Thesis Search




SEARCH RESULTS

7-oksi-3-(4-metoksibenzoil)-kumarin içeren alfa, beta ve okta çinko ftalosiyanin komplekslerinin sentezi, karakterizasyonu ve bazı özelliklerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2022 Anorganik Kimya Bilim Dalı
Ftalosiyaninler, tasarım kolaylığı, kimyasal kararlılığı, oksidasyon azaltma özelliği ve canlı mavi-yeşil renk tonu sayesinde üzerinde birçok çalışma yapılmış 18 ?-konjuge elektron sistemine sahip aromatik makrosiklik bileşiğidir. Yüksek düzeydeki elektriksel iletkenliğe istinadene ftalosiyanin bileşikleri hayatımızın çeşitli alanlarda yer alabilmektedir. Kumarinler ise, doğal bitkilerin sekonder metabolitleri olarak bulunan ve aynı zamanda sentezlenebilen kimyasal bileşiklerdir. Bazı önemli kumarin bileşikleri farmakoloji ve tıp gibi uygulama alanlarında kullanılmaktadır. Kumarinler anti-koagülan, antikanser, antiviral, anti-fungal, anti-oksidan ve anti-bakteriyal, antihelmintik özelliklere sahip farmakofor bileşiklerdir. Bu tez çalışmasında alfa, beta ve okta çinko (II) metal ftalosiyanin bileşiğine 7-oksi-3-(4-metoksibenzoil)-kumarin bileşiği sübstitüe edilmiştir. Sentezlenen bileşikler saflaştırılmış, yapıları aydınlatılmış, elektriksel iletkenlik özellikleri ve yoğunluk fonksiyonel teori hesaplamaları incelenmiştir.

A blockchain-based tracking system for university donation

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Günümüzde, üniversite öğrencilerine öğrenim ücretleri veya diğer ihtiyaçları konularında yardımcı olmak için binlerce bağış işlemi yapılmaktadır. Bunlar yıllardır resmi olarak aracılar vasıtasıyla bağışçılardan öğrencilere ulaştırılmaktadır. Ancak son zamanlarda bağış işlemlerinde keskin bir düşüş fark edildiği gözlemlenmiştir. Bunu sebebi incelendiğinde bağışçılar ve aracılar arasındaki güvenin azalmasının bir sonucu olarak, özellikle şeffaflığın büyük ölçüde yokluğu neticesinde meydana geldiği görülmektedir. Bu nedenle, zayıf şeffaflık ve bağışların hedeflenen alıcılara ulaşması konusundaki güven kaybının neden olduğu sorunları çözmek için, blok zincir teknolojisinin kullanılması, merkezi olmayan bir takip sistemine dayalı ve tam şeffaflık gibi ideal bir blok zincir bağış sistemi probleme çözüm olabilir. Burada bağışçının, bağışlarına ulaşma adımlarını ve bağışların yararlanıcılarına ne zaman ulaştığını tam olarak bilmesi güven ve şeffaflığın sağlanması için önemli bir adımdır. Bu araştırma, bağış sürecinde şeffaflık ve izlenebilirliği sağlamak için blok zinciri teknolojisini kullanan üniversite öğrencileri için bir bağış modeli tasarlamayı ve geliştirmesi amaçlamaktadır. Bağışçı, aralarında bir aracı bulunmadan doğrudan öğrenciye bağış talebinde bulunabilir. Bu model, bağışçının öğrenciye paranın ulaşma sürecini doğrudan takip edebilmesi hem şeffaflığı hem de bağışları takip etmeyi mümkün hale getirmektedir. Önerilen modelde elde edilen sonuçlar literatürden benzer modeller ile kıyaslaması yapılarak modelimizin başarısı ve şeffaflığı kontrol ederek test edilmiştir. Son olarak, performans değerlendirmesinde, bu süreçte kullanılan akıllı sözleşmenin özelliklerine ve verinin boyutuna bağlı olarak işlemin bağış sürecini uygulaması için zamana ihtiyacı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle akıllı sözleşmenin özellikleri ne kadar karmaşıksa, işlemin bağış sürecini gerçekleştirmek için o oranda zamana ihtiyaç vardır. Bu süreç daha uzun sürebilir ve bunun tersi de geçerli olabilmektedir. Bu çalışmada hazırlanan bağış platformu, bağışçının görevi tam bir güven ve garanti ile yerine getirmesini sağlayan şeffaflık ve hassas izleme ile yapıldığı ana hedeflerini tam olarak yerine getirdiği ortaya konuşmuştur.

A comparative analysis between the Turkish financial reporting standard for large and medium-sized entities and the ohada accounting system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında hızla büyüyen ikili ve çok taraflı ekonomik ilişkiler, birbirlerinin iş ve finans ortamını anlama zorunluluğunu doğurmaktadır. Bu nedenle, finansal bilgilerin düzenlenmesi ve yayılması için temel bir araç olarak muhasebe sistemi, bu alanlardaki iş aktörleri ve diğer paydaşlar tarafından erişilebilir ve anlaşılabilir olmalıdır. Ayrıca bu konuyla ilgili çalışma eksikliği, iki muhasebe sistemi arasında bu karşılaştırmalı analizi, her biri altında hazırlanan finansal tabloları karşılaştırarak ve temel benzerlik ve farklılıklarını analiz ederek yapmaya yöneltmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, SYSCOHADA ve BOBİ FRS arasındaki önemli farklılıkları ve benzerlikleri vurgulamaktır. Ayrıca, çalışma hem muhasebe standartları iyi anlamak hem de uygulayıcılara ve bu yerlerde faaliyet gösteren iş adamlarına her bir ülkeyle ilgili muhasebe düzenlemeleri hakkında iyi bilgi sahibi olmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Konu bazında ve SYSCOHADA kurallarına göre hazırlanmış ve BOBİ FRS' ye uyarlanmak üzere yeniden düzenlenen mali tablolara dayalı olarak, tüm temel farklılıklar ve benzerlikler kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir. Vaka çalışması ve farklı muhasebe konularının tematik analizi sonucunda, iki muhasebe setinin bir ölçüde felsefi yaklaşım nedeniyle ihtiyat ilkesi gibi bazı konularda farklılık gösterdiğini anlaşılmaktadır. SYSCOHADA, BOBİ FRS'nin aksine alacak ve borçlara ilişkin kur farkı kazançları kaynaklanan potansiyel kârın kesinleşene kadar muhasebeleştirilmesine izin vermemektedir. Bununla birlikte, bu iki muhasebe seti, UFRS/UMS'ye bir şekilde yakın olmaları nedeniyle bazı önemli benzerlikleri de paylaşmaktadırlar. İki sistemin temel farkların etkisi, yeniden düzenlenen mali tablolarda fark edilebilir. BOBİ FRS'yi takiben yıllık net gelir, SYSCOHADA'daki yıllık net gelire kıyasla artmıştır. Ayrıca, BOBİ FRS'yi takiben yeniden düzenlenen toplam varlıklar ve yükümlülükler, SYSCOHADA finansal tablolarına kıyasla azalmıştır.

A comparative analysis Of Indonesia and Turkey's foreign policy toward the Middle East: The case study of Palestine Issue and Syria crisis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Bu çalışma, Türkiye ve Endonezya'nın Filistin Sorunu ve Suriye Krizi'ya yönelik dış politikasını karşılaştırmalı bir analizi amaçlanmıştır. Neoklasik realizm dış politika teorilerinden biri olarak uygulanmaktadır. Filistin Sorunu ve Suriye Krizinin Türkiye ve Endonezya politikalarını birim ve sistematik analiz düzeyinde şekillendiren, değişen dinamikleri ve analiz etkenleri tartışılmıştır. Liderlerin uluslararası ve bölgesel sistemik değişen eğilimleri, baskıları ve devlet iktidarı üzerindeki algılarının etkili faktörler haline geldiğini özetlemektedir. Türkiye'de 2004-2016 yılları arasında iç siyaseti, içsel dönüşüme uğramıştır yani kamuoyu ve sivil toplumun rolleri dış politikayı, dış politikanın yeni bir aktörü olarak sivil liderin ortaya çıkışını, lider faktörleri, İslamcı faktörün, İsrail-Filistin'in artışını etkilemektedir. Bölgesel istikrarın kalbi olarak algılanan çatışma, Filistin sorununun çözümü için proaktif bir dış politika ile sonuçlanır. Bu arada, Endonezya'daki reform dönemlerinden sonra, 1945 Anayasasının anti-sömürgecilik ruhu, Endonezya'nın angajmanının tarihsel temeli olarak devam etmiştir. Bunun yanı sıra, iç siyasette İslamcı odaklı hedefler, İslamcı grupların ahlaki gücü, İslamcı partilerin giderek artan rolleri ve yeni Endonezya'nın uluslararası yönelimi ve kimliği, iç siyasette islamist bir etkenin artması İsrail'e karşı tanınmayan bir siyasetin sürekliliğini etkilemiştir ve Filistin'i iki devletli çözümlere uygun olarak desteklemiştir. Endonezya'nın demokratik dış politikası çeşitli diplomatik çabalarla gerçekleştirilmiştir. Suriye krizi durumunda, Türk siyasetinin insani bir boyutu olan mülteci akınını da içine alan etkili faktörler; yani mülteci akını, açık kapı politikasıyla sonuçlanmakta, Türkiye-Suriye sınırlarında güvenlik tehdidi oluşmakta, daha sonra uluslararası ve bölgesel aktörlerin çatışma, IŞİD'in yükselişi ve PYD tehdidinin ortaya çıkışı, dış politikasının tercihinde bu kadar güçlü bir yaklaşım sergilemesine yol açmıştır. Oysa uyumsuzluk ilkesini benimseyen bağımsız dış politikaya, lider algılarına, Endonezya vatandaşlarının korunmasının önceliğine bir bağlılık oluştururken, Suriye iç politikasına müdahale etmeme politikasının şekillenmesi ve herhangi bir askeri müdahaleye uyumsuzluğun sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, IŞİD ve Endonezyalı yabancı savaşçıların boyutunun yanı sıra İKT çerçevesindeki rolü, Suriye hükümetiyle sınırlı ikili ilişkilerin yönetiminde kalmaya devam ettiğini belirlemektedir. Özetle, pasif bir dış politika yürütme eğilimindedir ve Suriye krizi durumunda önemli bir rol oynamamaktadır. Anahtarı: Dış Politika, Endonezya, Türkiye, Neoklasik realizm, Filistin sorunu, Süriye Krizi

A comparative analysis of import substitution industrialization in Egypt and Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Bu araştırma, Mısır ve Türkiye'de etkili olan İthal İkameci Sanayileşmesine odaklanmaya çalışmıştır. Her iki ülkede Uluslararası Ekonomik Enstitüler (IFIs) perspektifinde ümit veren ekonomiler olarak görülmektedir. Ayrıca, bu ülkelerde politik istikrarsızlık, sosyal değişimler ve ekonomik güçlükler de benzer özelliklerle yer almaktadır. Bu açıdan inanıyoruz ki, bu özellikler ülkelerin ekonomik ve politik tarihine tüm geçmişini kapsayan bir açıdan bakılarak daha iyi anlaşılır. Bu ülkelerde 21. yüzyılın ilk yıllarından beri yaşanan ekonomik ve politik güçlükler de benzemektedir. Bu öncelikle ithal ikameci sanayileşmeye, sonrasında liberal ekonomik politika ve SAP'a dayalı bir gelişim hattı tanımlamaktadır. Bu çalışmanın ana konusu, artan sanayi ürünleri açısından ithal ikameci sanayileşmesinin başarısıdır. Ancak Türkiye'nin ekonomik ve politik skalasının İngiliz Kolonisi'nin ardından birçok savaşla uğraşan Mısır'ınkinden daha iyi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ülkelerin ekonomik politikalarının oynadığı rolü ve politik, ekonomik kurumlarını analiz etmek üzere bir teşebbüste bulunduk. Ancak politik, uluslararası, ekonomik ve kurumsal bağlamda birçok yönden farklılıklar söz konusudur. Bu, Türkiye'nin ekonomik yöneliminin farklılığını açıklamaktadır. Kurumsal çerçeve, politik ve ekonomik ideoloji, sosyal birlikler ve uluslararası ekonomik kurumlar gibi bazı etkenlerin ithal ikameci sanayileşmesinin her iki ülkedeki başarısı ve uygulamalarını farklı etkilediği ileri sürülmektedir.

A comparative analysis of the performance of the İslamic banks and Conventional banks during the financial crisis period

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Muhasebe Finansman Bilim Dalı
Bankalar, bir ülkenin finansal sisteminin temel kuruluşlarından biridir. Bu finansal kuruluşlar tarafından sağlanan operasyon ve hizmetler, ekonominin farklı sektörleri üzerinde hem doğrudan hem de dolaylı etkilere sahiptir. Bu nedenle, ekonominin istikrarlı ve sorunsuz bir şekilde yürütülmesini sağlamak için bankaların operasyonlarının ve performansının uygun şekilde kontrol edilmesi önemlidir. Bankacılık sistemi, uzun yıllardır geleneksel sistem altında faaliyet göstermekte olup, kredi verme, finansal kiralama hizmetleri, fon transferi ve faiz ödemeleri karşılığında mevduat şeklinde para oluşturma gibi hizmetler sunmaktadır. Bu bankalar faiz prensipleri altında faaliyet gösterdikleri için Bankacilik işlemi gerçekleştirmek isteyen Müslümanların ihtiyaçlarını karşılayacak başka bir bankaya ihtiyaç vardı. Bu İslami finansal sistem tamamen İslam'ın ilkelerine dayanmakta olup iş ilişkileriyle ilgili İslami kurallara göre çalışmaktadır. Bu nedenle, 1980'de faizsiz bankacılık kavramı ilk olarak ekonomi literatürüne girmiştir. Şu anda, bu bankacılık sistemi, Batı'dan uzak Doğu'ya muazzam bir şekilde genişledi. Bu sistem, farklı kurumlar ve daha gelişmiş finansal araçlarla dünya çapında bir fenomen haline gelmiştir. İslam Kalkınma Bankasından gelen tahminlere göre, Dünyadaki Faizsiz Bankacılığın yönettiği fonlar 200 milyar ABD dolarının üzerindedir. Bu büyük büyümenin temel nedeni, sistemin özellikle Dünya finansal krizi sırasında finansal şokları sürdürme kabiliyetidir. Bu çalışma, 2008 Finansal krizi sırasında ve sonrasında İslami bankaların (Katılım bankaları) ve Geleneksel bankaların CAMEL derecelendirme modelini kullanarak performansını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada kullanılan veriler esas olarak Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve bireysel bankaların web sitelerinden elde edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, Katılım bankaları, 2008 mali krizinde sermaye yeterliliği, yönetim kalitesi ve piyasa riskine duyarlılık açısından daha iyi bir performans göstermekte olup, likidite, kârlılık ve Aktif kalitesi bileşenlerinde düşük performans göstermiştir. Anahtar Kelimeler: CAMELS, Katılım bankalar, Geleneksel bankalar, 2008 Finansal kriz

A comparative approach to the neurobiological basis of human will: Kant and al-Ghazali

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışma hem insan iradesi hakkındaki sinir bilimsel bulguları hem de Batı ve İslam medeniyetlerinden felsefi bakış açıları sunmayı amaçlamaktadır. İnsan iradesi kavramının felsefelerini, insan beyni deneylerinden elde edilen sinir bilimsel kanıtlarla ilişkilendirmeyi amaçlamaktadır. Bu araştırmanın ana fikri, insan iradesi hakkındaki sinir bilimsel bakış açılarının Kant ve gazali'deki insan iradesi kavramları ile uyumlu olduğunu iddia etmektedir. Bu uyumluluk, sinir bilimciler ve filozoflar arasında daha bilinçli bir ilişki oluşturmak için çalışılmıştır. Bu argüman, sinir bilimsel çalışmaların, Kant ve Gazali'nin eserlerinde içkin olan spiritüel çağrışımlarla çatıştığı görüşüne karşı çıkmaktadır.

A comparative meta evaluation of supply chain integration on performance: A moderator and mediator perspective

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı
Müşteri ihtiyaçlarının sürekli değiştiği ve küresel rekabetin yoğunlaştığı bir ortamda, kalite süreçlerini ve tedarik zincirini yönetmek örgütsel başarı için kritik öneme sahiptir. Çağdaş kuruluşlar, müşterilerini memnun etmek, rakiplerine karşı üstün gelmek ve performanslarını artırmak için entegre tedarik zincirleri aracılığıyla süreçlerini geliştirmeye çalışmaktadırlar. Küresel müşterilerin dinamik ve sürekli artan talebi karşısında akademisyenlerin ve uygulayıcıların tedarik zinciri entegrasyonunun performans üzerindeki etkisi konusunda fikir birliğine sahip olmadıkları bir ortamda bu entegrasyonun performansı artırmak için gerçekten uygulanabilir bir çözüm olup olmadığı önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada Hunter ve Schmidt (2004) yaklaşımı takip edilerek karşılaştırmalı bir meta-analitik değerlendirme ile düzenleyici ve arabulucu analizi yapılmıştır. Tedarik zinciri entegrasyonu çeşitli teorilerin ışığı altında iki perspektiften incelenmiştir. Bunlardan birisi 67 çalışmayla incelenen entegrasyonun boyutları (içsel, tedarikçi ve müşteri entegrasyonu) diğeri ise 25 çalışma ile incelenen entegrasyonun kolaylaştırıcılarıdır (bilgi, operasyonel, ilişkisel entegrasyon). Hem boyutlar hem de kolaylaştırıcıların genel performansın yanı sıra ayrı ayrı operasyonel ve işletme performansı üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Jamovi ile elde edilen meta-analiz sonucunda sırasıyla boyutlar ve kolaylaştırıcılar için anlamlı korelasyon katsayıları elde edilmiştir. Korelasyon katsayıları entegrasyon boyutu ve performans arasındaki ilişkinin orta derecede güçlü ve pozitif olduğunu, kolaylaştırıcılar ve performans arasındaki ilişkinin ise güçlü ve pozitif olduğunu göstermiştir. Operasyonel ve ilişkisel entegrasyonun işletme performansı üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır. Diğer yandan operasyonel performansın hem boyutlardan hem de kolaylaştırıcılardan etkilendiği görülmektedir. Ayrı ayrı olarak boyutların ve kolaylaştırıcıların işletme ve operasyonel performansın yanı sıra genel performans üzerinde de farklı etkileri görülmüştür. Etkileşimleri farklı düzeylerde olsa da tüm düzenleyiciler hem boyutlar ve hem de kolaylaştırıcılar üzerinde önemli bir etki göstermektedirler. Tedarik zinciri yeniliği hariç tüm arabucular için test sonuçları anlamlı değerler vermiştir. Bu çalışma literatüre birkaç yönden önemli katkılarda bulunmaktadır. İlk olarak, tedarik zinciri entegrasyonunun boyutları ve kolaylaştırıcılarının performansla ilişkisini gösteren kavramsal bir model geliştirilmiştir. Ayrıca tedarik zinciri entegrasyonu için gerekli kritik koşulları anlamak için düzenleyici değişkenlerin etkileri değerlendirilmiştir. Daha da ileri gidilerek önceki çalışmalardaki tutarsızlıkları anlamak için doğrusal olmayan ilişkilerin doğasını ortaya çıkaracak standard arabulucu analizi yapılmıştır. Tedarik zinciri entegrasyonu faktörlerinin ayrı ayrı hem operasyonel hem de işletme performansı üzerindeki etkileri ve bunun sonuçları bulunarak belirl

A comparative study of critical thinking strategies in reading in Mongolia and Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı
Küreselleşen dünyada, İngilizce, hem Türkiye'nin hem de Moğolistan'ın yabancı yatırımı çekmesinde ve dış ticaretini geliştirmesinde ana faktörlerden biri olarak görülmüştür. Yani, İngilizce hem Türkiye'nin hem de Moğolistan'ın eğitim sisteminde önemli bir yere sahip olmuştur. Öğrencilerin dört temel beceri olan dinleme, konuşma, okuma ve yazmada uzmanlaşması istenmesine rağmen en fazla okuma becerisine önem verilmektedir. Günümüzde çoğu üniversitelerin amaçlarından biri öğrencilerinin kendi alanlarında eleştirel okuma becerilerini geliştirmelerini sağlamaktır. Eleştirel düşünme günümüz eğitim programlarının bir hedefidir. Ancak eleştirel düşünmeyi yaşamlarında etkili biçimde kullanabilen bireyler eleştirel düşünme becerilerine ve eleştirel düşünme eğilimlerine sahip bireylerdir. Öğrenme sürecinin önemli bir parçası olan eleştirel düşünme özellikle okuma yaparken öğrencilerin kavramları analiz etmelerini, değerlendirmelerini ve açıklamalarını sağlamaktadır Diğer bir deyişle, metni anlamak ve karmaşık etkileşimi kolaylaştırmak için öğrencilerin eleştirel düşünebilmesi gerekir. Bu çalışmanın amacı, eleştirel düşünme, okuduğunu anlama, eleştirel okuma ve eleştirel düşünme becerilerini literatür incelemesine dayanarak analiz edip eleştirel düşünme becerilerini belirlemek ve okuduğunu anlama ile okuma stratejilerinin ilişkilerini belirlemektir. Bu araştırma koralasyonel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak yapılandırılmıştır. Araştırmanın grubu, 2015-2016 öğretim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi'nin İngilizce öğretmenliği bölümü ve Moğolistan Bilgi ve Teknoloji Üniversitesindeki İngilizce öğretmenliği bölümünde öğrenim gören üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerinden çalışmada yer almak isteyen gönüllü öğrenciler arasından seçkisiz olarak oluşturmuştur. Bu çalışmada dört temel veri toplama aracı kullanılmıştır. Bunlar okuma anlama testi, üst bilişsel okuma stratejileri ölçeği, Cornell Eleştirel Düşünme Testi ve Oxford'un dil öğrenenler için kişisel bilgi formlarından oluşmaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS (2015) paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistiklerin yanında bağımsız t-testi ve korelasyon teknikleri kullanılmıştır. Sonuçlar öğrencilerin akademik materyalleri okurken birçok Problem Çözme Stratejisi ve Destek Stratejileri kullandıklarını ortaya çıkartmıstır. Çalışma sonuçlarına göre öğrencilerin okuma stratejilerinin farkındalığı yüksek ve orta düzeyde gerçekleşmiştir. İkincisi, Üst Bilişsel Okuma Stratejilerini kullanma algıları ile okuma anlama testi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Üçüncü olarak, Türk ve Moğol İngilizce öğretmenliği adaylarının eleştirel düşünme becerileri ile okuma strateji kullanımı arasında anlamlı bir ilişki olmadığı ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Eleştirel düşünme, okuma anlama, okuma stratejileri, küresel okuma stratejisi, problem çözme stratejisi, destek stratejisi, yaratıcı düşünme,e

A comparative study of e-government policies: An alternative model proposal for e-government success in Africa

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Kamu Yönetimi Bilim Dalı
E-devlet uygulaması 21. yüzyılda ortaya çıkan bir yeniliktir. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler kamu yönetimlerini internet kullanımını arttıracak şekilde modernize etmektedirler. E-Devlet uygulaması hükümetlere izlenebilirlik, etkinlik, maliyetlerin azalması, vatandaşların yaşam standartlarının artması gibi sayısız fayda sağlamaktadır. Bununla beraber, çoğu gelişmekte olan ülke e-devlet uygulamasının hayata geçirilmesinde ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Bu bağlamda, bu tezin amacı neden bazı gelişmekte olan ülkeler e-devlet uygulamasında başarılı iken diğerlerinin başarısız olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu tez aynı zamanda özellikle Afrika'da yer alan gelişmekte olan ülkelerin e-devlet uygulamasında karşılaştıkları sorunları ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Tezin yazımı aşamasında Birleşmiş Milletlerin 2008-2016 yıllarını kapsayan E-Devlet Uygulamalarına Yönelik Araştırması gibi ikincil kaynaklar kullanılmış ve model bir çerçeve ortaya konulmuştur. Bu çalışma üç bölgeden altı ülkeyi örnek çalışma alanı olarak incelemiştir; Tunus ve Moritus (Afrika), Şili ve Uruguay (Amerika), Singapur ve Bahreyn (Asya). Çalışmanın sonuçları bize politik ve bürokratik özveri, ekonomik gelişmişlik, doğru politikalar, E-hizmetlere katılım ve sosyo-kültürel gelişmişliğin E-devlet uygulamasının gelişimi için gerekli olan faktörler olduğunu göstermektedir. Çalışma ayrıca örnek olarak alınan ülkelerde e-devlet'in etkili bir denetim sistemi ile beraber başarılı bir şekilde uygulandığını göstermektedir. Çalışma sırasında Urugay hariç diğer örnek ülkelerde yetersiz online müzakere ve vatandaşların geri bildirimi ile karşılaşılmıştır. DeLone ve McLean's IS başarı modeli Afrika'da e-devlet uygulamasının başarılı olabilmesi için alternatif bir model olarak sunulmuş ve politika önerileri getirilmeye çalışılmıştır.

A comparative study of the inter-governmental relations between central and local government: The case of Turkey and Yemen

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bilim Dalı
Merkezi ve yerel yönetimler arasındaki yönetimler-arası ilişkinin mahiyetinin incelenmesi, daha iyi kamu hizmeti sunmak ve etkin koordinasyon sağlamak için kamu yönetimi alanında hem uygulama sahasında hem de akademik olarak önemli bir konu olagelmiştir. Bu çalışma, Türkiye ve Yemen'deki merkezi ve yerel yönetimlerin ilişkilerinin doğasını ve yaklaşımlarını sorgulayıcı bir şekilde tahlil etmiştir. Yemen'de yönetimler-arası ilişkilerin söylemini/akışını etkileyen; adem-i merkeziyetçi bir yapı kurmak, etkin bir yerel yönetim oluşturmak, şeffaflık, hakkaniyet ve etkin hizmet sunumu tesis etmek üzere ortak çaba sarf etmeyi engelleyen temel sorunlar tespit edilmiştir. Karşılaştırmalı kamu yönetiminin tarihsel gelişimi her iki ülkede Osmanlı İmparatorluğu'na uzanacak şekilde ele alınmıştır. Yönetimler-arası ilişkilerin karşılaştırılması, karşılaştırmalı vaka/örnek çalışması tekniği uygulanarak ve konu ile ilgili kamu belgelerinin ve akademik materyallerin titizlikle incelenerek yapılmıştır. Bu çalışmanın bulguları göstermektedir ki, Yemen zayıf bir yönetim sistemine sahip olmakla kalmayıp iç savaş sebebiyle yıkımın eşiğinde bir ülke iken; Türkiye daha güçlü ve daha iyi yapılandırılmış model olacak bir kamu yönetim sistemine sahiptir. Bu cihetle, Türkiye'deki yerel demokrasi uygulamasının Yemen'de yerel yönetimlerin güçlendirilmesi için bir ölçüt/rol model olarak kullanılabileceğini önermek mümkündür. Anahtar Kelimeler: Karşılaştırmalı Kamu Yönetimi, Yerel Yönetimler, Merkezi Hükümetler, Adem-i Merkeziyetçilik, Yönetimler-arası İlişkiler, İdari vesayet, Türkiye, Yemen

A comparative study on drivers and challenges in e-government applications: Turkish and Ethiopian cases

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Kamu Yönetimi Bilim Dalı
E-yönetişimin temel felsefesi, yönetimi, bu hizmetlerden yararlanmak isteyen müşteriler olarak vatandaşlara ve şirketlere bir kaliteli hizmet kaynağı olarak sağlamaktir. E-devletin, müşterileriyle ilişkileri bağlamında ulaşmak istediği birçok hedefi vardır. E-devlet (elektronik devlet), devletin üretkenliğini ve verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için en iyi mekanizmadır. Vatandaşlara kaliteli hizmet sağlamak için anahtar bir yöntemdir. E-Devlet, birkaç on yıl önce yeni bir kayıt tutma tarzını tanıtmak, daha iyi hizmet sağlamak için daha etkileşimli olmak ve seçimlere katılımı teşvik etmek amacıyla kurulshouldur. Bu çalışma, e-devletin uygulanmasını etkileyen faktörleri açığa çıkararak vatandaşlara daha iyi hizmet sunumak için e-devletin en iyi şekilde benimsenmesinin geliştirilmesinde bazı boşlukların doldurulmasına katkıda bulunabilir. Bunu yapmak için araştırmacı, e-devlet benimsemelerinin karşılaştığı zorlukları incelemek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Bu Araştırmacı E-devlet hakkında yeterli bilgi almak ve dünyanın farklı ülkelerinin deneyimlerini benimsemek için farklı literatürleri incelendi. Etiyopya hükümeti ve akademisyenler, e-Devletin tasarlanması ve uygulanmasında en azından bazı göstergeleri elde edebilecekleri için bu araştırmanın sonucundan faydalanabilirler.

A comparative study on peace journalism through international channels broadcasting to the Arab world

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Özet Bu tez, özellikle 2017 ve 2018 yıllarında iki ihtilafı kapsayan, özellikle hükümetler tarafından finanse edilen, Arap dünyasına yayılan yabancı haber kanallarının kullandığı en belirgin savaş ve barış gazeteciliği haber çerçevelerini temsil ediyor: ABD hükümetinin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesi, Körfez ülkeleri ile Katar arasında çatışma. Teorik olarak anlamak için, bu tez çerçeveleme teorisi ve barış gazeteciliği literatürünü kullanmaktadır. Çatışmalar sırasında haber hikayelerinin içeriğindeki savaş çerçevelerinin veya barış çerçevelerinin kullanımıyla ilgili belirli sonuçlara varmak için çalışma, barış gazeteciliği için Galtung sınıflandırmasını kullandı. Bu çalışma, bu kanalların kırılgan ülkelerdeki ihtilafların ele alınması sırasındaki barış göstergelerine değil, savaş göstergelerine dayandığını, Arap olmayan hükümetler tarafından finanse edilen ve Arap dünyasına yönelik altı uluslararası kanal olan çalışma örneğinde yürütülen çalışmaları incelemiştir, Al-Hurra (Amerika Birleşik Devletleri), Fransa 24, Rusya'nın RT Arapça, Makan33 (İsrail) ve TRT'nin Arapça. Anahtar Sözcükler: çerçeveleme teorisi, barış gazeteciliği, Arap Dünyası, uluslararası yayıncılık, çatışma.

A comprehensive model to collective action: Self-stereotyping as a route to sense of deservingness and system justification

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Günümüzde, kolektif eylemin sosyal-psikolojik belirleyicilerine yönelik araştırmalar giderek artmaktadır. Birçok araştırma, grup kimlik, göreceli yoksunluk, algılanan grup etkinliği ve grup temelli öfkenin bireylerin kolektif eylem konusundaki kararlarını nasıl etkilediğini belgelemiştir. Ayrıca, bu farklı yaklaşımları entegre etme çabaları da bu alanda gözlemlenmiştir. Kolektif eylemi harekete geçiren psikolojik etkenler hakkında geniş bir literatür olmasına rağmen, öz kalıp yargı içeriğinin, bireylerin kolektif eylemde bulunma motivasyonlarını nasıl şekillendirdiği hakkında henüz çok az şey bilinmektedir. Bu nedenle bu çalışma, öz kalıp yargı kavramını ortaya koyarak ve kolektif eylem üzerindeki etkisini inceleyerek mevcut sosyal psikolojik kolektif eylem modelini tamamlamak için yapılmıştır. Spesifik olarak, yetkinlik öz kalıp yargı, bireylerin kolektif eyleme katılma niyetini artırdığı, olumsuz yetkinlik öz kalıp yargı (sevecenlik öz kalıpyargı) bunu engellediği bulgulanmıştır. Bu bulguları test etmek için Etiyopya'daki iki etnik gruptan katılımcıların oluşturduğu iki çalışma yapılmıştır. Çalışma-2'de (N = 458), Yapısal Eşitlik Modellemesinden elde edilen sonuçlar, yetkinlik öz kalıp yargı kolektif eylem niyetini artırdığı, sevecenlik öz kalıp yargı ise onu zayıflattığı bulgusunu doğrulamaktadır. Çalışma-3 (N = 120), Çalışma-2'nin bulgularını deneysel desen kullanılarak çalışılmıştır. Sonuçlar, kolektif eylem üzerindeki yetkinlik öz kalıp yargının olumlu etkisini ve tamamlayıcı öz kalıp yargının olumsuz etkisini doğrulamaktadır. Bununla birlikte, kolektif eylem üzerinde sevecenlik kalıp yargının özel olumsuz rolü doğrulanamamıştır. Genel olarak sonuçlar, kolektif eylemin sosyal-psikolojik yordayıcılarını anlamak için tasarlanmış modellere öz kalıp yargı içeriklerini entegre etmenin önemini vurgulamaktadır.

A contribution towards content-based image retrieval issue: Comparison between GLCM, 2DPCA, and SURF in CBIR for screening mammography analysis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Biyomedikal Mühendisliği Bilim Dalı
Meme kanseri tüm dünyada kadınların kansere bağlı ölümlerin başında gelen nedenlerden biridir. Meme kanserini teşhis edebilmek için tarama mamografi yöntemi kullanılıyor. Tarama mamografi yöntemiyle hastalık anormal göğüslü insanlarda erken tedavi için kullanılıyor. Çünkü bazı durumlarda anormallik tespit edilemiyor ve doktorlar tarafından görülemiyor. Radyologların mamografi görüntülerine dayalı teşhislerini kolaylaştırmak için Bilgisayarlı Tanı (Computer-aided Diagnosis, CAD) sisteminde aktif araştırmalar yapılıyor. Bu sistemin hedefi doktorların yerini almak değil, aksine doktorlara teşhisleri sırasında yardımcı olmaktır. Bazı CAD sistemleri önceki benzer vakalarda ya da durum tabanlı çıkarsamalar sunarak doktorlara yardım ediyor. Mamografi alanında bu tür sistemler İçerik Tabanlı Görüntü Erişim Sistemi (Content-based Image Retrieval, CBIR) alanında incelenmistir. CBIR alanında çeşitli sorunlar vardır. Bazı çalışmalar anlamsal katmanın nasıl kullanılacağı hakkında araştırmalar yapıyor, bazılarıysa hangi düşük seviye özelliği ve benzerlik metriği kullanıldığını araştırıyor, ve bazıları da veri yönetimi bölümü hakkında araştırmalar yapıyor. Bu tez CBIR sisteminin ikinci sorununa katkıda bulunmaya çalışıyor. Biz CBIR mamografi alanında Gri seviye Eş-oluşum Matrisi (Grey-level Co-occurrence Matrix, GLCM), İki boyutlu Temel Bileşen Analizi (Two-dimensional Principal Component Analysis, 2DPCA) ve Hızlandırılmış Sağlam Özellikleri (Speeded-up Robust Feature, SURF) yöntemlerini karşılaştırmak için çalışıyoruz. İlk olarak, MIAS veri tabanında normal ve anormal sınıf sınıflandırılmasında karşılaştırarak her yöntem için en iyi parametreyi bulmaya çalışıyoruz. Sonra, 3 alt sınıf ve 6 anormal alt sınıf olmak üzere 9 sınıfa ayrılan veritabanı bize önceki adımla alınan en iyi parametreyle her yöntemin performansını gösteriyor. Son olarak, görüntü alma adımını kullanarak CBIR sistemine benzer bir sistem oluşturuyoruz. Bu durumda Öklit Distans ve MI benzerlik ölçüsünü karşılaştırmış oluyoruz. Bu tezin sonucu bize GLCM, 2DPCA, ve SURF yöntemlerinin normal ve anormal, meme yoğunluğu ve anormallık, ve görüntü alma adımı alanlarında karşılaştırıldığında SURF yönteminin en iyi yöntem olduğunu gösteriyor.

A data driven epidemic model to analyze and forecast thedynamics of COVID-19

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
COVID-19 salgınının son zamanlardaki gelişimi nedeniyle, hastalık bulaşma dinamiklerini yakalamak için doğru matematiksel modelleme hayati önem taşımaktadır. Verilerin mevcudiyeti ve kalitesi bölgeden bölgeye farklılık gösterdiğinden, küresel perspektiften doğru bir model geliştirmek çok zordur. Buna rağmen, belirli bölgelerden veri toplanarak yerel tahmin modelleri geliştirilebilir. Bu tezde, COVID-19 yayılımının analizi ve tahmini için Duyarlı-Maruz Kalmış-Bulaşıcı-Kurtarılmış-Ölü (SEIRD) diferansiyel modelinin modifiye edilmiş bir versiyonunu öneriyoruz. Parametre tahmini, modelin mevcut verilere en küçük kareler anlamında uydurulmasıyla gerçekleştirilen analizin ilk adımıdır. Analizin ikinci adımında, parametrelerin optimal değerleri kullanılarak simülasyonlar gerçekleştirilir. Sayısal simülasyonlar aracılığıyla izolasyon, sosyal mesafe gibi kamusal önlemlerin COVID-19 salgınının dinamikleri üzerindeki etkilerini gözlemliyoruz. Model, Türkiye, İtalya ve İspanya'daki COVID-19 salgını için uygulanmaktadır. Zirveye ulaşma süresi, toplam enfekte, iyileşen ve ölü vakalar gerçek verilerle karşılaştırılmakta ve tüm ülkeler için iyi bir uyum içinde olduğu bulunmaktadır.

A data mining application on moving object data

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
GPS donanımlı cihazlarını artışıyla beraber, büyük ölçüde konumsal ve zamansal veriler oluşmaktadır. İşletmelerin karar verme sürecine katkıda bulunmak için bu konumsal ve zamansal verilerin analiz edilmesi gittikçe önem kazanmaktadır. Bu tür verilerin analizi ekolojik çalışmada, trafik kontrolü gibi birçok alanları derinden etkilenmektedir. Bu çalışmada, biz nesne verilerinin (hareketli nokta) analizi ve bu veriler üzerinden değerli bilgiler elde etmeyi amaçlamaktayız. Bu araştırmada, hareketli nesne veri modelinin nesne-ilişkisel veritabanı sisteminde uygulanmış, yanı sıra bazı özel sorgulamalar ve veri madenciliği teknikleri gerçekleştirilmiştir. Düzenlenmemiş uzaysal-zamansal verilerden direkt bilgi elde etmek neredeyse imkansızdır, bu araştırmada uygulanmış hareketli nesne modeli sayesinde düzensiz uzaysal-zamansal veriler düzene sokulabilir, aynı zamanda karar destek süreçlerine yardımcı olmak için mekânsal-zamansal verilerden değerli bilginin keşfi yapılabilmektedir.

A dedicated server design for physical web applications

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Facebook, Google, Apple, Microsoft ve diğer teknoloji şirketleri devlerin milyonlarca müşteriye farklı hizmetler sunmaktadır. Kullanıcıların içinde olmaları genellikle birkaç saniyeden uzun sürmeyen servislere tanıklık ediyor. Her şeyi etkileşime sokan, varlıklara sahip olan ve yakınlık bağlamına göre ulaşılabilen Fiziksel Web uygulamalarının yanı sıra, 2020'de bağlanan 20.4 milyar cihazı yapacak olan IoT altyapısını kaldırmadan, aktarılan veri miktarı ve sağlanan hizmetler çok büyük olacaktır. ve bununla birlikte, müşterilere anında ihtiyaç duyulan veri ve hizmetleri, web sunucularını sağlamanın arkasında duran büyük bir enerji tüketicisidir. Her ne kadar muhteşem bir performans gösterse ve milyarlarca soruyu ve HTTP talebi yanıtlıyor olsa da, bu sunucular tarafından dikkat çeken önemli miktarda enerji tüketimi vurgulanmalıdır. Bu nedenle, bu çalışma, enerji tüketimini azaltmak için 18 çekirdekli enerji verimli bilgisayar Parallella kartının çeşitli cihazlar tarafından tetiklenen birçok hizmeti sunabilecek enerji verimli bir sunucu oluşturmak için kullanılacağı bir senaryoda enerji tüketimini azaltmak için yeni bir yaklaşım önermektedir. Ayrıca, Parallella kümesini kullanılarak web içeriği ile ilgili diğer benzer web sunucuları gibi çalışabileceğini de kanıtlanmaktadır. Bu panoların, kullanıcıların Parallella kümesinde barındırılan bir web içeriğine erişebilecekleri düşük enerji beslemesi altında nasıl çalışacağını gösterilecektir. Projenin kaynak kodları Github'da mevcuttur.

A deep learning based real-time object detection implementation in a virtual instrument cluster

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Lüks ve güvenlik otomotiv endüstrisinde iki vazgeçilmez bileşen hale gelmiş durumdadır. Lüks, araç yolcular ile ilgiliyken güvenlik sadece yolcularla ilgili değil, aynı zamanda aracın kendisi ve aracı çevreleyen nesneler yani; insanlar, diğer araçlar veya herhangi yol kenarındaki nesneler vb. ile de ilgilidir. Bu tanım genellikle yol trafik güvenliği olarak adlandırılır. Araç ve yol trafik güvenliği için kullanılabilecek birçok teknoloji vardır. Bu çalışmada, sanal gösterge panelinde uygulanan Gelişmiş Sürücü Destek Sistemi (ADAS) oluşturmak için derin öğrenme tabanlı bir gerçek-zamanlı nesne algılama algoritması kullanılmıştır. Gerçek bir aracının CAN BUS'undan gelen veriler OBD-II portu üzerinden okunmuş ve tasarlanan gösterge panelinde gösterilmiştir. Sanal gösterge panelinin grafik arayüzü, alınan verileri gerçek-zamanlı olarak göstermek için OpenGL kullanılarak tasarlanmıştır. Arabaya monte edilmiş bir kamera tarafından görüntülenen canlı görüntüler, gerçek-zamanda nesne algılama ve sınıflandırma için nesne algılama algoritmasına iletilmiştir. Ardından, bu bilgilerin hepsi sanal gösterge panelinde tek bir entegre sistem olarak gösterilmiştir. Sistem 20 fps hızına ve 79% doğruluğuna kadar görüntü işleyebilmektedir.

A descriptive analysis of Turkish-Russian trade relations: 1923-2015

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Mevcut ekonomi, gelişmekte olan güçler komşu bölgelerde etkilerini artırılmakla birlikte ülkeler arasındaki yoğun ekonomik etkileşim ile nitelendirilmektedir. Türkiye ve Rusya arasındaki büyüyen ortaklık, ekonomik bağların önemli ölçüde yer aldığı bu dönüşümü incelemek için yararlı bir vaka çalışması ortaya konulmaktadır. Soğuk Savaş döneminde Türkiye ve Rusya arasındaki yıllarca süregelen çatışma ve karşıtlık ilişkileri sonrasında, 20 yılın nispeten kısa bir süre içinde bir dizi ikili anlaşmaya ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Projesi şeklinde gevşek bir bölgesel entegrasyon anlaşmasına dayanan önemli bir ortaklık geliştirildi. Bu çalışma, Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi yönelimler ve jeopolitik rekabet arasındaki farklılıklara rağmen işbirliğinin derinleşmesini incelemektedir. Öte yandan, Türkiye ve Rusya ülke yapıları çok farklıdır. Türkiye, çeşitli ve dinamik bir ekonomiye sahip olan demokratik bir ülkedir. Rusya, yumuşak ve esnek olmasına rağmen, Sovyet döneminden miras kalan çarpık bir sanayi sektörüyle, doğal kaynaklı ihracata ve otoriter bir siyasi rejime aşırı bağımlı yaşayan eski bir güçtür. Bu tez enerji, ticaret, turizm ve yatırım sektörlerine odaklanan bu ülkeler arasındaki ekonomik bağımlılığın doğasına odaklanarak Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma tanımlayıcı bir analiz kullanarak ve hangi ana ürünlerin bahsedilen iki ülke arasında ihraç ve ithal edildiğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Türkiye, Rusya, Ticaret, Ekonomi, Tanımlayıcı analizi