Thesis Search




SEARCH RESULTS

Effects of low and high temperatures on behavior of steel fiber self-compacting concrete

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Diğer
Bu deneysel çalışmada, kendiliğinden yerleşen çelik lifli betonlarda düşük (-30 ºC) ve yüksek sıcaklık (120 ºC) etkisi araştırılmıştır. Kendiliğinden yerleşen beton, vibrasyon gibi hiçbir dış etkiye gerek olmadan kendi ağırlığı ile yerleşerek tüm boşlukları doldurma özelliğine sahip betondur. Çelik lifler, basınç ve eğilme mukavemetini artırmak, çatlak genişliğini ve nihai çatlak gelişimini azaltmak için kullanılmıştır. Değer taraftan, beton özelliklerinde önemli etkiye sahip iki ana faktör düşük ve yüksek sıcaklıktır. Günümüzde yüksek dayanımlı betona talep artmış ve betonarme yapı davranışı daha gevrek hale gelmiştir. Bu olumsuzluğu azaltmak için betonun sünekliğini artırmada, basınç etkisi altında betonda çatlak veya nihai çatlak oluşumu davranışının kontrolünde çelik lif takviyesi uygun bir yöntem olarak ortaya çıkmıştır. Bu deneysel çalışmada, betonun mukavemetini artırmak için üç farklı tip çelik lif kullanılmıştır. Bu çalışmada, yüksek sıcaklıkta (120 ºC) ve düşük sıcaklıkta (-30 ºC) olmak özere iki farklı sertleşmiş betonun mekanik özellikleri incelenmiştir. Sertleşmiş beton basınç ve eğilme mukavemeti deneyleri 14 ve 28 günlük numuneler üzerinde yapılmıştır. Sonuçta, çelik lif kullanımı ile sertleşmiş betonun basınç ve eğilme özelliklerinde önemli miktarda iyileşme gözlenmiştir. Basınç ve eğilme dayanımı maksimum değerleri düşük sıcaklıklı betonda (-30 ºC) gözlenmiştir. Bunun aksine yüksek sıcaklıklı betonda (120 ºC) basınç ve eğilme dayanımı değerleri minimum olmuştur. Karşılaştırma doğal ortam sıcaklığındaki (20 ºC) aynı tip beton numuneler ile yapılmıştır.

Effects of methanol on species concentrations in n-heptane flames

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Kimya Mühendisliği Bilim Dalı
Oksijenli yakıt katkı maddeleri, yanma süreçlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için alternatif bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Metanol ilavesinin n-heptan oksidasyonuna etkileri 2.10 eşdeğerilk oranında, bir boyutlu, atmosferik basınç, laminer, önceden karıştırılmış, yakıt bakımından zengin alev için araştırılmıştır. Detaylı Kimyasal Kinetik Modelleme yaklaşımı, n-heptan ve n-heptan/metanol karışımının yanma özellikleri hakkında bilgi edinmek için kullanılmıştır. Detaylı kimyasal kinetik mekanizmada, n-heptan oksidasyonunu (polisiklik aromatik hidrokarbonların (PAH) oluşumu ile birlikte) ve metanol oksidasyonunu içeren literatürdeki iki farklı mekanizma kullanıldı. Geliştirilen Detaylı kimyasal Kinetik Mekanizma, 4480 reaksiyon ve 945 bileşikten oluşmaktadır. Modelin doğrulanması, literatürdeki farklı yanma sistemleri (laminer, önceden karıştırılmış, alev ve hızlı sıkıştırma makinesi) için mevcut deneysel veriler kullanılarak yapılmıştır. Geliştirilen ayrıntılı kimyasal kinetik model, n-heptan ve n-heptan/metanol alevlerinin yanması için reaksiyon hassasiyeti, üretim hızı ve reaksiyon yolu analizleri kullanılarak incelenmiştir. Düşük moleküler ağırlıklı kararlı bileşiklerin, tek halka aromatiklerin ve PAH'ların alev içerisindeki konsantrasyon (mol fraksiyon) profilleri model tarafından tahmin edilmiştir. n-Heptan/Metanol alevi için detaylı mekanizmanın bileşiklerin mol fraksiyonu tahminleri ile deneysel veriler arasında uyum vardır. Hem deneysel hem de modelleme sonuçlarına göre kararlı yapıdaki düşük moleküler ağırlıklı öncül bileşiklerin, aromatikler ve PAH'ların mol fraksiyonları, n-heptan alevine eklenen metanol katkısı ile azaldı. Asetilen, propargil radikali ve vinilasetilen, ilk aromatik halkanın ve PAH bileşiklerinin oluşumu için önemli öncül olarak bulunmuştur. Ayrıca, indirgenmiş mekanizma, yönlendirilmiş ilişki grafiği yöntemi kullanılarak üretildi. Geliştirilen İndirgendirmiş Mekanizma, 1113 reaksiyon ve 156 bileşikten oluşmaktadır. İndirgendirmiş Mekanizma, n-heptan/metanol alevi sırasında oluşan bileşiklerin mol fraksiyonu tahminleri açısından Detaylı Mekanizma ile iyi bir uyum göstermiştir.

Effects of polyether antibiotics on autophagy

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Kanser tedavisi bilim dünyasının önemli gizemlerden biridir ve bu nedenle bu zorlu hastalığın çözümlenebilmesi için alternatif yolların bulunmasında büyük çaba harcanması gerekmektedir. Tümör gelismi ve ilerlemesinde otofajinin büyük bir rolü olduğu bilinmektedir. Doğal polieter iyonofor antibiyotikler, kanser hücre hatlarında otofajiyi hedefler ve kanser hastaları için önemli bir kemoterapatik ajan olma potansiyelini taşır. Bu calışmanın temel amacı, denizel aktinomiset Streptomyces cacaoi'den izole edilen biri yeni sekonder metabolit olmak üzere üç polieter antibiyotiğin, sitotoksik etkilerinin ve otofaji yolağındaki çalışma mekanizmasının araştırılmasıdır. Bu polieter antibiyotiklerin etkileri, önceden bilinen aynı gruptaki otofaji modülatörleriyle (Monensin) birlikte araştırılmıştır. Bu hedefe ulaşmak için polieter tipi bileşiklerin sitotoksisitesi üç farklı kanser ve iki sağlıklı hücre hattında incelenmiş, sonrasında ise kanser hücrelerinde otofajik etkinin rolüne bakılmıştır. Bu araştırmada kullanılan teknikler; memeli hücre hattı kültürü, sitotoksisite taramaları, hücre içinde asidik kompartmanlarının boyanması ve miktarlarının belirlenmesi ve farklı otofaji belirteçleri ile yardımcı proteinlerinin farklı koşullarda Western blotting tekniği ile incelenmesidir. Bu çalışma göstermiştir ki test edilen polieter antibiyotikler otofaji inhibitörü olmalarını yanında apoptosisi servikal, kolorektal ve prostat kanseri hücrelerinde indükleyen ajanlardır. Elde edilen sonuçlar antikanser ilaç geliştirme alanı için önemli sonuçlar içermektedir. Fakat bu sekonder metabolitleri potent ilaç adayı olarak gösterebilmek için in vivo testleri de içeren ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

Effects of polystyrene nanoparticles on soil microbiota

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Nanoplastik üretiminin artması ve mikro plastiklerin daha küçük parçacıklara parçalanması, toprak gibi doğal ortamlarda makul ve net olmayan bir tehlike oluşturmaktadır. Bu çalışmada, polistiren nanopartiküllerinin (PS NP) toprak mikroorganizmalarının aktivitesine ve biyokütlesine etkileri araştırılmıştır. Toprak örnekleri, çevresel olarak ilgili konsantrasyonlarda sırasıyla, 0 (kontrol), 10, 100 ve 1000 µg PS NP kg-1 kuru toprak ile karıştırılmıştır. Ekotoksikolojik etkiler, inkübasyon sürecinin 1, 14 ve 28 günlerinde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, inkübasyon süresince PSNP-100 ve PSNP-1000 uygulamalarında mikrobiyal biyokütlede önemli bir düşüş gözlenmiştir. Ayrıca, dehidrojenaz ve N- (lösin-aminopeptidaz), P- (alkalin-fosfataz) ve C- (ß-glukosidaz ve sellobiohidrolaz) döngülerinde yer alan enzimlerin aktiviteleri 28. günde önemli ölçüde azalmıştır. Bu sonuçlar, PS NP'lerin toprak mikrobiyota ve enzimleri üzerinde geniş ve zararlı bir etkisi olduğunu düşündürmektedir. İnkübasyon dönemi boyunca artan PS NP uygulaması ile bazal solunum ve metabolik oran artmıştır. MBC'deki düşüş ile birleştiğinde, bu bulgu PS NP'lerin, enerjiyi büyüme ve üremeden hasar onarmaya yönlendirerek substrat kullanım verimliliğini düşüren toprak mikroorganizmaları üzerindeki zararlı etkilerini açıkça göstermektedir. Bu çalışma ile PS NP'lerin topraktaki potansiyel antimikrobiyal aktivitesi ilk kez gösterilmiştir ve çalışmanın sonuçları toprakta PS NP'lerin çevresel risk değerlendirmesinde önemli bir kaynak olarak kullanılabilir.

Effects of pre-show, at-show, and post-show firm activities on trade show performance measurement

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2014 Üretim Yönetimi ve Pazarlama (İngilizce) Bilim Dalı
Son yıllarda fuarcılık literatürünün genişlemekte olduğu gözlenmektedir ve küreselleşmenin hızı arttıkça fuarlar firmalar tarafından kullanılan sadece bir satış ve tanıtım aracı olarak değil aynı zamanda mal ve hizmetlerin satış ve tanıtımını, hem yerel hem de uluslararası müşteriler ve diğer paydaşlar ile olan ilişkinin geliştirilmesini, şirket imajıının artırılması ve sürdürülmesini, piyasadaki rekabeti inceleyerek şirket kıyaslamasının yapılmasını v.s. birleştiren bir pazarlama stratejisi olarak algılanmaktadır. Dünya çapında fuarların dinamik gelişimini ve fuar literatüründeki son yılların odak noktası olan ve bir çok ülkede pratikte uygulanmakta olan fuar performans ölçümünün önemini göz önüne alarak bu çalışmanın temel amacı Türkiye'de uygulanan fuar performans ölçümünün ampirik kanıtlarını ortaya koymaktır. Ayrıca, fuar alanıında araştırılması ve çalışılması gereken konuları belirleme açısından çalışma Türk fuar literatürüne katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Veri toplama yöntemi olarak birincil veri toplama kullanılarak 2013 İstanbul'da gerçekleşen 3 farklı uluslararası fuarları ziyaret edilerek katılımcı olan 124 firmaya anket düzenlenmiştir, ayrıca 124 firmmadan 112 firma Küçük ve Orta boy İşletme (KOBİ)niteliğinde olan şirketlerdir. Akabinde toplanan ve uygun bulunan veriler Faktör analizi, Korelasyon analizi ve Çoklu regresyon analizlerini kullanarak analiz edilmiştir. Çalışmanın önemli bulguları olarak Türk firmaları için fuara katılma sonuncunda firmaların satış ve bilgi toplama performansları daha öne çıktığı ve bu performanslara fuarın her aşamasından en az bir değişken etkilediği söylenebilir. Anahtar kelimeler: fuar, fuar performans ölçümü, KOBİ, pazarlama stratejisi

Effects of some angiotensin converting enzyme-inhibitor drugs used for heart diseases on esterase activity of human carbonic anhydrase I and II

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Biyokimya Bilim Dalı
Kalp hastalıkları için kullanılan ACE inhibitörü ilaçlarının (Silazapril, Perindopril, Ramipril, Trandolapril ve Zofenopril kalsiyum) etkileri, insan eritrositlerinden Sepharose-4B-L-tyrosine-sulfanilamide afinite jeli kullanılarak saflaştırılan karbonik anhidraz I ve II'nin (hCA-I ve hCA-II) esteraz aktivitesi üzerine in vitro olarak araştırılmıştır. hCA-I, 704.35 EU/ mg protein spesifik aktivite ve % 67.5 verim ile 94.62 kat saflaştırıldı. hCA-II, 3500 EU/ mg protein spesifik aktivite ve % 54.69 verimle 470.19 kat saflaştırıldı. Daha sonra izoenzimlerin saflığı SDS-PAGE ile kontrol edildi. Bu ilaçların etkisi substrat olan p-nitrofenil asetatın hidrolizi ile oluşan ürünün 348 nm'de absorbansının okunmasıyla belirlendi. IC50 değerleri, % Aktivite-[İnhibitör] grafikleri çizilerek hesaplandı. Bu ilaçların IC50 değerleri, hCA-I esteraz aktivitesi için 0.090-0.26 µM, hCA-II esteraz aktivitesi için 0.195-0.201 µM arasındaydı. Bu ilaçların tümü hem hCA-I hem de hCA-II üzerinde inhibisyon etkisi gösterdi. Trandolapril ve Perindopril sırasıyla hCA-I ve hCA-II üzerinde en iyi inhibisyon etkisini gösterdi. Bu ilaçların hCA-I ve hCA-II ile etkileşimini anlamak için moleküler yerleştirme çalışmaları yapıldı. Bu ilaçların tümü, hCA-I ve hCA-II'nin bağlanma bölgesindeki amino asitler ile etkileşirken, sadece Zofenopril kalsiyum hCA-II'nin aktif bölgesinde H2O ile etkileşmektedir. Bu sonuçlar ışığında, bu ilaçların karbonik anhidraz üzerinde in vivo araştırmasının önemli olabileceği sonucuna varılabilir. Bu ilaçların kullanımı nedeniyle doku CO2 konsantrasyonu arttırılarak ve doku pH düşürülerek vasküler genişleme ve artmış kan akışı ortaya çıkabilir. Bu durum da, bu ilaçların kullanımı sırasında hastanın yeni bir hastalığın başlangıcından muzdarip olabileceği anlamına gelebilir.

Effects of UAV mobility patterns on data collection in wireless sensor networks

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı
Kablosuz Algılayıcı Ağındaki (KAA) sensör düğümler uzak bir algılama alanına özellikle insanlar tarafından erişilemeyen bölgelere (erişilmez bölgeler) rastgele dağıtılabilir. Böyle bir ağın bakımının yapılmasına ek olarak veri toplama da büyük sorunlardan biri olmaktadır. Her bir düğüme bağlanmak ve zaman içinde düğümlerden veri toplanması yeni zorluklara sebep olmakta ve maliyetli olmaktadır. Mobil toplama noktası kullanılması geniş çaplı KAA'larda en çok kullanılan yöntemdir. Mobil toplama noktası tiplerinden biri olan İnsansız Hava Aracı (İHA) geniş ölçekli bir KAA'yı kapsamak için en uygun yöntemlerden biridir. Fakat İnsansız Hava Aracı (İHA), toplama noktasının yüksekliği, hızı, radyo transmisyon tipi ve rotası gibi parametrelere bağlıdır. Bu tez çalışmasında, en iyi alan kapsamasını, en kısa zamanda yapan, en fazla sayıda düğümü kapsayacak şekilde farklı yollar izleyen İHA'nın çeşitli mobil rotalarını keşfediyoruz. Ayrıca yeni bir ölçü olan kullanım oranını tanımlayarak daha iyi bir mobil rota için mobil toplama noktasının veri trafiğini keşfediyoruz. Değişik İHA rotalarını karşılaştırmak ve performanslarını değerlendirmek için gerçekçi bir simülasyon ortamı kullanılmıştır. Sonuçlar algılama alanında en fazla düğümün kapsandığı İHA rotalarının keşfedilmesi için sunulmuştur.

Effects of youth marginalization in the decision making and policy implementation processes: The case of Zimbabwe

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu çalışmada, gençliğin marjinalleştirilmesinin Zimbabwe'deki karar alma ve politika uygulama sürecindeki etkileri incelenmiştir. Ted Gurr'ın Göreceli Yoksunluk Teorisi'ne (1970) göre gençler (18-35 yaş aralığı) belirli bir toplumda marjinalleştirildiğinde, ortaya çıkan etkiler göreceli yoksunluğa işaret etmektedir. Küçük sorunlar/çatışmalarla başlayan göreceli yoksunluk, büyük sorunlar yaratan etkileri nedeniyle günümüz dünyasında devlet içi çatışmalara neden olmaktadır. Zimbabwe örneğinde gençliğin dışlanması, olumsuz sosyal, ekonomik ve politik ortam ile eş zamanlı olarak daha da kötüleşmekte, bu da kurgusal çatışmanın alanına girmektedir. Zimbabwe Anayasası'nın (2013) 20. Maddesi hükümete gençlerin ihtiyaçlarını sağlamayı zorunlu kılmaktadır. Ancak hükümetin henüz bu hükmü uygulamamış olması, genç nüfusun toplam nüfus oranında gözlenen yüksekliğine dayalı olarak ortaya çıkan çatışmaların giderek artmasına sebep olmaktadır. Çalışma Zimbabwe'deki gençlerin içinde bulunduğu, şiddete dayanan ve yıkıcı sonuçları olan çatışma durumları için önleyici ve çözüm getiren mekanizmaları araştırmak üzere nitel araştırma teknikleri kullanılarak yürütülmüştür. Bu çalışmanın temel argümanı, hükümetin yaş, cinsiyet, din ve politik aidiyetleri her ne olursa olsun tüm vatandaşları adil ve eşit bir şekilde korumasının; sosyal, ekonomik ve politik imkanlarını tüm vatandaşları için sağlamasının anayasal yetkisi ve egemen sorumluluğu olduğunu vurgulamaktır. Araştırmanın çıktısı olarak, öncelikle müzakere ve arabuluculuk yöntemlerini içeren bütüncül çatışma çözüm formüllerini benimseyen literatürün kullanılması ihtiyacı bulunmaktadır. Bu iki yaklaşım, tartışmalı seçimlerin yapıldığı, can kaybının ve süregelen ekonomik çöküşün yaşandığı endişe verici koşullarda ihtiyaç duyulan uzun ömürlü çözümleri sunmak için yerinde ve uygundur.

Efficiency of commercial banks in the gambia: An empirical analysis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Bankacılık ve Finans Bilim Dalı
Bu çalışma, 2009-2017 yılları arasında Gambiya'daki ticari bankaların ( GTB) genel teknik etkinliği/verimliliğini (GTV), arabuluculuk ve üretim yaklaşımlarına dayalı olarak, ölçeklere sürekli dönüş ve ölçek değişken getirisi varsayımı altında parametrik olmayan Veri Zarflama Analizi (VZA) yöntemini kullanarak incelemaktadır.Çalışma ayrıca Tobit regresyon yöntemini kullanarak iç (bankaya özgü özellikler) ve dış (makroekonomik) faktörlerin verimlilik ölçüleri üzerindeki etkisini araştırmaktadır. Hem aracılık hem de üretim yaklaşımlarındaki DEA sonuçları, Gambiya'daki ticari bankaların çalışma döneminde tam olarak verimli olmadıklarını göstermektedir. Genel olarak, aracılık yaklaşımı kapsamında, çalışma, Guaranty Trust Bank (Gambia) Ltd'nin çalışma döneminde Gambiya'daki en verimli banka olduğunu bulundu, BSIC bankasının da aynı dönemde daha az verimli banka olduğunu bulundu. Bununla birlikte, üretim yaklaşımı altında, sonuçlar analiz döneminde Standard Chartered Bank (Gambia) Ltd'nin en verimli banka olduğunu gösterirken, Eco bank (Gambia) Ltd ise aynı dönemde daha az verimli bir banka olarak ortaya çıktığını göstermektedir. Bu nedenle, bulgu, çalışma süresi boyunca Gambiya'daki ticari bankaların ortalama verimsizliğinin, ölçek tarafından yürütülen ve her iki yaklaşımdaki operasyonların verimsizliğiyle ilişkili olmayan dezavantajlı durumlarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Araştırmada, 2009'dan 2017'ye kadar Gambiya'daki ticari bankaların üretim yaklaşımında, aracılık yaklaşımından daha verimli olduğunu gösterdi. Diğer taraftan, aracılık yaklaşımı altındaki Tobit regresyon sonuçları, Kârlılığın genel teknik verimlilik önlemleri ile pozitif ve önemli bir ilişkiye sahip olduğunu, Banka Büyüklüğü, Sermaye Yeterliliği, Kazanç ve Enflasyon'un ise verimlilik ölçütleri ile negatif ve anlamlı bir korelasyona sahip olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, üretim yaklaşımı altında, sonuçlar Pazar Gücü, kazanç ve GSYİH'nın verimlilik önlemleri ile pozitif ve önemli bir ilişkiyi gösterirken, Banka Büyüklüğü ve Likidite'nin verimlilik önlemleri ile negatif ve anlamlı bir ilişkisi olduğunu göstermiştir. Bu, bankaların belirli özelliklerinin ve makroekonomik faktörlerinin Gambiya'daki ticari bankaların verimliliğini etkileyen itici ve önemli faktörler olduğunu ve bankaların verimlilik seviyelerini artırmak için daha fazla alana sahip olduklarını göstermektedir

Efficiency of İslamic banking in Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
İslam tam bir hayat kılavuzudur. Hayatın her bir alanında inananlarına rehberlik eder. Kendine özgü eğitim, adalet, sosyal ve ekonomik sistemleri vardır ve inananlarının hayatlarını bunlara göre sürdürmelerini gerektirir. İslam'ın önemli parçalarından biri finansal sistemidir. İslami finans sistemi, sadece ekonomik yönden rehberlik etmesiyle değil, işlemlerin ahlaki ve etik boyutunu da kapsaması münasebetiyle eşsiz bir sistemdir. Bankacılık sistemi, tüm finans sistemlerinin hayati öğesidir. İslam, bankacılığın önemini tanımakta ve bankacılık sisteminin, İslam prensiplerine bağlı kalmasını gerektirmektedir. Bu çalışma Türkiye'de İslami finans ve bankacılığın gelişimini göstermek için yazılmıştır ve üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümü iki soruya cevap vermektedir; İslami finans nedir ve İslami bankacılığın ve finansın yöntemleri nelerdir? Perakendecilik, ortaklık ve girişimler için İslami finans yöntemleri, İslami finansın temel piyasa ürünleriyle keşfedilmektedir. İkinci bölüm Türkiye'de İslami finans ve bankacılığın gelişim süreçten bahsedilmektedir, Türkiye'de faaliyetlerini sürdüren 4 banka üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde aynı zamanda İslami finansın Türkiye toplumuna ve ekonomisine katkısı da ele alınmıştır. Tezin üçüncü bölümünde Veri Zarflama Analizi kullanılarak, hangi sektörün daha etkin olduğu ortaya konmuştur. Veri Zarflamada 3 katılım bankası ve 26 ticari banka ele alınmış ve 2010-2015 arası altı yıllık veri incelenmiştir. Çalışma sonucunda genel olarak incelenen dönem için katılım bankalarının geleneksel bankalardan daha etkin oldukları gözlemlenmiştir. Keyword: Islamic finance, Participation Banking, Islamic finance in Turkey, Islamic Banking

Efficient task allocation in internet of things based systems

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Diğer
Nesnelerin İnterneti (Nİ), bilgi toplamak, iletişim ve bilgi işlemek için kullanılan gelişmekte olan bir teknolojidir. Nİ'nin başarılı uygulamaları, farklı kabiliyetlere sahip olan nesneleri bir heterojen ağ çatısı altında birbirine bağlı bir şekilde tutar. Amaç ağda bulunan nesnelerin kaynaklarını bulundurup ve dinamik bir şekilde işbirliği yaparak istenilen bir görevi yerine getirmektir. Ancak Nİ'nin birçok cihaz için görev dağılımında harcanacak enerjiyi minimize etmek hayati bir önem taşımaktadır. Günümüzde, bu konu ile ilgili mevcut çalışmaların hemen hemen tümü nesnelerin farklı enerji seviyelerini ve çeşitli işletim güçlerini dikkate almadan sezgisel en iyileme yöntemlerini kullanarak görev dağılımının farklı sorunlarını çözmeye uğraşmıştır. Bu tezde nesnelerin İnternetin'de görev dağolım problemi ele alınmıştır. Problem görev grupları ve sanal nesneler kavramını kullanarak evrimsel yöntemler çatısı altında modellenmiştir. Ayrıca, farklı uygulamaların farklı tasarım özelliklerini düşünerek, farklı uygulama senaryoların gereksinimlerini karşılıyabilen yedi yeni protokol geliştirilmiştir. Geliştirilen protokoller, enerji verimliliği, uzatılmış operasyonel ve stabil süreler ve işleme gücü artırmak gibi hedeflere uyacak şekilde tasarlanmıştır. Bilgimiz dahilinde çalışmamız Nİ'de görev dağılımı problemi için görev grupları ve sanal nesneler kavramı tabanlı bir çözüm çerçevesi öneren ilk çalışmalar arasındadır. Ayrıca, meta sezgisel yöntemleri kullanarak bu problemi çözen ilk çalışmadır. Geliştirilen protokollerin performansını değerlendirmek için, enerji verimliliği, operasyonel tur sayısı, stabil sürelerin uzunluğu, sanal nesnelerde ortalama enerji miktarı, hesaplama gücü, gereken hesaplama zamanı ve önerilen evrimsel algoritmanın kalitesi gibi çeşitli değerlendirme metrikleri kullanılmıştır. Protokollerin performansı analiz edilmiş ve literatürdeki en ilgili çalışmayla karşılaştırılmıştır. Sonuçlar geliştirilen protokollerin performans üstünlüğünü kanıtladı.

Eflatun ve Gazâlî'nin ahlâk anlayışlarının mukayesesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 İslam Felsefesi Bilim Dalı
Çalışmamız bir giriş, üç bölüm ve sonuç kısımlarından oluşmaktadır. Eflatun ve Gazâlî'nin ahlâk anlayışlarının mukayesesi adını verdiğim tez çalışmamda bu iki filozofun ahlâk hakkındaki görüşlerini ele alarak bu konuda aralarında var olan benzer ve farklı yönleri tezimin sınırları çerçevesinde ortaya koymaya çalıstım. Ele aldığım konunun daha iyi anlaşılması açısından nefsin ne olduğundan, kısımlarından ve bu kısımların faziletleriden bahsettim. Nefs; şehevî, gazabî ve aklî nefs olmak üzere üç kısma ayrılır. Şehevî nefsin fazileti iffet, gazabî nefsin fazileti cesaret ve aklî nefsin fazileti ise hikmettir. Bu üç nefsin bir parçası olup onların kemale ermelerine katkı sağlayan fazilet ise adalettir. Bu araştırmada aynı zamanda Gazali'deki nefs düşüncesinin dinî yönünü göstermeye ve Gazalî'nin bu düşüncesini, Kur'an ayetlerinin tefsirleri ile nasıl oluşturduğunu ifade etmeye çalıştım. Netice itibariyle her ne kadar müslüman bir düşünür olsa da, Gazali'nin ahlâk konusundaki görüşlerini ortaya koyarken diğer filozoflar'dan ve özellikle de Eflatun dan çokça etkilendiği açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim Eflatun'da olduğu gibi nefsi üç kısma ayırması da bu etkilenmenin bir sonucudur.

Ege Üniversitesi Tıp ve Diş hekimliği fakültelerinde eğitim gören yabancı uyruklu öğrencilerde depresif belirti prevalansı ve mental sağlık hizmetlerine gereksinim algısı

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Amaç: Bu çalışmanın amacı Ege Üniversitesi Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinde 2017-2018 yılında eğitim gören yabancı uyruklu öğrencilerde depresif belirti prevalansını, risk faktörlerin ve mental sağlık hizmetlerinden yararlanma düzeyinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Kesitsel özellikteki bu çalışmanın evrenini 2017-2018 eğitim yılında Ege Üniversitesi Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesinde öğrenim gören tüm yabancı uyruklu öğrenciler oluşturmuştur. Araştırmanın verilerinin toplandığı 2017-2018 eğitim döneminde tıp fakültesinde 110, diş hekimliği fakültesinde de 35 olmak üzere toplam 145 yabancı uyruklu öğrencinin eğitim gördüğü belirlenmiştir. Bu öğrencilerin %84,1'ine ulaşılabilmiştir. Görüşülen toplam 122 öğrencinin %73,8'inin (n=90) tıp, %26,2'sinin (n=32) diş hekimliği fakültesinde okumaktadır. Depresyon belirtisi varlığı çalışmanın bağımlı değişkeni olarak alınmıştır ve Epidemiyolojik Çalışmalar Merkezi Depresyon Skalası (The Center for Epidemiologic Studies Depression Scale; CES-D) ölçeği ile değerlendirilmiştir. Bağımsız değişkenler ise demografik özellikler; sosyoekonomik durum, sağlık davranışları–alışkanlıklar; sosyal ilişkiler, akademik durum; ayrımcılık ile karşılaşması ve Mental Sağlık Hizmetine Gereksinim Algısı ve Hizmet Kullanımı olmak üzere yedi başlık altında değerlendiren bir anket kullanılmıştır. Veri toplama aşamasında öğrencilere sınıflarında ya da kütüphanede ulaşılmıştır. Tüm bağımsız değişkenler için tanımlayıcı istatistikler hesaplanmıştır (frekanslarda, ortalama değerlerde ve standart sapma) ve ki-kare testini kullanılmıştır. Bulgular: Toplam 39 ülkeden gelen katılımcıların yaş ortalaması 23,51±3,47 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin %93,5'i ailesinin gelir düzeyinin orta veya iyi olduğunu düşünmektedir. Her on öğrenciden ikisi maddi sıkıntı yaşadığını bildirmiştir. Araştırma grubunun %81,9'u ve %48,4'ü sırasıyla tıp/ diş okuyor okumaktan ve alınan tıp/ diş hekimliği eğitimi niteliğinden memnun olduğunu ifade etmiştir. Katılımcıların %66,4'ü tıp/ diş hekimliği fakültesindeki akademik başarı düzeyinden memnun olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin %44,3'ü tıp ya da diş hekimliği okuma nedeni olarak çocukluğundan beri idealindeki meslek olduğu ifade etmiştir. Fakültedeki öğretim üyeleri ile olumlu bir iletişim kurabildiğini düşünen öğrenciler araştırma grubunun yarısını oluşturmaktadır. Birlikte eğitim görülen arkadaşlar açısından ise bu oran yüzde 72,9'a çıkmıştır. CES-D ölçeğine göre araştırma grubunun 17.43±10,25 skor ortalamasıyla %35,2 öğrencide depresif belirtiler olduğu belirlenmiştir. Tıp fakültesinde ilk üç sınıfta okuyan öğrencilerin yarısında depresif belirti saptanırken, diş hekimliği fakültesinde ise sınıflar arasında bir fark gözlenmemiştir. Tıp /diş hekimliği okuyor olmaktan ve aldığı eğitimin niteliğinden memnuniyet ile depresif belirti varlığı arasında anlamlı bir ilişki gözlenmiştir. Birlikte eğitim gördüğü arkadaşları ile iyi bir ilişkisi olan, sorunlarını rahatlıkla paylaşabildiği en az bir arkadaş

Egemen demokrasi ve Rus dış politikasındaki uygulamaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Rusya Federasyonu'nda 2006'dan 2012 yılına kadar Rusya aydınları tarafından geliştirilmeye devam edilmiş olan Egemen Demokrasi kavramına odaklanan bu Yüksek Lisans tez çalışması, Egemen Demokrasi düşüncesinin Rusya'nın dış politikasında yansımalarını araştırmayı hedeflemektedir. Çalışmada ilk olarak Egemen Demokrasinin Rus düşünce tarihinin gelişimiyle bağlamsal ilişkisi tartışılacaktır. Bu bağlam üzerine inşa edilen Egemen Demokrasi kavramı, özellikle Rusya'nın Kosova, Güney Osetya ve Abhazya ve Kırım krizleri açısından incelenmeye çalışılacaktır. Türkiye'de literatür taraması yapıldığında, genel olarak Rusya Federasyonu özelinde Egemen Demokrasi ile ilgili çalışmaların daha çok özel alanlar ya da gündem maddelerinin değerlendirmesiyle sınırlı olduğu ve detaylı bir şekilde bu konuları ele alan bilimsel kaynakların çok az olduğu göze çarpmaktadır. Halihazırdaki örneklerin ise, Egemen Demokrasi kavramı etrafında Rusya'nın kamu yönetimi ve ulus içi siyasetinin ele alındığı fark edilmektedir. Devletin, dış politikasındaki değişimin açıkça belirginleştiği 1990'ların ikinci yarısından, Kırım krizi sonuna kadar devam eden süre zarfında, bir felsefi bakış açısı olarak Egemen Demokrasi kavramı etrafında Rusya'nın dış politikasını ilgilendiren krizlerle ilgili çalışma yok denecek kadar azdır. Literatürdeki bu boşluğu doldurmayı hedefleyen bu çalışmada Rusya Federasyonu'nun iç ve dış politikasının Egemen Demokrasi açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Üç bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde Rus düşünce tarihinde Egemen Demokrasinin yeri ve tarihsel gelişimi, İkinci bölümünde Yeltsin ve son bölümünde Putin döneminde Egemen Demokrasi açısından gelişmeler değerlendirilecek ve yine son bölümde Rusya Federasyonu dış politikasında önemli bir yere sahip olan Egemen Demokrasi fikrinin Rusya'nın dış politikasında Kosova, Güney Osetya ve Abhazya ve Kırım örnekleri üzerinden tartışılacaktır.

Egocasting on social media: A qualitative study of the use of Instagram by Generation Y, in the context of travel

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Sosyal ağların ortaya çıkması yeni davranışlara yol açtı. Bu gelişme kullanıcı kimliklerinin yapılandırılması bakımından katkı sağladığı dikkate alındığında üzerinde bir çalışma yapılmasını hak ediyor. Bu araştırmanın genel amacı, sosyal medyadaki Y kuşağının bireysel kişiligin egocasting belirli davranışına ilişkin motivasyon yanı sıra bu davranışların onların seyahat deneyimini nasıl etkilediğini daha iyi anlamaktır. Bu amaçla araştırmada Instagram uygulaması araştırma evreni olarak alınacaktır. Araştırma 30 katılımcı ile yapılan görüşmeler ve söz konusu katılımcı Instagram hesaplarının içerik analizine göre tasarlanmıştır. Sonuçlar bireysel kişiligin egocasting davranışa ilişkin farklı motivasyonları göstermektedir: örneğin, zevke (hedonic), özeleştirini teşvik etmeye, aşk içerikli paylaşıma, ilhama ve işe iliskin motivasyonlar. Araştırma ayrıca Instagram kullanıcılarının farklı çevrimiçi davranışlarına ilişkin açıklamalar da içermektedir. Bu araştırma dijital benliğin yapısı ve gençlerin seyahatlerindeki bazı değişikliklerin ana hatlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra çalışma bireysel kisiligin egocasting seyahat kapsamına ilişkin karar alma sürecini etkilediğini vurgulamaktadır. Son olarak, çalışma çevrimiçi kullanıcı davranışlarının daha iyi anlaşılması için yöneticilere kıymetli bilgiler sağlayacaktır.

Eğilmeye karşı FRP kompozitler ile güçlendirilen betonarme kirişlerin sonlu eleman yöntemi ile analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2019 Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
Bu çalışmada, eğilme yüküne karşı Elyaf Takviyeli Polimer (FRP) kompozitler ile güçlendirilmiş betonarme kirişlerin sonlu elemanlar yöntemi ile analizi üzerine çalışılmıştır. Yetersiz eğilme ve kesme donatısı kullanılarak üretilen dikdörtgen kesitli betonarme kirişlerde, düşük dayanımlı beton, tek doğrultulu karbon ve cam kumaşlar kullanılmıştır. Karbon ve Cam Elyaf Takviyeli Polimer (CFRP ve GFRP) kompozitler enine ve boyuna doğrultularda yönlendirilerek kirişler U şeklinde güçlendirilmiştir. Dört nokta eğilme testi ile test edilen kirişlerin eğilme davranışları tespit edilerek Sonlu Elemanlar Metodu (SEM) ile doğrulama çalışması yapılmıştır. SEM programında istenen parametreler, deneysel çalışmalardan, literatürden, modellemede yaygın olarak kullanılan bazı temel formüllerden elde edilmiştir. Çözüm ağı boyutu ve şekli, Dilasyon Açısı (DA), viskozite parametreleri ve araştırmacıların önerdiği bazı modeller kullanılarak betonarme kiriş numunelerinin davranışları SEM analizleri ile doğrulanmaya çalışılmıştır. Yük ve sınır şartları deneysel çalışmadaki gibi modele tanımlanmıştır. Betonarme kontrol kirişinin yük- sehim davranışı SEM analizi ile doğrulanarak FRP kompozitler ile güçlendirilmiş kirişlerin modeline geçilmiştir. SEM paket programına FRP kompozitler kabuk eleman olarak kirişin yüzeylerine tanımlanmıştır. Kirişlerin SEM analiz sonuçları deney sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Modellenen betonarme kiriş numunemi üzerinde sadece güçlendirme şekilleri değiştirilerek veya güçlendirme şekilleri değiştirilmeden sadece boyuna ve enine donatılar değiştirilerek parametrik çalışma yapılmıştır. SEM analizlerinden elde sonuçlara göre; çözüm ağı boyutu ve şekli DA ve viskozite gibi model parametreleri, betonarme kirişin davranışını önemli ölçüde etkilediği tespit edilmiş ve betonarme kirişler için en uygun parametreler tespit edilmiştir. CFRP ve GFRP ile güçlendirilmiş kirişlerin eğilme davranışları SEM analizleri ile iyi bir yakınsama ile doğrulanmıştır. Ayrıca güçlendirilmiş kiriş yük taşıma kapasitesi ve sehim değeri SEM analizi ile de doğrulanmıştır. SEM ile yeni deney numuneleri üretilerek güçlendirmeye etkiyen parametreler tespit edilmiştir.

Eğime dik ve paralel karıkların laboratuvar koşulları altında yüzey akış ve toprak kaybı üzerine etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Diğer
Bu çalışmada, eğime dik ve eğime paralel karıkların yüzey akış ve toprak kaybı üzerine etkileri belirlemek amacıyla, 3 adet toprak örneği (0-30 cm) alınmıştır. Toprak örnekleri laboratuvarda hava koşullarında kurutulmuş ve bazı fiziksel ve kimyasal analizler yapılmıştır. Yağış benzetici kullanılarak yapılan bu çalışmada, 30x45x15 cm boyutlarında erozyon kabı kullanılmıştır. Deneme, 3 toprak, 2 yöntem (eğime dik ve eğime paralel karık), 4 derinlik (0, 1, 2 ve 4 cm), 2 yağış yoğunluğu (40 ve 80 mm/saat), 3 tekrarlı olarak toplam 144 parselde yürütülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre, eğime dik sürülen karıklar eğime paralel sürülmüş karıklara göre yüzey akış ve toprak kaybının azaltılmasında daha etkili bulunmuştur. Ayrıca karık derinliği arttıkça yüzey akış ve toprak kaybı önemli seviyelerde azalmıştır.

Eğitim diplomasisinde Türkiye bursları programının halkla ilişkiler bağlamında ulusal ve uluslararası boyutta değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Küreselleşme, eğitim de dahil olmak üzere toplumun birçok alanını etkilemektedir. Günümüzde yükseköğretimde ulusl?r?r?sı öğr?nci d?l?şımı ülk?nin ?k?n?mik, siy?s?l ?l?nını, bilim v? ?ğitimin k?lit?sini ?tkil?m?kt?dir. Önde gelen ülkeler, ?ğitim sist?minin kür?s?l siy?si ?r?n?d?ki b?skınlık ?çısınd?n ?n ön?mli ?r?çl?rd?n biri ?lduğunun farkındadırlar. Ülkeler öğrencilere farklı eğitim programlarını düzenleyerek imkân sağlamakta ve kültürlerarası ilişkilerin de geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Bu araştırma günümüzd? ç?k f?zl? ön?m k?z?n?n ?ğitim dipl?m?sisinin öz?llikl?rini ve ç?rç?v?sini ?rt?y? k?y?n, ?ğitim dipl?m?sisinin bir h?lkl? ilişkil?r ilişkisi ç?rç?v?sind? y?pıldığını if?d? ?d?n v? bu ön?min ?ltını çiz?n bir ç?lışm?dır. Araştırmanın amacı eğitim diplomasisinde Türkiye Bursları programının halkla ilişkiler bağlamında ulusal ve uluslararası boyutta değerlendirilmesi doğrultusunda: Türkiy?'yi v? Türkiy? Bursl?rını t?rcih ?tm? s?b?pl?ri; pr?gr?mın ?m?çl?rı v? ?m?çl?rın? ul?şıl?bilirliği; pr?gr?mın öğr?ncil?rin ihtiy?çl?rını n? düz?yd? gid?r?bildiği, öğr?ncil?rin ?nt?gr?sy?nunu s?ğl?m?sı, s?nuçl?rı (bir?y v? ülk? b?zınd?) v? ?yrıc? pr?gr?mın öğr?ncil?rl? ?tkil?şimi, il?tişimi v? h?lkl? ilişkil?r sür?çl?ri ile pr?gr?mın str?t?jik pl?nl?m? sür?çl?ri inc?l?mektir. Araştırmada nit?l ?r?ştırm? yönt?mi kull?nılıp, öğr?ncil?r? y?rı y?pıl?ndırılmış soru formu yüz yüz? görüşm? şeklinde y?pılmıştır. 6,7 kişilik grupl?rl? od?k grup görüşm?si il? ç?lışm? d?st?kl?nmiştir. ?yrıc? Türkiy? Bursl?rı progr?mı sür?çl?rind? ?tkin v? kilit rol oyn?y?n kurum sorumlul?rı il? d? k?bul? b?ğlı ol?r?k g?r?kli izinl?r sonr?sı mül?k?tl?r g?rç?kl?ştirilmiştir. Sözkonusu burs pr?gr?mına d?h? nit?likli v? k?ps?mlı str?t?jik pl?nl?m?l?r d?hilind? ç?rç?v? k?z?ndırılıp d?ğru t?nıtım v? sürdürül?bilir h?lkl? ilişkil?r f??liy?tl?ri il? ?lty?pı k?z?ndırılm?lıdır. Bu b?ğl?md?, Türkiy? Bursl?rı pr?gr?mı il? ilgili bu ç?lışm?y? b?nz?r ç?lışm?l?r v? araştırma geliştirme pr?j?l?ri y?pılm?lıdır. ?yrıc? ?l?n uzm?nl?rı t?r?fınd?n Türkiy? Bursl?rı pr?gr?mın? sürdürül?bilirlik ç?rç?v?sind? bir h?lkl? ilişkil?r m?d?li ?luşturulm?lı v? uygul?nm?lıdır.

Eğitim göstergelerinin kişisel ekonomik getiri düzeyi ile ilişkisi: Türkiye, Nijer ve Fransa örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı, Nijer, Türkiye ve Fransa'nın eğitim göstergeleri ile kişisel getiri düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışmada ilişkisel tarama deseni ve karşılaştırmalı araştırma deseni kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini Nijer, Türkiye ve Fransa'nın 1996-2015 yılları arasındaki 15-64 yaş aralığındaki nüfus sayısıdır. Araştırma da kişisel eğitim getirisi (Kişi başına düşen GSMH) bağımlı değişken olarak ele alınmıştır. Okuryazarlık Oranı, Bitirilen Eğitim Süresi, Eğitim Harcamaları ve Nüfus Artış Hızı bağımsız değişkenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri belge tarama tekniğine dayalı olarak bir veri toplama formu ile Dünya Bankası, OECD, UNESCO, İNS, TUİK ve İNSEE resmi internet sitelerinden elde edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, Nijer, Türkiye ve Fransa'nın kişi başına düşen GSMH ile okuryazarlık, bitirilen eğitim süresi ve eğitim harcamaları pozitif bir artış göstermekte, nüfus artış hızı ile kişi başına düşen GSMH negatif bir artış göstermektedir. Eğitim göstergeleri ile kişi başına düşen GSMH arasında ilişki incelenmiş, okuryazarlık, bitirilen eğitim süresi ve eğitim harcamaları pozitif yönde çok güçlü bir ilişki bulunmakta, nüfus artış hızı ile kişi başına düşen GSMH negatif yönde orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır. Araştırmada, Nijer, Türkiye ve Fransa'nın eğitim göstergeleri ve kişi başına düşen GSMH için yapılan aşamalı regresyon analizi sonucu, bitirilen eğitim süresi, nüfus artış hızı ve eğitim harcamaları değişkenlerinin kişi başına düşen GSMH'yi manidar olarak yordadığı; okuryazarlık oranları değişkeninin ise yordamadığı bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Kişi başına GSMH, Eğitim Harcamaları, Bitirilen Eğitim süresi, Okuryazarlık, Nüfus artış Hızı

Eğitim ve uyum bağlamında Kırgızistan'dan Türkiye'ye nitelikli göç

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Sosyoloji Bilim Dalı
Dünyada küresel olarak beşerî sermaye yarışı göç olgusu aracılığıyla yetenek dağılımını asimetrik hale getirmektedir. Değerli becerilere sahip olan bireyler, kazanabilecekleri getiriler nedeniyle hem yurt içinde hem de yurtdışına göç etme eğilimindedir. Nitelikli göçün önemli bir payı, yükseköğrenim kurumlarının teşvik ettiği yetenek geliştirme süreci ile gerçekleşir. Bu durumlarda, birinci göç eylemi ve göçmen seçimi, formal yeteneklerden ziyade doğal eğilim ve becerilerin değerlendirilmesi ve elenmesi üzerinden gerçekleşir. Yabancı uyruklu öğrenciler ve akademisyenlerin göç akımı daha gelişmiş ülkelerdeki üniversitelerde yoğunlaşır ve çoğu zaman aynı kişiler mezun olduktan sonra yerli şirketler tarafından işe alınır. Böylece, ilk bakışta geçerli olarak gerçekleşmesi beklenen eğitim bağlamındaki nitel göç, hem sosyo-psilokojik olarak bireysel boyutta, hem de makro boyuttaki aktör-kurum ve kurum-kurum ilişkileri bünyesinde meydana gelen faktörlerin etkisiyle ana ve hedef toplumlarda yeni sosyal olgulara sebep olabilmektedir. Bu perspektiften eğitim göçünün sosyolojik olarak incelenmesi, göç veren ile göç alan ülke arasındaki ilişkilerinin durumunu ve potansyel değişim dönüşüm yönlerinin siyasi boyutundan ziyade, bireyler arası etkileşim ve göçmenlerin sermaye kullanımı özellikleri perspektifinden ele alınmasına olanak sunar. 2017-2018 eğitim-öğretim yılı için YÖK tarafından yayımlanmış istatistiklere göre, Türkiye'de toplam 1926 Kırgızistan vatandaşı yüksek eğitim kurumlarında önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde eğitim görmektedir. Bu çalışmada, Kırgızistan'dan Türkiye'ye yüksek eğitim görmekte olan öğrencilerin eğitim sırasında eğitim sürecinde kültürleşme özellikleri ve nitelikli göçmen olarak kültürel, sosyal ve beşeri sermayesini kullanması ve geliştirilmesi araştırılmıştır. Kuramsal çerçeve olarak, Kültürleşme ve Uyum Modelleri, İtme-Çekme Göç Kuramı, nitelikli göç bağlamında Beşeri Sermaye Kuramı ve Bourdeou'nun Sermaye Biçimleri Kuramı kullanılmıştır. Temel araştırma sorusu Geçici göçmen olan Kırgızistan'lı öğrencilerinin Türkiye toplumunda eğitim aldığı sürecinde benimsediği kültürleşme modelleri nelerdir, nasıl sınıflandırılabilir ve öğrencilerin beşeri, sosyal ve kültürel sermayesi arasında ilişki var mıdır? olarak belirlenmiştir. Araştımanın yöntemi, karma saha araştırma yöntemi ile derinlemesine görüşme ve çevrimiçi survey veri toplama teknikleri olarak belirlenmiştir. Nitel yöntem ile derinlemesine mülakat aracılığıyla veri toplamak için İstanbul, Ankara, Konya, Sakarya şehirlerinde yüksek eğitim görmekte olan Kırgızistan'lı öğrencilerinden kartopu örnekleme yöntemi ile her şehirden 5 kişi, toplam 20 öğrenci seçilmiştir. Nicel araştırma yöntemi ile veri toplamak üzere olasılıklı olmayan örnekleme türü olan kotalı örneklem tekniği ile, 9.45'lik güven aralığı, %95'lik güven seviyesi ile toplam 200 kişi seçilmiş, değerlendirmeye uygunluk eleme prosedürü sonucunda ise toplam 102 cevap formu analize tab