Thesis Search




SEARCH RESULTS

Examining the role of education in the social inclusion of Syrian refugees in Turkish middle schools

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Eğitim Programları ve Öğretim Bilim Dalı
Bu nitel çalışma, Suriyeli mülteci çocukların Türkiye'deki devlet okullarına sosyal uyumunu incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda araştırmamızda aşağıdakileri belirlemek üzere, 20 öğretmen, 9 rehber oğretmen, 54 Süriyeli ve 53 Türk öğrencinin görüşleri alınmıştır: Türkiye'deki mülteci kökenli öğrenciler için okul deneyimleri nelerdir ve politika ile uygulama bu deneyimleri nasıl etkilemektedir; yeni bir eğitimin mülteci çocukların yaşamları üzerindeki etkileri nelerdi; mülteci çocuklarla doğrudan temas halinde olan öğretmen ve okul danışmanlarının sosyal uyum hakkındaki görüşleri nelerdir; Suriyeli ve Türk çocukların yeni çok kültürlü çevre konusundaki hisleri ve tutumları nelerdir? Bire bir yarı-yapılandırılmış görüşmeler ve odak grupları veri toplama yöntemleri olarak kullanılmıştır. Araştırma, İstanbul'da Küçükçekmece, Bağcılar ve Esenyurt ilçelerinde 10 ortaokulda yürütülmüştür. Araştırma sonucunda, Suriyeli öğrencilerin Türk devlet okullarındaki zorlukları: dil engeli, kültürel farklılıklar, önceki eğitim eksikliği, sosyo-ekonomik faktör, davranış sorunları ve ebeveynlerin ilgisizliği olduğunu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, mülteci çocuklar ve çevre arasındaki ilişkilerin okula ve topluma başarılı sosyal katılımda çok önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir. Okullarda çok kültürlü bir ortamı teşvik etmek ve mülteci eğitimi için okul personelini eğitmek, mülteci kökenli öğrencilerin okullara sosyal olarak dahil edilmesini geliştirmek için önemli önerilerden bazılarıdır. Anahtar kelimeler: Süriyeli mülteci öğrenciler, mülteci eğitimi, sosyal uyum, İstanbul

Experiences and knowledge of Turkish siblings regarding autism spectrum disorder

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu araştırmanın amacı, 8-18 yaşları arasındaki tipik gelişim gösteren Türkiye'de yaşayan yedi kardeşin, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanısı olan kardeşleriyle olan deneyimleri ve otizme ilişkin bilgi düzeylerini ortaya koymaktır. Araştırmadan elde edilen bulguların Türkiye'de OSB'li çocuğu olan ailelere verilen hizmetlerin kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunması hedeflenmektedir. Araştırmada nitel yöntem kullanılmıştır. Veriler araştırmacı tarafından gerçekleştirilen yarı-yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla toplanmıştır. Bu amaçla 20 açık uçlu sorudan oluşan görüşme formu kullanılmıştır. Sorular araştırmacılar tarafından hazırlanmış ve ardından uzman (n = 3?) görüşü alınmıştır. Çalışma öncesinde araştırmacı görüşme tekniği hakkında deneyim kazanmak ve ölçü aracının uygunluğunu sınamak üzere bir pilot çalışma yapmıştır. Ross ve Cuskelly (2006) tarafından geliştirilen Otizm Bilgisi Anketi (Knowledge Of Autism Questionnaire- KAQ) katılımcıların otizm hakkındaki bilgilerini değerlendirmek için kullanmıştır. Eskişehir'deki altı aileden yedi katılımcı kartopu örnekleme ile (Hays & Singh, 2012) belirlenmiştir. Araştırmacı tüm katılımcılarla yaptığı görüşmeleri ses kaydına almış ve ardından dökümlerini yapmıştır. Veriler betimsel ve manüel olarak şu sırayla analiz edilmiştir; veri kaydetme, kodlama ve temaların tanımlaması işlemleri. Sonuçların dört ana temada toplandığı görülmüştür: OSB'yi anlama, Kardeşler arasındaki ilişkiler ve etkileşimler, Duygusal işleme ve Kardeşliğin değeri. Bunları da içeren 10 alt tema, katılımcıların yaşadıkları deneyimlerin özlerinden ortaya çıkmıştır. Bulgular beş yıldan uzun bir süredir otizm teşhisi olan çocukların kardeşlerinin otizm hakkında daha iyi bir kavrayışa sahip olduklarını; yaşları büyüdükçe otizmi daha iyi anladıklarını göstermektedir. Kardeşlerin otizmi anlamaları kardeşleriyle olan deneyimlerine bağlıdır. Fakat, bazen kardeşlerin otizme ilişkin anlayışlarının güvenilir olmadığı, otizm hakkında net bir farkındalık edinemedikleri, otizmi çevrelerindeki diğer kişilere açıklayabilmekte zorlandıkları da görülmüştür. Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların kardeşleriyle yürütülen bu çalışmada nitel yollardan veri toplandığı için onların bakış açılarını yansıtan bulgulara dayalı olarak akıl sağlığı alanında çalışan uzmanların, uygulamacıların ve sağlık görevlilerinin uygun müdahaleler oluşturmalarına katkı getirildiği düşünülmektedir. Öncelikle kardeşlere otizm spektrum bozukluğu hakkında en erken dönemde bilgi verilerek onların otizmi doğru tanımalarına destek olunabilir. Bu durum hem kardeşler arasındaki ilişkinin güçlenmesi açısından hem de toplumsal açıdan otizmin anlaşılması açısından katkı sağlayabilir. Bu çalışmanın bulguları aynı zamanda ailelere otizm spektrum bozukluğu olan çocukların kardeşlerinin neler yaşadıkları ve hissettikleri konusunda bilgi sunmaktadır.

Experimental and finite element analysis of residual stresses in cold tube drawing with a fixed mandrel for AISI 1010 steel

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2017 Diğer
Bu tezde sabit mandrel ile boru çekme işleminin analizi ve boru cidarı içindeki kalıntı gerilmelerin ölçümleri yapılmıştır. AISI 1010 çelik boruları % 16 ve 23 kesit daralmalarında çekmek için kalıplar tasarlanmış ve mandreller imal edilmiştir. Boru çekme işlemi yağlı olarak zincir tahrikli soğuk çekme makinesi ile etkili bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Boru çekme işlemi sırasında karşılaşılan bazı çok yaygın kusurlar, düzensiz (non uniform), istenmeyen malzeme deformasyonlarıdır. Ürünün son kalitesine karar verebilmek için boru cidarı içindeki kalıntı gerilmesini belirlemek oldukça önemlidir. Bu çalışmada, kalıntı gerilmelerini ölçmek için farklı ölçüm metotları kullanılmıştır. Bunun yanında, kalıntı gerilmelerini ölçmek için borunun içinde tabaka kaldırma metodunu (RLM) kulanan yenilikçi bir teknik geliştirilmiştir. Borunun dış ve iç yüzeylerinde oluşan birim deformasyonlar frezede RLM yöntemi kullanılarak borunun iç ve dış yüzeylerinde sırasıyla ölçülmüştür. Tek yönde kalıntı gerilmesini belirlemek için yarma metodu (SM) kullanılırken boru cidarı içinde olduğu gibi, boru iç ve dış yüzeylerinin altında beş konumda kalıntı gerilmesini ölçmek için X-Işını kırınımı (XRD) kullanılmıştır. Yer değiştirmeye karşılık, çekme kuvvetini ve kalıntı gerilmelerini dış yüzeyden iç yüzeydeki bir mesafeye göre belirlemek için simetrik eksenli sonlu eleman modeli (FEM) geliştirilmiştir. Oluşturulan model çekme gerilmesinin azalmasına neden olan optimum çekme parametrelerini belirlemek için de iyileştirilmiştir. Deney sonuçlarının iyi bir uyum içinde olduğu ve boru cidarı içindeki kalıntı gerilmelerini ölçmek için ise RLM metodunun en iyi metot olduğu görülmüştür. Sonuçlar, R=16% ve 23% kesit daralmalarında borunun iç yüzeyinde kalıntı gerilmelerinin tamamen farklı olduğunu göstermiştir.

Experimental investigation of shaped metal deposition process by pulsed tig-wire technique

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2016 Diğer
Tungsten asal gaz kaynak ark ısısı kullanılarak harici tel beslemeli şekilli metal yığma, yeni bir katmanlı üretim tekniği olarak adlandırılmakta ve soğuk metal telin ergitilerek bir zemin üzerine katman katman yağılması ile yoğun dolu metal parçaların üretiminde kullanılmaktadır. Bu çalışma, şekilli metal yığma işlemi üzerine çok geniş bir incelemeyi (tasarım, inşa, kontrol, mekanik özellikler, mikro ve makro yapı analizleri) içermektedir. Çalışmada kullanılan bütünleşik katmanlı üretim sistemi, metal yığma sürecinde teslim sürelerini azaltmak üzere geliştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, tasarlanan katmanlı üretim sisteminin, parça modelleme ve bölme, yığma yolu planlama ve parça yığma alanlarındaki kabiliyetlerini incelemekle beraber geliştirilen sistemin üretim limitlerini de raporlamaktır. Bu çalışmanın ayrıca diğer amacı östenitik paslanmaz çeliklerin tek katmanlı ve çok katmanlı yığma süreçlerinde temel mekanizmaları anlamaya çalışmaktır. Deneysel incelemelerde, sürekli ve darbeli TIG ark tipleri kullanılarak yığılmış parçaların kaliteleri karşılaştırılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular kullanılarak, SS308LSi alaşımının şekilli metal yığma işlemi için bir süreç penceresi oluşturulmuştur. Geliştirilen katmanlı üretim sistemi maksimum 400mm3 hacminde, doğrudan CAD verilerinden elde edilen net geometriye yakın metal parçaların üretilmesinde kullanılabilmektedir ve en az satın-al-uç oranı ile yüksek atık malzeme kazancı elde edilebilmektedir. Yüksek frekanslı darbeli ark ısısının kullanıldığı şekilli yığılmış metal parçalarda iyi derecede metalürjik bağlar, hatasız yığınlar ve yüksek mekanik özellikler elde edilmiştir.

Experimental investigation of the effects of a cylinder head post-valve geometry on in-flowing swirl motion in a four cylinder diesel engine

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2014 Otomotiv Bilim Dalı
Bu tez çalışmasında, içten yanmalı dört silindir dizel motora ait silindir kafası subap sonrası geometrilerin emme havasının teğetsel girdap hareketinnin üzerindeki etkisinin deneysel olarak incelemesi raporlanmıştır. Deneysel ölçümler, kürek ölçüm metodunun kullanıldığı sabit ölçüm tezgahı aracılığı ile gerçekleştirilmiştir ve sırasıyla eşeksenel pah açısının, eşeksenel pah derinliğin ve girdap pahı eksen kaçıklığının teğetsel girdap katsayısına ve hava akımı katsayısına etkisi incelenmiştir. Sayısal analiz metodunun sınırları ve deneysel ölçüm metodunun anahtar rolleri raporda değerlendirilmiştir. Çevresel sınır şartlarının ölçüm hassasiyeti (tekrarlanabilirliği ve tekrar üretilebilirliği) üzerindeki etkilerine değinilmiştir ve yukarıda bahsi geçen tüm parametrelerin birleşik olarak teğetsel girdap hareketinin üzerine etkisi ayrıntılı olarak incelenmiştir. Son olarak, imalat prosesinin (döküm yönteminin) teğetsel girdap üzerindeki etkisi incelenmiş ve araştırmanın ilerleyen evrelerinde incelenebilecek parametrelere değinilmiştir.

Experimental investigation of vortex induced hydrodynamic effects acting on the submerged gate and development of vortex breaker apparatus

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Batmış hidrolik sıçrama sonucu oluşan girdap yapıları, düşey kapaklar üzerinde hidrodinamik kaldırma ve sürükleme basınçları oluşturur. Bu çalışmada, batmış akım koşulları altındaki düşey kapağın dudağına ve mansap yüzüne yerleştirilen basınç sensörleri ile vortekslerden dolayı oluşan basınçlar deneysel olarak incelenmiştir. Hidrodinamik etkilerin tam olarak ortaya çıkarılabilmesi için ortalama ve anlık basınç katsayıları farklı Froude sayıları, batıklık oranları ve kapak açıklıkları için değerlendirilmiştir. Vorteks yapıları ile basınç çalkantıları arasındaki ilişki Akustik Doppler Hızölçer (ADH) ölçümleri ile basınç ölçümlerinin senkronizasyonu ile belirlenmiştir. Deneysel sonuçlar incelendiğinde, düşük Froude sayılı akımlarda çevrintili akışın düşey kapağın dudağından ayrılan akışla etkileşime girerek kapak dudağının memba köşesinde basınç dalgalanmalarına neden olduğu görülmüştür. Minimum ortalama basınç katsayısı (ortalama basıncın pik değeri) ayrılan akışın memba köşesine çarpmasından dolayı kapak tabanın merkez çizgisinin ortasında gözlenmiştir. Maksimum zamanla değişen basınç katsayısının kapak açıklığının artmasıyla kapağın mansap köşesine kaydığı görülmüştür. Batmış akım koşulları altındaki kapağın mansabında gözlenen girdap çifti kapağın merkezinde bir düşük momentum bölgesi oluşturmuştur. Ortalama ve değişken sürükleme basınç dağılımlarının asimetrik olması girdap çiftinin kararsız hareketine dayandırılmıştır. Kaldırma ve sürükleme basınç dalgalanmalarının güç spektrumu 19 – 32 Hz frekans aralığında önemli bir enerji seviyesini gösterirken serbest akım koşulları altında kaldırma basınçları etkili bir enerji seviyesinde olmadığı belirlenmiştir. Düşey kapağın memba yüzeyine yerleştirilen farklı tasarımlara sahip vorteks kırıcıların kapağa etkiyen hidrodinamik kuvvetlere etkisi araştırılmıştır. Kapak dudağına yakın bölgeye yerleştirilen yatay perdenin dudakta ve mansap yüzünde oluşan hidrodinamik basınçları azalttığı ve kapak dudağında oluşan durağanlık noktasının kapağın arka kenarına kaydığı görülmüştür.

Experimental investigation on the machinability of hardened AISI H13 hot work tool steel with ceramic inserts

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Makine Mühendisliği Bilim Dalı
Üreticiler sıcak iş takım çeliklerini yeni yüzeyler yapmak veya işlemek için zor buluyorlar. Sorunun temel nedeni, bu alet malzemesinin ısıl işlem görmüş ve sertleşmesidir. Uygulamaları sırasında, bu araç süreçlere zarar verir, yeni malzeme ile değiştirmek çok pahalıdır ve aynı zamanda değiştirilmesi de çok zordur, çünkü tekrarlayan takım aşınmasına neden olur. Bu çalışma , AISI H13 sıcak iş takım çeliğinin işleme süreçlerinin nasıl iyileştirileceğini deneysel olarak incelemekte ve endüstriyel uygulamalar için uygun işleme koşullarını ve parametrelerini önermektedir. Dolayısıyla seramik parçalar kullanılarak sertleştirilmiş ve konvansiyonel olarak ısıl işlem görmüş AISIH13 sıcak iş takım çeliğinin işlenebilirliği deneysel olarak incelenmiştir. Mevcut deneylerden ve literatür incelemelerinden önce yapılmış birkaç denemeye dayanarak, kesici takım malzemesi, işleme koşulları ve parametreleri tanımlanmıştır. Deney sırasında, üç farklı koşul altında; kuru, ıslak ve katkı maddeleri ekleyerek ; farklı kesme hızlarıyla (100,150,200 m/dak), besleme hızlarıyla (0.03, 0.06, 0.09 mm/devir) ve sabit bir kesme derinliği (0,2 mm) kullanarak toplam 27 deneme yapılmıştır. Değerlendirme, 12 adet PVD, kaplanmış seramik tip tornalama kesici uçlu takımlar kullanılarak işleme kuvvetlerine ve sıcaklıklara karşı eşitlenmiştir. Bu deneysel araştırmalardan elde edilen sonuçlar, ıslak işleme koşullarının tüm işleme standartlarında önemli etkileri olduğunu göstermiştir. Bariz bir şekilde, her iki ıslak işleme koşulu sırasında işleme sıcaklığının muazzam bir şekilde azaldığı gösterilmiştir. Böylece, katkı maddelerine sahip ıslak işleme, aşırı talaşlardan dolayı takım ömrünün azaltılması için tehdit oluşturan kesme kuvvetini azaltarak orta ilerleme hızlarında gelişmiş işleme koşulları ve daha düşük kesme hızları gösterdi. Kuru koşullar altında yapılan deneyler, diğer koşullara hiçbir faydalı performans göstermemiştir. Artan kesme hızı, özellikle ıslak koşullarda kesme performansını arttırmış bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Takım aşınması, kesme kuvvetleri, kesme sıcaklığı, kesme sıvıları, AISI H13 sıcak iş takım celiği

Experimental study of local scour downstream of cylindricl bridge pier

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2013 Diğer
Suyun aşındırma etkisinden dolayı, suyun içerisine yapılmış olan yapıların etrafında veya yakınlarındaki alüvyon malzeme hareket eder ve bu olay yerel oyulma olarak adlandırılır. Yerel oyulma sonucunda nehir yatağı seviyesi düşer ve yapının temelini ortaya çıkarabilir. Nehir yatağının aşınmasıyla birlikte oluşan yerel oyulma sonucunda köprü ayakları yük taşımaözelliklerini kaybederler. Bu çalışmada farklı çaptaki silindirik köprü ayak mansabında oluşan yerel oyulma derinliğinin zamana gore değişimi deneysel olarak incelenmiştir. Deneylar Gaziantep Üniversitesi, hidrolik labaratuvarında bulunan 8.3m uzunluğunda, 0.8m genişliğinde ve 0.9m derinliğindeki açık kanalda yapılmıştır. Deneyler 20cm kalınlığında ve dane çapı d50=0.4 mm olan kum üzerinde yapılmıştır. Üç farklı çaptaki köprü ayak modelleri kanal içerisinde 1.5m uzunluğundaki kum taban üzerinde yapılmıştır. Bu çalışmada, maksimum yerel oyulmayı tahmin eden denklem bir analiz programına deneylerden elde edilen maksimum yerel oyulma derinlikleri girilerek bulunmuştur.Anahtar Kelimeler: oyulma, yerel oyulma, köprü ayağı, oyulma derinliği.

Experimental study of sheet pile retaining walls with granulated rubber reinforced backfill

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
İstinat duvarları, köprü kenar ayağı, perde, ikaslı kazı ve mekanik olarak stabilize edilmiş duvarlar gibi zemin istinat yapıları, birçok altyapı projesinde kritik rol oynar ve genellikle farklı yükleme koşullarına maruz kalır. İstinat duvarlarının statik ve dinamik yükleme koşulları altında performansı, dolgu malzemesinin tipine bağlıdır. İstinat duvarlarının arkasında genellikle temiz granüler kohezyonsuz dolgu malzemeleri tercih edilir. Son zamanlarda, parçalanmış lastik kırıntıları, granüler kauçuk, geofoam, uçucu kül, plastik şişeler vb. gibi yeni geri dönüştürülmüş hafif malzemeler, kohezyonsuz granuler zeminle karıştırılarak kullanılabilir. Avrupa Lastik ve Kauçuk Üreticileri Birliği'nin (ETRMA) 2017'deki ömrünü tamamlamış lastik yönetimine ilişkin raporuna göre, Türkiye inşaat mühendisliği, bayındırlık işleri ve dolgu alanlarında geri kazanın hurda lastik kullanımını %0 olarak belirtilmiştir. Öte yandan, bazı ülkeler inşaat malzemesini geliştirmek için granül kauçuklar kullanmaktadır. Kalifornya'da, lastikli asfalt kaplama projelerinde 10 milyondan fazla atık lastik kullanmış veya tasarımı optimize edilmiştir. Bu çalışma, granüler kauçuk kum karışımının zemin istinat yapılarında dolgu malzemesi olarak kullanılabilme becerisini açıklamayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, palplanş arkasındaki granüler kauçuk kum karışımı dolgunun deformasyon özelliklerini ve basınç dağılımını araştırmak için fiziksel model testleri yapılmıştır. Kuru ve doygun zemin koşullarında, fiziksel modelleme testlerinde granül kauçuk kum karışımın dolgu alanları değiştirilmiştir. Granül kauçuk, kumla birlikte kullanıldığında rijitliği ve yoğunluğu azaltan ve kesme mukavemetini artıran umut verici sonuçlar göstermiştir. %6, %8, %10, %12 ve %15 granüler kauçuk karışım oranları, kaba ve ince granüler kauçuk kullanılarak test edilmiştir. Optimum oranın %10 ince taneli kauçuk olduğu belirlenmiştir. Maksimum kuru yoğunluk %3,1 azalmış ve maksimum kesme mukavemeti %6,1 artmıştır.

Exploring new forms through parametric patterns in responsive facades

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Diğer
Bina kabukları ya da cepheleri bina ve çevre arasında bir arayüz olmuştur. Çevre koşullarına uyum sağlamak için tasarlanan etkili ve akıllı cepheler, pencerelerin ve hava akımı sağlayıcıların, çevre koşullarına duyarlı olarak tasarlandığı zamanlara kadar uzanmaktadır. Son birkaç on yılda, teknolojinin gelişmesi ve binalarda her zamankinden daha fazla yeni malzemenin kullanılmasıyla, enerji tüketimi ve tasarrufuna verilen önem büyük ölçüde artmıştır. Cephelerin üstlendiği; ısı yalıtımı, estetik, akustik, aydınlatma gibi birçok önemli rol nedeniyle, yüksek performanslı bina cepheleri, araştırmacıların ve tasarımcıların odağı haline gelmiştir. Bu tez, 3 temel çalışma konusunun kesişimi üzerine temellendirilmiştir; (i) dekoratif olarak kullanımından ziyade mimari jali/kafes elemanlarının işlevsel önemine odaklanarak, İslam dünyasında kullanılagelen pasif serinletme tekniklerinin araştırılması, (ii) Büyük Mughal İmparatorluğu'na ait sanat ve mimari örneklerine odaklanarak, jali başta olmak üzere mimari cephelerde kullanılan İslami geometrik örüntülerin evriminin araştırılması, (iii) bu bilgilerin parametrik tasarım yöntemleri ile entegrasyonun sağlanması yoluyla cephe tasarımında yenilikçi çözümlerin araştırılması. Mevcut uygulamalardan bilgi toplamak, geleneksel uygulamaları ve geometrik örüntüleri modern tasarımlara taşıyan kafes/jali kullanımının olduğu çalışmaları analiz etmek bu tez için önemli bulunmuştur. Sonuç olarak, jali kavramı aracılığıyla kinetik cephelerin nasıl tasarlanabileceğini göstermek amacıyla, basit geometrik örüntülerin kullanıldığı iki tasarım temrini gerçekleştirilerek modüllerin kinetik olma potansiyelleri araştırılmıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçların, kafes/jali üzerine araştırma yapan tasarımcılara, parametrik araçlar kullanılarak kinetik duyarlı cephelerin geliştirilmesinde, yeni ufuklar açması beklenmektir.

Exploring spatial patterns and hotspots of hepatitis A and amoebic dysentery using GIS and geostatistical analysis in Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Coğrafi Bilgi Teknolojileri Bilim Dalı
Bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan salgınlar tarih boyunca belgelenmiştir ve güncel global sağlık raporları insanların çevresel etkileşimden kaynaklı Hepatit A ve Amipli Dizanteri (A Dizanteri) gibi bulaşıcı hastalıklardan etkilenmeye devam ettiğini göstermektedir. Bulaşıcı hastalıkların izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması hem tarihsel verilerin etkin bir şekilde değerlendirilmesi hem de söz konusu hastalıkların mekansal yayılımlarının detaylı olarak incelenmesi ile mümkün olmaktadır. 1854 yılında Londra'da ortaya çıkan kolera salgınından günümüze bu tür çalışmalarda haritalar etkin olarak kullanılmaktadır. Londra'da yaşanan salgında, salgının kaynağı, Dr. John Snow tarafından, haritalar aracılığı ile yapılan mekansal analizler kullanılarak belirlenmiş ve hastalığın daha fazla yayılması bu şekilde önlenmiştir. G ünümüzde benzer analizler bilgisayar ve bilişim teknolojilerinin de gelişimin ve konum verisinin daha hızlı ve etkin üretilmesinin sağladığı imkanlar ile çok daha etkin olarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu kapsamda Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojilerinin sağladığı olanaklar göz ardı edilemeyecek derecede önemlidir. Bu çalışmanın konusu Hepatit A ve A Dizanteri hastalıklarının insidanslarının mekansal dağılımlarına bağlı coğrafi dokularını incelemektir. Hepatit A ve A Dizateri gibi hastalıkların farklı endemik ya da epidemik süreçlerine ilişkin coğrafi dağılımlarına dair doğru ve yeterli istatistiklerin olması bu hastalıkların bulaşıcılık, ölüm, olgu ya da yayılım hızlarına bağlı olarak etkin bir şekilde izlenmesi ve kontrol edilmesine olanak sağlamaktadır. Bu tür değerlendirmeler günümüzde Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve geoistatistik/mekansal istatistik yöntemlerinin etkin kullanımları ile gerçekleştirilebilmektedir. Söz konusu yöntemler kullanılarak hastalıkların zaman ve mekandaki yayılımları ve bu yayılımların oluşturdukları mekansal dokular incelenebilmekte, hastalıkların sebepleri, etkenleri ve farklı sosyal çevrelerdeki hastalık davranışları ortaya konulabilmektedir. Bu bağlamda, halk sağlığının geliştirilmesi için bir araç olan mekansal epidemioloji, çevresel etkilere bağlı sağlık risklerinin değerlendirilmesinde artarak kullanılmaktadır. Çoğunlukla epidemiyolojik analizler risk altındaki nüfusta görülen olguların gözlemlenmesine dayanmaktadır. Tipik olarak olguların dokuları farklı seviyelerede hastalığa maruz kalan hastalar ile kişilerin hastalanmasına etkisi olduğu varsyaılan faktörler ile ilişkilendirilmeye çalışılır. Son yıllarda bu tür çalışmalar gelişen bilgi ve mekansal bilişim teknolojilerinin kullanımı ile çok daha verimli ve güvenilir sonuçlar vermektedir. Bu kapsamda CBS ve geoistatistik yöntemlerin hastalıkların mekansal dokularının belirlenmesi, ölçümü ile bu hastalıkların doğalarının anlaşılmasına önemli katkılar koydukları şüphesizdir. Bu tezde Türkiye'deki il bazlı Hepatit A ve A Dizanteri olgularının zaman ve mekandaki değişimleri; mekansal dağılım, mekansal doku, sıcak noktalar ve kümele

Exploring the emotional labor process: The Turkish managers' perspectives

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Uluslararası İşletmecilik Bilim Dalı
Bu çalışma, Eskişehir'deki otel sektöründeki Türk yöneticilerin duygusal emeği nasıl algıladıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada fenomenoloji yöntemi kullanılmış, sekiz yönetici ile görüşülmüş, veriler yarı yapılandırılmış görüşmeler kullanılarak toplanmıştır. Ve bilgiyi analiz etmek için içerik analizi kullanılmıştır. Analiz, yöneticilerin deneyimini ve anlatımını görselleştiren altı tema sağlamıştır. Bulgular, uzun iş deneyimleri nedeniyle yöneticilerin çoğunun duygusal emeğin olumsuz sonuçlarıyla yüzleşmelerini sağlayan teknikler veya belirli davranışlar geliştirdiğini göstermektedir. Sonuçlar, görüşmecilerin çoğunun stres yönetimi veya duyguların kontrolü ile ilgili herhangi bir eğitim almadığını da vurgulamaktadır. Benzer şekilde, bu çalışmanın sonuçları, müşterilerle sürekli etkileşimin ve takım arkadaşlarının çalışmalarını motive etmenin yöneticiler için duygusal olarak yorucu bir görev olduğunu vurgulamaktadır. Ancak yöneticiler, ekip çalışmasının da bir motivasyon kaynağı olduğunu ortaya koydu.

Exponential reaching law based adaptive sliding mode control of multivariable liquid level processes: An experiment study on quadruple tank process control

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2022 Kontrol ve Kumanda Bilim Dalı
Endüstriyel süreçlerin çoğu karmaşıktır ve birçok belirsizliğe sahiptir. Sistemin süreç çıktılarını analiz etmek ve etkin bir şekilde kontrol etmek için bu süreçlerin dinamik davranışının bilinmesi gerekir. Böyle bir sisteme örnek olarak, tankların etkileşiminden kaynaklı doğrusal olmayan ve çoklu giriş çoklu çıkış yapılı dörtlü tank süreci (QTP) gösterilebilir. Bu nedenle, doğrusal olmayan etkiler, bozucular ve parametre belirsizlikleri sorunlarını çözmek için üstel erişim kuralı (ERL) önerilmiştir. Bu yöntem, erişim süresini azaltmak için süreksiz anahtarlama işlevinin kontrol kazancına göre ayarlanabilmektedir. Yüksek frekans kazancı nedeniyle oluşan çatırtıyı en aza indirmede çok yararlıdır. Ayrıca, bu yöntem, QTP parametrelerini belirlemek için ERL gibi parametre kestirimi kullanılan uyarlanır kayan kipli denetim (ASMC) ve uyarlanır kutup atama denetimi (APPC) yöntemleriyle de karşılaştırılmıştır. Bu denetleyiciler daha sonra son olarak performanslarını daha iyi değerlendirmek için bir oransal-integral-türevsel (PID) denetleyici ile de karşılaştırılmışlardır. Bu değerlendirmeler, geçici yanıt özelliklerine ve başarım göstergelerine göre yürütülmüştür. Denetleyiciler önce benzetim yoluyla ve daha sonra laboratuvarda gerçek QTP üzerinde uygulanmıştır. Önerilen ERL benzetimde en iyi başarıma ulaşmış ve deneylerde tatmin edici sonuçlar vermiştir. Anahtar Kelimeler: Dörtlü Tank, Parametre Kestirimi, Uyarlanır Kutup Atama Denetimi, Kayan Kipli Denetim, Üstel Erişim Kuralı.

Expression profiling of Helicobacter-activated regulatory B cells

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Bilim Dalı
Bakteri, virüs, funguslar gibi yabancı organizmalara ve immün hücreleri tarafından yabancı olarak tanınan antijenlere karşı immün sistem ilk savunmayı sağlar. Vücudumuzdaki her an immün sistem bir çok farklı antijen ile karşılaşır. Bu nedenle, immün sistem bu farklılıkları ayırt etme yeteneğine ve uygun bir şekilde yanıt oluşturma yeteneğine sahiptir. Genel olarak immün sistem hücreleri, doğal ve sonradan kazanılan immün sistem altında yer alır. Doğal immün sistemin üyeleri olan hücreler, bir patojene karşı spesifik olmayan ilk yanıtı oluşturur ve çoğunlukla bu yanıt enflamasyona neden olur. Ayrıca, en önemli doğal immün sistem hücreleri lokal enfeksiyonlara hızlı bir şekilde yanıt veren nötrofiller ve makrofajlardır. Öte yandan, sonradan kazanılan immün sistem hücreleri, spesifik hücre yüzey markırlarına sahip olan T ve B hücrelerini içerir. Bu hücrelerin spesifik bir yabancı antijeni tanıması için belirli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Doğal ve sonradan kazanılmış immün sistem, Helicobacter gibi patojenlerin ortadan kaldırmak için bir düzen içinde çalışır. Helicobacter pylori (H. pylori) seçici olarak gastrik epitelde kolonize olan gram negatif bakteridir. H. pylori enfeksiyonu dünyadaki en yaygın bakteriyel enfeksiyondur. Dünya popülasyonunun yarısından fazlası, yaklaşık olarak yetişkin bireylerin %60'ı ve çocukların %30'u H. pylori ile enfekte durumdadır. Kesin kanıtlar, Helicobacter enfeksiyonunun bir defa kazanıldığında antimikrobiyal tedavi ile ortadan kaldırılmadıkça yaşam boyu devam ettiğini göstermektedir. H. pylori gastrik mukoza hücrelerinde lokalize olur. H. pylori ile enfekte tüm bireylerde genellikle semptom vermeyen kronik gastrik enflamasyon gözlenmektedir. Cag-PAI ve vacA gibi genlerinin varlığı gastrik atrofi, gastrik adenokarsinom gelişimi, konağın mukozal dokusunda aktive olan immün hücrelerin toplanması riskini arttırmaktadır. Ayrıca, yakin zamanda gerçekleştirilen bir calışmada H. pylori ile enfekte grubun H. pylori-negatif grup ile karşılaştırıldığında 1.7-5.3 kat daha fazla bağıl gastrik kanser riskine sahip oldugu gösterilmiştir. H. pylori'nin konak lenfositleri ve antijen sunan hücreler ile etkileşim mekanizması karmaşıktır. Bu nedenle, regülatör B ve T hücreleri immün patojenite ve koruma arasındaki denegenin kurulmasında önemli bir role sahiptir. Son zamanlarda, regülatör T hücrelerinin farelerdeki H.pylori ile indüklenen gastriti azalttığı gösterilmiştir. Aynı zamanda, regülatör T hücreleri bakterinin mukozada yüksek oranda kolonize olmasına da izin verir. Bununla beraber, enfekte bireylerde H. pylori-spesifik CD4+ CD25+ regülatör T hücreleri H. pylori'ye karşı gelişen hafıza T hücre cevabını baskılamaktadır. Ayrıca, Helicobacter ile ilişkili immün yanıtta regülatör B hücrelerinin rolü de araştırılmıştır. IL-10 üreten B hücreleri TLR-2/Myd88 yolağı aracılığıyla aktive olmaktadır. Bununla birlikte, IL-10 üreten B hücreleri, naif T hücrelerinin tip-1 regülatör T (Tr1) hücrelerine farklılaşmasına neden olmaktadır.

Expropriation of investment within foreign direct investments under Iranian legal system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2015 Diğer
Günümüzde, dolaylı ve doğrudan yabancı yatırımlar uluslararası ticari ve ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmın teşkil etmektedir. 20. yüzyılın başında buyana milli devletler yabancı sermaye yatırımcıların biri kalkınma vasıtası olarak görmekte, bunları teşvik etmektedir. Yabancı sermaye bakımından ev sahibi ülkenin politik, ekonomik ve hukuki istikrarı büyük önem taşımaktadır. Çünkü yatırımın geleceği, önemli ölçüde ülkedeki bu istikrara bağlıdır. Yabancı sermaye yatırımlarının önemli bir kısmı, özellikle sanayi alanındaki yatırımlar ile uzun süreli ve kalıcı oluşturmaktadır. Bu itibarla bir ülkenin yabancı sermaye bakımından elverişli sayılabilmesi için politik, ekonomik ve hukuki istikrarın sürekli olması gerekmektedir. Ancak, gerçek hiçbir zaman böyle olmamıştır. Yabancı sermayeye ihtiyaç duyan kalkınmakta olan ülkelerdeki sosyal, siyasal ve ekonomik istikrasızlıklar daima potansiyel bir tehlike olarak mevcut olmuş ve yabancı sermaye bakımından tehdit oluşturmuştur. İran İslam Cumhuriyeti 1979'da yaşadığı devrimden dolayı yabancı yatırım konusunda ve iç hukukunda yenilemelere ve birçok değişikliklere tanık olmuştur. Çalışmamızda doğrudan Yabancı Yatırımın hukukî boyutuna ağırlık vererek Iran Hukukunda, doğrudan yabancı yatırımın hukuki çerçevesin dikkate alınarak uluslararası yatırım ilkeleri ile uyum içinde olup olmadığı ve yatırıma el konulması şartlarını, yürürlükte bulunan mevzuat dikkate alınarak incelenecektir.

Extended kalman filter estimation based control of double twin rotor aerodynamic system

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2019 Diğer
Bu tezde geleneksel tek pervaneli helikopter sistemine kıyasla daha hızlı dinamik tepkiler elde ederek performansın arttırılması için tasarlanmış yeni bir 2DOF Aerodinamik Sistemin kontrol tasarım stratejisi ve davranış tahmini ele alınmıştır. Önerilen tasarımda her serbestlik derecesini kontrol etmek için iki eyleyici kullanılmakta böylece tahrik ünitesi tepki olarak daha çevik hale getirilmektedir. Bu tez, temel olarak iki alana odaklanmaktadır: 2DOF Aerodinamik Sistemin davranış bilgilerini tahmin etmek için genişletilmiş Kalman filtresinin uygulanması ve kontrol stratejilerinin uygulanması ve karşılaştırılması. Bu tezin ana katkıları, fazla tahrikli 2DOF Aerodinamik Sisteminin matematiksel modelinin geliştirilmesi, oryantasyon tahmini ve saha hareketi için yerçekimi dengeleme stratejisinin geliştirilmesidir. 2DOF Aerodinamik Sistemin üç ana bölümünün matematiksel modellenmesi geliştirilmiştir. İlk olarak, sistem gövdesi çerçevesi, motorlar ve motorları tutmak için gerekli bileşenlerden oluşan dönel gövdeler için Newton ikinci yasalarını kullanarak moment denkleminin geliştirilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu moment denklemlerini kullanarak, önerilen sistemin dinamikleri Simulink modelinde analiz edilmiştir. İkincisi, itme kuvveti ve tork üretimi için statik deneyler, itme kuvveti ve tork denklemlerinin yaklaşık parametrelerinin tanımlanması ve ayrıca itme sisteminin verimliliğinin analiz edilmesi için yapılmıştır. Üçüncüsü, motorun dinamikleri, bir dizi çeşitli giriş sinyalinin verildiği ve uygun bir transfer fonksiyonunun yaklaştığı bir dizi deney yapılarak tanımlanmıştır. EKF, teklif edilen sistemin belirsiz durumlarını, yerleşik düşük maliyetli IMU sensöründen gelen gürültülü ölçümlerden tahmin etmek için uygulanır. Bu tahmin edilen durumlar daha sonra arzu tutumunu sürdürmek için kontrol algoritmasında geri bildirim bilgisi olarak kullanılır. Yerçekimi dengelemesi, yerçekimi kuvveti tarafından oluşturulan torku dengelemek için, perde dinamik kontrol cihazına eklenir. Bu kompanzasyon modeli, perde dinamik modelinin evrilmiş modelinin bulunmasıyla geliştirilmiştir. Elde edilen transfer fonksiyonu, yerçekimi nedeniyle değişen bozulma torkunu dengelemektedir. Kontrol sisteminin tasarımında yer alan iki ana bölüm, kontrol tahsis algoritması ve kontrol yasasıdır. Kontrol tahsis metodu kontrol sinyallerinin karşılık gelen motor setine programlanmasını içerir. Tasarım tahsisi, gerekli motor sinyallerini almak için durum geri besleme değerlerini yaklaşık kazanç matrisiyle kullanır. Kontrol kanunu tasarlanırken, üç kontrol stratejisi: Tam Durumlu Basamaklı denetleyici, PID denetleyici ve son olarak Bulanık Mantık denetleyici tasarlanmış ve karşılaştırma yapılmıştır.

External shocks and macroeconomic policies in Africa

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 İktisat Bilim Dalı
Sahra altı Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğunun gelir getiren ana faaliyetleri belirli emtialardan elde edilen ihracat gelirlerinden meydana gelmektedir. Bu anlamda bazı araştırmacılar, son on yılda bu ülkelerde kaydedilen etkileyici makroekonomik performansın, uzun süren emtia fiyat artışlarından ve ona eşlik eden güçlü sermaye girişleri tarafından tetiklendiğini savunmaktadırlar. Emtia süper döngüsü olarak bilinen bu olgu, küresel ekonominin yavaşlamasıyla birçok emtia ihraç eden ülke için emtia ticaret hadlerinin önemli dalgalanmalarına neden olan son küresel mali kriz tarafından kesintiye uğramıştır. Bunun sonucunda son yıllarda emtia süper döngüsü sona ermiş ve özellikle Sahra altı Afrika'da büyük makroekonomik zorluklar yaşanmıştır. Emtia ihraç eden ülkeler açısından bakıldığında, değişken ticaret hadleri ve istikrarsız emtia fiyatları makroekonomi yönetimini zorlaştırmakta ve bu ülkelerin emtia fiyat şoklarına karşı kırılganlıklarını artırmaktadır. Bu tezin amacı, ticaret hadlerinin ve birincil emtia fiyatlarının aracılık ettiği dışsal şokların finansal sektörde, reel döviz kurunda ve maliye politikasında meydana getirdiği değişimlerin makroekonomik politika üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Bu çalışmada, ticaret hadlerindeki ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmalara verilen makroekonomik politika tepkilerini incelemek için teknik açıdan gelişmiş ekonometrik yöntemlerden faydalanılacaktır. Bu yöntemler; yumuşak geçişli panel regresyon modeli, dinamik panel eşik yaklaşımı, doğrusal olmayan panel otoregresif dağıtılmış gecikme modeli ve etkileşimli sabit efektler modeli olarak belirlenmiştir. Bu ekonometrik yaklaşımlar, gibi önceki çalışmalarda yer alan yatay kesit bağımlılığı, ülkeler arası heterojenlik, endojenlik, doğrusal olmama, eşik etkisi ve zamanla değişen heterojenlik çeşitli ekonometrik eksikliklerin önemli şekilde giderilmesini sağlayacaktır. Çalışmada Sahra altı Afrika'da emtia ihraç eden çeşitli ülkelerden büyük bir örneklem alınmaktadır. Bu bağlamda çalışma, kaynak zengin ülkelerdeki finansal kalkınma, döviz kuru ve maliye politikası ile ilgili sorulara yeni bakış açıları sağlamayı hedefleyen politikaların değerlendirilmesine odaklanarak, makroekonomi alanındaki teorik ve ampirik çalışmalara katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada, petrol ihraç eden ülkelerde demokratik hesap verebilirlik derecesiyle açıklanan finansal kaynak hipotezi lehine kanıt sunulmaktadır. Sonuçlar ayrıca, birincil emtia fiyatlarının emtia ihraç eden ülkelerde reel döviz kuru dinamiklerinin temel tetikleyicisi olduğunu göstermektedir. Sonuçlar spesifik olarak, reel döviz kurunun ticaret şoklarına olan tepkisinin asimetrik olduğunu göstermektedir. Reel değerlendirmeye göre kısa vadede ticaret hadlerindeki negatif şoklar, reel efektif döviz kurunun değer kaybetmesine neden olurken uzun vadede bu negatif şoklar olumlu sonuç göstermektedir. Buna ek olarak, reel döviz kurunun asimetrik tepkileri emtia alt gruplarında farklılık göstermektedir ve ener

Extraction of collagen from food waste and the preparation of polyhydroxyalkanoate composites

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Biyokimya Bilim Dalı
Kolajen doğada, omurgalı hayvanlarda en çok bulunan proteinlerden birisidir ve farmasötik, biyomedikal ve gıda endüstrilerinde sayısız uygulama alanlarına sahiptir. Bununla birlikte, yüksek maliyeti ve çeşitli sağlık ile ilgili ve sosyo-kültürel endişeler nedeniyle sınırlı kullanım alanı bulabilmektedir.Bu sebepler bilim adamlarını kolajen ekstraksiyonu için memeli hayvanların dışında, daha ucuz, yenilenebilir kaynaklar bulmaya yöneltmektedir. Çalışmamızda, yeterince değerlendirilemeyen kümes ve deniz hayvanları atkları için yeni ve verimli bir kullanım alanı bulmak amacı ile, ilk defa olarak, bıldırcın yumurta kabuklarından ve mırmır balığı atık materyallerinden kolajen izole edilmiştir. Ön kimyasal işlemlerden sonar homojenize edilmiş bıldırcın yumurta kabuğu membranından asit çözünür ve pepsin çözünür kolajen ekstrakte edilmiştir. Benzer şekilde, deri, pul, kenik ve yüzgeç gibi farklı mırmır balığı atık materyallerinden de asit çözünür ve pepsin çözünür kolajen izole edilmiştir. Elde edilen kolajenlerin karakterizasyonları, elektroforez modelleri yardımı ile gerçekleştirilmiştir. Biyopolimer poli(3-hidroksibutirat) (PHB) ve mırmır balığı derisi kolajeni kullanılarak, elektrospin yöntemi ile nano fiber yapılı materyaller hazırlanmıştır. Bu nano fiber materyallerin karakterizasyonu Fourier Transform Infrared Spektroskopisi ve Taramalı Elektron Mikroskopisi ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, hem bıldırcın yumurtası membranı hem de mırmır balığı atıklarının, besin ve ilaç endüstrilerinde kullanılmak üzere kolajen kaynağı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Ayrıca, biyobozunurluk ve biouyumluluk özellikleri gö önüne alındığında, PHB/Kolajen nano fiber materyallerin, çeşitli biyomedikal uygulamalarda kullanılmaları umut vadetmektedir.

Extraction of phytochemicals from Scolymus hispanicus and determination of potential health effects

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Şevketi Bostan (Scolymus hispanicus) Türkiye'de gıda olarak tüketilen tıbbi bir bitkidir. Yerel halk tarafından çeşitli rahatsızlıkların giderilmesinde uzun yıllarıdır kullanılmaktadır. Geçmişte ilaç formundaki kök kabuğu özütleri böbrek taşı düşürmek için kullanılmıştır. Sadece kök kabuğu yenmekte, toprak üstü kısmı ve kök ortası atık olarak kabul edilmektedir. Toplama zamanı ve bitkinin olgunluğunun bu bitkinin fitokimyasal kompozisyonuna etkisi daha önce incelenmemiştir. Ayrıca, önceki çalışmalarda sadece yenilen kısımdaki biyoaktif bileşenler analiz edilmiş, atıklar (kök ortası ve toprak üstü kısım) daha önce analiz edilmemiştir. Bu çalışmada, Kasım 2016 – Temmuz 2017 arası hasat edilmiş S. hispanicus'un toprak üstü, kök ortası ve kök kabuğu etanol özütlerinde çeşitli fitokimyasallar ve toplam antioksidan aktivite ölçülmüştür. Kök ve toprak üstü kısımlarda baskın olan fitokimyasallar farklı olurken, fitokimyasallar hasat zamanından değişen seviyelerde etkilenmiştir. Toplam fenolik madde ve toplam antioksidan aktivite toprak üstü kısımda köklere göre daha yüksekken, toplam triterpenoidler kök kabuğu ve kök ortası dokularında daha yüksek olmuştur. İnce tabaka kromatografisi analizi ekstraktlarda serbest triterpenoid olmadığını göstermiştir, ancak triterpenoid içermesi muhtemel glikozitler bulunmaktadır. S. hispanicus'un ham ekstraktı Caco-2 hücresi büyümesinde sitotoksik etki göstermiştir. Sonuçlar, bu ekstraktların kolon kanseri üzerinde potansiyel koruyucu etkileri olabileceğini düşündürmektedir.

Eyyûbîler Döneminde Şam bölgesinde Nizârîler ve Râşidüddin Sinân

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 İslam Mezhepleri Tarihi Bilim Dalı
1160'lı ?ıll?rın b?şlarında, Suri?? bölgesinde bulunan Nizârî İsmâilî'l?rin ?önetimine geçen İr?n'lı dâî Râşidüddin Sinân, Nizârîlerin d?v?tinin m?rk?zi ?l?n ?l?mut't?ki yöneticiler k?rşısınd? b?ğımsız bir ??zis??na geçti. Nizâriyye İsmâiliyesinin t?rihindeki ?n ?tkili insanlardan biri ?l?r?k k?bul ?dil?n Râşidüddin, Nizârîl?ri en baştan to?layı?, birleştirerek s?vunm? v? s?ldırı k?bili??tlil?rini güçlendirmiştir. F?dâîl?ri ?r??ılığı?l? düşm?nl?rın? k?rşı suik?st girişiml?rin? b?şl???n Râşidüddin'in h?d?f s?çtiği sim?l?rın b?şınd? ???ûbî D?vl?ti'nin kuru?usu S?lâh?ddîn-i ???ûbî g?lm?kt?dir. S?lâh?ddîn, k?ndisin? k?rşı iki b?ş?rısız suik?st girişimind? bulun?n Râşidüddin'in ikâm?t ?ttiği ?is?âf K?l?si'ni kuş?t?r?k Râşidüdin'i bun?ltmışs? d? ??m? m?liki v? d??ısı Şihâb?ddîn ??hmûd b. ??k?ş'in ?r??? girm?si?l? kuş?tm??ı k?ldırmıştır. ?is?âf kuş?tm?sınd?n s?nr? S?lâh?ddîn'? k?rşı giriştiği suik?st f??li??tl?rin? s?n v?rm?k z?rund? k?l?n Râşidüddin, bund?n s?nr? sult?nl? k?rşı k?rşı?? g?lm?m??? dikk?t ?tmiştir. S?lâh?ddîn is?, 1192'd? İngilt?r? kr?lı Ri?h?rd il? imz?l?dığı b?rış ?nl?şm?sın?, Sinân'ın k?ntr?lünd?ki Nizârî bölg?l?ri d? dâhil ?d?r?k, h?l?fl?ri il? Nizârîl?r ?r?sınd? d?stluğ? d???lı sür???k bir ilişkinin t?m?lini ?tmıştır. ?n?ht?r K?lim?l?r: S?lâh?ddîn Eyyûbîl, Râşidüddin Sinân, Nizârî İsmâilîlik