Thesis Search




SEARCH RESULTS

Determinants of economic growth in ethiopia: A time series analysis, 1980-2014

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Bu tezi, Etiyopya'daki ekonomik büyümenin belirleyicilerini araştırmaya çalışmıştır. Bunu yaparken, 1980 ve 2014 yılları arasındaki zaman serisi verilerini kullanılmıştır. Teorik ve ampirik literatür kapsamlı bir şekilde incelenerek yedi önemli belirleyici belirlenmiştir. Bunlar sağlık ve eğitim harcaması, gayrisafi sermaye oluşumu, ticarete açıklık, doğrudan yabancı yatırım, enflasyon ve özgürlük ve demokrasi endeksleridir. Bu çalışma, Johansen'in çok değişkenli eş bütünleşme ve nedensellik yaklaşımını ve Hata Düzeltme Modeli'ni (ECM) kullanılmıştır. Çalışmanın sonucu, ekonomik büyüme ve belirleyiciler arasındaki uzun vadeli ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır. Kısa vadede, eğitim ve sağlık harcamaları ve enflasyon büyümeyi artırırken, yerli yatırımlar ve doğrudan yabancı yatırımlar büyümeyi olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte, ticarete açıklık, özgürlük ve demokrasi, Etiyopya'da kısa vadede büyümeyi etkilemek açısından önemsiz bulundu. Nedensellik analizi ve hata düzeltme modeli sonuçlarına dayanarak, belirleyicilerin kısa vadede ülkedeki ekonomik büyümeyi birlikte belirlemek açısından önemli olduğunu ve uzun vadede, büyüme ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır.

Determinants of export performance in Somalia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Uluslararası Ticaret ve Pazarlama Bilim Dalı
Somali'nin ekonomisi, eski tarz sektöre ve küçük modern kentsel sanayiye göre kategorize edilerek ticaret akışını üretiyor. Tarım ekonominin önemli bir sektörüdür. Ulusal GSYİH'nın yüzde 65'inden fazlasına katkıda bulunuyor ve işgücünde birçok çalışan yaratıyor. Ancak Somali'nin ihracat sektörü çok kırılgan ve iyi işlemiyor. Çalışmanın genel amacı Somali'deki ihracat performansının belirleyicilerini keşfetmektir. Bu makale, dünya kalkınma göstergeleri ve SESRIC gibi farklı kaynaklar için 1991'den 2020'ye Kadar çeşitli dönemlerde ikincil zaman serisi verilerini kullanarak Somali'deki ihracat performansının belirleyicilerini özetlemektedir. Bu çalışmada, olağan en küçük kare yöntemine (Ols) dayalı çoklu regresyon analizi ile ekonometrik bir model uygulanmıştır. Eş zamanlı olarak, uzun vadeli bir ilişkiyi test etmek için eşbütünleşme testini kullandık. Tersine, verilerin durağanlığını kontrol etmek için kullanılan artırılmış Dickey-Fuller (ADF) ve Phillip-Perron (PP) testleri. Sonuçlar, doğrudan yabancı yatırımın (DYY) ihracat performansı üzerindeki önemli ve olumlu etkisini göstermektedir; benzer şekilde resmi kalkınma yardımı (ODA) ve gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ihracat performansı üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Buna karşılık enflasyon oranı ve işgücü değişkenlerinin somali'deki ihracat performansı üzerinde önemsiz ve olumsuz bir etkisi bulunmaktadır. Anahtar kelimeler: DYY, GSYİH, ihracat, Tarım, Somali

Determinants of gross domestic saving and its trend analysis in Turkey: A time-series outlook

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 İktisat Bilim Dalı
Tasarruflar, kaynak hareketliliği sayesinde finansal yatırım yaratarak ve sermaye birikimi oluşturarak ülkelerin büyümesinde ve refahında lokomotif görevi görmektedir. Türkiye görece olarak düşük yurt içi tasarruf ve yüksek cari işlem açığına sahip ülkeler grubu içerisinde yer almaktadır. Bu çalışma, Gayri Safi Yurtiçi Tasarrufu belirleyen faktörleri ve Türkiye'deki değişimini 1980-2018 dönemine ait yıllık verileri kullanarak incelemiştir. Dünya Kalkınma Göstergeleri (DKG) 2019 veri tabanı, Dünya Bankası ve Türkiye Merkez Bankası yıllık raporlarından veriler toplanmıştır. Modelde kullanılan makroekonomik değişkenler Gayri Safi Yurtiçi Tasarruf oranının GSYH'ye oranı (GSYT), Enflasyon Oranı (EO), Mevduat Faiz Oranı (MFO), Geniş Para Arzının GSYH'ye oranı (GPA), Yaş Bağımlılık Oranı (YBO), ve Kişi Başına Gayri Safi Milli Gelir Artışıdır(KBGSMGA). Çalışmada, Otomatik Gerilimli Dağıtılmış Gecikme (OGDG) modeli ve model tanımlaması için uygun tanı testleri kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları, Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Tasarrufun ilk gecikmesi, Enflasyon, Geniş Para Arzının GSYH'ye oranı ve Yaş Bağımlılık Oranının Gayri Safi Yurtiçi Tasarruf üzerine olumlu etkileri olduğunu, Kişi Başına Gayri Safi Milli Gelir Büyümesi ve Mevduat Faizinin ise olumsuz etkileri olduğunu göstermiştir. Sadece Gayri Safi Yurtiçi Tasarruf oranının ilk gecikmesi ve Mevduat Faiz Oranı, Gayri Safi Yurtiçi Tasarruf üzerinde %5 anlamlılık düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahiptir. Diğer değişkenler istatistiksel olarak anlamlı etkiye sahip değildirler. Bu çalışma, Türkiye'deki Gayri Safi Yurtiçi Tasarruf oranını iyileştirmek için enflasyon ve para arzını kontrol edilebilir seviyelerde düzenlemek için sıkı maliye ve para politikaları benimsemenin önemli olduğunu göstermektedir.

Determinants of somali students' entrepreneurial intentions:The case of university students in Mogadishu.

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Bu araştırma, özellikle yerel üniversitelerden mezun olacak durumdaki Somalili genç öğrencilerin girişimcilik niyetlerini etkileyen faktörleri ortaya koymayı hedeflemektedir. Araştırmanın teorik çerçevesini, Planlı Davranış Teorisi oluşturmaktadır. Somali ülkesine ilişkin girişimcilik alanındaki literatür boşluğunu dolduracak şekilde, girişimcilik niyeti kavramına açıklık getirerek, bu çalışmanın alan yazına katkı sunması beklenmektedir. Bu çalışmada nicel araştırma yöntemi, araştırma yaklaşımı olarak benimsenmiştir. Veriler, Mogadişu şehrinde yer alan 11 üniversitenin öğrencilerine anket dağıtılarak elde edilmiştir. Cevaplanan anket formlarından analize uygun olan 380 formun üzerinden analiz yapılmıştır. Çalışmanın tasarımı beş ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm girişimcilik kavramını irdelemektedir. İkinci bölüm ise girişimcilik teorileri bakımından alan yazını taramaktadır. Üçüncü bölümde, Somali'nin eğitim, ekonomi ve girişimcilik gibi alanlardaki tarihsel arka planını serimleyen bağlam bilgisine yer verilmiştir. Dördüncü bölüm, davranış teorileri ve girişimcilik niyetine ilişkin eleştirel literatür taramasına yer vermektedir. Son bölümde ise, araştırmacı sahadan topladığı verileri analiz ederek bulguları yorumlamıştır. Analiz öncesinde yöntemsel yaklaşıma dair bilgi sunulmuştur. Hipotez testleri sonucunda, kişisel tutumun ve algılanan kontrol davranışının girişimcilik niyetinde önemli bir role sahip olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra öznel normların, girişimcilik niyeti üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmüştür.

Determination of ecological status of freshwaters and ecological preferences of algae in the Western Mediterranean Basin (Turkey) using multivariate approaches

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Suların biyolojik olarak izlenmesi için son zamanlarda bazı yöntemler geliştirilmiştir. Ancak bu yöntemleri birlikte kullanarak su kalitesi hakkında değerlendirmede bulunmak hatalı sonuçlar verebilir. Bu tez algler ve çok değişkenli yaklaşımlar kullanılarak tatlı su kalitesini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Örnekler, Türkiye'nin Batı Akdeniz Havzası'ndaki 34 tatlısu istasyonundan toplanmıştır. Lentik bölgelerden toplam 206 fitoplankton taksonu, lotik ekosistemlerden de toplam 102 diyatome taksonu tespit edilmiştir. CCA ile çevresel değişkenlerin alg türlerinin dağılımını etkilediği belirlenmiştir. Göller ve rezervuar sularınının ekolojik kalite durumu ise phytoplankton trophic index, Mediterranean phytoplankton trophic index ve fitoplankton Q indeksine göre orta ve iyi ekolojik durumda olmuştur. Akarsu ekosistemlerindeki suların ekolojik kalitesi ise trofik indeks Türkiye (TIT) indeksine göre kötü ekolojik durumdan yüksek ekolojik duruma doğru arttığı belirlenmiştir. Sucul ekosistemlerin trofik durumuna bakıldığında lentik sistemin oligotrofikten hipertrofikliğe doğru değişim göstermiştir. Bu çalışmada bu indekslerin birleştirilmesi tatlı suların biyolojik izlenmesi için yararlı olabileceği görülmüştür. Bununla birlikte bu indekslerin doğrudan kullanılması alg kompozisyonundaki değişimler nedeniyle su kalitesinin hatalı yorumlanmasına neden olabilir. Bu yüzden ulusal fitoplankton bazlı bir ölçüm geliştirmeye ihtiyaç vardır. Ayrıca TIT, tüm diyatome topluluklarını kapsayacak şekilde uygulanabilirliği gözden geçirilmelidir.

Determination of fiber concrete toughness capacity using triangle plate method

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
İnşaat teknolojisinin hızlı büyümesi, betonun çatlama sonrası davranışını iyileştirmek için daha etkili malzemelere olan talebi artırmıştır. Betonun mekanik özelliklerini iyileştiren betona lif eklenmesinin etkin katkısı göz önüne alındığında, lif takviyeli betonun çatlama sonrası davranışını belirlemek ve araştırmak için yoğun çalışmalar yapılmıştır. Lifleri betona dahil etmenin temel faydalarından biri, enerji emme kapasitesini arttırmaktır. Bu nedenle betonun enerji emilimini belirlemek için farklı test yöntemleri kullanılmaktadır. Bu çalışma, fiber takviyeli betonun tokluğunu belirlemek ve karakterize etmek için kullanılan iki farklı test yöntemini karşılaştırmak için yapılmıştır. Beton hacmine göre %0, %0,3, %0,6 ve %0,9 gibi çeşitli lif dozajları eklenmiştir. Tokluk, yöntemin özelliklerine göre 25 mm sapmaya kadar numunelere yük uygulanarak Üçgen Plaka Yöntemi ve EFNARC test yöntemi kullanılarak belirlenir. Buna göre, yük-sehim eğrisi altında kalan alan hesaplanarak belirtilen sehime kadar tokluk belirlenir. İki test yöntemi,emilen enerji ve sonuçların değişkenliği dikkate alınarak karşılaştırılmıştır.

Determination of interaction between Arabidopsis thaliana and putative endophytic bacterium associated with fraser photinia

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Bitki büyümesini teşvik eden bakterilerin (BBTB) genellikle bitki biyokütlesini ve kök büyümesini ve bazı durumlarda da klorofil içeriğini arttırdığı bilinmektedir. Son zamanlarda, uzun süre in vitro koşullarda kültürlenen alev ağacı mikrogövdelerinden olasi endofitik bir BBTB adayı bakteri izole edilmiştir [Şeker, et al., 2017]. Tez çalışmasında, sözkonusu bu bakterinin Arabidopsis thaliana (A. thaliana) model bitkisinin büyümesine olan etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Denemeler basit pipetleme inokülasyonu tekniğiyle, in vitro koşullarda çimlendirilen A. thaliana bitkisinin tohumu ve bir haftalık fidesi olmak üzere iki farklı fizyolojik aşamasında gerçekleştirilmiştir. Tohumlar ve fideler, Aktif (A) ve İnaktif (İn) endofitik bakteri süspansiyonu ve ayrıca bunların karışımlarıyla (A+İn) inokule edilerek bakteriyle inoküle edilmeyen kontrol gruplariyla karşılaştırılmıştır. Biyolojik tekrarlar; 22°C'de 16/8 saatlik ışık periyodu koşullarında bitki büyüme odasına kaldırılmıştır. İki haftalık fidelerin yaş gövde ağırlığı (YGA), gövde ve kök yaş ağırlığı (YA), gövde uzunluğu (GU), kuru gövde ağırlığı (KGA), gövde ve kök kuru ağırlığı (KU), kök uzunluğu (KU) ve klorofil a, b ve karotenoidleri içeren fotosentetik pigmentlerin miktar tayini gibi çeşitli bitki büyüme parametreleri ve bakterilerin endofitik ve rizosferik nitelikleri değerlendirilmiştir. 7 günlük Arabidopsis fidelerinin inaktif ve aktif bakteri süspansiyonları ile inokülasyonu, kök ve sürgünlerin yaş ve kuru ağırlıklarını ve fotosentetik pigmentlerin miktarlarını olumlu yönde etkilenmişken, bakteri inokülasyonun tohum aşamasında uygulanması sadece fotosentetik pigmentlerin miktarlarını arttırmıştır. Bakterilerin rizosferik ve endofitik kolonizasyonunun doğrulanması için Gram boyama yöntemi kullanılırken, bakterinin plazmitinde virD1 geni varlığı PCR yöntemi ile moleküler olarak da doğrulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; tez çalışması kapsamında çalışılan olası endofitik bakteri, optimum konsantrasyonlarda ve koşullarda kullanıldığında, aktif olarak bazı olumlu etkiler göstermişse de, inaktif formda inoküle edilen bakteri süspansiyonlarının bitkiye daha faydalı olduğunu önermektedir. Sonuç olarak, tez kapsamında çalışılan olası endofitik bakteri izolatının çeşitli bitki büyümesini teşvik eden yararlı bakteriler (BBTB) ile birlikte biyo-gübre olarak kullanılabileceğine dikkat çekilmektedir.

Determination of land surface temperature changes in the Develi Basin, Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Bu tez çalışmanın amacı, Develi Ovası'nın 1984 ile 2014 yılları arasındaki arazi yüzey sıcaklığı (LST) değişimlerini belirlemek ve LST değişiklikleri ile iklim koşulları, arazi kullanım / arazi örtüsü (LULC) değişimleri arasındaki ilişkileri incelemektir. Develi Ovası, Sultan Sazlığı adı verilen ve uluslararası öneme sahip bir sulak alanın bulunduğu Kayseri'nin güneybatısında, Orta Anadolu'da yer alan kapalı bir ovadır. Bu çalışmada, 1984, 1987, 2003 ve 2007 yıllarında elde edilen dört adet Landsat Thematic Mapper (TM) uydu görüntüsü ve 2014 yılında elde edinilen bir adet Landsat 8 OLI / TIRS uydu görüntüsü analizlerde kullanılmıştır. İlk aşamada radyometrik ve geometrik düzeltmeler yapılmış ve analiz için çalışma alanı çıkarılmıştır. LULC değişiklikleri normalize edilmiş fark bitki örtüsü indeksi (NDVI)'ne göre değerlendirilmiştir. Toprağa göre ayarlanmış bitki örtüsü indeksi (SAVI) ve modifiye edilmiş normalize fark su indeksi (MNDWI) de hesaplanmıştır. LST, Landsat görüntülerinin termal bandından atmosfer üstü parlaklığı ile tahmin edilmiştir. Sonuçlar, Develi Ovası'nın mekânsal ve zamansal değişimlere maruz kaldığını göstermektedir. Ovada toprak ve su kütleleri azalmıştır. Buna karşılık, seyrek bitki örtüsü ve yoğun bitki örtüsü alanlar artmıştır. Bitki örtüsü, özellikle Develi Sulama Projesi'nin 1988 yılında inşa edilmesinden sonra doğal bitki örtüsünün tarım alanlarına dönüşmesinden dolayı artış göstermiştir. Genel olarak, 1984'ten 2014'e kadar LST'de bir artış gözlenmiştir. LST'deki değişimler, LULC değişikliklerine ve iklim değişikliklerine paralellik göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Arazi Yüzey Sıcaklığı, Normalize Edilmiş Fark Bitki Örtüsü İndeksi, Arazi Kullanımı / Arazi Örtüsü Değişiklikleri, Landsat, Develi Ovası

Determination of the breast cancer tumor diameter using wearable ultra wide band microstrip antenna

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Meme kanseri günümüzde pek çok kadında görülmekte ve iyi bir şekilde tedavi edilmezse ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir. Meme kanserinde erken teşhis meme içinde bulunan tümörün büyümesini durduran en önemli parametredir. X-ray mamografi, manyetik rezonans görüntüleme ve ultrason gibi geleneksel yöntemler meme kanserinin belirlenmesinde halihazırda kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin bazı kısıtlamaları bulunmakta olup bunlardan en önemlisi meme kanseri vakalarında normal doku ile tümörlü dokunun %4 ile %34 arasında yanlış teşhis edilmesidir. Geleneksel yöntemlerden farklı olarak mikrodalga görüntüleme meme kanserinin belirlenmesinde gelecek vaat eden yöntemlerden bir tanesidir. Mikrodalga görüntüleme sisteminde mikroşerit anten kullanılarak meme kanseri tümörü daha konforlu, düşük maliyetli ve daha güvenli bir şekilde belirlenebilir. Mikrodalga görüntüleme sistemleri normal doku ile tümörün dielektrik özelliklerinin farklı olması prensibine göre çalışır. Normal doku ve tümörün iletkenlik ve dielektrik gibi elektriksel özellikleri farklı olduğundan patolojik özellikleri de farklıdır. Mikrodalga görüntüleme sisteminde meme kanserindeki tümör, meme dokusu üzerine gönderilen elektromanyetik dalganın yansıyan bileşenlerinin alıcı antende toplanması ve analiz edilmesi ile belirlenmektedir. Bu çalışmada, meme kanseri tümör çapını belirlemek için yeni bir giyilebilir ultra geniş bantlı mikroşerit anten tasarımı yapılmıştır. Geliştirilen antenin çalışma frekans aralığı 1.6 GHz ile 11.2 GHz arasındadır.

Determination of the effects of microbial and phosphorus fertilizer applications on yield and phosphorus acquisition of central anatolian wheat cultivars

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Araştırmalar, bitkilerin düşük fosfor (P) içeriğine sahip toprak koşullarıyla başa çıkmak için iki genel strateji geliştirdiğini göstermiştir: Strateji 1 - fosfor kullanımını iyileştirmeye veya korumaya odaklanırken, Strateji 2 - fosfor alımını artırmayı hedeflemektedir. Bu çalışma sera ve tarla şartlarında olmak üzere 2 aşamada yürütülmüştür. Orta Anadolu Bölgesi'nde yaygın olarak yetiştirilen 12 adet ekmeklik buğday çeşidinin materyal olarak kullanıldığı sera denemesinde çeşitlerin Fosfor Alım Etkinliğini (PAE) belirlemek amacıyla fosfor (0 ve 50 mg P kg-1) ve mikrobiyal uygulamalarının (BAC, AMF ve BAC+AMF) etkileri incelenmiştir. En yüksek PAE (%24.9) sahip Tosunbey ve en düşük PAE (%7.8) sahip Bayraktar 2000 çeşitleri ile tarla denemesi yürütülmüştür. Tarla denemesinde fosfor uygulamalarının (0, 20, 40, ve 80 P2O5 ha-1) düşük ve yüksek PAE sahip buğday çeşitlerinin tane verimi (Tosunbey ve Bayraktar 2000: p<0.01), protein içeriği (Tosunbey: p<0.01, Bayraktar 2000: p<0.05), BDA, MDA; bitki yapraklarının K, Mg, B, Mn içerikleri; tane Mg, Fe ve Mn içerikleri üzerine olan etkileri istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Mikrobiyal uygulamalarının (BAC, AMF ve BAC+AMF) çeşitlerin bitki boyu, tane verimi (Tosunbey ve Bayraktar 2000: p<0.01), protein içeriği (Tosunbey ve Bayraktar 2000: p<0.01), bitki yapraklarının Mg, B, Cu ve Zn içerikleri; tane Mn içeriği üzerine olan etkileri istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Bunun yanında fosfor ile birlikte mikrobiyal uygulamaları yaprakların B ve Zn içeriği ile tanenin K içeriği üzerine etkileri istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Sonuçta, PAE düşük olan Bayraktar 2000 çeşidinde verim ve kalitenin artırılması için 20 kg P2O5 ha-1 ile birlikte BAC yada 20 kg P2O5 ha-1 ile birlikte BAC + AMF uygulanması, PAE yüksek Tosunbey 40 kg P2O5 ha-1 ile birlikte BAC veya 40 kg P2O5 ha-1 ile birlikte BAC + AMF'nin uygulanması gerektiğini öneriyoruz.

Determination of the seedling reactions of some two-rowed barley landraces maintained at Osman Tosun Gene Bank to Pyrenophora teres f. teres

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Osman Tosun Gen Bankasından temin edilen ve Türkiye'nin değişik bölgelerini temsil eden 38 adet 2 sıralı arpa yerel çeşidinin 2 adet Pyrenophora teres f. teres izolatına karşı fide dönemi tepkileri tespit edilmiştir. Ek olarak, arpa çeşitleri Bülbül 89 ve Avcı 2002 denemeye dahil edilmiştir. Arpa yerel çeşitleri hastalığa değişik tepkiler vermiş olup tepkileri dayanıklı-orta derecede dayanıklı ile hassas arasında değişmiştir. Diyarbakır ilinden elde edilen 33 numaralı yerel çeşit hastalığa en dayanıklı olarak bulunurken Bilecik-Söğüt'ten elde edilen 10 numaralı yerel çeşit ve Bülbül 89 çeşidi en hassas olarak bulunmuşlardır.

Determination of the sources and scavenging coefficients of atmospheric particles

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
ATMOSFERİK PARÇACIKLARIN KAYNAKLARININ VE TEMİZLENME KATSAYILARININ BELİRLENMESİ Atmosferik parçacıkların bulut altı temizlenme mekanizma ile verimli bir şekilde atmosferden ayrılması bilinmektedir. İstanbulda bu mekanizmayi incelemek amacıyla Eylül 2015 ile Şubat 2016 aylar arası yaş birikim örnekleri toplanmıştır. Ayrıca atmosferik parçacık örnekleri de alınmıştır. Yağmur suyundeki hacım ağırlıklı ortalama pH (VWM-pH) değeri 7.09 olarak gözlenmiştir. Yağmur su ve parçacık örneklerindeki sodyum (Na), potasyum (K), magnezyum (Mg) kalsiyum (Ca) alüminyum (Al), bakır (Cu), mangan (Mn) ve demir (Fe) konsatrasyonu İndüktif Eşleşmiş Plazma Optik Emisyon Spektometresi (ICP-OES) ile analiz adilmiştir. Yağmur suyunda en yüksek konsantrasyonu kalsiyum için 4,62ppm olarak ve sodyum için 3,92ppm olarak gösterirken parçacıklarda ise demir 0,35ppm ile en yüksek konsantrasyon göstermiştir. Pearson korelasyon katsayısı elementlerin ortak kaynakları bulmak amacıyla kullanılmiştir. Deniz ve toprağa göre zenginleştirme faktöru (EF), non-sea salt (NSS) değerleri ve non-sea salt fraksyonları (NSSF) da hesaplanmiştir. Elementlerin temizlenme özelliklerini incelemek için temizlenme katsayılar ve temizlenme oranları her yağmur olay için ayrı ayrı hesaplanmiştir. Elementlerin her yağmur olay için temizlenme özelliklerinde değişim gösterdiğini gözlenmiştir. Son olarak İstanbul'un yağmur suyun kimyasını etkileyen hava kütleleri ve bulutların kaynakları belirlemek için HYSPLIT geri yörünge hareketleri her yağmur olay içn hesaplanmiştir. Anahtar kelimeler: Yaş birikim, Yağmur suyu, Zenginleştirme Faktörü, Temizlenme oranı, Temizlenme Katsayısı, Partikül madde

Determination of the strength change in andesitic lavas outcrop in Izmir city centre depending on anisotropy

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Uygulamalı Jeoloji Bilim Dalı
İzmir şehrinin kuzeybatı kesimleri genellikle andezitik lavlar üzerine oturur. Başlıca formasyon özellikleri, kolaylıkla ayrışabilir bazik pembe ve gri andezitlerdir. Bölgedeki andezitik kayaçlar, tünelcilik, kazı ve inşaat gibi jeoteknik dizaynlarda güçlükler oluşturan kayacın oluşumuyla meydana gelen anizotropi özelliği gösteren, akma bandları ve soğuma çatlaklarıyla karakteristiktir. Çalışma alanı bu projelerle ön plana çıkmıştır. Bu nedenle anzidezit türü kayaçların özelliklerinin incelenmesi önem kazanmıştır. Bu çalışma Izmir (Türkiye) şehrinin kuzeyindeki Bornova'da yüzlek veren andezit lavının anizotropi karakteristiklerini araştırır. Bu çalışma, pembe ve gri andezitlerin dayanım anizotropisini inceler. Detaylı anizotropi incelemesi arazi çalışmaları ve laboratuvar deneyleriyle gerçekleştirilmiştir. Arazi çalışması jeolojik haritalama ve örnek toplamayı içerir. Kayaç dayanımındaki yöne bağlı değişimleri belirlemek için, akma bandı konumları dikkate alınarak, pembe ve gri andezit blok örneklerinden 0°, 30°,45°,60°ve 90° dereceler için laboratuvar ortamında karotlar alınmıştır. İlk olarak, örnekler üzerine mikroskobik analiz, tüm kayaç jeokimyasal analizi, X-ışını difraktometre analizi, porozite ve bitim hacim ağırlık testleri, ultrasonik P-dalga hızı testi (Vp), Tek Eksenli Basınç Deneyi (UCS), Brazilian İndirekt Çekme Gerilmesi (BTS), Nokta Yükleme Indeksi Deneyi (Is50) ve Bohme aşındırma dayanım testleri yapılmıştır. Bu çalışmanın anizotropiye bağlı başlıca bulguları göstermiştir ki, anizotropi açıları 0° ve 90°ye yaklaştıkça kayaç dayanımı maksimum, 30° ve 45° aralığında minimum değerler almış, heriki kayaç grubu da daha sonra Tek Eksenli Basınç, Brazilian İndirekt Çekme Dayanımı, I50 and Vp anizotropi ölçme indis sonuçları değerlendirildiğinde anizotropiye göre zayıf anizotropi göstermiştir. Gri andezitler tek eksenli basınç dayanımları dikkate alındığında yüksek dayanımlı ve pembe andezitler yüksek-orta dayanımlı olarak sınıflanmıştır. Andezitin performansını negative etkileyen başlıca diğer faktörler ayrıca araştırılmıştır. Örnekler fiziksel ve kimyasal hızlandırılmış ayrışma deneyleri altında korozif koşullara maruz bırakılmıştır. Bu deneyler ıslanma-kuruma, donma-çözülme, sodium sülfat ve magnezyum sülfat deneyleridir. Sonuç olarak, kayaçların kaliteleri ve durabiliteleri doygunluk bağıntısı, ıslak/kuru dayanım oranı ve Statik Kaya Durabilite İndeksi gibi kaya kalite belirteçleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalışılan kayacın kalitesi ve durabilitesi kullılan kalite belirteçlerine göre iyi olarak sınıflandırılmıştır Anahtar Kelimeler: Malzeme özellikleri, dayanım anizotropisi, andezit, RDI

Determination of transposon movements in organically and conventionally produced tomato

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Retrotranspozonlar, genom içindeki mobil genetik elementlerdir ve domates genomunun yüzde 60'ından fazlasını oluşturmaktadır. Bu çalışmada; Sukkula, Nikita, P-Tst-1, P-Tst-3, P-Tst-6 ve Copia like retrotranspozonlarının hareketleri, IRAP moleküler markör tekniği kullanılarak organik ve geleneksel olarak üretilen Şencan 9 Solanum lycopersicum L. çeşidinde incelenmiştir. Bu amaçla, domates bitkileri tohum doku kültüründen regenere edilmiştir. Daha sonra, rejenere edilen bitkilerden ilk yaprak veya kotiledon alınmış ve kallus oluşumunu başlatmak için 2, 4-D hormonuyla desteklenmiş MS ortamında kültürlenmiştir. Domates bitkileri kalluslardan rejenere edildikten sonra, rejenere edilen bitkiler iki gruba ayrılmıştır. Bir grup organik olarak üretilmiş ve diğer grup geleneksel olarak sera şartlarında üretilmiştir. Organik ve geleneksel olarak üretilen domateslerde Sukkula, Nikita, P-Tst-1, P-Tst-3, P-Tst-6 ve Copia like retrotranspozonlar için polimorfizm tespit edilmiştir. Geleneksel olarak üretilen domatesler, organik olarak üretilenlere kıyasla oldukça polimorfiktir. Bu sonuçlar, herbisit, insektisit ve fungisit uygulamasının, domates genomunda Sukkula, Nikita, P-Tst-1, P-Tst-3, P-Tst-6 ve Copia like retrotranspozonlarının hareketlerini artırabileceğini göstermektedir. Ek olarak, sonuçlar olgun fide ve meyve verme aşamasına kıyasla, domates bitkisinin çiçeklenme aşamasında çok sayıda bant olduğunu göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Solanum lycopersicum L.; Retrotranspozon; Hareketli genetik elementler; IRAP PCR; Polimorfizm

Determining parameters of rheological models by the method of least squares

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Petrol endüstrisinde uzun vadeli ve karlı bir enerji üretiminin sürdürülebilirliği, gelecekte petrol sahası kaynaklarının geliştirilmesi ve yatırımın geri dönüşünün azami düzeye çıkarılmasını sağlayacak en uygun maliyetli yöntemlerle sondaj kuyularının kazılmasını gerektirecektir. Bu faaliyetler aynı zamanda son yıllarda yaşananlar gibi şiddetli kriz dönemlerine karşı küresel pazarda petrol ve gaz fiyatlarında sert bir düşüş yaşanmasına karşı firmaların dayanmalarına izinde vermelidir. Bu nedenle, bu mücadelede problemle karşılaşma olasılığını azaltan, operasyonel verimliliği artıran ve toplam operasyon maliyetini azaltarak kısa vadede sondaj verimliliğini optimize edebilecek şirketler muazzam fiyat düşüşlerinin sürdüğü dönemlerde diğerlerinden bir adım önde olacaklardır ve böylesi durumlar meydana geldiğinde gelişmelerini/varlıklarını devam ettirebileceklerdir. Sondaj verimliliği sondaj sıvılarının verimliliğinden doğrudan etkilenir. Bu nedenle, sondaj akışkanlarının akış özelliklerini anlama ve tahmin etme yukarıda belirtilen amaçlara ulaşmak için önemli konular arasındadır. Her ne kadar çoğu kil bazlı sondaj sıvısı davranış özellikleri Herschel-Bulkley (HB) reolojik modelinin kullanımı ile tahmin edilebilmesine rağmen, petrol endüstrisinde kullanılan diğer bazı sıvıların bileşimleri veya diğer doğal özellikleri nedeniyle bu model kullanılarak açıklanamadıkları bilinmektedir; bu nedenle, bu durum petrol endüstrisi literatüründe farklı reolojik modellerin varlığına yol açmaktadır. Viskometre verilerinden Power Law veya Bingham Plastik model gibi basit iki parametreli olarak bilinen modellerin parametreleri Enküçük Kareler Hata (EKH) yöntemi formülasyonları kullanılarak belirlenmesi literatürde bulunabilmesine rağmen, diğer birçok modelin parametrelerinin doğru bir şekilde bulunması için benzer formulasyonlar (özellikle kompleks üç veya daha fazla parametreli modeller) genellikle mevcut değildir. Akışkan reolojisi davranışını belirlemek için çeşitli modeller geliştirilmiş olmasına rağmen, bazı durumlarda akışkan modeli sabitleri verilen akışkan için uygun model olduğunda bile akışkanın reolojik olarak tanımlanmasını azaltma eğiliminde olan yaklaşımlar yoluyla elde edilmektedir. Bir akışkanın uygun bir model ve en az hata ile reolojik davranışının tanımlanabilmesi amacıyla, model parametrelerini (denklem sabitleri) elde etmek için regresyon veya interpolasyon teknikleri uygulanabilir. Matematiksel prensipler ve kanunlarla sınırlı olmak kaydıyla, kayma gerilmesi ve kayma hızı verileri ile desteklenmiş bu geliştirilmiş teknikler uygulanarak, modelin akışkan reolojik özelliklerini tahmin ederek bir eğri eğilimi oluşturmasını sağlayan denklem sabitleri (model parametreleri) elde edilebilir. Bu sabitler sondaj akışkanına uygulanarak hidrolik operasyonların tasarlanması ve optimize edilmesi için kullanılır, böylece sondaj maliyeti minimize edilebilir ve operasyonların verimliliği ve güvenliği en üst düzeye çıkarılabilir. xxii Farklı akışkan modelle

Determining the knowledge level and attitude of nursing students on hiv/aids

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
HIV/AIDS, adölesanlarda son dönemde ölüm nedenleri arasında kayıtlara geçen önemli bir sağlık sorunudur. Hemşireler, HIV/AIDS önlenmesi, bakımı ve savunuculuğunda önemli rol oynamaktadır. Bu çalışma, lisans hemşirelik bölümü öğrencilerinin HIV/AIDS'e yönelik bilgi ve tutum düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu tanımlayıcı kesitsel çalışmada, ön test ile yapılandırılmış gönüllü olur formu, sosyo demografik ve HIV/AIDS bilgi formu, AIDS Tutum ölçeği kullanılmıştır. Çalışmaya iki üniversiteden toplam 808 gönüllü dahil edilmiştir. Veri analizi için IBM SPSS 22.0 istatistik yazılım programı kullanılmış ve veri analizinde %95 güven aralığı uygulanmıştır. Verilerin istatistiksel analizinde tanımlayıcı istatistikler, ki-kare, student t, one way anova testi ve pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Sonuç olarak öğrencilerin HIV/AIDS'in doğası, nedeni, tanı ve tedavisi, önlenmesi konularında oldukça iyi düzeyde bilgiye sahip oldukları belirlenmiştir. Hemşirelik öğrencilerinin AIDS'e ve AIDS'li bireylere karşı olumsuz tutuma sahip oldukları saptanmıştır. Öğrencilerin eğitim yılı arttıkça HIV/AIDS hakkında bilgi düzeylerinin arttığı ve tutumlarının olumlu olduğu bulunmuştur (p<0.05). Derslerinde HIV/AIDS konusunu dinleyen, klinik deneyimi olan, HIV/AIDS hastalarına bakım verme deneyimi olan öğrencilerin tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (P>0.05). Cinsiyet ve yaş ile öğrencilerin bilgi ve tutum puanları arasındaki farkın önemli olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Sonuç olarak, öğrencilerin AIDS'e karşı iyi düzüeyde bilgi sahibi olduğu ancak ciddi önyargılı tutumları olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin bilgilerinin artırılması ve HIV/ADIS'e karşı olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olmak için müfredatın geliştirilmesi, vaka tartışmaları ve panellerin düzenlenmesi gibi eğitim stratejileri önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: HIV/AIDS, Bilgi, Tutum, Hemşirelik, Öğrenci

Determining the relationship between human resources management practices and organizational innovation: The case of Somali telecom and banking firms

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 İnsan Kaynakları Bilim Dalı
İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) uygulamalarının farklı türdeki organizasyonel performansa katkısının önemi ilgili literatürde genel kabul görmüştür. Ancak yine de bu konunun daha fazla incelenmesini gerektiren bazı zorluklar, kavramsal ve kuramsal eksiklikler vardır. Örneğin, hangi koşulların sözü edilen ilişkiyi etkilediğiyle ilgili bir takım belirsizlikler mevcuttur. Bu bağlamda bu tez çalışması, insan kaynakları uygulamaları ile örgütsel yenilik arasındaki ilişkiyi ve insan kaynakları çıktıları ile yenilikçi iklimin bu ilişkiye ne derece aracılık ettiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. 11 Somali telekomünikasyon ve bankacılık firmasında çalışan 375 personelden rassal veri toplamak üzere, ankete dayalı kesitsel bir araştırma tasarımı yapılmış ve veriler Yapısal Eşitlik Modellemesi (SEM) ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda literatüre katkıda bulunulacağı düşünülen önemli bulgulara ulaşılmıştır: (a) İK uygulamaları, İK sonuçlarına önemli ölçüde ve olumlu biçimde katkıda bulunmaktadır. (b) Araştırmacının beklentisinin tersine, İK sonuçlarının İK uygulamaları ve örgütsel yenilik arasındaki ilişkiye aracılık ettiğini destekleyen hiçbir ampirik kanıt bulunamamıştır. (c) İKY uygulamalarının yeniliğe katkıda bulunmasına temel oluşturan mekanizma, kısmen algılanan bir yenilikçi iklimin varlığı ile açıklanmaktadır. (d) Yenilikçi iklime destek örgütsel inovasyonu önemli derecede ve pozitif olarak etkilemektedir. Konuyla ilgili gelecekte yapılabilecek çalışmalar için kuramsal olarak ve uygulamada yapılabilecekler, mevcut kısıtlar ve birtakım öneriler de tez çalışmasında yer almaktadır. Anahtar Kelimeler: İKY uygulamaları, İK sonuçları, Yenilikçi İklim, Örgütsel yenilik.

Developing an indoor localization method for the internet of things (IoTs)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Telekomünikasyon Bilim Dalı
Bu tezde, nesnelerin interneti (IoT) uyumlu Raspberry Pi 3 cihazlar kullanılarak yeni bir iç ortam konumlandırma sistemi geliştirilmiştir. Bu kapsamda ilk olarak, geleneksel çevrimdışı RF parmak izi konumlandırma yöntemi yerine çevrimiçi RF parmak izi konumlandırma yaklaşımı önerilmiştir. Önerilen yaklaşımın iki boyutlu konumlandırma için etkinliği, en yakın K-komşu (KNN) algoritmasında Wi-Fi sinyal güç değerlerinin kullanılmasıyla gösterilmiştir. Daha sonra, önerilen çevrimiçi RF parmak izi konumlandırma yaklaşımının üç boyutlu konumlandırma için uygulanabilirliği ve performansı incelenmiştir. Bu amaçla, KNN algoritması yedi farklı uzaklık metriği ve üç farklı konum tahmin yöntemiyle gerçeklenmiştir. Kanal girişiminin konumlandırma doğruluğuna ve sistem gürbüzlüğüne etkileri ayrıca gösterilmiştir. Bu tezde önerilen ve gerçeklenen iç ortam konumlandırma yöntemi, cihazlar ve çalışılan ortam göz önüne alındığında özgündür ve umut verici sonuçlar verdiği başarıyla gösterilmiştir.

Developing management skills during undergraduate studies: The case of Kosovo and Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Bazı araştırmacılar yönetim becerilerinin sınıfta geliştirilebildiğini ifade ederken, bazıları ise işletme eğitimi veren okulların bu amaçları yerine getirmede yetersiz kaldıklarını ifade etmektedir. Bu araştırmanın amacı İşletme bölümlerinde lisans eğitimi almakta olan üniversite öğrencilerinin geliştirdikleri yönetim becerilerinin düzeyini bulundukları sınıfa, not ortalamasına, edindikleri iş deneyimine, aldıkları müfredat dışı eğitimlere, cinsiyete ve eğitim aldıkları ülkeye göre nasıl değiştiğini araştırmaktır. Belirtilen değişkenler arasındaki ilişkiyi bulmak için internet üzerinden doldurulan anket formu kullanılarak kantitatif bir araştırma yapılmıştır. Çalışmanın evrenini İşletme Bölümünde halen öğrenci olan veya yeni mezun olan öğrenciler oluşturmaktadır ve örnekleme çerçevesi ise Kosova'da veya Türkiye'de üniversite okuyan öğrencilerden bu kriterleri sağlayanlar olarak belirlenmiştir. Araştırmanın sonuçları ikinci sınıfın sonunda öğrencilerin yönetim becerilerini önemli oranda geliştirdiklerini göstermektedir. Bunun da ötesinde yönetim becerileri geliştirme ile not ortalaması, iş deneyimi ve müfredat dışı eğitimler arasında olumlu bir ilişki vardır. Olumlu ilişkiye rağmen sonuçlar, yönetim becerileri geliştirmede hala boşluklar olduğunu göstermektedir. Araştırmanın bulguları daha önceki MBA programları hakkında yapılan ve her ikisi de yönetim becerileri geliştirdiğini ortaya koyan sonuçları destekler niteliktedir. Bu anketin sadece Kosova'da ve Türkiye'de eğitim almakta olan öğrencilerle yapılması bu araştırmanın bir kısıtıdır. Araştırma İşletme lisans eğitimi alanındaki araştırmalarda bulunan boşlukları doldurmak için bir adımdır. Bu çalışmanın bulguları, İşletmecilik eğitimi veren okullara programlarını öğrencilerin yönetim becerilerini daha fazla geliştirmesi yönünde tasarlamaları konusunda yardımcı olabilir, öğrencilere kendi yönetim becerilerini geliştirme yollarını bulma ve hayata geçirme konusunda farkındalık oluşturabilir ve insan kaynakları yöneticilerine de işletme bölümlerinden mezun olanlara daha fazla güvenmeleri ve iş yerlerine başvurma ve başvuruları geliştirme konusunda yardımcı olabilir.

Developing synergic data mining method for dicovering anomalies

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Diğer
Anomali tespiti olağandışı/farklı kayıt ve gözlemlerin belirlenmesi işlemidir. Anomali tespiti tıp, halk sağlığı, iklim çalışmaları, finans hizmetleri gibi farklı uygulama alanları için önemli bir problemdir. Tıbbi veri, anormal hasta durumu, cihaz hatası veya hastalık salgınları gibi çeşitli nedenlerden dolayı, anomali içerebilir. Bu nedenle bu alanda anomali tespiti kritiktir ve yüksek derecede doğruluk gerektirir. Farklı anomali tespiti algoritmaları farklı sonuçlar üretirler. Herbiralgoritmalanın çalışma mantıklarının farklı olması, verinin yüksek boyutlu olması ve uygun giriş parametrelerin seçilmesi gibi nedenler bu algortimaların sonuçlarını etkiler. Bu nedenle anomali tespiti için tek bir algoritmmanın sonuçlarına bağlı kalmak doğru olmayabilir. Bu durumun üstesinden gelmek için bu tez kapsamında sinerjik bir yöntem önerilmiştir. Sinerjik yöntemde farklı anormallik tespiti algoritmaları, diyabet verilerindeki anomalileri tespit etmek için birleştirilmiştir. Bu algoritmalar yoğunluk-tabanlı DBSCAN algoritması, ızgara-tabanlı WaveCluster algoritması , en yakın komşu tabanlı algoritmalar KNN ve INFLO algoritmaları, paylaşımlı en-yakın komşu (SNN) algoritması, açı-tabanlı ABOD algoritması ve istatistiksel-tabanlı algoritmaları Gauss modeli ve Gauss homojen karışım modeli algoritmalarıdır. Önerilen sinerjik yöntem ile, algoritmalar birleştirilerek, herbir algoritmanın en iyi yönlerinin/faydalarının kullanılması amaçlanmıştır. Deney sonuçları, önerilen sinerjik yöntemin diğer algoritmalara göre daha iyi performans sergilediğini göstermiştir.