Thesis Search




SEARCH RESULTS

Yeni medyada qr kod kullanımının satın alma davranışları üzerindeki etkisi: Türkiye, Çin ve Pakistan üzerinde karşılaştırmalı bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Web 2.0'ın icadı ve dijital cihazların çoğalmasıyla birlikte, basılı gazete, radyo ve televizyon gibi geleneksel medyanın tarih kitaplarındaki yerlerini alacağına kuvvetle inanılıyordu çünkü gençlik yeni medya ve onunla bağlantılı cihazların büyük etkisi altına girmişti. Bilim insanları, akademisyenler, hayırseverler ve aynı zamanda yaşamın her kesiminden yükselen sesler, dijital cihazların ve gençler arasında sosyal medya kullanımının bu kadar ani yükselişine duydukları kaygıyı dile getiriyordu. Bazıları yeni medyanın yalnızca bizim medyayla olan etkileşim biçimimizi değiştirmekle kalmayacağını aynı zamanda günlük yaşantımızı ve birbirimizle etkileşim biçimimizi derinden etkileyeceğini savunuyordu. Bazıları da kültürün ön temelinin, etkileşimin, tutumların ve davranışların yeni bir yönde formüle edileceğini ve şekillendirileceğini savunuyordu. Son yirmi yıl boyunca, bu olgunun derinliğini ve genişliğini anlamak için farklı bilim dallarını içeren birçok çalışma yapılmıştır; ancak sürekli değişen çevrimiçi ortam ortaya daha fazla zorluk ve fırsat çıkarmakta ve daha fazla endişe uyandırmaktadır. Sadece internete ne olduğunu anlamak için değil, aynı zamanda bu eğilimin gençlerin ve gelecek nesillerin yaşamlarına nasıl gölge düşüreceğini de tamamen ve deneysel olarak araştırmak, anlamak ve açıklamak için yeni teorik yaklaşımlar tanımlanmakta, yeni metodolojik boyutlar uygulanmakta ve yeni yollar araştırılmaktadır. Yeni Medya ve Toplum, çok disiplinli birçok araştırmada inceleme merkezi haline gelmiştir; ayrıca sosyal medya, farklı stratejiler ve analitik araçlar uygulayan birçok araştırmanın temelini oluşturan anahtar değişken haline gelmiştir. Ancak bilim insanları, yeni medyanın ortaya çıkmakta olan ve devamlı genişleyen alanının farklı boyutlarını açıklamayı yetersiz, yorucu ve elverişsiz bulmaktadır. Küreselleşme teorisini eleştirenlerinin çoğu, küreselleşme kavramının dünyanın her yerinde dengeli olmadığını savunuyor. Ayrıca birçok ülkenin küreselleşmenin farklı etkilerini 11 gösterdiği de tartışılabilir. Böyle bir ihtilafta, gelişmiş ülkelerdeki Yeni Medya ve Toplum tartışmaları etrafında incelenen, tartışılan ve deneysel olarak araştırılan teorilerin, metodolojilerin ve değişkenlerin ancak bir kriter olarak kullanılabileceğini, bu nedenle hiçbir zaman gelişmekte olan veya az gelişmiş ekonomilerin gerçek yüzünü kapsamayacağını söylemek doğru olacaktır. Benzer şekilde, sosyal medya fikri ve onun genel olarak değişen etkileşim, pazarlama ve reklamcılık kültürü üzerindeki etkileri gelişmiş ekonomilerde büyük ölçüde değişmiş olabilir, çünkü internet kullanıcılarının yaşadığı atmosfer destekleyici, cesaretlendirici ve bağımlılık yapıcıdır. Bununla birlikte, benzer herhangi bir destekleyici vakanın gelişmemiş veya gelişmekte olan ekonomilerde bulunması zordur ancak Pakistan gibi gelişmekte olan ekonomilerde bu açıdan bazı izler bulunmaktadır. Türkiye, Pakistan ve Çin'deki internet kullanıcılarının sayısallaşmasının,

Yeni medyada turist kimliğinin inşası: Youtube gezi kanalları örneğinde flanör kimlik dijital kültür ilişkisinin analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Bu tez çalışması Yeni Medya ortamlarında inşa edilen kimliklerin analizine odaklanmaktadır. Kimlik inşasının tarihsel sürecine ilişkin genel bir çerçeve sunulmakla birlikte onun dijital ortamdaki değişimi incelenmiştir. Özellikle de Walter Benjamin tarafından detaylı araştırılan flaneur kimlik ve teknolojinin gelişimi ile birlikte onun değişimi araştırılmıştır. İlk dönemlerde Paris'in Pasajlarını gezen, şehir ve kültüre dışarıdan bakan flaneur zamanla Turizm sanayisi içerisinde belirli bir evrim geçirdi. Marshall McLuhan'ın 'Global Köy' kavramı doğrultusunda flaneur kimliğin gezindiği, deneyimlediği mekanların sınırları da genişledi. Araştırmada flaneur kimliğin teknolojinin etkisi ve dijital kültürle birlikte kazanmış olduğu cyberflâneur, dijital gezgin, flanör/turist gibi yeni özellikleri tespit edilmiştir. Araştırmanın ampirik boyutu Youtube üzerindeki seyahat kanallarının içeriğinin analiz edilmesi ile inşa edilmiştir. Kendi gezisini son teknolojik aygıtlar aracılığıyla kayda alan ve onu belirli bir anlatı biçiminde sunan birey modern zamanların flanörü olarak tespit edilmektedir. Kuşkusuz, yeni medya dilini kullanan bu bireylerin anlatıları ve katıldığı mecralarla etkileşimi onun turizm sanayisine başka bir biçimde yeniden hizmet ettiğini göstermektedir. Araştırma ekseninde flanör kimliğin zamanla değişimi izlenmiştir. Bunun yanı sıra yeni medya ortamlarındaki anlatı biçimlerinin özellikleri, bireyin kendini konumlandırma biçimleri de araştırılmıştır. Bireyler artık 'üst-anlatı' olarak da ifade edilen dijital hikâye anlatıcılığıyla yeni bir içerik üretimine katılmaktadırlar.

Yeni nesil annelik ve yeni medya ilişkisi blogger anneler örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Toplumun sürekliliği ve kültürün aktarımı, neslin devamıyla sağlanır. Çocuk sahibi olmak ve nesillerin devamını sağlamak toplumun ve kültürün temel taşlarından biridir. Çocuk sahibi olma annelik rolü ve sorumluluğu, cinsiyetler arası bir dengesizliği de zorunlu olarak üretmiştir. Bir başka deyişle, çocuk sahibi olmak hem kadın hem de erkek için geçerli bir durum iken gerek insan doğası gerekse kültürün etkisine bağlı olarak annelik, çocuk sahibi olma durumunda daha öne çıkan bir rol taşımaktadır. Günümüzde medya ve iletişim teknolojilerinin hız kazanması bireylerin, medyada geleneksel medyanın tersine yeni medya teknolojileri ile medya pratiklerinin üretiminde daha fazla yer edinebilmelerini sağlamaktadır. Artık popüler kültürün de etkisiyle yeni nesil anneler sosyal medya kullanımı ile hem annelik rolünün yeniden üretimine dahil olmuş hem de farklı bir sosyalleşme sürecinin de başlatıcısı olmuşlardır. Tezde sosyal değişim temellerine bağlı kalınarak toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden yeni nesil annelik ve yeni medya ilişkisi ortaya konulmuş yeni ortaya çıkan özel alan içinden kamusala uzanan perspektifte annenin sosyalleşme süreci analiz edilmiştir. Bu yeni sosyalleşeme süreci sosyal medya üzerinden sağlanmaktadır. Bu bağlamda söz konusu durumun ortaya konulması amacıyla en çok takip edilen üç blogger annenin blogları ve paylaşımları söylem analizi ile incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda blogger annelerin Bu noktada seçilen anne blogların benzerlikleri ve farklılıkları şu şekilde özetlenebilir. Örnek blogların benzer özellikleri: Kendi annelikler ve çocukları hakkında paylaşımlarda bulunmaktadırlar, amaçları takipçilerin dikkatini çekip takipçi sayısını artırmaktır, yeni annelere bilgi ve deneyim desteğinde bulunmaktadırlar, blogger anneler genellikle çocuk sahibi olduktan sonra kariyer hayatına son vermişlerdir, bloglarını sosyalleşme ve ikinci bir kariyer gelişimi olarak kullanmaktadırlar, kendilerini tanıtma konusunda hassas davranmaktadırlar, takipçilerine karşı samimi bir dil kullanmaktadırlar, çocuklarla ilgili konulara ağırlık vermektedirler, bloglar ürün pazarlamaya yöneliktir Örnek blogların farklı olan özellikleri: Blogların dördünden biri (teknolojik anneler) genel olarak teknolojik ürünler hakkında paylaşımlarda bulunmaktadır, blogların dördünden ikisine (annekaz ve şafağındünyası) bloglarında sosyal sorumluluk projeleri kapsamında paylaşımlara rastlanmıştır, blogların dördünden biri (blogcu anne) bloğunda aile içi yaşam ortamını daha açık bir şekilde paylaşmaktadır, blogların dördünden biri (blogcu anne) takipçilerinde özel bir bölümde konuk yazar olarak blogda yazı paylaşabilme imkânını sağlamıştır, blogların dördünden biri (blogcu anne) kendi hayatını anlatan kitabını yayınlamıştır.

Yeni nesil dizileme sisteminin tanıda uygulanması ve sonuçların biyoinformatik yöntemlerle değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Biyomedikal Teknolojiler Bilim Dalı
Son 50 yıl boyunca aras¸tırıcıların c¸ogˆu DNA ve RNA moleku¨llerinin dizi analizlerini gerc¸ekles¸tiren teknik ve teknolojilerin u¨retilmesi ic¸in c¸aba harcamıs¸tır. Yeni Nesil Dizileme (YND) yo¨nteminin temeli DNA'nın enzimatik reaksiyonlarla kesilerek c¸ok sayıda DNA parc¸asıyla bir ku¨tu¨phane olus¸turulması, ku¨tu¨phaneyi olus¸turan DNA parc¸alarının c¸ogˆaltılmasına dayanmaktadır. OMIM istatistiklerine go¨re gu¨nu¨mu¨zde 6000'den fazla tek gen hastalıgˆı bulunmakta ve bunların nerdeyse u¨c¸te ikisinin moleku¨ler temeli bilinmemektedir. YND teknolojileri ile tu¨m genom, tu¨m ekzom dizilenmesinin yanısıra hedefe yo¨nelik olarak olus¸turulan YND panelleri ile etiyolojisi genetik heterojenite go¨steren hastalıklar ic¸in c¸ok sayıda gen aynı anda dizilenebilmektedir. Yeni nesil dizi analizlerinin gelis¸mesi ile birlikte fenotipik ve genotipik heterojenite go¨steren hastalıkların genetik temelinin ortaya konması mu¨mku¨n olmaktadır. Bu tezde belirtilen zaman aralıgˆında DNA dizilemenin temelini olus¸turan o¨nemli gelis¸meler, dizilemede kullanılan tekniklerin ve teknolojilerin ortaya c¸ıkıs¸ı, gelis¸meleri ve uygulama alanları ac¸ıklanmaktadır.

Yeni pazara girmek için yöneticilerin karar verme süreci: Kosova pazarına giren Türk işletmeleri örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Küresel ticarete yeni pazar girme kararı yüksek risk ve fırsatlarla dolu stratejik bir harekettir. Çalışmanın amacı, yöneticilerin yeni dış pazara girme kararını nasıl aldıkları ve karar alma sürecini etkileyen faktörleri araştırmaktır. Araştırma, Kosova pazarına giren Türk işletmeleri üzeründe nitel yöntemle gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, Kosova'da faaliyet gösteren altı işletmelenin sahip ya da genel müdürleri ile yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi ile veri toplanmıştır. Açık uçlu soruların kullanıldığı görüşmeler kaydedilp metin haline dönüştürülmüştür. Çözümleme sonucunda elde edilen bulgular Türk işletmelerinin Kosova'da ölçekleriyle tutarlı bir şekilde aracılı ihracatı tercih ettiklerini göstermiştir. Uluslararasılaşma kararında coğrafi, idari ve siyasal, iktisadi ve kültüel unsurların rol oynadığı; uluslararası bilgi kaynağı olarak müşteri, aracı ve sosyal bağların tercih edildiği; uluslararasılaşırken temel verimlilik artışı olarak ölçek ekonomilerinin gösterildiği ortaya çıkmıştır. Çalışma, Türk yöneticilerin Kosova pazarına girerlerken kültürel yakınlığa büyük önem verdikleri sonucunu göstermektedir. Özellikle, Kosova Türkiye Ticaret Odası gibi aracı kuruluşların etkililiğinin ve sayısının artması Türk işletmelerinin Kosova'ya girişini daha da kolaylaştıracaktır. Anahtar Kelimeler: Karar alma, Kosova, Türkiye, Uluslararası ticaret, Yeni pazara girme, Stratejik kararlar

Yeni tip çapraz-bağlı miselik yapılar ve uygulama çalışmaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Poli[(etilen glikol)metil eter], poli(ter-bütil metakrilat) ve poli[2-(N-diizopropilamino)etil metakrilat] içerikli iyi tanımlanmış ABC triblok kopolimerler (MPEG-b-PtBuMA-b-PDPA) atom transfer radikal polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Triblok kopolimerlerin asit hidrolizi ile poli(metakrilik asit) içeren MPEG-b-PMAA-b-PDPA polimerine başarılı bir şekilde dönüşümü sağlanmıştır. Çözelti pH değeri 4'ün altındayken, MPEG / PMAA arasındaki hidrojen bağı içeren kompleks misel çekirdeğini, PDPA ise hidrofilik kabuğunu oluşturduğu miselik yapı oluşmaktadır. Çözelti pH değeri 5 ve 7 aralığında, kısmen iyonlaşmış PMAA ve kısmen protonlanmış PDPA sonucu olarak, miseller poliyon kompleksli çekirdeğe sahip olarak düzenlenmişlerdir. pH 8 üzerinde, PDPA bloğu hidrofobik karakter kazanarak misel çekirdeğini oluşturmuştur. Sonuç olarak, tabakalar arası çapraz bağlı (SCL) miseller (pH > 8 sulu ortamda PDPA-çekirdekli), MPEG-b-PMAA-b-PDPA triblok kopolimerinden iç PMAA kabuğu 1,2-bis(2-iyodoetoksi)etan (BIEE) bileşiği kullanılarak çapraz bağlatılmıştır. Çapraz bağlanmamış misellerin ve SCL misellerin eş zamanlı zeta potansiyeli çalışmaları ile çapraz bağlanma reaksiyonu doğrulanmıştır. SCL misellerin ve pH duyarlı agregatların üç türdeki formları, dinamik ışık saçılımı (DLS), 1H NMR spektroskopisi ve geçirimli elektron mikroskopisi ile karakterize edilmişlerdir. ipridamole (DIP) ilaç etken maddesi bir model olarak seçilmiş ve SCL misellerden salım profili belirlenmiştir. Dipiridamol pH değeri 10'da hidrofobik olduğu için misellerin PDPA çekirdeğine yüklenebilmiştir. Çapraz bağlama derecesi artışı ile ilaç salımında azalma/yavaşlama olduğu gözlenmiştir. Çekirdekten ilaç salımının azalmasının ara kabukta oluşan kompleks matris yapı olduğu düsünülmektedir.

Yeni Uygurcada soru

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Soru dillerde soru ekleri, soru sözcükleri, sözdizimi değişiklikleri ve vurgu gibi çeşitli dil bilgisel araçlarla oluşturulmaktadır. Soru yapım yolları açısından oldukça zengin olduğunu söyleyebileceğimiz Yeni Uygurcada soru, temel olarak soru ekleri, soru sözcükleri ve vurgu yoluyla yapılır. Bu çalışmada Yeni Uygurcadaki soru ele alınmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde, Uygurlar ve Uygurca ile ilgili genel bilgiler verilmiştir. İkinci Bölümde soru kavramı, Yeni Uygurcadaki soru yapım ekleri, soru sözcükleri incelenmiştir. Burada mevcut kaynaklardaki bilgilerden yararlanılmıştır. Üçüncü bölümde, Yeni Uygurcadaki soru cümleleri yapı bakımından ele alınmıştır. Soru cümleleri yapı özelliklerine göre sınıflandırılmış, örnekler verilerek ayrıntılı incelenmiştir. Dördüncü bölümde, Yeni Uygurcadaki soru cümleleri anlam bakımından gerçek soru ve sözde soru olarak sınıflandırılmıştır. Soru cümlesinin temel işlevi soru sormak ve bilgi almak olsa da, iletişim ortamında bulunan dil içi ve dil dışı etkenlerden dolayı, aynı bir soru cümlesinin anlamı her zaman sabit olamayabilir. Bu bölümde Yeni Uygurca romandan derlenen soru cümleleri cümlenin ifade ettiği anlamlara göre sınıflandırılmış ve incelenmiştir. Beşinci bölümde, Yeni Uygurca ve Türkiye Türkçesindeki soru, derlenen örneklere dayanarak yapı bakımından karşılaştırılmış, iki Türk dilinin soru yapımı bakımındaki farklılık ve benzerlikleri kısaca ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler Yeni Uygurca, Soru, Soru Yapımı, Soru Ekleri, Soru Sözcükleri, Vurgu, Anlam

Yeni veriler ışığında Güneybatı İran'da Ramhormoz Ovasında Akhaimenid dönem yerleşimlerinin dağılımı ve İran, Mezopotamya, Anadolu'daki diğer bölgeler ile ilişkiler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Tezimizi kapsayan Güneybatı İran'ın antik bölgeleri arasında bilimsel olarak günümüze kadar en az arkeolojik araştırma Ramhormoz bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Bu bilgi eksikliği, bu ovanın tarih öncesi çağlardan beri düzlükler ve dağlarda olan çeşitli uyğarlıklar arasındaki ilişkide çok önemli bir rol oynadığını fark ettiğimizde bu coğrafya daha da önem kazanmaktadır. Bugüne değin, Ramhormoz ovasında, Akhaimenid döneminin konuşlandırılması hakkında ayrıntılı bir araştırma yürütülmemiştir. Bu bölge Akhaimenid döneminde İran, Mezopotamya ve Anadolu ilişkisi açısından büyük öneme sahiptirr. Bu nedenle söz konusu alanın sistematik olarak incelenmesi gerekmekteydi. Yüzey araştırması çalışmaları sırasında her sitenin kültürel materyallerinin ayrı ayrı incelenmesi sonucunda, söz konusu ovada Akhaimenid dönemine ait yerleşim sayısı 36 olduğu söylenilebilir. Başka bir değişle önceki grup tarafından yapılan yüzey araştırmasında amaç Akhaimenid dönemi olmadığı, bununla birlikte Akhaimenid tanım uzmanlığına sahip olmadığından söz konusu dönem açık bir şekilde belirlenmemiş ve eğer yüzde olarak söylemek olursak bu ovada sadece %13 yerleşimlerin Akhaimenid dönemine ait olduğu söylenmiştir hanuki yazar tarafından yapıldığı yüzey araştırmamızda günümüzde çoğu yerleşimlerde görülen tahribata rağmen, Ramhormoz ovası'nda %30 Akhaimenid döneminde kullanılan yerleşimler tespit edilmiştir. Ramhormoz ovası geçmişten günümüze kadar ticari ve kültürel ilişkiler alanında önemli rolu olmuştur. Tarih boyunca yerleşimlerin oluşumunda başta nehirler ile dağlar olmak üzere coğrafi ve doğal faktörler her zaman çok önemli bir rol oynamıştır. Bu etkiler, zaman içinde toplumlar arasındaki ilişkileri kolaylaştırmış veya iletişimi engellemiştir. Bu bölgenin Mezopotamya ve Anadolu gibi bölgeler ile iletişim koridoru olarak stratejik ve jeopolitik konumu, tarih öncesi çağlardan sonraki dönemlere kadar bu alanda çeşitli kültürlerin oluşmasına neden olmuştur. Kuşkusuz bu yerleşimlerin oluşum sürecindeki ana etken, özellikle Akhaimenid kültürünün gelişmesinde ve ilerlemesinde etkili rol oynayan Akhaimenid döneminde bölge içinde ve dışında ticaret ilişkilerinin konumudur.

Yenidoğan bakım ünitesinde çalışan hemşirelerin stres ve tükenmişlik düzeylerinin hastane enfeksiyonuna etkisinin modelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Hastane İşletmeciliği Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında, hastanede yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerin yaşadıkları stres ve tükenmişlik düzeylerinin yenidoğanlarıdaki hastane enfeksiyonu tanısı konulmasına etkisi ve bu tanının birden fazla konulmasına sebep olup olmadığı araştırılmıştır. Bu kapsamda tekrarlayan ölçümler alınmıştır. Anket formunda, Hargiesa ilinde 3 hastanenin hemşirelerin demografik değişkenlerini belirleyen soruların yanı sıra, İş Stresi Ölçeği ve Tükenmişlik Ölçeği yer almaktadır. Ayrıca tıbbi atık yönetimi ile ilgili hemşirelerin davranışları ölçen sorulara yer verilmiştir. Hemşirelerin çalışma süresince baktıkları bebeklerde hastane enfeksiyonu tanısını konulması durumu takip edilmiştir. Sonuç olarak; hemşirelerin stres ve tükenmişlik ortalamaları orta düzeyde olduğunu bulunmuştur. Ayrıca yüksek düzeyde hemşirelerin tükenmişliği hastane enfeksiyonu tanısı konulmasına ve hemşire stresininde ise yenidoğanlarada birden fazla enfeksiyonu tanısına sebep olduğunu görülmüştür. Üç hastanede çalışan hemşirelerin cinsiyeti, medeni durumu ve diğer demografik değişkenleri incelendiğinde tükenmişlik ve stres ölçekleri ile alt boyutlarında farklı ölçümlerde istatistisksel olarak anlamlılık bulgulanmıştır.

Yenilenebilir enerji kaynakları açısından Malawi'nin güneş enerjisi potansiyeli üzerine bir değerlendirme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Bölgesel Kalkınma İktisadı Bilim Dalı
Malawi'de kapsamlı bir büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın görülmesi için elektriğe büyük ölçüde erişim sağlanması gerekmektedir. Şu anda 18 milyonluk nüfusun ancak %9'una elektrik hizmeti verilmektedir. Yenilenebilir enerji, tüm ülkelerin sürdürülebilir kalkınması için büyük bir fırsattır. Bu çalışma Malawi'deki güncel enerji talebini ve tedariğinideğerlendirmekte, büyük enerji kaynaklarını, onlarınhâlihazırdaki kullanım durumunuve bununla birlikte, ülkenin elektrik tedariğine potansiyel katkılarını incelemektedir.Aynı zamanda Malawi'nin coğrafi konumunu ve bu konum sebebiyle nasıl yıl boyunca büyük ölçüde güneş ışığına maruz kaldığını tartışmakta ve son olarak güneş enerjisinin kullanımı ile enerji tedariğine karşı olan güçlükleri yenmek için uygulanması gereken stratejileri tanımlamaktadır. Bu çalışma, Malawi Meteoroloji Departmanı'ndan elde edilen küresel günlük radyasyon yoğunluğu ve hava sıcaklığıkayıtlarına ek olarak; Uluslararası Enerji Ajansı IRENA'nın 1984-2015 yılları arasında yürüttüğü bir çalışmanın önemli analizlerini içeren ikinci el verileri kullanarak, potansiyel bir güneş enerjisi santralinin, Net Şimdiki Değer Yöntemi ve RETscreen analiz programı ile hesaplanmış tahmini finansman maliyetini sunmaktadır.Analiz sonuçları Malawi'nin yıl boyunca muazzam ölçüdegüneş ışığıaldığını ve ortalama hava sıcaklıklarının büyük ölçekli bir güneş enerjisi projesinin yapılması için elverişli olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, makale sürdürülebilir sosyal ve ekonomik büyümenin bir önkoşulu olan yeterli ölçüde modern enerji tedariğinin sağlanması için kullanılabilecek stratejilerin altını çizmektedir.

Yenilenebilir enerjiye yönelik ödeme istekliliğini belirleyen faktörler: Türkiye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 İktisat Bilim Dalı
Enerji kaynakları sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın önemli bir parçasıdır. Enerji talebi artmakta ve gelecekte de artması beklenmektedir. Enerji üretim planlaması ve artan enerji talebi, ülkelerin kalkınma planlarının en önemli öğeleri arasındadır. Hızla büyüyen ekonomiye ve artan nüfusa sahip olan Türkiye, artan enerji talebiyle başa çıkmak için önlemler almak zorundadır. Türkiye yabancı enerji kaynaklarına büyük ölçüde bağımlıdır. Bununla birlikte, fosil yakıtlara dayalı enerji tüketimi ekonomik, çevresel ve politik sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle, Türkiye sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlamak için iç enerji kaynaklarını ve temiz enerji kaynaklarını değerlendirmeli ve kullanmalıdır. Türkiye, enerji ithalatını en aza indirgemek, iç enerjiyi en üst düzeye çıkarmak ve 2023 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin %30'unu üretmek amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından tasarlanan bir eylem çerçevesi geliştirmiştir. Türkiye'nin iddialı yenilenebilir enerji hedeflerini gerçekleştirmesi için YÖİS (Yenilenebilir enerji için ödeme istekliliği), uygun politikayı yönlendirmede merkezi bir rol oynamaktadır. Bu amaçla, Türkiye'nin 12 büyükşehrinde 2500 haneye yüz yüze görüşmeler yapılmış ve anket uygulanmıştır. Türk vatandaşlarının yeşil elektrik için ödeme istekliliğini araştırmak amacıyla ve bu istekliliği etkileyen yaş, gelir, eğitim gibi sosyal faktörlerinin analizi için Tek Yönlü Varyans Analizi (One-way ANOVA) ve Post-Hoc testler kullanılmıştır. Oneway-ANOVA, yenilenebilir enerji için ödeme istekliliğini etkileyen çeşitli faktörler grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların bulunup bulunmadığını araştırmak için ve Post-Hoc testi ise gruplardan hangisinin farklı olduğunu incelemek için kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre incelenen katılımcılar arasında toplam enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin %20 ve %30'luk paylarını ödemeye istekli olma konusunda istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olduğunu göstermektedir. Yenilenebilir enerjinin %20'lik payının sonuçlarına göre orta gelirli grupların alt ve üst gelir gruplarından daha yüksek ödeme yapmaya istekli olduklarını göstermektedir. Bununla birlikte, yüksek derecede çevre bilincine sahip katılımcılar, yenilenebilir enerjinin %20'lik payı için yüksek ödeme eğilimindedir. Öte yandan, yenilenebilir enerjinin %30'unu oluşturan sonuçlar, 65 yaş üzeri olan ve yüksek geliri olan grupların yenilenebilir enerji için yüksek ödeme istekliliğinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca, sonuçlar ilkokul ve lisans eğitim grupların yenilenebilir enerjinin %30'luk payı için daha fazla ödeme istekliliğini göstermektedir. Türk vatandaşlarının düşüncelerine göre yenilenebilir kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin Türkiye'nin enerji bağımlılığının azaltılmasında en etkili kaynak olduğunu göstermekte ve enerji bağımlılığını azaltmak için Türk vatandaşlarının toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının %30'u payı için

Yenilenebilir kaynak içeren güç sistemleri için optimum reaktif güç dağıtımını sağlayacak java tabanlı bir güç akışı analizörünün geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Reaktif güç dağıtımın, güç şebekelerinin çalışmasında kritik ve önemli yeri vardır ve güç şebekelerinde güvenli ve ekonomik bir çalışma imkânını sağlamak için temel bir rolu oynamaktadır. Reaktif gücün amaçsız dağılımı, güç şebekelerinin güç kalitesini ciddi bir şekilde etkiler ve iletim kaybını arttırır. Etkin bir güç akışı mekanizmanın oluşturması, sadece güç kaybını azaltmakla kalmaz aynı zamanda güç kalitesini de arttırır. Optimal Reaktif Güç Dağıtımı (ORGD) çalışmaları, güç sisteminin en güvenilir çalışma koşulunu sağlayacak en uygun sistem yapılandırmalarını oluşturmaktır. ORGD, jeneratörü olan baraların gerilimlerini, trafo kademe pozisyonlarını ve değiştirilebilir şönt kapasitörlerinin boyutunu kontrol ederek aktif güç kaybının azaltmasını sağlar. Bu tezde, baraya yeni kurulan bir DG sisteminin en uygun şekilde yerleştirilmesi için yapay zekâ yöntemleri uygulamıştır. Tezin temel amacı, kontrol değişkenlerini limitleri aralarında optimize ederek aktif güç kaybını en aza indirmek ve incelenen sistemde yeni bir DG'nin optimum yerleşimini bulmaktır. Sistem performansını değerlendirmek için IEEE 14 bara sistemi kullanılmıştır ve önerilen tekniğin sonuçları PSO, YAKA, GA, HPSOM optimizasyon teknikleriyle karşılaştırılmıştır. Test sonuçları, önerilen konfigürasyonun geleneksel güç sistemlerinde yenilenebilir entegrasyon oranını arttırmaya katkıda bulunacağını göstermektedir. Sonuçlar ayrıca, önerilen ORGD tekniğinin optimum bir çözüme yaklaşabileceğini ve kritik bir durumda ve makul bir süre içinde tatmin edici bir çözüm elde edebileceğini göstermektedir. En uygun sistem yapılandırmanın araştırılması için kullanışlı güç akışı analizi prosedürlerinin geniş bir koleksiyonu, açık kaynaklı JPOWER algoritmaları ile ele alınmıştır. JPOWER güç akışı problemlerini çözmeye odaklanır ve bunun avantajı, kodun kolaylıkla kullanılabilmesi ve değiştirilebilmesidir. Test sonuçları, önerilen yöntemin etkinliğini göstermektedir.

Yeraltı kömür ocaklarında ocak yangınlarının Bulanık Mantık Yöntemi ile tahmin edilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Maden İşletme Bilim Dalı
Kömürün kendiliğinden yanması, gaz ve toz patlamasına, maden yangınlarına, zehirli gazların yayılmasına, rezerv kaybına ve madencilerin hayat kaybına doğrudan veya dolaylı neden olan faktörlerden biridir. Bu kazaları önlemek için kömürün kendiliğinden yanmasının tahmin edilmesi önemlidir. Ayrıca, kömürün kendiliğinden yanmasının tahmin edilmesi erken aşamalarda, maden çalışanlarının emniyeti açısından da önemlidir. Bu çalışmada, tam mekanize uzunayak üretim yöntemine sahip olan Adularya yeraltı kömür madeni işyeri olarak seçilmiş ve 2017 yılı boyunca 10 adet gaz izleme istasyonu tarafından ölçülen veriler alınmıştır. Verilerdeki belirsizlikler, doğrusal ve kesin olmayan değişkenler nedeniyle, bu çalışmada, bulanık mantık modeli kullanılmıştır. Kendiliğinden yanmayı tahmin etmek için, CO, O2, N2 ve sıcaklık girdi değişkenleri, yangın yoğunluğu ise çıktı değişkeni olarak kullanılmıştır. Bulanık modelinde Mamdani bulanık çıkarım sistemi kullanılmış ve simülasyon için MATLAB ortamında Bulanık Mantık Araç Kutusu kullanılmıştır. Sonuç olarak, bulanık mantık sisteminin, belirsiz ve doğrusal olmayan verileri ile yangın yoğunluğunun belirlenmesinde daha güvenilir olduğu bulunmuştur. İşletmenin, 1409 ve 610/2B gaz izleme istasyonu noktaları kendiliğinden yanma açısından şüpheli olduğundan uygun önlemlerin alınması gereklidir. Bulanık mantık modelinin Graham oranına göre, yangın yoğunluğunu belirlemede, birçok değişkeni eşzamanlı olarak analiz etmesi ve değerlendirmesinden dolayı güvenilir sonuçlar verdiği bulunmuştur.

Yeraltı suyu çekilmesine bağlı arazi sübsidansı değişiminin matlab kullanılarak araştırılması: Konya Ovası (Konya Kapalı Havzası) için modelleme ve tahmine dayalı bir vaka çalışması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Genel Jeoloji Bilim Dalı
Yer altından petrol ve su gibi sıvı çekimi, tuz, kömür ya da diğer mineraller için yapılan yeraltı maden işletmeciliği çok yaygın biçimde sübsidansa neden olmaktadır. Yeraltından sıvı çekilmesi durumunda coğu zaman sübsidansın nedeni, üstteki kayayı destekleyen su basıncının düşmesidir. Dünya yüzeyinin kademeli yerleşmesi ya da çökmesi olarak tanımlanan arazi sübsidansı, yaygın oluşan jeolojik bir tehlikedir. Su çekildiğinde, kayalardan çökmeye neden olur. Arazi çökmesinin olumsuz etkilerinin azaltmak için bazı durumlarda ortamda bulunan yeraltı suyuna ait akış modellemesiyle birlikte zaman ve yükselme arasında değişimin de dikkatle gözlenmesi gerekmektedir. Türkiye'de bulunan Konya Kapalı Havzası'nda (KKH) arazi çökmesi belirgindir Uzun vadeli yeraltı suyu geri çekilmesinin, çökme oranlarının mekansal değişimi üzerindeki etkisini simüle ederken, MODFLOW sayısal yeraltı suyu akış modeli gibi çeşitli yeraltı suyu akış modeller kullanılmmaktadır. Ayrıca, GPS, InSAR ve ENVISAT SAR görüntüleri de kullanılmaktadır. Bu araştırma, Konya Kapalı Havzası'nın arazi çöküşünün modellenmesinde ve tahmininde Terzaghi'nin 1D konsolidasyon teorisi yardımıyla MATLAB'ı kullanmaktadır. MATLAB tahmine dayalı analiz, gelecekteki olayları tahmin etmek için geçmiş verileri kullanır. Öngörülen dayanım değerleri aynı inceleme yıllarına ait önceki çalışmalarla teyit edilmiş ve Konya Kapalı Havzası için bir model oluşturulmuştur.

Yerçekimi destekli ısı borusunun pasif soğutma olarak fotovoltaik panel üzerindeki etkisinin deneysel olarak araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Yenilenebilir Enerji Sistemleri Bilim Dalı
Yeryüzünde hemen her ülkedeki insanların yaşam koşulları, o ülkedeki endüstrinin gelişmesine bağlıdır. Endüstrideki gelişmeler ise enerji tüketimine bağlıdır. Fosil yakıtların tüketilmesine karşı en iyi alternatif, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmektir. Üstelik güneş enerjisi fosil yakıtlar gibi elektrik enerjisine dönüştürülürken çevreye zarar vermez ve küresel ısınmadan korur. Ayrıca fosil yakıtların muhafaza edilerek gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlar. Bu çalışmamızda, PV sistemlerinin daha verimli çalışmaları için soğutma sistemini ele aldık. Ayrıca yerçekimi destekli ısı borusunun pasif soğutma olarak fotovoltaik panel üzerindeki etkisinin deneysel olarak araştırılmasını sunduk. Soğutma sistemlerinin çeşitli yöntemleri olmakla birlikte, çalışmamızda yapmış olduğumuz fotovoltaik panellerde pasif soğutma tekniklerinden ısı borusunun soğutucu olarak kullanımı üzerine deneysel bir çalışma gerçekleştirdik. Yapılan çalışma sonucunda saf su bazlı panelin gerilim değeri etanol ve referans panelin geriliminden daha yüksek düzeyde ölçüldü. Çıkış gücü hesabı yapıldığında ise saf su bazlı panelin güç çıkışı etanol ve referans panele göre daha yüksek değerde ölçüldü. Güneş panellerine ısı boruları entegre edildiğinde sıcaklığın düşmesiyle verimliliklerinde artış olabileceği gösterildi. Bu çalışma alanında özgün bir yapıya sahip olup daha önce denenmeyen bir teknik ile gerçekleştirilmiştir.

Yerel düzeyde yeni kamu yönetimin uygulanması: Arnavutluk'un yerel yönetim reformu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim Bilim Dalı
Bu tez, Arnavut yerel yönetimleri içerisinde gerçekleştirilen Yeni Kamu Yönetim (YKY) reformlarının etkisini kapsamaya çalışmıştır. Tezin temel amacı, Arnavutluk yerel yönetim reformlarının YKY modeline ait olup olmadığını tespit etmektir. Tez, cevabın alınabilmesi için, politika belge içeriklerinin ve uygulama sürecinin ayrıntılı bir incelemesine başlar. Çalışma, kamu idaresinin geleneksel modelden YKY'ye dönüşümünü gözden geçirerek başlıyor. Ardından, bu dönüşümün, geçiş dönemindeki ülkelerin yerel kamu idarelerini nasıl etkilediği sorusu ile devam ediyor. YKY modelinin, bir süredir hâlihazırda işlevsiz ve bürokratik bir yönetim mirasına en iyi çözüm olduğu düşünülüyor; Geleneksel yönetim modeline kadar uzanabilen bir miras. Bununla birlikte, YKY'nin geçiş dönemindeki ülkelere uygunluğu hakkında ortak bir görüş yoktur. Bu tez tamamen Arnavutluk yerel yönetim reformu üzerinde yoğunlaşır. Tez, ilk adım olarak kamu ve yerel yönetim reformları ve bunların YKY reformlarının başlatılmasından önceki statülerinin bir tarihçesiyle başlar. Sonra, bu reformun uygulanmasının ardındaki nedenler, uygulanan standartlar ve uygulanmasına yönelik üstlenilen süreç ile devam eder. Kalan bölüm Arnavutluk'taki bir belediyenin vaka incelemesinden oluşuyor. Toplanan bilgilerin çoğu, reformun uygulanmasından sorumlu olan belediyeden yetkililerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edildi. Vaka incelemesi reformun yalnızca tek boyutuna odaklanmaktadır; Kavaje Belediyesi tarafından üstlenilen reform girişimleriyle ilgili olanı. Bu tezin sonuçlarının bir karışım olduğu ortaya çıkıyor: Üretim kontrolüne ağırlık verilmesi gibi bazı YKY girişimleri yürürlüğe konmuşken rekabet veya ayrıştırma gibi muhtelif diğerlerinin uygulanmamış olduğu görülüyor. Tez, YKY reformlarının Arnavutluk yerel yönetiminde ancak kısmen hayata geçirildiğine karar vermiştir. Anahtar Kelimeler: Arnavutluk, YKY, Reform, Uygulama, Yerel Yönetim, Belediye

Yerel kamu hizmetlerine etkisi açısından Türkiye ve Çad'da yerel özerklik ve denetim

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bilim Dalı
Yaşadığımız yüzyıl içinde dünyada meydana gelen değişim ve dönüşümler yerel yönetimler alanına da yansımış ve var olan yapıları değiştirmiştir. Yerel yönetimlerin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Yerel yönetimler birçok düşünür tarafından demokrasi okulu olarak öngörülmüştür. Bu açıdan, yerel yönetimlerin devletler için vazgeçilmez olduğu varsayılabilir. Dünyada yaşanan bu gelişmelere, Türkiye ve ÇAD'da da kayıtsız kalınamamıştır. Tezde yöntem olarak, tarihsel ve bilimsel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Türkiye ve Çad'da yerel yönetimlerin içinde bulunduğu durum araştırılarak yerel yönetimlerin etkinleştirilmesine yönelik yerel özerkliğin ulusal ve uluslararası boyutları tarihsel bir süreç içerisinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Tezin bulguları arasında, yeni yerel yönetimler mevzuatının, daha önceki yerel yönetimler mevzuatına oranla idari, mali ve hukuki açıdan özerklik anlamında daha cesur olduğu vurgulanabilir. Yapılan reformlarla idari vesayet denetiminin, sadece hukukilik denetimi ve idari yargıyı harekete geçirme yetkisiyle sınırlı kalması sağlanması istenmiştir. Fakat diğer yandan da yerel yönetimler üzerinde, kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmamaları için rasyonel bir denetim kurulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, tüm eksik ve aksaklıklarına rağmen, merkezin idari vesayet yetkisini mümkün olduğunca az seviyelere indirmeye çalışıp, yerel özerkliği ön plana çıkaran yeni düzenlemelerin başarılı olduğunu söylenebilir. Tez boyunca tartışılan konular açısından; bu çalışmada öncelikle yerel özerklik ve idari vesayet kavramları açıklanmaya çalışılmış ve yerel yönetim mevzuatında yapılan değişiklikler bu anlamda Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları ışığında değerlendirilmiştir. Buradan hareketle, yerel özerklik bu araştırmanın temelini oluşturmaktadır. Yerel özerklik; idarenin bütünlüğü içerisinde ele alınarak, idari vesayet ile arasındaki bağ irdelenmiştir. Etkin ve verimli hizmet sunan katılımcı yerel yönetim anlayışı çerçevesinde yerel özerklik bu araştırmanın konusunu oluşturmaktadır.

Yerel yönetimler perspektifinden karşılaştırmalı olarak Nijer ve Türkiye' de kent yönetimleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Fransızca 2016 Diğer
ÖZET Nijer'de ademi merkeziyetçi 21 Mart 1919 Ve 1 Nisan 1936 tarihi kararnmaesiyle kurulan ilk kodamanlar konseyleri ile sömürge dönemine uzanıyor. Daha sonra 1995 Batı Afrika'daki Fransız belediye reformu, Bu reformla beraber Niamey Tam fonksiyonlu belediye ve karışık Zinder Ve Maradi orta fonksyonlu belediye kuruldu. Nijer'in anayasasının 22'inci maddesinde belirtildiği üzere ülke yerel yönetimleri commune, departman ve bölge yerel yönetimleri olmak üzere üç ayrı birimden oluşmaktadır. Bu üç genel mahalli yönetimin yanında ayrıca ekonomik, coğrafik ve demografik farklılıklar gereği özel statü ile yönetilen yerel yönetimler de bulunmaktadır. Commune'ler türkiye ise belediyelere, departmanlar ise il özel idarelerine denk gelmektedirler. Bu yerel yönetimlerin en küçük birimi commune (komün)'dür. 2002'den beri Niger Cümhuriyet yedi (7) bölge ayırılmıştı Üstelk Başkant ayrı bir statü sahiptir. Türkiye'nin 1982 Anayasasında üç düzeyde yerel yönetimlerin kurulması öngörülmüştür. Bunlar il özel idareleri, belediyeler ve köy yönetimleridir. T.C. 1982 Anayasasında büyük yerleşim yerleri için özel yönetimlerin getirilebileceği öngörülmüştür. Bu düzenleme bazında ise Büyükşehir belediyeleri kurulmuştur. Türkiye'nin yerel yönetim kurumlarını il özel idareleri, belediyeler ve köy yönetimleri oluşturmaktadır. Büyük yerleşim yerleri içinde özel yönetimler getirilebilmekte ve büyükşehir belediyeleri böyle bir düzenlemenin sonucudurlar. Nijer'de belediye başkanları hem merkezi hükümetin temsilcisi hem de yerel yönetim kuruluşu olan belediyenin başıdır. Merkezi hükümetin temsilcisi olmasından dolayı valiye karşı sorumludur. Belediye başkanı, belediye meclisi üyeleri arasından belediye meclisi tarafından seçilir. Türkiye'deki gibi doğrudan halk tarafından seçilmemektedir. Vali, Başbakanı ve bütün bakanları teslim etmektedir. Kariyeri Bakımından İçişleri Bakanına bağlıdır, Vali yardimcisi, Valinin yakin çalişma arkadaşı olmakta birlikte, arrondismanlarda Devlet temsil etmekte görevlidir.

Yerel yönetimlerde reform: Türkiye ve Gambiya mukayesesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Yönetim Bilimleri Bilim Dalı
1970'lerin sonu ve 1980'lerin başı itibariyle kurulan merkezi hükümetlerin etkisiz ve karmaşık bürokratik sistemleri yanı sıra verimlilik, etkinlik, üretkenlik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından zayıf olmaları modern yerel yönetim sistemlerinin doğmasına yol açmıştır. Bu sistemler, ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınması için etkin ve etkili birer araç olarak ziyadesiyle teşvik edilmiştir. Yerel yönetim kavramı, hükümetleri hem kentsel hem de kırsal alanlarda yaşayan topluluklara daha yakın hale getirmeyi ve vatandaşların ulusal kalkınmaya daha üretken bir şekilde katılmalarını amaçlayan temel ilkelere dayanmaktadır. Modern yerel yönetim sistemlerinin teşvik ettiği yönetişim ve demokrasi ilkeleri ise insanoğlu için en büyük miraslardan biridir. Yerel yönetimler, insanların hayatlarını ve geçimlerini geliştirmeye yönelik politika ve programların uygulayıcıları olarak görülmektedir. Yerel yönetimler, insanların, temel ihtiyaçlarının karşılandığı barışçıl, uyumlu ve gelişmiş topluluklarda yaşamasını da teşvik etmektedir. Bununla birlikte, dünyanın farklı köşelerinde hem kurumsal yapılanma hem de hizmet sunma açısından farklılık gösteren çeşitli yerel yönetim türleri vardır. Bunlardan bazılarının diğerlerine göre daha etkili olduğu düşünülmektedir. Yukarıda bahsedilen hususların ele alındığı bu tez, Gambiya ve Türkiye'deki yerel yönetim sistemleri ve reformlarını karşılaştıran bir çalışmadır. Çalışma kapsamında; iki sistem arasındaki temel benzerlikler, yönetişim yapıları, roller, sorumluluklar ve yasal çerçeveler ele alınmıştır. Sistemler arasındaki farklılıklar ise özleri itibariyle verimlilik, etkililik ve üretkenlik düzeylerindedir. Gambiya ve Türkiye'deki yerel yönetim sistemleri ve reformlarının farklılık ve benzerliklerinin ortaya çıkarıldığı bu tezde, iki sistem arasındaki temel farkların hizmet kapsamı, gelir kaynakları ve özerklik düzeylerinden kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Yerel yönetimlerde reform: Türkiye ve Gana karşılaştırması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Yönetim Bilimleri Bilim Dalı
Yerel yönetimlerin çoğunlukla katı ve ezici bir merkezi yönetim yapısının neden olduğu çeşitli verimsizliklerden dolayı ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Bu iddiayı yok saymamakla birlikte, bu anlatıya göre yerel yönetim, merkezi yönetime ne üstün ne de bağımlıdır, ancak bir ülkenin etkili ve verimli bir sosyo-ekonomik kalkınmaya gidebilmesi için gerekli olan önemli bir araç olduğu iddia edilmektedir. Modern yerel yönetimin yükselişi, 18. yüzyılın ortalarından itibaren ivme kazanan sanayileşme süreciyle yakından ilişkilidir. Bu kavramın başlangıcı yerel hizmet ilkesine dayanmaktadır; amaç hükümet ile vatandaş arasındaki uçurumu kapatmaktır. Modern yerel yönetim yapısının kurucu ilkeleri: şeffaflık, iyi yönetim, katılım ve nispeten daha yüksek bir hesap verebilirlik düzeyini teşvik eder ve bu durum onun en büyük mirası ve başarısı olarak kabul edilir. Ancak, yerel yönetimlerde bu ilkelerin tezahürleri ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Temelleri zayıf olan yapıların çökmek zorunda olduğu düşünüldüğünde, çeşitli ülkeler yerel yönetim sistemlerinin temel düzenlemelerini modern ihtiyaçlara veya eğilimlere karşı ölçmekte ve gerektiğinde verimli düzenlemeler yapmaktadır. Bunun sonucunda çeşitli reformlar ortaya çıkar. Bu çalışma, Türkiye ve Gana'daki yerel yönetim yapısının incelenmesine odaklanmaktadır. Ayrıca bu ülkelerin sistemlerinde ihtiyaç duyulan reformları karşılaştırmalı olarak derinlemesine incelenmeye çalışmaktadır. Bu tezde, her iki ülkedeki reformlar, verimliliklerine göre veya modern yerel yönetim miraslarının (hesap verebilirlik, katılım, özerklik) tezahür derecesine göre değerlendirilmiştir. Her iki ülkenin sistemindeki benzerlikleri ve farklılıkları yinelerken, bu tez, yerel yönetim reformu veya herhangi bir kalkınma biçiminde yukarıdan aşağıya bir yaklaşım sergilendiğinde, bu yaklaşımın hedefine uzak kalması veya başarısız olmasının muhtemel olduğunu vurgulamaktadır. Zira bu diktatörel bir yaklaşımdır ve katılımcı demokrasisinin önünü kesmektedir.