Thesis Search




SEARCH RESULTS

Çinko oksit ile modifiye edilmiş polisülfon (PSf) esaslı nanokompozit membranların mikro yapı tasarımı ve optimizasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu tez kapsamında, membran matrisine hidrofilik ZnO nanotanecikleri ile dekore edilmiş güçlü bağlarla bir araya getirilerek tasarlanmış MicNo® plakalarının ilave edilmesiyle polisülfon (PSf) esaslı ultrafiltrasyon membranlar, faz dönüşüm tekniği ile tek katmanlı ve çift katmanlı olmak üzere iki farklı yöntem kullanılarak geliştirilmiştir. Farklı oran (%0,01-1, a/a) ve tanecik boyutuna sahip MicNo® tozlarının polimerik membran matrisine ilavesiyle üretilen yeni kompozit membranların filtrasyon performansı, yapısal ve yığın özellikleri saf ve farklı oranlarda (%0,1-2,0, a/a) ticari ZnO ile hazırlanan membranların özellikleriyle karşılaştırılmıştır. PSf esaslı MicNo® katkılı tek katmanlı membranların su akısı saf PSf (324 L/m2sa) ve PSf/0,50 ZnO (426 L/m2sa) membranlarına kıyasla sırasıyla %74 ve %35 oranında, çift katmanlı membranların su akısı ise %116 ve %67 oranında iyileşme göstermiştir. Yüksek hidrofobikliğe sahip saf PSf membranın akı geri kazanım oranı (%50,2) ticari ZnO varlığında kayda değer bir miktarda artış göstermezken, hidrofilik yüzey alanı yüksek olan MicNo® katkısı ile %61'lik bir iyileşme ile %80,7'ye ulaşmıştır. Çift katmanlı membranların mikro yapı tasarımında MicNo® oranı ve MicNo® tozlarının ultrasonik su banyosunda boyutlarının küçültülme süresinin su akısı ve akı giderim oranına etkisi yanıt yüzeyi tasarım yöntemi ile araştırılmıştır. Optimum membranın su akısı ve akı geri kazanım oranı değerlerinin ticari ZnO katkılı membranlara göre sırasıyla %26'lık ve %50'lik bir iyileşme ile 536 L/m2sa ve %90'a iyileştirildiği tespit edilmiştir.

Çocuk bilgi yarışma programlarında kültürel göstergelerin karşılaştırmalı analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Radyo-Televizyon ve Sinema Bilim Dalı
Dünyayı evimizin içine getiren televizyon, toplumun bilgilenmesi, eğitilmesi ve eğlenmesinin yanı sıra bir kültürel aktarım aracı olarak da karşımıza çıkmaktadır. Toplumlar arası etkileşimin en önemli araçlarından biri sayılan televizyon, kitle kültürünün temel taşıyıcısı haline gelmiştir. Televizyon kültürel değerleri çeşitli televizyon programları aracılığıyla yaymaktadır. 7-17 yaş arası okul öğrencilerinin entelektüel düzeyini ve bakış açılarını artırmak amacı ile yapılan çocuk bilgi yarışma programları dünyanın farklı kültürel yapısına sahip bir çok ülkesinde yerli yapım olarak ya da yabancı içeriklerin adapte edilerek televizyon kanallarının yayın akışında yer bulmaktadır. Bu çalışma kapsamında George Gerbner'in Kültürel Göstergeler ve Ekme Kuramı bağlamında Azerbaycan ve ABD'nin iki çocuk bilgi yarışma programındaki kültürel değerler ele alınmaktadır. Araştırmanın amacı, çocuk bilgi yarışma programlarının içerik ve görsel olarak nasıl bir kültürel anlatı yapısına sahip olduklarının ortaya konulmasıdır. Araştırma kapsamında, çocuk bilgi yarışma programlarının toplam 26 bölümü seçilmiştir. AzTV`nin Hazırcavablar ve ABD'nin Massachusetts eyaletinde PBS üyesi olan WGBH televizyon kanalının High School Quiz Show programlarının her birinin 2018 yılında yayınlanmış 13 bölümü içerik analizi yöntemi ile içerik ve görsel düzeyde incelenmiştir. İçerik düzeyde, okul öğrencilerinin katıldığı çocuk bilgi yarışma programlarının belirli sayıda katılımcı öğrencilerden oluştuğu, soruların konuları arasında programın yapıldığı ülke ile ilgili meseleleri içeren sorulara ağırlık verildiği ve program boyunca iletilen mesajların toplumun esas kültürel değerlerinin ifadesi olduğu sonucuna varılmıştır. Görsel düzeyde irdelenen çocuk bilgi yarışma programlarının logo, dekor ve müzik kullanımı, tercih edilen çekim planları, ekran bölümlenmesi, yer alan ekran yazıları ve diğer destekleyici görüntülerin her ülkenin televizyonunun yayın akışında farklı anlam taşıdığı ortaya çıkmıştır. Anahtar kelimeler: televizyon, çocuk, kültür, çocuk bilgi yarışma programları

Çocuk işçi nedenli boykot tehdidinin Fildişi Sahili kakao üretimine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Üretim Yönetimi ve Sayısal Yöntemler Bilim Dalı
Fildişi Sahili, dünyanın en büyük kakao üreticisidir. 1999 yılında Fildişi Sahili kakao sektöründe çocuk işçi sayısının fazla olması nedeniyle boykot tehdidine maruz kalmıştır. Bu çalışmada, çocuk işçi sorunu nedenli kakao boykot tehdidinin Fildişi Sahili kakao üretimi üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. İlk aşamada 1998-2014 yılları arasındaki çocuk işgücü verileri ile Fildişi Sahili'nin makroekonomik verileri kullanılarak çoklu regresyon modelleri kurulmuş ve Fildişi Sahili'ndeki çocuk işçi sorununu etkileyen faktörler analiz edilmiştir. Bu aşamada, yeterli sayıda çocuk işçi verisi bulunmadığından dolayı analiz sonuçları güvenilir bulunmamıştır. Bu nedenle, analizin ikinci bölümünde çocuk işçi nedenli kakao boykot tehdidinin kakao üretim miktarı üzerindeki etkisi ölçülmüştür. Boykot tehdidinin kakao üretim miktarı üzerindeki etkisini ölçmek için, 1981-2015 yılları arasındaki kakao üretim verileri üzerinde doğrusal ve çoklu regresyon ve istatistiksel eşitlik testleri uygulanmıştır. Analiz sonucunda, %5'lik bir güven aralığında, boykot tehdidinin kakao üretim miktarını olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Fildişi Sahili'nde üretilen kakao miktarı ile beklenen kakao üretim miktarı arasında 7.572.136 ton fark tespit edilmiştir. Kakao üretimindeki bu fark kilogram başına düşen kakao fiyatı ile çarpılarak 8.741.472.758 $'lık maddi kayıp hesaplanmıştır. Buna ek olarak, boykot sonrası Fildişi Sahili kakao üretimindeki değişim araştırılmıştır. Bu aşamada 1981-2015 yılları arasındaki kakao üretim verileri kullanılarak üç farklı dönem (A: 1981-1998, B: 2000-2008 ve C: 2008-2015) için regresyon modelleri kurulmuş ve kurulan regresyon model sonuçları karşılaştırılmıştır. Bulgulara göre, 1999'dan sonra üretim hızı istatistiksel manada anlamlı olacak şekilde düşmüştür ve bu da bir duraklama göstergesidir. 2008'den sonra ise üretim hızı tekrar yükselmiş ve boykot tehdidi öncesine göre bile anlamlı şekilde yükselmiştir. Son olarak Fildişi Sahili'nin ana rakipleri ve Afrika ile dünya toplam üretimleri ile karşılaştırma yapılmıştır. Fildişi Sahili'nin kakao üretim miktarı düşüşünün Gana tarafından değerlendirildiği ve boykot yılı olan 1999'dan sonra Gana'da üretilen kakao miktarının düzenli olarak artış gösterdiği görülmüştür.

Çocuk park alanlarında insan odaklı tasarımın çocuk gelişimine etkisi: Zagreb Bundek çocuk parkı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Çocuklarda okul öncesi dönem hem çocukluğun ileri dönemlerindeki gelişim hem de birey olma anlamında son derece önemlidir. Aynı zamanda, açık alanda yapılan aktiviteler de çocuklardaki psikolojik, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişime büyük katkı sağlamaktadır. Söz konusu tez çalışmasının odak noktasında çağdaş teori üzerinden insan odaklı tasarımın (HCD) temel prensipleri, yöntemleri, araçları ve tekniğini incelemekle birlikte bunları analizi, keşfi ve sistematiği de ele alınmaktadır. Bu bağlamda, insan odaklı tasarımın çocukların kullanımına sunulan çocuk parklarındaki araç ve gereçlerin çocuk gelişimine olumlu etkileri incelenmektedir. Tez çalışması merkezi aştırma sorusu savunmasıyla sona ermektedir. Bununla birlikte, konu hakkında yapılacak gelecek araştırmaların tasarım ve ekoloji yaklaşımına odaklanması gerektiği vurgulanmakta ve insan odaklı tasarımdaki tasarımcılara yeni bir bakış açısı kazandırdığı belirtilmektedir. Anahtar Kelimeler: İnsan Odaklı Tasarım, Çocuk Gelişimi, Oyun, Oyun Alanı, Oyun Araç Ve Gereçleri

Çok amaçlı akıllı kimlik kartı uygulaması geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde farklı alanlar için akıllı kart teknolojisinin kullanımı insanların hayatını kolaylaştırmıştır. Öyle ki akıllı kartlar sayesinde otomatik kimlik tanıma sistemlerinin kullanımı ile günlük yaşamamızda zaman kaybı ve maliyet azalmıştır. Ayrıca bu teknoloji ile sahte kimlik ve idari yolsuzluk gibi bir ülkenin gelişmesini engelleyen sıkıntılar ortadan kaldırılmıştır. Gümrük ve vergi ödeme sistemlerinde akıllı kart teknolojisinin kullanılması ülke ekonomisine büyük yarar sağlamaktadır. Çad Cumhuriyeti'nde gümrük ve vergi ödeme sistemlerinde akıllı kartların kullanılmamasından kaynaklı çeşitli problemler yaşanmaktadır. İlgili kurumlarda akıllı kart sistemi gibi bir sistemin kullanılmaması çalışan kimi personelin çalışma saatlerinde gereksiz esneklik sağlayabilmesine sebep olmuştur. Bu çalışmada Çad Cumhuriyeti için akıllı kart teknolojisi kullanılarak alternatif gümrük ve vergi ödeme sistemi sunulmaktadır. Personel kontrol sisteminde, memurların net maaş, bonus veya kesme durumları, akıllı kimlik kartı kullanılarak tespit edilip maaşları ödenecektir. Geliştirilen bu sistem için RFID Kart, JAVA ve MySQL teknolojileri kullanılmıştır. Önerilen sistem oldukça esnek ve kolay kullanıma sahiptir. Çad Cumhuriyeti için geliştirilen sistem, CEMAC ülkeleri (Kamerun, Kongo, Orta Afrika Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi ve Gabon) başta olmak üzere diğer Afrika ülkelerinde de kullanılabilir niteliktedir.

Çok damarlı fiber tabanlı optik algılayıcının tasarımı ve geliştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Optik fiberler bilgi taşıma kapasitesi oldukça yüksek kablolardır. Pek çok türü bulunan optik fiberlerin gelişen üretim teknolojileri sayesinde, standart telekom fiberlerinden farklı çok damarlı fiberler de sunulmuştur. Çok damarlı fiberler, başlangıçta veri iletim uygulamalarında kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Çok damarlı fiber türleri geliştikçe, çok sayıda farklı alternatif uygulamada kullanılması söz konusu olmuştur. Bu tür fiberler için en hızlı büyüyen alanlardan biri algılama uygulamasıdır. Hali hazırda, biyomedikalden savunmaya kadar çeşitli endüstrilerde incelenen birçok çok damarlı fiber sensör tasarımı ve cihazı bulunmaktadır. Bu tezde, hendek destekli çok damarlı (TAMCF) konik fiber kullanan bir kırılma indisi sensörü önerilmiş ve deneysel olarak gösterilmiştir. Sensör yapısı, TAMCF' nin iki tek modlu fiber (SMF) arasında birleştirilmesi ve orta kısmından inceltilmesiyle elde edilmiştir. SMF-TAMCF-SMF yapısını oluşturan konik sensörü üretmek için elektrik ark boşaltma tekniği kullanılmıştır. Hendek katmanının kırılma indisi duyarlılığı üzerindeki etkisinin yanı sıra konikleştirmenin TAMCF üzerindeki faydasını araştırmak için ışık yayılımı yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada, fiberde oluşturulan konikliğin, ışığın merkez ve dış öze kuplajına olanak sağlayarak sensör hassasiyetini arttırdığı keşfedilmiştir. Deneysel çalışmalarda, fiber sensörleri başarıyla üretilmiş ve konsantrasyonu dikkatlice hazırlanan bal/su çözeltisinde test edilmiştir. Geliştirilen sensör ile 35089.28 nm/RIU gibi oldukça yüksek bir duyarlılığa ulaşılmıştır. Bu değer, farklı türdeki çok damarlı fiber sensörleri içinde literatürde sunulan edilen en yüksek değerdir. Bu tezde geliştirilen sensör, sadece kırılma indis duyarlılığı için değil, sıcaklık ve gerilme gibi farklı fiziksel büyüklüklerin duyarlılıkları için yapılacak çalışmalara da ışık tutacaktır.

Çok değişkenli verilerde sınıflama yöntemlerinin incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Bu çalışmanın amacı İMKB 100'de İmalat Sanayi kategorisinde yer alan ve Kimya, Petrol, Kauçuk ve Plastik ürünler , Kağıt ve Kağıt Ürünleri ve Metal Ana Sanayi üretim sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin 3 yıllık (2015-2016-2017) finansal verileri kullanılarak sınıflandırma çalışması yapmak, sınıflandırmada etkili değişkenleri ve sonuçların yıllara göre nasıl değişim gösterdiğini belirlemek, sınıflandırmada kullanılan yöntemleri başarı oranı açısından kıyaslamaktır. Bu amaçla KAP( Kamu Aydınlatma Platformu) üzerinden şirketlere ait yıllık bilanço ve gelir tablolarından yararlanarak araştırmada kullanılacak olan veriler 10 tane finansal değişken için yıllara göre düzenlenmiştir. Elde edilen bu değişkenlerler yardımıyla 9 tane finansal oran belirlenmiş ve her bir şirket için bu oranlarla ilgili hesaplamalar yapılarak şirketlere ait finansal oranlar verisi oluşturulmuştur. İMKB hisse senedi piyasasında işlem gören hisse senetlerinin sınıflandırma ölçütüne göre belirlenen sınıflar (A, B, C ve D grubu) dikkate alınarak, bu sınıflar üzerinde gruplara düşen şirket sayısı çokluğu gözönünde bulundurularak yeniden bir düzenleme ile şirketler iki sınıfta toplanmıştır. Diskriminant analizi, lojistik regresyon analizi, Bayes sınıflandırıcısı, k en yakın komşu ve karar ağaçları algoritmaları kullanılarak İMKB kritelerine göre yapılan sınıflamanın geçerliliği belirlenen değişkenlere göre hem orijinal veri üzerinden hem de finansal oranlar verisi üzerinden kontrol edilmiştir. Sonuçların geçerliliği doğru sınıflama yüzdeleri hesaplanarak değerlendirilmiştir

Çok dili çağrı merkezinin uluslararası iş dünyasının genişletilmesinde rolü: Çalışan becerilerin geliştirilmesi müşteri deneyimini zenginleştirme ve yeni iş fırsatları yaratma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 İşletme Bilim Dalı
Son otuz yılda, dünya ekonomik sektörlerinde önemli değişiklikler geçirdi. On dokuzuncu yüzyılda ekonomik büyümeye yol açan imalat sanayii, şimdi çok dilli çağrı merkezinin önemli bir gelişimi gözlenirken derin bir düşüş gösteriyor. Bu fenomen nedeniyle çok sayıda yazar çok dilli çağrı merkezlerinin ekonominin yeni büyüme motoru olarak rolünü belirlemeye başlamıştır. Garza (2011), çağrı merkezlerinin analizinin, 20. yüzyılın son on yılındaki ve 21. yüzyılın ilk on yılındaki makroekonomik evrimi anlamak için temel olduğunu onaylamaktadır Çok dilli çağrı merkezleri birçok işletme için müşteri etkileşimi hizmetinin ana kanalı haline gelmiştir. Çağrı merkezi temsilcilerinin müşterilere sunduğu profesyonellik ve verimlilik düzeyi, geleneksel müşteri hizmetleri uygulamaları ve iş fırsatı karşısında önemli bir avantaj sağlar. Çok dilli çağrı merkezlerinin büyümesi son yirmi yılda önemli ölçüde olmuştur. Bu büyüme, bir şirketin işletme maliyetlerini düşürme ve gelirleri artırma arzusundan kaynaklanmaktadır (Kim 1997) Burada sunulan çalışma, çok dilli çağrı merkezinin uluslararası ticaretin gelişmesindeki rolünü, küreselleşmiş ekonomideki önemini ve çok dilli çağrı merkezinde kullanılan işgücünü incelemeyi amaçlamaktadır. Çok dilli çağrı merkezinin müşteri deneyimi, çalışma koşulları ve bugünün pazarındaki yeni iş fırsatları ndaki önemini göstermeye çalışıyor. Özellikle 24 saat / 24 olan birden fazla müşterisine yardım sağlamak, telefonla veya İnternet üzerinden satış yapmak isteyen şirketler tarafından geliştirilen yeni bir çağrı merkezinin ortaya çıkışını belgelemek ve analiz etmek ilginçtir. Anahtar kelimeler: Çağrı Merkezi, iş tatmini ve iş fırsatı, müşteri hizmetleri

Çok düşük doğum ağırlıklı yenidoğanlar için yapılan geri ödemelerin değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Sağlık Ekonomisi Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı çok düşük doğum ağırlığı ile üçüncü seviye yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınan ve hayatta kalan yenidoğanların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan geri ödemelerine etki eden faktörlerin belirlenmesidir. Günümüzde çok düşük doğum ağırlıklı bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde verilen kaliteli bakımlar ve maliyeti yüksek sağlık hizmetleri sayesinde hayatta kalabilmektedir. Bu bebekler yaşam boyu etkisinde kalacakları, sosyal ve ekonomik maliyetleri yüksek olan morbiditelere sahip olabilmektedir. Bu morbiditeler sadece yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatış süresini ve maliyetleri arttırmakla kalmayıp, aynı zamanda bu bebeklerde uzun vadeli kronik hastalık sayısında, yeniden hastaneye yatışlarda, nörogelişimsel gecikmede artış gibi pek çok soruna da neden olabilmektedir. Çalışmaya yenidoğan yoğun bakım ünitesine kabul edilen ve hayatta kalan 774 bebek dahil edilmiştir. Bebeklerin % 50.5 erkek ve doğum ağırlığı ortancası 1150 gram (min: 490; maks: 1495) ve bu bebeklerin hastane yatış süresinin ortancası 53 gün (min:14; maks 357) olarak bulunmuştur. Morbiditesi olmayan bebeklerde geri ödeme ortancası ? 33032.53 (min: 12697.29; maks: 146471.82) iken morbiditesi olan bebeklerde ? 52141.02 (min: 11973.91; maks: 287088.80) olarak belirlenmiştir. Yapılan bu çalışma ile kurulan regresyon modelinde, doğum ağırlığı ve gebelik süresinde meydana gelen artışın ve fototerapi uygulanmasının geri ödemeler üzerinde azaltıcı bir etkiye sahip olduğu belirlenirken bronkopulmoner displazi, non-invaziv ventilasyon, invaziv ventilasyon, nekrotizan enterokolit, yenidoğan retinopatisi ve çoğul gebeliğin geri ödeme üzerinde artırıcı bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Prematüre doğumları ve morbidite gelişme riskini azaltabilecek gebelik öncesine yönelik politikaların geliştirilmesi hem daha sağlıklı bir neslin gelişimine hem de yenidoğan yoğun bakım ünite maliyetlerinin azalmasına katkı sağlayacaktır.

Çok fonksiyonlu süperparamanyetik grafen oksit nano-malzemelerin hazırlanması ve kanser tedavisinde kullanılabilirliğinin araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Hedefli ilaç salım sistemi, geleneksel kanser tedavi yöntemleriyle ilişkili olan yan etkileri azaltma ve etkinliği arttırma kabiliyeti nedeniyle yakın zamanlarda umut verici kanser tedavisi olarak ortaya çıkmıştır. Bu tezde, MCF-7 kanser hücrelerini hedeflemek amacıyla aptamer-konjuge manyetik grafen oksit nanotaşıyıcı hazırlanmıştır. Model kanser ilacı olarak paklitaksel (PAC) kullanılmıştır. Nanotaşıyıcının biyouyumluluğu, kararlılığı, ilaç yükleme ve salım performansını artırmak amacıyla; pektin, jelatin ve hidroksipropil selüloz ile konjuge edilmiştir. Ayrıca, fototermal ve fotodinamik terapide kullanılabilmek üzere ışığa duyarlı hale getirilmesi için klorin e6 (Ce6) ile konjugasyonu yapılmıştır. Hazırlanan nanotaşıyıcının yapısı, boyutu, yüzey morfolojisi, manyetik özelliği ve kararlılığı, FTIR, X-ışını kırınımı, TEM, SEM, Zeta-sizer, VSM ve TGA / DSC kullanılarak aydınlatılmıştır. Ayrıca, ilaç yüklenme ve salım performansları, UV absorbans spektrumu ile hesaplandı. Sitotoksisite testi L929 fibroblast normal hücre ve MCF-7 kanser hücresi kullanılarak MTT testi ile gerçekleştirildi. Fototermal (PTT) ve fotodinamik (PDT) tedavilerinin etkisi 808 ve 660 nm'lik lazer sistemi kullanılarak araştırılmıştır. Üstelik, nanotaşıyıcıların kanser hücresini spesifik olarak tanıyıp tanımadığını akış sitometrisi ile belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, sentezlenen nanotaşıyıcıların süperparamanyetik, biyouyumlu, kararlı, pH'ya duyarlı ve yüksek ilaç yükleme ve salım verimliliğine sahip olduğunu göstermiştir. Manyetik grafen oksit (MGO) ve polimer konjuge MGO'ların boyutları 500 ile 800 nm arasında iken, Fe3O4 ise 5 - 15 nm aralığında bulunmuştur. İlaç yükleme ve in vitro salım analizi, % 75,75'den fazla ilaç tutuklama verimi ve pH'ya duyarlı salım göstermiştir. Hücre toksisite analizinde, % 80'den daha fazla hücre canlılığı bulunmuştur. Polimer ve Fe3O4 konjugasyonu, GO'nun biyouyumluluğunu artırmıştır. Üstelik, PAC ve PAC yüklü nanomalzemelerin MCF-7 kanser hücrelerine yüksek sitotoksik etkisi gözlenmiştir. PTT/PDT analizlerinde, 808 ve 660 nm'lik lazer ışınmasıyla daha fazla kanser hücreleri öldürülmüştür. Ayrıca, Kemoterapi-PTT/PDT kombinasyonu, kemoterapi ve PTT/PDT'den daha etkili bulunmuştur. Diğer yandan, akış sitometri sonuçları, nanotaşıyıcıların MCF-7 kanser hücrelerine spesifik olarak bağlanabildiğini ortaya koymuştur. Elde edilen sonuçlara göre, hazırlanan süperparamanyetik nanomalzemeler, hedefli kanser ilaç verme sistemleri için umut verici bir taşıyıcı olarak düşünülmüştür.

Çok katlı yapıların geçici titreşimlerinin durum-uzayı yaklaşımı ile incelenmesi ve modların birleştirilmesi yöntemiyle bir karşılaştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Mekanik Bilim Dalı
Bu çalışmada, yapı dinamiğindeki geçici ve kararlı hal titreşimlerin tam ve yaklaşık çözümü için karşılaştırmalı bir araştırma yapılmıştır. Tam çözümü için Durum-Uzayı Metodu ve yaklaşık çözümü için Mod Birleştirme Metodu kullanmıştır. Yaklaşık yöntemlerle hesaplanan en büyük tepkilerin aynı olmadığı görülmüştür. Yaklaşık yöntemlerin tam çözüme hangi parametrelerin değiştirilmesi ile yakınlaştırılabileceği tartışılmıştır. Örnek yapılar için dinamik tepkiler (Deplasman, Hız ve İvme) karşılaştırmalı grafiklerde verilmiştir. En büyük tepkiler, yapı dinamiğinde en çok kullanılan karelerin toplamının karekökü (KTK) metodu ile bulunmuştur. Örnek karşılaştırmalar üç, beş, on ve yirmi katlı binalar üzerinde gösterilmiştir. Hesaplamalar MATLAB ortamında yapılmıştır. Çalışmanın sonunda, değiştirilmesi gereken parametreler ve gerçek çözüme en yakın yanıt veren metot bulunmuştur.

Çok katmanlı fraktal analiz yöntemi: Şehzade Camisi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Büyük Osmanlı mimarı Sinan'ın cami mimarisi, birçok araştırmacı ve mimarlık tarihçisinin ilgisini çeken önemli bir çalışma alanı olmuştur. Sinan mimarlığının en önemli özelliklerinden birinin, süsleme yerine formel organizasyona verdiği önceliğe bağlı olduğu öne sürülmüştür. Günümüzde; teknolojinin gelişmesi ile birlikte daha önce öne sürülen Sinan mimarlığı ile ilgili çeşitli görüşleri matematiksel ve bilgisayara dayalı çeşitli analiz yöntemleri ile test etmek mümkün olmaktadır. Bu bağlamda, tez kapsamında Sinan'a ait olan Şehzade Camisi sayısal fraktal analiz yaklaşımı ile çok kapsamlı olarak incelenecektir. Çalışma; görsel sürekliliğin incelendiği form, form-süsleme ve form, süsleme ve malzeme aşamaları ile ele alınacaktır. Diğer bir aşamada, binaya ait çeşitli detayları da kapsayan taç kapı, pencere detayı çevre duvarı gibi katmanlar da görsel süreklilik kapsamında incelenecektir. Görsel aşama sonrasında ise; vaziyet planı kapsamında külliye kurgusu ve cami planı arasındaki ilişki irdelenecektir. Ortaya çıkan sonuçlar ışığında ise; daha önce bu kapsamda görsel sürekliliği incelenmiş olan ve Sinan'a ait Süleymaniye ve Kılıç Ali Paşa camileri ile Sinan'in mimari yaklaşımındaki değişkenler karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. Böylelikle tez kapsamında Sinan'a ait olan Şehzade Camisi, fraktal analiz yöntemi kullanılarak; gerek vaziyet planı ve külliye katmanında, gerekse görsel derinliği açısından, mesleki çizgisi bağlamında çok katmanlı olarak ele alınacaktır. Döneme ait matematiksel veriler mimari olarak yorumlanacaktır. Çalışmada elde edilen sayısal değerler, binaya ait sezgisel okumaları güçlü bir şekilde desteklemekte ve çok katmanlı fraktal analiz yönteminin doğruluğunu ve güvenilirliğini kanıtlamaktadır.

Çok kriterli karar verme yöntemleri ile performans değerlendirmesi: AHP, TOPSIS ve PROMETHEE yöntemlerinin karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Finans Bilim Dalı
Günümüzde, hemen hemen tüm sektörlerde yaşanan rekabetten dolayı, şirketlerin kaynaklarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle firmaların performanslarını ölçmeleri ve değerlendirmeleri sonucu performanslarını arttırıcı tedbirleri zamanında almaları büyük önem kazanmaktadır. Finansal performans değerlendirilmesinde sıklıkla kullanan yöntemleri arasında Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemleri ortaya çıkmaktadır. ÇKKV yöntemleri hem objektif hem de sübjektif değerlendirmeleri içerir. ÇKKV yöntemlerin yardımıyla var olan her alternatifin sahip olduğu kriterleri belirleyerek ve bu kriterlerin arasında karşılaştırma yaparak en iyi alternatifler sıralaması elde edilebilmektedir. Bu çalışmada, 'Gıda, İçki ve Tütün' sektöründe işlem gören firmaların 2012-2016 dönemine ait finansal performanslarının çok kriterli karar verme yöntemlerinden AHP, PROMETHEE ve TOPSIS kullanılarak değerlendirilmesi ve her üç yönteme göre yapılan sıralamanın karşılaştırılması amaçlanmıştır. v Anahtar Kelimeler: Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri, AHP, PROMETHEE, TOPSIS, Gıda, İçki ve Tütün Sektörü.

Çok modlu fiber optik kablolarda eklem noktasındaki yanlış hizalama kayıpları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Diğer
Fiber optik kablolarda standart çok modlu kademeli indisli fiberin çekirdek çapı 50-100 µm olup kabaca insan saçı kalınlığında ve tek mod fiberler ise 9 µm mertebesindedir. Fiber optik kablolarda, mikroskobik boyutları nedeniyle iki fiberi birleştirirken mekanik hizalama önemli bir problem olarak ortaya çıkar. Fiber optik kablolardaki ışıma kayıpları mekanik yanlış hizalamalardan kaynaklanır, çünkü verici fiberin ışıma içeriği alıcı fiberinki ile uyuşmaz. Işıma kaybının büyüklüğü, yanlış hizalama derecesine bağlı olarak değişir. Bu tez çalışmasında çok modlu (multi mode) fiber optik kablolar ve bu kabloların ekleme noktalarındaki yanlış hizalama kayıpları incelenmiştir. Çok modlu fiber optik kabloların ekleme noktalarında meydana gelebilecek ayarsızlıklar; açısal ayarsızlık (angular misalignment), aralıklı ayarsızlık (separation misalignment) ve yanal ayarsızlık (Lateral misalignment) olmak üzere üç temel yanlış hizalama çeşididir. Bu çalışmada, bu yanlış hizalama çeşitleri ayrı ayrı incelenmiş ve yanlış hizalama kayıpları MATLAB Simülasyon programı ile analiz edilmiştir. Ayrıca OptiSystem simülasyonunda, hizalama kayıplarınıda içeren bir fiber optik haberleşme sistemi tasarlanmış ve sistemin güç kayıpları hesaplanmıştır.

Çok sargılı transformatörler için kısa devre empedansı ve sargılara etkiyen kuvvetlerin belirlenmesi için yeni bir yaklaşım.

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Transformatörler, elektrik sisteminin en pahalı, kritik ve önemli unsurlarından biridir. Elektrik sisteminin işletilmesi ve güvenirliliği çoğunlukla transformatörün çalışmasına bağlıdır. Kaçak reaktansı ve kısa devre testi, transformatörün tasarımı için ana faktörler arasında yer almaktadır. Kaçak reaktans, transformatör tasarımı için önemli olup transformatörün geometrisine bağlıdır. Bu araştırma elektromanyetik kuvvetlerin araştırılması ve transformatörün kaçak reaktansı üzerine odaklanmıştır. Transformatörün kaçak reaktansı, manyetik akı yoğunluğu, boşta çalışma testi ve kısa devre çalışma testi gibi iki sargılı ve çok sargılı transformatörlerin farklı parametrelerinin hesaplanması için 2 Boyutlu ve 3 Boyutlu modeller kullanılır. Kısa devre kuvvetleri transformatöre zarar verebilir ve bu güçlerin doğru bir şekilde hesaplanması transformatör tasarımcıları için çok önemlidir. Hesaplama hatası, tasarımın optimum olmamasına yol açabilmektedir. Elektromanyetik kuvvetlerin hesaplanması için birçok farklı analitik yöntem bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu analitik yöntemlerde sargı ve nüve malzemesine ait özellikler ve geometrinin karmaşıklığı gibi faktörler yer almaktadır. Sonlu elemanlar yöntemi gibi sayısal yöntem bu faktörleri dikkate alır. Bu çalışmada, çok-sargılı transformatörün farklı kısımlarına etki eden kısa devre kuvvetlerini hesaplamak için 2 boyutlu model geliştirilmiş ve kısa devre akımı da 3-boyutlu model ile doğrulanmıştır. Kuvvet hesaplanırken inrush akımı da dikkate alınmıştır. Transformatör üreticileri kaçak reaktansının hesaplanması için birçok farklı analitik yöntem kullanmaktadırlar. Bununla birlikte, analitik yöntemlerin çoğu, iki sargılı transformatörlerin sargıları simetrik olduğunda güvenilirdirler. Bu çalışmada asimetrik iki sargılı ve çok sargılı transformatörlerin kaçak reaktansının hesaplanması için yeni bir yöntem önerilmiştir. Önerilen yöntem de deneysel, analitik ve sayısal yöntemlerle karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, önerilen yöntemin diğer analitik yöntemlere kıyasla daha güvenilir olduğunu göstermektedir. Deneysel olarak kaçak reaktansın testi, IEC-60076-1 standardına göre gerçekleştirilmiştir. Bir çok durumda önerilen yöntemin doğruluğu diğer sayısal yöntemlerden daha yüksektir. Ayrıca bu çalışmada sargının eksenel yer değiştirmesinin transformatörün kaçak reaktansı üzerindeki etkisi araştırılmıştır.

Çok spektrallı görüntü füzyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Diğer
Büyük bir hızla gelişmekte ve yeni uygulama alanları bulmakta olan uydu teknolojisi sonucunda farklı çoklu-algılayıcı sistemler ve farklı çoklu-çözünürlüğe sahip görüntü verileri kullanılmaktadır. Görüntü füzyon teknolojisi, uydu verilerinin en iyi özelliklerini (hem uzaysal, hem de spektral) içerecek şekilde tek bir görüntü verisi haline getirilmesini sağlar. Bu tez çalışmasında üzerinde yapılan iki farklı kaynak görüntüsü birleştirilmesi için çeşitli füzyon yöntemleri kullanılmıştır (Brovey dönüşümü, IHS dönüşümü, TBD dönüşümü, Dalgacık dönüşümü) ve elde edilen sonuçlar belli kriterlere göre değerlendirmesi yapılmıştır. Bu tezin diğer bir katkısı ise elde edilen görüntü sonuçlarının, maksimum uzaysal çözünürlüğüne ve iyi korunmuş kalite spektral bilgisine sahip olması için yeni bir yöntem kullanılmıştır (ridgelet dönüşümü). Aynı zamanda bu yöntemin algoritması geliştirilmiştir.

Çok tabakalı (LBL)kaplama yöntemi kullanılarak süperhidrofob pamuklu kumaş üretimi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Bu tez çalışmasında, farklı kimyasal maddeler kullanılarak iki farklı % 100 pamuklu (normal ve katyonize) kumaşa yeni bir yöntem olan çok tabakalı kaplama (LBL) yöntemi uygulanmıştır. Tezin amacı, çok tabakalı kaplama yöntemi ile TiO2, SiO2 nanopartikülleri ve polidimetilsiloksan polimerleri kullanarak pamuklu kumaş üzerinde süperhidrofob yüzeyler üretmektir. Aplikasyonlardan sonra işlem görmemiş ve işlem görmüş kumaşların test ve analizleri yapılmıştır. Yapılan testler şunlardır: temas açısı ölçümü, hava geçirgenliği, kopma mukavemeti, dairesel eğilme dayanımı, kumaş kalınlığı, yüzey pürüzlülüğü, su, yağ ve kir iticilik testleri. Ayrıca kumaşların yüzey morfolojisi, kimyasal bileşimi, bağlanan fonksiyonel grupların ve yüzey topografisinin karakterize edilmesi için SEM, XPS, FTIR ve AFM analizleri yapılmıştır. Testler ve analizlerden sonra elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Ayrıca, işlem gören pamuklu kumaşın yıkamaya karşı dayanıklılığı da incelenmiştir. İşlem gören pamuklu kumaşın temas açısı yıkama öncesinde 158° iken 5 yıkama sonrasında 153,07° olarak ölçülmüştür. Bu sonuç da, işlem gören kumaşın yıkamaya karşı dayanıklı olduğunu ve süperhidrofob yüzey özelliğini halen taşımakta olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, bu tez çalışmasında çok tabakalı kaplama yöntemiyle üretilen süperhidrofob kaplamaların üretiminin oldukça kolay, verimli, ekonomik, yıkamaya karşı dayanıklı, çevre dostu ve endüstriyel alanda uygulanabilir olduğu düşünülmektedir.

Çok uluslu işletmelerde bir insan kaynakları stratejisi olarak kültürel farklılıkların yönetimi ve bu süreçte iletişimin rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2011 Diğer
?Çok Uluslu İşletmelerde Bir İnsan Kaynakları Stratejisi Olarak Kültürel Farklılıkların Yönetimi ve Bu Süreçte İletişimin Rolü? adlı bu tezde, küreselleşmenin ve özellikle kültürel farklılıkların çokuluslu işletmelerdeki insan kaynakları yönetimi stratejilerine etkisi incelenmiştir.Tez dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde küreselleşme kavramı, tarihsel geçmişi ile ekonomik, siyasal ve sosyokültürel boyutları tanımlanmış ve tartışılmıştır. Bunun yanında küreselleşme sürecine paralel olarak çok uluslu işletmelerin gelişim süreci irdelenmiştir. İkinci bölümde İnsan Kaynakları Yönetimi, Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine geçiş ve son dönemlerde önemi daha çok artan Uluslararası İnsan Kaynakları Yönetimi kavramları üzerinde durulmuştur. Bunlara ek olarak İnsan Kaynakları Yönetimi ve Uluslararası İnsan Kaynakları Yönetimi arasındaki farklar ortaya konmuştur. Üçüncü bölümde kültür kavramı ayrıntılı bir biçimde irdelenmiştir. Son bölümde, çok uluslu şirketlerde kültürel farklılıkların avantajları, dezavantajları incelenmiş, kültürel farklılıklardan kaynaklanan problemler ve bu problemlere ilişkin çözüm yolları iletişim ve iç halkla ilişkiler disiplinlerin bakış açısıyla ortaya konmuştur.

Çokan Velihanov'un eserlerindeki dini ve etnografik konular

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Dinler Tarihi Bilim Dalı
Çokan Velihanov, Kazak halkının ünlü bilim adamı, din, tarih edebiyat, halk bilimi, coğrafi alanlarında değerli çalışmalar yapan araştırmacıdır. Velihanov ilk olarak Orta Asya halklarının yaşam tarzını, dini inançlarını, tarihini, manevi miraslarını, edebi eserlerini ele alarak bilimsel açıdan değerlendirmiştir. Özellikle Kazak ve Kırgız halkının dini ve inançlarını, etnografisini, aynı zamanda coğrafi konumunu detaylı bir şekilde inceleyerek Şarkiyat alanının gelişimine oldukça katkı sağlamıştır. Tezimiz Çokan Velihanov araştırmalarındaki dini ve etnografik unsurları konu edinmektedir. Velihanov kısa yaşamına rağmen ardında çok sayıda eser bırakmıştır. Onun bilimsel makaleleri, notları, hatıraları, mektupları, elyazmaları ilk önce Kazak bilim adamı Alkey Marğulan tarafından derlenerek 5 cilt olarak 1985 yılında Rusça yayımlanmıştır. Kazakistan bağımsızlığını kazandıktan sonra Velihanov'un bütün eserleri Kazak Türkçesine çevrildi ve 2010 yılında Kazakistan Bilim Akademisi müdürlüğünün desteğiyle 5 ciltlik kitap halinde tekrar basıldı. Tezimizi yazarken genellikle bu kitaplardan yararlandık. Aynı zamanda Velihanov'un hayatı ve eserleri üzerine yapılan çalışmalardan, çeşitli makalelerden, kitaplardan, notlardan faydalandık. Çalışmamızda Çokan Velihanov'un görüşleri, fikirleri birçok başlıklar altında tahlil edilmektedir. Araştırmacının Kazak, Kırgız, Özbek, Doğu Türkistan ülkelerinin dini ve manevi durumu, Orta Asya ahalisinin eski inanç kalıntıları, etnografik yapısıyla ilgili bilgileri geniş bir şekilde irdelenmiştir. Velihanov'un bahsettiği üzere, Türk halklarının düşünce sisteminin temelini oluşturan gelenek ve görenekler, inanç ve âdetler gruplara sınıflandırılarak incelenmiştir.

Çölyak hastalığının teşhis edilmesi ve sınıflandırılmasında yapay zekâ algoritmalarının kullanılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Yüksek bir oranda yaygınlık gösteren çölyak hastalığı (ÇH), tahıllardaki glüten ve diğer tahıl proteinlerine kalıcı bir intolerans olarak gelişen proksimal ince bağırsak hastalığıdır. Teşhis edilmesi en zor hastalıklardan biri olarak kabul edilir. Seroloji testi ve endoskopi sırasında alınan ince bağırsak biyopsilerinin histopatolojik kanıtı tanı için altın standart olmaya devam etmektedir. Bu nedenle, endoskopide bilgisayar destekli teşhis (CAD) sistemleri, hastalığın tanısal doğruluğunu artırmak ve zamandan ve insan gücünden tasarruf etmek için yeni ortaya çıkan bir teknolojidir. Bu çalışmada çölyak hastalığının CAD sistemi için hibrit bir makine öğrenme yöntemi uygulanmıştır. Sunulan CAD sisteminde ilk olarak, görüntüleri bölütlemek için uzamsal bağlam temelli optimal çok düzeyli eşikleme tekniği kullanılmıştır. Daha sonra, görüntüler ayrık dalgacık dönüşümü (DWT) ile alt bantlara ayrıştırılmış ve ayırt edici özellikler ölçekle değişmeyen doku tanımlayıcı ile çıkartılmıştır. Sınıflandırma doğruluğu, duyarlılığı ve özgüllük oranı sırasıyla %94,79, %94,29 ve %95,08 olarak elde edilmiştir. Önerilen modellerin sonuçları, evrişimli sinir ağı (CNN) ve yüksek dereceli spektral (HOS) analizi gibi diğer güncel yöntemlerin sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Sonuçlar, önerilen hibrit yaklaşımların doğru, hızlı ve kabul edilebilir düzeyde olduğunu göstermiştir.