Thesis Search




SEARCH RESULTS

Dijital çağın muhasebe ve denetim mesleğine yansımalarının incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Muhasebe Denetimi Bilim Dalı
XXI. yüzyılın en bilinen konularından biri hızla gelişen dijital dönüşümdür. Teknolojik gelişimler, iş modellerinin yöntemleri ve geleneksel yaklaşımı değiştirerek iş âleminin önemli bir parçası olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda muhasebe ve denetim alanları da gelişmekte olan endüstri 5.0'den etkilenerek tüm fırsat ve faydalarından etkin bir şekilde yararlanmaya çalışmaktadır. Bu çalışmada, muhasebe ve denetimin tarihsel arka planı incelenerek, gelişimine hız veren teknolojinin adı geçen alanlara etkisi, bilhassa muhasebe ve denetim işlemlerinin farklı dijital programlar aracılığıyla sürdürülme şekli gibi konular ele alınmaktadır. Büyük veri tarafından oluşturulan hacimli ve çeşitli bilgiye bulut teknolojisi ve internet aracığıyla daha kolay ve süratli bir şekilde erişim sağlamak mümkündür. Ortaya çıkan büyük verinin analitik incelenmesi ve analiz yapılması gereken işlemleri algoritmalar ve veriye dayalı karar verebilen yapay zekâ devralarak gerçekleştirmiştir. Ayrıca dijital dönüşümün getirdiği değişiklikler ile değiştirilmiş muhasebe ve denetim alanı için yeni kabiliyetlerin gerektiği konusu ve gelişim ile ilişkili riskler incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Dijital Dönüşüm, Endüstri 5.0, Muhasebe Mesleği, Denetim Mesleği

Dijital medya ve kültür endüstrisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Kültür bir toplumun zaman içinde oluşturduğu değerler, yargı, bilgi, birikim ve tecrübelerine dayanarak ortaya koydukları maddi ve manevi değerler bütünüdür. Kültür bir toplumun kimliğini açıklayan ve başka toplumlarla arasındaki ayrıştırıcı farkı ortaya koyan bir kavramdır. Kültür deyince akla sadece yaşamsal değerleri ifade eden bir anlayış gelmemelidir. Bunlar yiyecek, içecek, giyim kuşam olabileceği gibi dinde, siyasette, sanatta, medyada da olabilir. Çünkü her konu zaman içinde toplumun anlayışına bürünerek kendine has bir algının ortaya çıkmasına sebep olur. Toplumların yargılarının gelişimi farklılık göstermekle beraber değerleri de zamanla değişebilmekte ve geçerliliğini yitirebilmektedir. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde hayatımızın her alanında birçok yenilik ve değişiklik yaratmakta ve bu değişiklik hayatımızın her alanına sirayet etmektedir. Medya kültürümüz gazete, dergi, mecmua vb. iken dijital kavramı ile yan yana gelerek günümüzde farklı bir boyut kazandığı ve zamanla hayattaki sosyo kültürel, endüstriyel, teknolojik değişikliklere paralel olarak ne kadar dönüştüğünün göstergesidir. Bu değişimler her zaman olumlu sonuç vermeyebilir. Teknoloji gelişimiyle birlikte iletişim hızlanmış, bilgi ulaşımında kolaylık sağlamıştır. Ancak teknolojinin bazı gelişimleri insaniyet yaşamının değerlerinin değişmesine sebep olmuştur. Dijital (internet) medyası insanlar arasındaki sınırları kaldırmışken insanları da tamamen kendi dünyalarına hapsetmiş ve araya görülmez bir duvar örmüştür. Teknolojinin bilişim alanında gelişmesi nesnel olan bazı bilgi ve kültürel verileri sanal ortama aktarılmasına yardımcı olmuştur. Teknolojinin gelişiminin yanısıra internet kullanımı artmış ve internet kullanımı bilgi akışı alışkanlıklarımız da değişikliğe yol açmıştır. Dijital veriler beraberinde birçok bilişsel kavramlarıda ortaya çıkarmıştır. Bilginin saklanması, korunması ve güncel tutulması için yaşanan bazı gelişmelerin başında dijitalleştirme kavramı yer almaktadır. Kültürel mirasın korunmasında ve saklanmasında dijitalleştirme kavramı oldukça önemlidir.

Dijital pazarlama ve marka sadakati ilişkisi: Online alışveriş sitelerine yönelik bir inceleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Halkla İlişkiler Bilim Dalı
İletişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, haber alma ve iletişim kurma süreci hızlanmıştır. İnternet hızının artmasıyla kullanıcı sayısı da artmıştır, bilgi paylaşımları ve erişim kolaylaşmıştır. Pazarlama, geleneksel yöntemlerden dijitale entegre edilmeye başlanmıştır. Dijital pazarlama kavramı ile toplumda yeni bir sektör haline geldi. İnternet kullanımı kişisel bilgisayarlardan sonra tablet ve akıllı telefonlara geçmesiyle pazarlamanın da dijitalleşmesini gerektirdi. Bu değişim, hedef kitleye daha hızlı ulaşmayı sağlanmıştır. Standart alışveriş alışkanlıklarının internet ortamının taşınmasında da etkili olmuştur. Online alışveriş ile ticareti artık elektronik ticarete dönüşmeye başlanmıştır. Bu süreçle birlikte, iş modeline göre pazaryeri, özel alışveriş, arabulucu gibi farklı e-ticaret siteleri kurulmaya başlanmıştır. Satın alma alışkanlığını değiştirerek, internet ortamında kolayca ve hızlı bir şekilde alışveriş imkânı doğmuştur. E-ticaret kullanımının artmasıyla birlikte, online alışveriş siteleri de marka sadakatini oluşturmak ve müşteriyi sitesine alışverişe yönlendirmek için sosyal medya mecralarında dijital kampanyalar ile etkili olma yolunu seçmiştir. Bu çerçevede sosyal medya mecralarında yürütülen kampanyalar önem taşımaktadır. Bu tez çalışmasında, online alışveriş sitelerinin dijital pazarlamayı kullanarak sosyal medya üzerinden marka sadakati oluşturmak için yaptıkları kampanyalar incelenmiştir. Bu doğrultuda ilk bölümde pazarlamadan dijital pazarlamaya geçiş süreci ve dijital pazarlama yöntemleri açıklanmıştır. İkinci bölümde marka sadakati ve dijital pazarlama ilişkisi ile birlikte, e-ticaretin gelişim süreci ve türleri işlenmiştir. Üçüncü bölümde ise online alışveriş sitelerinin sosyal medyada yaptıkları kampanyalar detaylı şekilde incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Dijital pazarlama, marka sadakati, online alışveriş, sosyal medya.

Dijital reklamcılık ve Z Kuşağı: Z Kuşağının online davranışsal reklamcılık ile ilgili görüşlerinin analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Son yıllarda reklam sektörünün dijitalleşmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni reklam alanlarından biri de online davranışsal reklam uygulamalarıdır. Tezin amacı, Z kuşağının online davranışsal reklam uygulamalarına yönelik yaklaşımlarını analiz etmektir. Tezde online davranışsal reklamcılığın farklı yönleri tartışılmıştır ve araştırma bulguları bölümünde Z kuşağının online davranışsal reklamcılık hakkındaki görüşlerinin ortaya konulmasına odaklanılmıştır ve nitel analiz tercih edilmiştir. Bu çerçevede, Z kuşağının online davranışsal reklamcılık hakkındaki görüşlerinin ortaya konulması için katılımcılar ile odak grup görüşmeleri ve mülakat yapılmıştır. Z kuşağında yer alan katılımcıların görüşleri incelendiğinde katılımcıların online davranışsal reklamcılığın ne olduğunu ana hatlarıyla dile getirdikleri ve online davranışsal reklamcılığın ne anlama geldiğinin farkında oldukları görülmektedir. Z kuşağındaki katılımcılar, ilgi alanlarına giren reklamlar gösterildiği, aranılan ürünleri kolaylıkla ve hızla bulunulabildiği için online davranışsal reklamcılık uygulamalarını olumlu olarak değerlendirilmektedir. Katılımcılarının büyük çoğunluğu online davranışsal reklamların onları harekete geçirerek satın almaya teşvik etmekte başarılı olduğunu dile getirmiştir. Bununla birlikte, Z kuşağındaki katılımcılar, reklam sıklığı, mahremiyetlerine dikkat edilmememesi ve ihtiyacı olmayan ürünleri almaya teşvik etmesi ve takip edildiklerini hissetmeleri nedeniyle online davranışsal reklamları eleştirmektedir. Z kuşağında yer alan katılımcıların online davranışsal reklamlara ilişkin endişelerindeki odak noktaları, kişisel veriler, güvenlik ve mahremiyettir. Araştırma bulguları, mahremiyetine önem veren kullanıcıların online davranışsal reklamcılığa ilişkin olumsuz bir yaklaşım gösterebileceklerine işaret etmektedir. Katılımcılar sektörde çalışan uygulamacılara reklam sıklığını azaltılmasını ve Z kuşağı katılımcılarının arzına göre reklam verilmesini önermektedir.

Dijital yayıncılığa geçiş sonrası Kırgızistan'da televizyon yayıncılığı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Televizyon ve yayıncılık teknolojileri icat edildiği günden bugüne sürekli gelişim ve değişim içindedir. 1970'lerden bu yana televizyonculuk teknolojileri dijital bir geleceğe doğru yönelmektedir. Dijital yayıncılık kapsamında yeni yayın sinyali kodlama ve aktarma yöntemleri kullanılarak yüksek kaliteli ses ve görüntü sunumu ve daha fazla kanalın yayın yapması mümkün olmuştur. 1990'lardan sonra yaygın olarak kullanılan analog yayın sistemi yeni gelişmelere sahip olan dijital yayıncılığa yerini bırakmaya başlamıştır. Kırgızistan'da 15 Mayıs 2017 tarihinde analog yayın sistemi yerine DVB-T dijital yayın standardı kullanılmaya başlamıştır. Ülkedeki yayın sisteminin değişmesiyle birlikte televizyon yayıncılığı alanı yapısal ve biçimsel olarak birçok değişimlere uğramıştır. Dijital yayıncılık karasal TV yayını, uydu ve kablo TV yayını, radyo yayını, IP iletişim vb. alanları kapsamaktadır. Bu çalışmada Kırgızistan'da dijital yayıncılığa geçiş ve geçiş sonrası karasal dijital televizyon yayıncılığı alanının analizi yapmak amaçlanmıştır. Böylece bu sürecin kültürel, toplumsal, ekonomik ve siyasal boyutları üzerinde durulmaktadır. Ayrıca Kırgızistan'da en çok izlenen KTRK televizyon kanalı örneğinde ele alınmaktadır. Bunun için çalışmada araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve derinlemesine görüşme yöntemi kullanılmıştır. Anahtar kelimeler: Televizyon, dijital yayıncılık, analog sistem.

Dik frekans bölmeli çoğullama sistemlerinde tepe-ortalama güç oranının azaltılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Telekomünikasyon - Sinyal İşleme Bilim Dalı
Modern kablosuz iletişim sistemleri yüksek veri iletim oranlarına ihtiyaç olan yerlerde tek taşıyıcı yerine çok sayıda taşıyıcı kullanarak veriyi paralel taşır. Dikgen Frekans Bölüşümlü Çoğullama (OFDM) çok sayıda taşıyıcı kullanan en yaygın ve avantajlı yöntemdir. OFDM sistemlerinde iletilecek çok sayıda bitten oluşan semboller alt-sembollere bölünür ve her alt-sembol için alt-taşıyıcı faz ve frekansını temsil eden karmaşık sayılar Ters Hızlı Fourier dönüşümü (IFFT) işlemi ile zaman alanındaki işaret oluşturulmak üzere birleştirilir. Ancak, bazı sembol değerleri için zaman alanındaki taşıyıcıların özel durumlarında toplam işaret anlık olarak oldukça yüksek değerler alabilmektedir. Tek taşıyıcılı sistemlerde karşılaşılmayan bu olay OFDM sistemlerinde Tepe/Ortalama Güç Oranı (PAPR) ile nitelendirilir ve ölçümlenebilir. PAPR, analog güçlendirici ve anten katı elektroniğinde bir tasarım problemi ve dolaylı olarak maliyet oluşturmaktadır çünkü yüksek tepe değerleri bu elektroniğin karakteristiklerinin çalışma şartlarının dışına yani doğrusal olmayan kısmına karşı gelebilmektedir. Böylelikle yayınlanan işarette bozulmaya ve tayfta istenmeyen etkilerin oluşmasına sebep olurlar. Ayrıca, alıcılar açısından bozulan işaret tabiki doğru sembol kararlarının üretilmesine engel olur. O nedenle, yayınlanacak işaretlerde PAPR değerinin mümkün olduğunca düşük olması tercih edilir, mümkün ise düşürülür. PAPR değerlerini düşürmek için bu çalışmada önerdiğimiz yöntem negatif etkilere sahip olmayıp önemli bir işlem yükü de getirmemektedir. Yöntemin esası her bir taşıyıcının faz ve genliğini alıcıda sembolleri belirlemekte problem yaratmayacak kadar değiştirmek ve bunu PAPR'ı düşürecek yönde yapmaktır. Ayrıca, bu değişiklikleri OFDM sembolünün ortalama gücü değişmeyecek yada çok az değişecek şekilde yapılmaktadır. Yöntemin avantajları, ilave yan bilgi gerektirmemesi, BER'i çok az değiştirmesi ve pratikte uygulanabilir olmasıdır. Benzetim sonuçlarında umut verici PAPR başarımı elde edilmiştir.

Dikdörtgen kesit çekirdekli burkulması önlenmiş basınççubuklarında beton dolgu ile çekirdek arasındaki boşlukdeğişiminin burkulma davranışına etkisinin deneyselaraştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
İnşaat mühendisliğinde en büyük zorluklardan biri, deprem ve rüzgârların yıkıcı etkilerine karşı yapıların tasarlanmasıdır. Buna bağlı olarak özellikle depremlere maruz kalan çelik yapılarda yapısal elemanların tasarım metotlarının geliştirilme süreci devam etmektedir. Bu çalışmanın ana amacı BRB elemanlarında beton dolgu ile çekirdek arasındaki boşluk değişiminin burkulma davranışına etkisinin deneysel olarak araştırılmasıdır. Bu amaca ulaşmak için uçları 40cm uzunlukta artı kesitli, orta bölgesi dikdörtgen kesitli çekirdek elemana sahip beton dolgulu formunda 10 adet burkulması önlenmiş basınç çubuğu (BRB) deneylere tabi tutulmuştur. Test edilen bu numuneler kutu ve boru kesitli olmak üzere iki farklı tipte sargı (zarf) elemandan oluşmaktadır. Her bir zarf tipinde çekirdek ile beton arasına 0, 2.8, 5.6, 8.4 ve 11.2 mm olmak üzere boşluklar bırakılmış olup beş farklı kesit teşkil edilmiştir. Zarf eleman ve beton dolgu bulunmayan bir adet referans çelik basınç çubuğu ile beraber toplamda on bir adet numune, kurulan yükleme düzeneği ile yer değiştirme kontrollü olarak eksenel tekrarlı çekme ve basınç yüklerine maruz bırakılmıştır. Bu yükleme sonucunda numunelerin yapısal burkulma performansları elde edilmiştir. Çalışmanın sonucunda BRB elemanlarında çekirdek ile beton arasına boşluk bırakılması, elemanın yapısal davranışında çok etkili olduğunu neticesine varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Burkulma Davranışı, Burkulması önlenmiş basınç çubuğu, Histeretik davranışı, Sismik davranış.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde zorbalığın yaşam kalitelerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Amaç: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk çağının en sık görülen nörogelişimsel bozukluğudur ve bireyin gelişim düzeyine uygun olmayan dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri ile kendini gösterir. DEHB tanısı alan çocuk ve ergenlerin hem zorbalığa uğrama ve hem de zorbalık yapma açısından risk taşıdığı bilinmektedir, ancak DEHB'li çocuklarda akran zorbalığının yaşam kalitesi, duygu düzenleme stili ve yürütücü işlevler ile ilişkisi araştırılmamıştır. Bu çalışmada DEHB'li çocuk ve ergenlerde akran zorbalığının yaşam kalitesi, yürütücü işlevler ve duygu düzenleme yöntemleri ile ilişkisinin araştırılması hedeflenmiştir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğinden DEHB tanısıyla takipte olan 10-18 yaşlar arasında olan 75 çocuk ve ergen dâhil edilmiştir. Katılımcılar DEHB ve eştanılarının belirlenmesi için Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu- Türkçe Uyarlaması (ÇDŞG-ŞY-T) ile değerlendirildiler. Sosyodemografik özellikler için ebeveyn tarafından doldurulan sosyodemografik veri toplama formu, DEHB şiddeti için Conners Anababa Derecelendirme Ölçeği-Kısa Form, zorbalığın değerlendirilmesi için Olweus Öğrenciler için Akran Zorbalığı Anketi, duygu düzenleme yönteminin değerlendirilmesi için Ergenler İçin Duygu Düzenleme Ölçeği (EİDDÖ), yaşam kalitesinin değerlendirilmisi için Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği (ÇİYKÖ) Çocuk formu ve yürütücü işlevlerin değerlendirilmesi için Yönetici İşlevlere Yönelik Davranış Değerlendirme Envanteri (YİYDDE) formu kullanılmıştır. Bulgular: Bulgular: Değerlendirmeler sonucunda özbildirim ölçeklerinde katılımcıların %24'ünün kurban, %12'sinin zorba ve %5,3'ünün zorba/kurban olduğu saptanmıştır. Kurban olanların fiziksel işlevsellik(t=2,060, p=0,046), duygusal işlevsellik(t=3,498, p=0,01), sosyal işlevsellik(t=4,647, p<0,001) ve toplam yaşam kalitesi(t=3,762, p<0,001) puanlarının kurban olmayanlarınkinden daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Zorba olanların fiziksel işlevsellik(z=-2,228, p=0.022), sosyal işlevsellik(z=-4,474, p<0,001) ve yaşam kalitesi(z=-3,838, p<0,001)puanlarının zorba olmayanlarınkinden daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Zorba olanların zorba olmayanlara göre duygusal işlevsellik puanları anlamlı yüksek tespit edilmiştir(z=-3,334, p=0.001). Okul işlevselliğinde zorbalığa dâhil olup olmamasına göre anlamlı bir fark saptanmamıştır. Yürütücü işlevler ve duygu düzenleme ölçeklerinde kurban olanlar ile kurban olmayanlar arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Zorba olan çocuk ve ergenlerin daha çok dışsal işlevsel olmayan duygu düzenleme yöntemi kullandığı saptanmıştır(z=-3,751, p<0,001). Zorba olanların yürütücü işlevlerinin bastırma(z=-2,066, p=0.039) ve duygusal kontrol(z=-1970, p=0.049) boyutlarında zorba olmayanlara göre anlamlı farklılık saptanmıştır. Sonuç: DEHB tanısı olan çocuk ve ergenlerden akran zo

Dimensions of human security in Somalia: 1991-2000

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Somali bağımsızlığını 1960 yılında sömürgeci devletler olan İtalya ve İngiltere'den kazanmıştır. Bağımsızlıktan sonra Somali'nin 9 yıllık demokrasi deneyimi olmuştur. 1969 yılında Tümgeneral Mohamed Siad Barre tarafından askeri darbe gerçekleştirildi. Kendisi sivil hükümeti yolsuzluk, yandaş kayırmacılık ve taraflı olmakla ve de Hükümet ve kurumlarıhalkın beklentilerini karşılamakta ve toplumda hızla yayılan fakirleşmeyi kontrol etmekte başarısız olmakla suçladı.Tüm siyasi partilerin faaliyetlerini askıya aldıktan, anayasayı ortadan kaldırdıktan ve ulusal parlamentoyu feshettikten sonra askeri rejim durumu daha da kötüleştirdi ve önceki hükümetin Başbakanını tutukladı. Rejim kendisini bilimsel sosyalizm sistemi olarak ilan etti. Askeri hükümet ülkede klan sisteminin kaldırıldığını ilan etti, ancak tam tersi yöndeygulamalar yaptı.1970'li yıllarda rejim işkence yapan, muhalefeti susturmak için tutuklayan ve insan haklarını kesintiye uğratan uygulamaları kullanan bir istihbarat örgütü kurdu. 1977 yılında rejim Ogaden bölgesi için Etiyopya ile savaşa girdi ve bu Somali sınırında yüzbinlerce Somalili sığınmacı ile neticelendi. 1978 yılında hükümet başarısız darbe girişiminde bulunan on yedi subayı idam etti, kaçmayı başaran bazı subaylar daha sonra hükümetin askeri gücüne karşı askeri hareket başlattı. 1978 ile 1988 yılları arasında askeri hükümet bazı muhalif liderlerin bu bölgelerden gelmesi nedeniyle ülkenin kuzeydoğu ve kuzeybatı bölgelerine saldırdı, binlerce kişiyi öldürdü ve binlerce masum insanı yerinden etti.1991 yılında muhalifler askeri rejimden iktidarı almayı başardılar. Farklı kabilelerden diktatörler arasındaki güç mücadelesine binlerce sivil Somalili yaralandı ve öldürüldü. 1992yılında ülkenin birçok bölgesinde kuraklık ve kıtlık başladı. İç savaşın ayak izleri hala mevcuttur ve kolayca görünmektedir, binlerce masum insan öldürüldü ve diğerleri deyerinden edildi. Somali'nin bağımsızlığını kazandığı günden bu yana insan güvenliğinin ihlali söz konusudur ve 1991'de Somali'de insan güvenliği önceki hükümet dönemlerine göre dahada kötüleşmiştir. Pek çok masum insan hayatını kaybetti ve yerinden oldu, halen insan güvenliği açısından korkudan ve yokluktan kurtulmak gibi temel konulardan yoksunlar.ANAHTAR KELİMELER: Somali'de İnsan Güvenliği, İnsan Güvenliği, Somali İç savaşı, Somali'de Kıtlık Nedenleri, Somali Devletinin Çöküşü

Din ve gelenek: Mali'de Bambara kabilesi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
Bu çalışmada Mali kabilelerinden biri olan Bambara Kabilesinin dini ve sosyal hayatı incelenmiştir. Bu bağlamda Bambara bölgesinde eski dönemlere ait olan dini inançlar evlenme, doğum ve ölüm gelenekleri ve bunlara bağlı halk inançları, sosyolojik bakımdan değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışma, teorik ve ampirik olmak üzere iki temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde sosyal bir gerçeklik olarak din kavramı ele alınmıştır. Burada dinin, özsel ve işlevsel olmak üzere iki tanımlaması özetle değerlendirilmiştir. Ayrıca din ile toplum arasındaki karşılıklı ilişki de analiz edilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde ise, Mali'de Bambara Kabilesi'nde dinin toplumsal hayattaki rolü ele alınmıştır. Bambaralar'ın İslam'dan önceki önemli inanç ve gelenekleri ve günümüzdeki evlenme, doğum ve ölüm gelenekleri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Din, Toplum, Gelenek, Mali, Bambara Kabilesi.

Din ve milliyetçilik: Sırp Ortodoks Kilisesi ve Sırp milliyetçiliği örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2013 Diğer
Bu çalışma temelde iki dünya savaşı arası dönemde, Yugoslavya Krallığı?nda, din ve milliyetçilik arasındaki ilişkinin tespit edilmesine yöneliktir. Bu ilişki Doğu Hıristiyanlığının temsilcisi olan Sırp Ortodoks Kilisesi ve Sırp milliyetçiliğinin etkileşimi üzerinden incelenmiştir. Sırp Ortotoks Kilisesi merkeze alınarak din ile modern millet ve modern milliyetçilik arasındaki etkileşimin içeriği, boyutları anlamlandırılmıştır. Modernleşme ve sekülerleşme süreçlerini de içeren bu etkileşim kilise-devlet, kilise-millet olgularına dair hem de facto durumun, hem tarihin, hem de Sırp Ortodoks Kilisesinin bu ilişkilere yönelik söylemlerinin ve önermelerinin detaylı bir şekilde irdelenmesini gerektirmiştir. Ayrıca milliyetçi düşüncenin nasıl inşa edildiği, hangi kurumlar ve olaylar çerçevesinde şekillendiği Birinci Yugoslavya?nın siyasal tarihi çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışma bu anlamda 1934-1941 yılları arasında siyaset-kilise, kilise-millet, Ortodoksluk-Sırplık çerçevesinde cereyan eden olayların, anma törenlerinin, mit oluşturucu faaliyetlerin hem siyasal boyutlarını hem de Kilise açısından neyi ifade ettiğini, nasıl anlamlandırıldığını siyasi tarihi de esas alarak açıklamaya yöneliktir. Anahtar Sözcükler: Sırp Ortodoks Kilisesi, Sırp milliyetçiliği, din, milliyetçilik, din-devlet ilişkileri, sekülerleşme, Sırp siyasi tarihi

Din ve siyaset bağlamında tekfir

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Kelam Bilim Dalı
Başından beri İslam toplumlarını dinsel ve politik olarak olumsuz yönde etkileyen en önemli unsur, Haricî zihniyettir. Haricileri diğer Müslüman fırkalardan ayıran bazı temel özellikler mevcuttur. Bunların en tehlikelisi, kendileriyle aynı görüşte olmayanları tekfîr etmeleridir. Bu özellikleri o kadar öne çıkmıştır ki bu mezhebin başka ne gibi görüşleri olduğu dikkate bile alınmaz olmuştur. Tekfirci zihniyet köklerini haricilikte bulmakla birlikte artık bir mezhebi temsil etmekten daha çok bir zihniyeti temsil eder duruma gelmiştir. Başka bir ifadeyle, kendisini harici olarak tanımlamayan birçok insanda yahut grupta aynı harici belirtilergözlenebilmektedir. Günümüzde İslam coğrafyasını ve Müslüman halkları kuşatan tekfirci zihniyet, çatışmaların ve katliamların da ana sebebidir. Salt tarihsel bir mesele olmayıp, bugünün toplumlarını da etkileyen bir zihniyet olduğu için biz çalışmamızda tekfîr meselesinin ele alınmasının faydalı olacağını düşündük. Meselenin tarihsel kökleri olduğu için doğal olarak bu kökleri hem Harici fırkalar üzerinden hem de onlara reddiyeler yazan muhalif mezheplerin bakış açısından değerlendirmeye aldık. Kaosun hâkimolduğu Müslüman toplumlarda, dinsel olarak başa çıkılması gereken ilk doktrinin bu tekfir meselesi olduğu aşikârdır. Ortaya çıkan her yeni grubun yaptığı ilk şey, kendi grup karizmalarını yaratmak ve birliktelik ruhunu korumak için kendileri ve ötekileri arasında keskin bir ayrım yapmış olmalarıdır. Ayrılık ve farklılık siyaseten anlaşılabilir bir şeydir; ama bunu dini terminolojiye döküp, kendi gruplarının dışındaki Müslümanları kâfir ilan ettiklerinde Kur`an`ın uyardığı 'çatışmayın, enerjiniz tükenir...`` (Enfal 8: 46) uyarısının bu coğrafyalarda bütün açıklığıyla tezahür etmesi kaçınılmazdır. Otorite kurma ve liderlik arzusuyla hareket eden tekfirci gruplar İslam`ın kurucu değerleri olan adalet, toprakları zulümden arındırma gibi yüce hedeflerin çok uzağında kalmaktadırlar. İslam`ın koyduğu temel hedeflerin en uzağına düştükleri noktalardan biri de tezimizde ele aldığımız tekfir meselesidir. Zira bu mesele, bu grupların Müslümanlara karşı kullandıkları en tehlikeli psikolojik silaha dönüşmüş bulunmaktadır. Biz tezimizde, Kaide, Tekfir ve Hicret, Cihad, Daeş vb. adlar altında İslam dünyasında ortaya çıkan bu grupların hem hedefleri hem de bu hedeflere giden yolların meşruiyeti konusunda, Kur`an`ın ana doktriniyle ve Hz. Peygamber`in uygulamalarıyla bütünüyle çelişen bir durumda olduğunu göstermeye çalıştık.

Din ve terör (Din ve terör ilişkisinin din psikolojisi açısından değerlendirilmesi-Taliban örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Din Psikolojisi Bilim Dalı
Bu araştırmada 1994 Ekim"i sonrası dünya gündemine bomba gibi düşen, 11 Eylül 2001 tarihinden beri adından sıklıkla söz ettiren Taliban Hareketi'nin din psikolojisi açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda mezkûr örgütün çıktığı günden günümüze genel yapısı ve din adına uyguladıkları ile illegal örgütlenmeler (terör örgütleri) zümresine alınıp alınmayacağı üzerinde durulmuştur. Bundan yola çıkarak terör ve terörizm kavramlarının incelenmesi ön görülmüştür. Günümüz sorunlarının başında gelen terör, belirli amaç ve idealler uğruna gerçekleştirdiği sansasyonel eylemlerle kitleler arasında korku yaratarak onları sindirmeyi ve pusturmayı başarmıGtır. Terör, amaçladığı ideallere ulaşmak için din ve ırk gibi toplumsal değerleri sonuna kadar kullanmaktadır. Terörün kullandığı araçlara göre sağ tabanlı ve sol tabanlı terör örgütleri olarak sınıflandırıldığı görülmektedir. Örneklemimizi oluşturan örgüt, hakiki manada İslamiyet'i yaşama ve yaşatma parolası ile ortaya çıkmış ve bu söylem etrafında faaliyetlerini sürdürmektedir. Özellikle ilk çıktıkları yıllardan 2006"lı yıllara kadar dini değerlerin yanı sıra etnik ve kültürel değerleri de kullanmışlardır. Günümüzde ise ağırlıklı olarak dini değerlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu değerlendirmemizi temellendirmek maksadıyla örgütün genel profili sosyo-psikolojik açıdan ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Örgütün dini uygulamalarından sosyal düzenleme diktesine, örgütü oluşturan değerlerden kabul gördüğü sosyokültürel dokuya, dini-ideolojik dayanağından ekonomik kaynağına vs. bütün boyutuyla incelenmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra Taliban Hareketi'nin taraftar kazanmak, kazandığı taraftarlarını örgüte bağlılık ve fedakarlık davranışlarını artırmak gayesiyle kullandığı ekonomik, sosyal ve psikolojik yöntemlerin her biri örnekleri ile tahlil edilmeye çalışılmıGtır. Anahtar Kelimeler: Taliban Hareketi, Terör, Dini Motifli Terör, Sosyo-Kültürel, Psikolojik, Taraftar, Bağlılık, Fedakarlık DavranıGı.

Dinamik Monte Carlo tekniği ile zamana bağlı nükleer reaktör analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Diğer
Bu tez çalışmasında, nükleer sistemlerin zamana bağlı analizinde kullanılmak üzere analog olmayan Dinamik Monte Carlo (DMC) tekniği sunulmuştur. Önerilen benzeşim yönteminin geçerliliği, bir dizi zamana bağlı referans çalışmasının sonuçlarıyla doğrulanmıştır. Ayrıca, kaynak güdümlü sistemlerin (KGS) denge koşulu ve zamana bağlı davranış analizleri için, DMC yöntemini kullanarak zamana bağlı Green fonksiyon üretim tekniği sunulmuştur. Geliştirilen yeni yöntemin doğruluğu ise, KGS'lerin farklı referans çözümleri ile örtüştüğü gösterilerek kanıtlanmıştır. Geleneksel Nokta Reaktör Kinetiği Modellerinde (NRKM), ağırlıklı nötron yoğunluğu (genlik fonksiyonu) güç ve nötron yoğunluğu ile orantılı alınmaktadır. Ağırlık fonksiyonu ise, hesaplanan kinetik parametrelerinin ve genlik fonksiyonunun, sistemin gerçek davranışını vermesi için uygun seçilmelidir. Bu tez çalışmasında gücün ve nötron yoğunluğunun zaman bağlılıklarının birbirinden tamamen farklı olabileceği durumların varlığı gösterilmiştir. Bu nedenle, geleneksel NRKM'den farklı olarak, gerçek nötron yoğunluğunu ve gerçek gücü veren, bir ve iki nokta reaktör kinetik modelleri geliştirilmiştir. Seçilen farklı ağırlık fonksiyonları için, türetilmiş NRKM'leri tek enerji gruplu yansıtıcılı levha reaktörünün zamana bağlı analizi yapılarak test edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, Özfonksiyon Açılım Yöntemi (ÖAY) ile hesaplanan hatasız gerçek nötron yoğunluğu ve güç sonuçlarıyla karşılaştırılmıştır. Bunlara ek olarak, reaktivite geri besleme etkisi dâhil olduğu durumlarda, farklı pertürbasyonlar sonucu, yansıtıcılı reaktörün bir ve iki nokta reaktör kinetik modellerinin benzeşimi için Nokta Kinetik Monte Carlo adlı analog olmayan dinamik Monte Carlo yöntemi ve Stokastik Nokta Reaktör Kinetik Modeli geliştirilmiştir. Son olarak, NRKM'lerin benzeşimi için daha düşük standart sapmaya sahip, analog olmayan bir stokastik kinetik model önerilerek, sonuçları analog stokastik nokta kinetik modelle karşılaştırılmıştır.

Dinamik web önbellek güncelleme algoritması ve web önbellek sunucuların en uygun şekilde yerleştirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Uzun zamandan günümüze kadar web önbellekler ağ yükünü azaltmak ve kullanıcıların erişim hızını iyileştirmek için uygun bir çözüm olarak kullanılmaktadır. Ancak HTTPS trafiğin artması ve bazı ağlarda daha güvenli bir şekilde internete bağlanmak için VPN teknolojisi gibi yöntemlerin kullanılması, geniş alan ağlar ve İSS'lerde web önbelleklerin daha uygun yerlerde yerleştirilmesini ciddi problem olarak ortaya çıkartmaktadır. Web önbelleklerin ana bileşeni önbellek güncelleme algoritmalarıdır. Önbelleğin hafızası dolduğunda, bu algoritmalar eski veya sık kullanılmayan nesneleri, yeni veya gelecekte kullanıcılar tarafından daha yüksek kullanım olasılığına sahip olabilecek nesneler ile değiştirir. Bu makale iki çalışmayı içermektedir. Birinci çalışmada veri madenciliği ve ağ özelliklerine dayalı, nesnelerin yenilik, frekans, boyut ve gecikme metriklerini dikkate alarak çalışan, her ağda iyi performans gösteren önbellek güncelleme algoritması önerilmiştir. İkinci çalışmada ise bağlantı yükü, bant genişliği ve trafik özellikleri dikkate alınarak, EIGRP maliyet fonksiyon mantığına dayalı web önbelleklerin optimal yerleştirilmesi için bir yöntem önerilmiştir. Simülasyon sonuçlarına göre önerilen önbellek güncelleme algoritma, farklı ağlarda başka algoritmalardan daha iyi performans göstermektedir. Önerilen web önbellek yerleştirme yöntemi ile sıralanan önbelleklerin simülasyon sonuçları, ileri sıralarda yer alan önbelleklerin tasarruf eden bant genişliği oranı kendilerinden sonraki sıralarda yer alan önbelleklerin oranından yüksek çıkmaktadır. Önbelleklerin tasarruf eden bant genişliği oranı ve sıra rakamlarının normal logaritmalarının grafiği Zipf yasasına uyduğunu göstermektedir.

Dinamik yüklere maruz iki açıklıklı prekast öngerilmeli karayolu köprülerinin doğrusal ve doğrusal olmayan analizlerinde performans değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yapı Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında, Trabzon'un Araklı ilçesinde bulunan iki açıklıklı öngerilmeli I kirişli Karadere köprüsünün doğrusal ve doğrusal olmayan analizleri, sonlu eleman yöntemi kullanılarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Köprünün sonlu eleman yöntemi için SAP2000 paket programı kullanılmış ve bu program yardımıyla, benzeştirilmiş üç deprem ivme kaydı kullanılarak köprünün, farklı çaplara ve yükseklere sahip kolonlarının dinamik davranışları incelenmiştir. Bu amaçla, köprünün kolonları ve öngerilmeli kirişlerinde oluşan yerdeğiştirmeler, taban kesme kuvvetleri ve deprem performans düzeyleri elde edilerek sonuçlar karşılaştırılmıştır. Ayrıca XTRACT programı ile doğrusal olmayan analizler için moment-eğrilik ve kuvvet-moment (P-M) etkileşim yüzey değerleri elde edilmiş ve SAP2000 programına gerekli veriler işlenerek plastik mafsal analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu tez çalışması dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; genel bilgiler, literatür çalışmaları, öngerilmeli I-kirişli köprülerin hesap ve tasarımı ile ilgili genel bilgiler ve formülasyon yöntemleri verilmektedir. İkinci bölüm; köprü ile ilgili yapılan çalışmaları, malzeme bilgilerini ve uygulanan yüklerin tanımlamalarını içermektedir. Üçüncü bölümde; elde edilen bulgu ve irdelemelere yer verilmektedir. Dördüncü bölüm; tez çalışmasından elde edilen sonuç ve önerilerden oluşmaktadır. Son olarak, referanslar ve özgeçmiş sunulmaktadır.

Dini lider tipleri üzerine sosyolojik bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2013 Din Sosyolojisi Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında dinî liderlerin işlevleri ortaya konmuş ve tipoloji yapılmıştır. Öncelikle genel olarak toplumda zuhur eden liderlik olgusu ve bu bağlamda gösterdiği eğilim ve fonksiyonlar tanımlanmış, takipçileriyle olan ilişkilerinde liderin tutumu ve misyonu araştırılarak, lider ve liderlik hakkında ortaya çıkan teorilerle birlikte liderlik kavramı ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Daha sonra dinî lider kavramını daha iyi anlamak için, çeşitli dinî geleneklerdeki din adamlığı konusuna yer verilmiş; farklı dinî geleneklerde, din adamının fonksiyonları ve hiyerarşisi açıklanmıştır. Araştırmanın asıl amacı sosyolojik açıdan bir dinî lider tipolojisi kurmak olup, bu bağlamda dinî lider kavramı tanımlanarak, farklı dinî lider tipleri oluşturulmuş ve İslâm dünyasındaki çeşitli dinî lider tiplerine yer verilmiştir. Anahtar Sözcükler: Liderlik, din adamı, dinî lider, dinî lider tipolojisi

Dini tarihi ve sosyolojik boyutuyla Taliban hareketi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Din Sosyolojisi Bilim Dalı
1992'de son komünist hükümetinin düşmesiyle birlikte Afgan mücahitleri iktidarı ele geçirmişlerdir. Fakat muzaffer mücahitlerin aralarındaki ihtilaf ve iç çekişmeden dolayı iç çatışmalar ortaya çıkmıştır. İç çatışmalar devam ederken 1994'de Kandahar'da bir grup medrese öğrencisi yaşananlara isyan etmiştir. Medya tarafından Taliban ya da Taliban hareketi olarak adlandırılan bu öğrenci grubu kısa sürede ülkenin büyük bölümünü denetimi altına almıştır. Taliban hareketi, iktidarı sırasında Afganistan yönetim şeklini İslam Emirliği olarak değiştirmiş ve İslam Şeriatını kendi yorumuyla uygulamaya çalışmıştır.Taliban rejimi, Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından Afganistan'ın resmi hükümeti olarak tanınmıştır. ABD'nin saldırılardan sorumlu tuttuğu Usame bin Ladin'i himaye ettiği için ABD'nin başını çektiği koalisyon güçlerinin askeri müdahalesi sonucunda Taliban hareketi, 11 Eylül 2001 olayından sonra, Kasım 2001'de iktidardan uzaklaştırılmıştır. O günden bugüne kadar Taliban militanları, Afganistan'da bulunan yabancı güçlere ve Afgan devletine karşı gerilla savaşını devam ettirmektedir.Anahtar Kelimeler: Afganistan, İslami Hareketler, Taliban Hareketi

Dini-sosyal hareketlerin sosyolojik tahlillerinde işlevselci yaklaşım

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2010 Din Sosyolojisi Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında araştırılan konu işlevselci yaklaşımın kritiğidir. Tezde, sosyal hareketler bağlamında yeni dini hareketlerin oluşum ve gelişimlerini, özelde de Arnavutluk'ta komünist rejimin yıkılmasının ardından Selefi hareketin gelişimini açıklamaya çalışan işlevselciliğin geçerliliği ve noksanlıkları incelenmiştir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan yeni dini akımlar hakkında farklı tipolojiler yapılmasına rağmen birçok dini akımın düşünce ve dünyaya bakış açılarını anlama konusunda sosyal bilimciler eksik kalmıştır. Yeni din hareketler bağlamında Arnavutluk'ta 1991 yılından sonra oluşmaya başlayan, 1997'ye kadar önemli gelişmeler kaydeden ve 1997'den sonra durağanlaşan ancak güçlü bir şekilde hala varlığını sürdürebilen Selefi hareket incelenmiştir. Çalışmada Arnavutluk'ta kısa bir süre içerisinde Selefi hareketin gelişiminin, hem medya ve siyaset hem de geleneksel İslam tarafından dışlanmasına rağmen hala taraftar bulmasının altında yatan faktörleri tespit etmek ve sosyolojik bir açıklama getirmek hedeflenmiştir.

Dinler tarihine göre Cemaleddin Afgani'nin İslâm ve diğer dinler ile ilgili görüşleri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2011 Dinler Tarihi Bilim Dalı
Seyyid Cemaleddin Afgani 19. yüzyılda yaşamış ve tarihe iz düşürmüş olan müslüman fikir adamlarından biridir. İslâm dünyasının yanı sıra batının da ilim ve kültür merkezlerinin çoğunu dolaşmıştır. Yaşadığı hareketli hayatı ve kendine özgü düşünce sistemiyle dikkat çekmeyi başaran Afgani, düşüncelerini yazıdan ziyade irad ettiği nutuklarında dile getirmiştir. Gittiği yerlerde öğrenci yetiştirerek liberal ve özgürlükçü hareketlere zemin hazırlamak suretiyle İslâm düşünce tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır.Afgani, emperyalist batının kıskacında olan İslâm ve doğu dünyasına mukavemet ruhu aşılamaya çalışarak İslâm düşünce sistemine tesirleri daha uzun yıllar sürecek olan bir dinamizm kazandırmıştır. İslâm dünyasında liberal devletlerin meydana gelmesi gerektiğini her seferinde dile getiren Afgani Pan-İslâmist yaklaşımları ve batıya karşı koyabilen yekvücut bir müslüman âlemi uğrunda yorulmak bilmeyen çabalarından dolayı müslüman aydınların gönüllerinde taht kurmayı bilmiştir.Afgani'yi mercek altına alan eserler daha ziyade biyografik mahiyettedir. Siyasi, felsefi ve kelami görüşleri araştırma konusu yapıldıysa da iyi düzeyde bir dinler tarihi bilgisine sahip olan Afgani'nin bu alandaki düşüncelerini konu edinen eserlere rastlamak neredeyse mümkün değildir. İşte bu yüzden bizim ?Dinler Tarihine Göre Afgani'nin İslâm ve Diğer Dinler İle İlgili Görüşleri? adlı araştırmamız Afgani'nin bu alandaki bilgisini gözler önüne serme denemesidir. Afgani'nin dinler tarihi sahasındaki bilgisinin tam olarak gün ışığına çıkması için daha fazla araştırmalara ihtiyaç vardır.