Thesis Search




SEARCH RESULTS

A novel geometry parameterization, optimization and simulation of realistic AL2O3-based optical waveguide Y-branches

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Entegre optiklerin, birkaç on yıl önce gömülü elektroniklerin gösterdiğine benzer bir büyüme oranı göstermesi beklenmektedir. Bununla birlikte, büyümesini sürdürmek ve oldukça işlevsel, yoğun biçimde entegre edilmiş optik cihazlar üretmek için gelişmiş tasarım yöntemleri geliştirilmelidir. Bu tezde, bir optimizasyon yönteminin güçlü bir elektromanyetik çözücü ile nasıl birleştirileceğini, bu teknikle bazı sınırlamaları yerine getirirken optimal tasarımları bulabilecek bir tasarım aracı oluşturulabileceğini gösterdik. Bunu elde etmek için, Sonlu Fark Zaman Çizelgesi elektromanyetik çözücüsü ile 1 µm çözünürlükteki standart litografi tasarımlarının üretimini sağlarken, tek modlu, optik Y-Dallı dalga kılavuzunun ideal geometrisini tanımlamak için bir parçacık tarama optimizasyon algoritması kullandık. Önerilen tasarım 1450 ila 1580 nm dalga boyları aralığında 0.45 dB'lik ortalama toplam ekleme kaybına sahiptir ve yaklaşık olarak 40 ila 10 µm bir ayak izi vardır. Araştırmamızın genel bakış açısı yeni tasarım parametrelerinin uygulanmasını ve ağır yol gösterici malzeme işlemlerinden daha zor olan zayıf yönlendirilmiş bir malzeme sisteminin, yani SiO2 üzerinde Al2O3'ün kullanılmasını içermektedir. Son olarak, bu tezde sunulan tüm simülasyonlar, simülasyonların gerçeği yansıtması için son derece önemli olduğu kanıtlanan gerçekçi bir dalga kılavuzu geometrisine dayanmaktadır. Bu tezde, aktif ve pasif entegre optik bileşenlerin gerçekleştirilmesi için çok umut verici olduğu olan Atomik Katman Kaplama biriktirme tekniği kullanılarak büyütülen amorf Al2O3 seçilmiştir.

A real time demonstrative analysis of lightweight payload encryption in resource constrained devices based on MQTT

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Kısıtlı cihazların kaynakları, yani bellek (ROM ve RAM), CPU ve pil ömrü (varsa) sınırlıdır. Genellikle, veri toplayan sensörler, makinadan makineye (M2M) veya servisleri ve elektrikli ev aletlerini kontrol eden akıllı cihazlar için puanlar. Bu tür aygıtlar bir ağa bağlandığında nesnelerin Internet'i nin (IoT) bir parçasını oluştururlar. Message Queue Telemetry Transport (yani MQTT), hafif, açık, basit, istemci-sunucu yayın/abone mesajlaşma taşıma protokolüdür. Güvenilir iletişim için üç Hizmet Kalitesi (QoS) seviyesini destekleyen çoğu kaynak kısıtlamalı IoT cihazı için kullanışlıdır ve verimlidir. Cihazdan Cihaza (D2D) ve nesnelerin Internet'i (IoT) bağlamları gibi kısıtlı ortamlarda iletişim için gerekli olan bir protokoldür. MQTT protokolü, güvenli soket katmanı (SSL) sertifikalarına dayalı taşıma katmanı güvenliği (TLS) dışında somut güvenlik mekanizmalarından yoksundur. Bununla birlikte, bu güvenlik protokollerinin en hafif değildir ve özellikle kısıtlı cihazlar için ağ yüklerini artırır. IoT cihazlarının yaklaşık %70'inde özellikle de istemci tarafında veri şifrelemesi yoktur ve TLS için mükemmel bir alternatif olabilir. Bu tezde, farklı Hizmet Kalitesi (QoS) ve veri yüklerin değişken boyutu için kısıtlı bir cihaz üzerinde MQTT protokolünün ağ performansı üzerindeki etkisini göstermek için bir deney düzeneği tasarlanmıştır. Bu çalışmanın yeni kısmı, yüklerin istemci tarafında şifrelenmesini ve ağ performansı üzerindeki etkisini kapsıyor. Denemelerde, verilere 128-bits ileileri şifreleme standardı (AES) hafif bir şifreleme uygulanmıştır. Mesajlar, farklı yük boyutlarına dayanan bir komisyoncu sunucusu aracılığıyla gerçek kablolu alt uçtakı yayıncılık istemcisi ve düşük uçtakı abone istemcisi üzerinden MQTT'deki üç farklı QoS seviyesini kullanarak aktarılır. Paketler, şifreleme ve şifre çözme işlem süresinin ölçülmesiyle birlikte uçtan uca gecikme, verimlilik ve mesaj kaybı analiz etmek için yakalanır. Deney sonuçlarına göre, şifrelenmemiş (şifresiz metin) yükün daha düşük bir ağ yük etkisine sahip olduğu ve bu nedenle, yüzde kaybı ve mesaj tesliminde, şifreli yüke göre MQTT'yi kullanarak nispeten daha iyi bir ağ performansı ürettiği sonucuna varılmıştır.

A research on the use of enset woven fabric structures for the applications of sound absorption and biodegradable composite material development

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2021 Diğer
Tekstil endüstrilerindeki yeni gelişmeler, boyutsal stabilite, su emicilik, nefes alabilirlik gibi tekstil kumaşları ve bitim özelliklerinin performansını geliştirmektedir. Tekstil liflerinin yapıları ve özellikleri; kompozitlerin yanı sıra iplikler, kumaşlardan oluşan malzemelerin mekanik özellikleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Uzun süredir metaller, en çok tercih edilen yapı malzemeleri olarak kullanılmıştır. Bununla beraber; insanların hızla büyüyen talepleri, araştırmacıları yüksek spesifik mukavemet ve elastisite modülüne sahip yeni kompozit malzemelerin geliştirilmesine itmiştir. Petrokimya ürünleri, sadece çevre dostu olmayan ürünler olmayıp aynı zamanda üretim, kullanım ve atıkların yok edilmesi süresince ciddi sağlık problemlerini oluşturmaktadır. Son zamanlarda araştırmacılar ve üreticiler, yeşil kompozit uygulamalar için yaprak, gövde ve meyvelerden özütü elde edilen doğal lif takviyeli kompozit malzemeler üzerinde araştırmalarını odaklamıştır. Doğal lifler, doğada bol miktarda bulunur, hafif, düşük maliyetli ve konvansiyonel lifler içerisinde iyi mekanik mukavemete sahip olan yenilenebilir doğal malzemelerdir. Doğal kaynaklardan elde edilen takviye ve matriks elemanları olarak kullanılan sentetik lifler ve reçinelerin yeri, kompozit malzeme sektörlerindeki ekonomiksel, sağlık sorunları ve çevresel problemleri önlemesine iyi alternatiftir. Bu doktora tezi çalışmasında, hafif nitelikli yapı uygulamaları için mekanik özelliklerinin geliştirilmesi ile yenilikçi tekstil kumaşları takviyeli yeşil kompozit malzemelerin karakterizasyonu ve araştırması üzerine odaklanılmıştır. Tekstil kumaşları, bu çalışmada takviye elemanları olarak kullanılmıştır. Yeni biyoreçine elemanları, 75:25, 70:30, 65:35, 60:40, 55:45 and 50:50 gibi çeşitli oranlarla Akasya tortillas ve Bosveliya papirifera karışımıyla hazırlanmıştır. Dokuma kumaş konstrüksiyonu ve çok katlı kumaş takviyeli yeşil kompozit malzemelerin, mekanik ve akustik performansları çalışılmıştır. Ayrıca nano lifler, ?-amilaz enzim ön terbiyesi ve mekanik öğütmeyle üretilmiştir. Bu nanolifler; yüksek boyutsal stabilite, spesifik mukavemet, daha geniş yüzey alanı ve biyobozunabilir ürünler gibi benzersiz özelliklere sahip daha gelişmiş tekstil yapılarının üretilebilmesi için kullanılacaktır.

A research on understanding the effects of foreign language proficiency on team leadership and performance in multinational teams: the case of Survivor contest

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Çok uluslu şirketler ve onların yan kuruluşları, küresel iş dünyasının giderek daha önemli bir parçası haline gelmiştir. Küreselleşmiş dünyamızda, çok uluslu ekipler, uluslararası alanda faaliyet gösteren özel ve kamu kuruluşlarında yaygın olarak görülmekte ve bu ekiplere ayrı bir önem verilmektedir. İş dünyasının birbirine bağlı halinde ve küreselleşen dünyada bireyler, her türlü dili aktif ve yaratıcı bir şekilde kullanarak dünyalarının sınırlarını genişletmektedirler. Farklı ana dilleri konuşan insanların birlikte çalıştığı ekipler modern organizasyonlarda giderek yaygınlaşmaktadır. Bu çalışma, özellikle çokuluslu ekiplerin çeşitli çalışma alanlarında dil çeşitliliğinin varlığı nedeniyle, dil yeterliliğinin yönetim ve liderlik üzerinde neden çok önemli bir etkiye sahip olduğunu açıklamayı amaçlamaktadır. Çokuluslu liderlerin yüksek düzeyde dilsel ve kültürel yeterlilikleri, iki veya daha fazla ülkeyi temsil eden üyelerin çeşitliliğini etkili bir şekilde yönetebileceklerini kanıtlamaktadır. Liderlerin yabancı dil yeterliliği onlara birçok yönden yardımcı olmaktadır. Çok uluslu takım liderleri, önlerinde bir dizi farklı dil konuşmacısı olduğu için çok başarılıdır ve bu, liderlerin özgüvenini ve cesaretini artmasıyla sonuçlanacaktır. Takipçilerini önceden belirlenmiş hedeflere doğru koordine etmek, kontrol etmek, kolaylaştırmak ve yönlendirmek liderler için büyük bir zorluktur. Çok uluslu takım liderlerinin ve üyelerinin dil yeterliliğinin olmaması, genel performansta büyük sorunların meydana gelmesine neden olumaktadır. Yanlış anlaşılmaların ve çatışmaların yaşanması ihtimalinin yüksek olması nedeniyle çok uluslu bir ekibi kontrol etmek ve yönetmek kolay değildir. Dil engeli, çok uluslu bir ekipte güç yetkisi, güven oluşumu ve iletişimin etkinliği gibi pek çok operasyona meydan okumaktadır. Üyelerin dilsel çeşitliliği iletişimi engellermektedir. Ayrıca anadili aynı olan ve farklı olanlar arasında duygusal çatışmaların artmasına neden olabilmektedir. Dil engelleri, üyelerin zihninde görüşleri, kavramları, argümanları ve fikirleri başkalarıyla paylaşma konusunda tereddüt yaratmaktadır. Çok uluslu takımların çoğu, dille ilgili engelleri azaltmak, etkili iletişimi sağlamak, ekip süreçlerini kolaylaştırmak ve diğer tüm etkinlikleri koordine etmek için ortak bir çalışma dili kullanmaktadır. Araştırmalar, çokuluslu ekiplerin çoğunun İngilizceyi ortak bir çalışma dili olarak benimsediğini göstermektedir. İsviçre, Almanya, Avusturya gibi Avrupa ülkeleri 1990'ların sonlarından itibaren İngilizceyi ortak bir çalışma dili olarak kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu konudaki çalışmalar, ortak bir dil kullanımının dil engellerini azaltmak ve yönetmek için en iyi çözüm olduğunu kanıtlmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çok uluslu takımlarda yabancı dil yeterliliğinin ekip liderliği ve performansı üzerindeki etkisini araştırmaktır. Bu amaçla çalışmada nitel kaynaklardan yararlanılmış ve çalışma iki aşamadalı olarak gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, 16 yıldı

A review of the applications of vision-based 3D as-built data acquisition technologies in the construction industry

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Yapı İşletmesi Bilim Dalı
Her geçen gün giderek yaygınlaşan Bina Bilgi Modellemesi (BIM) araştırmalarıyla paralel olarak Mimari, Mühendislik, İnşaat ve İşletme (AECO) endüstrisindeki 3D as-built veri toplama teknolojileriyle ilgili araştırmalar da giderek artmaktadır. Bu konu bir inşaat projesinin bütün yaşam döngüsünü kapsayan farklı uygulamalarından dolayı, sektörde araştırmaların yoğun olduğu bir alan haline gelmiştir. Ancak araştırmaların da artmasıyla birlikte bu konuyla ilgili bilgiler bu alanla ilgilenen araştırmacılar ve uygulayıcılar için belirgin olmayan, kafa karışıklığına neden olan ve dağınık bir hal almıştır. Bu nedenle, bu araştırmanın amacı, mesafe tabanlı lazer tarama ve görüntü tabanlı algılama teknolojileri de dahil olmak üzere, vizyon tabanlı 3D yerleşik veri toplama teknolojileri uygulamalarında açık ve anlaşılır bir rehber oluşturmayı sağlamaktır. Bu araştırma, 2008 ve 2017 yılları arasında, 3D as-built veri uygulamaları üzerine oluşturulan BIM modeli, ilerleme takibi, kalite kontrol ve kalite değerlendirmesi (QC/QA) gibi konularda yapılan araştırmaların eleştirel ve analitik bir incelemesine dayanmaktadır. Bu amaçla oluşturulan sistem metodolojisinde toplam 145 araştırma kategorize edilerek incelenmiştir. Daha sonra, her araştırmanın hedeflenen uygulamalarının, yöntemlerinin, yaklaşımlarının, kullanılan algoritmalarının, doğruluk payları, sisteme katkıları, eksikleri ve sınırları belirlenmiştir. Ek olarak As-Built Bibliometrik Araştırma Haritalarını (ABRMs) oluşturmak, araştırma yollarını ve aralarındaki ilişkiyi görselleştirmek amacıyla, araştırmaların ana hatları ve yapılan bütün araştırmalar kronolojik olarak düzenlenmiştir. Son olarak 3D as-built veri uygulamalarındaki araştırma alanları ve gelecekteki araştırma yollarını gösteren bir takım sonuçlar ortaya konulmuştur. Son yıllarda, Mimarlık, Mühendislik, İnşaat ve İşletme (AECO) endüstrisi, bilgisayar, üretim ve havacılık endüstrileri gibi diğer sektörlerde yaygın olarak entegre edilebilmiş olan teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri kendi alanlarında kullanabilmek için ciddi arayışlar içerisindeydi. Özünde, BIM'in var olması daha gelişmiş teknolojilerin ortaya çıkması için önemli bir kaynak ve sağlam bir temel oluşturdu. Örneğin, sayıca çok olan veri toplama teknolojilerinin AECO endüstrisine entegre edilmesine yardımcı oldu ancak BIM'in varlığı hedeflenen ve plananlanan işlerin yapılması için tek başına ne yazıkki yeterli değildi. Bu sebeple özellikle son zamanlarda, inşaat seköründe, 3D görünüm tabanlı as built veri toplama teknojilerinde ciddi araştırmalar yapılmaya başlandı. 3D görünüm tabanlı as built veri toplama teknojisi, nokta bulutu verileriyle önemli ölçüde doğru bir şekilde üretme kabiliyetine sahip olmasından dolayı inşaat sektöründe son derece faydalı olmaktadır. Temel olarak, 3D uygulanmış nokta bulutu verileri 3D Işık Algılama ve Ölçme (LiDAR) lazer tarayıcıları (havadan, mobil / robotik ve karasal) gibi optoelektronik cihazlar tarafından veya kameralar gibi görüntü taban

A role theory analysis of Bolivia-Turkey relations: Examining bilateral relations in the context of Turkey`s Latin America policy and Bolivia`s Middle East policy

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Bolivya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kökenleri 1950'lere dayanır, ancak son yıllarda bu konuda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Türkiye 2018 yılında La Paz'da Büyükelçilik açmıştır. Bir yıl sonra Bolivya Cumhurbaşkanı Evo Morales Ankara'yı ziyaret edip Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüştür. Böylece her iki ülkenin de tarihinde başkanlık düzeyindeki bir toplantı ilk kez gerçekleşmiş oldu. Tezin amacı, bu ilişki gelişimini Bolivya'nın Ortadoğu dış politikası ve Türkiye'nin Latin Amerika dış politikasını hesaba katarak daha geniş bir çerçeve içerisinde analiz etmektir. Daha spesifik olmak gerekirse bu tez, Bolivya'nın ve Türkiye'nin kendi milli rol algılarını, birbirlerinin bölgelerindeki rol ve rol beklentilerini ve birbirlerine karşı oynadıkları rolleri incelemektir. Bu tezin yazılımı için -az sayıda olan- bibliyografik kaynakların incelenmesinin yanı sıra ve bahsi geçen ilişkilerin gelişiminde rolü olan diplomatik temsilcilerle görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca, ülkelerin vatandaşlarının karşılıklı olarak birbirleri hakkındaki algılarının ölçülmesi için iki ülkede de genç vatandaşlar ile anketler düzenlenmiştir. Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Morales'in ilgili konuşmaları incelenmiştir. Araştırma sonucunda Bolivya ve Türkiye arasında üstlenilen rollerden karşılıklı uyum//uyumsuzluk içerisinde olanlar ve Bolivya açısından bu ilişki için üstlenilmesi faydalı olunabilecek daha spesifik roller ortaya konmuştur. Ayrıca, karşı tarafların birbiri hakkındaki doğru ve yanlış algıları belirlenmiştir.Son olarak, turizm, ticaret, uyuşturucu madde kaçakçılığı, kültür ve akademi alanlarında özel öneriler dahil olmak üzere Bolivya'nın Ortadoğu dış politikasını Türkiye ile karşılıklı ilişkiler esasında nasıl geliştirebileceğine dair öneriler sunulmuştur.

A simple evolutionary model of invention and growth takeoffs

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu tez, farklı davranışsal kısıtlamaların, bu geçişi nasıl etkileyeceğini anlamak için basit bir evrimsel model çalıştırmaktadır. Neoklasik icat modellerinde, girişimci mucitlerin tam bilgi sahibi olduğu, tamamen rasyonel olduğu ve matematiksel optimizasyon problemlerini çözebildiği varsayılır. Bunun aksine, bu tez onların tam bilgi sahibi olmadıklarını, sınırlı rasyonellik kısıtlamalarına tabi olduklarını ve matematiksel optimizasyon problemleri çözemediklerini varsaymaktadır. Bu yapı içerisinde tez, icat yapmak için değerli kaynaklar harcamamanın başlangıçta norm (veya statüko) olduğu bir toplumun, buluşun gerçekten optimal olduğunu nasıl öğrenebileceğini modellemek için bir genetik algoritma kullanmaktadır. Başka bir deyişle, bu tez teknolojik olarak durgun bir toplumun bir büyüme dengesine nasıl yaklaşacığını incelemektedir. Üç dışsal faktör, mutasyon (toplumun sapkın girişimcilere ne kadar hoşgörülü olduğu), elit kalıcılık (bilgi aktarımının nesilden nesile ne kadar etkili olduğu) ve nüfusun büyüklüğüdür. Bunlar potansiyel olarak iki model çıktısını, yani geçişin ne kadar sürdüğünü ve toplumun neoklasik dengeye tam olarak ulaşıp ulaşamayacağını etkilemektedir. Sonuçlar şöyledir: (i) Mutasyon, model sonuçlarıyla çok güçlü bir şekilde ilişkili değildir, ancak bazı spesifikasyonlarda, daha hızlı yakınsama, daha yüksek mutasyon oranları ile birlikte gözlenmektedir. (ii) Elit kalıcılığın yakınsama süresi üzerinde tek yönlü bir etkisi yoktur. (iii) Toplumlar genellikle denge değerleri açısından neoklasik optimum etrafında farklılık göstermektedir. (iv) Nüfus büyüklüğünün çok güçlü bir ölçek etkisi vardır; daha büyük nüfuslar, önemli ölçüde daha hızlı yakınsamaktadır ve neoklasik denge çevresindeki değişim derecesi daha büyük nüfuslar için çok daha küçüktür. En iyi durumda, yani yüksek mutasyon oranları, yüksek elit sayıları ve büyük nüfusta, evrimsel model 51 nesilde neoklasik dengeye ulaşmaktadır.

A smart city intelligent routing application for wheelchair users using K-means clustering

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Akıllı şehirlerin gelişimi, mevcut teknolojik dünyadaki en kritik konulardan biridir. Akıllı ulaşım sistemleri, akıllı otobüs durakları, gerçek zamanlı araç konum takibi, rota planlama, kamu araçlarında gerçek zamanlı kalabalık tahminine kadar pek çok iyileştirme yapılan alanlardır. Tez çalışmamızda, tekerlekli sandalye kullanıcılarına, İzmit şehrinde farklı otobüs güzergahlarını kullanma deneyiminin belirsizliğini azaltma ve bu güzergahlar hakkında bilinçli kararlar almalarına yardımcı olacak bir platform sağlamaya odaklanılmıştır. Akıllı şehirlerde, ulaşımla ilgili özelliklerden birini gerçekleştirmek amacıyla, İzmit'teki tekerlekli sandalye kullananlar için hem doğrudan hem de otobüsle ilgili güzergahları bilgilendiren bir sistem önerilmiştir. Sistem, yolun yürüme ve kaldırım bölümlerini haritalamak için ve eğimleri göstermek için renk kodlu çizgiler kullanır. Ayrıca şehrin General Transit Feed Specification (GTFS) verilerinden sorgulanan otobüs güzergahları için gri renkli bir çoklu çizgi kullanır. Geliştirilen uygulamada, doğrudan yürüyüş yolları ve bölümleri, Google Haritalar API'ları aracılığıyla alınmış, kaldırım verilerinin eksikliği nedeniyle, Kuantum Coğrafi Bilgi Sistemi (QGIS) kullanılarak şehirde belirlenmiş bir alanın kaldırım haritası çizilmiştir. Haritalanan alan içindeki en kısa yol daha sonra Dijkstra algoritması kullanılarak hesaplanmıştır. Ayrıca, K-Means kümeleme algoritması ve yıldızla puanlandırma sistemi, küme başına ortalama puana göre yolların akıllı önerilerini üretmek için kullanılmıştır. Yaş, cinsiyet ve tekerlekli sandalye tipi kullanıcılardan oluşturulan gruplar, farklı gruplar içindeki tutarlı kalıpları tasvir etmektedir. Kullanıcılara sunulan öneriler, öneri motorunun önemli ve güvenilir olduğunu daha da doğrulamıştır.

A solution for e-government application in The Central African republic: Central population administration system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Yönetim Bilişim Sistemleri Bilim Dalı
Günümüzde, dünya genelindeki kamu idareleri arasında alışverişi, yönetimi ve iletişimi kolaylaştırmak için bilgisayar araçları geliştirilmiştir. Afrikalı kamu yöneticileri, kamu idarelerinin ve vatandaşların iç kontrolünü kolaylaştırmak için bilgisayar ve teknolojik araçlar kullanmaya başlamıştır. İdari belgelerin dijitalleştirilmesi birçok Afrika ülkesinde gözlemlenmiştir. Bazı Afrika ülkelerinde veya devlet kurumlarında çeşitli elektronik yönetim sistemlerinin geliştirildiğini, test edildiğini ve başarıyla uygulandığını belirtmek önemlidir. Bununla birlikte, Orta Afrika ülkelerinde, özellikle Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, kamu idarelerinde yeni teknolojilerin kullanımı neredeyse yoktur ve çözülmesi gereken önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde e-devlet alt yapısının oluşturulmasına yönelik bir merkezi nüfus kayıt sisteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşmak için, 9 Orta Afrika ülkesinden Türkiye'ye öğrenim görmek için gelen ve öğrenimine devam eden öğrencilerden çevrimiçi bir anket ile görüşleri alınmıştır. Anket yapılacak öğrenciler ulaşılabilir kolay örneklem ile belirlenmiştir. Bu öğrencilerden elde edilen veriler, analiz edilmiş, değerlendirilmiş ve yorumlanarak çalışmada sunulmuştur. Araştırma bulguları, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde e-devlet sisteminin ve merkezi nüfus kayıt sisteminin kurulmasına yönelik öğrenci görüşlerinin olumlu yönde olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, bu çalışmada merkezi nüfus kayıt sistemi dahilinde ulusal nüfus sicili, yabancı sicil, ölüm sicili ve kara listeyi içeren bir merkezi nüfus kayıt sistemi geliştirilerek kullanıma hazır hale getirilmiş ve e-devlet sistemi için bir çözüm önerisi olarak sunulmuştur. Çalışmada Orta Afrika Cumhuriyeti'nde e-devlet alt yapısının oluşturulması için önerilen merkezi nüfus kayıt sisteminin geliştirme sürecinde Avrupa, Türkiye ve bazı Afrika ülkelerinde uygulanan sistemlerden de yararlanılmıştır.

A statistical analysis of lean practices, and impacts on small and medium-sized enterprises (SMEs) in Pakistan

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Endüstri Mühendisliği Bilim Dalı
Ekonomik yatırımda ana hedef kar etmektir. Yatırımcı ve hissedarlar karlarını artırmak amacıyla yatırım yaparlar. Büyük ölçekli şirketlerin karmaşık yapıları, küçük veya orta ölçekli girişimcilerin yatırımlarını etkileyerek, sonraki aşamalarda büyük ölçekli şirketlerde kar edilebilir yatırıma dönüşür. Küreselleşme ve rekabet KOBI' lerin yeni üretim, yönetim proses metodoloji arayışlarına zorlamaktadır. Hizmet sektöründe ve üretimde artış metodolojisi yalın düşüncedir. Dünyadaki Yalın üretim tekniklerindeki ilerleme olmuştur. Pakistan'da KOBİ' ler hala bu yarışın çok uzağındadır. Bu araştırmanın amacı Pakistan'daki KOBİ' lerin yalın uygulamaların analizidir. Pakistan daki KOBİ' lerin yalın uygulamaları önemli başarı faktörlerine faydaları olacaktır. Araştırmada Pakistan da küçük ve orta girişimcilerden toplanan veri metodolojisi kullanıldı. Araştırma Pakistan KOBİ' lerine kendi pozisyonlarını analiz ederek, diğer KOBİ' ler ile kıyaslama ve kendi performanslarını yalın uygulamalarla geliştirmelerini sağlayacaktır. Pakistan daki KOBİ' lerin yalın uygulamalar ile sorunların çözümünde yol haritası hazırlanarak, sonraki araştırmalara ışık tutacaktır.

A study of applying smart city standards on the city of Eskişehir

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Bilgisayar Mühendisliği Bilim Dalı
Son zamanlarda, akıllı şehir terimi geniş çapta dolaşıma girdi. Bu konu hala tartışmalı ve birçok akademisyenin akıllı şehrin ne olduğu konusunda farklı yorumları var, bu nedenle daha geniş bir akıllı şehir kavramına ulaşmak için birden fazla model incelendi. Akıllı şehir teriminin dijital şehir, bilgi şehri ve sürdürülebilir şehirden daha kapsamlı bir kavramı yansıttığı için farklı olduğu ortaya çıktı. Araştırmacı, akıllı şehir girişimlerinin karşılaştığı ve iki ana bölüme ayrılabilen zorlukları tartıştı: teknik zorluklar ve teknik olmayan zorluklar. Değerlendirme için net bir model kullanıldı. Net kriterler, Türkiye'nin Eskişehir şehrinin performansını iki Avrupa şehrinin performansına göre ölçmemizi sağladı: Orta büyüklükteki Avrupa şehirlerinin değerlendirmesinde ilk sırada yer alan Lüksemburg ve geç sıralarda yer alan İtalya'nın Napoli şehri. Araştırma, Eskişehir performans değerlendirmesinin sonucunu sunmakta, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemekte ve bazı yönleri iyileştirmek için önlemler önermektedir. Genel olarak, Eskişehir kabul edilebilir bir performans göstermiştir, ancak gelecekte daha yüksek bir değerlendirme elde etmek için dikkat edilmesi ve daha da geliştirilmesi gereken birçok nokta vardır.

A study of Malaysian traditional Batik Sarong application on ceramic tableware products

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Seramik ve Cam Bilim Dalı
Malezya Batik Sanatı, Malezya sanatının kültür, miras, sosyal toplum ve kimliğini temsil eden ülkenin en önemli sanat dallarından biridir. Malezya Batik Sanatında kullanılan motif ve öğeler dokuma sanatı olması yüzünden en çok kumaş ve giysilerde kullanılır ve nadiren başka ürünlerde görülmektedir. Fakat Malezya Batik Sanatının korunduğundan emin olmak için, motifler yeni tasarımlara göre tertiplenip biçimlendirilirler ve başka ürünlerde de kullanılırlar. Bu çalışma Malezya Batik Sanatında görülen motiflerin seramik yemek takımı ürünlerinde kullanılma imkânını cevaplamaya çalışmaktadır. Bu nedenle, zor olan kısım tasarımı ürünlerin yapı ve kullanılışıyla eşleştirmenin ahenk ve elverişliliğini yakalamaktır. Bu araştırmanın üç ana hedefi vardır. İlk olarak, Malezya Batik Sanatındaki öğe ve motifleri inceleyip kamuya farklı bir araç ve yaklaşımla sunmaktır. İkinci olarak, Malezya Batik Sanatında görülen tasarımların seramiklere uygulanmasının potansiyeli ve uygunluğunu araştırmaktır. Son olarak, seramik yemek takımlarında kullanılmak üzere yeni tasarım ve dekorasyon fikirlerini ortaya atmaktır.

A study of the combination of popular culture and Islam in Turkey: The case of ilahi sanatçıları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Batılı toplumların İslam'ı genellikle Orta Doğu'ya özgü oryantalist bir bakış açısıyla ele alıyor olması ve 11 Eylül'ü takip eden süreçlerde radikal İslami grupların varlığına dair yapılan aşırı vurgular dolayısıyla, Müslümanların günlük yaşamlarında ortaya konan dinamiklere dair gözlemler susturulagelmiştir. Aslen, dünyanın her yöresinden Müslüman tekil ve bireysel olarak inanç pratiklerine şekil vermekte, bunu yaparken dinin resmi sembol ve dogmalarını bir yandan günlük hayatlarına kabul etmekte ancak bir yandan da bu yapılarda aktif olarak reformlara yol açmaktadır. Medya ve İnternet gibi yapılarda yaşanan arz ve gelişmeler, ivmelenen küreselleşme, ve İslami piyasaların oluşumu gibi 1980'lerden bu yana yaşanan bazı gelişmeler; İslam Dünyası'nda yeni bir kültürel haritanın çizilmesine yol açmıştır. Türkiye açısından bakılacak olursa da, yine 1980'lerden beri, pro-İslami politik güçlerin ortaya çıkışı ve liberal ekonomi politikaların benimsenmesinin Türkiye'de İslamcılığın yeniden hayata geçmesine yol açtığı söylenebilir. Bunun göstergesi olarak, İslamcı elit zümre ve Anadolu kapitalist sınıfının Türkiye'de yeni bir Müslüman kimliğinin oluşmasında rol oynaması göze çarpmaktadır. Yaşanan çevresel değişiklikler Müslümanlara yeni bir kültürün bizzat mimarı olmaları için gereken atmosferi oluşturmuştur. İlahi sanatçıları şeklinde isimlendirilebilecek fenomen de bu durumun sonuçlarındandır. Bu çalışma, Türkiye'de popüler kültür ve İslam kültürünün bir kombinasyonunu teşkil eden Ankara ilindeki İlahi sanatçılarını bir vaka olarak incelemektedir. Bu sanatçıların ortaya çıkışı 2000'li yılların başlarından çok önceye rastlasa da, ancak bu tarihlerden sonra halk arasında büyük popülerlik kazandıkları söylenebilir. Ocak 2018 itibarıyla ilde yaklaşık 380 adet İlahi sanatçısı bireysel veya grup halinde performans ortaya koymaktadır. İlahi sanatçıları inanç ve dini bakış açısını kuvvetli biçimde vurgulamakta, bir yandan da dinleyici kitlesinin dikkatini cezbetmek için İlahi müziğinde popüler kültür öğelerini aktif olarak dahil etmektedir. İlahi sanatçıları bizlere Türkiye'nin dini toplum yapısını okuma imkanı tanımaktadır. Günümüz Türkiye'sinde politika ve din arasındaki sınır giderek incelmektedir, zira devlet ve İslam birbiriyle iç içedir ve müşterek bir kadere sahiptir. Diğer yandan ise, son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmelerin yanı sıra kapitalizmin yaygınlaşması sonucu servet birikimine yol açan ekonomik aktiviteler de Türk Müslümanlarının giderek daha olumlu olarak yaklaştığı mevzulara dönüşmüştür. Dahası, İlahi sanatçılarının müzikal faaliyetleri ve mesleklerine dönük tavırları İslam ve 'İslami' kavramları açısından yerel bağlamda çeşitlilik göstermekte; bu müslümanların günlük hayatları ve inançları arasında denge sağlama çabasında sosyo-kültürel değişimler sayesinde dine uygun yaşantılar ortaya koyma kapasitesi bakımından farklılıklar gözlemlenmektedir

A study of the geographical distribution and characteristics of logistics clusters in Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Kümelenme, aynı coğrafi bölgelerde bulunan, ilgili hizmetleri sağlayan ve göreceli olarak bağlantılı olan, çok sayıda kurumun bir araya gelmesi olarak tanımlanabilir (Porter, 1998). Günümüzde devletlerinin yapmış olduğu yatırım ve kaynak ayırımı doğrultusunda, dünyada lojistik kümelerin gelişiminde artış gözlemlenmektedir. Lojistik kümelerin önemli bir avantajı ölçek ekonomisine öncülük etmeleridir. Lojistik kümelerin faydalarına birçok çalışmada değinilmiştir. Bu çalışmalarda ortaya çıkan faydalar, açılabilecek yeni iş alanları, oluşan iş gücü havuzu, kaynak paylaşımı, maliyetlerin azalımı, bilgi ve politik etkilerin paylaşımı olarak belirlenmiştir. Bunlara ek olarak, lojistik kümeler bulundukları alanlarda, bölgesel ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayabilmektedir. Lojistik kümelerin tanımlanması ve coğrafi dağılımının belirlenmesi için birçok endeks geliştirilmiştir. Bunlara örnek olarak Location Quotient (LQ), the Horizontal Clustering Location Quotient (HCLQ), the Logistics Establishments Participation index (LEP), Locational Gini Coefficient (LCG) ve Herfindahl–Hirschman Index (HHI) gibi endeksler gösterilebilir. Bu çalışmada HCLQ ve LEP endeksleri ele alınarak, nakliye ve depolama istihdamı istatistikleri üzerinden Türkiye'de lojistik kümelerin bulunduğu ana coğrafi bölgeleri ortaya çıkarılmış ve incelenmiştir. Çalışmada aynı zamanda 2002 ve 2014 arasında bu lojistik kümelerin gelişimi de araştırılmıştır. Yukarıda değinilenlere ek olarak Türkiye'nin tüm bölgelerinde (1) fiziki altyapı açısından hava alanlarının, limanların, karayollarının ve demir yollarının yoğunluğuna, (2) operasyonel altyapı açısından kurumların sayısının, istihdam verilerinin ve mevcut nakliye araçlarının sayısına ve (3) lojistik potansiyel açısından yük miktarları ve ithalat ve ihracat hacimlerinin göstergelerine odaklanılmıştır. Sonuçlar lojistik kümelerin bulunduğu başlıca bölgeleri göstermektedir. Lojistik kümelerin oluştuğu bu bölgelerde, kuruluşların sayısı ve istihdam açısından bir büyüme yaşandığı gözlenmiştir. Bunlara ek olarak, bu çalışmanın bulguları lojistik kümelere sahip bölgelerin gelişmiş ulaşım altyapısı, ileri düzeyde operasyonel hizmet kalitesi ve ithalat, ihracat işlemleri sonucu oluşan yüksek nakliye talebi sonucunda ortaya çıktığını ve geliştiğini göstermektedir.

A study on competitive and internationalization strategies of Turkish construction companies operating internationally

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı
Bolkvadze, Levan. Uluslararası düzeyde çalışan Türk inşaat şirketlerinin uluslararasılaşma ve rekabetçilik stratejileri üzerine bir çalışma. Yüksek lisans tezi, Ankara, 2017. İş dünyasındaki teknolojik gelişmeler ve diğer hızlı değişmeler rekabeti daha yoğun hale getirmekte ve bu koşullarda sadece rekabetçi avantaja sahip olan firmalar faaliyetlerine devam edebilmektedir. Yerel pazarlardaki rekabet, başka ülke ve pazarlara faaliyetleri genişletmenin en önemli nedenlerinden biri olmuştur. Bu nedenle, günümüzde firmaların kendilerini rakip firmalardan nasıl farklılaştırdıklarını anlamak, uluslararası pazarlarda faaliyetlerini nasıl ve neden genişlettiklerini anlamak önemli bir konu haline gelmiştir. Bu araştırmanın esas amacı, Türk uluslararası inşaat şirketlerinin yerel ve uluslararası piyasalarda kullandıkları rekabetçi ve uluslararasılaşma stratejilerini incelemektir. Çalışmanın amaçları göz önünde bulundurularak, amaçlı örnekleme yapılmış, bu çerçevede sadece Türkiye dışında da faaliyetleri olan inşaat firmaları çalışmaya dahil edilmiştir. Veriler 10 uluslararası inşaat firmasından derinlemesine görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Görüşme soruları rekabet ve uluslararasılaşma stratejileri ile ilgili literatür göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur. Elde edilen veriler betimsel ve içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir.. Elde edilen sonuçlara göre, incelenen 10 şirketten altısının rekabet stratejilerinden farklılaştırma stratejisini, birinin maliyet liderliği stratejisini, birinin farklılaştırma ve maliyet liderliği stratejilerinin birlikte ve diğerinin odak stratejini takip ettiği tespit edilmiştir. Uluslararası pazarda ise on şirketin dördünün farklılaşma stratejisini, diğer dördünün farklılaştırma ve maliyet liderliğini bir arada kullandığı ve geri kalan iki şirketin ise bütün rekabet stratejilerini ( farklılaşma, maliyet liderliği ve odak strateji) kullandıkları görülmüştür. Ayrıca, araştırılan şirketlerin çoğunluğunun yurt dışı ülke pazarlarında faaliyet göstermek ve bu pazarlara girmek için ortak girişim yöntemini tercih ettiği bulgusundan bahsetmekte fayda vardır. Bu çalışmanın sonuçlarına bakıldığında inşaat şirketlerinin maliyet liderliği stratejisine vurgu yapmaları ve geriye dönük entegrasyon yoluyla takip etmeleri önerilmektedir. Anahtar kelimeler: Inşaat sektörü, rekabet stratejisi, uluslararasılaşma stratejisi, giriş modları

A study on handling sparseness in collaborative filtering

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
İnternetin gelişiyle, sunulan çevrimiçi seçenek sayısı sürekli artıyor. Filmler, kitaplar, yemek tarifleri, dünya haberleri ... gibi birçoğu şey için, gerekli tüm bilgileri düşünme imkânı olmadan bir tercih yapmalıyız. Peki ya nasıl? Biz yalnız başımıza aynı problem ile yüzleşmediğimiz halde, eğer birisi bizim ile aynı zevklere sahip ise ve o son zamanlarda bir film sevdiyse, bizim o filmi sevme ¸sansımız da büyüyor. Başkalarına ait varolan bilgilerden, kendi kararlarımız üzerine iyileştirmeler yapmak için yararlanmak, işte bu nedenle mümkündür. Şimdi internet ve başkalarının tercihlerine ait büyük veriler sayesinde, ağızdan çıkan her bir kelimenin yayılmasına olanak sağlanıyor. Bu sezginin işleyişi ve resmileştirilmesi, İşbirlikçi Filtrelemeye (CF- Collaborative filtering) tabiidir. İşbirlikçi Filtreleme, Bilgi bombardımanı sorunlarıyla başa ¸çıkmak için, dünyanın en' çok kullanılan filtreleme tekniği haline geldi. CF bazı tıkanmalardan dolayı zarar görüyor: gizlilik, soğuk başlangıç, kıt bilgi- kıtlık problemi ... Birçok araştırmacı, sonradan gelen problem için birçok yöntem ¨önerdiler ancak hala çok büyük ve önemli bir araştırma alanı olarak biliniyor. Anahtar Sözcükler: İşbirlikçi Filtreleme, Soğuk Başlangıç, Kıtlık Problemi.

A study on modeling the regional ionosphere using multi-constellation gnss observations for single-frequency PPP

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Geomatik Mühendisliği Bilim Dalı
İyonosfer Dünya'nın yüzeyi üzerinde yaklaşık 50-1000 km mesafede bulunan tabakadır. Bu tabaka sırasıyla D-tabakası, E-tabakası, F1-tabakası ve F2-tabakası olmak üzere dört ana katmandan oluşur. İyonosfer, uydu ile alıcı arasındaki görüş-hattı (line-of-sight) boyunca toplam elektronların sayısı olan Toplam Elektron İçeriği (Total Electron Content- TEC) tarafından miktarı belirlenmiş serbestçe yüklü elektronların bulunduğu bir bölgedir. Toplam elektron içeriği, günlük, aylık, sezonluk ve tahmini 11 yıllık güneş döngüşünün varyasyonlarını içerir. Aynı zamanla coğrafi konuma göre değişir. Dünya'nın iyonosfer tabakası dağıtıcı bir ortamdır. Bu, sinyal yayılım hızının frekansa bağımlı olduğu anlamına gelir. İyonosfer ışık hızının ötesinde faz gözlemlerini hızlandırır ancak kod gözlemlerini geciktirir. Ayrıca, faz ve genlik sintilasyonuna sebep olur. İyonosferik gecikme, yüksek ionosferik faaliyetler sırasında bir metreden daha az bir düzeyden onlarca metreye kadar değişim göstermektedir. Bu nedenle, hem global hem de bölgesel ölçekte iyonosfer toplam elektron içeriğinin prezisyonlu (hassas) olarak belirlenmesi, hassas konum belirleme ve uzay hava uygulamaları için önemli ve gereklidir. İyonosferik gecikme Prezisyonlu Noktasal Konum Belirleme (Precise Point Positioning- PPP) uygulamalarında ana hata kaynaklarından biridir. TEC birinci derece iyonosferik gecikmeyi belirler. Çift frekanslı PPP kullanıcıları için, birinci derece iyonosferik gecikme, iyonosfer içermeyen (ionosphere-free) lineer kombinasyon olarak adlandırılan farklı frekanstaki iki sinyalin birleştirilmesi ile ortadan kaldırılabilir. Tek frekanslı PPP modeli için iyonosferik gecikme ek bir hata kaynağıdır. Modellenmemiş iyonosferik hata, konumlandırma doğruluğunu; özellikle yükseklik bileşeninde, düşürür. Bu nedenle, tek frekanslı PPP kullanıcılarının iyonosferik gecikme hesaplayabilmesi için bir düzeltme modeli kullanmaları gerekmektedir. Bu amaçla, gerçek zamanlı (Real Time) ve gözlem sonrası (Post Process) değerlendirme uygulamaları için birçok ampirik model, fiziksel model, bölgesel ve global iyonosferik harita geliştirilmiştir. Ancak, bu modeller sınırlı uzay-zamansal (spatiotemporal) çözünürlüklere sahip olduklarından tek frekanslı PPP uygulamaları için yeterli olmayabilmektedir. Buna ek olarak, birçok iyonosferik gecikme düzeltme modeli literatürde bulunan önceki çalışmalarda önerilmiştir. Ancak, bu çalışmalar da verilen modeller bazı sınırlı mekânsal ve zamansal çözünürlüklere sahiptir. Bu nedenle, belirtilen sorunu aşmak için, bu çalışmada örnek bölge Avrupa seçilerek tek frekanslı PPP kullanıcıları için bölgesel ionosferik hata düzeltme modellerinin oluşturulması ele alınmaktadır. Öncelikle Avrupa için Bölgesel İyonosfer Modeli (Regional Ionospheric Model-RIM) geliştirilmiştir. Önerilen model sırasıyla 1º × 1º ve 15 dakika mekânsal ve zamansal çözünürlüğe sahiptir. Bu kapsamda 60 IGS ve EUREF referans istasyonundan oluşan bölgesel ağa ait GNSS gözlemleri Dikey Toplam Elektr

A study on pressure transient testing under oil-water flow conditions

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2014 Diğer
Azeri Çırag Güneşli (AÇG) petrol sahası Azerbaycan Cumhuriyetinin Hazar denizindeki tanınmış sahalarından bir tanesidir. AÇG sahası Güney Hazarın kuzey sınırlarında yerleşmiştir. İlk olarak 70'lerin sonlarında AÇG sahasının Güneşli kısmı keşfedilmiş, daha sonra 80'lerin ikinci yarısında diğer Azeri ve Çırag kısımları keşf edilmiş ve onaylanmıştır. Hidrokarbon rezervlerinin üretimi için altı farklı ülkeden yerli ve yabancı petrol şirketlerinden kurulu Azerbaijan International Oil Company (AIOC) şirketi kurulmuştur. Bu şirketler birliğinin üyesi olan BP şirketi AÇG sahasının operatörü olarak yapılan ve planlanan işleri yürütmektedir. AÇG sahasının petrol rezervleri 13 milyardan fazla olarak değerlendirilmektedir. 2013 yılında AÇG'den elde edilen petrol üretimi 239 milyon varil olmuştur. Rezervuar performansını değerlendirmek için bir çok farklı yöntemler ve testler yapılmaktadır. Petrol endüstrisinde kuyu testleri rezervuar ve kuyu parametrelerinin değerlendirilmesinde geniş bir şekilde uygulanmaktadır. Aynı zamanda kuyu testleri petrol mühendislerinin rezervuarda geniş ölçeklerde dinamik ortamlarda araştırmalar yapabilmesi için en önemli araçlardan bir tanesidir. Kuyu testleri bir sıra parametrelerin ölçülmesi ve hesaplanması için olanaklar yaratılmaktadır. Bunlara örnek olarak geçirgenliğin, ortalama rezervuar basıncının ve verimliliğin hesaplanmasını, kuyu civarının değerlendirilmesini, zar faktörünün hesaplanmasını ve kuyudan drenaj sınırlarına kadar olan uzaklığın tahminini gösterebiliriz. Genellikle kuyu testlerinde, parametrelerin hesaplanması ve sistemin yorumlanması bir fazlı akış sistemlerine dayanmaktadır. Bilindiği gibi AÇG rezervuarında akış çok fazlı ortamda olmaktadır. Su fazının kuyu testi değerlendirilmesini nasıl etkilediğini bilmek son derece önemlidir. Bu bakımdan bu tezde su durumunun test değerlendirmesine etkileri incelenmektedir. Bu amaçla Ecrin Rubis bilgisayar programında basitleştirilmiş saha modeli kurulmuştur. Rubis programı kuyu ve rezervuar özelliklerini yansıtan parametrelerin kolay dahil edilmesi, sahanın gridlenmesi, rezervuarın bulunduğu koşulları da göz önüne alarak petrol sahasının modelinin kurulmasına olanak yaratmaktadır. Rubis'de kurulan basitleştirilmiş saha modeli çalıştırıldıktan sonra sahada ölçülen kuyu dibi basıncı ve üretim debisi verileri değerlendirilmiştir. Rubis'ten alınan basınç ve debi verilerinin analizi için Ecrin Sapphire bilgisayar programı kullanılmıştır. Sapphire programı genel olarak kuyu testlerinin yorumlanmasında kullanılan bilgisayar programlarından biridir. Tek fazlı sistemlerin testlerinin değerlendirilmesinin dışında Sapphire programında, program dahilinde sisteme su fazını da eklemek mümkündür. Rubis programından elde edilen veriler Sapphire programına aktarılmış ve değerlendirilmiştir. Bu tezde iki durum için araştırma yapılmıştır. Birinci durumda Rubis kullanılarak sınırları kapalı olan petrol-su akışlı iki fazlı bir rezervuar modeli kurulmuştur. Su do

A study on the effect of pressure on in situ combustion kinetics of Bati Raman crude by conventional and isoconventional methods

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2015 Diğer
Ham petroller özgül ağırlıklarına göre genellikle üç kategoriye ayrılırlar; ağır petrol (10o – 20o API), orta düzey petrol (20o – 30o API) veya hafif petrol (> 30o API). API dereceleri 10'dan düşük petroller extra ağır petrol (bitümen) olarak adlandırılmakla birlikte bu petrollerin akmazlıkları oldukça yüksektir. Ağır petrollerin moleküler ağırlıkları yüksektir ve daha büyük bileşenleri içermekle birlikte akmazlıkları yüksektir (> 100cp). Alışılagelmiş petroller (hafif petroller) dünya petrol kaynalarının sadece %30'unu içerirler. Bu nedenle teknolojinin ve kaynakların, dünyanın çeşitli yerlerindeki, bol ağır petrol ve bitümen kaynaklarının çıkartılmasına yoğunlaşması beklenir. Ağır petrol ve bitümen kaynaklarının çıkartılmasına kullanılar mevcut yöntemler soğuk ve ısıl yöntemler olarak ikiye ayrılır. Akmazlığı çok yüksek petroller için, akmazlığı düşürmeyi hedefleyen ısıl yöntemler tercih edilir. Isıl yöntemler buhar basma, yerinde yanma ve sıcak su basmayı kapsar. Diğer yandan, akmazlığı daha düşük ağır petroller içi madencilik, su basma gibi soğuk yöntemler uygulanır. Yüzey madenciliği rezervuar koşullarında mobilitesi olmayan bitümen çıkarımında tercih edilirken, su basma Kuzey Denizi gibi ağır petrollerin akmazlığı daha düşük olduğu yerlerde tercih edilir. En yaygın kullanılan ısıl yöntem buhar basma, bir enjeksiyon kuyusundan buharın rezervuara iletimi ve buharın etkisi ile mobilitesi artan petrolün üretim kuyularından üretilmesini içerir. Buhar basma ile ilişkili en önemli problem ısı kayıplarıdır. Isı kayıpları esas olarak buharı kuyuya ulaştıran yüzey hatlarında, kuyu içerisinde kuyu boyunca ve rezervuarda üst ve alt formasyonlara gerçekleşir. Buna ek olarak göreli olarak kalın rezervuarlara yerçekimi ardalanması karşılaşılan diğer önemli bir problemdir. Uzun süredir bilinen yerinde yanma yöntemi buhar basma yönteminin bir çok sınırlamasını içermemektedir. Temel olarak kuru ileri basma şeklinde uygulanır. Bu uygulamada kuru buhar ile rezervuar süpürülür. Diğer bir yandan ıslak ileri yanma yönteminde hava ve su beraber veya sırayla basılırlar. Buradaki amaç geride kalan ısıyı su yardımı ile süpürüp taşımaktır. Diğer bir yöntem ise tersinir yanmadır. Bu yöntemde basılan hava ve yanma cephesi zıt yönlerde haraket ederler. Yerinde yanmanın en önemli avantajı ısının yer altında üretilmesi ve yanma ürünlerini yer altında kalmasıdır. Yanma için gerekli hava ücretsiz olmakla birlikte heryerde ulaşılabilirdir – karada veya suda. Ancak yerinde yanma prosesi karmaşık olmakla birlikte mühendisliği zordur; kinetik modellerinin kurulması ve yanma özelliklerinin anlaşılması için birçok laboratuvar çalışması gereklidir. Bu çalışmanın temel amaçları; Türkiyenin güneydoğusunda yer alan Batı Raman sahasının 12o API'lık ağır petrolü için yanma kinetiği reaksiyon modelini oluşturmak, basıncın eş-dönüşüm yöntemi üzerine etkisini incelemek ve kullanılan petrolün yanmaya uygun olup olmadığını eş dönüşüm yöntemi ile incelemektir. Literatüredeki yanma ki

A study on the effect of varying selective laser melting process parameters by build process simulation

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Yenilikçi bir endüstriyel üretim teknolojisi olarak, katmanlı imalat veya diğer bir deyişle eklemeli imalat, şekillendirme, kesme ve döküm gibi geleneksel metal üretim süreçlerine kıyasla yüksek derecede özelleştirmeye olanak tanıyan katman katman üretim konseptini kullanarak karmaşık geometrilere sahip üç boyutlu parçaların oluşturulmasına izin verir. Bununla birlikte, eklemeli üretim ile ilişkili sayısız avantaja rağmen, farklı proses parametreleri kombinasyonlarının kullanılması, çok sayıda proses parametresinin varlığı ve ürün performansına olan karmaşık etkileri, prosesin daha çok uygulama için kullanımının önünde önemli bir engeldir. Özellikle optimize edilmemiş proses parametrelerinin kullanılması nedeniyle, parça karmaşıklığına bağlı olarak 3 boyutlu metal parçaların ilk kez üretimi sırasında hata ve kayıp oranları oldukça yüksek olabilmektedir. Bu nedenle, metal parçaların başarılı bir şekilde mümkün olduğunca ilk seferde üretilmesi için metal katmanlı imalat süreçlerinin öngörülebilir ve güvenilir kılınarak, yüksek maliyetli ve zaman alıcı deneme yanılma girişimlerinin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Malzeme israfını ve gereksiz makine zamanını engellemek için, üretimi başlatmadan önce, parçada toleransları aşan atmaların veya çatlakların hangi kritik yerlerde hangi proses parametreleri ile simülasyonu o nedenle kritik hale gelmektedir. Bu amaca yönelik olarak, Autodesk Netfabb Simulation Utility yazılımı kullanılarak, Lazerle Metal Toz Ergitme proses parametrelerinin değişiminin, ortaya çıkan ısıl gradyenlerin, sıcaklıkların, artık gerilmelerin ve deformasyon dağılımını ve oluşumunu parça düzeyinde nasıl etkilediğini herhangi bir üretim yapmadan öngörebilmek amacıyla bir modelleme çalışması yapılmıştır. Bu çalışma sonuçları deneysel olarak doğrulanamadığı için, kullanılan modelin doğrulanması amacıyla, literatürde yer alan benzer modelleme teknikleri ve simülasyon yazılımları kullanılarak doğrulanmış deneysel çalışmalardan elde edilen sonuçlar kullanılmıştır.