Thesis Search




SEARCH RESULTS

Frequency control in an isolated power system with high penetration of wind power

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
Rüzgar enerjisinin global enerjideki oran artıkça, rüzgar türbinlerini güç sistemlerine entagrasyonu ile birlikte rüzgar türbinlerinin kontrölü daha önemli hale gelmektedir. Daha önceki amaç türbinde sadece güç üretimini maksimum elde etmeye dayalı iken artık frekans kontrölü de gerekli olmaktadır. Geleneksel senkron makinelerin ataleti, atalet kontrolcü ile rüzgar türbinlerinde de sağlanabilir. Bu tezin amacı rüzgar türbinlerinde atalet emülasyonu ve birincil frekans kontrol (PFC) sağlayan değişken hız rüzgar türbinleri (VSWT) atalet kontrolcü ve droop kontrolcü tasarlamaktadır. İzole edilmiş geleneksel bir buhar türbini jeneratörü ve 4 adet aynı Type D rüzgar türbininden oluşan bir güç sistemi Simulink ile simule edilmiştir. Modellerden bir tanesi simule edilmiştir ve diğerlerini temsil etmek üzere tüm rüzgar çiftliğinin gerçek hız değerleri ile test edilmiştir. Sonuçlar, yükteki anı bir yüksek durumunda, rüzgar türbinlerinin frekans kontrolüne hiçbir katkısı olmayan duruma göre, atalet ve droop kontrolcülerin frekanstaki düşüşü iyeleştirmeye daha iyi performans olduğunu göstermektedir

FRP kompozitler ile güçlendirilen eksenel yük etkisindeki silindir beton elemanların sonlu elemanlar yöntemi ile analizi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
Bu çalışmada, Karbon ve Cam Elyaf Takviyeli Polimer (CFRP ve GFRP) kompozitler ile güçlendirilen eksenel yük etkisi altındaki standart silindir boyutlara sahip beton elemanların sonlu elemanlar yöntemi ile analizi yapılmıştır. Silindir beton numuneler ortalama 6,7, 11 ve 20,8 MPa basınç dayanımına sahiptir. Çalışmada, tek doğrultulu CFRP ve GFRP ile eksenel basınç kuvvetine karşı dışarıdan enine sarılarak güçlendirmiş betonların sonuçları kullanılmıştır. Beton numunelerin modellenmesinde ABAQUS Sonlu Elamanlar Metodu(SEM) paket programı kullanılmıştır. ABAQUS'te istenen parametreler; deneysel çalışmalardan, literatürden ve modellemede yaygın olarak kullanılan bazı temel formüllerden elde edilmiştir. Modelleme için gerekli parametreler belirlenerek düşük dayanımlı betonlara ait sonlu elemanlar modeli oluşturulmuştur. Çözüm ağı boyutu ve şekli, dilasyon açısı gibi model parametreleri beton davranışını önemli ölçüde etkilediği için öncelikle düşük dayanımlı betonlara uygun parametrelerin tespiti üzerine çalışılmıştır. Beton modeli deneysel çalışma sonuçları ile doğrulandıktan sonra Elyaf Takvieyli Polimer (FRP) kompozitler ile güçlendirilmiş betonların analizi yapılmıştır. FRP Kompozitler sonlu elemanlar modelinde beton yan yüzeylerine kabuk eleman olarak tanımlanmıştır. Ayrıca SEM ile beton dayanımı ve FRP katman sayıları değiştirilerek parametrik çalışma yapılmıştır. FRP ile güçlendirilmiş düşük dayanımlı betonların basınç dayanımlarını ve birim şekil değiştirmelerini hesaplayabilmek için literatürdeki formüller analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlarına göre; beton numuneler davranışı ve FRP kompozitler ile güçlendirilen betonların davranışı önerilen sonlu elemanlar modeli ile iyi bir yakınsama ile doğrulanmıştır. Düşük dayanıma sahip betonlar için uygun model parametreleri tespit edilmiştir. Deneysel çalışma sonuçları ve parametrik çalışma sonuçları kullanılarak FRP ile güçlendirilmiş düşük dayanımlı betonların basınç dayanımlarını ve birim şekil değiştirmelerini daha doğru hesaplayacak 'Gerilme Modeli' ve 'Birim Şekil Değiştirme Modeli' formülleri üretilmiştir.

Ftalosiyaninle kaplanmış titanyumdioksidin fotokatalitik uygulamaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
Son zamanlarda çevresel kirleticilerin geniş bir alana yayılması çevre için ciddi sorunlardan biri haline gelmiş ve çok büyük miktarlarda su, hava ve topraktaki kirliliğin arındırılmasını gerekli kılmıştır. Bu çalışmanın amacı, sudaki güç dekompoze olan organik kirleticilerin görünür ışık desteği ile bozunmalarını sağlamaktır. Görünür ışık ile çeşitli kirleticilerin bozunması genel olarak iki ana gruba ayrılmıştır. İlk grupta organik kirleticilerin fotooksidatif bozunmasını kolaylaştırıcı TiO2 yarıiletkenler kullanılmaktadır. Bu işlemlerin ana amacı, atık suların arıtılması için görünür ışığın dalga boyu aralığını mümkün olduğu kadar genişletmektir. İkinci grup ise, TiO2 yarıiletken kullanmadan organik kirleticilerin çeşitli yollarla bozunmasını içermektedir. Günümüzde polikristalin TiO2 numuneleri, etkili fotokatalitik sistemler olarak sudaki organik kirleticilerin parçalanması için kullanılmaktadır. TiO2 temelli fotokatalizörlerle sudaki çeşitli organik kirleticilerin oksidatif fotobozunması, ekonomik yararları ve çevre dostu özelliklerinden dolayı son yıllarda çok büyük ilgi çekmektedir. Ftalosiyaninler (Pc), çok çeşitli fenol türevlerinin oksidasyon reaksiyonu için fotokatalizör olarak kullanılmıştır. 1907'de, Braun ve Tcherniac,2-siyanobenzamidin hazırlanışı sırasında çözünmeyen koyu renkli bir yan ürün olarak ftalosiyanin bileşiğini ilk kez sentezlemişlerdir. 1934 yılında, yaptıkları çalışmalarla ftalosiyaninlerin yapısını gerçek anlamda açıklayan ise Linstead ve grubu olmuştur. Bu çalışmalardan elde edilen verilerle, hem halka boşluğunda farklı metaller içeren hem de periferal konumda değişik sübstitüentler içeren çok sayıda metalli ve metalsiz ftalosiyanin bileşiği sentezlenmiştir. Yüksek fotokararlılık ve ışık absorblama yeteneklerinden dolayı metal-ftalosiyaninler birçok reaksiyonlar için etkin fotohassaslaştırıcı ve katalizördür. Karboksil sübstitüentleri içeren ftalosiyaninler, TiO2 gibi oksit yarı iletkenler üzerine hidroksillenmiş oksit yüzey ile kolay etkileşimleri nedeniyle adsorbe edilmeye yatkındırlar. Metalli ftalosiyaninler (MPc), görünür bölgede yüksek absorpsiyon katsayıları ile çok kararlı boyalardırlar. Metalli ftalosiyaninlerde, merkez metal atomunu değiştirerek bunların redoks yeteneklerini çeşitlendirmek mümkündür. Homojen çözelti ve misel sistemlerde karboksillenmiş metalli ftalosiyaninlerin fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri daha önce incelenmiştir. Ftalonitril, ftalik asit, ftalimid, ftalik anhidrit ve o-siyanobenzamid türevlerini başlangıç maddesi kullanarak ftalosiyaninler hazırlanabilir. Ftalik anhidritler maliyeti düşük olduğu için özellikle endüstriyel işlemlerde tercih edilmektedir. Fakat diğer yandan, ftalonitriller yüksek saflıkta reaksiyonlara neden olurlar ve maliyetleri genellikle yüksek olduğu için maliyetin önemli olmadığı, kalitenin önemli olduğu daha küçük ölçekli sentezlerde ve ileri teknoloji uygulamalarında kullanılırlar. Bunun ötesinde, ftalonitriller değişik sentetik yöntemlerle

Functionalized cellulose-based adsorbent for lithium recoveryfrom aqueous solutions

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2021 Diğer
Bu çalışma, başta zeytin dalları olmak üzere zeytin budama atıklarından düşük maliyetli ancak oldukça etkili lityum seçimli biyo-sorbent üretimine odaklanmıştır. Zeytin dalları, selülozik olmayan malzemeleri ve aktif bölgelerin oluşumunu engelleyen aktif hidroksil gruplarını elimine etmek içim NaOH ile muamele edilmiştir. Zeytin dalları daha sonra 150 °C'de homojen fosforilasyon ile aktifleştirildi. POB, NOB ve FOB örneklerinin, yapılarındaki ve özelliklerindeki değişiklikleri gözlemlemek için SEM, XRD, FTIR, BET, XPS ve TGA analizleri yapılmıştır. Lityum adsorpsiyonunu etkileyen faktörler, bir kesikli sistemde sentezlenen FOB varlığında araştırılmıştır ve ICP-OES ile analiz edilmiştir. Adsorpsiyon izotermleri, 30 °C'de 6,7 mg/g maksimum adsorpsiyon kapasitesi göstermiş ve Langmuir izoterm modelinden daha iyi Freundlich izoterm modeline uymuştur. Kinetik çalışmalar hızlı kinetik sergilemiş ve dengeye 6 dakikada ulaşılırken, termodinamik çalışmalar etkileşim arayüzünde ekzotermik, kendiliğinden bir reaksiyon ve artan rastgelelik göstermiştir. Rejenerasyon çalışmaları, 1.0 M HCl'de %99.6'lık Li+ desorpsiyon verimliliği ile FOB'un sürdürülebilirliğini kanıtlamıştır. Sentezlenen FOB, Lewatit TP 260'a göre daha iyi derecede kolon kullanımı ve elüsyon verimliliği göstermiştir; oda sıcaklığında gerçekleştirilen adsorpsiyon kolonu çalışmalarında FOB ve Lewatit TP 260'ın kolon kullanımı ve elüsyon verimliliğ sırasıyla %56,8 ve %95,8; %16,0 ve %50,4 olarak belirlenmiştir. Fakat, Lewatit TP 260, 1,33 mg Li/ml geçiş kapasitesi gösterirken FOB, 2,1 mg Li/ml ile zayıf bir geçiş kapasitesi göstermiştir. Tüm deneysel sonuçlara dayanarak, yeni işlevselleştirilmiş zeytin dallarının (FOB), potansiyel bir lityum seçimli biyo-sorbent olduğu kanıtlanmıştır ve lityumun sulu kaynaklarından geri kazanımında kullanılabilir.

Futbol federasyonlarında iyi yönetişim ilkelerinin uygulanmasının incelenmesi: Filistin futbol federasyonu örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Diğer
Bu çalışmanın asıl amacı; Filistin Futbol Federasyonunda iyi yönetişim ilkelerinin uygulanmasının incelenmesidir. Alt amacı ise; Filistin Futbol Federasyonu'nda iyi yönetişim ilkelerinin uygulanma düzeyinin değerlendirilmesinde katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Bu bağlamda, çalışmanın örneklemini Filistin Futbol Federasyonunda görev yapan genel kurulu, yönetim kurulunu, idari kadrolar ile daimî ve geçici komitelerin 135 üyesi oluşturmaktadır. Çalışmayla ilgili verileri toplamak amacıyla Filistin Futbol Federasyonu'nda iyi yönetişim ilkelerinin uygulama düzeyini ölçmek için bir anket geliştirilmiştir. Anket formu , katılımcılara elektronik ortamda ve araştırmacı tarafından yüz yüzegörüşme yoluyla uygulanmıştır, elde edilen veriler AMOS ve SPSS programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın temel amacı ile ilgili sonuçlara göre; Filistin Futbol Federasyonunun genel iyi yönetişim ilkelerini orta düzeyde (x =3,08 ±0,40), şeffaflık ilkesini orta düzeyde ( x=2,98±0,63), katılım ve demokratik süreçler ilkesini orta düzeyde (x=3,21±0,60), kontrol mekanizmaları ilkesini orta düzeyde (x =2,99±0,65), dürüstlük ilkesini orta düzeyde (x = 3,07±0,64) , dayanışma ve geliştirme ilkesini orta düzeyde (x = 3,10±0,60) uyguladığını tespit edilmiştir. Bu sonuçlardan yola çıkarak Filistin Futbol Federasyonu'nun yönetişim ilkelerine sahip olduğunu, ancak uygulamada gerekli seviyeye henüz ulaşmadığı sonucuna varabiliriz. Araştırmanın alt amaçlarına ilişkin sonuçlar ise şunlardır: ? Katılımcıların şeffaflık, katılım ve demokratik süreçler, dürüstlük, dayanışma ve geliştirme ilkelerini uygulamalarına ilişkin görüşleri eğitim düzeyi açısından istatistik olarak anlamlı bir şekilde farklılık göstermediği, kontrol mekanizmaları ilkesinde ise anlamlı bir farklılığın olduğu tespit edilmiştir. ? Katılımcıların şeffaflık, dayanışma ve geliştirme ilkelerini uygulamalarına ilişkin görüşleri federasyondaki pozisyonları açısından istatistik olarak anlamlı bir şekilde farklılık göstermediği, katılım ve demokratik süreçler, dürüstlük ve kontrol mekanizmaları ilkelerinde ise anlamlı bir farklılığın olduğu bulunmuştur. ? Katılımcıların dayanışma ve geliştirme ilkesini uygulamalarına ilişkin görüşleri çalışma veya üyelik süresi açısından istatistiki olarak anlamlı bir şekilde farklılık göstermediği, katılım ve demokratik süreçler, şeffaflık ve dürüstlük ilkelerinde ise anlamlı bir farklılığın olduğu bulunmuştur. ? Katılımcıların dayanışma ve geliştirme, katılım ve demokratik süreçler ilkelerinin uygulamalarına ilişkin görüşleri yönetişim kavramı ve ilkelerine ilişkin bilgileri açısından istatistik olarak anlamlı bir şekilde farklılık göstermediği, şeffaflık, dürüstlük ve kontrol mekanizmalar ilkelerinde ise anlamlı bir farklılığın olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına dayanarak, Filistin Futbol Federasyonu'nda iyi yönetişim ilkelerinin uygulanmasını benimsemeye ihtiyaç vardır. Bunu gerçekleştirmek i

Fuzzy count data models with heaped data points

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 İstatistik Teorisi Bilim Dalı
Sayma veri modelleri teorisi temelde olayların kesin sayımlarının bağımlı değişken olarak tanımlanmasına dayanır. Ancak pratikte bu sayımların bazen kesin olamayacağı ve bu nedenle belirsiz olarak raporlandığı durumlar vardır. Bu çalışmada, belirsiz olarak gözlemi bildirilen yığılmış ( heaped ) veri noktalarını, tanımlamanın bir yolu olarak bulanık olduğu varsayımı kullanılmaktadır. Ancak, pratikte bir veri setindeki tüm sayımları kesin olmayan olarak bildirmek olası olmadığından, yeni bir olabilirlik fonksiyonu önerilmektedir. Bulanık sayımların alpha-cuts'larının birleştirilmesine ek olarak, bu olabilirlik fonksiyonu kesin ve bulanık raporlanmış sayımları da içermektedir. Önerilen modelin uygulamaları iki farklı veri seti kullanılarak gösterilmektedir: İlk uygulama da bir ay içinde içilen sigara sayısıyla ilişkili faktörleri belirlemeye çalışan bir sigara bırakma çalışması verisi kullanılmış, ve ikinci uygulamada ergen genç kızların (18 yaş altı) cinsel eş sayısını öngörmeye çalışan bir boylamsal çalışma verisi kullanılmıştır. Sonuç olarak, gerçek veri örneği ve simülasyon çalışmasından, önerilen modelin, özellikle bir veri kümesindeki bulanık sayımların belirsizliği arttığında sayımları tahmin etmede performansının daha iyi olduğu gösterilmektedir; bu durum sayım veri kümesinde belirsizlik bulunduğunda modelimizin çok kullanışlı olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca sonuçlar göstermektedir ki daha önce mümkün olmayan bir özellik olan alpha-cuts'ların dahil edilmesi iyi modeller elde edilmesini sağlamaktadır.

Fuzzy traffic signal control in vehicular ad hoc networks

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2018 Diğer
Trafik sinyal kontrolu (TSK), dünyanın büyük kentleri için büyük bir endişe kaynağıdır. Verimsiz ve etkisiz kesişim kontrolu, ekonomik, çevresel ve sosyal problemleri ortaya çıkarmaktadır. Çoğu zaman, döngü dedektörleri ve sensör yeteneği ile sınırlı olan kameralar gibi algılayıcılara dayanmaktadır. Tasarsız araç ağları (TAA) TSK'nin araçlar için gerçek bilgi edinmesini sağlar. Bu, araçlarla iletişim kurabilen kavşağın ortasında yol kenar birimi (YKB) gerektirir. Sensörlü TSK'lerin iki önemli dezavantajı vardır: kurulum / bakım maliyetleri ve arıza oranı. Bunun yanı sıra, günümüzde TAA'lı TSK'lerin de karmaşık trafik gözetimi ve etkisiz kontrol çözüme olmak üzere iki önemli dezavantajı vardır. Bunun temel nedeni, penetrasyon oranı (PO) olarak adlandırılan, bu teknolojiyi kullanan araçların sayısının az olmasıdır. Bu tez, TAA ortamında bulunan TSK sinyal kesişme algoritmalarının düşük PO'larına odaklanmaktadır. Bu işlem TAA iletişimleri, basit trafik gözetimi ve akıllı kontrol çözümü aracılığıyla yapılmaktadır. TAA haberleşmede, Araç-Herşey (AH) iletişimleri özellikle trafik gözetleme işlemi için uygundur. Bunun nedeni, düşük gecikme süreleri ve Araç-Araç (AA) ve Araç-Altyapı (AAltyapı) iletişimi yoluyla araç arasında anında iletişim kurabilme yeteneklerinden kaynaklanmaktadır. Son dönemdeki TSK çözümleri, kendi kendini düzenleyen algoritmalara (örn. Müfreze, aşamalı, yürüyen ve tıkanıklık temelli) odaklanmaktadır. Her algoritmanın ana fikri, bir optimizasyon sorunu yerine bir adaptif trafik çözümlerine çalışılmıştır. Yerel bilgilere dayanarak, bu problem çözülebilir. Her birinin en büyük dezavantajı, belirli trafik koşulları için değil diğerleri için uygun olmasıdır. Bu sorunu çözmek için, trafik koşul kriterlerine dayanan uygun bir algoritmayı seçmek için basit mantık ve bulanık mantık olmak üzere iki yaklaşım önerilmiştir. Önerilen iki yaklaşım, bu alanda yakın zamanda geliştirilen algoritmaların davranışlarıyla simüle edilmiş ve değerlendirilmiştir. Sonuçlar, düşük PO'da bile TAA ortamını kullanarak TSK'lerimizin (özellikle bulanık mantık) iyi bir performans gösterdiği görülmüştür.

GaAs pHEMT class-E power amplifier design

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Elektronik Mühendisliği Bilim Dalı
Yüksek güçlü RF kuvvetlendiciler mikrodalga sistemlerde genelde verici katında antenden önce yer alır. Bu tür kuvvetlendiricilerin tasarımlarında yüksek frekans elektroniğinin tasarım ilkelerine ek doğrusal olmayan tasarım tekniklerinin de kullanılmak zorundadır. Bir RF güç kuvvetlendiricisi aktif elemana ek olarak giriş ve çıkış katından oluşur. Giriş ve çıkış katı aynı zamanda transistörün giriş ve çıkış empedansını yük ve kaynağın empedansına uydurmak için kullanılır. Bu sayede transistörün girişe uygulanan güç yansıma kaybı olmadan transistöre aktarılır, transistörde kuvvetlendirilen işaret de yüke aktarılır. Güç kuvvetlendicileri yüksek güç tükettiği için üretilen işaretin kayıpsız olarak aktarılması verimin arttırılması açısından önemlidir. Bir güç kuvvetlendiricisinin temel özellikleri şunlardır: Çıkış gücü seviyesi, verim, güç kazancı, bant genişliği ve doğrusallık. Çıkış gücü, bant genişliği ve çalışma frekansı sistem tasarımcıları tarafından belirlenen parametrelerdir. Güç kuvvetlendirici tasarımında bu veriler temel alınarak mümkün olduğunca yüksek verime sahip kuvvetlendirici tasarlanması gerekir. Genelde doğrusallık ile verim arasında test orantı bulunur. Güç kuvvetlendiricilerinin veriminin arttırılabilmesi için doyma bölgesinde çalıştırılması gerekir. Bu da doğrusallığı bozmaktadır. Bu nedenle tasarımcı bu iki değişken arasında en uygun olanı seçmelidir. RF güç kuvvetlendirici tasarımında ilk olarak hangi teknolojinin kullanılacağı belirlenmelidir. Örneğin GaAs yapılı transistörler düşük gerilimle çalışması gereken sistemler için uygunken, GaN yapılı transistörler çok daha yüksek güç gerektiren yüksek gerilimle çalışabilen sistemler için uygundur. Teknolojinin belirlenmesinin ardından sistemde kullanılacak modülasyonun yapısı da dikkate alınarak uygun bir kuvvetlendirici sınıfı seçilir. Kutuplamaya bağlı A ve AB türü kuvvetlendiriciler yüksek doğrusallığa sahipken verimleri düşüktür. Yine kutuplamaya bağlı B ve C sınıfı kuvvetlendiricilerin verimleri daha yüksek olmasına rağmen doğrusallıkları ve kazançları düşüktür. Bu tür kuvvetlenlendicilere ek olarak, çıkıştaki gerilim ve akım şekillendirmesine bağlı olarak E ve F sınıfı gibi kuvvetlendiciler mevcuttur. Bu kuvvetlenlendicilerde harmonikler uygun şekilde sonlandırılarak çıkış katındaki akım ve gerilim şekillendirilerek verim arttırılır. Ancak doğrusallık da azalır. Küp uydular düşük maliyetleri ve hızlı tasarlanabilmeleri sebebiyle ünivetsitelerde sıklıkla bilimsel çalışmalar için tercih edilmektedir. Ancak bu uydular çok küçük olduğu için üretebildikleri güç de sınırlı olmaktadır. Sınırlı bu gücün en verimli şekilde kullanılabilmesi için verimi yüksek devreler tercih edilmektedir. Küp uydularda haberleşme için düşük bant genişliğine sahip basit modülasyon yapıları tercih edilir. Bu nedenle küp uydu vericilerindeki güç kuvvetlendiricilerinin yüksek verimli olması öncelikli tasarım hedefidir. Bu tez çalışmasında, standart küp uydu gerilimi olan 5V ile çalışabilecek, yüksek v

Gábor Bálint'in derlemelerine göre XIX. yüzyıl Tatarcası (İnceleme, metin, dizin)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Gábor Bálint de Szentkatolna (1844-1913), XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başı döneminde yaşayan önde gelen Macar dilbilimcilerinden biridir. G. Bálint'in «Kazáni-Tatár nyelvtanulmányok» («Kazan Tatarcası Dil Çalışmaları»), 1875 yılında Budapeşte'de yayınlanmış olup Tatarcanın dil özelliklerini Avrupa'da tanıtan ilk çalışmalardan biri olmuştur. Bu çalışmada derlenmiş metinler temel dil malzemesi olarak kullandığı bu tez çalışmasında, XIX. yüzyılın Tatar-Kreşin dilinin özellikleri ortaya konmuştur. Çalışmamız Giriş, İnceleme, Metin, Sonuç olmak üzere dört ana bölümden oluşmuştur. Giriş bölümünde Rusya'da ve dünyada Tatarcanın incelemesi tarihi, Tatarcanın ağızları sistemi üzerinde durulmuş, Kreşinler hakkında bilgi verilmiş, Gábor Bálint ve yaşadığı dönemin, yaptığı işlerin panoraması çizilmeye çalışılmış. İnceleme bölümü metnin ses bilgisi, şekil bilgisi, söz varlığı özellikleri üzerine yapılmıştır. Metin bölümü derlenen metinlerin Transkripsyonu, Türkiye Türkçesi karşılığı ve Sözlükten oluşmaktadır. Sonuç bölümünde ise tez çalışmamızın sonucunda elde edilen verilere yer verilmiştir.

Gagauz konuşma dili: Kıpçak kasabası örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Türkiyat Araştırmaları Bilim Dalı
Gagauz yazı dili XX. yüzyılda konuşma dili temelinde gelişmeye başlamıştır. Bugüne kadar Gagauzca üzerine yapılan gramer araştırmaları ve makalelerin çoğu yazılı metinlerden hareketle yapılmıştır. Yazı geleneği yeni olduğu için konuşma dili Gagauzcanın esas şeklidir. Bugünkü konuşurların çoğu okulda anadili eğitimini almamış, bu yüzden genelde yazı diline hakim değildir. Bu çalışma, Moldova Cumhuriyeti Gagauzya Özerk Bölgesi Kıpçak kasabasında konuşulan Gagauzcanın tipik özelliklerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Kıpçak'ta alan araştırması sırasında derlenen malzemeden hareketle konuşma dilinin ses envanteri çıkarılmış, fonemleri ve varyantları tespit edilmiş, parçalarüstü birimler ele alınmış, ses değişimleri betimlenmiştir. Konuşma dilinin leksikolojik özellikleri ortaya çıkarılmış, farklı dillerden alınan kopya kelimelerin tasnifi yapılmıştır. Ünlülerin vurgusuz hecelerde indirgenmesi, farklı nedenlerden meydana gelen değişken ünlü uzunluğu, hece ve ses düşmeleri, çeşitli ses nöbetleşmeleri, süre, durak ve vurgu gibi parçalarüstü birimlerin anlam ayırıcı olabilmesi, konuşma dilinin fonetik ve fonolojik özellikleridir. Başta Rusça olmak üzere yabancı dillerden kopyalanan kelime ve yapıların yaygın bir şekilde kullanımı konuşma dilini standart yazı dilinden ayıran ana karakteristiklerden biridir. Anahtar Sözcükler: Gagauzca, konuşma dili, Kıpçak kasabası, fonoloji, leksikoloji

Gagauz Türklerinde Türkçe dinî metinler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Bu tezin ana hedefi, Gagauz Türklerindeki Türkçe dinî metinlerle ilgili ayrıntılı bilgi verip aynı metinlerde görülen yazımsal, fonetik ve morfolojik özellikleri tespit etmektir. Farklı zaman dilimi içinde yazılan Mihail Çakir'in dua tercümeleri, Elizaveta Kvilinkova'nın derlemeleri ve Sergey ile Viktor Kopuşçu'nun dua kitabı, bu çalışmanın ana kaynaklarını teşkil etmektedir. Çalışmanın ilk bölümünde tarihte Kıpçak ve Karamanlı Türklerinde Hristiyanlık konusuna kısaca değinilmiştir. İkinci bölümünde Gagauzların dinî hayatının tarihçesi verilerek Gagauz Türklerinde dinî metinlerin türleri hakkında ayrıntılı bilgi sunulmuştur. Üçüncü bölümünde dinî metinlerin örneklerinin Latin alfabesine aktarılmış hali bulunmaktadır. Dördüncü ve beşinci bölümlerde sesbilgisel ve şekil bilgisel tahlillerin yanı sıra metinlerin yazını ve söz varlığı ile ilgili bazı özelliklere yer verilmiştir. Son olarak, çalışmada rastlanan bazı Hristiyanlık terimlerinin sözlükçesi ve metinlerin dizini eklenmiştir.

Galatat-ı Terceme 6. defteri (İnceleme-metin- dizin- tıpkıbasım)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Türk Dili Bilim Dalı
Bu tez çalışması İBB Atatürk Kitaplığı Kütüphanesi bel-Osm-k.02668-01/06 demirbaş numarasıyla kayıtlı olan Said Kemalpaşazâde'nin yazmış olduğu Galatat-ı Terceme eserinin 6. Defteri üzerindedir. İlgili tez çalışması inceleme, metin, dizin ve tıpkıbasım olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. İnceleme bölümünde galatat kelimesi, galatat sözlükleri, yazarın hayatı ve eseriyle ilgili bilgiler verilmiştir. Metin bölümünde eser Latin harflarine aktarılmıştır. Dizin bölümünde 6. Defterde yer alan kelimeler alfabetik sıralanışına göre sıralanmıştır. Kelimelerin anlamaları, hangi dilden alındığı ve kaç kere tekrarlandığı ele alınmıştır. Son bölümde ise İBB Atatürk Kitaplığı bel-Osm-k.02668-01/06 demirbaş numarasıyla kayıtlı olan Galatat-ı Terceme Defter'inin tıpkıbasımı bulunmaktadır.

Gambiya koşullarındaki hava oransal nemi ve sıcaklığın soğan, lahana, domates, havuç ve marul tohumlarında, tohum kalitesine etkisi ve suda tutma yöntemi ile kalitenin artırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2015 Diğer
Bu araştırma, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Tohum Bilimi Laboratuarında, domates, soğan, lahana, marul ve havuç tohumlarının canlılığında tohum depolama neminin ve sıcaklığın etkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Tohumların depolanmaları sırasındaki canlılıklarına etkileri araştırmak için Gambiya'dakine benzer yüksek sıcaklık ve bağıl nem koşullarında tohumlar depolanmıştır. Tohumlar, 2 ve 4 ay süresince 27oC ve %60 bağıl nem ve 30oC ve %70 bağıl nem koşullarında yapay olarak yaşlandırılmıştır. Yaşlandırma süresi boyunca nihai çimlenme ve çıkış oranları azalmıştır. KKF1 lahana çeşidi dışında 2 ay yaşlandırma süresi tohumların çoğu için canlılıklarını korumada önemli bir tahribata yol açmamıştır. Ancak 4 ay yaşlandırma sonrasında yalnızca domates Heinz ve Roma ve Stonehead lahana tohumlarının çimlenme ve çıkış oranları %50 üzerinde kalmıştır. KKF1, Aysberg, Texas Grano, Greatlakes ve New Kurado tohumları 4 ay yaşlandırma sonrasında tamamen ölmüş ve Violet de galmi ile Money Maker %25 altında nihai çimlenme ve fidelenme oranlarına sahip olabilmiştir. Yaşlandırılan tohumların kuvvetlendirilmek için çiftlik uygulaması 2 ay yaşlandırılan tohumlarda 4 ay yaşlandırılanlara göre daha başarılı olmuşken 4 ay yaşlandırılanlar için önemli bir nihai çimlenme ve çıkış etkisi gözlenmemiştir. Nihai çıkışında oranları Roma, Heinz, Stonehead, KKF1, Violet de Galmi ve İceberg için sırasıyla % 90 - % 94; %79 - %84; %71 -%75; %72 - %79; %77 - %89 olmuştur. Ancak kontrolle kıyaslandığında uygulama çimlenme ve fidelenmede hızlanma sağlamıştır. Yüksek sıcaklık ve bağıl nemin, tohumların yaşayabilirliğine büyük etkileri olduğu sonucuna varılmıştır. Gambiya koşullarında tohumların uzun süreli depolanmasının, tohum bozunumunu azaltmak ve tohum depolanma ömrünü artırmak için hermetik kaplarda yapılması önerilmektedir.

Gambiya- Türkiye ilişkileri (1960-2016)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Siyasi Tarih Bilim Dalı
Bu çalışma, Türkiye'nin Afrika'daki varlığının tarihi, ilişkinin geçmişi ve Türkiye Cumhuriyetinin dikkatini Afrika kıtasına yöneltmesine sevk eden nedenlere ilişkin kapsamlı bir çalışmadır. Ancak, bu araştırmanın temel amacı, Türkiye cumhuriyeti ve Gambiya Cumhuriyeti arasındaki ilişkilere, her iki tarafın birbirine ilgi duymasını tetikleyen nedenlere odaklanmak ve onları incelemektir. Türkiye-Gambiya ilişkilerinin gelişme yolları, her iki ülke tarafından imzalanan işbirliği ve anlaşmalar ve bu anlaşmaların faydaları, bunun yanında her iki tarafın karşı karşıya kaldığı önemli zorlukların müzakeresi de incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Gambiya, Türkiye, Afrika, Dış Politika, İşbirliği

Gambiya'da afrika hayvan tripanosomozisi hastalığından etkilenen bölgelerde tripanosom yaygınlığı, inek sütü bileşimi ve sığır yetiştiricilerinin üretim uygulamaları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Hayvan Yetiştirme Bilim Dalı
Gambiya'da doğal otlatmaya dayalı olarak yetiştirilen sığırlar ile ilgili bu tezde, Afrika Hayvan Tripanosomozisi (AHT) hastalığının çeşitli yönleri çoklu yaklaşımlarla incelenmiştir. Tezin ilk aşamasında, 1980'den 2018'e kadar Gambiya'da AHT ile ilgili yapılan yayınların sistematik derlemesi ve meta-analizi yapılmıştır. İkinci aşamada, yarı yapılandırılmış anket formlarıyla nitel ve nicel veri toplamayı içeren bir anket gerçekleştirilmiştir. Üçüncü aşamada, Gambiya'nın altı hayvancılık bölgesinin beşinde olmak üzere hem yağmurlu hem erken kurak mevsimde her iki cinsiyetten sığırlardan 921 kan örneği ve 233 inekten süt örneği eş zamanlı olarak alınmıştır. Örnek alınan her hayvanın anemik durumu, laboratuvarda ölçülen ve kandaki kırmızı kan hücrelerinin (eritrositler) hacmini ifade eden paketlenmiş hücre hacmi (PHH) vasıtasıyla belirlenmiştir. Kan örnekleri daha sonra mikroskopi (buffy coat tekniği - BCT) ve moleküler yöntemler (hem gerçek zamanlı hem geleneksel polimeraz zincir reaksiyonu - PZR) ile analiz edilmiştir. Her süt örneği ultrasonik bir süt analiz cihazı ile aşağıdaki 10 parametreyi belirlemek üzere üç tekrarlı olarak analiz edilmiştir: kuru madde (KM) (%), yağ (%), yağsız kuru madde (YKM) (%), protein (%), laktoz (%), tuzlar (mineraller) (%), elektrik iletkenliği (mS/cm), su içeriği (%), yoğunluk (kg/m3) ve donma noktası (oC). Daha sonra süt verileri, IBM SPSS istatistik programında GLM Univariate prosedürü (tek bağımlı değişkenli genel doğrusal model) kullanılarak derinlemesine incelenmiştir. Modelde yedi faktörün (örnek alma bölgesi, ineğin yaşı, ineğin PHH değeri, kıl örtüsü rengi, günlük sağım sayısı, ineği besleme şekli ve süt örneği alma mevsimi) etkisi incelenmiştir. Tahminlenen marjinal ortalamalara (TMO) dayalı ikili karşılaştırmalar, asgari önemli fark seçeneği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Meta-analizde, BCT ile teşhise dayalı olarak Gambiya'daki sığırlarda (N'Dama ırkı) havuzlanmış tripanosomozis prevalansı %5.2 (%95 GA: 4.0 – 6.4) düzeyinde bulunmuştur. BCT kullanılarak mikroskopi ile kan örneklerinin teşhisi sonucunda tripanosomozis prevalansı ise %2.5 (%95 GA: 1.5 – 3.5) olarak belirlenmiştir. Tripanosomozis prevalansının erkeklerde (%5.1; GA: 2.3 – 7.9) dişi sığırlara göre (%1.6; GA: 0.7 – 2.6) çok daha yüksek olduğu görülmüştür. Yağmurlu ve erken kurak mevsimlerde tripanosomozis prevalansı sırasıyla %2.7 (GA: 1.2 – 4.2) ve %2.3 (GA: 1.0 – 3.7) olarak belirlenmiştir. Mikroskopi yöntemine dayalı sonuçlar, mevsim dikkate alınmadığı takdirde, T. congolense ve T. vivax varlığının hemen hemen aynı oranda olduğunu göstermektedir. Hem BCT hem PZR (gerçek zamanlı ve geleneksel PZR) ile T. brucei için sıfır prevalans belirlenmiş, ancak T. congolense ve T. vivax için PZR sonuçları ikna edici görünmemiştir. Anket çalışmasına katılanların neredeyse tamamı (%97.4) laktasyondaki ineklerin AHT hastalığından etkilenebileceğini belirtmiş ve çeçe sineği AHT için en çok bahsedilen (%92) vektör olmuştur. Katılımcıların dörtte üçünd

Gambiya'da kadınların araziye erişim haklarının geliştirilmesi: Alt nehir bölgesi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Kadınlar dünya çapında hayatın hemen her alanında ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Arazi hakları ve araziye erişim kadınların karşılaştıkları sayısız sorunlar arasında yer almaktadır. Gambiya'da kadınların durumlarının iyileştirilmesi için gerçekleştirilen bütün çabalara rağmen siyasi, sosyo- kültürel ve ekonomik nedenlerle araziye erişimhakları büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Gambiya'da 1997 Anayasası'nın 33 (5). maddesi bünyesinde kadınlara yönelik ayrımcılık barındırmakla birlikte, kadınların arazi haklarını garanti altına almakta da başarısız olmuştur. Gambiya, CEDAW da dahil olmak üzere, kadın haklarını garanti altına alan birçok uluslararası belgeye imzacı statüsündedir. Bütün bunlara rağmen, araziye erişim ve arazi mülkiyeti özellikle Gambiya Alt Nehri Bölgesi'nin kadınları için büyük bir sorun olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, bu tez Gambiya'da kadınların araziye erişim ve sahip olmada yaşadıkları zorunlukları Alt Nehir Bölgesi'deki durumu örnek alarak incelemeyi ve betimlemeyi hedefliyor. Bu araştırmada kadınların arazi erişimi ve arazi hakları konusunda yasal ve politik çerçeveleri araştırılarak, Gambiya Alt Nehir Bölgesi kadınlarının arazi haklarını engelleyen farklı faktörler incelenecektir. Bu çalışma, son kertede cinsiyet eşitliğini güvence altına alarak, toplumu geliştirmek amacıyla Alt Nehir Bölgesi'nde kadınların arazi haklarını teşvik edecek bazı önerilerde bulunmayı hedeflemektedir. Anahtar kelimeler: Arazi, Mülkiyet, CEDAW, Erişim hakları, İnsan Hakları, Kadınlar

Gambiya'da kistik echinococcosis'in yaygınlığı ve ekonomik kayıpları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Kistik Echinococcosis (KE) dünya çapında yaygındır, Doğu ve Kuzey Afrika'da süper endemik bölgelerdir, çiftlik hayvanlarında önemli ekonomik kayıplara neden olur. Batı Afrika'da hastalığın yaygın olduğundan şüphe edilmektedir, fakat şimdiye kadar hastalık üzerine birkaç epidemiyolojik çalışma yapılmıştır. Bu çalışma; Gambiya'daki mezbahalarda hastalığın varlığını saptamak ve KE'un yaygınlığını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Ülkede bulunan beş mezbahada Temmuz-Aralık 2017 tarihleri arasında 1968 adet kesilen sığır, koyun ve keçi varlığı KE yönünden postmortem muayeneleri yapılmış. Muayene edilen hayvanların %56,1' i keçi, %28,9'u sığır, %15'i koyundur. Kesilen hayvanların ortalama yaşı 4-6 yıldır. Muayene edilen hayvanlarda hidatik kist bulunamamıştır (%0,0). Muayene edilen koyun ve keçilerin 16/1400 (%1,1)'inde kalsifiye kist bulunmuştur. Buradan çıkarılabilecek sonuç; Gambiya mezbahalarında Kistik Echinococcosis bir problem değildir ve organ imhalarından dolayı ekonomik kayıp yoktur. KE'nin Gambiya'daki durumunu daha iyi anlayabilmek için parazitin hem ara konak hem de son konaklardaki varlığını tespit etmek amacıyla moleküler teknikler kullanılmalıdır. Anahtar Sözcükler: Kistik Echinococcosis, yaygınlık, ekonomik kayıp, Gambiya, mezbaha

Gambiya'daki iklim değişikliğinin gıda güvenliği üzerindeki etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Kentleşme ve Çevre Sorunları Bilim Dalı
Gambiya'da gıda üretimi, sınırlı makineleşmeye, yağmurla beslenen tarıma ve yağış miktarı da hava koşullarına bağlı olduğundan, iklim değişikliğinin ülkedeki gıda güvenliği üzerinde çok büyük etkileri olacaktır. Bu çalışmanın amacı, iklim değişikliğinin Gambiya'daki gıda güvenliği üzerindeki etkilerini analiz ederek incelemektir; Yükselen sıcaklıklar, düzensiz yağış şekilleri ve deniz seviyesinin yükselmesinin tarımsal üretimdeki etkileri ve iklim değişikliğinin gıda üretimine olan etkilerini dengelemek için tarımsal ve iklim değişikliği politikalarının etkinliğini belirlemektir. Çalışma incelemeleri temel alan ampirik araştırmalardan elde edilen ikincil veri ve literatür incelemelerini kullanmaktadır. İklim değişikliğinin gıda güvenliği üzerindeki etkilerinin analizi, gıda verimliliğindeki azalmanın gıda mevcudiyetini etkilediğini göstermektedir. İklim değişikliği ve çevre politikalarının analizi, mevcut iklim değişikliği politikalarının, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaktan ve güçlendirmekten daha çok emisyon azaltımına odaklandığını ve dolayısıyla iklim ve çevre politikalarının eşit bir şekilde iklim değişikliği üzerinde güven oluşturulmasına yoğunlaşılmasını önermektedir.

Gambiya'nın tarım ürünleri ihracatını geliştirme olanakları üzerine bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
daha sonra dolduracakır

Gana Borsası'nın etkinliğinin artırılmasında bilgi teknolojilerinin rolü

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Finansal kurumlarda Bilgi/Bilişım Teknolojisi (BT) kullanımı sektördeki bütün paydaşlar için vazgeçilemez hale gelmiştir. Yakın zamanlarda, borsanın işlemlerinin her bir yönünü artan bir şekilde otomasyon yoluyla yönetme eğilimi ortaya çıkmıştır. Bununla beraber, gelişmekte olan ülkelerdeki borsaların, özellikle Gana borsasının, BT ile yönetilen borsa işlemlerinin etkinliği ve verimi göz önüne alındığında hala evrimleşme aşamasında olduğu düşünülebilir. Mevcut kaynaklarda, verimliliği ve etkinliği temin etmek için borsanın işlevsel ve genel idari faaliyetleri için kullanılan BT platformları ve süreçlerinin değerlendirmesi yoktur. Bu yüzden, araştırmanın amacı üç grupta toplanabilir. Birincisi, işlerini yürütürken GMKB'nin (Gana Menkul Kıymetler Borsası) yönetimi ve çalışanları tarafından benimsenen BT araç, gereç ve platformlarını belirlemektir. İkincisi BT'nin benimsenmesinin GMKB'deki farklı paydaşların faaliyetlerini hangi boyutta geliştirip geliştirmediğini değerlendirmektir. Üçüncüsü, benimsenen BT'nin, GMKB'nin yönetiminin ve çalışanlarının, piyasadaki bazı paydaşların farklı gayrı ahlaki ve hileli faaliyetlerini engelleme yeteneğini hangi ölçüde arttırıp arttırmadığını değerlendirmektir. Bu amaçları elde etmek için, borsalarda BT'nin benimsenmesi hakkındaki araştırmalarla ilgili kapsamlı kaynak taraması yapılmıştır. Dahası, 90'ının cevap verdiği 100 farklı paydaş üzerinde araştırma soruları ile ilişkili anketler yapılmıştır. GMKB'nin farklı yöneticilerinin ve çalışanlarının işlerini yürütürken, BT araç, gereç ve platformlarını benimsedikleri ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda, GMKB'nin alım satımla ilgili olan veya olmayan faaliyetlerinin otomasyonunun paydaşların faaliyetlerini önemli bir biçimde tetiklediği ortaya çıkmıştır. Son olarak da, araştırma, bir ölçüde BT'nin GMKB'nin yönetiminin piyasadaki paydaşların farklı gayrı ahlaki ve hileli faaliyetlerini önleme yeteneğini arttırdığı ortaya çıkmıştır. Bununla beraber, çalışma GMKB'nin BT sistemini, daha fazla verim ve etkinlik sağlamak için küresel standartları karşılama amacıyla yeniden dizayn etmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Çalışma, son olarak da ilave çalışma yapmaya değecek bazı alanları önermektedir.