha yüksek performans göstermiştir.

Yaşam kalitesi değerlendirmesi: Kastamonu Çatalzeytin örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Kentsel Koruma ve Yenileme Bilim Dalı
Yerleşimler küreselleşme ve yeni dünya düzeni ile birlikte bir rekabet ortamı içine girmektedirler. Kimlik ve değerleri korunmuş, varlığını sürdüren yerleşimler bu rekabet ortamında baskı altında kalmadan, özgün kimlikleri ile sürdürülebilirliklerini sağlamaktadırlar. Küreselleşme kavramı kentlerin gelişme ve dünya sahnesinde rol alma konularında önemli bir rol oynarken yerel ve bölgesel değerler dikkate alınmadan sadece ekonomik odaklı bir küresel model, kentlerin var olan kimlik ve değerlerini kaybetmelerine neden olmaktadır. Özellikle gelişmekte veya az gelişmiş ülkelerde kentlerin küreselleşme politikalarının sadece ekonomik odaklı gelişmesi/ geliştirilmesi küresel dünya pazarında dayanaklıklarını kaybettirmekte ve küresel kent yarışında başarısız olmaktadır. Sürdürülebilir kentsel koruma bu noktada önem kazanmaktadır. Yerleşimlerin özgün kimlik ve değerlerini koruyarak sosyal, ekonomik, çevresel yönden gelişmelerini sağlamakta, eşit ve dengeli kaynak dağılımı yaparak kendine yetebilen ve yenileyebilen küresel rekabet ortamında dayanıklı hale getirmektedir. Günümüzde ekonomik ve küresel baskılar dışında iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz etkiler önemli konulardan biri haline gelmiştir. İklim değişikliği ile birlikte hem doğal hem fiziksel hem de sosyal çevrede olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Bütün bu etkenler birinden bağımsız ele alınmamalıdır. Kentsel, toplumsal ve çevresel değerler korunduğu ve devamlılığının sağlanabildiği taktirde yaşamı alanı oluşmaktadır. Koruma bakış açısından baktığımızda ise günümüz koşullarında yenilenebilir enerji ve inovatif yaklaşımların bir araya getirilmesi ile yerel ve küresel ölçekte sürdürülebilir gelişme sağlanmaktadır. Sürdürülebilir kentsel koruma sadece fiziksel yapının korunması değil yerleşim sisteminde var olan bütün etken ve edilgenlerin korunması, geliştirilmesi ve devamlılığının sağlanmasını kapsamaktadır. İnovasyon kavramının koruma ile birleştirilmesindeki amaç yapıların sadece obje olarak kullanılmasından ziyade, aktif bir rol üstlenerek hem inovatif teknolojiler ile birlikte günümüz sorunlarına cevap ve çözüm verebilir olması hem de kullanılarak korunmasıdır. Çatalzeytin yerleşmesi konumu, doğal yapısı, kültürel değerleri ile Karadeniz'in önemli bir kıyı yerleşimidir. Son yıllarda genç nüfusun göçmesi, tarım topraklarının yeterli işlenmemesi, yerleşim kimliğini oluşturan değerlerin ve geleneksel dokunun yok olmaya başlaması, canlı olan yerleşimin kimliğini kaybedip yok olmaya başlamasını tetiklemişlerdir. Çatalzeytin yerleşiminin var olan potansiyellerini kullanmak, var olan sorunları tespit edip çözüm aramak adına Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 2015 – 2016 Güz, Yüksek Lisans Programı, Kentsel Koruma ve Yenileme Atölyesi kapsamında Kastamonu kentinin Çatalzeytin ilçesi çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda konuya dair araştırma, saha çalışmaları, sorun potansiyellerin belirlenmesi, bunlara yönelik çözüm odaklı hedef ve eylemler belirlenmiştir. Sa

Yaşam memnuniyetinin nicel ve nitel analizi: Türkiye'de ev kadınlarının istihdamı örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Yaşam memnuniyeti, çok boyutlu bir konudur. Yaşam memnuniyeti, bireyin yaşamı genel olarak değerlendirildiğinde duyulan olumlu durum düzeyini göstermektedir. Toplumda bireylerin kendilerini çalışma hayatında tatmin etmeleri, mutluluk duymaları sadece istihdam dışı kesimi etkilememektedir; aynı zamanda ekonomik kaynaklardan emek gücünün âtıl kalması sonucu ekonomik bir kayıp olarak da ortaya çıkarak, tüm toplumu negatif etkilemektedir. Ekonomik büyüme açısından emek faktörünün üretime sevk edilmesi, gelirin artması ve refahın yükselmesiyle sonuçlanmaktadır. Bu çerçevede yaşam kalitesindeki artış bireylerin yaşam memnuniyetini de etkilemektedir. Başka yönden, ev kadınlarının gönüllü işsizliği tercih etmelerinin ve dolayısıyla üretim sürecine katılmama kararlarının sonucunda kendilerini mutlu hissetmeleri, ilgili yazında 'çalışma hayatında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, ücretlerde eşitsizlik, ev-iş çatışması' şeklinde ortaya çıkan engellerle ilişkilendirilerek açıklanabilir. Bu çalışmada ev kadınlarının çalışma hayatındaki rolü gelir, toplumsal fayda ve ekonomik büyüme yönünden değil, yaşam memnuniyeti kriteri açısından araştırılmaktadır. Çalışma bulgularında Türkiye'de ev kadınlarının istihdama yönelik yaşam memnuniyetinin 'çalışan, işsiz ve istihdama dâhil edilmeyen' kadınlara göre daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Sözcükler: Yaşam memnuniyeti, Mutluluk Ekonomisi, İstihdam, Toplumsal Cinsiyet, Türkiye