Thesis Search




SEARCH RESULTS

Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümü sürecine üçüncü tarafların etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Diğer
Uzun bir süre Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dahilinde birlikte yaşayan Azerbaycanlılar ve Ermeniler arasındaki sorun SSCB'nin son yıllarında patlak vererek çatışmaya dönüşmüştür. Fakat Karabağ sorununun arka planı incelendiğinde husumetin daha eskilere dayandığı ve Ermenilerin bu coğrafyaya yerleştirilmesi ile başlandığı görülmektedir. Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorunu sadece bu iki ülkeyi olumsuz etkilemekle kalmamış, Türkiye de dahil olmak üzere tüm bölge ülkelerine etkisi olmuş ve onları da içine çekmiştir. Bu bağlamda üçüncü taraf ülkeler kendi çıkarlarını gözetlemek amacıyla bu sorunun çözümünde etkin rol üstlenmeye ve dengeleri kendi lehlerine çevirmeye çalışmıştır. Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözüme kavuşturulması bölgesel ticaret ilişkilerinin kurulması, bölgenin güvenliğine tehdit oluşturan unsurların aradan kalkması, enerji kaynaklarının arz güvenliğinin sağlanması açısından önemli olması çalışmaya değer kazandırmaktadır. Bu bakımdan araştırmada Üçüncü taraflar Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözüm sürecinde nasıl bir etkiye sahiptir? sorusuna yanıt aranmaktadır. Aynı zamanda Dağlık Karabağ sorunu iki ülke arasında (Azerbaycan ve Ermenistan) anlaşmazlık olarak nitelendirilse de, etki alanı daha büyüktür ve jeopolitik dengeyi değişme potansiyeline sahiptir, Sorunun çözümü için oluşturulmuş Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanları arabulucu olarak tarafsızlıklarını koruyamamıştır, Türkiye Azerbaycan'a gerek politik, gerekse askeri silah anlamında desteğiyle Rusya Federasyonu'nu çatışmaya doğrudan müdahale etmekten çekindirmiştir olmak üzere argümanlar belirlenmiştir. Çatışma çözüm yöntemleri bağlamında değerlendirme yapılmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sorusunu yanıtlamak ve sorunu daha iyi anlamak açısından çalışma içerisinde çatışmanın arka planı incelenmiş ve bu sorunun çözümünde uygulanmış çatışma çözüm yöntemleri ele alınmıştır. Son bölümde Türkiye'nin Karabağ sorunu açısından nasıl bir tutum içerisinde olması, ne tür bir politika izlemesi ve sorunun çözümüne nasıl etki etmesi irdelenmiştir.

Erzurum ilinde ana toplu taşıma sistemi için alternatiflerin karşılaştırılmalı analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Ulaştırma Bilim Dalı
Bu çalışmada, Erzurum şehrinde mevcut olan toplu taşıma sistemini kullanmak için toplu taşıma kullanıcılarının memnuniyetini etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. 2030 yılında Erzurum'da ana toplu taşıma sistemlerini seçmek için alternatiflerin karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Çalışmada şehrin üç ilçesinde şehirde yaşayanlar ile yüz yüze anket çalışmaları ile veriler elde edilmiştir. %95'lik bir güven seviyesiyle 1000 örnek sayısı alınmıştır. Toplu taşıma sisteminde 16 faktörün önemi ifade edilmiştir, fakat anket katılımcıları kentte mevcut olan toplu taşıma sisteminden daha az memnun olduklarını belirtmişlerdir. Toplu taşıma hizmetlerinin geliştirilmesinde en büyük alanları incelemek için IPA yöntemi kullanılmıştır. LİSREL ve AMOS programlarını kullanarak YEM modeli kurulmuştur ve verilerinin analizi yapılmıştır. Modelde, hizmet, konfor ve personeli içeren faktörlerin geliştirilmesiyle toplu taşıma sistemlerinin yolcu sayısının artırılabileceği gösterilmiştir. Şehirde nüfus artıkça sürdürülebilir hareket imkânı sağlayan ve iklim değişikliklerini azaltan yeni toplu taşıma türü gerekmektedir. Önerilen Metrobüs ve HRS'nin karşılaştırılması, HRS uygulanmasının 2030'da daha çok tercih edildiğini ortaya koymuştur. %65,3 anket katılımcıları HRS'nin uygulanmasını tercih ederken, kalan %34,7'si Metrobüs sistemini seçmişlerdir. Yatırım maliyetleri konusunda, Metrobüs ve HRS sistemlerinin sırasıyla 127,797,611,52 € ve 162,843,126,65 € oldukları tahmin edilmiştir. Metrobüs proje sistemi uygulanmasının ilk beş yılı boyunca HRS sistemlerinden daha az maliyetli olacağı belirtilmiştir. Ancak HRS sistemi çevresel olarak sürdürülebilir bir ulaşım seçeneği olarak kabul edilmiştir. Hedeflenen yıllar için, HRS %91,77 oranında karbon azaltımı sağlayabileceğine ve Metrobüs için %33,33 oranında karbonu azaltacağı düşünülmüştür. Özel araba bağımlılık durumlarını azaltmak için özel otomobillerden yeni toplu taşıma sistemlerine geçiş yapanlar araştırılmıştır. HRS sistemi uygulandığı takdirde özel otomobillerden HRS sisteme geçiş yapanların %25,64 oranında olacakları tahmin edilmiştir. Metrobüs sistemi uygulandığı zaman da, özel otomobillerden Metrobüs sistemine geçiş yapanların %15,06 oranında olacakları öngörülmüştür.

Erzurum ilinde tarımsal yayım hizmetlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi üzerine bir çalışma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Tarım Politikası ve Yayım Bilim Dalı
Bu çalışma, Erzurum ilinde tarımsal yayım hizmetlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada Erzurum ilinde oransal örnekleme metodu ile belirlenen 4 ilçede ve her ilçeden 3'er köyde çiftçilerle yapılan yüz yüze anket çalışmasından elde edilen birincil veriler kullanılmıştır. Örnek büyüklüğü, %5 anlamlılık ve %95 güven aralığı düzeyinde Tortum, Pasinler, Çat, Aziziye ilçelerindeki yayım hizmeti alan 6146 toplam çiftçi içerisinde 147 olarak hesaplanmıştır. Çalışmada tarımsal yayım hizmetleri alma durumu (almış ise 1 almamış ise 0) bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Çalısma probit model ile analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda; tarımsal yayım hizmetlerini alma durumunu (bağımlı değişkeni) yaş ve cinsiyetin pozitif olarak etkilediği, medeni hal ve eğitim seviyesinin ise negatif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, eğitim düzeyi, medeni durum, çiftçi kayıt sistemi, hangi bitkilerin üretildiği, teknik bilginin nereden alındığı, tarımsal faaliyetleri ile ilgili bilgi edinme çabalarının sıklığı, tarımsal yayım hizmetleri bilgilerine geri dönüş yapması, yayım hizmetlerini öğrenme ihtiyaçları, hangi alanlarda yayım hizmeti aldığı ve tarımsal desteklemelerden faydalanma durumları anlamlı olarak bulunmuştur. Tarımsal yayım hizmetlerinin ve çiftçi desteklemelerinin işletme büyüklüğü ayrımı yapılmadan hem kamu hem de özel sektör tarafından etkin ve sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesi oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: Erzurum, probit model, tarımsal yayım hizmetleri.

Erzurum piyasasında satılan bazı meyvelerdeki küflerin izolasyonu ve identifikasyonu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Bu araştırmada Erzurum piyasasında satışa sunulan bazı meyvelerin küf florası incelenmiştir. Sağlam ve küflenmiş 12 farklı çeşitte 113 meyve numunesinin, yüzeyinde, çekirdek boşluğunda ve küflenmiş kısmında bulunan küf florası izole edilmiştir. Toplam 395 küf izolatı elde edilmiş ve hemen identifikasyonu yapılmıştır. Analiz edilen meyvelerde en fazla Penicillium (%31.16) cinsi küfler bulunmuştur. Cladosporium (%22.53), Rhizopus (%21.01), Alternaria (%8.10) ve Botrytis (%7.34) cinsi küfler takip edilmiştir. İzole edilen küf türleri arasında Rhizopus stolonifer (%20,50) olurken C. cladosporioides (%18.48), P. expansum (%12.65), A. alternata (%7.85) ve B. cinerea (%7.34) yer almiştir. Penicillium cinsi küflerin genellikle sağlam meyve yüzeyinde yaygın olarak bulunduğu ve özellikle çilek, üzüm, elma, mandalina, armut, nar ve portakalda yargın bir şekilde bulunduğu belirlenmiştir. Cladosporium spp. kayısı, erik ve kirazta en fazla bulunan küflerdir. Şeftalide Rhizopus stolonifer'in, ayvada ise A. alternata'nın en yaygın bulunan türler olduğu belirlenmiştir. Küflenmiş çileklerin çoğunda Penicillium olsonii Botrytis cinerea ve Cladosporium cladosporioides türü küfleri rastlanmıştır. Küflenmiş üzümlerde çoğunlukla Botrytis cinerea ve Alternaria alternata türü küfler tespit edilmiştir. Küflenmiş elmalarda ise genellikle Penicillium expansum ve bir örnekte R. sexualis türü küf izole edilmiştir. Küflenmiş erik ve şeftalide R. stolonifer, mandalinada P. italicum, armut ve ayvada P. expansum ve R. stolonifer türü küfler tespit edilmiştir. Küflenmiş narlarda P. citrionigrum, P. expansum ve A. alternata, portakallarda ise Penicillium digitatum en fazla izole edilen küf türleri olmuştur.

Erzurum yöresi koyunlarında kistik ekinokokkozis

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Amaç: Bu araştırma ile Erzurum ili koyunlarda kistik ekinokokkozisin yaygınlığının ortaya konması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Erzurum'un merkezinde yer alan bir mezbahaya, Ocak 2016-Nisan 2016 tarihleri arasında haftada bir gün gidilerek kesimi yapılan koyunlar kistik ekinokokkozis yönünden incelendi. Hayvanların karaciğer ve akciğerleri başta olmak üzere iç organları makroskobik olarak muayene edildi. Kist örneği alınan hayvana ait bilgiler ile kistlere ait bilgiler kaydedildi. Soğuk zincirle laboratuvara götürülen organlardan kalın uçlu sterilenjektör kullanılarak kist sıvısı alındı. Alınan sıvı mikroskobik olarak incelenerek fertilite durumu kayıt altına alındı. Bulgular: Çalışma kapsamında incelenen 2202 koyunun 680 (%30.9)'inin kist hidatikle enfekte olduğu tespit edildi. Bu kistlerin 368 (%54.1)'inin akciğerde, 138 (%20.3)'inin karaciğerde ve 174 (%25.6)'ünün her iki organda da varlığı saptandı. Toplanan kistlerin 240 tanesi fertilite yönünden incelendiğinde 193'ünün fertil (%80.4), 47'sinin ise steril (%19.6) olduğu görüldü. Fertil kistlerin organlara göre dağılımına bakıldığında, karaciğerde 29 (%82.9), akciğerde 71 (%68.3), karaciğer ve akciğerde 93 (%92.1) fertil kistin varlığı tespit edildi. Sonuç: Kistik ekinokokkozisin Erzurum ilinde kesimi yapılan koyunlarda %30.9 oranında bir yaygınlığa sahip olduğu ortaya konmuştur. Doğu Anadolu Bölgesi'nde kistik ekinokokkozise yönelik etkin epidemiyolojik ve stratejik kontrol mekanizmalarının oluşturulabilmesi ve başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için, tüm bölgeyi kapsayacak şekilde, gerek ergin parazitle ilgili son konaklarda, gerekse larva formuna yönelik olarak farklı ara konaklarda daha geniş kapsamlı epidemiyolojik çalışmaların yapılması gerektiği öngörülmektedir.

Erzurum yöresinde tilkilerde görülen ektoparazitler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Amaç: Bu çalışma Erzurum merkez ve ilçelerinde ölü olarak bulunan tilkilerde ektoparazitlerin saptanması ve görülen ektoparazit türlerini soy ve tür bazında tanımlamak amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Metot: Erzurum merkez ve ilçelerine gidilerek özellikle karayollarında trafik kazası veya başka sebeplerden dolayı ölmüş olan tilki karkasları toplandı. Tilki karkasları kalın plastik torba içerisinde Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı laboratuvarına getirildi. Laboratuvara getirilen tilki örnekleri olası zoonotik hastalık bulaşını önlemek amacıyla 7 gün süreyle -800C'de saklandı. Örnekler çözdürüldükten sonra makroskobik olarak ektoparazitlerin varlığını belirlemek için tilkilerin vücutları detaylı bir şekilde incelendi ve ardından her bir torbadaki döküntülere de bakıldı. Toplanan kene ve pireler kameralı stereo mikroskop (Nikon SMZ745T) altında incelenerek morfolojik kriterlere göre soy ve tür tayinleri yapıldı. Sarkoptik uyuz teşhisi amacıyla şüpheli lezyonlardan deri kazıntı örneği alındı ve ışık mikroskobu (Nikon ECLIPSE-Ci) altında incelendi. Bulgular: Erzurum il merkezi ve farklı ilçelerinde (Aşkale, Tortum, Horasan, Pasinler, Oltu, Narman, Yakutiye ve Aziziye), Ocak-Haziran 2018 tarihleri arasında, 43 tilki karkası toplandı. Bu tilkilerin 16'sında (9 erkek ve 7 dişi) toplam 51 kene ve 50 pire bulundu. Toplanan 51 kenenin Haemaphysalis parva (%16,3), H. sulcata (%7,0), H. erinacei (%2,3) ve Dermacentor reticulatus (%7,0) olmak üzere dört farklı kene türüne ait olduğu tespit edildi. Toplanan 50 pire ise Pulex irritans (%14,0), Chaetopsylla globiceps (%11,6), Chaetopsylla trichosa (%4,7), Xenopsylla cheopis (%4,7), Spilopsyllus cuniculi (%2,3) ve Ctenocephalides canis (%2,3) olarak ayırt edildi. Bu çalışmada Sarcoptes spp ve bit türleri tespit edilmedi. Sonuç: Çalışma sonuçlarına göre Erzurum yöresinden toplanan tilkilerin (16/43) %37,2'sinin kene veya pire ile enfeste olduğu görülmektedir. Bu oran Erzurum'daki tilki populasyonlarında ektoparazitlerin yaygın olduğunu göstermektedir. Yine çalışmaya göre tilkilerin %20,9'u (9/43) kene ile %20,9'u (9/43) pire ile enfeste bulunmuşken, bu 16 hayvandan sadece 2'sinde %4,7 (2/43) mix enfestasyon gözlenmiştir. Kene ve pire gibi ektoparazitler çeşitli hastalıklara vektörlük ya da arakonaklık yapmalarından ötürü hem hayvan sağlığı hem de halk sağlığı açısından önem taşırlar. Bu sebeple bu ektoparazitlerin yaygınlığına dair verilerin elde edilmesi önem taşımaktadır. Ayrıca, taşıdıkları hastalıkların kontrolü kapsamında yapılacak ektoparaziter çalışmalarda, yabani hayvanlarda da bu mücadelenin yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Anahtar Kelimeler: Erzurum, Flotasyon, Fülleborn, Köpek, Sieving, Taeniasis.

Eski Azerbaycan toplumlarında ölü gömme gelenekleri ve Anadolu etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Paleoantropoloji Bilim Dalı
Toplum hayatında değişmesi için uzun zaman gereken unsurlardan biri de ölü gömme gelenekleridir. Ölü gömme gelenekleri arasında olan benzerlikler ve farklılıklar kültürler arasında olan bağı, etkileşimi de ifade eder. Bunu göz önünde bulundurarak yaptığımız çalışmamızda önce Azerbaycan ve Anadolu coğrafiyası, Genç Tunç Çağı evresinde mevcut olan ekonomik ve sosyal durumları hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra Azerbaycan ve Anadolu bölgelerinde uygulanan, toplumların diğer dünya anlayışını yansıtan ölü gömme geleneklerinden bahsedilerek onların karşılaştırılması yapılmıştır. Bu karşılaştırma mezarlar ve mezarlıkların konumunu, onların yapısal özellikleri, gömü uygulamaları, mezar hediyeleri, bölgelere göre gömü adetleri arasındakı benzerlik ve farklıkları kapsamıştır. Antopolojik ve arkeolojik verilerin temel olarak alındığı bu çalışmamızda, Azerbaycan bölgesinde Geç Tunç-Erken Demir Çağı, Anadolu'da ise Geç Tunç Çağı ele alınmıştır. Bu zaman diliminde her iki coğrafi bölgede sosyal berabersizlik daha da artmış ve bu da mezar yapımında ve mezar hediyelerinde kendini bariz bir şekilde göstermiştir. Kafkasya ve Azerbaycan'da yaygın olan kurgan mezar türü M.Ö. 2. bin yılda Anadolu'da da görülmeye başlamıştır. Basit toprak mezarlar da uyğulanmaya devam etmiş, bunun yanı sıra, küp mezarlar da kullanılmıştır. Bundan başka, hediyeler bırakılmış, fakat insan kalıntılarına dair iz taşımayan boş mezarlar da bulunmuştur ki, onların da sebebi hakkında bilim insanları her iki bölgede farklı yorumlar yapmışlar. Gömü türlerine bakacak olursak, her iki bölgede ceset gömme ve yakma geleneği Geç Tunç Çağ'ında da devam etmiştir. İntramural mezar türü hala devam etse de, saylarında azalma görülmüş, ekstramural mezar türü ise yayğınlaşmıştır. Mezar hediyelerine bakdığımızda, her iki bölgeye özgü ve bunun yanı sıra benzerlik içerisinde olan ürünleri de görebiliriz. Sıvı ürünler koymak için kullanılan seramik ürünler, tunç halka, küpe, kolye gibi süs eşyaları, tunçtan yapılmış silahlar her iki bölgede mezarlara bırakılan eşyalar sırasındadır. Keçi, yabani domuz, at, koyun, sığır ve diğer hayvan ve kuş kemiklerinin de mezara bırakılmış adak oldukları düşünülmektedir. At kemikleri bulunan kurganlara mezar hediyeleri açısından da diğerlerine kıyasla daha çok eşya bırakıldığı da gözlemlenmiştir. Azerbaycan ve Anadolu bölgesinde Geç Tunç Çağ'ında görülen gömme türlerinde de benzer yanlar vardır. Her iki bölgede tekli, çift ve çoklu gömü uyğulanmıştır. Bir kaç istisna örnekler haricinde, bebekler yetişkinlerle birlikte gömülmüşlerdir.

Eski Çin'de cezalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Sinoloji Bilim Dalı
ÖZET Cezaların hukuki boyutunun yanı sıra sosyal, ekonomik ve kültürel boyutları da mevcuttur. Eski Çin'de cezalar, o topraklarda yaşayan insanların gelişim aşamalarını kendi içinde barındırarak ilerlemiştir. Savaştan kaynaklandığı savunulan dövme cezası, burun kesme cezası, bacak (ayak) kesme cezası, hadım cezası ve idam cezasından oluşan, Qin Hanedanlığından önceki dönemde (MÖ 2070-221) uygulanan beşli ceza sistemi; eski Çin'de insanın vücut bütünlüğüne kalıcı ve görece külfet getirerek suçlu ile toplumun diğer fertleri arasında bariz farklılıklar yaratmayı, suçluyu dışlamakla beraber hukuki ve sosyal baskı altına almayı amaçlamıştır. Sosyal ve ekonomik ilişkilerin ilerlemesi ve eski Çin'de ortaya çıkan Ru öğretisi başta olmak üzere bir takım felsefi akımların hükümdar sınıfı etkilemesi sonucunda, Qin Hanedanlığından önceki dönemde (MÖ 2070-221) uygulanan beşli cezaların yerini nispeten insancıl olan, hafif sopa cezası, ağır sopa cezası, angarya cezası, sürgün cezası ve idam cezasından oluşan, Qin Hanedanlığından sonraki dönemde (MÖ 221-MS 1911) uygulanan yeni beşli cezanın alması; Çin tarihinde cezaların zaman içinde en azından insan vücudunda mahvedici hasar bırakma vasfının gerilediğini göstermektedir. Ancak Qin Hanedanlığından önceki dönemde (MÖ 2070-221) uygulanan çoğu cezanın Qin Hanedanlığından sonraki dönemde (MÖ 221-MS 1911) de yasa dışı olarak sıklıkla uygulandığı göz ardı edilmemelidir. Esas cezalar dışında ek ceza olarak uygulanan para cezaları ve onur kırıcı cezalar; eski Çin'de cezaların çeşitliliğinin ve ayrıntılı olarak düzenlendiğinin kanıtıdır. Eski Çin'de cezalar; çok çeşitlilik, ayrıntılı düzenlenme, sürekliliğini koruma, hukuki ve siyasi fonksiyona sahip olma, ancak hukuki fonksiyonundan ziyade siyasi fonksiyonunun ön planda olması gibi sistemsel özellikler taşımakla beraber eski Çin toplumuna özgü beş element görüşünü, Ru öğretisi başta olmak üzere farklı öğretilerin ceza anlayışını ve hatta kısmen de olsa dönem dönem yönetime hâkim olan diğer milletlerin örf-âdet kurallarını yansıtmaktadır.

Eski San'a kent merkezindeki, çatışmalardan zarar görmüş kültür varlıkları için mimari çözüm önerileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Mimari Tasarım Sorunları Bilim Dalı
Eski San'a kenti mimari özellikleri, tarihi ve kentsel planması ile dünya kültür miras listesine girmiş bir evrensel değerdir. San'a Eski Kenti, İslam'dan önce kurulmuş ve geliştirilmiş bir mimari tarzı yansıtmaktadır. İslamın kabulünden sonra dini kuralları da binaların gelişimi ve kentsel yapıda önemli bir rol oynamıştır. San'a Eski Kenti, başkentin önemli bölgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şehrin merkezindedir. San'a için çok önemli bir ekonomik rol oynamaktadır. Nüfus artışı, değişen hayat koşulları ile yapılan müdahalelerden ötürü San'a eski kenti birçok problemle karşılaşmaktadır. Kent için bir koruma planı yapılması,altyapı geliştirilmesi ve gerekli hizmetlerin temin edilmesi öncelikli önem taşımaktadır. Tarihi alanlar ve San'a kentinin dokusunun korunması ana amaçlardan olmalıdır. 2011 Devriminden sonra, Yemen ciddi bir çatışma ile karşı karşıya kalmıştır, birçok tarihi yapı tahrip olmuş,yahut yıkılmıştır. San'a Eski Kenti ise en çok tahrip olan bölgedir. Al-Qasimi Mahallesi'nde altı tarihi bina kaybedilmiş,diğer binaların birçoğu ise tahrip olmuştur. Al-Qasimi Mahallesi'ndeki yıkılan binalar, tezin ana odağıdır. Bu eksende mimari yaklaşımlar tartışılacaktır. Öneri, San'a'da yazar tarafından yapılan anket ve atölyeler çalışma sonuçlarına dayanmaktadır. Bu sonuçlar; Al-Qasimi Mahallesi'ndeki tüm yıkılan, yahut tahrip olan binaları ve yeşil alanları onarmak, restore etmek, bazı elzem hizmetleri temin etmek olarak sıralanabilir. Öneriler geliştirilen dünya kültürel mirasını korumaya yönelik UNESCO sözleşmeleri ve dünyada Al-Qasimi Mahallesi'ndeki binalara benzer diğer binalara olan yaklaşımlar dikkate alınmıştır. Al-Qasimi Mahallesi için çözüm önerileri geliştirmek, San'a eski kentindeki diğer mahallelerin de gelişimini teşvik etmekle birlikte tüm şehrin korunması bağlamında da bir örnek teşkil edecektir.

Eski Uygurca zaman kategorisinin metindilbilim açısından incelenmesi: İyi ve Kötü Prens öyküsü örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Türkiyat Araştırmaları Bilim Dalı
Son yıllarda zaman ekleriyle ilgili dilbilimciler tarafından zaman, görünüş (Aspect), kiplik konuları üzerinde yapılan çalışmalar artmıştır. Eski Uygurca Zaman Kategorisinin Metin dilbilim açısından İncelenmesi : İyi ve Kötü Prens Öyküsü Örneği başlıklı bu tezde, zaman kategorisi metindilbilim çatısı altında ele alınmış ve bu bakımdan eski Uygurca metinlerinde karşımıza çıkacak olan zaman ekleri incelenmiştir. Eski Uygurcada zaman eki olarak kullanılan -DX, -mXş, -(X/A)r, -GAy ve -DAçI eklerinin temel anlamlarının yanı sıra birden fazla anlama sahip olduğu da görülmektedir. Bu tezde bu eklerin taşıdığı anlamların bilişsel dilbilim çerçevesinde prototip anlamını ortaya koymak hedeflenmiştir. Bu çalışmada metin incelemesi için ön plan ve arka plan teorilere odaklanarak, İyi ve Kötü Prens Öyküsü metininde zaman eklerinin nasıl kullanıldığını incelemiştir. Metinde belli bir zaman grubunun kullanımı açısından diğer zamanlara göre daha yoğun tercih edilmiş olduğunu görmek mümkündür. Aynı zamanda zaman kategorisindeki bu seçim, aslında metinlerin türlerine göre de değişkenlik göstermektedir.

Eski Uygurların yerleşik yaşam kültürüyle ilgili söz varlığınıntarihî-karşılaştırmalı incelemesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Koço Uygurları, Ortaçağ Yerleşik yaşam kültürünün ilk ve önemli temsilcilerinden biri olmasıyla daha önceki Türk devletlerinden farklı bir yaşam tarzı sergilemiştir. Koço Uygurlarının şehir düzeni, ev içi yaşamı, evlerinde ve mutfağında kullandıkları araç-gereçler ve giyim kuşam, süslenmede kullandıkları eşyalarının çeşitliliği, onların yerleşik yaşam kültüründe ulaştıkları seviyeyi yansıtmaktadır. Tez çalışmamızda, yerleşik yaşamda yüksek bir medeniyet yaratmış olan Koço Uygurlarının şehir ve yerleşim kültürü, konut, mutfak ve beslenme ile giyim kuşam ve süslenme kültürüne dair, devrin yazılı kaynakları olan Uygur sivil belgeleri başta olmak üzere, Uygur Budist ve Maniheist çevrede üretilen eserlerden derlenen söz varlığı tarihî-karşılaştırmalı yöntemle incelenmiş, ayrıca incelenen söz konusu dil malzemesi, ilgili dönemdeki tarihî ve arkeolojik kaynaklarla da desteklenerek Koço Uygurların maddi yaşam kültürünün zenginlikleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Tez çalışmamızın ana malzemesini oluşturan Uygur sivil belgeleri, İslamiyet'ten önceki Türklerin sosyal, kültürel, hukukî ve iktisadi hayatını en iyi şekilde yansıtan belgelerdir. Muhtemel tarihlendirilmesi ?.- X?. yüzyıllar olarak yapılan geç Uygur devri sivil belgeleri, Uygurların yerleşik yaşam düzenine dair zengin bir söz varlığı malzemesini içermektedir. Genel Türkoloji araştırmalarında metin neşirleri yapılmış olan bu sivil belge külliyatı üzerine bugüne kadar terminolojik olarak yapılmış bütünlüklü çalışmaların sayısı sınırlıdır. Tez çalışmamızda öncelikle Uygurların tarihi, dili, edebiyatı, iktisadi yaşamı ve dinî inançları üzerinde durulmuştur. Daha sonra Uygur sivil belgeleri başta olmak üzere, söz konusu döneme ait diğer Uygur Budist, Maniheist ve Tıp metinlerinden derlenen Uygurların şehir ve yerleşim kültürü, konut, mutfak ve beslenme, giyim kuşam ve süslenme kültürüyle ilgili terimlerin tamamı kavram alanlarına göre gruplandırılarak tarihî-karşılaştırmalı yöntemle incelenmiş ve konu özellikle Çin yıllıkları, seyahatnameler ve o devre ait arkeolojik buluntulardan elde edilen bilgilerle de zenginleştirilerek ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir.

Eskişehir bölgesi pliyosen yaşlı killi sedimanlarının mineralojik ve kimyasal bileşenlerinin mühendislik özelliklerine etkisinin irdelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Mineraloji Petrografi Bilim Dalı
Bu çalışmanın amacı, Pliyosen yaşlı sedimanların mineralojik ve kimyasal özellikleri ile mühendislik parametrelerini ilişkilendirerek irdelemektir. Bu araştırmada, araziden 65 adet örselenmiş karot numunesi alınmıştır. Bu sedimanların karekteristik özellikleri, X-ışınları difraktometresi, diferansiyel termal analiz-termal gravimetri (DTA-TG), taramalı elektron mikroskobu (SEM), FT-IR spektroskopi ana oksitler ve iz elementlerin kimyasal analizi, Atterberg limitler, elek analizi ve hidrometre analizi kullanılarak belirlenmiştir. Çalışma alanında, smektit baskın kil mineralidir ve daha az oranda klorit ve illit bulunmaktadır. İdeal DTA-TG ve FT-IR pikleri ve SEM analizi smektiti göstermiştir. Smektit, klorit ve illit yüzdesi, likit limit (LL), plastik limit (PL), plastisite indeksi (PI) ve kil aktivitesi (Ia) ile poztif korelasyon göstermektedir. Ana oksitler ve iz elenetlerin kimyasal bileşimi, fiziksel özellikler ve kil aktivitesi ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışma, Eskişehir'deki killi sedimanların mineralojik ve jeokimyasal özelliklerinin jeoteknik davranışa etkili olduğu saptanmıştır.

Eskişehir civarında yetişen bazı lamıaceae türlerinin kimyasal ve biyolojik profillerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Analitik Kimya Bilim Dalı
Bu çalışmada, Eskişehir civarından toplanmış Lamiaceae familyasına ait olan Stachys ve Phlomis bitkileri üç farklı ekstraksiyon yöntemi kullanılarak ekstre edilmiştir. Ekstraktların antioksidan aktiviteleri DPPH, TEAC ve CUPRAC yöntemleri ile ve antidiyabetik aktiviteleri spektrofotometrik olarak araştırılmıştır. Polar ekstraktlar uygulanan bütün testlerde güçlü antioksidan aktivite göstermiştir. Sulu ve metanol ekstraktlarda fenolik bileşikleri yeni geliştirilmiş ve valide edilmiş yüksek performanslı sıvı kromatografi yöntemi (HPLC) ile tayin edilmiştir. Elde edilen sabit yağların kimyasal profilleri ilk defa Yüksek Performanslı Birleşim Kromatografisi (UPC2 ) yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Ekstrelerin içerdikleri toplam fenolik miktarları (gallik aside eşdeğer miktarları) ve toplam flavanoid miktarları (kersetine eşdeğer miktarları) sırasıyla Folin-Ciocalteu ve AlCl3 reaktifleri kullanılarak spekrofotometrik yöntemle tayin edilmiştir. Stachys ve Phlomis türlerinin uçucu yağları (EOs) Clevenger apereyinde elde edilmiş ve kimyasal bileşimleri Gaz Kromatografisi–Kütle Spektrometresi (GC-MS) ve Gaz Kromatografisi-Alev İyonlaştırıcı Dedektör (GC-FID) ile belirlenmiştir

Esnek hesaplama yöntemleri ile polimer içerikli membranlarda Cr(VI) giderme veriminin tahmin edilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu çalışmada Yapay Sinir Agları (YSA) ve Adaptif Sinirsel Bulanık İlişkisel Sistem (ASBİS) gibi esnek hesaplama yöntemleri ve Çoklu doğrusal regresyon (ÇDR) yöntemi kulanılarak Polimer İçerikli Membranlar (PİM) ile sulu çözeltilerden Cr(VI) ağır metali giderim veriminin tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında üç ayrı modelin (YSA, ASBİS ve ÇDR) tahmin kabiliyetlerinin ve performanslarının karşılaştırılması yapılmış ve bu yöntemlerin Cr(VI) giderme verimi tahmini amacıyla kullanılabilirliği test edilmiştir. Bu amaçla PİM kullanılarak farklı işletme şartları altında (zaman, ekstaraktant tipi ve oranı, membran kalınlığı, plastikleştirici tipi ve oranı) Cr(VI) giderimi deneylerinden elde edilen 460 adet deneysel veri seti modelleme çalışmasında kullanılmıştır. Deneysel sonuçlar YSA, ASBİS modeli ve ÇDR tekniklerinden elde edilen sonuçlar ile Kök Ortalama Karesel Hata (KOKH), Ortalama Mutlak Hata (OMH) ve Regresyon katsayısı (R2) performans kriterlerine göre karşılaştırılmıştır. Ayrıca çalışmada her bir işletme parametresinin Cr(VI) giderme verimi üzerindeki etkisini incelemek için farklı yöntemler kullanılarak duyarlılık analizi (DA) yapılmıştır. YSA, ASBİS ve ÇDR modellerin sonuçları için KOKH sırasıyla 0,00556, 0,00924 ve 0,0232 ve OMH 0,00163, 0,00493 ve 0,0148 olarak bulunmuştur. Ayrıca YSA ve ASBİS modeli sonuçları için Regresyon katsayısı (R2) sırasıyla 0,973, 0,867 elde edilirken ÇDR için 0,242 elde edilmiştir. Performans sonuçlarına göre Cr(VI) giderim verimi tahmininde YSA tabanlı tahmin modelinin en iyi sonuçları verdiği, ASBİS yaklaşımının ise kabul edilebilir sonuçlar verdiği, ancak ÇDR yönteminin ise tahmin performansının çok düşük olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Esnek Hesaplama Yöntemlerinin (YSA ve ASBİS) Polimer içerikli membranlarda Cr(VI) giderim verimi tahmininde kullanılabileceği anlaşılmıştır. Çalışma kapsamında yapılan duyarlılık analizi (DA) sonuçlarına göre en önemli işletme parametrelerinin; ekstraktant tipi, zaman, film kalınlığı, plastikleştirici tipi olduğu ve giderim verimi üzerindeki katkı yüzdelerinin sırasıyla % 33,61, % 26,85, % 21,07 ve % 8,917 olduğu tespit edilmiştir.

Esnek istinat yapıların performansının sonlu elemanlar yöntemiyle belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Geoteknik Mühendisliği Bilim Dalı
Bu çalışmada, 6 m bir kazı için dizayn edilmiş esnek bir istinat yapının (palplanş perde) farklı özelliklere sahip olan iki tür zeminde, statik ve dinamik yük altında performansı incelenmiştir. İnceleme, sonlu elemenler analizi (PLAXIS 2D) programı ile yapılmıştır. Farklı içsel sürtünme açısına sahip kumlu zeminler ile farklı kohezyona sahip killi zeminler ilgili elastik modülleri göz önüne alarak modellenmiştir. Statik analizde, yanal toprak basıncının duvarda oluşan etkisi tetkik edilmiştir. Dinamik analizde ise, 3 farklı faylanmaya göre oluşmuş 3 farklı deprem kaydı elde edilmiş ve her depremin pik yer ivmesini 0,1g, 0,3g ve 0,5g değerlere ölçeklenerek analiz tamamlanmıştır. 20 statik analiz ve 99 dinamik analiz ile toplamda 119 analiz yapılmıştır. Duvarda oluşan deplasman, moment, kesme, eksenel kuvvetler ve statik analizde elde edilen güvenlik faktörleri incelenmiştir. Elde edilmiş olan verilere göre kesit kontrolü yapılmıştır. Kesit kontrolünde, hesaplanan kesit modülüne göre palplanş perde kesitleri seçilmiştir. Ayrıca kesit için donatı alan hesaplanmıştır. Sonuç olarak, deprem olasılığı yüksek olan bölgelerde palplanş perdenin kumlu zemine yerleştirilmesi takdirde, içsel sürtünme açısının duvar boyutlandırılmasına etkisi ile killi zeminde yerleştirilmesi durumunda, kohezyonun boyutlandırmaya etkisi araştırılmıştır.

Essakane Altın Madeni'nin çevresel etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Bu çalışmada, Burkina Faso'nun kuzeydoğusunda yer alan Essakane Altın Madeni'nin işletmesinden meydana gelen hava, su ve toprak kirliliği gibi çevresel etkiler değerlendirilmiştir. Maden işletme yöntemi açısından açık maden ocaklarının bölgenin doğal peyzajını bozduğu tespit edilmiştir. Açık ocak madenciliği ile cevherden altın kazanımında kullanılan siyanür ve cıva gibi kimyasal maddeler ekosistem, yerel halk sağlığı ve hayvancılık için zararlıdır. İçme ve yüzey sularında bu kimyasal maddelerin konsantrasyonu belirlenmeye çalışılmıştır. Bölgenin en önemli nehri üzerinde tarımsal sulama yapan çiftçiler ve balıkçılar ile Essakane Madencilik Şirketi arasında su rekabetinden dolayı gerginlikler yaşanmaktadır. Ülkede işletilmekte olan altın madenlerinin, özellikle Essakane Altın Madeni'nin yerel kalkınmayı sağlaması ve bununla beraber halkın yaşam standartlarının yükseltmesine yönelik bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Essakane Bölgesi'nde, Essakane Madencilik Şirketi'nin ve bireysel altın arayıcılarının uyması gereken mevzuatlar saptanmaya çalışılarak bölgenin izlenmesi ve kontrol altına alınmasında fayda vardır. Çevresel etkilerin en aza indirgenmesi için öneriler sunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Essakane, altın, açık maden ocağı, siyanür, cıva, bireysel altın arayıcıları.

Essays on asset pricing and downside risk

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Finansman Bilim Dalı
Tez çalışması varlık fiyatlama ile aşağı yönlü risk konularıyla ilgili üç araştırmayı içermektedir. Birinci bölümde, varlık getirilerinin koşullu risk primi ile belirlenebilmesi konuları araştırılmıştır. Aşağı yönlü riski ve yukarı yönlü risk unsurlarını içeren faktörlere dayalı varlık fiyatlama modelleri önerilmiştir. Modellerin temel noktası yatırımcıların aşağı yönlü riski ve yukarı yönlü kazançlar arasında farklı görüşlere sahip olduklarıdır. Bu bağlamda; aşağı yönlü ve yukarı yönlü trendleri belirleyen varlık fiyatlama modelleri yatırımcıların risk algılarını yansıtmaktadır. Araştırmanın bulguları; aşağı yönlü riskin, risk ölçütü olarak, bilgi verme özelliği gösterdiğini ve kaybetme korkusundan kaçınmaya yol açan yatırımcı davranışlarının esas alındığı varlık fiyatlama modellerinde pay senetleri, dövizler, tahviller, emtialar ve CDS getirilerdeki değişimi daha iyi açıkladığını göstermektedir. İkinci bölüm pay senetleri ve döviz piyasalarında momentumun uygulamalı araştırmasını içermektedir. Momentum stratejisi piyasa getirisine göre daha yüksek Sharpe oranları sunmaktadır. Ancak, piyasa geri çekilmelerinde momentum stratejisi yüksek nakit riskine maruz kalmaktadır. Momentum çöküşlerini önleyecek en uygun risk yönetim stratejisi olarak, momentumun maruz kaldığı zaman değişkeni risklerine bağlı olarak hedging yapılması ve ardından semi-varyans öngörülerine bağlı uzun ve kısa pozisyon portföylerinin ölçeklendirilmesi önerilmiştir. Bu strateji, momentum çökmesini önemli ölçüde azaltıyor ve durgun dönemlerde ise daha fazla pozitif getiri kazanıldığı görülmüştür. Döviz piyasalarına bakıldığında momentum stratejisinde nakit riskinin olmadığı görülmektedir. Sistematik olmayan risklerin döviz kuru momentumunun temel kaynağı olduğu görülmüştür. Tezin üçüncü bölümünde sistematik olmayan risk priminin pay senedi piyasasında varlığı incelenmiştir. Sistematik olmayan risk ile pay senedi getirileri arasındaki ilişki sistematik olmayan riskin ölçümüne bağlıdır. Koşullu sistematik olmayan volatilitedeki artışla beraber, ortalama pay senetleri de tekdüze şekilde artmaktadır. Ancak, spesifik risk yerine sistematik olmayan volatilitenin bir ay gecikmeli değerleri kullanıldığında sistematik bir ilişki görülmemektedir. Koşullu varlık fiyatlama modellerinde aşağı yönlü riski olası piyasalarda sistematik olmayan volatilitenin pozitif olarak fiyatlandığı görülmüştür. Sonuç olarak; yatırımcılar yüksek sistematik olmayan riske sahip pay senetlerini elde tutmak için pozitif risk primi talep etmektedir.

Essays on impact of financial regulations on microfinance institutions sustainability in Ghana

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 Finansman Bilim Dalı
Bu tez, finansal düzenlemelerin Gana'daki mikrofinans kurumlarının sürdürülebilirliği üzerindeki etkisi üzerine bir makale derlemesiden oluşmaktadır. Besi doğrudan ilgili makaleler olmak üzere tezin tamamı dokuz bölümden oluşmaktadır. İlk makale, düzenlemelerin ve politikaların mikrofinans sektörünün gelişimi üzerindeki etkisine odaklanmaktadır. Sonuçlar, düzenlemelerin ve politikaların sektör üzerinde olumsuz ve olumlu etkilerinin olduğunu ortaya koymuştur. Düzenlemeler, eğitim ve kapasite geliştirme, yatırımcıları koruma, finansal sağlamlık ve katılım sağlama yoluyla kurumun gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. İkinci makale, mikrofinans kuruluşlarının sürdürülebilirliğini belirleyen faktörleri incelemektedir. Sonuçlara göre, sürdürülebilirliğe minimum sermaye gereksinimi, kredi temerrüdü, politikalar ve sermaye yapısı gibi faktörler pozitif ve önemli ölçüde yön vermektedir. Üçüncü makale, mikrofinans ve finansal düzenlemeler ile ilgili zorlukları değerlendirmektedir. Makalenin sonuçları, mikrofinansın zorluklarını yasal düzenlemelere uymama, uygunsuz risk yönetimi, düşük teknoloji, yüksek işlem maliyeti olarak belirlerken finansal düzenlemelerin zorlukları olarak hükümet desteğinin eksikliği, siyasi etki, yetersiz personel ve yetersiz bilgi yayılımını ortaya koymaktadır. Dördüncü makalede, yoksulluğu azaltma, istihdam yaratma ve gelir yaratma konularında mikrofinansın rolü ele alınmıştır. Sonuçlar, mikrofinansın istihdam yaratma, yoksulluğu azaltma, gelir elde etme ve hanehalkının refahını artırma yoluyla müşterileri üzerinde olumlu ve önemli etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Son makale, mikrofinans kurumun programının KOBİ finansmanı üzerindeki etkilerini tartıştı ve şu sonuca vardı: Mikrofinansın KOBİ'ler üzerinde olumlu bir etkisi vardır ve KOBİ'leri krediyle destekleyen tek finansal kurumdur''. AnahtarKelimeler: Finansal düzenlemelerin, Mikrofinans kurumları, Sürdürülebilirliği Yoksulluk azaltma, İstihdam yaratma.

Essays on monetary policy

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2022 Diğer
Bu tez para politikası konularını içerir ve iki bağımsız makaleden oluşur. İlk makale, mali disipline sahip olmayan, yardıma bağımlı düşük gelirli ülkeler için ideal para politikasına odaklanmaktadır. Basitleştirilmiş bir DSGE modeli kullanarak, dış yardıma yüksek bağımlılığı olan, kaynak yönünden zengin olmayan, düşük gelirli bir ekonominin özelliklerini modelledik. Analizimizi, yardımla ilgili gelirlerin tamamının mali otorite tarafından harcandığı bir senaryo ile mali disiplinsizlik olarak adlandırılan bir durumla sınırlandırdık. Bunun yanı sıra, ideal politika rejimini oluşturmak için para otoritesi aşağıdaki alternatifleri seçme durumundadır: parasal hedefleme, sabit döviz kuru ve fiyat hedefleme rejimleri. Simülasyon sonuçları, artan dış yardım girişlerinin, yardım alan ekonomide ticarete konu sektörde küçülme ve döviz kurunda reel değerlenme olarak ortaya çıkan Hollanda hastalığı etkisine neden olduğunu göstermektedir. En önemlisi, para otoritesi bir parasal hedefleme çerçevesi izlerse, refah ve büyümeyi azaltarak Hollanda hastalığının etkisini sınırlayabilir. Mali otorite disiplinsiz olduğunda ve dış yardım tamamen absorbe edildiğinde bile, parasal hedefleme hem fiyat hedeflemesinden hem de sabit döviz kuru hedeflemesinden daha iyi performans göstermiştir. İkinci çalışma, Gambiya'da 1998'in ilk çeyreğinden 2020'nin son çeyreğine kadarki dönemde para politikası aktarımının banka kredi kanalını araştırdı. Çalışmada SVAR ve PSVAR metodları kullanıldı, ayrıca analizin sağlamlık kontrolü için de BVAR kullandı. Bulgular Gambiya'da kısmi bir aktif banka kredi kanalı olduğunu göstermektedir. Ek olarak, büyük ekonomik sektörlerin para politikası şoklarına tepkileri arasında heterojenlik vardır.

Es-Siğnâkî'nin en-Nihaye fî Şerhi'l-Hidâye (Zekat ve oruç bölümü) adlı eserinin edisyon kritiği ve değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 İslam Hukuku Bilim Dalı
VII/XII. yüzyılın sonları ile VIII/XIV. yüzyıl başlarında yaşamış olan İmam es-Siğnâkî, kelam, fıkıh, nahiv gibi alanlarda eserler kaleme almış, dönemin öne çıkmış ilim adamlarından birisidir. Özellikle el-Hidâye üzerine yazdığı en-Nihâye şerhi hem el-Hidâye'ye yazılmış ilk şerh olması açısından, hem de İmam es-Siğnâkî'nin kendi fıkhi bilgisini bizlere sunması açısından çok önemli bir eserdir. Bu eser kendisinden sonra yazılmış hanefi eserlere de kaynaklık etmesi açısından da ayrı bir öneme sahiptir. Eserin bu öneminden dolayı kritik ve değerlendirmeye tabi tulması gerektiği ortadadır. Bu ihtiyacı bir ölçüde giderebilmek amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Yaptığımız bu çalışma giriş ve üç ana bölümden meydana gelmiştir. Giriş bölümünde çalışmamızın amacı, planı ve yönteminden bahsedilmiştir. Birinci bölümde el-Merğînânî ile şarih es-Siğnâkî hakkında bilgiler sunulmuştur. İkinci bölümde en-Nihâye eseri ayrıntılı bir şekilde tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde ise en-Nihâye eserinin Zekat ve Oruç kitaplarının edisyon ve kritiği yapılmıştır. Giriş bölümünde çalışmamızın amacı, planı ve yönteminden bahsedilmiştir. Çalışmamız sonuç ve kaynakça bölümleriyle tamamlanmıştır. Anahtar Kelimeler: es-Siğnâkî, en-Nihâye, el-Hidâye.